Ulaştırma Sektörü İçin En Büyük Risk Siber Tehditler

Danışmanlık, brokerlik ve iş çözümleri şirketi Willis Towers Watson, kapsamlı raporu 2016 Ulaştırma Risk Endeksi’ni açıkladı. Üst düzey yöneticilerin görüşleri alınarak hazırlanan rapor, ulaştırma sektöründeki mevcut risk ortamına dikkat çekiyor. Rapora göre, sektör için en büyük riski siber saldırılar ve veri gizliliği ihlalleri oluşturuyor.

1478603483_tar__k_serpil

İSTANBUL, Willis Towers Watson, ulaştırma sektöründeki mevcut risk ortamını ortaya koyan kapsamlı raporu 2016 Ulaştırma Risk Endeksi’ni açıkladı. Sektörün hava, kara ve deniz alanlarında görev yapan 350 üst düzey yöneticinin katılımı ile gerçekleşen araştırmaya göre, artan siber saldırılar ve veri gizliliği ihlalleri sektör için en büyük riski oluşturuyor.

Gelecek 10 yıl boyunca sektörü şekillendirmesi beklenen anahtar risklere dikkat çekilen araştırmadan elde edilen başlıca bulgular şöyle sıralanıyor:

  • Ulaştırma yöneticilerinin bugün karşı karşıya olduğu en büyük tehdit siber alanda. Otomasyondan Nesnelerin İnterneti’ne (the internet of things) kadar uzanan teknolojik gelişmeler, tedarik zincirlerinin bugüne dek olmadıkları kadar birbirleri ile bağlantılı oldukları ve teknolojiye adeta muhtaç durumda bulundukları anlamına geliyor.
  • Şirketlerin ancak en zayıf iş ortakları kadar güçlü oldukları bu kompleks risk ortamını yönetmek tüm paydaşların birlikte hareket etmesini zorunlu kılıyor.
  • Siberin önde gelmesine karşın, tüm üst düzey riskler birbirine çok yakın sıralanıyor.
  • Risklerin ayrılamaz şekilde birbirine bağlanması, risk ortamının da artan biçimde karmaşıklaşması anlamına geliyor. Bu da şirketlerin risk yönetimini bütünsel bir yaklaşımla ele almalarını gerektiriyor.
  • Riski azaltmaya yönelik proaktif stratejiler önemini korusa da haberlerin hızlı yayıldığı sosyal medya çağında hazırlıklı olmak ve yanıt verebilmek, şirketin performansı kadar kritik öneme sahip.
  • Her bölge ve işkolu risklere farklı açılardan bakıyor. Bu nedenle her birinin vereceği yanıtların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. Bu kompleks risk ortamı, ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş çözümler gerektiriyor.

Risk stratejileri dinamik ve esnek olmalı

Ulaştırma dünyasının hızlı bir dönüşüm yaşadığını belirten Willis Towers Watson Türkiye Kurumsal Risk ve Brokerlik Yöneticisi Tarık Serpil, “Risk stratejilerinin de bu doğrultuda esnek ve dinamik olması gerekiyor. Sektörün global ekonomi içindeki stratejik rolünden faydalanmak isteyenler saldırılar düzenlerken, yasal düzenlemeler ve teknolojik gelişmeler yeni işletme modellerinin geliştirilmesini gerektiriyor. Araştırmamıza katılan yöneticiler, 10 yıllık bir dönem için 50 farklı riski etki derecesine ve risk yönetiminin zorluğuna göre derecelendirdiler. Buna göre ilk sırayı siber tehditlerin almasını, sektörün teknoloji ile ne denli iç içe geçtiğini göstermesi açısından dikkate değer buluyoruz” dedi.

Türkiye açısından tabloyu değerlendirerek sözlerini sürdüren Tarık Serpil, “Global dünyanın bir parçası olarak ülkemizde de edindiğimiz tecrübeler, ulaştırma dünyasının kalanı ile örtüşüyor. Risk yönetim stratejileri Türkiye’de de ulaştırma dünyasının önemli bir bileşeni ve güncel gelişmeler tarafından güçlü bir şekilde yönlendiriliyorlar” diye konuştu.

Willis Towers Watson 2016 Ulaştırma Risk Endeksi’ne göre ulaştırma sektöründeki ilk 10 risk:

  • Siber saldırılar ve veri gizliliği ihlalleri kaynaklı artan siber güvenlik endişeleri
  • Kritik BT sistemlerinin arızalanması
  • Üçüncü parti tedarikçilere olan bağımlılık
  • Üçüncü partilerin güvenlik açıkları ve dijital tedarik zinciri esnekliği
  • Birleşme ve satın alma aktiviteleri ile ilişkilendirilen rekabet/anti-tekel yasalarına ilişkin denetlemeler
  • Regülasyonların karmaşıklığında görülen artış
  • Değişimin ve teknolojik gelişmelerin hızına ayak uyduramamak
  • Yeni ve gelişmekte olan rakiplerden kaynaklanan tehditler
  • Ulusal altyapıya olan aşırı bağımlılık
  • Yeni teknolojiler nedeniyle mevcut ulaşım altyapısının değerini yitirmesi

Araştırmaya katılan ulaştırma sektörü üst düzey yöneticilerine göre, gelecek 10 yıl içinde sektörde önemli değişiklikleri 5 megatrend altında toplamak mümkün:

Jeopolitik istikrarsızlık ve regülasyon belirsizliği:

Savaş, terörizm, zorunlu göçler gibi kontrol edilemeyen olaylar, 2015 yılında tedarik zinciri maliyetlerine 56 milyar dolar daha eklenmesine neden oldu. Bu ve benzer olayların sonuçlarından yakın geçmişe kadar milyon dolarlarla söz edilirken, günümüzde milyar dolarlar konuşuluyor.

Karmaşık işletme modelleri:

Fiziksel ve dijital küresel tedarik zincirlerinin birbirine olan bağlılıkları, şirketlerin riskin sonuçlarına katlanmalarını zorunlu kılıyor. Hiçbir zaman sona ermeyen büyüme arzusu, ulaştırma şirketlerini volatil yeni pazarlara ve pek de kolay olmayan işbirliklerine sürüklerken, güçlüklerle baş edebilecek konumdaki şirketler bile üçüncü partilerin zafiyetlerinden etkileniyor.

Dijital zafiyetler ve hızlı teknolojik gelişmeler:

Dijital pazaryerinin artan bağlanırlığı, riskle ilgili problemlerin toplu biçimde çözülmesini gerektiriyor. Şirketlerin çok azı bu alandaki çözümlerinin etkinliğini tam anlamıyla kontrol edebiliyor. Teknolojik değişimlerin hızı artmaya devam ederken, riske karşı gösterilecek direnç de iletişim ve inovasyon gibi yöntemlerle sağlanabilir.

Yetenek yönetimi ve küresel işgücünün karmaşıklıkları:

“Baby Boomer” kuşağı emekli olmaya hazırlanırken, ulaştırma şirketleri de yetenek kıtlığı ile baş başa kalmak üzereler. Teknolojik gelişmeler şirketlerde dönüşümü beraberinde getirirken, yönetimin odağı yeterli insan bulmaktan çıkıp, doğru beceri setlerine sahip insanları bulmaya ve rekabetin arttığı bir pazarda bu yeteneklerin elde tutulabileceği bir iş ortamı oluşturmaya doğru kayıyor.

Değişen pazar dinamikleri ve iş modeli güvensizliği:

Ulaştırma sektörü yöneticilerinin üzerindeki daha dinamik iş modelleri geliştirmeye yönelik baskılar artıyor. Emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar ve faiz oranları, rekabetçi kapitalin bulunabilirliği, gelişen pazarlar ve değişken tüketici talepleri gibi geleneksel engeller, geleneksel olmayan rakiplerle birleştiğinde, mevcut iş modelleri hakkında sektöre güvensizlik hakim oluyor.

