Buyer Network Öğrenme Merkezinde Bugün: “İşletme Yönetiminde Sözleşme”

Buyer Network’te bugün “İşletme Yönetiminde Sözleşme” başlıklı eğitim notuna hesabınıza giriş yaparak ulaşabilirsiniz. İlgili eğitim notu 24 saat süre ile yayında kaldıktan sonra yayından kalkarak Öğrenme Merkezi’nde yer almaktadır. Dosyaya erişmek için hesabınıza giriş yapmalısınız.

İşletme Yönetiminde Sözleşme Sunumunu İndirmek için Tıklayınız.

Sözleşme İzleme ve Kontrol
Etkili sözleşme yönetimi pasif olmaktan çok aktif bir sorumluluktur. Sözleşme hazırlama ve yürütme ile tedarikçiyi yönetmek arasında fark olduğu unutulmamalıdır. Sözleşme yönetiminin tedarikçi ilişkileri boyutunda; “tedarikçi araştırma, değerlendirme ve seçimi” ile “tedarikçi izleme ve kontrol” olmak üzere iki temel aşaması bulunmaktadır.

Buyer Network Profesyonel Üyelik Paketleri ile erişebileceğiniz Öğrenme Merkezinde mesleki gelişiminiz için araçlar sunulmaktadır. Satınalma Dergisi’nin yayınlanmış tüm sayıları da öğrenme merkezinde yer almaktadır.

Tüm profesyonel üyeler aynı zamanda Buyer Network Card sahibi olmaktadır.

Profesyonel Üyelik Paketleri:

www.buyernewtwork.net/bireysel-uyelik adresinden seçenekleri görüntüleyebilirsiniz.

Şirketinizden 10 çalışana kadar çalışanın kullanabileceği üyelik paketleri ile satınalma ve tedarik departmanınızın profesyonelliğine katkı sunabilirsiniz.

Yönetici Geliştirme Programı E-Ticaret Vakası Sonucu Yayınlandı.

Buyer Network Yönetici Geliştirme Programı kapsamında yer alan ve e-ticaret becerilerini geliştirmeye yönelik vaka hakkındaki çözümler değerlendirilmiştir.

Sayın İlkay Görentaş’ın vaka çözümü başarılı bulunmuştur.

Bu vakaya katılan tüm arkadaşlarımıza katılımları için teşekkür ederiz.

Prof. Dr. Murat ERDAL

UTİKAD Basın Toplantısı

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, lojistik sektörünün 2019 yılı değerlendirmesini ve 2020 yılına dair öngörülerini 09 Ocak 2020 Perşembe günü InterContinental İstanbul Otel ‘de düzenlenecek basın toplantısında paylaşacak. UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener’in yıllık değerlendirmesiyle başlayacak olan basın toplantısında, UTİKAD’ın sektöre yönelik hazırladığı iki ayrı raporun tanıtımı da gerçekleşecek.

UTİKAD tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tuna ve ekibinin iş birliği ile hazırlanan “Lojistik Eğilimler ve Beklentiler Araştırması” , Prof. Dr. Tuna’nın sunumuyla basınla paylaşılacaktır.

UTİKAD İcra Kurulu Sektörel İlişkiler Departmanı’nın hazırladığı “UTİKAD Lojistik Sektörü Raporu-2019” ise UTİKAD Sektörel İlişkiler Müdürü Alperen Güler tarafından sunulacaktır.

Kahvaltılı basın toplantımızda siz değerli basın mensubunu aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

YER : InterContinental İstanbul Otel – Citronelle Salon
ADRES : Asker Ocağı Cad. No.1 Taksim, Istanbul
TARİH : 09 Ocak 2020
SAAT : 09.00 – 12.30

Teyidli İhracat Akreditifinde Mutlak Ödeme Garantisi Var Mıdır?

Bir ihracat işleminde ihracatçının satacağı malın parasını alabilmeyi garanti etmek ister. Mal bedelinin yurt dışından garantili bir şekilde gelmesini sağlayan yöntemlerin bir tanesi de dış ticaret tacirlerinin genel bilgileri doğrultusundaki ihracat akreditifleridir. İhracatçılarımız kendi lehlerine açılan ihracat akreditifleri ile mallarını ihraç eder, akreditifte talep edilen evrakları da tam olarak ve zamanında kendi bankasına sunduğunda, ödeme koşulları çerçevesinde mal bedelini kendi bankasından alabilmektedir. İhracatçı malını yükleyip parasını almak için malı sattığı ithalatçıyı değil, kendi bankasını muhatap alır. Çünkü ihracatçı bilir ki akreditif kendisine şartlı bir ödeme garantisi vermektedir. İhracatçı akreditife güvenmekle birlikte bir de akreditife teyid eklettiğinde; yani teyidli ihracat akreditif olması durumunda, ihracatçının mal bedelini alabilmesinde hiç sorun yok gibi görünür. İhracatçıların kafasındaki genel düşünce budur; “Bir akreditif gayrikabilirücü (cayılamaz) ve teyidli olması hainde ihracatçının malı yükledikten sonra parasını alacağı garantidir.”

