Gümrüklerde Keyfi Alınana Ordino Bedeli Uygulaması Son Buluyor

Türkiye’de nakliye acenteleri tarafından firmalardan gümrük işlemleri sırasında kanun dışı bir şekilde tahsil edilen ve sanayicilere yükü yıllık 700 milyon lirayı bulan “Ordino” bedeli kaldırıldı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan resmi yazıyla artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince ordino belgesi aranmayacak. Sorunun çözümü için ilgili bakanlıklarla çalışmalar yürüten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Başından beri kanundışı ve keyfi olduğunu vurguladığımız bu uygulama karşısında haklılığımız ispatlandı. Bundan sonra firmalarımız tüm gümrüklerde “Ordino Bedeli” ödemeden konşimentoyla gümrükleme işlemlerini tamamlayabilecek” dedi.

Türk Plastik Sanayicileri Vakfı (PAGEV), Türkiye’de faaliyet gösteren tüm ithalatçı ve ihracatçı firmaların gümrüklerde yaşadığı soruna çözüm oldu. Türkiye’de ithal edilen tüm hammadde ve ürünlerin gümrük işlemleri sırasında “Ordino” veya benzer isimler altında firmalardan kanunda yeri olmayan bir bedel tahsil ediliyor ve bu bedelin yıllık toplam değeri 700 milyon TL’yi buluyordu. Ordino alınması işlemi zaman kaybına neden olduğu gibi Ordino düzenleyen firmalara da belge ücreti, özet beyan vb. sonu gelmeyen ibareleri kullanarak faturalar düzenleme fırsatı veriyor ve bu tür birçok ücretin ödenmesini gerekli kılıyordu. İthalatçılar bedelini ödediği kendi malını gümrükten çekebilmek için bu bedeli ödemek zorunda bırakılıyordu.

Sanayicilerin giderek büyüyen bu soruna çözüm bulmak isteyen PAGEV de ilgili tüm bakanlıklara firmaların şikâyetlerini iletti ve Ordino Bedelinin kaldırılması yönünde istişarelerde bulundu. Yaklaşık 1 aylık yoğun çalışmalar sonuç verdi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yayınladığı kararla artık gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince ordino belgesi aranmayacağını açıkladı.

Başından beri kanundışı ve keyfi olduğunu vurguladıkları uygulama karşısında haklılıklarının ispatladığını belirten PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Söz konusu bedelin kaldırılması ile ilgili bir aydır Bakanlıklarımızla birlikte çalışmalar yürüttük. Firmalarımızdan gelen şikâyet dosyalarını elden ilettik. Çözüm için de tüm gümrük işlemlerinde hiçbir şekilde Ordino Belgesi istenmeyeceğine dair bir yazının tüm gümrüklere ivedilikle dağıtılmasının önemini vurguladık. Yine TOBB Meclisimizden de bu bedelin kaldırılması için oybirliği ile tavsiye kararı çıkarttık. Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız da sesimizi duydu ve tüm gümrüklere ilettiği yazıyla bazı gümrük müdürlüklerinde ordino talep edildiği ancak bundan sonra gümrük işlemlerinin herhangi bir aşamasında gümrük müdürlüklerince ordino belgesi aranmayacağını açıkladı. Firmalarımız artık “Ordino Bedeli” ödemeden konşimentoyla gümrükleme işlemlerini tamamlayabilecek. Bakanlığımızın yayınladığı bu yazıdan sonra acentelerin Ordino Bedeli talepleri hükümsüzdür ve keyfidir” dedi.

Liman işletmelerinin de acentelerle birlikte hareket ederek ordino bedeli olmadan malları limandan çıkartmama ihtimalini de göz önüne alarak Ulaştırma Bakanlığı ile acenteleri kapsayacak yeni bir yasal düzenleme çalışmasının da yapıldığının bilgisini veren Eroğlu, bu düzenlemeyi de takip ettiklerini ve hızlandırmaya çalıştıklarını söyledi.

PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu açıklamalarına şu sözlerle son verdi: “Bu önemli aşamada katkılarından dolayı başta Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent Tüfenkçi ve Müsteşarımız Sayın Cenap Aşçı olmak üzere emeği geçen bürokratlarımıza teşekkür ederiz. PAGEV olarak biz de ülke ekonomimizin menfaati doğrultusunda, üretim çarklarımızın önündeki engelleri birlikte kaldırdığımız birçok konuda olduğu gibi bu sorunu da tam olarak çözene kadar konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

İhracatçının en büyük rakibi Çin, İtalya, Almanya ve ABD

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), İhracatçı Eğilim Araştırması 2017 3. Çeyrek Gerçekleşme ve 4. Çeyrek Beklentilerini açıkladı. İlk defa 3. Çeyrekte firmalara en çok hangi ülkelerle rekabet ettiklerinin sorulduğunu söyleyen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Firmaların yüzde 16,9’u küresel pazarlardaki en büyük rakibinin Çin olduğunu söyledi. Çin’i yüzde 11,8 ile İtalya, yüzde 8,7 ile Almanya, yüzde 6,5 ile Hindistan ve yüzde 4,7 ile ABD takip ediyor” şeklinde konuştu.

4. Çeyrekte firmaların yüzde 79’unun istihdamını artırabileceğini, yüzde 21’inin de aynı sayıda çalışanla devam edeceğini belirten Büyükekşi, “Firmalarımızın verdikleri yanıtlar istihdamın yılın son çeyreğinde daha fazla artacağını, işsizliğin de tek haneli rakamlara düşeceğini gösteriyor” dedi.

Büyükekşi, “İhracatçılarımız 2017 yıl sonunda doların 3,87; Euro’nun 4,52 olarak gerçekleşmesini bekliyor” dedi. Döviz kurlarının firmaların 3. Çeyrekte en çok karşılaştıkları sorun olduğunu belirten Büyükekşi “Firmaların neredeyse yarısı kurlardaki oynaklıktan şikayetçi” dedi.

