İmalatçı Firma Aranıyor.
Bakır boru üretimi için bakır puldan derin çekme ile parça üretecek firma aranmaktadır.
Talep Sahibi Firma Bilgileri aşağıda sunulmaktadır.
İmalatçı Firma Aranıyor.
Bakır boru üretimi için bakır puldan derin çekme ile parça üretecek firma aranmaktadır.
Talep Sahibi Firma Bilgileri aşağıda sunulmaktadır.
Yeşil Gümrük Girişimi (GCI – Green Customs Initiative), çevreye duyarlı ürünlerin yasa dışı ticaretini engellemek ve bu ürünlerin yasal yollarla alınıp satılmasını kolaylaştırmak amacıyla birçok uluslararası kuruluşun ve sözleşmenin ortak kararıyla 2004 yılında kurulmuştur. Girişimin amacı gümrük işlemlerini sürekli olarak takip etmek, sınır kontrollerini düzenlemek ve çevreye duyarlı malların ve maddelerin konuyla ilgili uluslararası sözleşmeler, kurallar ve yasalar doğrultusunda satılmasını sağlamak ve bu ticareti daha hızlı ve kolay hale getirmektir. Yeşil Gümrük Girişimi, çevresel hassasiyeti yüksek ürünlerin yasal yollarla ticaretini artırma ve yasa dışı gümrük işlemlerini engelleme potansiyelini iyileştirme açısından son derece önemlidir.
“Stratejik Satınalma” büyük dış maliyet alanlarını ortadan kaldırmanın mantıklı, yapılandırılmış, bütünsel bir yoludur. AT Kearney’nin 1980’lerde General Motors’ta geliştirdiği metodolojiye dayanmaktadır. GM’deki alıcılar ve mühendisler birlikte çalışarak spesifikasyonu optimize edebileceklerini bulmuşlardı. Stratejik satınalmanın (veya o zamanlar adlandırdıkları gibi Küresel Kaynak Kullanımının) asıl sihri doğası gereği çapraz fonksiyonel çalışmalarda yatıyordu … Mühendisler ve ticaret yöneticileri (satınalmacılar) bileşenin toplam maliyetini optimize etmek için birlikte çalışıyordu.
Stratejik satınalmayı şu şekilde sınıflandırırız:
Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi:
Stratejik Satınalma Yönetimi konusunda ileri seviye eğitimin içeriğini incelemek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf Eğitim Kataloğunu indirebilirsiniz.
Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.
ELEMAN ARANIYOR
Eleman denince genellikle bir kuruluşta veya bir yerde çalışan insanların her biri akla gelir ama bugün ben biraz daha derine inmek istiyorum.
Eleman, aynı zamanda bileşik bir şeyi oluşturan şeylerden her birine de denir.
Misal; Bağlantı Elemanları…
Sanayide kullanılan parça ve ürünlerin birleştirilmesinde kullanılan malzemeler Bağlantı Elemanları olarak nitelenir. Aslında sadece sanayi ürünlerini değil tüm eşyaların birleştirilmesini sağlayan elemanlardır bunlar.
Bu yolla düşünürsek, çalışanlara eleman denmesinin bir nedeni de demek ki bir anlamda bağlantı görevi görmeleri olabilir.
Müşterinizin teslimat adresi ile deponuz arasındaki bağlantıyı sağlayanlar; Sevkiyat Elemanlarıdır.
Tahsilatlarınızla satılan mallarınızın takasında bağlantı sağlayanlar; Satış Elemanlarıdır.
Ve en bariz örnek…
Ham maddenin mamule çevirmesinde ara eleman olarak çalışıp sürecin devamlılığında bağlantı görevi gören; Üretim Elemanları.
Bu liste uzar gider…
Eleman kavramında özellikle de Ara Eleman ifadesi vardır hep kullanılagelen. Türkçede karşılığı “Meslek liselerinin, meslek yüksekokullarının veya halk eğitim merkezlerinin yetiştirdiği işçi.” anlamına gelir.
Üretimin can damarı, işte bu beden gücüdür. Sanayi hatta ağır sanayi bu beden gücü olmadan ayakta duramaz. Ne kadar dijitalleşmesi kaçınılmaz olsa da fabrikalarda o civata sıkılacak, o paspas çekilecek, yine o ürün elden geçecek ve bu iş yine bir elemanla yapılacaktır.
Bu ara eleman denen kadronun yakası ister mavi olsun isterse de beyaz farketmez. Üretimin vazgeçilmez bir bağlantı elemanı olarak hammaddeyi mamule çeviren, mamulü ise paraya çeviren süreçlerde hep oralarda bir yerlerde olacaktır.
Bu eleman eksikliği sorununu yıllardır hissetmekte olan büyüklerimizden Koç Holding 2006 yılında Vehbi Koç Vakfı desteği ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile “Mesleki Teknik Eğitimi Özendirme Programı” kapsamında bir proje bile başlatmıştı. Proje zaman içerisinde “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sloganıyla anılmaya başlandı ama gel gelelim yıl 2022 oldu Ara Eleman sorunu dev gibi büyüdü büyüdü ve sanayiyi tehdit etmeye başladı.
Günümüz Türkiye’sinde artık son nokta:
Ham madde var ama Üretim Elemanı yok.
