TSKB’nin Aktif Büyüklüğü 27,2 Milyar TL’ye Ulaştı

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB) 2017 yılı üçüncü çeyreğine ilişkin rakamlarını açıkladı. TSKB’nin konsolide olmayan finansal tablolarına göre, toplam aktif büyüklüğü 27,2 milyar TL’ye ulaştı. 2017’nin sonlarına yaklaşırken banka olarak ekonomiye katkılarını artırmaya devam ettiklerini kaydeden TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “İlk dokuz aylık dönemde özel sektör yatırımlarına aktardığımız kredi tutarı 2 milyar ABD dolarını aştı. 2017’nin hem Bankamız hem de ülkemiz için olumlu göstergelerle tamamlanacağına inanıyoruz. 2018’e hazırlanırken ülkemizin kalkınması için değer yaratmaya, reel sektörün gelişimine destek vermeye devam edeceğiz” dedi.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. (TSKB), 2017 yılı üçüncü çeyreğinde toplam aktif büyüklüğünü yılbaşından bugüne yüzde 13,4’lük artışla 27,2 milyar TL’ye ulaştırdı. Bankanın nakdi kredileri ise aynı dönemde yüzde 19,4 oranında büyüme kaydederek 20,7 milyar TL oldu. TSKB’nin net dönem kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,3 oranında artış göstererek 452,3 milyon TL olarak gerçekleşti.

TSKB, ilk dokuz ayda, özkaynaklarını yüzde 15,8 artışla 3,4 milyar TL’ye taşırken, yıllık bazda yüzde 19,1 özkaynak getiri oranı ve yüzde 2,4 aktif getiri oranına imza attı.

“Büyümeyi sağlarken, güçlü aktif kalitemizi de korumaya devam ediyoruz”

2017 yılının gerek kredi büyümesi gerek müşteri portföyü açısından banka için oldukça başarılı bir yıl olduğunu söyleyen TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “İlk dokuz aylık performansımızı göz önünde bulundurduğumuzda, 2017 yılını kurdan arındırılmış bazda %15’ler seviyesinde bir kredi büyümesi ile tamamlayacağımızı söyleyebilirim. Bu büyümeyi sağlarken, güçlü aktif kalitemizi korumaya devam ediyoruz. Sermaye yeterlilik oranımızın ise %17’ler seviyesinde seyretmesini bekliyoruz” dedi.

Yıl boyunca Türkiye ekonomisinin kalkınmasına verdikleri desteği hız kesmeden sürdürdüklerini kaydeden Suat İnce sözlerini şöyle sürdürdü: “TSKB olarak ilk dokuz ayda özel sektör yatırımlarına aktardığımız kredi tutarı 2 milyar ABD dolarını aştı. Böylelikle, kredi portföyümüzü yılbaşından bugüne kurdan arındırılmış bazda %13 oranında büyüttük. Öte yandan, müşteri portföyümüzü %20 oranında genişlettik. İlk dokuz ayda gerçekleştirilen yeni kullandırımlarda; yenilenebilir enerji, çevre, enerji ve kaynak verimliliği projeleri, organize sanayi bölgesi yatırımları, LEED sertifikalı ticari binalar ve ekonominin lokomotifi KOBİ’lerin finansmanı öne çıktı. Ayrıca, geçtiğimiz yıl sonunda AFD ile imzaladığımız kaynak anlaşması çerçevesinde kadın istihdamı ve iş güvenliği ve sağlığı konuları yatırımcılar nezdinde ilgi gören temalardan oldu. 2017’nin hem Bankamız hem de ülkemiz için olumlu göstergelerle tamamlanacağına inanıyoruz. 2018’e hazırlanırken ülkemizin kalkınması için değer yaratmaya, reel sektörün gelişimine destek vermeye devam edeceğiz.”

İKMİB, İHRACATIN EN’LERİ ÖDÜLÜNÜ ALDI

İKMİB İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği, Antalya’da TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) tarafından düzenlenen İhracatın En’leri ödül töreninde “En Fazla E-Ticaret Üyeliği Olan Birlik” ödülünü aldı.

TİM’in bu yıl ilk defa gerçekleştirdiği İhracatın En’leri ödül töreni, 3.TİM Delegeler Buluşması’nda düzenlendi. Antalya Belek’te gerçekleşen etkinliğe TİM delegeleri, birlik ve genel sekreterliklerin yöneticileri katıldı. İhracatın En’leri ödül töreninde 3 kategoride 10 ödül verildi.

Birlikler ve genel sekreterlikler bazında 2017 yılı ilk 8 ay verileri üzerinden hesaplanan bir çalışma ile “Sektörler”, “Genel Sekreterlikler” ve “Birlikler” olmak üzere 3 kategorinin her birinde en başarılı birimler ödüllendirildi.

Birlikler kategorisinde “En Çok E-Ticaret Üyesi Olan Birlik” ödülü, TİM’in başlattığı e-ticaret çalışması kapsamında anlaşması bulunan 3 e-ticaret sitesine 354 firma ile üyelik sağlayan İKMİB’e verildi. “En Çok Ar-Ge ve Tasarım Merkezi Açan Birlik” ödülünü Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği alırken, Genel Sekreterlikler kategorisinde İMMİB, 26,2 milyar dolar ihracat rakamı ile “En Çok İhracat Yapan Genel Sekreterlik” ödülünü ve 229 ülke ve bölgeye ihracatı ile “En Fazla Ülkeye İhracat Yapan Genel Sekreterlik” ödülünü aldı.