Büyükekşi, “Kurlarda yaşanan oynaklık da zaten yüzde 5-7 bandında seyreden kar marjı üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. Yapmaları gereken şey, kur riskinden korunmak. Hem Eximbank hem de Merkez Bankası bu ihtiyaca yönelik yeni hizmetler sunulacağının müjdesini verdiler. Bu hizmetler ihracatçılar için çok büyük fırsat” diye konuştu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), her çeyrek düzenli olarak gerçekleştirdiği İhracatçı Eğilim Araştırması 2017 3. Çeyrek Gerçekleşme ve 4. Çeyrek Beklentilerini açıkladı. İlk defa 3. Çeyrekte firmalara en çok hangi ülkelerle rekabet ettiklerinin sorulduğunu söyleyen TİM Başkanı Büyükekşi, “Firmaların yüzde 16,9’u küresel pazarlardaki en büyük rakibinin Çin olduğunu söyledi. Çin’i yüzde 11,8 ile İtalya, yüzde 8,7 ile Almanya, yüzde 6,5 ile Hindistan ve yüzde 4,7 ile ABD takip ediyor” şeklinde konuştu. Fiyat alanında en çok Çin, İtalya ve Almanya ile rekabet edildiğini söyleyen Büyükekşi, “Kalitede de durum yine aynı. Satış sonrası hizmetlerde ise rakipler ABD, Çin ve İtalya olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

En büyük rakiplerden ABD, hedefte birinci 

İhracatçıların küresel pazarlardaki en büyük rakipleri arasında yer alan ABD ise öncelikli hedef pazarlar arasında birinci oldu. Büyükekşi, “Birinci çeyrekte firmaların öncelikli hedef pazarları sırasıyla ABD, Almanya ve Rusya iken; ikinci çeyrekte Rusya, Katar ve Almanya olmuştu. Bu çeyrekte ise ABD’nin yeniden birinci, Rusya ve Almanya’nın da 2. ve 3. oldu. ABD’ye ihracat bu yılın ilk 10 ayında 7 milyar doları aştı. Yıl genelinde yüzde 30 artış bekliyoruz.

Yanıtlar işsizliğin tek haneye düşeceğini gösteriyor 

Araştırmaya katılan firmaların 3. Çeyrekte ortalama 30 yeni istihdam yarattıklarını beyan ettiklerini kaydeden Büyükekşi, son çeyrekte ise firmaların yüzde 79’unun istihdamını artırabileceğini, yüzde 21’inin de aynı sayıda çalışanla devam edeceğini belirtti. Büyükekşi, “İşsizlik Ağustos 2017 itibariyle yüzde 10,6 oldu. Ancak bir önceki senenin aynı ayına göre çalışan sayısı 1 milyon 355 bin kişi arttı. Firmalarımızın verdikleri yanıtlar istihdamın yılın son çeyreğinde daha fazla artacağını, işsizliğin de tek haneli rakamlara düşeceğini gösteriyor.” dedi.

Firmaların yarısı kurdaki oynaklıktan şikayetçi

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “İhracatçılarımız 2017 yıl sonunda doların 3,87; Euro’nun 4,52 olarak gerçekleşmesini bekliyor” dedi. Büyükekşi, bir önceki çeyrekte ihracatçıların yıl sonunda doların 3,67; Euro’nun ise 4,25 olmasını beklediğini hatırlattı. Döviz kurlarının firmaların 3. Çeyrekte en çok karşılaştıkları sorun olduğunu belirten Büyükekşi “Firmaların neredeyse yarısı kurlardaki oynaklıktan şikayetçi” dedi.

Büyükekşi, “Kurlarda yaşanan oynaklık da zaten yüzde 5-7 bandında seyreden kar marjı üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. Firmalarımıza kur dalgalanmalarından elde edecekleri gelirin geçici olacağını her zaman söylüyoruz. Yapmaları gereken şey, kur riskinden korunmak” diye konuştu.

İhracatçılar teşvikler için daha fazla başvuru yapmalı

Kur riskinden korunma konusunda firmaların yeterli bilgiye sahip olmadığının neredeyse her eğilim araştırmasında gördüklerini söyleyen Büyükekşi, şunları söyledi: “Geçtiğimiz hafta hem Eximbank hem de Merkez Bankası bu ihtiyaca yönelik yeni hizmetler sunulacağının müjdesini verdiler. Bu hizmetler ihracatçılar için çok büyük fırsat. Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Ayrıca Hükümetimiz tarafından son dönemde verilen destekler ihracatçıların çoğu tarafından yeterince bilinmiyor. Bu konuda hem Ekonomi Bakanlığımız çeşitli illerde tek tek firmalara giderek ihracat ve yatırım teşviklerini anlatıyor, hem de biz bilgilendirme seminerleri düzenliyoruz. Burada görev artık ihracatçılara düşüyor.”

Yeni hedef 156,5 milyar dolar da aşılacak 

Araştırmaya katılan firmaların yüzde 80’inin son çeyrekte ihracatlarının en az önceki çeyrekteki kadar ya da bundan daha iyi olacağını öngördüğünü aktaran Büyükekşi, şunları söyledi: “Ekim ayında tüm zamanların ekim ayı rekoru kırılmıştı. Biz 2017’yi Atılım Yılı ilan edip, hedefleri aşacağız demiştik. Şu ana kadar sergilediğimiz performansla bunu açık bir şekilde ortaya koyduk. Orta Vadeli Program’da ihracat hedefimiz güncellendi. Şimdi ise, yeni hedef olan 156,5 milyar doları da aşacağımızı öngörüyoruz.”,

Döviz kurlarından sonra en büyük problem hedef ülkelerle sorunlar 

Üretiminin bir önceki çeyreğe göre arttığını söyleyen firmaların oranının yüzde 59,2’den yüzde 68,6’ya çıktığını belirten Büyükekşi, 3. Çeyrekte firmaların yüzde 79,2’sinin ihracat birim fiyatlarının arttığını veya aynı kaldığını kaydetti. Büyükekşi, döviz kurunun ardından karşılaşılan en büyük problemin hedef ülkelerle yaşanan sorunlar olduğunu bildirdi. “Firmaların yüzde 40’ı bu sorunun ihracatlarını etkilediğini belirtmiş” diyen Büyükekşi, “Geçtiğimiz çeyreklerde bu oran çok daha düşüktü. Bu sorunun ardından yüzde 37 ile hammadde ve aramalı fiyatlarındaki artış geldi. Geçtiğimiz çeyreklerde bu oran yüzde 30 seviyelerindeydi. Özellikle petrol ve emtia fiyatlarında son dönemde gözlenen artışlar bu sorunun ana sebebi olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

“YÜKÜNÜZE SAHİP ÇIKIN, YÜKÜNÜZ KAPIKULE’DE BOŞ YERE BEKLİYOR!”

Budapeşte’de Macar ithalatçılarla buluşan UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’den çağrı:

Macaristan’ın geçiş belgesi vermemesi nedeniyle 400 Tır kapıda kaldı. Sorunun çözümü için Budapeşte’de Macar ithalatçılarla bir araya gelen UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, çağrıda bulunarak “Macar ithalatçıları, nakliyecilere yükümüz nerede kaldı? diye soruyor. Macar dostlarımıza yüklerinin nerede kaldığını söylemek için bugün Budapeşte’ye geldik. Araçlar belge olmadığı için bekliyorlar. Belge verilmesi için Macar ithalatçıların da bu konuda çaba sarf etmesi gerekiyor. Desteklerini bekliyoruz” dedi.

