Şirketlerde Stratejik İhale ve Sözleşme Yönetimi Eğitimi

Stratejik İhale Yönetimi Ve Sözleşme Uygulamaları Eğitimi
Stratejik İhale Yönetimi ve Sözleşme Uygulamaları Eğitimi

Şirketlerde Stratejik İhale Yönetimi:
Değer Odaklı Alım, Etkin Bütçe ve Şeffaf Alım Süreçleri

© PROF. DR. MURAT ERDAL
İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı

Ülkemizde son dönemde şirket ihaleleri artık yalnızca fiyat rekabetinin yaşandığı süreçler olmaktan çıktı. Giderek karmaşıklaşan tedarik zincirleri, dijitalleşen iş modelleri ve kurumsal yönetişim gereklilikleri, satın alma ve idari işler ekiplerinden sadece “teklif toplama” değil, risk, kalite ve sürdürülebilirlik yönetimi yetkinliği de bekliyor. Bu dönüşüm, şirketlerin hem satın alma hem de idari işler fonksiyonlarını stratejik birer karar merkezi haline getiriyor.

Stratejik İhale Yönetimi Ve Sözleşme Uygulamaları Eğitimi
Stratejik İhale Yönetimi ve Sözleşme Uygulamaları Eğitimi

Günümüzde kurumlar; BT altyapısı, yazılım, yapı-tadilat, temizlik, güvenlik, lojistik ve filo yönetimi gibi geniş kapsamlı alım ihalelerinin yanı sıra, araç, hurda, demirbaş ve ofis mobilyası satış ihalelerini de aynı yönetişim çerçevesinde yürütmektedir. Ancak bu süreçlerde, farklı departmanlardan gelen komite üyeleri çoğu zaman ortak bir dil veya değerlendirme sistemine sahip olmadan karar alıyor. Teknik şartname doğru hazırlanmış olsa bile, etik, kayıt ve değerlendirme standartlarındaki zayıflıklar, sürecin güvenilirliğini zedeleyebiliyor. Oysa kurumsal itibarı belirleyen unsur yalnızca ihaleyi kimin kazandığı değil, o sonucun nasıl elde edildiğidir.

Bu gerçeklerden hareketle geliştirilen “Stratejik İhale Yönetimi ve Sözleşme Uygulamaları” eğitimi, şirketlerde hem satınalma hem idari işler profesyonellerine yönelik kapsamlı bir yönetişim modeli sunuyor. Eğitim; ihale komitesi oryantasyonundan e-ihale sistemlerine, teklif değerlendirmesinden performans denetimine kadar tüm aşamaları kapsayan bütünsel bir yapı içeriyor. Amaç, yalnızca maliyet düşürmek değil, aynı zamanda etik, ölçülebilir, sürdürülebilir ve denetlenebilir ihale yönetimi kültürünü özel sektörün kalıcı standardı haline getirmek.

🎓 Satınalma, İdari İşler Yöneticileri ve İhale Komitesi Üyeleri İçin

STRATEJİK İHALE YÖNETİMİ VE SÖZLEŞME UYGULAMALARI EĞİTİMİ

Eğitim teklifi almak için egitim@satinalmadergisi.com 

🎯 Eğitimin Amacı:

Bu eğitim programı, Satın Alma ve İdari İşler yöneticilerinin, şirket içi alım süreçlerini yalnızca maliyet düşürmeye yönelik operasyonel bir işlev olarak değil, stratejik değer yaratan bir yönetişim mekanizması olarak görmelerini amaçlamaktadır. Katılımcılar, sadece fiyat odaklı kararlar yerine, özellikle Bilişim Teknolojileri, Yapı Tadilatı, Lojistik ve Filo Yönetimi gibi yüksek bütçeli kategorilerde Toplam Sahip Olma Maliyeti (TCO), kalite, risk ve sürdürülebilirlik dengesini esas alan profesyonel ihale yönetimi becerileri kazanacaklardır.

Program, ihalenin yalnızca teklif toplama değil, aynı zamanda riskleri tanımlama, şartnameleri netleştirme ve gelecekteki sözleşme başarısının temellerini atma süreci olduğunu öğretir. Eğitim boyunca, ihtiyaç analizi, teknik şartname (TŞ) hazırlığı, tedarikçi yeterlilik değerlendirmesi, puanlama yöntemleri ve sözleşme maddeleri tek bir yönetim sisteminin parçaları olarak bütüncül biçimde ele alınacaktır.

Katılımcılar, ihale sonrası dönemde sözleşme yönetimi, değişiklik talepleri
(iş genişlemesi), hizmet seviyesi anlaşmaları (SLA), cezai şartlar ve performans göstergeleri (KPI) gibi başlıklar üzerinden yüklenici performansını izlemeyi, sözleşme bütünlüğünü korumayı ve erken uyarı sistemleri kurmayı öğreneceklerdir.

Program ayrıca, şirketlerin alım süreçlerinde karşılaşabileceği ihtilaf, fesih, gecikme, cezai yaptırım ve hak ediş uyuşmazlıkları gibi risk alanlarını vaka bazlı ele alır. Örnek ihale dosyaları, sözleşme metinleri ve emsal uyuşmazlık kararları sınıf ortamında analiz edilir.

📍 Yöntem: Vaka çalışmaları, örnek sözleşmeler, teklif analizleri, kontrol listeleri, risk analizleri, uyuşmazlık örnekleri, mahkeme kararları,

📍 Amaç: Adil, şeffaf, etik ve performans odaklı ihale yönetimi kültürü kazandırmak

📍 Hedef Kitle: İhale Komitesi Üyeleri, Satın alma, idari işler, finans, iç denetim ve hukuk birimleri, tepe yöneticiler.

📍 Eğitim Süresi: 2-3 Gün

İHALE PLANLAMA, ŞARTNAME VE TEKLİF YÖNETİMİ
– Doğru İhale Hazırlığı ve Adil Değerlendirme Süreci

Modül 0 – İhale Ekosistemi ve Türleri (2 Saat)

Amaç:

Katılımcıların, şirketlerde yürütülen ihalelerin yalnızca fiyat odaklı değil; stratejik hedef, kalite, sürdürülebilirlik ve risk yönetimiyle ilişkili yönetişim süreçleri olduğunu kavramaları. İhale türlerini, amaçlarını ve bu türlerin hangi durumda tercih edileceğini öğrenmeleri hedeflenir.

İçerik:

  • İhalenin tanımı ve stratejik rolü: rekabet, şeffaflık, yönetişim
  • Şirketler neden ihale yapar? Değer yaratma, risk paylaşımı, maliyet kontrolü
  • Beş temel ihale türü ve örnekleri:

 – Mal ve Hizmet Alım (eksiltme) – temizlik, filo, lojistik

 – Satış / Elden Çıkarma (artırma) – hurda, demirbaş, araç satışı

 – Karma Modeller – sat + kirala, yenile + bakım

 – Yapı–Tadilat–Bakım (YTB) – inşaat, renovasyon, tesisat

 – Bilişim ve Teknoloji (BT) – donanım, yazılım, lisans, bulut, siber güvenlik
(BT ihalelerinde veri güvenliği, KVKK uyumu ve sözleşme süresince lisans devri hükümleri)

  • İhale usulleri: açık, davetli, pazarlık, e-ihale, tasarla-yap modelleri
  • Her tür için dikkat edilecek temel noktalar ve riskler
  • Kavram seti (terminoloji): RFP, RFQ, TCO, MEAT, SLA, Scope Creep, Change Order
  • Uygulama: Katılımcıların kendi şirketlerinden bir ihaleyi örnek alarak tür belirleme çalışması

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Yanlış ihale türü seçimi (BT alımları hizmet ihalesi formatında yürütülüyor)
  • Eksik teknik dokümantasyon ve belirsiz şartnameler
  • Etik uyumsuzluk – tek tedarikçiye göre hazırlık veya çıkar çatışması
  • Belirsiz bütçe onay zinciri ve çakışan finansal kapsamlar
  • Veri güvenliği riskleri (BT ve dijital ihalelerde KVK ihlali)

Modül 1 – İhale Komitesi Oryantasyon, Eğitimi ve Etik Farkındalık (1 saat)

Amaç:

İhale Komitesi üyelerinin süreçteki görev, sorumluluk ve etik ilkeleri doğru anlaması, karar alma süreçlerinde şeffaflık, izlenebilirlik ve tarafsızlık kültürünü güçlendirmesi.

İçerik Başlıkları:

  • İhale Komitesi’nin kurumsal tanımı ve önemi
  • Komite yapısı: başkan, sekreterya, raportör, gözlemci rolleri
  • Yetki matrisi, imza ve karar süreçlerinin yönetimi
  • Gizlilik, tarafsızlık ve çıkar çatışması yönetimi
  • Etik ihlal örnekleri: hediye, menfaat, bilgi sızması, yönlendirilmiş puanlama
  • Uygulama: Örnek “İhale Karar Tutanağı” ve değerlendirme gerekçesi analizi

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Komite üyelerinin yetki dışı veya yönlendirmeye açık davranışları
  • Değerlendirme notlarının kayıt altına alınmaması
  • Gizlilik ihlali ve bilgi paylaşımı riskleri
  • Karar gerekçelerinin eksik, hatalı veya tutarsız yazılması

Modül 1 – İhtiyaç Analizi ve Risk Yönetimi (2 Saat)

Amaç: Katılımcıların ihale öncesi hazırlık, dokümantasyon ve değerlendirme süreçlerinde stratejik, teknik ve hukuki farkındalık kazanmaları.
• İhale yapılmasının stratejik gerekçeleri
• İhale takvimi ve onay matrisi oluşturma
• İhale Dosyası Oluşturma Kontrol Listesi (Alım İhaleleri): zorunlu belgeler, kontrol adımları ve eksiklik riskleri
• İhtiyaç analizi ve fonksiyonel tanımlama yöntemleri
• Risk haritalama: teknik, mali ve operasyonel risklerin erken tespiti
• Pazar araştırması ve tedarikçi istihbaratı
• Erken aşama risk yönetimi: ihaleye çıkmadan önce risklerin tanımlanması

