Alım Talebi: Trietilen Glikol Yağ (Triethylene Glycol)

Alım Talebi Trietilen Glikol Yağ

Bir firmamız için,  30 – 25 – 20 litrelik ya da daha düşük bidon / teneke kaplar halinde olacak şekilde, ilk etapta toplamda 500 litre Trietilen Glikol Yağ alımı yapılacaktır. Teslim yeri Bursa olup, ödeme şekli teslim sırasında peşindir.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Trietilen Glikol Yağ

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Türkiye’nin Meyve Suyu İhracatı 500 Milyon Dolara Dayandı

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Meyve Suyu İhracatı 500 Milyon Dolara Dayandı

Meyve Suyu Sektörü 2028 Yılı için 1 Milyar Dolar İhracat Hedefine Kilitlendi

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Meyve Suyu İhracatı 500 Milyon Dolara DayandıTürk meyve suyu sektörünün ihracatı son 1 yıllık dönemde yüzde 10’luk artışla 430 milyon dolardan 472 milyon dolara ulaştı. İhracatta 2024 yılında 500 milyon doları aşmayı hedefleyen sektör, 2028 yılı için 1 milyar dolar ihracat hedefi belirledi.

Türkiye’nin meyve sebze mamulleri ihracatı yıllık bazda ilk kez 2,5 milyar doları aşarken, meyve sebze mamulleri grubunda en güçlü ihraç kalemi 472 milyon dolarlık tutarla meyve suları oldu.

2024 Hedefi 500 Milyon Doları Aşmak

Türkiye’de üretilen 27 milyon ton meyve üretimi olduğu bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, yıllık meyve üretiminin yüzde 10’unun meyve suyu endüstrisi tarafından işlendiğini ve katma değere dönüştürüldüğünü, 2024 yılında sektörün ihracat hedefinin 500 milyon doları aşmak olduğu dile getirdi.

2028 Hedefi 1 Milyar Dolar İhracat

Türkiye’de iç piyasaya şeftali, kayısı, vişne, portakal suları ağırlıklı bir tüketim olduğunu aktaran Başkan Uçak, “Türkiye’nin konsantre (yarı mamul) ihracatının yarısı elma suyu konstrantesinden geliyor. İhracatta nar, siyah havuç konsantresi Türkiye’nin rekabet gücü çok yüksek ürünleri arasında geliyor. Kişi başı tüketimde Avrupa ortalama 20 lt’de iken, Türkiye’de bunun henüz yarısına ancak ulaşılabiliyor. Meyve suyu sektörümüz hem ihracatta hem de iç piyasada büyüme potansiyeline sahip. 2028 yılında Türkiye’nin meyve suyu ihracatından döviz getirisiniz 1 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz” şeklinde konuştu.

Sektör Yeni Yatırımlar için Uygun Zemin Sağlıyor 

Meyve suyu sektöründe yeni yatırımlar için Türkiye’nin meyve deseninin bir avantaj olduğuna işaret eden Uçak sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye’nin mevcut meyve deseni yanında tropikal meyvelerin üretimi hızla artıyor. Ham madde avantajına sahip olmamız, kaliteli iş gücüyle birlikte, yatırım alternatifi olarak Türkiye her zaman gözde ülkeler arasında yer alıyor. Uluslararası rating kuruluşu Fitch Türkiye’nin kredini notunu geçtiğimiz hafta “B”den, “B+”ya yükseltti. Makro ekonomik göstergelerde Türkiye’de yatırım için şartların iyiye gittiğini ortaya koyuyor. Meyve suyu sektöründe olası yatırımlarında itici gücüyle Türkiye’de meyve sebze mamulleri sektöründe meyve suyu sektörünün ihracattaki liderliğini sürdüreceğine inanıyoruz.”

Meyve Suyu İhracatı 2024 Yılına da Parlak Bir Giriş Yaptı

Türk meyve suyu sektörünün ihracatta 2024 yılına da parlak bir giriş yaptığını dillendiren Uçak, “Türkiye 2023 yılının ocak-şubat döneminde 74 milyon dolarlık meyve suyu ihraç etmişken, 2024 yılının ilk iki aylık döneminde ihracatını yüzde 27’lik artışla 94 milyon dolara çıkardı. Bu başarının 2024 yılı geneline yayılacağına inanıyoruz. Türkiye’nin 2023 yılındaki meyve suyu ihracatında elma suyu ihracatı 251 milyon dolarla açık ara lider olurken, vişne, şeftali ve kayısı suyu ihracatı 130 milyon dolar, karışım meyve suları 23 milyon dolar, portakal suyu 8 milyon dolar, üzüm suyu 5 milyon dolar katkı sağladı” diyerek sözlerini noktaladı.

Türkiye 151 Ülkeye Meyve Suyu İhraç Etti 

Türkiye’nin 2023 yılında meyve suyu ihracatında Amerika Birleşik Devletleri 196 milyon dolarlı tutarla açık ara lider pazar konumunda. Hollanda 36,5 milyon dolarlık taleple ikinci, İtalya 22 milyon dolarlık meyve suyu ihracatıyla üçüncü sıranın sahibi oldu. Bu ülkeleri 18 milyon dolarla Almanya, 17 milyon dolarla Kanada, 13,5 milyon dolarla Japonya, 11 milyon dolarla İngiltere takip etti.