Willis Towers Watson Hakkında

Küresel çapta lider şirketlerden biri olan danışmanlık, brokerlik ve iş çözümleri şirketi Willis Towers Watson (NASDAQ: WLTW), dünyanın dört bir yanındaki müşterilerine riski büyümeye uzanan bir yola dönüştürmeleri için yardımcı olmaktadır. Kökleri 1828 yılına dayanan Willis Towers Watson 120’den fazla ülkede 39.000 çalışana sahiptir. Kurumları ve bireyleri korumak ve güçlendirmek için riski yönetiyor, yan hakları optimize ediyor, yeteneği işliyor ve sermayenin gücünü genişletiyoruz. İş performansına güç veren dinamik formülü oluşturan yetenekler, varlıklar ve fikirler arasındaki en hassas dönüm noktalarını benzersiz bakış açımız sayesinde görebiliyoruz. Sizinle birlikte, potansiyeli açığa çıkarıyoruz. Willis Towers Watson hakkında daha fazla bilgi için: www.willistowerswatson.com

İş’in Kalbi MÜSİAD EXPO’da Atacak!

 

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından her iki yılda bir İstanbul’da düzenlenen uluslararası MÜSİAD EXPO’nun 16’ıncısı 9-12 Kasım 2016 tarihlerinde İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. İş dünyasının kalbinin atacağı MÜSİAD EXPO ile eş zamanlı olarak yüksek teknoloji fuarı 3. High Tech Port ve 20. Uluslararası İş Forumu (IBF) da düzenlenecek. 15 Temmuz sonrası yapacağı etkinlikleri iptal etmeyen ve çalışmalarına daha da hız veren MÜSİAD, dünyanın birçok ülkesinden iş insanlarını 16. MÜSİAD EXPO’da ağırlayacak.

1478512730_16-musiad_expo_basin_toplantisi_7_kasim__5_

 

“İş; Burada!” sloganıyla yatırımcılarını büyümeye ve birlikte kazanmanın ortak noktasında yer almaya davet eden 16. MÜSİAD EXPO, küresel iş ağları kurmak, global pazarlarda söz sahibi olmak, KOBİ’leri güçlendirmek ve etkin büyümeyi hızlandırmak üzere iş dünyasını buluşturacak ve B2B görüşmelerle yeni iş fırsatlarının adresi olacak.

 

“Türkiye üretmeye ve büyümeye devam ediyor”

16. MÜSİAD EXPO’nun tanıtım toplantısında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, 15 Temmuz sürecini milletin iradesiyle atlatan Türkiye’nin normalleşmeye başladığını ve artık üretmeye ve büyümeye odaklandığını söyledi. Olpak, MÜSİAD EXPO’nun 100’ü aşkın ülkeden yaklaşık 7 bini yabancı olmak üzere toplamda 200 bin civarında ziyaretçi ağırlamayı beklediğini ve fuarın yabancı iş insanlarına Türkiye’de işlerin normalleştiğini göstermek için iyi bir fırsat olacağını ifade etti.

 

Olpak şunları kaydetti:

“Yurtiçinde 86, yurtdışında 170 noktada binlerce üyeyi, on binlerce üye işletmeyi temsil eden MÜSİAD olarak, Türkiye’nin her alanda büyümesi ve kalkınması için çalışmaya devam ediyoruz. Ülkemizle diğer ülkeler arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirerek ticaret hacmini artırırken, aynı zamanda üyelerimize yepyeni yatırım olanakları sunuyor ve onları bölgesel ve küresel fırsatlarla buluşturuyoruz. Dünyanın birçok ülkesinden profesyonel ziyaretçileri ağırlayan ve bölgenin en kapsamlı ticaret fuarı olan MÜSİAD EXPO, bu yıl 9-12 Kasım tarihlerinde CNR EXPO’da toplam 8 holde, MÜSİAD üyesi yerli ve yabancı toplam 700 şirkete ev sahipliği yapacak.

 

“MÜSİAD EXPO yoğun ilgi görüyor”

Fuarın bu yıl da 8 holde düzenlenmesi önemli bir detay. Ülkemizle ilgili olumsuz algı operasyonlarının yürütüldüğü, birtakım organizasyonların kasıtlı olarak iptal edildiği bir ortamda, MÜSİAD EXPO’nun CNR Fuar Merkezi’nin 8 holünün tümünü kapsaması, ne katılımcı ne de ziyaretçi olarak kimsenin iptal talebinde bulunmaması MÜSİAD farkının önemli bir sonucudur. Fuarda bu yıl çevre ve yapı malzemeleri, inşaat, tekstil, otomotiv, makine, mobilya, gıda, bilgi teknolojileri ve savunma sanayi gibi birçok farklı sektör ziyaretçilerle buluşacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla açılacak fuarımızda, 20. Uluslararası İş Forumu da, Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleşecek. Savunma ve Havacılık sektörüne özel olarak düzenlediğimiz High Tech Port’un üçüncüsü de fuar alanında 4. holde yerini alacak.

MÜSİAD EXPO’da bu yıl alım heyeti programımızın kapsamını genişleterek, 53 hedef ülkeden profesyonel alıcıları, MÜSİAD davetlisi olarak ağırlayacağız. Ekonomi Bakanlığımızın desteğiyle yürüttüğümüz alım heyetleri programında, söz konusu ülkelerin Ticaret Müşavirlikleri ile işbirlikleri yaparak alım potansiyeli yüksek işadamlarının Türkiye’ye davet edilmesi konusunda çalışmalar yürüttük. Bu sene; Körfez ve Ortadoğu’dan Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Irak, İran ve Lübnan; Asya’dan Malezya, Endonezya, Azerbaycan, Türkmenistan; Afrika’dan Etiyopya, Nijerya, Nijer, Fildişi, Güney Afrika; Kuzey Afrika’dan, Sudan, Mısır, Fas, Cezayir, Tunus ve son gelişmelerle Rusya başta olmak üzere hedef olarak belirlemiş olduğumuz ülkelerden alım potansiyeli yüksek işadamlarını Türkiye’ye davet ettik.

 

“Satın almacılar buluşuyor”

MÜSİAD EXPO, firmaların sadece ürünlerini sergileyerek tanıtımlarını yaptıkları bir platform olmaktan öte, yurtdışı alım heyetleri ile ikili iş görüşmeleri, ülke sunumları, ülke raporları ve iş forumları ile ticaretin arttırılması ve geliştirilmesine yönelik ayrıcalıklı bir ortam oluşturuyor. Bu sene yenilik olarak “Satın Almacılar Buluşuyor” başlığıyla, MÜSİAD üyesi olan ve olmayan 200’ün üzerinde seçkin satın almacıyı bir araya getireceğiz.”

 

15 Temmuz Sergisi “Tevekkül” MÜSİAD EXPO’da

Her fuarda farklı sergiler de düzenleyen MÜSİAD, bu yıl “15 Temmuz” temalı sergide hain darbe girişiminde yaşananları farklı bir sunumla gözler önüne serecek ve o gecenin hikayesi sergilenecek.

 

“Afrika Evi ve El Sanatları Sergisi” de MÜSİAD EXPO’da

Fuarda ayrıca, Emine Erdoğan Hanımefendinin himayeleri, Dışişleri Bakanlığı, THY, TİKA, Altındağ Belediyesi ile birlikte düzenlenen ve işletmesini MÜSİAD’ın yaptığı ve satılan ürünlerden elde edilen kârın, yine o ülkelere gönderildiği “Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi”nin yer aldığı özel bir bölüm de yer alıyor.

 1478512707_16-musiad_expo_basin_toplantisi_7_kasim__2_

20. IBF (Uluslararası İş Forumu)

Müslüman işadamları arasında global iş ağı kurulması amacıyla yola çıkılarak kurulan IBF-International Business Forum, 22 ülkeden işadamları dernekleri başkanlarından oluşan bir icra kurulu (BOG) tarafından yönetiliyor ve güvenilir küresel bir iş ağı sunuyor.