Mamul var ama taşıyacak Sevkiyat Elemanı yok.
Makine var ama Tamir Bakım Elemanı yok.
Peki nasıl olacak bu Ara Eleman sorunu?
Ara Eleman oldu bize Ana Eleman.
Klasik ekonomide üretim faktörleri üç başlık altında sınıflandırılmaktadır. Bunlar: Emek, sermaye ve doğal kaynaklar (toprak)dır.
İşte buradaki emek kelimesi çimento görevi gören Ara Elemanın ta kendisidir ve tedariki elzemdir.
Bunu ben demiyorum, her yerde gümbür gümbür haber ve köşe yazıları var.
13.09.2022: STK’lar da ara eleman için devrede[1] İş dünyasının kronik sorunlarının başında gelen ara eleman sıkıntısının çözümü için Bursa’daki sivil toplum kuruluşları önemli rol üstleniyor. STK’lar imza attıkları projelerle mesleki eğitim alanında öncü oluyor.
27.08.2022: Kriz tellalları iyi duysun: Ara eleman bulunamıyor[2] Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, iş dünyasının satış elemanından pazarlamacıya, dikiciden tornacıya kadar yetişmiş eleman bulmakta zorluk çektiğini belirterek, “Hemen her sektörde istihdam edilmek üzere ara elemana ihtiyaç var ancak bulamıyoruz” dedi.
07.02.2022: İş arayanları yakından ilgilendiren çarpıcı rapor İŞKUR tarafından yayınlandı.[3] Saha araştırması yapan kurum, geçen yıla ilişkin önemli bir araştırma yaptı. Buna göre, e-ticarete yönelenlerin oranı bir puan arttı. Araştırma, özellikle bazı mesleklerde ciddi bir eleman açığının da olduğunu gözler önüne serdi…
16.09.2022: Sanayide kalifiye eleman sıkıntısı büyüyor.[4] Sanayideki kalifiye eleman sorunu büyümeye devam ediyor. İŞKUR verilerine göre yılın ilk 8 ayında sanayide 344 bin 863 iş boş kaldı. Gençler sanayiden uzaklaşırken, açılan istihdam kurslarında da kapasite dolmuyor. Sanayiciler kadın istihdamı ve mesleki eğitimin güçlendirilmesini çıkar yol olarak görüyor.
Okullar açılıyor.
Kurslar düzenleniyor.
Müfredat değişiyor.
Metot ve yöntemler düşünülüyor.
Bu arada sorun yıllar boyunca büyümeye devam ediyor.
Bence asıl soru şu olmalı:
Sevgili İK dostlarım, yanıtınız ve bence de can simidiniz “YAN HAKLAR” cümlesinde saklı. Bu küçücük cümlecik sizin elinizi, dolayısıyla da işletmenizin elini çok güçlendirecektir.
27.07.2021: Nedir bu yan haklar?[5] Başlıklı habere bir göz atalım bence.
Çalışan deneyiminin yüksek olabilmesi için aranan en önemli kriterler de çeşitli yan haklardan geçiyor. Sağlık sigortası, yol ve yemek parası gibi yaygın kullanılan yan haklar, artık birer yan hak olarak değerlendirilmiyor; tıpkı maaş gibi, sigorta primi gibi zaten olması gereken bir “hak” olarak değerlendiriliyor.
Oysaki artık özellikle son yıllarda, yan hakların öneminin farkına varan şirketler bu alana ciddi bir şekilde yöneldiler. Kimi şirketler, klişe yan haklardan tamamen sıyrılıp, kendilerine has yan haklar oluşturuyor.
Paraya dayalı yan haklar
Eğitime dayalı yan haklar
Çalışma stiline dayalı yan haklar
Ve daha neler neler.
Elbette bunların bir kısmı yok artık daha neler şeklinde karşılanabilir ama karar vermek ve seçim yapmak sektöre, ürüne, işe, bölgeye ve elemana göre değişse de aslolan şey bir cazibe merkezi kurabilmek ve onu sürdürebilmek.
İşletmeler artık “Eleman seçmeye çalışmak yerine, elemanlarca seçilen olmaya çalışsa” çok daha güçlü olacaklarını görecekler.
Nasıl mı?
Bilgisayarınızın arama motoruna Great Place To Work yazın, o size birçok ipucu verecektir.
Nasılını, doğrusunu, eğrisini ben bilmem.
Ama bir an önce işletmenizi çalışmak için harika bir yere çevirmenizi önemle tavsiye ederim yoksa aramaya devam…
Saygılarımla
Zafer URFALIOĞLU
[1] https://www.ekohaber.com.tr/genel/stklar-da-ara-eleman-icin-devrede-h87426.html
[2] https://www.yeniakit.com.tr/haber/kriz-tellallari-iyi-duysun-ara-eleman-bulunamiyor-1685914.html
[3]https://www.ahaber.com.tr/ekonomi/2022/02/07/is-arayanlar-dikkat-ciddi-eleman-acigi-var-iste-iskurun-yayinladigi-carpici-rapor
[4] https://www.dunya.com/sektorler/sanayide-kalifiye-eleman-sikintisi-buyuyor-haberi-669129
[5] https://www.dunya.com/dunyanin-iksi/nedir-bu-yan-haklar-haberi-628822
“Üretken bir şey yapmak, duygusal stresi azaltmanın harika bir yoludur. Aklınızı üretken bir şey yapmaya ikna edin.” Ziggy Marley
Örgütlerin başarısında insan kaynağının en önemli faktörlerden biri olarak kabul edildiği günden bugüne akademik yazında işgücü performansı ve örgütsel performansı etkileyen örgütsel stres konusu olumlu ve olumsuz etkileri ile her alanda ele alınmakta ve stresle başa çıkma yolları araştırılmaktadır.