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Belirsiz veya kişiye özel hazırlanmış şartname
  • Tek tedarikçiye uygun tanım
  • Risk analizinin yapılmaması
  • Çıkar çatışması veya taraflı ihtiyaç bildirimi

Modül 2 – Teknik Şartname ve Tedarikçi Yeterliliği (2 Saat)

Amaç: Teknik şartnamelerin şirket hedefleriyle uyumlu, açık, ölçülebilir ve anlaşılır biçimde hazırlanması.
• Şartname hazırlama yaklaşımları: fonksiyonel / performansa dayalı / tasarıma dayalı
• “Yanlış Şartname Nasıl Hatalı Alıma Yol Açar?” vaka analizi
• Belirsiz ölçütler ve muadil tanımı riskleri
• Eksik kabul kriterlerinin maliyete ve kaliteye etkisi
• Tedarikçi yeterlilik kriterleri: finansal güç, referans, ISO, ESG uyumu
• Tek kaynak (Single Source) ve muadil tedarikçi yönetimi
• Uygulama: Hatalı şartname örneği üzerinden analiz

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Marka veya modele bağımlı şartname
  • Eksik teknik şartname ekleri
  • Hakediş koşullarında belirsizlik
  • Şirket içi etkiyle avantaj yaratma girişimleri
    Modül 3 – Teklif Analizi, Değerlendirme ve Müzakereler (2 Saat)

Amaç:

Katılımcıların, maliyet ve teklif analizini sistematik biçimde yaparak teknik, mali ve ESG kriterlerini birlikte değerlendirme yetkinliği kazanması. Bu sayede yalnızca en düşük fiyatı değil, toplam değeri ve sürdürülebilir tedarik performansını esas alan karar alma becerisi geliştirilecektir.

İçerik Başlıkları:

  • Maliyet ve Teklif Analizi
  • Teklif bileşenlerinin ayrıştırılması (malzeme, işçilik, genel gider, kâr)
  • Birim fiyat, toplam fiyat ve Toplam Sahip Olma Maliyeti (TCO) farkı
  • Beklenen Maliyet “Should-Cost” yaklaşımı ve piyasa kıyaslaması (benchmarking)(Beklenen Maliyet – Should Cost analizi, piyasa fiyatlarından ziyade teknik veri, işçilik oranı ve üretim süreci parametrelerine dayalı nesnel maliyet tahminidir.
  • Teklif doğrulama: aşırı düşük veya yüksek fiyat tespiti
  • Gizli maliyetlerin analizi (bakım, enerji, garanti, teslimat koşulları)
  • Uygulama: örnek teklif tabloları üzerinden maliyet kırılımı incelemesi
  • Değerlendirme Kriterlerini Belirleme
  • Teknik, Mali ve ESG kriterlerinin ağırlıklandırılması (örnek: Yüzde 60/30/10 dağılımı gibi)
  • Her kriterin ölçülebilir göstergelere dönüştürülmesi
  • Teklif Değerlendirme Rehberi “Puan Ver / Verme” Kriterleri: itiraza kapalı, nesnel kriter tasarımı
  • En Ekonomik Açıdan En Avantajlı Teklif (MEAT) puanlama tablosu oluşturma
  • İhale Değerlendirme Komitesi yapısı, görev paylaşımı ve karar kayıtlarının hazırlanması
  • Değer Mühendisliği ve Müzakere Süreci
  • Kazan–kazan (Win–Win) prensibiyle müzakere yürütme
  • Değer mühendisliği (Value Engineering): kaliteyi koruyarak maliyet optimizasyonu
  • İhale sonrası müzakere sınırları ve etik kurallar
  • Uygulama: teklif farkı azaltma ve kalite optimizasyonu simülasyonu

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Teklif forml ve belgelerinde eksik veya tutarsız veri
  • Aşırı düşük teklifin sorgulanmaması
  • Fiyat benzerliği – kartel şüphesi
  • Adil, şeffaf olmayan puanlama veya kayıt dışı değerlendirme
  • Tedarikçiyle gizli iletişim veya teklif yönlendirmesi

– DİJİTAL İHALE, SÖZLEŞME YÖNETİMİ VE PERFORMANS

Modül 4 – E-İhale ve Dijital Teklif Yönetimi (2 Saat)

Amaç: Katılımcıların e-ihale sistemlerini etkin biçimde kullanabilmesi, dijital teklif yönetimi, ters ihale (reverse auction) ve elektronik onay süreçlerini profesyonelce yürütebilmesi.
• E-ihale kavramı ve türleri: açık, kapalı, ters (reverse) ihale modelleri
• E-ihale platformları
• Dijital güvenlik: zaman damgası, log kayıtları, e-imza, erişim yetkileri
• Canlı ihale yönetimi: teklif açma, güncelleme, süre uzatma (bid extension)
• E-ihale etiği ve şirket içi çıkar çatışması politikaları
• ERP / sözleşme sistemlerine entegrasyon, raporlama

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Yetkisiz erişim veya şifre paylaşımı
  • Sistem dışı iletişim
  • Süre manipülasyonu (gecikmeli teklif kabulü)
  • Kayıtların silinmesi veya değiştirilmesi

Modül 5 – Sözleşme Yürütme ve Değişiklik Yönetimi (2 Saat)

Amaç: Katılımcıların ihale sonrası uygulama ve denetim aşamalarında kontrat yöneticisi refleksi kazanmaları.
• Sözleşme başlangıcı ve açılış toplantısı (Kick-off Meeting)
• İş Genişlemesi (Scope Creep): erken uyarı işaretleri ve önleme yöntemleri
• Değişiklik talepleri (Change Orders) ve kontrol mekanizmaları
• Cezai şartlar, gecikme cezaları ve fesih prosedürleri
• Vaka: geç teslim hakediş ve ceza uygulama örneği

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Onaysız kapsam değişiklikleri
  • Sözlü mutabakatla yapılan revizyonlar
  • Belge manipülasyonu
  • Hak ediş şişirmesi

Modül 6 – Performans Denetimi ve Raporlama (2 Saat)

Amaç: Katılımcıların tedarikçi performansını objektif metriklerle ölçme becerisi kazanmaları.
• Temel performans göstergeleri (KPI): kalite, zaman, maliyet, hizmet seviyesi
• Hak ediş kontrolü ve izleme sistemi
• KPI raporlarının yorumlanması ve erken uyarı mekanizmaları
• Performans Denetim Raporu Formatı ve Tedarikçi Puan Kartı (Supplier Scorecard)
• Uygulama: KPI tablosu oluşturma ve değerlendirme

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Yanlı performans raporlaması
  • Ölçülemeyen KPI tanımları
  • Denetim bulgularının gizlenmesi
  • Gerçek dışı sonuç beyanı

–> UYUŞMAZLIK, BÜTÇE VE RAPORLAMA ENTEGRASYONU

Modül 7 – Uyuşmazlık Yönetimi ve Ders Çıkarma (2 Saat)

Amaç: Katılımcıların ihtilaf, fesih ve yaptırım süreçlerini hukuki ve kurumsal açıdan yönetebilmesi.
• Uyuşmazlık ve ihtilaf türleri: gecikme, eksik ifa, cezai yaptırım, fesih
• Uyuşmazlık Yönetimi Adımları: önleyici belgeler, iletişim kayıtları, zaman çizelgesi
• Önleyici kontrat yönetimi: belge, bildirim ve iletişim dili
• Ders Çıkarma Süreci: tamamlanan ihalelerden öğrenilenlerin kurumsal hafızaya aktarılması
• Uygulama: özel sektör ihalesinde ihtilaf çözüm analizi

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Belgelenmemiş iletişim
  • Eksik fesih gerekçeleri
  • Uyuşmazlıkta yanlış delil sunumu
  • Tek taraflı karar alma

Modül 8 – Bütçe, Raporlama ve Sözleşme Entegrasyonu (2 Saat)
Amaç:
Katılımcıların ihale süreçlerinde bütçe planlaması, mali raporlama ve sözleşme performansını bütünleşik biçimde yönetme becerisi kazanmaları.
• Bütçe Planlama – İhale Takvimi Entegrasyonu: bütçe dönemi ve yatırım planı senkronizasyonu
• Mali Takip Zinciri: teklif, sözleşme, hak ediş, ödeme akışlarının tek rapor sisteminde birleştirilmesi
• Gerçekleşen–Planlanan Fark Analizi (Variance Analysis): sapma nedenlerinin tespiti
• Raporlama Disiplini ve Şeffaflık: Finans, Satınalma, İdari İşler veri uyumu
• Hak ediş ve Performans Bağı: KPI’ların hakedişlerle ilişkilendirilmesi
• Uygulama: “İhale Bütçe İzleme Tablosu” üzerinden fark analizi çalışması

Operasyon (Süreç–Kalite) ve Etik Riskler:

  • Fatura – sözleşme tutarsızlığı
  • Gizli harcama kalemleri
  • Gölge bütçeler
  • Yanıltıcı raporlama

Pratik Uygulama – Vaka Çalışmaları

Şirket Temelinde Öneriler ve Genel Değerlendirme

Eğitim teklifi almak için egitim@satinalmadergisi.com 

© Prof. Dr. Murat ERDAL

PROF. DR. MURAT ERDAL

Bilimsel birikimini saha deneyimiyle harmanlayarak, organizasyonların verimlilik ve rekabet gücünü artıran ölçülebilir çözümler geliştirmekte, kurumların geleceğe güvenle ilerlemesi için stratejik yaklaşımlar sunmaktadır.

Geliştirdiği “Tedarik Zinciri Olgunluk Değerlendirme Metodolojisi (SCAN- Supply Chain Maturity Assessment and Navigation)” ile kurumların tedarik zinciri, satınalma ve lojistik sistemlerini ölçümleyip dönüştürür.