 

Yılda bir kere yapılan kongre ve beraberindeki ticari faaliyetlerle bir araya gelinen uluslararası iş platformunun 20’cisi16. MÜSİAD EXPO ile eş zamanlı olarak 10 Kasım 2016 tarihlerinde WoW Hotel’de gerçekleşecek.

 

Başkanlığını T.C. Cumhurbaşkanı’nın yürüttüğü ve T.C. Kalkınma Bakanlığınca koordine edilen İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin 2006 yılından bu yana “Resmi İş Forumu” olan IBF’nin, bu yılki ana oturum konusu “İnovasyon Ekonomisi ve Yatırım Ekosistemi” olarak belirlendi.

 

Açılış konuşmalarını MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, IBF Başkanı Erol Yarar, Katar, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Sheikh Ahmed bin Jassim Al Thani ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in yapacağı IBF’te, şirket ve girişimcilere inovasyon ve girişim merkezli dinamik ekosistemin içinde nasıl bulunacağı ve nasıl fayda sağlayacağı noktasında farkındalık sağlanması amaçlanıyor.

 

Üç oturumda gerçekleşecek forumun açılış konusu, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in ana konuşmacı olduğu “Türkiye’nin dirençli ekonomisinin arkasındaki başarı ve Türkiye’deki yatırım fırsatları” olacak. Ana oturuma ek olarak üç oturum başlığı da, inovasyon ekonomisi ve yatırım ekosisteminin kurulması için gerekli olan fon, pazar başarısı ve regülasyonların önemini vurgulayan konuları kapsıyor. Yatırım almak için “Nasıl yatırım alınır ve işinizi nasıl büyütürsünüz?”, satış başarısı için “Teknolojinin Ticarileştirilmesi ve Pazar Başarısı” ve son olarak verimli bir girişim ekosistemi için paydaşların görevlerini konu alan “Girişimcilik ekosistemini nasıl inşa ederiz?” başlıklı oturumlarından oluşuyor.

 

3. High Tech Port

MÜSİAD’ın Türkiye’nin Orta Gelir Tuzağından kurtulması için ortaya koyduğu bir vizyon projesi olarak dikkat çeken High Tech Port’un üçüncüsü, T.C. Cumhurbaşkanı’nın katılımı, T.C Savunma Bakanlığı’nın destek ve katılımı, T.C. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın ortaklığı ve sanayicilerin destekleriyle 9-12 Kasım tarihlerinde 16. MÜSİAD EXPO fuarı içinde CNR EXPO’da 4. holde düzenlenecek.

 

Bu yıl 20’den fazla ülkenin savunma bakanı, kuvvet komutanı, havayolu şirketleri ile Türkiye’nin ileri teknoloji üreten firmalarının katılacağı fuarda, Türkiye’nin milli tankı Altay’ın prototipi de Otokar tarafından sergilenecek. Savunma ve havacılık sektörü firmalarının ürün lansmanlarına sahne olacak fuarda, iş geliştirme görüşmeleri yapılacak, odak ve hedef pazarlara sıcak ulaşım ile uluslararası rekabet avantajları sunulacak.

 

Türkiye gemisinin istikametini işaret eden bir gelecek pusulası olarak nitelendirilen High Tech Port projesiyle, Türkiye’nin teknolojik ürünleri dünya pazarları için görücüye çıkarılırken, Türkiye’nin ileri teknoloji üreten firmalarının ve hedef pazarların bir araya getirilmesi, bu anlamda Türkiye’ye savunma ve havacılık alanında önemli kazanımlar oluşturulması amaçlanıyor.

 

2017’nin Dijital Trendleri Neler Olacak?

Online Marketing Business Content Strategy Target Concept
Online Marketing Business Content Strategy Target Concept
2017 yılında dijital alanda öne çıkacak trendler açıklandı. Trendlerle ilgili bilgi veren Ajans Dijital Kalem Başkanı Özkan Özbey, mecraların farklılaşmasına ve çeşitlenmesine rağmen, içeriğin her zaman kral olarak kalmaya devam edeceğini ifade ederek, özellikle video tabanlı içeriklerin 2017 yılında hızla yükselmeye devam edeceğini belirtti. Özbey, tüm dünyada mobil kullanımının hızla artmasının, yaklaşık 2 milyar insanın aktif olarak kullandığı sosyal medya ağlarının çoğalmasının, nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi teknolojilerdeki büyük yükselişin, 2017 yılında dijital alandaki pazarlama uygulamalarının önemini daha da artıracağının altını çizdi.

2017 yılına damgasını vurması beklenen dijital trendler:

Live streaming videolar

İçerik her zaman kraldı ancak şimdi videolu içerikler daha da bir kral. Tüm sosyal medya platformlarının “live streaming” destekli bir altyapıya dönmeleri ile birlikte “izle ve geç” kavramı bu alanda iyice oturmaya başlayacak. Facebook’un ardından Twitter’ın da video içeriklerine dair düzenlemeleri, kullanıcıların ve bu alana ilgi duyan markaların daha sık şekilde video paylaşmalarını sağlayacak.

Sosyal medyada süreli içerik zamanı

Kullanıcıların birebir olarak yönlendirdikleri ve arşivlenen içeriklerle dolu bir sosyal medya ağlarını artık unutmanın vakti geldi. Periscope ile başlayan ve Snapchat gibi uygulamalarla devam eden kısa süreli içerik kavramı, sosyal medyaya yön vermeye devam ediyor. Paylaşılan içeriklerin belirli bir süre ile yayında kalması, markaların da stratejilerini bu hızlı tüketim çağına göre düzenlemesini gerektiriyor. Facebook’un canlı yayınları, Instagram Stories gibi uygulamalar “hızlı ve sonlu içerik” kavramını destekliyor.

Sanal gerçeklik deneyimi

Pazarlama uzmanları uzun zamandır, hedef kitleleri ile nasıl empati kuracaklarını ve onların davranış biçimlerini nasıl daha iyi anlayacaklarını bulmaya çalışıyorlar. Son dönemde teknolojisi iyiden iyiye artan sanal gerçeklik, bu alanda yepyeni bir yol açmış gibi duruyor. Müşteriye sunulacak deneyimin önceden görülmesi ve hissedilmesi ile birçok kurum müşteri ile daha sıkı bağlar kurma yoluna gidecek. Pazarlamacılar, müşteri deneyiminin en uç noktaya çıkarıldığı sanal gerçeklik ile yepyeni bir mecra ile daha yakından tanışmaya hazırlanıyorlar.

Yeni reklam mecrası; Mesajlaşma Aplikasyonları

MIRC ile başlayan mesajlaşma geleneği, son dönemde Whatsapp ile hızla yükselişini sürdürüyor. Facebook’un Mobil Messenger’ı, Snapchat, WeChat gibi uygulamalar artan mobil kullanımıyla birlikte her geçen gün yaygınlaşmaya devam ediyor. 2017 yılında bu uygulamaların sayısının ve içerisindeki reklam alanlarının artması bekleniyor. Mobil uygulamaların artması ile birlikte hızla yükselecek kullanıcı sayısı da şimdiden medya satın almacıların iştahını kabartıyor. Yakın zaman önce Snapchat’te reklam döneminin başlaması, Whatsapp’in paralı ilanlara olan bakış açısını biraz yumuşatması bu trendin göstergeleri.

Bulut servisleri üzerinde pazarlama

Bulut uygulamaları 2016 yılına damgasını vurdu. Birçok kurum pazarlama, satış, lojistik, insan kaynakları gibi faaliyetleri bulut uygulamaları ile yönetmeye başladı. Üstelik sadece kurumlar değil, akıllı telefonlardaki geniş bant internet kullanımının artması, bu alan üzerinde yapılabilecek pazarlama çalışmaları için de ışık tutuyor. Bir adım ileriye giden uzmanlar, yapay zeka ile bulut servislerini üzerinde neler yapılabileceği üzerinde çalışmalar yapıyorlar.