Endüstriyel devrimlerden sonra, hızlı değişimlerin yaşandığı günümüz dünyasında, bireyler hayatlarının her alanında stres ile karşılaşabilmektedirler. Stres kavramı, fizik alanında çalışmalarda bulunan Robert Hooke tarafından, 17. yüzyılda, madde ile maddeye dışarıdan uygulanan güç arasındaki bağlantıyı ortaya koymak için kullanılmıştır. 1926 yılında, endokrinolog Dr. Hans Selye, her bir canlı varlığın her tür değişime karşı gösterdiği tepkiyi, stres olarak açıklamıştır.
AXA Grubu’nun küresel araştırmalar sonucu tüm dünyayı etkileyen uzun vadeli risk faktörlerini ortaya koyduğu Gelecek Riskleri Raporu’nun 2022 sonuçları yayınlandı. Her yıl yayınlanan raporun bu yılki verilerine göre, ekonomik istikrarsızlık ve jeopolitik gelişmeler iklim değişikliğinden sonra en önemli risk faktörleri olarak görülüyor.
Türkiye’de olduğu gibi dünyada da “insanlığın gelişimi adına insanlık için önemli olanı korumak” amacıyla çalışmalarını sürdüren AXA, her yıl küresel ölçekte gerçekleştirdiği araştırmalarla tüm dünyayı uzun vadede etkileyen önemli risk faktörlerini belirliyor. Araştırma sonuçlarını “Gelecek Riskleri Raporu”yla tüm sektörlerin ve kamuoyunun bilgisine sunan AXA’nın raporunun 2022 edisyonunda yine çarpıcı veriler yer alıyor.
Son Beş Yıldır En Önemli Risklerden Biri Olarak Gösterilen İklim Değişikliği, Jeopolitik İstikrarsızlık ve Enerji Riskleriyle İç İçe Geçiyor
Tüm dünyadan risk uzmanlarının ve kamuoyunun görüşleriyle şekillenen Gelecek Riskleri Raporu’nda, geçtiğimiz yıl olduğu gibi 2022 yılında da iklim değişikliği en önemli risk faktörü olarak birinci sırada yer aldı. Risk uzmanlarına göre iklim değişikliğini sırayla şu risk faktörleri izliyor: jeopolitik istikrarsızlık, siber güvenlik riskleri, enerji riskleri, pandemi ve bulaşıcı hastalıklar, toplumsal gerginlik, doğal kaynak ve biyoçeşitlilik riskleri, finansal riskler, makroekonomik riskler, para politikası ve mali politikalardan kaynaklanan riskler.
Raporda, söz konusu risk sıralamasının iklim değişikliğinin biyoçeşitlilik, sağlık ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin göz ardı edilemez boyutlara ulaştığının göstergesi olduğu belirtildi. Hem risk uzmanları hem de kamuoyunun iklim değişikliğinin yarattığı riskler karşısında kamu otoritelerinin gerekli önlemleri almadığını düşündüklerine dikkat çekildi. Raporda ayrıca, risk uzmanlarının, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın sebep olduğu jeopolitik gerilimin yayılarak devam edeceğine ve bu durumun iklim değişikliği gibi risk faktörleri karşısında ülkelerin ortak aksiyon almasını engelleyeceği görüşüne de yer verildi.
Artan Ekonomik Riskler, Toplumsal Huzursuzluğu Körüklüyor
Gelecek Riskleri Raporu’nun işaret ettiği en önemli 10 risk faktörü arasında bu yıl ilk kez üç ekonomik risk faktörü yer aldı: finansal istikrarsızlık, makroekonomik riskler, para politikaları ve mali politikaların sebep olduğu riskler. Söz konusu ekonomik riskler arasında enflasyon ve alım gücünün düşmesi hem uzmanlar hem de kamuoyu açısından en önemli kaygı unsurları olarak öne çıkıyor. Rapora göre, hem ABD hem de Avrupa’daki uzmanlar sürekli artan enerji ve gıda fiyatlarının sosyal eşitsizlikleri derinleştirerek toplumda huzursuzluğa sebep olacağını düşünüyor. Kamu otoritelerinin sosyal bütünlüğü koruma konusunda her zamankinden daha fazla tetikte olmaları gerektiğine dikkat çekiliyor.
