Deloitte Avrupa CFO Araştırma Sonuçları

Belirsizliğe rağmen CFO’lar kararlı

  • CFO’lar belirsizliğe rağmen sermaye harcamalarını arttırmayı planlıyor
  • Risk iştahı ve belirsizlik seviyeleri bu dönemde de sabit
  • Yetkinlikler, siber güvenlik ve korumacılık CFO’ların kaygı duyduğu önemli konular arasında yer alıyor.
  • Önümüzdeki 12 ay içerisinde gelirlerinde artış bekleyen Türk CFO’larının oranı, dünya ortalamasının üzerinde.

30 Mayıs 2018 – Deloitte tarafından gerçekleştirilen 7. Avrupa CFO Araştırması’nın sonuçlarına göre, bir önceki dönemin sonuçları ile kıyaslandığında, Avrupa genelindeki CFO’lar iyimserliklerindeki ve gelir beklentilerindeki düşüşe rağmen şirketlerinin büyümelerine odaklanıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu, Deloitte’un 20 farklı ülkede yer alan firmaları tarafından toplanan verilerin bir araya getirilmesi ile oluşturulan çalışma, 1.652 CFO’nun görüşlerini içeriyor.

İyimserlik ve gelir artış hızı beklentileri yavaşlıyor

Avrupalı CFO’ların %38’i, üç ay öncesine oranla şirketlerinin geleceğine dair daha iyimser; ancak bir önceki CFO araştırmasına oranla yaklaşık %5’lik bir düşüş mevcut. Buna karşılık; bir önceki raporda daha az iyimser olanların oranı %11’den %12’ye çıkıyor. Türkiye özelinde bakıldığında ise finansal beklentiler açısından geleceğe olumlu bakanların oranı %35 olurken, olumsuz bakanların oranı %29 olarak çalışmada yer alıyor. Geriye kalan katılımcıların (%36) ise beklentilerinde çok önemli bir değişme olmadığı ortaya çıkıyor.

Deloitte Türkiye CFO Programı Lideri Cem Sezgin’e göre sonuçların böylesine birbirine yakın çıkmasının sebebi, son dönemlerde ekonomiden pozitif ve negatif sinyallerin bir arada gelmesi ve bu sinyallerin sektör ve şirket bazında farklı yön ve boyutta etkiler yaratması. Sezgin, “Etkileyici büyüme oranı, ihracattaki artış, turizmdeki canlanma (turist sayısında 2017 yılında %27,9 artış) gibi olumlu göstergeler mevcutken; döviz kurlarındaki sürekli dikey seyir, enflasyondaki kıpırdanma, derecelendirme kuruluşlarından gelen not indirimleri, şirketlerin üzerindeki artan borç yükü ve petrol fiyatlarındaki artış gibi olumsuz gelişmeler de söz konusu. Şirketlerin, tüm bu dinamik ve makroekonomik resim içerisinde kendi mikroekonomik dengelerini bulmaya gayret ettiklerini görüyoruz” dedi.

Belirsizlik seviyelerinde değişim yok

CFO’ların %51’i, yüksek oranda finansal ve ekonomik belirsizlik olduğunu vurguluyor. Avro bölgesindeki ülkeler (%49), diğer ülkelere (%57) oranla daha iyimser. Türkiye’deki CFO’ların arasında yüksek belirsizlik olduğunu düşünenlerin oranı ise %61. Bu oran ile Türkiye, 20 ülke arasında Brexit ile ön plana çıkan İngiltere ve ekonomik krizin sancılarını halen atlatamamış Yunanistan’ın hemen arkasında yer alıyor.

Ortaya çıkan tablo, şirketlerin risk iştahı ile ilgili sonuçları da doğrudan etkiliyor. Daha fazla risk almanın iyi bir fikir olmadığına inanan Türkiye’deki CFO’ların net oranı %69. Deloitte’un daha önce gerçekleştirdiği anketlerde de Türkiye’deki CFO’lar risk konusundaki temkinli yaklaşımları ile hep ön planda oldular. Sadece İngiliz CFO’lar risk konusunda Türkiye’ye kıyasla daha isteksizler (%72). Türkiye’yi İngiltere’nin ardından, bölgesel istikrarsızlıktan etkilenen İsrail izliyor.

Tüm ülkelerde ankete katılan CFO’ların %63’ü (Türkiye’de bu oran yaklaşık %75) önümüzdeki 12 ay içerisinde gelirlerinin artış göstereceğini düşünüyor; ancak 6 ay öncesiyle karşılaştırıldığında bu oranın %6’lık bir düşüş yaşadığı görülüyor. Bu noktada Avro bölgesi (%71), diğer bölgelerden (%52) daha iyimser. Türkiye’de gelir artışı ile ilgili beklentiler ise daha önceki araştırma verilerinden daha olumlu. Cem Sezgin’e göre bu oranın ne kadarının enflasyonist baskıdan kaynaklanacağı ve reel anlamda ne kadar bir ciro büyümesi kaydedileceği önem taşıyor. Karlılık adına ise tersi bir durum söz konusu. Bir önceki ankete göre marjlarda iyileşme bekleyenlerin oranı azalıyor. Özellikle ithal girdi ve ürünlerin kur ve petrol fiyatlarındaki eş zamanlı artış sonucu gittikçe maliyetli hale geleceği aşikâr ve bunun fiyatlara bire bir yansıtılması kolay gözükmüyor.

