E-ticaret Girişimcilerine 5 Altın Öneri

Ülkemizde 30 milyar TL hacme yaklaşan e-ticaret sektörü, her geçen yıl birçok yeni oyuncuya ev sahipliği yapsa da, bu girişimlerin çok küçük bir kısmı başarılı oluyor. Günlük satışı 1-2 siparişten fazla olan e-ticaret sitelerinin henüz bin rakamına ulaşmadığını söyleyen ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, şirketini büyütmek isteyen girişimciler için önemli ipuçları verdi.

E-ticaret, Türkiye’deki toplam perakendenin yüzde 2’sinin üzerinde bir hacme sahip. Gelişmiş ülkelerde bu oranın, Türkiye’dekinin 4-5 katı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sektörün birçok yeni oyuncuya ve büyümeye açık olduğu görülüyor. Ancak günümüzde birçok kişi e-ticaret girişiminde bulunsa da, küçük bir kısmı başarılı oluyor. Sektörün yüzde 90’ından fazla cirosuna sahip, Türkiye’nin önde gelen e-ticaret sitelerinden oluşan 40’ı aşkın üyesi bulunan ETİD’in (Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, e-ticaret sektöründe olan girişimcilerin, şirketlerini büyütmeleri için gerekli olan ipuçlarını paylaştı:

1- Ekip

Ne iş yaparsanız yapın, o işi yapanın aslında bir ekip olduğunu unutmayın. Mükemmel bir ekip hedefi ile olanakların size sağladığı en iyi çalışanlara sahip olun. Bunlara ek olarak, ekibin liderini seçerken iki kat fazla düşünün. E-ticaret çok dinamik bir alan ve bu alanda başarıya ulaşmak için analitik, kendini sürekli geliştiren ve diğer tüm yöneticilik vasıflarına sahip bir e-ticaret yöneticisine sahip değilseniz, başarılı olma şansınız çok düşecektir.

2- İş planı ve operasyonel süreçleri atlamayın

E-ticaret çok hızlı gelişen bir alan ve aynı zamanda da, çok hızlı aksiyon gerektiren bir yönetim gerektiriyor. Bu nedenle, ilk siparişinizi almadan çok iyi bir iş planı yapmak şart. Bu iş planı en az üç yıllık hedeflerinize giden yolları tanımlamıyorsa, başarınız bir tesadüf olacaktır. Bu süreç, bütün iş yapış şeklinizi, markanızı, müşteriye kattığınız değerleri, pazarlama sürecinizi, operasyonel etkinliklerinizi gibi bütün detayları tanımlamalıdır. İşe başladıktan sonra başınızın ağrımasını istemiyorsanız bu süreçler ve prosedürlerin tamamı hazır olmalı. Eğer bunu yapabilecek yetkinlikte değilseniz, işe koyulmadan danışmanlıklar alın.

3- Omnichannel ile her alanda kaliteyi yakalayın

Eğer halihazırda mağazalarınız varsa, mağazalarınızla web sitenizi bütünleştirirken doğru adımları atmanız, size çok önemli avantajlar sağlayacaktır. E-ticaret mağazanızı açarak yeni bir mağaza değil, yepyeni bir kanal yaratıyorsunuz. Bu nedenle, konuyu geniş düşünmek gerekiyor. Omnichannel ile sadece mağazadan iade veya teslimat düşünmekle kendinizi sınırlandırmayın. Omnichannel ile her iki kanala daha fazla trafik yaratmayı ve daha fazla değer katmayı hedeflemelisiniz.

4- Emek harcayın

E-ticaretin en güzel yanlarından bir tanesi, ne kadar emek verilirse, o kadar başarıya ulaşmanın mümkün olmasıdır. Bunu kendiniz için bir avantaj haline getirin. Çünkü, halihazırda rakipleriniz bunu yapıyor veya kısa zamanda bunu yapan bir rakiple karşılaşacaksınız. Ne satıyorsanız onu çok iyi anlatın, avantajlı olduğunuz ürünleri çok iyi pazarlayın ve giderlerinizi hep çok sıkı kontrol edin. Maliyet avantajlarınızı fiyatlarınıza yansıtarak çok önemli hacimler yakalayabilirsiniz.

5- Kendinizi geliştirin

Bu işe soyunduysanız, kendinizi büyük bir denizdeki küçük bir sandalda bulacaksınız. Eğer kendinizi sürekli geliştirip deneyimlerinizden iyi dersler çıkartır ve doğru analizler yaparsanız, altınızdaki sandal koca bir transatlantiğe dönüşecek ve siz, dalgalarla boğuşmak yerine onlarla dans edeceksiniz.

Türkiye Tasarım Haftası’na Dünyaya Açılan Türk Modacılar Damga Vurdu

Türkiye Tasarım Haftası/Design Week Turkey’in ikinci gününe dünyaya açılan ünlü Türk moda tasarımcıları damga vurdu. Masaya dönüşen etek şovuyla dünyaca ün kazanan, ABD First Lady’si Michelle Obama ve şarkıcı Lady Gaga gibi isimleri giydiren Türk moda tasarımcısı Hüseyin Çağlayan, vefa örneği sergileyerek “İhracatçılar olmasıydı, masa etkisi de olmazdı. Tekstil, hazır giyim ihracatçıları ve çatı örgütü olarak TİM destek verdiler. Son dönemde yaptığım tüm defileleri İTKİB destekledi” dedi.

Atıl Kutoğlu: “Şu anda arkasında çok büyük holdinglerin olduğu dev markalarla yarış halindeyiz. Büyük kuruluşlar yabancı markaları getirmek yerine Türk markalara destek olsalar işimiz kolaylaşacak. Lüks marka müşterileri artık ‘Bana her yerde olmayan bir tasarım getir’ anlayışına sahip. Türk tasarımcılara gün doğacak.”

Dice Kayek markasının yaratıcısı Ece Ege: “İstanbul egzotik bir şehir. Londra, Paris gibi merkezlerden artık insanlar çok sıkıldı. İstanbul’da da bir moda haftası mutlaka olmalı.”

1476968723_huseyin_caglayan1

Türkiye Tasarım Haftası/Design Week Turkey’in ikinci gününe dünyaya açılan ünlü Türk moda tasarımcıları damga vurdu. Etkinlik boyunca düzenlenen panellere katılan Hüseyin Çağlayan, Atıl Kutoğlu ve Dice Kayek markasının yaratıcısı Ece-Ayşe Ege kardeşler gibi tasarımcılar, İtalya gibi moda ülkelerinden yarım asır sonra yarışa katılan Türkiye’nin çok iyi bir noktaya geldiğini, güçlü bir sermaye desteğiyle küresel moda endüstrisinde daha kalıcı olabileceğini vurguladı.

