Karayolu Lojistik Hizmeti Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Günümüzde çoğu firma lojistik hizmetlerinde dış kaynak kullanmaktadır. Dış kaynak kullanılarak satın alınan bu lojistik hizmetler,iç nakliyeden depolamaya; gümrüklemeden proje taşımalarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.Lojistik hizmetlerin gönderici veya alıcının sorumluluğunda olması, tarafların aralarında yaptıkları anlaşmada belirtilen teslim şekline göre değişmektedir. Bu yazıda, lojistik hizmetlerin ödemesini kendisi yapacak şirketler ön planda tutulmuş ve satın alınacak lojistik hizmetler için dikkat edilmesi gereken bazı noktalara değinilmeye çalışılmıştır.

lojistik-yurtici

[one_half]

Günümüzde çoğu büyük ölçekli firma, lojistik hizmet talebi yoğun olan hatlar için sanal ortamda ihale yöntemini tercih ederek, piyasada yaşanan rekabetten faydalanmakta ve bu sayede lojistik hizmet maliyetlerini düşürebilmektedir. Bu büyük ölçekli firmalar, hizmeti satın alırken kazanmakta ve daha en başından kendi şartnamesinde belirtilen kurallara göre oynayabilecek oyuncuları yarışa dahil etmektedirler. İhale sonrasında, en iyi teklifi veren lojistik firmaları tekrar değerlendirilmektedir. Detaylarda da mutabık kalındığı takdirde, istenen şartlar ve bu şartlara uyulmaması halinde geçerli olacak müeyyidelerde taraflar arasında hazırlanan sözleşmede belirtilerek,anlaşma yapılmaktadır.

Birçok firma yukarıdaki örnekte belirtildiği gibi ölçek ekonomisinin getirdiği avantajları kullanarak satın alacağı lojistik hizmetleri tek bir çatı altında toplamayı hedeflemekte ve yine örnekte belirtildiği gibi yıllık anlaşmalarla çalışmayı tercih etmektedir. Ancakçoğu firma için lojistik hizmet satın alma görüşmelerini bu kadar detaylı yapmak ve hizmet verecek firmaları bu denli detaylı incelemek mümkün olmamaktadır. Hatta hizmet alma süreci kimi zaman o kadar süratle yapılmaktadır ki sadece telefon görüşmesinde anlaşılan fiyatın ardından gönderilen talimatla işlem yapıldığına dahi şahit olunabilmektedir. Burada özellikle lojistik hizmet sözleşmelerinde dikkat edilmesi gerekenlerden bahsedilecektir.*

Rekabet halindeki lojistik firmalarından alınan farklı fiyat teklifleri, maliyetler göz önünde bulundurularak değerlendirilmekte, böylelikle lojistik hizmet alınacak firmalar çeşitlendirilmektedir. Lojistik sektöründeki bu fiyat farklılıkları, taşımacılık modundan, taşıma yapılan destinasyona;taşınacak malzemenin cinsinden, malzemenin konulduğu kabın ölçüsüne ve çeşidine kadar varan bir dizi değişkenden kaynaklanmaktadır. Lojistik hizmet sağlayıcı firmaların uzmanlık alanları ve yoğun çalıştığı destinasyonların, hizmet alacak firmanın talepleriyle örtüşmesi halinde alınacak hizmetin maliyetleri düşürebilmektedir. Her ne kadar hemen her hatta taşıma yaptığını iddia edebilen firmalar bulunsa da yükün esas sahibi firmanın lojistik hizmet satın aldığı lojistik organizatörü firma, başka bir alt taşıyıcı kullanarak ilgili yükü taşıtabilmektedir. Burada hizmet satın alınanlojistik organizatörü firma, sektördeki bilgi birikimi ve ilişkilerini kullanarak ilgili yükün sorumluluğu taşımakla birlikte, taşıtılan yük ile birebir temas halinde bulunmamaktadır.

 [/one_half]

[one_half_last]

Her ticari ilişkide olduğu gibi lojistik hizmetlerde de güven faktörünün önemi yadsınamaz. Lojistik hizmet sağlayıcının, malzemenin yola çıkışından önce tahmini çıkış ve varış tarihlerini bildirmesi gerekir. Aynı şekilde yola çıkış gerçekleştikten sonra çıkış ihbarnamesini; vardıktan sonra da varış ihbarnamesini hem göndericiye hem de alıcıya bildirmesi gerekmektedir. Lojistik hizmeti veren tarafın güvenilirliği, malzemelerin emanet edildiği şekilde ve istenilen zamanda teslimatı konusunda öne çıkarken; hizmet alan tarafın güvenilirliği ise beyanların doğruluğu konusunda önem kazanmaktadır. Bugün teslimat süresi çoğu sektör için kritik öneme sahiptir.Öyle ki alıcılar göndericileri teslim sürelerinde yaşanacak gecikmelerden sorumlu tutarak,gecikmelerler ilgili “reklamasyon” adı altında ceza ödemelleriyle karşılaşabilmektedirler. Lojistik hizmet sağlayıcılar,kimi zaman kendilerinden kaynaklanan gecikmelerde,hizmeti alan firmaların zararını karşılamaya yardımcı olabildiği gibi kimi zaman da hizmeti alan firma tarafından yaşatılan gecikmeler nedeniyle aynı şekilde zararlarının karşılamasını talep edebilmektedir.Lojistik hizmeti veren firma, olası gecikmeler öngörüldüğünde, vakit kaybetmeden gönderici ve alıcıya bu gecikme bilgisini ulaştırmalıdır ki malzemeyi bekleyenler gerekli önlemi alabilsin. Aynı şekilde yükleme veya boşaltma alanında bekleme yapılacağı zaman bunun da lojistik hizmeti veren firmaya vakit kaybetmeden bildirilmesi gerekir ki diğer firmalar da mağdur olmadan bir çözüm bulunabilsin. Bu sayede vaktinde bilgi paylaşımı ve her iki tarafın da çözüm odaklı yaklaşımı sayesinde maliyetlerin düşürülmesi ve hataların giderilmesi çoğu zaman mümkün olabilmektedir. Burada bahsedilen çözüm için kimi zaman 2. şoför eklenerek ekspres araçlar kullanılmakta, kimi zaman da teslimat sırasında değişiklikler yapılabilmektedir.

Bir diğer önemli konu da yükleme ve boşaltmalardır. Ürünlerin istiflenmesinde kullanılacak kat sayısı, ürünün konulduğu kapların doluluk oranı ve mukavemeti dikkate alınarak belirlenmelidir. Malzemelerin konulduğu kapların dayanıklılığı göndericinin sorumluluğundadır. Ürünün özelliğiyle ilgili uyarılar ambalajın üzerinde belirtilmelidir. Malzeme teslim alındığı sırada ise kontrol edilmeli, teslim alınırken gözlenebilecek hasar veya eksiklikler taşıma senedine not düşülmelidir.