İş Kazasına Karşı Kaza Sigortası Yaptıran İşveren Tazminat Borcundan Kurtulabilir mi?

7 Gündem Satınalma Dergisi İş Kazasına Karşı Kaza Sigortası Yaptıran İşveren Tazminat Borcundan Kurtulabilir Mi

7 Gündem Satınalma Dergisi İş Kazasına Karşı Kaza Sigortası Yaptıran İşveren Tazminat Borcundan Kurtulabilir MiTeknolojinin hızla gelişmesi ile birlikte tehlike arz eden işletmelerin sayısı da hızla artırmaya başlamıştır. Tehlike arz eden işletme sahipleri ve varsa işletenleri işletme faaliyetlerinden doğan zararların karşılanması konusunda büyük ekonomik risk altında kalmakta ve risklerini minimize etmek amacıyla işveren sorumluluk sigortası yaptırma ihtiyacı duymaktadırlar. Çünkü teknik yenilik ve ekonomik faaliyetlerin gelişmesi işletme sahiplerini veya işletenleri ciddi anlamda tazminat ödeme yükü ile karşı karşıya getirmektedir.

Türk Hukukunda tehlike sorumluluğu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.71’de düzenlenmiş ve önemli ölçüde tehlike arz eden işletme sahiplerini ve varsa işletenleri faaliyetlerinden doğan zararların karşılanması konusunda kusursuz olarak müteselsilen sorumlu tutmuştur. Bu nedenle işletme sahipleri ağır tazminat yüklerinden korunmak için belli bir pirim karşılığında işveren sorumluluk sigortası yaptırarak tazminat yükünü sigorta şirketlerine yıkmayı amaçlamaktadır[1]. Başka bir deyişle, sorumluluk sigortasında sigorta ettiren, malvarlı­ğında meydana gelmesi muhtemel bir eksilmeye karşı kendisini güvence altına alır.

Kaza sigortası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.1507’de düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre, “Kaza sigortası, belli bir prim karşılığında, sigortalının uğrayacağı kaza sonucu ölüm, geçici veya sürekli engellilik ya da iş göremezlik halleri için sigorta teminatı sağlar. Ölüm, ani olarak veya kaza tarihinden itibaren en çok bir yıla içinde gerçekleşmiş ise sigorta bedeli sigorta ettirene yahut onun tarafından belirlenmiş kişiye; geçici ve sürekli engellilik veya iş göremezlik hallerinde ise sigortalıya ödenir”.

6102 sayılı Kanun m.1473’e göre ise, “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.

Sigorta, sigortalının işletmesi ile ilgili sorumluluğu için yaptırılmışsa, sözleşmede aksine hüküm yoksa bu sigorta, sigortalının temsilcisi ile işletmenin veya işletmenin bir kısmının yönetiminde, denetiminde ve işletmede çalıştırılan kişilerin sorumluluğunu da karşılar. Bu durumda sigorta bu kişilerin lehine yapılmış sayılır”.

6098 sayılı Kanun m.130’a göre de, “Başkasını çalıştıran kişi, çalıştırdığı kişiye karşı hukuki sorumluluğunu güvence altına almak üzere sigorta yaptırmışsa, sigortadan doğan haklar doğrudan doğruya çalışana ait olur. Ancak, çalışana ödenecek sigorta tazminatı, genel hükümlere göre ödenecek tazminattan indirilir. Diğer hukuki sorumluluk sigorta­larına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”

İş kazasına uğrayan işçi kazaya karşı özel sigorta şirketine kendisi kaza sigortası yaptırmış ise, sigorta şirketinden alacağı yardım işçinin ya da geride kalanların tüm zararlarını karşılasa bile ayrıca kazadan sorumlu olan işverene karşı tazminat davası açmalarına engel olmayacağı gibi dava sonucunda sigorta şirketi tarafından ödenen bedeller işveren aleyhine hükmedilen tazminattan da mahsup edilmez[2].

Ancak, iş kazası veya meslek hastalığına karşı işveren, işçisini özel sigorta şirketlerine işveren sorumluluk (kaza) sigortası yaptırmışsa, bu durumda kaza sonucu zarar gören işçi ya da ölmesi halinde yakınlarına sigorta şirketi tarafından ödenen bedeller işverence ödenecek tazminattan mahsup edilmelidir[3].

Sorumluluk sigortaları kendi içinde ise zorunlu ve ihtiyari olmak üzere ikiye ayrılır. Sorumluluk sigortasının zorunlu olarak işverenlerce yaptırılması hususu, 6 Şubat 2015 tarihli ve 2015/72249 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile düzenlenmiştir. Kararda, yeraltı ve yer üstü kömür madenleri ile kömürden gayri yeraltı madenciliği faaliyetinde bulunan işyerinde çalışanlara ferdi kaza sigortası yaptırılması zorunlu hale getirilmiştir. Bu kapsamda, maden işçilerine yaptırılan ferdi kaza sigortası ile ödenen bedeller işverence ödenecek tazminat miktarından mahsup edilebilecektir. Aynı şekilde iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı işveren sorumluluk (kaza) sigortası yaptırılması, kazadan kusuru oranında sorumlu olan işverene karşı açılacak tazminat davasına engel teşkil etmez, işvereni tazminat sorumluluğundan kurtarmaz ancak, sigorta şirketinin ödeyeceği bedel işverenin ödeyeceği tazminattan mahsup edilir.

