Tayvan’ın Yeni Taipei Şehri 20 Şirketiyle İstanbul’a Geliyor

Satınalma Eğitimi Tayvan’ın Yeni Taipei Şehri 20 Şirketiyle İstanbul’a Geliyor

Satınalma Eğitimi Tayvan’ın Yeni Taipei Şehri 20 Şirketiyle İstanbul’a GeliyorSanayi başkenti ve Tayvan’ın ICT endüstrisinin merkezi Yeni Taipei’de kurulu şirketlerden oluşan ticaret heyeti, işbirliği fırsatlarını değerlendirmek üzere 4 gün İstanbul’da olacak. 

300 binden fazla fabrika ve şirketle sanayi başkenti ve Tayvan’ın BİT endüstrisinin merkezi olan Yeni Taipei Şehri Belediyesi, endüstrileri desteklemek ve uluslararası iş birliklerini geliştirmek için ICT, elektronik, mekanik imalat ve sağlık hizmetlerinin de aralarında olduğu çeşitli sektörlerden seçtiği 20 şirketten oluşan ticaret heyeti ile Türkiye’ye geliyor.

Yeni Taipei Şehri şirketleri, donanım ve yazılımı endüstriyel tedarik zincirine entegre etme konusundaki başarıları ile akıllı üretim, elektrikli araçlar ve gelişmiş tıbbi ekipman gibi alanlarda öne çıkıyor.

Yeni Taipei Şehri ticaret heyeti global tedarik zincirinin yeniden yapılanması ve işletmelerin uluslararası pazar dinamiklerine uyumları için bir günü İstanbul Ticaret Buluşmaları, üç günü saha ziyaretleri olmak üzere Türkiye’de dört gün bulunacak. Ekonomik Kalkınma Departmanı, yoğun ilgi gören Türkiye ziyaretine katılacak 20 şirketi yurtiçi ve uluslararası aldıkları ödüller, yurtdışı mevcudiyetleri, ihracat seviyeleri, verilerinin eksiksizliği ve kayıt süresi gibi birçok kriteri dikkate alarak belirledi. Tayvan “2024 İstanbul Ticaret Buluşması” 16 Temmuz’da gerçekleştirilecek.

Detaylı bilgi ve kayıt için: https://sites.google.com/view/new-taipei-city-turkey-trade-m/new-taipei-city-pavilion

Türkiye’de 16 Büyük Ölçekli Reaktör Kurulması Hedefleniyor

Satınalma Eğitimi Türkiye’de 16 Büyük Ölçekli Reaktör Kurulması Hedefleniyor

Satınalma Eğitimi Türkiye’de 16 Büyük Ölçekli Reaktör Kurulması HedefleniyorDünyanın önde gelen nükleer enerji etkinliklerinden biri olan 10. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, 2 Temmuz’da başladı. Türkiye, Ortadoğu ve Afrika’nın en büyük buluşması için nükleer enerji sektörünün liderleri İstanbul’a geldi. Zirve’nin açılışında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, “Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil 3 sahada toplam 12 – 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz” dedi

Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle hayata geçirilen 10. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, 2 Temmuz 2024 tarihinde Hilton Bomonti Konferans Merkezi’nde kapılarını açtı. İki gün sürecek Zirve’de nükleer enerji sektörünün sıfır karbon ekonomisindeki rolü,  Türkiye’nin nükleer enerji alanındaki gelecek planları, en yeni teknolojiler ve sektörün finansmanı gibi başlıklar ele alınacak.

NPPES’in açılışını; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, ASO Başkanı Seyit Ardıç, NSD Başkanı Alikaan ÇiftçiAkkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo ile Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI gerçekleştirdi.

“Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil 3 sahada toplam 12 – 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, NPPES’te şu konulara dikkat çekti: “Akkuyu NGS’nin 4 ünitesi devreye girdiğinde yıllık 35 milyar kWh elektrik üretilecek. Bu rakam ülkemizin mevcut yıllık elektrik talebinin yaklaşık yüzde 10’una, İstanbul’un talebinin ise yüzde 90’ına denk geliyor. Ayrıca nükleer enerjiden elde edilecek bu elektrik üretimi sayesinde, yılda 35 milyon ton karbon-dioksit emisyonu ile 7 milyar metre küp doğalgaz ithalatının da önüne geçilmiş olacak.”

Ceylan sözlerine şöyle devam etti: “Haziran 2024 itibariyle dünyada 32 ülkede 416 reaktör işletmede, 19 ülkede ise 59 reaktör inşa halinde. Dünyadaki elektrik talebinin yaklaşık yüzde 11’i, AB ülkelerindeki talebin ise yüzde 22’si nükleer santrallerden karşılanıyor. Nükleer Enerji Ajansı (OECD/NEA) verilerine göre önümüzdeki 15 yıl içinde toplam 110 civarında yeni reaktörün inşaatına başlanması çeşitli ülkelerin nükleer programı dahilinde. Küresel ısınma endişeleri ve yeşil dönüşüm çabaları neticesinde nükleer enerjinin payının önümüzdeki 30 yıl içerisinde önemli ölçüde artması bekleniyor. Ülkemizin 2053 yılı net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak ve enerjide dışa bağımlılığımızı minimuma indirmek amacıyla yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile nükleer santraller, baz yük olarak enerji politikalarımızın tam merkezinde yer alıyor. Bakanlığımızın yayımladığı Ulusal Enerji Planımıza göre; nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını 2035 yılına kadar yüzde 10’un üzerine, 2053 yılına kadar ise yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı planlıyoruz. Bunun için en az 20 GW nükleer kapasiteye ihtiyacımız var. 2053 yılında bu hedefi gerçekleştirdiğimiz takdirde dünyanın önde gelen nükleer güç sahibi ülkelerinden biri olacağız. Bu kapasiteye ulaşmak için Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil olmak üzere 3 farklı sahada toplam 12 ile 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz. Bu santrallere yönelik şu anda Çin, Güney Kore, Rusya gibi teknoloji sahibi ülkelerin şirketleriyle müzakerelerimiz devam ediyor. küçük modüler reaktörlerin gelecekte ciddi pazar potansiyeli olduğuna da inanıyoruz. Bu nedenle, bu teknolojilerin ülkemizde ticarileşmesinin önünü açacak, yerli sanayimizin sürece daha fazla dâhil olacağı yenilikçi iş modelleri ile yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulmasına yönelik de çalışmalarımız, teknoloji sahibi ülke ve şirketler ile görüşmelerimiz devam ediyor.”

Yerlileştirmeyi Artırmayı Başardık, İnsan Kaynağımız Gelişiyor

Ceylan: “Akkuyu Projesi kapsamında Akkuyu Nükleer A.Ş. tarafından harcanan paranın yaklaşık 5,87 milyar dolarlık kısmı yani yüzde 51’i Türk firmalarından alınan ekipman, malzeme ve hizmetlere ödenmiştir. Bu oran halihazırda bizim gibi ilk defa nükleer santral kuran BAE, Bangladeş, Belarus, Mısır gibi ülkelerle kıyaslandığında önemli bir başarıya ulaştığımızı söyleyebilirim. Bu ülkelerde ulaşılan en yüksek yerli katkı oranı yüzde 20’ler seviyesindedir.  Diğer nükleer santral projelerimizde yerli katkı oranını kademeli olarak artırmayı ve nihayetinde nükleer alanda mal ve hizmet ihraç eden bir ülke haline gelmeyi, nükleer santral işletme ve bakımında öz yeterlilik kazanmayı hedefliyoruz. Akkuyu Sahası’nda büyük çoğunluğu Türk olmak üzere 30 bine yakın kişi çalışmakta. Bu hedefe yönelik olarak 358 Türk öğrenciyi Rusya’ya nükleer mühendislik eğitimine gönderdik.  Amacımız bu sayının en az 600 olması. Santral işletmeye geçtiğinde ise 4 bin personele ihtiyaç duyulacak. İlk etapta bu işletme personelin yüzde 30’unun Türk olmasını planlıyoruz. Sonraki yıllarda ise bu oranın önemli seviyede artırılması öncelikli hedefimiz” diye konuştu.

Nükleer Teknoloji Karbonsuz Baz Elektrik Gücü Sağlıyor

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Ülkemiz, Akkuyu sahasında kazandığı tecrübeler ışığında, özellikle sanayinin etkin katılımıyla, uluslararası nükleer tedarik zincirinde söz sahibi olma hedefinde ilerliyor. Ankara Sanayi Odası olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın Kümelenme Destek Programıyla desteklenen Nükleer Sanayi Kümelenmesi – NÜKSAK, Türkiye çapında 75 öncü sanayicimize hizmet veriyor. Nükleer enerji alanında sanayicilerimizin tedarik zincirine dahil olması için mentörlük hizmeti veren NÜKSAK; bu alandaki girişimciler, start-up’lar ve teknoloji firmaları için bir  arayüz fonksiyonu görmeye devam edecek. Odamız ve Nükleer Sanayi Derneği iş birliğinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın destek ve katkılarıyla düzenlenen Nükleer Santraller Zirvesi dünyanın sayılı nükleer etkinlikleri arasındaki yerini aldı. Ülkemiz adına bir marka değerine sahip bu etkinlik, nükleer teknolojide lider ülkelerin de katılımlarıyla her geçen yıl daha fazla ilgi görüyor” diye konuştu.

