Dijital Fonlama 2020’de Vites Büyüttü

Son yıllarda girişimciler için alternatif bir finansal pazar haline gelen kitlesel fonlama, pandeminin de etkisiyle 2020’de yükselişini sürdürdü. Halihazırda 24 bini aşan üyesiyle, 2016 yılından bu yana ödül/bağış temelli kitlesel fonlama çalışmaları yürüten fonbulucu.com, dijital platformu üzerinden gerçekleştirilen fonlama çalışmalarını değerlendirerek girişimcilerin yeni yatırım alanlarını gözler önüne serdi. fonbulucu.com’un verdiği bilgilere göre, dijital fonlama etkileşimleri 2020 yılında bir önceki yıla oranla ikiye katlandı. Blim ve teknoloji başta olmak sağlık, tasarım, çevre, sosyal sorumluluk ve eğitime yönelik girişimler ise yatırımcıların yeni gözdesi oldu.

Kurulduğu günden bugüne kadar 180 Milyon TL’yi aşan fonlama talebi alarak girişimci ve yatırımcılara 360 derece fayda sağlayan yenilikçi bir finansman ve yatırımcılık sistemi oluşturan  fonbulucu.com, geçen kısa sürede 5 Milyon TL fonlama yaparak kitlesel fonlama sisteminin ülkemizdeki bilinirliğine katkı sağladı. Ülkemizdeki girişimcilik ekosistemini geliştirmek üzere çalışan şirket, Türkiye’nin 2020 yılı fonlama istatistiklerini açıkladı. Dijital platformları üzerinden gerçekleştirilen kampanya ve fonlama çalışmalarını değerlendiren ve girişimcilerin yatırım alanlarını gözler önüne seren fonbulucu.com’un verdiği bilgiler, dijital fonlama çalışmalarının 2020 yılında vites büyüttüğünü gösterdi.

Kitlesel fonlamada 2020 rekoru

Dijital çağın ürettiği yeni nesil finansal kaynaklar küresel bazda yükselişe geçerken, kitlesel fonlama platformları da sürece uyumlanarak 2020 yılında girişimcilere daha etkin ve işlevsel bir biçimde ulaştı. Dünyada güçlü bir büyüme trendi yaklayan kitle fonlama pazarını ülkemizde de geliştirmek üzere kolları sıvayan fonbulucu.com’a göre, alternatif finansal kaynakların son yllardaki gelişimi 2020’de pandeminin yarattığı dijital etkileşimle bir araya gelince sektörün hareket alanı genişledi.

fonbulucu.com’un ödül/bağış bazlı kitle fonlama platformu olan Reward’da 2019 yılında talep edilen fon miktarı 100.051.013 TL iken, 2020 yılında bu sayı 108.628.875 TL’ye çıktı.  Platformda toplanan fon miktarı 2019’da 1.355.342 TL, 2020’de ise 2.784.594 TL olarak ölçümlenerek iki kata varan artış gözlemlendi. fonbulucu.com, talep ettiği fonun tamamını toplamayı başaran projeler için 2019 yılında 1.263.775 TL, 2020 yılında  2.699.284 TL fonlama gerçekleştirdi. Platform 2019’da 19.417 üyeye ev sahipliği yaparken rakam 2020 yıl sonunda – 25.000’e ulaşarak söz konusu yıllar arasında yükseliş yönündeki korelasyon korundu.

2021 yılı ilk çeyreğinde Paya Dayalı Kitle Fonlama sisteminin dijital fonlamalara eklenmesiyle girişimciler ile yatırımcılar daha büyük bir hacimle bir araya gelecekler gibi görünüyor. Girişimcilerin paylarını yatırımcılara satarak finansman toplaması şelinde gerçekleşecek olan Paya Dayalı Kitle Fonlama sistemi henüz çalışmaya başlamadan 2020 yılında fonbulucu.com’a gelen fonlama talebi 200 milyona yaklaştı. 1.905 yeni girişimci/girişim şirketi ve 532 yeni yatırımcı sisteme kayıt yaptırken, 1.005 kampanya talebi oluşturuldu. SPK’nın lisanslaması akabinde bu girişimler yayınlanacak ve Türkiye yepyeni bir fonlama ve yatırım modeli ile tanışacak.

Bilim ve teknolojiye yönelik girişimler başı çekti 

Pandemi ile geçen 2020 yılı, girişimcileri krizi fırsata çevirenler ve krizde tutunamayanlar olarak ikiye ayırırken, bu süreçte e-ticaret, covid-19’a yönelik inovatif çözümler ile malzeme ve hizmet üretimi, oyun ve dijitalleşme gibi konularda girişimlere ilgiyi arttırdı. Kriz dönemi fiziki olarak insanlarla bir araya gelme zorunluluğu olan yani temas gerektiren sektörlere ise talebi azaltarak girişimcilerin yatırım arayışlarında online platformların öne çıkmasını tetikledi. En çok ilgi gören alanlar sıralamasında bilim ve teknoloji başı çekerken, sağlık, tasarım, çevre, sosyal sorumluluk ve eğitime yönelik girişimler de yatırımcıların gözdesi oldu. fonbulucu.com verileri, son yılların parlayan yıldızı oyun sektörüne ve tarım alanındaki üretim teknolojilerine yönelik girişimlerin   önümüzdeki dönemde daha fazla ön planda olacağını ve Z kuşağı ile kadın girişimcilerin etkinliklerinin artacağını da ortaya koydu.

Benzin ve Dizelin Yerini LPG Alacak

Küresel Isınma’nın etkilerini göstermeye başlaması devletleri harekete geçirdi. Avrupa Parlamentosu’nun Avrupa Birliği için belirlediği 2030 emisyon hedeflerinin ardından İngiltere Başbakanı Boris Johnson da ‘yeşil plan’ olarak adlandırdıkları ‘sıfır emisyon’ politikasını açıkladı. Yeşil Plan kapsamında 2030 yılında İngiltere’de benzinli ve dizel araçların satışı yasaklanacak. Yeni yıl bitmeden ‘sıfır emisyon’ hedefi koyan ülkelerden biri de Japonya oldu. Japonya’da da 2030 yılına kadar hibrit ya da elektrikli araçlara geçilmesi amaçlanıyor. Dünyanın en büyük alternatif yakıt teknolojileri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü konu ile ilgili, “Sıfır emisyon hedefi önümüzdeki 10 yılda gerçek hale gelecek. Geçiş döneminde ise LPG’li araçların önemi artacak. Yakın gelecekte içten yanmalı motorların yalnızca LPG ve türevi alternatif yakıtlarla çalışacağını söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu. 