ABD First Lady’si Michelle Obama ve ünlü şarkıcı Lady Gaga gibi isimleri giydiren ünlü moda tasarımcılarından Hüseyin Çağlayan, etkinlikteki “Modanın Dahisi” konulu panelde konuştu. Savaşta sadece çok özel eşyalarını alıp kaçmak zorunda kalanların dramını anlattığı masaya dönüşen etek şovuyla dünyaca ünlenen Türk moda tasarımcısı Hüseyin Çağlayan, vefa örneği sergileyerek Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne (TİM) ve çatısı altındaki İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri’ne (İTKİB) teşekkür etti. Çağlayan “İhracatçılar olmasıydı, masa etkisi de olmazdı. Tekstil, hazır giyim ihracatçıları ve çatı örgütü olarak TİM destek verdiler. Son dönemde yaptığım tüm defileleri İTKİB destekledi” dedi.

Dünyada İngiliz modacı olarak tanınan Çağlayan, “Annem Kıbrıs’ta, babam İngiltere’de yaşıyor. Burada üretim yapıyorum, arkadaşlarım var. Bu ülke ile 20 yıldır bağım var. Türkiye’ye köprü atmış gibi hissediyorum. İlerde burada yaşamak istiyorum. Ama İngiltere’de okudum ve tasarım sürecine orada başladım. İngiltere’de öğrendiklerimi Türkiye’de daha iyi paylaşacağımı düşünüyorum. Örneğin İstanbul Moda Akademisi’ne hocalar getirip götürüyorum” dedi.

İstanbul’un kendisi için çok önemli bir ilham kaynağı olduğunun altını çizen Çağlayan, “Özellikle Boğaz ve Karaköy’ü çok beğeniyorum. Bu şehrin su ile olan ilişkisi çok önemli. Burada spontane bir hayat ve yurt dışında olmayan bir muhabbet var. Buradan İngiltere’ye gidince depresyona giriyorsunuz. Muhabbet kelimesinin İngilizce olarak bir karşılığı bile yok” dedi.

Mağazayı patron olarak görüyorum

Moda endüstrisinde mağazayı “patron” olarak gördüğüne dikkat çeken Çağlayan, “Benim için önemli olan ve en çok ilgimi çeken müşterime direkt ulaşmak. Bir yıl önce Londra’da mağaza açtım. Orada öğrendim ki müşteri ile birebir ilişki çok önemli. Müşterilerimin profilini, kim olduğunu öğreniyorum. Mağazalar alkış değil satış amaçlıdır. Bu işin patronu. İşlerimiz son 10 yılda oldukça ilerledi. Bize sadık mağazalarımızla güzel işler yapıyoruz” dedi.

Kutoğlu: “Türk tasarımcılara gün doğacak”

“Dünyaya Yön Veren Türk Modacılar” başlıklı panelde konuşan Atıl Kutoğlu, Türkiye’nin İtalya’dan 50 yıl sonra tasarım işine girdiğinin altını çizerek “Ama Türk markalarına inanıyorum. Bizler Türkiye’den dünyaya açılan ilk modacılar olarak Türk tasarım imajını bir noktaya getirdik. Neden daha iyisini yapmayalım? Çünkü şu anda dünyada arkasında çok büyük holdinglerin olduğu dev markalarla yarış halindeyiz. Az imkanlarla iyi şeyler yaptık. Bizim gibi tasarımcıların daha kalıcı olması için sermaye desteği gerekiyor. Büyük kuruluşlar yabancı markaları getirmek yerine Türk markalara destek olsalar bizlerin işi daha da kolaylaşacak” dedi.

Dünyada pek çok lüks marka müşterisinin artık “Bana her yerde olmayan bir tasarım getir” anlayışına sahip olduğuna dikkat çeken Kutoğlu, “Böyle bir dünyada Türk tasarımcılara gün doğacak” dedi.

“Viyana’da lüks bir otel için tasarladığı süit odalar yok satıyor”

Atıl Kutoğlu, küresel lüks markaların yaptığı gibi kendisinin de ev tekstili alanında takdir toplayan bir çalışma yaptığını belirterek, Avusturya’da lüks bir otelin altı süitini tasarladığını söyledi. Kutoğlu, “Avusturya’daki lüks otellerden biri olan Altstadt Viyana’nın altı büyük süit odasını tasarladım. Bursalı kumaş üreticileri kumaş verdi. İTKİB’in mobilya bölümü üretimi yaptırdı ve Viyana’nın lüks bir oteline güzel bir imza atmış olduk. Süitler yok satıyormuş, çok beğenilmiş” dedi.

Sosyal medyanın tasarım dünyası için çok önemli bir pazarlama aracı haline dönüştüğünü de belirten Kutoğlu, “Dinamik ve güncel bir marka olarak kendini tanıtmak için sosyal medyada aktif olmak gerekiyor. Ben sosyal medyayı çok geç keşfettim. Buna rağmen oldukça iyi gidiyor. Instagram’a koyduğum tasarımlara hemen siparişler geliyor” dedi.

1476968724_at__l_kuto__lu

Dice Kayek: “Türk markaları daha değerli hale geldi”

Dice Kayek markasının yaratıcılardan Ayşe Ege de “Paris ya da New York Fashion Week müşterisi artık her şeye erişti. Bana her yerde olmayan bir marka getir diyorlar. Büyük department store’lar yeni marka arayışına girdiler. Eskiden bu mağazalarda dev lüks markalar ve aynı koleksiyonlar vardı. Türk markaları artık daha değerli hale geldi” dedi.

Dice Kayek’in yaratıcılarından tasarımcı Ece Ege de “İstanbul egzotik bir şehir. Londra, Paris gibi merkezlerden artık insanlar çok sıkıldı. İstanbul’da da bir moda haftası mutlaka olmalı” dedi. Ece Ege, bugünün dünya markalarının hepsinin büyük sermayelere sahip olduğunun altını çizerek “Hepsinin aynı zamanda 100 yıllık geçmişi var. Sermaye, satış, halkla ilişkiler tüm alanlarda ekipleri ve stratejileri var. Biz tasarımcıların bu anlamda biraz daha desteklenmesi lazım” diye konuştu.