Nitekim Yargıtay’da aynı görüştedir. “Kaza halinde sorumluluk riskine maruz kalanlar, yasal sınırlar içinde anlaşarak bir sigorta poliçesi oluşturabilir. Daha açık bir anlatımla adam çalıştıran sorumluluk riskini sigorta ettirebilir. Bu nedenle çifte ödemeye neden olunmaması amacıyla sigortacının kazalı işçiye ödemiş olduğu sigorta bedeli tazminattan indirilecektir[4].

7 Gündem Satınalma Dergisi İş Kazasına Karşı Kaza Sigortası Yaptıran İşveren Tazminat Borcundan Kurtulabilir MiSonuç olarak, iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı işverence sorumluluk (kaza) sigortası yaptırılması, kazadan kusuru oranında sorumlu olan işverene karşı açılacak tazminat davasına engel teşkil etmez ve işvereni tazminat sorumluluğundan kurtarmaz. Ancak, sigorta şirketinin ödeyeceği bedel işverenin ödeyeceği tazminattan mahsup edilir. Ayrıca, iş kazasına uğrayan işçi kazaya karşı özel sigorta şirketine kendisi kaza sigortası yaptırmışsa, işçinin sigorta şirketinden alacağı yardım tüm zararlarını karşılasa bile kazadan sorumlu olan işverene karşı tazminat davası açmasına engel oluşturmayacağı gibi dava sonucunda sigorta şirketi tarafından ödenen bedeller işveren aleyhine hükmedilen tazminattan da mahsup edilmez[5].

Lütfi İNCİROĞLU

[1] SARIHAN, Banu Bilge, Türk Borçlar Kanunu’nda Genel Bir Kural Olarak Tehlike Sorumluluğu, Prof. Dr. Ali Rıza OKUR’a Armağan, MÜHFHA Dergisi, C:20, S.1, İstanbul 2014, s.1191.

[2] AYDINLI, İbrahim, İş Sağlığı ve Güvenliğinden Doğan Hukuki ve Cezai Sorumlulukları  Ankara 2015, s.340.

[3] AYDINLI, s.340.

[4] Y21HD.3/5/2007 T., E.2006/18008, K.2006/7460 Legalbank

[5] İNCİROĞLU, Lütfi, İş Sağlığı ve Güvenliği’nde Çalışan ve İşvereninin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu, 3. Baskı, Ankara 2021, s.343.

FKB-EGE Anketine Göre Mart Ayı Enflasyon Beklentisi Yüzde 4,17 Olarak Görünüyor

Satınalma Eğitimi Fkb Ege Anketine Göre Mart Ayı Enflasyon Beklentisi Yüzde 4,17 Olarak Görünüyor

Finansal Kurumlar Birliği’nin (FKB) İstanbul Üniversitesi İş Birliğinde Geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Mart Ayı Bülteni YayImlandı. FKB-EGE Mart Ayı Sonuçlarına Göre; Aylık Enflasyon Beklentisi Yüzde 4,17’ye Geriledi. 

Satınalma Eğitimi Fkb Ege Anketine Göre Mart Ayı Enflasyon Beklentisi Yüzde 4,17 Olarak GörünüyorBanka dışı finans kesiminin ülke ekonomisine katkısını artırmak için faaliyet gösteren Finansal Kurumlar Birliği (FKB); Ekonomik Görünüm Endeksi’nin (FKB-EGE) Mart ayı bültenini yayımladı. Çatısı altındaki 5 sektörde, 124 şirketle finansmana erişimi kolaylaştırmak için önemli bir misyon yüklenen FKB’nin, İstanbul Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirdiği FKB-EGE’nin Mart 2024 tarihli anket verilerine göre; Mart ayı enflasyon beklentisi ortalama yüzde 4,17 olarak gerçekleşti. Sektörün iktisadi beklentilerinin ve yönelimlerinin tespit edildiği ankete göre; katılımcılar 2024 yıl sonu için enflasyon beklentilerini yüzde 48,23 olarak ifade ederken; 2025 yıl sonu için beklentinin yüzde 33,48 olduğu kaydedildi. Bir önceki ayın anket sonuçlarında yer alan, Şubat ayı için yüzde 4,75, 2024 yıl sonu için yüzde 49,25 ve 2025 yıl sonu için yüzde 33,81 olan enflasyon oranı beklentilerinin, Mart ayında her üç dönem için de düşüş göstermesi dikkat çekti. Verilerde, orta ve orta-uzun vadede para politikasının sıkılaştırılmasının enflasyon beklentilerine yansımaya devam ettiği görüldü.

Mart 2024 FKB Ekonomik Görünüm Anketi sonuçlarına göre, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi 2024 yılı için yüzde 3,64 ve 2025 yılı için yüzde 4,05 oldu. GSYH büyüme beklentisinin 2024 yılı için yüzde 3,57 ve gelecek yıl beklentisinin de yüzde 3,77 olduğu Şubat 2024 anketiyle karşılaştırıldığında, her iki yıl için de büyüme beklentisinde artış gözlemlendi. Aynı yıllar için Orta Vadeli Plan (OVP)’ın sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 4,5 ile IMF’nin sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,2 öngörüleriyle karşılaştırıldığında, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi, OVP öngörülerinin altında ve IMF’nin öngörülerinin üzerinde oluştuğu görüldü.