Gerçekten gayrikabili rücu teyidli akreditif mutlak bir ödeme garantisi veriyor mudur? Önce akreditifin, bilhassa gayrikabilirücu teyidli akredtifin ne anlama geldiğine bir göz atalım, sonrasında akreditifteki teyidin ne kadar garanti olduğuna…

Bir nevi şartlı havaledir. Belli şartların yerine getirilmesi ile bankaların birbirlerine ödeme taahhüdü vermeleridir. Tanımlaması nasıl olursa olsun, amir bankanın (akreditifi açan ithalatçının bankası) uygun bir ibrazı karşılayacağına ilişkin kesin yükümlülüğünü oluşturan dönülemez (cayılamaz) nitelikte herhangi bir düzenleme, ithalatçının emri ile düzenlenen kredi mektubu anlamına gelir. Akreditif adına farklı tanımlamalar yapılsa da, akreditifin genel tanımı ve anlamı budur.

Akreditif için böyle söyleniyorsa, akreditife “teyid” eklendiği vakit bu akreditif zaten şartlı bir ödeme garantisi olarak bildiğimiz akreditif tanımına teyid ilave edildiğinde bankaların (çoğu kez ihracatçının bankası) kefaleti de söz konusu olur ki akreditif o zaman şartlı bir banka garantisi olmakla birlikte, akreditife teyid ilave edildiğinde ise akreditif koşulları çerçevesinde malını ihraç eden ve evraklarını tam ve zamanında bankasına ibraz eden ihracatçıya ödemenin yapılacağı teyid bankası tarafından adeta garanti edilmiştir.

Akreditif düzenlemelerine ilişkin Uluslararası Ticaret Odaları’nın (ICC – International Chamber and Commerce) hazırlamış olduğu UCP 600 Sayılı Bröşür’un (Uniform Customs and Ptactice for Documentary Credits Brochure no 600, 2007 revision) Madde 8/b şöyle söylemektedir;

“Bir teyit bankası akreditife teyidini eklediği an itibariyle ibrazı karşılamakla veya iştira etmekle dönülemez biçimde yükümlüdür.”

Teyid; akreditifi açan amir banka ile teyid bankası arasında adeta kefalettir. Akreditif koşullarına uygun evraklar uygun zamanda teyid bankasına ibraz edilmesi halinde, ödeme teyid bankasının asli borç yükümlülüğü haline gelir. Yani ödeme şartların yerine getirilmesi halinde garanti altına alınmış olur. Ama şartların yerine getirilmesi halinde olduğu gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. İşte ihracatçının duymak istediği akreditifteki madde budur. Ödeme garantisi. Ancak ihracatçı bu sözün öncesine ve sonrasına nedense bakmaz ve bu “teyid ödeme garantisidir” sözünü cımbızlar, neyi duymak veya görmek istiyorsa o cümleyi görmeye çalışır.

Şartlı bir ödeme garantisi veren akreditiflere teyid ilave edildiğinde bankaların birbirlerine kefaletinden doğan bir ödeme garantisi olsa da, Akreditif düzenlemelerine ilişkin Uluslar arası Ticaret Odaları’nın (ICC – International Chamber and Commerce) hazırlamış olduğu UCP 600 Sayılı Bröşür’un (Uniform Customs and Ptactice for Documentary Credits Brochure no 600 2007 revision) madde 16/a da şöyle söylemektedir;

“Görevi çerçevesinde hareket eden bir görevli banka, varsa bir teyit bankası veya amir banka bir ibrazın uygun olmadığını belirlediğinde (evraklarda rezerv olması) ibrazı karşılamayı veya iştira etmeyi reddedebilir.”

Bunun adına Rezerv denir. Rezerv: farklılık anlamına gelir. Rezerv; Akreditif koşullarına riayet etmeme anlamına gelir. Rezerv; bir akreditifte tüm bankaların vermiş oldukları ödeme garantilerini tamamen ortadan kaldırır demektir. Rezerv; ihracatçının parasını normal koşullarda alamayacağı demektir. Rezerv; ihracatçının bileğinin büküldüğü ve ilerleyen safhalarda gücünün azaldığı hatta gücünün tükendiği anlamına gelir. Rezerv; İthalatçın elinin güçlendiği anlamına gelir. Rezerv; kafalarda tilkilerin cirit atmaya başlayacağı uygun ortam demektir.

Bir akreditif her ne kadar gayrikabilirücu teyidli de olsa, ihracatçının akreditif koşullarına uygun olmayan bir evrağı teyid bankasına ibraz etmesi halinde, alacağını kesin olarak tahsil etmeyi düşünen ihracatçı parasını alamayacaktır. Akreditif koşulsuz mutlak ödeme garantisi vermemektedir. Her ne kadar bir akreditifte ihracatçının eli güçlü gibi görünürse de, akreditif koşullarına uygun olmayan bir evrağın teyid bankasına ibrazı ile akreditifin verdiği ödeme garantisi ve yükümlülükleri ortadan kalkar.

İşte ihracatçının akreditifle mal ihraç edeceği vakit iki defa düşünmesi gerekir. Hele hele akreditif konusunda yetkin olmayan ihracatçılar keza akreditif konusunda yetkin bilgiye sahip olmayan personelle çalışmaları halinde başlarını vuracak taş aramaya başlayabilirler. Bilginin güç olduğunu ve bilgilinin güçlü olduğu bu devirde akreditiflerde yapılacak telafi edilemeyecek bir hatanın bedeli ağır olacaktır.

