2. MMG Ar-Ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi Başladı

“İcat ile ticari ürün arasındaki eksik halkayı bulup zinciri tamamlamak istiyoruz”

“Bilimde dönüşüm, teknolojide atılım, sanayide üretim” mottosuyla ar ge ve inovasyonda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmek üzere çalışmalarını hız kesmeden sürdüren Türkiye’de, yerli yeniliğin temsilcisi “2. MMG Ar Ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi” başladı.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, iş dünyasının önemli isimleri, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin katıldığı zirvede, MMG Genel Başkanı Osman Balta zirveyi düzenleme amaçlarını anlattı ve “İcat ile ticari ürün arasındaki eksik halkayı bulup zinciri tamamlamak istiyoruz” dedi.

Türkiye’nin daha hızlı büyümesi için ar-ge ve inovasyonun tüm yönleriyle ele alınarak konunun uzmanları tarafından tartışılmaya başlandığı, üretim aşamasına gelen ürünlerin sergilendiği 2. MMG Ar ge İnovasyon Zirvesi ve Sergisi, Lütfi Kırdar Sergi Salonu’nda başladı. Yaratıcı fikirlerin ticari başarıya dönüşmesini sağlamak, bilgi birikimini sürekli olarak arttırıp kaynakları etkin bir şekilde kullanmak üzere üniversiteler, kamu kuruluşları ve özel sektörden temsilcilerini bir araya getiren bu özel etkinlik, yoğun bir ziyaretçi katılımıyla başladı.

MMG Başkanı Osman Balta: “İcat ile ticari ürün arasındaki eksik halkayı bulup zinciri tamamlamak istiyoruz”

Zirvenin ilk konuşmasını yapan MMG (Mimarlar Mühendisler Grubu) Genel Başkanı Osman Balta, Türkiye’nin orta gelir düzeyini aşması için yüksek teknolojili üretime yönelmesi gerektiğin, devletin bu çalışmaları teşvik edecek mekanizmalar kurduğunu söyleyerek söze başladı. “Yüksek teknolojili ürünlerin genel sanayi üretimi ve ihracatımız içerisindeki payı istenilen oranda ve hızda artmıyor. 2. MMG AR-GE İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’ni planlarken bu soruna çözüm bulmayı önceliklerimiz arasına koyduk ve icat ile ticari ürün arasındaki eksik halkaları bulmayı, bu zirvede zinciri tamamlamayı hedefledik” dedi.

Osman Balta; “Bilindiği üzere ülkemizin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alması hedefi bulunmaktadır. Belirlenen bu hedeflere ulaşmamız, kamunun ve özel sektörün küresel rekabete tam anlamıyla hazır olması ve bilgi ekonomisini en iyi şekilde değerlendirmesine bağlıdır. Geldiğimiz bu kritik aşamada bilgi ekonomisini merkeze alarak teknolojiyi sadece kullanan değil aynı zamanda üreten bir ülke olarak, yeni kalkınma hamlesiyle birlikte, sanayide yüksek teknolojiye hızla geçme mecburiyetimiz bulunmaktadır. Halihazırda ürettiğimiz ürünlerin sadece %3,5 i ve ihraç ettiğimiz ürünlerin ise % 3,7 si yüksek teknoloji ürünü olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran % 20 ve daha yukarı oranlardadır. Ülke olarak bizim de mutlaka yüksek teknolojili ürün üretmemiz ve buna bağlı ihracatımızı artırmamız gerekiyor” dedi.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan; “Kaynağınız olabilir ama araştırma geliştirme altyapısını kurmak zorundayız”

“En önemli hedefimiz bilim insanı yetiştirmektir” diyerek sözlerine başlayan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan; “2023 yılına kadar milli gelirimizin yüzde üçü kadar araştırma ve geliştirmeye kaynak sağlayacağız. Fakat biz bugün kaynak olarak bu miktarı ayırsak bile ar ge alt yapısına sahip değiliz. Alt yapı ve kapasitemizi geliştirmek zorundayız. 15 Temmuz darbe girişimine rağmen son bir yılda hızla büyüdük” dedi. Bakan; Ar ge’de uzmanlaşmaya gidileceğini, araştırma merkezlerinin sayısı ve üniversitelere yapılan desteklerin de arttırılacağını, öğrenci sayısından çok niteliğe önem verilmesinin gerektiğinin altını çizdi. Kalkınma Bakanlığı olarak her türlü destekleri vermeye hazır olduklarını, ülkemizin dünyada ar ge’ye en fazla destek veren ülkeler arasında bulunduğunu belirtti. Lütfi Elvan; Kalkınma Ajansları aracılığıyla, ülkemizde çeşitli illerde girişimcilerin destekleneceğini söyledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü; “Dünya, ar ge çalışmalarında işbirliği için Türkiye’yi tercih ediyor”

Türkiye’de özel sektör ve kamu tarafından ar ge ve inovasyonun öneminin kavradığını söyleyerek söze başlayan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye’nin bu konularda dünyanın da dikkatle takip ettiği ülkelerden birisi haline geldiğini söyledi. Dünyanın pek çok ülkesinin ar ge çalışmaları için Türkiye’yle iş birliğini tercih etmeye başladığını anlatan Özlü; “Otomotivden insansız hava araçlarına, NATO’nun kullandığı sistemlere kadar; memnuniyetle söyleyebilirim ki; mühendislerimizin ar ge çalışmalarının imzası vardır” dedi. Ar ge, inovasyon, tasarım ve markalaşmada toplumsal bir seferberlik içinde olunması gerektiğini, Bakanlık olarak bu seferberliğe katılmaya ve öncülük etmeye hazır olduklarını söyledi.

