Alım Talebi: Halı Saha Çimi

İki ayrı halı saha için, halı saha çimi alımı yapılacaktır. Standart kalite,50 mm kalınlık ve çizgili olarak talep edilmektedir. Teslimat yeri İstanbul/Bağcılar ve ödeme şekli nakittir (peşin).

  • İlki 1.500 metrekare
  • İkincisi 42’ye 22’lik (yaklaşık 950 metrekare)
  • Yan ürün olarak sadece yapıştırıcısı olacaktır.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (350 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Türkiye’nin ResponsibleSteel™ Sertifikası Alan İlk Çelik Üreticisi: Borçelik Gemlik Tesisi

Borusan Holding ve ArcelorMittal ortaklığı ile faaliyetlerini sürdüren Borçelik, Gemlik’te bulunan ana üretim tesisinde ResponsibleSteel™ tarafından verilen prestijli sertifikayı almaya layık görüldü. ResponsibleSteel™ sorumlu çelik üretimi ve tedarikini teşvik eden, çelik endüstrisinin ilk küresel, çok paydaşlı uluslararası standardı ve sertifikasyon girişimidir. Şirket içi tüm politika, süreç ve uygulamalarını ResponsibleSteel™ tarafından geliştirilen sosyo-ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik konularını kapsayan standartlar ile uyumlu hale getiren Borçelik, Gemlik tesisi ile Türkiye’de bu sertifikayı almaya hak kazanan ilk çelik üreticisi oldu.

Türkiye’nin en büyük ve en kaliteli galvanizli çelik üreticisi Borçelik, Gemlik’te bulunan üretim tesisi ile, ResponsibleSteel™ tarafından verilen prestijli sertifikayı almaya layık görüldü. Çelik üretim süreçlerinde çevresel etkileri en aza indirmeyi ve doğal kaynakları daha verimli kullanmayı teşvik eden ResponsibleSteel™, çelik endüstrisinin ilk küresel, çok paydaşlı uluslararası standardı ve sertifikasyon girişimi olarak biliniyor. Çevresel, sosyo ekonomik ve yönetişim konularında 12 prensip etrafında şekillenen ResponsibleSteel™ sertifikasyon süreci kapsamında değerlendirilen Borçelik, Gemlik üretim tesisi ile Türkiye’de bu sertifikayı almaya hak kazanan ilk çelik üreticisi oldu.

“Küresel çelik sektörü için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek” hedefiyle çelik sektörünün çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performansını attırmak amacıyla kurulan ve faaliyetlerini yürüten ResponsibleSteel™, karbon emisyonlarının düşürülmesi, enerji verimliliğinin artırılması, çalışanlar için güvenli çalışma koşullarının sağlanması gibi farklı konulara odaklanıyor. ResponsibleSteel™, aynı zamanda yerel topluluklarla iş birliğini güçlendirmeyi amaçlıyor. Çelik üreticilerini, faaliyet gösterdikleri bölgelerde sosyal etkileri anlamak ve toplumun katılımını sağlamak amacıyla çeşitli süreçler ve diyaloglar yürütmeye teşvik ediyor. Böylelikle, çelik üretim tesislerinin toplumsal etkilerini değerlendirme ve yönetme süreçlerini daha şeffaf ve adil hale getiriyor.

Borçelik En Yüksek Sürdürülebilirlik Standartlarına Uymakta Kararlıdır

Borçelik’in sektörde ilk olma özelliği taşıyan başarısı hakkında konuşan ResponsibleSteel CEO’su Annie Heaton: “Türkiye’de faaliyet gösteren bir üretim tesisinin ilk kez ResponsibleSteel™ sertifikası almaya hak kazanması, Borçelik’in Türk çelik endüstrisinde lider olma çabasını ve daha da önemlisi şirketin sürdürülebilirlik yolunda en katı kriterleri uygulamayı taahhüt ettiğini gösteriyor. Çevresel boyutta net sıfır emisyon hedefine 2050 yılına kadar ulaşmayı taahhüt eden şirketin üretim tesisinde halihazırda bu yolculuğu destekleyecek birçok enerji verimliliği projesi uygulanıyor. Bu kapsamda şirket rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin kurulumu ile yenilenebilir enerjiden yararlanmayı da planlıyor. Tesis, verimli su kullanımını izlemek ve gelecekte beklenen su kıtlığını önlemek adına kendi su yönetim programını uyguluyor. Çevresel etkilerini en aza indirgeyecek çalışmalarla beklentilerin üzerine çıkıyor. İnsana verilen değer açısından ise tesis; çalışanların haklarını, güvenliğini ve iş yerinde eşitliği sağlama konusunda büyük bir kararlılık sergiliyor.”

Borçelik, 2020 yılında ResponsibleSteel™ üyesi olarak dünyanın en büyük çelik üretim şirketleri arasına katıldı. Şirket, ResponsibleSteel™ standardına uyumlanma sürecinin ardından, ResponsibleSteel™ sertifikasına layık görülmeden önce önde gelen bağımsız denetim şirketi UK CARES tarafından denetlendi.

Dünyanın Önde Gelen Çelik Üreticileri Arasında 

Borçelik olarak iklim, insan ve inovasyon odak alanlarında kapsamlı bir şekilde yürüttükleri sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemli ve yenilikçi çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır ise, “Sektörümüzün lider ve öncü kurumlarından biri olarak faaliyetlerimizi sürdürülebilirliğe ve sorumlu iş uygulamalarına bağlı bir şekilde yürütüyoruz. Tüm iş uygulamalarımızda hayata geçirdiğimiz bu yaklaşımın ResponsibleSteel™ sertifikasıyla doğrulanmış olmasından büyük gurur duyuyoruz. Aldığımız bu sertifika ile ülkemizde bir ilke daha imza atmaktan büyük gurur duyuyoruz. Sorumlu bir endüstri lideri olarak, çelik sektöründe değişime ilham vermeyi, her alanda daha sürdürülebilir bir dünyaya katkıda bulunmayı hedefliyoruz” dedi.

ResponsibleSteel™ sertifikası ile Borçelik’in çevresel ve sosyal sorumluluklarını ön planda tuttuğunu ve sürdürülebilirlik alanında liderlik rolünü kanıtladığını belirten Borçelik Sürdürülebilirlik Lideri Serkan Ürkmez ise “Borçelik olarak Sürdürülebilirlik Komitemiz ile birlikte ResponsibleSteel™ standartlarına uyum sağlamak için çok yoğun bir hazırlık dönemi geçirdik. Standardın çevresel ve sosyal olarak dönüşüm beklentileri oldukça yüksek. Bu hazırlık dönemi sonunda önde gelen bağımsız denetim şirketi UK CARES tarafından gerçekleştirilen, 14 gün süren, çok detaylı ve zorlayıcı bir denetim sürecini başarıyla tamamladık. Süreç sonunda ülkemizin ilk ResponsibleSteel™ sertifikalı kuruluşu olmanın mutluluğunu elde ettik. Faaliyetlerimizle sektörümüze örnek olmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Borçelik Hissedarları “sürdürülebilirlik” İlkesini Birinci Öncelik Olarak Benimsiyor

Borusan Holding ve Grup şirketleri “Sürdürülebilirlik” ilkesini iş süreçlerinin temel taşı olarak görüp kapsayıcı bir şekilde ele alırken iklim, insan ve inovasyon odak alanlarında çalışmalarını yürütüyor. Sürdürülebilirliği, paydaş temelli bir yapılanma olarak gören ve doğayı iş süreçlerine katarak, tüm yaşam için “fayda” üretmek adına çalışan Borusan, dünyadan ilham alıyor, geleceğe ilham veriyor.

Çelik ve madencilik sektöründe dünya lideri olan ArcelorMittal’in sürdürülebilirlik ilkesi ise “insanlar ve gezegen için daha akıllı çelikler” olarak ifade ediliyor. Şirket amacının merkezinde bu ilke yer alıyor. ArcelorMittal, daha az enerji sarf eden, önemli ölçüde daha az karbon yayan ve maliyetleri düşüren yenilikçi süreçler kullanarak, daha temiz, daha güçlü ve tekrar kullanılabilen çelik ürünler üretmeyi, bu yüzyıl için öngörülen toplumsal dönüşümü destekleyecek elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji altyapısı için gereken çelik ürünleri üretmeyi amaçlıyor.

Askerlik Ödevi Sonrası İşe Alınmayan İşçi, İşe İade Davası Açabilir mi ?

Kişilerin askerlik görevini yerine getirmek için işlerinden ayrılmaları ile askerlik ödevi sonrası hangi şartlarda işe tekrar başlayacakları hususu hem 4857 sayılı İş Kanunu’nda hem de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Özellikle işçilerin asker dönüşü çalıştıkları işyerinde tekrar çalışabilmeleri için getirilen düzenleme bir anlamda iş güvencelerinin sağlanmasını amaçlamaktadır.

İşçilerin askerlik ödevi sonrası hangi şartlarda işe başlayacakları hususu, 4857 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde düzenlenmiştir. İşveren, 4857 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde belir­tildiği şekilde yasal ve askeri ödevinden dolayı işinden ayrılmak zorunda ka­lan işçilerden ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içerisinde işe girmek için başvuranları eski işine veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla (o andaki ücret seviyesinden) işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde iş­veren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma is­teğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder[1].

