TAV, Riyad Havalimanı projesiyle New York’ta ödül kazandı

Engineering News Record (ENR) tarafından düzenlenen “En İyi Küresel Projeler” yarışmasında, TAV-Al Arrab Contracting Ortak Girişimi’nin yapımını gerçekleştirdiği Riyad King Khaled Havalimanı Terminal 5 Projesi, “Havalimanı” kategorisinde başarı ödülüne layık görüldü.

Havalimanı inşaatında dünyada ilk sırada yer alan TAV İnşaat, sektörün saygın yayınlarından ENR tarafından her yıl düzenlenen “En İyi Küresel Projeler” yarışmasında ödüllendirildi. TAV-Al Arrab Contracting Ortak Girişimi tarafından gerçekleştirilen Riyad King Khaled Havalimanı Terminal 5 Projesi “Havalimanı” kategorisinde başarı ödülünü kazandı. New York’ta düzenlenen törende ödülü TAV İnşaat adına Suudi Arabistan, Bahreyn ve Afrika’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kaur aldı.

TAV İnşaat Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kaur “TAV İnşaat olarak, Türkiye ve yurtdışında gerçekleştirdiğimiz havalimanı projeleriyle kısa sürede sektörün liderleri arasına girdik. ENR Dergisi sıralamasında son üç yılda üst üste havalimanı inşaat kategorisinde 1.sırada yer alarak dünyanın en büyük şirketi olduk. ENR Dergisinin “En iyi Küresel Projeler” başarı ödülü ile uluslararası başarılarımızın yanına bir yenisini daha koymuş olduk. Riyad Havalimanı Terminal 5 projesi, Suudi Arabistan’da Cidde Havalimanı SAEI Uçak Bakım Hangarları ve Medine Havalimanı projelerinden sonra gerçekleştirdiğimiz üçüncü proje oldu. Suudi Arabistan’ın ilk havalimanı özelleştirmesi olan Medine Havalimanı projesinde gösterdiğimiz başarı sonrasında; Yanbu, Qassim ve Hail Havalimanları’nın geliştirilmesi ve işletmesi için de yakın zamanda Suudi Arabistan Sivil Havacılık İdaresi tarafından seçildik. Yerel ortaklarımızla uyumlu bir şekilde çalışarak bu bölgede büyümemizi sürdürüyoruz” dedi.

Riyad King Khaled Havalimanı’nda yer alan 104.500 metrekare büyüklüğe sahip Terminal 5 aynı anda yedi geniş gövdeli veya 16 dar gövdeli uçağa hizmet verebiliyor. Sözleşme kapsamında ayrıca yaklaşık 3000 araçlık çok katlı otopark ile havalimanı operasyon merkezi, itfaiye binası, enerji santrali, apron ve hava tarafı altyapısıyla terminali mevcut terminallere bağlayan viyadüklü yollar ve altyapı çalışmaları da TAV-ACC Ortak Girişimi tarafından gerçekleştirildi.

TAV İnşaat, 2015 yılında da ENR En İyi Küresel Projeler yarışmasında ödüllendirilmiş ve Medine Emir Muhammed Bin Abdulaziz Havalimani, kendi kategorisinde dünyanın en iyisi seçilmişti.

Anadolu’nun yerli tohumları sanayiye kazandırılacak

Ürettiği bulgurun kalite ve doğallığı korunarak gelecek nesillere aktarılması amacı ile Duru Bulgur, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi ile işbirliği protokolü imzaladı. Ar-Ge çalışmaları ile geçmişte kullanılan ama bugün tohumlarına az rastlanan yerli buğdayın çeşitlerinin yeniden tarım endüstrisine kazandırılması hedefleniyor.

Üniversite – Sanayi İşbirliği Projeleri kapsamında Anadolu’nun yerli tohumlarının kalite ve doğallığı kaybedilmeden sanayiye yeniden kazandırılması için Duru Bulgur, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) ile işbirliği protokolü imzalayarak Ar-Ge çalışmalarına başladı. KMÜ Biyomühendislik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nevzat Aydın önderliğinde, geçmişte bulgur üretiminde kullanılan yerli buğdayın tarımda yeniden kazanımı için araştırmalar yapılacak.

Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, ülkemizin önemli zenginliklerinden olan buğdayla ilgili yapılacak araştırmaların Karaman’a ve Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Duru, 1935 yılından beri bulgur üretimi yaptıklarını ve 51 ülkeye ihracatları bulunduğunu kaydederek “Şirketimizin kurucusu Ziya Duru tarafından bulgur üretiminde kullanılan kaliteli buğdaylarımızı tekrar üretime sokmak ve bu buğdaylara sahip çıkmak amacıyla ülkemizin için çok önemli bir projeyi hayata geçirdik. Bulgur üretiminde kullanılan buğdayın kalitesinin geleneksel yöntemlerle artırılmasının gerek bulgur kalitesini gerekse ürün çeşitliliğini olumlu yönde etkileyeceğine inanıyoruz. Ayrıca ülkemizin önemli zenginliklerinden olan buğday genetik kaynaklarının muhafazasına da önem veriyoruz.” açıklamasında bulundu.

Üniversite ile işbirliği yapma hedeflerinin Karaman ve Türkiye’deki kırsal tarıma ve buğdayın genetik kaynaklarının muhafazasına destek sağlamak olduğunu belirten İhsan Duru, bulgur üretiminde kullanacakları buğdayın kalitesinin geleneksel yöntemlerle artırılmasının, aynı zamanda bulgurdaki ürün çeşitliliğini de artıracak en önemli faktör olduğunu vurguladı.