Öte yandan, FKB-EGE’nin değişimine bakıldığında; Kasım 2018’den itibaren dalgalı bir seyir izleyen endeksin, Ekim 2023’ten itibaren girdiği yükseliş trendini, Ocak ayındaki düşüşün ardından Şubat ayında tekrar yükseliş ile devam ettirdiği görüldü. Kasım 2023’te 98,96 puan, Aralık 2023’te 99,31 puan, Ocak 2024’te 98,97 puan olan endeks bir önceki aya göre 0,20 puan artarak 99,17 puan ile tamamladı. Endeksin alt bileşenlerinde de bu yükseliş eğilimi yaşandı.

Faktoring Endeksi Ocak ayına göre 0,10 puan artarak 100,32 değerlerini aldı. Endeksin diğer bir alt bileşeni olan Finansal Kiralama Endeksi de yükseliş eğilimini, Şubat ayında sürdürdü.  Ocak 2024’te 0,77 puan artarak 100,79 değerine yükselen Finansal Kiralama Endeksi, Şubat ayında 0,35 puan artarak 101,14 puana çıktı. Finansman Endeksinin ise Ocak 2024 tarihinde 95,9 puan olan değeri 0,14 puan artarak Şubat ayında 96,04 puana ulaştı. Sonuçlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Şubat 2024 dönemi için sektör paydaşlarının ekonomiye ilişkin beklentilerinin Ocak 2024’e göre daha olumlu olduğu görüldü.

Araştırma ekibinden İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, Finansal Kurumlar Birliği Ekonomik Görünüm Endeksi’ndeki alt endekslerin tümünde Şubat ayında yükselişin gözlenmesinin, sektördeki gelişmelerin ekonomik beklentiler açısından olumlu seyri işaret ettiğini söyledi. Şeker, her ne kadar Ekonomik Görünüm Endeksi’nde 100 bazına erişilmiş olmasa da aylar itibarıyla yaşanabilecek olumlu gelişmelerin endeksin 100’ün üzerine geçmesine olanak tanıyacağını ifade etti. Sektördeki tahsilat değişimi ve genel gidişata ilişkin olumlu görüşlerin olumsuz görüşlere kıyasla yüksek seyretmesinin, reel gelişmeler ile beklentiler arasındaki uyumu gösterdiğini belirten Şeker, sektörün enflasyon beklentisinin halen yüksek düzeyde olduğunun altını çizdi.

FKB-EGE Mart ayı bültenine aşağıdaki linkten veya ekten ulaşabilirsiniz.

https://www.fkb.org.tr/Sites/1/upload/files/FKB_Mart_2024_Bu%CC%88lteni-3641.pdf

Otomobil Fiyatlarındaki Gerileme Şubat Ayında Durdu !

Satınalma Eğitimi Otomobil Fiyatlarındaki Gerileme Şubat Ayında Durdu1

Türkiye’nin otomobil dikeyinde ilk online ilan platformu arabam.com, şubat ayının ikinci el ilan verilerini paylaştı. İlan fiyatları baz alınarak oluşturulan arabam.com aylık fiyat endeksine göre şubat ayında otomobil fiyatlarındaki gerileme durdu.  Endekse göre 0 araç fiyatları ve kur artmasına rağmen ikinci el fiyatlarında önemli bir artış yaşanmadı. Ocak ayında fiyatlar %2,6 azalırken, şubat ayında yalnızca %0,5 artış görüldü. İlanlarda yer alan ikinci el araçların ortalama fiyatı da 675.580 TL oldu. İlanların yayında kalma süresi de %4,7 azaldı yani araç satışları şubat ayında daha hızlı gerçekleşti.. En çok ilan verilen araç modelleri ise Fiat, Renault ve Volkswagen oldu.

Satınalma Eğitimi Otomobil Fiyatlarındaki Gerileme Şubat Ayında Durdu1Türkiye’nin otomobil dikeyinde ilk online ilan platformu arabam.com, şubat ayının merakla beklenen ikinci el ilan verilerini paylaştı. Bu verilere göre şubat ayında otomobil fiyatlarındaki gerileme durdu. İlanların yayın süresi de bir önceki aya göre %4,7 azaldı. 10 yaş ve üzeri araçlar ilanlardaki yerini korudu. %28 ile en fazla ilan 10-15 yaş aralığındaki araçlar için verildi. Şubat ayında marka ve model sıralamasında ise ilk üç değişmedi. İlanı en çok görülen markalar Fiat, Renault, Volkswagen; en çok görüntülen modeller ise Clio, Astra, Megane oldu.