Ardıç sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa Yeşil Mutabakatı dahil Küresel İklim Krizi’nin ülkemiz üzerindeki olası ticari ve ekonomik etkileridir. Özellikle elektriği yoğun olarak kullanan biz sanayiciler de, nükleer enerjinin ülkemiz için ne kadar stratejik olduğunun farkındayız. Sürdürülebilir bir gelecek için enerji kaynaklarımızı çeşitlendirirken, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte nükleer enerjiyi de etkin bir şekilde kullanacağımıza inanıyorum. Ayrıca Nükleer teknoloji, karbonsuz baz elektrik gücü sağlamasının yanında yenilikçi pek çok teknolojinin gelişimine de öncülük ederek ülke ekonomisine dolaylı katkı da sunuyor.”

Enerjide Arz Güvenliği Nükleere Olan İlgiyi Artırdı

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ise şunları söyledi: “NPPES, küresel nükleer sektörün oyuncuları ile Türk sanayicilerinin yeni nükleer enerji yatırım fırsatlarını görüştükleri ve iş birliklerine imza attıkları önemli bir platform olmayı başardı. Dünyada gözler yeniden nükleer enerjiye çevrildi. Bu kapsamda COP28’de, 2050 yılına kadar global nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefi deklare edildi. Global nükleer enerji hedefleri, Türk sanayicileri için çok ciddi fırsatlar içeriyor. SMR’ler ve mikro reaktörler, modüler yapıları sayesinde sanayi kalkınmasına büyük katkı sağlayabilir. Türkiye, bu noktada global bir sanayi ve tedarik üssü olma potansiyeline sahip ve  yine teknoloji geliştirme konusunda da avantajlı bir pozisyonda. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın 2050 yılına kadar Türkiye’nin nükleer kapasitesini 20 gigavatın üzerine çıkarma hedefi var. Bu kapsamda hem konvansiyonel hem de SMR ve mikro reaktörlerin geliştirilmesi için görüşmelere başlandı ve uluslararası iş birlikleri sağlamak üzere  kararlılıkla atılan adımları NSD olarak yakından takip ediyoruz.”

Rosatom SMR Alanında da Türkiye’ye Çözümler Sunabilir

Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı şunları aktardı: “Nükleer Düzenleme Kurumu, Akkuyu NGS’ye Aralık ayında 1. Ünite için devreye alma izni verdi ve böylece başlatma ve ayar çalışmalarının başlamasına izin verildi. Bu, bir NGS inşaatının son aşaması olup, daha sonra güvenli çalışması için temel sağlar. Bu çalışmalar şu anda tüm hızıyla devam ediyor. Akkuyu sahasında şu anda yüzde 80’i Türk vatandaşı olan 34 binden fazla uzmandan oluşan iyi koordine edilmiş, profesyonel bir ekip istihdam ediliyor. Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’nın 2050 yılına kadar Türkiye’nin enerji karmasına 20 gigawatt kurulu nükleer kapasite eklemeyi öngördüğünün farkındayız. Bu iddialı planlar ve Türkiye’nin bu planları uygulamadaki titiz yaklaşımı, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine ulaşma ve nükleer enerjinin kilit bir sütun olacağı düşük karbonlu sürdürülebilir bir ekonomi yolunda istikrarlı bir şekilde ilerlediğini gösteriyor. Türkiye’nin sadece yeni büyük nükleer kapasite için değil, aynı zamanda 5 gigawatt küçük nükleer kapasite için de öngörülen nükleer geliştirme planlarını yakından takip ediyoruz. Bu, toplamda en az 16 bireysel küçük modüler reaktör (SMR) anlamına gelir. Burada Rosatom’un sunabileceği çok şey var. Dünyada eşsiz olan Akademik Lomonosov yüzer NGS’imiz, Rusya’nın en kuzeydeki Pevek kasabası için dört yıllık işletme süresince 860 milyon kilovat-saat elektrik üretti. Rus Uzak Doğusu’nun Sibirya bölgesinde, en son RITM-200 reaktörüne dayalı küçük bir NGS inşası projesini uyguluyoruz. Santralin inşası, merkezi olmayan enerji arzına sahip uzak Arktik bölgelere istikrarlı ve temiz bir enerji arzı sağlayacak. Ve yaklaşık bir ay önce, Rosatom, toplam kapasitesi 330MW olan altı reaktörden oluşan küçük bir NGS inşa etmek için Özbekistan ile bir sözleşme imzaladı. Bu, yurtdışındaki SMR inşası için ilk ticari sözleşmemiz ve bu sözleşme geçen hafta yürürlüğe girdi. SMR ve konvansiyonel nükleer enerji santralleri  birbirleriyle rekabet halinde değildir. Tam tersine, bu ikisi farklı işlevler görür ve böylece birbirini tamamlar.”

Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI ise şunları söyledi: “Türkiye büyük bir ekonomiye ve enerji ihtiyacı açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve SPIC verimli görüşmeler yapmış ve yenilenebilir enerji ve nükleer enerji projelerinde iş birliğini derinleştirme niyetinde olmuştur. Açıklık, iş birliği ve karşılıklı saygıya dayalı çok etkili bir çalışma ilişkisi geliştireceğiz. SPIC, Türkiye’nin enerji dönüşümü için çalışmaya devam edecektir. SPIC dünyanın en büyük güneş enerjisi üreticisi, en büyük yenilenebilir enerji üreticisi ve en büyük temiz enerji üreticisi konumunda. Şu anda, SPIC’in 238.65 GW toplam kapasitesinin yüzde 70’ini temiz kaynaklar oluşturuyor ve SPIC, dünyanın düşük ve sıfır karbon hedeflerine önemli katkılarda bulunuyor.

Lisanslı bir geliştirici ve işletmeci olarak, SPIC şimdi 8 reaktör filosuna sahip ve işletiyor. SPIC’in bir yan kuruluşu olan SNERDI, şu anda EPC müteahhidi olarak 6 Gen-III ileri reaktör inşa ediyor. Bu reaktörler arasında, 2 CAP1400/Guohe 1 ünitesi 2024 sonunda devreye girmeye hazır olacak. Aynı zamanda, SNERDI bu yıl Güney Çin’de 4 yeni ünite inşaatına başlamayı planlıyor.”

Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo açış konuşmasında şunlara dikkat çekti: “Türkiye, henüz kendi enerji tedarik güvenliğinin keyfini çıkaramıyor. Enerjisinin büyük bir kısmı için, ithalata bağımlı ve bu ithalat bağımlılığı bazen fiyat artışlarına ve hatta arz kesintilerine maruz kalmasına neden oluyor. Türkiye’nin kendi nükleer reaktörlerini hızla inşa etmeye başlaması harika bir haber. Türkiye, Fransa, Japonya, Güney Kore, Çin, Kanada ve elbette Rusya gibi potansiyel ortaklarla birlikte 50 yıldır nükleer enerji kapasitesini geliştirme planlarına sahip. Türk hükümetinin akıllıca kararı sayesinde, Türkiye önümüzdeki dört yıl içinde devreye girecek yaklaşık beş gigawatt nükleer enerji kapasitesine sahip olacak. Türk hükümetinin aldığı bu kararın Güneydoğu Avrupa, Orta Asya ve ötesindeki diğer ülkelere de örnek olmasını dilerim. Böylelikle nesilleri tehlikeli ve geri dönülmez iklim değişikliğinin gerçekleşmesini önlemeye yardımcı olunacak ve gelecekteki nesiller Türkiye’ye, hükümetine ve halkına minnettar kalacak.”

INPPES Fuarcılık tarafından hayata geçirilen 10. Nükleer Santraller Zirvesi, bu yıl Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (New Nuclear Watch Institute – NNWI), Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği ve Kore Nükleer Derneği tarafından resmi olarak da destekleniyor.

10. Nükleer Santraller Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz www.nuclearpowerplantsexpo.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi 

Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitim teklifi almak için
 ( 2gün) için için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain
1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

 

Teknoloji ve İnovasyonla Desteklenen Akıllı Tedarik Zinciri Çözümleri

Satınalma Eğitimi Teknoloji Ve İnovasyonla Desteklenen Akıllı Tedarik Zinciri Çözümleri

Satınalma Eğitimi Teknoloji Ve İnovasyonla Desteklenen Akıllı Tedarik Zinciri ÇözümleriNesnelerin İnterneti ile Ürün Kayıpları, Hasar ve Maliyetler Önlenebiliyor

Otomotiv endüstrisi, küresel iklim değişikliği ile mücadelede sürdürülebilir çözümler arayışında. Paylaşma ve yeniden kullanma iş modelini temel alan, teknoloji ve inovasyonla desteklenen ekipmanlari ile müşterilerinin çevresel etkilerini en aza indiriyor.