“Bu yılın sonuna kadar 1000 üye daha hedefliyoruz”

İKMİB Başkanı ve İMMİB Koordinatör Başkanı Murat Akyüz, “İKMİB olarak üyelerimizin ihracatlarını artırmaları ve ülke ekonomimize katkı sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. “En çok E-Ticaret Üyesi Olan Birlik” kategorisinde ödül almak bizi ayrıca gururlandırdı. Çünkü firmalarımız, e-ticaret platformları üzerinden önemli iş hacimleri oluşturuyor. Biz de buna katkı sağlamaktan son derece mutluyuz. Hedefimiz bu yıl sonuna kadar 1.000 üyelik daha yapmak” dedi.

CDP 2017 Derecelendirme Sonuçları Açıklandı

Şirketlerin iklim değişikliğine yönelik stratejilerini uluslararası kurumsal yatırımcıların ve paydaşların bilgisine sunabileceği bir platform sağlayan ve dünyanın en kapsamlı kurumsal çevre verisini elinde bulunduran CDP, 2017 yılı küresel derecelendirme sonuçlarını açıkladı.

Türkiye’de Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen CDP’ye tüm dünyadan yanıt veren ve iklim değişikliği ile mücadelede konusunda üstün performans göstererek “CDP Global A Listesi”ne girebilen şirketler içerisinde bu sene Türkiye’den de iki şirket yer aldı: Arçelik A.Ş ve T.Garanti Bankası A.Ş.

CDP İklim Değişikliği, CDP Su ve CDP Orman Programları kapsamında çevresel verilerini CDP Platformu aracılığı ile açıklayan tüm dünyadan binlerce şirket, CDP’nin geliştirmiş olduğu ve dünyanın en güvenilir derecelendirme metodolojilerinden biri olan CDP Derecelendirme Metodolojisi’ne göre değerlendirildi. 3000’den fazla şirketin derecelendirme sonuçlarını açıklandı ve toplamda 156 şirket CDP Global A Listesi’ne girmeye hak kazandı.

Türkiye’de Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen CDP İklim Değişikliği ve CDP Su programlarına yanıt vererek, tüm dünyada aynı anda iki program kapsamında CDP Global A Listesi’ne girmeye hak kazanan sadece 25 şirket bulunuyor. Bu şirketlerden biri de büyük bir küresel başarıya imza atan Arçelik A.Ş. oldu.

Tüm dünyada CDP Su Programı kapsamında Global A Listesi’ne girmeye hak kazanan 73 şirketten biri ise üstün başarı göstererek liderler sıralamasına giren T.Garanti Bankası A.Ş. oldu.

Dünya liderleri arasına girmeye hak kazanan bu iki şirkete, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen CDP Türkiye operasyonunun 2017 yılı sonuçlarının açıklanacağı “CDP Türkiye İklim Konferansı ve Ödül Töreni” sırasında ödülleri sunulacak. 28 Kasım’da Zorlu PSM’de gerçekleştirilecek törende şirketlerin ödülleri TÜSİAD Başkanı Sayın Erol Bilecik tarafından takdim edilecek.

CDP Yönetim Kurulu Başkanı Paul Dickinson CDP Global A Listesi’ne girmeye hak kazanan şirketlerle ilgili: “2017 yılında Global A Listesi’ne girmeye hak kazanan tüm şirketleri kutluyorum. Bu şirketlerin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltma ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş için fırsatları değerlendirme konusunda aksiyon aldıklarını görebilmek bizler ve diğer şirketler için oldukça ilham verici. Bu şirketler iklim değişikliği konusunda atılması gereken güçlü adımları atarak gerekli dönüşümü hızlandırıyorlar.” dedi.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ve CDP Türkiye Direktörü Melsa Ararat konuyla ilgili “Yasa ve düzenlemelerin beklentileri ne olursa olsun gerek ürün ve hizmet piyasasında gerekse finansman piyasasında küresel rekabete açık şirketlerimiz iklim değişikliği ve su yönetimi konusunda çok iyi performans gösteriyorlar. Arçelik’in hem iklim değişikliği hem su yönetiminde dünyanın en iyi 25 şirketi arasına girmesi onun rakipleriyle arasını açacak ve gerek yatırımcılar gerekse tüketiciler nezdinde değerini artıracaktır. Garanti Bankası da su yönetiminde dünyanın en iyi 73 şirketi arasına girerek borç verme süreçlerindeki titizliğini ve uzun vadeli riskleri yönetme becerisini göstermiş oldu. Bu başarıları onları uluslararası kreditörler nezdinde daha güvenilir kılacak ve yeni ekonomik modellerinin hayata geçmesinde güvenilir bir ortak olma konumlarını güçlendirecektir. Bu şirketlerimizin başarısının diğer şirketlerimize örnek olmasını ve hükümetimizi Paris anlaşmasının yürürlüğe konması konusunda yüreklendirmesini diliyorum.” dedi.

Türkiye’den CDP Global A listesine girmeye hak kazanan iki şirketin CEO’su konuyla ilgili görüşlerini aşağıdaki cümlelerle aktardı:

Arçelik A.Ş. CEO’su Hakan Bulgurlu “küresel ısınmaya karşı mücadelede şirketlerin büyük sorumluluğu var. Arçelik olarak bu sorumluluk bilinciyle, bütünsel bir strateji izliyoruz. Su ve enerji verimliliğinde öncü ürünlerimizle; üretimde enerji, su kullanımı ve atık yönetimindeki projelerimizle döngüsel ekonomi çözümlerine odaklanarak daha fazla değer yaratmayı amaçlıyoruz. Çalışmalarımızın uluslararası kuruluşlarca takdir görmesi bizi gururlandırıyor. Çevresel risk değerlendirmesinde en prestijli uluslararası platform olan CDP’nin Global A Listesi’ne bu yıl 3’üncü kez girmeyi başardık. Aynı zamanda CDP Su Global A Listesi’ne de ilk kez giriş yaptık. Böylece dünyada her iki listeye girmeye hak kazanan 25 şirket arasında yer alırken, bu başarıyı elde eden ilk ve tek Türk şirketi olduk. Karbon nötr bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