2. el otomobil piyasasının nabzını tutan arabam.com’un şubat ayı ilanlarında gözlemlenen diğer trendleri şöyle gerçekleşti:

Fiat İlanlardaki Popülerliğini Korudu

Arabam.com’da ilanlarda en çok görülen markalar sırasıyla ocak ayındaki gibi Fiat, Renault, Volkswagen, Ford, Opel, Hyundai, Peugeot, Toyota, Honda ve Citroen oldu. İlanlara model özelinde bakıldığında ise şubat ayında en çok ilan verilen otomobil modelleri sırasıyla Clio, Astra, Megane Focus, Corolla, Egea, Civic ve Polo oldu. Bu modelleri ise Volkswagen Passat ve Opel Corsa takip etti.

Qashqai Şubat Ayında Listelerde Birinci Sırada 

Arabam.com’da yayınlanan 2. el arazi/SUV/pick-up ilanlarının oransal olarak değerlendirmesine bakıldığında, şubat ayında Nissan Qashqai liderliğini korudu. Qashqai modelini sırasıyla Dacia Duster, Kia Sportage, Egea Cross, Peugeot 3008, Volkswagen Tiguan, Hyundai Tucson, Peugeot 2008, Mitsubishi L 200 ve Nissan Juke izledi.

En Çok İlan 10 Yaş Üzerindeki Araçlar için Verildi

Arabam.com’da şubat ayında ilanlarda en çok 10 yaş ve üzerindeki araçlar görüldü. %28 oranı ile en fazla ilan 10-15 yaş aralığındaki araçlar için verildi. 6-9 yaş arası otomobiller ile 20 yaş ve üzeri araçlar %19 oranı ile yer alırken; 16-20 yaş arası araçlar ise %18 oranla üçüncü sırada yer aldı. 5 yaşa kadar olan araçların oranı ise %16 oldu.

1.000.000 TL ve Üzerindeki Araçların İlan Oranı %11 Oldu

Şubat ayında 500.000 TL ve altı araçların ilan oranı ocak ayına göre %0,9 oranında artarak %47’ye ulaştı.. 500.001 TL – 600.000 TL aralığındaki araçlar ilanlarda %13 ile ikinci sırada yer alırken, 600.001 – 700.000 TL aralığındaki araçların oranı %11 oldu. 1.000.000 TL ve üzeri araçların oranı ise %11 şeklinde gerçekleşti.

Susam İhracatında Yüzde 195’lik Rekor Artış !

Satınalma Eğitimi Susam İhracatında Yüzde 195’lik Rekor Artış !

Susam İhracatı Uçuşa Geçti Türkiye Susam İhracatında 250 Milyon Dolar Hedefliyor

Satınalma Eğitimi Susam İhracatında Yüzde 195’lik Rekor Artış !Simitten tavuk yemeklerine, salatalardan ekmeklere, tahinden böreklere, kurabiyelerden ramazan pidesine çok geniş yelpazedeki gıda ürünlerine lezzet katan susam Türkiye için önemli bir ihraç kalemi olarak öne çıkıyor.

Türkiye, 2022 yılında 77 milyon dolar olan susam ihracatını 2023 yılında yüzde 62’lik artışla 124,5 milyon dolara çıkardı. Türkiye’nin susam ihracatındaki yeni hedefi 250 milyon dolara ulaşmak.

Susamın içine girdiği tüm yiyeceklerin tadına ayrı bir aroma ve lezzet kattığını dile getiren Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamumleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, Türkiye’nin susam ihracatının 2024 yılının ocak-şubat döneminde yüzde 195’lik artışla 6 milyon 645 bin dolardan 19 milyon 632 bin dolara yükseldiği bilgisini paylaştı.

Japonlar Türk Susamına Hayran

Türkiye’de yetişen susamın çok kaliteli olduğunu anlatan Öztürk, “Susamda en büyük ithalatçı 1,6 milyar dolarla Çin. Bizim susamımız kaliteli olduğundan birim fiyatı 2,4 dolardan gidiyor. Çin ise 1,5 dolar bandında ithalat yapıyor. Bizim kaliteli susamımızı seçici bir pazar olan Japonya ve Avrupa ülkeleri alıyor. Japonya’ya 2024 yılının ocak-şubat döneminde Türkiye Geneli susam ihracatımız geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 170’lik artışla 660 bin dolardan 1,7 milyon dolara ilerledi. Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olarak 5-8 Mart 2024 tarihlerinde Tokyo’da düzenlenen Foodex Fuarı’na info stand ile katıldık. Fuarda tadım etkinliklerimiz kapsamında ziyaretçilere susam paneli tavuk tadımı yaptırdık ve büyük beğeni aldık. Türkiye olarak susamda dünyanın ikinci büyük ithalatçısı konumundayız. Dünya susam ticaretine yön veriyoruz. 2024 yılında susam ihracatımızın 250 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Türkiye, 2024 yılının ocak-şubat döneminde 19,6 milyon dolarlık susam ihraç etmişken, bu ihracatın 6,6 milyon dolarlık dilimini Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi.

Kimyon ve Anason Susam İhracatındaki Artışa Eşlik Etti

2024 yılının ocak – şubat döneminde susam ihracatındaki artışa, kimyon ve anason ihracatı da eşlik etti. Türkiye’nin kimyon ihracatı yüzde 106’lık yükselişle 1 milyon 89 bin dolardan 2 milyon 242 bin dolara, anason ihracatı yüzde 111’lik sıçramayla 357 bin dolardan 754 bin dolara ilerledi.