Otomotiv endüstrisi, küresel iklim değişikliği sorunlarına odaklanma çağrılarına yanıt vererek sürdürülebilirliğe yönelik daha fazla adım atmaya yöneliyor. Bu çerçevede, müşterilerinin tedarik zincirindeki operasyonel verimliliğini artırmak için ana şirketi Brambles’ın bir yan kuruluşu olan BXB Dijital ile işbirliği içinde  IoT (Nesnelerin İnterneti) tabanlı dijital çözümler geliştiriyor.

Bir dizi konteynere yerleştirdigi sensörler ile tedarik zinciri boyunca konteynerlerin konumu ve durumunu raporlayan  böylelikle müşterilerine daha fazla şeffaflık ve değerli bilgiler sağlıyor. Aynı zamanda tedarik zincirinde ileride oluşabilecek mal kayıpları, hasar ve maliyetler gibi verimsizlikler proaktif olarak önlenebiliyor. Avrupa güvenlik standartlarına ve CE/EC gerekliliklerine göre sertifikalandırılan yerleşik sensörle ile CHEP tüm verileri güvence altına alıyor ve üçüncü taraflarla paylaşmıyor. Bu yenilikçi teknoloji ile birlikte tedarik zincirindeki olası aksaklıklara karşı daha hızlı yanıt vermek için önlemler alınırken, malların eksiksiz bir şekilde belgelenmesi ve izlenebilirliği sağlanıyor.

Otomotiv sektörü tedarik zincirine özel çözümler sunduklarını ifade eden CHEP Türkiye Otomotiv Ülke Temsilcisi Derya Çınar şunları söyledi: sürdürülebilirlik ve operasyonel verimliliği artırma hedefimiz doğrultusunda, paylaşım ve yeniden kullanım üzerine kurulu iş modelimizle müşterilerimizin çevresel etkilerini azaltmalarına yardımcı oluyoruz. IoT tabanlı dijital çözümlerimizle konteynerlere yerleştirilen sensörler sayesinde müsterilerimize tedarik zincirindeki verimsizlikleri ortadan kaldirmalarina yardimci olacak bilgiler raporlayabiliyoruz. Gelecekte yeni tedarik zinciri standartları belirleyebilmek için gerekli yetkinlikleri oluşturuyoruz ve bunu her zaman müşterilerimize sunduğumuz hizmeti geliştirmek amacıyla yapıyoruz. Güçlü küresel ağımız sayesinde tırlarının daha az mesafe kat etmesini sağlıyor, böylece konteynerlerin daha hızlı bir şekilde ulaşmasına olanak tanıyoruz. Ayrıca, yüksek maliyetli ve kritik parçaların taşınmasındaki riski ve verimsizliği ortadan kaldıran takip çözümlerimizle de yeni iş birliği fırsatları yaratıyoruz. Tedarik zinciri modelimizle müşterilerimizi karton kutuları yönetmek, depolamak ve geri dönüştürmek veya kendi ambalaj havuzlarını yönetmek için harcamaları gereken zaman ve kaynakları kurtarıyoruz. Plastik konteynerlerin kullanım öncesi bakımını ve onarımını gerçekleştirerek, karton kutulara kıyasla daha sağlam ve otomatik üretimde kullanıma uygun hale getiriyoruz. Ayrıca, müşterilerimizin ambalaj ihtiyaçlarını talep dalgalanmalarına bakılmaksızın her zaman karşılamayı taahhüt ediyoruz. Bu yaklaşım, depo maliyetlerinin boşa harcanmasını ve müşterilerin konteyner bulma zorluklarını ortadan kaldırıyor.”

Sürdürülebilirlik hedeflerine dair de açıklamalarda bulunan Çınar, “Otomotiv endüstrisindeki enerji dönüşümü elektrikli araçların önemini artırıyor ve bu geçişte tedarik zincirinin sürdürülebilirliği önemli bir konu haline geliyor. Otomotiv endüstrisine sürdürülebilir paketleme ve tedarik zinciri çözümleri sağlamada öncü bir rol oynuyoruz. Amacımız yenilenebilir kaynak kullanımını artırmak, atık miktarını azaltmak ve karbon ayak izimizi en aza indirmek. ” dedi.

TBMM Heyeti Çin’de Huawei Kampüslerini Ziyaret Etti

Satınalma Eğitimi Tbmm Heyeti Çin’de Huawei Kampüslerini Ziyaret Etti

Satınalma Eğitimi Tbmm Heyeti Çin’de Huawei Kampüslerini Ziyaret EttiTBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyeleri, Çin’in Shenzhen ve Dongguan Kentlerini Ziyaret Etti. TBMM Milletvekilleri Bu Ziyaret Kapsamında, Huawei Kampüsleri ve Teknoloji Merkezlerinde İncelemelerde Bulunarak, Şirketin İleri Teknoloji Çözümleri ve İnovasyonları Hakkında Kapsamlı Bilgi Aldı.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, Başkanvekili Şahin Tin, Komisyon Üyeleri Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, Adem Çalkın, Arslan Tatar, Yusuf Ziya Aldatmaz, Mehmet Eyüp Özkeçeci, Dr. Müzeyyen Şevkin, Ednan Arslan, Şeref Arpacı, Ömer Öcalan ve Rıdvan Uz’un katılımıyla gerçekleştirilen ziyaret, Huawei’in teknoloji geliştirme merkezlerini daha yakından tanıma fırsatı sundu.

Heyet, Çin’in teknoloji üssü olarak bilinen Shenzhen’deki Huawei genel merkezine giderek, burada şirketin üst düzey yöneticileri ile bir araya geldi. Bu toplantıda, Huawei’in küresel teknoloji stratejileri, yeşil enerji ve dijital dönüşüm çalışmaları hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, Huawei yöneticileriyle gerçekleştirdiği toplantıda, Huawei’in Türkiye’deki varlığının ve katkılarının altını çizdi. Varank, Huawei’in 22 yıldır Türkiye’de faaliyet gösterdiğini ve milli teknoloji vizyonuna hizmet eden Ar-Ge ekosisteminin önemli bir paydaşı olduğunu vurguladı. Türkiye’deki Ar-Ge mühendisleri, üniversiteler ve kurumlarla yapılan iş birlikleri sayesinde Huawei’in, Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon ekosistemine önemli katkılar sağladığını belirtti.

Varank, Türkiye’nin stratejik konumu ve güçlü yatırım ortamı sayesinde uluslararası yatırımcılar için çekim merkezi olduğunu vurguladı. 2023 yılında Türkiye’nin 10,6 milyar dolarlık uluslararası yatırım aldığını ve bu yatırımların yerel firmalarla bağlantılar kurarak sanayinin dönüşümünde kritik bir rol oynadığını ifade etti. Varank, Türkiye’nin genç ve nitelikli nüfusuyla, ekonomide attığı kararlı adımlarla uluslararası yatırımcılar için çekim merkezi olmayı sürdürdüğünü ve komisyon olarak adaletli ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında girişimcilerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için etkin rol oynadıklarını belirtti.

Huawei Global Başkan Yardımcısı Mark Xue Man, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar ve Bilgi Teknolojileri Komisyonu’nu Huawei’nin Shenzhen’deki merkezinde ağırladı. Konuşmasında, Türkiye’nin kültürel çeşitliliği ve kapsayıcılığı ile stratejik coğrafi konumunun ülkeyi üretim, lojistik ve ticaretin küresel merkezi haline getirdiğini vurguladı. Türkiye’nin dijital ve yeşil dönüşüm stratejilerinin önemine değinen Xue, Türkiye’nin bu alanlarda önemli avantajlara sahip olduğunu belirtti.

Xue ayrıca, Huawei’in Türkiye’deki bilişim yeteneklerinin geliştirilmesinde aktif bir rol oynadığını, 28 üniversite ile iş birliği yaparak, yıllık 1.500’den fazla bilişim uzmanı yetiştirdiğini de ifade etti. Huawei’in Türkiye’nin dijital dönüşüm ve yeşil enerji stratejilerini desteklemeye devam edeceğini belirten Xue, şirketin iki ülke arasında teknolojik bir köprü olmayı hedeflediğini de söyledi. Xue, Türkiye’nin dijital dönüşüm ve yeşil enerji stratejilerinin, Huawei’in 30 yıl boyunca biriktirdiği yeteneklerle örtüştüğünü ve bu alanlarda Türkiye ile iş birliğine devam etmeyi amaçladıklarını kaydetti.

Gerçekleştirilen ziyaret kapsamında TBMM Milletvekilleri, şirketin AR-GE merkezini de ziyaret ederek, Huawei’in inovasyon süreçleri ve yeni ürün geliştirme çalışmaları hakkında yerinde bilgi aldı.