Turizmde Hedef 104 Milyon Turist 119 Milyar Dolar Gelir

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından Türk Sanayicileri ve İş insanları Derneği (TÜSİAD) işbirliği ile hazırlanan “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu”, Conrad İstanbul Bosphorus’da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda, Türkiye ekonomisinde önemli rol oynayan turizm sektörü özelinde belirlenen dönüşüm senaryolarının hayata geçirilmesi durumunda, 2033’te 104 milyon turist ve 119 milyar dolar turizm geliri elde edilebileceği belirtiliyor.

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin ile TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski’nin ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açılış konuşmasını yaptığı etkinlikteiki kurumun işbirliğinde hazırlanan “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu” açıklandı. 2017 yılının Mayıs ayından bu yana üzerinde titiz bir çalışma gerçekleştirilen, turizmin çeşitlendirilerek ülke sathına ve 12 aya yayılması, kişi başı turizm gelirinin artırılması amacıyla hazırlanan rapor, gerçekçi analizler ve stratejik dönüşüm senaryoları içeriyor.

TTYD Başkanı Oya Narin;raporda, turizm sektörünün ülke kalkınmasının taşıyıcı gücü olma potansiyeline sahip olduğunun analitik olarak teyit edildiğini belirterek, dönüşüm senaryolarının hayata geçirilmesi durumunda 2033 yılı itibariyle, gelen turist sayısının 104 milyona, Türkiye turizm gelirinin 119 milyar ABD dolarına, kişi başına turist harcamasının 1.150 ABD dolarına çıkabileceğini söyledi. Narin, aynı şekilde senaryolara göre ülkedeki işsizlik oranının %7,6’ya düşeceğini ve yaratılan ek turizm gelirinin dönem GSYİH artışını ortalamada 1,6 puan yukarıya çekeceğini öngördüklerini söyledi.

‘Turizm daha güçlü bir Türkiye için çok değerli’

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski de; sektörün sosyal ve teknolojik dönüşümlerden, değişen tüketici beklentilerinden de fazlaca etkilendiğini söyleyen Kaslowski, tüm bu değişikliklere uyum sağlamanın tedbirlere ihtiyaç duyduğunu, sektörün, kamu ve akademiyle işbirliği mekanizmalarının güçlendirilmesinin bu sorunlara çözüm bulunabilmesinde önemli bir katalizör olacağını söyledi.

Hedef 2023’te 75 Milyon Turist, 65 Milyar Dolar Turizm Geliri

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği ile Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneğince düzenlenen “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Tanıtım Toplantısı”nın açılışında yaptığı konuşmada, 2019 yılında 51 milyon turist, 34 milyar dolara yakın turizm geliri, kişi başı gecelik gelirde de de 71 dolar seviyesinin yakalanacağını, kesin rakamların ay sonunda açıklanacağını söyledi.

Bu yıl ise bu rakamları yukarı çekerek 58 milyon turist, 40 milyar dolardan fazla turizm geliri ve kişi başı gecelikte de 78 dolarlık geliri elde etmeyi hedeflediklerini aktaran Bakan Ersoy, 2023’te de 75 milyon turisti, 65 milyar dolar turizm geliri, kişi başı gecelikte de 91 dolar geliri hedeflemeyi planladıklarını anlattı.

Bu hedefler için dünya ortalamasının çok üzerinde istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme sağlanması gerektiğini vurgulayan Bakan Ersoy, bu büyümenin sağlanması için 2018 yılı sonunda turizmde bir politika değişikliğine gittiklerini ve turizm değişim stratejilerinin de bununla beraber hazırlandığını belirtti.

Raporun lansmanını takiben düzenlenen “2033’e Doğru Türkiye Turizmi” panelinde turizmin geleceği ele alındı. Panelin moderatörlüğünü TÜSİAD Kalkınma Politikaları Yuvarlak Masa Başkanı Batu Aksoy yaparken, Bilgili Holding Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Bilgili, TÜSİAD Başekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu, ZAY Strateji Başkanı ve TTYD Başkan Danışmanı Zafer Ali Yavan ve Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ konuşmacı olarak yer aldı.

İlaç Sektörü İKMİB Çalıştayı’nda Buluştu

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından düzenlenen “İlaç Sektörü Çalıştayı” 29 Kasım-1 Aralık 2019 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi. İlgili Bakanlıklar, STK’lar ve Türk ilaç sektörünün önde gelen firmalarının temsilcilerini bir araya getiren çalıştayda sektörün sorun ve çözüm önerileri değerlendirilerek, yol haritası konuşuldu.

İKMİB tarafından düzenlenen sektör çalıştaylarının beşincisi, 29 Kasım-1 Aralık 2019 tarihleri arasında ilaç sektörüne yönelik gerçekleştirildi. İKMİB’in ev sahipliğinde Antalya’da düzenlenen ve moderatörlüğünü Özgü Kaynak’ın yaptığı “İlaç Sektörü Çalıştayı”nda Ar-Ge, Ur-Ge, teşvikler, devlet destekleri, hammadde, finansman, yerli üretim, ihracatta yeni pazarlar, PIC/S üyeliğinin daha etkin kullanılması, regüle pazarlarda akreditasyon sorunu, Türkiye’nin GMP’sinin ve ilaç sektörünün yurt içi ile yurt dışı pazarda lobisinin güçlendirilmesi konularına değinilerek güncel bilgiler sektörle paylaşıldı.

