Özet
Bu çalışmada, Rusya-Ukrayna savaşının çıkış nedenleri, savaşın kronolojisi, dünya ticareti üzerindeki etkileri, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile yaptığı ticarete dair verilerle birlikte, her iki ülkenin tedarikçi olarak yüksek pazar payına sahip olduğu sektörler için alternatif tedarikçi ülkeler incelenmiş olup, savaşın Türkiye ekonomisi ve dış ticareti üzerindeki etkilerine yer verilmiştir.
Rusya-Ukrayna Savaşının Dünya Ticareti ve Türkiye Dış Ticaretine Etkisi
Savaşın Kronolojisi
Savaşın yarattığı etkilere geçmeden önce iki ülkeyi savaşa götüren olayların kronolojisine bakmakta fayda olacaktır. Tablo 1’de yer alan kronoloji incelendiğinde Rusya – Ukrayna arasında krizin savaşa dönüşmesindeki en büyük etkenlerin 2008 yılında Ukrayna’nın NATO’ya üye olma hazırlık programına dahil edilmesi ile 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve 2022 yılında Luhansk ve Donetsk bölgelerinin bağımsızlıklarının tanıması olduğunu görebiliriz.
Dünya Ticaretine Etkisi
Rusya-Ukrayna savaşı, Covid-19 salgını sonrası küresel toparlanmayı ciddi anlamda geciktirmiştir. Küresel salgın sonrasının yüksek enflasyon, enerji krizi ve emtia fiyat artışlarının olumsuz etkilerini daha da artırmıştır.
İki ülkenin dünya mal ticaretindeki toplam payı %2,5 olsa da dünya buğday üretiminin %30’unu ve ihracatının %35’ini, ayçiçeği tohumunun %32’si(1,3 milyon ton), mısır ihracatının %19’u (38 milyon ton), arpa ihracatının %31’i (10,5 milyon ton) bu iki ülke tarafından gerçekleştirilmektedir. Birçok ülke gıda ithalatında Rusya ve Ukrayna’ya bağımlıdır. Örneğin Mısır, Lübnan ve Tunus buğday ithalatının yarısından fazlası Rusya ve Ukrayna’dan karşılamaktadır.
Ukrayna aynı zamanda en büyük ayçiçeği ihracatçısı konumundadır. Ayçiçeği tohumu yağının ise yaklaşık yüzde 50’sini temin etmektedir. Toplamda 35 Afrika ülkesi gıda; 22’si ise gübre ürünlerini Ukrayna, Rusya ya da her ikisinden ithal etmektedir. Birçoğu buğday gibi ana ürünler için bu iki ülkeye bağlıdır. Rusya’nın yakıt ihracatına yüksek oranda bağımlı olan Avrupa ülkeleri arasında Finlandiya, Slovakya, Litvanya (%63), İtalya (%22), Almanya (%17), Fransa (%12), Birleşik Krallık (%12) bulunmaktadır.
Türkiye özelinde baktığımızda mısır ihtiyacının %45’ini Ukrayna’dan tedarik ederken, buğday ihtiyacının %65’ini, ayçiçek yağı ihtiyacının %75’ini ve yakıt ihtiyacının %35’ini Rusya’dan karşılamakta olduğunu görebiliriz.
Çip üretiminde kullanılan kripton, ksenon ve neon gibi gazlar ve paladyumun arzı da savaştan önemli oranda etkilenmektedir. Ukrayna neon gazının yüzde 90’ını sağlarken, Rusya da paladyumun yüzde 40’ını sağlamakla beraber çok önemli bir rodyum tedarikçisidir. Bunlar otomotiv sektöründe katalitik konvertör ve semikondüktör üretiminde temel girdilerdir.
Semikondüktör üretimi Ukrayna’nın tedarik ettiği neona da büyük ölçüde bağlıdır. Söz konusu ürünlerin tedariklerinin uzun süre kesintiye uğraması otomobil üretimini olumsuz etkileyebilir.
Rusya’nın tek başına dünya yakıt ticaretindeki payı %10; dünya doğal gaz ihracatındaki payı ise %19 iken, azotlu gübrenin de en büyük üreticisi ve ihracatçısı konumundadır. Ayrıca yeşil dönüşüm süreçleri ve elektrikli araç pillerinde kullanılan nikelin küresel arzının yüzde 17’sini Rusya sağlamaktadır. (Bağış, 2022)
Dünya ticaretinde enerji ve gıda alanlarında iki ülkenin bu kadar yüksek paya sahip olması bu alanlarda arz ve güvenlik ile ilgili kaygıları artırmıştır. Nitekim savaş sadece ilgili ülkeleri değil tüm küresel ekonomiyi ve finansal piyasaları derinden etkilemiştir. Değerli madenler ve gıda fiyatları yükselirken enerji fiyatları da yukarı seviyelerde seyretmektedir.