6098 sayılı Kanun’un 409 uncu maddesine göre de, “Uzun süreli bir hizmet ilişkisinde işçi, hastalık, askerlik veya kanundan doğan çalışma ve benzeri sebeplerle kusuru olmaksızın, iş gördüğü süreye oranla kısa bir süre için iş görme edimini ifa edemezse işveren, başka bir yolla karşılanmadığı takdirde, o süre için işçiye hakkaniyete uygun bir ücret ödemekle yükümlüdür”.

İşçinin askerlik nedeniyle iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatı talebinde bulunması mümkündür (İşK. m.14/3). Nitekim kıdem tazminatına hak kazandıran haller sayılırken muvazzaf askerlik nedeniyle işten ayrılma bu haller arasında sayılmıştır. Ancak muvazzaf askerlik nedeniyle işten ayrılan işçinin iş sözleşmesi sona ermekte ve bu durum bir askı hali oluşturmamaktadır. Dolayısıyla işçinin aynı işyerinde askerlik sonrası tekrar işe başlaması halinde yeni bir iş sözleşmesi kurulması gerekmektedir. Bu durumda işçinin askerlik sonrası işe başlatılmaması halinde, iş güvencesi hükümlerine göre, işe iade hakkı bulunmamaktadır.

Yargıtay uygulamasına göre, “Muvazzaf askerlik süresince iş sözleşmesinin askıya alındığından söz edebilmek için bu yönde karşılıklı açık iradelerin oluşması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı iş sözleşmesini 28/09/2015 tarihli bildirimi ile muvazzaf askerlik ödevi sebebiyle; işyerinden ayrılmak zorunda kalacağı bildirilmiş, askerlik görevi sonrasında işe iadesinin yapılması için personel özlük hakkının muhafaza edilmesi talep edilmiştir. Dilekçede iş sözleşmesinin askıya alınması talebi açık biçimde yer almamıştır. Davacının dilekçesi 16/09/2015 tarihinde davacının görev yaptığı hastane başhekimliği tarafından insan kaynakları süreç yöneticiliğine bildirilmiş, bu yazı içeriğinde de iş ilişkisinin askıya alındığından söz edilmemiştir. Davacı işçi 28/03/2016 tarihinde verdiği dilekçede, 08/03/2016 tarihinde terhis olması sebebiyle görevine tekrar başlatılmasını talep etmiş, işveren tarafından davacıya gönderilen cevabi yazıda, tazminat ödemesinin yapılarak görevinin sonlandırıldığı bildirilmiştir. Davacının fesih yazısının kurum içi yazışmaya konu olması taraflar arasında askıya dair ortak iradelerin birleştiği anlamında değerlendirilemez. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 31 inci maddesi muvazzaf askerlik süresince iş sözleşmesinin askıya alınması halini öngörmeyip, askerlik süresi sonunda işçinin başvurusu üzerine öncelikle yeniden işe alınması imkanını sağlamaktadır.

İşveren tarafından bu yasal yükümlülüğe aykırılık halinde, üç aylık ücret tutarında tazminat öngörülmüş olup, işçinin bu yolla işe başlatılmadığı tarih fesih olarak değerlendirilemez. İş güvencesi hükümleri iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi halinde; işe iade imkanı sağlamakta olup, somut uyuşmazlıkta iş sözleşmesinin muvazzaf askerlik ödevi sebebiyle davacı işçi tarafından 28/09/2015 tarihinde feshedildiği kabul edilmeli ve bu sebeple iş güvencesinden yararlanma imkanının bulunmadığı sonucuna varılmalıdır. Aynı zamanda, sözü edilen feshe göre davanın da hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar askerlik süresi sonunda işçinin başvurusu üzerine işe alınmama tarihine göre bir aylık süre içinde dava açılmışsa da, askerlik ödevi sonrasında davacının yeniden işe alınmaması, işe iade davası açma hakkı vermemektedir.” şeklinde karar vererek askerlik dönüşü işe alınmayan işçinin işe iade davası açamayacağını belirtmiştir “ [2].

Sonuç olarak, 4857 sayılı İş Kanu­nu’nun 31 inci maddesi muvazzaf askerlik süresince iş sözleşmesinin askıya alın­ması halini öngörmeyip, askerlik süresi sonunda işçinin başvurusu üzerine öncelikle yeniden işe alınması imkanını sağlamaktadır. İşveren tarafından bu yasal yükümlülüğe aykırılık halinde üç aylık ücret tutarında tazminat öngö­rülmüş olup, işçinin bu yolla işe başlatılmadığı tarih fesih olarak değerlendi­rilemez. Ayrıca, iş güvencesi hükümleri iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi ha­linde işe iade imkanı sağlamakta olup, iş sözleşmesi muvazzaf askerlik ödevi sebebiyle işçi tarafından feshedildiğinden, işçinin askerlik ödevi sonrasında yeniden işe alınmaması gerekçesi ile işe iade davası açması söz konusu olamaz.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.18.02.2020 T., E.2016/13749, K.2020/2457 Legalbank.

[2] Y9HD.05.11.2019 T., E.2019/2990, K.2019/19191 Legalbank

Fuarlara Etkili Hazırlanma ve Fuarlardan Etkili Sonuçlar Alma

Eylül ayı itibariyle fuar sezonu tekrar hareketlenecek.

Planlarımız yaptık mı? Hazırlıklarımızı yapmaya başladık mı ?

Bir çoğumuz hazırlıklarını yaptı ve fuarın gelme zamanını bekliyor.

Belki bir kısmımız henüz karar veremedi ya da hazırlıklara başlamadı.

Fuar, ticareti geliştirmek amacıyla belli bir süre için kurulan pazardır. Alıcı ve satıcıların bir araya gelerek iş anlaşmaları yaptıkları bu pazarlar, genellikle aynı yerlerde ve düzenli aralıklarla, her yıl aynı veya değişken tarihlerde birkaç haftalığına kurulurlar.  Fuarlar genel anlamıyla bir bilgi alışverişinin olduğu ortamlardır. Değişik kültürlerin teknolojik özelliklerini, sosyo-ekonomik çalışmalarını izleme imkânı verirler. Serbest rekabetin yaygınlaşmasında ve etkinlik kazanmasında da önemli rol oynarlar. Yöresel, Bölgesel, Ulusal, Uluslararası fuarlar olmak üzere sınıflara ayrılırlar. Hepsinde ana amacımız; yeni müşteriler kazanmak, mevcut müşterilere yeni ürünlerimizi sunmak, prestij, ilişkilerimizi güçlendirmek, temsilci, dağıtıcı, satıcı bulmak, sektör bilgisi toplamak, rakipleri görüp tanımak, rakiplerin durumunu konumunu anlamak, mevcut durumumuzu korumak gibi nedenlerdir.

Birçok firma fuarın iyi geçtiğini ancak birkaç müşteri bağlayabildiğini bazen de hiç müşteri bağlayamadığını ifade eder. Her firmanın yurtiçi ve yurtdışı fuarları için bir yol haritası oluşturması ve gerektiğinde bu haritayı kendi yapısına göre güncellemesi gerekmektedir. Belirli bir plan çevresinde organize edilen ve takip edilen fuarlardan etkili sonuçlar alınması kaçınılmazdır.

Her şeyden önce katılacağımız fuarı iyi tespit etmemiz çok önemli bir kriterdir.  Genelde firmalar, rakiplerin katıldığı fuarları izleyerek, fuar satış temsilcilerinin önerdiği fuarları ya da sektörleri ile ilgili olarak tavsiye edilen fuarları dikkate alarak fuar tercihlerini yapmaktadırlar. Yurtiçi pazarlarda kendi ülkemiz özelinde sektörel fuarlara katılmamız doğru bir yaklaşımdır. Sektörel bazlı olarak katılanacak fuar sayısı bellidir. Ancak yurtdışı fuarlar çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Özellikle yurtdışı fuarlarda her yıl seçmiş olduğumuz hedef ülkeler bazında fuara katılmak daha doğru bir tercih olacaktır. Bazı durumlarda da rakiplerimizin olduğu fuarlara prestij amaçlı katılmak rekabetin nabzını tutmak ve sektörde neler olup bittiğini anlamak da farklı bir yaklaşımdır. Müşteriler gözünde de ayrı bir yer edinmemizi sağlayacaktır. Fuar seçiminde bizi yönlendirecek ulusal ve uluslararası alanda birçok organizatör ve fuarların yer aldığı özel siteler yer almaktadır.

İşe öncelikle biz fuara neden katılmalıyız ? sorusunun cevabını vererek işe başlamalıyız. Sorunun cevabını verdikten sonra bütçemizi kontrol etmeli ve kararımızı vererek ön hazırlık sürecimizi başlatmalıyız. Fuar satış temsilcileri ile görüşmeleri yaptıktan ve yerimizi seçtikten sonra fuar zamanı gelmeden en az 3 ay öncesinde tüm hazırlık listemizi kontrol etmeli ve zamanı gelince gerekli adımları aşama aşama gerçekleştirmeliyiz. Yurtdışı fuarlar nakliye sürecini de içerdiğinden bu konuda özellikle titiz davranmamız gerekmektedir. Fuar, başından sonuna kadar ayrı bir özen ve takibi gerektiren önemli ve detaylı süreçtir. Bu süreci aşağıda yer alan ana konular özelinde değerlendirebiliriz. Biz yazımızda çok fazla detaya girmeden fuar seçiminden başlayıp, fuar öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılacaklar hakkında ana noktalara değineceğiz.