Sermaye harcamaları ve işe alımların görünümü gelişiyor

CFO’ların %46’sı önümüzdeki 12 ay içerisinde sermaye harcamalarında bir artış olacağını öngörüyor. Bu konuda bir önceki araştırma verilerine oranla %4’lük bir artış gözlemleniyor. Avro bölgesindeki CFO’ların %56’sı sermaye harcamalarının artacağı yönünde yanıt verirken diğer bölgelerde artış planlayanların oranı %31 seviyelerinde. 20 ülke arasında sermaye harcamalarını arttırmayı planlayan CFO’ların oranının en yüksek olduğu ülkeler %69 ile İrlanda ve Fransa olurken, İngiltere, %19 ile bir kez daha en düşük orana sahip ülke olarak araştırmada yer alıyor. Türkiye’de ise sermaye harcamalarını arttırmayı planlayan CFO’ların oranı %45 olarak genel ortalamayla paralel seviyede. Ayrıca, raporun bu sayısında Türkiye, Danimarka ve İsveç; Avro bölgesi dışında sermaye harcamaları anlamında en belirgin iyileşmeyi gösteren ülkeler olarak karşımıza çıkıyor.

Çalışan sayılarına bakıldığında ise önümüzdeki 12 ay içerisinde yeni işe alım gerçekleştirmeyi düşünen CFO’ların oranı %42. İrlanda %69 ile çalışan sayısının arttırılması konusunda en iyimser ülke olurken, Türkiye’de bu oran %50 seviyesinde. İngiltere, %15 ile en kötümser ülke olarak anılıyor. Avro bölgesinde yaklaşık her iki CFO’dan birisi (%56) istihdamı arttırmayı planlarken diğer bölgelerde üç CFO’dan birisinin (%31) benzer bir planı mevcut.

Otomotiv sektörü en agresif sektör

Sektörel ayrımlara bakıldığında ise Avrupa otomotiv sektöründe çalışan CFO’ların hem sermaye harcamalarında artış (%49) hem de istihdam artışı (%50) anlamında kendilerine en çok güvenen CFO’lar oldukları ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra rapora göre, turizm ve seyahat sektöründeki CFO’lar (%19) sermaye harcamaları konusunda; tüketici ürünleri sektöründeki CFO’lar ise (%8) istihdam artışı konusunda daha az iyimserler.

Ankete katılan 20 ülkeden 11’inde CFO’lar önümüzdeki 24 aylık dönemde korumacı önlemlerden ziyade organik büyüme esas olmak üzere genişlemeye olanak veren bilanço işlemlerini gerçekleştireceklerini belirtiyor. Cem Sezgin’e göre ankette Türk şirketleri için belki de en olumlu sinyaller, istihdam ve yatırımlar alanında kendisini gösteriyor. Bir önceki CFO Araştırması’nın sonuçları ile kıyaslandığında Türkiye’deki CFO’lar hem işgücü anlamında büyüme hem yatırım harcamalarında artış öngörüyor. Nitekim 2017 yılındaki %7,4 oranındaki büyüme performansının 2018 için olumlu beklentiler oluşturduğu gözlemleniyor. Büyüme konusundaki irade, CFO’lara ilk üç stratejik öncelikleri sorulduğunda da ön plana çıkıyor. Verilen yanıtlara göre şirketlerinin ilk önceliği inorganik büyüme. Organik büyüme hemen onu takip ediyor. Üçüncü sırada ise yatırımlara daha geniş kaynak ayrılması geliyor. Sezgin: “Eğer şirketlerin bu öncelikleri değişmez ise, yakın dönemde yurtiçi ve yurtdışında birleşme ve satın almalara ilişkin sıkça haberler duyabiliriz” şeklinde görüş belirtiyor.

Risk iştahında değişim yok

Bir önceki ankete yakın bir oranla Avrupalı CFO’ların %34’ü bilançoları üzerinde daha fazla risk almak için uygun bir zaman olduğunu düşünüyor. Risk iştahının en düşük olduğu ülke %14 ile İngiltere iken, en yoğun olduğu ülke %64 ile Finlandiya. Diğer oranlara benzer şekilde Avro bölgesindeki risk iştahı %41, diğer ülkelerinki ise %24 seviyelerinde.

Ülkemizde risk sıralamasında tanıdık yanıtlar ön plana çıkıyor: Kurlar, ekonomideki gidişat ve jeopolitik durumlar. Ekonomideki genel gidişatın kendine ikinci sırada yer bulmuş olması, daha önceki anketlere göre dikkat çekici bir durum. Özellikle geride bıraktığımız senede, 2003 yılından bu yana en yüksek enflasyon oranına ulaşılmış olması ve kurlardaki yukarı yönlü seyir, durumu Türkiye’deki CFO’lar için öne çıkan bir gündem maddesi haline getiriyor.

En önemli sorunlar: siber, korumacılık ve çalışan yetkinlikleri

CFO’ların %32’si, her ne kadar düşük olasılıklı olarak değerlendirseler de yeni bir Avro bölgesi krizini şirketlerinin finansal beklentilerini en çok etkileyecek olay olarak görüyor. Türkiye’de Avro bölgesinde yaşanacak olası bir krizin, işini etkileyeceklerini düşünenlerin oranı %18’de kalıyor. Bununla birlikte katılımcıların %73’ü korumacılığı, %50’si de büyük çaplı bir siber saldırıyı finansal beklentileri üzerinde muhtemel etkisi olacak olaylar arasında değerlendiriyor.

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı Başvuruları Başladı. (28 Mayıs-13 Haziran)

28 Mayıs’ta başvuruları başlayan İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı dijital dönüşümün gerektirdiği tüm tedarik zinciri becerilerini kazanabileceğiniz bir program. Modellemeden veri analizine, tedarik zinciri yönetiminden, kanal yönetimine tüm gereken beceriler alanında uzman akademisyenler tarafından sunuluyor.
Ales ve Yabancı Dil Şartı Bulunmamaktadır.
Program hafta içi 19.0-22.00 arasında Beyazıt Merkez kampüsünde yürütülmektedir.