T.Garanti Bankası A.Ş. CEO’su Fuat Erbil “CDP Programı’nın iş dünyasına şeffaflık çağrısına, Program 2011’de Türkiye’deki faaliyetlerine başladığından beri olumlu yanıt veriyoruz. Her yıl, açıkladığımız ve denetim aldığımız veri miktarını artırdık. 2015 yılında bu çağrıya yanıt vermenin yanında arka çıkmaya ve CDP Water Programı’nın ana sponsorluğunu üstlenmeye karar verdik. Aynı zamanda CDP Su Programı’nın A listesine dünya genelinde giren 73 şirketten biri olduk ve CDP İklim Değişikliği Programı’nda A- alarak Türkiye’deki Liderlik ödülüne layık görüldük. Savunucusu ve destekçisi olduğumuz bir programın iki ayrı başlığında birden yıllardır ilk sıralarda değerlendirilmek bizleri çok mutlu etti. Önümüzdeki yıllarda çok daha fazla sayıda şirketle birlikte bu gururu paylaşmayı ümit ediyoruz.” dedi.

CDP 2017 A Listesi’ne giren diğer şirketler ve yanıt veren tüm şirketlerin derecelendirme sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz:https://www.cdp.net/en/scores-2017

CDP’nin “Tracking progress on corporate climate action” rapor serisinin ikincisi de yayınlandı. Bu yılki rapor tüm dünyada şirketlerin iklim değişikliğine yönelik çok daha güçlü ve uzun süreli hedefler belirlediklerini ve düşük karbonlu ekonomiye geçişin inovasyon ve yeni teknoloji yatırımlarını da beraberinde getirdiğini gösteriyor. Rapora CDP websitesinden ulaşılabilir: https://www.cdp.net/en/research/global-reports/tracking-climate-progress-2017

CDP İklim Değişikliği ve Su programının Türkiye sonuç raporları 28 Kasım tarihinde Zorlu PSM’de gerçekleştirilecek etkinlikle açıklanacak. CDP Global A ve CDP Türkiye liderlerine bu etkinlikte ödülleri takdim edilecek.

İşveren Markaları Buluşuyor

Her yıl merakla beklenen insan kaynakları, pazarlama ve iletişim dünyasını bir araya getiren People Make The Brand Konferansı, 2017’ye konuşmacıları ve ele aldığı konularıyla damga vuracak.

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen işveren markalarını buluşturan bu yıl beşincisi düzenlenen People Make The Brand Konferansı, konu ve konuşmacılarıyla tüm dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Heyecanla beklenen konferansta işveren markası alanında gelişmeler ve trendler paylaşılıyor. 50.000’e yakın Y kuşağı ile gerçekleşen Universum İdeal İşveren Araştırması’nın sonuçlarının paylaşılacağı People Make The Brand merakla bekleniyor.

People Make The Brand’in kurucusu ve küratörü Evrim Kuran, müşteri deneyimi kadar çalışan deneyimi tasarımına da odaklanmanın vaktinin geldiğini ele alacağı konuşmasıyla işveren markalarını bilgilendirecek. Müşterisi insan olan herkesin bir deneyim tasarımcısı olduğuna inanan Kuran, konuşmasında hızla değişen iş yaşamında yeni nesil iç müşteriler için en kritik temas noktalarından ve sahici bir işveren markası için bu noktalarda anlamlı bir çalışan deneyimi yolculuğu tasarlamanın öneminden bahsedecek.

Konferansın konuşmacıları arasında Vodafone Global İşe Alım Ve İşveren Markası Başkanı Catalina Schveninger, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, Garanti Bankasıİnsan Kaynakları Koordinatörü Burak Yıldıran, Universum Stratejik Danışma Kurulu Başkanı Claudia Tattanelli, Universum Global Strateji Başkan Yardımcısı Richard Mosley,Luxottica Yetenek Kazanım ve İşveren Markası Grup Müdürü Fabiana Rizzi yer alacak.Konferansın bu yıl da moderatörlüğünü Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan yürütecek.

Garanti Bankası’nın sponsorluğu ile Dinamo Danışmanlık tarafından düzenlenen People Make The Brand Konferansı 24 Kasım’da Fairmont Quasar İstanbul’da Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen şirketlerinin insan kaynakları ve iletişim profesyonellerine ev sahipliği yapacak.

TAV kârını yüzde 49 artırdı

TAV Havalimanları 2017 yılı dokuz aylık dönemde 87 milyon yolcuya hizmet verdi ve 163 milyon avro kâr elde etti.

Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki önemli markası TAV Havalimanları’nın konsolide cirosu, 2017 yılının ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artarak 854 milyon avroya ulaştı. Şirket sene sonu ciro ve kar beklentilerini de yukarı yönlü revize etti.

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “2017 yılı, havacılık sektörünü bir seneden uzun bir süredir etkisi altına alan gelişmeler sonrası toparlanma yılımız oldu. Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz havalimanları yolcu sayılarında kuvvetli bir büyüme başladı. Böylece, İstanbul Atatürk Havalimanı şehir çıkışlı dış hat yolcu trafiği ilk dokuz ayda yüzde 6 büyüme gösterdi. Ankara Esenboğa Havalimanı, 2016 yılının sonunda başlayan yeni uçuş noktalarının etkisiyle dış hatlarda yüzde 35 artış sergiledi. Gürcistan bu dönemde, Rusya, BDT, Ortadoğu ve İsrail trafiğindeki artışla birlikte yüzde 44 büyüdü. Medine göz alıcı büyümesine yüzde 20 ile devam etti. Wizzair’in Üsküp’e konuşlandırdığı dördüncü uçakla birlikte Makedonya da yüzde 12’lik büyüme kaydetti.

