Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak o kadar güçleniriz

2. Türkiye – Rusya Medya Forumu’na katılan Başbakan Yardımcısı Şimşek:

“Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak o kadar güçleniriz”

İsviçre merkezli uluslararası medya kuruluşu Global Connection’ın düzenlediği 2. Rusya – Türkiye Medya Forumu’nda konuşan Başbakan Yarımcısı Mehmet Şimşek, “Ufak tefek sorunlar yaşıyoruz. Domates tartışması yaşandı ama konuşarak çözüyoruz. Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak, iki ülke olarak o kadar güçleniriz. Türkiye’de kurulu 2.093 Rus şirket bulunuyor. Rus şirketleri yabancı şirketler arasında 7. sırada yer alıyor. Önümüzdeki yıllarda ilk 3’e yükselecekler” diye konuştu.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 26 ülkede yapılan algı araştırmasında Rusya’nın Türk ihraç ürünlerine en çok güvenen ülkelerin başında olduğunu belirtti. Büyükekşi, “Düzenli olarak yaptığımız anketlerde Rusya, hedef pazarlar sıralamasında hep ilk 3 sırada. Yıl sonuna doğru geniş katılımlı bir ticari heyet ile Rusya’ya gideceğiz. Hedefimiz iki ülkenin de fayda sağlayacağı ilişkileri geliştirmek” diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, İsviçre merkezli uluslararası medya kuruluşu Global Connection’ın düzenlediği 2. Türkiye – Rusya Medya Forumu için Antalya’ya gelen 100 Rus medya mensubuna bir sunum gerçekleştirdi ve sorularını yanıtladı. Şimşek, “İki ülke olarak sadece komşuluğun ötesinde stratejik ortaklık perspektifiyle ilişkilerimizi daha fazla güçlendirmeliyiz. Ufak tefek sorunlar yaşıyoruz. Domates tartışması yaşandı ama konuşarak çözüyoruz. Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak, iki ülke olarak o kadar güçleniriz” diye konuştu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki ülke ilişkilerini güçlendirmekte son derecek kararlı olduğunu vurgulayan Şimşek, “Biz onların hızına yetişmeye çalışıyoruz” dedi.

Rus şirketleri ilk 3’e girecek.

Türkiye ve Rusya arasında güçlü bir ticaret bağı ve karşılıklı yatırımlarda sıçrama olduğunu söyleyen Şimşek, “Zirvedeyken 38 milyar dolarlık ticaret hacmi vardı. 100 milyar dolarlık ticaret hacmi mümkün” dedi. Rusya’dan Türkiye’ye bu yıl 3.7 turist geldiğini, Rus şirketlerinin büyük proje yatırımları bulunduğunu hatırlatan Şimşek, “Türkiye’de kurulu 2.093 Rus şirket bulunuyor. Rus şirketleri yabancı şirketler arasında 7. sırada yer alıyor. Önümüzdeki yıllarda ilk 3’e yükselecekler” şeklinde konuştu.

Türk ihraç ürünlerine en çok güvenen ülkelerin başında geliyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, etkinliğin amacının Rus medyası ile ilişkilerin geliştirilmesi ve Türkiye hakkında en doğruyu bilgilerin verilmesi olduğunu söyledi. “Geçtiğimiz yıl Türkiye-Rusya Medya Forumunda sizden bize inanmanızı ve güvenmenizi istemiştik” diyen Büyükekşi, 26 ülkede yapılan algı araştırmasında Rusya’nın Türk ihraç ürünlerine en çok güvenen ülkelerin başında olduğunu belirtti ve “Bu başarıda bizim payımız kadar siz kıymetli medya mensuplarının da payı büyük” dedi.

Hep ilk 3 hedef pazar arasında

İlk 9 ayda Rusya’ya ihracatımızın yüzde 53 oranında artarak 1,8 milyar dolara ulaştığını belirten Büyükekşi, “Düzenli olarak yaptığımız anketlerde Rusya, hedef pazarlar sıralamasında hep ilk 3 sırada. Yıl sonuna doğru geniş katılımlı bir ticari heyet ile Rusya’ya gideceğiz. Hedefimiz iki ülkenin de fayda sağlayacağı ilişkileri geliştirmek” dedi.

Rusya’dan İhracat Haftası’na daha fazla katılım bekliyoruz

1-3 Kasım tarihlerinde TİM’in gerçekleştireceği İhracat Haftası etkinliğinde 65’ten fazla ülkeden, 650’nin üzerinde iş insanının misafir edileceğini söyleyen Mehmet Büyükekşi, “Rusya’dan daha fazla katılım bekliyoruz, siz medya temsilcilerinin desteğiyle katılımın artacağına inanıyorum” dedi.

Liderlerin ilişkisi güçlü ama sivil toplumunki zayıf

2. Türkiye Rusya – Medya Forumu kapsamında düzenlenen turizm panelinde Rusya Federal Turizm Ajansı Toplumsal Forum Başkan Yardımcısı Sergey Markov, Atlasglobal Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Ersoy, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı, Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burkan Sili konuşma yaptılar. Markov, “Kriz döneminde Ruslar Türkiye’yi gerçekten çok özledi. Rus turistlerin sağlık ve güvenlik gibi olaylarda bazı sorunlar yaşıyor, sağlık ve ölüm durumlarında tazminatlar yeterli değil” dedi. Otellerde Rusça bilen personel sayısının yeterli olmamasının da Rus turistler tarafında eksiklik olarak algılandığını anlatan Markov, bu problemlerin halledilmesi durumunda turist sayısında artış sağlanacağını ifade etti. Markov, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki güçlü ilişkiye rağmen sivil toplum ve uzmanlar arasında ilişkilerin zayıf olduğuna dikkati çekti.