Başvuru Dönemi: 28 Mayıs – 13 Haziran
Ücretsiz Online Başvuru: sosyalbilimler.istanbul.edu.tr
Detaylı Bilgi:
www.tedarikzinciri.org (Program akademik kadro, ücret, müfredat )
Sorularınız için Program Koordinatörü:
Prof. Dr. Murat Erdal (merdal@istanbul.edu.tr) Arş. Gör. Adil ÜNAL (aunal@istanbul.edu.tr)

Türkiye’nin en yaşanabilir 10 ilçesinden 7’si İstanbul’dan

REIDIN tarafından gerçekleştirilen ve Türkiye’nin 81 ili genelindeki ilçe ve mahallelerin yaşanabilirlik düzeylerini ortaya koyan Sosyoekonomik Derecelendirme çalışmasına göre, araştırma kapsamındaki 258 ilçe içinde A+ derecesine sahip ilk üç ilçe sırasıyla Beşiktaş, Beyoğlu, Kadıköy oldu. Listenin ilk üçü İstanbul’dan çıksa da, Ankara’nın Çankaya ilçesi 7’nci, Muğla’nın Bodrum ilçesi ise 9’uncu sıradan ilk 10’a girmeyi başardı.

Refah düzeyi, kültürel seviye, eğitim düzeyi gibi kategorilerdeki çeşitli parametrelere göre, bölgelerin yaşanabilirlik düzeylerini hesaplayan REIDIN Sosyoekonomik Derecelendirme çalışmasının 2017 sonuçlarına göre, kapsam dahilindeki 258 ilçe içinde A+ derecesine sahip ilk üç bölge sırasıyla Beşiktaş, Beyoğlu, Kadıköy oldu.  Listenin ilk üçünde İstanbul ilçeleri yer alsa da Ankara’nın Çankaya ilçesi 7’nci, Muğla’nın Bodrum ilçesi ise 9’uncu sıradan ilk 10’a girerek, sosyoekonomik açıdan en yaşanabilir ilçeler arasında yer almayı başardı.


Satınalma Cep Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.

Beşiktaş zirveyi kaptırmıyor
2015 – 2017 dönem aralığında en yaşanabilir ilçelerin başında gelen İstanbul’un Beşiktaş ilçesi, 2017’de de zirveyi kaptırmadı. Aynı dönem içinde yerini korumayı başaran bir diğer bölge de, 4’üncü sırada yer alan İstanbul’un Sarıyer ilçesi oldu. Çalışma sonuçları sıralama yönüyle değerlendirildiğinde ise, İstanbul ilçelerinden Kadıköy’ün Beyoğlu’nu geride bırakıp 2017’de ikinci sıraya yükseldiği görülüyor.

Yeni A+ mahalleler: İzmir’den Kültür mahallesi ve Tekirdağ’dan Hürriyet mahallesi
REIDIN, bu yıl itibarıyla ürettiği göstergelerin bölgesel kapsamını 1.202 mahalleden 1.255 mahalleye çıkardığını duyurmuştu. Bu genişleme paralelinde yeni eklenen 53 mahalle içinde A+ derecesine girmeyi başaran iki yeni mahalle bulunuyor: İzmir’in Konak ilçesine bağlı Kültür mahallesi ve Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesine bağlı Hürriyet mahallesi.

Mahalle bazında Bebek zirvede
2017 sosyoekonomik derecelendirme sonuçlarına göre, ilçe seviyesinde lider olan İstanbul’un, mahalle düzeyinde de liderliğini koruduğu dikkat çekiyor. 2016 sonuçlarına göre, 1.255 mahalle arasında ikinci sırada yer alan Bebek, 2017 yılında en yaşanabilir mahalleler arasında zirveye oturmuş durumda. Levazım, Akat, İstinye ve Arnavutköy mahalleleri ise Bebek ile birlikte ilk beşte konumlanan bölgeler olarak görülüyor.
Mahallelerin 2017 sosyoekonomik dereceleri incelendiğinde, en yüksek dağılıma sahip olan derecenin %15,9 ile B- olduğu görülüyor. Dağılımda en yüksek orana sahip diğer dereceler ise %14,5 ile B ve %14,2 ile C olarak dikkat çekiyor.

Hedefli Saldırılara Karşı Şirketinizin Siber Direncini Artıracak 5 Tavsiye

Accenture tarafından 4600 güvenlik uzmanıyla yapılan son araştırma, şirketlerin hedefli saldırılara karşı direncinin arttığını açıkça gözler önüne serdi. Araştırma sonuçlarına göre şirketler artık hedefli saldırıların %87’sini engelleyebiliyor ancak sadece %40’ı yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi yeni teknolojilere yatırım yapıyor. Bilişim güvenliği alanındaki dağıtım ve çözümleriyle pazarda lider konumda bulunan Komtera Teknoloji, şirketleri hedefli saldırıların kurbanı olmamaları için uyarıyor ve 5 kritik tavsiyede bulunuyor.