AXA’nın bu yılki Gelecek Riskleri Raporu’nda öne çıkan diğer veriler ise şu şekilde:
AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, rapor hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: “Gelecek Riskleri Raporumuzda iklim değişikliği geçtiğimiz yıl olduğu gibi 2022 de de en önemli risk faktörü olarak yer alıyor. AXA olarak hem iklim değişikliği kaynaklı riskleri en aza indirmek hem de doğrudan iklim değişikliğini önlemek adına Türkiye’de ve dünyada çok kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Öte yandan, özellikle de son bir yıl içinde jeopolitik gerilimlerin tırmanmasıyla ekonomik riskler ve siber güvenlik risklerinin daha da yükselmesi, küresel sorunları aşmak adına toplumsal iş birliğinin önemini daha da artırıyor. Sigortacılar olarak bu konuda öncülük etmekle yükümlü olduğumuzu düşünüyoruz. Risk faktörleriyle ilgili kamuoyunu bilgilendirmenin yanı sıra AXA olarak aldığımız aksiyonlar ve öncülük ettiğimiz değişimlerle geleceğe güvenle ilerlemek için çalışmaya devam edeceğiz.”
Raporun tamamına AXA Sigorta websitesi’nden ulaşabilirsiniz.
Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, İdarece 29.07.2022 tarihinde EKAP üzerinden taraflarına gönderilen “Beyan edilen bilgileri tevsik eden belgelerin sunulması ve/veya numune/demonstrasyon işlemlerine ilişkin ürün örneklerinin verilmesi” konulu yazıda sunulması talep edilen belgeler arasında “İhale tarihi itibari ile vergi borcu yoktur” ve “İhale tarihi itibariyle SGK borcu yoktur” belgelerinin de talep edilmiş olduğu, idarece yapılan değerlendirme neticesinde firmalarının vergi borcu bulunduğu gerekçe gösterilerek tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığı ve geçici teminatlarının gelir kaydedildiği, oysaki söz konusu belgelerin sözleşme imzalanmadan önce istenilmesi gerektiği iddiasına yer verilmiştir.
Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) gelenekselleşen Kalite Kongresi, TÜSİAD iş birliğiyle 31’inci kez kapılarını bilim ve iş dünyasına açtı. Avrupa’nın en prestijli ve en çok izlenen organizasyonlarının başında gelen ve 2 binin üzerinde katılımcıyı buluşturan kongrede iki gün boyunca 10 farklı oturum gerçekleşti. 22-23 Kasım tarihlerinde, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve Kocaeli Sanayi Odası’nın katkılarıyla “Riskin Ötesi: Bilim, Sektör ve Toplumda Adalet” temasıyla düzenlenen etkinlik, iki gün boyunca birbirinden değerli çok sayıda konuşmacıyı da ağırladı. Tanyer’in platin sponsor, Aygaz, Opet, Tüpraş, Metro İstanbul, Bimser ve Weld Uluslararası Taşımacılık’ın altın sponsor olduğu kongrenin açış konuşmalarını KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın üstlenirken, Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş ise kongrenin ana konuşmacısı olarak yer aldı. Türkiye’nin FIFA Kokartlı İlk Kadın Hakemi Prof. Dr. Lale Orta’nın kapanış konuşmasından sonra gelenekselleşen Türkiye Mükemmellik Ödülleri de sahiplerini buldu. Bu yıl bir ilke imza atan KalDer, etkinlik sonunda kongrede gündeme taşınan konulara ilişkin çözüm önerilerinin ele alındığı bir bildiri de yayınladı.

Çağdaş kalite felsefesinin izini süren Türkiye Kalite Derneği (KalDer), TÜSİAD iş birliği ile bu yıl 31’incisini düzenlediği Kalite Kongresi ile yine Türkiye’nin alanında uzman isimlerini bir araya getirdi. Kongre süresince gıdadan enerji krizine, savaşın yarattığı ekonomik dalgalanmalardan göç problemlerine, teknolojik gelişmelerden istihdama kadar dünyanın gündeminde olan birçok konu ele alındı.
“Risklerin ötesini adalet ışığında birlikte aydınlatacağız”
“Riskin Ötesi: Bilim, Sektör ve Toplumda Adalet” temasıyla hayata geçirilen kongrenin açış konuşmasında KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bayraktar; “Bu temayı seçmemizdeki temel belirleyici, Dünya Ekonomik Forumu çıktıları ve artan küresel riskler ile içinde bulunduğumuz karmaşa ve belirsizlikler oldu. Baktığımızda yaşam şeklimiz ve iş anlayışımız değişimin de ötesinde hızlı bir dönüşüm içinde ilerliyor. Küresel hedeflerin baskısı; çevresel, sosyal ve ekonomik alandaki başarı ölçütlerimizi değiştiriyor, bizler de karşı karşıya kaldığımız riskler için doğru çözümler bulmak zorunda kalıyoruz. Riskleri aşmamızın temel koşulunun ise insanlık olarak hep birlikte bu dönüşüm çabasına destek vermemizden geçtiğine inanıyoruz. Herkesin katılabileceği sürdürülebilir bir dünya çabasında başarıya ulaşmamız, bilimde, sektörlerde ve toplumda özgür olmamıza ve bu özgürlüğü sağlayacak bir adalet zemini oluşturmamıza bağlı. İşte bu yüzden, adaletin ışığında risklerin karanlık tarafını aydınlık birer fırsata dönüştürecek cesareti gösterebilecek olanlarla bugün buradayız” diyerek kongrenin ana temasını vurguladı.