**yer seçimi ve sözleşmenin imzalanması, sözleşmeyi imzalamadan önce hangi konumda yer alacağımıza karar vermemiz gerekmektedir. Rakiplere yakın bir yer mi seçmek istiyoruz? yoksa rakiplerden farklı bir noktada mı? konumlanmayı düşünüyoruz. Genellikle, kongre, restoran, lavabo, kafeterya, hall geçişleri gibi alanlar insanların daha yoğun olduğu alanlardır. Bazı firmalar rakibe yakın yer seçerek oraya gelen ziyaretçilerin stantlarını görmesini hedeflerler. Bu her zaman doğru bir yol değildir Rakipler yakın yerde olmak, rakibin müşterilerinin sizi ziyaret etmesine engel olabilir. Bazı firmalar da yukarıda belirttiğimiz alanlara yakın yerler seçerek firmanın ve markanın daha fazla kişi tarafından görülmesine önem verirler. Ürünlerin yapısı ve firmaların tercihlerine göre iki tarafı açık, tek tarafı açık, üç tarafı açık, alan dışı olmak üzere farklı yapılarda konumlar tercih edilebilir. Fuar firmasından bir önceki yılın katılımcı ve ziyaretçi listesi ile fuar raporunu istemekte fayda vardır. Böylece gelebilecek potansiyel müşterileri ve fuara katılacak rakipleri önceden az çok tahmin etmiş oluruz. Katılımcı istatistikleri de pazarlama iletişim çalışmalarımızda ve hedef müşteri kitlesinin hangi ülkelerden ya da bölgelerden geldiği konusunda bize yol gösterici olacaktır. Yerimizi seçip fuar sözleşmesini imzaladıktan sonra, fuar organizatörünün kitapçığını ve yapılacaklar listesini tarihlerine göre belirli bir düzen içerisinde takip etmemiz gerekmektedir.

**fuara getirilecek ürünlerin seçimi, fuarlara standart ürünlerle gitmek çok fazla ilgi çekmeyebilir. Fuarlar yeni ürünlerin sergilendiği alanlardır. Yeni ürünler müşteride daha fazla merak ve heyecan uyandıracaktır. Bir ülkede veya şehirde yeni bir fuara katılacaksanız, fuarın müşterisine ve sektöre özgü hedef ürünlerle gitmek daha uygun olacaktır.

**nakliye firmaları ile görüşmeler (yurtdışı fuarlar), yurtiçi fuarlarda uzak şehirlerden gelenler ve yurtdışı fuarlarda farklı ülkelere gidecek firmaların fuar öncesinde nakliye firmaları ile görüşerek maliyet çalışması yapması ve fuara gidecek malzemelerin yükleme tarihine göre fuar malzemelerini önceden hazırlaması gerekmektedir. Bireysel ve milli katılım fuarlarda bu süreç değişmekle birlikte, bazı firmalar organizatör ile nakliye dahil anlaşarak bu sürecin organizatör tarafından yürütülmesi de sağlanmaktadır.

**fuar standının tasarımı, standın tasarımı ve dizaynı önemli bir konudur. Stant firmamızı ve markamızı temsil etmektedir. Firma imajımızı da sergilemektedir. Firma renklerimize uygun, farklı fuarlarda genelde aynı renk tonlarıyla farklı tip stantlar yaptırabiliriz. Aynı renk tonları ziyaretçilerin bizi farklı fuarlarda dahi olsak kolaylıkla hatırlamasını sağlayacaktır. Kurumsallık olgusunu da çağrıştıracaktır. Stantta sergilenecek ürünlerin, ne şekilde sergileneceği konusu da çok önemlidir. Işık ve ses düzeni de iyi ayarlanmalıdır. İyi bir stant ziyaretçilerin ilgisini çekmeli, ürünlerin en iyi şekilde sergilenmesine elverişli olmalı, bilgi ve fikir vermeli, ziyaretçiler üzerinde etki bırakmalıdır.

**fuara gidecek ekibin masrafları ve vizeleri (yurtdışı fuarlar), fuara kaç kişilik bir ekiple gidilecek ve masraflar ne olacak bunlar önceden kararlaştırılmalı, yurtdışı fuarlarda vizeler önceden alınmalı ve son dakikalara bırakılmamalıdır. Özellikle yurtdışı fuarlarda, maliyetleri düşürebilmek için konaklama ve uçuşlar fuardan aylar öncesinde organize edilmelidir.

**ekibin fuardaki görevleri, fuar öncesi fuara gelecek ekiple ön bir toplantı yapılmalıdır. Fuarda sergilenecek ürünler, bunların nasıl anlatılacağı, hitabet ve nezaket kuralları, sunum teknikleri, müşteriye yaklaşım, fuarda satış nasıl olacak? gibi konular üzerinde ayrıntılı olarak konuşulmalı ve ekibe ön eğitim verilmelidir. Tecrübeli bir ekiple fuara gidilmeli ve müşteriye kaliteli bir hizmet sunulmalıdır.

**ekibin fuar kıyafetleri, ekibin kıyafetleri şık ve uyumlu olmalıdır. Yurtdışı fuarlarda ülkeye uygun kıyafet seçimi de tercih edilebilir. Bugünün trendinde yurtdışındaki çoğu firma, firma logolu tişört veya gömleklerle, aynı renk pantolon, etek ve ayakkabılarla fuara katılarak kurumsallık imajı sergilemektedirler. Bu şekilde ekip tek tip kıyafetle stantta yer aldığı için hem kurumsallık imajı verilmekte hem de firmanın hatırlanması kolaylaşmaktadır.

**mevcut ve potansiyel müşterilerin fuara nasıl bir slogan ile davet edileceği, mevcut ve potansiyel müşterilerimizin ilgili çekecek ve heyecan uyandıracak bir fuar davetiyesi hazırlamalıyız. Öncelikle kibar bir hitap cümlesi ile başlayıp, fuarın detayları hakkında bilgi vererek, davet amacımızı açıklamalıyız. Yazı ekinde veya içerisinde davetiyeyi online olarak göndermeliyiz. Davet amacımız, yeni ürün sergilemek, yeni bir iş fırsatı sunmak, yeni çıkan kataloğumuzu sergilemek gibi müşteride heyecan uyandıracak bir yapıdan olmalıdır. Mevcut ve potansiyel müşterilerimizden önemli gördüklerimizi de gün ve saat vererek standımızda toplantıya davet etmeliyiz. Davetiyeleri rakiplerimize de atmalı ve onların da ilgisini çekmeli, pazarda biz de varız imajı sergilemeliyiz. Davetiyeyi, maille, telefonla, mesajla, WhatsApp ve LinkedIn üzerinden, sektörel dergilerden, web sitesinden, fuar alanındaki reklamlardan veya kendinize özgü geliştireceğiniz yöntemler üzerinden iletebilirsiniz. Önemli gördüğümüz mevcut ve potansiyel müşterilerimizi ayrıca arayarak da standımıza davet etmeliyiz.

**fuarda kullanılacak promosyon malzemeleri, firmamızın ve ürünümüzün hatırlanması için hedef kitleye yönelik fuarda dağıtılacak promosyon malzemeleri yaptırabiliriz. Herkese vereceğimiz promosyonlarla, iş bağlayacağımız ve müşterimiz olan firmalara vereceğimiz promosyonlar farklı olmalıdır. Promosyon malzemeleri fuardan sonra da hatırlanmamızı sağlayacağından fuara, ürünümüze, firmamıza ve hedef kitleyen uygun bir yapıda olmalıdır. Bunlar; kalem, kupa, defter, notluk, anahtarlık, fuar çantası gibi birçok materyali içermektedir. Fuar çantaları özellikle fuar sırasında reklamımız için çok önemlidirler. Çantayı alan ziyaretçiler fuar alanında saatlerce logomuzu gezdirmiş ve birçok kişi üzerinde tutundurma faaliyeti yapmış olacakladır.

**fuarda kullanılacak katalog ve broşürler, sektörel bir fuara katılıyorsak sektörel bazlı, genel amaçlı bir fuara katılıyorsak genel ürünlerimizi içeren broşürler hazırlamalıyız. Kataloğumuzu herkese değil, iş bağlayacağımızı umduğumuz ve ciddi görüşmeler yaptığımız firmalara vermeliyiz. Hem broşür hem de kataloglarımız fuar öncesinden muhakkak güncel olmalıdır. Katalog ve broşürlerimiz ticaretin dili olan İngilizce dilinde hazırlanmalıdır. İsteyen firmalar ülkeye özgü dilde de hazırlayabilirler. Bunlar ülkelerin ve ziyaretçilerin yapısına göre USP bellek ya da fiziki olarak dağıtılabilir.  Numune isteyebilecek müşterilerimiz olabileceği için yanımıza bir miktar numune de bulundurmamız faydalı olacaktır.