 [/one_half_last]

Bir taşıma sözleşmesinde, satın alınan hizmetin içeriği, neleri kapsayıp neleri kapsamadığının detaylı şekilde belirtilmesi,her iki taraf açısından da anlaşmazlıkların doğmadan çözümüne yardımcı olabilir. Teklifin kabul edilmesinin ardından, hizmet sağlayıcı tarafından teklifle birlikte matbu halde gönderilen taşıma sözleşmesinde belirtilen şartların dikkatle okunması gerekmektedir. Taşıma hizmeti sözleşmesinde dikkat edilmesi gereken konular özetle aşağıdaki gibidir:

  • Fiyatlar ve hesaplamada esas alınacak kriterler açıkça belirtilmelidir,
  • Fiyatların geçerlilik tarihleri belirtilmelidir,
  • Malzemelerin nerede teslim alınacağı nereye teslim edileceği belirtilmelidir,
  • İç taşıma gerekmesi halinde kimin sorumluluğunda olduğu belirtilmelidir,
  • Gümrük tercihi belirtilmelidir,
  • Serbest süre belirtilmelidir,
  • Bekleme ücreti belirtilmelidir,
  • Ayarlama oranları (BAF vb.) varsa belirtilmelidir,
  • Kullanılacak depo veya antrepo tercihleri varsa belirtilmelidir,
  • Ödemenin yapılacağı para birimi, ödeme şekli, ödeme vadesi ve ödemede esas alınacak kur belirtilmelidir,
  • Rezervasyon için en geç sürenin ne zaman olduğu belirtilmelidir,
  • Rezervasyon bildirimleri ve değişiklik bildirimlerinin ne zamana kadar yapılması gerektiği belirtilmelidir,
  • Boş navlun ücretlendirilmesi yapılacak haller belirtilmelidir.

Bunların haricinde hizmet satın alan firmaların varsa talep ettiği ekipmandan, istediği aracın özelliklerine; istifleme şartlarından, teslimat detayına kadar talep ettiği detayları sözleşmeye eklettirmesi gerekmektedir.Aksi takdirde,bildirilmeyen detaylar nedeniyle kaynaklanabilecek sorunlarda taşıyıcıların sorumluk kabul etmeme hakkı gündeme gelecektir. Talep edilen unsurların ek maliyet yaratması halinde ise lojistik hizmet sağlayıcı bu ilave masrafları talep eden firmaya yansıtmak isteyecektir. Dolayısıyla bu detayların yükleme öncesinde rezervasyon aşamasında ve hatta tekliflendirme sırasında görüşülmesinde fayda bulunmaktadır. Kimi detayların operasyonel hazırlıklar açısından önemi dikkate alındığında,her yükleme talimatında ayrıca belirtilmesi daha sağlıklı bir önlem olacaktır.

[one_half]

Lojistik hizmeti veren firmaların, olası hasar veya kayıp halindeki sorumlulukları, ilgili konvansiyonlarla sınırlandırılmıştır**. Bu sebeple teslimat gerçekleşene kadar olabilecek her türlü risk göz önüne bulundurularak, taşınacak malzemenin sorumluluğunu alan firmanın taşıma sigortası yaptırması kendini güvence altına almasını sağlayacaktır.

Hizmet alan firma, “Güvenmek iyidir ama kontrol etmek en iyisidir.”ilkesi ilemalzemelerin gümrük çıkış tarihini kontrol etmek isteyebilir. Kesin çıkış tarihinin en iyi kontrol edilebileceği yer, hizmet alınan firmadan talep edilecek  TIR karnesinin tescil tarihinden başkası değildir. Lojistik hizmeti alan firma, ödeme yapmadan önce onaylı teslim senedinin iletilmesini, yine kontrol için isteyebilir. Bu sayede olası hasarların gönderici ve alıcı arasında sorun yaratmadan önce tespit edilebilmesi mümkün olmaktadır; zira teslim alınırken, teslim senedinde belirtilmeyen kusurlardan hizmet sağlayıcı firma sorumlu tutulamamaktadır.

[/one_half]

[one_half_last]

Sonuç olarak, lojistik hizmet sağlayıcı basiretli bir tacir olarak, mümkün olan gayreti göstermesine rağmen yine de sorunlar yaşanabilmektedir. Bu durum,her operasyon özelinde farklı nedenlerden kaynaklanıyor olsa da temelinde hizmet sektörünün doğası gereği,üretilen hizmetlerin standart hale getirilmesinin mümkün olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır.Dolayısıyla lojistik hizmet alacak firmaların, hizmeti almadan önce dikkatli olması ve olası sorunlar karşısında atılacak adımları, sözleşmeyi oluşturmadan önce ortaya koymalı ve operasyon sürecini dikkatle takip etmesi gerekmektedir.

Hizmet satın alırken, ürün satın almalarda görülen iade sürecine benzer bir geri dönüş şansı bulunmamaktadır. Dolayısıyla lojistik hizmet teklifleri değerlendirilirken, maliyet hesaplarına bu risk faktörlerini de katmak ve hizmet sürecini bir bütün olarak değerlendirmek gerekmektedir.

Özkay ÖZEN

 [/one_half_last]

* Sözleşmelerin önemi için bknz. Satınalma Dergisi 1. Sayı, 2013/01, s. 44

** Sorumluluk sınırları için bknz. http://www.und.org.tr/tr/74/uluslararasi-konvansiyonlar

 

BU YAZI SATINALMA DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR.