Fijital pazarlama

Dünya’da bu süreç yaklaşık beş sene önce başlamış olsa da Türkiye’de fijital kavramının geçmişi henüz çok yeni. Yaklaşık 2 senedir Türkiye’de konuşulan fijital kavramı, tüketici ve marka arasında oluşan ekosistem içerisinde fiziksel ve dijital pazarlama dünyalarının bir araya gelmesinden oluşuyor. Fijital kavramı, fiziksel ile dijital deneyimleri harmanlayarak tüketiciye en doğru yoldan ve ölçümlenebilir şekilde ulaşılmasını sağlayacak yöntemlerden biri olacak.

TÜRKİYE GAZ TİCARET PLATFORMU İÇİN DÜĞMEYE BASTI.

gaz ticaretiEIF 2016 9. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı enerji sektörü üst düzey şirket yöneticilerini, karar alıcıları, enerji sektörü kanaat önderlerini, sivil toplum kuruluşları yöneticilerini, akademisyenleri ve düzenleyici kuruluşları bir araya getiriyor. Dünya Enerji Koridorlarında yer alan Türkiye’nin ileriye yönelik gelişme sürecine sağlayacağı katkıların açıklandığı açılışın ardından yoğun katılım ile sektör liderleri bir araya geldi. Açılışta konuşma yapan T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez Türkiye’nin gaz ticaret platformu için düğmeye bastığını açıkladı…

Kongre ve fuarın açılışını; TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Sayın Ziya Altunyaldız, TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Sayın Fatih Dönmez, Türkiye Petrolleri Genel Müdürü Sayın Besim Şişman ve Global Enerji Derneği – EIF Yürütme Kurulu Başkanı Sayın Av.Çiğdem Şelli Dilek gerçekleştirdi.

ORTA DÜZEYDEN KURTULMAK İÇİN “YEKA MODELİ ÖNEMLİ”

TC Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez: Ülkemizin daha hızlı büyümesi için birkaç hususa dikkat etmeliyiz. Tüketim kadar üretebiliyor olmalıyız. Özel sektör hem içerde hem dışarda daha aktif olmalı. Enerji dünyası uzun dönemli değişime girdi. Daha çok istihdam daha düşük cari açık söz konusu. Yerli kaynaklar ve yerli teknolojiler önceliğimiz. Bu noktada YEKA Modeli çok önemli. Türkiye’de YEKA Modeli orta gelir düzeyinden kurtulması için çok önemli. Teknoloji entegreli enerji yatırımları önceliğimiz. Kömür kalkınmada bir basamak kendi kaynağımız. Rüzgar da . Doğalgazda da son 10 yılda en hareketli döneme girdik. Türkiye gaz ticaret platformu için düğmeye bastı. 2017de bu platform hazır olacak. Botaş ticareti bölgesel de oyuncu olacak. Dünya enerji sektöründe sarsılmayan taş kalmadı. Pazarı büyütüp teknolojik lider olmak için çalışmalıyız.

OECD’DE 1. OLDUK

TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız: Uluslararası enerji ajansı yakın zamanda bir rapor açıkladı. 2017de enerji yatırımlarında düşme beklendiğini dile getirdi. Türkiye enerji bağımlısı bir ülke. Yeni politikalar belirleniyor. Reel politiği kazandırma ve dönüştürme çalışmaları yapılıyor. Enerjide son 13 yılda tüketim 2.5 arttı. OECD içinde 1. Olduk. Dünyada Çin’den sonra 2.olduk. Yenilenebilir enerjiye öncelik vermek zorundayız. Nükleer uzun dönem tartışılmasına rağmen özellikle Paris’ten sonra olmazsa olmaz oldu bizim için. Enerji arz güvenliği de bir o kadar önemli. Küresel enerjinin kuralları belirlenirken Türkiye Cumhuriyeti adımlarını doğru atmalı. Dönüşüme hızlı ayak uydurabilmeli. Yerli ekipmanlarla yatırımların gerçekleşmesi için çalışıyoruz. Küresel enerji akımının merkezi olma yolunda hızla ilerliyoruz” dedi.

Türkiye Petrolleri Genel Müdürü Besim Şişman: Türkiye Petrolleri olarak petrol ve gaz potansiyelini ortaya çıkarmak en önemli misyonumuz. Dünyada kaynaklar üzerinden savaş var. Enerji savaşın sebebi değil aracı. Enerjiye hükmeden savaşı kazanıyor. Enerji kaynaklarına sahip olma konusunda agresif olmalıyız. Petrol fiyatları ciddi anlamda sıkıntı yaratıyor. Yenilenebilir konusunda çok güzel adımlar atılıyor. Keşke rüzgarla güneşle sorunları çözsek de bizlere de gerek kalmasa.

Global Enerji Derneği Başkanı Av. Çiğdem Şelli Dilek: “Büyüyen Türkiye hamlesinde büyük önem taşıyan enerji, yapılan son çalışmalarla birlikte dışa bağımlılıktan kurtuluyor. Enerjinin özel sektöre açılmasın ardından gelişen yenilenebilen enerji üretimi, muasır medeniyetlerin kullandığı nükleer enerji yatırımları ile Türkiye enerji alanında kendi kendine yetebilen ülke konumuna geliyor. Bu yıl 9.su düzenlenecek olan EIF Enerji Kongresi ve Fuarı ve paralelinde gerçekleştirilecek olan Petrol ve Gaz Kongresi ve Fuarı uluslararası sektör liderlerini misafir ederek hem dünya piyasası hakkında bilgi verecek hem de yeni iş birliklerinin ve ticaret alanlarının kapısını aralayacak” dedi.

SAVUNMA SANAYİNDE PERFORMANSA DAYALI LOJİSTİK YÖNETİMİ

savunmaGünümüzde pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde global ekonomik krizlerin de etkisiyle 2010 yılı ve sonrasında ülkelerin savunmaya ayrılan bütçelerinde kısıtlamalar göze çarpıyor. Bu durum, savunma sektöründe sürdürülebilir ve maliyet etkin çözümlerin geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Çözüm arayışları, silah sistemlerinin toplam ömür devri maliyetinin yaklaşık yüzde 70’lik bölümünün gerçekleştiği işletme-idame safhasına odaklanıyor. Bu kapsamda farklı yaklaşım ve yöntemler denenerek, sürdürülebilir ve maliyet etkin çözümün Performansa Dayalı Lojistik (PDL) yaklaşımı ile bulunabileceği tespit edilmiş. ABD başta olmak üzere özellikle gelişmiş ülkelerde uygulanan PDL yaklaşımı dünyada da giderek yaygınlaşmaya başladı.

Performansa Dayalı Lojistik – PDL Sistemi Nedir?

PDL; karmaşık bir savunma sisteminin işletme-idamesine yönelik olarak belirlenen maliyet ve etkinlik hedeflerinin elde edilebilmesi için, kamu-özel sektör imkân ve kabiliyetlerinin bir araya getirilerek tasarlanan ve uygun bir teşvik mekanizması ile hayata geçirilen bütünleşik lojistik stratejisi olarak tanımlanabilir.

Türk Savunma Sanayi’nde temelleri 1990’lı yıllara dayanan PDL yaklaşımına,Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) öncülüğünde son dönemdeki Pilot PDL uygulamalarıyla başlandı.

PDL ile lojistik gecikmeler yüzde 70 oranında iyileşiyor…

PDL yaklaşımı, ABD ve İngiltere’de savunma sektöründe yaygın olarak kullanılıyor. Bunun yanı sıra, Türkiye ile birlikte Kanada, Avustralya, Almanya, Fransa, Güney Afrika ve Japonya’da savunma sistemlerinin tedarik ve işletme-idamesinde belirli seviyelerde PDL uygulanıyor. Raporda, PDL yaklaşımı sayesinde ülkelerin sistemlerinde göreve hazırlık seviyelerinde ortalama yüzde 20-40 oranında iyileşme, toplam ömür maliyetlerinde ortalama yüzde 15-20 oranında bir düşüş, sistemlerin faal olarak çalışma sürelerinde ortalama yüzde 40’lık bir artış, lojistik gecikme zamanlarında ise yaklaşık yüzde 70 oranında bir iyileşme meydana geldiği tespit edilmiş.