Karaman, tarımsal ürünleri ile markalaşacak

KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül işbirliği ile ilgili olarak; “Üniversite-sanayi işbirliğinin önemli örnekleri arasında yer alacağına inandığımız bu projeyi hayata geçiren akademisyenlerimizi ve Duru Bulgur yönetimini tebrik ediyorum. Bulgur üretiminde Türkiye’nin önde gelen illerinden biri olan Karaman’ın en önemli hammadde ihtiyacının başında buğday gelmektedir. Bir ilin tarımsal ürünlerde marka olmasının en önemli şartı, üstün kalite özelliklerine sahip, yerli tarımsal ürünler yetiştirmesidir. Bugün hayata geçirdiğimiz bu Ar-Ge projesinin tarım ve gıda sektörüne önemli çıktılar sağlayacağına ve kırsal kalkınmaya katkı sunacağına inanıyor, ilimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.” dedi.

Proje yürütücüsü ve KMÜ Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Aydın da proje hakkında bilgi vererek “Proje kapsamında ülkemizde yetiştiriciliği çok azalan ve çok kaliteli ürüne sahip eski Anadolu buğdaylarını kullanılarak geleneksel yöntemlerle sert durum buğdayının kalitesi iyileştirilecek. Araştırmada, ülkemizde bulunan yerel buğdayları ve daha önce hiç kültüre alınmamış yabani buğdaylarımız kullanılacak. Proje ile kırsal tarım yapılan alanlardaki sert durum buğday üretimi ve kalitesinin artırılması hedeflenmektedir.” dedi.

Home&Tex Fuarından, ev tekstili ihracatına 1 milyar dolarlık katkı

Ev tekstili ve dekorasyon dünyasının ulusal ve uluslararası gereksinimlerine yanıt veren Ev Tekstili ve Dekorasyon Fuarı (Home&Tex), CNR EXPO Yeşilköy’de başladı. TETSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sami Aydın: “Bu fuar sayesinde 3 milyar dolar ihracatımızı 4 milyar dolara çıkartmak istiyoruz. Yani buradaki iş birlikleri sayesinde 1 milyar dolarlık ihracat artışı hedefliyoruz.”

CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel: “Fuarda ‘Alım Heyeti Programı’ düzenliyoruz. Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrupa ülkeleri, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere 60’ın üzerinde ülkeden gelen satın almacı heyetleri, katılımcı firmalarımızla buluşturuyoruz.”

Ev tekstili ve dekorasyon sektörünün ihracatını artırmak amacıyla bu yıl beşincisi düzenlenen Ev Tekstili ve Dekorasyon Fuarı (Home&Tex), sektör öncüsü 600 markanın katılımı ile başladı. CNR EXPO Yeşilköy’de 28 Ekim tarihine kadar açık kalacak fuar, İstanbul Fuarcılık A.Ş. tarafından Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD) iş birliğinde gerçekleştiriliyor.

“Fuar, Türkiye’nin tasarım merkezi olma hedefine hizmet ediyor”

TETSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sami Aydın, Türk ev tekstilinin 3 milyar dolarlık ihracatı olduğunu belirterek, “Fuara 300 firma 600 marka ile katılıyor. Fuarda tülden kumaşa, halıdan perdeye kadar akla gelebilecek her türlü ev tekstili ürünleri sergileniyor. Dünyada çok az ülke ‘hem tasarlayan hem de üreten ülke olma’ özelliği taşıyor. Türk ev tekstili temsilcileri olarak üretirken tasarlayabilmenin getirdiği avantajları fuar aracılığıyla tüm dünyaya sergiliyoruz” dedi. Ev tekstili ve dekorasyon sektörünün kilogram başına ihracat değerinin 8 dolardan başladığını dile getiren Aydın, “Bu fuar sayesinde 3 milyar dolar ihracatımızı 4 milyar dolara çıkartmak istiyoruz. Yani buradaki iş birlikleri sayesinde 1 milyar dolarlık ihracat artışı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Aydın, Türkiye’yi tasarım merkezi haline getirmek istediklerini belirterek, fuarın bu amaca da hizmet edeceğini sözlerine ekledi.

Fuarda 60’ın üzerinde alım heyeti ağırlanıyor

CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel, “Fuarda ‘Alım Heyeti Programı’ düzenliyoruz. Alım Heyeti Programı’ düzenliyoruz. Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrupa ülkeleri, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri başta olmak üzere 60’ın üzerinde ülkeden gelen satın almacı heyetleri, katılımcı firmalarımızla buluşturuyoruz. Home&Tex Fuar her yıl olduğu gibi bu yıl da Almanya, Fransa ve İtalya’nın yanı sıra Rusya’dan yoğun ilgi görüyor. Fuara yabancı alım heyetlerinin yanı sıra, Denizli, Uşak, Bursa, Ankara, Mersin, Kayseri, Çanakkale, Kocaeli ve Balıkesir başta olmak üzere Türkiye’nin de dört bir yanından alım heyetleri katılım gösteriyor” diye konuştu.

30 bin ziyaretçi hedefi

Şenel, Home&Tex’in Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda sektör profesyonelini bir araya getirdiğini aktararak, bu yıl fuarda, 30 bin ziyaretçi hedeflediklerini söyledi. Home&Tex aralarında Namık Bademlioğlu’nun da bulunduğu ünlü tasarımcıların özel tasarımlarına ev sahipliği yapıyor. Fuar kapsamında düzenlenen seminerler, trend alanı ve çeşitli atölye çalışmaları ziyaretçiler tarafından ilgiyle takip ediliyor. Tekstil Tasarımcıları Derneği tarafından hazırlanan workshoplarda ev tekstilinin tasarım aşamaları, dokuma tezgahı ve dijital baskı makinelerinde yapılış aşamaları ziyaretçilerle paylaşılıyor.

