Tedarikçi İlişkileri Yönetimi

Alım - Satım

Dilek Aşan
Dilek Aşanhttp://www.dilekasan.com/
1972 yılında Mersin’de dünyaya geldi. 1991 yılında İnönü Üniversitesi Tekstil Teknikerliği ön lisans, 1994 yılında Çukurova Üniversitesi İktisat lisans, 1999 yılında Mersin Üniversitesi Yönetim Bilimleri yüksek lisans bölümlerinden mezun oldu. İş hayatına Mersin’de APİTAŞ HOLDİNG’de “Kalite Yöneticisi” olarak başlamış bu sürede aldığı eğitimleri ivedilikle çalışmalarına uygulaması Kalite Kariyerinde iyi bir başlangıç olmuştur. 8 yıllık profesyonel çalışma yaşantısı içerisinde Fransa menşeili bir danışmanlık firmasından teklif almış ve burada çalıştığı süre boyunca önemli deneyimler elde etmiştir. Yöneticilik yaptığı Tekstil İşletmesinde Üretim takip yazılımına Yönetim Sistemi süreçlerinin entegre edilmesini sağlamış ve yöneticilik yaptığı bu firmanın “EFQM Mükemmellik Belgesi ve Ödülü” alması için gerekli olan çalışmaları bizzat yönetmiştir. Girişimci ruhu, aldığı eğitimler ve edindiği deneyimler ile 2007 yılında kurmuş olduğu Taksim Danışmanlık Hizmetleri markasıyla, iş birliği kurduğu yüzlerce firma ile sayısız başarılara imza atmış, bu firmaların gelişim süreçlerine ve on binlerce insanın hayatlarına dokunmuştur. Taksim Danışmanlık ile çalışmalarına CNR Holding gibi köklü bir markayla başlamıştır. Burada 7 yıl boyunca Kalite, Çevre ve İş Güvenliği Yönetim Sistemleri, TSE belgelendirme ve marka denetimlerinin hazırlık çalışmalarını başarıyla yürütmesi, şu anda da Türkiye’nin en önemli markaları ile iş birliği sağlamasında gerekli temelleri atmasına sebep olmuştur. Hayat boyu öğrenme ve sürekli gelişim prensipleriyle halen iş birliği içerisinde olduğu firmalarına Kalite’nin dışında, Sosyal Uygunluk, Tedarik Zinciri Yönetimi ve Denetimi, Kurumsal Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilirlik Raporlamaları ve Sürdürülebilirlik Ödül Programlarıyla ilgili danışmanlık ve eğitim hizmetleri sağlamaktadır. 2021 yılında yayınlanan “50 Soruda Kurumsal Sürdürülebilirlik ” adlı kitabı vardır ve basım aşamasındaki "Kurumsal Sürdürülebilirlik ile Kurumsallaş" kitabı ile iş dünyasına kazandırmaya devam etmektedir.

Tedarik zinciri yönetimi, şirketlerin uygun maliyetli ürün ve hizmetleri yüksek kalitede ve hızlı bir şekilde satın alabilmesi için çok kritik bir süreçtir. Özellikle ekonomik belirsizliklerin, kriz durumlarının veya darboğazların olduğu zamanlarda rekabetçi kalabilmek açısından tedarik zincirlerinin etkili ve sorunsuz bir şekilde çalışması gerekmektedir. Bu noktada şirketlerin tedarikçileriyle güçlü ve sürdürülebilir iş birlikleri kurması ve tedarikçi ilişkilerini güven, kalite, maliyet ve inovasyon merkezli olarak yürütebilmesi büyük önem arz etmektedir. Tedarikçi ilişkilerini sürdürülebilir politikalar, stratejiler ve hedefler doğrultusunda yöneten şirketler piyasada her zaman kalıcı olabilmekte, saygı görebilmekte ve farklılaşabilmektedir.

Tedarikçi ilişkileri yönetimi şirketlerin;

  • doğru ürün ve hizmetleri satın alması,
  • maliyetlerini optimize etmesi,
  • tedarik zinciri risklerini ve güvenlik tehditlerini azaltması,
  • tedarikçi inovasyonunu teşvik etmesi,
  • yeni fırsatlar keşfetmesi ve değerlendirmesi,
  • operasyonel süreçlerini kolaylaştırması,
  • tedarik zincirinde sosyal uygunluk performansını artırması,
  • tercih edilen bir alıcı olarak ayrıcalıklar ve özel haklar kazanması

açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda her şirketin tedarikçi ilişkilerine yön veren ilkeleri, açıkça tanımlanmış prosedürleri ve uyguladığı politikaları olmalıdır.

Günümüzde şirketler farklı sektörlerde farklı ürün ve hizmet gamında farklı ölçeklerde faaliyet gösterebilmektedir. Her şirketin tedarik zincirindeki iş hacmi satın aldığı ürün tipi ve miktarı ve tedarikçi ağının büyüklüğü birbirinden farklıdır. Ayrıca, faaliyet gösterilen bölge ve bu bölgenin coğrafi, sosyal ve kültürel koşulları ve tedarikçi profilleri her şirket için farklılık gösterebilmektedir. Bu bağlamda, her şirketin tedarikçi ilişkileri yönetimi anlayışı bu konuyla ilgili yürüttüğü çalışmalar birbirinden farklı olabilir. Fakat bu ilişkileri dinamik ve etkili hale getirmek ve sürdürülebilirliği gözeterek yönetebilmek için her şirketin genel anlamda referans alması gereken birtakım ilkeler sıralanabilir.