Ülkemizde 38 farklı sektörde, 35 ilde, toplamda 611 Ar-Ge Merkezi olduğunu anlatan Özlü; 20 farklı sektörde, 9 ilimizde 86 tasarım merkezimiz faaliyet gösteriyor. Ar-ge ve tasarım merkezlerimizin sayısını yıl sonuna kadar 1000’e çıkartmayı hedefliyoruz” dedi. Bu merkezlerde şu an yaklaşık 39 bin kişinin tamamlanan veya devam eden 17 bin adet proje üzerinde çalıştığını belirten Bakan; 2016 yılında Ar-Ge faaliyetleri için merkezi yönetim bütçesinden 7,5 milyar lira harcandığını, 2017 yılında ise yine merkezi yönetim bütçesinden ayrılan başlangıç ödeneğinin 8 milyar TL’nin üzerinde olduğunu belirtti.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı himayelerinde yapılan 2. MMG AR-GE İNOVASYON ZİRVESİ ve SERGİSİ, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK, DEİK ve TOKİ’nin katkılarıyla düzenleniyor. Sergi Perşembe akşamına kadar bilim tutkunlarını ağırlamaya devam edecek.

Kimya sektörü Ağustos ayındaki yüzde 21’lik rekor artışla sevindi

Kimya ihracatından güzel haberler gelmeye devam ediyor. Ağustos ayındaki yüzde 21’lik rekor artış kimya ihracatçısına çifte bayram yaşattı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre; Ağustos ayında kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre değerde yüzde 21 artarak 1 milyar 465 milyon dolara ulaştı. Sektörün sekiz aylık dönemdeki ihracatı ise yüzde 15,21 artış ile 10 milyar 606 milyon dolar oldu. Geride bıraktığımız ayda Türkiye ihracatının üzerinde artış rakamlarına ulaşan sektör ihracata en çok katkı sağlayan üçüncü sektör konumunu sürdürdü.

Kimya sektörü yükseliş ivmesini sürdürerek yeni bir rekora imza attı. Ağustos ayında ihracatını yüzde 21 artırarak 1 milyar 465 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren kimya sanayi yılın geri kalanında da performansını korumaya odaklandı.

Geçtiğimiz ay en çok ihracat yapılan ilk on ülke arasında yer alan Birleşik Arap Emirlikleri’ne yüzde 297, Çin’e yüzde 106 ve ABD’ye yüzde 77 oranında yüksek oranda artışlar gerçekleşti. Ağustos ayında en çok ihracat yapılan ilk on ülke şu şekilde sıralandı: Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Almanya, ABD, Çin, Yunanistan, İngiltere, İran, İtalya, Mısır.

Ağustos’ta mineral yakıtlar, anorganik ve organik kimyasallardaki yükseliş dikkat çekti

Alt sektörlerde yaşanan yükselişler Ağustos ayında kimya ihracatına ivme kazandırdı. Plastikler ve mamülleri yüzde 15 artış ve 481 milyon 528 bin dolarlık ihracatla alt sektörler bazında ilk sırada yer aldı. Ağustos’ta mineral yakıtlar, yağlar ve ürünleri yüzde 32 yükselişle 286 milyon 846 bin dolarlık ihracatla ikinci sırada yer alırken üçüncülüğü ise yüzde 46 artış ve 140 milyon 330 bin dolarlık ihracatla anorganik kimyasallar üstlendi. Geçtiğimiz ay organik kimyasallar da da yüzde 84 artış yaşandığı görüldü.

Kimya sektörünün Ağustos ayı performansını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüzşunları söyledi: “Sektörümüzün Ağustos ayı rakamları ihracatımızı artırmak için var güçleriyle çalışan firmalarımıza güzel bir bayram hediyesi ve moral oldu. Ağustos ayında Türkiye’nin ihracatı yüzde 11,9 artarken kimya sektörümüzün yüzde 21 artış başarısı göstermesinden son derece mutluyuz. Türkiye ihracatına en çok katkı sağlayan üçüncü sektör konumumuzu Ağustos ayında da sürdürdük. 2017 yılına son derece hızlı başladık ve aynı hızla ivmemizi düşürmeden ihracatımızı artırmaya devam ediyoruz. Yılın geri kalanında da ihracattaki artışımızı sürdürmeyi bekliyoruz. Plastikler ve mamülleri, mineral yakıtlar, yağlar ve ürünleri, anorganik ve organik kimyasallar, kauçuk, kozmetik, medikal gibi pek çok güçlü alt sektöre sahibiz. Tüm bu sektörlerimiz yılsonu için belirlediğimiz 15,5 milyon dolarlık ihracat hedefine ulaşma konusunda elimizi güçlendiriyor. Kimya sanayicileri olarak önümüzdeki dönemlerde de ülke ekonomisine ve ihracatına en fazla katkıyı sunabilmek için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdüreceğiz.”