2017 Macaristan Geçiş Belgelerinin tükenmesi ve Macar tarafından ilave belge verilmemesi sebebiyle 400’ü aşkın Tır kapıda kaldı. Macaristan’daki malı bekleyen ithalatçıların taşımacılara ‘malım nerede’ sorusunu iletmeleri üzerine Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Budapeşte’de Macar ithalatçılarıyla kahvaltıda buluştu. Yaşanan problemi ithalatçılara anlatan UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Macaristan’dan sürekli telefonla aranıyoruz. ‘Nerede kaldınız, niye gelmiyorsunuz?’ diye. Budapeşte’ye Macar dostlarımıza mallarının nerede kaldığını açıklamaya geldik. Kapıda bekleyen 400 aracın yaklaşık 80 tanesi Macaristan’a yük getiren araç. Geri kalan 320 tanesi başta Almanya olmak üzere, İngiltere, Hollanda, Danimarka gibi ülkelere yük götürmek için Kapıkule’de bekliyorlar. Macaristan belge vermediği için yükler kapıda kaldı.” şeklinde konuştu.

Yaşanan sorun sebebiyle Macaristan’daki birçok otomotiv fabrikası mallarını teslim alamazken, üretimde zaman zaman aksamalar meydana geldi. Aynı zamanda mağazada raflar, Türkiye’den gelecek malları bekledi. Günlerdir Kapıkule’de belge bekleyen yüzlerce şoför de artık isyan noktasına geldi.

Macar ekonomisi de zarar görüyor

Fatih Şener, Macar ekonomisine zarar veren bu sorunun, Avrupa Adalet Divanı’nın ‘Türk araçlarından Geçiş Ücreti alınamaz’ kararının ardından ve bu karara rağmen yaşanmasına çok şaşırdıklarını belirterek açıklamasına şöyle devam etti: “2018 yılında geçiş ücretlerinde sorun yaşamayacağımızı düşünürken, bu yılın sorunda yine sorun ile karşılaştık. Belgeler bitince Macar tarafından ilave belge talebinde bulunduk. Ancak iki gün öncesine kadar talebimiz olumlu karşılanmadı.”

“Dün Macaristan Dışişleri Bakanlığı Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Bakan Yardımcısı Sayın Levente Magyar ile görüştük ve derdimizi anlattık. Kendileri, yılsonuna kadar sorun yaşanmayacak adette belge sağlayacakları sözünü verdi. Bugün Cumartesi olmasına rağmen 500 adet belgeyi teslim alacağız. Bu belge ancak kapıda bekleyen araçların yürümesini sağlayacak. Macar ithalatçıları ve UND olarak konuyu yakın takip edip, yılsonuna kadar sorun yaşatmayacak Geçiş Belgesi’ni temin etmeliyiz. Ancak bütün mesele Türkiye ile Macaristan arasında Avrupa Adalet Divanı kararı çerçevesinde kalıcı, sorunsuz bir ulaştırma ilişkisinin kurulmasıdır” diyen Şener Macaristan’a geliş sebebine ilişkin olarak da “Asıl meselemiz bu problemin asıl mağduriyetini yaşayan yükün sahiplerine ulaşmaktı. Bugün de bunu yapıyoruz. Türkiye’den ithalat yapan Macar dostlarımıza; yükünüze sahip çıkın, yükünüz boş yere beklemesin, gelin hep birlikte bu problemi çözelim dedik.” diye konuştu.

Beyaz Eşya Sektörüne İlişkin Beklentiler

2018’İ BEYAZ EŞYA SEKTÖRÜNDE TEK HANELİ DARALMA DA OLSA BAŞARILI SAYILABİLECEK BİR YIL OLARAK ÖNGÖRÜYOR

Türkiye’nin köklü finans kuruluşlarından Ata Yatırım, beyaz eşya sektörüne ilişkin beklentilerini paylaştı. ÖTV teşviğinin etkisiyle beyaz eşya sektöründe 2017’de yakalanan güçlü büyümenin 2018’de yerini daralmaya bırakması bekleniyor.

Türkiye’nin köklü finans kuruluşlarından Ata Yatırım, beyaz eşya sektörüne ilişkin 2018 yılı beklentilerini paylaştığı yeni raporunu yayınladı. Rapora göre, 2018’i bu yılki seviyelerin sindirilmeye çalışılacağı ve rekor seviyelerden yüzde 2-5 gerilemenin başarılı sayılabileceği bir yıl olarak geçeceği öngörülüyor.

Beyaz eşya sektörü, vergi indirimlerinin etkisiyle bu yılın 9 ayında yüzde 23,2 büyüyerek 6,9 milyon adetlik satış hacmine ulaştı. Beyaz eşyadaki vergi indiriminin 30 Eylül’de sona ermesiyle Ekim’de yurtiçi satışlar yıllık bazda yüzde 4,7’lik beklentinin altında daralmayla 590 bin adet seviyesine geriledi ve yılın ilk 10 ayındaki artışı yüzde 20.5’e taşıdı.

Ata Yatırım, 2017 sonuna kadar toplam satışın geçen yıla göre yüzde 14 oranında artışla 8.5 milyon adet ile rekor seviyeye ulaşacağını öngörüyor. 2017 yılında ulaşılan bu rekor hacim, geçen 10 yılda gerçekleşen 6.2 milyon adetlik ortalamanın yüzde 37 üzerinde bir seviyeyi işaret ediyor.

Kurum, 2017 yılında beyaz eşya sektöründe görülen güçlü ivmenin 2018’de görece zayıflayacağını öngörüyor. 2018’in özellikle yılın ilk yarısının zayıf seyredebileceğine dikkat çeken Ata Yatırım’a göre, yılın tamamında 2017’ye kıyasla yüzde 2-5 arasında gerileme görülebilir.

Yılsonunda oluşacak stoklar, üreticilerin fiyat politikaları, hammadde fiyatlarındaki artışların ne ölçüde fiyatlara yansıtılacağı, 2018’de pazardaki satışların seyrine yön verecek gelişmeler olarak öne çıkıyor.Ata Yatırım, 2018’i bu yılki seviyelerin sindirilmeye çalışılacağı ve büyümenin düşük de olsa başarılı sayılabileceği bir yıl olarak öngörüyor.

Beyaz eşya sektörünün en büyük oyuncularından biri olan Arçelik’e ilişkin de beklentilerini paylaşan Ata Yatırım, negatif faktörlerin büyük bölümünün hisse senedi fiyatına yansıdığını savunuyor. Kurum, son haftalarda satış baskısı altında kalmasına rağmen Arçelik’in yüzde 31 seviyesindeki yukarı yönlü potansiyeli göz önüne alındığında ve önümüzdeki yılın ilk yarısına ilişkin belirsizliklerin azalması durumunda, şirket için “TUT” önerisinin gözden geçirileceğini belirtiyor.