KİTAPLAR:

  • Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi, (M. Erdal), 4. Baskı, Beta Yayıncılık, 2018.
  • Tedarik Zinciri Yönetimi Başarı Hikayeleri, Beta Yayıncılık, 2017.
  • Entegre Lojistik Yönetimi, (M.Erdal, Ö. Görçün, Ö.Görçün, M. Saygılı) Beta Basım Yayın, 3. Baskı, Eylül 2020.
  • Konteyner Deniz ve Liman İşletmeciliği (M. Erdal, Editör), BETA Basım Yayın, 2017.
  • Lojistik Merkez Yönetimi, M.Erdal, A. Ünal, UTİKAD Yayınları, 2014.
  • Depo Yönetimi, (M. Erdal, Ö. Görçün, M. Saygılı), UTİKAD Yayınları, 2010.
  • Uluslararası Demiryolu Eşya Taşımacılığı, (M. Erdal, A. Güvenler, K. Sandalcı), UTİKAD Yayını, 2009.
  • Teknoloji Yönetimi, (M. Erdal), 2. Baskı, Türkmen Yayınevi, 2008.
  • Lojistik Yönetimi (M. Erdal- M. Ç.) Genişletilmiş 3. Baskı, UTİKAD Yayınları, 2009.
  • Uluslararası Taşımacılık Yönetimi (M. Erdal- M. Ç.), 3. Baskı, UTİKAD Yayınları, 2009.
  • Lojistik İşletmelerinde Yönetim-Organizasyon ve Filo Yönetimi (M. Erdal, M. Saygılı), UTİKAD Yayınları , 2007.
  • Küresel Lojistik (M. Erdal, M.Saygılı), UTİKAD Yayınları, 2006.
  • Türkiye Lojistik Master Planı İçin Strateji Belgesi, (M.Erdal vd.), Türkiye İhracatçılar Meclisi Yayını, İstanbul, 2011.
  • TRAKYA BÖLGESİ LOJİSTİK MASTER PLANI (M.Erdal vd.), Trakya Kalkınma Ajansı, 2012.
  • Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri, HAZİRAN 2022, 2. Baskı, Satınalma Dergisi Dijital İşlem Merkezi abonelik işlemlerinizi tamamladıktan sonra https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ erişebilirsiniz.
Prof. Dr. Murat ERDAL – TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ ANABİLİM DALI BAŞKANI

Dr. Erdal, uzun yıllar sanayiide üretim, kalite ve tedarik stratejileri çalıştı. Sistem geliştirdi.

Dr. Erdal;

  • sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi,
  • yeşil satınalma (ISO 20400)
  • tedarikçi performans değerlendirme
  • sektörel kontrat incelemeleri
  • müzakere teknikleri & pazarlık becerileri

alanlarında eğitim vermektedir.

 

Anahtar Sözcükler: 

Tedarik Zinciri,  Olgunluk Değerlendirmesi, Maturity Assessment, Değerlendirmesi, SCAN, Supply Chain, Assessment, Navigation, Methodology, Satınalma, Lojistik, Depo Yönetimi, Depo, sürdürülebilirlik, yol haritası, gelişim, Murat ERDAL, KPI, Supply Chain Maturity Assessment, ihale komitesi, idari işler, satın alma, bütçe, maliyet, tedarikçi, Toplam Sahip Olma Maliyeti, kalite, raporlama, mevzuat, RFP, RFQ, TCO, MEAT, SLA, Scope Creep, Change Order, sözleşme, ihale, hukuk, alım, eğitim, reverse auction, teklif, teklif analizi, teklif yönetimi, ihale yönetimi, strateji, yönetişim, risk, etik, sürdürülebilirlik, ESG

İkramiye Ödemeleri Hangi Hallerde İşyeri Uygulaması Haline Gelmez?

İkramiye ödemeleri Hangi Hallerde İşyeri Uygulaması Haline Gelmez Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İkramiye Ödemeleri Hangi Hallerde İşyeri Uygulaması Haline Gelmez?

Lütfi İNCİROĞLU

İkramiye ödemeleri Hangi Hallerde İşyeri Uygulaması Haline Gelmez Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİşçinin işyerine olan katkıları sebebiyle işverenin mem­nuniyetini ifade etmek üzere bir defada veya dönemsel olarak belli zaman dilimlerinde ya da işçiyi ilgilendiren doğum, ölüm, evlenme gibi nedenlere bağlı olarak yapılan ücretin eki niteliğindeki ödemeler ikramiye olarak adlan­dırılabilir. İşçinin başarısına bağlı olarak ödenen primden farklı olarak ikra­miye genel bir nitelik taşır ve uygulamadan işyerinde çalışan tüm işçiler ya­rarlanır. Başka bir anlatımla, işveren tarafından ayrımı haklı kılan geçerli ne­denler olmadığı sürece ikramiye yönünden eşit davranma borcuna uygun dav­ranılmalıdır.

İşçinin ikramiyeye hak kazanması için işyerinde ikramiye ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışmış olması gerekmez. İşyerinde çalışı­lan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin ikramiye talep hakkı vardır.

6772 sayılı Yasada, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçiler yö­nünden ikramiye ödenmesi yasal bir yükümlülük olarak öngörülmüştür.

İkramiye bireysel ya da toplu iş sözleşmeleri ile kararlaştırılabilir. İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence tek taraflı olarak dü­zenli şekilde yapılan ikramiye ödemesinin “işyeri koşulu” olduğu kabul edil­melidir[1]. Her durumda ikramiyelerin tek taraflı olarak işverence ortadan kal­dırılması ya da azaltılması mümkün olmaz. İkramiyeler yönünden işçi aley­hine çalışma koşullarında değişiklik, 4857 sayılı Kanunun 22’nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmelidir (Y9HD.22.1.2009 T., E.2007/34717, K.2009/638). Toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ikramiyeler yönünden deği­şiklik, işçinin bireysel feragati ile dahi geçerli değildir. Toplu iş sözleşmesini imzalamaya yetkili olan kişilerce bu yönde yapılabilecek değişiklik, ancak ileriye dönük olarak hüküm ifade eder.

İşçinin işe iade kararı üzerine çalıştırılmadığı dört aya kadar boşta ge­çen süreye ait Yasada geçen “diğer haklar” kavramına ikramiye de dahildir. Başka bir anlatımla işçinin Kanunun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında sözü edilen çalışmadığı en çok dört aya kadar süre için ikramiye talep hakkı da vardır (Y9HD.14.10.2008 T., 2007/29383 E, 2008/27243 K.).

Asıl işveren alt işveren ilişkisinde, işçinin ödenmeyen ikramiye alacak­larından her iki işveren birlikte sorumludur.

Geçici iş ilişkisinde, işçiye ödenmeyen ikramiyelerden ödünç alan ve ödünç veren işverenler birlikte sorumlu tutulmalıdır (9.HD. 16.12.2008 T., 2007/26179 E, 2008/33761 K).

İkramiyenin gününde ödenmemesi halinde işçinin 4857 Yasanın 24/II (e) maddesi uyarınca iş sözleşmesini haklı olarak feshetmesi mümkündür (Y9 HD.17.10.2008 T., 2007/28997 E, 2008/27421 K.). Yine ikramiyenin yirmi gün ve daha fazla süreyle ödenmemiş olması da Yasanın 34 üncü maddesine göre işçiye iş görmekten kaçınma hakkı sağlar.

2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinin üçüncü fıkra­sında, işverenin işçiler arasında sendikal nedenle ikramiye ödemeleri konu­sunda bir ayrıma gitmesi yasaklanmış olup, aksine uygulama diğer yasal ko­şulların da varlığı halinde sendikal tazminatı gerektirir (Y9 HD. 2.2.2009 T., 2008/10999 E, 2009/1019 K.).

İkramiyelerin ödendiğini ispat yükü işverene aittir. Yasanın 5754 sayılı Kanunla değişik 32 nci maddesine göre, belli bazı işyerleri bakımından ikra­miye ödemeleri, işçi adına açılan banka hesabına yatırılarak yapılmalıdır (Y9HD.5.2.2009 T., 2007/34175 E, 2009/1681 K.).

İkramiyenin ödeme günü taraflarca açıkça kararlaştırılmamışsa Borçlar Kanunun 101 inci maddesi uyarınca, temerrüt için işçinin ihtarı gereklidir (Y9.HD.21.1.2009 T., 2007/34591 E, 2009/604 K).

‘İkramiye Yasadan ya da bireysel iş sözleşmesi ile işyeri uygulamala­rından doğmaktaysa, gününde ödenmeyen ikramiye için 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde öngörülen, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanmalıdır. 1475 sayılı Yasa döneminde doğan ikramiye bakımından temerrüt tarihinden 4857 sayılı İş Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 10.6.2003 ta­rihine kadar yasal faize, bu tarihten sonrası için ise bankalarca mevduata uy­gulanan en yüksek faize karar verilmelidir[2].

İş sözleşmelerine ödenecek ikramiyenin ihtiyari olduğu ve her zaman kaldırılabileceği hükmünün konulması halinde, ikramiye işyeri uygulaması haline gelmez. Yani işveren ikramiye uygulamasında vazgeçme hakkını saklı tutmuş ve işçiyi bu konuda bilgilendirmişse, gelecek yıllarda bu ödemeyi yapmakla yükümlü sayılmaz.

Yargıtay’a göre, “İkramiye bireysel ya da toplu iş sözleşmeleri ile ka­rarlaştırılabilir. İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan ikramiye ödemesinin “işyeri koşulu” ol­duğu kabul edilmelidir. Her durumda ikramiyelerin tek taraflı olarak işve­rence ortadan kaldırılması ya da azaltılması mümkün olmaz. İkramiyeler yö­nünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişiklik, 4857 sayılı İş Kanu­nu’nun 22. maddesi kapsamında gerçekleştirilmelidir[3].

İşçinin ikramiyeye hak kazanması için işyerinde ikramiye ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışmış olması gerekmez. İşyerinde çalışı­lan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin ikramiye talep hakkı vardır.