Turist sayısını 15 milyona yükseltebiliriz

Atlasglobal Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy, “2017’de Rusya’dan ülkemize yaklaşık 5 milyon turist geldi. Mevcut turizm trafiğini artırmak ve her iki ülkenin de bu sektörlere sahip çıkması için, çift yönlü olarak dengeyi korumamız gerekiyor” Ersoy, bu konuda atılması gereken adımlar için şunları söyledi: “Vizenin karşılıklı olarak kaldırılmasının yanı sıra pasaportsuz seyahat imkanı sunulduğu takdirde, iki ülke arasındaki turist sayısının üç kat artacağına inanıyoruz. Atlasglobal olarak bugün Antalya, Dalaman ve İstanbul’dan direkt Rusya’da 14 farklı destinasyona, haftada 120’yi aşkın tarifeli seferimiz bulunuyor. Ruble ile ticaretin başlatılması ve hatta taksitli ödeme seçenekleri de iki ülke arasındaki ticaret ve turizme olumlu yansıyacaktır. Bu adımlar uygulandığı takdirde, Rusya’dan gelen turist sayısının 15 milyona çıkması, Türkiye’den Rusya’ya gidenlerin sayısı da 7-8 milyona ulaşması hiç de zor değil.”

TAV Şili’de hizmet ağını genişletiyor

13 ülkede 41 yolcu salonu işleten TAV İşletme Hizmetleri, Santiago Arturo Merino Benítez Havalimanı’nda lounge işletmesinin ardından karşılama ve uğurlama hizmeti de sunmaya başladı.   

TAV Havalimanları’nın iştiraki TAV İşletme Hizmetleri, Şili’nin başkenti Santiago’nun ana giriş kapısı Arturo Merino Benítez Havalimanı’nda “primeclass” markasıyla yolculara karşılama ve uğurlama hizmeti vermeye başladı. TAV bu yıl nisan ayında havalimanında iki yolcu salonunun işletmesi için açılan ihaleyi kazanmıştı. Şirket Şili’deki operasyonlarını kurduğu  “Primeclass Pacifico ve Servicios Aeroportuarios S.A.” ortaklığıyla gerçekleştiriyor.

Şili’nin Arturo Merino Benítez Santiago Uluslararası Havalimanı yıllık 19,2 milyon yolcu trafiğiyle Latin Amerika’nın en yoğun yedinci havalimanı konumunda bulunuyor.

TAV İşletme Hizmetleri Genel Müdürü Ali Bora İşbulan “TAV İşletme Hizmetleri ileri teknolojisi ve güçlü altyapısı sayesinde yenilikçi projelere imza atıyor. İş geliştirme anlayışını küresel bir bakış açısı üzerine kuran şirketimizin işlettiği salonlara yenilerinin eklenmiş olmasından mutluluk duyuyoruz. 15 yıllık bir deneyimle 40’tan fazla salon işleten şirketimizin Şili’de kurduğu Primeclass Pacifico ve Servicios Aeroportuarios S.A. ortaklığıyla yılda 280 bin yolcuyu salonlarımızda ağırlamayı ve karşılama ve uğurlama hizmeti vermeyi hedefliyoruz. Ayrıcalıklı seyahat çözümleri geliştirme konusunda tüm dünyada tercih edilen bir marka haline geldik. Yolcu salonlarımızda yılda 3 milyon misafirimizi ağırlıyoruz ve 100 bin kişiye karşılama ve uğurlama hizmeti veriyoruz. 2016 yılında Nairobi ve Washington D.C Dulles Havalimanlarında açtığımız Turkish Airlines Star Alliance salonlarının ardından, 2017’de ‘primeclass’ markamızla Frankfurt, Maskat, Kopenhag ve Zürih Havalimanlarında da yolcu salonlarını hizmete sokacağız” dedi.

Patentli ürünlerin satış gelir muafiyetleri maddesi yeniden düzenlendi!