Madencilik sektörü 4.5 milyar dolar ihracat hedefliyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Madencilik Sektörünün 2023 yılı için ortaya koyduğu 15 milyar dolar ihracat hedefinin hayal olmadığını belirterek, “Madencilik Sektörümüz 20-25 milyar dolar ihracat hedeflemeli” dedi.

“Madencilik Çalıştayı”nda konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, ilk olarak öğretmenler günü nedeniyle görevi başında şehit olan öğretmenler başta olmak üzere, tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutladı.

Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşmak için katma değerli ürün ihracatını gerçekleştirebileceği ekosistemi hayata geçirdiklerini belirten Albayrak, madencilik sektörüne katma değerli ürün üretimi için kurumsallaşma, profesyonelleşme ve yabancı sermaye ile işbirliği çağrısı yaptı.

Katma değerli ürün ihracatını hedeflemeyen, kurumsallaşmayan, profesyonelleşmeyen firmaların gelecekte madencilik sektöründe yer bulamayacağı uyarısında bulunan Enerji Bakanı Albayrak, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği, çevre duyarlılığı kırmızı noktalarımız. 2017 yılında şu ana kadar 5 bin 480 firmada denetimlerde bulunduk. Yılsonuna kadar 6 bin maden işletmesini en az bir kez denetlemiş olacağız. 2018 yılında 7 bin firmayı denetlemeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

Türkiye’de 90 madenin 77 tanesi var

Nisan ayında İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda Milli Enerji ve Madencilik Politikamızı kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatan Albayrak şöyle devam etti: “Adım adım bu politikayı hayata geçirmeye başladık. Enerji ve madenciliğimizi ithalata bağımlı olmaktan kurtarmak için entegre bir süreci yürütüyoruz. Ülkelerin Gayri Safi Milli Hasılalarından Madencilik Sektörünün aldığı paya baktığınızda; Çin yüzde 8.5, Avusturalya 6.5, ABD 5, Almanya 4, Kanada 4, Türkiye 1.3’ler seviyesinde. Türkiye’de maden çeşitliliğimiz dikkate aldığımızda potansiyelimizin çok altında olduğumuzu görüyoruz. Dünya genelinde çıkarılan 90 madenin 77 tanesi Türkiye’de çıkarılıyor. Bu madenlerde ne kadar rezerve sahip olduğunuz önemli değil. Önemli olan ne kadar katma değer ürettiğiniz. Türkiye hammadde satan değil, katma değerli ürünler üreten, son ürünü üreten söz sahibi olan bir ülke olmalı. Tüm çalışmalarımızı bu hedefe yönelik kurguladık.”

Hammadde olarak ihraç edip işlenmiş ürün olarak ithal ediyoruz bu sona erecek

Bugüne kadar yurtdışına hammadde olarak gönderdiğimiz madenlerin, işlenmiş ürün olarak çok daha pahalı bir şekilde Türkiye’ye döndüğü bir ekosistemin var olduğuna dikkati çeken Enerji Bakanı Albayrak; “Birçok maden Türkiye’de işlenecek böylece Türkiye’de bulunan madenler zenginleştirilerek, ithal edilmesinin önünegeçilecek. Madencilik sektöründe madene katma değer sağlayan fabrikalar kurulmasını zorunlu kılan bir sistemi hayata geçireceğiz. ARGE ve Teknolojik bir modeli hayata geçiriyoruz. Madencilikte maden 1 katma değer üretiyorsa, nihai ürün 8 birim değer üretiyor. Madenine göre 30-40 katına çıkan bir ekosistem var. Madencilik sektörümüzdeihracat yapan çok firmamız var. Katma değerli ürün üretimi için teknolojiyi burada geliştirip, fabrikaları burada kurun. ARGE ve Teknolojik yatırımlar için uluslararası işbirliklerine hazır olun” diye çağrıda bulundu.

Toparlanın, habersiz denetimler olacak 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından madenlerin risk gruplarına göre 3 gruba ayrıldığı bir süreçten geçtikleri bilgisini de paylaşan Albayrak, her maden işletmesinin yılda en az 1 kez denetleneceğini, yüksek risk barındıran madenlerin ise bir yılda en az 4 kez denetimden geçeceğini söyledi. Albayrak, madencilik sektörü temsilcilerine ” Hazırlanın, toparlanın, habersiz denetimler olacak” uyarısında bulundu.

Kazan, kazan, kazan modelini hayata geçireceğiz

“Türkiye dönüşüyor, dünya dönüşüyor, Madencilik sektörümüz madencilik alanında dönüşümü doğru okuyarak sanayi ve üniversitelerle işbirlikleri kurarak sadece hammaddeüretimi değil, değer üretmeyi hedefleyen madencilik yapısını hayata geçirmeli” şeklinde konuşan Enerji Bakanı Albayrak, “Burada firmalarımızın dünya ile rekabet edebilmesi tek hedef değil, sürdürülebilir madencilik politikası için her türlü destek olacak, birlikte atmamız gereken adımlarda sizlerle iletişim halinde olacağız. Kazan, kazan, kazan modelini hayata geçireceğiz. Kamu kazanacak, özel sektör kazanacak, bunun sonucunda vatandaşımız kazanacak. Milli Enerji politikamızın amacı bu. Tıpkı 15 Temmuzda olduğu gibi omuz omuza hareket edip kazanacağız. Nisan ayında İstanbul’da sektöre verdiğimiz sözleri tek tek yerine getiriyoruz. Maden İhale Yönetmeliğini, ÇED istenmemesi konusunu bitirdik, orman bedellerinin tamamının yüzde 50 indirimini bitirdik. Orman ve Su İşleri Bakanımıza teşekkür etmemiz lazım. Gerçek yatırımcının önünü açacağız. Finansman açısından, zaman ve iş planlaması tüm süreçlerde rahatlama sağlayarak yatırımcının önünüaçtık” dedi.

İnşaat sektöründe yaşanan büyük bir değişim ve dönüşümü örnek gösteren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Madencilik sektörüne de değişim ve dönüşüm çağrısı yaptı. Albayrak şöyle devam etti: ” Türkiye’nin madencilik alanında dönüşümü doğru okuyarak sanayi ve üniversitelerle işbirlikleri kurarak sadece hammaddeüretimi değil, değer üretmeyi hedefleyen madencilik yapısını hayata geçirmeliyiz. Uluslararası işbirlikleri yaparak madenciliğin şampiyonlar ligine çıkmalıyız.”