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Sözcüsü Ankara Milletvekili Arife Polat DÜZGÜN ile T.C. Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Ümmü Gülşen ÖZTÜRK’ün teşrifleriyle gerçekleştirilen “İlaç Sektörü Çalıştayı”na, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkan Yardımcısı Dr. Ecz. Harun Kızılay, İKMİB TİM Delegesi ve İKMİB İlaç Komitesi Başkanı Orhan Mutlu Topal ile İKMİB temsilcilerinin yanı sıra, Türk ilaç sektörünün önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri, ilgili bakanlık yetkilileri ve temsilcileri ile akademisyenler olmak üzere toplam 100 kişi katıldı.

Ortak akıl çalışmaları yapıldı

Özgü Kaynak’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştay süresince ilaç sektörüne yönelik sorunlar ve çözüm önerileri ele alınarak, PIC/S üyeliğinin daha etkin kullanılması, regüle pazarlarda akreditasyon sorunu, Türkiye’nin GMP’sinin ve ilaç sektörünün yurt içi ile yurt dışı pazarda lobisinin güçlendirilmesi konularında tüm öneriler masaya yatırılarak ortak akıl çalışmaları yapıldı.

6 Aralık’ta İhracat Ana Planı Kapsamında Kimya Sektörü Çalıştayı Yapılacak

Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, bu yıl Eylül ayından beri kozmetik, plastik, kauçuk ve boya sektörü çalıştayını gerçekleştirdiklerini ve 5’incisini ilaç sektörü çalıştayı olarak düzenlediklerini belirtti. Önümüzdeki sene medikal sektörü çalıştayını ve madeni yağlar sektörü çalıştayını gerçekleştireceklerini ifade eden Pelister, “6 Aralık’ta Ticaret Bakanımızın da katılacağı bir kimya sektörü çalıştayı yapacağız. Bu bizim stratejik olarak ana yol haritamızı belirleyecek ve kimya sektörünü daha ileriye taşımak için neler yapacağımızı Bakanlık aracılığıyla açıklayacağız” dedi.

TİM ile KOSGEB arasında yakın zamanda bir protokol imzalandığını dile getiren Pelister, KOBİ’lerle ilgili açıklanan destek paketi hakkında bilgi verdi ve şunları ekledi: “Dijitalleştirme, yerlileşme, çevre dostu üretim ve katma değerli üretimlerle beraber özelikle beşeri sermayemizi çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Ortalama kilogram birim fiyatımızı yükseltmek ise bizim yapacağımız işlerin başında geliyor. Tasarım, inovasyon, Ar-Ge odaklı çalışmalar ve Ur-Ge projelerine destek sağlama konularına önem veriyoruz. Özellikle finansmana kolay erişim anlamında Eximbank ile çalışmamız gerekiyor. Sermaye yapımızı kuvvetlendirmemiz önemli. Devlet katkılarından, özellikle ilaç sektörümüzün faaliyetlerini artıracak şekilde yararlanmamız gerekiyor. Hedef ülkelerde vergi oranları ve uygulanan tarife dışı engelleri nasıl aşacağımız konusunda ticaret ataşeliklerimizle, Bakanlıklarımızla ve sektörümüzde kendi aramızdaki yapacağımız çalıştaylarda bunları konuşup bir çözüm bulmamız gerekiyor. Dünya konvansiyonel ilaçlardan biyoteknolojik üretilen ilaçlara geçerken bizim de bu değişimi yakından takip ederek süreçlerimizi buna uygun hale getirmemiz gerekiyor. Özellikle ilaç ruhsatlarını veren Türkiye ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) yönetmeliğinin en kısa zamanda günümüz şartlarına göre uyarlanmasını ve güncellenmesini bekliyoruz.”

Adil Pelister: ‘Sektör temsilcilerimizi Ur-Ge ve Sektör Komite Çalışmalarımıza Bekliyoruz”

İKMİB’in ilaç sektörüne yönelik çalışmaları hakkında bilgi veren Pelister, “İlaç sektörümüzle ilgili birinci Ur-Ge çalışmalarımızı yaptık. Çok başarılı, iyi bir çalışma oldu. Şimdi ikinci Ur-Ge çalışmamızı yapacağız. Bununla ilgili 26 firmamızla beraber çalışarak ihtiyaç analizini yaptık. Katkı sağlamak adına hepinizi bütün firmalarımızı Ur-Ge çalışmalarına ve ilaç sektörü komite çalışmalarına bekliyoruz. 2013 yılından beri 3 ilaç sektörü çalıştayı gerçekleştirdik bu yıl sizlerle 4’üncüsünü yapıyoruz. Geçen ay Avrupa’da ilaçla ilgili CPhı fuarı Frankfurt’ta düzenlendi. Bu fuar çok önemli ve her sene değişik şehirlerde düzenlenen bir fuar. Avrupa Birliği dışında da örneğin Çin’de veya diğer ülkelerde de farklı adlarla da olsa düzenlenebiliyor. Milli katılım yapabilmemiz için minimum 10 tane firma olması gerekiyor. Ülkemizi ve firmalarımızı temsilen milli katılımla orada olmamızın sektörümüz adına iyi olacağını düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda katkılarınızla beraber bu fuarda yer almak için İKMİB olarak üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız” şeklinde konuştu.