Organizasyon kapsamında ziyaret edilen Dongguan’da ise milletvekilleri, Huawei’in üretim ve eğitim tesislerini gezdi. Burada, şirketin üretim süreçleri, kalite kontrol mekanizmaları ve tedarik zinciri yönetimi konularında detaylı bilgilendirmeler yapıldı. Ayrıca, Huawei’in geleceğe yönelik teknoloji yatırımları ve sürdürülebilirlik projeleri hakkında da kapsamlı sunumlar gerçekleştirildi.

TBMM heyetinin Çin ziyaretinin sonunda, teknoloji ve inovasyon alanında işbirliği imkanları değerlendirilerek, Türkiye ve Çin arasında teknoloji transferi ve bilgi paylaşımının artırılması yönünde olumlu adımlar atılması konusunda mutabık kalındı.

Ziyaret sonunda yapılan açıklamada, bu tür ziyaretlerin, iki ülke arasındaki teknolojik iş birliğini güçlendireceği ve yenilikçi projelerin hayata geçirilmesine katkı sağlayacağı belirtildi.

1719904853 Huawei Bb Chn01

Satın Alma Yöneticilerinin Yeşil Satınalma Konusunda Dikkat Edeceği Hususlar Nelerdir ?

Satınalma Eğitimi Satın Alma Yöneticilerinin Yeşil Satınalma Konusunda Dikkat Edeceği Hususlar Nelerdir ?
Satınalma Eğitimi Satın Alma Yöneticilerinin Yeşil Satınalma Konusunda Dikkat Edeceği Hususlar Nelerdir ?Satın Alma Yöneticilerinin Yeşil Satınalma Konusunda Dikkat Edeceği Hususlar Nelerdir ?
Küresel çevre sorunlarının giderek artması, şirketlerin sürdürülebilir iş uygulamalarını benimsemelerini zorunlu hale getirmiştir.
Yeşil satın alma, bu süreçte önemli bir rol oynar. İşletmelerin tedarik zincirinde çevre dostu malzeme ve hizmetleri tercih etmesi, çevresel etkilerin azaltılmasına yardımcı olurken, aynı zamanda işletmelerin itibarını ve uzun vadeli rekabet gücünü artırır. Bu makalede, satın alma yöneticilerinin yeşil satın alma süreçlerinde dikkat etmeleri gereken başlıca hususlar ayrıntılı bir şekilde ele alınacaktır.
Tedarikçi Seçimi ve Değerlendirme
Çevresel Sertifikalar ve Standartlar
Yeşil satın almanın temeli, çevresel sorumluluk taşıyan tedarikçilerle çalışmaktır. Bu nedenle, tedarikçilerin çevresel sertifikalara ve standartlara uygun olup olmadığını değerlendirmek önemlidir. Bazı önemli çevresel sertifikalar ve standartlar şunlardır:
ISO 14001: Çevre yönetim sistemleri için uluslararası bir standarttır. Bu sertifikaya sahip tedarikçiler, çevresel performanslarını düzenli olarak izlediklerini ve iyileştirdiklerini kanıtlarlar.
EMAS (Eco-Management and Audit Scheme): AB’nin gönüllü çevre yönetim aracı, çevresel performansı artırmak için kullanılır.
FSC (Forest Stewardship Council): Orman ürünleri için sürdürülebilir orman yönetimini teşvik eden bir sertifikadır.
Fair Trade: Adil ticaret uygulamalarını teşvik eden ve çevresel sürdürülebilirliği destekleyen bir sertifikadır.
Bu sertifikalara sahip tedarikçiler, sürdürülebilirlik konusundaki taahhütlerini ve çevresel sorumluluklarını gösterirler.
Sürdürülebilirlik Politikaları
Tedarikçilerin sürdürülebilirlik politikaları, onların çevresel ve sosyal sorumluluklarını nasıl yerine getirdiklerini anlamak için önemlidir. Sürdürülebilirlik politikaları şu unsurları içermelidir:
Enerji ve Su Kullanımı: Tedarikçilerin enerji ve su kullanımını nasıl optimize ettiklerine dair politikalar.
Atık Yönetimi: Atıkların nasıl azaltıldığı, geri dönüştürüldüğü veya yeniden kullanıldığına dair stratejiler.
Karbon Ayak İzi: Karbon emisyonlarını nasıl izledikleri ve azalttıkları.
İşçi Hakları ve Çalışma Koşulları: Sosyal sürdürülebilirlik açısından çalışan haklarına ve güvenli çalışma koşullarına nasıl önem verdikleri.
Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi
Hammaddeden Üretime
Ürünlerin hammaddelerinin kaynağı ve üretim süreçleri, çevresel etkilerini belirler. Yeşil satın alma sürecinde, hammaddelerin yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi ve çevre dostu üretim tekniklerinin kullanılması önceliklidir. Örneğin, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımı, doğal kaynakların korunmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, hammaddelerin sürdürülebilir kaynaklardan temin edilip edilmediği ve üretim süreçlerinin enerji verimli olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Yenilenebilir Kaynaklar: Hammaddelerin yenilenebilir enerji ve malzemelerden temin edilmesi, fosil yakıtların kullanımını azaltır ve sürdürülebilirlik sağlar.
Çevre Dostu Üretim: Düşük enerji ve su tüketimi gerektiren, az atık üreten üretim tekniklerinin kullanılması çevresel etkileri minimize eder.
Kullanım ve Sonrası
Ürünlerin kullanım ömrü boyunca çevresel etkileri de dikkate alınmalıdır. Bu aşamada dikkate alınması gereken hususlar şunlardır:
Enerji Verimliliği: Ürünlerin enerji tüketimini minimize eden tasarımlar ve teknolojiler kullanılması.
Atık Yönetimi: Ürünlerin ömrü sonunda geri dönüştürülebilir, yeniden kullanılabilir veya biyolojik olarak parçalanabilir olup olmadığı.
Uzun Ömürlülük: Ürünlerin dayanıklılığı ve uzun ömürlü olması, daha az kaynak tüketimi ve atık üretimi sağlar.
Çevresel Maliyet Analizi
Doğrudan ve Dolaylı Maliyetler
Yeşil satın alma sürecinde, sadece satın alma maliyetleri değil, çevresel maliyetler de dikkate alınmalıdır. Doğrudan ve dolaylı maliyetlerin analizi, toplam maliyetin daha gerçekçi bir şekilde hesaplanmasını sağlar. Doğrudan maliyetler arasında enerji tüketimi, su kullanımı ve atık yönetimi gibi faktörler yer alırken, dolaylı maliyetler hava ve su kirliliği, karbon emisyonları gibi çevresel etkilerin uzun vadeli maliyetlerini içerir.
Doğrudan Maliyetler: Enerji ve su maliyetleri, atık yönetimi maliyetleri, çevresel uyum maliyetleri.
Dolaylı Maliyetler: Çevresel kirlilik nedeniyle oluşan sağlık maliyetleri, iklim değişikliği etkileri, doğal kaynakların tükenmesi.
Yaşam Döngüsü Maliyeti
Ürünlerin yaşam döngüsü maliyetleri, yeşil satın alma kararlarında önemli bir faktördür. Bu maliyetler, ürünlerin üretiminden atık yönetimine kadar olan tüm süreçleri kapsar. Daha yüksek başlangıç maliyetlerine sahip olan çevre dostu ürünler, uzun vadede enerji tasarrufu, daha az atık üretimi ve bakım maliyetlerinin düşmesi gibi faktörler sayesinde toplam maliyet avantajı sağlayabilir. Bu nedenle, satın alma kararlarında kısa vadeli maliyetlerin yanı sıra uzun vadeli maliyetler de dikkate alınmalıdır.
Başlangıç Maliyetleri: Çevre dostu ürünlerin genellikle daha yüksek başlangıç maliyetlerine sahip olabileceği.
Uzun Vadeli Tasarruf: Enerji verimliliği ve düşük bakım maliyetleri sayesinde uzun vadede tasarruf sağlama potansiyeli.
Eğitim ve Farkındalık
Çalışan Eğitimi
Satın alma ekibinin ve ilgili diğer çalışanların yeşil satın alma konusunda eğitilmesi, bilinçli kararlar alınmasını sağlar. Eğitim programları, sürdürülebilirlik ilkeleri, çevresel etkiler ve yeşil satın alma uygulamaları hakkında bilgi sağlamalıdır. Ayrıca, çevresel etkilerin azaltılması ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması için çalışanların katılımı ve desteği sağlanmalıdır.
Eğitim Programları: Sürdürülebilirlik, yeşil satın alma uygulamaları, çevresel etkiler ve yasalar hakkında eğitimler düzenlenmelidir.
Çalışan Katılımı: Çalışanların çevresel hedeflere ulaşma sürecine dahil edilmesi, motivasyonlarını artırır.
İç İletişim ve Bilgilendirme
Yeşil satın alma politikaları ve uygulamaları hakkında düzenli iç iletişim ve bilgilendirme, tüm çalışanların sürece dahil olmasını ve desteklemesini sağlar. Bu, işletme genelinde sürdürülebilirlik kültürünün yayılmasına yardımcı olur.
Düzenli Bilgilendirme: Çalışanlara yeşil satın alma stratejileri ve başarıları hakkında düzenli bilgilendirmeler yapılmalıdır.
Sürdürülebilirlik Kültürü: Sürdürülebilirlik değerlerinin iş kültürünün bir parçası haline getirilmesi.
Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi
Lojistik ve Taşımacılık
Yeşil tedarik zinciri yönetimi, lojistik ve taşımacılık süreçlerinde de çevre dostu yaklaşımları gerektirir. Düşük emisyonlu taşıma yöntemleri, yakıt verimliliği ve nakliye süreçlerinin optimize edilmesi, karbon ayak izini azaltır.
Düşük Emisyonlu Taşıma: Elektrikli veya hibrit araçlar, tren veya deniz yolu gibi daha düşük emisyonlu taşıma yöntemleri kullanılması.
Yakıt Verimliliği: Araçların yakıt verimliliğinin artırılması ve sürdürülebilir yakıtların kullanılması.
Ambalajlama
Çevre dostu ambalajlama, yeşil satın alma sürecinin önemli bir parçasıdır. Geri dönüştürülebilir, biyolojik olarak parçalanabilir veya yeniden kullanılabilir ambalaj malzemeleri tercih edilmelidir. Ayrıca, ambalaj malzemelerinin miktarının azaltılması da atık yönetimine katkı sağlar.
Geri Dönüştürülebilir Ambalajlar: Ambalaj malzemelerinin geri dönüştürülebilir olması, atık miktarını azaltır.
Biyolojik Olarak Parçalanabilir Ambalajlar: Doğada kolayca çözünebilen ambalaj malzemeleri, çevresel etkileri minimize eder.
Ambalaj Miktarının Azaltılması: Gereksiz ambalaj kullanımının önlenmesi, hem maliyetleri düşürür hem de çevresel fayda sağlar.
Yasal Uyumluluk
Çevre Mevzuatı
Satın alma yöneticileri, yerel ve uluslararası çevre yasaları ve düzenlemeleri konusunda bilgili olmalıdır. Çevre mevzuatına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmanın yanı sıra işletmenin itibarını korur ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasını destekler.
Yasal Bilgi: Çevre koruma yasaları, atık yönetimi düzenlemeleri, enerji tüketimi sınırlamaları ve emisyon standartları gibi yasal gereklilikler hakkında bilgi sahibi olunmalıdır.
Uyum Süreçleri: Yasal uyumluluğu sağlamak için gerekli süreçler ve prosedürler oluşturulmalı ve düzenli olarak gözden geçirilmelidir.
Düzenli Denetimler ve Raporlama
Çevresel uyumluluğun sağlanması için düzenli denetimler ve raporlama yapılmalıdır. Bu, çevresel performansın izlenmesi ve iyileştirilmesi için gereklidir. Ayrıca, şeffaflık sağlamak ve paydaşlarla güven inşa etmek için çevresel raporlamalar yapılmalıdır.
Düzenli Denetimler: Çevresel performansın izlenmesi ve iyileştirilmesi için düzenli denetimler yapılmalıdır.
Raporlama: Çevresel performans hakkında düzenli raporlar hazırlanmalı ve paydaşlara sunulmalıdır.
İşbirlikleri ve Ortaklıklar
Sivil Toplum Kuruluşları ve Devlet Kurumları
Sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumları ile işbirlikleri yapmak faydalı olabilir. Bu tür ortaklıklar, çevresel sürdürülebilirlik konularında daha geniş bir perspektif sunar ve daha etkili çözümler geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Sivil Toplum Kuruluşları: Çevresel projelerde STK’larla işbirliği yapmak, bilgi ve kaynak paylaşımını artırabilir.
Devlet Kurumları: Çevresel düzenlemeler ve teşvikler konusunda devlet kurumları ile işbirliği yapmak, sürdürülebilirlik çabalarını destekler.
Diğer İşletmelerle Ortaklıklar
Yeşil satın alma süreçlerinde diğer işletmelerle işbirlikleri, bilgi paylaşımı ve ortak projeler geliştirmek açısından önemlidir. Bu tür işbirlikleri, çevresel inovasyonların ve sürdürülebilir uygulamaların yayılmasına katkı sağlar.
Yeşil satın alma, işletmelerin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında kritik bir rol oynar. Satın alma yöneticileri, tedarikçi seçimi, ürün yaşam döngüsü değerlendirmesi, çevresel maliyet analizi, eğitim ve farkındalık, yeşil tedarik zinciri yönetimi, yasal uyumluluk ve işbirlikleri gibi konularda dikkatli ve bilinçli kararlar alarak hem çevresel etkileri azaltabilir hem de işletmelerinin uzun vadeli başarısını destekleyebilir. Çevre dostu uygulamaların benimsenmesi, sadece etik bir sorumluluk değil, aynı zamanda rekabet avantajı sağlayan stratejik bir yaklaşımdır.