Tasarımcılar tüketicilerin elçisi olarak insanlığa hizmet etmeli

Etkinlikte eski “Yaratıcılığa Liderlik Etmek” konulu bir konferans veren Uluslararası Tasarım Konseyi Başkanı David Grossman da “Bir doktor, bir mühendis gibi tasarımcılar da önemli bir mesleği icra ederler. Tasarımcılar bunun farkına varmalı ve işlerini profesyoneller gibi yapmalılar. Eğitim kurumları da buna göre konumlanarak tasarımcılara profesyonel olmayı öğretmelidir. Tasarımcı tasarım sürecinde kime hizmet ettiğini de iyi bilmeli. Biz tasarımcılar son zamanlarda üreticilerin hizmetkarları olarak çalışıyoruz. Bu böyle olmamalı, bizler son tüketicinin elçileri olarak, insanlığın hizmetinde çalışmalıyız” dedi.

KUTU…

Güler Sabancı, Design Turkey ödüllü tasarımları çok beğendi

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Design Week Turkey kapsamında yer alan sergileri gezdi. Sabancı, Design Turkey Tasarım Ödülleri’ni kazanan tasarımları çok beğendi ve TİM Başkanı Büyükekşi’yi etkinlik için gösterdiği çabadan dolayı kutladı.

Skoda Kodiaq, Dayanıklılığın da Standardını Yazacak

Skoda’nın Şubat ayından itibaren Türkiye’de de satışa sunulmaya başlanacak yeni SUV modeli Kodiaq, sadece tasarım, geniş iç mekan ve teknolojik donanımlarda değil, dayanıklılık ve sağlamlıkta da sınıfının standartlarını yeni baştan yazmaya hazırlanıyor.

Markanın büyük boyutlu ilk SUV modeli olan ve Skoda’nın bugüne kadar kendisini kanıtladığı değerlerini taşıyacak Kodiaq, bu nedenle seri üretime girmeden önce, “sıkı bir hazırlık” dönemi geçirdi. Ön üretim, prototip Kodiaq’lar, iç mekan genişliği, pratiklik, bagaj kapasitesi gibi konularda “sınıfının standartlarını belirleyecek” aracın hazırlıkları için en zorlu koşullarda testlere sokuldu, “dayanıklık”lığını artırması için sınırlarına kadar zorlandı.

Skoda mühendisleri, bu amaçla Kodiaq’ı sadece laboratuvar koşullarında oluşturulan simülatörlerle değil, onu dünyanın farklı bölgelerine götürerek de test etti. Yine bu amaçla -40 santigrat dereceden 90 santigrat dereceye varan ısılara maruz kalan Kodiaq, güneş, kar, yağmur gibi, aracın ömrü boyunca karşılaşacağı tüm etkenlerle de bir anlamda “yüzleşti”.

Çek üretici, bunun yanında, tüm yapılan testlerde, geliştirme aşamasında karşılaşılan ilginç detayların yer aldığı bir de mikro internet sitesini hayata soktu. İngilizce olan ve “Skoda Storyboard” adıyla yayına giren bu sitede, mühendislerden seçilmiş basın mensuplarına ve yine özel seçilmiş halktan kişilere varıncaya kadar pek çok kişinin anlattığı, Kodiaq’ın geliştirme aşamasında başlarından geçen hikayelere yer verildi. Sitede ayrıca yine geliştirme aşamalarına ilişkin fotoğraf, video gibi bir dolu görsel de bulunuyor.

2030 yılında Tedarik Zincirine Yönelik 3 Öngörü

tedarikzinciri2030

Gelecek yıllarda tedarik zinciri yönetimi üzerine yapılan değerlendirmelerde çeşitli öngörüler ortaya konuyor. Bunlar arasında teknolojinin tedarik zincirlerine egemen olduğu, IoT (Nesnelerin İnterneti) uygulamaları ile makineler arası iletişimin gerçekleştirileceği, tedarik zincirinde yeni uzmanlıkların doğacağı belirtilenler arasında.

1- İşletmeler Görev Yapılarını ve Tanımlarını Değiştirecek

Mevcut durumda işletmeler “talep tahmin uzmanı, tedarik planlama mühendisi, ana üretim planlama yöneticisi” gibi görev tanımlarına sahip. Kuşkusuz bu görev tanımlarının oluşmasını sağlayan işletmelerin kullandıkları yazılımların bu uzmanlara ihtiyaç duyması. 2030 yılına gelindiğinde işletmelerin bu uzmanlıklardan ziyade “uçtan uca ağ planlayıcısı” gibi uzmanlara daha çok ihtiyaç duyacağı öngörülüyor.

2- Veri Paylaşımı Tedarik Zincirini Yönlendirecek

İster büyük bir otomobil üreticisi isterseniz yedek parça üreten bir firma olun veri paylaşımı tedarik zinciriniz için olmazsa olmaz. Birçok işletme bunu zaten gerçekleştiriyor fakat 2030 yılına gelindiğinde bir standart haline gelecek.

3- İşbirliği Daha Yaygın Olacak

2030 yılına gelindiğinden tüm işletmeler üyesi oldukları tedarik zincirinin daha iyi çalışması için stratejiler geliştirecek ve en iyi stratejiyi seçecekler.

Tedarikçi İlişkilerimizde Kazan-Kazan ilkesi ile Hareket Ediyoruz

edaciner1

Bu ay otomotiv sektöründen konuğumuz AUDİ ŞENYILDIZ SATINALMA SORUMLUSU Sn. EDA CİNER.

  • Eda Hanım, Merhaba, Audi Şenyıldız içerisinde Satın Alma Sorumluluğu görevini yürütmektesiniz. Sizi tanıyabilir miyiz?

Merhabalar,dış ticaret ve  işletme fakültesi mezunuyum, 11 senedir profesyonel iş hayatındayım ve bunun 8 senesini de satınalma alanında geçirdim.  2014 İstanbul Üniversitesi den MBA mezuniyetimle beraber  sektör değişikliği yapmaya karar vererek yaklaşık 2  yıldır otomotiv sektöründe ve Şenyıldız ailesi ile çalışıyorum. Dinamik ve teknolijiyle doğru orantılı gelişen sektörleri takip etmeyi oldum olası severim, sektör değişikliği kararını verirken özellikle otomotiv sektörünü seçme sebebim de bu sebeple oldu. Sektörel ve mesleki donanımlarımı geliştirmek için bireysel hedeflerim doğrultusunda bir çok girişimimim bulunmakta, destekleyici olarak da  akademik kariyerime de devam etmeyi planlıyorum.