Susam, kimyon ve anason üçlüsünün toplam ihracatı yüzde 180’lik artışla 8 milyon 92 bin dolardan 22 milyon 629 bin dolara tırmandı.

Susam İhracatında Polonya, Irak ve Almanya Öne Çıktı

Türkiye’den 2023 yılında yapılan susam ihracatında Polonya 9 milyon 164 bin dolarlık tutarla lider olurken, zirvenin ortağı Irak’a 7,7 milyon dolarlık susam ihraç ettik. Almanya Türkiye’den 3,2 milyon dolarlık susam talep ederken, Yunanistan’a 2,6 milyon dolar, Romanya’ya 2,5 milyon dolar, İsrail’e 2,4 milyon dolar, Japonya’ya 2,3 milyon dolar susam ihraç ettik.

Türkiye Geneli Susam, Kimyon ve Anason İhracatı Tablosu

ÜLKE ADI 2023 ocak-şubat

Miktar

2023 ocak-şubat (USD) 2024 ocak-şubat

Miktar

2024 ocak-şubat (USD) Miktar Değ. (%) Değer Değ. (%)
SUSAM 2.938.777 6.645.269,04 8.044.225 19.632.182,85 174 195
KİMYON 223.656 1.089.690,14 437.040 2.242.940,03 96 106
ANASON 69.404 357.442,23 164.162 754.782,98 138 111
3.231.837 8.092.401,41 8.645.426 22.629.905,86 167 180

Strateji ve İnovasyon Arasındaki Eksik Halka

Strateji Ve Inovasyon

Köklü şirketler, dijital çağda büyüme sağlamak için yenilik yapmaları gerektiğini bilir. Bu nedenle, son yıllarda yıkıcı fikirlerin peşinden gitmek, yinelemek ve deneyler yapmak için inovasyon laboratuvarları, hızlandırıcılar, hackathonlar ve açık inovasyon programları kurmaya devam ediyorlar.

Ancak bu çabaların çoğu işletme için olumlu bir sonuca ulaşıyor. Kurumsal ekipler startupların gerisinde kalıyor. İnovasyon laboratuvarları, iş açısından önemli bir ölçekte büyüme sağlanamadığı için kapatılıyor. Bu başarısızlığın temel nedeni strateji ile inovasyon arasındaki eksik halkadır. Kurumsal inovasyon mavi gökyüzü düşüncesiyle başlayıp bir startup’ın bağımsızlığıyla ilerleyemez. Bunun yerine şirketlerin her inovasyon çabasını iki strateji sütununa bağlamayı öğrenmesi gerekir: net bir büyüme öncelikleri dizisi ve firmanın benzersiz avantajlarının anlaşılması.

Stratejik Önceliklerin Tanımlanması

İçeriğin devamını görüntülemek için Öğrenme Merkezi Üyeliği gereklidir. Üye iseniz lütfen giriş yapınız. Henüz üye değilseniz üyelik satın alarak üyeliğinizi başlatabilirsiniz.
Hesap Oluştur

 

2024 Ramazan Ayı Satın Alma Davranışları Araştırması

Satınalma Eğitimi 2024 Ramazan Ayı Satın Alma Davranışları Araştırması

2024 Ramazan Ayında Tüketiciler Neler Yapmayı Planlıyor?

Her yıl 1.8 Milyar Müslüman’ın kutladığı Ramazan ayı geldi. Bu sene 11 Mart-9 Nisan tarihleri arasında 30 gün devam edecek oruç tutma döneminin ardından gelecek Ramazan Bayramı ile bahar dönemine giriş yapıyoruz. Ramazan ayında, dijital platformların kullanım beklentileri de artmaya başladı.

Satınalma Eğitimi 2024 Ramazan Ayı Satın Alma Davranışları AraştırmasıSevdiklerimizle birlikte bu dönemde Ramazan sevincini paylaşmaya ve bu manevi hazzı yaşamaya hazırlanırken, reklam verenlerin ve markaların akıllarında “Bu yıl Ramazan ayında tüketicilerin alışveriş konusundaki tercihleri ​​ne olacak?”, “Hangi cihazlar veya dijital platformlar tercih edilecek?”, “Hedef kitleme ulaşabilmem için en doğru platform hangisi?” gibi pek çok önemli soru beliriyor.

Digital Turbine’ın her yıl hazırladığı “Ramazan Dönemi Alışveriş Alışkanlıkları” araştırması ise Türkiye’deki kullanıcıların Ramazan ayında mobil cihaz kullanımlarını, dijital platformlardaki alışveriş tercihlerini, mobil cihazlarda geçirdikleri zamanı ve mobil reklamların kullanıcılar üzerindeki etkilerini analiz ederek bu soruların cevaplarını gün yüzüne çıkarıyor.

Mobil oyunların özellikle pandemiden sonra zirve yapan ilgisi hiç hız kaybetmeden devam ediyor. Ankete katılanların %32’si mobil oyunların en büyük ilgi alanlarından bri tanesi olduğunu belirtmesi ise bunu kanıtlar nitelikte. Ayrıca ankete katılanların %31’i Ramazan döneminde mobil oyunlarda 30-60 dakika zaman geçireceğini belirtiyor. Gün içinde keyifli vakit geçirmek de ankete katılanlar için fazlasıyla önem arz ediyor. Ramazan ayını kutlayacakların %58’i mobil oyunları keyifli ve eğlenceli vakit geçirmek için tercih edeceklerini bildiriyor.