İkramiye ödemeleri Hangi Hallerde İşyeri Uygulaması Haline Gelmez Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSomut olayda davacı, davalı işyerinde ikramiye ödendiğini ve işyeri uygulaması haline geldiğini, davacının ikramiye alacağı bulunduğunu iddia etmiştir. Davalı ise sadece 2009 yılı için ikramiye ödendiğini işyeri uygula­ması haline gelmediğini savunmuştur. Her ne kadar Mahkemece ikramiye alacağının 2010- 2011 yılı için kabulüne karar verilmiş ise de işyerinde 2009 yılında ikramiye ödemesi yapılmış olup, bu tarihten önce ve sonra ikramiye ödenmemiştir. İkramiyenin düzenli ödeneceğine dair alınmış yönetim kurulu kararı, iş sözleşmesi ya da süregelen bir uygulama olmadığından ikramiye ala­cağının reddine ilişkin emsal kararların Dairemizce onandığı (2016/ 13467 Esas – 2019/ 12057 Karar sayılı ilam) göz önüne alındığında talebin reddi ge­rekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”[4].

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.23.3.2022 T., E.2021/12787, K.2022/4003 Legalbank.

[2] Y9HD.8.12.2011 T., E.2019/28912, K.2011/47659 Legalbank.

[3] ÇİL, Şahin, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, s.460; Y9HD.23.3.2022 T., E.2021/12787, K.2022/4003 Legalbank.

[4] Y22HD.24.06.2019 T., E.2016/16058, K.2019/13885, EKMEKÇİ, Ömer/YİĞİT, Esra, Bireysel İş Hukuku Dersleri,s.99.

Satınalma Dergisi Ekim 2025, Yıl:13, Sayı:154

Satınalma Dergisi Ekim 2025
Satınalma Dergisi Ekim 2025

Değerli yöneticiler, 

Ekim sayımız yine dopdolu. Katkı veren tüm yazarlarımıza teşekkür ederim. 

Yılın son çeyreğine girerken tüm ekipler için tempo artıyor. Ekim, Kasım ve Aralık ayları artık sadece yılın bitişi değil, hedeflerin gözden geçirildiği, yeni yıl planlamalarının ve bütçe çalışmalarının başladığı dönem. Şirketler 2026’ya hazırlanırken sürdürülebilirlik de ajandanın üst sıralarında yer alıyor. Çünkü artık hemen her sektörde Sürdürülebilir Satınalma (ISO 20400) Standardı ve uygulamalarına yoğun bir ilgi var. Kurumlar, paydaş ilişkilerini yeni bir bakış açısıyla ele alıyor; sürdürülebilir tedarikçi kriterleri giderek daha stratejik bir hale geliyor. Şirket eğitimlerimde sık sık şu soruyla karşılaşıyorum: “Hocam, çalıştığımız firmalar ne kadar sürdürülebilir?” 

Bu noktada ben de yöneticilerimize şu hatırlatmayı yapıyorum: “Önce kendi sürdürülebilirliğimizi değerlendirmemiz gerekmiyor mu?” Eğer bizler sektörde rol model olabilirsek, tedarikçi ekosisteminde sürdürülebilirlik uygulamalarının tabana yayılmasını da sağlayabiliriz. 

Küresel İmalat PMI Eylül 50.8 

Ağustos 2025 S&P Küresel İmalat PMI 50,9 olarak gerçekleşti. 

Ülkeler bazında Eylül 2025 İmalat PMI verileri: ABD 52, Avrupa Bölgesi 49.8, 

Japonya 48.5, Almanya 49.5, Fransa 48.2 ve Çin 51.2 oldu. 

Avrupa’nın lider ekonomilerinde imalat sektörlerinin canlılığından pek bahsedemiyoruz. Çin’de ise yukarı yönlü bir artış söz konusu. 

İstanbul Sanayi Odası Eylül 2025 PMI verisi ise 46.7 oldu. 

SatinalmaDergisi.com Dijital İş Birliği Platformu “Sektörün Buluşma Noktası!” 

Bu sayımızla birlikte çarpıcı bir gelişmeyi de duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. 

Artık yalnızca sektörel bilgi ve analizleri değil, etkileşimli çözümleri de sunuyoruz. SatinalmaDergisi.com, bilgi paylaşımının ötesinde ticari fırsatların, iş birliğinin merkezi haline geliyor. 

Uluslararası taşımacılık, lojistik, depolama ve gümrükleme teklif alma sistemimiz yayında. 

Şirketler ihtiyaçlarını bize iletebilecek, doğru çözüm ortaklarına kolayca ulaşabilecek. 

Ama madalyonun bir diğer yüzü de var: Bizimle birlikte büyüyen yeni iş ortakları. 

Ürün veya hizmet üreten, kurumsal pazarda yer almak isteyen tüm firmalara açık bir ekosistem kuruyoruz. Lojistik, temizlik, güvenlik, danışmanlık, teknik servis… fark etmez. 

SatinalmaDergisi.com artık bu firmalar için de bir vitrin, bir köprü, bir buluşma noktası. 

Hedefimiz sadece bilgi paylaşmak değil; sektörü dijital olarak birbirine bağlamak. Bu aileye katılmak isteyen firmalarımız ticaret@satinalmadergisi.com başvurabilirler. 

e-Dergi Aboneliğinizi başlatın, ekibinizi geliştirin. 

Şirket olarak dergi arşivine (154 sayı), e-kitap, sektör raporları ve gelecek bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Şirket ve kişisel dijital abonelik seçeneklerini incelemek için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. 

Keyifli okumalar, 

Prof. Dr. Murat ERDAL
editor@satinalmadergisi.com

Satınalma Dergisi Ekim 2025
Satınalma Dergisi Ekim 2025

 

İhracatçı KOBİ Firmaların Kredi Teminatı – Bölüm 5

İhracatçı Kobi̇ Firmaların Kredi Teminatı Bölüm 5 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İhracatçı KOBİ Firmaların Kredi Teminatı – Bölüm 5

Reşat BAĞCIOĞLU

KOBİ Firmalar Kimdir?İhracatçı Kobi̇ Firmaların Kredi Teminatı Bölüm 5 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Kobi firmalarının tanımı şu şekildedir:

Mikro işletmeler:

Yıllık çalışan sayısı 10’dan az, yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosu 10 milyon TL’yi aşmayan işletmeler.

Küçük işletmeler:

Yıllık çalışan sayısı 50’den az, yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosu 100 milyon TL’yi aşmayan işletmeler.

Orta büyüklükteki işletmeler:

Yıllık çalışan sayısı 250’den az, yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosu 1 Milyar TL’yi aşmayan işletmeler.

Yeni düzenleme kapsamında KOBİ tanımında yer alan net satış hasılatı veya mali bilanço üst sınırı 500 milyon TL’den 1 milyar TL’ye yükseltilmiştir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen bu güncellemeyle birlikte; daha yüksek ciroya, bilanço değerine ve istihdam kapasitesine sahip işletmeler de KOBİ tanımı içerisine alınmış; böylece kamu desteklerinin kapsamı genişletilerek daha kapsayıcı ve güncel bir yapı oluşturulmuştur.

Güncelleme Tarihi: 07 Ağustos 2025

KOBİ Firmaların Kullandıkları Krediler ve Teminatı

Kobi̇1Kredinin en fazla anlam kazandığı kurumlar arasında Kobi firmaları saymakta yarar var. Kobi firmalar hangi yönden bakarsanız bakınız çok fazla güçlü ve donanımlı olmayan firmalardır.

KOBİ firmaların olanakları çok geniş değildir. Gerek iş kapasiteleri gerekse kredi olanakları sınırlı olduğundan KOBİ firmalara sunulacak bir kredi olanağı KOBİler için adeta can suyu, nefes niteliğindedir.

Krediden bahsetmişken KOBİlere kredi can suyu kadar gereklidir ancak kullanılacak kredinin teminatında pek çok KOBİ sorunlar yaşamaktadır. Kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışan KOBİ firmaların kredi teminatları için çoğu kez yeterli teminatları olmayabilir. Ancak bankalar da sağlam basmayı seven kesimlerdir. Her kime kredi vereceklerse, risk odaklı düşünüp, mümkün olduğunca riskin elemine edileceği bir teminatı almaya çalışırlar.

Hatta bankalar kullandıracakları kredinin teminatını bire bir almak yerine, kredi risk toplamından daha fazla teminat alma yoluna giderler.

Şöyle ki;

Bir KOBİye USD.1.000.000.- lık bir kredi kullandırılacağında, bankaların alacağı teminatın dolar bazında değeri USD.1.000.000.- olmayıp, kur riski / faiz riski / piyasa riski gibi riskleri göz önüne alıp USD.1.200.000.- veya daha fazlası bir teminatı marjlı alma yoluna giderler.

Bilanço ve değerli evraklar;

KOBİ firmasının bilançosunun bir değeri yok mu diye soracaksınızdır.

Olmaz olur mu?

Bilanço değerleri de KOBİ firmalar için belirleyici olur ancak tamamen bilanço rakamları esas alınıp, başkaca maddi teminat alınmama hususu çok ama çok istisnaidir. Bankaların kredi konusunda bakış açılarının daima risk odaklı olacağını söylemeye gerek yoktur sanırım.

KOBİ VE İGE A.Ş. ile TÜRK EXIMBANK

Exi̇mi̇ge

Üreten ve ihracat yapabilen KOBİlerin olması halinde gerek Türk Eximbank, gerekse İGE A.Ş. İhracatı Geliştirme A.Ş. öncelikli olarak KOBİ firmaların yanında olup, rekabet edebilir faiz oranları ile kredi desteği Türk Eximbank’dan, noksan kalan teminatlandırma kısmında ise İGE A.Ş. İhracatı Geliştirme A.Ş. kefalet desteği konusunda her zaman için KOBİlerle aynı çizgide yer almaktadırlar.

Her iki güzide kurumumuz olan;

  • Türk Eximbank A.Ş.
  • İGE A.Ş. İhracatı Geliştirme A.Ş.

firmalarının KOBİlere destek verebilmesi için, ihracata yönelik üretim ve ihracat yapıyor olması gerekmektedir.