Türkiye’nin vitrinine hoşgeldiniz

Antalya’yı Türkiye’nin vitrini olarak tanımlayan Antalya Valisi Münir Karaloğlu, madencilik sektörü temsilcilerine “Türkiye’nin vitrini Antalya’ya hoşgeldiniz” diye seslendi. Vali Karaloğlu, madencilik sektörünün tüm sektörlerin girdisini oluşturan önemli bir sektör olduğunu, Madencilik sektöründe yaşanacak iyileştirmelerin tüm sektörlere olumlu yansıyacağına inandığını dile getirdi. Karaloğlu, “Torba Yasa’da Madencilik sektörünün sorunlarının büyük bölümünün çözülmüş olmasından dolayı mutluyuz. Özellikle madencilik faaliyetlerinde sorunlara çözümler üretilmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

Bugün Madencilik Sektörünün Bayramı 

Madencilik Çalıştayı’nı düzenlenen 11 kuruluş adına evsahibi olarak konuşan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, “Bugün Madencilik Sektörü’nün bayramı var. Madencilik Sektörü 4 yıllık aranın ardından tam kadro bugün buradayız. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın Madencilik Çalıştayımızı onurlandırması bizler için ekstra enerji verdi” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın Nisan ayında ortaya koyduğu, “Milli Enerji” ve Maden Politikası projesinin başarılı olması için Madencilik Sektörünün tam kadro emrinde olduğunun altını çizen EMİB Başkanı Kaya, “Milli Enerji” ve “Maden Politikası”nın hayata geçmesi için sektör temsilcileri olarak neferiniz olarak çalışmak istiyoruz.Milli Madencilik Politikasının 3 saç ayağı olan Enerji ve Hammadde Arz Güvenliği, Yerlileşme Maden faaliyetlerini yaparken hem yerli makine ve ekipmanı kullanmak ve öngörülebilir piyasalar. Bu kurgunuzda Madencilik Sektöründe yapmak istediğiniz yenilik ve değişimi hissediyoruz ve bunungereğini yapmak için emrinizdeyiz” diye konuştu.

Madencilik Sektörü öz evlat muamelesi görür oldu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a, “Madencilik sektörümüz ile ilgili ortaya koyduğunuz vizyon ve hedefleri gerçekleştirmek için hepimiz buradayız” diye seslenen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü; “Madencilik Sektörü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda Sayın Bakanımız göreve gelmeden önce üvey evlat muamelesi görüyordu. Sayın Bakanımızın göreve gelmesi sonrasında Madencilik Sektörü olarak, Bakanlığımızın öz evladı olduğumuzu hisseder olduk. Sektörümüze karşı değişen bu olumlu algı nedeniyleMadencilik Sektörü adına şükranlarımızı arz ediyoruz. Torba Yasada Madencilik Sektörümüzü özellikle rahatlatan 2 maddenin hayat bulmasında olumlu yaklaşımları nedeniyle Sayın Bakanımızın Şahsında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarlığımız ve Maden İşleri Genel Müdürlüğümüz ekibine teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Madencilik Sektörü olarak Başbakanlık Genelgesinin gereğini 15 Temmuz sonrasında daha net anladıkları mesajını veren EMİB Başkanı Kaya, “Başbakanlık Genelgesinin, ülkemiz emniyeti için yapıldığını biliyoruz. Şirketlerin, üretimlerini aksatmadan yürütebilmesi için herhangi bir işlemi Başbakanlıkça onaylandığı zaman, şirketin bundan sonraki herhangi bir ruhsatına ait işlemler için tekrar Başbakanlığa gönderilmemesini takdirlerinize arz ediyoruz. Bu işlemin diğer Bakanlıklarda da uygulanmasının sağlanmasını önemle arz ediyoruz” dedi.

Ekmekte bile maden var Hayatımız maden

Madencilik Çalıştayının ana temasını “Hayatımız Maden” olarak belirlediklerini hatırlatan Kaya, “Günlük hayatımızda her an elimizde olan telefonlarımızda, Televizyonlarımızda, günde üç kez kullandığımız diş macunlarımızda, hatta yediğimiz ekmekte bile maden var. Yani, “Hayatımız Maden” Madene olumsuz bakan kesimlere bunu anlatabilmeliyiz. Bu süreçte kamuoyunun sözüne en çok itibar ettiği bakanlarımızdan biri olarak sizden destek bekliyoruz. Yeni teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği ve değiştiği bir ortamda madenciliğe karşı çıkmak gibi bir durum söz konusu olamaz. Madenlerimizi doğaya saygılı bir şekilde çıkarmak ve doğal kaynaklarımızı en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız” diye konuştu.

Madencilik sektörü 4.5 milyar dolar ihracat hedefliyor

Madencilik Sektörünün 2017 yılının Ocak – Ekim döneminde ihracatını 2016 yılının aynı dönemine göre yüzde 27 artışla 3.9 milyar dolara çıkardığı bilgisini veren Kaya, yılsonunda 4.5 milyar doları aşmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

Madencilik Çalıştayı’nı Ege Maden İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği, T. Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği, Türkiye Madenciler Derneği, Agrega Üreticileri Birliği, Seramik, Cam ve Çimento Hammaddeleri Üreticileri Birliği, Aydın Sanayi Odası, Ege Bölgesi Madenciler Derneği ve Çanakkale Madenciler Derneği ortaklaşa düzenlerken, Çalıştaya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Esat Göyük, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı bürokratları ve 500’ün üzerinde sektör temsilcisi katıldı.

Demir Fiyatları Düşmezse Şantiyeler Durur

MÜSİAD İnşaat, Çevre ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Reha Yeltekin, demir ve yassı çelik ürün fiyatlarına gelen zamlara ilişkin açıklamalarda bulundu. İnşaat sektöründe, son 15 yıllık dönemde milyarlarca dolar tutarındaki projelerin başarı ile hayata geçirildiğini belirten Yeltekin, demir ve yassı çelik ürün fiyatlarında son aylarda meydana gelen zamlarla sektör temsilcilerinin çok zor durumda kaldığını ifade etti.

Yılbaşından beri geçen 11 aylık süre zarfında, %50 oranında bir artış gerçekleştirildiğini vurgulayan Yeltekin, 2017 yılı Ocak ayında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca açıklanan inşaat demiri yapımının; malzeme, işçilik, %25 yüklenici kârı ve genel giderler dâhil birim fiyatı, yaklaşık 2500 TL / ton + KDV iken, bugünkü tarih itibariyle başka hiçbir gider dahil edilmeden, sadece demir malzemesinin birim fiyatı, yaklaşık 2200 TL / ton +KDV seviyelerinde. Demir fiyatlarındaki yukarı yönlü artış trendi halen daha devam ediyor. Son bir yıllık sürede, inşaat demirindeki fiyat artış oranı % 70 düzeyinde, yılbaşından bu yana olan periyottaki artış oranı ise %50 seviyelerinde gerçekleşti” dedi.