Rusya-Ukrayna savaşının enerji alanında dengeleri değiştireceği aşikardır. Almanya’nın Rusya doğal gazının, transit ülkeler olmaksızın, doğrudan Almanya’ya taşınmasını sağlayacak Kuzey Akım 2 projesinin ruhsatlandırılmasını iptal etmesinden sonra Rusya, doğalgazının ihracında Çin’e yönelmiştir. AB savaş sürecinde Rusya’dan ithal edeceği doğalgazı kademeli olarak azaltmayı, LNG ithalatını arttırmayı ve Türkiye’nin de dâhil olacağı yeni doğalgaz hatları ile enerji kaynaklarını çeşitlendirmesini öngörmektedir.
Ayrıca, Rusya-Ukrayna Savaşı İsrail’in Akdeniz’den çıkardığı doğalgazı Türkiye’den Avrupa’ya iletmesine ilişkin projeyi yeniden gündeme getirmiştir. AB ülkeleri Rusya doğalgazına bağımlılığı azaltacak, kısa ve orta vadede alternatif ülkelerden enerji tedarik edilmesi ve yeşil enerjiye geçişle ilgili uzun vadeli planlar yapmaktadır. (BBC, 2022)
Çin’in yüzyılın projesi olarak lanse ettiği Kuşak-Yol Projesi (Belt and Road Initiative, BRI) de
savaştan olumsuz etkilenmektedir. Zira Ukrayna, Çin’in Avrupa’ya ulaşan ticaret yollarında
kritik bir konuma sahiptir.
Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası, İktisadi İş birliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD)
ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) savaş ve sonrasındaki yaptırımlar nedeniyle küresel büyüme tahminlerini düşürmüştür. IMF, küresel büyüme tahminini yüzde 4,4’ten yüzde 3,6’ya indirirken, Dünya Bankası ise daha önce yüzde 4,1 olarak belirlediği küresel büyüme tahminini yüzde 3,2’ye çekmiştir. UNCTAD’ın beklentileri de yüzde 3,6’dan yüzde 2,6’ya çekilmiştir. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) de daha önce yüzde 4,7 olarak belirlediği 2022 için küresel ticaretin büyüme hızını savaş nedeniyle yüzde 3’e düşürmüştür.
Küresel enflasyonun savaşın etkisiyle 2022’de birkaç puan artması ve küresel büyümenin en azından yüzde 1 gerilemesi beklenmektedir. (World Trade Organization, 2022)
Rusya’ya Uygulanan Yaptırımlar
Küresel yıkıcı etkileri ve olası nükleer boyutları nedeniyle Rusya ile doğrudan bir savaşı
düşünmeyen ABD, Avrupa, İngiltere ve diğer NATO üyesi ülkeler için geriye kalan tek opsiyon yaptırımlardır ve bu süreçte Rusya’ya “eşi benzeri görülmemiş” baskı ve yaptırımlar uygulanmıştır. Bu yaptırımlar en az savaşın kendisi kadar önemlidir. ABD ve AB, Batı’dan gelen bu yaptırımlara öncülük etmektedir.
Merkez Bankası rezervlerinin dondurulması, Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması ve Rusya’nın enerji ihracatına yönelik kısıtlamalar gibi eşi benzeri görülmemiş ve Rus ekonomisini mümkün olan en sert şekilde vurmayı ve yıkmayı hedefleyen yaptırımlar birbiri ardına sıralanmaktadır.
ABD; Rus bankaları, Rusya Merkez Bankası ve Rusya Ulusal Varlık Fonu ile finansal
işlemlerini yasaklamış durumdadır.
Makro finansal istikrara yönelik riskler, kamu borcunun çevrilmesi, borçların ödenmesinde aksamalar ve uluslararası rezervlere erişimin kısıtlanması gerekçeleri ile Rusya’nın kredi notları da yatırım yapılamaz (spekülatif) seviyelere indirilmiştir. İngiltere, Moskova Borsası’nın (MOEX) tanınmış borsa statüsünü kaldırmıştır. Tüm bu yaptırımlar sonrası gelinen noktada IMF gibi kuruluşlar ve uluslararası yatırım bankaları da Rusya’nın temerrüde düşme ihtimalini çok yüksek görmektedir.
Yatırım bankaları ve kredi derecelendirme kuruluşları Rusya’nın ruble ile borç ödeme çıkışının da temerrüde düşme olarak kabul edileceğini ilan etmiştir. Rusya 1998’den sonra tekrar temerrüde düşme riskine hiç olmadığı kadar yaklaşmıştır. Nitekim Rusya 27 Haziran 2022’de yaptırımlar nedeniyle dış borçlarını ödeyemeyerek temerrüde düşmüştür.
SWIFT işlemlerinin ortalama olarak yüzde 1’inin Rusya’dan yapıldığı tahmin edilmektedir.
Bazı Rus bankaları ve finansal piyasalarının SWIFT sisteminden çıkarılması Rusya’yı oldukça
zorlayacaktır. İran 2012’de nükleer programı nedeniyle bu sistemden çıkarılırken o dönemde Tahran’ın başta petrol ihraç gelirleri olmak üzere dış ticaretinin yüzde 30’unu bu nedenle kaybetmiş olabileceği değerlendirilmektedir. SWIFT gibi yaptırımların Rusya’nın da ihracat gelirleri ve uluslararası ticaretini ciddi anlamda zayıflatması beklenmektedir. Ancak özellikle Avrupa’nın Rusya’ya enerjide bağımlılığı tüm Rus finansal sistemi yerine sadece belli bankaların SWIFT sisteminden çıkarılması sonucunu doğurmuştur.