 

 

İnternet ve Sosyal Medya

Önce atariler girdi evimize, sonra atari salonlarında gizli saklı oynadık oyunları, sonra atari salonları değişti internet kafeler geldi. İnternet sonra hız kesmedi evlerimize girdi. Sosyal hayatımızı engelleyen teknolojinin bu gelişmeleri bugün ise sosyal hayatımızın ta kendisi oldu.

sosyal basın-yayın

[one_half]

Sizleri tanımlarla ve Sosyal Medyanın madde madde açıklamalarıyla sıkmaktansa teknolojinin dününden ve bugün geldiği konumdan bahsedelim. Teknolojik ilerlemenin iletişim ayağı olan internetle başladı her şey. Bu pahalı iletişim aracı ilk olarak evlere pek uğramadı. Çünkü alışkanlık yoktu, kullanım çok azdı ve buna bağlı olarak da pahalı bir üründü bizler için. Daha sonra kullanım alanları biraz daha genişledi. Kolaylıklarını gördükçe insanlar daha çok talep göstermeye başladı internete. Sadece devlet işleyişi için ve ticari alanlarda kullanılan internet için bir süre sonra talep patlaması oldu ve internet kafeleri doldurur hale geldik. Kullanım çoğaldıkça artık ucuzlamaya başladı internet. Lüks kullanım değil artık evimizin bir parçası olmaya başladı. Bu hıza o kadar çok alışmıştık ki, onsuz yapamaz olduk. Sonunda teknoloji bunun da farkına vardı ve artık bizi evimizin dışında da bizi yalnız bırakmamaya başladı. Bu şımarık arkadaşımız ilk olarak kullandığımız cep telefonlarına, internete erişebileceğimiz web sayfaları içerikleri ekledi. İçeriklere de ziyaret yeterli seviyenin üzerine çıktığında artık o içerikler birer uygulama halini aldılar. Uygulamalar da yetmedi tabii ki bizlere ve bunun sonucunda uygulamaların da içinde yeteri kadar bulunduğu ve istediğimiz uygulamaya ulaşmamızı sağlayan “akıllı telefonlar” hayatımıza girdi. Son birkaç yıldır , neredeyiz, ne yapıyoruz, kiminleyiz, ne arıyoruz ve bunun gibi bir çok merak edilen sorunun cevabına kolaylıkla ulaşılabilecek bir alan oldu internet. Bugün bu soruların internet içerisinde oluşturduğu alanın adlandırılması da Sosyal Medya oldu. İçeriğini bizlerin yani kullanıcıların oluşturduğu, geleceğini bizlerin belirlediği alanlardır Sosyal Medya. Neredeyse hepimizin bildiği Facebook bunun en büyük örneği. Facebook, içeriği tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulan, her şeyi kullanıcıların belirlediği ve buna göre de uygulamalar ve alanlar üreten, günümüzün en meşhur Sosyal Medya platformu. Facebook, Sosyal Medyanın bugün tamamen farklı algılanmasının baş kahramanı oldu. Benzeri sitelere önceleri bırakın isimlerimizi, hiçbir bilgimizi tamamen vermezken, bugün Facebook profillerimizde her şeyimiz açık seçik ortada.

Sosyal Medya alanlarının ne işe yaradıklarını biraz özetlersek ;

Twitter : Acıktım !

Facebook : Yemek yedim

Foursquare : İşte yemek yediğim yer !

Quora : Neden yemek yiyorum ?

Youtube : Hey yemeğimi izleyin !

Linkedin : Yemek de iyiyimdir !

Google Plus : Hep beraber yiyelim !

[/one_half]

[one_half_last]

İlk dönemler insanlar tarafından garipsenen ve direnmeyle karşılaşan Sosyal Medya alanları, bugün nerdeyse bir zorunluluk halini aldı. Düşünün, bundan bir kaç yıl önce sosyal iletişim alanlarına insanlar isimlerini ve gerçek bilgilerini vermeye çekinirken, bugün her şeyimizle Sosyal Medyada yaşıyoruz. Sanal dünya olarak baktığımız bu dünya, şu anda gerçek hayatımızı daha belirgin hale getiren ve gittikçe şeffaflaşan bir oluşum oldu. Bu şeffaflık bireysellikten de çıkarak artık gruplara ve büyük oluşumlara sıçradı. Büyük oluşumlar kendilerine en uygun Sosyal Medya alanında bugün istediklerini özgürce paylaşıp kendilerini daha rahat ifade etme imkanlarını yakaladı. Siyasi gruplar, öğrenci grupları, hobi grupları, ticari birlikler gibi bir çok kalabalık kitle bugün Sosyal Medyayı etkin bir şekilde kullanıyor.

Bunun bilincine geç de olsa varan ve bir çok alanda faaliyet gösteren çeşitli firmalar ise Sosyal Medya’ da yer kapmak için şu an ciddi çalışmalar yapmaya başladı ve bunun için ciddi bütçeler ayırıyorlar. Ciddi bütçeler derken bugün ulusal bir kanalda en çok izlenen zaman diliminde 20 saniyelik bir reklama verilen paradan daha cüzi miktarlar bu bütçeler- Çoğu zaman güncellenmeyen bir internet sitesine sahip olan ve iletişim bilgilerinden dahi ulaşamadığımız firmalar bugün Sosyal Medyada şeffaf bir şekilde bütün bilgileriyle yer alıp müşterilerle direkt iletişime geçebiliyor. Bu fırsatı değerlendirmek isteyen binlerce firma bugün Sosyal Medyaya akıyor. Karlılığın hayati derecede önem taşıdığı firmalar için Sosyal Medya bulunmaz bir nimet haline geldi bugün. Günümüzde firmalar, sadece bir internet sayfasına yaptıkları harcamanın çok daha azına , Sosyal Medya alanlarında sayfalar açabiliyorlar. Firmalar için, Sosyal Medya önemli bir tanıtım, bilgi paylaşım ve geri besleme alanı oldu. Burada sadece reklamlarını veya tanıtımlarını yapmıyorlar. Artık müşterilere ulaşmak, onların şikayet ve isteklerini içtenlikle dinlemek de firmaların Sosyal Medya kullanmalarının en önemli nedenlerinden sadece bir kaçı. Çünkü Sosyal Medya gelişim süreci içerisinde bugün tüketiciyi üreticiden güçlü konuma getirmesinin yanı sıra firmaların bugün bir çok ihtiyacına cevap vermeye başladı.

Milyonlarca kişinin bugün yer aldığı Sosyal Medya bizlere farklı bir hayat sunmaya başladı ve günden güne gelişiyor. Sayfalarca açıklaması ve bir günden güne değişen tanımı olacak Sosyal Medyayı nasıl kullanacağımız ise bize bağlı. Orada koskoca bir dünya var ve bizleri her gün daha yüksek sesle uyarıyor. Bu uyarıyı dikkate alıp almamak artık bize kalmış.

Göksal İzci

İstanbul Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tedarik Zinciri Yüksek Lisans

goksal.izci@sosyalizmedya.com

[/one_half_last]

BU YAZI SATINALMA DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR.