Diğer taraftan KOBİ firmalara Türk Eximbank’ın öncelikleri de unutulmamalıdır.

İhracat Yapmayan Kobi Firmalar ve Kredi Teminatları

İşin en zor kısmını anlatmaya başlıyorum… Sadece KOBİ firması olup da, ihracat yapmayan firmaların olması halinde, KOBİler kendilerine farklı destekler bulmak durumundadırlar. Bu tür firmaların olanakları oldukça kısıtlı olduğundan piyasa ile rekabet şansları pek fazla olmayıp, bazı zamanlarda zararına işlem yaptıklarını da gözlemlediğim olmuştur.

Şöyle ki;

Çeşitli kaynaklardan kendisine az miktarda likidite yaratan firmalar;

  • Hammaddeyi 2 veya en fazla 3 ay vadeli alıyor,
  • Ürettiği ürünü (yarı hammadde şekilde) başka bir firmaya 5 veya 6 ay vadeli

satıyor.

Bu KOBİ firmamız iş yaptığını veya para kazandığı sansa da, günden güne kendi sermayesini eritir.

Sonuç ne olur;

Firma batar.

Ve battı.

İhracatçı Kobi̇ Firmaların Kredi Teminatı Bölüm 5 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi 

Enerjisa Enerji, TSRS ve GRI Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporlarını Yayınladı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Enerjisa Enerji, TSRS ve GRI Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporlarını Yayınladı

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSürdürülebilirliği stratejisinin merkezine koyan, insan ve teknoloji odağıyla projeler geliştirip yatırımlarını hayata geçiren Enerjisa Enerji, 2018’den bu yana düzenli olarak hazırladı. Küresel Raporlama Girişimi (GRI) uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu’nun 2024 versiyonuna ek olarak, bu yıl yürürlüğe giren Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’na (TSRS) tam uyumlu ilk raporunu da paylaştı. Böylece Enerjisa Enerji, sürdürülebilirlik performansını hem uluslararası (GRI) hem de ulusal (TSRS) standartlara göre şeffaf, karşılaştırılabilir ve ölçülebilir biçimde sunarak, pazardaki lider konumunu ve hesap verebilirlik konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.

Enerjisa Enerji, Türkiye’nin önde gelen enerji şirketlerinden biri olarak elektrik dağıtımı ve perakende satış alanlarında liderlik konumunu koruduğu güçlü bir iş modeliyle faaliyet gösteriyor; müşteri çözümleri iş kolunda ise yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği uygulamalarını hayata geçiriyor. Tüm faaliyetlerinde ve yatırımlarında ‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonu ile yol alırken; yenilenebilir enerji çözümleri, akıllı şebeke teknolojileri ve e‑mobilite gibi alanlarda olduğu kadar toplumsal yatırımlarına devam ederek ekonomik ve sosyal değer üretmeye odaklanıyor.

Ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğin yanı sıra çevresel sürdürülebilirliği tüm iş stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak ele alan Enerjisa Enerji, iklim değişikliğiyle mücadele ve kaynak verimliliği hedeflerini somut adımlarla desteklediğini gösteren sürdürülebilirlik raporlarını yayınladı. 2030 yılına kadar Kapsam 1 ve 2 sera gazı emisyonlarını 2021 baz yılına göre %30 azaltma taahhüdüyle çalışan şirket, 2024 itibarıyla %19,94 azaltım seviyesine ulaştırarak hedefinde önemli bir mesafe kat etti. Tüm doğrudan elektrik tüketimini %100 yenilenebilir kaynaklardan sağlayan Enerjisa Enerji, hayata geçirdiği güneş enerjisi santralleri ve enerji verimliliği projeleriyle yalnızca kendi operasyonlarının değil, müşterileri nin de karbon ayak izini azaltmalarına da katkı sağlıyor.

Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ile Tam Uyum

2024 yılı itibarıyla yürürlüğe giren Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile Türkiye, sürdürülebilirlik raporlamasını zorunlu kılan ilk ülkeler arasında yer aldı. IFRS’nin Türkiye’ye uyarlanmış versiyonu olarak tanımlanabilecek TSRS, finansal olmayan sürdürülebilirlik bilgilerini standart formatta sunmayı zorunlu kılarak şirketlere hem ESG performanslarını şeffafça paylaşma hem de yatırımcı beklentilerine uluslararası ölçekte yanıt verme imkânı tanıyor. Enerjisa Enerji, sektöründe öncü bir adım atarak 2024 TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu’nu TSRS 1 ve TSRS 2 standartlarına tam uyumlu olarak hazırladı ve hedeflenen tarihten çok önce yayımladı.

Rapor, iklim yönetimi yapısı, strateji, iklimle ilgili riskler ve fırsatları entegre biçimde sunarak finansal açıdan önemli iklim konularını ortaya koyuyor; karbonsuzlaştırma ve iklim dayanıklılığı hedeflerindeki ölçülebilir ilerleme paylaşılıyor.

GRI Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporunda Yeni Gelişmeler

Enerjisa Enerji, ilk kez gerçekleştirdiği ve Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS) ile uyumlu Çifte Önemlilik Analizi (Double Materiality Analysis) ile finansal ve çevresel-sosyal açıdan en kritik etki alanlarını belirledi; bu sonuçları GRI Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporuna yansıttı. ESG hedeflerindeki ilerlemeler, sürdürülebilirlik stratejileri ve kazanımlar şeffaflıkla aktarıldı. TSRS ve GRI Uyumlu iki rapordaki tüm veriler, bağımsız üçüncü taraflarca sınırlı güvence sürecinden geçirilirken, Çifte Önemlilik Analizi de ayrıca bağımsız doğrulamaya tabi tutuldu.

ULBRICH: “Hem Türkiye’de hem küresel ölçekte örnek gösteri len bir sürdürülebilirlik lideri olma yolculuğumuzu sürdüreceğiz

Enerjisa Enerji’nin tüm iş birimlerinden geniş bir ekibin bir araya geldiğini ve ortaya sektöre örnek olacak bir işin çıktığını belirten Enerjisa Enerji CFO’su Philipp Ulbrich ise görüşlerini,

“Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’na tam uyumlu ilk raporumuzla; finansal ve sürdürülebilirlik performansımızı tek bir çatı altında, karşılaştırılabilir ve ölçülebilir biçimde sunuyoruz. Böylece yatırımcılarımız, yalnızca ekonomik sonuçlarımızı değil; karbon emisyonlarımızdaki %19,94’lük azalmadan %100 yenilenebilir elektrik kullanımımıza, KSS ve toplumsal yatırım projeleri ile kapsayıcılık programlarımız aracılığıyla 44 bini aşkın kişiye ulaşmamızdan beyaz yakalı kadın çalışan oranımızı %32,2’ye çıkarmamıza kadar tüm çevresel ve sosyal etkilerimizi de şeffaf bir şekilde görebiliyor.

Bu yaklaşım, uluslararası yatırımcı güvenini pekiştirirken, uzun vadeli finansman maliyetlerimizi de olumlu etkiliyor. 2024’te güçlü bilanço yapımızı korurken, sürdürülebilirlik yatırımlarımızı 22 milyonu aşkın müşterimize ve gelecek nesillere değer yaratacak şekilde yönlendirdik. Önümüzdeki dönemde de TSRS’nin sunduğu sistematik raporlama çerçevesi ile hem Türkiye’de hem küresel ölçekte örnek gösterilen bir sürdürülebilirlik lideri olma yolculuğumuzu sürdürecek ve gelecek yıl tam entegre raporlamaya ulaşmayı hedefleyeceğiz.” şeklinde aktardı.

TAŞCIOĞLU: “Geleceğe bırakacağımız mirasın sorumluluğunu tüm iş süreçlerimizin merkezine koyuyoruz.”

Büyümeyi yalnızca finansal sonuçlarla değil, toplum, ekonomi ve çevre üzerinde yarattıkları kalıcı etkiyle tanımladıklarını belirten Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yetkinlikler Bölüm Başkanı Ebru Taşcıoğlu; “Enerjisa Enerji olarak 22 milyonu aşkın kullanıcıya hizmet verirken, geleceğe bırakacağımız mirasın sorumluluğunu tüm iş süreçlerimizin merkezine koyuyoruz. Bu anlayışla, yalnızca bugünün enerji ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor; aynı zamanda çevresel etkileri azaltan, toplumsal faydayı artıran projeler üretiyoruz. 2024 yılında hayata geçirdiğimiz enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projeleriyle müşterilerimizin 145 bin tonun üzerinde karbon salımını önlemelerine katkı sağlarken, 350 binden fazla öğrenciyi enerji okuryazarlığı programlarımızla buluşturarak gelecek nesillerin sürdürülebilir bir dünyaya hazırlanmasına destek oluyoruz.

Bizim için sürdürülebilirlik, yalnızca çevreyi korumak değil; ekonomiyi güçlendiren, toplumu kalkındıran ve gelecek nesillerin yaşam kalitesini güvence altına alan bir yolculuktur. Bugün Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ile tam uyumlu ilk raporumuzu sunarken, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürekli gelişim ilkelerimizi bir kez daha teyit ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de yatırımlarımızı, iklim bilincini ve toplumsal faydayı büyümenin ayrılmaz parçaları olarak görmeye, ‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonumuz doğrultusunda, bugünün enerjisini geleceğe taşımaya devam edeceğiz.” dedi.

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemEnerjisa Enerji TSRS ve GRI Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporları: Sustainability Reports | Enerjisa Yatırımcı İlişkileri

 

 


Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı Yazı Dizisi

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
VE YEŞİL SATINALMA SUNUMLARI VE DİĞER MAKALELER

Power Point Sunum Klasörünü indirebilirsiniz:

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu ve Türkiye Analizi



İŞ PROBLEMLERİNE ODAKLI EĞİTİMLER, ÖLÇÜLEBİLİR SONUÇLAR

Ecovadis Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Satın Alma Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri ve Yeşil Satınalma ISO 20400 Eğitimi için tıklayınız. 