İlk dokuz ayı avro bazında yüzde 5 ciro, yüzde 12 FAVKÖK ve yüzde 49 net kâr artışı ile tamamladık. Ciro ve FAVKÖK artışı beklentilerimizin üstünde geldiği için sene başında açıkladığımız bu kalemlerdeki yatay seyir beklentilerimizi yukarı doğru revize ettik. TAV tarihinde elde ettiğimiz en yüksek çeyreklik ciro, FAVKÖK ve net kârı bu çeyrekte elde ettik. Sene sonu için avro bazında yüzde 1-3 arası ciro ve yüzde 6-8 arası FAVKÖK artışı bekliyoruz.

Bu sene yaptığımız toplam 35 milyon avroluk yatırımın 17 milyon avrosu ile Gürcistan’ın terminal kapasitesini artırdık. Gürcistan’ın ilk dokuz aydaki yüzde 44’lük yolcu büyümesi bu yatırımımızın ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor.

Suudi Arabistan’da üç yeni havalimanını -Yanbu, Qassim ve Hail- işletmeye hak kazandık. Küba’da işleteceğimiz havalimanlarıyla ilgili görüşmelerde önemli mesafe kaydettik. ATÜ ve BTA, yeni işletme noktaları için hazırlanıyor. Bilişim şirketimiz TAV Teknoloji, Körfez bölgesinde birçok ihale kazandı. Bugün itibarıyla TAV markası altında 15 ülkede yolcu salonu işletiyoruz. Bu ülkelerin arasında ABD, Şili, Almanya, İsviçre ve Kenya’yı ana faaliyet coğrafyamız dışında ülkeler olarak sayabiliriz.

Üçüncü çeyrekte Akfen Holding’in yüzde 8 seviyesinde TAV Havalimanları hissesi, Groupe ADP tarafından satın alındı. Uluslararası yatırımcılar da Tepe ve Sera’nın toplam yüzde 3,6’lık hissesini satın aldı. Böylece TAV’ın halka açıklık oranı yüzde 44,3’e yükseldi. Bu işlemlerle hem Groupe ADP hem de uluslararası yatırımcılar TAV’a güvenlerini tekrar ifade etmiş oldu. TAV Havalimanları, önümüzdeki dönemde Groupe ADP’nin faaliyet gösterdiğimiz ana coğrafyalardaki genişleme aracı olacak.

TAV Havalimanlarını bugünlere getiren hissedarlarımız, iş ortaklarımız ve çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum” dedi.

ÖZET FİNANSAL VE OPERASYONEL BİLGİLER

(milyon avro) 2016 9A 2017 9A % değişim
Konsolide ciro* 813,7 854,0 %5
FAVKÖK* 460,6 513,9 %12
FAVKÖK marjı (%) 56,6% %60,2 3.6 puan
FAVÖK* 349,2 391,2 %12
FAVÖK marjı (%) %42,9 %45,8 2.9 puan
Net Kâr 109,8 163,4 %49
Yolcu sayısı (mn) 80,4 86,7 %8
– Dış hat 45,5 49,7 %9
– İç hat 34,9 37,0 %6

Not: Bu bültendeki bilgiler TFRS Yorum 12 için düzeltilmiş ciro ve FAVÖK baz alınarak hesaplanmıştır.

TAV Havalimanları hakkında

Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alan TAV Havalimanları, Türkiye’de İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas Bodrum ve Gazipaşa Alanya havalimanlarını işletiyor. TAV yurtdışında ise Gürcistan’ın Tiflis ve Batum, Tunus’un Monastır ve Enfidha-Hammamet, Makedonya’nın Üsküp ile Ohrid, Suudi Arabistan’ın Medine ve Hırvatistan’ın Zagreb Havalimanı’nda faaliyet gösteriyor. Holding, duty free, yiyecek-içecek hizmetleri, yer hizmetleri, bilişim, güvenlik ve işletme hizmetleri gibi havalimanı operasyonunun diğer alanlarında da faaliyet gösteriyor. Bu çerçevede TAV Havalimanları, Letonya’nın Riga Havalimanı’nda da duty free, yiyecek içecek ve diğer ticari alanların işletmesini gerçekleştiriyor. Şirket 2016’da iştirakleriyle birlikte 808 bin uçak seferine ve 104 milyon yolcuya hizmet sundu.

Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak o kadar güçleniriz

2. Türkiye – Rusya Medya Forumu’na katılan Başbakan Yardımcısı Şimşek:

“Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak o kadar güçleniriz”

İsviçre merkezli uluslararası medya kuruluşu Global Connection’ın düzenlediği 2. Rusya – Türkiye Medya Forumu’nda konuşan Başbakan Yarımcısı Mehmet Şimşek, “Ufak tefek sorunlar yaşıyoruz. Domates tartışması yaşandı ama konuşarak çözüyoruz. Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak, iki ülke olarak o kadar güçleniriz. Türkiye’de kurulu 2.093 Rus şirket bulunuyor. Rus şirketleri yabancı şirketler arasında 7. sırada yer alıyor. Önümüzdeki yıllarda ilk 3’e yükselecekler” diye konuştu.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 26 ülkede yapılan algı araştırmasında Rusya’nın Türk ihraç ürünlerine en çok güvenen ülkelerin başında olduğunu belirtti. Büyükekşi, “Düzenli olarak yaptığımız anketlerde Rusya, hedef pazarlar sıralamasında hep ilk 3 sırada. Yıl sonuna doğru geniş katılımlı bir ticari heyet ile Rusya’ya gideceğiz. Hedefimiz iki ülkenin de fayda sağlayacağı ilişkileri geliştirmek” diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, İsviçre merkezli uluslararası medya kuruluşu Global Connection’ın düzenlediği 2. Türkiye – Rusya Medya Forumu için Antalya’ya gelen 100 Rus medya mensubuna bir sunum gerçekleştirdi ve sorularını yanıtladı. Şimşek, “İki ülke olarak sadece komşuluğun ötesinde stratejik ortaklık perspektifiyle ilişkilerimizi daha fazla güçlendirmeliyiz. Ufak tefek sorunlar yaşıyoruz. Domates tartışması yaşandı ama konuşarak çözüyoruz. Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak, iki ülke olarak o kadar güçleniriz” diye konuştu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki ülke ilişkilerini güçlendirmekte son derecek kararlı olduğunu vurgulayan Şimşek, “Biz onların hızına yetişmeye çalışıyoruz” dedi.