  •   –   –   –   –   –  –   –   –  –  –  –  –   –  –   –   –   –  –  –   –  –  –   –   –  –   –   –   –   –   –

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı – Proje Danışmanlığı

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı - Proje Danışmanlığı
Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı – Proje Danışmanlığı

Sürdürülebilir Tedarik Stratejisine Neden İhtiyaç Duyuyoruz?

Murat Erdal
Prof. Dr. Murat ERDAL

Şirketlerimize Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme danışmanlık hizmeti veriyoruz. Sürdürülebilir tedarik bakış açısında satınalma operasyonu ürün ve hizmet alımının çok ötesine geçti. Tüm dünyada şirketler, iş ilişkilerini; çevre, sosyal ve yönetişim (ESG) perspektifi ile birlikte değerlendiriyor. Tedarikçi ESG programları işin hayati parçası haline geldi. Paydaş firmanın sürdürülebilirlik anlayış ve uygulamaları analiz ediliyor. Tedarikçinin içinde bulunduğu dünyaya, çevreye, topluma, çalışanlara, tüketiciye ve mevzuata saygısı etraflıca değerlendiriliyor. Dünyada şirketler sürdürülebilirlik kriterlerine uymayan firmalarla yan yana gelmek ve onlarla iş ilişkisinde bulunmak istemiyor.

Sürdürülebilir satınalma gereklilikleri için tedarikçi ekosisteminin riskleri analiz edilmelidir. Tedarikçilerden emisyon verisi alınamadığında, emisyon hesaplarında problemlere neden olmaktadır. Net sıfır emisyon hedefi için tedarikçileri teşvik edici aksiyonları (zaman zaman zorlayıcı tedbirler) almak, tedarik stratejisini yeni baştan dizayn etmek gerecektir. Bu bir zorunluluktur.

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı yeni dönemin anahtarı olarak değerlendirilmektedir.

Proje Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL egitim@satinalmadergisi.com 

Sürdürülebilir Tedarikçi Geliştirme Programı – Proje Danışmanlığı

ŞİRKETLERİMİZE GÜVENİLİR BİR YAPI HAZIRLIYORUZ

Proje Adımları:

  • Sürdürülebilir Tedarik / Kaynak Stratejisi
  • Tedarikçi ve Operasyonel Riskler
  • Sürdürülebilir Tedarikçi Kimliği
  • Tedarikçi ESG Programı
  • Mevzuata Uyum ve Emisyon Hesaplamaları
  • ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı
  • İhale Kriterleri ve Sözleşmelerin Revizyonu
  • Tedarikçi Geliştirme – Rehberlik Programı
  • Tedarikçiler için Eğitimler
  • Tedarikçi Portalı; Takip ve İzleme
  • Tedarikçi Performans Değerlendirme
  • Tedarikçi Etik Kodlar
  • Tedarikçi Davranış Kuralları
  • Tedarikçi Gelişimi ve Raporlama

Proje Danışmanlık Süresi: 1 Yıl

Sustainability Strategies
Teklif almak için: egitim@satinalmadergisi.com

 

2 günlük Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Yeşil Satın alma Eğitiminin içeriğini incelemek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf Eğitim Kataloğunu indirebilirsiniz.

Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

 – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – — – – – –
Murat Erdal Teklif Hazırlama Eğitim Kurumsal Pazarda Satış Yönetimi

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve Kaynak Yönetimi
3. gün- Sürdürülebilirlik Performans Göstergeleri
4. gün- Yeşil Satınalma
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Marka Yönetimi

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Tantuni Endeksi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tantuni Endeksi

Tantuniyi Bilir misiniz?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tantuni EndeksiReklam olarak algılamayın lütfen. Biraz tantuniden bahsedeyim, sonrasında tantuni konulu makalemi paylaşacağım.

Mersin denince aklımıza tantuniden başka hangi yiyecek gelir dersiniz? Yine tantuni gelir bana kalırsa. Yemesi de, görüntüsü de süper.