Rusya’nın en büyük ticari ortaklarından Almanya, Kuzey Akım 2 projesi lisansının onaylanmasını durdurmuştur. BP ise Rus enerji şirketi Rosneft ile ortaklığını bitirme kararı almıştır. Maersk gibi büyük lojistik firmaları Rusya’daki faaliyetlerini durdururken Rus hava yolu şirketi AEROFLOT, 8 Mart sonrasında uluslararası operasyonlarını durdurmak zorunda kalmıştır. Onlarca küresel firma Rusya pazarını terk etmiştir ve bu trend devam etmektedir.
Goldman Sachs, J. P. Morgan, Shell, McDonald’s, Coca-Cola, Starbucks ve Pizza Hut gibi kapitalizmin simge şirketleri adım adım Rusya pazarından çıkmaktadır. Bu büyük uluslararası firmaların Rusya pazarından çıkışlarının onlarca milyar dolara mal olduğu tahmin edilmektedir.
Ödeme sistemleri noktasında ise tıpkı son birkaç yılda Venezuela’da olduğu gibi Visa,
Mastercard ve Amerikan Express gibi dominant ödeme aracı kurumları Rusya’daki uluslararası faaliyetlerini durdurduklarını ilan etmiştir.
Çevrim içi ödeme ve para transfer şirketi PayPal da Rusya’daki faaliyetlerini durdurmuştur.
ABD ve İngiltere Mart 2022’nin ortasında Rusya’dan enerji ithalatının yasaklandığını
duyurmuştur. Hemen ardından Rusya da karşılık olarak ithalat ve ihracat ile ilgili yeni
kısıtlamalar getirdiğini ilan etmiştir. Devamında ABD ise Rusya ile ticari ilişkilerini askıya
almıştır. Dolayısıyla AB ve ABD öncülüğünde Batı, Rusya’yı küresel sistemden tamamen
dışlamayı amaç edinmektedir. Dahası ABD, Rusya’ya destek olacak herhangi bir ülkeye de
yaptırım tehdidini açıkça göstermektedir.
Batı, Rusya’yı son birkaç ay içinde küresel ölçekte en fazla yaptırım uygulanan ülke haline
getirmiştir. (Grafik 1) ABD son olarak Rusya ile tüm ticari faaliyetlerini durdururken Avrupa
da ekonomiden finansa, spordan siyasete birçok konuda yaptırımların boyutunu sürekli
genişletmektedir. Son olarak 15 Aralık 2022’de Rusya’ya karşı 9. yaptırım paketi üzerine
anlaşmıştır. (Anadolu Ajansı, 2022)
9. yaptırım paketinin detaylarını açıklayan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen; özellikle çift kullanımlı mallara yeni ihracat kontrolleri ve kısıtlamaları uygulamak istediklerini vurgularken bu kapsama Rus ordusu tarafından kullanılabilecek temel kimyasallar, sinir gazları, elektronikler ve bilgi teknolojisi ürünlerinin girdiğini ifade etti. “Rusya’nın her türlü dron ve insansız hava aracına erişimini keseceğiz.” diyen von der Leyen, İHA motorlarının Rusya’ya ve bu ürünleri Rusya’ya tedarik edebilecek İran gibi diğer ülkelere ihracatını yasaklayacaklarını belirtti.
Rusya’nın propaganda yapmasını da önleyeceklerini dile getiren von der Leyen, 4 Rus televizyon kanalının yayınına son verileceğini de açıklamıştır.
Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile Yaptığı Ticaret
Türkiye hem Ukrayna hem de Rusya ile sıkı ekonomik ve ticari ilişkilere sahip ülkelerden
biridir. Her iki ülke ile ticaret hacmi oldukça büyüktür. Tablo 2’deki veriler incelendiğinde
Türkiye’nin hem Rusya’nın hem de Ukrayna’nın en çok ihracat yaptığı 4. ülke konumunda
olduğu görülmektedir.
Türkiye’nin 2021 yılında Rusya ile 34,7 milyar dolar, Ukrayna ile 7,4 milyar dolar olan ticaret hacmi gerçekleşmiştir. (Rusya Ülke Profili, 2022)
Türkiye 2021 yılında Rusya ile 4,3 milyar dolar tarım ürünleri ithalat, 1,5 milyar dolar tarım ürünleri ihracat, 6,7 milyon ton buğday ithalatı yapmıştır. Ticaret Bakanlığı verilerine göre ayçiçeği ithalatının %65,5’i Rusya’dan, %4,2’si Ukrayna’dan ithal edilmektedir. Buğday ithalatının %64,6’sı Rusya’dan, %13,4’ü ise Ukrayna’dan yapılmaktadır. Ukrayna’nın Türkiye’ye yaptığı ihracatın %70’ini metal ürünleri ve tahıl oluşturmaktadır.