  • Otomotiv sektörü hızla büyüyen bir sektör. Audi Şenyıldız da  bu sektörde çok önemli bir oyuncu ?  bahseder misiniz? (Büyüme, yatırım planlar, v.s. )

Evet, otomotiv sektörü dünyada rekabetin en yoğun yaşandığı, teknolojik gelişmelerin ilk önce uygulandığı üretim teknolojilerinin de hızla değişip geliştirildiği, dinamizmi yüksek bir sektör, her gün yeni bir şeyler öğrenmek bu hızı yakalayabilmek, kendinizi sürekli geliştirmek, sektör ile ilgili sürekli kendinizi beslemek zorundasınız.

edaciner3

Bizim burada ki en büyük avantajımız bu hızla gelişen sektörde inovatif bir yönetime ve dinamik bir ekibe sahip olmamız. Tabi bu avantajı başarıya çevirebilmekte önemli bir faktör, bizim zaten ekip olarak sektörde ve markada bu konuda açık ara fark yarattığımıza inanıyorum. 2011 ve en son  2015 Audi Twin Cup yarışmasında 2. Kez dünya birinciliğini ülkemize getirmiş olmamız da bunun en büyük kanıtlarından biridir.

Audi Şenyıldız olarak 2016 4. Çeyrek itibari ile İstanbul ‘un çok merkezi bir noktasında misafirlerimize her türlü konforu, Audi kültürünü ve geçmişini yaşatacak, toplamda 11.000 metrekarelik kapalı alanda yine Satış, Satış Sonrası Hizmetler, Audi Butik  ve İkinci El hizmetlerini vereceğimiz tesisimiz hizmete girdiğinde; 110 servis araç kapasiteli atölyelerimiz ve 23 aracın sergilendiği showroomlarımız ile değerli misafirlerimize premium hizmetler sunmaya devam ediyor olacağız.

Yeni lokasyonumuz ile birlikte iş hacmimizde büyüme hedeflerken, yeni çalışma arkadaşlarımızla birlikte yeni başarılara da imza atacağımıza inanıyoruz.

Kısa vade de sonuçlanacak bu büyük yatırımımız dışında 2017 için ve daha uzun vade de sektör de bizi farklılaştıracağına inandığımız Türkiye de Audi denildiği zaman herkesin ilk aklına gelenin Şenyıldız olacağı projelerimiz var. Kısacası markanın Türkiye’deki amiral gemisi olmaya fazlasıyla niyetimiz var.

  • Ülkemizde çok sayıda servis ve showroom var. Büyük tesislerin yönetilmesi kolay olmasa gerek…Satınalma mesleğin zorlukları nelerdir ? 

Haklısınız otomotiv sektörünün Türkiye’de ki son durumuna baktığımızda rekabet gücünün en yüksek olduğu sektörlerden birini görüyoruz. Tabi ki rekabetin artması güzel, artık hepimiz işlerimizi iyiden de iyi bir şekilde yapmaya gayret gösteriyoruz.

edaciner4

Şenyıldız olarak biz bu rekabet ortamında farkımızı yeniliğe açık ve kalite odaklı yaklaşımlarımızla ortaya koyuyoruz. Bu dinamik rekabet ortamında hareketsiz kalamazsınız, hareket eden bir hedefi vurmak her zaman daha zordur. Biz de bu felsefe ile her zaman rakiplerimizden bir adım önde olmayı başarıyoruz.

Büyük bir tesis, kalabalık bir ekip, birden fazla lokasyon tam bir koordinasyon ve özveri gerektiren bir süreç. Bu süreci yönetmekte takdir edersiniz ki çok kolay değil. Her mesleğin olduğu gibi satınalma mesleğinin de zorlukları mevcut, özellikle birden fazla lokasyona sahip, tek merkez üzerinden yönetilen şirketlerde bu süreç daha da zorlaşıyor.

Bizim burada ki avantajımız ise tam bir ekip çalışmasına dayanıyor, satınalma başlı başına bir departman olsa da burada ki yönetsel süreçlerimizde diğer tüm departmanların bir parçasıymışız gibi hareket ediyor olmamız en büyük avantajımız. Ayrı bir departman ancak diğer ekiplerin içerisinde de bir takım oyuncusu olarak çalışmamız, bu sinerjiyi yakalayabilmemiz, büyük ekip, farklı lokasyonlar dezavantajımızı avantaja çevirmeyi sağlıyor.  Bu konu da satıştan servise, finanstan pazarlamaya tüm ekip arkadaşlarımızla aynı hedefe, aynı yoldan yürüyebiliyor iyi bir takım çalışması ortaya çıkartıyoruz.

  • Müşterilerin servis ve showroom hizmet noktalarından beklentileri genişliyor. İnsanlar kaliteli zaman geçirmek istiyor. Mekan konforu ve burada yer alan ürün ve malzemelerin kalitesi ile sunulan hizmetlerin genişliği firma ve marka hakkında algı oluşturuyor ne dersiniz?

Şirket misyonumuz ve ortak tutkumuz yaptığımız her işin merkezine müşterimizi yerleştirmek olmuştur. Müşterimizi odak noktamıza aldığımız için de önceliklerimizi belirlemek bu sebeple bir hayli kolaylaşmıştır.

Öncelikle şirketimize gelen her müşterimizi birer misafir olarak değerlendiriyoruz. Farklı profildeki misafirlerimize hitap ettiğimiz için farklı beklentileri de karşılamak zorundayız.  Bu ürün ve hizmet çeşitliliğimizi arttırsa da temelde bulunan en büyük ihtiyaç misafirlerimizin kendilerini özel hissetmelerini sağlamak.

edaciner2

Ekip olarak kaizen felsefesini ilke edindiğimiz için bu süreci yönetmekte hiç zorlanmıyoruz.

En büyük amacımız misafirlerimize premium hizmeti evlerinde ki konforla birleştirerek yaşatmak. Misafirlerimizi kapıdan karşılayıp, onlara veda edene kadar ki süreçte bizimle geçirecekleri her anı titizlikle düşünerek planlıyoruz.  Aldıkları hizmeti en iyi şekilde, en profesyonel ellerde onlara sunarken, showroomlarımızda çalınan müzikten, yapılan ikramlarımıza kadar her şey onların bu ayrıcalığı hissetmeleri için. Böylelikle hem markanın hem Şenyıldız’ın kalitesini öne çıkarmaya çalışıyoruz. Bu konuda misafirlerimizden aldığımız geri bildirimlerde doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.

