Sağlık Sektöründe Veri Odaklı Yaklaşım Raporu (EY)

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin (Ernst & Young) Sağlık Sektöründe Veri Odaklı Yaklaşım raporuna göre; veri odaklı yaklaşımın benimsenmesi ile birlikte sağlık hizmetlerinde proaktif müdahale yapılarak tedavide daha iyi sonuçlar elde edilecek ve hastalıklardan korunma kolaylaşacak

Dünyanın lider danışmanlık ve denetim şirketlerinden EY (Ernst & Young), Sağlık Sektöründe Veri Odaklı Yaklaşım raporunun sonuçlarını açıkladı. Rapora göre; veri kullanımı ile ön plana çıkan 5 trend sağlık hizmetlerinde daha iyi sonuçlar alınmasını sağlayacak. Teknolojik gelişmelerle birlikte veri kullanımının sağlık hizmetlerinde işletme modellerini dönüştürdüğünün belirtildiği raporda, sağlık hizmetlerinde Endüstri 4.0’ın hayata geçirilmesinin kişiye özel çözümlerle daha iyi sonuçlar elde edilmesine ve hastalıklardan korunmaya destek olacağı ifade ediliyor.

Sağlık hizmetlerinde veri odaklı yaklaşımın merkezindeki 5 trend

Verinin sağlık ekosistemi genelinde paylaşım ve dolaşımı daha iyi klinik sonuçlar alınması sağlayacak

Veri analizi, sağlık kuruluşları için hastalıklarla mücadele ve hastalıklardan korunma yöntemlerinde yeni ufuklar açacak. Daha iyi klinik sonuçlar alınmasının yanı sıra sağlık hizmetlerinin maliyeti düşecek ve verimlilik artacak.

Nanoilaç, sensörler ve yapay zekâ sağlık hizmetlerinde inovasyona öncülük eden ana unsurlar haline gelecek

Nanoilaç, sensörler ve yapay zekâ gibi teknolojiler, veri toplamayı geleneksel sağlık hizmetlerinden ve büyük ölçekli ve gerçek zamanlı veri girişinden ciddi anlamda ayrıştırıyor. Bu anlamda, bu yeni teknolojiler sağlık hizmetlerinde veri iletimini ve tedaviyi fiziki mekândan bağımsız ve sürekli hale getiren en önemli unsurlar olarak ön plana çıkıyor.

Sağlık kuruluşlarında dijital altyapının oluşturulması evrensel dijital standartların oluşturulması destekleyecek

Günümüzde sağlık sektörünün evrensel dijital standartları henüz oluşmuş durumda değil ve mevcut tüm veriyi entegre eden tek bir altyapı bulunmuyor. Ancak sağlık kuruluşlarının tekil olarak başlattıkları dijital altyapı çalışmaları dönüşümün başlangıcı sayılabilir.

Dijital platformların kullanımı hasta-doktor ilişkisini değiştiriyor

Teknolojik gelişmeler, hastaların sağlık hizmetlerinden beklentilerini hem değiştiriyor hem de bu beklentileri artırıyor. Teknolojinin günlük hayatta yoğun şekilde kullanılmaya başlanmasının doğal bir neticesi olarak sağlık hizmetlerinde de dijital platformların kullanılmaya başlanması ile hastalar, sağlık hizmetlerine ve doktorlarına daha kolay ve hızlı erişim sağlamak istiyorlar. Sağlık kuruluşlarının bu beklentiyi karşılamaları ve daha iyi tedavi hizmeti sunmaları ise veri odaklı bir yaklaşım benimsemelerinden geçiyor. Dijital platformların etkin kullanımı hasta-doktor ilişkisinde proaktif müdahaleye de imkân sağlıyor.

Yeni ve odaklı işletme modelleri sağlık kuruluşlarının başarısında belirleyici olacak

Sağlık kuruluşlarının temel uzmanlık alanlarını belirleyerek operasyonlarını optimize etmeleri gelecek başarılarında önemli olacak unsurlar arasında yer alıyor. Uzmanlık alanına göre şekillenen işletme modeli sağlık kuruluşunun veri kullanımını da sonuç odaklı hale getirecek.

Mevcut Pozisyon Yanılgısı

Bir işletmede çalışanlar, performansına göre değerlendirilip terfi alırlar. En azından genel kanaat budur. Ancak performansın yanı sıra başka parametrelerin de terfi için gerektiği herkesin malumudur.
Nedir onlar?