 

Emtia Fiyat Analizleri – Şubat 2013

2013 yılı fiyat anlaşmalarının ve satınalma bütçesinin hazırlanmasının ardından sıra satın aldığımız ürün/hizmet gruplarındaki maliyet kalemlerini  takip etmeye geldi. Yılın tamamının görülemediği veya riskin daha kısa vadeli olarak alınmasının istendiği durumlarda firmalar tedarikçileri ile 3 aylık (1.Çeyrek) anlaşmalarını yaptılar. 2.çeyrek anlaşmaları için fiyatların takibini sürdürmemiz gerekmektedir. Fiyat endekslerini yayınlayarak satınalma profesyonellerine maliyet kalemlerinin değişiminin izlenmesinde yardımcı olan TAYSAD fiyat endeksinin Eylül’2012 yılında kalarak güncellenmemesi ise hayal kırıklığı yarattı. Buradan TAYSAD’a fiyat endeksinin 2013 yılı için aylık güncel tutulmasını tekrar talep ediyoruz.

enerji_kaynaklari

 

[one_half]

DÇÜD tarafından 2013 yılında 22milyon ton demir-çelik ihracatının açıkladığı, Türkiye’nin demir-çelik sektörünün artan hacmi ile ihracat rekorlarının kırıldığı; Hindistan’ın Çin’den ithal edilen yassı çelik ürünlerine %20 gümrük vergisi koyduğu dönemde demir-çelik sektörü önemini uzun dönemde de koruyacaktır. Bu sebeple yine önceliği baz metal fiyatlarına veriyoruz.

Ocak ayının geneline baktığımızda emtiaların Euro Bölgesi maliye bakanları toplantısının ve ABD’deki borç tavanı görüşmelerinin etkisinde kaldığını görüyoruz. Amerikan dolarının zayıflığının da emtia fiyatlarına destek olduğu öngörülüyor.

(Not : Veriler 22 Ocak 2013 itibariyle alınmıştır.)

Bakır :

2012 yılında global bakır tüketimi 2011 yılına göre %5 daha fazla büyümüştü. Talep özellikle BRIC ülkelerinde artış kaydetmişti. (Çin ve Brezilya %8, Rusya ve Hindistan %4) 2013 yılında talebin ABD ve EU bölgesinde artacağı tahmin edilmektedir. 2012 yılında global üretim ise Brezilya ve Peru’nun desteği ile tahminleri %2 üzerinde gerçekleşti. 2013 yılında da üretimin %6 artacağı öngörülüyor. Ancak son 1 ayda LME stok seviyesinde ~%10’luk bir artış oldu. (bkz. Tablo.1)

%40’lık pay ile dünyanın en büyük tüketicisi konumunda olan Çin’in 4.çeyrek büyüme rakamlarının yüksek olma beklentisi ile bakır fiyatlarında yukarı doğru bir hareketlenme görülse de yılbaşından bu yana değer kaybından kurtulamadı ve ibre tekrar aşağıya döndü. Sonucunda yılbaşından beri fiyatlarda büyük bir değişiklik olmadı.(bkz. Tablo.2) 2013 yılı beklentileri halen fiyatların yukarı yönlü maksimum %2 seviyesinde olacağı bu karşılık aşağı yönlü olarak %7 seviyelerine bile gelebileceği yönündedir.

Alüminyum :

2007 yılından bu yana arz fazlası veren Alüminyum fiyatlarının bu yıl, geçen yıla göre ortalama %6 yukarıda seyredeceğini öngörülüyor. Ocak ayının başında hafif yukarı doğru bir ivme yakalayan fiyatlar daha sonra gerilemeye başlayarak W2’de en düşük seviyesine ulaştı. Buna karşın yılsonu fiyat tahmini halen yüksek seviyesini korumaktadır. Stok seviyesinde çok %2 gibi küçük bir azalma görülmesine rağmen bunun fiyatları çok büyük oranda etkilemesi beklenmemektedir. Yine de stokların azalması fiyatlar da yukarı yönlü bir hareket sağlayabilir.

Çinko :

2013 yılında tüketimde %4’lük, üretim de ise Afrika’daki yeni tesisler ile birlikte %3’lük bir artışın beklendiği çinkoda fiyatların 2013 yılında 2012 yılına göre ortalama %8 yukarıda seyredeceği tahmin edilmektedir. Bu fiyat artış beklentisinin üreticileri teşvik ederek global üretimi 2 puan daha arttırması bekleniyor. Üretim artışına karşılık tüketim de beklenmeyen bir azalma olması durumunda ise fiyatlar aşağıya çekilecektir. Ancak çinko stoklarının W1’den sonra tekrar artması fiyatların yakın zamanda büyük bir değişikliğe uğramayacağını gösteriyor.

 

Nikel :

2013 yılında tüketimde %4’lük , üretimde %3’lük bir artış beklenen Nikelde; fiyatların 2013 yılında ortalama da %4’lük artması tahmin edilmektedir. Ancak üretim fazlasının devam edeceği beklentisi artışın bu kadar bile yükselmesini engelleyebilir. Nikel stoklarında da W3’e kadar büyük bir değişim görülmemektedir.

[/one_half]

[one_half_last]

Kurşun :

Dünyanın en büyük kurşun tüketicisi olan Çin’de özellikle akü endüstrisindeki artış beklentisini ile tüketimin 2013 yılında artacağı; üretimin de tüketime paralel olarak Peru ve İtalya’nın etkisi ile %4 artacağı öngörülmektedir. Kurşun fiyatlarının 2013 yılında ortalama %10 yukarıda seyredeceği tahmin edilmektedir. W3’e kadar stok değerlerindeki %10’luk düşüşte bu yukarı yönlü hareketi destekler nitelikte.

Kalay :

Çin’deki elektronik endüstrisindeki etki ile tüketimin 2013 yılında %4 artış; üretim de ise fiyat artış beklentisinin etkisi ile %7’lik bir yükselme beklenmektedir. Geçen yıl fiyatlardaki %20’lik ciddi düşüşten sonra üreticilerde kapasitelerini azaltmışlardı. 2013’te bu dengenin tekrar sağlanarak fiyatların ortalamada %6’lık bir artış yakalaması beklenmektedir.

Demir :

Yılbaşında beri demir fiyatlarından fiyatlarda bir değişiklik görülmedi. Piyasada Romanya menşeili ürünlerin de bulunması ise Erdemir fiyatları kompanse edilebiliyor. Ancak, W1 ‘de Kardemir inşaat demir fiyatlarını 25$/ton arttırdı. Döküm sektöründe kullanılan H1 ve H2 pik fiyatlarında ise bir değişiklik olmadı. Hurda demir fiyatlarında da W3 itibariyle bir artış olmadı.

Elektrik :

Sanayi elektrik fiyatlarında Ocak ayında bir artış açıklanmadı. 15 Ocak’ta Bakan Eroğlu, HES’lerin artmasıyla elektrik maliyet oralarının düşeceğini ve buna paralel olarak elektrik fiyatlarının da azalacağını bildirdi. Elektrik toptan satış firmalarının ise Ocak ayından itibaren daha iyi indirim oranları vermesi bekleniyor.