“İlaç kilogram birim değerini 30 doların üzerine çıkarmamız gerekiyor”

İlaç sektöründe ihracatın yaklaşık 4,5 katı kadar ithalat yapıldığına dikkat çeken Pelister, “Bunu en azından ilk adımda eşitleyecek çalışmalarda bulunmamız gerekiyor. 2018 senesinde ilaç kilogram değeri 17,5 dolar oldu. Son iki-üç sene önceye kadar 25 dolar civarındaydı, önce 22 dolara düştü şimdi 17,5 dolara düştü. Yapacağımız katma değerli ilaç üretimiyle ve ihracatıyla kilogram birim değerini 30 doların üzerine çıkarmamız gerekiyor. Çalıştayımızı teşrifleriyle TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Sözcüsü Ankara Milletvekili Sayın Arife Polat DÜZGÜN’e ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Sayın Ümmü Gülşen Öztürk’e, değerli görüşleriyle katkı sunan Sağlık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Sanayi Bakanlığı temsilcilerimize, STK’larımıza ve tüm kıymetli katılımcılarımıza teşekkür ederim” değerlendirmesini yaptı.

Gıda İhracatçıları Hava Kargo Tarifelerinde İndirim İstiyor

Türkiye’nin taze meyve sebze ihracatında Rusya ve Avrupa pazarlarına bağımlılığını azaltmak isteyen ihracatçılar, özellikle Uzakdoğu ülkelerine ihracatta hava kargo nakliye fiyatlarında indirim istiyor.

Türkiye’nin ürün deseni açısından son derece zengin olduğuna dikkati çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, bu ürün çeşitliliğinin sürdürülebilir bir ihracatla katma değerli hale geleceğine dikkati çekti.

Ege Bölgesi’nin taze meyve sebze ağırlıklı olmak üzere tüm gıda ürünleri ihracatında önemli bir üretim ve cazibe merkezi konumunda bulunduğunu anlatan Celep, “2019 yılının 11 aylık döneminde 4.5 milyar dolar gıda ürünleri ihraç ettik. Dikili’de Türkiye’nin en büyük Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulma kararı alındı. Ege Bölgesi’nden yapılan tarım ürünleri ihracatında 10 milyar dolara ulaşmak hayal değil. Bu hedeflere ulaşmak için hava kargo ile Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya ülkelerine ihracatta ihracatçılarımıza özel tarife istiyoruz” şeklinde konuştu.

Şentürk; “Uzakdoğu’dan talep var gönderemiyoruz”

EİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep ile bir araya gelen taze meyve sebze ihracatçısı Agrobay A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Şentürk, domates ihracatında Rusya’ya alternatif pazarlara yönelme için çalışma başlattıklarını, bu çerçevede Hong Kong’dan gelen talepler çerçevesinde hedef pazarlarını Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya olarak belirlediklerini ancak özellikle birim fiyatı düşük taze meyve ve sebzeler için hava kargo maliyetlerinin yüksek olması nedeni ile şu an için ihracatın mümkün olmadığını dile getirdi. Şentürk, Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya ülkelerine ihracat yapabilmek için hava kargo tarifelerinin düşürülmesi için Celep’ten destek talebinde bulundu.

54 ülkeye hava kargo ile ihracat yaptık

Türkiye, 2019 yılının Ocak – Kasım döneminde hava kargo ile 54 ülkeye 20 milyon dolarlık ihracat yaptı. Hava kargo ile ihracatta ilk sırayı 4,3 milyon dolarla Hong Kong alırken, ikinci sırada 2,5 milyon dolarla Norveç yer aldı. Singapur’a 1,6 milyon dolarlık, Çin’e ise; 1.3 milyon dolarlık hava kargo ile Türk ihraç ürünleri gönderildi.

Yönetici Geliştirme Programı Liderlik Vakası Sonucu Yayınlandı.

Buyer Network Yönetici Geliştirme Programı kapsamında yer alan ve liderlik becerilerini geliştirmeye yönelik vaka hakkındaki çözümler değerlendirilmiştir.

Sayın İmren Korukçu’nun vaka çözümü başarılı bulunmuştur.

Çözüme ulaşmak için buraya tıklayınız.

Bu vakaya katılan tüm arkadaşlarımıza katılımları için teşekkür ederiz.

Prof. Dr. Murat ERDAL

 

2020’nin Zam Bütçesi Yüzde 15

????????????????????????????????????

Mercer Türkiye ‘Küresel Yetenek Trendleri & 2019 Ücret Araştırması’nı EGİAD Dernek Merkezi’nde üyelerle paylaştı. Mercer Türkiye’nin 2019 Ücret ve Yan Haklar Araştırması Sonuçları’na göre 2020 planlanan ücret artış bütçesi yüzde 12 ila 15 arasında olacak.