Siber saldırıların büyük kitleleri hedef aldığı dönemler geride kaldı ve saldırganlar artık daha çok tek bir kişiyi ya da kurumu hedeflemeye başladılar. Öyle ki geçtiğimiz yıla göre bu gibi hedefli saldırılar 2 kat artış gösterdi ancak Accenture tarafından 15 ülkedeki toplam 4600 güvenlik uzmanıyla yapılan araştırmaya göre şirketler, bu saldırıların %87’sini engellemekte başarılı oldular. Hedefli saldırılara karşı direncin artmasındaki ilk neden dijital teknolojilerin gelişmesi olarak görülüyor ve ayrıca çözümün de önemli bir kısmının bu gelişme olduğu düşünülüyor. Bilişim güvenliği alanındaki dağıtım ve çözümleriyle pazarda lider konumda bulunan Komtera Teknoloji, şirketleri hedefli saldırıların kurbanı olmamaları için uyarıyor ve bu saldırılara karşı direnci artıracak 5 kritik tavsiyede bulunuyor.

Şirketlerin Sadece %40’ı Yeni Teknolojilere Yatırım Yapıyor!

Rapor sonuçlarına göre şirketler artık hedefli saldırıların %87’sini engelleyebiliyor ancak hala her ay iki ya da üç güvenlik sızıntısı vakası yaşanıyor. Katılımcıların %90’ı siber güvenlik yatırımlarının önümüzdeki üç yıl içinde artacağını bekliyorken %31’i bu artışın şu ankinden daha fazla olacağını düşünüyor. Ankete katılan güvenlik uzmanlarının %83’ü, yeni teknolojilerin önemini kabul etmesine rağmen şu an şirketlerin sadece %40’ı yapay zeka, makine öğrenmesi ya da otomasyon teknikleri gibi yeni teknolojilere yatırım yapıyor.

Katılımcıların %80’inden fazlası sızıntıları aktif bir şekilde takip ediyor fakat %71’i ise siber saldırıların, şirketlerini ne zaman ya da nasıl etkileyeceğini kestiremiyor. Raporda dikkat çeken bir başka sonuç ise siber güvenlik bütçelerinin %27’sinin yönetim kurulu tarafından, %32’sinin ise CEO’lar tarafından belirleniyor olması. Komtera Teknoloji uzmanlarına göre şirketlerdeki üst düzey yöneticiler, siber güvenlik konusunda daha aktif rol almalılar ve bilişim güvenliği uzmanlarıyla ortak hareket etmeliler.

Hedefli Saldırılara Karşı Şirketinizin Siber Direncini Artıracak 5 Adım

Şirketlerin, yenilikçi iş modellerine ilgili olduklarını ancak sürdürülebilir bir iş ekosistemi oluşturmayı ve daha esnek işgücü modeline geçmeyi güvenli ve korunaklı bir yolla yapmaları gerektiğini belirten Komtera Teknoloji uzmanları, şirketlerin siber direncini artıracak 5 adımı sıralıyor.

1. Önceliklere göre direncinizi güçlendirin. Bütün verileriniz için koruma sağlarken önem sıralarını da belirleyin ve en önemli olanların direncini artırın.

2. Bir saldırgan gibi davranıp dayanıklılığınızı testlerle ölçün. Güvenlik sisteminizin hangi kısımlarında eksikliklerin olduğunu ortaya çıkarmak için güvenlik ekibinizde iyi niyetli hackerlar bulundurun ve onlarla siber saldırı simülasyonları düzenleyerek analiz yapın.

3. En yeni teknolojileri kullanın. Güncel teknolojilerle oluşturulmuş, ileri davranış gözlemleme teknikleri kullanan programlardan faydalanın ve savunma sistemlerinizi otomatik hale getirin.

4. Tehditleri gerçek bir saldırıya dönüşmeden avlayın. Güvenlik durumunuzu ve hareketleri sürekli inceleyip anormal aktiviteleri sürekli takip ederek saldırı ihtimalini azaltın.

5. Üst düzey güvenlik uzmanlarının görevlerini yeniden belirleyin ve proaktif olun. Güvenlik ekibinizin başında, saldırı anında inisiyatif alma becerisine sahip, proaktif çalışabilen bir uzman bulundurun. Güvenlik uzmanının görevlerini yeniden gözden geçirin ve sektöre uyumlu, teknolojideki güncel gelişmelere ilgili ve değişen siber tehditlere karşı tetikte olan biriyle çalışın.

Boeing ve Türk Hava Yolları uçak bakım onarım (MRO) alanında tedarikçi anlaşması imzaladı

İstanbul, 28 Mayıs 2018—Boeing ile Türk Hava Yolları’nın alanında öncü uçak bakım onarım (MRO) kolu Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Global Filo Bakım Tedarikçi Anlaşması imzaladı.

Bu anlaşma ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Boeing uçaklarının hat bakımı, ağır bakım, komponent bakım ve onarım hizmetlerinde Boeing’in stratejik ortağı oldu. Anlaşma aynı zamanda, Boeing ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ortaklığında teknisyen eğitimi ve sertifikalandırılmasına da imkân tanıyacak.

Anlaşmayla ilgili görüş bildiren Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü, Ahmet Karaman; “Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak bugün İstanbul ve Ankara’daki temel bakım tesislerimizin yanı sıra 50’den fazla uluslararası hat bakım noktasında müşterilerimize kapsamlı bir MRO (uçak bakım onarım) hizmeti sunuyoruz. Hizmet skalamızı, 29 Ekim 2018 itibariyle İstanbul Yeni Havalimanı’nda faaliyetlere başlayacak yeni tesisimizde daha da geliştiriyor olacağız. Boeing ile imzaladığımız bu önemli iş birliği, tüm Boeing operatörlerinin, uçak bakım, onarım, eğitim ve Boeing Global Filo Bakım programının kapsamında yer alan diğer alanlarda Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin dünya standardındaki hizmet kalitesini deneyimleyebilmelerine imkân tanıyacakken, sıra dışı genişliğe sahip alanıyla yeni üssümüzdeki ve diğer bakım onarım merkezlerimizdeki kabiliyet ve operasyonumuza büyük bir katma değer sağlayacaktır.” dedi.