**fuar öncesinden, sonrası ve sırasında sosyal medyadan yapılacak çalışmalar, sosyal medyadan fuara katılacağımızı aylar öncesinden duyurmalıyız. Sonrasında fuara 1 ay kala, en son fuara 10 gün kala tekrar duyuru çalışmalarımızı tamamlamalıyız. Fuar sırasında ekipler birlikte fotoğraf, standın ve ziyaretçilerin yoğun olduğu anların fotoğrafı ve stanttan kısa filmler çekerek sosyal medyada yayınlamalıyız. Şirket filmimiz varsa fuar alanında göstermek de bize ayrı bir imaj katacaktır. Bu şekilde firmamıza gelme imkânı olmayan uzak ülkelerden ya da şehirlerden gelen ziyaretçileri firmamızda ağırlamış gibi oluruz. Ayrıca organizatörden fuar alanında hangi tür reklamları vereceğimiz konusunda da bilgi alınmalıdır. Sonrasında maliyet çalışması yapılarak, reklamın gerekli olup olmadığına karar verilmelidir. Reklam gerekli görülüyorsa, ziyaretçilerin yoğun olduğu ilgi çekici alanlara, fuar kataloglarına, toplu taşıma araçlarına da verilebilir.

**fuar sırasında yapılacaklar, fuar sırasında ekibin müşteriyi çok iyi ağırlaması, ikramlıklar, katalog, broşür, promosyon malzemelerinin sunumu önemli konulardır. Ekip ürünleri sunarken daha önce belirlenmiş ortak bir tanıtım metni ile hareket etmelidir. Müşteriye ürün satmak için uğraşılmamalı, ihtiyacı tespit edilmeli ve müşteriye yardımcı olunmalıdır. Eğer müşteri fuarda bir sözleşme yapmak ve ürün satın almak istiyorsa satın alma faaliyeti bu noktada desteklenmelidir. Fuarların son günleri genelde sakin geçmekte ve öğlene kadar sürmektedir. Ekip bu zamanı da değerlendirmeli, rakipleri analiz etmeli ve fuarda katılımcı olan potansiyel firmalarla görüşmeler ayarlanmalıdır. Fuar zamanında hiçbir firma standında iş için ziyaret edilmemelidir, firmalar fuara katılmak için geldiklerinden genelde ilgi odakları satın almak değil satmaktır. Bu nedenle firmalardan fuar öncesinde son gün görüşmek için randevu alınabilir ya da son gün bu firmaların broşürleri toplanarak fuar sonrasında bağlantı kurulabilir. Ekibi bir hafta öncesinden fuarın olduğu ülkeye ya da şehre göndererek hem pazarı analiz etmesini hem de potansiyel müşterileri ziyaret ederek fuara davet etmesini sağlayabilirsiniz.

**fuar sonrasında genel değerlendirme yapılması, fuar sonrasında fuar katılan ekip bir rapor hazırlamadır. Bu rapor üzerinden fuarın verimliliği ve izlenecek yol haritası üzerinde konuşmalıdır. Raporda, hangi ülkelerden, kaç müşteri geldi? görev tanımları nedir? satıcı mı? kullanıcı mı? hangi ürünlerimizle ilgilendiler? Bizden özel ürün talepleri oldu mu? hangi rakiplerimiz fuardaydı? yeni ürünleri var mı? fuara katılan katılımcılar içerisinden bize müşteri olabilecek potansiyel firmalar hangileri olabilir? bu vb. konular raporda ayrıntılı yer almalıdır. Ayrıca fuar organizatöründen de fuarın değerlendirme raporu istenmeli, bu raporda kendi raporumuzla birlikte arşivlenmelidir.

**fuar sonrasında gelen ziyaretçilerin bilgilerinin arşivlenmesi, fuardan sağladığımız kartvizitleri fuarlar için tuttuğumuz dosyaya arşivleyip, verileri data haline getirmeliyiz. Sonrasında bu kartvizitlerin bilgilerini takip edebileceğimiz bir formatta Excel’de bir akış tablosu oluşturmalıyız. Bu tabloya ayrıca bizden özel istekte bulunan firmalar olduysa, onlarında notlarını eklemeliyiz. Oluşturduğumuz akış tablosuna kartvizitleri kayıt ettikten sonra fuara katılan firmaların web sitelerini dikkatlice incelemeliyiz. Sonrasında her firmaya kendi özelinde bizi ziyaret ettikleri için teşekkür maili atarak, kendileri ile çalışma taleplerimizi kısaca belirtmeliyiz. Burada kesinlikle firma tanıtımı yapmamalıyız. Bırakın firma sizi merak etsin ve sitenize girerek sizinle ilgili bilgi toplamaya çalışsın. Firmalar fuar sonrasında ülkelerinde geç dönecekleri için teşekkür mailinden bir hafta sonra tüm firmaları tek tek aramalı ve kendileri hakkında biraz bilgi öğrenmeye çalışmalıyız. Bu bilgi ile birlikte bizi ziyaret eden firmaların potansiyellerini keşfetmiş olacağız. Potansiyel olduğunu düşündüğümüz firmaları akış tablomuzda kırmızı renkle işaretlemeli ve bu firmaları takibe almalıyız. Bu firmaların analiz çalışmalarını iyi yapmalı ve yerlerinde ziyaret etmek için ayrıca yüz yüze görüşmeler ayarlamalı aynı zamanda işyerimize de davet etmeliyiz. Her fuar katıldığımız fuarda bizi ziyaret eden müşterileri yeni ürün veya firma tanıtım maillerinde mail grubumuz içerisine dahil ederek kendimizi hatırlatmayı sağlamalıyız.

**fuar sonrası teşekkür yazısı, fuar sonrasında bizi ziyaret eden, mevcut ve potansiyel müşterilerimize ve rakiplerimize firma ve hatta kişi özelinde teşekkür maili yazmalıyız. Bu mail hem nezaketi hem de birlikte iş yapma cümlelerini içeren bir yapıda olmalıdır. Teşekkür yazısından sonra bilgi isteyen, fiyat soran ve teklif isteyen müşterilere ayrıca dönülmelidir. Standımızı ziyaret eden rakiplerimiz olduysa onlara da standımızı ziyaret ettikleri için teşekkür ettiğimizi içeren bir yazı göndermeliyiz.

**fuar desteği başvurusu, fuar bitiminden sonra gerekli evraklar hazırlanarak, Ticaret Bakanlığının belirtmiş olduğu süre içerisinde ilgili evraklarla birlikte bağlı olunan İhracatçı Birliğine DYS üzerinden başvurulması gerekmektedir. Fuar öncesinde ilgili fuarın destek kapsamında olup olmadığını kontrol etmek ve destek kapsamında değilse, kapsama aldırmak için başvuruda bulunmak gerekmektedir. Bakanlığın belirlemiş olduğu hedef ülkeler ve prestijli fuarlardan da ilave destek oranını destek başvurusu sırasında işaretletmeyi unutmamak gerekir.

Fuarlar hem satış hem tanıtım açısından önemli kazanımlar elde edilmesini sağlamaktadır. Günümüz pazar koşullarında üretici ile müşterileri, alıcı ve satıcıları karşı karşıya getirebilen, yüz yüze bir ilişki kurulmasını sağlayabilen aktivitelerden bir tanesidirler. Pazarlama ve istihbarat araştırmalarının gerçekleştirilmesi için önemli fırsatlar sunmaktadır. Firmalar fuar alanında iyi eğitilmiş stant personeli, fuar öncesi, sırası ve fuar sırası tanıtım çalışmaları, dikkat çekici bir stant dizaynı ve özenle yürütülen fuar sonrası çalışmaları sayesinde rakiplerinden daha başarılı sonuçlar elde edebilirler. Unutmamalıyız ki, Fuar bitince bizim işimiz bitmemeli, fuar sonrası iyi bir takip ve titiz bir çalışmayla yeni fuarlara kadar iş akışımızı devam ettirmeliyiz. Bizi ziyarete gelen hedef ve potansiyel müşterilerimize kendimizi zaman zaman hatırlatmalıyız.

Verimli ve bol müşterili şahane fuarlar dilerim.

Ayten NAYİR

EMES A.Ş. / Yurtdışı Satış ve Pazarlama Sorumlusu

Emeklinin Hayat ile Sınavı – Bölüm 4

Bugünün Emeklisi

Uzun yıllar emek verip emekli olan çalışanlar emekliliği hak ettikten sonra bugünün emeklisinin nasıl olmasını beklerdiniz ? Bugünün emeklisini umarım sağ taraftaki görseldeki gibi düşünmüyorsunuzdur. Böyle düşünürseniz büyük ölçüde hayalcilik yapmış olursunuz.

Emekli sürünüyor

Emekli Böyle midir ?

Sol taraftaki görsel emekliyi anlatmada biraz abartılı olsa da, inanın abartısız olarak anlatılan emekli görselinin birbirinden farkı yok. Emekli fiili olarak sürünmüyor olsa da, kıt kanaat geçinen bir kesimin emekli olduğu kesindir.

Memur ve En Düşük Memur Emeklisi Maaşının Açlık ve Yoksulluk Sınırına Oranı Nasıl Değişti ?