Mobil reklamcılığın yadsınamaz erişimi, tüketicilerin satın alma eğilimlerinde en önemli faktör olarak öne çıkmaya devam ediyor. Reklam verenler için ana akım medya haline gelmeye başlayan mobil oyunlar Ramazan ayında da önemli bir platform olarak karşımıza çıkıyor. Ankete katılanların %65’i mobil oyunlarda para ödemek yerine ödüllü reklamları izlemeyi tercih edeceğini söylemesi reklam verenlerin dikkat etmesi geren bir bilgi olarak karşımıza çıkıyor.

Mobil oyuncuların %95’i Ramazan döneminde minimum 30 dakikasını akıllı telefonlarında geçirirken, yalnızca sosyal medya kullananların oranı ise %77 olarak karşımıza çıkıyor. Digital Turbine’ın mükemmel hedefleme seçenekleri ile doğru hedef kitleye, en doğru zamanda ulaşmak ise reklam verenler için önem arz ediyor. 2023 Ramazan ayında, Türkiye’de yalnızca Ramazan özelindeki mobil kampanyalarla toplamda 108 milyon video tamamlanma sayısına, %82 video tamamlanma oranına, ve 131 milyondan fazla etkileşim elde eden Digital Turbine kampanyaları bu sene de Türkiye’deki reklam verenler için en önemli platformlardan biri olacak.

Nereden Nereye Geldik – Bölüm 1

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Bölüm 1

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Bölüm 1Gelirimizde Dün Ne İdik

Dünümüzdeki gelirlerimizi düşündükçe yüzümde tatlı tebessümler oluşuyor. Dün derken emekli olmadan önceki çalışma hayatımı ele alacağım. 1980’li yıllardan başlayıp bugüne kadar neler gördük bilseniz.

Bankada memur olarak işe başladığımda bir ayda kazandığım para ile kimseye muhtaç olmadan yaşamımı idame ettiriyordum. Mal, mülk, eşya alımında elbette ki borç ve taksit yapıyordum ancak ödeme konusunda bir sıkıntım olmuyordu. Kazancıma göre harcama planlaması yapıyordum ve parasal konuda sıkıntı yaşamıyordum.

Bankadaki çalışma hayatımda maaşım her sene enflasyon oranında yükseltiliyordu. Enflasyon oranı kadar diyorum, çünkü enflasyon doğru ölçülüyor ve bu oranın üzerinde bizler bankamızdan zam alıyorduk.

Tatile Gidebiliyorduk

Taksitli de Olsa Memur Maaşımla Ev Satın Alabiliyordum

Ev Anahtar GörselKazandığım maaşımla kirada oturma sıkıntısına son verip kendi evimi de alabildim. Çalışma hayatımda maaşımla taksit, taksit de olsa evimi alıp, kendi mülk evimde oturabildim. Maaşımla taksitli ev satın alırken ailemin de yaşamını iademe ettirecek ve kimseye el açmayacak kadar bir parayı ayırabiliyordum.

Süreç İçinde Otomobil de Alabiliyorduk

Araba Alışveriş Sepeti GörselÖncelik konut olmak üzere sonrasında arabamızı da alabiliyorduk. Maaşımızın enflasyon oranında ne kadar artabileceğini tahmin ederdik ve bu tahminimizde yanılmazdık. Bankamız her koşulda enflasyon üzerinde ücret artışını bizlere veriyordu.

Kazancımız oranında orta halli bir otomobilimiz oluyordu. Çünkü kazancımızla taksitlerimizi ödeyecek durumda kendimizi organize ediyorduk.

Kazancımız Beslenmemize Rahatlıkla Yetiyordu

Pirzola GörselKazancımız ile beslenmemize para ayırabiliyorduk. Çok şatafatlı bir harcama içerisinde olmamamız durumunda beslenmemizde sorun yoktu.

Aklıma Gelmişken Söyleyeyim

Kemik GörselKasaba et almaya gittiğimizde, kasaptan talep ettiğimiz kemiklere para vermezdik. Kemikleri köpeklere vereceğiz derdik kasabımıza. Diğer bir ifade ile kasabımız kemiklere para almıyordu. Diyeceksiniz ki eskilerden söz açılmış ve güzel şeylerden bahsederken bu bedava kemik hikayesi de nereden çıktı.

Elbet konu edeceğimiz bir yer alacak. Biraz sabır.

İnsan ihtiyacı olan gıda maddelerini kimselere muhtaç olmadan alıp tüketebiliyorduk.

Kazancımızı Neye Borçluyuz ?

Bozuk Para Grafik Artış GörselKuşkusuz ki çalışmazsan kazanç elde edemezsin. Gelirinin artması için ise maaşına zam ve terfi alman gerekir. Maaşa yapılacak zam enflasyon rakamı ile tespit ediliyorsa, enflasyonun doğru belirlenmesi, belirlenen enflasyon oranının piyasada gerçek anlamda oluşan ve hissedilen enflasyon olması durumunda biz memurlar aldığımız ücret zammın yeterliliğinden veya bereketinden bahsedebiliriz.