Satınalma Cep Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.

Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda geçtiğimiz yıl, Boeing ve Türkiye’deki ortaklarınca Türk Havacılık Sanayii’nin geliştirilmesi adına “Milli Havacılık Planı” açıklanmıştı. Milli Havacılık Planı, Boeing yatırım ve programları ile Türk Hükümeti, Türk havayolu şirketleri, havacılık servis sağlayıcıları ve sanayi tedarikçileri ile karşılıklı faydaya dayalı stratejik bir çerçeve çiziyor.

Boeing International Başkanı Marc Allen anlaşmaya ilişkin yaptığı açıklamada “Boeing olarak, büyüme hızı ve potansiyeli çerçevesinde öncelik verdiğimiz belli başlı ülkelerden biri olan Türkiye, bakım ve onarım alanında önemli bir kabiliyete sahip. Türkiye’yi havacılık hizmetlerinde global bir oyuncu olarak konumlandırmak, geçtiğimiz yıl açıkladığımız Boeing Türkiye Milli Havacılık Planı’nın temel unsurlarından biri. Bu anlaşma ile, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile bugüne kadar hayata geçirdiğimiz başarılı çalışmalara, Boeing ve Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayacak düzeyde önemli bir ivme katmış olacağız.” dedi.

 

Boeing, Global Filo Bakım programı ile 60’dan fazla müşterisinin, 2.500’ün üzerinde uçağına hizmet sağlamakta. Programın sağladığı filo mühendislik çözümleri, uçağın teknik performansının yönetimi ile ilgili mühendislik ve planlama faaliyetlerini kapsıyor. Filo Materyal Çözümleri kapsamında ise yedek parça planlanması, sipariş, tedarikçi yönetimi, komponent bakım ve onarımı, maliyetin düşürülmesi ve verimliliği artırma çalışmaları yer alıyor.

Türk Hava Yolları Hakkında:

1933 yılında 5 uçaktan oluşan mütevazı bir filo ile kurulan Star İttifakı üyesi Türk Hava Yolları, bugün 327 (yolcu ve kargo) uçaklık filosu ile 254 uluslararası, 49 yurtiçi olmak üzere dünyada 303 noktaya uçan, 4 yıldızlı havayolu şirketidir. Türk Hava Yolları ile ilgili daha geniş bilgiye www.turkishairlines.com web adresinden veya Facebook, Twitter, Youtube, Linkedin ve Instagram hesapları üzerinden ulaşılabilir.

Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Hakkında:

Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. (IATP:TKT); Türk Hava Yolları A.O. marka topluluğunun bir parçasıdır. Dünyanın ileri gelen havacılık servis tedarikçilerinden olan marka, müşterilerine 7.500 ün üzerinde uzman ekibiyle; kaliteli ve kapsamlı bakım, onarım, modifikasyon ve rekonfigürasyon hizmetleri sunmaktadır. Ankara ve Aydın’da bakım hangarları bulunan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., operasyonlarını İstanbul’da Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı tesisleri olmak üzere iki kıtada yürütmekte; mühendislik ve bakım faaliyetlerinin yanı sıra komponent bakım- yedek desteği, dizayn, sertifikasyon ve üretim alanlarında birçok uluslararası havayolu şirketine hizmet vermektedir.

Boeing Hakkında:

Dünyanın en büyük havacılık şirketi olan Boeing, Türkiye ile 70 yılı aşkın süreye dayanan köklü bir ilişkiye sahiptir. Boeing’in Türkiye’deki tedarikçileri hâlihazırda tüm Boeing Ticari Uçak programlarına parça veya montaj sağlıyor. Boeing’in yıllar içinde Türkiye’de yarattığı iş hacmi 1,6 milyar doları aştı.

Star İttifakı Hakkında:

Türk Hava Yolları, ilk küresel havayolu ittifakı olarak 1997 yılında kurulan ve uluslararası ölçekte seyahat edenler için dünya genelinde ulaşım, tanınırlık ve benzersiz hizmet sunan Star İttifakı (Star Alliance)’na üye havayolu şirketidir. Air Transport World tarafından “Market Leadership Award” ve Business Traveller Magazine ile Skytrax tarafından “Best Airline Alliance“ ödülleri gibi çok sayıda ödüle lâyık görülen Star İttifakı’na üye havayolu şirketleri; Adria Airways, Aegean Airlines, Air Canada, Air China, Air India, Air New Zealand, ANA, Asiana Airlines, Austrian, Avianca, Avianca Brasil, Brussels Airlines, Copa Airlines, Croatia Airlines, EGYPTAIR, Ethiopian Airlines, EVA Air, LOT Polish Airlines, Lufthansa, Scandinavian Airlines, Shenzhen Airlines, Singapore Airlines, South African Airways, SWISS, TAP Air Portugal, THAI, Turkish Airlines ve United’dır. Star İttifakı hâlihazırda, 193 ülkedeki 1.317 havalimanına 18.800’den fazla günlük uçuş sağlamaktadır. Bununla birlikte, Star Alliance Bağlantı Ortağı (Connecting Partner) Juneyao Airlines tarafından da yine bu kapsamda bağlantılı uçuşlar sunulmaktadır.

“Airpreneurs” Programı’nın İkincisinin Kazananları Belli Oldu

Havacılık ve uzay sektörünün lideri Boeing ve Türkiye Girişimcilik Vakfı’nın iş birliğiyle düzenlenen, Airpreneurs Programı’nın ikinci dönemi tamamlandı. Programın Büyük Finali 25-26 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi.