Küresel Isınma sonucu meydana gelen İklim Değişikliği hayatımızın bir parçası haline geldi. 2020 yılının ilk aylarında Avustralya’yı dumana boğan büyük yangın, uzaydan dahi takip edilebilen bir çevre felaketi yaratmıştı. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrasya coğrafyasında ise yağış rejimlerinin değişmesi, kuraklığın bir gerçek haline gelmesine neden oldu.

2020 Davos Zirvesi ile başlayan, Avrupa Parlamentosu’nun 2030 emisyon hedeflerini açıklamasıyla devam eden süreçte geçtiğimiz Kasım ayında İngiltere, ‘Yeşil Plan’ adını verdiği ‘sıfır emisyon’ hedeflerini ortaya koydu. Yeşil Plan kapsamında İngiltere’de 2030 yılında benzinli ve dizel araçların satışı yasaklanacak.

2020’nin son günlerinde ise benzer bir karar Japonya’dan geldi. Japonya Başbakanı Yoshihide Suga,  ‘2050 yılına kadar sıfır sera gazı emisyonu’ hedefi kapsamında benzinli ve dizel araçların satışını kademeli olarak durduracaklarını duyurdu.

Peki, bu kararlar ne anlama geliyor? Yakın gelecekte içten yanmalı motorların tamamen piyasadan kalktığını mı göreceğiz? Dünyanın en büyük alternatif yakıt sistemleri üreticisi BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir Örücü, sıfır emisyon hedeflerinin bir anda gerçekleştirilemeyeceğine dikkat çekerek, geçiş sürecinde LPG’li araçların önemli bir rol oynayacağını söyledi.

‘YAŞADIĞIMIZ FELAKETLER DEVLETLERİ ADIM ATMAYA ZORLADI’ 

Kadir Örücü konu hakkında, “Yaşadığımız küresel felaketleri, iklim değişikliğiyle ilişkilendiren bilimsel verilerin artık yadsınamayacak boyutlara ulaşması devletleri adım atmaya zorluyor. İngiltere’nin yeşil planını, Avrupa Birliği’nin emisyon hedeflerini ve Japonya’nın karbon nötr planını bu bağlamda değerlendirmeliyiz” diye konuştu.

‘ALTERNATİF YAKITLARIN ÇAĞI BAŞLADI’ 

Dizel gibi kirletici yakıtların ömrünün sınırlı olduğunu belirten BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Bugün hayatımızın değişmez bir parçası olarak gördüğümüz benzin ve dizel yakıtlarının ömrünün sınırlandığını görüyoruz. 2030 yılında İngiltere’de başlayacak yasağın tüm dünyayı etkileyeceğini ve alternatif yakıt çağının başladığını söyleyebiliriz” dedi.

‘SIFIR EMİSYONA BİR GÜNDE GEÇEMEZSİNİZ’

Devletlerin ortaya koyduğu sıfır emisyon hedeflerinin kademeli olarak gerçekleştirileceğini belirten Kadir Örücü, “Dünya çapındaki araçların ezici üstünlüğünü

içten yanmalı motorlu araçlar oluşturuyor. Bir günde yakıt değiştirmeniz mümkün değil ancak sürecin başladığını görüyoruz. Geçiş sürecinde Birleşmiş Milletler’in belirlediği Küresel Isınma Faktörü (GWP) sıfır olarak açıklanan LPG’nin içten yanmalı araçlarda kullanılacak yegâne yakıt olacağını söyleyebiliriz. LPG ve CNG yakın gelecekte araçlarımızın yakıtı olacak ve elektrikli araçlara geçiş sürecinde önemli bir rol oynayacak” şeklinde konuştu.

‘LPG’Lİ HİBRİT ARAÇLAR GÖRECEĞİZ’ 

Elektrikli araçlara geçiş sürecinde hibrit otomobillerin teşvik edildiğini vurgulayan Örücü, “Hibrit araçların sürekli gelişen teknolojisi bu araçların emisyon değerlerini dizel ve benzinli araçlar için ulaşılmaz kılıyor. Diğer fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında en çevreci yakıt olarak bilinen LPG’nin, hibrit araçlarda kullanılması bugün satın aldığımız araçların karbon salımı değerlerinden çok daha düşük değerler üretecek. Bu konuda büyük üreticilerin çalışmaları sürüyor. Geleceğin LPG’li ile çalışan hibrit araçlar tarafından domine edileceğini göreceğiz” dedi.

‘BRC OLARAK BİZ DE SIFIR EMİSYONU HEDEFLİYORUZ’ 

Küresel felaketlerin sorumlusu olarak iklim değişikliğinin görüldüğünü vurgulayan BRC Türkiye CEO’su Kadir Örücü, “Küresel felaketlerin iklim değişikliğiyle ilişkilendirildiği bilimsel çalışmaların hızla artması, iklim değişikliği ve yarattığı tehlikeleri görmemize ve adım atmamıza yol açtı. BRC olarak biz de Ağustos ayında açıkladığımız Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) raporumuzda net sıfır emisyon hedefimizi ortaya koyduk. Sürdürülebilir vizyonumuzun merkezinde karbon ayak izini azaltma taahhüdümüz var. Öncelikli olarak kısa vadede çevreci yakıtların özendirilmesini sağlayacak teknolojilerimizi daha da geliştireceğiz. Uzun vadedeyse tüm gücümüzle net sıfır emisyon hedefimiz için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Data Kullanımı 2020’de 186 GB’ı Geçti

2020 yılında, tüm Türkiye’de data kullanımı önceki yıla göre büyük bir artış gösterdi. Güçlü altyapısıyla kesintisiz iletişimi sağlayan Türk Telekom’un sabit internet abonelerinin 2020 yılı abone başı aylık ortalama data kullanımı, bir önceki yıla göre yüzde 44 artışla 186,57 GB oldu.

Türk Telekom, “Merkeze değil, herkese” anlayışı ve yenilikçi hizmetleriyle Türkiye’nin her geçen gün artan data ihtiyacını karşılamaya devam ediyor. Türk Telekom abonelerinin 2019 yılı için Türkiye genelinde abone başı aylık ortalama data kullanımı 129,63 GB iken, 2020 yılında bu değer yüzde 44 artışla 186,57 GB’a ulaştı. Türkiye genelinde Türk Telekom kullanıcılarının aylık ortalama upload hacmi ise abone başına 9,29 GB’dan yüzde 55 artışla 14,38 GB’a yükseldi.

Türkiye’nin abone başı data kullanımı haritasına bakıldığında özellikle İstanbul, Malatya, Manisa, Muğla ve Adıyaman illerindeki artış dikkat çekti. Bu kapsamda geçen yıla oranla; yüzde 49 ile İstanbul, Manisa, Muğla ve Malatya, yüzde 48 ile Adıyaman abone başı aylık ortalama data kullanımının en çok yükseldiği ilk beş il oldu. Abone başına aylık ortalama en çok data tüketimi olan il ise 257,44 GB ile Şırnak olarak kayıtlara geçti.