‘Kobilerle Güçlü ve Güvenli Yarınlara’ Projesinin İkinci Durağı Gaziantep oldu

Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman şirketlerinden oluşan bankacılık dışı finans sektörünü tek çatı altında toplayan Finansal Kurumlar Birliği’nin (FKB), KOBİ’lerin gücüne güç katmak için başlattığı ‘Kobilerle Güçlü ve Güvenli Yarınlaraprojesinin ikinci durağı Gaziantep oldu. Proje kapsamında Gaziantep’te düzenlenen “Ticaret Finansmanı ile Güçlü Bir Ekonomiye” panelinde Türkiye Ekonomisinin Geleceği ve Kobiler için Ticaret Finansmanı konuşuldu.

Türkiye’de kobilerin finansa erişimini kolaylaştırmak isteyen ve finansal sisteminin gelişmesi yönünde önemli bir misyon yüklenen Finansal Kurumlar Birliği, KOBİ’lerin en önemli sorunları arasında yer alan öz kaynak yetersizliği ve krediye erişim konularında farkındalık yaratarak, rekabet güçlerinin ve ihracat kapasitelerinin artırılması, büyüme ve dış pazarlara erişiminin sağlanmasına destek olunması ve finansmana daha kolay erişimini sağlamak amacıyla Gaziantep’te “Ticaret Finansmanı ile Güçlü Bir Ekonomiye” panelini gerçekleştirdi.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi konferans salonunda gerçekleşen panelde Finansal Kurumlar Birliği, Türkiye ekonomisinin dinamosu konumunda olan KOBİ’lerin bankacılık dışı finans sektörünü daha yakından tanımaları, rekabet güçlerinin ve ihracat kapasitelerinin artırılması yoluyla uluslararası alanda daha etkin bir rol üstlenmeleri amacıyla yapmış oldukları çalışmaları aktardı.

KOBİ’lerin üretim, pazarlama, ihracat sorunları ve finansmana erişimi konusunda yapılan çalışmaların konuşulduğu, moderatörlüğünü A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner’in yaptığı “Ticaret Finansmanı ile Güçlü Bir Ekonomiye” toplantılarının ikinci toplantısı; Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Finansal Kurumlar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Çağatay Baydar, Gaziantep Organize Sanayi Başkanı Beyhan Hıdıroğlu, EximBank Genel Müdür Yardımcısı Enis Gültekin, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Sani Konukoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.

KOBİ’lerin üretim, pazarlama, ihracat sorunlarına ve faktoring’in kanun önündeki taleplerine odaklanılan panelde, ticarete erişim modelleri anlatıldı.

Panelin başında söz alan Finansal Kurumlar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Çağatay Baydar: “Faktoring olarak bankacılık sektöründen sonra Kobi’lere finansman sağlayan en önemli sektör olduğumuzun altını çizmek istiyorum. Kobilerin ticaretine garanti verip onlara yardımcı oluyoruz. Faktoring olarak 500 bin Kobi’ye ulaşarak onların finansmana erişmesi adına çalışmalar yapıyoruz ancak kanun anlamında diğer bankacılık dışı finans kurumlarına sağlanan desteği yeterince alamıyoruz. Finansman ve Leasing’e sunulan kanun ayrıcalıkları ticareti finanse etmemize rağmen bize sunulmuyor. Kanun önünde eşit olabilirsek ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayacağımızı düşünüyorum. Biz faktöring sektörü olarak ülkemizin ihracattaki öz kaynağının yok olmasının önüne geçip ekonominin büyümesine destek oluyoruz. Örneğin dünyanın en iyi Faktoring şirketleri Türkiye’den çıkıyor. EximBank ile birlikte reeskont kredileri kullandırarak ihracatçılarımızın finansmana erişimini kolaylaştırıyoruz. Yine kanun önündeki eşitsizliğe bir örnek vermek gerekirse MASAK’ın yönetmeliği gereği adreslere ulaşmamız gerekirken ulaşamıyoruz. Finansman şirketleri adreslere ulaşırken, Leasing’e aynı hak tanınırken biz bu sistemden yararlanamıyoruz. Bu desteklere ulaşamadığımız için de maliyetlerimiz artıyor ve reel sektöre yeteri kadar finansman sağlayamıyoruz” dedi.

Baydar sözlerine şöyle devam etti: “İhracatçılarımız için en ucuz fonu muhabirlik ağlarımızla sağlıyoruz ama üzerine vergi ödemek zorunda kalıyoruz. Kredi Garanti Fonu’ndan muaf tutuluyoruz. Tüm finans sektörleri batık kredilerine ayırdıkları karşılıkları vergi matrahından düşebiliyor ama biz batık kredimizin bile vergisini ödüyoruz. Bunlar gerçekten sektörümüzün hevesini kıran gelişmeler. Teşvik değil sadece rekabet ortamında eşitlik istiyoruz. 10 yıldır BDDK denetiminde, 4 yıldır kendine ait bir yasası olan, 2 yıldan bu yana da Faktoring işlemine tabi tüm alacak belgelerinin kayıt edildiği, Birliğimiz nezdinde kurulu merkezi sistemi (Merkezi Fatura Kaydı Sistemi) bulunan bir sektör söz konusu. Türkiye’deki Faktoring sektörüne uygulanan denetimler, bağlı olduğu kurumlar ve yasal mevzuat, dünyada en gelişmiş ülkelerdeki Faktoring sektörlerinde dahi yok” dedi.