Yoğun rekabette önce güven diyen firmalar kazanacak

Great Place to Work Enstitüsü tarafından yapılan araştırmalar, yüksek güven kültürüne sahip firmalarda işten ayrılma oranlarının yüzde 50 azaldığını gösteriyor. Amerika’daki çalışanların işten ayrılma oranlarının kurumlara maliyeti 550 milyar dolar. Yüksek güven kültürüne sahip şirketler, rakiplerinden 3 kat daha fazla ekonomik getiriye ve yaklaşık 3 puan daha yüksek müşteri memnuniyeti derecelendirmesine sahip.

04.09.2017

Küresel çapta yaptığı araştırmaları ve analizleriyle en iyi işverenleri belirleyen Great Place to Work, şirketlerin kurum kültürü gelişimiyle rekabette nasıl öne geçebileceklerini yaptığı araştırmalar ile ortaya koyuyor. Araştırmalar, yüksek güven kültürüne sahip şirketlerde, çalışanların işten ayrılma oranlarının yüzde 50 azaldığını gösteriyor. Çalışanların iş yerlerinde kendilerini güven içinde hissetmeleri, yapılan yatırımın geri dönüşünü de hızlandırıyor.

Güven duygusu çalışan performansını üç kat artırıyor

Great Place to Work raporlarına göre, yüksek güven kültürü ekosistemine sahip olmayan firmalarda çalışanların işten ayrılma oranları yüzde 50’yi buluyor. Araştırmalarda, Amerika’daki çalışanların işten ayrılma oranlarının kurumlara maliyeti 550 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Yüksek güven kültürü çatısı altında çalışmalarına devam eden şirketlerde ise çalışanların işten ayrılma oranları yüzde 50 oranında azalırken, firmaların mali kayıplara uğramalarının önüne geçilmiş oluyor. Yüksek güven kültürüne sahip işletmelerde ekonomik getirinin ve çalışan performansının üç kat arttığı görülüyor.

En iyi işveren şirketlerde çalışanların yüzde 84’ü şirketleriyle gurur duyuyor

Yüksek güven kültürü oluşturulmasının artık gereklilikten çok zorunluluk haline geldiğini belirten Great Place to Work Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü Volkan Tarsus, “Yüksek güven kültürü, kurum içinde hızlı ve sorunsuz karar alabilmeyi mümkün kılıyor. Değer merkezli bir ekosistemi hayata geçirmiş şirketlerin çalışanları, şirketlerinden gurur duyduklarını anlatmaktan çekinmiyorlar. Araştırmalarımızda, Fortune 100 En iyi İşveren şirketlerindeki çalışanların yüzde 93’ü şirketlerinden başkalarına gururla bahsedebiliyor. Türkiye’nin en iyi işverenleri araştırmasına katılan şirketlerde bu oran yüzde 84.” dedi.

9 maddede yüksek güven kültürü oluşturmak

Çalışan deneyiminin firmaların geleceğini etkilediğine dikkat çekilen Great Place to Work analizine göre, yüksek güven kültürü oluşturmak için atılması gereken adımlar şöyle sıralanıyor: Herkes için mükemmel bir iş yeri kültürü oluşturmak, çalışanların performansını artırmak, çalışan bağlılığını yükseltmek, yenilikçi bir atmosfer oluşturmak, çevik ve hızlı operasyon gücüne sahip olmak, müşterilerin mutlu olmasını sağlamak, çalışanların işten ayrılmalarını azaltmak, marka sadakati oluşturmak ve marka elçileri yetiştirmek.

Tüketiciler en “cool” TeknoSA dedi

Marketing Türkiye ve Roamler Türkiye iş birliğinde düzenlenen “Cool Markalar” araştırmasının sonuçlarına göre TeknoSA, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da “Türkiye’nin en cool teknoloji marketi” seçildi.

Türkiye’nin teknolojiyle bağlantı noktası TeknoSA, Roamler Türkiye’nin Marketing Türkiye için gerçekleştirdiği “Cool Markalar” araştırmasında önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da “Türkiye’nin en cool teknoloji marketi” seçildi. Markaların, tüketicilerin gözünde ‘ne kadar havalı’ olduğunun belirlendirdiği araştırma, Türkiye genelinde yüzde 50’si kadın, yüzde 50’si erkek 600 Roamler kullanıcısı ile gerçekleştirildi.

Bir kez daha Türkiye’nin en cool teknoloji marketi seçilmekten dolayı mutluluk duyduklarını belirten TeknoSA Pazarlama Direktörü Ayşegül Bahçıvanoğlu, “TeknoSA olarak markamızı hep bir adım daha ileriye taşımak ve tüketicilerimize daha iyi bir alışveriş deneyimi yaşatmak için kendimizi geliştiriyor, sektöre öncülük eden atılımlara imza atıyoruz. Çalışmalarımızın tüketicilerimizin gözünde böyle pozitif bir algı bırakıyor olmasından dolayı çok memnunuz” diye konuştu.

Anadolu’nun zenginliği Antalya’da görücüye çıkıyor

Antalya Ticaret Borsası tarafından TOBB’un desteği ve “Sizin oraların nesi meşhur” sloganı ile düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, 13-17 Eylül tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek.

 

Fuarın açılışını, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır yapacak.