Gençleri havacılık alanında daha girişimci kılmak ve bu alanda yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlamak amacıyla yola çıkan “Airpreneurs” Programı’nın ikinci uygulama dönemi, İstanbul’da başladı, ardından Gaziantep, Ankara, Trabzon, Elazığ, Antalya olmak üzere 6 ilde gerçekleştirildi. İki yılın sonunda program, 1200 üniversite öğrencisine ulaştı.

Program, “hackathon” olarak adlandırılan yuvarlak masa workshoplarıyla yeni girişimlere ilham olacak şekilde, öğrencilerin fikirlerini yarıştırabilecekleri sosyal bilimlerden fen bilimlerine kadar her branştan öğrenciler için hazırlandı. Her workshop sonunda, fikirlerini yarıştıran gruplardan bir grup birinci seçildi. İstanbul’da gerçekleştirilen finalde ise Airpreneurs Programı’nın kazanan grubu Boeing’den Aslıhan Karlıdağ, Core Strateji’den Jason Lau, Kworks’dan Burak Yaman, Girişimcilik Vakfı’ndan Mehru Aygül’den oluşan final jürisi belirledi. Airpreneurs Programı’nın ikincisinin kazanan fikri “Seyahat Ederken Para Kazan” oldu. Yurtdışı kargo gönderim süresinin ve ücretinin fazla olması ve ülkede bulunmayan ürünlerin temininde yaşanılan problemin çözümüne ilişkin geliştirilen Mayday Packs aplikasyonu ile sistemde kayıtlı yolcuların yurtdışından istediği ürünü veya kargosunu hızlı bir şekilde temin edebilmesi mümkün hale geliyor. Kazanan ekibin üyeleri, Fırat Üniversitesi’nden Kübay Telçeken, Emrah Koyuncu, Enes Bağkesen, Ajiyba Nesij Korkmaz, Rabia Atılmış ve Melike Aksu oluşurken, 3 aylık inkubasyon sürecine dahil olarak Girişimcilik Vakfı mentorlarıyla fikirlerini hayata geçirecek. Kazanan takım üyeleri fikirleri için ihtiyaç duydukları alanlardaki mentorlar ile süreç boyunca bir araya gelmeye devam edecek. Fikrin geliştirilmesi sürecinde mentorlar ile yapılacak birebir görüşmelerden, mentorların takımın ihtiyaç duyduğu bağlantıları sağlamasına kadar takım üyeleri her konuda destek alabilecek. Süreç boyunca ayrıca kazanan takım girişimcilik ekosistemindeki önemli etkinliklere de davet edilerek iş bağlantılarını geliştirme şansı yakalayacak.


Satınalma Cep Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.

Türkiye Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül “Cesur fikirleri olan gençleri profesyonellerle buluşturmayı misyon edinen Girişimcilik Vakfı olarak, toplumsal dönüşümün farklı sektörlerin yenilikçi fikirlerle geliştirilmesi sonuncunda mümkün olabileceğine inanıyoruz. Türkiye’de girişimcilik kültürünü güçlendirmek hedefiyle çıktığımız yolun uzun bir yolculuk olduğunu biliyoruz. Bu yolda sürdürülebilir projelere ve güçlü işbirliklerine ihtiyacımız var. Bu yıl ikincisini gerçekleştirdiğimiz Airpreneurs Programı çok daha fazla kişiye ulaştı ve altı farklı ilde gerçekleştirildi. Hem gençlerin hem de sektörün öncü isimlerinin gösterdiği büyük ilgi ve aldığımız olumlu geri dönüşler doğru bir iş yaptığımızın en önemli işareti. Havacılık sektörüne katma değer sağladığına gönülden inandığımız bu ilham verici buluşmada Boeing ile işbirliği yapmış olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

Boeing Türkiye Genel Müdürü Ayşem Sargın, “Boeing olarak, gençlerin havacılığa ilgisini canlı tutan, onlara ilham veren programları çok önemsiyoruz. Bu yüzden Boeing olarak, Airpreneurs Programı’nı, girişimciliğin bugünün hızla gelişen ve değişen iş dünyasındaki önemini vurgulamak, gençlerimizi yaratıcı düşünmeye ve havacılıkla daha yakından ilgilenmeye teşvik etmek hedefiyle hayata geçirdik. Bu program aracılığıyla, gençleri, bilgi ve donanımlarını cesaretleri ile birleştirmeleri için teşvik etme şansı yakaladık. Girişimcilik Vakfı’nın işbirliğinde sürdürdüğümüz programın, öncelikle bu program aracılığıyla ulaştığımız gençlere, sonrasında ise havacılık sektörüne uzun vadede yaratacağı katkılara inancım tam” ifadelerini kullandı.

EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı 2018 başvuruları başladı

EY Türkiye, Girişimci Kadın Liderler Programı’nın üçüncü yılı için başvuru sürecini başlattı.Vizyon sahibi girişimci kadınların iş dünyasında yükselmeleri ve küresel pazarda rekabet edebilmelerini desteklemek amacıyla yürütülen programa seçilen girişimciler; EY Türkiye’nin desteğiyle hiçbir ücret ödemeden 1 yıl boyunca eğitim, mentorluk, iş geliştirme ve networking (ağ oluşturma) desteği alıyor. 2018 dönem kayıtları 17 Mayıs’ta başlayan EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı’na başvurular 31 Temmuz 2018’e kadar www.ey.com/tr/eww adresinden yapılabilecek

EY‘nin küresel çapta düzenlediği ve bu yıl 10. yılını kutlayan Girişimci Kadın Liderler Programı (EY Entrepreneurial Winning Women Programı™) Türkiye’de bu yıl üçüncü kez düzenleniyor. Programın ilk iki yılında toplam 20 kadın girişimciye destek veren EY Türkiye; bu yıl da işini büyütme hedefi, tutkusu ve potansiyeli olan kadın girişimcileri destekleyerek, uluslararası pazarlarda etkin faaliyet göstermeye ve rekabet etmeye hazırlamayı amaçlıyor.