Size biraz tantuniyi anlatayım dilerseniz…

Fazla söze gerek kalmadan size tantuniyi görsel olarak anlattım. Görselden yola çıkarak lezzetini ve tadını tahmin edebilirsiniz. Veya Mersin’e yolunuz düşerse Tantuni yemeden gitmeyin. Yolunuz düşmese de, bir şekilde gideceğiniz yere Mersin üzerinden gidin. Maksat tantuni yemek değil mi?

Neden Tantuniyi Anlattım Size?

Tantuni GörselDünya Gazetesi’nde Sayın Prof Dr Oğuz Ergin hocamın paylaştığı “Tantuni Endeksi” konulu yazı hoşuma gitti. Tantuninin Mersin’e özgü bir lezzet olmasından daha çok Sayın Oğuz Ergin Hocamın saptamaları çok yerinde idi.  Değerli hocam Sayın Oğuz Ergin’in hoşgörüsüne sığınarak yazısını kendi köşemde paylaşıyorum.

Ama aklım tantunide kaldı ya.

Değerli Hocam Sayın Prof. Dr. Oğuz Ergin’in Yazısı

Big Mac değil Tantuni Endeksi: Prof. Dr. Oğuz Ergin paylaştı: Asgari ücret artırılmazsa…

Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomi/big-mac-degil-tantuni-endeksi-prof-dr-oguz-ergin-paylasti-asgari-ucret-artirilmazsa-haberi-733666

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oğuz Ergin, dört yıldır tuttuğu tantuni verisini paylaştı. Prof. Dr. Ergin’in BigMac endeksi benzeri tantuni hesabıyla yaptığı paylaşım Türk insanının satın alma gücünün ne kadar düştüğünü açık şekilde ortaya koyuyor. Prof. Dr. Ergin, asgari ücretin artırılmaması halinde oluşacak senaryoyu da yazdı.

Döviz kurunun asıl değerini belirlemek üzere yapılan Big Mac Endeksi sadece ekonomi dünyasının değil sıradan vatandaşın da ilgisini çeken bir yöntem olarak uzun yıllardır kullanılıyor.

İlk olarak The Economist dergisi tarafından kullanılan endeks, aynı standartlarda satılan Big Mac‘in ABD doları cinsinden değerini yerel para birimiyle ölçüyor.

Big Mac endeksine benzer bir endeksi TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oğuz Ergin açıkladı.

Prof. Dr. Oğuz Ergin’in ‘Tantuni Endeksi’ son dört yılda tutulan verilere dayanıyor. Tantuninin fiyatının dört yılda 17 TL’den 220 TL’ye kadar yükseldiğini ortaya koyan Prof. Dr. Ergin, dolar bazında tantuni fiyatının ise 2,04 dolardan 6,69 dolar çıktığını gösterdi.

Prof. Dr. Ergin, asgari ücretle 136,7 tantuni alınabilirken artık 77,3 tantuni alınabildiğini, yıllık enflasyonun ise yüzde 110 olduğunu aktardı.

Hakan Kara Big Mac EndeksiProf. Dr. Hakan Kara Big Mac Endeksi’ni paylaştı: Fark tarihin en yüksek seviyesinde

TOBB ETÜ’de mütevelli heyet başkanı ve rektör danışmanı olarak da görev yapan Prof. Dr. Oğuz Ergin, X (Twitter) hesabından ‘Tantuni Endeksi’ni paylaşırken, asgari ücret tartışmalarına da değindi.

Tantuni Endeksi üzerinden alım gücünün ne derecede düştüğünü ortaya koyan Prof. Dr Ergin, “Asgari ücret artmazsa daha önce görülmemiş düzeylere inecek bir satın alma gücü göreceğiz” ifadesini kullandı.

Tatuni Fiyatları

Tantuni Fiyatları Dolar Bazında

Tantuni Asgari ücretle Kaç Adet Alınır

Yıllar itibariyle alınan asgari ücretle daha az tantuni alıyoruz. Acaba tantuni fiyatları mı çok yükseldi, yoksa elde edilen asgari ücret kazancı mı azaldı? Sizce hangisi?

Yıllık Tantuni Enflasyonu

Benim Yorumum

Evet tantuni fiyatı artmıştır zira tantuninin ana maddesi et olup, et fiyatının TUİK enflasyonunun çok üzerinde arttığı ortadadır. Tantuni fiyatlarının yüksekliği nedeniyle tantunicilere kızmanın çok da yerinde olmadığını söylemek isterim.

Tavsiyem

Bir fırsatını bulup tantuni yeme çalışın. O zaman tantuni fiyatının yüksekliği hiç aklınıza gelmeyecektir tantuni lezzetinin size verdiği hazdan dolayı.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tantuni EndeksiReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Türk Gıda Sektörü ABD Pazarında Büyüyor !

Satınalma Eğitimi Türk Gıda Sektörü Abd Pazarında Büyüyor !

Satınalma Eğitimi Türk Gıda Sektörü Abd Pazarında Büyüyor !2023 yılında ABD’ye 680 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü ve ABD’ye ihracatını 123 milyon dolara çıkaran Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü New York Summer Fancy Food Show Fuarı’nda yeni ticari bağlantıların zeminini hazırladı.   

Dünyanın en büyük gıda ürünleri ithalatçısı konumundaki ABD’de payını artırmak isteyen Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği 23-25 Haziran 2024 tarihlerinde New York’ta gerçekleşen Summer Fancy Food Show Fuarı’na katılarak Türk gıda ürünlerini Amerikalıların beğenisine sundu.

Ege İhracatçı Birlikleri milli katılım çatısı altında 35 ihracatçı firma iki ihracatçı birliği olmak üzere 37 stant açıldı.1955 yılından bu yana 68. defa düzenlenen Summer Fancy Food Fuarı’na 60’ı aşkın farklı ülkeden 2000 binden fazla firma stant açmış, 30 bin kişi ziyaret etti.

Türkiye Milli Katılım Organizasyonu Ege İhracatçı Birlikleri tarafından gerçekleştirilen Summer Fancy Food Show Fuarı’nın ABD’nin en büyük gıda fuarı olduğunu aktaran Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, “New York Summer Fancy Food Show Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu 25 yıldır başarılı bir şekilde organize ediyoruz. ABD’ye hububat bakliyat yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatımız 2023 yılında 680 milyon dolara ulaştı. Önümüzdeki dönemde sektörümüzün ABD’ye ihracatını 1 milyar dolara çıkarmayı istiyoruz. Fuara Türkiye Gıda İhracatçıları markası çatımız altında Sektör Kurulu bünyesindeki 6 Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak ortak katılım sağladık. Ege İhracatçı Birlikleri olarak ABD’ye yönelik yürütülen Türk Gıda Ürünlerinin Tanıtımı projesi kapsamında, Summer’24 Fancy Food Show fuarı ile eşzamanlı olarak ABD’li  Corporate Şefler, satın alma yetkilileri, distribütör, broker partner kurum temsilcileri, basın temsilcileri ve yabancı diplomatların  davet edildiği New York Başkonsolosluğumuz Türk Evi’nde gerçekleştirilen resepsiyonda sektörümüzün seçkin ürünleri hem Türk mutfağına ait reçetelerde hem de diğer dünya mutfaklarından seçilen reçetelerde kullanılarak davetlilere ikram  edildi. Servis edilen reçeteler büyük beğeni topladı. Sektörümüz hakkında detaylı bir bilgilendirme yaptık.” dedi.

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, “ABD pazarında bilinen levrek, çipura ve peynir çeşitleri ve Türkiye’nin son yıllarda ihracatta yıldız ürünlerinden olan Türk somonunu sergiledik. 2023 yılında Türkiye’nin ABD’ye su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı yüzde 18’lik artışla 105 milyon dolardan 123 milyon dolara çıkmıştır.  Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği olarak bu ihracatın 79 milyon dolarlık büyük dilimini yaparak Türkiye’nin ABD’ye yaptığı su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatının yüzde 64’ünü tek başımıza gerçekleştirdik. Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü olarak ABD’ye ihracatımızı orta vadede 250 milyon dolara çıkarmak istiyoruz. İhraç ettiğimiz ürünlerde balık 76 milyon dolarla açık ara önde yer alırken, süt ürünleri ihracatımız 17 milyon dolar, tabii bal ihracatımız 12,5 milyon dolar ve yumurta ihracatımız 3 milyon dolar seviyesinde.” diye konuştu.

Fuarın ilk gününde @Turkish Coffee Lady ile stantlarda gerçekleştirilen Türk kahvesi tadım etkinliği eşliğinde ziyaretçilere Türk baklavası ve Türk lokumu ikram edildi. Stantta yer alan sergi rafında Türk ürünleri tanıtıldı. TGİ Magazin ve Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki birliklerin katalogları stantlarda sergilendi. Milli katılım trend alanında sektörlerin ürünleri ile hazırlanan tarifler ziyaretçilere ikram edildi.

New York Summer Fancy Food Show Fuarı’na Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih İşliel ve Yönetim Kurulu Üyesi Nedim Kalpaklıoğlu’ndan oluşan bir heyet katıldı.