Panelde diğer bir konuşmacı olan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin şöyle konuştu: “Gaziantep olarak 5 organize sanayimiz var. Bu nedenle ilimizde ciddi bir Kobi oranımız mevcut. Ticari olarak çok eskilere dayanan bir Gaziantep var karşınızda. İpek yoluna kadar dayanan bir ticaret geçmişinden bahsediyorum. Gelişen dünya ile birlikte Gaziantep’e sürdürülebilir kalkınma ve şehir ekonomileri anlayışını kazandırmaya çalışıyoruz. Şehrimizdeki fırsatları ve riskleri düşündüğümüzde ticaretimiz inanılmaz iyi durumda. Sanayimizin güçlü olmasının yanı sıra kültür ve turizm kenti olduğumuzun altını çizmek istiyorum. Riskli bir coğrafyada olmamıza rağmen riski rızka çevirmeyi başarabildik. Geldiğimiz noktayı bir üst seviyeye çıkartmak için kalkınma yerelde başlar anlayışıyla bölgenin finans, turizm merkezi olması için çalışıyoruz. Maliyeti yönetebilmeyi önemsiyoruz.”

Gaziantep Organize Sanayi Başkanı Beyhan Hıdıroğlu panelde yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Gaziantep olarak 120 yıllık bir ticari kültürümüz var. Oda olarak bin 200 Suriyeli üyemiz var. Gaziantep’te iş yapanlara fırsat sağlamak için uğraşıyoruz. Baktığınızda yatırımın %35’ini KOBİ’ler sağlıyor. Hain darbe girişimi ile birlikte ne yapacağımızı düşünürken KGF’nin 200 milyar TL’lik kredi sağlaması ekonomimize can suyu olmuştur. Bu ortamda faizin daha da minimilize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bankaların karlılık oranları çok yüksek. Bu karların Türkiye ekonomisine, ticarete kazandırılması gerekiyor. Bunun yanı sıra milli ve yerli teknolojiye yatırım yapmalıyız. Örneğin Gaziantep için önemli olan halı sektörünün ham maddesini yurt dışından temin ediyoruz. Bunun yerli olarak çözmemiz gerekiyor. İthalata yönelik değil milli olarak çalışmamız gerekiyor. Hem Gaziantep’te hem de ülkemizde ihracat yapan KOBİ’lerin daha da desteklenmesi ve finansmana erişminin sağlamnası gerekiyor.”

Gaziantep’te gerçekleşen panelin diğer bir konuşmacısı olan EximBank Genel Müdür Yardımcısı Enis Gültekin: “EximBank olarak 30 yıldır ekonomide ihracat sektörüne destek oluyoruz. Kobilerimizin finansmana ulaşması ve ticaret yapması adına bir çok çalışma yürütüyoruz. Son olarak 5.5 milyar TL’lik bir kaynağı Kobilere tahsis ettik. Bu rakamı sadece Kobilere kullandıracağız. Geçen yıla oranla Gazintep ve çevre illere desteğimiz %40 oranında artmış. Dünyada ihracatçısına bu denli destek olan ikinci ülke konumundayız. Kobilerin ucuz finansmana erişmesi için çalışıyoruz. Kaynak maliyetini düşürmemiz gerekiyor. Bunu da sosyal olarak ve ülke riskini alta çekerek yapabiliriz. Finansmana erişim sorununu aştığımızda maliyetleri düşürmemiz daha kolay olacaktır. Alacak sigortası bizim için çok önemli. Sigorta ürünümüz büyük bir boşluğu dolduruyor. Dünyanın 238 ülkesine ulaşarak Kobilerimizin alacağını garanti ediyoruz. Kobilerimizin ticaretini daha güvenli yapmasını sağlıyoruz.”

Panelde söz alan Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Sani Konukoğlu: “Türkiye’nin ihracattaki ilk beş ilinden biriyiz. %30 ihracat fazlası veriyoruz. Sanayi odasına bağlı 4 bin 500 üyemiz bulunuyor. Bunların hepsi ülkesi için çalışan ve 176 ülkeye direkt ihracat gerçekleştiren sanayiciler. Gaziantep olarak önümüz çok açık. Finansman desteğinin sağlanması ile birlikte daha da gelişeceğimize inanıyorum. 5 organizesi olan Gaziantep’te 950 firma var. Bunlar Türkiye’de ticaret yapan ilk 72 firma arasına girmiş. Bu bakımdan şehrimizin potansiyeli yüksektir. Gaziantep yüz yıllardır çalışan, üreten bir şehir. Bugün olduğu gibi Faktoring’in sorununu nasıl bir araya gelip konuşabiliyorsak ortak paydada buluşarak tüm sorunları çözmemiz gerekiyor.”

10 milyar dolarlık hedef için birbirimizin külüne muhtacız

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye ve Yunanistan’ı, bir denizin ayırdığı iki yaka, birbirinin külüne muhtaç iki komşu ve ortak bir gelecek kurgulayan iki müttefik” olarak tanımladı. Büyükekşi, “Yılın ilk 8 ayında Yunanistan’a ihracatımızda yüzde 11’lik bir artış var. Yunanistan’ın bize ihracatında ise tam yüzde 38’lik bir artış söz konusu. Yıl sonunda ise dış ticaret hacmimizin 3 milyar doları aşacağına inanıyoruz. Ardından da, en kısa zamanda 10 milyar doları yakalamayı hedefliyoruz” dedi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2016 yılında 2.6 milyar dolara kadar gerileyen Türkiye-Yunanistan ticaret hacminin, 2017 yılında hızlı bir artışa geçtiğini söyledi. İzmir’de düzenlenen Ege Ekonomik Forumu’nda konuşan TİM Başkanı Büyükekşi, “Yılın ilk 8 ayında Yunanistan’a ihracatımızda yüzde 11’lik bir artış var. Yunanistan’ın bize ihracatında ise tam yüzde 38’lik bir artış söz konusu. Yıl sonunda ise dış ticaret hacmimizin 3 milyar doları aşacağına inanıyoruz. Ardından da, en kısa zamanda 10 milyar doları yakalamayı hedefliyoruz” dedi.