PDL; ulaştırma, sağlık ve enerjide kullanılabilir

STM’nin raporunda ayrıca; savunma sanayinin yanı sıra karmaşık sistemlerin kullanıldığı başta güvenlik olmak üzere enerji, ulaştırma ve sağlık sektörlerinde de PDL yaklaşımı ile tedarik ve işletme-idame süreçlerinin modellenebileceği öngörülüyor.

Kimyadan 10 Ayda 11,5 Milyar Dolarlık İhracat

Kimya sektörü ihracat kayıplarını

yeni pazarlarla telafi edecek

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre Ekim ayında kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre miktarda yüzde 2,93 azalış ile 1 milyon 374 bin ton, değerde ise yüzde 4,84 düşüşle 1 milyar 244 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın 10 ayındaki kimya ihracatı değerde 11 milyar 554 milyon dolar oldu. İhracattaki düşüşün başlıca sebepleri; kimyanın en önemli pazarları arasında yer alan çevre ülkelerdeki sorunların sürmesi ve ihracat fiyatlarındaki gerilemeler.

Kimya sektörü Ekim ayında yaşanan daralmaya rağmen 1 milyar 244 milyon dolarlık ihracat ile en fazla ihracat yapan sektörler arasında otomotiv ile hazır giyim ve konfeksiyon sektörlerinin ardından üçüncülüğünü koruyarak ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam etti. Sektörün geçtiğimiz ay en çok ihracat gerçekleştirdiği ülkeler sırasıyla; Mısır, Irak, Almanya, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, İspanya, Singapur, Suudi Arabistan ve İngiltere oldu. Mısır’a ihracat artışı Ekim ayında da devam ederken Singapur’a gerçekleştirilen ihracat yüzde 2 bin artışla 39 milyon 201 bin dolara ulaştı ve ilk 10 ülke arasına girmeyi başardı.

Ekim ayı kimya ihracat rakamlarına alt sektörler bazında bakıldığında ilk sırada bulunan Plastikler ve Mamülleri ihracatının miktarda yüzde 11,29; değerde ise yüzde 12,76 azaldığı görüldü. Geride bıraktığımız ayda Plastik ve Mamülleri ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktarda 187 bin ton, değerde 408 milyon 479 bin dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde en fazla plastik ihracatı yapılan 10 ülke; Irak, Almanya, İngiltere, İran, İsrail, Fransa, İtalya, Bulgaristan, Romanya ve Mısır olarak sıralanırken İsrail ve Fransa dışındaki ülkelerde ihracat kayıpları verilmesi dikkat çekti. Plastikler ve Mamüllerinin yanı sıra kozmetik, boya ve kauçuk gibi kimyanın farklı alt sektörlerindeki ihracatta da düşüşler yaşandı.

Kimya sektörünün Ocak-Ekim dönemi ihracatı ise miktarda 13 milyon 711 bin ton; değerde 11 milyar 554 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde kimya ihracatı 2015 yılının benzer dönemine göre miktar bazında yüzde 1,29; değer bazında yüzde 10,33 geriledi. On aylık dönemde kimya ihracatında ilk 10 ülke; Almanya, Mısır, Irak, İran, İtalya, İngiltere, ABD, Yunanistan, Hollanda ve Suudi Arabistan olarak sıralandı.

İhracatta yaşanan gelişmelerin küresel ekonomiden bağımsız değerlendirilemeyeceğini belirten İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, “Çevre ülkelerde yaşanan gelişmeler ihracatımızı doğrudan etkiliyor. Ekim ayı rakamları bunu açıkça ortaya koyuyor. Dünya ticaretindeki daralma ve ihracat fiyatlarındaki gerileme de ihracat performansımızı düşürüyor. Miktar bazında ihracat geçen yılki seviyelerle hemen hemen aynı olmasına karşın değerde önemli kayıplar yaşıyoruz. Birim ihracat fiyatlarımızı ve yarattığımız katma değeri artırmamız lazım. İhracattaki tıkanmanın çıkış noktası teknoloji, Ar-Ge ve markalaşma yatırımlarına hız verilmesidir. Kimya, Türkiye ekonomisinin en yüksek katma değer yaratma gücüne sahip stratejik sektörlerinden bir tanesi. Hükümetimizin yeni ihracat desteklerini çok olumlu buluyoruz. İhracata verilen desteklerin üç katına çıkarılması ve ihracatçıya yeşil pasaport verilmesi kararı bu açıdan önemli. Kimya ihracatçıları olarak bir yandan kayıp yaşadığımız pazarlara alternatif ararken diğer yandan ihracatımızdaki katma değer artışına katkı sağlayacak adımlar atıyoruz. Sektörümüzün farklı üretim kollarını kucaklayan bir yaklaşımla yurtdışı önemli fuarlara milli katılım organizasyonlarımız, ticaret ve alım heyetlerimiz aralıksız sürüyor. Bu yıl Kimya Ar-Ge Proje Pazarı’nın 6.’sını gerçekleştiriyoruz. Katma değerin Ar-Ge kadar önemli bir bileşeni tasarıma olan desteğimiz yanında tanıtım çalışmalarımızda da hız kesmiyoruz” dedi.

118 ülkeye ihracat yapan Türk mutfak sektörü gücünü ve kalitesini dünyaya ispatladı

Otel, restoran, kafe, pastane, gastronomi ve mutfak ekipmanları alanında Avrasya’nın en büyük fuarı olan “Hostech by Tusid”, binin üzerinde sektör öncüsü markayı CNR EXPO Yeşilköy’de buluşturdu.

TİM Başkanvekili Tahsin Öztiryaki, “118 ülkeye ihracat yapan Türk mutfak sektörü, gücünü ve kalitesini dünyaya ispatladı.”

TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Bilge, “Hostech by Tusid’i binin üzerinde markanın katılımı ile gerçekleştiriyoruz. İtalya ile rekabet halinde olan Türk endüstriyel mutfak sektörü çevre ülkelerde de üstünlüğü ele geçirdi.”

CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel, “Fuarımızda, Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere, Hindistan, İsrail, Polonya, İran, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan, Ukrayna, Rusya ve Yunanistan’ın da aralarında bulunduğu 60 ülkeden binlerce sektör profesyonelini ağırlayacağız.”
Otel, restoran, gastronomi ve mutfak ekipmanları alanında Avrasya’nın en büyük fuarı olan “Hostech by Tusid – 22. Uluslararası Otel, Restoran, Kafe, Pastane Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı”, CNR EXPO Yeşilköy’de başladı. CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık tarafından Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) desteğinde organize edilen fuarın açılışı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili Tahsin Öztiryaki, TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Bilge ve CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel’in katılımı ile yapıldı.

1478083418_klc_2220Sektörde yüzde 90 yerlilik oranı

Dünyanın en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine kadar her bölgede varolan otel ve restoran zincirlerinin mutfaklarını Türklerin yaptığını belirten TİM Başkanvekili ve Öztiryakiler Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Öztiryaki, “118 ülkeye ihracat yapan Türk mutfak sektörü gücünü ve kalitesini dünyaya ispatlamış oldu” dedi. Öztiryaki, Türkiye’de otel ve restoran zincirlerinin oluştuğunu ve sektörde yaklaşık yüzde 90 yerlilik oranının yakalandığını ifade ederek, şöyle konuştu: “Dünyada 200 milyar dolar pazar büyüklüğü olan mutfak sektöründen Türkiye yüzde 2,5 oranında pay alıyor. Turizm sektörüne büyük katkılar sunan Türk mutfak sektörünün ihracatı 4 milyar dolardır. Türk mutfak sektörü Ar-Ge, tasarım ve inovasyonu da sektöre katarak, Avrupa’da kısa bir sürede ikinciliğe yükseldi. Sektör otel, restoran ve kafelerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak konuma geldi.” Tahsin Öztiryaki, Türk mutfak sektöründe her geçen gün Avrupa sıralamasına giren önemli markalar ortaya çıktığına dikkat çekerek fuarın sektörün önünü daha da açacağını söyledi. Öztiryaki, CNR Holding’e sektöre sunduğu katkılardan dolayı da teşekkür etti.