Açış konuşmasında iki önemli gelişmeye de değinen Bayraktar; “Üyesi olduğumuz EFQM ile ilgili bizi heyecanlandıran önemli bir haberimiz var. Dünyanın takip ettiği EFQM Forumu’nu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı anısına 2024 yılının Nisan ayında, EFQM Ülke Temsilcisi Türkiye Kalite Derneği ve EFQM yerel paydaş kuruluşlarımız iş birliği ile ev sahipliğini üstlenerek İstanbul’da düzenleyeceğiz. Ayrıca gelecek yıl planlarımızda olan iki büyük ödül töreni mevcut. Bunlardan birincisi Türkiye Sürdürülebilir Gelecek Ödülleri, ikincisi ise Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına uygun yayınları özendirmek için ilk kez vereceğimiz Medya Mükemmellik Ödülleri olacak. Her iki ödülü de daha iyi bir gelecek için çabalayan kuruluşları onurlandırmak ve özendirmek amacıyla düzenliyoruz” şeklinde konuştu.
100. Yılımıza Girerken Hedefimiz Saygın, Adil ve Çevreci Bir Türkiye
KalDer Başkanı Yılmaz Bayraktar’ın ardından açış konuşmasını gerçekleştirmek üzere söz alan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan; “Tüm dünya ekonomik ve politik açıdan bir türbülanstan geçiyor. Böyle dönemlerde eğilimlere yön vermek, değişen koşulların getirdiği fırsatları yakalamak ve derinleşen eşitsizliklere çözüm bulmak şüphesiz ki hiç kolay değil. Çok yakın geçmişte seyrek olarak karşımıza çıkan sorunlar artık küresel risklerin bir parçası haline geldi. Bu anlamda bugünkü kongrenin temasını çok değerli buluyorum çünkü risklerin çıkış anahtarı riskin ötesini görmekte… Dünyada yaşanan birçok farklı ekonomik kriz, mevcut tabloda fırsatları görmeye engel olmamalı. Rekabet, istihdam, yatırım gücü, ekonomik istikrar ve refah boyutunda ilerleme elbette ki mümkün. Bugünün ekonomisi yüksek katma değer üzerine kurulu. Yüksek katma değer yaratmak içinse sürdürülebilir olmak çok önemli. Sürdürülebilirliğin yolu ise yeşil ve dijital bir dönüşümden geçiyor. Günümüzde iklime dayalı ekonomi modeli giderek önem kazanıyor. Yeşil ve dijital dönüşüm yani ikiz dönüşümlü süreç, yaratılan katma değerin artırılması için çok değerli. Biz de TÜSİAD olarak ikiz dönüşüm konusunda çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Gerek yeşil gerek dijital dönüşüm için önemli olanın nitelikli insan kaynağı olduğuna inanıyoruz. Bunun ise kaliteli eğitim ve fırsat eşitliği ile başlayacağını düşünüyoruz. Bu noktada nitelikli iş gücü, nitelikli istihdam ve dengeli politikaların büyük önemi var. Çünkü insanlar, bilim ve kurumlar yeni düzenin aktörlerini oluşturuyor. Önceliğimiz insanların yetkinliklerini geliştirmek, bilim ve teknolojik gelişmeyi esas almak, ekonomiden hukuka kadar her alanda kapsayıcı ve güvenilir kurumlar oluşturmak. 100. yılımıza girerken hedefimiz; akıl, bilim, hukuk ve özgürlük üzerine inşa edilmiş cumhuriyet değerleri ışığında saygın, adil ve çevreci bir Türkiye görmek” dedi.
Topyekûn Bir Kalite Anlayışı Hâkim Olmalı
Kalite Kongresi’nin açış konuşmasında Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, “Kocaeli’nde böyle büyük bir etkinliğin gerçekleşmesi şehrimiz adına çok kıymetli. Kongrenin ana temasını oluşturan riskin ötesine geçmek konusunda uzun yıllar boyunca akademik çalışmalar gerçekleştirdiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan raporlarda gelecek 10 yıldaki riskler sıralanmış durumda. Buradaki risklerin ilk üç sırasında iklim, ekstrem hava olayları ve biyoçeşitlilik kayıpları yer alıyordu. Pandemi ile birlikte bu sıralama tamamen değişti ve sosyal uyum birinci sıraya yerleşti. İnsanların ekonomik ihtiyaçları ikinci sıraya düştü. Bilime karşı duruş, dijital tepki gibi konular da sıralamaya girdi. Bu noktada tek bir gerçeklik ve tek bir bakış açısı olmadığını anlamalıyız. Örneğin üretimde kalite sadece üretim standartlarına bakarak olmamalı. Aynı zamanda toplumsal kodlara da bakılmalı. Yani topyekûn bir kalite anlayışı hâkim olmalı. Tek başına üretime dair standartlar belirlemek yeterli olmaz, aynı zamanda sosyal ve toplumsal standartlar da belirlenmeli. Risklerin ötesini tartışırken riskin ötesindeki değerler de konuşulmalı. İnsanı merkeze koyan bir anlayışla her şeyin insan için olduğunu unutmadığımızda konuya farklı bir noktadan bakabiliriz. Böylece üretime, tüketime, teknolojiye, Ar-Ge’ye ve modern insanın açmazlarına bakışınız da değişir” şeklinde konuştu.