Türkiye ve Yunanistan’ı, bir denizin ayırdığı iki yaka, birbirinin külüne muhtaç iki komşu ve ortak bir gelecek kurgulayan iki müttefik” olarak tanımlayan Büyükekşi, “Elbette, bazı farklılıklarımız olabilir. Ancak bizim kültürümüz, hayata bakış açımız, hatta yediğimiz içtiğimiz ve çalıp söylediğimiz de bir. Bunlara bir de ticari işbirliğini eklediğimizde ortaya müthiş bir potansiyel çıkıyor. Bunu kullanmak da bizlere düşüyor” diye konuştu.

2013 yılında iki ülke başbakanının Türk-Yunan İş Forumu’nda bir araya geldiğini ve 10 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi koyduklarını hatırlatan Mehmet Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak geçtiğimiz yıl, ticaret hacmimiz 10 önceki seviyesi olan 2,6 milyar dolara geriledi. Tabii bu süre içinde Yunanistan ciddi bir ekonomik kriz yaşadı. Ekonomisi üst üste daraldı. Ülkemiz ise terör olayları, 15 Temmuzlarla mücadele etti. Ancak ne mutlu ki; 2017 sadece bizim için değil aynı zamanda Yunanistan için de bir atılım yılı. Beklentilerin üzerinde büyüyeceğimiz, Dış ticarette rekorlar kıracağımız bir yıl. Burada asıl istediğimiz şey, Ticaretimizin istikrarlı ve kalıcı bir şekilde artması. Çünkü bu; aynı zamanda barış ve güven ortamı demek. Ünlü Yunan düşünürü Aristo gerçek dostluğu ‘İki bedende tek ruh olabilmektir’ şeklinde tanımlıyor. Bizim amacımız da, dostluğumuzu bu mertebeye ulaştırmak.”

Aktaş Holding’den Brezilya ve Güney Amerika Pazarına Yönelik Yeni Hamle

  • Hava süspansiyon sistemi üretiminde dünyanın en büyük firmaları arasında yer alan Aktaş Holding; büyük önem verdiği ve uzun yıllardır da etkin şekilde faaliyetlerini sürdürdüğü Güney Amerika pazarına yönelik, önemli bir işbirliğine imza attı.
  •  
  • 2008 yılında Brezilya’da kurduğu Aktas do Brasil isimli körük üretim tesisiyle bölge pazarına adım atan Aktaş Holding ile Brezilya’nın önde gelen aks-dingil ve makas üreticisi, trailer yedek parça satıcısı Ibero Group arasında, Güney Amerika aftermarket pazarında Airtech markalı ürünler için işbirliği kararı alındı. Buna göre Ibero Group üretimi aks ve dingiller, Aktaş Holding’in global markası Airtech körükleriyle birlikte pazara sevk edilecek.

Bursa, 25.10.2017 – Hava süspansiyon sistemi üretiminde dünyanın en büyük firmaları arasında yer alan ve 100’den fazla ülkeye doğrudan ihracat gerçekleştiren Aktaş Holding, küresel ölçekteki markalaşma ve büyüme hamleleri doğrultusunda, önemli adımlar atmaya devam ediyor.

Aktaş Holding; büyük önem verdiği ve uzun yıllardır da etkin şekilde faaliyetlerine devam ettiği Brezilya ve Güney Amerika pazarına yönelik, önemli bir işbirliğine imza attı.

2008 yılında Brezilya’da kurduğu Aktas do Brasil isimli körük üretim tesisiyle bölge pazarına adım atan Aktaş Holding ile Brezilya’nın önde gelen aks-dingil ve makas üreticisi, trailer yedek parça satıcısı Ibero Group arasında, Güney Amerika aftermarket pazarında Airtech markalı ürünlerin dağıtımı için işbirliği kararı alındı.

Yapılan ön anlaşma kapsamında, Ibero Group üretimi aks ve dingiller, Aktaş Holding’in global markası Airtech körükleriyle birlikte pazara sevk edilecek.

Latin Amerika Pazarı Büyük Potansiyele Sahip

Aktaş Holding olarak, yapılan işbirliğinden duydukları memnuniyeti dile getiren Aktaş Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu Başkanı Sami Erol, “Küresel düzeydeki müşterilerimize ve pazara yakın olma hedefi doğrultusunda, Almanya’dan Çin’e, Kuzey Amerika’dan Güney Amerika’ya kadar dünyanın her bölgesine yönelik çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürmekteyiz. Latin Amerika bölgesi de zengin doğal kaynakları, dinamik nüfus yapısı ve geniş ekonomik hacmiyle, uluslararası yatırımcılar için uzun yıllardır büyük bir yatırım potansiyeline sahip. Biz de Aktaş Holding olarak, 2008 yılında bölge pazarına adım attığımızdan bu yana, pazar ihtiyaçlarına en hızlı ve etkin şekilde yanıt verebilme gayretindeyiz. Bu anlamda global markamız Airtech, şirketimizin büyüme yolculuğuna ciddi katma değer sağlamaktadır. Ibero Group ile yapmış olduğumuz dağıtım anlaşmasının da her iki taraf açısından verimli geri dönüşler sağlayacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

İSO Başkanı Bahçıvan: “Küresel gelirde sanayinin payı azaldı, sanal zenginliğin arttı”

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin ekim ayı olağan toplantısında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Dünyada finans piyasalarının hacmi, reel ekonominin on katına ulaştı. Küresel gelirde sanayinin payı azaldı, sanal zenginliğin arttı” dedi.