Mercer Türkiye ve Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) işbirliğinde düzenlenen ve ‘Küresel Yetenek Trendleri & 2019 Ücret Araştırması’nın paylaşıldığı toplantı EGİAD Dernek Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya Mercer Genel Müdürü Dinçer Güleyin, Mercer Türkiye Kariyer (Yetenek Yönetimi, Ödüllendirme ve Bilgi Çözümleri Danışmanlığı) Bölümü Lideri Okan Sezer, Mercer Türkiye Ücret Yönetimi ve Mobil İşgücü (Expat Yönetimi) Danışmanlığı Lideri Güneş Nalbantoğlu konuşmacı olarak katıldı. EGİAD Başkanı Mustafa Aslan, Yönetim Kurulu ve EGİAD üyelerinin katıldığı etkinlikte, Mercer’ın her sene küresel ölçekte gerçekleştirdiği ve dünya genelindeki 16 coğrafyadan ve 9 kilit sektörden 7 bin 300’den fazla üst düzey yönetici, İK lideri ve çalışanın katıldığı araştırma aktarıldı. Ayrıca, Türkiye’nin 2019 Ücret ve Yan Haklar Araştırması Sonuçları da EGİAD Üyeleriyle paylaşıldı.

YETENEK ZİHNİYETİ YERLEŞMELİ

Toplantının açılışında üyelere seslenen EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan, üstün yeteneğin gelecekte en önemli rekabet avantajı kaynağı olacağına dikkat çekerek, “Üstün yetenekten fayda sağlamak isteyen herhangi bir şirket en üstten başlayarak, şirket içindeki tüm seviyelerde yetenek zihniyetini yerleştirmelidir. Yetenek yönetimini bir öncelik haline getiren organizasyonlar daima kazanacaktır. Yetenek yönetiminin artık örgütler için kilit bir şekilde stratejik bir zorunluluk haline geldiğini söylemek mümkündür. Çünkü yeni pazarlara girme, globalleşme, rekabetçi pazar koşulları ve daha gelişmiş olan ve hızla değişen teknolojilerin giderek yaygınlaşması, yetenekler konusunda da yeni ihtiyaçları beraberinde getirmek durumunda kalıyor” dedi.

GENÇLERİMİZ ARTIK GÖÇ ETMİYOR

Aslan, İzmir’in yerel olarak küreselleşmesi gerektiğinin altını çizerek, “İzmir’in metropolitan bölgesinin küreselleşmesi ile gelecekte istesek te istemesek te hem işletmelerimizin uluslararası rekabet ortamında daha etkin performans sergilemesi sağlanacaktır. Aynanın diğer tarafında da işgücünün de bununla beraber paralel hareket etmesi gerekiyor. Artık unutulmamalıdır ki gençlerimiz Türkiye’den Hollanda’ya göç etmiyor, geçici bir süre İzmir’den Rotterdam’a yaşamaya gidiyorlar ve ülkelerine geri dönüyorlar. Ya da başka bir ülkeye geçebiliyorlar. Mobilite gençler arasında oldukça yüksek” diye konuştu.

ÇALIŞMA STİLİ DEĞİŞİYOR, İŞYERİ ARKADAŞLIĞI BİTİYOR

Toplantıda değerlendirme yapan Mercer Türkiye Genel Müdürü Dinçer Güleyin ise, ‘esnek çalışma’ olarak bilinen modern çalışma saatlerinin yakın olduğunu söyleyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bizim şirketimizde artık ofiste bulunmak zorunda değilsin. Haftada bir gün ‘kendini nerede iyi hissediyorsan orada ol, oradan çalış’ diyoruz. Çalışan açısından kritik nokta ise şu; ‘uzaktan çalıştıkça, o sosyal iklimin bir parçası olmayıp gözden uzak olursam bu benim kariyerim için sorun olur mu, şirketteki fırsatları elde etmemin önünde bir şeyleri kaçırmama neden olabilir mi?’ En önemli sorulardan biri bu oluyor. Burada esas ve ana sorumluluk bu çalışma modelini destekleme konusu yöneticilerde. Yöneticilerin bunu desteklemesi gerekiyor.” Modern çalışma uygulamasının negatif bir etkisini görmediklerini kaydeden Güleyin, “En önemlisi, insanlar işe geç kalma korkusundan sıyrıldı. Çünkü onlara ne zaman ofise gelebilecekleri ile ilgili bir serbesti tanıyorsunuz. Bu endişeden sıyrılmak müthiş bir konfor sağlıyor. Akşam iş çıkışı saatlerinde trafikte zaman kaybetmemiş oluyorlar. Ayrıca, çalışanlar kişisel gelişime daha fazla zaman ayırmaya başladılar. Biz bunu teşvik ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Bizim çekirdek saatlerimiz 10.00-16.00 arası. ‘Eğer müşteride değilsen bu saatler arasında buralarda ol’ diyoruz. Bunu daraltmayı ve daha esnek çalışmaya geçmeyi düşünüyoruz. Şu anda 25 bin çalışana sahip olan Mercer’da hiç ofise gitmeden çalışan pek çok danışman var. Er veya geç bu değişim her sektörde yaşanacak. Hepimiz deneyimliyoruz. Bizim ilk çıkış noktamız kadınlardı. Aslında buna ‘esnek çalışma’ değil, ‘modern çalışma’ demeliyiz. Çıkışımız kadınlarla oldu ama bitişimiz herkese dokundu. Yöneticiler olarak şunun farkında olmalıyız; bu değişim yaşanıyor, kaçınılmaz ve kendimizi değiştirmek zorundayız” diye konuştu.