Türkiye Ocak- Ekim 2022 döneminde en çok ithalatı 49 milyar 626 milyon dolar ile Rusya’dan yapmıştır. Rusya’dan petrol ve ürünleri, doğal gaz, taşkömürü, demir-çelik ürünleri, işlenmemiş alüminyum ve muhtelif tahıl, yağlı tohum ve bitkisel yağ ürünleri ithal ederken, Rusya’ya 6 milyar 878 milyon dolar değerinde ihracat yapmıştır. Narenciye, taze üzüm, kayısı ve kiraz olmak üzere yaş meyve sebze ürünleri, makina, kara taşıt ve aksamları, elektrik ve elektronik ürünler ile giyim eşyası ve aksesuarları da Rusya’ya yaptığımız başlıca ihraç ürünlerimizi oluşturmaktadır.
Türkiye yine aynı dönemde, Ukrayna’dan 3 milyar 596 milyon dolar değerinde ithalat yapmıştır. Demir-çelik, hububat ve mısır gibi temel tahıl ürünleri ithal ederken Ukrayna’ya 2 milyar 242 milyon dolar ihracat yapmıştır. İhraç ürünleri arasında; beyaz eşya, makine, kazan, elektrikli cihazlar ve insansız hava araçları bulunmaktadır. (TUİK, 2022)
Ukrayna ve Türkiye arasında, 2010 yılında ‘’Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey’’ ile siyasi ve ekonomik ilişkiler etrafında gelişmeler hedeflenmiştir. Bu doğrultuda 2010 yılında planlanan iki ülke arasında vize muafiyeti konusu 2012 yılında uygulamaya geçmiştir. Karşılıklı vize muafiyeti sayesinde turizm faaliyetlerinde pozitif yönlü bir akış hedeflenmiştir. Vize muafiyetinin sağlanmasıyla iki ülke arasında etkileşimin arttığı ve pandemi öncesi döneme denk gelen 2018 yılında; Türkiye’yi 1 milyon 386 bin ve 2019 yılında 695 bin Ukraynalı turistin ziyaret ettiği görülmektedir.
Pandemi döneminde yayımlanan Turizm İşletme Belgeli Konaklama İstatistikleri Bülteni’ne göre; Almanya ve Rusya’dan sonra Türkiye’ye gelen en yüksek turist sayısının (7,7 milyon) Ukrayna’ya ait olduğu tespit edilmiştir.
Rusya-Ukrayna Savaşı lojistik tedarik zincirleri kesintilerine, gıda fiyatlarında artışa, limanların gıda ile ilgili işleme ve ticari tesislerinin kapanmasına dolayısıyla ihracatın aksamasına neden olmuştur. Söz konusu savaş Rusya ve Ukrayna’nın tarımsal üretiminde azalma, gıda ve lojistik tedarik zincirinde sorunlar yaratacak olup, küresel gıda güvenliğini ve Türkiye gibi bu ülkelerden ileri düzeyde tarımsal ürün ve girdi ithalatı yapan ülkeleri olumsuz yönde etkileyecektir.
Rusya ve Ukrayna’nın Pazar Payı Yüksek Olan Ürünler İçin Alternatif Tedarikçileri Rusya’nın önemli bir gübre tedarikçisi oluşu, özellikle gıda ürünlerinin alternatif tedarikçileri konusunda, küresel anlamda tarımsal üretim üzerinde büyük etki yaratabilir. Diğer tahılların buğdayı ikame etmesi de genel olarak tüm fiyatları artırabilir. Bunun sonucunda çiftçilerin ürün değiştirmeleri için daha az teşvik oluşacaktır. Çok uluslu şirketlerin savaştan etkilenen bölgeler dışında da fabrikaları bulunduğundan kablo tesisatı gibi daha çok işlenmiş ürünlerin üretim yerini değiştirmek daha kolay olacaktır. Aşağıdaki tabloda mevcut pazar paylarına dayanarak seçili ürünler için alternatif tedarikçi örnekleri gösterilmektedir.
Türkiye Ekonomisi ve Dış Ticareti Üzerindeki Etkisi
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali üzerine, Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlara katılmayan
tek NATO üyesi ülke Türkiye oldu. Öte yandan Türkiye hem NATO üyesi olması hem de
Rusya-Ukrayna savaşının her iki tarafı ile sıkı ekonomik ve güvenlik ilişkileri nedeniyle
sorunun en kritik ülkelerinden biri konumundadır.
Türkiye’nin ateşkes ve barış görüşmeleri için aracılık faaliyetleri de devam etmektedir. Savaş nedeniyle en çok etkilenen sektörlerden bir tanesi hem dünyada hem de Türkiye’de tahıl sektörü olmuştur. Artan gıda fiyatlarına çözüm bulmak adına Türkiye’nin girişimleri ile Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında Ukrayna tahılı ve diğer gıda ürünlerinin dünya pazarlarına sevkiyatı için tahıl koridoru kurulmasını içeren “Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi” 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da imzalanmıştır.
Söz konusu anlaşma, sevkiyatın güvenliği ve işlerliğinin İstanbul’da oluşturulacak bir koordinasyon merkezi tarafından gözlenmesini ve gıda koridorunu kullanacak gemilerin yüklerinin Türkiye’de oluşturulacak noktalarda Rusya’nın da katılımı ile denetlenmesini içermekteydi.