 

Antalya Ticaret Borsası tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteği ile organize edilen ve bu yıl 8’incisi düzenlenecek olan Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), 13 Eylül 2017 Çarşamba günü Antalya’daki Anfaş Fuar Merkezi’nde açılıyor. “Sizin oraların nesi meşhur” sloganı ile düzenlenen fuar, 17 Eylül tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.

Fuara Türkiye’nin tüm bölgelerinden katılım olacak. 70’in üzerinde ilden 100 oda-borsa, 15 kalkınma ajansı, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve firmalar olmak üzere 400’ün üzerinde kurumsal katılım gerçekleşecek.

Büyük ilgi gören fuarın açılışını; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır yapacaklar. Geçen yıl 155 bin kişinin ziyaret ettiği fuarın ziyaretçi sayısının bu yıl 200 bine ulaşması bekleniyor.

 

Coğrafi işaretlerin resmi geçidi

Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, üretildiği veya yetiştirildiği yörenin adıyla yani coğrafi işaretiyle anılan tarım ürünlerinin, gıda ürünlerinin, el sanatlarının ve sanayi ürünlerinin ulusal ve küresel ölçekte tanınmasına katkı sağlıyor. Fuarda, bu anlamda Anadolu’nun üretim ve yaratım kültürü görücüye çıkıyor.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, yaklaşık 12 bin yıllık tarihiyle Anadolu topraklarının eşsiz bir medeniyet hamuruna sahip olduğunu, YÖREX fikrinin de geçmişe sahip çıkma, 12 bin yıllık birikimi ekonomiye kazandırma ruhuyla Yöresel Ürünler Projesi’nin bir etabı olarak ortaya çıktığını söyledi. Yöresel ürünlerin aynı zamanda önemli bir ekonomik değer olduğuna dikkat çeken Çandır, YÖREX’in yöresel ürün farkındalığını artırdığını kaydetti.

 

YÖREX’le coğrafi işaretli ürün sayısı katlandı

YÖREX’le birlikte coğrafi işaretli ürün sayısında artış yaşandığını belirten Çandır, “Geçen 8 yıllık sürede yöresel ürünlerin korunmasında önemli bir mesafe kaydedildi. 112 olan coğrafi işaretli ürün sayısı 209’a ulaştı. Türkiye’de 2 bin 500’ün üzerinde coğrafi işaret ürün olduğunu göz önünde bulundurursak, potansiyelin oldukça yüksek olduğunu görürüz” dedi.

Çandır, “Ülkemizde Finike portakalı, Malatya kayısısı, Kayseri ve Afyon pastırmaları, Antep baklavası, Aydın inciri, Adana kebabı, Antalya piyazı, Pervari balı gibi yüzlerce yöresel ürünümüz var. Bu ürünlerin coğrafi işaretle korunması, ürünlerin hak ettiği değerde ticari işlem görmesini sağlayacak” dedi.

 

Dünya arenasına çıkacak

Bir yörenin özsermayesi olan yöresel ürünlerin ünlerini, ait oldukları bölgenin doğal kaynaklarla insanların becerisinin birleşiminden aldığını aktaran Çandır, 13-17 Eylül’de 8’incisi düzenlenecek YÖREX’te, yaklaşık 10 bin metrekarelik fuar alanında rengarenk bir Türkiye oluşturulacağını da anlattı. Çandır, önümüzdeki yıl uluslararası alanda, çok büyük bir gıda fuarının içinde yaklaşık 2 bin-2 bin 500 metrekarelik alanda Türkiye’nin yöresel tatlarını dünya insanına tattırmak istediklerini ve konuda girişimlerde bulunduklarını kaydetti.

 

100 milyar dolarlık pazar

Ülkenin ciddi bir ekonomik değeri olan yöresel ürünlerin ekonomiye kazandırılması için çalıştıklarını kaydeden Çandır, “Coğrafi işaretli ürünlerin ticareti dünyada yaklaşık 100 milyar dolar civarında bir hacim oluşturuyor. Bunun büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinde. Türkiye’ye baktığımızda hane halkı tüketiminin 3’te 1’i coğrafi işaret alabilecek ürünlerden oluşuyor. Böylesine müthiş bir zenginliğin ticari hayata kazandırılması için coğrafi işaretle bunların tescillenmesi, daha sonra da dünyaya açılmasının sağlanması gerekiyor” dedi.

Çandır, YÖREX’in amacının; yöresel ürünlerin ticarileştirme süreçlerini desteklemek, markalaşmayı sağlamak, katma değerini artırmak, işletmelerin kapasitelerini artırmak ve bu ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarlarda tanınırlığını sağlamak olduğunu sözlerine ekledi.

Kurban Bayramınızı Tebrik Ederiz

Sevdiklerinizle birlikte mutlu ve sağlıklı bir bayram geçirmenizi ve yıllarca tekrarını görmenizi dileriz.

Teknoloji müşterilere yeni pencereler açıyor

KPMG Küresel Perakende Trendleri 2017 araştırmasıyla sektöre ışık tuttu:

Teknoloji müşterilere yeni pencereler açıyor

KPMG Küresel Perakende Trendleri 2017 araştırmasıyla müşteri tercihlerindeki değişimi inceledi. KPMG Pazarlama ve İş Geliştirme Lideri Sinem Cantürk, “Araştırma teknolojinin sektörü etkisi altına aldığını gösteriyor. Teknoloji müşteri deneyimini değiştiriyor, mobil alışveriş yükseliyor, müşteri bağlılığı yaratmak için anlamlı ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak gerekiyor. Ayrıca sektörün aktörlerinin değişen piyasa şartlarına ayak uydurabilecek potansiyele sahip yeteneklere de şiddetle ihtiyacı var” dedi.