Büyük Bir Tezat Söz Konusu

Yapılan düzenlemelerin ardından konut inşaatlarındaki toplam yapım maliyetlerinin arttığını söyleyen Yeltekin, “Sadece demirdeki bu aşırı fiyat artışının, konut inşaatlarındaki toplam yapım maliyetini yılbaşından bu yana %8 oranında, sanayi tipi inşaatlarda ise %5 seviyelerinde arttırdığı hesaplanıyor. Bu durum, gerek devlet yatırımları gerekse özel sektör projelerinde, ilk baştaki tüm maliyet hesaplamalarının ön görülemeyen şekilde bozulmasına neden oluyor. Söz konusu yüksek fiyata rağmen istenilen ebatlarda demir malzemesinin rahatlıkla bulunamaması da başka önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizin, dünyanın en büyük inşaat demiri ihracatçılarından olması, bu durumu açıklamakta büyük bir tezat oluşturuyor.” diye konuştu.

Haksız Rekabet ve Fiyat Artışının Üzerine Gidilmeli

Demir fiyatlarındaki artışın döviz kurunda meydana gelen yükselme sebebiyle meydana geldiğini vurgulayan Yeltekin, “Demirin ham maddesi olan hurda, demir ve demir cevheri fiyatlarının dövize bağlı olarak yukarı doğru çıktığı malum. Buna ek olarak; demir üreticilerinin, ürünlerini daha çok ihracat ile satmaya yönelmesi ve gerçek üretim kapasitelerinin altında imalat yapması, demir fiyatlarının artmasında bir diğer önemli etmen olarak karşımıza çıkıyor. Bakanlıklarımızın ve Rekabet Kurumunun, demir üreticilerinin geçen seneye göre üretim kapasiteleri dahilinde yaptıkları toplam demir üretimini ve o tarihlerdeki enerji tüketim miktarlarını, bugünkü değerler ile kıyas ederek meydana gelen haksız rekabet ve fiyat artışının üzerine gitmesi gerektiği kanaatini taşıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Hükümetimizden Acil Bir Çözüm Bekliyoruz

Yeni düzenlemelerle söz konusu mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine değinen Yeltekin, “Devletimiz tarafından, 2008 yılında hazırlanmış olan “Demir Fiyat Farkı Kararnamesi”ne benzer bir çalışma ile bilhassa kamuya iş yapan firmaların söz konusu mağduriyetlerinin giderilmesi sağlanmalı. Özel sektör ve kamuya yapılan işlerdeki inşaat demiri fiyatlarında da geçici bir süre için bile olsa, hammadde ve nihai tüketiciye satılan demir fiyatlarında bir KDV indirimi uygulanmasını en hızlı ve somut atılabilecek adımlar olarak görüyoruz. Ayrıca bu konuda kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğine inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Demir fiyatlarındaki artış sorununun, çözülmemesi halinde kademeli olarak büyük bir soruna yol açacağının altını çizen Yeltekin, “Kamu ve özel sektör projelerinde, demir fiyatlarının fazlalığı ve ürün azlığı nedeniyle şantiyeler durma noktasına gelebilir. Böyle olumsuz bir durumun, artçı etkilerle birlikte inşaat sektörüne direkt ve diğer sektörlere de dolaylı olarak büyük ticari sorunlar oluşturacağı kanaatini taşıyoruz. Bu noktada hükümetimizin bu konuya ivedilikle çözüm getirmesi gerektiğine dair beklentimizi, kamuoyunun takdirine saygılarımızla sunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

İş sağlığı ve güvenliğine altın ödüller

MESS, 3. Altın Eldiven ve Altın Öneri İş Sağlığı ve Güvenliği Yarışmaları ile üyelerinin ve üye işyerlerindeki çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki örnek uygulamalarını ödüllendirdi. MESS Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, “İş sağlığı ve güvenliği bizim için vazgeçilmez. Üyelerimizin bu alanda öncü şirketler olması gurur verici” dedi 

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS), iş sağlığı ve güvenliği kültürüne katkı yapmak, üye işyerlerinin ve üye işyerlerindeki çalışanların bu alandaki çalışmalarını desteklemek hedefiyle başlattığı Altın Eldiven ve Altın Öneri İş Sağlığı ve Güvenliği Yarışmalarının 3’üncüsü düzenlendi. Ödül töreninde toplam 170 başvuru arasından Altın Eldiven yarışmasının iki kategorisinde birinciliği elde eden işyerlerine ve Tavsiye Edilen Uygulamalar kategorisinde 10 işyerine ödül verildi. Çalışanların hayata geçen projelerinin değerlendirildiği Altın Öneri kategorisinde ise 15 uygulama ödül aldı. Törende toplam 27 ödül sahiplerini buldu.

MESS Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, törendeki konuşmasında “Üye işyerlerimizin, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında öncü şirketler olduğunu bir kez daha görmekten gurur duyuyoruz. Üyelerimizin ve çalışanlarının değerli, inovatif fikir ve uygulamalarıyla ülkemize ve metal sektörüne yaptıkları katkılar mutluluk verici” dedi.

Önce güvenlik sonra iş 

MESS olarak iş sağlığı ve güvenliği konusuna çok önem verdiklerinin altını çizen Kudret Önen, “İnsanı ve hayatı her konunun üzerinde tutuyoruz. Çalışma alanını çevresiyle birlikte daha yaşanır hale getirmeye çalışıyoruz. Yaşam kalitesini yükselterek verimliliğini artırmak, hedefleri de daha kolay ulaşılabilir kılıyor. Üyelerimizin iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaptıkları titiz çalışmalarla; işletme güvenliğini ve üretim güvenliğini sağlamak için üstün çaba sarf ettiklerini görüyorum” diye konuştu.

İş kazaları azalıyor

Kudret Önen, ödül töreninde MESS’in İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri 2016 yılı sonuçlarını da paylaştı. Araştırma 17 ilde bulunan 146 MESS üyesi işyerindeki toplam 142 bin 933 çalışanı kapsıyor. Çalışmanın alanında Türkiye’nin en yaygın araştırması olduğunu hatırlatan Önen, “2016 yılı verilerine göre kazalı çalışan oranı son 15 yılda yüzde 40 azaldı. Kaza sıklık oranı ise aynı dönemde yüzde 39 geriledi. Bununla yetinmiyoruz amacımız sıfır iş kazası” dedi. Kazaların daha da azalması için kazanın neden kaynaklandığını tespit etmek gerektiğini ifade eden Önen, sözlerini şöyle sürdürdü: “İş kazasına neden olan etkenler içinde yüzde 82 ile “güvensiz hareketler bulunuyor”. En sık görülen güvensiz hareket ise dikkatsiz çalışma. Bunu kişisel koruyucu kullanmama takip ediyor. Bu araştırma çok kıymetli. Çünkü; bizim ilerlemek için rotayı nereye çevirmemiz gerektiğini gösteriyor. Hangi alana öncelik vermemiz gerektiği ortaya çıkıyor.”