Türk mutfak sektörü İtalya ile rekabet halinde

TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Bilge, “Hostech by Tusid’i binin üzerinde markanın katılımı ile gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de sanayisi oluşan endüstriyel mutfak sektörü İtalya ile rekabet haline girdi ve onlara mal satar hale geldi. Türkiye çevre ülkelerde de endüstriyel mutfak sektöründe üstünlüğü ele geçirdi” diye konuştu.

900 kişilik vip alım heyeti

CNR Holding Satış Genel Koordinatörü Cem Şenel “Fuarımızda, Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere, Hindistan, İsrail, Polonya, İran, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan, Ukrayna, Rusya ve Yunanistan’ın da aralarında bulunduğu 60 ülkeden gelecek binlerce sektör profesyonelini ağırlayacağız” dedi. Hostech by Tusid’in 80 bin metrekare alanda düzenlendiğini belirten Şenel, fuara TUSİD ve CNR iş birliğinde 900 kişilik vip alım grubu getirdiklerine dikkat çekti.

Binlerce ürün çeşidi sergileniyor

“Hostech by Tusid’de otel ve mutfak ekipmanlarının yanında restoran, pastane ve kafe ve catering şirketlerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak ürünler yer alıyor. Fuarda; perdeden halıya, televizyondan klimaya, çaydanlıktan fincana, dekor ürünlerinden duvar kâğıdına, peyzaj ve bahçe mobilyalarından, SPA malzemeleri ve havuz ekipmanlarına kadar sektöre ilişkin binlerce ürün çeşidi sergileniyor. Hostech by Tusid, sektöre yenilik ve farklılık kazandıracak çok sayıda etkinliğe de ev sahipliği yapıyor. Yeni teknolojilerin yanı sıra en prestijli otellerin şefleri fuarda şovlarını sergiliyor.

5. GİV Girişimcilik Ödülleri’ne Başvuru İçin Son Tarih 30 Kasım Çarşamba

Girişimci İşadamları Vakfı (GİV), Türkiye’de başarılı girişimleri ödüllendirmek ve fikirlerini girişime dönüştürmek isteyen insanlara destek ve cesaret vermek amacıyla her yıl Girişimcilik Ödülleri düzenliyor.

Bu sene 5. kez düzenlenen ve Cumhurbaşkanımızın da davetli olduğu ödül töreni ile sahiplerini bulacak olan 5. GİV Girişimcilik Ödülleri’nin başvurular 30 Kasım’da sona erecek.

Başvuru için: www.girisimcilikodulu.com

 

GİV Girişimcilik Ödülleri; projelerini hayata geçirmiş, özgün ürün veya hizmet ortaya çıkartarak başarıyı elde etmiş, Ar-Ge’ye ve inovasyona dayanarak işletmesine ve ülkesine değer katmış işletmeleri ödüllendirmeyi ve model olarak sunmayı hedefliyor. 5. GİV Girişimcilik Ödülleri, GİV İcra Kurulu tarafından temel kriterleri sağlayan firmaların tespit edildiği ve Değerlendirme Heyeti tarafından seçilen girişimcilere ve işletmelere veriliyor.

5. GİV Girişimcilik Ödülleri bu sene 10 Kategoride veriliyor;

  • Yeni Girişimci Ödülü: Girişimcilik dünyasına yeni katılmış fakat yaptığı çalışmalarla, önemli başarılara imza atmış, firmasını ve kendisini geliştirmiş, fark edilir bir şekilde ihracat, AR-GE ve yatırımlarla farkındalık oluşturmuş firması henüz 0-5 yaş aralığında olan başarılı girişimcilere “Yeni Girişimci Ödülü” verilecek. Başvuru için:  tıklayınız

 

  • Kurumsal Girişimcilik Ödülü: Projelerini hayata geçirmiş, özgün ürün veya hizmet ortaya çıkartarak başarıyı elde etmiş, AR-GE’ye ve inovasyona dayanarak işletmesine ve ülkesine değer katmış; Ülkesine, bulunduğu topluma, yaşadığı çevreye, değişen dünyanın değişen pazarlarına uyum sağlayan firması 5 yıl ve üzeri yaşta olan başarılı girişimcilere “Kurumsal Girişimci Ödülü” verilecek. Başvuru için:  tıklayınız

 

  • Proje/Fikir Ödülleri: Değerlendirme Heyeti tarafından tespit edilen kriterlere göre yapılacak ticarileşmemiş yeni proje ve fikirlerle ilgili yapılan başvurular arasından seçilen ilk 3 projeye para ödüllü ve 2 projeye mansiyon verilecek. Yeni ve girişimcilik için önem arz eden inovasyon içerikli açılımlar sunan bu tür proje ve fikirlerin desteklenmesi ülkemiz için önem arz etmekte. Başvuru için:  tıklayınız

 

  • Üniversite Girişimcilik Kulüp Ödülü: Üniversite içinde kurulmuş olan Girişimcilik Kulüpleri aracılığı ile üniversite içinde veya üniversite dışında girişimcilikle ilgili yapılmış olan başarılı faaliyet, etkinlik ve çalışmalarda bulunmuş girişimcilik kulüplerinin ödüllendirilmesi, desteklenmesi, teşvik edilmesi amacıyla “Üniversite Girişimcilik Kulübü Ödülü” verilecek. Başvuru için:  tıklayınız

 

  • E-Ticaret Girişimi Ödülü: Klasik ticaret modellerinden farklı olarak internet veya mobil teknolojiler kullanarak iş fikrini bir elektronik ticaret projesi olarak hayata geçirmiş, bulunduğu sektöre yeni ticaret hacimleri oluşturabilmiş, kurulduğu günden beri sürekli büyüyebilen girişimlere “E-Ticaret Girişimi Ödülü” verilecek. Başvuru için:  tıklayınız

 

  • Yeni Medya Ödülü: Online ve Dünyanın her yerinden ulaşılabilen bir platform olarak; yayınlanan haberler, araştırmalar veya röportajlar yolu ile ülkemizde başarılı girişimleri ve deneyimlerini kamuoyu gündemine taşıyan, platform üzerinde kendi girişimcilik ekosistemini inşa edebilen ve bu yolla girişimcilik ruhunu ve kültürünü özendiren ve farkındalığı yeni medya girişimine veya online platforma “Yeni Medya Ödülü” verilecek. Başvuru için:  tıklayınız

 

  • Kamu Yöneticisi Ödülü: Dünyadaki ve Ülkesindeki gelişmelere duyarlı, ülkesinin gelişimine katkı yapacak şekilde yasa, kural ve kaideler çerçevesinde azami gayret göstererek, girişimciliği destekleyerek bulunduğu bölgenin veya kurumun gelişmesine katkı sağlayan yerel veya merkezi kamu yöneticisine “Kamu Yöneticisi Ödülü“ verilecek.

 

  • Basın Yayın Ödülü: Basın-Yayın Dünyasında yayınlanan haber, araştırma veya röportaj yolu ile ülkemizde başarılı girişimleri ve deneyimlerini kamuoyu gündemine taşıyan ve bu yolla girişimcilik ruhunu ve kültürünü özendiren ve farkındalığı arttıran kişi, medya kurumu veya basın mensubuna “Basın / Yayın Ödülü” verilecek.

 

  • Akademisyen Ödülü: Dünyadaki ve Ülkesindeki gelişmelere duyarlı, ülkemizdeki girişimcilik ekonomisinin ve ekosisteminin gelişimine katkı yapacak şekilde akademik çalışmalar yaparak, girişimciliği destekleyerek bulunduğu bölgenin veya üniversitenin gelişmesine katkı sağlayan akademisyene “Akademisyen Ödülü“ verilecek.