Satınalma Cep Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.

17 Mayıs 2018’de başlayan EY Girişimci Kadın Liderler Programı’nın 2018 dönem başvuruları 31 Temmuz 2018 tarihinde sona erecek. EY Türkiye, başvurular arasından bağımsız bir jürinin seçeceği ve kriterlere uygun olan kadın girişimcilere, bir yıl boyunca ücretsiz eğitim verecek; kadın girişimcilere şirketlerini büyütmek için ihtiyaç duydukları alanlarda destek ve koçluk sunacak. Aynı zamanda sosyal sorumluluk niteliği de taşıyan program, kadın girişimcilerin; iş dünyasının başarılı yöneticilerinin bilgi ve deneyimlerinden yaralanabilecekleri bir ağa katılmalarına şirketlerini ciro ve istihdam anlamında büyütmelerine imkân sağlayacak.

Kaynaklarımızı kadın girişimcilerin potansiyellerine ulaşabilmeleri için kullanıyoruz

Programın Türkiye’de girişimcilik ruhunun desteklemesi ve girişimcilik ekosistemin güçlendirilmesine büyük katkılar sağladığını ifade eden EY Türkiye Kurumsal Finansman Şirket Ortağı ve programın EMEIA Lideri Demet Özdemir,program ile ilgili şöyle konuştu:

“Kadın girişimcilerin, liderlik becerilerini geliştireceği koçluk ve mentorluk programlarına,yönetsel yetkinliklerini artıracağı eğitimlere, finansal ve hukuksal konularda danışmanlığa ve iletişim ağlarını genişletebileceği programlara ihtiyacı var. Globalde 10. yılını kutladığımız programa farklı ülkelerden katılan kadın girişimleri EY’nin düzenlediği çeşitli uluslararası platformlarda bir araya getiriyoruz. Kadın girişimcilere hedefledikleri uluslararası pazarların kapılarını açan bu özel programla, onların işletmelerini büyütmelerine yardımcı olmak ve Türkiye ekonomisine sağladığımız katkıyı artırmak en büyük amacımız.”

Bu yıl programın Türkiye Liderliğini üstelenen, EY Türkiye Vergi Hizmetleri Şirket Ortağı Müge Tan Belviso ise “Türkiye’de 2016 yılında uygulamaya başladığımız EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı’yla, kadınların yeni girişimci olmalarına odaklanmış programlardan farklı olarak, belli bir noktaya ulaştırdıkları şirketlerini büyütmelerine, pazarda öncü ve sektöründe lider konuma ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Bu tamamen ücretsiz programda yer almak üzere bağımsız bir jüri tarafından seçilen kadın girişimciler, EY Türkiye yöneticilerinden bire bir mentorluk desteği almalarının, sınıf içi eğitimlerle liderlik yönlerini artırma fırsatı bulmalarının yanı sıra küresel bir kadın girişimci ağının parçası olacaklar”dedi.

Program katılımcılarının şirketleri hızla büyüyor

50 ülkede 400’ün üzerinde başarılı kadın girişimci ile yürütülen ilk global araştırma sonucu, şirket kurucularının programdan neler öğrendiğini ve bu kazanımların ne kadarını hayata geçirdikleri ölçülüyor. Araştırmanın sonuçları Girişimci Kadın Liderler Programı’nın girişimciler için hızlı bir büyüme sağladığını gösteriyor. Girişimci Kadın Liderler Programı’na katılanların %77’si yıl gösterici ve rol model edinme konusunda programdan yaralandıklarını belirtiyor. Bununla birlikte girişimci kadın liderlerin şirketleri programa katılmalarının ardından ortalama bileşik yıllık olarak %35 büyüme kaydetti. Şirketlerin ortalama bordrolu çalışan sayılarındaki artış ise %166’ya ulaştı.

Program kadın girişimcilere ne sağlıyor?

  • Türkiye’nin en iyi girişimcileri ve yüksek büyüme göstermiş şirketlerinin liderlerinin de dahil olduğu seçkin bir ağa katılma imkanı,
  • Güncel sektör haberleri, araştırmalar, işletme stratejileri ve uygulamaları hakkında bilgi alışverişi ile bilgi birikimini artırma fırsatı,
  • Potansiyel ortaklıkları, stratejik işbirliklerini, yeni müşteri ve tedarikçiler ile muhtemel sermaye kaynaklarını keşfetme olanağı,
  • Üst düzey danışmanlar ve tanınmış girişimcilerle diyaloglar kurarak liderlik, yöneticilik ve işletme becerilerini geliştirme imkânı,
  • Kendilerinin ve şirketlerinin kurumsal yöneticiler, yatırımcılar ve medya karşısındaki görünürlüğünü artırma şansı.

Katılımcıların programa ilişkin düşünceleri

Deren Kimya Yönetim Kurulu Üyesi Deren Öztürk / 2016 Dönemi

EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı, hayalinin peşinden giden, bir şeyleri yoktan var eden kadınlar için tasarlanmış; dopdolu içeriği, alanlarının en iyisi eğitmenleri, değerli danışmanları ve sunduğu fırsatlarla girişimcilik dünyasının başarılı kadınları olmamıza yardımcı bir okul. Bugünün hayalini yarının sürdürülebilir, başarılı, karlı şirketi haline getirmemiz için elimize verilmiş sihirli bir değnek! Bu program sayesinde günlük hayatın yoğunluğu sebebiyle göremediğim büyük resmi görmeye başladım.