“Dijitalleşme yatırımlarımız ve güçlü altyapımızla yoğun data talebini başarıyla karşıladık”

Konuya ilişkin açıklama yapan Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “Geçtiğimiz yıl özellikle evden çalışma ve uzaktan eğitim gibi ihtiyaçlar, Türkiye’nin data kullanımını ciddi oranda arttırdı. Dijitalleşmeye yaptığımız yatırımlar ve güçlü altyapımızla, abonelerimizden gelen yoğun data kullanım talebini başarılı bir şekilde karşıladık. Türkiye’nin lider telekomünikasyon şirketi olmanın verdiği sorumluluk ile her koşulda ülkemizin iletişim ihtiyaçlarını en hızlı ve kesintisiz şekilde karşılamaya devam edeceğiz” dedi.

Abone başı ortalama datanın en çok artış gösterdiği iller:

  1. İstanbul (%49)
  2. Malatya (%49)
  3. Manisa (%49)
  4. Muğla (%49)
  5. Adıyaman (%48)

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Yönetimi Eğitim Vakası. Yönetici Geliştirme Programı Çalışması.

MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK YÖNETİMİ EĞİTİM VAKASI #41
YÖNETİCİ GELİŞTİRME PROGRAMI

Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı

Yöneticiler Için Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Eğitimi
Yöneticiler için Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi. İleri Seviye Eğitim Teklif Almak için: egitim@satinalmadergisi.com

Analiz Soruları:

AŞAĞIDA YER ALAN VAKADA TARAFLAR ARASINDA ÖN GÖRÜŞMELER PROJE (TEKNİK) ODAKLI TAMAMLANDI. ARTIK FİNAL GÖRÜŞMELERE DOĞRU İLERLENMEKTEDİR.

  1. SATIŞ YÖNETİCİLERİ ve MÜZAKERE YOL HARİTASI:

Yazılım firmasında çalışıyorsunuz. İki farklı müşteri profili için (A ve B alıcılarına) müzakere stratejilerinizi ayrı ayrı maddeler halinde belirleyiniz.

  1. SATINALMA YÖNETİCİLERİ ve MÜZAKERE YOL HARİTASI:

    Satınalma bölümünde çalışıyorsunuz. Talep sahipleri ile görüştünüz. Olumlu görüşlerini aldınız. Yazılım firması ile görüşmeler için nasıl bir yol haritası hazırlardınız? Neleri sorardınız? Sözleşme için hangi konuları ön planda tutarsınız? Proje takvimi, ayrıntılar, metrikler, ödeme planı… Pazarlık stratejiniz ne olurdu?

2.1. A firmasında yöneticisiniz. Stratejinizi maddeler halinde yazın.

2.2.  B firmasında yöneticisiniz. Stratejinizi maddeler halinde yazın.

Tedarikçi Gözünden Alıcı Profilleri ve Değerlendirme

Üst düzey bilişim teknolojileri hizmetleri üreten bir tedarikçi firmada yönetici pozisyo­nundasınız. Firmanız spesifik pazar ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmektedir.

Sektörün lideri iki büyük müşterisi ile proje tabanlı çalışmaktasınız. İki firma müşteri portföyünüzde yer almakla birlikte güncel devam eden bir iş bulunmamaktadır. Bu fir­malarla yeni projelerin kazanılması halinde sektörde daha fazla işin alınması noktasında önemli referanslar olacaktır.

İki firma aynı dönemde benzer iş ihtiyaçlarına yönelik teklif talep etmektedirler. Fakat onların bu taleplerini karşılayacak yeterli kapasiteniz henüz bulunmamaktadır. Satış süreç­lerinizde ortalama her üç tekliften biri gerçek işe dönmektedir. Yaşanan süreci büyük bir fırsat olarak değerlendiriyorsunuz. Her iki firma için teklif verirken geçmiş iş tecrübeleri­nizde edinilen deneyimler ve proje büyüklüğü şu şekildedir.

A Tipi Alıcı Profili

o A şirketinin yöneticileri ile iletişim kurmak kolaydır.

o Tam zamanında ödemelerini yaparlar.

o İş tanımlarını doğru yaparlar. Spesifikasyonları tanımlarlar.

o Yüksek iş standartlara sahip olup, talepkardırlar.

o Tedarikçilerini düzenli bir şekilde ziyaret ederek yerinde kontrol ederler.

o Tedarikçi problemleri ile ilgilenip onlara çözüm önerilerinde bulunurlar.

o Tedarikçilerinin iş yapma hızlarını zaman zaman yeterli görmeyebilirler.
Olabil­diğince hızlı hizmet talep ederler.

o Terminler konusunda problemler yaşandığında, geçerli bir iş mazeretini kabul ederler.

B Tipi Alıcı Profili

o B şirketinin yönetiminde az sayıda yönetici ile iletişim sağlanabilmektedir.

o Tahsilat konusunda sıkıntı yaşanabilmektedir. Faturalar kaybolabildiği gibi öde­me vadeleri kimi zaman 90 günü bulabilmektedir.

o B şirketinden farklı departmanlar iletişime geçmekte ve işle ilgili farklı gündem­ler yaşatabilmektedir.

o İş denetimi konusunda yetkili tek bir departman yoktur.

o Proje / iş spesifikasyonlarını değiştirebilmektedirler.

o Geçmişte gerçekleştirilen son iş kapsamında tüm yükümlülüklerin yerine getiril­mesine rağmen B firması ilave maliyetleri ödeme konusunda zorluk çıkarmıştır.

o Proje kapsamında yaşanan sorunlarla ilgili iletişim zorlukları yaşanmıştır. Geç geri dönüşler olabilmektedir.

PROJE:

o Proje maliyeti 2.000.000 TL dir.

o Proje sürecinde ilave maliyetler ortaya çıkabilmektedir. Bu tip görünmeyen maliyetler için % 10 pay ayrılmaktadır. Yaklaşık 200.000 TLdir. Yeni maliyet 2.200.000 TL olmaktadır.

o Kar marjı % 10 olarak belirlenmiş olup toplam proje maliyeti 2.420.000 TLdir.

o Küçük bir pazarlık payı bulunmaktadır.

Her gün mesleki gelişiminize 15 dakika zaman ayırın.

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ – EĞİTİM YAZI DİZİSİ

PAZARLIK TAKTİKLERİ

TESTLER

 ANKET

Kitap Önerileri :

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com 

 

 

Dış Ticarette Vesaik Mukabili İşlem Kimi Koruyor?

DIŞ TİCARETTE VESAİK MUKABİLİ İŞLEM KİMİ KORUYOR?