 Şirket eğitimlerini standart kalıplarla değil, ihtiyaçlarınıza özel tasarlıyoruz.

Her program, işletmenizin gerçek problemlerine çözüm üretmek ve ölçülebilir sonuçlar yaratmak için hazırlanır.
Sizlerden gelen geri bildirimlerle eğitimlerimizi özgünleştiriyor, böylece her adımda somut değer katıyoruz.

Mottomuz: “Her eğitim, bir iş probleminin çözümü için tasarlanır.”

Güvenilir, verimli ve profesyonel eğitim hizmetleriyle yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim. Prof. Dr. Murat Erdal 

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri:
İçerikleri incelemek için tıklayınız.

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Standardı Eğitimi (2 gün)
☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi İlişkileri Eğitimi (2 gün)
☐ İdari İşler ve Tesis Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Filo Yönetimi Eğitimi: “Operasyon ve Planlama İlkeleri” (2 gün)
☐ Lojistik ve Depo Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Satış Mühendisleri için Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)

Dış Ticaret Eğitimi Dis Ticaret Lojistik Sozlesme Egitimi
Dış Ticarette Lojistik Operasyon ve Sözleşme Yönetimi Eğitimi için tıklayınız. 

-> EĞİTİM KATALOĞUNU İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

Alım Talebi: Katot Bakır Levha

Alım Talebi Katot Bakır Levha

Alım Talebi: Katot Bakır Levha

Bir firmamız için, 4.000 kg katot bakır levha alımı yapılacaktır. Tercihen 2 palette olması (1 palet 2.000 kg olacak şekilde) talep edilmektedir. Levha uzunluğu, genişliği ve kalınlığı genel kabul görmüş LME ve uluslararası kabul görmüş ölçümlere eşdeğerde olması istenmektedir.

Teslim yeri Gebze – Kocaeli’dir.

Ödeme şekli ve istenilen ürün hakkındaki standartlar ve diğer spekler için, ilgili olan üretici ya da satıcıların, aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Katot Bakır Levha

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (750 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup, bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

İyi Yönetişim Nedir, Bir Yönetim Nasıl İyileştirilir?

İyi Yönetişim Nedir, Bir Yönetim Nasıl İyileştirilir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İyi Yönetişim Nedir, Bir Yönetim Nasıl İyileştirilir?

Zafer URFALIOĞLU

Maşallah ya hu!İyi Yönetişim Nedir, Bir Yönetim Nasıl İyileştirilir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Makinelerimiz her gün takır takır çalışıyor, banttan çeşit çeşit ürünler çıkıyor, işçiler mesaiye geliyor, yöneticiler mühim toplantılar yapıyor… Velhasıl çark tıkırında, dönüyor ama “İyi yönde mi, kötü yönde mi” işte onu ben bilmem?

  • Çarklar tıkır tıkır dönerken işler niye kötüye gitsin ki demeyin. Öyle bir gider ki siz bile şaşırırsınız. Nice işletmeler vardı; battığını başkasından duyan patronlar tarafından yönetilmekte olan.

Oysa ki, işletmenin ne yöne gittiğini anlamak için birkaç basit soru sormak yeterli:

  • Kararlar kim tarafından ve nasıl alınıyor? (“Nasıl?” kısmı bir tık daha önemli)
  • Çalışanların fikirleri dinleniyor mu? Hedefler kimin hedefleri?
  • Yönetim ne kadar şeffaf? Raporlar ne kadar doğru?
  • Kayıp/Kaçak ve Yolsuzlukla nasıl mücadele ediliyor?

Bu soruların cevapları işletmenin yönünü belirler. Bir de bu cevapları yorumlayarak yolun nereye çıkacağını görebiliyorsak çok şükür “İyi Yönetişim” uygulamaya başladık demektir.

  • İyi Yönetişim De Ne Demek, Hocam?

İyi Yönetişim, aslında tam da adının hakkını verir: “İyi Yönetmek” tir. Ama sadece “İdare Etmek” değil, Adil, Şeffaf, Katılımcı ve Hesap Verebilir bir şekilde yönetmektir.

Yani:

  • Ne yaptıysan açıkla,
  • Kararı tek başına değil, birlikte al,
  • İşin sonunda hesabını ver,
  • Kimseye torpil geçme,
  • Kurallara sen de uy (“Balık baştan kokar” diye bir şey duydunuz mu?),
  • İşi düzgün yap, kaynak israf etme.

Özellikle imalat sanayi gibi üretimin tam merkezinde olan bir sektörde bu ilkeler, sadece havalı görünmek için değil, gerçekten; VerimlilikÇalışan Bağlılığı ve Sürdürülebilirlik için şart.

  • Peki Koskoca Fabrikada Nasıl Uygulanır? Mevcut Yönetim Nasıl İyileştirilir?

Hah, işte şimdi işin mutfağına girelim. Eğer bir fabrikada “İyi Yönetişim” uygulamak isteniyorsa, adım adım izlenecek yol:

1. Dur ve Aynaya Bak: Mevcut Durumu Anla

  • Fabrikanın yönetimi şu anda nasıl işliyor? Hangi Yönetim Sistemi kabul edilmiş?
  • Kararlar kimden çıkıyor, nasıl alınıyor?
  • Üretimden Muhasebeye, İnsan Kaynaklarından Bakım Ekibine kadar herkesin sesini dinleyin.
  • Bir SWOT analizi yapın ama kahve eşliğinde, samimi bir ortamda. Güçlü yanlar, zayıf noktalar, fırsatlar ve tehditler masaya gelsin. Gerçekten ne durumdayız, dürüstçe görelim.

2. Şirketin Anayasasını Yaz: Yönetişim Politikası

Her fabrika kendi “Oyun Kurallarını” netleştirmeli.
Bu, şu demek:

  • Şeffaflık bizim için ne anlama geliyor?
  • Hesap verilebilirlik nasıl sağlanacak?
  • Kim, neye karar verecek? Kim nelerden sorumlu?

Bunları yazın, duyurun, herkes bilsin. Bu sayede kimse “Ben bilmiyordum” bahanesine sığınmasın. (Ama her şeye de ben biliyorum demesin…)

3. Yönetim Kurulunu Güçlendirin: Aile Meclisi Değil, İş Ehlileri Olsun

Eğer Yönetim Kurulu sadece sayın patron ve değerli ailesinden oluşuyorsa, orada ciddi bir yönetişim sıkıntısı vardır.

Yönetim kurulu:

  • Bağımsız,
  • Deneyimli,
  • Fabrikayı ve sektörü bilen,
  • Eleştirel bakabilen insanlardan oluşmalı. Farklı bakış açıları, daha sağlam kararlar getirir.

4. Şeffaf Ol: Bilgiyi Saklama, Paylaş

“Biz her şeyi biliyoruz nasılsa, çalışanlar bilmese de olur” mantığı çoktan demode oldu. Fabrika çalışanları, yatırımlar, stratejik kararlar, performans sonuçları (bakın burası çok önemli) hakkında temel bilgilere ulaşabilmeli. Kendi işinin nereye gittiğini bilmeyen kişi, o işte ne kadar motive olabilir?

5. Etik Kurallar Belirle: “Sağlam Dur, Eğilme Seninleyiz” Kılavuzu

Her fabrikanın bir Etik Davranış Kodu olmalı.
Yani:

  • Rüşvet alınmaz/verilmez,
  • İş güvenliği ihmal edilmez,
  • Akraba kayırmacılığı yapılmaz,
  • İş arkadaşına saygı şarttır.

Bu kurallar yazılı olmalı ve herkes bilmeli. İhlal edenin de hesabı sorulmalı. Aksi halde bu sadece duvarda asılı bir afiş olur, kimse ciddiye almaz.

6. Paydaşları Dinle: Üretimi Sadece Makineler Yapmaz

İmalat sanayinde verimlilik sadece makinelerle değil, insanla da ilgilidir.

  • İşçiler ne düşünüyor?
  • Tedarikçilerle iletişim nasıl?
  • Müşteri geri bildirimleri dikkate alınıyor mu?

Geri bildirim kanalları kurun. Sandık, anket, öneri kutusu… Hiçbiri zor değil ama etkisi büyük.

7. Risk Yönetimi: Felaket Gelmeden Önlem Al

Üretim hattında bir makine bozulduğunda işler aksar. Onu gözle görürüz. Ama aynı şey yönetişim için de geçerli. Yasal riskler, finansal krizler, iş kazaları, veri sızıntıları… Bunlara karşı önceden bir risk haritası çıkarılmalı ve senaryolar hazırlanmalı. Aksi halde krizi yöneten değil, krizde savrulan bir şirket olursunuz. Ve bu sorunlar makinenin bozulduğu gibi açıkça kendini belli etmez. Sinsice etrafınızı sarar ve sizi hareketsiz bırakarak boğar. (Ne de güzel betimledim ya…)

8. Sonuçları Ölç, Sürekli Geliştir

İyi yönetişim “bir kez yaptım, bitti” değil. Her yıl, her çeyrek, hatta her ay…

  • Neyi başardık?
  • Neyi geliştirmeliyiz?

Bunun takibini yapın. Gerekirse dış denetçilerden yardım alın. Şeffaf olun, öğrenmeye açık olun. (Tamam siz bu sektörün kurucusu, öğreticisi, her şeyi bileni, çok tecrübelisi ve bilgilisi aynı zamanda en akıllısısınız ama azcık bir dinleyin bu fanileri de yüce kıymetli efendimiiissss)

Son Söz Olarak: İyi Yönetilen Fabrika, Sadece Üretmez — Güven de İnşa Eder

İmalat sanayi, Türkiye ekonomisinin bel kemiği. Ama sadece çok üretmek yetmiyor artık.

  • Nasıl ürettiğin,
  • Kiminle ürettiğin,
  • Ne kadar adil ve şeffaf olduğun, rekabet gücünü belirliyor.

İyi Yönetişim, fabrikaları sadece kârlı değil, GüvenilirSürdürülebilir ve Geleceğe Hazır kurumlara dönüştürür. O yüzden artık eski usul “Yukarıdan Karar, Aşağıdan Uygulama” modeliyle vedalaşmak lazım.