Ekonomiyi Akılcı Bir Şekilde Yönetmenin Yolu Kaliteli Eğitim Sisteminden Geçiyor
Açış konuşmalarının ardından kongrenin ana konuşmacısı olan Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Bilim ve Akılcılık ile Riskleri Görebilmek başlıklı konuşmasında tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik riskleri değerlendirdi. Makro ekonomiden ABD, Rusya, Avrupa, Çin ve Türkiye’nin ekonomilerine kadar birçok konuya değinen Prof. Dr. Demirtaş; 2023 yılı için Türkiye ekonomisi ile ilgili öngörülerini de paylaştı. Her alanda önemli olanın kalite olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Demirtaş; “Türkiye’nin önümüzdeki 30 yılda ihtiyacı olan temel şey elbette ki daha fazla ihracat yapması, ancak burada ihracatın içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payı kritik rol oynuyor. Dolayısıyla kalite hayatımızın her alanında olmalı çünkü kalite olduğu zaman yüksek kâr marjlarından bahsedebiliriz ve bu durumda ekonomide daha iyi sonuçlar elde etmek mümkün olur. Bu aslında tam olarak güzel bir döngü. Ne kadar çok kaliteli ürün üretirseniz o kadar çok kârınız yükselir, ne kadar çok kârınız artarsa ileride daha kaliteli ürün üretmeniz için fırsatlarınız olur. Üretim ne kadar kalitesizse kâr marjı da o kadar düşük olur ve olumsuz kısır döngüden çıkmak zorlaşır. Bu noktada iyi anlamda bir döngüye girilmesini temenni ediyoruz” dedi.
Moderatörlüğünü EWA Kurumsal Danışmanlık Kurucu Ortağı Dilek Emil’in yaptığı Gıda: 2030’a Doğru Gıda Güvenliği oturumunda Hacettepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vural Gökmen, Gıda Kurtarma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berat İnci ve EBRD Türkiye Başkan Yardımcısı Mehmet Uvez gıda sisteminin iklim değişikliği başta olmak üzere karşı karşıya olduğu riskleri ve bu riskleri aşmanın yollarını masaya yatırdı.
Kaynak Yönetiminin Önemine Dikkat Çekildi, Kapsayıcı Bir Ekonominin Yolları Arandı
Kaynaklar: Zincir Ne Kadar Güçlü? oturumunun moderatörlüğünü UND Başkan Yardımcısı Fatih Şener üstlenirken konuşmacı olarak Ekol Lojistik EYS ve Sürdürülebilirlik Stratejileri Kıdemli Lideri Korhan İşçil, Türk Ekonomi Bankası Tedarik Direktörü Arda Polat ve KeyLine Lojistik Kurucusu Dr. Kayıhan Turan talep ve değer zincirinin önemine dikkat çekti.
İlk günün son oturumu olan Kapsayıcılık: Daha Dirençli Bir Ekonomi’nin moderatörlüğünü İKV Genel Sekreteri Dr. Çiğdem Nas yaparken konuşmacılar ise Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan ile Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü oldu.
Gelecek İçin Sorumlu Teknoloji ve Küresel Göç Sorunları Gündeme Taşındı
Kongrenin ikinci gününün ilk oturumu olan Teknoloji: Gelecek İçin Sorumlu Teknoloji’nin konuşmacıları; KalDer İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Senem Kılıç modetörlüğünde, Equinix Türkiye Genel Müdürü Aslı Güreşçiler ve Cyberthink Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Yüksel ve Sekizgen Kurucu Ortağı Onur Eren oldu.
Göç: Küresel İnsan Hareketliliği oturumunda Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık, Toplum ve Önleme Çalışmaları Merkezi (CHSPS) Kurucu Direktörü Prof. Dr. Nilüfer Narlı ve Konda Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olan göç konusunu tüm detaylarıyla tartıştı.
5 Milyar İnsanın İstihdamı ve Riski Yönetmek İçin Kalitenin Önemi Konuları Ele Alındı
İstihdam: 5 Milyarın İstihdamı oturumunun modetörlüğünü Borusan Grubu İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş üstlenirken oturumun konuşmacıları ise ILO Türkiye Ofisi Direktörü Numan Özcan, Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı İnsan Kaynakları ve Dönüşüm Direktörü Başak Çalıkoğlu Akyol ve Deloitte Türkiye İnsan Yönetimi Hizmetleri Lideri Cem Sezgin oldu.
Ötesi: Yönetim: Kalite Riski Yönetmektir oturumunun konuşmacılığını KalDer Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Emin Direkçi, TOYOTA BOSHOKU Başkan Yardımcısı & Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Konak, Vakıf GYO Genel Müdürü Onur İncesahan ve Genveon İlaç Genel Müdürü Erhan Baş üstlendi.