Rus şirketleri ilk 3’e girecek.

Türkiye ve Rusya arasında güçlü bir ticaret bağı ve karşılıklı yatırımlarda sıçrama olduğunu söyleyen Şimşek, “Zirvedeyken 38 milyar dolarlık ticaret hacmi vardı. 100 milyar dolarlık ticaret hacmi mümkün” dedi. Rusya’dan Türkiye’ye bu yıl 3.7 turist geldiğini, Rus şirketlerinin büyük proje yatırımları bulunduğunu hatırlatan Şimşek, “Türkiye’de kurulu 2.093 Rus şirket bulunuyor. Rus şirketleri yabancı şirketler arasında 7. sırada yer alıyor. Önümüzdeki yıllarda ilk 3’e yükselecekler” şeklinde konuştu.

Türk ihraç ürünlerine en çok güvenen ülkelerin başında geliyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, etkinliğin amacının Rus medyası ile ilişkilerin geliştirilmesi ve Türkiye hakkında en doğruyu bilgilerin verilmesi olduğunu söyledi. “Geçtiğimiz yıl Türkiye-Rusya Medya Forumunda sizden bize inanmanızı ve güvenmenizi istemiştik” diyen Büyükekşi, 26 ülkede yapılan algı araştırmasında Rusya’nın Türk ihraç ürünlerine en çok güvenen ülkelerin başında olduğunu belirtti ve “Bu başarıda bizim payımız kadar siz kıymetli medya mensuplarının da payı büyük” dedi.

Hep ilk 3 hedef pazar arasında

İlk 9 ayda Rusya’ya ihracatımızın yüzde 53 oranında artarak 1,8 milyar dolara ulaştığını belirten Büyükekşi, “Düzenli olarak yaptığımız anketlerde Rusya, hedef pazarlar sıralamasında hep ilk 3 sırada. Yıl sonuna doğru geniş katılımlı bir ticari heyet ile Rusya’ya gideceğiz. Hedefimiz iki ülkenin de fayda sağlayacağı ilişkileri geliştirmek” dedi.

Rusya’dan İhracat Haftası’na daha fazla katılım bekliyoruz

1-3 Kasım tarihlerinde TİM’in gerçekleştireceği İhracat Haftası etkinliğinde 65’ten fazla ülkeden, 650’nin üzerinde iş insanının misafir edileceğini söyleyen Mehmet Büyükekşi, “Rusya’dan daha fazla katılım bekliyoruz, siz medya temsilcilerinin desteğiyle katılımın artacağına inanıyorum” dedi.

Liderlerin ilişkisi güçlü ama sivil toplumunki zayıf

2. Türkiye Rusya – Medya Forumu kapsamında düzenlenen turizm panelinde Rusya Federal Turizm Ajansı Toplumsal Forum Başkan Yardımcısı Sergey Markov, Atlasglobal Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Ersoy, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı, Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burkan Sili konuşma yaptılar. Markov, “Kriz döneminde Ruslar Türkiye’yi gerçekten çok özledi. Rus turistlerin sağlık ve güvenlik gibi olaylarda bazı sorunlar yaşıyor, sağlık ve ölüm durumlarında tazminatlar yeterli değil” dedi. Otellerde Rusça bilen personel sayısının yeterli olmamasının da Rus turistler tarafında eksiklik olarak algılandığını anlatan Markov, bu problemlerin halledilmesi durumunda turist sayısında artış sağlanacağını ifade etti. Markov, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki güçlü ilişkiye rağmen sivil toplum ve uzmanlar arasında ilişkilerin zayıf olduğuna dikkati çekti.

Turist sayısını 15 milyona yükseltebiliriz

Atlasglobal Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy, “2017’de Rusya’dan ülkemize yaklaşık 5 milyon turist geldi. Mevcut turizm trafiğini artırmak ve her iki ülkenin de bu sektörlere sahip çıkması için, çift yönlü olarak dengeyi korumamız gerekiyor” Ersoy, bu konuda atılması gereken adımlar için şunları söyledi: “Vizenin karşılıklı olarak kaldırılmasının yanı sıra pasaportsuz seyahat imkanı sunulduğu takdirde, iki ülke arasındaki turist sayısının üç kat artacağına inanıyoruz. Atlasglobal olarak bugün Antalya, Dalaman ve İstanbul’dan direkt Rusya’da 14 farklı destinasyona, haftada 120’yi aşkın tarifeli seferimiz bulunuyor. Ruble ile ticaretin başlatılması ve hatta taksitli ödeme seçenekleri de iki ülke arasındaki ticaret ve turizme olumlu yansıyacaktır. Bu adımlar uygulandığı takdirde, Rusya’dan gelen turist sayısının 15 milyona çıkması, Türkiye’den Rusya’ya gidenlerin sayısı da 7-8 milyona ulaşması hiç de zor değil.”

TAV Şili’de hizmet ağını genişletiyor

13 ülkede 41 yolcu salonu işleten TAV İşletme Hizmetleri, Santiago Arturo Merino Benítez Havalimanı’nda lounge işletmesinin ardından karşılama ve uğurlama hizmeti de sunmaya başladı.   