Peki, memur, en düşük memur ve memur emeklisi maaşının açlık ve yoksulluk sınırına oranı son 10 senede nasıl değişti? Polis, öğretmen, doktor ve akademisyen maaşlarının açlık ve yoksulluk sınırına oranı yükseldi mi düştü mü? Seyyanen zamla birlikte memurların alım gücü arttı mı?

AA, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SSB) verilerine göre memur maaşları son bir yılda yüzde 100’den fazla zamlandı. Uzman doktor maaşı neredeyse üçe katlanırken (yüzde 192 artış), üniversite mezunu memur maaşı da yüzde 136 zamlandı. Öğretmen, polis ve araştırma görevlisi pozisyonundaki akademisyen maaşları ise yüzde 107 ila 117 yükseldi.

Emekliler Hayal Kırıklığı Yaşıyor

En düşük memur emeklisi maaşı ise bu dönemde yüzde 48 arttı. Temmuz 2023 itibarıyla yıllık enflasyon ise yüzde 48 oldu. TÜİK verilerine göre 12 aylık ortalama enflasyon da yüzde 57 oldu.

Kaynak; https://tr.euronews.com/2023/08/12/memur-ve-en-dusuk-memur-emeklisi-maasinin-aclik-ve-yoksulluk-sinirina-orani-nasil-degisti

Erdoğan’dan Emekli Maaşlarıyla İlgili Açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine toplantısından sonra ekonomik zorlukları göz ardı etmedikleri, dillendirilen serzenişleri de çok yakından takip ettiklerine ilişkin yaptığı açıklama hatırlatılarak, “Bu serzenişler başlığı altında size hangi kanallardan ne tür serzenişler geliyor? Özellikle Ocak 2024 itibarıyla bilhassa dar ve sabit gelirlilere ne tür mesajınız olacak?” sorusuna karşılık, şu anda memurlarla ilgili çalışmayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın yetkili sendikalarla sürdürdüğünü, bu ay sonuna kadar da devam edeceğini vurguladı.

Erdoğan, “Nitekim birinci, ikinci, açıklamalar Bakanım tarafından yapıldı. Emeklilerle ilgili de ayrıca Bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyor. Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız.” dedi.

Yaşanılan ekonomik sıkıntıların, zorlukların farkında olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Görüştüğüm vatandaşlarımızdan yaşadıkları sorunları, sıkıntıları dinliyorum. Hayata geçirdiğimiz tedbirleri anlattıkça, gelecek günlerin daha güzel olacağına olan inançları artıyor. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsunlar, ekonomi kadrolarımız işinin ehli. Türkiye’de enflasyonu tek haneye düşüren bir iktidar olarak, enflasyonu yine tek haneye AK Parti kadrolarının düşüreceğine inansınlar.”

Kaynak: https://tr.euronews.com/2023/08/21/erdogan-memura-zamlar-gelirken-emeklilerimize-hicbir-seyin-gelmemesi-olacak-bir-sey-degil

Emeklinin Bayram İkramiyeleri = Trl.2.000.-

Otoriteler tüm emeklilere bayramlarda TRL.2.000.- lık ikramiye veriliyor, bu ikramiyeyi arttırma için gayret sarfedeceğiz denilmişti seçim öncesi.

Seçimlerin üzerinden bayram geçti ancak emekliler yine TRL.2.000.- lık bayram ekramiyesi almaya devam ettiler.

Tüm emeklilerin bu bayram ikramiyesini de aldıklarını düşünmeyiniz.

Özel Bankaların Emekli Sandığından Emekli Olanlar Devletin Verdiği Emekli Aylığını Alamadılar

Emeklilerin tamamı bu bayram ikramiyesi olan TRL.2.000.- lık tutarı alamadılar. Özel bankaların emekli sandıkları çeşitli zamanlarda eşitlik ilkesini zedelediği gerekçesi ile devlet tarafından ödenen TRL.2.000.- lık emekli bayram ikramiyesinin almaları yönünde dava açılmış olsa da, tüm davalar olumsuzlukla sonuçlandı ve  özel bankaların emekli sandıkları TRL.2.000.- lık ikramiyeleri kendi bünyelerinden emeklilere verdiler. Bugün özel bankalardan emekli olan kişilerin aldıkları emekli ikramiyeleri devlet kasasından değil, her banka kendi sandığından emeklilerine ödemeye devam etmektedir.

Emeklinin Alım Gücü Günden Güne Eridi

Konu emekli olunca sürekli emeklileri gündemime alıyorum. Aslında bu hayat pahalılığı ve alım gücünün erimesi halkın tüm taraflarını olumsuz etkilemektedir. Emeklinin alım gücünün eridiğini anlatmak için istatistiklerle anlatmak yerine size yaşadığım olayı anlatsam daya isabetli olacak düşüncesindeyim.

Semt Kasabımız

Emekli olduğuma bakmayın. Ben emekli olmadan banka müdürü iken daha az aktif çalışma içinde idim. Ancak emekli olduktan sonra mecram, mekan, koşullarım değişince kendimi yoğun iş temposu içinde buldum. Yaptığım işlerden dolayı beni zaten bilenler biliyor (www.rblecturer.com) , işlerimin yoğunluğundan dolayı evimin ihtiyaçlarını ya zincir marketlerden online olarak ya da semt pazarlarına gidip bizzat kendim alıyorum.

Darüşşafaka, İstanbul’da ikamet ettiğimden dolayı berberi, kasabı kolay kolay değiştirmeyeceğim mantığı ile evimin ihtiyacı olan eti de Sarıyer’de sürekli et aldığım temiz, nezih bir kasaptan alıyorum.

Arabamı yakın bir otoparka park ediyorum ve sürekli aynı kasaba gidiyorum. Hem sohbetimi yapıyor, hem de istediğim eti güvenli bir şekilde alıyordum.

Fazla değil, 2022 yılında ben kasaba gittiğimde kalabalık müşteriler dolayısı ile sürekli sıra beklerdim. Sanırım et yemek sebze yemekten daha ucuz olmalı ki kasabım sürekli kalabalık ve yoğun müşterilerle dolu. Sabırla benim sıramın gelmesini beklerdim. Eti haftalık olarak aldığımdan dolayı benim kasapla olan işlerim normalden daha uzun sürse de, kasabım da benim gibi yağlı müşteriye sabır gösteriyor sağolsun. Kasaba girdiğimde bazen bir saati aşkın bir süre sonra işim bitiyor ve et paketlerini aldığım gibi otoparktaki arabama gidiyor ve  sonrasında evime gidiyordum.

Ne Olduysa 2023’de Oldu

Ne olduysa 2023 yılında oldu ve TÜİK Enflasyonu % 52 civarında iken;

  • Memur, işçiler, asgari ücrete verilen zam % 85 ile % 130 arasında değişti.
  • Emekli ise % 25 zam aldı denilse de kök maaş tanımına uyan emekliler hiç zam alamadı.

TÜİK enflasyon verilerinin çarşı pazar ve bilhassa kasap enflasyonu maalesef % 52 TÜİK enflasyonunun 4 kat fazlasıdır.

Durum böyle 2023 yılında ben Sarıyer’deki kasabıma gittiğimde gördüğüm manzarayı size anlatayım;

Kasabımın dükkanında hemen hemen hiç kimse yok, hasbelkader kasap dükkanına bir müşteri gelse ya kemik ya da tavuk kırıntısı almak üzere isteklerini iletiyorlar. Ya da yarım kilo kıyma…

Kasabımın müşteri kıtlığı çektiği 2023 yılında ise ben kasabıma gittiğimde kasabım beni güler yüzle karşılıyor, çay veya kahve ikram ediyor, sohbet ediyor, beni sıkmadan konudan konuya giriyor ve kendisini şirin göstermeye çalışıyor. Gerçi kasabımız şirin ve ton ton. Ben kasabımı seviyorum. Ben et siparişi verip, kasabım etleri hazırlayıp her şey tamam dediğinde en fazla 20 dakika geçiyor. Parasını ödüyorum ve et poşetleri biraz ağır olduğundan dolayı kasabım kalfasına talimat vererek benim et poşetlerimi, otoparktaki arabama kadar taşıtmaya başladı. Bu enflasyon ve pahalılığın da iyi tarafı bu olsa gerek.

Kasabım da haklı. Benim gibi kaç tane müşterisi kaldı ki? Etin fiyatını sormadan, kasabıma hiçbir konuda müdahale etmeden etini alıp giden kaç kişi kaldı? Ben kasapta olduğum süre zarfında 2022 yılında uzun süre kuyrukta beklediğim insanlardan eser kalmamıştı.

Kasabım da beni hoş tutmaya çalışıyordu doğal olarak.

Emekliye Bardak Çay da Lüks Oldu

En azından geçen sene emekli bir kahvehaneye gittiğinde en ucuz içecek bir bardak çay içerdi. Çünkü en ucuz içecek emekli için çaydır. Emekli yanılıp şaşıp, soğuk gazoz veya kolalı içecek hali yok ya.