Doğalgaz :

Doğalgaz fiyatlarınında da Ocak ayında bir artış olmadı. Geçen sayıda belirttiğimiz üzere Gazprom fiyatları aşağı çekerse fiyatlarda azalma olabilir. Ancak, doğalgazda ithalat bağımlılığının göz ardı edilmemesi gerekli. Kış aylarında talebin daha yüksek olması nedeniyle Gazprom’da azalış olsa dahi fiyatlara yansıtılmayabilir. Dünyada ise doğalgaz fiyatlarında artış görüldü.

 

Petrol / Benzin :

84$ seviyesinden başlayan fiyatlar W3’e kadar %15’lik bir artış eğilimi seyretti. Buna karşı W3 kadar motorin fiyatlarında %1.2 artış oldu. Benzin de ise 24 Ocak’ta ~%2’lik bir artış yapıldı.

 

Döviz :

W3’kadar USD’de -%0.76’lık değişime karşın EUR’da -%0.20’lık bir azalış görüldü. Bu sebeple EUR/USD paritesi de 1,33 seviyelerinde seyretti.

 

Plastik :

W3’kadar Petkim PP fiyatlarında 50$, PVC fiyatlarında 15$’lık bir artış kaydedildi. PA fiyatlarında bir değişiklik görülmezken piyasalardaki HIPS fiyatlarında ~%3.77; ABS fiyatlarında ~%4.12’lik artışlar görüldü.

Kağıt :

Kağıt fiyatlarını OMÜD verilerine göre ocak ayında bir artış göstermedi. Ancak dünya piyasalarında kraft kağıttaki son üç aydır yaşanan artıştan dolayı kraft kağıt fiyatlarında artış görülecektir.

Gürkan Hüryılmaz

[/one_half_last]

BU YAZI SATINALMA DERGİSİ ŞUBAT 2013 SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR.

Lojistik Operasyonunda Taşeron/Yevmiyeci Kullanımı

Son zamanlarda büyük bir yükselişe geçen taşeron işçi kullanımı artık bazı sektörlerde asli işin içine de katılmaya başladı. Bu da beraberinde daha zorlu bir yönetim ve idari beceri gerektirmekle beraber taşeron/yevmiyeci kullanımının avantajları ve dezavantajları da tartışılması gereken bir konu haline geldi. ( Bundan böyle taşeron veya yevmiyeciden sadece taşeron diye bahsedilecektir.)

Karayolu Taşımacılığı

 

[one_half]

Taşeron kullanımının pozitif yönleri olduğu gibi negatif yönleri de bulunmaktadır; taşeron kullanan firmalar bu seçimi yaparken ve taşeron kullanım oranını belirlerken doğru bir oran belirlemelidirler. Burada bahsedilecek olan taşeron kullanımı; yemek, güvenlik, temizlik gibi belli bir alanda uzmanlaşan yapılaşmadan ziyade operasyon içinde vasıfsız seviyede kullanılan elemanlardır. Bilindiği üzere piyasada üçüncü parti eleman sağlayan tedarikçiler de bu seviyede eleman sağlamaktadırlar ve bunların da sirkülasyonu çok üst düzeyde olmaktadır.

Taşeron işçi kullanımının dezavantajlarına gelmeden önce lojistik firmalarının neden buna ihtiyaç duyduklarını ve avantajlarından bahsedecek olursak; öncelikle asıl sebebi firmaya esnek eleman kullanımı sağlamaktır. Yani sezon başlangıçlarında yoğun iş gücü gerektiren durumlarda aniden personel ihtiyacı belirebiliyor ve lojistik firmaları da bu ihtiyacı giderebilmek için taşeron işçiye ihtiyaç duyuyorlar. Aksi durumda, ellerinde bu kadar fazla bir norm kadro bulunduruyor olsalardı bu da sezon boşluklarında kadro şişkinliğine ve atıl işçiliğe sebep olacaktır. Özetle firmalar taşeron işçiliği esnek ve optimum eleman kullanımı için tercih etmektedirler.

Bilindiği gibi lojistik depoları yoğun işgücü gerektiren bir iş alanıdır ve sezon içinde değişken eleman talebine ihtiyaç duyulmaktadır. Lojistik firmaları da bu işi kar amacıyla 3. Parti olarak yaptıkları için azami karı sağlamak adına eleman sayısını optimum oranda tutmaya çalışmaktadır. Burada asıl amaç sezon yoğunluklarını yönetmekten ziyade sezon boşluklarındaki atıl işçiliği azaltmaktır.

Taşeron kullanımının dezavantajları ise özetle, iş sahiplenmenin az olması, eleman sirkülasyonunun yüksek olması, düşük eğitim seviyesi, iş bağlılığının az olması diye sıralanabilir. Yukarıdaki maddeleri açmadan önce aslında eğitim seviyesi düşük olması dışında diğer hepsinin tek bir sebebi var. Bu da günü birlik eleman kullanımı; işveren de çalışan kişi de bu işin veya bu dönemin ne kadar süreceğini bilmediği için işe/elemana günü birlik gözüyle bakmaktadırlar. Yani işverenin bugün çalışan elemana yarın ihtiyacı olmayabilir, taşeron işçi de bugün çalıştığı yerde yarın çalışmayabilir, başka bir firmaya taşeron olarak gidebilir veya düzenli bir iş bulabilir. Bu da çalışanın sorumluluk almadan günü tamamlamasına sebep olmakta ve tüm günü angarya işlerle veya yükleme-boşaltma işleriyle geçirmelerine sebep olmaktadır. Dolaysıyla personele de gelişimi açısından herhangi bir katkısı sağlamamaktadır. Yine aynı sebepten dolayı personele işi öğretecek vakti bulamayabiliyorsunuz veya işi öğretene kadar personel başka bir iş bulmuş ve ayrılmış oluyor.

[/one_half]

[one_half_last]

Yukarıda bahsedilen dezavantajlar özellikle günlük kullanılan taşeronlar için geçerli; sektör de bu dezavantajı minimuma indirmek için aylık taşeron kullanımı da yapmaktadır. Firmaya, lokasyona veya hizmet verilen sektöre göre değişim göstermekle beraber kimi yerlerde aylıkçı kullanımı yüksek olsa da asıl kullanım alanı günlükçü personeldir. Özellikle tekstil sektöründe ihtiyaçlar belli bir döneme sıkışmaktadır, sezon başlangıçlarında büyük bir giriş ve çıkış olmakta; sezon için de ise satış oldukça sipariş gelmektedir. Hatta sezon başlangıcı olan dönem bir önceki sezonun da kapanışı anlamına geldiği için iade süreci başlamakta bu da depoları çift yönlü yoğunlaştırmakta ve sezonsal eleman kullanımının ne kadar önemli olduğunu tekrardan göstermektedir. Daha spesifik bir örnek verecek olursak, hafta sonları satışlar daha yüksek olduğu için haftanın ilk işgünü sipariş adetleri daha yüksektir. Yani sadece sezona bağlı değil güne bağlı olarak da personel talebi belirmektedir.

