Otellerdeki Lokomotif
Ali Rıza DÖLKELEŞ
Mutfak Yöneticisi / Food EDITOR
2024 yılı doluluk açısından çok keyifli geçiyor. Şu günlerde tek bir oda dahi istenilse çok zor çoğu otel dolu oda bulmak imkânsız. Türk Turizmi açısından, Ülke ekonomisi açısından çok güzel bulgular bunlar. Yatırımcı mutlumu orası tartışılır. Biz çalışanlar mutluyuz mu? Evet, Turizm altın çağını yaşar iken mutlu olmamak elde mi? Kimilerine göre bu doluluklar sanal maddi getirinin olmadığını boşa kürek çektikleri yönünde sitemleri var. Eskiye oran ile maliyetlerin çok fazla olduğu ve gelirlerin ise o boyutta düştüğü yönde sitemler var. Tabi ki bu bizi aşıyor buna sadece yatırımcının, Acente yetkililerinin, Tur operatörlerinin sadece Turizm politikası demekten öteye söylenecek söz bulamıyorum.
‘’Biz şefler ne yapıyoruz’’
Bütün çalışma yılını bir hafta veya iki haftaya hedeflemiş bu yapacağı tatilin hayali ile kendini hazırlamış misafiri mutlu etmek. Uyruğu ne olur ise olsun Rus, Alman, Belçikalı, Hollandalı, İsrailli, İngiliz, Türk Milliyetlerine bakmaksızın gelmiş olduğu tesiste Tatilini en güzel şekilde geçmesini sağlamak.
Bunları neden sayıyorum çünkü çoğu tesis ve meslektaşlarım şu hataya düşüyor. ‘’Bu Ülke misafiri anlamaz yemekten, zaten çok alıyorlar ne sunar isen sun fark etmez her şey dahil de ne olacak doldur boşalt’’ mantığını güdenler var. Ne yazık ki bu düşüncede ve bu kafa yapısı ile çalışan hizmet veren kişiler ve tesisler yok denilmeyecek kadar fazla. Ne mutlu ki son yıllarda yeni açılan tesisler ile birlikte kalite yarışı ön plana çıkmıştır. Kaliteli hizmet öncelikle otelin mimarisinden başlamış bu kalite yönetiminden, personeline, yemeğinden servisine kadar bu kalite yarışı yansımaktadır.
Türk Turizminde bu ve benzeri tesisleri görmekten son derecede mutlu olmaktayım. Burada kaliteli hizmet ve kaliteli ürün sunduğunuzda o hizmetin ve ürünün parası ne olur ise olsun alıcısının olduğunu görmekteyiz. O zaman kafayı kuma gömmenin mantığı yok. Kaliteli hizmeti verdiğinizde ve verdiğiniz ölçüde de maddi manevi karşılığını olacaktır. Bu mantık ile hareket edildiğinde göreceğiz ki Turizmde kalitemiz her geçen gün artacaktır.
‘’ Her Bir Birey ‘’
Otel içerisindeki hizmeti veren her bir birey bu bilinç ile yaptığı işe baktığında misafir memnuniyeti kaçınılmaz olacaktır. Departmanlar arasında otelin veya işletmenin vagonlarını çeken lokomotif hangi departmandır? Hiç düşündünüz mü? Bakalım ne kadar mimarisi güzel tesis yaparsanız buna gelen misafir tatilinin ilk iki günü dikkat eder, istediğiniz kadar tesisi altın ile kaplayın misafirin ilgisi iki günü geçmez, odası standart temizliği olmaz ise olmaz çünkü oda temizliğinde standart kurallar vardır bunlar olması gereken rutin iştir, bunu misafirde bilir.
Kısacası siz gelen misafirinizi yemeğiniz ile servisiniz ile bunun yanı sıra güler yüz ile sunmadığınız da bu misafiri mutlu edemezsiniz ve bir daha bu misafir bu tesisi tercih etmeyecek hatta reklamasyon yapacaktır.
Otellerimizde açılan özel temalı restoranlarda bunun bir göstergesidir. Daha düne kadar her şey dahil konsepti içerisinde bir tek ana restorandan hizmet verir iken şuan gelinen nokta da ise yedi, sekiz hatta on dört adet özel restoranları olan tesislerimiz mevcut.
Burada ki ana tema misafiri mutlu etmek farklı mutfaklar ile tanıştırmak. Tatili süresince farklı duygular farklı lezzetler sunmak orijinalini bozmadan. Bunun doğrultusunda bu misafiri tekrar aynı tesise çekmek hatta yanında arkadaşları ile birlikte bu zor mu hayır değil. Bunu yapan başaran çok tesis var. Hatta tesise gelemeden aşçının yani Chefin devam edip etmediğini sorarak tatiline yön veren misafirler çok fazla.
Bu doğruları dile getirdikten sonra peki söyleyebilir miyiz? Tesisin lokomotifi Mutfak ve peşi sıra servistir. Bence öyle, kesinlikle öyle. Bunu doğruluğunu çözen tesislerin başarıları aşikârdır. Bu tesislerin personel politikası, doluluk oranları, fiyat olarak satış politikaları verdikleri hizmet gibi yapmış oldukları işletmecilikte kaliteyi yakalamışlar ve üzerine koymaktadırlar.
Lokomotiften şaşmamak destek vermek dileğim ile.
‘’ Sevdiğim Sözler ‘’
Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
Yedi yıllık yoldan kuşkanadıyla gelirsin,
Gözümüzün dilinden anlar, elimizin sırrını bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi güler, alnımızın terini silersin
O gider, bu gider, şu gider ’’dostluk’’
Sen yanı başımız da kalırsın
Hayatımızdan dostluklar eksilmesin ama ‘’ gerçek dostluklar. ‘’
‘’Okumak için vakit ayırdığınızdan dolayı teşekkür ederim, iyi pazarlar.
Ali Rıza DÖLKELEŞ
Mutfak Yöneticisi / Food EDITOR
Limak Cyprus Deluxe Hotel