Türkiye’nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür, New York Ticaret Müşavirleri Filiz Köseyener, Bilgehan Ramazan Caner ve Osman Nuri Gökbulut fuar sırasında stantları ziyaret etti.

Parsiyel Taşımacılık Maliyet Avantajı Sağlıyor

Satınalma Eğitimi Parsiyel Taşımacılık Maliyet

Satınalma Eğitimi Parsiyel Taşımacılık MaliyetParsiyel taşımacılık, birden fazla göndericiye ait yüklerin aynı taşıma aracı içinde taşınmasını sağlayarak maliyet avantajı sunuyor ve zamandan tasarruf sağlıyor.  bu yöntemi kullananlar lojistik süreçlerini optimize ediyor ve müşterilerine düşük maliyetli, güvenilir, verimli çözümler sunuyor.

Lojistik sektöründe önemli bir yer tutan parsiyel taşımacılık, sunduğu esnek ve hızlı çözümlerle taşımacılıkta maliyet avantajı sağlıyor. Birden fazla göndericiye ait ürünlerin aynı taşıma aracı içinde taşınmasına imkân tanıyan parsiyel taşımacılık; denizyolu, havayolu ve karayolu taşıma modlarıyla entegre olma avantajıyla lojistik yöntemleri arasında öne çıkıyor.

Yüklerin konteyner veya diğer taşıma araçlarını dolduramadığı durumlarda kullanılan parsiyel taşımacılık yöntemi, aynı güzergah üzerinde teslim edilmesi planlanan ve farklı müşterilere ait yükler aynı taşıma aracına yüklenerek gideceği noktaya teslim edilmesini sağlıyor. Özellikle Türkiye’de sıklıkla tercih edilen bu taşımacılık türü; lojistik sektöründe zamandan maliyete, maliyetten esnekliğe kadar çeşitli avantajlar sunuyor. Bu avantajlardan en önemlisi ise maliyet tasarrufu olarak öne çıkıyor.

Parsiyel Taşımacılık Farklı Güzergahlarda ve Taşıma Modlarında Verimli Bir Çözüm

Taşımacılık süreçlerinde fiyatlandırmalar yükün kapladığı alana göre hesaplanıyor. Böylece yükler, konteyner ya da taşıma aracının tamamını doldurmasa bile nispeten daha düşük navlun ücretleriyle gönderim yapılabiliyor. Bunun yanında aynı güzergah üzerindeki yükler, aynı araca yüklendiği için zaman tasarrufu da sağlanıyor. Denizyolu, havayolu ve karayoluyla entegre olabilme özelliği sayesinde parsiyel taşımacılık; farklı güzergahlarda ve taşıma modlarında verimli bir çözüm sunuyor. Yüklerin aynı araca yüklenmesi zaman tasarrufu sağlarken, rota planlamasıyla bekleme süresi en aza indirilerek zamanında teslimat yapılıyor.

Yük Hacmine Göre Fiyatlandırma Yapmak Gereksiz Maliyetlerin Önüne Geçiyor 

Lojistik hizmetlerinde parsiyel taşımacılığı sıklıkla kullananlar; sektörlere özel teknolojik altyapısı, takip sistemleri ve güvenli aktarım çözümleriyle öne çıkıyor. Parsiyel taşımacılığın şirketlerin nakliye bütçelerini optimize etmelerine yardımcı oluyor. Yüklerin hacmine göre yapılan fiyatlandırmalar gereksiz maliyetlerin önüne geçerken, aynı güzergah üzerindeki farklı müşterilerin yüklerinin bir arada taşınmasıyla lojistik süreçlerinin daha verimli yönetilmesi sağlanıyor. Bu da hem küçük ölçekli işletmelerin hem de büyük firmaların maliyetlerini düşürmelerine katkı sağlıyor. Ayrıca güvenilir bir yöntem olduğu için hem göndericiler hem de alıcılar için gönderi takibi ve kontrolünü de kolaylaştırıyor. Öte yandan iş gücü tasarrufu da sağlayan bu yöntem; farklı taşıma modlarıyla entegre olarak taşımacılık hizmeti sunuyor ve bekleme sürelerini azaltıyor.

Tüyap Fuarcılık Grubu, “Mirasımız Gelecek” Sloganıyla 45. Yılını Kutluyor

Satınalma Eğitimi Tüyap Fuarcılık Grubu, “mirasımız Gelecek” Sloganıyla 45. Yılını Kutluyor

Satınalma Eğitimi Tüyap Fuarcılık Grubu, “mirasımız Gelecek” Sloganıyla 45. Yılını KutluyorYarım asra yakın bir süredir fuarcılık endüstrisine öncülük eden Tüyap Fuarcılık Grubu, sektörde 45. yılını kutluyor. 45 yıldır hayata geçirdiği yenilikler ve sunduğu katkılarla fuarcılık sektörünün gelişiminde önemli rol oynayan Tüyap, “Mirasımız Gelecek” diyor.

28 Haziran 1979’da kurulan Tüyap Fuarcılık Grubu, kurulduğu günden bu yana 45 yıldır tüm paydaşları ile birlikte gelişerek, büyüyerek Türkiye’de fuarcılık sektörünün düzenli bir ticari faaliyet olarak ülkenin gündemine girmesine büyük katkı sağladı. Türkiye’de kendi fuar merkezine sahip tek özel sektör fuarcılık kuruluşu olan Tüyap, bugün Türkiye’de 12 şehirdeki satış ağının yanı sıra yurt dışında da Moskova, Tahran, Ljubljana, Belgrad, Tiflis ve Üsküp ofisleri ve 27 ülkedeki temsilcilik ağıyla, dünyada ve ülkemizde fuarcılık sektörünün önde gelen kuruluşlarından birisi haline geldi.

Tüyap, 45 Yıldır Ülke Ekonomisine Katkı Sağlıyor

Tam 45 yıldır onlarca sektörde fuar düzenleyen Tüyap, bu fuarlarda katılımcı ve ziyaretçiler arasında kurulan önemli iş bağlantıları sayesinde ülke ekonomisine her geçen yıl daha da fazla katkı sağlıyor. Sektörlerin ihracat bağlantısı için önemli bir ticari buluşma platformu yaratan fuarlar, Tüyap’ın 45 yıllık deneyimiyle serüvenine devam ediyor. Tüyap Fuarcılık Grubu, kurulduğu ilk günden bu yana yurt içinde 1.952 ve yurt dışında 40 ülkede 214 adet olmak üzere toplam 2.166 fuar düzenledi. Bu fuarlarda 128 ülkeden 363.316 katılımcı kuruluşa, 206 ülkeden 74.153.717 ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.

Küresel Ticaretin Buluşma Noktası

Tüyap Fuarcılık Grubu CEO’su Zeynep Ünal Öztop,Tüyap’ın 45. yıl dönümüyle ilgili şunları söyledi: “Tüm paydaşlarımızla birlikte gelişerek, büyüyerek 45 başarılı yılı geride bıraktık ve tutku ve azimle yola çıktığımız bu sektörde, bugün dünyanın en saygın fuarcılık firmalarından biri haline geldik. Türkiye’de kendi fuar merkezine sahip tek özel sektör fuarcılık kuruluşuyuz. Bizim için fuarcılık bir iş olmanın ötesinde ülkeler, kültürler ve insanlar arasında köprüler kuran; ticaretin, ekonominin yanı sıra gönül bağlarını da güçlendiren bir araç. Neredeyse yarım asırlık tecrübemiz ve birikimimizle, dünyanın dört bir yanından firmaları bir araya getirerek, sektörlerin gelişmesine ve uluslararası ticaretin gelişmesine katkıda bulunuyoruz. 45 yıldır hep daha iyisinin peşindeyiz ve paydaşlarımıza olağanüstü deneyimler sunuyoruz. Dijital dönüşüme uzun senelerdir yaptığımız yatırımlar ile fuarlarımızdaki iş bağlantılarını yüz yüze olduğu kadar dijital dünyaya da taşıdık. Geliştirdiğimiz yeni nesil fuarcılık uygulamaları ile sektör profesyonellerine yıl boyu iş bağlantıları kurma imkanı sunuyoruz. Web ve mobilden erişilebilen platformlarımızda fuar katılımcıları ürün ve hizmetlerini 365 gün sergiliyor, akıllı B2B eşleştirme sistemi ile ilgili alıcılara öneriyor, fuar süresiyle sınırlı olmayan iletişim kanallarını kullanıyor. Alım heyetleri de yine akıllı eşleştirme sistemi ile online görüşmeler yapabiliyor. Ülkemiz sınırlarını aşarak global bir oyuncu olma hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Büyükçekmece’de bulunan Tüyap Fuar ve Kongre Merkezimiz, Türkiye’nin ilk sıfır karbon emisyonlu fuar merkezi haline geldi. Sürdürülebilirlik olmazsa olmazımız. Geleceğe anlamlı bir miras bırakmakta da kararlıyız. Bu sayede, 45. yılımızda kendimizden emin bir şekilde “Mirasımız Gelecek” diyebiliyoruz. Farklı sektörlerin ticaretine yeni projelerle katkı sunmaya, çalışmaya, üretmeye ve katma değer sağlamaya her daim aynı tutkuyla devam edeceğiz.”