Önceliğimiz her zaman müşterimiz olmuştur, bu konuda bizim için diğer her şey 2. plandadır. Misafirlerimizin sadece görmek istedikleri hizmeti sağlamak bizim en önemli değerlerimizdendir.

Jhon Ruskin’in bu konuda söylemiş olduğu söz sanırım bizim bütün uğraşımızı özetliyor;

Kalite asla bir tesadüf değildir, daima akıllı bir gayretin sonucudur.

  • Çok sayıda ürün ve hizmet kalemini görüyoruz…Geçmişte pek önem verilmeyen bu Satınalma departmanın gelişimi noktasında neler söyleyebiliriz ?

Öncelikle benim burada ki faaliyet alanım  teknik,idari ve genel tüm satınalma süreçlerini yönetilmesi. Kalabalık bir ekibiz ve birden fazla şubemiz bulunmakta. Ana faaliyet alanımız satış ve servis olmasına rağmen tüm destek fonksiyonlarla birlikte satınalma ve tedarikçi ağımız bir hayli geniş ve çeşitli. Geçmişte bu hacimde olan bir şirket satınalma departmanı olmadan bu operasyonu yönetmeye çalıştığında birçok yönetsel sorun yanında maliyet açısından da bir fayda sağlayabildiğini görmezken günümüz de bu kavram başlı başına değişti. Satınalmanın önceki zamanlarda ki işleyişinde sadece birkaç kriteri vardı bunlardan biri en ucuz ürünü hiçbir kalite ve standarda uygunluğuna bakmadan bulmak nakliye masrafı olmasın diye en yakında ki tedarikçiyi seçmek gibi. Günümüzde sistem başlı başına değişti. Öncelikle şunu öğrendik, parayı satarken değil alırken kazanıyoruz. Bu fark edildiğinden beri de satınalma departmanlarının şirketlerde ki önemi de arttı. Satışın karı, servisin maliyet/kar analizi nasıl ölçümlenebiliyorsa satın alma ile elde edilen kazançta artık ölçülebilir durumda. Doğru ürünü, doğru yerden ve doğru zamanda doğru fiyata almak cümlesi bir satınalma klasiğidir. Bu klasiği gerçekleştirmek için piyasayı bilen, tedarikçiyi tanıyan ve satınalma tekniklerini kullanabilen, satınalma yaparken de para kazanılabildiğini görüyoruz. Bence bu konuda Türkiye de son 10 yılda ciddi bir yol kat edildi ve hızla yükselen bir ivme ile de gelişmeye devam ediyoruz. Global piyasada büyük anlaşma ve başarılara imza atan meslektaşlarımı gördükçe bu meslek için daha çok heyecanlanıyorum.  Ancak ülkemiz için bu yeterli bir büyüme değil gelişmesi gereken alanlarımızın sayısı oldukça fazla Türkiye de üniversiteler de bir satınalma kürsüsü yok ama kesinlikle olması gerektiğini düşünüyorum. Nasıl bir pazarlama, finans, muhasebe kürsüsü varsa bu alanda da bir kürsü mutlaka olmalı.

  • Tedarikçi ilişkilerinde nelere dikkat ediyorsunuz ?

Mevcut ve potansiyel iş ortakları ile karşılıklı güven ve işbirliğine dayalı bir ilişki kurmaya önem veriyoruz.  Uzun vadeli iş ilişkilerini koruyabilmek, yürütebilmek ve geliştirmek başarılı bir network gerektirir. Biz Şenyıldız olarak tedarikçi seçimlerimizde teknolojiye önem veren, çalışanın bilgi ve gelişimini destekleyen, çevre ve iş güvenliği konularında ulusal ve uluslararası standartlara uygun üretim yapan, insan sağlığına saygı gösteren çağdaş yönetim anlayışına sahip firmaları tercih ediyoruz.  Bu konuda, iş ortaklığı yapacağımız firmalar ile aynı stratejik hedeflere yönelmiş olmak bizim için önemli bir kriterdir. Aynı hedefe birlikte yürümek her iki firmanın da daha kazançlı çıkmasını sağlayacağı gibi istikrarlı bir ilerlemeyi de getirecektir. Ayrıca diğer bir önemli husus tedarikçi değerlendirmelerimiz, bu hiç bir zaman tek taraflı olarak düşündüğümüz bir işleyiş olmamıştır tedarikçi değerlendirme formlarımızla mevcut iş ortağımız da geri bildirimlerle besleyerek tedarikçiyi de güçlendirmeyi hedefliyoruz. Aslında işin özü konuşmalarımdan da anladığınız gibi çalıştığımız firmaları tedarikçi yerine iş ortağı gibi görüyor olmamız bu ilişki kazan kazan ilkesi gereği bize tedarikçi ile olan olumlu ilişkinin yarattığı fırsatları da beraberinde getiriyor. Süreçleri kısaltıp, birim maliyetleri düşürürken süreç maliyetlerini de düşürüp kaynak yaratmada ki stratejilerimiz için takım çalışması için de hareket edebiliyoruz.

  • Sözleşme yönetimi ve siparişi çevrimi ile uygulamaları nasıl yönetiyorsunuz? Bu sektöre özgü nelerden bahsedebiliriz?

Sözleşme yönetimi satınalma sürecindeki en stratejik aşamalarımızdan bir tanesi, bu konu da hassas ve departmanlar arası büyük bir işbirliği ile hareket ediyoruz. Bir çok kalemimiz de bu süreci yürütmekteyiz. Otomotiv de bazı kalemler uzun soluklu olabiliyor her zaman iç müşteri tarafından talep edilen ürün ya da hizmetler bu kalemleri belli fizibiliteler ile bazen de öngörerek hesaplıyoruz, ihaleler ile süreci belli bir aşamaya getiriyoruz sonrasında ki süreç departmanlar ile işbirliği içerisinde çalışarak sözleşme yönetimini ekip olarak yönetiyoruz.  Sipariş çevrimi ile ilgili ise bizim dinamiklerimiz sebebi ile uzun soluklu ve sık kullanabildiğimiz bir yöntem değil teknolojik gelişmeler, ürün geliştirmeleri, hedef ve politikalardaki değişimler, ürün hayat süresinin kısa olabilmesi, iç ve dış müşteri beklenti ve isteklerinin değişmesi gibi konular yüzünden satınalmalarımız da bu yönetimi ortalamada düşük bir yüzde ile kullanabilmekteyiz.

  • Satınalma mesleğini düşünmekte olan arkadaşlara neler tavsiye edersiniz 

Satınalma mesleğinin vitrini geçmişe oranla ciddi bir renovasyon geçirdi. Artık eski yıllarda ki gibi elimize bir kâğıt alıp talepleri toplamak çok geride kaldı.

Bunun yerini tamamen teknolojiye dayalı yazılım ve programlar aldı.

Bu mesleği seçecek arkadaşlar teknoloji ile ilgili, yeniliğe ve gelişime açık, analitik düşünce yeteneği gelişmiş, sektörel ve mesleki tüm gelişmeleri takip eden, sistematik, fiyatları ve tedarikçileri yönetebilen, müzakereci, mükemmelliği hedefleyen ve etik özelliklere sahip kişiler olmalıdır.

Kişilik özellikleri biraz önce saydığım yetileri destekleyen ve sürekli gelişim prensibini, kendine yatırım yapmayı ilke edinmiş arkadaşlarım için bu meslek üzerlerine biçilmiş bir kaftan olacaktır yanı sıra bu mesleği üniversite yıllarında tercih etmeyi düşünen arkadaşlarım için ise bir staj programı ile mesleğin kendilerine uygun olup olmadığını ölçümlemelerini tavsiye ederim. Unutmamalısınız ki ne kadar antrenmanlı olursanız, rekabette de bir adım önde olursunuz.

Yeni Megane Sedan, Test Sürüş Günleri ile İsotlar Renault’ta Görücüye Çıktı

Renault’un C segmentindeki iddialı modeli yeni Megane Sedan, Adana’da İsotlar Renault’ta otomobil severlerin beğenisine sunuldu. Yeni Megane Sedan için düzenlenen Test Sürüş Günleri yoğun ilgi gördü.

Otomotiv sektörünün yarım asırlık tecrübeye sahip güven duyulan firması İsotlar Grup şemsiyesi altında faaliyet gösteren İsotlar Renault, geçtiğimiz günlerde Paris Otomobil Fuarı’nda dünya prömiyeri gerçekleştirilen yeni Megane Sedan’ı Adanalı otomobil severlerle buluşturdu. Showroomda yerini alan yeni Megane Sedan ziyaretçilerden büyük ilgi görürken; 14, 15 ve 16 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen Test Sürüş Günleri’ne katılan otomobil severler, hem aracı test etme imkânı buldu hem de renkli bir gün geçirdi.

Konuklara çeşitli ikramların ve ayrıcalıkların sunulduğu Test Sürüş Günleri’nde konforlu, geniş, statü sembolü yeni Megane Sedan’ı test edenler, İsotlar’ın sürpriz indirimlerinden yararlanma fırsatını yakaladı.

GÖZ ALICI, DİNAMİK TASARIM

“Tavrın ruhunu yansıtsın” sloganıyla 62 bin 600 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulan yeni Megane Sedan, gaz alıcı ve dinamik bir tasarıma sahip. Sağlam, dinamik ve kromla vurgulanan hatlarıyla sınırları zorlayan yeni Megane Sedan, geniş ve kaslı yapısıyla hiç olmadığı kadar kendinden emin bir görüntü çiziyor.

İddialı krom ızgaranın her iki yanında yer alan pure vision full led ön farlar, 3D edge dizayn C şeklinde LED gündüz sürüş farları ile daha da dikkat çekici hale gelen Megane Sedan, ışığıyla göz kamaştırıyor.

TARİFSİZ SÜRÜŞ KEYFİ

İç tasarımıyla da dikkat çeken yeni Renault Megane Sedan, TFT renkli gösterge ekranı, renkli head up display ekranı, ergonomik orta konsolu, geniş 8,7″ sezgisel, dikey dokunmatik ekranı ve diğer özellikleriyle direksiyonuna geçenlere tarifsiz bir keyif yaşatıyor. Birinci sınıf tasarım atölyelerinde biçimlendirilen ve vücudu saran koltuklar, sürücü tarafında masaj fonksiyonu ile inanılmaz bir konfor sağlıyor.

Yeni Megane Sedan, elektrikli açılır panoramik cam tavanıyla daha aydınlık ve daha ferah. Kişiselleştirilebilir ortam ışıklandırması orta konsolu ve kapı panellerini ortaya çıkararak sürücünün ruh haline uygun atmosferi yaratıyor.

1476590730_img_1239

SINIFININ EN GENİŞ BAGAJ HACMİ

550 litrelik bagaj hacmi ile sınıfının en iyi değerine sahip olan yeni Megane Sedan’ın, 1.6 litre 115 HP benzinli, 1.2 litre 130 HP benzinli, 1.5 dCi 90 HP dizel ve 1.5 dCi 110 HP dizel motor seçenekleri bulunuyor. Joy, Touch ve Icon paketleri ile satışa sunulan yeni Renault Megane Sedan, “eller serbest” bagaj kapağı özelliği ile fark yaratıyor. Ayağınızı arka tamponun altında hareket ettirdiğinizde, bagaj kapağı otomatik açılıyor.

Benevre Beytepe 26 Renge Boyanacak

Beytepe’de yükselen Benevre Beytepe projesi, bir ilke imza atarak, sanatsal detayları, konut sahipleri ile buluşturuyor. Ressam Ahmet Burak Halıcı, her bir katı ayrı resmettiği projenin detaylarını anlattı.

Elbiz İnşaat’ın 29 yıllık tecrübesi ile Beştepe’de yükselen Benevre Beytepe, konut sahiplerini bambaşka bir dünyaya taşıyacak. 26 rengin her bir katta soluk bulacağı projenin detaylarını paylaşan başarılı graffiti sanatçısı ressam Ahmet Burak Halıcı, Benevre Beytepe projesinin içinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti anlatarak, proje için tasarladığı resimlerin serüvenini anlattı.