Yerine gelen model belli: Herkesin dahil olduğu, açık, adil ve hesap verebilir bir yönetim anlayışı.

İyi Yönetişim Nedir, Bir Yönetim Nasıl İyileştirilir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemYani bence öyle, ama yine siz bilirsiniz.

Yazı var, ısrar yok!

Saygılarımla

Zafer URFALIOĞLU

ASAŞ, ISO 20400 Sürdürülebilir Satın Alma Rehberi Sertifikası’nı Alan Alüminyum Sektöründeki İlk Firma Oldu

Iso 20400 Sürdürülebilir Satın Alma Rehberi Sertifikası Asaş

Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından ASAŞ Alüminyum, sürdürülebilirlik alanındaki kararlı adımlarına bir yenisini ekleyerek ISO 20400 Sürdürülebilir Satın Alma Rehberi Sertifikası’nı almaya hak kazandı. ASAŞ, bu belgeyi elde eden alüminyum sektöründeki ilk firma olarak sürdürülebilirlik vizyonunda öncü rolünü bir kez daha ortaya koydu.

ISO 20400 Sertifikası, kurumların yalnızca kendi faaliyetlerinde değil, aynı zamanda tüm tedarik zinciri boyunca sürdürülebilir iş modellerini benimsemesini teşvik eden uluslararası bir standart olarak öne çıkıyor. Bu sertifika ile ASAŞ, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) sorumluluklarını iş ortaklarıyla birlikte daha güçlü bir şekilde sahiplenerek, sürdürülebilirliği tüm değer zincirine yayma konusundaki kararlılığını kanıtladı.

Iso 20400 Sürdürülebilir Satın Alma Rehberi Sertifikası AsaşASAŞ Genel Müdürü Derya Hatiboğlu konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede; “Sürdürülebilirlik, ASAŞ için yalnızca bir hedef değil, tüm iş süreçlerimizin merkezine yerleştirdiğimiz bir yönetim anlayışıdır. ISO 20400 Sertifikası, tedarik zincirimizde de bu yaklaşımı sistematik bir şekilde hayata geçirdiğimizin göstergesidir. Bu sayede iş ortaklarımızla birlikte sadece ekonomik değer yaratmayı değil, aynı zamanda çevresel ve sosyal faydayı da büyütmeyi hedefliyoruz. ASAŞ olarak, sektörümüzde sürdürülebilir iş modellerine öncülük etmeye ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

ASAŞ, sürdürülebilirlik yolculuğunda bugüne kadar pek çok önemli projeyi hayata geçirdi. Enerji verimliliğini artırmaya yönelik yatırımlar, karbon ayak izinin azaltılması için yürütülen çalışmalar, döngüsel ekonomiyi destekleyen geri dönüşüm uygulamaları ve toplum yararına geliştirilen sosyal sorumluluk projeleri, bu kapsamda öne çıkan örnekler arasında yer aldı. ISO 20400 Sertifikası ile birlikte bu yaklaşım artık yalnızca kendi faaliyetleriyle sınırlı kalmayıp, tedarik zinciri yönetiminde de uluslararası standartlarla güvence altına alınmış oldu.

Bu önemli adım, ASAŞ’ın yalnızca bugünün ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda geleceğin sorumluluklarını da gözeten bir anlayışla hareket ettiğinin altını çiziyor.

ASAŞ Hakkında 

1990 yılında kurulan ASAŞ, bugün Akyazı, Sakarya bölgesinde yer alan son teknoloji ile donatılmış 5 üretim tesisi ve 3.000’den fazla çalışanıyla Türkiye’nin en önemli sanayi kuruluşları arasında yer alıyor. Sektörün bakanlık onaylı ilk Ar-Ge merkezine de sahip olan ASAŞ, üretim alanındaki tecrübesini tasarım ve Ür-Ge çalışmalarıyla sürekli geliştirerek sektöre birçok sektör için yenilikçi ürünler sunuyor. ASAŞ, alüminyum profil, kompozit panel, alüminyum yassı mamul, PVC kapı ve pencere sistemleri, alüminyum bayrak ve aydınlatma direkleri, alüminyum kapı, pencere ve giydirme cephe sistemleri, panjur sistemleri, garaj kapıları ve motor kontrol sistemleri alanında zengin bir ürün yelpazesine sahip. Bugün 90’dan fazla ülkeye ihracat yapan ve kuruluşundan bu yana istikrarlı büyümesini sürdüren ASAŞ, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2024 sıralamasında 64’üncü sırada yer alıyor.

Otomotiv Tedarik Sanayi Dönüşümü:Yapay Zeka Çağında İnsan Kalmak

Otomotiv Tedarik Sanayi Dönüşüm Yapay Zeka çağında İnsan Kalmak

Otomotiv Tedarik Sanayi Dönüşümün Tam Ortasında:  ‘’Teknoloji Ne Kadar Gelişirse Gelişsin, İnsanı Anlamadan Dönüşüm Tamamlanmaz!’’

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) ev sahipliğinde bu yıl 8’incisi düzenlenen Yetenek Yönetimi Konferansı, “Yapay Zeka Çağında İnsan Kalmak” temasıyla gerçekleştirildi. Konferansta; geçmişten bugüne kadar olan liderlik farklılıklarından yapay zekâ devrimine, kurumsal dayanıklılığın temel taşlarından kurum aidiyetinin yeni biçimlerine kadar çok sayıda önemli konu gündeme geldi. Açılışta konuşan TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Sekirden Baraş, “Eski iş yapış biçimlerimizi tam olarak bırakabilmiş değiliz. Ancak yeni iş modellerimizi de hala hayatımıza entegre edemedik. Kısacası dönüşümün tam ortasındayız. Küresel otomotiv sektörü değişimin merkezinde. Elektrifikasyon, otonom sürüş, bağlantılı araçlar, yapay zekâ destekli üretim ve karar mekanizmaları tüm çalışma biçimini baştan aşağı değiştiriyor. Bu dönüşüm sadece teknolojik değil, aynı zamanda insan olmanın, liderliğin, kurum kültürünün yeniden tanımlandığı bir dönemin eş değeri. Yapay zekâ çağında yetenek yönetimi artık sadece verimlilik ya da teknik beceri ile sınırlı değil. Aidiyet duygusu, etik farkındalık, empati, anlam ve psikolojik dayanıklılık iş dünyasının yeni stratejik öncelikleri arasında. 2030’a kadar Avrupa otomotiv tedarik zincirinde çalışanların yüzde 30’undan fazlası yeniden istihdam edilecek veya yeni becerilerle donatılmak zorunda kalınacak. Tüm bu tablo bize gösteriyor ki teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insanı anlamadan dönüşüm tamamlanmaz” dedi.

Otomotiv Tedarik Sanayi Dönüşüm Yapay Zeka çağında İnsan KalmakDeğişen dünyada performans yönetimindeki yeni yaklaşımları ve farklı örnekleri ortaya koymak amacıyla düzenlenen Yetenek Yönetimi Konferansı, Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Bu yıl sekizincisi düzenlenen ve ana teması “Yapay Zeka Çağında İnsan Kalmak” olarak belirlenen konferansta geçmişten bugüne kadar olan liderlik farklılıklarından yapay zekâ devrimine, kurumsal dayanıklılığın temel taşlarından kurum aidiyetinin yeni biçimlerine kadar çok sayıda önemli konu gündeme geldi. Bronz sponsorluğunu iWallet’in üstlendiği konferansın açılışını TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Sekirden Baraş gerçekleştirdi.

Henüz eskiyi de bırakamadık, yeniye de entegre olamadık!

Konferansın bu yılki konusunun, içinde bulunulan dönemin durumunu çarpıcı şekilde ortaya koyduğunu söyleyen Nihan Sekirden Baraş, “Bu yılki ana konumuzu ‘Yapay Zeka Çağında Gerçekten İnsan Kalabilmek. Henüz Bitmedi, Henüz Başlamadı, Tam Ortasındayız’ olarak belirledik. Eski iş yapış biçimlerimizi tam olarak bırakabilmiş değiliz. Ancak yeni iş modellerimizi de hala hayatımıza entegre edemedik. Kısacası dönüşümün tam ortasındayız” dedi. Küresel otomotiv sektörünün değişimin merkezinde yer aldığını vurgulayan Nihan Sekirden Baraş, “Elektrifikasyon, otonom sürüş, bağlantılı araçlar, yapay zekâ destekli üretim ve karar mekanizmaları tüm çalışma biçimini baştan aşağı değiştiriyor. Bu dönüşüm sadece teknolojik değil, aynı zamanda insan olmanın, liderliğin, kurum kültürünün yeniden tanımlandığı bir dönemin eş değeri. Yapay zekâ çağında yetenek yönetimi artık sadece verimlilik ya da teknik beceri ile sınırlı değil. Aidiyet duygusu, etik farkındalık, empati, anlam ve psikolojik dayanıklılık iş dünyasının yeni stratejik öncelikleri arasında. Bu gündemde bugün bir araya gelişimiz yalnızca bilgi paylaşımı değil insan merkezli dönüşüm vizyonunu birlikte inşa etme kararlılığının da bir göstergesi” diye konuştu. Sektörün, bu dönemde hem küresel de hem de ulusal düzeyde ciddi gerçeklerle karşı karşıya kaldığını ifade eden Nihan Sekirden Baraş, şöyle devam etti: “TÜİK verilerine göre kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 30,3 iken erkeklerde bu oran yüzde 67,2. Genç istihdam, 15-34 yaşları arasındaki gençlerin yüzde 27’si, ne eğitim hayatında ne de istihdamda. Bu oran Avrupa Birliği ortalamasının tam 2,5 katı. Mesleki eğitim, 2022 verilerine göre mesleki eğitim görenlerin kendi alanında çalışma oranı Türkiye’de yüzde 30, Avrupa Birliği’nde yüzde 76. 2030’a kadar Avrupa otomotiv tedarik zincirinde çalışanların yüzde 30’undan fazlası yeniden istihdam edilecek veya yeni becerilerle donatılmak zorunda kalınacak. Tüm bu tablo bize gösteriyor ki teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insanı anlamadan dönüşüm tamamlanmaz. Belki bugün bu istatistikleri tersine çeviremeyiz. Ama bugün buradaki her bir kişi işlenen konulardan yalnızca birinden aldığı ilhamla kendi alanında küçük bir adım atarsa bilgisini beceriye, aksiyona dönüştürürse yarın hep birlikte çok daha güçlü bir geleceğe uyanabiliriz. Çünkü geçmiş dönemde insan olmanın değeri sadece duygusal bir mesele değil stratejik bir gereklilik. Amacımız yapay zekâ ile yarışmak değil, onunla birlikte insanı yüceltmek, mobilite sektöründeki dönüşümü doğru yönetebilmek ve bu dönüşümle birlikte sektörümüzü daha rekabetçi ve sürdürülebilir hale getirmek.”