KPMG, Küresel Perakende Trendleri 2017 araştırmasıyla sektörde fark yaratan noktaları belirledi. Araştırma teknolojinin müşterilere yeni pencereler açtığına ve perakende sektörü için teknolojinin kilit rol oynadığına dikkat çekiyor. 2017 yılı için beş önemli perakende trendinin ön plana çıktığını belirten KPMG Pazarlama ve İş Geliştirme Lideri Sinem Cantürk, “Bu trendleri; gelişen teknoloji, yükselen mobil alışveriş, sunulan müşteri deneyimi, kişiselleştirilen ürünler ve şirket bünyesindeki yetenekleri koruma başlıkları altında yorumlayabiliriz. Perakende sektöründeki gelişim hareketinin beş başlığı teknoloji paydasında birleşiyor. Teknoloji penceresinden sektöre bakan şirketler rakipleri karşısında maça 1-0 önde başlıyor” dedi.

Cantürk beş trendi şöyle açıkladı:

  • · Teknoloji müşteri deneyimini değiştiriyor:
    Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) uygulamaları tüm müşteri deneyimini dijitalleştiriyor. Bu teknolojilerin perakende sektöründe yıkıcı bir etki yaratması bekleniyor. Veri analitiği kullanımıyla yapılacak ileriye dönük analizler ise, perakendecilerin gelecekte kullanacağı en etkin araç olarak değerlendiriliyor.Artırılmış gerçeklik, bilgisayar ürünü görsellerin, kullanıcının gerçek dünya görüşüyle üst üste eklenmesi sonucunda oluşuyor. (Örnek: PokemonGo oyunu)
    Sanal gerçeklikte ise kullanıcıların özel ekipmanlar (Gözlük vb…) kullanarak üç boyutlu ve gerçekçi bir etkileşim içerisine girebiliyor.

    · Mobil alışveriş büyümeye devam ediyor: Akıllı telefonlar perakende alışverişlerinde başrolü almak üzere… KPMG’nin Türkiye’nin de dahil olduğu 18 bini aşkın tüketicinin katılımıyla hazırlanan 2017 KPMG Küresel İnternet Tüketicileri Araştırması’nda katılımcıların yüzde 77’sinin mağazaları ziyaret etmek yerine internet alışverişi yapmayı tercih ettiğini belirtmişti. Adobe’nin hazırladığı 2016 Mobil Perakende Raporu’nda akıllı telefonlar aracılığıyla perakende şirketlerinin internet sitelerine ziyaretlerin 2015’e göre yüzde 54 arttığı belirtiliyor. Mağazalardan uzaklaşıp, internetten alışveriş yapmayı seçen müşteriler artık alışveriş yolculuğunun başından sonuna kadar akıllı telefonlarını tercih ediyor.
    E-Marketer’ın yayımladığı raporda 2016’da internet alışverişinin yüzde 34’ünün akıllı telefonlar aracılığıyla yapıldığı, 2017’de bu oranın yüzde 65’e yükseleceği belirtiliyor.

    · Müşteri bağlılığı için anlamlı bir deneyim şart: Müşteri deneyimi, sektörün bir sonraki rekabet alanı olarak öne çıkıyor. Bu noktada ‘anlamlı’ bir deneyim yaratmak ve müşterilerin markaya bağlılığını sağlamak kritik önem taşıyor. Pazarda farklılaşmak ve müşteriler tarafından tercih edilmek isteyen birçok perakendeci, müşterilere internet platformunda, mağaza içinde veya ikisinin birleşimiyle ‘anlamlı’ bir deneyim sağlamaya çalışıyor. Gartner’ın 2017’de yayımlanan Müşteri Deneyimi Raporu’na göre, pazarlama liderlerinin yüzde 89’u müşteri deneyimini rekabette farklılaşmanın temel yolu olarak görüyor.

    · Perakendenin geleceği kişiselleştirmede: Perakendeciler kişiselleştirmenin gücünü keşfetmeye başladı. Geliştirilen son teknolojiler, perakendecilerin zorlayıcı modern tüketicinin beklentilerini karşılayabilmesine ve rakiplere üstünlük sağlamasına olanak tanıyor. HSO’nun Perakende Sektöründe Kişiselleştirmenin Önemi raporuna göre, internet alışverişindeki müşteri yolculuğunu kişiselleştiren ve gelişimi ölçümleyebilen sektör şirketlerinin satışlarında yüzde 19’luk bir artış görülüyor. Yakın zamanda yayımlanan Retail Assist Küresel Perakende Araştırması’na göre, tüketicilerin yüzde 77’si kişisel zevklerine uygun ürün ve hizmetlerin kendilerine sunulmasını bekliyor.