1476693719_ahmet_burak_hal__c___2

‘Bi Oda Sanat’

Küçük yaşlarda eline geçen kağıt kalemler ile macerasının başladığını söyleyen Ahmet Burak Halıcı sözlerine şöyle devam etti: “Lise çağlarında graffiti ile tanıştım ve İnternet aracılığı ile nasıl yapılır araştırarak,elime geçen ilk para ile sprey boya aldım. Kendime ufak bir ekip oluşturdum. Gün geçtikçe kendimi geliştirmeye gayret ediyor, her gün yeni şeyler öğrenip uyguluyordum. Bir gün kendi kendime ‘Nereye kadar sokakta devam edebileceksin’ dedim. Bu noktadan hareketle, liseden sonra 2010 yılında Selçuk Üniversitesi Resim Bölümü’ne başladım. Başarılı okul hayatımdan sonra 2014 yılında aynı üniversitede yüksel lisans için hak kazandım. Türkiye’de duvar resimleri ve graffiti üzerine tez yazıyorum.”

‘Resim çizeceğim yerin dokusuna bakıyorum’

‘Bi Oda Sanat’ adını verdiğim atölyesinde ekibi ile sanat çalışmalarını yürüten Halıcı, sosyal yaşam alanlarına çizdiği resimleri anlatarak, bu alanlara resim çizerken ilk olarak alanın genişliğine baktığını anlattı. Halıcı sözlerini şöyle sürdürdü “Resim çizeceğim yerin dokusuna dikkat ediyorum. Bu süreci alan içinde gözlem yapmak takip ediyor. Daha sonra çevreye, insanların yaşam standartlarına, tarzlarına bakıyorum” dedi.

‘Sokağı ve yaşanmışlıkları ele alıyorum’

Başarılı ressam ve graffiti sanatçısı Ahmet Burak Halıcı , uzun yıllardır sokakta olmasının eserlerini etkilediğini anlattı. Sokaktaki her nesnenin, sokağa değer verdiğine inandığını belirten Halıcı “Duvarın o lekeli kirli ve paslı dokusu, resimlerimde kendini daha farklı, renkli bir yere bırakıyor. Resimlerimde ağırlıklı olarak spray boya kullanıyorum. Tabi ki rulolar kalemler fırçalar olmazsa olmazlarımız” diye konuştu.

Karmaşık ama bütün tasarım

Benevre Beytepe projesi ile tanıştıktan sonra proje hakında bilgi alıp, proje ekibi ile neler yapılacağını konuştuklarını söyleyen Halıcı “Sınırların dışına çıkan bu proje, içeriden karmaşık bir yapıya sahip fakat dışarıdan bakıldığında ise bir bütün. 26 kat olan Benevre için her kata ayrı bir renk değeri verdim ve bunun üzerine yöneldim. Bu renkleri kullanarak geometrik şekiller ile kendi sınırlarının dışına çıkan karmaşık bir o kadarda bütün görünmesini istediğim bir tasarım yaptım ve uyguladım.”

“ EYVAH MİSAFİR GELİYOR”dan Hayatınızı Kolaylaştıracak Mutfak Tüyoları

Günümüzün koşturmalı hayatında yoğun bir zamanda evde misafir ağırlamak birçok kişi için zor bir durumdur. Hangi yemeğin yapılacağına karar verilemez; alışveriş yapmak zor gelir. Oysa küçük bilgiler hayat kurtarır ve kısa sürede misafir ağırlamaya hazır hale gelinir. Hem de zevkle…

Uzun zamandır yemek fotoğrafçılığı yapan Yemek ve Gezi Fotoğrafçısı Serina Tara, yıllardır biriktirdiği kendi tariflerini, mutfakla ilgili önemli noktaları modern kadın ve erkeklerin davet verirken hayatlarını kolaylaştıracak tüm bilgileri “Eyvah Misafir Geliyor” adlı kitabında paylaşmaya hazırlanıyor.

Küçükken evinden misafir eksik olmayan Serina Tara, annesinin çabucak onlarca çeşit yemeği kısa zamanda yapıp, bütün gün dinlenmiş gibi süslenip misafirleri karşılamasından etkileniyor. Zaman içerisinde kendisinin de annesine benzediğini fark eden Serina Tara, mutfakla arkadaş olmak isteyenlere yardım edecek farklı misafir menülerini, kısa sürede mutfakta harikalar yaratmanın küçük sırlarını ve yemeklerin basit çözümlerini eğlenceli bir dil ile yakında çıkacak kitabında anlatıyor.

Stüdyosunda yemek fotoğrafçılığı ve styling konularında kısa süreli eğitimler de düzenleyen Serina Tara, kolayca leziz davetler hazırlamanın püf noktalarını paylaştı.

1- Misafire hazırlanırken yapacaklarınız için kolay cevaplar üretin.

Misafirlerinizin saat kaçta gelecekleri, davet tipinin ne olacağı, yaş aralıkları gibi soruların küçük cevapları, davet hazırlığını kolaylaştırmanın en kısa yoludur. Sonra iş, misafirin geleceği saate uygun yemeklerin olduğu bir liste yapmak ve çok zor olmayan ama lezzetli tarifleri birleştirip mükemmel bir davet vermek… En önemlisi hazırlık sırasında çok yorulup kendi davetinizde perişan olmanıza da gerek yok. Bunun için önceden yapılan küçük hazırlıklar hayatınızı kolaylaştıracaktır.

2- Sevdiklerinizi evinize davet etmekten zevk alın.

Çünkü hayat en doğal ortamınızda sevdiklerinizle geçirdiğiniz zamanlarla güzel. Bu bir işkence değil bir keyif olmalı.

3- Mutfağınızda pratik ve kolay yapılacak yemeklere yer açın.

Klasik mutfak ne kadar vazgeçilmez olsa da çalışan, yoğun hayatlar yaşayan insanlar için biraz rutini kırmak hiç fena olmuyor. Mutfakta elinizdeki lezzetlerle pratik ve çabucak birden fazla çeşit yemek hazırlayabilirsiniz. Sadece hangi tatların birbirlerini tamamlayacağını hayal edin. Görecekseniz, birden 2 çeşit yemek sofralarda yerini alacak.

4- Şef değilsiniz ama sıra dışı tatlar yaratmak için kendinize bir şans verin.

Şaşırtıcı bir davet vermek istiyorsanız, mutlaka değişik tatları yakalamaya çalışın. Misafirlere gururla yaptığınız yemeklerin tarifini vermek gibisi yoktur.

5- Mutlaka sağlıklı ve hafif yemeklere yer verin.

Davetinize hızlıca hazırlanırken menünüzde sağlıklı ve hafif alternatifler koymayı unutmayın. Çocuklar, diyet yapanlar ve özel hastalıkları olanlar için çok kolay alternatifler sunabilirsiniz.