Bugün çayı nerede içerseniz için emeklinin bütçesini zorluyor maalesef. Emekli ya evinde çayını içecek…

Ya da çayın, kahvenin, kahvehanenin olmadığı halka açık park ve bahçelere gidecek ve orada oturacak. Zaten alım gücü yerlerde sürünen emekli günde 5 bardak çay içse ciddi bir bütçe ayırmak zorunda kalacağıda, tertemiz havada yeşili seyrederek temiz havada tek başına oturması yerinde olacak sanırım.

Ya Ben

Kendi adıma konuşacak olursam; üst düzey yönetici olarak bankamdan emekli olduğumda benim aldığım emekli aylığı asgari ücretin yaklaşık iki (2) katı iken bugün ise asgari ücrete imrenek bakar oldum.

Ödediğim yüksek primlerin akibeti ne oldu acaba? Düşük prim ödeyen ile yüksek prim ödeyen emekliler hemen hemen aynı emekli aylığını almaya doğru dolu dizgin gidiyorlar. Yüksek prim ödeyen emekli tartışmasız hak kaybına uğruyor.

Emeklilik sonrası kendi işimi kuramasaydım, sanırım parklarda yeşilliklerin arasında geziyor, ya da balık tutuyor olacaktım. Allahtan kahvehaneye gitme alışkanlığım yok da çay parası vermek zorunda kalmıyorum.

Kendi Adıma Bir Alternatif

Emekliler iddia edilen enflasyona oranla aynı mantıkla emekli aylığı artışını 2 veya 3 zam döneminde daha zam alırsa emeklinin geleceği durumu düşünemiyorum.

Şöyle düşünüyorum da, emekli aylığı enflasyonun üzerinde olmasına rağmen yetmiyorsa aklıma gelen dahiyane fikir; dilencilik yapmak. Tabii bu fikri kendi adıma söylüyorum. O zaman emekli aylığı yetmiyor şeklinde serzenişlerim de ortadan kalkmış olur.

Söylemler Adeta Emekli ile Alay Eder Gibi

En fazla içerlediğim cümle; otoritelerin her konuşmasında emekliyi enflasyona ezdirmedik demeleri. Hangi enflasyondan bahsediyorsunuz? Geçen seneden bu seneye resmi enflasyon % 45 – 50 civarı gösterilmesine rağmen,  mal ve gıda ürünlerinin fiyat artışı aynı dönemde % 100 ila % 400 arasındadır. Emekli hangi enflasyona ezdirilmedi bir anlayan bana anlatsın lütfen.

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

İnşaat ve Mühendislik Sigortaları, 2023’te Yüzde 50 Büyüyecek

İnşaat ve mühendislik sigortalarına yönelik değerlendirmelerde bulunan IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi,  “2022 yılında bu alanda 2.6 milyar TL’lik prim hacmi gerçekleşti. 2023 sonu itibariyle de yüzde 45-50 arasında artış öngörülüyor. Bu yıl içinde inşaat projelerinde sigorta ağırlığının artması ve sigorta sektörüne olumlu katkı sağlayacak düzenlemelerin yapılması bekleniyor” dedi. 

Türkiye’de Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projesinin inşaat süreci devam ederken, Türkiye inşaat sektöründeki sigorta hacmi de büyümesini sürdürüyor. İnşaat sektörünün yaklaşık 175 milyar dolar civarında olduğu Türkiye’de, inşaat ve mühendislik alanında sigorta potansiyeli de 2023 itibariyle 400 milyon dolar prim büyüklüğüne ulaştı. IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, Türkiye’de inşaat ve mühendislik branşlarında sigorta penetrasyonunun, diğer branşlara göre oldukça yüksek olduğunu belirterek, “Bunun sebepleri arasında inşaat sektöründeki firmaların kurumsallığının yüksek olması ve kamu ihalelerindeki sigorta yaptırma zorunluluğu gelmektedir” dedi.

Yeni Düzenlemeler Sektörü Hareketlendirecek 

İnşaat mühendislik sigortalarına yönelik değerlendirmelerde bulunan Murat Çiftçi, şunları söyledi: “İnşaatların büyük çoğunluğunun kamuya yönelik yollar, toplu konutlar, köprüler olduğu düşünülürse, bu ihalelerdeki sigorta yaptırma zorunluluğu ve belirlenen şartlar alınan poliçelerin içeriğini de belirliyor. Türkiye’deki uyulması gereken standartların dünya klasmanında olması ve yapı denetim sisteminin varlığı, inşaatlardaki kaliteyi artıran bir unsur. Dolayısıyla yeterli kalitede olmadığı için sigortalanamayan riskler hemen hemen yok. Ancak rakamsal olarak çok büyük değere sahip ve prototip özelliği taşıyan projeler, uzmanlaşmış reasürans piyasaları tarafından sigortalanmaktadır. 2022 yılında 2.6 milyar TL olan prim hacmi 2023’ün ilk 6 aylık döneminde 1.9 milyar TL’nin biraz üzerinde gerçekleşti. 2023 yılında geçen seneye göre TL bazında yaklaşık yüzde 45-50 arasında bir artış bekliyoruz. Bu yıl içinde beklenen gelişme, inşaat projelerinde yoğun olarak kullanılan Teminat Mektubu yerine Kefalet Sigortası’nın yaygınlaşması adına yapılabilecek düzenlemelerdir. Bu sayede dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Kefalet Sigortalarının ağırlığının artması ve sigorta sektörüne olumlu bir katkı sağlanması beklenmektedir.”

Kentsel Dönüşüm Sigortaya Yüzde 10 Artış Sağlayacak

Özellikle beklenen büyük İstanbul depremi nedeniyle kapsamlı bir kentsel dönüşüm hareketi olduğuna dikkat çeken Murat Çiftçi, “Kentsel dönüşüm için yapılması planlanan yatırım büyüklüğünün yıllık olarak 10 milyar dolar civarında olduğu düşünülürse bu yatırım sektör geneli için yaklaşık yüzde 10 civarı bir artış getirecektir. Bu da sigorta sektörünün büyümesine olumlu yönde etki edecektir. Yapı stoğunun modern yapılarla değişmesi anlamına da gelecek bu yatırım, sigortacılık açısından gelecek yıllardaki muhtemel hasarlara karşı önleyici bir gelişme olarak dikkat çekmektedir” dedi.

IBS’in uzun yıllardır Türkiye’de gerçekleştirilen büyük ve itibarlı projelere hem inşaat aşamasında, hem de inşaat sonrası işletme aşamasında işverenler ve müteahhitler için çok çeşitli branşlarda hizmet verdiklerini belirten Murat Çiftçi, “Çeşitli inşaat ve sigorta türleri konusunda sektörde geniş deneyime ve uzmanlığa sahip özel bir ekip ile sigortalıların ihtiyaçlarını belirleyerek yurt içinde ve gerektiğinde yurtdışında doğru ve ekonomik bir şekilde teminat sağlama konusunda çok güçlüyüz. Ayrıca, sigorta sürecinde müşterilerimize destek olmak için etkin bir iletişim ağı kurduk. Onlarla işbirliği yaparak, proje gereksinimlerini analiz ediyor, sigorta süreci boyunca ihtiyaç duyduğu her türlü bilgi ve yardımı temin ediyoruz.

Müşteri memnuniyetini ön planda tutan bir şirket olarak, sorumluluklarınızı ve projelerinizi korumak için en son sigorta trendlerini takip ediyor ve hızla değişen piyasa koşullarına uyum sağlıyoruz.” dedi.

Dura Lex, Sed Lex

Latince “Dura Lex, Sed Lex” sözü biz mühendislerin dünyasına bir nebze uzak olsa da, hukukçular için vazgeçilmez bir unsur. “Kanun katıdır ama kanun, kanundur.” gibi bir karşılığı var.

Günümüz proje yönetimi ve tedarik zinciri yönetimi kuralları açısından, en çok ihtiyaç duyduğumuz mottonun bu hukuk terimi olduğunu belirtmek gerekir. Tedarik zincirlerinin artan kompleksite yapısı, alternatif satış kanalları belirleme çabaları ile hammadde tedariğinden son kullanıcıya kadar tedarik zincirinin

  • AR&GE,
  • planlama,
  • satınalma,
  • üretim,
  • kalite,
  • depolama, sevkiyat ve dağıtım kanalları

süreçlerinde karşılaştığı farklı farklı kişiler doğası gereği anlaşmazlıklar ortaya koyuyor. Bu anlamda satınalma uzmanlarının her aşamada (farklı mal ve hizmet alımları tüm departmanların ortak ihtiyacı olduğu için) karşılaştığı bu legal zorluklar, talepte bulunan kişilere göre “ne şiş yansın, ne kebap” yaklaşımı ortaya koymalarını gerektirebiliyor.

İşte tam bu noktada, şirketlerin “code of conduct” dedikleri etik kodlarının göz önüne alınması gerekiyor. Satınalma profesyonellerinin ve tedarik zincirindeki her “karar alma” yetkilisinin “Katı da olsa kanun kanundur” mottosunda davranması işte bu noktada çok önemli. Şirket iş ahlakı kuralları, hukuk profesyonelleri tarafından operasyonel kısıtlar ve geçmiş hukuki tecrübeler göz önüne alınarak hazırlanan bir kurallar bütünü olduğu için, şirketin orta ve uzun vadedeki hedeflerine ulaşmasını sağlayacak faydaları içermektedir.