BAZ ÜCRET ALGISI HALA YÜKSEK

Mercer Bilgi Hizmetleri Lideri Güneş Nalbantoğlu, çalışanların aldığı ücretin, futbol ve politika gibi herkesin içinde olduğu bir konu olduğunu belirterek, “Ücret deyince akla maaş geliyor. Ama artık şirketlerin çalışanlarına sağladığı başka ücret enstrümanları da var. Yol yardımı, yiyecek yardımı gibi toplam garanti ücret, toplam nakit ücret, toplam ücret ve toplam gelir paketi var. Türkiye’de şirketlerin sağladığı olanaklar bakımından zengin bir ülkeyiz. Cep telefonu, şirket aracı, özel sağlık sigortası ve sosyal kulüp gibi çeşitli ayrıcalıklar var. Ancak bizde baz ücret algısı AB’ye göre hala yüksek. Daha zengin yan hak paketler tasarlanıyor ama hala yeterli seviyede değil. Türkiye’nin ücret konusunu etkileyen en büyük şey ise enflasyon. Türkiye enflasyonda çok dalgalanma gördü. Bu yıl yüzde 12 ile enflasyonu kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Geçen sene asgari ücret yüzde 26 artmıştı” şeklinde konuştu.

EN DÜŞÜK ÜCRET ARTIŞI BANKACILIKTA

Nalbantoğlu, İzmir ve Manisa’dan 138, Türkiye genelinden 500’e yakın firmanın katılımıyla gerçekleştirilen, 2019 Ücret ve Yan Haklar Araştırması Sonuçları’na göre şu bilgileri paylaştı: “2020 planlanan ücret artış bütçesi yüzde 12 ila 15 arasında olacak. Yabancı şirketler enflasyonun üstünde artış yapacaklar. Bankacılık sektörü yüzde 12 ile en düşük artışı yapacak. Ege Bölgesi’nde yabancı sermayeli şirketler ücret artışında daha iyi ücret veriyor. Üst düzey yöneticilerde İzmir, İstanbul’a göre geride kaldı. İzmir çok göç alan bir yer olduğu için zamanla farkların kapanacağını düşünüyoruz” dedi.

ŞİRKETLERİN YÜZDE 99’U GELECEĞE HAZIRLANIYOR

Mercer Türkiye Kariyer (Yetenek Yönetimi, Ödüllendirme ve Bilgi Çözümleri Danışmanlığı) Bölümü Lideri Okan Sezer ise işlerin doğasının değiştiğini, işlerin evrildiğini ve değişime uğradığını ifade ederek, “Bu olguyu takip edenler süreci iyi yönetiyor. Şirketlerin yüzde 99’u geleceğin işlerine hazırlanmak için aksiyon içindeler. Bu bir hazır olma mücadelesi. Temel nokta insan stratejisi geliştirmektir. Şirketler yeni beceri geliştirmek için kişi başına bin dolar yatırım yapıyor” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE BECERİ AÇIĞI VAR

Türkiye’de beceri açığı olduğunu ve şirketlerin eleman ararken çok zorlandığının altını çizen Sezer, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Şirketler, deneyimi ve beceriyi şirketlerine çekmek için çok zorlanıyorlar. Yetenek kapışılıyor ancak gelecek için önemli olan potansiyel kavramı. Bu anlamda kimin potansiyeli var kimin potansiyeli düşük bunu ayırt etmekte zorlanıyoruz. Ödüllendirme sadece baz ücret değil, geleceğin İK’sında pozisyona ücret ödenmeyecek. Çalışanlara becerileri doğrultusunda ücret ödenecek.”

Bahçeşehir Üniversitesi Tedarik Zinciri ve Lojistik Kulübü Röportajı

1 – Kulübünüzün ana faaliyetleri ve kuruluş amacı nedir?

Bahçeşehir Üniversitesi Tedarik Zinciri ve Lojistik Kulübü olarak faaliyetlerimiz; lojistik sektöründe kariyer planlayan bütün arkadaşlarımızı, lojistik sektörünün farklı alanlarında çalışan uzman kişilerle, bilgi ve tecrübelerini paylaşmaları amacıyla bir araya getirmek ve teknik geziler düzenleyerek arkadaşlarımıza saha operasyonlarını yerinde göstermek. Etkinliklerimizi düzenlerken lojistik sektörünün farklı alanlarından seçmeye özen gösteriyoruz çünkü lojistik sektörü küreselleşmenin ve hızla gelişen teknolojinin de etkileriyle daha geniş alanda faaliyet göstermektedir. Yeni mezun bir kişi soğuk hava taşımacılığı, tehlikeli madde taşımacılığı, tedarik zinciri ve lojistik danışmanlığı, Freight Forwarding gibi lojistiğin alışılmamış ve henüz çok yeni olan alanlarında da kariyer planlayabilirler. Kulüp olarak en büyük amacımız arkadaşlarımıza üniversitemizdeki daha ilk yıllarında ulaşarak, onlara lojistik sektöründe kariyerlerini planlarken lojistiğin bütün alanları tanıtarak, yardımcı olmaktır. Lojistik sektörü de diğer bütün sektörlerde olduğu gibi hızla gelişen ve değişen teknolojinin etkisiyle değişmekte ve gelişmektedir. Kulüp olarak bu gelişmeleri takip edip, bu gelişmelerle alakalı seminerler düzenlemeye çalışıyoruz. Aynı zamanda okulumuzun ve diğer kulüplerimizin ortak düzenlediği sosyal sorumluluk projelerinde de görev alarak, ihtiyacı olan herkese yardım elimizi uzatmaya çalışıyoruz.