Prof. Dr. Lale Orta, Futbol Metaforu Üzerinden Hayatta Etik Kavramını Anlattı

Son olarak kongrenin kapanış konuşmasını Türkiye’nin FIFA Kokartlı İlk Kadın Hakemi Prof. Dr. Lale Orta yaptı. Yaşam Biçimi Olarak Kalite konulu konuşmasında futbol karşılaşması metaforu üzerinden hayatta etik kavramının önemine değinen Prof. Dr. Orta; “Hayatta herkese iyi davranamazsınız, bu noktada asıl olan eşit olana eşit davranmaktır. Çünkü Victor Hugo’nun da dediği gibi ‘İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır.’ Hakemlikte de bu böyledir. Futbolun adaletinde; hangi yaş, cinsiyet, ırk, kültür ya da mesleğe sahip olursanız olun müsabakalar herkes için eğlenceli ve birleştirici olmalıdır. Buradaki temel kriter ise futbolun adil olması gerektiğidir ve futbolda kaliteden ancak bu şekilde bahsedilebilir. Benim için kalite içerisinde öncelikle adaleti barındırır. Bir hakem adil olmak zorundadır çünkü verdiği yanlış kararlarla yönettiği maçı birbirine katıp şehirlerin karışmasına da neden olabilir, verdiği doğru ve adil kararlarla birbirine düşman iki ülkeyi bir araya da getirebilir. Bu noktada kaliteyi; alın teri, eğitim, emek, sabır, fedakârlık, sürekli çalışmak, en ileriye gidebilmek ve orada kalabilmek olarak tanımlıyorum. Ulaştığınız noktada kalabiliyorsanız kalite söz konusu demektir. Herkesin kalite anlayışı farklıdır ancak önemli olan sizin gitmek ve kalmak istediğiniz yerdir. Bir futbol hakemi olarak kalite anlayışım bana FIFA hakemi olarak en üst düzey maçlarda yer alabilme, elit kategori hakemi olma, önemli çalışmalarda bulunma gibi pek çok fırsatı sundu. Ben hayatım boyunca sevdiğim işleri kaliteli bir biçimde yaptığım için bu başarılara ulaştım. Özetle söylemem gerekirse başarı asla tesadüf değildir, kalitenin eseridir” dedi.
Türkiye’nin Kalite Liderlerine Mükemmellik Ödülleri Verildi
İş, bilim, akademi ve medya dünyasından katılımcıların takip ettiği Kalite Kongresi, KalDer’in 30 yıldan bu yana EFQM Modeli’ni uygulayan kuruluşlara verdiği Türkiye Mükemmellik Ödülleri sonuçlarının açıklaması ile heyecanlı anlara da sahne oldu. Başvuran 14 kuruluş arasından Türkiye Mükemmellik Ödül Jürisi tarafından yapılan değerlendirme ile kalite yolculuğunda başarılı olan kurum ve kuruluşlar ödüllerini aldı. Buna göre Gürmen Group Üstün Performansta İlerleme aşamasında ödüle layık görüldü. Boğaziçi Yönetim A.Ş., Üstün Performansta Yetkinlik Aşamasında 3 Yıldız Belgesi’ni aldı. Üstün Performansta 4 Yıldız Belgesi’ne Aygersan A.Ş. ve KADEM layık görüldü. Farba, Sarıçam Belediyesi, Uludağ Elektrik, Yedaş Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. ve TB Sewtech Turkey ise EFQM Üstün Performansta 5 Yıldız Belgesi’ni almaya hak kazandı. Metro İstanbul A.Ş “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” iyi uygulamasıyla, Toyota Boshoku Türkiye “Touch Up” iyi uygulamasıyla ve Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. “Entegre Stratejik Planlama” iyi uygulaması ile Türkiye Mükemmellik Ödülü’nün sahipleri oldu.
31. Kalite Kongresi Sponsorların Desteği ile Çok Daha Güçlü Gerçekleşti
Kalite Kongresi’ne bu yıl Tanyer platin sponsor olurken, altın sponsor olarak Aygaz, Opet, Tüpraş, Metro İstanbul, Bimser ve Weld Uluslararası Taşımacılık destek verdi. Borusan Holding, Ercan Çelik, Socar, Otokoç ve TEKA gümüş sponsor; Panasonic, UGM, Admin-İst ve IFS ise bronz sponsor olarak 31’inci Kalite Kongresi’nde yer aldı. CCI ve E-nocta’nın hizmet, KobiEfor’un medya sponsoru olduğu kongrenin araştırma sponsorluğunu ise GTAlliance üstlendi. Çok sayıda uzman ismi bir araya getiren kongre; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Sanayi Odası, BAŞSİAD, Türkiye İMSAD, Risk Yönetim Derneği, Sektörel Dernekler Federasyonu ve Sağlıkta Kalite İyileştirme Derneği’nin destekleri ile gerçekleşti.
Dünyanın büyük bir enerji kriziyle karşı karşıya olduğu günümüzde pek çok ülke, rüzgar ve güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliyor. Gelişmekte olan ülkelerin sosyoekonomik ve çevresel fırsatları doğru bir şekilde değerlendirmesi adına yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliminin kritik önem taşıdığını vurgulayan Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, özellikle gelişmekte olan ülkeler için mevcut ekonomik krizden çıkış yolunun rüzgar enerjisi olduğunun altını çiziyor.
Günümüzde enerji güvenliğinde yaşanan problemler ve fosil yakıt bağımlılığı pek çok ülkeyi risk altında bırakıyor. Bu nedenle dünya, artan enflasyon ve küresel ısınma gibi konularda sürdürülebilir çözümler geliştirmek için çaba gösteriyor. Başta rüzgar enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin özellikle gelişmekte olan ülkelerin enerji krizinden çıkış yolu olacağını belirten Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, bu bağlamda yapılacak yatırımların avantajlarını sıralıyor.