Uluslararası ticaretteki ödeme şekillerinden bir tanesi olan vesaik mukabili  (CAD – Cash Against Documents) işlemler gerek ithalat, gerekse ihracat bacağında ithalatçı ve ihracatçı taraflara bir takım sorumluluklar getirmiştir. Uluslararası ticaretin vesaik mukabili ödeme şekline göre yapılan alım ve satımların kuralları;

International Chamber and Commerce’nin Uniform Rules for Collection

Brochure no: 522

kitapçığında belirlenmiş olup, bir kanun olmasa da tarafların uymaları gereken yeknesak kaide ve kuralları ortaya koymuştur.

Gerek ithalatçı, gerekse ihracatçı URC 522 Sayılı Broşür’deki kurallara tamamen uyum sağladığında zaten sorundan bahsetmek de söz konusu olmayacaktır. Vesaik mukabilinde asıl sorun tarafların iyi niyetten yoksun olarak davranış sergilemeleri halinde vesaik mukabili ödeme şekli kırılganlık göstermeye oldukça yatkındır. Uluslararası kurallar hem alıcı hem de satıcı için aynı mesafededir. Her iki tarafı korumaktadır. Ancak her ödeme şeklinde olduğu gibi vesaik mukabili ödeme şeklinde de gerek ithalatçı, gerekse ihracatçı bir açık kapı yaratarak kuralları kendi lehine çevirmeye çalışabilir.

VESAİK MUKABİLİ ÖDEMENİN KURALLARI İHRACATÇIYI NE KADAR KORUYOR?

CAD – Cash Against Documents – Vesaik Mukabili ödeme şeklinin özelliklerine ihracatçının penceresinden baktığımızda;

  • İthalatçı ödeme yapmadan malları gümrükten alamayacağını,
  • Vadeli bir poliçeyi kabul etmeden malları çekemeyeceğini,
  • Vadeli bir poliçeye ithalatçının bankasından aval (garanti) verdirmesi halinde, poliçeyi iskonto ettireceğini
  • Ödeme veya poliçe kabulüne değin mallar üzerindeki sahipliliğini sürdürür.
  • İhracatçı dilerse farklı bir ithalatçıya malı satma opsiyonunu elinde bulunduracağını,
  • Vesaikin tüm yönetimi, yönlendirmesi ve tek patronun ihracatçının kendisi olduğunu
  • Bu yöntemin yalın ve ucuz olduğunu,
  • Gerekirse vesaiki bankasına teminata vererek finansman sağlama olanağına sahip olduğunu

bilir.

İhracatçının elinde böylesine koruyucu opsiyonu varsa, URC 522 Sayılı Broşür muhtemelen ihracatçıyı koruyor diyebilir miyiz? Elbette diyemeyiz. İhracatçının böylesine hakları varken, ithalatçının alım satım sözleşme hükümlerine uymaması ve vesaikin bankadan alınmaması, dolayısıyla malların gümrükten çekilmemesi durumunda ihracatçı için sorun başlamış demektir. Malların gümrükte beklemesi olası ardiye ve demuraj masraflarını da beraberinde getireceği gibi, bozulabilen malların ihracında malların uzun süre gümrüklerde bekletilmesi  ihracatçı için bir dezavantaj olarak görülmektedir.

Büyük resimden bakıldığında vesaik mukabili işlem tam anlamıyla ihracatçıyı korumamakla birlikte, hem ithalatçı, hem de ihracatçının haklarını belirli teamüller çerçevesinde korumaktadır.

Ancak ithalatçı veya ihracatçının iyi niyetten yoksun olması halinde URC 522 Sayılı kuralların satır aralarından tilkilik yapması sürpriz olmaz. Uluslararası arenada böylesine tilkilerin varlığı maalesef vardır. Bu tilkiler bazen çok büyüktür, büyük kurnazlık peşindedir, bazen de yavrudur ama hayatı boyunca adına yakışır kurnazlıkları stratejik bir şekilde uygulayacaktır.

Havayolu İhracat Operasyonları ve Dış Ticaret Lojistiği Eğitimi Perşembe saat 14:00’te. Ücretsiz.

Planet Lojistik Genel Müdürü

28 Ocak 2021 Perşembe Saat 14:00’te Yönetici Okulu’nda 4. haftamızda Planet Lojistik Genel Müdürü Sn. Suna Boylu EMEKLİ bizlerle olacak. Ücretsiz.

“Havayolu İhracat Operasyonları ve Dış Ticaret Lojistiği” eğitimi ile mesleki gelişiminiz için zaman ayırın. Eğitim sonunda birçok hediye fırsatı elde edeceğimiz bu programı kaçırmayın.

  • Uluslararası Taşımacılıkta İhracat Süreci
  • Havayolu İhracatı Örneği Üzerinden Dış Ticaret Lojistiği
  • Freight Forwarder (Taşıma İşleri Organizatörü) kimdir ?
  • Firmalar için Belgeler
  • Havayolu Konşimentosu (AWB)
  • İş Akış Süreçleri (girdiler-çıktılar)
  • Havayolu Kargo Operasyonlarında Riskler
  • Pandemi Sürecinde Lojistik Operasyon Sorunları (sahadan örnekler)
  • Tehlikeli Madde Taşımacılığı
  • Evrak Örnekleri
  • Soru – cevap ve katkılar

🔗 Eğitim Linki: webinar.buyernetwork.net
📆 Tarih: 28 Ocak 2021 Perşembe
⏰ Saat: 14.00

İlk adım BuyerNetwork.net İş ve Ticaret Platformu’na giriş yapın. Platform içerisinde Webinar Portalına girin. Erişim kodunuz profil sekmeniz yer almaktadır. Eğitim öncesinde Forum kısmından yüzlerce eğitim notlarına erişebilirsiniz. Dilerseniz ticaret.buyernetwork.net Ticaret Portalından ürün alıp satabilirsiniz.

Her eğitim sonunda kazanacaksınız:
🎁 10 firmaya  Lojistik depo raf üreticisi RAFTURK ve ÜNSPED Gümrük Müşavirliği katkılarıyla 2021 yılı Basılı Satınalma Dergi Aboneliği,
🎁 2 kişiye Prof. Dr. Murat Erdal‘ın ‘Entegre Lojistik Yönetimi’ veya ‘Satınalma & Tedarik Zinciri Yönetimi’ kitapları hediye.

Gerçekleşen tüm eğitimleri Buyer Network Webinar Portalı Geçmiş Yayınlar sekmesinden izleyebilirsiniz.
https://webinar.buyernetwork.net/gecmis-yayinlar/

 

 

Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, 1.5 milyar dolar ihracat hedefine dijitalleşme ile ulaşacak

Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, Covid-19 nedeniyle 2020 yılı genelinde olağanüstü bir süreç yaşadı. Sektör olarak dalgalı bir ihracat performansı gösterdik.

Aslında 2020 yılının ilk 2 ayında Türkiye ve bölgemiz ihracat performansı gayet iyiydi. Bu olumlu ihracat performansımızı bakarak, yıl genelinde bir önceki yıla kıyasla daha olumlu bir performans bekliyorduk.