Yükseleceği pozisyonun boş olması

–  Kişinin, bir üst pozisyonun gerektirdiği kriterlere sahip olması (Deneyim, okul, dil vs.)

– Kalabalık bir departmanda aynı görevde çalışan diğer kişilerin kıdem durumu

– Üst yöneticinin, yakın çalışacağı bu ara yönetici ile olan uyumu

– Firmanın mevcut organizasyon yapısını devam ettirme iradesi.

İşte tüm bu diğer kriterler, kişiler işlerini ne kadar başarı ile yapar yapsın, bazen uzun yıllar onların aynı pozisyonda kalmalarına sebep olabilmektedir. Yani kişi, tüm kriterlere fazlasıyla haizken bile – tesadüf deyin, şans eseri deyin – bir şekilde terfi imkanı yakalayamamış olabilmektedir.

Yalnız, işin tatsız tarafı; belli bir süre sonra kişi hakkında şu algı oluşmaya başlar:

“BU KİŞİ ÇOK MATAH BİRİ OLSAYDI, ŞİMDİYE KADAR ÇOKTAN BİR YERE GELİRDİ”

İşte bu algıdan sonra kişinin terfi ihtimali daha da zayıflamış olur. Bu kişi ile ilgili “sadece bu pozisyonun adamı” düşüncesi iyiden iyiye yerleşir. Peki bu algıya kapılanlar haksız mıdır?

Kimsenin olayları detaylı düşünmeye zaman ayırmadığı, herkesin özet bilgilerle hayatı anlamlandırdığı, yaşadığımız hızlı “modern çağ‟ içerisinde, kolaycı yaklaşımlar artık insanların bilinç altına işlemiştir ve böyle düşünenleri de maalesef artık eleştiremiyoruz.

İK dergileri, blogları ve bu alanda emek harcayan profesyonellerin bu konuya pek yer ayırmadığı gözüküyor. Sizce bu “yanılgı” nasıl aşılır?

Tasarım, Yazılım ve Mobil Uygulama Geliştirme Projelerinde Kolaylık ve Hız Dönemi Başladı

Buyer Network ve Satınalma Cep gibi platformların yanı sıra Satınalma Dergisi’ni de bünyesinde barındıran Tinova Bilişim Teknolojileri A.Ş., grup markaları dışına verdiği hizmetlerin çerçevesini genişletiyor. Bu kapsamda yazılım ve danışmanlık tarafında çalışmalarına hız veren şirket TSE tarafından verilen TS 13149 – Yazılım ve TS 13573 – Danışmanlık hizmetleri için hizmet yeterlilik belgelerini de yeniledi.

AR-GE çalışmalarını İstanbul Üniversitesi’nin Avcılar kampüsünde İstanbul Entertech Teknokent’te sürdüren Tinova, 2014 yılından günümüze satınalma ve tedarik zinciri yönetimi alanında mesleki yayınlar, web platformları, dijital ve mobil uygulamalar geliştiriyor.

Apple IOS ve Android işletim sistemli cihazlar için talepler doğrultusunda mobil uygulamalar geliştiren firma grafik tasarım, kurumsal kimlik ve video-animasyon alanlarında da uzmanlığını diğer firmaların hizmetine sunuyor. Aynı zamanda pazara sunduğu mobil uygulama paketleri ile firmaların ve kişilerin erişilebilir fiyatlara hızlı bir şekilde hizmet almalarını sağlıyor.

Tinova, markaların ve işletmelerin yazılım geliştirme, uygulama geliştirme ve grafik tasarım konularında karşılaştığı zorlukları tatmin edici ve anlamlı web ve mobil çözümler ile çözmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.

Tüm projeleriniz için info@tinova.com.tr adresi üzerinden hızlı bir şekilde teklif alabilir, www.tinova.com.tr adresinden örnek projeleri inceleyebilirsiniz.