Yürürlükte olan Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği, depolarda çalışan elemanların belli bir eğitimden geçmesi gerektiğini zorunlu kılmaktadır. Mevcut durumda eğitim seviyesi lisenin altında olan taşeronların hiç birinde böyle bir eğitim bulunmamakta ve olası bir denetim esnasında firmaları zor durumda bırakabilmektedir. Şu an çalışmaları devam eden Mesleki Yeterlilik Standartları da oluşturulup yürürlüğe girdiğinde taşeron işçilerin de depolarda çalışmaları için kapsamlı bir eğitime girmeleri gerekecektir. Bu eğitim hem maliyetli hem de zaman isteyen bir eğitim süreci olacağı için taşeron kullanımını tekrardan gözden geçirmek gerekecektir. Bahsedilen 2 yönetmeliğin sektör açısından çok yararlı olacağı ve her sektörde olması gerektiğini belirtmeye gerek dahi bulunmamaktadır. Taşeron kullanımı açısından bu iki yönetmelik düşünüldüğünde hem işveren hem de personel, yapılan işi sürekli olarak görmedikleri için bu eğitimleri almaları zaman ve maliyet kaynaklı düşündüğünde kaynak israfı olarak görülecektir.

Son olarak asıl dezavatajı ise sürdürülebilir bir iş eğitimi verilemeyişidir. Aylıkçı taşeron kullanımı bir nebze bu dezavantajı ortadan kaldırsa da işi sahiplenme ve sorumluluk alma duygusu yeterince verilememektedir. Ayrıca operasyon alanında taşeronlara veya yevmiyecilere alt sınıf işçi gözüyle bakılabilmekte, dışlanmakta ve kimsenin yapmayacağı ağır veya atıl işler verilebilmektedir. Bu da aynı şekilde işi sahiplenme, sorumluluk alma ve sürekliliği olumsuz etkilemektedir.

İşverenler için bu noktada dikkat etmeleri gereken husus taşeron kullanım oranı olacaktır. Esnek personel kullanımı olması açısından %100 taşeron kullanmak mantıklı olmayabileceği gibi çok kaliteli ve üst düzeyde bir iş çıkarmak için de %100 norm kadro kullanmak mantıklı değildir. Dolaysıyla taşeron yönetimi açından firmalar bulundukları lokasyon ve çalıştıkları sektöre göre belli bir hedef oran belirlemeli (%10-20 gibi) ve iyi bir taşeron/yevmiyeci yönetimi ile bu çalışma ortamını sağlamalıdırlar.

Seyithan Yıldız

Ekol Lojistik

[/one_half_last]

 

Satınalma Pazarlık Çevresi

Satın Alma Pazarlık çevresi

Satınalma Pazarlık Çevresi

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı
merdal@istanbul.edu.tr

İyi sonuçlandırılan satınalma pazarlıkları, işletmeyi rekabette bir adım öteye taşımada anahtar rol üstlenmektedir. Bu durum için ticaret hayatımızda yaygın bir biçimde “mal alırken kazanılır” sözü kullanılmaktadır. Özellikle al-sat yapanlar bu sözün ne anlama geldiğini gayet iyi bilmektedir.

Üretim sektöründe satınalma yöneticileri, tedarikçi ilişkilerini ve yürütülen pazarlıkları uzun dönem perspektifinde ele alırlar. Satınalma yöneticileri  seçeneklerinin olabildiğince fazla olmasını arzu etmektedir. Ne yazık ki, gerçek hayat çoğu zaman buna el vermemektedir. Kimi alım gruplarında sınırlı sayıda tedarikçinin bulunması işleri güçleştirebilmektedir.
Hatta bazı malzeme gruplarında tek tedarikçi ile çalışma zorunluluğu gündeme gelebilmektedir.

Yöneticiler Için Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Eğitimi
Yöneticiler için Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi. İleri Seviye Eğitim Teklif Almak için: egitim@satinalmadergisi.com

İdeal durumda her bir alım kategorisinde üretim kapasitesi yüksek, finansal açıdan sağlam, kurumsal çalışan firmaların varlığı satınalma risklerini azaltmaktadır. Pazarda tedarikçi ve alıcıların sayıları (az ya da çok), faaliyet alanları ve rekabet avantajları satınalma pazarlık sürecini doğrudan etkilemektedir. Bu noktada satınalma pazarlık çevresini incelemekte fayda bulunmaktadır.

Pazarlıklarda alıcı işletmenin pazardaki konumu, bilinirliği, kapasitesi ve alım gücü son derece büyük avantaj sağlarken bu olumlu tarafları her bir satın alma kategorisi için söylemek pek mümkün olmayabilir. Pazarlık açısından yurt içi ve uluslararası boyutlar, finansal ölçek, iş hacmi, hammadde pazarları, dünya çapında tekel konumunda olan malzeme/hizmet/teknoloji üreticileri düşünüldüğünde tedarikçilerin de alıcılardan daha güçlü olabildikleri görülebilir.

Her bir pazarlığın kendine özgü koşulları bulunmaktadır. Arz-talep yapısı, döviz kurları, faizler, akaryakıt fiyatları, hammadde emtia piyasası, mevsimsel dalgalanmalar, vb. güncel ekonomik koşulların yanında alıcı-satıcı ilişkisi ve ticaret hacmi  gibi pek çok faktör pazarlıkta  etkili olmaktadır. Uluslararası pazarlıklarda ise yasal çerçeve, kotalar, vergiler, teslim şekilleri (incoterms), teşvik politikaları, bölgesel anlaşmalar ve siyasi gelişmeler ayrıca düşünülmelidir.