Sektör liderleri güncel konularda sunumlar gerçekleştirdi!

TAYSAD üyelerinin ve sektör temsilcilerinin yoğun ilgisiyle gerçekleşen konferans,  İdil Türkmenoğlu’nun, “Aidiyetin Yeni Biçimleri: Anlam, Samimiyet ve Dijital Ara Yüzler” isimli sunumuyla devam etti. Ardından Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ateş Ölmez, “Geçişte Liderlik – Eskiden Yeniye Nasıl Evriliriz?” başlığıyla katılımcılara hitap etti. Sonrasında “Yapay Zekâ Devrimi, Yeteneğin Evrimi” isimli sunumuyla Upschool Kurucu Ortağı Melike Aydın, “İşin Geleceğinde Kültür Neden Çok Önemli Olacak?” konu başlığı ile de INAN Derneği Kurucu Başkanı ve Twiser CGO’su Bahar Taşkın Öztürk, katılımcılara hitap etti. Öğleden öncesi son oturumda sektörden iyi uygulama örneği olarak GKN Automotive İnsan Kaynakları Müdürü Selim Tosun sunumunu gerçekleştirdi. Konferansın ikinci bölümü Azor Brand & People Solutions’ın Kurucusu Emre Başkan’ın, “İknometrik Zekâ: Beyaz Yakalıların Psikolojik Güvenliği, Umut Düzeyi ve Yapay Zekâya Yönelik Yaklaşımları” isimli sunumuyla başladı. Konferans Kurt Gürler Partners’ın Yönetici Ortağı Avukat Özlem Kurt’un “Otomatik Kararların Hukuki Sorumluluğu” başlıklı hitabıyla devam etti. Ardından “Kodlarla Gelen Önyargı: Etik Algoritmalar Mümkün mü?” isimli sunumuyla AITR Eş Başkanı Prof. Dr. Altan Çakır, katılımcılara hitap etti. Konferans, Heltia Kurucu Ortağı & CEO’su Alperen Adikti ve QNB Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Cenk Akıncılar’ın, “İnsani Kalmak, Lider Kalmak: Kurumsal Dayanıklılığın Kalbinde Ne Var?” isimli paneliyle tamamlandı.

TAYSAD Hakkında

Türk otomotiv tedarik sanayinin tek ve en yetkin temsilcisi konumundaki Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği TAYSAD, 1978 yılında 14 girişimci tarafından kuruldu. “TAYSAD 5.0: Çevik, Dayanıklı, Rekabetçi” vizyonuyla faaliyetlerine yön veren TAYSAD, üyesi olan 540’ı aşkın üyesi ile otomotiv tedarik sanayi firması, 27 milyar dolarlık iş hacmi, 14,8 milyar dolarlık ihracat ve 250 binin üzerindeki istihdam ve 182 adet Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile ülke ekonomisine değer katmaktadır. 132 üyesinin 40 ülkede 370’den fazla  yatırımı bulunan TAYSAD, Avrupa Otomotiv Tedarik Sanayicileri Derneği CLEPA’nın üyesi olup, ISO 9001:2015 ve ISO 27001:2013 sertifikalarına sahiptir. www.taysad.org.tr

Tedarik Zinciri Dönüşümü: Başlangıçtan Gelecekteki Değere

Tedarik Zinciri Dönüşümü Başlangıçtan Gelecekteki Değere

8 Ekim 2025 tarihinde CottonConnect CEO’su Alison Ward, Sustainable Brands Istanbul 2025 konferansı kapsamında Swissôtel The Bosphorus’ta gerçekleştirilen bire bir söyleşiye katıldı. Gazeteci Afşin Yurdakul’un moderatörlüğünde yapılan söyleşi “Tedarik Zinciri Dönüşümü: İlk Adımdan Geleceğe Değer Yaratmaya” başlığını ele aldı.

Sohbette Yurdakul’un yönelttiği derinlikli sorular sayesinde Alison Ward, küresel tedarik zincirlerindeki değişen dinamikleri ve ilk adımda, tedarik zincirinin ilk halkasında, yapılan doğru müdahalelerin dönüştürücü rolünü anlattı. Ward, konuşmasında, ekonomik, çevresel zorlukların ve belirsizliklerin şekillendirdiği bir ortamda şirketlerin tedarik zincirlerini yalnızca verimlilik aracı değil, aynı zamanda dayanıklılık, güven ve sürdürülebilirliğin itici gücü olarak nasıl yeniden kurgulayabileceklerini vurguladı.

Tedarik Zinciri Dönüşümü Başlangıçtan Gelecekteki Değere

Söyleşiden Öne Çıkanlar

  • “İlk adım” dönüşümün odak noktasıdır: Ward, gerçek dönüşümün tedarik zincirinin sonundan değil, çiftçilerden, yani zincirin ilk halkasından başlaması gerektiğini bir kez daha vurguladı.
  • Çevresel ve finansal göstergelere etkisi: 2023-24 raporlama döneminde program çiftçileri, kimyasal pestisit kullanımını %21,4, gübre kullanımını %17,5 ve su kullanımını %21,9 azalttı; buna karşılık verimi %6,1, kârı ise %26,1 artırdı.
  • İzlenebilirlik ve şeffaflık tedarik zincirinin omurgası, etik ise kalbidir: Bunlar olmadan dayanıklılık stratejileri iyi niyetli tahminlerden ibaret kalır. Ancak bu olguların varlıkları sayesinde şirketler değişimi öngörebilir, etkili biçimde uyum sağlayabilir ve uyumluluğu rekabet avantajına dönüştürebilir. İlk halkada izlenebilirlik kritik olsa da, günümüzde markaların tüm tedarik zincirinde uçtan uca tam şeffaflık sağlaması zorunludur.
  • TraceBale ve QR kod yeniliği: CottonConnect, TraceBale platformu aracılığıyla artık tedarik zinciri verilerini neredeyse gerçek zamanlı olarak takip edebiliyor. Her bir çiftçiye atanan özel QR kodlarla satın almalar doğrulanıyor ve tekstil ürünün satış noktasına kadar tam izlenebilirlik sağlanıyor.

Yurdakul’un soruları; marka hesap verebilirliği, ölçeklenme zorlukları ve iddialı sürdürülebilirlik hedeflerinin somut eylemlere nasıl dönüştürülebileceğine odaklandı.

“On yıllar boyunca tedarik zincirleri hız ve maliyet optimizasyonu için tasarlandı. Bugün işletmeler, tedarik zincirlerini güven, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık platformları olarak yeniden tasarlamak zorunda. Bu, tedarik zincirlerini hem etik değerlere hem de ölçülebilir sonuçlara göre yeniden tasarlamak anlamına geliyor. Markalar artık yalnızca nihai ürün için değil, başlangıç noktası olan ‘ilk adım’dan son noktaya kadar uçtan uca izlenebilirliğe yöneliyor. Bu noktada dijital izlenebilirlik araçları kritik öneme sahip; böylece müşteriler, otoriteler ve iş ortakları kaynakları, emisyonları ve iş gücü uygulamalarını doğrulayabiliyor.”
Alison Ward, CEO, CottonConnect

Bu etkileyici söyleşi, CottonConnect’in küresel pamuk sektöründe onarıcı tarımın ve tedarik zinciri izlenebilirliğinin güçlü bir savunucusu olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

CottonConnect Hakkında

CottonConnect, tekstil tedarik zincirlerini adalet, şeffaflık ve etki odaklı olarak yeniden tasarlanmasına destek veren bir sosyal girişimdir. Türkiye de dahil olmak üzere pamuk üretiminde öne çıkan ülkelerde saha ekipleriyle faaliyet gösteren CottonConnect, markaların tedarik süreçlerini ilk adımdan bitmiş ürüne kadar sürdürülebilir şekilde yönetmelerini sağlarken, çiftçilerin onarıcı tarım uygulamalarını benimseyerek refah seviyelerini yükseltmelerine destek olur ve %100 izlenebilirlik sağlar.

2023–24 dönemi itibarıyla:

  • 2023-24 döneminde CottonConnect, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Çin, Mısır ve Türkiye’de 452.000’den fazla çiftçiye sürdürülebilir tarım uygulamaları konusunda eğitim vererek hem verimi ve geliri artırdı hem de çevresel etkileri azalttı.
  • CottonConnect’in REEL Pamuk Programı üzerine yaptığı ikinci LCA çalışması, pamuk yetiştiriciliğinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinde tüm etki kategorilerinde azalma sağlandığını ve CO2 eşdeğeri potansiyel azaltımın %35 olduğunu gösterdi.
  • 2023-24 döneminde 250.000’den fazla çiftçi, onarıcı tarım uygulamaları konusunda eğitildi. REEL Regenerative programının ikinci yılı analizinde, kontrol çiftliklere kıyasla %41 daha az sera gazı (GHG) emisyonu tespit edildi.
  • CottonConnect, REEL Pamuk programında %100 izlenebilirlik hedefine 2025 itibarıyla ulaşmış olup, 2030 çevre, iklim ve sosyal hedeflerini gerçekleştirme yolunda ilerlemektedir.