Bahçıvan: “Umutları yeşertmek için tarihsel bakışla geçmişi iyi analiz etmeli, üretim odaklı ekonomi anlayışını hakim kılmalıyız. Kalkınma ve toplumsal huzur ancak ekonomik, sosyal, insani gelişmişlik, sürdürülebilirlik ve yönetişim unsurlarının uyumlu gelişmesiyle sağlanır.”

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin ekim ayı olağan toplantısı, “Tarihsel Bir Perspektif Üzerinden Ekonomiye ve Dünyaya Bir Bakış” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Prof. Dr. İlber Ortaylı konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan konuşmasında, dünyada yaşanan bölgesel çatışmalar, jeopolitik gerilimler, emperyalist güç arayışları, enerji savaşları arasında küresel ekonominin çıkar yol bulmakta zorlandığına dikkat çekti.

Mevcut konjonktürde tarihsel bakışın sağlıklı ve doğru öngörüler için elzem olduğunu vurgulayan Erdal Bahçıvan, “Dünyada finans piyasalarının hacmi, reel ekonominin hacminin on katına ulaştı. Küresel gelir içinde sanayinin payı azalırken, sanal zenginliğe dayalı bir ekonomi oluştu. Son 20 yılda dünyada eşitsizlikler hiç olmadığı kadar arttı. Dünya Bankası verilerine göre, bugün yaklaşık 800 milyon kişi günde 2 dolardan daha az bir parayla yaşam savaşı veriyor. Gençlerde işsizlik oranı artarken ekonomik büyümeyi sürdürmek zorlaşıyor. Dünyadaki dengesiz sosyal ve ekonomik süreci daha iyi anlamak için 2008 global krizinin temel nedenlerine inmek gerekli. Temel sorun; bazı finans kuruluşlarının asli işlevleri olan tasarrufların yatırıma dönüşmesini sağlamayı unutarak, üretim dünyasından uzaklaşmasıydı” şeklinde konuştu.

Global krizin acımasız finans odaklı neoliberal politikaların iflasını ortaya koyduğunu dile getiren Bahçıvan, “Küresel ekonomik iflası takiben bugün dünya ekonomisine yön verenler tarafından henüz bir alternatif ortaya konulmuş değil. Krizin ardından devreye sokulan genişlemeci para politikaları ise ancak daha büyük sorunları ertelemeye yaradı” dedi.

Verimlilik artışı sağlayan asli unsur; üretim

Geçmişte ekonomi odaklı bir dünyanın yerini güvenlik odaklı bir dünyanın aldığını vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi: “Mevcut küreselleşme anlayışı maalesef iç savaş, açlık, sefalet, kıtlık gibi en ciddi krizlere çözüm sunamıyor. Küreselleşmenin faydalarından yararlanamayanlar, korumacı politikaları destekliyor. Sosyo-ekonomik sorunlar için bir suçlu arayanlar popülist görüşlerde kendilerine çare arıyorlar. Dünya adeta pusulasını şaşırmış durumda. Bunu aşmak, kaygıların yerine umutları yeşertmek için geçmişi iyi analiz edilip, üretim odaklı bir ekonomi anlayışını hakim kılmalıyız. Çünkü ekonominin refah üreten, istihdam yaratan, verimlilik artışı sağlayan asli unsuru üretimdir. Kalkınma ve toplumsal huzur ancak ekonomik gelişmişlik, sosyal gelişmişlik, insani gelişmişlik, sürdürülebilirlik ve yönetişim unsurlarının aynı anda ve birbirleriyle uyumlu olarak gelişmesi halinde sağlanabilir.”

TSKB’nin Aktif Büyüklüğü 27,2 Milyar TL’ye Ulaştı

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB) 2017 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin rakamlarını açıkladı. TSKB’nin konsolide olmayan finansal tablolarına göre, toplam aktif büyüklüğü 27,2 milyar TL’ye ulaştı. 2017’nin sonlarına yaklaşırken banka olarak ekonomiye katkılarını artırmaya devam ettiklerini kaydeden TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “İlk dokuz aylık dönemde özel sektör yatırımlarına aktardığımız kredi tutarı 2 milyar ABD dolarını aştı. 2017’nin hem Bankamız hem de ülkemiz için olumlu göstergelerle tamamlanacağına inanıyoruz. 2018’e hazırlanırken ülkemizin kalkınması için değer yaratmaya, reel sektörün gelişimine destek vermeye devam edeceğiz” dedi.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB), 2017 yılı üçüncü çeyreğinde toplam aktif büyüklüğünü yılbaşından bugüne yüzde 13,4’lük artışla 27,2 milyar TL’ye ulaştırdı. Bankanın nakdi kredileri ise aynı dönemde yüzde 19,4 oranında büyüme kaydederek 20,7 milyar TL oldu. TSKB’nin net dönem kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,3 oranında artış göstererek 452,3 milyon TL olarak gerçekleşti.

TSKB, ilk dokuz ayda, özkaynaklarını yüzde 15,8 artışla 3,4 milyar TL’ye taşırken, yıllık bazda yüzde 19,1 özkaynak getiri oranı ve yüzde 2,4 aktif getiri oranına imza attı.

“Büyümeyi sağlarken, güçlü aktif kalitemizi de korumaya devam ediyoruz”

2017 yılının gerek kredi büyümesi gerek müşteri portföyü açısından banka için oldukça başarılı bir yıl olduğunu söyleyen TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “İlk dokuz aylık performansımızı göz önünde bulundurduğumuzda, 2017 yılını kurdan arındırılmış bazda %15’ler seviyesinde bir kredi büyümesi ile tamamlayacağımızı söyleyebilirim. Bu büyümeyi sağlarken, güçlü aktif kalitemizi korumaya devam ediyoruz. Sermaye yeterlilik oranımızın ise %17’ler seviyesinde seyretmesini bekliyoruz” dedi.