Altın Eldiven ve Altın Öneri iş sağlığı ve güvenliği kültürünün gelişimine katkı sağlıyor

İş güvenliği kültürünü yaygınlaştırma hedefine sahip yarışmalardan Altın Eldiven’de iş sağlığı ve güvenliğinin gelişimine katkı sağlayan işyeri uygulamaları değerlendiriliyor, Altın Öneri’de ise çalışanların önerileriyle hayata geçen projeler ödül alıyor.

Ödül almaya hak kazanan projeler İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, İş Teftiş Kurulu İstanbul Grup Başkanlığı, MESS İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu, MESS Eğitim Vakfı temsilcileri, akademisyenler ve MESS yetkililerinin katılımıyla 10 kişiden oluşan Jüri tarafından yapılan puanlama sonucu tespit ediliyor.

Altın Eldiven Yarışması’nda bu yıl 250-499 çalışanın istihdam edildiği işyeri ve 500’den fazla çalışanın istihdam edildiği işyeri kategorilerinin birincisi olan 2 şirket, MESS Eğitim Vakfı’ndan 50 bin TL değerinde eğitim ve danışmanlık hizmeti almaya hak kazandı. Ayrıca, “Tavsiye Edilen İyi Uygulamalar” olarak seçilen 10 üye işyeri de, MESS Eğitim Vakfı’ndan 20 bin TL değerinde eğitim ve danışmanlık hizmeti alma hakkı kazandı.

Altın Öneri Yarışması’nda ise 15 üye işyerinden çalışanların hayata geçen İSG önerileri ödüle layık bulundu. Ekip üyelerinin her biri, 1000 TL’lik hediye çekleriyle ödüllendirildi.

Altın Eldiven’de; Tofaş, çalışanların risk algılarının ve iş güvenliği uygunsuzluğunu tespit edebilme yeteneklerinin ölçülebilir hale getirilebilmesi için kullanılan denetim sertifikasyonu uygulamasını sanal ortama taşıyan “Sanal Ortamda Risk Yakalama Sertifikasyonu Projesi” ile, Beltan ise iş güvenliği kültürünün yönetsel olarak yaygınlaştırılmasını amaçlayan “Kırık Camlar” projesi ile kategorilerinin birincisi olarak ödül aldılar.

Anadolu Isuzu, Arçelik-LG Klima, Autoliv Cankor, Borçelik, Coşkunöz, Ford Otosan, Otokar ve Türk Traktör; Altın Eldiven yarışması tavsiye edilen uygulamaları arasında yer aldılar.

Altın Öneri’de ise Arçelik-LG Klima, Beltan, Borusan Mannesmann, BSH Ev Aletleri, Delphi Automotive, Ford Otosan, İçdaş, Karsan, Man Türkiye, Maysan Mando, Otokar, Türk Pyrismian şirketlerinin proje ekiplerinden 31 çalışan önerileri nedeniyle ödüllendirildi.

MESS Hakkında

Türkiye’nin metal işkolunda faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarının temsilcisi ve ilk işveren sendikası Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), 1959 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Çalışma yaşamına ve endüstri ilişkilerine yön veren MESS’in temel amacı; üyelerinin ve üye işyerlerinde çalışanların ortak yararları doğrultusunda iş barışını ve huzurunu sürekli kılmak ve yaygınlaştırmak, ülkemiz ekonomisinin ve sanayisinin kalkınmasına katkıda bulunmak, güven ve diyaloga dayalı hizmet üretmektir.

Otomotiv ana sanayi, otomotiv yan sanayi, demir-çelik-döküm, beyaz eşya ve diğer metal sektörlerinde faaliyet gösteren lider şirketlerin üye olduğu MESS, 210 üyesinin 185 bine yakın çalışanının doğrudan istihdam edildiği işyerlerini kapsayan toplu iş sözleşmelerini akdetmektedir. MESS üyesi şirketler; Türkiye ihracatının yüzde 27’sini, imalat sanayinde toplam cironun yüzde 24’ünü, metal sanayi sektörü istihdamının yüzde 12’sini gerçekleştirerek ülkemizin rekabet gücüne katkıda bulunmaktadır.

MESS çalışmaları, projeleri ve yayınları hakkında detaylı bilgilere www.mess.org.tradresinden ulaşabilirsiniz.

ULUSLARARASI EKOLOJİK ARICILIK KONFERANSI – 9 Aralık 2017

Bornova Belediyesi Kültür Merkezi, İzmir

09.15 – 10.00 KAYIT

10.00 – 10.30 “Arıları Yaşatalım”

Gizem Altın Nance (Buğday Derneği)

10.30 – 11.15 Türkiye’de arıcılık, sorunlar ve ekolojik çözümler

Prof. Dr. Banu Yücel (Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi)

11.15 – 12.00 Arı odaklı doğal arıcılık ve arıların geleceği

Heidi Herrmann (Natural Beekeeping Trust, İngiltere)

Ferry Schutzelaars (Smart Beeing, Hollanda)

12.00 – 13.30 ÖĞLE YEMEĞİ

13.30 – 14.30 Arı odaklı arıcılığa giriş

Jan Glasenburg (Bijenstal Arıcılık, Hollanda)

14.30 – 15.00 Arılar için ne yapabiliriz?

Güneşin Aydemir (Buğday Derneği)

15.00 – 15.40 KAHVE ARASI

İLHAM VEREN İYİ ÖRNEKLER

15.40 – 16.00 Türkiye’de hala devam eden geleneksel arıcılık

Uzman Mustafa Kösoğlu (Ziraat Yüksek Mühendisi – Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü)

16.00 – 16.20 Tangala Çiftliği’nde müdahalesiz arıcılık

Cem Aybek

16.20 – 16.40 Şehrin gizli arıları ve arıcıları

Doç. Dr. Alaattin Kirazcı

16.40 – 17.00 Rye Hill Hapishanesi’nde arıcılık

John Noble

17.00 – 17.20 Kovanın Olsun Projesi

Şamil Tuncay Beştoy (ÇARIK Derneği)

17.20 – 17.30 KAPANIŞ

Daha fazla bilgi ve görsel için iletişim:

Turgay Özçelik

Buğday Derneği İletişim Sorumlusu

turgay@bugday.org

0536 0650688

MISIR YATIRIM FIRSATLARI VE İKİLİ GÖRÜŞMELER ETKİNLİĞİ

0 Kasım 2017, 09:30 17:00 saatlerinde işadamları heyeti İstanbul Ticaret Odası’nda ağırlanacak ve ikili iş görüşmeleri düzenlencektir.Heyet listesi, http://www.ito.org.tr/Toplumail/LIST.pdf adresinden ulaşılabilir. Katılım için katılımcı adı, firma ve iletişim bilgileri ile görüşülmek istenen firma bilgilerinin baris.akkurum@ito.org.tr adresine 28 Kasım 2017 tarihine kadar gönderilmesi gerekmektedir. Bilgi için 212 455 64 24.