[elfsight_file_embed id=”11″]

İSO Türkiye PMI İmalat Sanayi Raporu (Ekim 2019)

PMI Ekim’de 49,0 olarak gerçekleşti

İstanbul Sanayi Odası ve IHS Markit’ten elde edilen PMI® anket verileri, Eylül ayında artan yeni siparişlerin Ekim’de hız kesmesine bağlı olarak Türk imalat sektörünün Ekim’de hafif yavaşladığına işaret etti. İstihdamın üst üste ikinci ay artış göstermesi anketin olumlu gelişmelerinden biri olarak kayda geçti. Diğer taraftan, girdi maliyetleri enflasyonu görece düşük kaldı ve firmalar nihai ürün fiyatlarını yeniden azalttı.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), imalat sanayinin kaydettiği performansı sergilemek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesidir. Manşet gösterge; yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilmektedir. 50,0 değerinin üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde genel anlamda iyileşmeye işaret etmektedir.

Eylül ayında 50,0 olarak ölçülen PMI endeksi, Ekim’de 49,0 seviyesinde gerçekleşti ve Türk imalat sektöründe hafif bir ivme kaybına işaret etti.

Yeni siparişler Ekim ayında yavaşlama kaydederek Eylül’de gözlenen büyümeyi tersine çevirdi. Anket katılımcıları, hem iç piyasada hem de ihracat pazarlarında talep zayıflığı olduğunu belirtti. Firmalar, talep koşullarındaki zorluklara üretimi hafif azaltarak cevap verdi. Birikmiş işler gerilemeye devam etti ancak azalış son 20 ayın en düşük oranında gerçekleşti.

Ekim’deki bazı zayıflık belirtilerine rağmen firmalar istihdam düzeyini artırmaya devam etti. İstihdam üst üste ikinci ay büyüme kaydetti ve böylece çalışan sayılarında 2018 başlarından beri ilk kez arka arkaya artış gerçekleşti.

Türk lirasındaki zayıflık ve elektrik fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak girdi maliyetleri artmaya devam etti. Buna rağmen girdi fiyatları enflasyonu yılın son çeyreğinin başında görece düşük düzeyde kaldı.

Bu durum, firmalara, satışları teşvik etme çabalarının bir parçası olarak, üst üste ikinci ay nihai ürün fiyatlarını azaltma olanağı sağladı. Bununla birlikte, fiyatlardaki düşüş Eylül ayına kıyasla hız kesti ve oldukça ılımlı düzeyde kaydedildi.

Ekim ayında satın alma faaliyetlerinde hafif bir yavaşlama gözlenirken hem girdi hem de nihai ürün stoklarında azalma kaydedildi.

Yorum:

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Direktör Yardımcısı Andrew Harker, şunları söyledi:

“PMI verilerinde yakın zamanda görülen yükseliş eğilimi Ekim ayında duraklarken bu durum Türk imalat sektöründe zorlu piyasa koşullarının sürdüğüne işaret etti. Öte yandan, genel durum geçen yılın bu zamanlarından beri net bir şekilde iyileşme kaydetti ve firmaların istihdam artışını devam ettirecek düzeyde ekonomik görünüme güvendikleri gözlendi.”

[elfsight_file_embed id=”9″]

[elfsight_file_embed id=”10″]

İşveren Markanızı Güçlendirmek İçin Yatırım Yapıyor Musunuz?

Yetenekli çalışanların bulunması ve işletmede tutulmasının giderek zorlaştığı günümüzde, çalışanlar en iyi koşulları sunan işletmeleri tercih etmektedir. Bu nedenle işletmeler çalışanları cezbetmek, tercih edilir işveren olmak için çeşitli çalışmalar yapmaktadır. İşveren markası kavramının önemi de bu kapsamda karşımıza çıkmaktadır.

İşveren markası, çalışanlar ya da potansiyel adaylar için “çalışılabilecek en iyi yer” algısının oluşturulması, ya da “en beğenilen işletme olma” algısını oluşturacak çalışmaların bütünü olarak tanımlanabilir. Yapılan araştırmalar, etkili bir işveren markasının insanları bir işletmeyi seçmeye ve başkalarına tavsiye etmeye teşvik ettiğini ve mevcut çalışanların kalması için nedenleri olduğunu savunduklarını göstermektedir. Dolayısıyla işletmeler kendi marka bilinirliliği ve itibarını değerlendirmeli ve güçlü bir işveren markası oluşturmalıdır. Bunu yaparken, özellikle sosyal medyanın daha aktif kullanılması ve diğer kanallardan marka bilinirliliğinin arttırılması önemlidir.