 

  • GİV Özel Ödülü: Projelerini hayata geçirmiş, özgün ürün veya hizmet ortaya çıkartarak başarıyı elde etmiş, işletme olarak Kurumsal bir yapı yakalayabilmiş, bütün bunları başarırken de; kurum içi girişimcilik kültürü oluşturup çalışanlarına iç girişimler oluşturabilme inisiyatifi/yeteneği verebilmiş, iç veya dış yeni girişimler filizlenmesine olanak sağlamış kurumsal firmalar ödüllendirilecek.

“Sanayinin Geleceği, Akıllı Ürünler Üreten Akıllı Fabrikalarda”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nin Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) ile birlikte 27 – 28 Ekim tarihlerinde Adana Hiltonsa Otel’de gerçekleştirdiği Türkiye İnovasyon Haftası Adana 2016’da TEMSA rüzgârı esti.

Ürettiği akıllı ve ileri teknoloji ürünü araçlarla dünyanın 66 ülkesine otobüs ihraç eden TEMSA’nın Ar-Ge ve Teknoloji Direktörü İbrahim Eserce, Türkiye İnovasyon Haftası Adana 2016’da “Türkiye’de İnovasyon ve Endüstri 4.0” panelinde “Sanayinin geleceği, akıllı fabrikalarda akıllı ürünler üretmekten geçiyor” dedi.

1477895554_img_20161028_wa0011

TEMSA, 27 – 28 Ekim tarihlerinde Adana Hiltonsa Otel’de gerçekleştirilen Türkiye İnovasyon Haftası Adana 2016’da teknolojiye verdiği önemle fark yarattı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’nin Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) ile birlikte “Sınırsız İnovasyon, Sınırsız Potansiyel” temasıyla düzenlediği etkinliğin 2’nci gününde gerçekleşen “Türkiye’de İnovasyon ve Endüstri 4.0” panelinde TEMSA Ar-Ge ve Teknoloji Direktörü İbrahim Eserce, TEMSA’nın dijital dönüşüm vizyonu anlattı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 2’nci günün açılışında yaptıkları konuşmalarda Türkiye için inovasyonun gerekliliğine ve önemine dikkat çekti.

Türkiye’de inovasyon konusunda gözle görülür bir yükseliş olduğu söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, inovasyonun Türkiye’nin gelişimi için şart olduğunu vurguladı.

Üreticilerin taleplerini bakanlık olarak önemsediklerini anlatan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye’nin 4’üncü Sanayi Devrimi’ne hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Bakan Özlü, bakanlık olarak bu alanda çalışmalar yaptıkları bilgisini verdi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci konuşmasında, tasarım yapılırken milli ve manevi değerlerle uyuşan tasarımlar yapılmasına vurgu yaptı. Bakan Zeybekci, üniversite-gerek hayat birlikteliğinin önemine de dikkat çekti.

Kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla ihracatçılar ve karar vericiler arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla organize edilen Türkiye İnovasyon Haftası Adana 2016’nın 2’nci gününde düzenlenen “Türkiye’de İnovasyon ve Endüstri 4.0” panelinde TEMSA Ar-Ge ve Teknoloji Direktörü İbrahim Eserce “Sanayinin geleceği konuşulurken artık üretkenlikten değil; akıllı robotlar, simülasyon, yatay – dikey yazılım entegrasyonu, büyük veri ve analizi, nesnelerin interneti, bulut, siber güvenlik, eklemeli üretim (3-D baskı), arttırılmış gerçeklik teknolojileri kullanılarak ‘Akıllı Fabrikalar’ kurmaktan ve bu fabrikalarda ‘Akıllı Ürünler’ üretilmekten bahsediliyor. TEMSA liderliğini sürdürdüğü otobüs pazarında otobüs üretmekle birlikte akıllı ürünlerini akıllı fabrikalarda, geleceğin ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler üreten teknoloji şirketi olma yolunda ilerlediğini vurgulayarak yapıyor. Bu doğrultuda TEMSA’nın vizyonu; akıllı ulaşım çözümleri üreten, yenilikçi ve girişimci, fark ve değer yaratan teknoloji şirketi olma” dedi.

Etkinlikte, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, TEMSA’nın geliştirdiği ve ABD pazarına sunulan TS45 aracını, Adana Valisi Mahmut Demirtaş ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ile birlikte inceledi. Bakan Faruk Özlü, “Türk sanayicisinin yurt içinde ve yurt dışındaki başarıları hepimize gurur veriyor. TEMSA’yı, başarılı çalışmalarından ve Amerika’daki her geçen gün artan pazar payından dolayı kutluyorum” diye konuştu.

1477895558_1__1_

TEMSA, Türkiye İnovasyon Haftası Adana’ 2016 kapsamında 4 farklı etkinliğin organizasyonunu gerçekleştirdi. “ABD pazarı için geliştirilen yenilikçi TS45 otobüsü, Türkiye İnovasyon Haftası’nda AirBrush sanatı ile buluşuyor”, “Gençler Yazılım ile Buluşuyor”, “TEMSA Maker Lab deneyimini paylaşıyor” ve “Deneyim Laboratuvarı, TEMSA-STM Trafik Kazalarının Büyük Veri ile Önceden Tespit Edilmesini paylaşıyor” başlıklı etkinlikler İnovasoyon Haftası katılımcılarından yoğun ilgi gördü. TEMSA İnovasyon ve Ürün Müdürü Mert Özkaynak “Yapılan etkinliklerde, teknoloji şirketi olma vizyonu ile TEMSA tarafından hayata geçirilen Smart Mobility programlarından kesitler katılımcılar ile paylaşıldı. Ayrıca ‘Açık İnovasyon’ platformuna çok önem veriyoruz ve bu amaçla tüm katılımcılara TEMSA’ya özel geliştirilen ve benzersiz olan ‘Dijital Yenilikçilik ve Girişimcilik’ uygulamamızı, ödüllü yarışmalarımızı, Open Bus platformumuzu tanıttık” dedi.

Gıda Tedarik Zincirinde Risk Yönetimi

gıda tedarik zinciri

Tedarik zincirlerinin amacı müşteri taleplerini zamanında, eksiksiz ve mümkün olduğunca en yüksek kârla karşılamaktır. Belirli yönetmelikler ve standartlara uyarak yerine getirilen siparişler, zincirin bütünsel maliyetini en düşük kılacak şekilde gerçekleştirilmeye çalışılır.

Gelişen ekonomiler tüketici bilincini artırırken, daha kaliteli, güvenilir ve sağlıklı gıdalara olan talepte artış gözlemlenmektedir. Müşterinin gıda satın alırken tolere edebileceği risk düzeyi giderek düşerken, gıda mallarının güvenliği işletmeler ve özellikle gıda tedarik zincirleri için dikkatle yönetilmesi gereken bir konu haline gelmiştir. Gıdadaki bozulmanın toplumda duyulması, hastalıkların ortaya çıkması hem kamu sağlığı hem de şirketin imajı açısından tehlike oluşturmaktadır.

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şenkayas
Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şenkayas, ADÜ, İİBF İşletme Bölümü

Tarımsal üretim, hasat, paketleme, saklama, işleme, dağıtım ve taşıma fonksiyonlarının meydana getirdiği gıda tedarik zinciri, en dinamik zincirlerden biridir. Gıda çabuk bozulan bir mal olduğundan, hasattan son tüketiciye ulaşana kadar dikkatle takip edilmelidir. Özellikle tüketici pazarlarına coğrafi yakınlık bu nedenle önem kazanır. Türkiye, işlenmiş ve taze gıda tüketiminin yüksek düzeylerde olduğu Avrupa ülkelerine yakınlığı nedeniyle gıda ihracatı açısından avantajlı konumdadır. Ancak bu avantajın korunması, gıda zincirinde etkili bir risk yönetimi sayesinde mümkün olabilecektir. Toplum sağlığı hedeflerine, müşteri taleplerine, uluslararası standartlara uygun gıda güvenliği yönetimi, Türkiye’nin gıda ve tarım sektörü açısından yüksek katma değer sağlayacaktır.