Pankobirlik Genel Kurulu yapıldı, kararlar oybirliği ile alındı

31 Kooperatifin Merkez Birliği olan ve 1,6 Milyon pancar üreticisini temsil eden Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği’nin (PANKOBİRLİK) Genel Kurulu Ankara’da yapıldı. Tüm kararların oybirliği ile alındığı Genel Kurul’da konuşan Başkan Recep Konuk, Kooperatiflere Torba Yasa ile yapılan düzenleme ile kooperatif mağazalarından üye dışı satış ve kurumlar vergisi muafiyetini kaybetmeksizin üye dışı satış ve faaliyet alanı dışında ürün pazarlama imkânı getirilmesi çalışmalarında son aşamaya gelindiği müjdesini verdi.

ÜYELERİMİZİN KARŞISINA BAŞIMIZ DİK, ALNIMIZ AK ÇIKTIK
PANKOBİRLİK’İN 45’inci Olağan Genel Kurulu, Ankara’daki Merkez Binada gerçekleştirildi. Genel Kurulda konuşan AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, “PANKOBİRLİK olarak bir faaliyet yılını daha 1,6 milyon üyemizin karşısına başımız dik, alnımız ak çıkmamızı sağlayacak şekilde işimizi tam ve kâmil manada yapmanın iç huzuruyla tamamladık. Bu faaliyet yılının sonunda da Allah’a şükür, önceki hizmetlerimize yenilerini ekledik, biz kooperatifçilikte ezberleri bozduk, şimdi de sanayileşmede çıtayı yükseğe koyduk” dedi.
KOOPERATİFLERİMİZİN HEM ETKİNLİĞİ HEM DE GÜCÜ ARTTI
PANKOBİRLİK’in; başarılarıyla kooperatifçilik alanında herkesten bir adım öne çıktığını belirten Başkan Recep Konuk; “Bu kurum artık bilanço rakamlarına bakıp, ‘Ne yapacağız’ diye tasalanmak yerine, ‘Daha çok ne yapabiliriz’ diye konuşan, düşünen bir kurumdur. Kurumumuzun bu pozisyonu bence her şeyden daha değerlidir” diye konuştu. PANKOBİRLİK’ten Kooperatiflere sevk edilen ürünlerin tutarının bir önceki yıla göre yüzde 21’in üzerinde artarak 1 Milyar 319 Milyon TL’yi aştığını vurgulayan Başkan Recep Konuk, “PANKOBİRLİK’in Kooperatiflere sevk ettiği ürün hacminin artması demek, Kooperatiflerin satış hacminin de artması demektir. Geldiğimiz nokta, mevcut mevzuat ve o mevzuatla sınırları çizilen ticaret şartları çerçevesinde erişilebilecek en yüksek hacimdir.” ifadelerini kullandı. Torba Yasada yer alan ve Meclise sevk edilen düzenleme ile Kooperatif Satış Mağazalarınınhem ortak dışı satış, hem de faaliyet konusu dışında ürün satışı yapma imkânına kavuşacaklarını ifade eden Başkan Konuk; “yani mağazalarımızın hem müşteri portföyü genişleyecek hem de ürün gamı genişleyecek. Ortak dışı satış ya da faaliyet alanımızla ilgili ürün dışında satış nedeniyle kurumlar vergisi muafiyetimize zeval gelmeyecek. Düzenleme ile mağazalarımızdan yapacağımız ortak dışı satışlar ve ortağa faaliyet alanı dışında sattığınız ürünler üzerinden kurumlar vergisi ödeyeceğiz” dedi.
“BİZ HEP YAPICI DAVRANDIK”
Şeker Fabrikalarının özelleştirilme konularına da değinen Başkan Recep Konuk, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Şeker özelleştirmesi bildiğiniz gibi ülkemizin gündeminde olan konulardan biri. Biz PANKOBİRLİK olarak şeker özelleştirmesinde hiç ‘istemezükçü’ bir tavır takınmadık. Hep yapıcı davrandık. Bizim bir tane kaygımız var, bu fabrikaların şeker üretmeye dolayısıyla da pancar üreticisinin pancar üretmeye devam edebilmesi. Bunun da ancak üreticinin de içinde olduğu bir özelleştirme modeli ile mümkün olduğunu her platformda yüksek sesle ifade ediyoruz. Biz yine aynı yerde duruyor ve hükümetimize bu özelleştirme ile ilgili tavsiyelerimizi ısrarla ifade etmeye devam ediyoruz. Bizim bağcı dövmek gibi bir derdimiz yok. Bizim derdimiz bağın üzüm vermeye devam etmesi. O nedenle biz şeker fabrikalarının nasıl özelleştirileceğinden, özelleştirilip özelleştirilmeyeceğinden çok bu fabrikaların şeker üretmeye çiftçinin de şeker pancarı üretmeye devam edebilmesi ile ilgileniyoruz. Bunun için en sağlıklı modelin de üreticinin de içinde olduğu bir özelleştirme modeli olduğunu biliyoruz. Bu dünyada denenmiş ve başarısı tescilli bir model. Mesela ABD’de pancar şekeri fabrikalarının tamamı üretici kooperatiflerinindir ve bu fabrikaların başarısı tartışmasızdır. ABD’de kooperatiflerin şeker fabrikalarındaki sahiplik oranı yüzde 60’ın üzerindedir. Almanya’da bu oran yüzde 75’tir. Şeker sektörünün özelliği gereği pancarı üretenin sanayisinin de içinde olması sektörde başarıyı arttıran bir durumdur ve bu birçok ülkede uygulama ile tescillenmiştir. Biz bu süreçte arkadaşlarımıza özellikle şunu ifade ediyoruz, ‘Şeker özelleştirmesi bir demir-çelik fabrikası, bir elektrik santrali özelleştirmesi gibi değildir ve tarım takviminden bağımsız yapılamaz.’ “Bizimki toprağa ve çiftçiye bağımlılık… Bunun tedavisi yok” diyen AK Parti Karaman Milletvekili ve PANKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı; “Bizim ki kalkınma, sanayileşme hastalığı bunu terk etmek bırakmak yok. Allah bu derdi bizden eksik etmesin, Rabbim fırsat versin bizden herkese ve her sektöre bulaşsın diyor, Genel Kurulumuzun tüm Kooperatiflerimize, ortaklarımıza, tarım sektörüne hayırlı olmasını diliyorum. Tarlanın bereketine bereket katmak için gösterdiğimiz gayrette, çiftçinin ekmeğini büyütmek için sergilediğimiz çabada, Türk çiftçisini ve pancar üreticisini dünyada bir adım öne taşımak için çıktığımız amansız yarışta Rabbimin yar ve yardımcı olmasını temenni ederek hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi.
Konuşmaların ardından yapılan oylamalarda Yönetim ve Denetim Kurulları oy birliği ile ibra edilirken faaliyet yılına ait hesaplar da oy birliği ile tasdik edildi.