Yaşam Maliyetinde İstanbul 130, Ankara 208’ inci Sırada

Yaşam Maliyetinde İstanbul 130 Ankara 208’ Inci Sırada

Yaşam Maliyetinde İstanbul 130 Ankara 208’ Inci SıradaYaşam Maliyeti Araştırması’nın sonuçlarında Beş kıtada 226 şehri kapsayan araştırmada 2024 yılında dünyanın en pahalı şehri Hong Kong olurken, en ucuz şehir ise Abuja (Nijerya) olarak belirlendi. Bu yıl listede İstanbul 130’uncu Ankara ise 208’inci sırada yer aldı.

Bu yıl Hong Kong en pahalı şehir olarak listenin başında yerini korurken, onu Singapur takip ediyor. İsviçre’nin Zürih, Cenevre ve Basel şehirleri de en pahalı ilk beş şehir arasında yer alıyor. 2023 yılı sıralamasındaki ilk 5 şehir, 2024 yılında da ilk 5 sırada yer almaya devam ediyor. Sıralamada İstanbul geçtiğimiz yıla göre 55 sıra yükselerek 130’uncu, Ankara ise 13 sıra yükselerek 208’inci olarak konumlanıyor.

5 kıtada 226 şehirde gerçekleştirildi.işverenlerin kur dalgalanmalarını izlemelerini ve tüm faaliyet yerlerinde mal, hizmet ve konaklama üzerindeki enflasyona ve deflasyona neden olan baskıları değerlendirmelerini sağlıyor. Bu veriler ayrıca, işverenlerin uluslararası görevlendirmelerde ve yurt dışında çalışanlar için tazminat paketlerini belirlemelerine ve bunları kalıcı hâle getirmelerine yardım ediyor. Buna ek olarak, bir yerin yaşam maliyeti, yetenek için bir destinasyon olarak cazibesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabiliyor; coğrafi ayak izlerini genişleten ve dönüştüren şirketlerin yer seçimi kararlarını etkiliyor.

Hong Kong En Pahalı Şehir Olmayı Sürdürüyor

Her şehirde konut, ulaşım, yiyecek, giyim, ev eşyası ve eğlence dahil olmak üzere 200’den fazla kalemin karşılaştırmalı maliyetlerinin ölçüldüğü araştırma sonuçlarına göre, 2024 yılının en pahalı şehri Hong Kong, yaşam maliyeti en düşük şehir ise Abuja (Nijerya) oldu.

Asya kıtası, öncelikli olarak yüksek kira konaklama maliyetlerinin de etkisiyle yaşam maliyetinin en yüksek olduğu ilk iki şehre sahip. Bu önemli ekonomik merkezler aynı zamanda çok sayıda yabancının ilgisini çekerek maliyetleri daha da artırıyor.

En Pahalı Şehirler Arasında 5 Avrupa Şehri Yer Alıyor

Yaşam Maliyeti Araştırması sonuçlarına göre; Zürih, Cenevre, Basel, Bern ve Londra 2024’te expat çalışanlar için dünyanın en pahalı lokasyonları arasında ilk on arasında yer alan 5 Avrupa şehri oldu. Bu şehirlerin 4’ü İsviçre’de bulunuyor. 9 sıra birden yükselen Londra 8’inci sırada bulunuyor. Avrupa’da yaşam maliyeti şehirler arasında farklılık gösterse de, Avrupa Merkez Bankası, Avro Bölgesi’ndeki yıllık enflasyon oranının düşmeye devam edeceğini tahmin ediyor; bu da Avrupa ekonomileri son dönemdeki aksaklıkların ardından toparlanırken maliyetlerin istikrar kazanabileceği anlamına geliyor. 212’inci sıradaki Minsk listede en ucuz Avrupa şehri olarak sıralanıyor.

Abd’de Yaşam Maliyeti Sorun Olmaya Devam Ediyor

ABD’de yaşam maliyeti 2024’te önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Listedeki tüm ABD şehirleri ilk 100’de yer alıyor ve yedi şehir ilk 20’ye giriyor. Kanada ekonomisinin dayanıklılık göstermesi ve beklentilerin üzerinde performansı nedeniyle Kanada şehirleri, Kuzey Amerika şehirleri sıralamasında en alt sıralarda yer alıyor. 92’ini sıradaki Toronto Kanada’nın en pahalı şehri olurken, onu 101’inci Vancouver takip ediyor. Peso’nun 2023’te değer kazanması nedeniyle Meksika şehirlerinin yaşam maliyeti önceki yıla göre önemli ölçüde artış gösteriyor. Mexico City 79’uncu sıradan 33’üncü sıraya yükselirken, Monterrey ise 155’inci sıradan 115’inci sıraya çıktı.

Uruguay’ın başkenti Montevideo 42’inci sırada yer alarak uluslararası çalışanlar için Güney Amerika’daki en pahalı yer olarak gösteriliyor. Bölgedeki birçok şehir, döviz kuru ve kiralık konaklama maliyetindeki dalgalanmalar nedeniyle 2023’e kıyasla önemli bir hareket gördü. Sıralamada Şili’nin başkenti Santiago, 73 sıra gerileyerek 160’ıncı sıraya gerilerken; Kolombiya’nın başkenti ve en büyük şehri Bogota ise 40 sıra birden fırlayarak 174’üncülüğe yükseldi.

Pasifik Bölgelerinde Artan Enflasyonun Çalışanlar Üzerinde Büyük Baskı Yaratması Bekleniyor

Pasifik bölgesinde bu yıl artan enflasyonun uluslararası çalışanlar üzerinde baskı yaratması bekleniyor. 58’inci sıradaki Sidney ve sıralamada 10 sıra yükselerek 60’ıncı sıraya yükselen Noumea Pasifik bölgesindeki en pahalı şehir olarak yer alıyor.

Küresel sıralamada en üst sıraya yerleşen Afrika şehirleri, Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki 14’üncü Bangui, ülkenin aynı isimli başkenti 18’inci Cibuti ve 21’inci N’djamena oldu. Özellikle Lagos, Nijerya 178 sıra düşerek 225’inci sıraya geriledi. Bu, 2023 ile karşılaştırıldığında küresel olarak en büyük değişiklik. Bu değişim büyük ölçüde Naira’nın tekrarlanan devalüasyonları da dahil olmak üzere döviz dalgalanmalarından kaynaklanıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15’inci sıradaki kenti Dubai Orta Doğu’nun en pahalı şehri olurken, Mumbai ise Hindistan’ın en pahalı şehri olarak genel sıralamada 136’ıncı sırada yer alıyor.

“Artan konut maliyetleri, yetenek hareketliliğini işverenler için zorlu hale getirdi”

Geçim maliyeti zorluklarının çok uluslu kuruluşlar ve çalışanları üzerinde önemli bir etkisi olduğuna dikkat çekiliyor, “Kuruluşların yaşam maliyeti eğilimleri ve enflasyon oranları hakkında bilgi sahibi olmaları ve bunların sonuçlarını etkili bir şekilde yönetmek için çalışanlardan bu konularda görüş almaları önemli. Dünyanın birçok şehrinde artan konut maliyetleri, yetenek hareketliliğini işverenler için zorlu hale getirdi. Değişken enflasyon eğilimleri aynı zamanda uluslararası atananların satın alma gücünü de etkiliyor ve ücret paketleri üzerinde ek bir baskı oluşturuyor. Bu faktörler, işverenlerin üst düzey yetenekleri çekmesini ve elinde tutmasını zorlaştırabilir, ücret ve yan hak giderlerini artırabilir, yetenek hareketliliğini sınırlayabilir ve operasyonel maliyetleri yükseltebilir. Yüksek yaşam maliyetleri, çalışanların yaşam tarzlarını değiştirmelerine, isteğe bağlı harcamaları kısmalarına ve hatta temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekmelerine neden olabilir. Bu zorlukları dengelemek için işverenler, konut yardımı veya sübvansiyonları içeren ücret paketleri sunabilir veya başka destek hizmetleri sağlayabilir. Ayrıca alternatif yetenek kaynağı bulma stratejileri konusunda değişiklik yapabilirler.

Yaşam Maliyeti En Yüksek Şehirler 

Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması – Dünya Sıralaması 2024
2023 2024 ŞEHİR ÜLKE
1 1 HONG KONG Hong Kong (SAR)
2 2 SİNGAPUR Singapur
3 3 ZÜRİH İsviçre
4 4 CENEVRE İsviçre
5 5 BASEL İsviçre
7 6 BERN İsviçre
6 7 NEW YORK CITY, NY ABD
17 8 LONDRA Birleşik Krallık
10 9 NASSAU Bahamalar
11 10 LOS ANGELES ABD