Türkiye kargo sektörünün tarihi 35-40 yıl öncesine dayanıyor, bugün hizmet sunmaya devam eden sektörün lider kargo şirketlerinin bu tarihçe içerisindeki paylarıda oldukça büyük. İnternet ve dijitalleşmeyle birlikte ekonomiye dahil olan E-ticaret firmalarının kuruluş tarihleri ise çok daha yeni.
Ne var ki her ikisi de işlerini büyütmek için iş birliği içerisinde olmak zorundalar. O kadar birbirinden etkilenen iki sektörki birisinin satış hacmi diğerinin dağıtım yeteneğine bağlı. Kargo dağıtım kapasitesi nedeniyle e-ticaret şirketleri daha fazla satış yapacabilecekleri halde Anneler Günü, Efsane Cuma gibi özel kampanya dönemlerinde frene basmak zorunda kalıyorlar. Ya da kargo şirketleri hizmetlerini koruyabilmek ve belirli bir sürdürülebilirliği sağlayabilmek için kota uygulamak durumunda kalıyorlar.
Bugün ne yazık ki her ikisi de birbirini anlamakta zorluk çekiyor, birbirlerini geliştiremiyor ve iletişim kurmakta zorlanıyorlar.
Kargo sektörü kurulduğu ve geliştiği yıllarda işletmeler arası ürün gönderimini temel alan B2B bir kurguya sahipti ve aktarma merkezleri, şubeler, acenteler vb tüm organizasyon bu şekilde yapılandı bireysel alıcıların sürece dahil olduğu B2C model ise tamamen mevcut işlerin üzerine eklenerek gelişti ve mevcutta toplam iş hacmi içerisinde ciddi bir kapasiteye ulaştı.
Kargo sektörü taşıdığı tüm karakteristik özellikler, hiyerarşik yönetsel yapısı, esnemekte zorluk çeken operasyonel altyapısı ve tabi ki doğduğu dönem özellikleri itibariyle tipik bir X kuşağı.
Disiplini seven, otoriteye saygılı, aidiyet duygusu yüksek, sadık, çalışkanlığa önem veren aynı anda birden fazla işe odaklanamayan, kurallara uyumlu, sabit çalışma saatlerine uyumlu, yeniliklere adapte olmaya çalışan ancak mevcut alışkanlıklarına bağlı bir sektör. 100 bin kişinin doğrudan istihdam edildiği sektörde 25 bin araç ile 10 bin sabit merkezde günde 7 Milyon adres ziyareti ve günlük 5 Milyon kilometre yol kat edilen bir sektör.
E-ticaret ise kargo sektörüne göre daha dünkü çocuk sayılır yani 2000’li yıllarda doğan bu ticaret modeli tam bir Z kuşağı. İnternet ve mobil teknolojileri kullanmayı seven, akıllı telefonlar ya da ipad’ler ile her alanda aktif bir kuşak. Diğer nesillerden farklı olarak, internet ve teknoloji ile doğdukları ifade edilebilir. Oyuncak yerine ipad’lerle oynarlar ve teknoloji ile birlikte büyürler. Bu yüzden de çabuk tüketen bir nesildir. Aynı zamanda internet ile fazla haşır neşir olduklarından aynı anda birden fazla konu ile ilgilenebilme yeteneklerine, farklı alternatifler oluşturabilme öngörüsüne, hızla değişiklik yapabilecek cesarete sahipler. Ve en önemlisi önceki nesillere göre istediklere şeylere sahip olma imkanları daha fazla ve istedikleri şeye kolayca ve hızlı bir şekilde sahip olmayı öğrendiler.
Bu kuşağının talepkar, hızlı çözüm arayan, anında sahip olmak isteyen kişiliğiyle sipariş teslimi için özel dönemlerde 7,15, 30 gün içerisinde teslim gibi teslim süreleri veren ya da iade paketl erinizi alamıyoruz çünkü bugünkü kargo kotamız doldu diyen kargo yapılarının birbirlerini anlamasına imkan yok.
Kuşaklar birbirini anlamaya çalışsa bile işbirliği ve iletişim ancak bir noktaya kadar sağlanabiliyor ve mükemmel bir sonuç çıkmıyor.
Bu nedenle son bir kaç yıldır kargo, lojistik şirketleri ve e-ticaret firmaları farklı altyapı ve yeteneklerde yeni dağıtım şirketleri kuruyorlar ve bu şirketler kuşkusuz Z kuşağı ve Alfa kuşağının yeni üyeleri.
Bu koşullar doğrultusunda E-ticaret ve yeni jenerasyon dağıtım şirketlerinin birbirlerini çok daha iyi anlayacakları açık gözüküyor. Siparişlerini bekleyen tüketicileri tatmin edebilme noktasında çok daha başarılı olabilmeleri bekleniyor. Günün sonunda bu akran şirketlerin iyi iletişiminin kazananı elbette tüketici olacaktır.