TAV Havalimanları’nın iştiraki TAV İşletme Hizmetleri, Şili’nin başkenti Santiago’nun ana giriş kapısı Arturo Merino Benítez Havalimanı’nda “primeclass” markasıyla yolculara karşılama ve uğurlama hizmeti vermeye başladı. TAV bu yıl nisan ayında havalimanında iki yolcu salonunun işletmesi için açılan ihaleyi kazanmıştı. Şirket Şili’deki operasyonlarını kurduğu  “Primeclass Pacifico ve Servicios Aeroportuarios S.A.” ortaklığıyla gerçekleştiriyor.

Şili’nin Arturo Merino Benítez Santiago Uluslararası Havalimanı yıllık 19,2 milyon yolcu trafiğiyle Latin Amerika’nın en yoğun yedinci havalimanı konumunda bulunuyor.

TAV İşletme Hizmetleri Genel Müdürü Ali Bora İşbulan “TAV İşletme Hizmetleri ileri teknolojisi ve güçlü altyapısı sayesinde yenilikçi projelere imza atıyor. İş geliştirme anlayışını küresel bir bakış açısı üzerine kuran şirketimizin işlettiği salonlara yenilerinin eklenmiş olmasından mutluluk duyuyoruz. 15 yıllık bir deneyimle 40’tan fazla salon işleten şirketimizin Şili’de kurduğu Primeclass Pacifico ve Servicios Aeroportuarios S.A. ortaklığıyla yılda 280 bin yolcuyu salonlarımızda ağırlamayı ve karşılama ve uğurlama hizmeti vermeyi hedefliyoruz. Ayrıcalıklı seyahat çözümleri geliştirme konusunda tüm dünyada tercih edilen bir marka haline geldik. Yolcu salonlarımızda yılda 3 milyon misafirimizi ağırlıyoruz ve 100 bin kişiye karşılama ve uğurlama hizmeti veriyoruz. 2016 yılında Nairobi ve Washington D.C Dulles Havalimanlarında açtığımız Turkish Airlines Star Alliance salonlarının ardından, 2017’de ‘primeclass’ markamızla Frankfurt, Maskat, Kopenhag ve Zürih Havalimanlarında da yolcu salonlarını hizmete sokacağız” dedi.

Patentli ürünlerin satış gelir muafiyetleri maddesi yeniden düzenlendi!

4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun Geçici 2 nci Maddesine İlişkin BKK 19/10/2017 tarihinde yayınlandı:
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde faaliyet gösteren yönetici şirketler ile kurumlar vergisi mükellefi olan şirketlerin, Ar-Ge ve Tasarım faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarının gayri maddi hakların satışı, devri veya kiralanmasından elde edilmesi halinde, söz konusu gayri maddi haklardan kaynaklanan kazançlar dolayısıyla istisnadan yararlanılabilmesi için bu hakların niteliğine göre ilgili mevzuat çerçevesinde tescile veya kayda yetkili kuruma başvurularak patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer belgelere bağlanması gerekir.
  • Bu Karar kapsamında, faydalı model belgesi, tasarım tescil belgesi, telif hakkı tescil belgesi, entegre devre topografyası tescil belgesi, yeni bitki çeşitlerine ait ıslahçı hakkı tescil belgesi ve benzeri belgeler fonksiyonel olarak patente eşdeğer belge olarak kabul edilir.
  • Bu Karar hükümleri, sipariş üzerine yapılan ve doğabilecek tüm gayri maddi hakların sözleşme hükümleri çerçevesinde siparişi verene ait olacağı işlerde olduğu gibi faaliyeti gerçekleştiren lehine gayri maddi hak doğmayan durumlarda, mükelleflerin bölgedeki faaliyetleri dolayısıyla elde edeceği kazançları kapsamaz.
  • Telif hakkı tescil belgesine bağlanan yazılım faaliyetlerinden elde edilen kazançlar için mezkûr istisnadan yararlanılabilir.
  • Son 5 hesap döneminin ortalaması dikkate alınmak suretiyle, gayri maddi haklardan elde edilen yıllık brüt gelirleri 30 milyon Türk Lirasını ve dahil olduğu şirketler grubunun (herhangi bir gruba dahil değilse kendisinin) yıllık net satış hasılatı toplamı 200 milyon Türk Lirasını aşmayan mükelleflerin Ar-Ge faaliyetlerine yönelik patentlenebilirlik kriterlerini (yenilik, buluş basamağı, sanayiye uygulanabilirlik gibi) taşıyan gayri maddi haklardan ve ilgili mevzuat kapsamında aranan şartları haiz tasarım faaliyetlerinden doğan gayri maddi haklardan elde ettikleri kazançları, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alınan proje bitirme belgesine dayanılarak istisnadan yararlandırılır. Bu durumda patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer bir başka belge aranmaz. Proje bitirme belgesinin düzenlenmesine ilişkin hususlar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenir.
  • Patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer belgelere bağlanan gayri maddi haklardan kaynaklanan kazançların istisnadan yararlanacak kısmı, kazancı doğuran faaliyet kapsamında gerçekleştirilen nitelikli harcamaların toplam harcamalara oranı kullanılarak hesaplanır.
  • Bu hesaplamada dikkate alınacak nitelikli harcamalar gayri maddi hakkın elde edilebilmesi için mükellefin kendisi tarafından yapılan ve gayri maddi hak ile doğrudan bağlantılı harcamalar ile ilişkisiz kişilerden sağlanan ve aynı mahiyeti taşıyan fayda ve hizmet bedellerinin toplamıdır. Bu harcamalardan aktifleştirilerek amortismana tabi tutulması gerekenler de gerçekleştirildikleri dönemde amortisman öncesi tutarlarıyla bu hesaplamada dikkate alınır.
  • Bu hesaplamada, mükellef tarafından yapılsa dahi faiz giderleri ve bina maliyetleri gibi yürütülen yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyeti ile doğrudan ilişkili olmayan her türlü maliyet unsuru hem toplam harcamalar hem de nitelikli harcamalar dışında tutulur.
  • İstisnanın uygulanacağı kazanç kısmının tespitinde, gayri maddi hak satın alma bedelleri (lisans ve benzeri bedeller dahil) ve ilişkili kişilerden sağlanan fayda ve hizmet bedelleri toplam harcama tutarına dahil edilirken, nitelikli harcamalar tutarına dahil edilmez. Ancak, Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren vergilendirme döneminin sonuna kadar, yurt içinde yerleşik ilişkili kişilerden sağlanan fayda ve hizmet bedelleri nitelikli harcamalar tutarına dahil edilebilir. Aynı süre içinde, bu bölgelerde faaliyette bulunan bir başka kurumla devir, birleşme veya bölünme işlemine girişilmesi halinde devralınan, birleşilen veya bölünen kurum tarafından daha önce bu bölgelerde yapılmış olan nitelikli harcamalar da aynı muameleye tabi tutulabilir.
  • Mükellefler nitelikli harcama tutarını % 30’una kadar artırabilir. Bu şekilde artırılan nitelikli harcama tutarı toplam harcama tutarını aşamaz.
  • Karar, 19/10/2017 tarihinden sonra bölgede başlatılacak projelerden elde edilen kazançlar ile bu tarihten önce başlatılmış projelerden 30/6/2021 tarihinden sonra elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Etkin Proje Yönetim Danışmanlık Ltd. Şti.
Kozyatağı Mahallesi, Değirmen Sokak Ar Plaza No:16 Kozyatağı/İSTANBUL
0 216 325 83 89 – 0 216 339 94 24