4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun Geçici 2 nci Maddesine İlişkin BKK 19/10/2017 tarihinde yayınlandı:
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde faaliyet gösteren yönetici şirketler ile kurumlar vergisi mükellefi olan şirketlerin, Ar-Ge ve Tasarım faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarının gayri maddi hakların satışı, devri veya kiralanmasından elde edilmesi halinde, söz konusu gayri maddi haklardan kaynaklanan kazançlar dolayısıyla istisnadan yararlanılabilmesi için bu hakların niteliğine göre ilgili mevzuat çerçevesinde tescile veya kayda yetkili kuruma başvurularak patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer belgelere bağlanması gerekir.
  • Bu Karar kapsamında, faydalı model belgesi, tasarım tescil belgesi, telif hakkı tescil belgesi, entegre devre topografyası tescil belgesi, yeni bitki çeşitlerine ait ıslahçı hakkı tescil belgesi ve benzeri belgeler fonksiyonel olarak patente eşdeğer belge olarak kabul edilir.
  • Bu Karar hükümleri, sipariş üzerine yapılan ve doğabilecek tüm gayri maddi hakların sözleşme hükümleri çerçevesinde siparişi verene ait olacağı işlerde olduğu gibi faaliyeti gerçekleştiren lehine gayri maddi hak doğmayan durumlarda, mükelleflerin bölgedeki faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği kazançları kapsamaz.
  • Telif hakkı tescil belgesine bağlanan yazılım faaliyetlerinden elde edilen kazançlar için mezkûr istisnadan yararlanılabilir.
  • Son 5 hesap döneminin ortalaması dikkate alınmak suretiyle, gayri maddi haklardan elde edilen yıllık brüt gelirleri 30 milyon Türk Lirasını ve dahil olduğu şirketler grubunun (herhangi bir gruba dahil değilse kendisinin) yıllık net satış hasılatı toplamı 200 milyon Türk Lirasını aşmayan mükelleflerin Ar-Ge faaliyetlerine yönelik patentlenebilirlik kriterlerini (yenilik, buluş basamağı, sanayiye uygulanabilirlik gibi) taşıyan gayri maddi haklardan ve ilgili mevzuat kapsamında aranan şartları haiz tasarım faaliyetlerinden doğan gayri maddi haklardan elde ettikleri kazançları, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alınan proje bitirme belgesine dayanılarak istisnadan yararlandırılır. Bu durumda patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer bir başka belge aranmaz. Proje bitirme belgesinin düzenlenmesine ilişkin hususlar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenir.
  • Patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer belgelere bağlanan gayri maddi haklardan kaynaklanan kazançların istisnadan yararlanacak kısmı, kazancı doğuran faaliyet kapsamında gerçekleştirilen nitelikli harcamaların toplam harcamalara oranı kullanılarak hesaplanır.
  • Bu hesaplamada dikkate alınacak nitelikli harcamalar gayri maddi hakkın elde edilebilmesi için mükellefin kendisi tarafından yapılan ve gayri maddi hak ile doğrudan bağlantılı harcamalar ile ilişkisiz kişilerden sağlanan ve aynı mahiyeti taşıyan fayda ve hizmet bedellerinin toplamıdır. Bu harcamalardan aktifleştirilerek amortismana tabi tutulması gerekenler de gerçekleştirildikleri dönemde amortisman öncesi tutarlarıyla bu hesaplamada dikkate alınır.
  • Bu hesaplamada, mükellef tarafından yapılsa dahi faiz giderleri ve bina maliyetleri gibi yürütülen yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyeti ile doğrudan ilişkili olmayan her türlü maliyet unsuru hem toplam harcamalar hem de nitelikli harcamalar dışında tutulur.
  • İstisnanın uygulanacağı kazanç kısmının tespitinde, gayri maddi hak satın alma bedelleri (lisans ve benzeri bedeller dahil) ve ilişkili kişilerden sağlanan fayda ve hizmet bedelleri toplam harcama tutarına dahil edilirken, nitelikli harcamalar tutarına dahil edilmez. Ancak, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren vergilendirme döneminin sonuna kadar, yurt içinde yerleşik ilişkili kişilerden sağlanan fayda ve hizmet bedelleri nitelikli harcamalar tutarına dahil edilebilir. Aynı süre içinde, bu bölgelerde faaliyette bulunan bir başka kurumla devir, birleşme veya bölünme işlemine girişilmesi halinde devralınan, birleşilen veya bölünen kurum tarafından daha önce bu bölgelerde yapılmış olan nitelikli harcamalar da aynı muameleye tabi tutulabilir.
  • Mükellefler nitelikli harcama tutarını % 30’una kadar artırabilir. Bu şekilde artırılan nitelikli harcama tutarı toplam harcama tutarını aşamaz.
  • Karar, 19/10/2017 tarihinden sonra bölgede başlatılacak projelerden elde edilen kazançlar ile bu tarihten önce başlatılmış projelerden 30/6/2021 tarihinden sonra elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Etkin Proje Yönetim Danışmanlık Ltd. Şti.
Kozyatağı Mahallesi, Değirmen Sokak Ar Plaza No:16 Kozyatağı/İSTANBUL
0 216 325 83 89 – 0 216 339 94 24

Küresel Gündemi Yeniden Tanımlamak: Eski Güçler’e Karşı Yeni Oyuncular

Kingsley Makhubela: “Kenara itilen insanlar terörizme doğru kayıyor ve terörizm bu insanları cezbediyor. Terörizm illa askeri bir çözüm gerektirmiyor. Politik ve sosyo – ekonomik zorluğu çözmek gerekiyor.

Dr. Karin von Hippel: “Suriye’ye yapılmayan müdahale sonrasında DAEŞ büyüyerek başka yerlere de sıçramayı başardı ve büyük bir mülteci sorununa neden oldu. Yaşanan bu durumu Türkiye’den iyi bilen ve hisseden başka bir ülke yok.”

Prof. Stephen Chan Obe: “Farklı iş yapma ve düşünce biçimleri bir araya gelmeli. Aksi halde barış tesis edilemez.”

TRT World’ün; güncel, kültürel, politik, ekonomik ve sosyal çıkmazlara çözümler aramak amacıyla ilk kez düzenlediği TRT World Forum, birçok ülkeden yaklaşık 400 siyasetçi, iş adamı, akademisyen, aktivist ve gazeteciyi yoğun bir gündemle bir araya getiriyor.

Alanında uzman akademisyen, siyasetçi, gazeteci, sivil toplum ve düşünce kuruluşu çalışanı olmak üzere yurt içinden ve yurt dışından yaklaşık 400 profesyoneli İstanbul’da bir araya getiren TRT World Forum’un ilk gün birinci oturum konusu “Küresel Gündemi Yeniden Tanımlamak: Eski Güçler’e Karşı Yeni Oyuncular” oldu. İlk oturumun konuşmacıları arasında; Dr. Karin von Hippel (Genel Direktör, RUSI), Prof. Stephen Chan Obe (Profesör, SOAS Üniversitesi), Prof. Pan Wei (Profesör, Pekin Üniversitesi), Prof. Gülnur Aybet (Cumhurbaşkanı Başdanışmanı) ve Kingsley Makhubela (CEO, Brand South Africa) yer aldı.

TRT World Editörü A. Craig Copetas’ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda ‘Eşit fırsatlar nasıl olacak?’ ve ‘Nasıl bir yeni küresel düzen olacak?’ Sorularının cevapları arandı.

Panelde söz alan Kingsley Makhubela (CEO, Brand South Africa): “Bu konuları ele almak için şunu anlamamız lazım. Global belirsizlik söz konusu. Dünya genelinde fakirlik, sosyal dışlanma, zengin ve fakir arasında gittikçe artan uçurum var. Ayrıca küresel güvenlik ikilemi ve aşırı sağa doğru da bir kayış söz konusu. Fakirlik ve sosyal eşitsizlik konuları çok önemli. Öyle bir unsur katıyor ki bunlar, birçok insanı kenara itiyor. Terörizme doğru kayıyor ve terörizm bu kenara itilen insanları cezbediyor. Toplumda sorumlu bir rol oynamaktan uzaklaştırıyor. Bunlar insanların sosyo-ekonomik çıkarıyla doğrudan ilgili. Terörizm illa askeri bir çözüm gerektirmiyor. Politik ve sosyo – ekonomik bir zorluk bulunuyor ve bunu çözmemiz gerekiyor. İnsanlar kendilerini iyi hissetmiyor. Güvenlik ikileminde savaş olmadan savaşa hazırlanın mesajı ağır basıyor. Bu bakımdan ele alındığında tüm dünyada gerginlik var.