Eğer tedarik zincirinin yapısı gereği “hızlı” alınan bir karar ve operasyonu çabucak gerçekleştirme isteği bu kurallarla çelişiyorsa, bunu ilk fark edecek olan satınalma sorumlusu ve/veya finans yetkilisinin burada şirket kurallarına göre aksiyon alması çok fazla önem arz edecektir.

“Katı da olsa” bunu mutlaka ilgili operasyon yetkilisine/karar vericiye anlatmalıdır. Kısa dönemde operasyonu hızlıca yapmak isteyen, bu aksiyonunu aslında şirkete para kazandırdığı için bu şekilde ilerletmek istediğini söylese de satınalma yetkilisi orta/uzun vadede şirkete para/itibar kaybettirecek esnetilmiş kuralların kimseye kazandırmayacağını üstüne basarak vurgulamalıdır.

Anıl ERDOĞAN

İş İlanı: Müşteri Hizmetleri Uzman Yardımcısı Aranıyor

Gıda sektöründe faaliyet gösteren uluslararası bir firmada, İstanbul’da istihdam edilmek üzere, Müşteri Hizmetleri Uzman Yardımcısı aranmaktadır. Bu pozisyon ile ilgilenen ve aşağıdaki nitelikleri taşıyan adayların özgeçmişlerini egitim@satinalmadergisi.com göndermeleri rica olunur.

Nitelikler:

  • Lisans mezunu veya öğrenmeye istekli, en fazla 1-2 yıl deneyimli
  • İyi iletişim ve bilgisayar becerileri, SAP bilgisi tercih sebebidir
  • Problem çözme ve müşteri odaklı düşünme
  • Sonuç ve detay odaklı, odaklanma ve görevlere öncelik verme yeteneği.

İş tanımı :

  • SAP kullanarak iade & ret sürecini yönetmek
  • İadelerde nakliye sürecinin yönetilmesi
  • Tüm satışlar, iadeler ve hurdalar için SAP’de faturalandırma süreci
  • Müşterilere e-fatura gönderilmesi
  • SAP müşteri siparişlerinden sorumlu
  • Müşteri hizmetlerinde kalite yönetim sürecinden sorumlu
  • Tedarik Zinciri ekibine back-up olabilecek

Qualifications :

  • Bachelor’s degree or max 1-2 years of experience who is eager to learn
  • Good communication and computer skills, SAP knowledge is an asset
  • Problem solving and customer oriented thinking
  • Result and detail oriented, ability to focus and prioritize tasks.

Job Description :

  • Managing return & refusal process by using SAP
  • Managing transportation process for returns
  • Invoicing process in SAP for all sales customers, returns and scraps
  • Sending e-invoices to customers
  • Responsible for customer orders in Sap
  • Responsible for Quality management process in customer service
  • Will be a back-up for the colleagues in Supply Chain team

Sosyal Medyada Görünür Olmak: Markalar İçin Tespit ve Öneriler

Türkiye İstatistik Kurumunun yayınladığı 2022 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçları, Türkiye’deki hanelerin %94,1’inin evden internete erişim imkanına sahip olduğunu ortaya koymaktadır (1). Rapora göre; 16-74 yaş grubundaki bireylerin %85’i interneti kullanmaktadır. İnternetin baş rol oyuncusu olan sosyal medya ise Türk insanı için günlük hayatın bir parçasıdır. Öyle ki, dünya genelinde sosyal medya kullanıcılarının nüfusa oranı %59,4 iken, Türkiye’de bu oran %73,1’dir. Bir internet kullanıcısı, günde ortalama 2 saat 58 dakikasını sosyal medyada geçirmektedir. Pandemi şartlarının ortadan kalkmasıyla birlikte az da olsa düşüş görülse de, 2022 yılı verilerine göre Türkiye’de en popüler sosyal medya platfomu 57,9 milyon kullanıcı sayısıyla YouTube olmuştur. Youtube’u, 48,65 milyon kullanıcıyla Instagram, 29,86 milyon kullanıcıyla TikTok ve 18,55 milyon kullanıcıyla Twitter takip etmektedir (2).

Yukarıda verilen rakamlar, sosyal medyayı yalnızca bireylerin eğlence aracı olmaktan çıkarmakta, bu platformlarda var olmayı markalar için de bir tercih değil zorunluluk haline dönüştürmektedir. Günümüzde, müşterilerin sosyal ağ akışlarında yer alan markaların fark edilme olasılığı diğerlerine göre daha yüksektir. Peki sosyal medyada var olmak ne demektir ?

Sosyal medya varlığı, bir markanın sosyal medya platformlarında sahip olduğu görünürlüğü ve topluluğuyla yani hedef kitlesiyle kurduğu bağı ifade etmektedir.

Küresel ölçekte sosyal medya araştırmaları yapan bir kuruluş olan BrandWatch’ın 2022 Marka Görünürlük Raporu (3); incelenen global 75 marka içinde görürlüğü en fazla olanların spor sektöründen olduğunu ortaya koymuştur. İkinci sırayı teknoloji markaları alırken, otomotiv, yiyecek-içecek ve eğlence markaları onu takip etmektedir (1). En görünür markaların %20’sinin spor endüstrisinden olması, başta futbol olmak üzere insanların en sevdikleri oyuncular ve takımlarla etkileşim kurma heveslerinin ve rahat giyinmeye düşkünlüğün şaşırtmayan bir sonucudur.

Sosyal medya, pazarlama iletişimi için güçlü bir araçtır ancak onlarca yerel ve küresel rakibin arasından sıyrılmak için dikkate alınması gereken bazı stratejik kurallardan bahsetmek mümkündür. Bunlardan kısaca bahsedelim.

Doğru Mecrayı Seçmek

Sosyal medya yeni oyuncularla sürekli büyüyen rekabet yoğun bir ekosistemdir ve her sosyal medya platformunun kendine özgü nitelikleri ve kullanım amacı vardır. Instagram görsel ve video içerik paylaşımı özelliğiyle ön plana çıkarken, Twitter haberleri anlık takip etmek ve görüşlerini paylaşmak isteyenlerin tercih ettiği bir kanaldır. YouTube video içerikler izleyerek bilgi edinmek, LinkedIn ise profesyonel iş bağlantıları oluşturmak için kullanılmaktadır. Platform belirleme aşamasında, öncelikle aşağıdaki soruların tam olarak yanıtlanması gerekmektedir;

Hedef kitle kimlerden oluşuyor ? (kadın, erkek, yaş vb.)

Hangi platformda aktifler ?

Ne tür içerikler izliyorlar ?

Birbirinden farklı kitle demografisine sahip sosyal medya araçlarının her biri farklı bir yaklaşım gerektirmektedir. Örneğin, genç sosyal medya kullanıcıları TikTok veya Twitch’i kullanırken, daha ileri yaşta olanlar Facebook veya Instagram’ı tercih etmektedir. Ayrıca üretilen içeriğin her platformun algoritması için optimize edilmesi, pazarlama mesajlarının potansiyel müşterilere ulaşmasını sağlayacaktır.

Yaratıcı ve Kaliteli İçerik Üretmek

Sosyal medyada içerik kraldır. Sosyal medya kullanıcıları, yalnızca birkaç saniye içinde izledikleri içerikten olumlu ya da olumsuz biçimde etkilenirler. Olumsuz algıların başlıca sebepleri, ilgisiz içerik, düşük kaliteli görsel ve videolar, dilbilgisi ve yazım hatalarıdır. Bu nedenle pazarlamacıların, doğru seçilmiş görsel ve videolarla desteklenmiş, editoryal olarak kaliteli, tutarlı ve sürekliliği olan içerikler sunması markanın mevcut ve potansiyel müşteriler açısından görünürlüğünü artıracaktır.

İçerik üretimi marka kimliğinde bütünsel bir yaklaşımı da gerektirmektedir.  Bu nedenle, marka stratejisinin sosyal medya stratejisiyle uyumlu olması ve ortak mesajlar iletiyor olması gereklidir. Şirketler genellikle aynı içeriği tüm kanallarda yayınlama hatasına düşmektedir. Oysa her platformun hedef kitlesinin farklı beğeni ve beklentileri vardır. Örneğin Instagram’da paylaşılmış bir gönderi takipçiler tarafından çok beğenilirken aynı içerik Youtube’da çok ilgi çekmeyebilir. Dolayısıyla, içerik üretirken platform yaklaşımlarının özelleştirilmesine dikkat edilmelidir.

Etkileşim Yaratmak

Sosyal medya topluluğu oluştururken en sık yapılan hata, takipçi ve görüntüleme satın almaktır. Oysa günümüz internet kullanıcıları hesap sahiplerinin organik olmayan büyüme girişimlerine dair çok uyanıktır ve etkileşimi olmayan bir markanın nasıl bir görünümde olduğuna dair fikri vardır. Sahte beğeni ve görüntüleme satın alan hesapları fark eden kullanıcılar, kandırıldığını düşünmekte ve bunu yapan markaları göz ardı etmektedir.