Bu ilkelerden ilki ve en önemlisi literatürde tedarikçi segmentasyonu olarak da bilinen yönetim yaklaşımıdır. Şirketler, yüksek değer üreten stratejik önemi bulunan tedarikçilerini ayrı bir sınıfta değerlendirmelidir. Ayrıca her bir tedarikçisiyle ilgili süreçleri ve onlardan beklentilerini net bir şekilde ortaya koymalıdır. Tedarikçinin sağladığı ürün ve hizmet, iş hacmi ve kritiklik durumuna bağlı olarak açıkça tanımlanmış performans metrikleri olmalıdır. Bu sayede daha sağlıklı, tutarlı ve şeffaf tedarikçi ilişkileri oluşturmak mümkündür.

Tedarikçi ilişkileri yönetiminde şirketlerin tedarikçilerini yakından tanıması; kapasitesini, güçlü ve zayıf yönlerini bilmesi son derece önemlidir. Bu sayede anahtar performans göstergelerini (KPI) her bir tedarikçisi için açık bir şekilde belirleyebilir ve kendileriyle amacına uygun tedarikçi sözleşmeleri yapabilir. Her iki taraf beklentilerini karşılıklı bir şekilde anlayabilirse günün sonunda beklentilerin çok ötesinde bir çıktı oluşmaz ve hem alıcı hem de tedarikçi tanımlanan iş tanımından ve iş ilişkisinden memnun kalabilir. Böylelikle tedarikçilerin eksik taraflarıyla ilgili iyileştirmeler yapılabilir ve uzun vadede tedarikçi performansı artırılabilir.

Şirketler tedarikçileriyle güçlü ilişkiler kurmak istiyor ve uzun vadeli iş birlikleri inşa etmek istiyorsa tedarikçisiyle ilgili neredeyse her bilgiye sahip olmalıdır. Bu bilgiler sadece üretim kapasitesi, eleman sayısı, ürün kalitesi vb gibi teknik bilgiler değil; tedarikçilerin etik değerleri, medyadaki güvenilirliği, misyon ve beyanları, çevresel ve sosyal sürdürülebilirliğe yaklaşımları, kurumsal sürdürülebilirlik taahhütleri vs olmalıdır. Bu bağlamda, her şirket oldukça kapsamlı tedarikçi davranış kuralları oluşturmalı ve her yeni tedarikçiden bu kurallara uyum sağlaması için bir taahhüt sunmasını beklemelidir.

Tedarikçi ilişkileri ne kadar dinamik ve gözetilebilir ise o kadar güçlü olabilir. Şirketler, finans dünyasındaki gelişmeler, piyasa ve müşteri beklentileri, teknolojik gelişmeler, ulusal ve uluslararası düzeydeki siyasi hareketlere bağlı olarak tedarikçi ilişkilerini sürekli olarak takip etmelidir. Tedarikçilerin sosyal uygunluk beyanlarına ve tedarik zinciri hedeflerine ne kadar bağlı kaldığı çeşitli gözetim zinciri mekanizmalarıyla düzenli olarak izlenmelidir.

Şirketler tedarik zinciri yönetiminde, diğer tüm alanlarda olduğu gibi güncel trendleri her zaman takip etmelidir. Bu bağlamda, teknolojik gelişmeler, piyasadaki arz ve talep dengeleri; kurum, yerel yönetim ve ülke bazındaki ekonomik ilişkiler, tedarik zinciri özelinde geliştirilen yeni standartlar ve sertifikasyon gereksinimleri vs sürekli olarak izlenmelidir.

Dilek AŞAN

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

  • Çin'den Ürün Tedariki
  • Küresel Ürün ve Firma Araştırması
  • Ülke / Pazar Analizi ve Raporlaması
  • Akreditif, Gümrük ve Dış Ticaret Danışmanlığı

Dünyaya Açıl

Satınalma Dergisine ABONE OL

Dijital Abonelik ile Satınalma Dergisinin yayınlanmış tüm sayılarına erişebilir, Buyer Network Öğrenme Merkezi'nde eğitim dokümanlarına ulaşabilirsiniz.

SATINALMA DERGİSİ 11 YILLIK ARŞİVİ

Tüm Arşive ve Gelecek 12 Sayıya Dijital Erişim

Buyer Network Öğrenme Merkezi

Kariyerinizi Geliştirecek Uzaktan Eğitim Seçeneklerine Sahip Olun

ŞİRKET ÜYELİK AVANTAJI

10 Yöneticiye Kadar Geniş Takımlar için Şirket Paketini Satın Alın

Satınalma Operasyonları Dijitalleşiyor !

 

 

 

 

 


 

 

 

This will close in 20 seconds