Craig Copetas’ın sosyo-ekonomik sorunların giderilmesi için kullanılacak kaynaklar askeri alanlara ayrılıyor. Kore yarımadasındaki bu yöndeki gelişmeler iyi değil bunu biliyoruz ama nasıl değiştireceğiz? sorusuna Kingsley Makhubela şu şekilde cevap verdi: “Bir kere kaynakları savaşlara ayırmamalısınız ve sosyo – ekonomik zorlukları ele almak durumundasınız. Eğer asıl nedenleri ele almazsanız o zaman gerçek konulara eğilemezsiniz. Örneğin fakirlik konusunun temeline inmek durumdasınız ki bu sorunu çözebilesiniz.

NATO tarafından Türkiye doğru bir şekilde okunmuyor

Panelin bir diğer konuşmacısı Prof. Gülnur Aybet (Cumhurbaşkanı Başdanışmanı) “ABD ve NATO Türkiye’nin güvenlik endişelerini veya ekonomik çıkarlarını ciddiye almıyor mu?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Bir NATO uzmanı olarak şunu söylüyorum. Soğuk savaştan sonra NATO öldü mü sorusunu çok soruyoruz. 1990’lı yıllarda uluslararası toplum ayağa kalkabiliyordu. 90’lar bence kesinlikle bitti. NATO başka her batı kurumunda olduğu gibi soğuk savaştan bize kalan, yorgunluk yaşayan ve kendini tekrarlayan bir kurum. NATO’nun muzdarip olduğu hastalık BATI’yı endişelendiriyor. NATO tarafından Türkiye doğru bir şekilde okunmuyor ve NATO dünyayı okuyamıyor. Türkiye ve müttefikler nasıl davranmalı? sorusuna ise şöyle yanıt verebilirim: Liberal dünya düzeni 1945’ten sonra kurulduğunda ABD’nin büyük güçleri dengelemesi gerekiyordu. Sonrasında eski güçler şimdi müttefik olan onlar ekonomik bağımlılıkla kontrol ediliyordu. Almanya ve Japonya mesela batının etki alanında. Sonra başka müttefikler vardı fonksiyonel ve pasif. Türkiye fonksiyonel bir müttefikti. Stratejik ortaklığı yoktu. Bir de kafa karışıklığı şu Türkiye artık o rolde değil. Bu yüzden batı çok zorlanıyor.

Dünya Savaşta mı?

Craig Copetas’ın Dünya şu an savaşta mı? sorusuna Dr. Karin von Hippel (Genel Direktör, RUSI) şöyle cevap verdi: “Savaşa ve çatışmalara son vermeliyiz. Şunu da gördük, öyle durumlar oldu ki liberal düzenin lideri ABD en azından bazı savaşları son vermek istedi. Suriye’ye bakarsak Başkan Obama bu savaşa karışmak istemedi. Çünkü elinde Irak gibi yeni bir sorun olsun istemedi. Bu o kadar çok gücü serbestleştirdi ki Suriye’ye yapılmayan müdahale bugünkü zorlukların ortaya çıkardı. DAEŞ bu sayede büyüdü ve başka yerlere de sıçramayı başardı. Büyük bir mülteci sorununa neden oldu. Yaşanan bu durumu Türkiye’den iyi bilen ve hisseden başka bir ülke yok. Savaştan kaçan insanlar doğu ve batı Avrupa’ya akın etti.

Çin’deki demokrasi hakkında bilgi veren Pekin Üniversitesi’nden Prof. Pan Wei “Çin’de biz demokrasiyi çok farklı algılıyoruz. Biz demokrasinin sadece liderleri seçmekle sınırlı olmadığını düşünüyoruz. Çin’de şöyle tanımlıyoruz: İnsanların kendi iradelerini ifade edebilme özgürlükleri, yaşam standartlarının yükselmesinde söz sahibi olmasına demokrasi diyoruz. Biz buna halkın demokrasisi adını veriyoruz. İnsanların refahı ve zenginliği sadece bir lider seçmekten çok daha önemli.”

Her kültür kendi sorunlarını çözme beklentisi üzerine görüş belirten Prof. Stephen Chan Obe (Profesör, SOAS Üniversitesi): “Tüm kültürler kibir içerisinde kendi işlerinin en iyi olduğunu düşünüyor. Küresel iş birliği için bağlantılar arttıkça bu kibir de tarihe karışmalı. Farklı iş yapma ve düşünce biçimleri bir araya gelmeli. Aksi halde barış tesis edilemez. Farklı dini inançları mesela nasıl dengeleyeceğiz? Tanrıya ve everene karşı yaklaşımları nasıl dengeleyeceğiz? Ekonomik çıkarları nasıl dengeleyeceğiz? Hem savaştan uzak duracağız hem de aynı zaman müzakerelere kaynak aktaracağız. İkili bir yol aslında. Bir tarafta müzarkere ederken diğer tarafın ne istediğini biliyorsunuz.”

ETİ’nin Kurucusu Firuz Kanatlı Vefat Etti

Eti’nin kurucusu ve Onursal Başkanı Firuz Kanatlı, 85 yaşında Eskişehir’de hayata veda etti. Firuz Kanatlı’nın cenazesi 21 Ekim Cumartesi günü Eskişehir Gümülcine Camii’nde öğle namazını müteakiben Eskişehir Seyit Gazi Yolu Asri mezarlığına defnedilecek.