    · Önemli olan yeteneği yakalamak ve korumak: Dijital devrim, perakende sektörünü benzersiz bir değişime zorluyor. Pazarın artan talep ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeteneğe sahip işgücünü çekmek, korumak ve geliştirmek her zamankinden daha hayati bir önem taşıyor. Perakendecilerin büyümeyi sürdürmek için doğru becerilere sahip yeteneği çekip koruyabildiklerinden emin olmaları gerekiyor. Birçok perakende şirketi üstün yetenekleri işe alabilmek için üniversitelerle işbirliği yapıyor. Ancak bu yeteneklerin şirkette kalıcılığını sağlamak, en az onları işe almak kadar önemli.

Ağustos Ayı SAMEKS Verileri Açıklandı

Ağustos ayı SAMEKS verileri İstanbul’da açıklandı. SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 2,6 puan azalarak 56,7 değerine geriledi. Endekste gözlenen bu düşüşte sanayi endeksinin 3,8 puan azalarak 59,8 puana gerilemesi etkili olurken, hizmet endeksi de 3,0 puanlık azalışla 55,4 puana geriledi. Böylece SAMEKS, 56,7 puanlık değeriyle Ağustos ayında ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğünü gösterdi. MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, SAMEKS’in önümüzdeki dönemde olumlu görünümünü sürdüreceğini ve Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde de pozitif büyümeye devam edeceğinin öngörülebildiğini ifade etti.

2017 yılı Ağustos ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 2,6 puan azalarak 56,7 değerine geriledi. Endekste gözlenen bu düşüşte sanayi endeksinin 3,8 puan azalarak 59,8 puana gerilemesi etkili olurken, hizmet endeksi de 3,0 puanlık azalışla 55,4 puana geriledi. Böylece SAMEKS, 56,7 puanlık değeriyle Ağustos ayında ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğünü gösterdi.

Kaan: “Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde pozitif büyüyecek”

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Temmuz ayında tarihi zirvesini görerek yılın üçüncü çeyreğine yönelik büyüme rakamları için oldukça olumlu bir sinyal veren SAMEKS Bileşik Endeksi’nin; 56,7 puana gerilemiş olmasına karşın, pozitif görünümünü Ağustos 2017 döneminde de sürdürdüğünü belirtti ve “Endeksin önceki aya göre 2,6 puan azalmasında, Temmuz ayında gözlenen yüksek oranlı artışın sebep olduğu baz etkisi dikkat çekiyor.

Hem hizmet hem de sanayi sektörüne ilişkin girdi alımlarının 50 referans değerinin çok üzerinde seyretmesi, reel sektörün Türkiye ekonomisine olan güveninin devam edeceğine ve endeksteki pozitif görünümün önümüzdeki dönemde de süreceğine işaret ediyor. Nitekim Türkiye ekonomisine ilişkin açıklanan son makroekonomik veriler de ekonomideki olumlu görünümün sürdüğünü gösteriyor.

İşsizlik oranının üst üste 4. ayında da gerileyerek %10,2 seviyesine düşmesi, sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı ayına göre %3,4 oranında artması ve tüketici fiyatlarındaki yıllık artışın %9,79 ile yeniden tek hanelere gerilemesi; Türkiye ekonomisine ilişkin temel göstergelerin olumlu seyrettiğine işaret etti. Bu gelişmeler ışığında, SAMEKS’in önümüzdeki dönemde de olumlu görünümünü sürdüreceğini ve Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde de pozitif büyümeye devam edeceğini öngörebiliriz” şeklinde konuştu.

Siparişlerdeki hız kaybı Sanayi Endeksini etkiledi

SAMEKS Hizmet Endeksi; 2017 yılı Ağustos ayında, bir önceki aya göre 3,0 puan azalarak 55,4 değerine gerilemiştir. İş Hacmi (4,9 puan), Satın Alım (2,1 puan), ve İstihdam (1,5 puan) alt endekslerinde gerçekleşen azalışlar, hizmet sektöründe gözlenen hız kaybının en önemli belirleyicileri olmuştur.

Hizmet Endeksinde olumlu görünüm sürüyor

SAMEKS Hizmet Endeksi; 2017 yılı Ağustos ayında, bir önceki aya göre 3,0 puan azalarak 55,4 değerine geriledi. Endeks, Ağustos ayında 55,4 puana gerilemiş olmasına karşın, 50 referans değeri üzerindeki seyrini sürdürerek sektöre yönelik olumlu görünümün devam ettiğine işaret etti.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Yılın ilk çeyreğinde %5 oranında büyüyerek 2017 yılına oldukça iyi bir giriş yapan Türkiye ekonomisinde, oldukça olumlu bir şekilde geride kalan ikinci çeyreğin ardından, Ağustos ayı içerisinde açıklanan makroekonomik veriler de pozitif büyüme sürecinin sürdüğünü gösteriyor.

İhracat arttı, ithalat ve dış ticaret açığı azaldı

İhracat 2017 yılı Haziran ayında, 2016 yılının aynı ayına göre %2,3 artarak 13,2 milyar dolar, ithalat %1,5 azalarak 19,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece Haziran ayında dış ticaret açığı %9,1 azalarak 6,0 milyar dolara geriledi.

Cari açık beklenilenin altında

2017 yılı Haziran ayında cari açık, beklentilerin bir miktar altında gerçekleşmiş ve 3,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Sanayi üretimi yıllık artış beklentilerine uygun görünüm arz ediyor

Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi, Haziran ayında, aylık bazda artış beklentilerine rağmen %0,4 oranında gerilerken, yıllık bazda gerçekleşen %3,4’lük artış beklentilere uygun bir görünüm arz etti.