Tahıl Koridoru Anlaşması çerçevesinde Ortak Koordinasyon Merkezi İstanbul’da çalışmalarına başlamıştır. Türkiye, gemilerin kontrolünü Boğazlar’a giriş – çıkış öncesi yapmaktadır. Söz konusu anlaşmanın imzalanmasından sonra Temmuz 2022’de tüm tahılların uluslararası fiyatları düşmüştür.
29 Ekim 2022’de Rusya Savunma Bakanlığı, “Rusya’nın son zamanlarda Karadeniz’de bulunan Rus filosuna yapılan saldırılar nedeniyle Tahıl Koridoru Anlaşması’na katılımı durdurduğunu” açıklasa da Kasım ayında “Ukrayna tarafından gerekli yazılı garantileri aldıklarını” belirterek anlaşmaya geri döndüklerini duyurmuştur. (Bianet, 2022)
16 Aralık 2022 tarihinde Milli Savunma Bakanlığının yaptığı açıklamada, Ukrayna’dan ilk geminin 1 Ağustos 2022’de mısır yüklü olarak hareket ettiği anımsatılarak aralık ayının ilk
yarısında Tahıl Koridoru kapsamında Odesa, Chornomorsk ve Pivdenniy/Yuzhny limanlarından 1 milyon 682 bin 708 ton tahıl ve gıda ürünü ihraç edildiği belirtilmiştir.
16 Aralık itibariyle de üç limandan ihraç edilen tahıl ve diğer gıda maddelerinin toplam ağırlığı 14 milyon 23 bin 297 ton olmuştur. (TRT, 2022)
Gemilerle mısır, buğday, ayçiçeği küspesi, ayçiçek yağı, şeker pancarı, soya, bezelye ve arpa gibi gıdalar sevk edilmektedir. (Bloomberght, 2022)
Savaş nedeniyle etkilenen başka bir sektör de turizm olmuştur. KPMG Türkiye’nin dünya ve
Türkiye’nin turizm sektörünü veriler ışığında değerlendirdiği “Turizm Sektörel Bakış” 2022
Yılı Raporu’na göre; 2021 yılında Türkiye’nin en çok turist ağırladığı 5 ülke sırasıyla Rusya,
Almanya, Ukrayna, Bulgaristan ve İran oldu. Rusya ve Ukrayna’dan gelen turistler ise toplam pazarın yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor.
Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle 2022 yılının ilk yarısına bakıldığında birçok ülkenin ziyaretçi sayıları pandemi öncesi dönem olan 2019 yılı rakamlarının da üzerine çıkmışken Rusya ve Ukrayna ziyaretçi sayıları 2019 yılının bir hayli altında kaldı. Mayıs 2019 ve Temmuz 2022 karşılaştırıldığında Almanya’dan gelen ziyaretçi sayısı yüzde 20 artarken Rusya ve Ukrayna’dan gelen ziyaretçi sayıılarının sırasıyla yüzde 32 ve yüzde 70 azaldığı belirtilmektedir. (ÖNER, 2022)
Türk şirketlerinin halihazırda Rusya ve Ukrayna’da milyarlarca dolarlık işleri mevcuttur.
Türkiye’nin Rusya ile ciddi boyutlarda ticari, nükleer santral ve S-400 gibi stratejik ve güvenlik konularında iş birlikleri, turizm gelirleri ve turist akışı konusunda güçlü iktisadi ilişkileri bulunmaktadır. Özellikle Rusya ile iş yapan küçük ölçekli şirketler önümüzdeki dönemlerde ödemelerdeki aksaklıklardan ciddi anlamda etkilenebilir. Yaptırımların kapsamı sürekli geliştirilse de bazı bankalar kapsam dışında kalabilecektir. Enerji ödemelerinin de bir şekilde kapsam dışı kalabileceği konuşulmaktadır. Enerjinin dışarıda tutulması Türkiye ve Almanya gibi ülkeler açısından ciddi önem arz etmektedir.
Türk şirketlerinin Rusya’daki 4,5 milyar dolarlık yatırımı yaklaşık olarak 30 bin kişilik istihdam oluşturmaktadır. Bu ikili iktisadi ilişkiler de doğal olarak savaş ve yaptırımlardan etkilenebilir. Rusya pazarında en aktif ülkelerden biri olan Türkiye tüm bu gerekçelerle bu süreçten en az zararla çıkmanın yollarına odaklanmıştır.
Türkiye açısından hurda arzı sürecindeki sorunlar da meselenin bir başka önemli boyutudur.
Ukrayna’daki limanların kapanması nedeniyle hurda arzı da durmuştur.
Türkiye’nin toplam dış ticareti 2021’de 500 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. İhracat
ise 225 milyar dolar seviyesindedir. 2021’de 225 milyar doları aşan bu toplam ihracat tüm
zamanların en yüksek seviyesidir. Toplam ithalat da 271 milyar doların üzerinde gerçekleşmiştir. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 83,1’e yükselmiş durumdadır.