Türkiye’nin Hizmetinde Geçen Bir Ömür…

1961 yılında Eti’nin temellerini atan Firuz Kanatlı, Türkiye’de unlu mamuller ve çikolata sektörünün gelişimine büyük emek verdi. İşini her zaman büyük bir aşkla ve heyecanla yapan Kanatlı, Eskişehir’de kurduğu şirketini sanayici işadamı kimliği, vizyoner yaklaşımı ve teknolojiye verdiği önemle Türkiye’nin lider gıda üreticilerinden biri haline getirdi. Bisküvi ve çikolata sektöründe modern makinalarla üretim yapılmasından sayısız ürünün tüketicilere ilk defa sunulmasına kadar pek çok konuda sektöre öncülük etti. Firuz Kanatlı, Eti’nin geliştirdiği bisküvi makinaları ile unlu mamul sektörünün gelişimine büyük katkı sağladı. Hayırseverliği, çalışkanlığı ve mütevazi kişiliği ile tanınan Kanatlı, Eti’nin temellerinin atıldığı Eskişehir ekonomisi ve sosyo-kültürel hayatında büyük rol oynamıştır.

Zorlu Enerji, dünyanın en büyük jeotermal etkinliklerinden biri olan GRC Kongresi’ne katıldı

Zorlu Enerji, 1-4 Ekim 2017 tarihleri arasında Amerika’nın Salt Lake City şehrinde gerçekleşen ve uluslararası alanda, jeotermal sektöründe dünyanın en büyük etkinliklerinden biri olarak kabul edilen 41. GRC Kongresi’ne (Gothermal Resources Council) katılarak Türkiye’deki jeotermal enerji alanına yönelik gelişmeleri katılımcılarla paylaştı.

Zorlu Enerji; dünyanın en büyük jeotermal etkinliklerinden bir olarak kabul edilen 41. GRC Kongresi’nde (Gothermal Resources Council); Türkiye’deki jeotermal enerji alanına yönelik gelişmeleri ve Zorlu Enerji’nin jeotermal enerji alanındaki yatırımlarını katılımcılarla paylaştı.

1-4 Ekim 2017 tarihleri arasında Amerika’ nın Salt Lake City şehrinde gerçekleşen 41. GRC Kongresi’nde (Gothermal Resources Council) Kongresi’nde, dünyanın dört bir yanından, jeotermal enerji alanında faaliyet gösteren birçok katılımcı bir araya geldi. Kongreye Zorlu Enerji adına Proje Geliştirme ekibinden Ulaş Karaağaç ve Kıdemli Uzman Ural Halaçoğlu katıldı.

Hazırladıkları “Türk Jeotermal-Kalkınma, İnşaat ve Operasyon Perspektifleri” konulu makale ile 41. GRC Kongresi’ne katılan Zorlu Enerji ekibi, etkinlikte aynı adı taşıyan bir de sunum yaptı. Türkiye’deki jeotermal enerji potansiyeli ve bugün gelinen noktanın etkili bir şekilde anlatıldığı sunumda Zorlu Enerji’nin yaptığı yatırımlarla Türkiye’ deki jeotermal sektöründe yarattığı katma değer, katılımcıların en çok ilgi duyduğu konular arasındaydı. Ayrıca etkinlik boyunca açık olan stantta yayınlanan Zorlu Enerji’nin Alaşehir-I santralini içeren kurumsal film de yoğun bir ilgi gördü.

41. GRC Kongresi sonrası görüşlerini paylaşan Yatırımlardan Sorumlu Genel Müdür Ali Kındap, kongrenin Türkiye’nin jeotermal enerji alanındaki çalışmaları ve Zorlu Enerji’nin jeotermal kaynaklara dayalı yatırımlarını uluslararası düzeyde anlatılabildiği, çok verimli bir etkinlik olduğunu dile getirdi. Ali Kındap sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ve bunun gibi etkinliklerde hem şirketimizin gelişimini hem de ülkemizin jeotermal alanındaki potansiyelini anlatma imkanı yakalıyoruz. Kongre’deki sunumda da ifade ettiğimiz gibi Türkiye’de jeotermal enerjinin potansiyeli ve geleceği hakkında oldukça umutluyuz. Jeotermal enerjinin gelişmesinde dört taşıyıcı kolon olan; kaynaklara ilişkin güvenilir veriler, etkin kurumlar, destekleyici politikalar ile finansman kaynaklarına yönelik gelişimimizi devam ettirdikçe çok daha başarılı işlere imza atacağız. Özellikle yüksek teknolojinin kullanımında alacağımız mesafe ile ihtiyaç duyduğumuz üst düzey ekipman üretme kapasitemizi daha da genişleterek bu konuda uluslararası pazarda daha da rekabetçi olabiliriz. Biz Zorlu Enerji olarak mühendislik, tedarik, inşaat hizmetlerini, bakım, onarım ve işletme hizmetlerini tamamlayan entegre yapımızla fark yaratmış bir şirketiz. Bu yetkinliğimizi üst düzey teknolojiyle geliştirmeye devam edersek çok daha iyisini başarabileceğimize inanıyorum.”

TUSİD, Host Milano 2017’de boy gösterecek

Host Milano 2017 heyecanı başlıyor. TUSİD Üyeleri endüstriyel mutfak sektörünün Avrupa’daki en büyük fuarı olan Host Milano 2017’ye bu yıl da katılıyor. 43’ü TUSİD üyesi olmak üzere toplam 65 Türk firması da fuardaki yerini alıyor.

Endüstriyel mutfak sektörünün Avrupa’daki en büyük fuarı olan Host Milano 2017, 20-24 Ekim tarihlerinde İtalya’nın Milano kentinde düzenleniyor. Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD), bu yıl da fuara katılıyor. 43’ü TUSİD üyesi olmak üzere toplam 65 Türk firması da fuardaki stand alanlarında yerini alıyor.