Yıl boyunca Türkiye ekonomisinin kalkınmasına verdikleri desteği hız kesmeden sürdürdüklerini kaydeden Suat İnce sözlerini şöyle sürdürdü: “TSKB olarak ilk dokuz ayda özel sektör yatırımlarına aktardığımız kredi tutarı 2 milyar ABD dolarını aştı. Böylelikle, kredi portföyümüzü yılbaşından bugüne kurdan arındırılmış bazda %13 oranında büyüttük. Öte yandan, müşteri portföyümüzü %20 oranında genişlettik. İlk dokuz ayda gerçekleştirilen yeni kullandırımlarda; yenilenebilir enerji, çevre, enerji ve kaynak verimliliği projeleri, organize sanayi bölgesi yatırımları, LEED sertifikalı ticari binalar ve ekonominin lokomotifi KOBİ’lerin finansmanı öne çıktı. Ayrıca, geçtiğimiz yıl sonunda AFD ile imzaladığımız kaynak anlaşması çerçevesinde kadın istihdamı ve iş güvenliği ve sağlığı konuları yatırımcılar nezdinde ilgi gören temalardan oldu. 2017’nin hem Bankamız hem de ülkemiz için olumlu göstergelerle tamamlanacağına inanıyoruz. 2018’e hazırlanırken ülkemizin kalkınması için değer yaratmaya, reel sektörün gelişimine destek vermeye devam edeceğiz.”

İKMİB, İHRACATIN EN’LERİ ÖDÜLÜNÜ ALDI

İKMİB İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği, Antalya’da TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) tarafından düzenlenen İhracatın En’leri ödül töreninde “En Fazla E-Ticaret Üyeliği Olan Birlik” ödülünü aldı.

TİM’in bu yıl ilk defa gerçekleştirdiği İhracatın En’leri ödül töreni, 3.TİM Delegeler Buluşması’nda düzenlendi. Antalya Belek’te gerçekleşen etkinliğe TİM delegeleri, birlik ve genel sekreterliklerin yöneticileri katıldı. İhracatın En’leri ödül töreninde 3 kategoride 10 ödül verildi.

Birlikler ve genel sekreterlikler bazında 2017 yılı ilk 8 ay verileri üzerinden hesaplanan bir çalışma ile “Sektörler”, “Genel Sekreterlikler” ve “Birlikler” olmak üzere 3 kategorinin her birinde en başarılı birimler ödüllendirildi.

Birlikler kategorisinde “En Çok E-Ticaret Üyesi Olan Birlik” ödülü, TİM’in başlattığı e-ticaret çalışması kapsamında anlaşması bulunan 3 e-ticaret sitesine 354 firma ile üyelik sağlayan İKMİB’e verildi. “En Çok Ar-Ge ve Tasarım Merkezi Açan Birlik” ödülünü Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği alırken, Genel Sekreterlikler kategorisinde İMMİB, 26,2 milyar dolar ihracat rakamı ile “En Çok İhracat Yapan Genel Sekreterlik” ödülünü ve 229 ülke ve bölgeye ihracatı ile “En Fazla Ülkeye İhracat Yapan Genel Sekreterlik” ödülünü aldı.

“Bu yılın sonuna kadar 1000 üye daha hedefliyoruz”

İKMİB Başkanı ve İMMİB Koordinatör Başkanı Murat Akyüz, “İKMİB olarak üyelerimizin ihracatlarını artırmaları ve ülke ekonomimize katkı sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. “En çok E-Ticaret Üyesi Olan Birlik” kategorisinde ödül almak bizi ayrıca gururlandırdı. Çünkü firmalarımız, e-ticaret platformları üzerinden önemli iş hacimleri oluşturuyor. Biz de buna katkı sağlamaktan son derece mutluyuz. Hedefimiz bu yıl sonuna kadar 1.000 üyelik daha yapmak” dedi.

CDP 2017 Derecelendirme Sonuçları Açıklandı

Şirketlerin iklim değişikliğine yönelik stratejilerini uluslararası kurumsal yatırımcıların ve paydaşların bilgisine sunabileceği bir platform sağlayan ve dünyanın en kapsamlı kurumsal çevre verisini elinde bulunduran CDP, 2017 yılı küresel derecelendirme sonuçlarını açıkladı.

Türkiye’de Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen CDP’ye tüm dünyadan yanıt veren ve iklim değişikliği ile mücadelede konusunda üstün performans göstererek “CDP Global A Listesi”ne girebilen şirketler içerisinde bu sene Türkiye’den de iki şirket yer aldı: Arçelik A.Ş ve T.Garanti Bankası A.Ş.

CDP İklim Değişikliği, CDP Su ve CDP Orman Programları kapsamında çevresel verilerini CDP Platformu aracılığı ile açıklayan tüm dünyadan binlerce şirket, CDP’nin geliştirmiş olduğu ve dünyanın en güvenilir derecelendirme metodolojilerinden biri olan CDP Derecelendirme Metodolojisi’ne göre değerlendirildi. 3000’den fazla şirketin derecelendirme sonuçlarını açıklandı ve toplamda 156 şirket CDP Global A Listesi’ne girmeye hak kazandı.

Türkiye’de Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen CDP İklim Değişikliği ve CDP Su programlarına yanıt vererek, tüm dünyada aynı anda iki program kapsamında CDP Global A Listesi’ne girmeye hak kazanan sadece 25 şirket bulunuyor. Bu şirketlerden biri de büyük bir küresel başarıya imza atan Arçelik A.Ş. oldu.

Tüm dünyada CDP Su Programı kapsamında Global A Listesi’ne girmeye hak kazanan 73 şirketten biri ise üstün başarı göstererek liderler sıralamasına giren T.Garanti Bankası A.Ş. oldu.