İşsizlik rakamları azaldı

Nisan, Mayıs ve Haziran dönemlerinin ortalaması alınarak hesaplanan Mayıs 2017 dönemi işsizlik rakamları, geçtiğimiz aya göre 0,3 puan azaldı, önceki yılın aynı ayına göre ise 0,8 puan arttı ve arındırılmamış veriye göre %10,2 seviyesinde gerçekleşti. Böylece Ocak ayında %13,0’e kadar yükselen işsizlik oranı, Şubat 2017 döneminden itibaren üst üste dördüncü ayında da geriledi.

Yıllık enflasyonda düşüş eğilimi sürdü

2017 yılı Temmuz ayına ilişkin tüketici fiyatları, aylık bazda beklentilere yakın bir görünüm arz ederek 0,15 puan arttı. Yıllık bazdaki fiyat artışı ise piyasa beklentilerinin gerisinde kalarak %9,79 seviyesinde gerçekleşti. Böylece yıllık enflasyonda Mayıs ayında başlayan, Haziran ayında devam eden düşüş eğilimi Temmuz ayında da sürdü.

DÜNYA EKONOMİSİ

2017 yılı Ağustos ayında küresel ekonominin gündemi; ABD’de son açıklanan makroekonomik verilerin olumlu seyri, Avro Bölgesi’ndeki toparlanma sürecinin güçlenmesi ve üretim kesintisi kararıyla toparlama sürecine giren petrol fiyatlarındaki son gelişmeler olarak özetleniyor.

ABD ekonomisinde imalat sanayi PMI endeksi Temmuz ayında 53,3 puanla ekonominin yılın üçüncü çeyreğinde olumlu seyrini koruduğuna işaret ederken, tarım dışı istihdam artışının beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmesi ve işsizlik oranının %4,3 ile beklentilere paralel gerçekleşmesi, işgücü piyasasının tam istihdama yaklaştığını gösteriyor. Bu gelişmelere karşın, üretici fiyatlarında gözlenen %0,1 oranındaki gerileme ve tüketici fiyatlarında gerçekleşen %0,1 oranındaki düşük artış; bu dönemde ABD ekonomisine ilişkin olumsuz işaretler olarak sıralandı.

Avro Bölgesinde ise Ağustos ayında açıklanan veriler ekonomik toparlanmanın hızlandığına yönelik güçlü sinyaller verdi. Temmuz ayına ilişkin tüketici fiyat enflasyonu beklentilere uygun şekilde yıllık bazda %1,3 artarken, Haziran ayına dair işsizlik oranı %9,1 ile 2009’dan beri en düşük seviyesinde gerçekleşerek iş gücü piyasasına dair oldukça olumlu bir görünüm sundu.

OPEC ve OPEC dışı petrol üreticisi ülke temsilcilerinin Ağustos ayı başında yaptığı toplantıda alınan kararların etkisiyle, Brent türü ham petrolün varil fiyatı 52 doların üzerine çıkarak Mayıs 2017 döneminden beri en yüksek seviyesini gördü. OPEC ve OPEC dışı üreticilerin, üretim kesintisi taahhütlerinin uygulanmasına yönelik kararlı tavırlarının sürmesiyle; petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde de kademeli bir şekilde artışa devam etmesi bekleniyor.

Bir Dirhem Eti Ancak İki Bardak Su Örter

Geleneksel bayram sofraları hepimize keyif verse de, başta kırmızı et olmak üzere ağır ve yağlı yemekler ile şerbetli tatlılar sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Taze et, tuz ve şeker tüketiminin arttığı Kurban Bayramı’nda içilen su miktarına her zamankinden daha çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, bir porsiyon et karşılığında çocukların bir, yetişkinlerin ise en az iki bardak su içmesini önerdi.

Kurban Bayramı’nda kavurma ile başlayıp şerbetli tatlılar ile sonlanan sofralara pek çok kişi karşı koyamıyor ancak bu durum sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Yağlı, tuzlu ve şekerli besin tüketiminin arttığı bayram dönemi için önerilerde bulunan Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, et pişirme yöntemleri ve su tüketimi hakkında bilgi verdi.

Kavurmalı kahvaltıya mevsim sebzeleri ekleyin

Rutin beslenme düzenimizde olduğu gibi, bayram sabahında da ideal olan güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlamak. Ancak, ‘bayram kahvaltısı kavurmasız olmaz’ diyorsanız, eti yakmamaya özen göstererek çok iyi pişirmeniz gerekiyor. “Kavurmanın yanında mutlaka domates, salatalık ve biber gibi mevsim sebzelerine yer verin. Sebzeler hem eti sindirmenize hem de etin içindeki demirden daha fazla yararlanmanıza yardımcı olur” diyen Canan Aksoy ayrıca, eti pişirirken çok az yağ ve tuz kullanılmasını öneriyor.

Kızartmayın, haşlayın!

Taze etin soğan, yoğurt veya süt, zeytinyağı ile bir gün marine edilerek yumuşatıldıktan sonra tüketilmesi gerektiğini söyleyen Aksoy, sağlıklı pişirme yöntemleriyle ilgili şu bilgileri verdi, “Etleri ızgara, haşlama yapmak veya sebzelerle pişirmek en sağlıklısıdır. Kızartılmış etlerin kalorisi artar ve et kızartıldığı zaman içinde bulunan proteinler yapı değiştirdiği için faydalı olmaz.”