Küresel Gündemi Yeniden Tanımlamak: Eski Güçler’e Karşı Yeni Oyuncular

Kingsley Makhubela: “Kenara itilen insanlar terörizme doğru kayıyor ve terörizm bu insanları cezbediyor. Terörizm illa askeri bir çözüm gerektirmiyor. Politik ve sosyo – ekonomik zorluğu çözmek gerekiyor.

Dr. Karin von Hippel: “Suriye’ye yapılmayan müdahale sonrasında DAEŞ büyüyerek başka yerlere de sıçramayı başardı ve büyük bir mülteci sorununa neden oldu. Yaşanan bu durumu Türkiye’den iyi bilen ve hisseden başka bir ülke yok.”

Prof. Stephen Chan Obe: “Farklı iş yapma ve düşünce biçimleri bir araya gelmeli. Aksi halde barış tesis edilemez.”

TRT World’ün; güncel, kültürel, politik, ekonomik ve sosyal çıkmazlara çözümler aramak amacıyla ilk kez düzenlediği TRT World Forum, birçok ülkeden yaklaşık 400 siyasetçi, iş adamı, akademisyen, aktivist ve gazeteciyi yoğun bir gündemle bir araya getiriyor.

Alanında uzman akademisyen, siyasetçi, gazeteci, sivil toplum ve düşünce kuruluşu çalışanı olmak üzere yurt içinden ve yurt dışından yaklaşık 400 profesyoneli İstanbul’da bir araya getiren TRT World Forum’un ilk gün birinci oturum konusu “Küresel Gündemi Yeniden Tanımlamak: Eski Güçler’e Karşı Yeni Oyuncular” oldu. İlk oturumun konuşmacıları arasında; Dr. Karin von Hippel (Genel Direktör, RUSI), Prof. Stephen Chan Obe (Profesör, SOAS Üniversitesi), Prof. Pan Wei (Profesör, Pekin Üniversitesi), Prof. Gülnur Aybet (Cumhurbaşkanı Başdanışmanı) ve Kingsley Makhubela (CEO, Brand South Africa) yer aldı.

TRT World Editörü A. Craig Copetas’ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda ‘Eşit fırsatlar nasıl olacak?’ ve ‘Nasıl bir yeni küresel düzen olacak?’ Sorularının cevapları arandı.

Panelde söz alan Kingsley Makhubela (CEO, Brand South Africa): “Bu konuları ele almak için şunu anlamamız lazım. Global belirsizlik söz konusu. Dünya genelinde fakirlik, sosyal dışlanma, zengin ve fakir arasında gittikçe artan uçurum var. Ayrıca küresel güvenlik ikilemi ve aşırı sağa doğru da bir kayış söz konusu. Fakirlik ve sosyal eşitsizlik konuları çok önemli. Öyle bir unsur katıyor ki bunlar, birçok insanı kenara itiyor. Terörizme doğru kayıyor ve terörizm bu kenara itilen insanları cezbediyor. Toplumda sorumlu bir rol oynamaktan uzaklaştırıyor. Bunlar insanların sosyo-ekonomik çıkarıyla doğrudan ilgili. Terörizm illa askeri bir çözüm gerektirmiyor. Politik ve sosyo – ekonomik bir zorluk bulunuyor ve bunu çözmemiz gerekiyor. İnsanlar kendilerini iyi hissetmiyor. Güvenlik ikileminde savaş olmadan savaşa hazırlanın mesajı ağır basıyor. Bu bakımdan ele alındığında tüm dünyada gerginlik var.

Craig Copetas’ın sosyo-ekonomik sorunların giderilmesi için kullanılacak kaynaklar askeri alanlara ayrılıyor. Kore yarımadasındaki bu yöndeki gelişmeler iyi değil bunu biliyoruz ama nasıl değiştireceğiz? sorusuna Kingsley Makhubela şu şekilde cevap verdi: “Bir kere kaynakları savaşlara ayırmamalısınız ve sosyo – ekonomik zorlukları ele almak durumundasınız. Eğer asıl nedenleri ele almazsanız o zaman gerçek konulara eğilemezsiniz. Örneğin fakirlik konusunun temeline inmek durumdasınız ki bu sorunu çözebilesiniz.