Host Milano 2017 Uluslararası Otel Ekipmanları Fuarı, dünya turizm ve konaklama endüstrisinin en önemli fuarlarından biri olarak biliniyor. Otel ekipmanlarından mutfak ve bar ekipmanlarına kadar konaklama sektörüyle ilgili tüm alanlarda faaliyet gösteren firmaları temsil ediyor. İşkollarının önde gelen tüm firmalarını çatısı altında toplayan TUSİD, bu fuarda üyeleri arasında mesleki ve sosyal dayanışmayı sağlamayı, yeni iş birlikleri geliştirmeyi, Avrupa’daki firmalarla yakın bir ilişki kurmayı hedefliyor.

“Deniz’den Toprağa” uygulaması çiftçinin gözü kulağı olacak

Tarımda yüzde 41 ile özel bankalar arasında en büyük pazar payına sahip konumda bulunan DenizBank, üreticilerin yüzünü güldürecek bir yeniliğe daha imza atıyor.

DenizBank, yeni geliştirdiği “Deniz’den Toprağa” mobil uygulamasıyla çiftçilerin ürünlerini daha verimli yetiştirebilmeleri için ihtiyaç duyabilecekleri tüm bilgilere tek tıkla ulaşabilecekleri bir platform sunuyor.

DenizBank müşterisi olmayanların da kullanabildiği mobil uygulama ile çiftçiler tarlalarını yönetebilirken; ziraat mühendislerine 7 gün 24 saat diledikleri anda soru sorabilecek, hal borsa fiyatlarını karşılaştırmalı takip edebilecek, sektörel gelişmelerden haberdar olup traktör kiralama gibi verimliliklerini artıracak işlemlerini kolaylıkla gerçekleştirebilecekler.

Tarımın Türkiye’nin sürdürülebilir gelişimi açısından stratejik konumuna büyük önem atfeden DenizBank, temeline “Çiftçimizin Yüzü Gülsün” anlayışını yerleştirdiği bakış açısı ile çiftçiler, tarım sektörü ve dolayısıyla Türkiye ekonomisi için değer üretmeye devam ediyor.

Bankanın bu anlayışla hayata geçirdiği “Deniz’den Toprağa” mobil uygulaması üretim maliyetlerini düşürüp verimini artırmak isteyen çiftçilere teknoloji desteğiyle özel çözümler üreten bir zirai danışmanlık uygulaması olarak öne çıkıyor. “Tarlalarım”, “Mühendise Sor”, “Haberler/Duyurular”, “Hal/Borsa Fiyatları” ve “Kiralık Traktör” fonksiyonlarını kapsayan uygulama DenizBank müşterisi olsun olmasın, tüm çiftçilere açık. Çiftçilerin yanı sıra hobi amaçlı kendi bahçelerinde ürün yetiştirenler de uygulamadan diledikleri gibi yararlanabiliyor.

Tek bir tıkla tarımsal öneriler, ziraat mühendislerine 7/24 ücretsiz soru imkanı

Üreticiler uygulama kapsamında zirai ürün seçimi, ürün türü, lokasyon, tarla büyüklüğü, toprak tipi, sulama tipi ve ekim-hasat tarihleri gibi temel verileri her bir ürün için ayrı ayrı girerek, bölgenin toprak özelliklerine uygun ilaçlama, gübreleme, sulama, ekim ve hasat tavsiyelerine bir tıkla ulaşılabiliyor. Aynı köyde farklı tarlalarda yetiştirilen ürünler, arazi büyüklükleri toplanarak tek bir tarla olarak da kaydedilebiliyor.

Uygulamada yer alan hava durumu takip sistemi sayesinde tarlaların üç günlük hava durumu izlenebilirken; zirai don, aşırı yağış, sel gibi olası risklere karşı önceden tedbir alma şansı bulunabiliyor. Aynı zamanda tarla, yetiştirilen ürün, meyve bahçeleri, ağaçlar ve bağlar ile ilgili her türlü soru, konusunda uzman ziraat mühendisleriyle fotoğraf, video, ses kaydı veya yazılı olarak paylaşılabiliyor. Sorular en kısa sürede yanıtlanıyor veya uygulamaya kayıtlı telefon üzerinden hesap sahibi aranarak bilgilendiriliyor.

Deniz’den Toprağa uygulamasında çiftçileri bekleyen yenilikler bunlarla sınırlı değil. Üreticiler uygulama ile hal ve borsa fiyatlarını takip edip en güncel fiyatları anlık izleyebiliyorlar. Tarım sektörüne dair tüm gelişmeler, haberler, resmi duyurular, hibe ve destek açıklamaları, avantajlı kampanyalar “Haberler/Duyurular” kısmında yer alırken, önemli duyurular üreticinin cep telefonuna anlık bildirim olarak da iletilebiliyor.

Üreticiler ayrıca traktör kiralamak veya sahip oldukları traktörü kiraya vermek istediklerinde uygulamanın “Kiralık Traktör” bölümünden yararlanıyor. Kiralık traktör ilanları ile uygun marka, model, beygir gücü ve günlük kira bedeline sahip traktörü kiralamak üzere traktör sahibiyle temas kurulabiliyor. Çiftçiler benzer şekilde ellerindeki traktörü başka bir çiftçiye kiralayarak hem gelir elde edebiliyor hem de ihtiyaç sahibi başka bir çiftçiye yardımcı olabiliyorlar.