İhraç edilen işlenmiş gıdalar, tarımsal sektörün gücüne bağımlıdır. Tarımsal üretimin geliştirilmesi, finansal olanakların ve pazar imkânlarının iyileştirilmesi gıda zincirinin başlangıcında riskin azaltılmasını sağlar. Hasat sonrası ise hava durumu ile ilgili ısı, nem, soğukluk gibi değişkenler etkilidir. Gıda mallarının sınırlı raf ömrü, teslimat gecikmeleri ve değişken talep yapısı, risk ve belirsizliği artırır. Aslında risk, işletmeler için kazanç fırsatıdır. Teknolojik yenilikler sayesinde gelişme ve büyüme hızlanır. Ancak risk aynı zamanda tedarik zincirindeki üst yöneticiler tarafından yönetilmesi gerekir. Gıda güvenliği için risk yönetimi, kolaylaştırır. Tedarik zincirindeki risklerden ve belirsizliklerden korunmanın yollarını aşağıdaki gibi gruplayabiliriz:

  1. Zincirde malların izlenebilirliği
  2. Standartlar, yasa ve yönetmeliklere uygunluk
  3. Zincir üyelerinin dikey bütünleşmesi
  4. Gıda dağıtım planlaması

soğuk zincir-satınalma dergisi

İzlenebilirlik

Gıda zinciri boyunca kalite, modern izleme teknolojileri ile izlenerek ürün ve süreç bilgileri eksiksiz olarak, şeffaf bir şekilde müşteriye iletilebilir. Sağlık açısından tehdit (risk) oluştuğunda süreci geri izleyerek sorunun kaynağının bulunması, ileriye doğru izleyerek kriz yönetimi için bilgi sisteminin kurulması gerekir. Tedarik zinciri içinde ısı kontrollü lojistik çevrede gıdanın kalitesindeki değişimler izlenebilir. Gıdanın kalitesi genelde ısıya bağımlıdır. Bu ısı izleme yöntemi, maliyet ve gıda kalitesi bakımından lojistik işlemleri planlamada kullanılabilir.

Gıda zinciri içinde işletmeler arasında farklı tanımlamalar olabilir, idari ve fiziksel birimler arasında uyumsuzluk sorunları çıkabilir ya da gıdayla ilgili bilgiler doğrulanamayabilir. Üyeler arasındaki farklılıklar giderilerek zincirde birlik sağlanmalıdır. Gıdayı takip edebilmek için tüm üyeler şeffaf bir bilgi ağına bağlanmalı, ürünün özellikleri ve konumu ile ilgili bilgiler anında paylaşılmalıdır. Bu amaçla kâğıtla izleme, ürün etiketleme, barkod, ısı, ışık, nem sensörleri yerleştirilmiş RFID (radyo frekanslı tanımlama) gibi izleme teknolojilerinden faydalanılabilir. RFID ile izleme kayıtları, davalarda ve şikâyetlerde delil olarak kullanılabilir. Elektronik izleme sayesinde yanlış yükleme ve ürün kayıpları azalır, ürün taşıma gelişir, malların görünürlüğü artar.

Taşıma ve depolamadaki risk ve belirsizliği yönetmek üretim ve dağıtım teknolojilerini geliştirmek için finansal yapı da yeterli olmalıdır. İzleme sistemleri ile gıda ürünündeki risk ve belirsizlikler azaltılarak lojistik maliyet düşürülebilir.

Zincirde zararların kontrolü, markayı koruma, pazar payını ve müşteri güvenini koruma için izlenebilirlik gerekli. İzlenebilirliğin nicel ve nitel faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  1. Pazar payı artışı
  2. Geri dönüşlerde azalma
  3. İşgücü maliyetinde azalma
  4. Davalarda azalma
  5. Stokta azalma
  6. Kalite güvenilirlik ve sağlıkta iyileşme

Standartlar

Tedarik zincirlerindeki işletmelerin riski yönetme sürecinde düzenlenen kural, düzenleme, yasa ve standartlar yol gösterici olabilir. Tüm zincirde kodlama standart olmalı, izleme ve takip sistemleri buna göre bütünleştirilmelidir. Genellikle büyük şirketler şeffaf bilgi paylaşımını diğer üyelere kabul ettirmeye çalışır. Bu amaçla kendi bilgi altyapısı ve kalite sistemini kurarak tedarikçilerin buna uyum sağlamasını ister. Özellikle uluslararası gıda güvenliği standartları, bir zorlama ya da engel olarak değil, işlem maliyetini ve uyuşmazlıkları azaltan bir faktör olarak görülmelidir. Standartlar özellikle sağlık riskini azaltır, ancak bazı ülkelerde belirlenen yasa ve standartlar, gelişmiş ülkelerin gıda ihracatını azaltıcı etki de yapmaktadır.

Gıda zincirindeki şirketler genellikle HACCP, BRC, ISO 9000 gibi standartları kullanmaktadır. HACCP Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi (TS 13001), tedarik zinciri boyunca kontrol önlemlerinin sistematik yönetim sistemleriyle uygulanmasıdır. Tehlike analizi yapılır ve gıda ürünü için kritik kontrol noktası oluşturulur. Geçerli kontrol önlemlerinin seçimi, sistematik uygulama ve izlemesini içerir. Limitler uzmanlara göre, gıda zincirinin gereksinimlerine göre ya da kamu sağlığı çıktılarına uygun belirlenir.

BRC (British Retail Consortium), Avrupalı alıcıların talep ettiği sektöre özel kalite sertifikasıdır. 90 ülkede 20.000’den fazla tedarikçi tarafından kullanılan güvenlik ve kalite sertifikasyonu programıdır. Standartlar kaliteyi, güvenliği ve işlem kriterlerini garanti ederek imalatçının yasal zorunlulukları yerine getirdiği ve son tüketici için koruma sağladığını gösterir.

Dikey Bütünleşme

Gıda piyasalarında, özellikle yabancı pazarlara girişte, işletmelerin tek başına çalışması risklidir. Pazara girişteki engeller, rakipleri dışlamak için kurulan birleşmeler, artan rekabet maliyeti risk yaratır. Stratejik işbirlikleri ve tedarik zincirinin genişlemesi ile riskler azaltılabilir.

Gıda zincirinde üyeler arası iletişim altyapısı ya da yatay ve dikey ortaklıklar kurulabilir. (Yetiştirici, tohumcu-yemci, paketleme, taşıma, depolama arasında) Dikey bütünleşmeyle risk yönetimi ve piyasa kontrolü yapılır. Geçici işbirlikleri dikey olarak yapılabilir, böylece her işletme kendi işine odaklanır, rekabet gücü artar. İşbirliği sayesinde fiyatların dalgalanma riski, kapasite ile ilgili riskler ve gıda güvenliği hijyen riski yok edilebilir.

Dikey bütünleşmenin nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  1. İşlem maliyetlerinde azalma.
  2. Riskin azalması, eksikliklerin giderilmesi.
  3. İnovasyon ve farklılaşma yeteneği.
  4. Bilgi alışverişi ve örgütsel yapı etkinliği.
  5. Gelişmiş piyasa konumu.

Dağıtım Planlaması

Tüketiciye taze, sağlıklı ve kaliteli gıda sunmak için hasattan son müşteriye kadar taze gıda taşımanın en iyi dağıtım ağı tasarlanmalıdır. Teslimat rotası (dağıtım planı) ve üretim miktarları, toplam lojistik maliyeti minimum yapan saklama ve taşıma sıcaklıklarına göre belirlenir. İyi bir dağıtım planlaması ile coğrafi uzaklıklar azaltılır.

Bozulabilir gıdalarda sık teslimat ve gıda güvenliği için dağıtım stratejileri belirlenebilir. Kalite ve maliyeti göz önüne alan bir gıda dağıtım sisteminin tasarımı ve işletilmesi, kalite güvencesinin (sağlamlık, güvenlik, raf ömrü açısından) sağlanması gerekir. Isı, nem ve bozulma da stok modellerine ve ürün kalitesi fonksiyonuna dâhil edilmeli, üretim-taşıma-stok bütünleşmesi sağlanmalıdır.