Sosyal medya yalnızca markanın yüzünü gösterdiği bir mecra değildir. Aynı zamanda hedef kitlenin beğenileri, hoşlanmadıkları veya endişeleri hakkında gerçek ve anlık bilgilerin edinildiği bir araçtır. Bu nedenle pazarlamacıların takipçilerle bağ kurmak için fırsatlar yaratması ve çeşitli yöntemlerle etkileşime teşvik etmesi gerekmektedir. Soru cevap videoları, anketler, yarışmalar, çekilişler ve canlı yayınlar bu amaçla kullanılabilen yöntemlerdir. Ayrıca, etkin bir iletişim, yorumlara ve doğrudan mesajlara yanıt verilmesini gerektirmektedir. Dürüst, güven veren ve özel hissettiren cevaplar sadık takipçi oluşturmakta; erişimi ve görünürlüğü artırmaya yardımcı olmaktadır.

Reklam Vermek

Platform algoritmaları organik içeriğe kıyasla ücretli içeriğe daha fazla yer vermektedir. Dolayısıyla, hashtagler ve anahtar kelimeler organik olarak sosyal medya görünürlüğü oluşturulabilse de, yoğun rekabet ortamında reklamın desteğinden faydalanmak bir zorunluluktur. Sponsorlu içerikler ve influencer iş birlikleri, hedeflenmiş kitlenin dönüşüm oranını artırmakta oldukça etkili yöntemlerdir.

Sosyal medyada reklam stratejisi belirlemek bir denge sağlama işidir. Gezinmeleri sırasında onlarca tanıtıma maruz kalan kullanıcılar, hedefli reklamlardan kurtulmanın yollarını aramakta ve hatta sosyal ağların reklam göstermeyen versiyonları için daha fazla ödemeye razı olmaktadır. Ücretli tanıtımı kabul ettirmenin yolu, organik gönderilerin arasında sıkıştırılmış “reklama benzemeyen reklamlar “sunmaktır.

Güncel Olayları Ve Trendleri Takip Etmek

Trendler sosyal medyanın ana dinamikleridir. Yeni bir şarkı, farklı bir dans, bir giyim şekli ve kitlelerin dikkatini çeken her şey pazarlamanın da gündeminde olmak zorundadır. Bir yeniliği markayla uyumlu hale getirerek etkili bir içeriğe dönüştürmek marka bilinirliğinizi artırarak organik trafik artışları sağlamaktadır.

Sosyal ağlarda hızla yankı bulan güncel olaylar da sosyal medyanın bir başka tetikleyici unsurudur. Takipçiler, destekledikleri markaların sosyal konularda daha duyarlı olmalarını beklemektedir. Bir şeyler yolunda gitmiyorken proaktif davranarak doğru adımlar atan markalar sosyal medyada arkalarına daha fazla destek almaktadır. Bunun en yakın örneği 2023 Şubat ayında yaşadığımız depremdir. Yaraların sarıldığı dönemde şirketlerden destek beklentileri artmış ve depremden etkilenenlere yardım yapan firmalar alkışlanmıştır.

Veriye Önem Vermek

Sosyal medya yeni markaları keşfetmeyi her zamankinden daha kolay hale getirmiştir. Ancak etkili bir sosyal medya yönetimi sürekli izleme ve ölçmeyi gerektirmektedir. Sosyal medya stratejisti Ariel Boswell “Sosyal medya sürekli değişen bir alandır, birkaç ayda bir yeni bir özellik, yerleşim veya algoritma değişikliği olur. Bu değişikliklerin stratejinizi nasıl etkilediğini görmek ve dönüşmeye hazır olmak için varsayımları test edin ve performans ölçümlerinize göz atın.” diyerek ölçmenin önemine vurgu yapmaktadır (4). Pazarlamanın kullandığı pek çok performans göstergesi gibi, markanın sosyal medyadaki varlığını ortaya koyan bazı metrikler mevcuttur. Takipçi, erişim ve gösterim sayıları, etkileşim oranı, beğeni, yorum ve paylaşım sayıları vb. bunlardan bazılarıdır. Ayrıca, hedef kitleye ulaşmak için SEO’yu planlamak, doğru hashtag ve anahtar kelime seçimi yapmak ve aktif olan bütün sosyal kanalları birbirine bağlamak önemlidir.

Sosyal medya platformlarını takip eden, verimliliklerini ölçen yazılımları etkin bir şekilde kullanmak gönderinin platform türüne göre planlanmasını, analiz edilmesini ve denetilmesini sağlayarak elde edilen gerçek verilerle gelecek planlamalar için içgörü sağlamaktadır.

Son söz yerine;

Bir sosyal ağın amacı iletişim tesis etmek ve bunu sürdürmektir. İletişim, sadece satış yapmaktan daha fazlasıdır ve başarılmış bir iletişim, sosyal ağlardaki marka görünürlüğünü artırmanın en iyi yoludur.

Dr. Özlem KARAMAN

 

Kaynakça:

  • https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Hanehalki-Bilisim-Teknolojileri-(BT)-Kullanim-Arastirmasi-2022-
  • https://datareportal.com/reports/digital-2023-turkey
  • https://www.brandwatch.com/reports/brand-visibility/view/
  • https://blog.hubspot.com/blog/tabid/6307/bid/4663/how-to-monitor-your-social-media-presence-in-10-minutes-a-day.aspx

İş İlanı: Talep Planlamacı Aranıyor

Gıda sektöründe faaliyet gösteren uluslararası bir firmada, İstanbul’da istihdam edilmek üzere, Talep Planlama Uzmanı aranmaktadır. Bu pozisyon ile ilgilenen ve aşağıdaki nitelikleri karşılayan adayların özgeçmişlerini, egitim@satinalmadergisi.com göndermeleri rica olunur.

Sorumluluklar:

  • Türkiye pazarından sorumlu, Kıbrıs’ın yanı sıra Malta, İsrail ve Özbekistan pazarlarından da sorumlu,
  • JDA ve IBP gibi araçları kullanarak 18 ay boyunca her S&OP döngüsü boyunca toplam talep planının sunulmasından sorumlu olmak,
  • Kısa ve uzun vadede talep tahmin doğruluğunu iyileştirebilme,
  • “Hizmet Seviyesi”ni ölçerek, mamullerin zamanında teslim edilmesini sağlama,
  • SKU seviyelerinde optimum envanteri sağlamak için aylık talep İnceleme toplantılarını yönetme ve yürütme,
  • ‘Kullanılabilirlik’, ‘tahmin doğruluğu’ ve ‘stok kapsamı’ gibi KPI’ları raporlama, analiz etmek ve sunma,
  • Güncel, doğru bilgi almak için Satış, Pazarlama, Endüstriyel Ekip, Kontrol, Satınalma ve diğer departmanlarla uygun şekilde etkileşim ve iletişim kurma,
  • Tüm NPI projeksiyonlarının zamanlamasının iş stratejisiyle uyumlu olmasını sağlama,
  • Tedarik planlama parametrelerinin takibi,

Yetenekler:

  • Üniversitelerin Mühendislik bölümlerinden mezun,
  • Tedarik Zinciri alanında minimum 2 yıllık mesleki deneyim, FMCG deneyimi tercih sebebidir,
  • Tüm yönetim seviyeleriyle etkili bir şekilde etkileşime girebilme yeteneği ile birlikte ileri derece İngilizce sözlü ve yazılı iletişim becerileri,
  • Excel’in ileri düzeyde kullanımı
  • İş değişikliği yönetimine liderlik etme yeteneği; diğer fonksiyonları ve yöneticileri etkileme kapasitesi
  • Güçlü liderlik yeteneklerinin yanı sıra güçlü kişilerarası becerilere sahip, kendine güvenen, profesyonel,
  • Sonuç odaklı ve karmaşık süreçlerde etkili analitik algıya sahip olma,
  • Kolaydan Aşırıya Öğrenmeye, yeniden öğrenmeye ve tekrar öğrenmeye istekli,
  • Güçlü bir takım oyuncusu olarak zorlu ortamlara uyum sağlayan,

Responsibilities

  • Responsible for Turkey market, besides Cyprus Malta, Israel and Uzbekhistan markets are included,
  • Being key responsible for delivering the total demand plan through each S&OP cycle for rolling 18 month by using tools such as JDA and IBP,
  • Improve Forecast Accuracy for the short & long term,
  • Ensure that finished goods are delivered on time by measuring “Service Level“,
  • Leads and Conduct Demand Review meetings monthly to ensure optimal inventory on SKU levels,
  • Report, analyze and deliver KPI´s, such as ‘availability’, ‘forecast accuracy’ and‘stock cover,
  • Interacts and communicates with Sales, Marketing, Industrial Team, Controlling, Purchasing and other departments as appropriate to obtain current, accurate information,
  • Ensure the timing of all NPI projections aligned with business strategy,
  • Follow up supply planning parameters,

Your Skills

  • University degree in Engineering,
  • Minimum 2 years of professional experience in Supply Chain, FMCG experience is an asset,
  • Excellent oral and written communication skills in English with the ability to interact effectively with all levels of management,
  • Advanced use of Excel
  • Ability to lead business change management; capacity to influence other functions and managers
  • Self-confident professional, who possesses strong interpersonal skills along with sound leadership capabilities,
  • Being result oriented & effective analytic perception for complex process,
  • Easy to a Extreme willingness to learn, relearn, and learn again,
  • Adapt challenging environments by being powerful team player,