“İnovatif hamlelerimiz ile çiftçimizin hayatına değer katıyoruz”

DenizBank Tarım Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Burak Koçak konuya ilişkin yaptığı değerlendirmelerde şunları söyledi; “Tarım bankacılığına başladığımız ilk günden bu yana çalışmalarımızı sosyal sorumluluk bilinciyle yönetiyor; çiftçimizin gelirinin ve verimliliğinin artması, köylerimizin göçlerle genç nüfusunu kaybetmemesi için, inovasyon alanındaki bilgi birikimimizi de devreye alarak, var gücümüzle çalışıyoruz. Geçen sene çiftçilerin ürünlerini daha verimli yetiştirmeleri için tarımsal danışmanlık ve hasat zamanlarında ürün fiyatları ile ilgili bilgilendirme yapmak üzere “Deniz’den Toprağa” facebook sayfasını uygulamaya almıştık. Bugün ise müşterimiz olsun, olmasın tüm üreticilerimize açık olacak ve inovatif içeriğiyle sektörde bir ilki temsil eden “Deniz’den Toprağa” mobil uygulamasını, çiftçilerimizin tarladaki akıllı danışmanları olarak hayata geçirdik. Bu uygulama çiftçimizin adeta gözü, kulağı olacak. Pek çok nitelikli bilgiye bir tık ile ulaşabilecekler; tarlalarını izleyebilecek, sektöre dair en güncel gelişmelerden anında haberdar olabilecek ve en önemlisi, ziraat mühendisi uzmanlara ihtiyaç duydukları her an, sınırsız ve ücretsiz soru sorabilecekler. Bir kez daha üreticinin hayatını kolaylaştırıp sektöre güç kazandıracak bir yeniliğin altına imzamızı atmaktan gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de çiftçimizin yüzünün DenizBank ile gülmesi vizyonuyla çalışmaya devam edeceğiz.”

 

Sağlık sektöründe Big Bang “etki”si yaratacak girişimler

Dünyada girişimcilere en fazla kaynak sağlayan ilk üç girişimcilik yarışması arasında yer alan Big Bang Startup Challenge’ta 10 bini aşkın başvuru arasından sıyrılarak yarı finale kalmaya hak kazanan AxolotlBio, DAPGenomics, Healerbit, Physhome, Sugar Colors, Tion Ar-Ge ve Virasoft sağlık sektörünü etkileyecek fikirleriyle dikkat çekiyorlar. Kalp beyin hastalıklarından, kanser ve diyabette farklı alanlarda tanı ve tedavi yöntemleri geliştiren, yapay doku ve organ üretebilen, anne sütü kalitesini belirleyen ve ayak sağlığını korumak için kişiye özel ortopedik ayakkabı tabanı yapmayı sağlayan bu girişimlerin, alanında ses getirmesi bekleniyor.

Hayatımızı etkileyecek birbirinden iddialı girişimlerle İTÜ Çekirdek Erken Aşama Kuluçka Merkezi tarafından düzenlenen Big Bang Startup Challenge, hayatı etkileyecek girişimcileri, yatırımcı ve kurumsal şirketlerle bu yıl 23 Kasım’da Uniq İstanbul’da “etki” teması adı altında buluşturuyor. Farklı sektörlere yönelik 10 bini aşkın girişimin başvurduğu yarışmada yarı finale kalmayı başaranlar arasında yer alan AxolotlBio, DAPGenomics, Healerbit, Physhome, Sugar Colors, Tion Ar-Ge ve Virasoft sağlık sektörünü etkileyecek fikirleriyle dikkat çekiyorlar. Kalp beyin hastalıklarından, kanser ve diyabette farklı alanlarda tanı ve tedavi yöntemleri geliştiren, yapay doku ve organ üretebilen, anne sütü kalitesini belirleyen ve ayak sağlığını korumak için kişiye özel ortopedik ayakkabı tabanı yapmayı sağlayan bu girişimlerin, alanında ses getirmesi bekleniyor.

AxolotlBio, geliştirdiği 3D Bioprinting Sistemi sayesinde hastalardan alınan kök hücreleri kullanarak yapay doku ve organlar üretebiliyor. Bu çalışma, özellikle organ nakli bekleyen hastalara umut olabilir.

DAPGenomics, anne sütündeki içeriklerin etiketlenmesi üzerine kitler geliştiriyor ve Nutina markasıyla sunduğu ürünle anne sütündeki miRNA’ların, antioksidan kapasitenin ve omega-3 seviyesinin belirlenmesini sağlıyor. Bu sayede, bebeğin beyin gelişimine yardımcı olmak ve ileride karşılaşabileceği hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek için anne sütü kalitesinin artırılmasını sağlayan beslenme planının uygun şekilde oluşturulmasında yol gösteriyor.

Healerbit, ayak sağlığımızı koruyarak, yaşam kalitemizi artıran ancak pahalı olması nedeniyle birçok kişinin almaktan çekindiği ortopedik ayakkabılara ulaşımı kolaylaştıran bir çözüm sunuyorAkıllı telefonlardan çekilen 5 fotoğraf ile 3D yazıcıdan kişiye özel ortopedik ayakkabı tabanlığı bastırabilmeye imkan veren Healerbit, sağlık problemlerini maliyetten dolayı es geçenlere önemli bir avantaj sağlıyor. Kişiye özel bu ortopedik tabanlar, gündelik hayatta şıklıktan taviz vermeden de ayak sağlığını korumayı mümkün kılıyor.

Physhome’un fizik tedavi amacıyla geliştirdiği giyilebilir teknolojisi, sensörlü ortopedik pedler ve mobil uygulamayla, fizik tedavi hastaları ve hareket ihtiyacı olanlara tedavi egzersizlerini istedikleri yerde, istedikleri zaman yapıp takip edebilme imkânı sunuyor.

Sugar Colors, ani renk değişimi yaratarak hastalara hipergliseminin sinyalini veren kontakt lensleriyle diyabet hastalarına devamlı kan şekeri takibi imkanı sunuyor. Kanda glukoz seviyesinin artması durumunda, hastanın etrafı hafif renklenmiş şekilde görmeye başlamasını veya dışarıdan gözbebeği renginin değiştiğinin fark edilmesini sağlayan Sugar Colors, hastayı doğru zamanda müdahale yapmaya yöneltiyor. Böylece hastalar parmaktan kan alma ve glukoz seviyesini ölçme işlemini yaptıkları rutin anlar dışında da kan şeker seviyeleri takip edebiliyorlar. Bu ürün, gebeliğe bağlı diyabet hastası anne adaylarına, kan glukoz seviyesini yakın takip etmek isteyen ve parmak deldirmek istemeyen her yaştan diyabet ve insulin direnci hastalarına devamlı kan şekeri takibi yapma imkanı veriyor. Hipergliseminin devamlı takibi, diyabete bağlı organ yetmezliklerinin önüne geçerek hem daha sağlıklı bir yaşam sağlıyor, hem de hastaların ve onlara bakmakla yükümlü kişilerin işgücü kaybını ülke ekonomisine geri kazandırmayı vadediyor.