Dünya liderleri arasına girmeye hak kazanan bu iki şirkete, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen CDP Türkiye operasyonunun 2017 yılı sonuçlarının açıklanacağı “CDP Türkiye İklim Konferansı ve Ödül Töreni” sırasında ödülleri sunulacak. 28 Kasım’da Zorlu PSM’de gerçekleştirilecek törende şirketlerin ödülleri TÜSİAD Başkanı Sayın Erol Bilecik tarafından takdim edilecek.

CDP Yönetim Kurulu Başkanı Paul Dickinson CDP Global A Listesi’ne girmeye hak kazanan şirketlerle ilgili: “2017 yılında Global A Listesi’ne girmeye hak kazanan tüm şirketleri kutluyorum. Bu şirketlerin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltma ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş için fırsatları değerlendirme konusunda aksiyon aldıklarını görebilmek bizler ve diğer şirketler için oldukça ilham verici. Bu şirketler iklim değişikliği konusunda atılması gereken güçlü adımları atarak gerekli dönüşümü hızlandırıyorlar.” dedi.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ve CDP Türkiye Direktörü Melsa Ararat konuyla ilgili “Yasa ve düzenlemelerin beklentileri ne olursa olsun gerek ürün ve hizmet piyasasında gerekse finansman piyasasında küresel rekabete açık şirketlerimiz iklim değişikliği ve su yönetimi konusunda çok iyi performans gösteriyorlar. Arçelik’in hem iklim değişikliği hem su yönetiminde dünyanın en iyi 25 şirketi arasına girmesi onun rakipleriyle arasını açacak ve gerek yatırımcılar gerekse tüketiciler nezdinde değerini artıracaktır. Garanti Bankası da su yönetiminde dünyanın en iyi 73 şirketi arasına girerek borç verme süreçlerindeki titizliğini ve uzun vadeli riskleri yönetme becerisini göstermiş oldu. Bu başarıları onları uluslararası kreditörler nezdinde daha güvenilir kılacak ve yeni ekonomik modellerinin hayata geçmesinde güvenilir bir ortak olma konumlarını güçlendirecektir. Bu şirketlerimizin başarısının diğer şirketlerimize örnek olmasını ve hükümetimizi Paris anlaşmasının yürürlüğe konması konusunda yüreklendirmesini diliyorum.” dedi.

Türkiye’den CDP Global A listesine girmeye hak kazanan iki şirketin CEO’su konuyla ilgili görüşlerini aşağıdaki cümlelerle aktardı:

Arçelik A.Ş. CEO’su Hakan Bulgurlu “küresel ısınmaya karşı mücadelede şirketlerin büyük sorumluluğu var. Arçelik olarak bu sorumluluk bilinciyle, bütünsel bir strateji izliyoruz. Su ve enerji verimliliğinde öncü ürünlerimizle; üretimde enerji, su kullanımı ve atık yönetimindeki projelerimizle döngüsel ekonomi çözümlerine odaklanarak daha fazla değer yaratmayı amaçlıyoruz. Çalışmalarımızın uluslararası kuruluşlarca takdir görmesi bizi gururlandırıyor. Çevresel risk değerlendirmesinde en prestijli uluslararası platform olan CDP’nin Global A Listesi’ne bu yıl 3’üncü kez girmeyi başardık. Aynı zamanda CDP Su Global A Listesi’ne de ilk kez giriş yaptık. Böylece dünyada her iki listeye girmeye hak kazanan 25 şirket arasında yer alırken, bu başarıyı elde eden ilk ve tek Türk şirketi olduk. Karbon nötr bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

T.Garanti Bankası A.Ş. CEO’su Fuat Erbil “CDP Programı’nın iş dünyasına şeffaflık çağrısına, Program 2011’de Türkiye’deki faaliyetlerine başladığından beri olumlu yanıt veriyoruz. Her yıl, açıkladığımız ve denetim aldığımız veri miktarını artırdık. 2015 yılında bu çağrıya yanıt vermenin yanında arka çıkmaya ve CDP Water Programı’nın ana sponsorluğunu üstlenmeye karar verdik. Aynı zamanda CDP Su Programı’nın A listesine dünya genelinde giren 73 şirketten biri olduk ve CDP İklim Değişikliği Programı’nda A- alarak Türkiye’deki Liderlik ödülüne layık görüldük. Savunucusu ve destekçisi olduğumuz bir programın iki ayrı başlığında birden yıllardır ilk sıralarda değerlendirilmek bizleri çok mutlu etti. Önümüzdeki yıllarda çok daha fazla sayıda şirketle birlikte bu gururu paylaşmayı ümit ediyoruz.” dedi.

CDP 2017 A Listesi’ne giren diğer şirketler ve yanıt veren tüm şirketlerin derecelendirme sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz:https://www.cdp.net/en/scores-2017

CDP’nin “Tracking progress on corporate climate action” rapor serisinin ikincisi de yayınlandı. Bu yılki rapor tüm dünyada şirketlerin iklim değişikliğine yönelik çok daha güçlü ve uzun süreli hedefler belirlediklerini ve düşük karbonlu ekonomiye geçişin inovasyon ve yeni teknoloji yatırımlarını da beraberinde getirdiğini gösteriyor. Rapora CDP websitesinden ulaşılabilir: https://www.cdp.net/en/research/global-reports/tracking-climate-progress-2017

CDP İklim Değişikliği ve Su programının Türkiye sonuç raporları 28 Kasım tarihinde Zorlu PSM’de gerçekleştirilecek etkinlikle açıklanacak. CDP Global A ve CDP Türkiye liderlerine bu etkinlikte ödülleri takdim edilecek.