Maalesef bildiğiniz üzere mart ortasında Covid-19 salgınının Türkiye’ye de yayılmasıyla bambaşka bir senaryo ile karşılaştık.

2020 Mart-Nisan-Mayıs aylarında Covid-19’un etkilerini ihracat rakamlarımızda yoğun bir şekilde hissettik. Konfeksiyon ihracatımızın %70’ini gerçekleştirdiğimiz Avrupa pazarımızda perakende zincirleri pandemi nedeniyle mağazalarını kapattıkları için ihracatçılarımızın aldığı siparişler ötelendi, yeni siparişlerimiz oldukça azaldı.

Tüm bu olumsuz gelişmelerin etkisiyle pandemi başladıktan sonraki 3 aylık dönemde ihracat kaybımız %44 oldu.

Haziran ayıyla birlikte dünyada ve ana ihraç pazarımız Avrupa’da önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte ihracatımızdan olumlu sinyaller gelmeye başladı. Haziran-Ekim arasında dönemde yüzde 22’lik artışla 662 milyon dolar ihracat yaptık.

Bu beş aylık periyotta Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde ay bazında ihracat lideri olduk. 2020 yılında EHKİB olarak geçen yılki seviyemiz olan 1,3 milyar doları yakaladık. Türkiye geneli hazır giyim ihracatımız ise geçen yıla göre % 3 azalarak 17,1 milyar seviyesinde gerçekleşti.

Hazır giyim endüstrisi olarak Aralık ayında oldukça iyi bir performans gösterdik. Aralık ayında ihracatımız Türkiye genelinde %25,3; Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği olarak ise %13,9 arttı. Bu ihracat rakamlarıyla Türkiye geneli ve Birlik özelinde tüm Aralık aylarının ihracat rekorunu kırdık.

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün 2021 yılı performansının pandemi koşullarındaki gelişmelere bağlı olacağını kabul etmekle birlikte, 2020 yılının getirdiği zorluklar içinde sektör olarak böyle bir performans göstermemiz bizi gelecek için cesaretlendiriyor, daha çok motive ediyor. 2021 yılında EHKİB olarak 1,5 milyar dolar ihracatı hedefliyoruz.

2020 yılında Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğimizden 1305 üye firmamız ihracat gerçekleştirirken, Birlik olarak 167 ülkeye ihracat gerçekleştirdik.

Hazır giyim ve konfeksiyon ihracatımızın niteliğine de değinmek isterim. Geleneksel olarak Türkiye’nin açık ara en fazla dış ticaret fazlası veren sektörüyüz. 2019 yılında yaklaşık 16 milyar dolar net ihracat gerçekleştirerek ülkemize içinde bulunduğumuz ekonomik ortamda ciddi oranda döviz kazandırdık. 

Tüm bunları da göz önüne alarak sektörümüzün katma değer gücünü gösteren önemli bir veriyi de sizinle paylaşacağım: Türkiye olarak ortalama Kg başı ihracat birim fiyatımız 1,32 dolar seviyesinde gerçekleşirken; sektörümüzün KG başı ihracat birim fiyatımız Türkiye ortalamasının oldukça üstünde olduğunu söylemek isterim. 

2019 yılında Türkiye konfeksiyon ihracat birim fiyatımız 13,22 dolar; EHKİB konfeksiyon ihracat birim fiyatımız ise 16,41 dolar olarak gerçekleşti.

Bildiğiniz üzere, tüm dünyada ve özellikle perakende sektöründe görülen kısıtlamalarla birlikte hedef pazarlarımızda yaşanan yavaşlamalar ihracat performansımızı doğrudan etkiledi, sektörümüz bu duruma hızlı reaksiyon gösterdi, ilk şokla beraber Türk konfeksiyon sektörü talep düşüklüğü sebebiyle oluşan atıl kapasiteye hızlıca medikal tekstillere yöneltme becerisini gösterdi.

Sektör olarak maske ve ameliyat önlüğü üretimi başta olmak üzere diğer medikal ürün ihracatımızda da kayda değer ihracat rakamlarına ulaştık. Öncelikle konfeksiyon sektörü olarak ülkemizin ve sağlık kuruluşlarımıza destek olduk. Ardından dünyanın bu konuda önemli tedarikçileri arasına girdik.

Tabiki bu dönemde kapasitelerimizi tam dolduramadık. Bu noktada devletimizin Kısa Çalışma Ödeneği, bez/kumaş maske ihracatının önünün açılması, Eximbank tarafından ihracatçılarımızın kullandıkları kredilerin vadelerinin 3 ila 6 aya kadar uzatılması gibi aldığı tedbirler neticesinde firmalarımızın bu süreci en az hasarla atlatmasına katkı sağladı.

Sektörümüzün istihdam potansiyelinden de söz etmek isterim. Bilindiği üzere geleneksel olarak imalat sanayinin istihdam deposu olan hazır giyim ve tekstil sektöründe imalat ve perakendede yaklaşık 1,5 milyon kişi istihdam edilmektedir.

Ayrıca sektörümüz kadın istihdamında da açık ara birinci sektör konumundadır. Sektörde kadın istihdamı %50-55 seviyelerindedir. Bu noktada sektörümüzün nitelikli istihdama katkı sağladığını belirtmek isterim. Bildiğiniz üzere tekstil mühendisliği mesleğine yönelik azalan ilgiyi tekrar canlandırmak adına bir proje başlattık ve sonuçların çok iyi olduğunu ifade etmek isterim. Tekstil Mühendisliğini tercih edecek ve ilk 80 binde yer alacak başarılı öğrencilere eğitim hayatları boyunca burs imkanı sağlıyoruz. Projemizle sektörün önemli bir ihtiyacı olan nitelikli iş gücü ihtiyacının karşılanmasına önemli katkı sağlıyoruz.

Pandemi döneminde sektörde yükselen trendleri yakından takip ediyoruz. Bu kapsamda Birlik olarak sektörümüzün gündemini belirleyen “Sürdürülebilirlik” ve “Dijitalleşme” kavramları doğrultusunda yeni dönem stratejilerimizi planlıyoruz.

Pandemi öncesinde sektörümüzün çevreyle ilgili kamuoyunda sahip olduğu olumsuz algıyı değiştirmek için Ege İhracatçı Birlikleri olarak pandemi öncesinde çalışmalarımıza başlamış, bu anlamda 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan etmiştik.

Sürdürülebilirlikle ilgili URGE projesi, dünyanın en büyük sivil sürdürülebilirlik inisiyatiflerinden biri olan Birleşmiş Milletler Global Compact Üyeliği, Moda Devrimi Sergisi gibi birçok organizasyon ve proje düzenledik, hatta bu sene 15.sini düzenlemeyi planladığımız ancak pandeminin yayılmasının engellenmesi kapsamında alınan tedbirler nedeniyle defile yapılmadan Aralık ayı içerisinde dijital ortamda gerçekleştireceğimiz EİB Moda Tasarım Yarışmamızın “TECH-TILITY” temasını da sürdürülebilirlik ve dijitalleşme çerçevesinde oluşturduk.

Sürdürülebilirlik alanında üyelerimiz arasında farkındalık yaratmak amacıyla webinar etkinlikleri düzenliyoruz, yeni yılda da düzenlemeye devam edeceğiz.

Birlik olarak dijitalleşmenin yeni normalde önemini kavradık, bu doğrultuda üyelerimizin dijital altyapılarını geliştirmeyi arzuluyoruz. 15 Temmuz- 14 Ağustos tarihleri arasında Uluslararası Hazırgiyim Federasyonu ve Sourcing Journal İşbirliğinde, Foursource E-Ticaret Platformunun altyapı desteğiyle gerçekleşen Global Apparel Sourcing Expo dijital fuarına 30 üye firmamızın katılımına destek olduk. Bu fuarın firmalarımızın için önemli bir deneyim olduğunu düşünüyorum.

27-28 Ekim tarihlerinde 25 üye firmamızın katılımıyla Hollanda ve çevre ülkelere yönelik bir sanal ticaret heyeti organize ettik. Diğer pazarlarımızla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor, fiziksel fuarların/heyetlerin/seyahatlerin olmadığı bir dönemde, dijital platformlar aracılığıyla müşterilerimize ulaşmayı hedefliyoruz.

2021 yılı faaliyetlerimiz de pandemi koşulları çerçevesinde şekillenecek. Uzmanlara göre aşılama sürecinin başlamasıyla birlikte 2021 yılının ikinci yarısında hayatın yeniden normale dönmesi, seyahat kısıtlamalarının kalkması bekleniyor. Dolayısıyla fiziksel faaliyetlerimizi (fuarlar/heyetler) yılın ikinci yarısı için kurgulamayı planlıyoruz.

Dijital platformlarda yer alma çalışmalarımız kapsamında çok önem verdiğimiz projemizden söz etmek isterim. Markamızın ismi AHA (AegeanHasApparel).

Pandemi nedeniyle Birliğimiz üyelerinin ve sektörün uluslararası platformlarda tanıtımının yapılması amacıyla bir strateji belirlenmesi ve vizyon oluşturulması projesi yürütüyoruz. Yeni yılda kurgulayacağımız faaliyetlerin merkezinde bu projemiz yer alacak.

Avrupa’da da seyahat engellerinin kaldırılmasıyla birlikte Birliğimizce her yıl düzenli olarak milli katılım organize edilen Premiere Vision Manufacturing Paris fuarı eylül edisyonu ile yine eylül ayında gerçekleşen Munich Fabric Start Sourcing fuarında firmalarımızla birlikte yer almayı hedefliyoruz.

Yine önemli ihraç pazarlarımız arasında yer alan ülkelere yönelik sanal ve fiziksel sektörel ticaret heyetleri organize etmeyi planlıyoruz.

İspanya, sahip olduğu marka ve alım gruplarıyla küresel anlamda hem çok büyük hem de EHKİB olarak ihracatımızda 322 milyon dolarla birinci sırada yer alıyor.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği olarak Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği iş birliğinde İspanya’ya bu sene sanal sektörel ticaret heyeti düzenleyeceğiz.

2021 de önemli pazarlarımız arasında yer alan ABD pazarında da aktif olmayı hedefliyoruz. Bu ülkeye yönelik olarak da sanal heyet düzenlemeyi hedefliyoruz.

EİB 16. Moda Tasarım Yarışmamızı 2021 yılı ekim ayında fiziki olarak gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

2021 yılında sektörümüzde yeni dönemin trend konuları sürdürülebilirlik ve dijitalleşme konularında üyelerimizin kapasitelerini geliştirmeye yönelik faaliyetlerimiz/eğitimlerimiz/webinarlarımız devam edecek.

 

EHKİB olarak projelerimiz yeni yılda da devam edecek. Bildiğiniz üzere Tekstil Mühendisliği Algısının Yükseltilmesi Projemiz gayet başarılı ilerliyor. Başarılı gençlerimizin tekstil mühendisliği bölümlerini tercih ettiklerini görüyoruz. Yeni yılda da projemizle ilgili tanıtımlarımıza devam etmeyi hedefliyoruz. Projemizin güzel çıktıları yeni projelere başlamak için bize motivasyon sağlıyor. Sürdürülebilirlik ile ilgili gençlerimize yönelik yeni bir projemizi de hayata geçireceğiz. Yeni yılda önceliklerimiz arasında olacak bir proje.

Son olarak URGE projemiz ile ilgili bilgi vermek isterim. Sürdürülebilir URGE projemiz kapsamında ocak ayında çevresel sürdürülebilirlik danışmanlık faaliyetimize başlıyoruz. Bu kapsamda projemizde yer alan hazırgiyim ihracatçısı 12 firmamızda çevresel boyutların etki değerlendirmesinin yapılması, sera gazı emisyonlarının hesaplanması gibi faaliyetler yürüteceğiz.

Bu vesileyle yeni yılda pandemisiz, sağlıklı, huzur dolu günler dilerim.

Burak Sertbaş
Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Rusya Türk domatesinin kotasını 250 bin tona çıkardı

Rusya Federasyonu, Türk domates ihracatçılarına 6 ay nefes aldıracak karara imza attı. Rusya Federasyonu Türkiye’den ithal ettiği domates kotasını 50 bin ton arttırma kararı aldı. Türkiye’den Rusya Federasyonu’na domates ihracatındaki 200 bin ton kota geçtiğimiz ay dolmuştu.

Rusya Federasyonu’nun bu kararı, Türk domates ihracatçılarının 2019 yılı performansına göre 6 aylığına nefes aldığı anlamına geliyor.

Türkiye genelindeki yaş meyve sebze ihracatçı birlikleri başkanları 9 Aralık 2020 tarihinde yaptıkları ortak açıklamayla, ““Domates ihracatında Rusya’ya kotanın kaldırılmasını, 2015 öncesine dönülmesini istiyoruz” talebinde bulunmuşlardı.

Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki müzakereler sonucunda Rusya, Türkiye’den domates ithalat kotası 50 bin ton arttırdı.

Bakan Pekcan; “Çiftçilerimize, ihracatçılarımıza hayırlı olsun”

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla Rusya’nın Türkiye’den domates ithalatını 50 bin ton arttırdığını duyurdu. Pekcan, kararın 10 gün sonra hayata geçeceğinin de altını çizdi. Bakan Pekcan, “Çiftçilerimize, ihracatçımıza hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

Uçak; “Sektörün beklentisi kotanın tamamen kaldırılması”

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, Rusya’nın Türkiye’den ithal ettiği domates kotasını 50 bin ton artırmasının sevindirici olduğunu, sektörün beklentisinin kotanın tamamen kaldırılması olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin, 2020 yılındaki domates ihracatının yüzde 3’lük artışla 313 milyon dolara yükseldiği bilgisini veren Uçak, “Domates ihracatımızın arttığı süreçte Rusya’ya olan domates ihracatımız yüzde 28’lik düşüşle 86 milyon dolardan, 62 milyon dolara geriledi. Bu düşüşün en büyük etkeni Türkiye’den Rusya’ya domates ihracatındaki kota. Bu kota kaldırıldığı takdirde Rusya’ya domates ihracatımız 100 milyon doların üzerine taşıyabiliriz. Rus Halkı, Türk domatesini seviyor ve talep ediyor. Bu kotanın tamamen kaldırılmasını sadece biz değil, Rus Halkı da istiyor” diye konuştu.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan tarafından açıklanan ve Türkiye’ye uygulanan domates kotasının 250 bin tona çıkmasının ihracatçıları sevindirdiğini aktaran Başkan Uçak sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan ve Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’nin yürüttüğü yoğun diplomasi trafiği sonucu sorun büyümeden orta vadede çözüme kavuştu. İhracatçılarımız 2019 yılında Rusya’ya 98 bin ton taze domates ihraç etmişti. Bu performansı tekrar ettiğimiz takdirde sorunumuz 6 aylığına çözüme kavuşmuş görünüyor.  Kotanın tamamen kalkması için de görüşmelerin sürdüğünü biliyoruz. İnşallah tamamen kalktığını da duyarız.”

Türkiye yıllık 14 milyon ton domates üretimiyle dünyanın dördüncü büyük üreticisi konumunda. Türkiye, 2020 yılında 522 bin 752 ton domates ihracatı karşılığı 52 ülkeye 313 milyon 405 bin dolarlık domates ihraç etti.

Rusya 62,2 milyon dolarlık tutarla Türk domatesi ithalatıyla zirvede yer alırken, Romanya 50,3 milyon dolarlık, Ukrayna 36,5 milyon dolarlık domates talep etti.

2020 E-ticaret Kategori Bazında Büyüme Oranları

Online shopping / ecommerce and delivery service concept

E-ticaret teknolojileri altyapı sağlayıcısı Ticimax, 2020 yılı e-ticaret büyüme oranlarını açıkladı. Ticimax E-ticaret Sistemleri’nin altyapı hizmetini sağladığı e-ticaret sitelerinin 2020 satış ve ciro rakamlarına göre hazırlanan raporda, bazı kategorilerde rekor büyüme oranlarına ulaşıldığı görüldü. 2020’nin şampiyonu Beyaz eşya ve küçük ev aletleri segmenti oldu. En az büyüyen kategoriler ise Kırtasiye ve Çiçek kategorisi oldu.

Beyaz eşya ve küçük ev aletleri segmentinde, satılan ürün adedi bazında yüzde 530, satışlardan elde edilen tutar bazında ise yüzde 1700 büyüme gerçekleşti. Büyüme oranlarıyla dikkat çeken diğer kategoriler ise ev tekstili, gıda, hediyelik eşya, iç giyim, tesettür giyim, kozmetik, oyuncak, petshop, mobilya, bahçe mobilyası ve internetten satılan sağlık ürünleri oldu.

Ev tekstilinde satılan ürün adedi bazında yüzde 610, satışlardan elde edilen tutar bazında ise yüzde 320 oranında büyüme gerçekleşti. Gıda kategorisinde adet bazında yüzde 460, tutar bazında yüzde 530, Hediyelik Eşya kategorisinde adet bazında yüzde 400, tutar bazında yüzde 390, internetten satılan sağlık ürünlerinde adet bazında yüzde 450, tutar bazında yüzde 355, Petshop kategorisinde adet bazında yüzde 380, tutar bazında yüzde 410, Oyuncak kategorisinde adet bazında yüzde 400, tutar bazında yüzde 360, Kozmetikte adet bazında yüzde 390, tutar bazında yüzde 400, Giyim kategorisinde adet bazında yüzde 180, tutar bazında yüzde 200, Tesettür Giyimde adet bazında yüzde 350, tutar bazında yüzde 370, İç Giyimde adet bazında yüzde 290, tutar bazında yüzde 350, Cinsel Ürünler kategorisinde adet bazında yüzde 230, tutar bazında yüzde 370, Mobilya ve Bahçe Mobilyasında adet bazında yüzde 270, tutar bazında yüzde 400, Hırdavatta adet bazında yüzde 300, tutar bazında yüzde 320, Bilgisayar kategorisinde adet bazında yüzde 340, tutar bazında yüzde 240, Bebek-Çocuk kategorisinde adet bazında yüzde 240, tutar bazında yüzde 270, Aydınlatma Ürünlerinde adet bazında yüzde 370, tutar bazında yüzde 270, Mücevheratta adet bazında yüzde 280, tutar bazında yüzde 330, Hobi kategorisinde adet bazında yüzde 190, tutar bazında yüzde 200, Spor Malzemelerinde adet bazında yüzde 180, tutar bazında yüzde 190, Ayakkabı kategorisinde adet bazında yüzde 200, tutar bazında yüzde 180, Av ve Kampçılık Malzemeleri kategorisinde adet bazında yüzde 130, tutar bazında yüzde 220, Çeyiz kategorisinde adet bazında yüzde 100, tutar bazında yüzde 180, Otomotiv Yedek Parçada adet bazında yüzde 170, tutar bazında yüzde 150, Kırtasiyede adet bazında yüzde 100, tutar bazında yüzde 50, Çiçek kategorisinde ise adet bazında yüzde 20, tutar bazında da yüzde 40 oranında büyüme gerçekleşti.

Deri sektörü sanal fuarlarla pandeminin olumsuz etkilerini azaltmayı başardı

leather jackets on display for sale at shop market

Deri ve Deri Mamulleri pandemi döneminde maalesef en olumsuz etkilenen sektörlerin başında yer almakta. Aralık sonu itibariyle genelde 2019 yılı performansımızın %20 gerisindeyiz.

Yılın son ayında ise kayıptaki düşüşü %3 seviyesine indirmiş bulunuyoruz. Bu ivmeyi özellikle ilk çeyrekten sonra pozitife çıkarmayı amaçlıyoruz.

Ocak 2020 sonrası sektörün önemli fuarlarından Garda fuarı sonrasında Çin virüsü ufak ufak konuşuluyordu. O günlerde pandemi bize avantajlı görünüyordu lakin hiç ummadığımız bir şekilde etkiledi bizleri.