Ham petrol varil fiyatlarındaki 1 dolarlık artışın cari açığı 0,44 milyar dolar artırdığı tahmin edilmektedir. Yüksek ham petrol fiyatlarının maliyet enflasyonu üzerindeki etkileri de sorunun bir başka boyutudur. Örneğin petrol fiyatları 100 dolar/varil seviyesinin üzerinde kalırsa cari açığa olumsuz etkisinin 15 milyar dolar olması beklenmektedir. (Eğilmez, 2018)Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) verilerine göre Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketiminin yüzde 35-40’ı Rusya’dan ithal edilmektedir. Türkiye ekonomisi, Rusya-Ukrayna savaşı ile daha da derinleşen enerji ve gıda krizlerinden fiyat ve ürünlerin ithalatında kesintiler anlamında etkilenebilir.
Rusya-Ukrayna krizinin Türk şirketleri için açtığı fırsatlara ise Rusya piyasasında yabancı
(genelde Batılı) şirketlerin çekilmesi ile oluşan boşluğu çeşitli sektörlerde yatırım ve ticaret ile doldurma fırsatını dâhil edebiliriz. Avrupa ülkelerinin pandemiden sonra Türkiye’ye alternatif üretim üssü gibi artan ilgisi savaştan sonra yeni boyut kazanabilir. (Aslanlı, 2022)
Sonuç
Rusya-Ukrayna savaşının devam etmesi durumunda küresel güvenlik tehditi dışında dünyada hem tahıl hem de enerji güvenliğinde de sorunlar yaşanması kaçınılmazdır. Rusya, savaş öncesinde AB’nin petrol ihtiyacının yüzde 25’ini, doğal gaz ihtiyacının yüzde 40’ını ve kömür ihtiyacının yüzde 42’sini tek başına sağlamaktaydı. Elektrik üretiminde kullanılan termal kömürde bu bağımlılığın yüzde 70’lere çıkabildiği hesaplanmaktadır. Rusya – Ukrayna savaşı enerjide dışa bağımlılığın maliyetlerini artıran ve alternatif enerji kaynaklarına sahip olmanın önemini yeniden hatırlatan bir etkisi de olmuştur.
IMF 2022’de mevcut savaş ve kriz nedeniyle Ukrayna ekonomisinin yüzde 35 ve Rus
ekonomisinin de yüzde 8,5 küçülmesini beklemektedir. Dünya Bankası ise Ukrayna
ekonomisinin yüzde 45 ile 75 arasında daralmasını, Rus ekonomisinin ise yüzde 11 ile 20
arasında küçülmesini öngörmektedir.
DTÖ Sekretaryasının ekonomik simülasyonuna göre, kriz ve ilgili politikalar dünya GSYİH
artışını %0,7 ila %1,3 arasında düşürebilir ve büyümenin %3,1 ila %3,7 arasında bir seviyede gerçekleşmesine sebep olabilir. Model aynı zamanda dünya ticaret büyümesinin bu yıl yarı yarıya düşebileceğini; %2,4 ila %3 arasında bir noktada gerçekleşebileceğini öngörmektedir.
Türk şirketleri, Batılı şirketlerin terk ettiği Rusya pazarında rol alabilir. Ancak bunu nasıl yapacakları (örneğin ödeme akışlarının nasıl sağlanacağı) en önemli soru işaretini oluşturmaktadır. Nitekim dolar ve avro cinsinden transferler yaptırım kapsamındayken Rusya’nın döviz rezervleri de dondurulmuştur. Rusların bu rezerv paralara erişimleri mevcut durumda ciddi kısıtlamalara tabidir. Dahası böyle bir süreç yaptırımların delineceği endişeleri nedeniyle Türkiye’nin Batı ile arasını da açabilir.
Küresel enflasyonun savaşın etkisiyle bu yıl birkaç puan artması, küresel büyümenin ise en az yüzde 1 gerilemesi beklenmektedir. Savaş, salgın sonrasının zaten yüksek seyreden enflasyonu enerji krizi ve emtia fiyat artışlarının etkilerini daha fazla kötüleştirmiştir.
Rusya-Ukrayna savaşı uluslararası ticaret ve yeni yüzyılın en stratejik bölgesel ve küresel
kalkınma projelerinden Kuşak-Yol Projesi açısından da olumsuz bir gelişmedir. Nitekim
Ukrayna, Çin’in Avrupa’ya ulaşan ticaret yollarında kritik bir konumda bulunmaktadır. Kuşak Yol Projesi gibi ticaret yolları üzerindeki Ukrayna’nın harap olması ise Orta Koridor ve
Türkiye’nin önemini artırabilir.
Başta petrol olmak üzere enerji fiyatlarının artışı petrol ihraç eden ülkeler dışında herkes için kötü haberdir. Daha önemlisi savaş nedeniyle Ukrayna’dan milyonlarca kişinin başka ülkelere sığınması beklenmektedir. BM verilerine göre Temmuz 2022 başına dek 8,5 milyonun üzerinde mülteci oluşmuştur. Bu sayının 10 milyona ulaşma ihtimali bulunmaktadır.
Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte Batı ile ilişkileri gerilen Rusya doğuda yeni ortaklar arayışını güçlendirecektir. Yaptırımlar yoluyla küresel ekonomik sistemden dışlanmaya çalışılan Rusya yeni ticari ortaklar arayışını Çin, Hindistan ve İran gibi ülkelere kaydırabilir. Bu çok kutuplu yapı da uzun vadede Türkiye’nin işine yarayabilir. Çin gibi büyük oyuncularla birlikte yakın bir komşu olarak Türkiye ile ilişkiler de gelişebilir. Batı açısından ise Türkiye hem güvenlik hem de enerji arz zinciri üzerindeki kritik konumu nedeniyle daha önemli ve stratejik bir ortak olarak yeniden konumlanacaktır.
Türkiye jeostratejik, jeopolitik ve jeoekonomik olarak savaş sürecinden daha avantajlı çıkabilir. Savaş, Avrupa’nın alternatif enerji kaynağı arayışları noktasında da Türkiye’nin önemini artırabilir. Güney Gaz Koridoru ve hatta EastMed’e alternatif olarak Ortadoğu’daki diğer enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden daha güvenli bir rota ile Avrupa’ya ulaştırılması çabalarını da destekleyebilir. Savaş bu doğrultuda doğal gaz arz zinciri üzerindeki Türkiye’nin konumunu avantajlı hale getirebilir. Enerji ve gıdanın bir şekilde yaptırımların dışında tutulması ise Türkiye ve Almanya gibi Avrupa’daki bazı ülkeler (enerji) ve Mısır gibi Ortadoğu’daki ülkeler (gıda ve tahıl) açısından ciddi önem arz etmektedir.
Yenilenebilir enerji politikaları fiyat artışlarını tetiklerken fosil kaynaklardan elde edilen enerjideki artışlar da yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırabilir. Bu anlamda gittikçe belirginleşmeye başlayan enerji krizi ve fosil yakıt fiyatlarındaki artışlar yeşil dönüşüm için yeni bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Dahası yeşil dönüşüm bir tehdit aracı olarak da kullanılarak kural tanımayan enerji zengini iktidarların azalan talep ve gerileyen fiyatlar ile birlikte güç ve otoritelerinin zayıflaması sağlanabilir.
Ödeme sistemleri değişim ve dönüşüm geçirecek alanlardan biridir. Ulusal para birimleri ile
ödeme devreye girebilir. ABD’li ödeme sistemi aracıları yerine Asya ve Doğu’da Mir – UnionPay kartlarına geçiş de savaş sonrası çıktılar arasında sayılabilir. Visa, Mastercard ve
Amerikan Express’in Rusya’daki operasyonlarını durdurmasının ardından Sberbank ve Alfa
Bank gibi büyük Rus bankaları ulusal ödeme sistemleri Mir ve Çinli UnionPay ödeme sisteminin birlikte çalışacağı yeni kartlar çıkarmaya başlamıştır. Savaş ve yaptırımlar Rusya gibi dev bir ekonominin (ve ilk kez G20 üyesi bir ülkenin) dolara dayalı küresel finansal sisteme alternatif arayışlarını hızlandırabilir. Bu noktada da Çin gibi ABD hegemonyasına meydan okuyan ülkelerin eli güçlenecektir. Bu adımlar Rusya’yı Çin’e daha fazla yakınlaştırabilir.
Rusya’nın Kırım’ı işgali sonrasında oluşturmaya başladığı yeni bir alternatif döviz ya da para
transfer sistemi olan SPFS’nin finansal altyapısının tamamlandığı da bilinmektedir. Çin de
kendine ait CIPS adlı bir transfer sistemi oluşturmuştur. Bu durumda Rusya ve Çin dolar bazlı ve SWIFT öncülüğünde gerçekleştirilen uluslararası ticaret sistemine alternatif bir sistem gerçekleştirmiş olacaklardır. Dolayısıyla Ukrayna krizi, SWIFT’e alternatif uluslararası ticaret sistemlerinin oluşturulduğu ciddi bir dönüşümün tetikleyicisi olabilir.
Rusya-Ukrayna savaşı küresel düzeyde savunma harcamalarının artmasını da hızlandırmış
görünmektedir. Bütçe öncelikleri güvenlik ve savunmaya kayarken sağlık, eğitim ve sosyal
harcamalar da azalmaktadır. Örneğin Almanya ciddi bir savunma harcama sürecine girmeye
karar vermiştir. Avrupa’nın geneline de bu eğilimin yayılması beklenmektedir. Savaşın İsveç
ve Finlandiya gibi ülkelerde de savunma harcamalarının ve hatta NATO’ya ilgilerinin tekrar
artması gibi beklenmeyen sonuçları olmuştur.
Rusya-Ukrayna savaşı gıda ve ve enerji gibi yeni yüzyılın stratejik emtia kalemlerinde dışa
bağımlılığı minimize etmenin önemini göstermiştir. Birçok krizde olduğu gibi bu savaş da enerji ve gıda üzerinden özellikle dar gelirliyi daha fazla etkilemektedir. Gıda ve enerjide dışa bağımlı ekonomilerde bu etki çok daha yüksektir. Bu noktada Avrupa, Rusya’ya enerji konusunda olan bağımlılığı olumsuz bir örnek olarak karşımıza çıkarken ABD hem tarım hem de enerjide dışa bağımlılık minimum seviyede olması ile olumlu bir örnek olarak ortaya çıkmaktadır.