Satın Alma Pazarlık çevresiSatın alma pazarlıklarında öncelikle işletme gereksinimleri ile pazarlığa söz konusu olan ürün/hizmetin özellikleri ve tedarikçi/satıcı beklentileri arasında bir paralellik kurulması gerekmektedir. Satın alma pazarlıklarında başlıklar; ürün/hizmetin içeriğine bağlı olarak değişmekle birlikte ürünün miktarı, kalite, fiyat ve ödeme koşulları, teslimat, garanti, servis-bakım, ticari sır ve gizlilik, yaptırımlar (cezalar) ve fesih maddelerinden oluşmaktadır. Her bir pazarlık başlığı, tedarikçi tarafın rekabet avantajı ile birlikte alt ve üst sınırlar (özellikle fiyat kriteri) içerisinde değerlendirilmekte ve ona uygun pazarlık pozisyonu alınmaktadır.

Pazarlıkta temel kural tedarikçi/satıcının pazardaki konumunun ve özelliklerinin çok iyi bilinmesidir. Pazarlık öncesi araştırma ve hazırlık ne kadar iyi yürütülürse pazarlıktan o denli iyi sonuç elde edilmektedir. Bu aşamada tedarikçi/satıcı hakkında tüm detaylar araştırılmalıdır. Özellikle firma bilgileri, sektör deneyimi, referansları, imalat yetenekleri, kapasitesi, makine-teçhizat altyapısı, insan kaynağı, süreç güvenilirliği ve kalite düzeyi konularında titizlikle hareket edilmelidir.

Tedarikçi de tıpkı alıcı taraf gibi kendi güçlü ve zayıf taraflarının gayet farkındadır. Bu nedenle kaliteli imalat yapan, rekabet avantajı yüksek, az sayıda tedarikçinin olduğu pazar yapılarında tedarikçi ile pazarlığı yürütmek hayli zordur. Tok satıcı kimliği içerisindeki stratejik tedarikçiler kendi alanın lideri konumunda olup pazarlık süreçleri ve sözleşme koşullarının belirlenmesinde kolay ödün vermeyeceklerdir.

Pazarlık süreci bilgi gerektirdiği kadar deneyim de gerektirir. Yeri geldiğinde hızlı, yeri geldiğinde ise son derece sabırlı hareket etmeyi gerektiren pazarlık süreçleri satın alma yöneticisi için bir öğrenme ortamıdır. Kişisel özellikler, kararlılık ve ikna etme yeteneği pazarlıklarda büyük rol oynamaktadır.

Satınalma pazarlıkları aynı zamanda sosyal bir etkileşim sürecidir. Satınalma ve satış yöneticileri pazarlık ortamında işletmeyi temsil ettiklerini akıldan çıkarmamalıdır. Her olumlu ya da olumsuz davranış ve üslup hafızada yer ettiği gibi işletme hakkında da iyi veya kötü bir algı oluşmasına neden olmaktadır. Satış yöneticilerinin pazarlık süreçlerinde ilişki geliştirmeye odaklı hareketleri iyi analiz edilmelidir. Satış yöneticileri, pazarlık teklifleri ve alıcı beklentileri arasında büyük fark oluşması durumunda dahi iyi bir izlenim bırakarak toplantıdan ayrılırlar. Pazarlık ortamı ve sürecinde satış gerçekleşmeyebilir. Satışçılar, aynı pazarda yer alındığı ve satıcı-müşteri ilişkisinin uzun dönemli olması ge rektiği noktalarından hareketle gelecek iş potansiyeline odaklanırlar. Önemli olan satınalma pazarlığını bir bütün olarak kabul edip alıcı ve satıcı tarafın pazarlıktan memnun olarak ayrılmasının sağlanmasıdır. Böylelikle sipariş gerçekleştirmede sürprizlerin, olası kötü senaryoların önüne geçilmekte ve istenilen sonuçlar elde edilebilmektedir.

Satınalma yöneticileri için nihai amaç, işletme operasyonlarının hiç bir gecikme olmaksızın sağlıklı bir şekilde yürütülmesidir. Yöneticiler her bir pazarlığı kendi koşulları içerisinde değerlendirirler. Pazarlıklarda, ekonomik şartlar ve şirket gereksinimlerinin aciliyeti analiz edilerek pozisyon alınmaktadır. Bu nedenle gerçekleştirilen her bir pazarlık ve onun içerisinde yer alan alt başlıklarda her zaman ve koşulda maksimum fayda elde edilemeyebilir. Önemli olan dönem sonunda tüm satınalma pazarlıklarının olumlu ve olumsuz yönlerinin bir arada bir bütün olarak değerlendirilmesi ve gerekli derslerin çıkarılmasıdır.

Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi
Tedarik Zinciri Yönetimi Bilim Dalı Başkanı

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

Kitap Önerileri : 

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

4 Fabrika 4 Tedarik Zinciri

Satınalma Dergisi’nin ilk sayısında sizlerle son iki ay içerisinde görme fırsatı bulduğum dört üretim tesisi hakkındaki izlenimlerimi paylaşmak isterim. TUSAŞ (TAI), Penti Çorap, Makel ve Teksan Jeneratör. Farklı özelliklere sahip bu kuruluşlar benim için farklı sektör yapıları,  farklı tedarik zinciri yapılarını yerinde görebilme açısından büyük fırsat oldu. Dört tesisin değerli yöneticilerine bir kez daha teşekkür ederim.

 Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. TUSAŞ (TAI)

15 Mayıs 1984 tarihinde F-16 uçaklarının üretimi amacıyla Akıncı-Ankara’da kurulan TUSAŞ ülkemizin gururu. TUSAŞ zaman içerisinde büyük mesafe aldı ve bugün sadece F-16 değil birçok alanda üretim ve destek faaliyetini başarıyla sürdürmekte. ATAK T129 Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri, Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ) Geliştirme Programı, ANKA Orta İrtifa Uzun Havada Kalışlı (MALE) İHA Sistemi, ŞİMŞEK ve GÖKTÜRK… Ayrıca yolcu uçaklarının önemli bir kısım gövde imalatı yine bu tesislerde gerçekleştiriliyor. Her biri birbirinden kıymetli projeler… Tüm yönetici ve çalışanlar bir mücadele içerisinde meydan okuyor. Yerinde gördüğünüz zaman duygularınız harekete geçiyor. Gururlanıyorsunuz göğsünüz kabarıyor.

Sektörde araştırma-geliştirme, teknoloji yönetimi ve tedarikçi ilişkileri son derece önemli. Tüm sektörlerde olduğu gibi A’dan Z’ye tüm malzeme, parça ve ekipmanları üretmeye imkan yok. Bir de yazılımlar var tabii…İş bölümü ve uzmanlaşma stratejik bir sektör olan savunma sanayii için de geçerli. Savunma sanayii, ana üreticileri ve yan sanayiisi ile bir bütün… Sektör kalite yönetimi ve istatistik çalışmalarında son derece hassas. Tedarikçilerin yüksek kalite standartları ile üretim yapması ve gelişmesi ülke ekonomisine büyük katkı vermekte. Yurt içinde daha fazla tedarikçi oluşturmaya ve her alanda tedarikçi geliştirme modellerine ihtiyacımız var.