Altınbaş Holding’in yeni CEO’su Mehmet Sait Kayahan

Altınbaş Holding’in İcra Kurulu Başkanlığı (CEO) görevine, uzun yıllar finans ve teknoloji alanında başarılı çalışmalarda bulunan Mehmet Sait Kayahan atandı. Altınbaş Holding, Mehmet Sait Kayahan ile istikrarlı büyümesini sürdürecek


Mücevherat, finans, enerji, lojistik ve eğitim alanlarında Türkiye’nin en büyük kuruluşları arasında yer alan Altınbaş Holding’in İcra Kurulu Başkanlığı (CEO) görevine uzun yıllar finans ve teknoloji alanında başarılı çalışmalara imza atan Mehmet Sait Kayahan atandı. 19 Ekim 2016 itibariyle İcra Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Mehmet Sait Kayahan ile Altınbaş Holding istikrarlı büyümesini sürdürmeyi planlıyor.

1976’da Tarsus Amerikan Lisesi’ni bitirmesinin ardından 1981 yılında Iowa Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Mehmet Sait Kayahan, aynı üniversitede 1981 ve 1982 yılları arasında inşaat mühendisliği diploması da aldı. İş yaşamına 1983 yılında Ankara Temelsu Mühendislik bünyesinde Tasarım Mühendisi olarak başlayan Kayahan, 1986 yılında kredi pazarlama yetkilisi unvanıyla Interbank’ta görev yaptı. İki yıl sürdürdüğü bu görevin ardından kariyerine yine bankacılık sektöründe devam etti. Türk Merchant Bank’ta Görevli Yönetim Kurulu Üyesi olarak 8 yıl boyunca görev yaptı. 1997-1999 arasında Bitlis Holding’de Murahhas Aza olarak sürdürdüğü çalışmalarının ardından bir yıl süreyle Medya Holding’in Finansman Koordinatörlüğü’nü üstlendi. Kayahan, 2001-2010 yılları arasında Turkcell iştiraki olan Turktell Bilişim Servisleri şirketinde Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. 2004 yılından 2016 Eylül ayına kadar Türkiye’nin en büyük ve ilk şans oyunları platformu Bilyoner.com’un Genel Müdürlüğü’nü yürüttü.

2000 yılından bu yana İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürüten ve Altınbaş Holding’in büyümesinde önemli bir role sahip olan Cengiz Biçer ise gelecek dönemde Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapmaya devam edecek.

Panasonic Araç Sistemi Başlatma Ve Üretim Testi Süreçlerini Geliştiren Otomotiv Mobil Test Çözümünü (AMTS) Tanıttı

Panasonic, Küresel Tasarım Çözümleri’nin önde gelen endüstri üreticilerinin iş birliğinde tasarladığı, otomotiv sektörüne yönelik yeni nesil test çözümünü Frankfurt’tkaki Automechanika fuarında tanıttı. Panasonic Otomotiv Mobil Test Çözümü (AMTS), otomotiv sektörünün verimli araç üretimi ve etkinleştirilmesi için talep ettiği teknolojilerle kurumsal BT ortamına sorunsuz entegrasyona yönelik kurumsal özellikleri bir araya getiriyor.

Kullanıcı ile birlikte süreçler gözden geçirilerek  tasarlandı
Cihaz, kullanım kolaylığı ve otomotiv üretim süreçleri düşünülerek tasarlandı. Pazar lideri, tam dayanıklı Panasonic Toughpad FZ-M1 tablet temelinde çalışan AMTS, 7 inç kapasitif çoklu dokunmatik ekran, NFC temazsız kart okuyucu, entegre yüksek güçlü kızılötesi ve 2D bir barkod okuyucu ile donatılmış bulunuyor. Tümü, AMTS’nin özel olarak tasarlanan tutma noktasında yer alıyor ve üretim ortamında mobiliteye destek veriyor.

Çözüm, değiştirilebilir, koruyucu montaj girişi sayesinde araç test edilirken direksiyona ya da gösterge paneline takılabilecek şekilde tasarlandı. AMTS ayrıca önemli uygulama ve işlevlere kolay erişim için programlanabilir dört adet kısa yol tuşunu da barındırıyor.

Zengin bağlantı özellikleri
AMTS, otomotiv üreticilerinin ihtiyaç duyduğu bağlantı özelliklerini içerisinde barındırıyor. Bunların arasında USB iletişimine olanak tanıyan çift dayanıklı bağlantı noktası ile bir VCI cihazından şarj imkânı sunan, araç içi korumalı ODB de yer alıyor. Bu özellikler sayesinde direksiyonun solda ve sağda olduğu farklı araçlara yönelik ergonomik bir çözüm ortaya çıkıyor.

Test uygulamaları için gereken gücü sağlıyor
Panasonic AMTS, otomotiv test süreçlerinin işlem ve verimlilik gereksinimleri için Intel® CoreTM m5-6Y57 vPro işlemci (1.1GHz’den 2.GHz’ye kadar Intel® Turbo Boost teknolojisi ve 4MB Intel önbellekle birlikte) ve Intel® HD grafik özellikleriyle donatılmış bulunuyor. Windows 10 Pro işletim sistemiyle birlikte gelen Panasonic AMTS Windows 7 Professional sürümüne düşürülebiliyor. Bellek içinse 128GB Katı Hal Diski sunuluyor. 256GB bellek seçeneği de sunuluyor.

AMTS iletişim ihtiyaçları için BluetoothTM v4.1+EDR Class 1’in yanı sıra opsiyonel 4G mobil genişbant bağlantılı (3G uyumlu Gobi 5000) Intel Dual Band Wireless-AC 8260 WLAN becerisi ile donatılmış bulunuyor.

10 yıllık tasarım geçmişi
Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Avrupa AR & GE ‘den sorumlu Genel Müdürü Robert Blowers, AMTS ile ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Panasonic’in sektörel ihtiyaçlar için dayanıklı mobil cihazlar üretmek için dünyanın önde gelen üreticileriyle 10 yıla yakın süredir iş birliği bulunuyor. Bu ilişkinin bir sonucu olan Otomotiv Mobil Test Çözümümüz, müşterilerimizin daha verimli ve maliyet açısından daha avantajlı araç üretimi yapmalarına yardım olacak yeni nesil bir mobil cihaz.”

Panasonic AMTS Ekim 2016’dan itibaren satışa sunulacak