Günümüzde işletmeler marka bilinirliliğini arttırmak, tercih edilir işveren olmak için gerekli yatırımı yapıyor mu?  İşveren markasının çalışanları işletmeye çekmek için önemi yeterince anlaşılıyor mu? Bunu güçlendirmek için işletmeler hangi yöntemleri kullanıyorlar?

Yeni Nesil Tedarik Zinciri Yönetimi

Global piyasalarda teknolojinin hızına uyum sağlayan sektörlerin hızla ilerlemesine karşın, direnenlerin nasıl saf dışı kaldığına ,her gün bir yenisini görebilecek şekilde, şahit oluyoruz. Hal böyleyken tedarik zinciri yönetim süreçlerinde eski usullerle devam etmenin iş kalitemizi ve yeni nesil çalışan bağlılığını artıramayacağı aşikar.

Bu durumda bize düşen, çağı yakalayabilecek yeni nesil çalışanların bakış açısıyla tedarik zinciri süreçlerini birleştirmek.

Kısıtlı kaynaklarla, dar alanda  fiyat & performans karşılaştırması yaptığımız tedarikçilerimize rekabetçi ortamlar oluşturarak performansı düşürmeden daha uygun fiyatlara ulaşabilmek adına, vizyoner çalışmalarda yer almak biz satınalma uzmanlarının görevi.

Bu görevi icra ederken işimizi kolaylaştıracak en büyük güç elbette dijital platformlar olacaktır. İnternetin dünyanın her yerine aynı anda ulaşabilme imkanıyla hem ortak alıcılar hem de ortak satıcılar birbirine kolaylıkla ulaşarak, tedarik zinciri süreçlerinin verimliliğinin artmasını sağlayacaktır.

Bir çok kere satın aldığınız ürünlerin rakipleriniz tarafından ne kadara satın alındığına dair aklınıza sorular gelmiştir. Peki rakibinizle birlikte talep birleştirerek o ürünü satın aldığınızda ne kadar maliyetiniz olacağını hiç düşündünüz mü?

Veya;

Bildiğiniz, standart olarak teklif aldığınız 3-5 tedarikçi dışında dünyanın herhangi bir yerinde lojistik dahil maliyetlerle aynı performanstaki  aynı ürünü çok daha karla alabileceğinizi?

Çok da eski olamayan dönemlerde saatlerce sıra bekleyerek yaptığımız banka işlemlerini, ödemeleri hatırlayın. Şimdi nasıl da tek tıkla her işimizi oturduğumuz yerden çok daha güvenli bir şekilde hallediyoruz.

Bu gelişimi tedarik zinciri süreçlerimiz için de uygulamanın zamanı gelmedi mi? Daha neyi bekliyorsunuz?

Open Up Office, Buyer Network İşbirliği ile Her Geçen Gün Daha da Büyümekte…

Şirketler için sana ofis ve yasal adres hizmetlerini veren Open Up Office, Buyer Network ile kurumsal pazarda daha hızlı büyümeyi hedefliyor.

Sanal Ofis ve Hazır Ofis hizmetleri veren Open Up Office kurucusu Bahadır Kotan, büyük bir aile olduklarını belirterek iş birliğini şu şekilde değerlendirdi:

“Hazır Ofis, Sanal Ofis, Paylaşımlı Ofis (Ortak Çalışma alanı, coworking), sekreterlik ve ile birlikte Toplantı Odaları hizmetleri vermekteyiz. Şirket kuruluşlarınız için yasal adres hizmeti alabileceğiniz sektörün ilk şirketlerinden olan Open Up Office’in uygun ekonomik koşullarından binlerce kullanıcı yararlanmaktadır.

Open Up Office her geçen gün gelişen ve büyüyen iş ve ticaret platformu olan Buyer Network ile olan iş birlikteliğini kar topu etkisiyle devam ettirmekte. Buyer Network’e kattığımız değerin yanında, Buyer Network’ün bize açmış olduğu yeni pencereler ve ufuklarla alternatif dağıtım kanalı olarak satışlarımıza pozitif anlamda katkısı olmaya devam etmektedir.”

Buyer Network kurucu ortağı Prof. Dr. Murat ERDAL ise konuşmasında “Open Up Office sektöründe lider konumda. Bu iş birliğinin iki tarafa da yararlı olduğunu düşünüyoruz. Kurumsal pazarda ticaretin gelişmesine katkı sağlıyoruz. Her geçen gün partner sayımızı artırıyoruz. Her yıl katlanarak büyüyoruz.”