Özetle, ülke olarak çok sayıda TAI ve benzeri kuruluşa ihtiyacımız olduğu ortada. Yan sanayii ile birlikte daha fazla neler yapılabiliri konuşmaya daha hızlı ve daha kuvvetli mesafe almaya mecburuz.

Penti Çorap

Penti Çorap, kendi sektöründe lider firmalardan bir tanesi. Öğretmen çoraptan Penti çorapa marka yolculuğu ve hammaddeden mağazaya olan ürün yolculuğunu yerinde görmek gerçekten ilginç…Kentleşme ve kadının iş hayatındaki yeri güçlendikçe kadın çorap sektörü gelişmiş. Penti Çorap dünyanın önde gelen perakende zincirlerine de üretim yapmakta… Son yıllarda perakendecilikte çok önemli bir aşama kaydetti.

Yoğun teknoloji kullanımı ve aynı zamanda istihdam gerektiren bir sektör…Sektörde tasarım, ürün kalitesi ve mağazacılık ön plana çıkıyor. Üretim, lojistik ve stok yönetiminin nasıl bir iş yükü olduğunu yerinde daha iyi anlayabiliyorsunuz. Doğru tedarik zinciri tasarımı ve yönetimi rekabetin anahtarı.

Makel

Makel elektrik saatleri ve elektrik malzemeleri alanında küresel oyunculara meydan okuyor…

Sektörde maliyet baskısı artarken yenilikçiliğin gücü ortaya çıkıyor. İnşaat-yapı sektöründe ilk temin edilen ürün gruplarından bir tanesi elektrik saatleri ve elektrik malzemeleri. Sayaçların kalitesi enerji denetimi açısından ayrıca önemli. Kaçak elektrik kullanımının tesbitinde büyük rol oynuyorlar.

Sektör büyürken yeni talepler doğuyor.  Tedarikçi ilişkileri daha fazla sorgulanıyor…Tedarikçi çeşitlendirme ve uluslararası tedarikçilerle olan bağlantılar çok boyutlu ele alınıyor. Örgütsel pazar dinamikleri nihai tüketici pazar dinamiklerinden hayli farklı. Dolayısı ile tedarik zinciri yapılanması da ona uygun oluyor.

Teksan Jeneratör

Kesintisiz güvenilir enerjiye olan ihtiyaç arttıkça kuşkusuz jeneratör pazarı büyüyecek. Teksan Jeneratör dünyanın dört bir tarafına satış yapabilme becerisine sahip alanının lider firmalarından bir tanesi. Kendi elektriğini kendisi üretiyor. Yalın üretim felsefesini benimsemiş bir şirket.

Yüksek ürün kalitesi ve sürekli ürün geliştirmeye dayalı bir sektör. Bir taraftan standartlaştırılmış ürünler diğer taraftan özgünleştirilmiş “müşteri bazlı” ürünlerin üretimi. Talep çeşitliliği beraberinde satın alma operasyonlarını da etkilemekte…Standart alımlar ve proje temelli alımların birlikte eş zamanlı planlanması gerekiyor. Her ürün segmentinde farklı tedarikçi profilleri ve dikkatli bir biçimde yürütülmesi gereken tedarikçi ilişkileri var. Satış tahminleme ile birlikte tamamlanmış ürün stok yönetimi arasındaki dengenin kurgulanması şart. Sektöre tedarik zinciri çalışmaları önem kazanıyor.

Sonuç

Kendi sektörlerinde birer başarı örnekleri olarak düşündüğüm bu dört tesis için ortak gözlemim pırıl pırıl gözüpek yöneticileri ve çalışma azimleri oldu. Bilgi yoğun çalışıyorlar. Gelecekteki piyasa ve rekabet yapısı konusunda hazırlık yapıyorlar. Farklı tedarik zinciri yapılarını organize ediyorlar.

Satın alma, üretim ve lojistik bir arada değerlendiriliyor. Her aşamadaki riskler ayrı ayrı ele alınıyor. Herkes yapabildiğinin en iyisini yapmaya gayret ediyor.

Üretim tesislerinin ülke ekonomisi ve istihdam açısından rolü tartışılmaz. Sahada çok net gözlemleyebiliyorsunuz. İşçi ve mühendisler yoğun bir tempoda çalışıyorlar. Herkesin bir ailesi ve üstlendikleri sorumlulukları var. İşletme yöneticileri kadar politikacılara da büyük sorumluluk düşüyor. Alınan her karar ve verilen her beyanat iş hayatı için hayli önemli. Son derece dikkatli hareket edilmeli. Bu nedenle işletme yöneticileri ve siyasetçilerin hata yapma lüksü olmadığına inanıyorum. Türkiye’nin planlı büyümesi ve daha rekabet avantajı yüksek bir ülke olabilmesi için kamu ve özel sektör işbirliğine, yönetişime ve ortak akıla ihtiyacımız var. İlerleyen dönemlerde farklı sektörlerden tedarik zinciri örneklerine yer vereceğiz.

Prof. Dr. Murat ERDAL (Editör)

İstanbul Üniversitesi http://www.muraterdal.com

İşletmelerin Çalışacakları Lojistik Firma Seçim Kriterleri Neler Olmalıdır?

İşletmelerin Çalışacakları Lojistik Firma Seçim Kriterleri Neler Olmalıdır?

Bir işletme, herhangi bir lojistik faaliyetin yürütülmesi işini bir dış kaynağa devredecek ise, öncelikle devredeceği faaliyet konusunda uzman Lojistik firmaları değerlendirmelidir. Sektörde faaliyet gösteren firmalar, farklı lojistik aktiviteler konusunda (ulusal veya uluslararası dağıtım, depolama , katma değerli hizmetler, ürün cinsi vb.) uzmanlaşmış firmalardır. Hatta birçok büyük lojistik firma, birden fazla lojistik faaliyet ile ilgili olarak müşterilerine hizmet sunabilmektedir.

Tam metne erişim için ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği gerekmektedir. Hesap Oluştur butonuna basarak üyeliğinizi oluşturabilirsiniz.
Hesap Oluştur

 


EĞİTİM PROGRAMLARI İÇİN TIKLAYINIZ.

Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitim Programlarını İncelemek ve Eğitim Kataloğumuzu İndirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edininiz.

Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitim Teklifleri Hazırlama Eğitim Programları
Eğitim Programlarını İncelemek ve Eğitim Kataloğumuzu İndirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edininiz.

 

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.