2 – Bugüne kadar yaptığınız etkinlikler ve projeler nelerdir?

Kulüp olarak yaptığımız etkinliklerimiz genelde, lojistik sektörünün farklı alanlarında uzman kişileri üniversitemize davet ederek bilgi ve tecrübelerini paylaştıkları eğitimler ve saha deneyimi kazanmak için yaptığımız teknik gezilerdir. Yaptığımız birkaç etkinliten bahsetmek gerekirse, geçen yıl Ekol Lojistik İnsan Kaynaklar Genel Müdürü ile ‘Lojistik 4.0’ üzerine konuştuk. Daha sonra Ambarlı Marport Limanı’na teknik gezimiz oldu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günün’de Sertrans Lojistik CEO’su Nilgün Keleş ile ‘Lojistik Sektöründe Kadın’ konulu bir etkinlik yaptık. Geçen yılın en büyük etkinliği ise Mentor Lojistik’in sahibi Cenk Ergen, Arkas Lojistik Satış ve İş Geliştirme Koordinatörü Sinem Ünlütürk Duman ve Akademisyen Ahmet Aytoğan ile ‘Lojistik Sektöründe Kariyer’ etkinliğimizdir. Bu bahsettiklerimiz geçen yıl yaptığımız etkinliklerimizden sadece birkaçıdır. Bu yıl güz dönemi yaptığımız etkinliklerden birkaçı ise Lufian Lojistik Grup Müdürü Seyhan Gülhan ile ‘Perakende Lojistik ve Operasyon Süreçleri’, Emine Topçu ile ‘Denizbank: Dış Ticarette Ödeme Şekilleri’ ve Selco Consulting kurucu ortaklarından Murat Güventürk ‘Tedarik Zinciri ve Lojistik Danışmanlığı’dır.

3: Öğrenciler mezun olduktan sonra, iş hayatına yönelik faaliyetleri nelerdir?

Bahçeşehir Üniversitesi Lojistik Yönetimi bölümünün amacı; lojistik konusunda Türkiye’nin değişen ve gelişen koşullarına uygun, mezun olduğu andan itibaren sektörün her kolunda yer alabilecek yöneticiler yetiştirmektir. Sektörün ihtiyaçları yönünde hazırlanmış olan derslerimiz, yabancı dil ve bilgisayar laboratuarları ile desteklenmiş, modern sınıflarda yapılmaktadır. Tedarik Zinciri ve Lojistik Kulübü olarak yaptığımız etkinlikler ve teknik gezilerimiz ile mezun olacak arkadaşlarımızı aldıkları teorik eğitim ile, alanlarında uzman kişilerin tecrübelerinden de yararlanarak iş hayatına hazırlıyoruz.

4- Kulübünüz staj imkanları sağlıyor mu?

Bahçeşehir Üniversitesi “CO-OP Eğitim Modeli Programı” ile sektörünün önde gelen firmaları ile partnerlik kurarak, bizlere staj imkanları sunmaktadır.Kulüp olarak ise özellikle hazırladığımız bir staj bulma programımız yoktur fakat okulumuza gelen misafirlerimizle staj ve iş başvuruları için konuşup, arkadaşlarımıza staj bulmaları için destek veriyoruz.

5- Ne tür işbirlikleri yapıyorsunuz?

En büyük işbirliğimiz Öğrenci Dekanlığımız ve okulumuzdaki kulüplerimiz ile. Sektördeki firmalar ve diğer okullardaki lojistik kulüpleri ile işbirlikleri kurma planlarımız vardır.

 

 

 

 

6- Kulübünüzün adının geçtiği meslekteki trendler nedir?

Lojistik ülkemizde son 20 yıldır konuşulmaktadır. Buna rağmen, sektördeki firmalar Dünya’daki gelişmeleri yakından takip edip ve ülkemizde kendi iş stratejilerine entegre etmektedir. Lojistik sektöründeki yeni trendler de teknolijinin gelişimiyle paralel olarak ilerlemektedir. Lojistik 4.0 ve bununla beraber gelen yenilikler, ülkemizdeki sektörel en büyük trendlerdir. Sektördeki meslekler arasında tedarik zinciri yönetimi, freight forwarding, tedarik zinciri ve lojistik danışmanlığı trend meslekler olarak söylenebilir.

7- Mesleğinizle ilgili pratik kazandırma adına neler yapıyorsunuz?

Yaptığımız seminerler ve teknik geziler lojistik sektöründe kariyer planlayan arkadaşlarımız için pratik kazandırma yöntemlerimizden bir kısmı. Aslında pratik kazanma iş deneyimi ile daha alakalıdır. Bu yüzden arkadaşlarımızı staj yapmaları konusunda destekliyoruz. Gelecek dönem için de mülakat ve CV hazırlama workshopları ile arkadaşlarımızı kariyerlerine hazırlamayı hedefliyoruz.

8- Saha ziyaretleri yapıyor musunuz?

Saha ziyaretleri bizim için çok önemlidir. Bu yüzden farklı alanlarda saha ziyaretleri yapmaya çalışıyoruz. Geçen yıl Marport Limanı’nı, bu yıl da Ceva Lojistik Tuzla Deposu’nu ziyaret ettik. Önümüzdeki dönemler için