“Ben Şefim, Ne Mutlu Bana”
Akdeniz bandında ve Türkiye genelinde, yıldızlı tesisler peş peşe açıldı ve açılıyor; peki bu yıldızlı tesislerde çalışacak yıldızlı şefler var mı?
Benim görüşüm var ama ne yazık ki bu yıldızlı şefler gözükmüyor. Nedenini soracak olursanız, o kadar çok amaçsız, hedefsiz, kendinden sonra gelecek gençleri düşünmeyen, yerinde sayan şefler var ki bahsettiğimiz aranan şefler gözükmüyor.
Bu yerinde sayan, ‘’ben şefim, geleceğim en son noktaya geldim, bundan sonrası yok‘’ saplantısında olan, şefleredir bu sitemim. Arkadaşlar, Türk Mutfağını ve Türk Mutfak Şeflerini Avrupa normlarına çıkartacak isek, kabuğumuzu kırıp açılan yeni tesislerde gözlemlediğimiz değişimi, biz kendimizde de yapmalıyız.
Eski tabulardan kurtulmalıyız. Mutfağımızda değişim yapmalıyız. “Ben bunu böyle gördüm ustamdan. Mutfakta bu giyilmez, bu konulmaz, bu renk olmaz” saplantılarını bırakmamız gerekir.
Yeni neslin çok iyi geldiğini, okullu geldiğini unutmayalım. Ben yapacağımı yaptım, bizden geçmiş felsefesini bırakalım.
Bu tarz davranışların, Avrupalı Şeflerde olmadığını ve devamlı kendilerini yenilediklerini, çağa ayak uydurduklarını buradan hatırlatmak isterim.
Şunu unutmayalım, hayat dediğimiz en değerli hazinemiz, bizim ona verebildiğimiz kadardır. Aynı yankı gibi ne verir isek onu alırız. Ne olur, şefler olarak yerimizde saymayalım. Devamlı bir hedefimiz, bir amacımız olsun ve bunu da yetiştirdiğimiz çıraklarımıza, öğrencilerimize aşılayalım.
Şu ilkeden vazgeçmemek gerekir “dayanışma, destek, eğitim, çağdaşlık” Bunu yaptığımızda önümüz devamlı açık olacaktır.
‘’Sevdiğim Sözler‘’
Köylerden birinde köylüler köy odasında bir araya gelerek köylerinin geleceği açısından şu kararı almışlar.
Köyün meydanına bir havuz yaptırılacak ve her köylü gece bu havuza bir kova süt dökecek.
İmece olarak bu birikmiş olan bu süt satılarak, parası ile köyün yararına yatırımlar yapılacak.
Bütün köylüler elbirliği ile çar çabuk havuzu yaptılar ve akşamına hadi hayırlısı olsun edaları ile evlerine çekildiler.
İlk günün heyecanı ile ertesi günün sabahında köylüler havuzun başına gelerek havuzun kapağını açtıklarında bir de ne görsünler:
İçi su ile dolu bir havuz!!! “Bir havuz dolusu süt, bir kova suyu götürür, ben süt dökmesem de olur’’ düşüncesi, bütün köylüde olunca karşılarına bu manzara çıkmış.
Evet, dostlar yapılacak işlerde hep birlikte ve canı yürekten inanarak yapmak dileği ile.
İyilikle kalın.
“Yanlış Anlamak
İçin Tetikte Bekleyene,
Doğruyu Anlatamazsın…”
Ali Rıza DÖLKELEŞ
Limak Cyprus Deluxe Hotel / Food EDİTÖR