NATO tarafından Türkiye doğru bir şekilde okunmuyor

Panelin bir diğer konuşmacısı Prof. Gülnur Aybet (Cumhurbaşkanı Başdanışmanı) “ABD ve NATO Türkiye’nin güvenlik endişelerini veya ekonomik çıkarlarını ciddiye almıyor mu?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Bir NATO uzmanı olarak şunu söylüyorum. Soğuk savaştan sonra NATO öldü mü sorusunu çok soruyoruz. 1990’lı yıllarda uluslararası toplum ayağa kalkabiliyordu. 90’lar bence kesinlikle bitti. NATO başka her batı kurumunda olduğu gibi soğuk savaştan bize kalan, yorgunluk yaşayan ve kendini tekrarlayan bir kurum. NATO’nun muzdarip olduğu hastalık BATI’yı endişelendiriyor. NATO tarafından Türkiye doğru bir şekilde okunmuyor ve NATO dünyayı okuyamıyor. Türkiye ve müttefikler nasıl davranmalı? sorusuna ise şöyle yanıt verebilirim: Liberal dünya düzeni 1945’ten sonra kurulduğunda ABD’nin büyük güçleri dengelemesi gerekiyordu. Sonrasında eski güçler şimdi müttefik olan onlar ekonomik bağımlılıkla kontrol ediliyordu. Almanya ve Japonya mesela batının etki alanında. Sonra başka müttefikler vardı fonksiyonel ve pasif. Türkiye fonksiyonel bir müttefikti. Stratejik ortaklığı yoktu. Bir de kafa karışıklığı şu Türkiye artık o rolde değil. Bu yüzden batı çok zorlanıyor.

Dünya Savaşta mı?

Craig Copetas’ın Dünya şu an savaşta mı? sorusuna Dr. Karin von Hippel (Genel Direktör, RUSI) şöyle cevap verdi: “Savaşa ve çatışmalara son vermeliyiz. Şunu da gördük, öyle durumlar oldu ki liberal düzenin lideri ABD en azından bazı savaşları son vermek istedi. Suriye’ye bakarsak Başkan Obama bu savaşa karışmak istemedi. Çünkü elinde Irak gibi yeni bir sorun olsun istemedi. Bu o kadar çok gücü serbestleştirdi ki Suriye’ye yapılmayan müdahale bugünkü zorlukların ortaya çıkardı. DAEŞ bu sayede büyüdü ve başka yerlere de sıçramayı başardı. Büyük bir mülteci sorununa neden oldu. Yaşanan bu durumu Türkiye’den iyi bilen ve hisseden başka bir ülke yok. Savaştan kaçan insanlar doğu ve batı Avrupa’ya akın etti.

Çin’deki demokrasi hakkında bilgi veren Pekin Üniversitesi’nden Prof. Pan Wei “Çin’de biz demokrasiyi çok farklı algılıyoruz. Biz demokrasinin sadece liderleri seçmekle sınırlı olmadığını düşünüyoruz. Çin’de şöyle tanımlıyoruz: İnsanların kendi iradelerini ifade edebilme özgürlükleri, yaşam standartlarının yükselmesinde söz sahibi olmasına demokrasi diyoruz. Biz buna halkın demokrasisi adını veriyoruz. İnsanların refahı ve zenginliği sadece bir lider seçmekten çok daha önemli.”

Her kültür kendi sorunlarını çözme beklentisi üzerine görüş belirten Prof. Stephen Chan Obe (Profesör, SOAS Üniversitesi): “Tüm kültürler kibir içerisinde kendi işlerinin en iyi olduğunu düşünüyor. Küresel iş birliği için bağlantılar arttıkça bu kibir de tarihe karışmalı. Farklı iş yapma ve düşünce biçimleri bir araya gelmeli. Aksi halde barış tesis edilemez. Farklı dini inançları mesela nasıl dengeleyeceğiz? Tanrıya ve everene karşı yaklaşımları nasıl dengeleyeceğiz? Ekonomik çıkarları nasıl dengeleyeceğiz? Hem savaştan uzak duracağız hem de aynı zaman müzakerelere kaynak aktaracağız. İkili bir yol aslında. Bir tarafta müzarkere ederken diğer tarafın ne istediğini biliyorsunuz.”

ETİ’nin Kurucusu Firuz Kanatlı Vefat Etti

Eti’nin kurucusu ve Onursal Başkanı Firuz Kanatlı, 85 yaşında Eskişehir’de hayata veda etti. Firuz Kanatlı’nın cenazesi 21 Ekim Cumartesi günü Eskişehir Gümülcine Camii’nde öğle namazını müteakiben Eskişehir Seyit Gazi Yolu Asri mezarlığına defnedilecek.

Türkiye’nin Hizmetinde Geçen Bir Ömür…

1961 yılında Eti’nin temellerini atan Firuz Kanatlı, Türkiye’de unlu mamuller ve çikolata sektörünün gelişimine büyük emek verdi. İşini her zaman büyük bir aşkla ve heyecanla yapan Kanatlı, Eskişehir’de kurduğu şirketini sanayici işadamı kimliği, vizyoner yaklaşımı ve teknolojiye verdiği önemle Türkiye’nin lider gıda üreticilerinden biri haline getirdi. Bisküvi ve çikolata sektöründe modern makinalarla üretim yapılmasından sayısız ürünün tüketicilere ilk defa sunulmasına kadar pek çok konuda sektöre öncülük etti. Firuz Kanatlı, Eti’nin geliştirdiği bisküvi makinaları ile unlu mamul sektörünün gelişimine büyük katkı sağladı. Hayırseverliği, çalışkanlığı ve mütevazi kişiliği ile tanınan Kanatlı, Eti’nin temellerinin atıldığı Eskişehir ekonomisi ve sosyo-kültürel hayatında büyük rol oynamıştır.