Bordrolu çalışanlar, maaş zammı aldıklarında piyasadaki gerçek ve hissedilen enflasyonun şüphe götürmeden doğru ölçülmesi halinde aldıkları maaş zammının hayrını görürler. Ölçülen enflasyonda ibre sürekli hatalı bir veriyi gösteriyorsa, piyasadaki enflasyon hatalı ölçülür ve bordrolu çalışanlar ise gerçekçi bir maaş zammı almaktan uzak kalırlar.

Gerçek enflasyon soluksuz yukarıya çıkarken, ısrarla enflasyon verisinin ve ücret zamlarının aşağıda getirilmesinin sonucunda bordrolu çalışanlar refahlarını, işlerini, huzurlarını, sağlıklarını, mutluluklarını ve alım güçlerini kaybederler.

Dün ve Bugün

Düne dair anlatacaklarım bittikten sonra bugün nereye geldiğimizi de anlatacağım. Her hafta bir konuya değineceğim.

7 Gündem Satınalma Dergisi Nereden Nereye Geldik Bölüm 1Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

Türkçimento: Yeşil Çimento, Ülkemizin Karbon Emisyonunu Düşürecek

Satınalma Eğitimi Türkçimento Yeşil Çimento Ülkemizin Karbon Emisyonunu Düşürecek

Türk çimento sektörünün son yıllarda üzerinde odaklandığı ‘Yeşil Çimento’nun yaygınlaştırılmasına ilişkin tebliğ 16 Mart 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı. Kamu İhale Sözleşmelerinde Düşük Karbon Emisyonuna Sahip Yeşil Çimento Kullanımının Yaygınlaştırılmasına İlişkin Tebliğ ile 2025’ten itibaren kamu ihale sözleşmelerinde düşük karbon emisyonuna sahip yeşil çimento kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla diğer çimento türlerine sınırlama getirildi.

Satınalma Eğitimi Türkçimento Yeşil Çimento Ülkemizin Karbon Emisyonunu DüşürecekÇimento sektörünün çatı kuruluşu TÜRKÇİMENTO’nun üzerinde titizlikle çalıştığı Yeşil Çimentoların yaygınlaşmasına ilişkin tebliğ yürürlüğe girdi. TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, “Bu tebliğ sayesinde önümüzdeki 10 yılda; sektörde 11 milyon ton karbon salımı azaltılabilecek. 1,3 milyon ton petrokok ve kömür ithalatının önüne geçilebilecek. 500 milyon ağaca eş değer çevresel fayda sağlanabilecek potansiyele sahip olacağız” değerlendirmesini yaptı.

Tebliğ ile CEM I-Portland çimentosu yerine çevresel etkileri, teknik üstünlükleri ve maliyet avantajlarıyla öne çıkan daha düşük klinker oranına ve karbon emisyonuna sahip yeşil çimentoların (CEM II, CEM III, CEM IV, CEM V ve benzeri) kullanımını teşvik etmenin amaçlanıyor. Tebliğde, 1 Ocak 2025 ve 31 Aralık 2029 tarihleri arasında kamu yapım işi sözleşmeleri ve çimento içerikli mal alımı ihalelerinde çimentoda klinker oranının en fazla 0,80, 1 Ocak 2030’dan itibaren kamu yapım işi sözleşmeleri ve çimento içerikli mal alımı ihalelerinde kullanılacak çimentoda klinker oranının en fazla 0,75 olarak sınırlandırıldığı belirtildi.

Yeşil Çimento’ kullanımının yaygınlaştırılmasını amaçlayan tebliği değerlendiren TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, şunları söyledi:

“Son yıllarda özellikle üzerinde titizlikle çalıştığımız düşük karbon emisyonuna sahip yeşil çimentoların kullanımının yaygınlaştırılması konusunda Resmi Gazete’de yayımlanan bu tebliğ sektörümüz için çok büyük öneme sahip. AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın sektörümüze getireceği yükümlülükler de düşünüldüğünde çimento üretiminde hem ekonomik avantajı hem de çevresel etkileri azaltması sayesinde yeşil çimentoların önünün açılmasını ülkemiz açısından büyük bir avantaj olarak görüyoruz. Konuyla ilgili somut bir örnek vermek gerekirse ülkemizde düşük klinker içeren dolayısıyla düşük karbonlu çimentoların kullanımı arttırılarak klinker/çimento oranının ilk etapta 0,80; 2030 itibariyle ise 0,75 seviyesine düşürülmesi durumunda, önümüzdeki 10 yılda; 11 milyon ton karbon salımı azaltılabilecek, 1,3 milyon ton petrokok ve kömür ithalatının önüne geçilebilecek, 500 milyon ağaca eş değer çevresel fayda sağlanabilecek potansiyele sahip olunacak. Önümüzdeki dönem sektörün dekarbonizasyon/düşük karbonlu üretim için belirtilen kazanımları sağlayabilmesi için alternatif hammadde ve alternatif yakıta sektörün ulaşımına yönelik düzenlemelerin zorunluluğu unutulmadan, kamu, akademi, sivil toplum örgütleri ve sektördeki bütün paydaşların iş birliği daha da önem kazanıyor.”

Kayıt Formu

Hoşgeldin Üyeliği (Ücretsiz)
Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.