Tion Ar-Ge, epilepsi, kalp aritmisi gibi izlenmesi gereken beyin ve kalp hastalıkları için giyilebilir tanı, tedavi ve takip cihazları geliştiriyor.

Virasoft Yazılım şirketinin Dijital Patoloji ürünü olan “ViraPath” ve Telepatoloji ürünü olan “TelePath”, başta kanser olmak üzere birçok patolojik hastalığın tanı ve teşhisini daha efektif hale getiriyor. Sübjektif hataların önüne geçerek hastalara daha doğru tedavi yöntemleri sunulmasını sağlayan bu ürünler, uzmanların biyopsi yaparken geçirdiği süreyi azaltarak iş akışını iyileştiriyor.

5 milyon TL’yi aşan yatırım ve hibe imkânı

En iyi üniversite kuluçka merkezleri arasında dünyada 18. ve Avrupa’da 8. sırada olan İTÜ Çekirdek, Türkiye’de teknoloji tabanlı girişimciliğin yaygınlaşmasına önemli katkı sağlıyor. Tüm Türkiye’den gelen girişimcilerin hayallerini girişime dönüştürmek için gerekli sermaye kaynağına erişme fırsatı sunan Big Bang Startup Challenge, bu yıl da pek çok kurum ve kuruluş tarafından destekleniyor. Elginkan Vakfı, İstanbul Sanayi Odası, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği, Enerjisa, ING Bank, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Hepsiburada, Cardtek, Monitise başta olmak üzere 40’ı aşkın destekçi, 14 yatırımcı şirket ve yatırımcı ağı ve 10 bireysel yatırımcı Big Bang’de geleceği etkileyecek başarılı girişimcileri destekleyecek. Big Bang günü, bu destekçi ve yatırımcılar tarafından toplam 5 milyon TL’yi aşan miktarda yatırım yapılması ve hibe dağıtılması bekleniyor.

23 Kasım’da Uniq İstanbul’da “etki” temasıyla düzenlenecek etkinlikte en başarılı 20 girişim sahnede girişimlerini sunarken, toplam 90 girişim ise etkinlik alanında ziyaretçiler ve yatırımcılarla bir araya gelecek. Ödül kazanan ve yatırım alan girişimlerin en başarılıları ayrıca İTÜ Çekirdek Kuluçka programına kabul edilerek, bir yıl süreyle İTÜ ARI Teknokent tarafından özel olarak desteklenecek.

Abonelik E-Ticaret Düşük Maliyet ve Sürekli Gelir Sağlıyor!

E-ticaret sektörünün yeni oyuncusu ‘abonelik e-ticaret modeli’ Dome İstanbul’da düzenlenecek etkinlikte ele alınacak. Türkiye’de ilk kez anahtar teslim abonelik e-ticaret çözümü sunan Startsub CEO’su Deniz Kuran; “Abonelik e-ticaret girişimcilere, düzenli gelir, sürekli müşteri ve düşük operasyon maliyeti sağlıyor” dedi.

Yeni ve başarılı girişimlerle adını sıkça söz ettiren abonelik e-ticaret modeli, Dome İstanbul’da 18 Ekim 2017 Çarşamba günü gerçekleştirilecek “E-ticaret Sohbetleri”nde masaya yatırılacak. Etkinlik kapsamında Türkiye’de ilk kez anahtar teslim abonelik e-ticaret çözümü sunan Startsub CEO’su Deniz Kuran, abonelik e-ticaret modeli ve avantajlarını, dünyadan ve Türkiye’den örnek çalışmaları, abonelik işi kurulurken dikkat edilmesi gerekenleri anlatacak. Bu yeni nesil ticaret şeklinin önemini vurgulayan Kuran, “Müşteri kazanım maliyetleri çok yükseldi. Bir kere gelen müşterinin size tekrar gelmesi, o müşteriden düzenli gelir sağlamanız kritik bir durum. Abonelik modelinde müşteriniz sizin ürün veya hizmetinize abone oluyor, bir kere sipariş veriyor, her ay tekrar sipariş vermesine gerek kalmadan abone olduğu ürün/hizmetin bedeli kartından çekiliyor ve siz o ürün/hizmeti her ay sağlıyorsunuz. Müşteriniz ürün/hizmetinizden memnun kaldığı sürece aboneniz olarak kalıyor. Bir kere kazandığınız müşteri aylarca aboneniz kalabildiği için bu durum işletmeye düzenli gelir, müşteri ile uzun süreli ilişki, düşük operasyon maliyeti sağlıyor. Bundan dolayı da girişimciler arasında abonelik e-ticaret modeline büyük bir ilgi var ve bu ilgi her geçen gün artıyor” şeklinde konuştu.

 

Murat Erdör ve Coşkun Yeşilbaş’ın moderatörlüğünde, ‘Online Dünyada Kendi İşinizi Kurmak İstemez Misiniz? konu başlığıyla ilki düzenlenecek olan etkinliğe katılım ücretsiz olacak. Etkinlikte, Türkiye’de e-ticaretin öncü pazaryeri olan GittiGidiyor’dan Görkem Öztürk de KOBİ’lerin ve girişimcilerin e-ticarete adım atmalarını teşvik etmek ve e-ihracata hazırlanmalarını sağlamak amacıyla hayata geçirdikleri “Geleceğim E-Ticaret” projesini dinleyicilerle paylaşacak.