C Bebek Sezin Yönetici Ortağı Sezin Başkan / 2016 Dönemi

Bu program sayesinde iş bağlantılarımı artırıp sosyal çevremi genişlettim ve kurumsal bir yapısı olan yeni bir ortaklık oluşturdum. Yeni kurduğum bu ortaklık sayesinde, program öncesinde önümüzdeki 5 yıl için belirlemiş olduğum hedeflere 2 yıl içinde başarılı bir şekilde ulaşabileceğime inanıyorum. Kuruluşumuz şimdiden büyümeye başladı ve ben de artık daha güçlü olduğumu hissediyorum.

MENE Health Group CEO’su Şule Mene / 2017 Dönemi

EY’nin yardımıyla iş stratejilerim sağlam bir zemin üzerine inşa edildi. EY, şirketimin büyümesi için gereken altyapıyı hızlandırdı ve geliştirdi. Bu program sayesinde operasyonlardan ve günlük işlerden çıkıp stratejilerimize zaman ayırıp daha çok odaklanabiliyoruz. Bu programın en önemli faydaları, olası yatırım ve işbirliklerine yönelik gerçekleştirdiğim görüşmeler oldu. Monako’da düzenlenen EY Dünya Yılın Girişimcisi Programı’na (World Entrepreneur Of The Year) katılmam, networking açısından çok verimli olmasının yanı sıra aynı zamanda bakış açımı genişletti.

Tarımsal Bilişim ve İletişim Teknolojileri (TABİT) Genel Müdürü Tülin Akın / 2017 Dönemi

Bu programın bana sağladığı en önemli fayda, şirket yönetiminin iyileştirilmesi ve daha öncesinde kurmuş olduğum yönetim sisteminin geliştirilmesi oldu. Mentorumla yaptığımız düzenli toplantılar sonucunda, yönetimle ilgili program hazırlamak ve dolayısıyla gerçekleşen yönetimde iyileşmeler en büyük kazanımlarım. Ayrıca, bu programın yardımıyla kurduğum yeni bağlantılarla da görüşmeler yapıyorum ve bunların gelecekte iş fırsatlarına dönüşeceğine inanıyorum.

Kimler katılabilir?

EY Girişimci Kadın Liderler Programı’na katılmak isteyen girişimci kadınların şirketlerinin Türkiye merkezli ve en az 3 yıldır faaliyette olması, son 2 yılda en az yıllık 3 milyon TL ciroya sahip olması gerekiyor. Kadın girişimcinin şirkette en az yüzde 25 hisse sahibi olması ve ana karar vericiler arasında yer alması da koşullar arasında yer alıyor. EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı’na başvurmak isteyen kadın girişimciler, 31 Temmuz 2018 tarihine kadar www.ey.com/tr/eww web sitesi üzerinden form doldurarak başvuru yapabilecek.

EY Hakkında

EY, denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir. Dünya genelinde toplam 231.000 çalışanımız, ortak değerlerimizi ve kaliteyi ön planda tutan kararlı tutumumuzu hep birlikte paylaşmaktadır. Daha fazla bilgi için, lütfen www.ey.com adresini ziyaret ediniz. EY her biri ayrı bir tüzel kişiliğe sahip Ernst & Young Global Limited’e üye firmalardan oluşan global bir organizasyon olup tüm hizmetlerini bu üye firmalar tarafından sunmaktadır.

EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı hakkında

EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı, işlerini büyütme hedefi, tutkusu ve potansiyeli olan kadın girişimcilere ulaşarak hedeflerini gerçekleştirmelerine yardım edecek etkili bir liderlik programıdır. Programa seçilen girişimciler, yatırımcıların, danışmanların ve diğer başarılı girişimcilerin bilgi ve birikimlerinden yaralanabilecekleri bir ağa katılırlar ve şirketlerini büyütmek için ihtiyaç duydukları beş ana alanda destek ve koçluk alırlar. Bu alanlar arasında büyük düşünmek ve cesur davranmak, güçlü bir kişisel profil oluşturmak, işi yapan değil yöneten olmak, kilit danışman ağlarını kurmak ve şirketin büyümesi için finansman opsiyonlarını değerlendirmek yer alıyor. Program hakkında detaylı bilgiye www.ey.com/tr/eww adresinden ulaşabilirsiniz.

Nat Yazılım

Yazılım sektöründe uzmanlaşmış genç ve dinamik bir kadro ile kurulan NAT Yazılım , 2000 yılında POS-LINE Danışmanlık ve Bilişim Sistemleri olarak sektöre adım atmıştır. Kurulduğu ilk günden bu yana müşteri memnuniyetini ön planda tutarak, profesyonel yaklaşımı ile çalışmalarına yön vermektedir. 2007 yılından itibaren Kurumsal Kaynak Planlaması üzerine geliştirdiği çözümler ile birlikte RETAIL ve ERP İş süreçleri alanında ticari faaliyetine devam etmektedir.

Etiketler: E-Ticaret Uygulamaları, Mobil Uygulamalar

Nakabayashi Co. Ltd.

We started business on 1923 for book-binding for library and repair of ancient documents. Since then, we have expanded our business with paper products such as diary, notebook, photo album, storage products like letter-case and office products including shredder. Our products are mainly focused on essential goods in your daily life.

Etiketler: Fotoğraf Albümü, Photo Album, Kitap, Kırtasiye