Rezervlere erişimden krizin kritik bir başka boyutudur. Rusya’nın 640 milyar doların
üzerindeki döviz rezervlerinin (2021’de Rusya GSYH’sinin yüzde 38’i kadar) önemli bir
kısmının dondurulması ve işlevsiz bırakılması 3,2 trilyon dolar rezervi bulunan Çin gibi ülkeler için de bir uyarı niteliğindedir. Türkiye de son dönemlerde yurt dışındaki rezervlerini çekerek doğru hamlelerde bulunmuştur.
Ferit İNAL
KAYNAKÇA
Anadolu Ajansı. (2022). Rusya’ya uygulanan yaptırım sayısı 10 bine dayandı:
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/rusyaya-uygulanan-yaptirim-sayisi-10-bine-dayandi/2568150# adresinden alındı.
Anadolu Ajansı. (2022). AB ülkeleri Rusya’ya karşı 9’uncu yaptırım paketinde anlaştı:
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ab-ulkeleri-rusyaya-karsi-9uncu-yaptirim-paketinde-anlasti/2765121 adresinden alındı.
Aslanlı, K. (2022, Ağustos). Yaptırım Kıskacında Rusya Ekonomisi. ULİSA.
https://aybu.edu.tr/GetFile?id=59940f5f-4463-4e92-83e2-f681a51a0033.pdf adresinden
alındı.
Bağış, B. (2022). Rusya-Ukrayna Savaşının Küresel Ekonomiye ve Türkiye’ye Etkileri. Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları – SETA. https://setav.org/assets/uploads/2022/07/R199.pdf adresinden alındı.
BBC. (2022). Almanya Başbakanı Scholz: Kuzey Akım 2 boru hattı açılamaz:
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-60477280 adresinden alındı.
Bianet. (2022, Kasım). Rusya, tahıl koridoru anlaşmasına geri dönme kararı aldı:
https://m.bianet.org/bianet/dunya/269383-rusya-tahil-koridoru-anlasmasina-geri-donme-karari-aldi adresinden alındı.
Bloomberght. (2022, Aralık). Tahıl koridorunda 13 milyon tondan fazla tahıl taşındı:
https://www.bloomberght.com/tahil-koridorundan-524-gemi-ile-13-milyon-tondan-fazla-tahil-tasindi-2320449 adresinden alındı.
Dünya Ticaret Örgütü. (2022). DTÖ Ukrayna Krizi Raporu. https://immib.org.tr/tr/dto-ukrayna-krizi-ozet-raporu adresinden alındı.
Eğilmez, M. (2018). Petrol Fiyatlarındaki Yükselişin Cari Açığa Etkisi:
https://www.mahfiegilmez.com/2018/01/petrol-fiyatlarndaki-yukselisin-cari.html adresinden alındı.
İMMİB. (2021). Küresel Mal ve Hizmet Ticaretinin Gidişatı. https://immib.org.tr/tr/kuresel-mal-ve-hizmet-ticaretinin-gidisati adresinden alındı.
NTV. (2022). AB, Rusya’ya yeni yaptırım paketini onayladı. https://www.ntv.com.tr/dunya/ab-rusyaya-yeni-yaptirim-paketini-onayladi,1rEAnp0i-0Ku-exvSysRTw adresinden alındı.
ÖNER, M. (2022). Turizm Sektörel Bakış 2022:
https://home.kpmg/tr/tr/home/gorusler/2022/10/turizm-sektorel-bakis.html adresinden alındı.
Rusya Ülke Profili. (2022). Ticaret Bakanlığı.
https://ticaret.gov.tr/data/5ef4643b13b8767a5802184f/Rusya%20%C3%9Clke%20ProfiliEkim2022.pdf adresinden alındı.
TRT. (2022, Aralık). Tahıl koridorundan 14 milyon tondan fazla tahıl taşındı:
https://www.trthaber.com/haber/gundem/tahil-koridorundan-14-milyon-tondan-fazla-tahiltasindi-731483.html adresinden alındı.
TUİK. (2022, Ekim). Dış Ticaret İstatistikleri. https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Dis-TicaretIstatistikleri-Ekim-2022-45545 adresinden alındı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi. (2022). Ekonomi ve Dış Ticaret Bülteni, s. 2,3.
https://tim.org.tr/files/downloads/EkonomiBulteni/2022/TIM_Aylik_Bulten_Eylul_2022.pdf
adresinden alındı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi. (2022). İhracat 2022 Raporu. Türkiye İhracatçılar Meclisi.
https://tim.org.tr/files/downloads/Strateji_Raporlari/TIM%20I%CC%87hracat%20Raporu%202022.pdf adresinden alındı.
World Trade Organızatıon. (2022). Russia-Ukraine conflict puts fragile global trade recovery at risk: https://www.wto.org/english/news_e/pres22_e/pr902_e.htm adresinden alındı.