Su tüketimini artırın, ayran tüketimine dikkat edin

Etin yanında tüketilecek en sağlıklı içeceğin su olduğunun altını çizen Diyetisyen Canan Aksoy, bir porsiyon et (Yaklaşık olarak bir el büyüklüğü) yenildiğinde çocukların bir, yetişkinlerin ise iki bardak su içmeleri gerektiğini ifade etti. Aksoy, etin yanında keyifle tüketilen ayran ve cacıkla ilgili de önemli bir uyarıda bulundu, “Kansızlık problemi olmayanlar etin yanında az tuzlu ayran ya da cacık tüketebilir, bu problemi yaşayanlar ise kesinlikle su içmeli. Az şekerle hazırlanmış ev yapımı komposto veya hoşaf da, sağlıklı kiloda olanlar tarafından tercih edilebilir.”

Tatlı yiyenler yürüyüşü göze almalı!

Ramazan Bayramı’ndan farklı olarak Kurban Bayramı’nda kalori alımının hem etten hem de tatlıdan olduğunu hatırlatan Canan Aksoy, “Bayram boyunca ziyarete gittiğiniz her yerde tatlı ikram edileceğini dikkate alın. Sunulan her tatlıyı bitirmeyin, yalnızca tadına bakın ve yanında mutlaka bol su için. Tatlı yedikten sonra hareket edin, bir sonraki ziyaretiniz için yürüyerek gideceğiniz bir yer seçin. Olmuyorsa, bulduğunuz ilk fırsatta yürüyün ve merdivenleri kullanın” diye konuştu.

Finans Sektöründe Yapay Zeka Devri

Foreks piyasaları (kaldıraçlı işlemler piyasası) İTÜ ARI Teknokent bünyesinde fintech olarak çalışmalarını sürdürenFOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin geliştirdiği yapay zeka uygulamalarla çok daha hızlı ve kolay takip edilebilecek. Yapay zekâ alanındaki gelişmeleri, finansal piyasalar analizinde kullanarak üç önemli proje geliştiren FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri, mobil alanda da ses getirecek uygulamalar üzerinde çalışıyor.

Kapalıçarşı esnafı piyasaları TV’den takip edecek

İTÜ ARI Teknokent’te şu an üç önemli proje üzerine çalıştıklarını ifade eden FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Fatmanur Arıcı, yatırımcıların hızlı ve doğru analiz yapmalarını sağlayacak projeleri hakkında şu bilgileri verdi:

Smartchart adındaki ürünümüz, tamamen yapay zekâ ile çalışıyor. Binlerce veriyi ve haberi okuyup, analiz eden bu sistem sayesinde yüzlerce sayfa okuyarak ulaşılabilecek teknik analizlere saniyeler içinde erişmek mümkün hale geliyor. Bir diğer uygulamamızda ise hologram teknolojileri kullanarak sanal seans odaları oluşturuyoruz. Özel tasarım gözlükler kullanarak bulunulan ortam bir anda seans odasına dönüşebiliyor. Geliştirdiğimiz VR gözlük ile analizlerin ve ayrıntılı incelemelerin yapılabildiği seans odalarına erişimi kolaylaştırıyor, fiziken seans odasında bulunuluyormuş efekti yaratıyoruz. Herhangi bir klavyeye ihtiyaç olmadan, sadece parmak hareketiyle ilgili işlemler gerçekleştirilebiliyor.

FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin üzerinde çalıştığı bir başka konunun özellikle Kapalıçarşı esnafını oldukça mutlu edeceğini düşündüklerini belirten Arıcı, “Kapalıçarşı’da metrekare olarak zaten küçük alanlara sahip esnafın, finansal piyasaları izlemek için uydudan bilgisayar ve özel kasa donanımlara kadar birçok yatırım yapması gerekiyordu. Geliştirdiğimiz yeni teknoloji ile bu soruna çözüm getiriyoruz. Dev kasaların ya da uyduların yerine, tasarladığımız HDMI cihazı ile esnafımız artık TV’leri üzerinden piyasaları canlı ve çok kolay bir şekilde takip edebilecek” diye konuştu.

Yunanistan’da da zirvede

İTÜ ARI Teknokent’te geliştirdiği projelerle yurtiçinde sağladığı başarılı performansını uluslararası arenada da devam ettirmek isteyen FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri, 2004 yılında Yunanistan’da Inforex S.A şirketini kurarak, kısa zamanda pazar lideri olmayı başardı. Şirketin müşteri profilinde ise bankalar, aracı kurumlar, döviz büroları, finansal kurumlar, internet servis sağlayıcıları, portallar ile bireysel yatırımcılar yer alıyor. FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin veri sağlayıcı ve çözüm ortağı kimliği ile hareket ettiğini belirten Arıcı, “Özellikle mobil alanda ses getirecek projeler üzerinde çalışıyoruz. Yatırımcıya özel komple çözümler sunarken, teknolojinin yeni trendlerine ayak uyduruyoruz, hem kendimize hem de çalıştığımız kurumlara değer katıyoruz” dedi.