İhracatçı ve Döviz
İhracatçıların, yurt dışına sattıkları malların karşılığı dövizler ile ihracatçı çeşitli hammaddeler aldıklarından dolayı, ihracatçıların mal bedellerini kullanmaları kendilerini çevirmek adına olmazsa olmazdır.
İhracatçılar ve sanayiciler ham maddelere ödedikleri bedelin sadece Türk Lirasından ibaret olmayıp, alınan hammadde yurt içinden sağlanıyor olsa da, ödenen paranın döviz bazında olduğu gerçeği unutulmamalıdır. İhracatçının her zaman için dövize ihtiyacı vardır.
Yurt Dışından Getirilen İhracat Bedelleri
TCMB’nin ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin ilgili genelge hükümlerine göre;
İhracat Bedellerinin Merkez Bankasına Satışı
EK MADDE 1 – (1) Bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren İBKB’ye veya DAB’a bağlanan ihracat bedellerinin en az %40’ı İBKB’yi veya DAB’ı düzenleyen bankaya satılır. Bu bedeller bankaca Merkez Bankası tarafından ilan edilen ve işlem günü için geçerli döviz alış kuru üzerinden aynı gün Merkez Bankasına satılır ve Merkez Bankasının banka nezdindeki hesabına aktarılır. Söz konusu tutarın tam karşılığı banka tarafından ihracatçıya Türk parası olarak ödenir,
denilmektedir.
İhracatçı yapmış olduğu ihracata ait tüm dövizleri kendi tasarrufunda kullanamamakta ve İhracat Bedellerinin Yurda Getirilmesine ilişkin TCMB’nin yayımlamış olduğu genelgenin Ek Madde 1 gereğince, ihracatçı getirdiği dövizlerin / İBKB’ye bağladığı dövizlerin % 40’lık kısmını TCMB’ne zorunlu olarak devir edip, karşılığında Türk Lirası alacaktır.
Ülkemizin dövize ihtiyacı olduğu kadar sanayici ihracatçının da dövize ihtiyacı vardır.
İhracatçının Kur Farkı Zararı Olacak mı ?
Kuşkunuz mu var?
İhracatçının döviz gereksinimi her zaman vardır. Zira ihracatçı aldığı hammaddelere genel anlamda döviz ile ödeme yapmaktadır. İhracatçının TCMB’ne ilgili genelge gereği devretmiş olduğu ihracat bedelinin % 40’lık bölümünü TRL – Türk Lirası olacak alacağından dolayı, elde edilen Türk Lirasını tekrar dövize çevirmek istediğinde ise piyasa koşulları gereği alış / satış kurları arasında fark ihracatçının kambiyo zararlarını oluşturacaktır.
İhracatçının kasasından çıkar her kuruş, ihraç ürünlerinin maliyetlerini olumsuz etkileyecek, olumsuz etkilenen ürünlerin fiyatları ise global pazarda rekabet şansını azaltacaktır.
Yüksek Maliyet, Düşük Kur Artışı İhracatçının Elini Zayıflatır
Çünkü döviz sıkı sıkıya bağlanmış ve markaja alınmıştır.
Döviz kurlarının bu şekilde sıkı sıkıya bağlanmasının bir maliyeti, bir külfeti olacaktı elbet.
Bunlar;
- Dövizi aynı fiyatta tutabilmek adına döviz kaynaklarımızın gereksiz yere kullanılıp sarf edilmesi,
- İhracatımızın belirgin bir biçimde düşmesi. Bırakalım şu “rekor” hikayesini.. İthalat rekor kırıyor.
- Döviz kurlarını tutarak ithalatçılara sabit kur garantisi verilerek, kur riskinin ortadan kaldırılarak ithalatçılara cesaret verildi,
- Enflasyon artarken döviz kurlarının sabit kalması piyasanın dengesin bozdu. Piyasanın dengesinin bozulması farklı alanlarda kendini göstermeye başladı.
- Enflasyon fiyat artışını, fiyat artışı da maliyetleri olumsuz etkiledi. Maliyetlerin artması ile ihracat nefes alamaz oldu. Bugün nefessiz kalan ihracat yarın komaya girer
- Kurlar artmasın derken ülkemize döviz girişinin önüne engel koyduk.
Enflasyon etkilerinin önüne geçileceğine, döviz kurlarının serbest hareket etmesini engellemek orta ve uzun vadede ülkemize kaybettirecektir. İhracatımızın neden düşme eğiliminde olduğunu bu şekilde anlatabilirim. Ne kadar gayret edersek edelim, ne kadar ihracat rekor kırdı desek de asıl rekoru ithalat kırıyor, ithalat ile ihracat arasındaki fark, ithalat lehine açılmaya devam ediyor.
Maliyetlerin artması ihracatçının ihracatçının sancısıdır.
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC Uluslararası Ticaret Odaları
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi