Kısmi Süreli Çalışan İşçilere Hangi Hallerde Ara Dinlenmesi Verilir?
Lütfi İNCİROĞLU
İş sözleşmeleri, uygulamada genellikle görüldüğü gibi işyerinde sürdürülen haftalık (45 saat) ve günlük (7,5 saat) çalışma sürelerine uygun olarak tam süreli (full time) yapılabileceği gibi, işyerinde uygulanan çalışma sürelerinin altında kısmi bir çalışma süresini (part time) konu alabilecek biçimde de yapılabilir [1].
Genellikle kısmi çalışmalar haftanın belirli günlerinde tam gün, haftanın her günü belirli süre veya haftada bir ya da iki gün için belirli bir süre olarak kararlaştırılabilir. Örneğin işyerlerinde daha çok danışmanlık hizmeti veren işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları, hukukçu, muhasebeci ve mali müşavirler, mühendis gibi vasıflı elemanlar yanında, haftanın belirli günleri temizlik hizmeti gören işçilerle yapılan iş sözleşmeleri kısmi süreli işlerde yapılan sözleşmelerdir. Bu tür sözleşmeler, bir ya da birden çok işverenle yapılabileceği gibi işçinin bu gibi işlerden başka serbest çalışması da söz konusu olabilmektedir[2]. Diğer yandan, öğrencilerin, ev kadınlarının ve emeklilerin otellerde, tatil köylerinde ve çeşitli büro işlerinde kısmi süreli işlerde çalışmaları da kısmi süreli çalışma biçimleridir.
4857 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi, kısmi süreli iş sözleşmeleri ile tam süreli iş sözleşmelerinin tanımını şöyle yapmıştır; “işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir”. Burada en önemli ölçüt, tam süreli iş sözleşmesi karşısında kısmi süreliden söz edebilmek için “önemli ölçüde daha az” bir haftalık çalışma süresinin sözleşmede tespit edilecek olmasıdır. Örneğin, işyerinde uygulanan tam süreli iş sözleşmesi için haftalık çalışma süresi 45 saat ise, kısmi süreli çalışma için 3 4 saat gibi daha az çalışma değil, tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın “üçte ikisi” oranına kadar yapılan, yani 30 saate kadar haftalık çalışma süresine göre istihdam edilen işçi, kısmi süreli sözleşmeye göre istihdam edilen kimse olarak kabul edilecektir. Yargıtay’a göre, “Kanununun 13. maddesine göre ‘‘işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir. Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin kısmi süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz. Kısmi süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir’‘[3].
İş Kanununun ara dinlenmesine ilişkin öngördüğü hükümde, dört saat ve daha kısa süreli işlerde onbeş dakikalık bir ara dinlenmesi öngörülmüş olup, işçinin kısmi süreli iş sözleşmesi ile örneğin, haftada iki gün üç ya da dört saat çalışılması durumunda işçinin ara dinlenmesine hak kazanıp kazanmayacağı doktrinde tartışılmıştır.
Bir görüşe göre, kanunda bu konuda düzenleme olmadığı için boşluk oluştuğu, bu boşluğun ise günlük azami çalışma süresi olan onbir saat dikkate alınarak doldurulması gerektiğini ileri sürülmektedir. Bu görüş sahibine göre, onbir saatin yarısı olan günlük beşbuçuk saat ve üzerinde kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye ara dinlenmesi verilecek; günlük beşbuçuk saatin altında kalan çalışmalarda ise ara dinlenmesi söz konusu olmayacaktır[4].
Aksi yöndeki bir görüşe göre de, ara dinlenme sürelerine hak kazanılması günlük çalışma süresine göre belirlendiğinden, çalışmanın tür ve biçiminin önemli olmadığı savunulmaktadır. Bu görüş sahibine göre, ara dinlenmesine ilişkin kurallar kısmi süreli çalışmada istisnai özellik göstermemekte ve kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin günlük çalışma süresinin uzunluğuna göre ara dinlenmesinin süresi belirlenmelidir[5]. İşçi, kısmi süreli iş sözleşmesi ile haftanın bir günü üç saat çalışıyorsa o gün için onbeş dakika; bir gün iki saat çalışıyorsa o gün için de onbeş dakika ara dinlenmesi verilmesi gerekmektedir.
Yargıtay’a göre de, “…Somut olayda, davacının günde 5 saat süreyle çalıştığı kabul edilmiştir. Bilirkişi 1,5 saat ara dinlenmesi yaptığını kabul ederek alacakları hesaplamıştır. Davacının 30 saatin altında kısmi süreli çalıştığı, günlük çalışmasının 5 saat olduğu anlaşılmakla aksi yönde tanık beyanı bulunmadığından ara dinlenme süresi 1,5 değil yarım saat kabul edilmelidir. Mahkemece davacının kıdem, yıllık izin ve hafta tatili alacakları belirlenecek ücret üzerinden hesaplanmalıdır. Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır…”[6]
Kanaatimizce, 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin, belirlenen günlük çalışma süresi dikkate alınarak ara dinlenme süresi belirlenmelidir. Sözleşmesinin türü, ara dinlenmesine hak kazanıp kazanmamada belirleyici değildir. Örneğin, kısmi süreli iş sözleşmesi ile haftanın üç günü günde dört saat çalışan işçiye günlük çalışmanın ortalama zamana rastlatılacak şekilde (onbeş dakika), ara dinlenmesi kullandırılması gerekirken, haftanın 2 günü günde 7,5 saat çalışan işçiye ise (yarım saat) ara dinlenmesi kullandırılmalıdır.
Lütfi İNCİROĞLU
Kaynakça:
[1] DEMİR, Fevzi, İş Hukuku ve Uygulaması, s.94-95; KILIÇOĞLU/ŞENOCAK, s.275; GÜVEN/AYDIN, s.111; ŞAKAR, Müjdat s.81-82; ALPER/KILKIŞ, s.4;SEVİMLİ, K.Ahmet, 4857 sayılı Kanunda Düzenlenen Kısmi Süreli İş Sözleşmesi, İstanbul 2019, s.9 vd;ÇİL, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, s.385.
[2] ÇELİK, Nuri, s.78; DEMİR, İş Hukuku ve Uygulaması, s.94; EKMEKÇİ Ömer/YİĞİT Esra, s.65-66; SEVİMLİ, 4857 sayılı Kanunda Düzenlenen Kısmi Süreli İş Sözleşmesi, s.9 vd.
[3] Y9HD.14.3.2011 T., E.2010/26763, K.2011/6748 Legalbank; KILIÇOĞLU/ŞEN-OCAK, s.276; ŞAKAR, s.82; ALPER/KILKIŞ, s.41-42; EKMEKÇİ/YİĞİT, s.66; SEVİMLİ, 4857 sayılı Kanunda Düzenlenen Kısmi Süreli İş Sözleşmesi, s.9 vd; ÇİL, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, s.385.
[4] EKONOMİ, Münir, “Ara Dinlenmesine İlişkin İş Kanununda Öngörülen Süreler ve Yargıtay Kararı”, Legal İş Hukuku Dergisi, C.11 S.42, 2014, s. 19-40.
[5] SEVİMLİ, K. Ahmet, Kısmi Süreli İş Sözleşmesi İle Çalışan İşçinin Dinlenme Hakkı, İş Hukukunda Yeni Yaklaşımlar II, s.104-105.
[6] 9HD.07.12.2011 T., E. 2009/32376 K. 2011/47542 Legalbank.









Tedarik Sürecinin verimliliği, bir işletmenin finansal verimliliğinin de Performans Göstergesidir. Güçlü bir satın alma yapısı; alınan mal ve hizmetlerin maliyetlerinin bilinmesine, tedarik sürelerinin kısalmasına, stok maliyetlerinin düşmesine ve en önemlisi de işletme için en iyi tedarikçilerin seçilmesine yardımcı olur. İdeal bir Tedarik Sürecinin tasarımı ise elbette işletmenin büyüklüğüne ve kapsamına bağlıdır. İşletmeler için; “- İşte budur!” diyebileceğimiz tek bir tip yaklaşım yoktur, maksimum verimlilik için sürecin her işletmeye özel tasarlanması gerekir.
Türkiye’ye 2024 yılında 180 ülkeye ihracat yaparak 2,9 milyar dolar döviz kazandıran Türk halı ihracatçıları, Birleşik Arap Emirlikleri’nin saraylarını, otellerini, camilerini Türk halılarıyla donatmak için harekete geçti.
Halı sektörüne yönelik sürdürdükleri URGE Projesi’nin Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin üçüncü URGE Projesi olduğunu paylaşan Eskinazi, “Yurt dışı pazarlama faaliyeti kapsamında ilk olarak Birleşik Arap Emirlikleri’ne Ticaret Heyeti yapma kararı aldık. BAE, halı sektöründe en çok ihracat yaptığımız 6. Ülke konumunda ve 2024 yılında ihracatımızı yüzde 7’lik artışla 88 milyon dolardan 95 milyon dolara çıkardık. Bu heyetle amacımız BAE’ye halı ihracatımızı 100 milyon doların üzerine taşımak. Heyetimizdeki firmaların çoğunluğu Manisa Demirci’de yer alan cami halısı üreticisi, BAE’de bu anlamda cami halısı tercihi yoğun olan bir pazar. URGE Projemizde diğer hedef pazarlarımızı ABD, İngiltere, Kanada, Almanya, Avustralya, S. Arabistan, Katar, Malezya ve Endonezya olarak belirledik. Sonraki ticaret heyeti organizasyonlarımızı bu ülkelere yapacağız” diye konuştu.
Yıllık 2,9 milyar dolarlık halı ihracatıyla Çin’den sonra dünya ikincisi olan Türkiye, halı ihracatını artırmak için pazarlama faaliyetlerini sürdürüyor.
Halı İhracatını Geliştirme UR-GE Projesi’nde yer alan firmaların ağırlıklı olarak üretip ihraç ettiği halılar için önemli bir pazar olan Birleşik Arap Emirlikleri’nde yeni ticari iş birlikleri kurmayı hedeflediklerini paylaşan Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Eskinazi, Ege Bölgesi’nden Birleşik Arap Emirlikleri’ne halı ihracatımızı artırmak için önemli adımlar attıklarının altını çizdi.
Çok kısa ve öz olarak anlatacak olursam ihracat denildiğinde ülkemizin kalkınması açısından, yurt dışına bağımlılıktan kurtulması, ekonomide refah düzeyine erişmek adına ülkemiz ürünlerinin ve hizmetlerinin yurt dışına satılması ve ülkemize döviz girdisi sağlanmasıdır.







Döngüsel ekonomi, mevcut “al-kullan-at” şeklindeki lineer ekonomik modelin aksine, kaynakları mümkün olduğunca uzun süre döngüde tutmayı, ürün ömrünü uzatmayı, yeniden kullanımı ve geri dönüşümü esas alan sürdürülebilir bir ekonomik sistemdir. Bu modelin temel ilkeleri atık ve kirliliği tasarım yoluyla önlemek, ürün ve materyalleri döngüde tutmak, doğal sistemleri yeniden üretmektir. Döngüsel ekonomi yalnızca çevresel bir gereklilik değil; aynı zamanda ekonomik dirençliliği ve kaynak verimliliğini artıran bir yaklaşımdır.
Görünmeyen etki, gündelik kararların en güçlü mimarıdır.
Günümüz iş dünyasında, işletmelerin rekabet avantajını sürdürebilmesi için verimliliklerini artırmaları ve süreçlerini optimize etmeleri gerekmektedir. Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemleri, işletmelerin finans, üretim, stok yönetimi, insan kaynakları gibi temel süreçlerini entegre bir şekilde yönetmelerine olanak tanır. Ancak, iş dünyasında mobil teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte ERP sistemlerinin mobil cihazlarla entegre çalışması gerekliliği doğmuştur. Mobil cihazlar ile ERP entegrasyonu, çalışanların iş süreçlerine her zaman ve her yerden erişmelerine olanak tanıyarak operasyonel verimliliği ve iş sürekliliğini artırmaktadır.
2025 yılında İK profesyonelleri olarak hibrit çalışma modelleriyle yatıp kalkıyoruz. Ofise dönüş tartışmaları, evden çalışmanın verimliliği, ekip içi iletişim sorunları, bütün bu kavramlar artık çalışan deneyimi ajandamızın tam ortasında duruyor. Pandemi sonrası “yeni düzene” uyum sağladık sanıyorduk, ama takım olmak bu yeni dünyada tahmin ettiğimizden daha çetrefilli bir mesele haline geldi.
İtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; İhale üzerinde bırakılan ……….. Seyahat Tur. Taş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından sunulan aşırı düşük teklif açıklamalarının Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79’uncu maddesine uygun olmadığı iddialarına yer verilmiştir.