Teknolojinin hızla gelişmesi ile birlikte, teknolojinin nimetlerinden azami derecede yararlanmak isteyen işletmeler, bilgisayar terminali başında çok uzun saatler iş yapan çalışanların uzaktan çalışmasını (evde-tele) tercih etmektedirler. Özellikle 2020 yılı başından itibaren dünyada yaşanan salgın hastalığın etkisiyle esnek çalışma tür ve biçimlerinin uygulama alanı bir hayli genişlemiş görünüyor.
Uzaktan çalışmanın çalışanlar üzerinde elbette olumlu yönleri olduğu gibi olumsuz yönlerinin de olduğunu unutmamak gerekir. Yapılan bilimsel araştırmalar bunun göstermektedir. Bilgi teknolojilerinin getirdiği imkânları kullanan esnek çalışanlarda, çalışma ortamı ve saatlerinin yarattığı stres önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Esnek çalışanların kendileri tarafından iş planı ve zamanlaması yapılmadığı için esnek çalışma başarıya ulaşamamakta ve aile yaşamı ile iş yaşamı dengesi bozulmaktadır. Çalışma saatlerinin belirgin olmaması ve iş sürelerinin uzunluğu nedeniyle çalışanların zihinsel ve fiziksel sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Genel olarak, işin yoğunluğu ve monotonluğu bu çeşit işlerde çalışanları mutsuzluğa, tükenmişliğe ve sonuçta işe devamsızlık ve işten ayrılmalara kadar itmektedir[1].
Uzaktan çalışan kişiler, işyerinin binasından ve onunla birlikte ofislerin, amblemlerin veya çalışanın çalıştığı kuruma aidiyetini pekiştiren diğer hatırlatıcıların olmayışından ötürü o kurumun bir parçası olduğu hissini daha az tecrübe etmektedirler[2]..
Uzaktan çalışanların çalışma ortamının uygunsuzluğu evde kullanılan malzemelerin yetersizliği (çalışma koltuğu ve masası, odanın ısı, ışık ve havalandırması), internet ve telefon giderleri ile elektrik, ısınma ve iklimlendirme giderlerinin karşılanmaması, öğle yemeği yardımının yapılmaması, sosyal yardımların kaldırılması, uzaktan psikolojik destek hizmeti sunulmaması, fazla çalışma ücreti ödenmemesi gibi uzaktan çalışanı ekonomik ve psikolojik yönden olumsuz etkileyen etmenler dikkate değer konular olarak ortaya çıkmaktadır.
Uzaktan çalışanların çalışma koşullarının uygunsuzluğu nedeniyle, yüksek düzeyde psikolojik sıkıntı ile karşı karşıya oldukları görülmektedir. Stres ve stresle ilişkili rahatsızlıklar (tekrarlayan hareketlerden kaynaklanan gerginlikler, göz ve seste aşırı efor kaynaklı gerilimler) dinlenme sürelerinin yetersiz olduğuna dair şikayetler, sıklıkla ödenmeyen fazla mesai ücretleri, en öne çıkan sorunları arasında sayılmaktadır. Bilgi teknolojilerinin çalışanların ruhsal sağlığı üzerinde yarattığı etkiyi yoğun çalışma ortamları olmanın ötesinde çok miktarda ve tekrarlayan işi duygusal emekle sunmaları bakımından da bir uç örnek teşkil etmektedir. Gerçek duyguları ne olursa olsun pozitif duygular yansıtmak duygusal uyumsuzluğa yol açmaktadır. Bu ise kas ağrıları ve duygusal stres için risk faktörü olarak kendini göstermektedir[1].
Sonuç olarak, bilgi teknolojilerini kullanarak uzaktan (evde) çalışanlarda;
· Çalışma ortamının uygunsuzluğu, iş saatlerinin belirsizliği ve uzunluğu strese bağlı hastalıklar ile zihinsel ve fiziksel rahatsızlıklara yol açabilir.
· Çalışma süresi ve iş planı işçi tarafından ayarlanamadığı için iş-yaşam dengesi bozulabilir ve aile içi çatışmalara neden olabilir.
· İş yoğunluğu ve monotonluğu ile dinlenme sürelerinin yetersizliği, mutsuzluğa ve tükenmişliğe yol açabilir.
· Uzun süre oturmaktan kaynaklı kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları oluşabilir.
· Standart klavye kullananlarda karpal tünel sendromu oluşabilir.
· Düşük ücret, sosyal yardımlardan ve sosyal güvenlikten yoksunluk psikolojik sorunlara yol açabilir.
[1] AKSOY, Bilgi Teknolojileri, s.409.
[1] İNCİROĞLU, Lütfi, Çalışma Hayatında Esnek Çalışma Uygulamaları, 2. Baskı İstanbul 2020, s.204-205
[2] AKSOY, Bilgi Teknolojileri, s.409.