Rüzgar Enerjisine Yatırım Yapan Ülkeler Pek Çok Kilidi Açacak!
Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi’nin (GWEC) yayınladığı “Gelişmekte Olan Ekonomilerde Rüzgar Enerjisinden Ekonomik Fırsatların Yakalanması” raporunda küresel enerji geçişi için kilit rol oynayan beş ülkede devam eden rüzgar potansiyeli araştırması yer alıyor. Gelişmekte olan ülkeleri hedef alan raporda enerji güvenliği, rüzgar enerjisinin ekonomik ve çevresel faydaları, potansiyel engeller ve gelişmekte olan ekonomiler için bu engellerin nasıl aşılabileceğine dair tavsiyelere yer veriliyor. 2022-2027 yılları arasında yılda 1 GW karasal rüzgar enerjisine yatırım yapan ülkelerin pek çok yönden kazançlı çıkacağını vurgulayan Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, bu bağlamda ülkelerin elde edeceği bazı kazanımları paylaşıyor.
1. Yatırımlar ulusal ekonomiye katkı sağlayacak. Gelişmekte olan ülkelerin mevcut potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki 5 yıllık süreçte rüzgar enerjisine yapacakları yatırımlarla bu ülkeler, ulusal ekonomilerine 19,3 milyar dolar brüt katma değer sağlayabilecekler.
2. Yatırımlar istihdam getirecek. Rüzgar santrallerine yapılacak yatırımlarla santrallerin inşaat ve kurulum aşamasında 114.000 kişiye istihdam sağlanacak. Aynı zamanda türbinlerin 25 yıllık işletme ve bakım aşamasında yılda 12.000 ilave istihdam sağlaması söz konusu olacak.
3. Yatırımlar temiz elektrik kullanımını artıracak. Önümüzdeki beş yılda rüzgar enerjisine yönelik yapılacak yatırımlarda 2027 yılından itibaren yılda 34,6 milyon litre su tasarrufu sağlanacak ve bu durum termal üretim için önemli bir kapı aralayacak.
4. Yatırımlar sayesinde tasarruf elde edilecek. Yapılacak yatırımlar sayesinde rüzgar türbinlerinin kullanım ömürleri boyunca 290 milyon metrik ton karbondioksit tasarrufu sağlanacak.
7420 sayılı Vergi Kanunu Yürürlüğe Girdi
Cumhurbaşkanı tarafından 28 Eylül 2022’de kamuoyuna açıklanan Torba Kanun TBMM Genel Kurul’da kabul edildi. 9 Kasım 2022 tarihli Resmî Gazetede 7420 sayılı Kanun olarak yayımlandı.
Kanun’da Göze Çarpanlar
Yemekte Vergi İstisnası: Çalışanlara verilen yemek parasının vergilenmesinde Çalışılan günler için günlük 51 TL nakit olarak ödemeye de imkân verilmesi sağlanmıştır.
Yurt Dışında Çalışanlar İçin Vergi İstisnası: Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabına, fiilen yurt dışındaki çalışmaları karşılığı işverenin yurt dışı kazançlarından karşılanarak yapılan ücret ödemeleri gelir vergisi ve damga vergisinden istisna edilmiştir. (Yürürlük 1 Aralık 2022)
Çalışanlara Vergisiz 1.000 TL Yardım: Pandemi sırasında bizim de önerdiğimiz çalışanlara verilecek bazı yardımların (doğalgaz, elektrik ve ısınma giderleri) vergi ve SGK priminden bağışık tutulması, (2023 Haziran sonuna kadar ilave olarak verilen aylık 1.000TL).
Kur Korumalı Mevduatta Vergi İstisnası: Kur korumalı mevduatta kurumlar vergisi istisnası 2023 için de uygulanabilecektir. Bu konuda Cumhurbaşkanına geçici vergi dönemleri ve yıl sonunda uygulatma yetkisi verilmiştir. Ayrıca kurumlar yanında bilanço esasına göre defter tutan gerçek kişiler de bu istisnadan faydalanabilecektir. (Bu kişiler açısından bu düzenleme 26 Mayıs 2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.) Cumhurbaşkanı’na verilen yetki “kurumların bilançolarında yer alan yabancı paralar” denildiği için gerçek kişiler için bu yetkinin nasıl kullanılabileceği tartışmalı bir konu olarak karşımıza çıkabilecektir.
Turizm Ajansı Payları: Ayrıca Kanun ile Turizm Ajansını finanse etmek için alınan turizm paylarına ilişkin oranlarda iyileştirmeler yapılmaktadır. Bu düzenleme 1 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Bireysel Katılım Yatırımcısı Vergi İndirimi: Melek yatırımcı olarak bilinen bireysel katılım yatırımcısı indiriminin süresinin 2027 sonuna kadar uzatılması ve indirilebilir tavan tutarın 2023 yılı kazançlarından başlamak üzere artırılması söz konusu olmuştur.
Sermaye Azaltım Vergisi: Son yıllarda iyice karmaşık hale gelen sermaye azaltımında vergileme olup olmayacağını netleştiren düzenlemeler çok önemli. Bu konuda;
Şaban Küçük
Yeminli Mali Müşavir
Kayıt Formu