Herkes iş yerleri kapatmış bir şekilde bekliyorken insiyatif alarak, Ticaret Bakanlığımızın katkılarıyla Türkiye ve dünyanın ilk ayakkabı ve çanta fuarını 40 gün gibi bir sürede 1-4 Haziran 2020 tarihleri arasında gerçekleştirdik. 31 firmamız bu sayede hiç tanışmadığı pazarlarla iş yapma fırsatı yakaladı ve 4 ay içerisinde bu kez 72 firma ile 65 farklı ülkeye 730 firmaya ulaşma imkanı bulduk. Bu gibi sanal fuar ve heyet organizasyonlarımızla 2021 yılında %20’lik kaybımızı telafi ederek %10’luk bir artış hedeflemekteyiz.

Ege Bölgesi’nde 500’ün üzerinde firma Deri ve Deri Mamul ihracatı yaparken ihracatın %62si Ayakkabı alt sektöründe yer alan firmalar tarafından gerçekleştiriliyor. 126 farklı pazara ihracat gerçekleştiriyoruz.

Özellikle Güney Kore, Polonya, İngiltere, ABD ve Güney Afrika noktasında çeşitli aktivite ve dijital b2b heyetlerine ağırlık vererek, Deri Konfeksiyon noktasında firmalarımızı daha fazla ihracata teşvik etmek istiyoruz. Güney Kore pazarında Deri Konfeksiyon, İskandinav ve Birleşik Krallıkta comfort tarzı ayakkabı ürünleri özellikle tecrübelerimizle ve üyelerimizle istişarelerimizle karar vermekteyiz.

Yine İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği ile sürekli fikir alışverişinde bulunmakta sektör için faydalı pazarlar noktasında araştırmalar yapmaktayız.

Sektörümüz özellikle ülkemizin cari açığına olumlu katkı yapan sektörlerden biri. Her yıl ihracatımızı arttırarak bu katkıyı arttırma çabasındayız. Katma değeri en yüksek ürün kürklü ürünler. Özellikle küçükbaş koyunların kürkleri ile işlenerek yapılan giyim ürünleri özellikle iklimi soğuk olan ülkelerde ciddi alıcılara ulaşabilmekte. Katma değer noktasında en düşük ise yarı mamul olarak ihracatını gerçekleştirdiğimiz tabaklanarak gönderilen deri ürünleri.

Üretimlerimizde veya kullandığımız satış kanalarında daha çok kullanabildiğimiz yüksek teknolojili ürünler deri işlentisi için henüz çok uzak olmakla birlikte özellikle ayakkabının ve çantanın üretilmesinde 3D printer ve otomatik robotlar üretim verimliliğini oldukça arttıracaktır. Gelişmeleri hem üretim elemanları hem de üretim ürünleri olarak takip etmekteyiz.

Daha önce bahsettiğim üzere dijital platformlara verdiğimiz önem arttı. Öncesinde bir LinkedIn sayfamız bulunmamaktaydı. Gerçekleştirdiğimiz Dijital fuarlar sonrasında bir hesap açtık. Covid öncesinde alt yapısını hazırladığımız Mobil Aplikasyonumuzu geliştirerek “sanal pazar” haline getirmek istiyoruz. Burada en önemli görev üyelerimizin buna sahiplenmesi. Ne kadar çok üyemiz “Turkish Leather Products” isimli uygulamayı kullanırsa büyümesi ve yatırım yapabilmemiz o kadar kolaylaşacaktır.

Sektörümüzün erkek egemen bir sektör gibi görünse de, üretimlerimizin çeşitli kademelerinde, beyaz yaka ve tasarımda nitelikli kadın istihdamı büyük öneme sahip. İhracat yükünü İstanbul, Bursa, İzmir gibi büyük şehirlerden firmalar taşıyorsa da sektörümüzde özellikle Güneydoğu Anadolu’da çok başarılı firmalar mevcut.

Anadolu’da işçi bulma noktasında çok daha avantajlı olabiliyorsunuz, artan nüfus ile istihdam imkanınız ve bölgesel teşvikler oradaki firmalarımıza olumlu etki sağlamakta. Yine sektörümüzde Konya bölgesinde de hatrı sayılır firmalar ihracat noktasında iyi yerlere geliyor ve yatırımlarını arttırıyor. Bu sektörümüz ve ülkemiz için büyük önem arz etmekte.

Uluslararası alanda Türk malı algısını güçlendirmek adına özellikle sürdürülebilirlik noktasında ABD’de yer alan “FOOTWEAR DISTRIBUTORS & RETAILERS OF AMERICA” ile yakın temas halindeyiz. Sürdürülebilirliği ispatlanan ürünleri öne çıkabileceğimize inanıyoruz. Üretim kalitemiz ve ürün kalitemiz dünya standardı üzerinde lakin bazı noksanlıklarımız var.

Bunların başında da tasarım özelinde maalesef büyük ilerleme kat edemedik. Hali hazırda 8 kez gerçekleştirdiğimiz Deri’n Fikirler Deri Tasarım ve Üretim yarışmamız ile pek çok finalistimize Ticaret Bakanlığımızın destekleriyle yurt dışı eğitim hakkı sağladık. Gelecekte bu gibi tasarımcılarımızın üretimlerimize vizyonları ile farklı perspektifler katarak tasarım noktasında sektörümüzü daha yukarı taşımak istiyoruz.

E-ticaret ve e-ihracat üzerine yoğunlaştığımız konuların başında geliyor. Öncelikle firmalarımızın eski alışkanlıklarını bırakarak hızla e-ticaret noktasında kendilerini yetiştirmeleri, ürünlerinin fotoğraflanması, üretimlerinin kısa özet videolarına yatırım yapmaları gerektiğine inanıyorum. Çünkü showroomlarımız web sitelerimiz ve kaliteli materyalleri aynı şekilde ortaya çıkarabilecek ürün fotoğraflamaları olduğunu biliyoruz.

Tabi ki web sitelerinin öneminden bahsetmek artık geçmişte kaldı artık materyallerin internet ortamına taşınmasını, Instagram’a ve e-ticaret konusunda kendilerini yetiştirmelerini her platformda dile getiriyoruz. E-ticarette tecrübelenen firmalarımızı ise artık e-ihracat bekliyor. E-ihracat ile tüm dünya ekranınıza geliyor. Bu noktada birliğimiz aliExpress gibi uluslararası kurumlar ile seminerler düzenlemekte ve düzenlemeye devam edecek. Firmalarımızı bu bilinçle mümkün olduğunca yeni dünya düzenine geçerken yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Covid-19 virüsüne karşı birden fazla aşının insanlara uygulanmaya başlanması 2021 yılı için umutlarımızı arttırıyor. 2021 yılında pandemisiz, sağlıklı günlerde buluşmayı diliyorum.

Erkan ZANDAR

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı