İş ortakları ile buluşan Zyxel, yeni yol haritasını ve hedeflerini anlattı

Ağ teknolojileri alanında dünya liderlerinden biri olan Zyxel’in Türkiye’deki iş ortaklarıyla bir araya geldiği kanal konferansı, bu yıl Bodrum’da gerçekleşti. Zypartner olarak adlandırılan iş ortakları ile buluşan Zyxel ekibi, firmanın yeni hedefleri ve yol haritası hakkında katılımcıları bilgilendirildi.

Etkinlik kapsamında Bodrum Rixos Otel’de bir araya gelen ZyPartner Programı’na dâhil çözüm ortaklarına; yeni ürünler ve çözümler ile pazar trendleri hakkında en güncel bilgiler aktarıldı. 2016 yılında gerçekleştirilen başarılı projeler ve dikey pazarlarda yapılan çalışmaların da değerlendirildiği organizasyonda Zyxel İş Geliştirme Müdürü Ömer Faruk Erünsal, pazardaki yeni iş fırsatları ve hangi projelerde hangi ürün gruplarının konumlandırılması gerektiğine dair katılımcılara bilgi verdi.

Zyxel Kıdemli Ürün ve İş Geliştirme Müdürü Kaan Tuncer ise Zyxel’in dijital yaşam ve akıllı ev çözümleri hakkında yaptığı sunumda yeni nesil ev teknolojine dair trendlerden bahsetti.Farklı on ayrı kategori kapsamında 2016’nın en başarılı projelerinin ödüllendirildiği kanal konferansında, paint ball turnuvası ve go kart yarışması da düzenlendi. Coğrafi olarak birbirinden uzak partnerler arasında doğrudan bir iletişim sağlamak, sinerjiyi kuvvetlendirmek, aidiyet duygusunu güçlendirmek hedefiyle gerçekleştirlen turuvalarda; takım ruhu harekete geçirilirken, iş ortaklıklarının da güçlenmesine olanak tanındı.

Etkinliğin açılış konuşmasında ZyPartner Programı’na dahil olan iş ortaklarına teşekkür eden Zyxel Türkiye Genel Müdürü Timuçin Aksoy, “Biliyorsunuz siz iş ortaklarımızla uzun yıllardır birlikte çok başarılı ve büyük çaplı projelere imza atıyoruz. Geçtiğimiz yıl şirketimiz kurumsal anlamda bir dizi değişikliğe giderek logomuzu ve sloganımızı değiştirdi. ‘Your Networking Ally-Ağ tarafındaki iş ortağınız’ sloganı aslında sizlere de önemli sorumluluklar yüklüyor. Çünkü özellikle kurumsal alanda bizim görünen yüzümüz sizlersiniz ve sizlerle birlikte hayata geçirdiğiniz projelerle biz de başarılı oluyoruz. Buradan hareketle rahatlıkla söyleyebilirim ki siz iş ortaklarımız bundan böyle işimizin ana odağında daha güçlü bir şekilde yer alacaksınız” dedi.

Eğitim, konaklama, üretim ve sağlık kritik sektörler

Zyxel olarak 2016 yılındaki başarılarını farklı sektörlerde hayata geçirdikleri projelerle elde ettiklerini belirten Aksoy, bu konuda şunları söyledi:

“Özellikle sizlerle birlikte hayata geçirdiğimiz eğitim, konaklama, sağlık ve üretim projeleri ülkemize de önemli derecede değer kattı. Önümüzdeki dönemde de bu alanlardaki kritik ve başarılı projelerimizin artarak devam edeceğine dair sonsuz bir inanca sahibiz. Bu sayede birlikte büyümeye de devam edeceğiz. Ayrıca içinde bulunduğumuz dönemde dünya ve ülkemiz ciddi krizler ve ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Ancak sizlerin desteği ve başarılı projeleriyle bizler bu dönemi kayıpsız atlatacağımızı ve sizlerin de geleceğin parlayan yıldızları olacağını düşünüyoruz.”

ZyPartner Programı çift taraflı değer katıyor

Zyxel, ZyPartner Programı’nı uzun yıllardır iş ortaklarına destek olabilmek adına bir süreç olarak yürütüyor. ZyPartner, Zyxel iş ortaklarının tüm müşteri satış öncesi ve sonrası servis süreçleri çerçevesinde tüm ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hazırlanana bir yapı. Program, Zyxel iş ortaklarına iş fırsatlarının olgunlaşmasından, satış sonrası sürece kadar birçok hizmet sunuyor. Zyxel tarafından Türkiye pazarına sunulan ürünlerden ilk olarak yararlanma fırsatına sahip olan ZyPartner’lar, bu ürünleri de özel indirimler ile tedarik edebiliyor. Ayrıca Zyxel’in SLA temelinde hizmet verebilen 7×24 destek hattından müşterileri için de ihtiyaçları çerçevesinde özel servis modelleri oluşturabiliyorlar.

Ödül Alan Zaypartner’ler

  • Yılın Kablosuz Ağ Ürünleri Projesi *2016 Wind of Lara Hotel Projesi – KBG Bilişim
  • Yılın Güvenlik Ürünleri Projesi *2016 Tergan Mağazaları Projesi – Saykom Bilgisayar
  • Yılın Ağ Anahtarı Ürünleri Projesi *2016 Türkmenistan Devlet Konutları – Sistem Santral
  • Yılın DSLAM Ürünleri Projesi 2016 *Kuştur Holiday Village Projesi – Dosbil Bilgisayar
  • Yılın Kamu Projesi *2016 Altınordu Belediyesi Projesi – Setka Bilişim
  • Yılın Özel Sektör Projesi *2016 MNG Holding Projesi – Aybiltech Bilişim
  • Yılın Eğitim Projesi * 2016 Tevitol Okulları Projesi – PM Grup
  • Yılın Otel Projesi *2016 Radison Blu Hotel Projesi – Detaybilgi Bilgisayar
  • Yılın En Hızlı Büyüyen Çözüm Ortağı *2016 – Atasayar Teknoloji
  • Yılın Çözüm Ortağı *2016 – MEB Bilgisayar

Zyxel Hakkında

İnovasyon ve müşteri merkezli çalışma sistemini benimseyen Zyxel, yaklaşık otuz yıldır insanları ve kurumları internete bağlıyor. Zyxel; ağ teknolojilerindeki deneyimini, telekom şirketleri, servis sağlayıcılar ile iş ve ev kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştırmak için kullanıyor. Zyxel, iş ortakları ile yarının iletişim ağlarını inşa ederken, geleceğin kurumları ve iş profesyonellerine yeni nesil bir dünya yaratmak için potansiyel bir gücün ortaya çıkmasına aracı oluyor.

Zyxel; Ağ Dünyasındaki İş Ortağınız.

  • Dünya çapında 1500 iş ortağı
  • Küresel bağlantıda kullanılan 100 milyon cihaz
  • Zyxel çözümleriyle daha akıllı çalışan 7000 bin işletme
  • 150 farklı piyasada küresel hizmet
  • Türkiye’de hali hazırda kurumlar ve bireysel nezdinde dört milyonu aşkın ürün kullanımı
  • Türkiye’de 75 kişilik konusunda uzman kadro

Kahve Kokusu Dijital Dünyayı da Sardı

Vazgeçilmez lezzet kahve artık online sipariş edilebiliyor, böylece mis gibi kahve kokusu dijital dünyayı da sarmalıyor. Vale hizmeti üzerinden kahve siparişi alan Yemeksepeti’nin, bu yeni trende yönelik gerçekleştirdiği araştırmasına göre, dünyanın dört bir yanından gelen 600 farklı çeşit kahve kullanıcılarla buluşuyor. Kahve siparişleri her ay yüzde 25 artıyor. Araştırma en sevilen kahve çeşitleri, mevsimlere göre değişen tercihler, kahveseverlerin profili ve kahveye eşlikçi lezzetler gibi detaylarla, bu kültürün detaylı bir fotoğrafını çekiyor.

Kahve kültürü son yıllarda tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Asya’dan Güney Amerika’ya, Okyanusya’dan Afrika’ya dünyanın dört bir yanında üretilen kahveler artık hayatımızın parçası. Bu lezzet macerası Yemeksepeti Vale üzerinden kahve sipariş edilebilmeye başlanmasıyla daha pratik bir hal aldı ve böylece kahve kokusu dijital dünyayı da sarmaya başladı.

Kahve çeşitlerinin sayısı 600’ü buluyor

Yemeksepeti Vale aracılığıyla kahveseverler 599 farklı çeşit kahveyle buluşabiliyor. Bugün İstanbul’da zincir markalardan 3. dalga kahvecilere kadar 140’ın üzerinde kafe ve restoran Vale üzerinden online kahve siparişi alıyor.

Her ay yüzde 25 daha fazla kahve siparişi geliyor

Üstelik kahve tutkusu giderek daha fazla kişiyi etkisi altına alıyor. Son bir yılın Vale verilerine bakıldığında kahve siparişlerinin her ay ortalama yüzde 25 oranında arttığı görülüyor.

Kahve aşkı bilgi dağarcığını da geliştiriyor

Artık Etiyopya, Tanzanya, Kolombiya, Burundi gibi farklı ülkeleri haritada elimizle koymuş gibi bulabiliyoruz. Buralardan gelen yüzlerce lezzeti tanımlamak için ‘yüksek gövdeli’, ‘asidite oranı düşük’, ‘çiçek notaları duyuyorum’ gibi ifadeler kullanıyoruz. Tüm bu çeşitlilik içinde Vale’yi kullananların favorisi ise daha klasik bir tercih: Cafe Latte.

Kahvemizi sütlü tercih ediyoruz

Kışın sıcak, yazın buzlu olarak servis edilen Cafe Latte, tüm kahve siparişlerinin yüzde 15’ini oluşturuyor ve en çok sipariş edilenler listesinin birinci sırasına yerleşiyor. Avustralya menşeli bir diğer sütlü kahve tarifi olan Flat White’ın da, Yemeksepeti Vale’de son bir yılda siparişini yüzde 75 artırarak, bu listede ilk 10’a girdiği görülüyor. Kahvesini sade tercih edenlerin vazgeçilmezi ise, listede 2’inci sırada olan Americano.

Kışın yoğun lezzetler, yazın buzlu tercihler

Yaz ve kış döneminde kahve tercihleri de değişim gösteriyor. Kışın daha yoğun lezzetler tercih edilirken, yazın soğuk kahvelere geçiliyor. White Chocolate Mocha, sıcak çikolata ve karamelli kahveler kış aylarında, Iced Latte, Cold Brew ve Frappe ise yaz aylarında sipariş oranlarını 2 katına çıkarıyor.

Sabah kahveleri internetten sipariş ediliyor

Kahve siparişlerinin en yoğun olduğu saat aralığı kahvaltı zamanına denk geliyor. Vale’de gün içindeki toplam kahve siparişlerinin yüzde 15’i saat 10.00 – 11.00 arasında veriliyor.

Her 10 kişiden 7’si kahvenin yanında bir şeyler yiyor

Yemeksepeti Vale’deki kahve siparişlerinin yüzde 68’inin yanında ona eşlik edecek bir yiyecek de söyleniyor. Bunların yarısından fazlasını tatlılar oluştururken, tatlıda favori lezzetler olarak brownie, müsli, kruvasan, cookie ve muffin öne çıkıyor. Canı tuzlu bir şeyler çekenlerin tercih sıralamasında ise başı sandviç, börek, tost ve simit çekiyor.

Kahveseverin yaşı: 30

En çok kahve sipariş edenler yüzde 31 oranıyla 25 – 33 yaş aralığındakiler. Kahve sipariş eden kullanıcıların ortalama yaşı 30. Toplam siparişlerin yüzde 58’ini ise kadınlar veriyor.

​Babalar Günü’nün en özel hediyesi Doğtaş’tan: Oscar Baba Koltuğu

Doğtaş, yaklaşan Babalar Günü için babasını mutlu etmek isteyenlere şık, rahat ve konforlu bir hediye seçeneği sağlıyor. İşin ve hayatın yorgunluğunu atmak üzere dizayn edilen Oscar Baba Koltuğu farklı hediye alternatifi arayanlar için de bulunmaz bir seçenek sunuyor.

Babalar Günü’ne özel, Doğtaş mağazalarında yerini alan Oscar Baba Koltuğu, rahat ve yüksek konforlu bir kullanıma sahipken, farklı dokuları, zengin kumaş seçenekleriyle de babanızın zevkine uygun alternatifler sunuyor.

Yorucu ve uzun bir günün ardından tüm yorgunluğu ve stresini ortadan kaldırmak için tasarlanan Oscar Baba Koltuğu uzanma ve ayak uzatma mekanizması ise konforu bir üst seviyeye taşıyor. TV koltuğu diye de adlandırılan, oturulduktan sonra hafifçe arkaya itilerek mekanizması aktif hale gelen bir özelliğe sahip olan Oscar Baba Koltuğu, salonların başköşesi olacak ve bu koltuktan babanız kalkmak istemeyecek.

Oscar Baba Koltuğu, Babalar Günü’ne özel 1.550 TL fiyatıyla Doğtaş mağazalarında…

‘Rus gümrüklerinde engellerin kalkması karşılıklı ticaretimiz için çok önemli’

Rusya ile ticari ilişkilerin eski seviyesine dönmesi için çalıştıklarını söyleyen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Bunun için Rusya’ya ihracatta yaşadığımız sorunların çözülmesi büyük önem arz ediyor. Vize konusunda yaşanan sorunlar ve gümrüklerde uzun bekletme ile yüksek oranda sigorta ile depozito bedelleri tahsil edildiği şikayetleri alıyoruz. Bu engellerin kaldırılması karşılıklı ticaretimiz açısından çok önemli” dedi.


Türkiye-Rusya Federasyonu & Tataristan Cumhuriyeti Alabuga Özel Serbest Bölgesi İş Forumu’nda konuşan Büyükekşi, “Rusya ile ikili ticaretimizde geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız kayıplar telafi edilmeye başlandı. İlk 4 ayda, Rusya’ya ihracatımız yüzde 30 artarken, Rusya’dan ithalatımız da yüzde 15 artış kaydetti. Mayıs ayında ise çok daha yüksek ihracat artışı bekliyoruz” şeklinde konuştu.

İstanbul’da 22 Mayıs 2017’de gerçekleşen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Zirvesi’nde Türkiye ve Rusya arasında imzalanan Mutabakat Zaptı ticari ilişkilerde yeni bir adım oldu. İki ülkenin iş çevreleri 23 Mayıs’ta da Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) düzenlediği Türkiye-Rusya Federasyonu & Tataristan Cumhuriyeti Alabuga Özel Serbest Bölgesi İş Forumu’nda bir araya geldi.

‘Olumsuz trend tersine döndü’

Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Andrey Podelyshev’in de katıldığı forumun açılışında konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Son dönemde ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin tekrar rayına girmesi, petrol fiyatlarındaki toparlanma ve Rus ekonomisinin yeniden büyümesi ile birlikte ticari ilişkilerimizdeki olumsuz trend tersine dönmeye başladı” diye konuştu. Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya ile ikili ticaretimizde geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız kayıplar telafi edilmeye başlandı. İlk 4 ayda, Rusya’ya ihracatımız yüzde 30 artarken, Rusya’dan ithalatımız da yüzde 15 artış kaydetti. Mayıs ayında ise çok daha yüksek ihracat artışı bekliyoruz”

Rusya ile ticari ilişkilerin eski seviyesine dönmesi için çalıştıklarını söyleyen Büyükekşi, “Bunun için Rusya’ya ihracatta yaşadığımız sorunların çözülmesi büyük önem arz ediyor. Vize konusunda yaşanan sorunlar ve gümrüklerde uzun bekletme ile yüksek oranda sigorta ile depozito bedelleri tahsil edildiği şikayetleri alıyoruz. Bu engellerin kaldırılması karşılıklı ticaretimiz açısından çok önemli” dedi.

‘Sıra siz işadamalarında’

Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Podelyshev ise “Devlet başkanlarımız son dönemde beş kez bir araya geldi. Bu sıklıkla başa hiçbir liderle görüşme gerçekleştirmiyoruz. Şimdi sıra siz işadamlarında” dedi. İki ülke arasında imzalanan Mutabakat Zaptı’nın önemini vurgulayan Podelyshev, Tataristan’ın sunduğu yatırım fırsatlarına da dikkat çekti.

Erikli Ramazanı yeni şişesiyle karşılıyor

Türkiye’nin en sevilen suyu Erikli, Uludağ’ın zirvesinden gelen eşsiz lezzetini Ramazan ayına özel tasarladığı şişelerle iftar sofralarına taşıyor. Erikli’nin 1 litrelik özel şişeleri, “Hoş geldin Ramazan” yazılı tasarımla renkleniyor. Doğanın iyiliğini ve canlılığını Uludağ’dan Türkiye’nin her köşesine taşıyan marka, yeni şişesiyle de iftar sofralarının baştacı olmaya aday. Erikli, Ramazan ayı boyunca hem yemeklere hem de sofralara lezzet katıyor.

Erikli’nin Ramazana özel olarak tasarladığı şişeler bir ay boyunca tüm süpermarketlerde satılacak.

Müşteri istedi, perakende markaları dijital dönüşümde gaza bastı

Perakende sektöründe faaliyet gösteren birçok markanın dijital dönüşüm yolculuğuna hız verdiğini söyleyen Positive Kurucu Ortağı Caner Istı, tetikleyici unsurun tüketicilerden gelen talepler olduğunu söyledi.

Perakende markalarına dijital dönüşüm çözümleri sunan Positive’in Kurucu Ortağı Caner Istı, sektörün dijital dönüşüm alanında son iki yılda kaydettiği ilerlemenin dikkat çekici olduğunu söyledi. Diğer birçok sektörün aksine, perakendenin dijital dönüşümünde en büyük tetikleyici unsurun tüketiciler olduğunu kaydeden Istı, “Teknolojinin olanakları çok geniş. Şu an perakende markaları bu olanakları ağırlıklı olarak tüketicilerden gelen yönlendirmeler ile şekillendiriyor. Akıllı cihazların sağladığı avantajları sonuna kadar kullanmak isteyen tüketicilerin talep ve beklentilerine karşılık vermek isteyen markalar da dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğunun farkındalar” dedi.

Satın alma kararında ilk faktör kargo

Tüketicilerin artık bir ürünü internetten sipariş ettikten sonra 3-4 günü bulabilen kargo sürecini beklemek istemediğini ya da bir ürünün renk veya bedenini bulabilmek için mağazaları gezmeyi zaman kaybı olarak gördüğünü ifade eden Istı şunları söyledi:

“TÜSİAD’ın geçtiğimiz günlerde yayınladığı ‘Dijitalleşen dünyada ekonominin itici gücü: E-ticaret’ başlıklı rapora göre, online alışveriş yapan tüketiciler için kendilerine sunulan en cazip değer teklifi ücretsiz teslimat. Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de ücretsiz teslimat tüketiciler için en önemli değer önerilerinin başında geliyor. Forrester’ın araştırması ise online alışverişte satın alma kararının verilmesinde en önemli faktörün yüzde 59 ile kargo olduğunu gösteriyor.

Tüketicilerin yüzde 44’ü ise mağazadan teslim seçeneği bulunursa online alışveriş yapabileceğini söylüyor. Bu tür talepler internetten satın alınan ürünün fiziksel mağazadan teslim alınmasını ifade eden Click & Collect gibi farklı teslimat modellerinin ve yeni teknolojilerin de önünü açıyor. Türkiye gibi alışverişin sosyal hayatın bir parçası olduğu ülkelerde online ve offline’ı bir araya getiren bu tür teknolojilerin markaları başarıya taşıma potansiyeli çok yüksek. Üstelik Click & Collect yöntemini tercih eden tüketicilerin önemli bir kısmı, ürünü mağazadan alırken mağaza içinde de ayrıca harcama yapıyor. Bu oran İngiltere’de yüzde 25’e, ABD’de yüzde 27’ye kadar çıkabiliyor. Mağazadayken özel indirim ya da kampanya sunulması durumunda ise yüzde 50’ye yaklaşan oranlara ulaşmak mümkün olabiliyor.”

Tüm kanalları entegre eden bir strateji

“Günümüzde tüketiciye sadece mağazada değil, tüm kanallarda aynı deneyimi pozitif bir biçimde sunabilmek önem kazanmış durumda” diye konuşan Caner Istı, “Dijital dönüşüm bunu mümkün kıldığı için de son derece değerli. Son beş yıldır perakende sektörünün en güncel konularından birisi olan omni-channel perakendecilik, geçtiğimiz yıldan itibaren Türk perakende markalarının da gündemine girdi. Bu konuda daha şimdiden ciddi adım atan markalar olduğu gibi, çok büyük bölümü de bu kapsamda yapacakları dijital dönüşümü 2017 ve 2018 stratejilerinin temeline koydular. Fakat perakende markalarının öncelikle omni-channel’ın yeni bir uygulama ya da özellik olmaktan öte, markanın tüm süreçlerine etki eden stratejik bir yaklaşım olduğunu kavramaları gerekiyor. Bunun için de kanallar arasındaki rekabeti bir kenara koymalı ve tüm kanalları entegre kullanabilecekleri şekilde yeninden organize olmalılar” dedi.

Kasasız mağazacılık örneğinin de gösterdiği gibi, teknolojik olarak artık neredeyse her şeyin yapılabilir noktaya geldiğine dikkat çeken Istı, “Bu gerçeğin farkında olan perakende markaları yol haritalarını dijitalleşmeye göre belirliyor. Burada dijitalleşme derken, sadece dijital satış kanallarından değil, ERP’den stok yönetimine, tüm iş süreçlerinin dijitalleşmesinden söz ediyoruz. Dijital kanallar bunun en önemli ayaklarından birisi ancak süreç olarak ele alınırken bunu tüm perakende süreçlerine entegre edecek şekilde planlamak gerekiyor” dedi.

Omni-channel çözümleri uygulayabilmek için ele alınması gereken en önemli noktanın online ve offline satış kanallarını entegre çalışacak biçimde kurmak olduğunu söyleyen Istı, omni-channel dünyasına ilk adımı atmak isteyen kurumların, mağazacılık yazılımları ile web sitesi ve mobil uygulama gibi online alışveriş kanallarının entegrasyonunu yapmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

FLO’dan Şanlıurfa’da Ayakkabı Üretim Üssü’ne Öncülük

2023 yılında Türkiye’den çıkacak 10 global markadan biri olmayı hedefleyen FLO, sektördeki 50 yıllık köklü deneyimiyle Şanlıurfa’yı ayakkabı üretim üssü olması için kolları sıvadı. Türkiye genelindeki ayakkabı atölyelerini üretim için bölgeye davet eden FLO, Şanlıurfa’daki ayakkabı fabrikası ve Organize Sanayi Bölgesi içerisinde hayata geçirilecek ‘ayakkabı üretim üssü’ne dair projelerini yerinde tanıtmak amacıyla Türkiye’nin farklı illerindeki tedarikçilerini Şanlıurfa’da ağırladı.

FLO Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan, FLO Mağazacılık Yönetim Kurulu Üyesi Aykut Büyükekşi ve FLO Mağazacılık CEO’su Burak Övünç ev sahipliğinde düzenlenen istişare toplantısı, Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Süleyman Gürsoy ve Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) Başkanı Tan Erdoğdu ile birlikte sektör temsilcileri, FLO Mağazacılık yöneticileri ve tedarikçiler ile birlikte 70’in üzerinde katılımcı ile gerçekleşti. Düzenlenen istişare toplantısında Şanlıurfa’nın ayakkabı üretim üssü olma konusundaki potansiyeli tüm yönleri ele alındı.

“Urfa’daki kümelenme modeli tüm Türkiye’ye örnek olabilir”

Toplantıda konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) Mehmet Büyükekşi,Şanlıurfa’da kümelenme modeli ile yaratılacak ayakkabı üretim üssü Türk ayakkabıcılık sektörü açısından hayati önem taşıyor. Şanlıurfa’da hayata geçirilen proje tüm Türkiye’ye örnek olacaktır. Böylece insanların yaşadıkları şehirlerde üretime katılmalarını sağlayabiliriz. Yılsonuna kadar Şanlıurfa’daki Ayakkabı Sanayi Bölgesi inşasının bitirilmesi hedefleniyor. Böylece hem yeni istihdam olanaklarının yaratılması hem de Türkiye’nin ihracına katkı sunması bakımından büyük faydalar sağlayacağına inanıyorum” dedi.

“Türkiye’yi global ayakkabı üretim üssü haline getirmek istiyoruz”

Toplantı kapsamında bir konuşma yapan FLO Mağazacılık CEO’su Burak Övünç,FLO Mağazacılık olarak dünya çapında bir marka olmayı hedefliyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirebilmek için de Türkiye’yi dünya genelinde bir ayakkabı üretim ve ihracat üssü haline getirmek istiyoruz. Bu bağlamda Şanlıurfa’da hataya geçirilen ayakkabı üretim üssünün sektörümüz açısından çok önemli bir kilometre taşı olarak görüyoruz” dedi.

Övünç, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’yi ayakkabı üretim merkezi haline getirme vizyonumuz doğrultusunda üç ana stratejinin sektörümüzü başarıya götüreceğine inanıyoruz. Bunlardan ilki bölgesel ayakkabı üretim üsleri oluşturmak. Bölgesel ayakkabı üretim üslerini tüketicilerimizin ihtiyacı olan ürün adedini karşılayabilecek şekilde hayata geçirebilirsek ülkemizin ayakkabı ithalat ihtiyacını komple ortadan kaldırabiliriz. İkinci olarak bölgesel ayakkabı üretim üsleri, devletimizin, kalkınma ajanslarının ve sanayi bölgelerinin yatırımcılara verdiği destek ve yeni açıklanan teşvik programı ile birleştiğinde üreticiler için çok uygun bir maliyet ile üretim yapma imkânı veriyor. Bu imkân sektörümüzü global ölçekte çok daha rekabetçi bir noktaya taşıyor. Üçüncü olarak da oluşturulacak kümelenme modeli başarılı olduğunda bir ölçek ekonomisi yaratılmış olacak. Bu ölçek ekonomisi ile birlikte sektörümüzün teknik ve malzeme yetkinlikleri gelişecek ve beraberinde üretim maliyetleri azalıp verimlilik aha da artacaktır.

“Şanlıurfa’daki üretim üssü ile 20 bin kişiye iş fırsatı”

Türkiye’yi dünya ayakkabı üretim liginde üst sıralaya taşıyabilmek için bölgesel ayakkabı üretim üssü oluşturmak ve bunun da ilk adımını Şanlıurfa’da atıyor olmaktan büyük heyecan duyduklarını ifade eden Övünç,Şanlıurfa’daki ayakkabı fabrikamız ile bu yöndeki ilk adımımızı attık. Daha gidecek çok yolumuz var. Hedefimiz, tüm tedarikçilerimiz ve diğer paydaşlarımızın da desteği ile Şanlıurfa’daki ayakkabı fabrikası sayısını 60 fabrikaya çıkarılmasına öncülük etmek. Bugün üretim kapasitemiz 9 bin çift ayakkabı olsa da bu rakamı hızla 10 binin üzerine çıkarmak istiyoruz. Buna ek olarak tedarikçilerimizin yapacağı yatırımlar ile üretim kapasitemizi 100 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Şanlıurfa’da Organize Sanayi Bölgesi’nde birlikte kurulacak ayakkabı üretim üssü ile toplam 20 bin kişiye yeni istihdam yaratabileceğini öngörüyoruz. Öte yandan mesleki eğitimler ile kentte sektör açısından çok önemli bir insan kaynağı oluşturabileceğimizi düşünüyoruz. Oluşturulacak kümelenme modeli ile birlikte 50 milyon çift ayakkabılık üretim kapasitesine erişebileceğimize inanıyoruz. Şanlıurfa’yı özellikle kadın suni spor ayakkabı üretim merkezi haline getirebiliriz.

“El birliği ile Türkiye’nin en büyük ayakkabı üretim üssünü Şanlıurfa’da inşa edeceğiz ”

Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna, toplantıda yaptığı konuşmada, “hepimiz aynı gemide yolculuk ediyoruz. Dolayısıyla birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Yapacağımız yatırımlar ile ülkemizi dünya genelinde daha fazla söz sahibi hale getirebiliriz” dedi. Tuna, sözlerine şöyle devam etti: “Şanlıurfa’nın bir ayakkabı üretim üssü olması yönünde atılan adımlar bizi çok mutlu ediyor. Bugün önemli bir tarih yazıyoruz. Şanlıurfa, Türkiye’nin en huzurlu ve güvenli şehirlerinden biridir. Gençlerimizin iyi eğitim alması ve iyi meslek sahip olması için hepimizin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bu doğrultuda Türkiye’nin en büyük ayakkabı üretim üssünü el birliği ile hep beraber Şanlıurfa’da inşa edeceğiz. Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yapılacak her türlü yatırım için yatırımcılara destek olmaya devam edeceğiz. Amacımız, tüm yatırımcıların yatırımlarını başarılı bir şekilde yapılabileceği bir eko sistem oluşturmak.”

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği Başkanı Süleyman Gürsoy ise “Organizasyon kapsamında Şanlıurfa’da çeşitli ziyaretlerde bulunduk. Özellikle son iki yılda bakıldığında sektörümüzle kentte sektörümüzle ilgili gelişim çok net bir şekilde belli oluyor. Bu da bizi buraya yatırım yapmak adına oldukça mutlu ediyor. Urfa için yapılan yatırımların yerinde ve çok değerli olduğuna inanıyorum. Sayın Valimizin ve diğer paydaşlarımızın destekleri devam ediyor ve bunu sektörümüz adına bir avantaj olarak görüyorum. Ayakkabı sektörüne yatırım yapanların bu avantajı pozitif olarak kullanacağına inanıyorum. Yapacağımız yatırımlar ülkemiz ihracatının artmasına ve yeni iş imkânlarının yaratılmasına olumlu katkısı olacaktır.

“TASEV olarak Urfa’daki üretim üssünü desteklemeye hazırız”

Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) Başkanı Tan Erdoğdu ise: “Dünyadaki rekabetle baş edebilmek için katma değeri yüksek ürünler üretmemiz gerekiyor. Küresel ayakkabı pazarındaki payımızı artırmaya öncelik vermeliyiz. Şanlıurfa’da hayata geçirilecek olan ayakkabı üretim üssü bu anlamda çok önemli bir adım olacak. Yeni bir vizyon ortaya konuyor. Burada hareketle hem endüstriyel üretimi hem de verimli bir üretimi burada hayata geçirebiliriz. Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) olarak bu projeyi gerek mesleki gerekse teknik eğitimler ile desteklemeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum” dedi.

FLO Mağazacılık Hakkında:

1960’lı yılların başında Ahmet Ziylan tarafından Gaziantep’te 50 metrekarelik ufak bir atölyede temelleri atılan FLO Mağazacılık Grubu, Türkiye’nin en büyük ayakkabı perakendecisi konumundadır. Grubun bugün Türkiye’nin yanı sıra Kazakistan, Irak, Arnavutluk, Azerbaycan, Gürcistan, İran, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin aralarında bulunduğu yakın coğrafyada 450’nin üzerinde mağazası bulunuyor. 2016 yılında Almanya’nın en önemli yatırım fon şirketlerinden biri olan Capiton AG ile birlikte Alman ayakkabı perakende devi Reno’yu satın alan FLO Mağazacılık, 500’ün üzerinde Reno mağazası ile Avrupa’nın en büyük ayakkabı perakende platformlarından birine de sahip oldu. Ziylan Mağazacılık’ın 2012 yılında satın aldığı Lumberjack markası da, 2016 yılında İtalya’nın en hızlı büyüyen ayakkabı markası konumuna geldi. Ziylan Mağazacılık bünyesinde FLO ve Sport in Street perakende markalarının yanı sıra, mağazalarında satışını gerçekleştirdiği ve toptan satışını yaptığı Kinetix, Polaris, Butigo, Dockers by Gerli gibi her biri kendi alanında lider ayakkabı markaları bulunuyor. 2023 yılında Türkiye’den çıkacak 10 global markadan biri olma hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdüren FLO Mağazacılık, 7 binden fazla kişiye istihdam sağlamakta, yılda 35 milyon çiftin üzerinde ayakkabı satışı gerçekleştirmektedir.

Y Kuşağının Kariyer Tercihlerini Esneklik ve Uluslararası Fırsatlar Belirliyor

Careers@Hilton (Hilton’da Kariyer) Haftası’nın başlamasıyla gözler Küresel Y Kuşağı Bakış Açışı Anketi’ne (Global Millennial Viewpoints Survey) çevrildi. Türkiye dahil 30 ülkede toplam 7,600 genç ile gerçekleştirilen anketin başlıca sonuçları şöyle:

  • Dünya çapındaki katılımcıların %56’dan fazlası esnek çalışma saatleri ve iş/özel hayat dengesi bekliyor.
  • Her üç gençten biri (%33) farklı bölge ve ülkelere yerleşme konusunda esneklik istiyor.
  • Katılımcıların %40’ı staj imkanlarından ve eğitimlerinin bir parçası olarak gerçekleştirdikleri zorunlu staj süreçlerinden mutlu değil.
  • Gençlerin %27’si içerisinde gönüllü çalışma imkanlarını değerlendirmek veya bir hedefe yönelik çalışma fırsatı sunan işleri değerlendirmek istiyor.

[Güney Afrika, Mayıs, 2017] – Hilton (NYSE: HLT) ile Uluslararası Gençlik Vakfı (International Youth Foundation) işbirliğinde gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, gençler farklı bölge ve ülkelerde esnek çalışma saatleri sunan iş fırsatlarını kovalıyor. Katıldıkları staj ve formasyon programlarında ise daha yoğun ve nitelikli işler yapmak istiyorlar. Bu alandaki en büyük beklentileri ise gönüllü olarak ya da bir hedef doğrultusunda çalışma imkanı. Diğer yandan araştırmaya katılan 16-24 yaş arası gençlerin neredeyse beşte biri (%17) otelcilik ve turizm sektöründe bir kariyeri ilk üç tercihleri arasında değerlendiriyor.

Hilton Avrupa, Orta Doğu ve Afrika İK Kıdemli Başkan Yardımcısı Ben Bengougam konuyla ilgili şöyle dedi: “Artık gençler geleneksel bir işten fazlasını istiyor. Uluslararası iş imkanları, dünya çapında eğitimler, sosyal veya çevresel bir sorunu iyileştirmeye yönelik gönüllük programları iş tercihlerini şekillendiriyor. Bugün küresel çapta yaşadığımız genç işsizliği krizi karşısında Hilton, turizm/otelcilik sektöründeki fırsatları öne çıkarmakta kararlı. Gençlere sağladığımız en büyük fırsatlardan biri de Careers@Hilton (Hilton’da Kariyer) etkinlikleri. Bu etkinliklerde otelcilik sektöründe iş arayan gençlere tercihleri konusunda ilham vererek, hem becerilerini geliştirebilmelerini destekliyor hem de geleceğe yönelik başarılı bir kariyer inşa edebilmeleri için onlara rehberlik ediyoruz.”

TÜRKİYE’DEKİ GENÇLERİN BEKLENTİLERİ

Küresel Y Kuşağı Bakış Açışı Anketi’nin Türkiye sonuçları ise şöyle:

  • Türkiye’deki gençlerin neredeyse yarısı (%52) esnek çalışma saatleriyle çalışmayı ve işten sonra kendilerine yeterli vakit kalmasını istiyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası ise (%37) farklı bölge ve ülkelere taşınabilme konusunda esneklik bekliyor.
  • Her 10 Türk gencinden dördü (%40) gelişmiş staj ve formasyon imkanları istiyor.
  • Türk katılımcıların dörtte birinden fazlası otelcilik sektörünü ilk üç kariyer tercihinden biri olarak değerlendiriyor.
  • Türkiye’deki gençlerin %35’i içerisinde gönüllü çalışma imkanlarını değerlendirmek veya bir hedefe yönelik çalışma fırsatı sunan işlerde çalışmak istiyor.

Otelcilik sektöründe bir kariyer planlayan gençlerle bu alandaki fırsatları buluşturmak amacıyla her yıl Hilton tarafından gerçekleştirilen global kariyer etkinliği Careers@Hilton Haftası bu yıl 15-21 Mayıs arasında gerçekleşiyor. Hilton’un dünyanın dört bir yanında yer alan tüm otel ve ofisleri, gençlere ilham vermek, turizm sektöründeki iş fırsatları konusunda bilgi vermek ve kariyerleri konusunda rehberlik etmek için yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Careers@Hilton Haftası etkinlikleri boyunca gençler, özgeçmişlerini yetkili kişilerle paylaşabilme imkanının yanında, Hilton ekip üyeleri ile tanışarak, deneyimli çalışanların otelcilik sektöründeki kariyerleri hakkında yapacakları sunumları izleme fırsatı buluyor.

Bu girişim, Hilton’un Açık Kapılar (Open Doors) taahhüdünün bir parçasıdır. Proje kapsamında Hilton, Gençlerin otelcilik sektöründeki fırsatlarla ilgili bilgi alarak kendi potansiyellerine ulaşmalarını ve doğrudan istihdam edilmelerini amaçlayarak 2019 itibarı ile en az bir milyon gence ulaşmayı hedefliyor.

Gençler için bilişimde en gözde meslek Yazılım Geliştirme Uzmanlığı

Kariyer.net aday veri tabanında yer alan üniversite öğrencisi ve yeni mezun verilerine göre son beş yılda en çok başvurulan pozisyonlar arasında Stajyerlik ve Satış Danışmanlığı ilk sıralarda yer alıyor. Günümüzün parlayan sektörleri arasında yer alan bilişimde ise en çok başvuru yapılan pozisyon yazılım geliştirme uzmanlığı.

Türkiye’de çalışanların ve işverenlerin en çok tercih ettiği online insan kaynakları platformu Kariyer.net, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında veri tabanındaki gençlerin üniversite ve meslek tercihlerini açıkladı. Kariyer.net’in veri tabanında 2017 yılı itibariyle 2 milyon 167 bin 405 üniversite öğrencisi ve 2016 yılında mezun olan 51 bin 720 aday bulunuyor. Ayrıca 2017’de 274 bin 198 üniversite öğrencisinin de iş başvurusu yaptığı görülüyor.

Verileri değerlendiren Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, “CareerCast, PayScale ve Amerikan Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre bilişim ve mühendislik alanları 2022’ye kadar ortalama yüzde 20 oranında büyüyecek. Bu, daha çok pozisyon ve daha çok çalışan anlamına geliyor. Geleceğin en öne çıkacak bilişim ve mühendislik alanları arasında; Biyomedikal Mühendisliği, Veri Bilimci, Yazılım Mühendisliği, Ağ ve Bilgisayar Sistemleri Yöneticiliği, Petrol Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Bilgisayar Programcılığı, Çevre Mühendisliği ve Web Geliştirme Uzmanlığı gibi mesleklerin adı geçiyor” açıklamasını yaptı.

Bilişimde en çok başvuru “Yazılım Geliştirme Uzmanı” pozisyonuna yapılıyor

Hızla dijitalleşen ve dönüşen iş dünyasında bilişim sektöründeki mesleklere olan ilginin de yüksek olduğu görülüyor. Verilere göre son beş yıl içinde en çok başvuru yapılan Bilişim Sektörü pozisyonları arasında ilk sırada 108 bin 929 başvuruyla Yazılım Geliştirme Uzmanlığı geliyor. Web Developer olarak dünyada da oldukça talep gören söz konusu pozisyonu İş Analisti, Yazılım Uzmanı, Proje Yöneticisi ve Veri Giriş Elemanı pozisyonları takip ediyor.

Staja ilgi çok yüksek

Kariyer.net aday veri tabanına göre son bir yıl içinde staj başvurusu yapmış 18-30 yaş arası yeni mezun sayısı 557 bin 546 olarak görülüyor. Son beş yılda en çok başvuru yapılan pozisyonlar arasında 7.808.830 başvuru sayısıyla “Stajyerlik” ilk sırada yer alıyor.

“Satış Danışmanı” yoğun ilgi görüyor

18-30 yaş arasındaki hem erkek hem de kadın adaylar arasında “Satış Danışmanı” pozisyonuna olan ilgi de oldukça yüksek. Stajyerlikten sonra gelen bu pozisyona kadınlar tarafından yapılan başvuru sayısı 928 bin 301 iken, erkekler tarafından yapılan başvuru sayısı ise 1 milyon 35 bin 286.

Kadın adaylar arasında başvuru yoğunluğu sıralamasında “Satış Danışmanı” pozisyonunun ardından Stajyer Mühendis, Muhasebe Elemanı ve Kasiyer pozisyonları geliyor. Erkek adayların en çok başvurduğu pozisyonların başında yine Stajyerlik gelirken; onu Satış Danışmanı, Stajyer Mühendis, Makine Mühendisi ve Muhasebe Elemanı takip ediyor.

Mavi yakalıların gözde pozisyonu “Kasiyerlik”

Kariyer.net mavi yaka aday veri tabanına göre son beş yılda en çok başvuru yapılan mavi yaka pozisyonu, 608 bin 634 toplam başvuru sayısıyla Kasiyerlik. Kasiyerliğin ardından en çok aranan mavi yaka pozisyonları ise sırasıyla Garson, Tekniker, Güvenlik Görevlisi ve Barista olarak dikkat çekiyor.

Pegasus, Ankara’daki uçuş ağını genişletiyor!

Türk sivil havacılığını daha da ileri taşıyabilmek için, İstanbul’u tamamlayacak yeni hub’lar yaratabilmenin ve farklı pazarlara açılabilmenin önemine inanan Pegasus Hava Yolları, Ankara’daki uçuş ağını genişletiyor.

Haziran ayı itibariyle Ankara Esenboğa Havalimanı merkezli uçuşlarının sayısını artıracak olan Pegasus; Trabzon, Antalya, Adana, Van, Gaziantep, Erzurum, Diyarbakır ve Balıkesir-Edremit olmak üzere 8 yeni noktaya uçuşlar gerçekleştirecek. Halihazırda Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan yurt içinde İstanbul Sabiha Gökçen, İzmir ve Bodrum’a uçuşları bulunan Pegasus, yeni destinasyonlarıyla birlikte Ankara merkezli yurt içi uçuşlarının sayısını 11’e çıkaracak.

Mehmet T. Nane: “Ankara’yı, iç hat uçuş merkezinden uluslararası bir hub’a dönüştüreceğiz”

Transit pazarının ve direkt uçuşların sağlıklı büyüyebilmesi için, Türkiye’nin hub sayısını ve havaalanı altyapısını geliştirmesi gerektiğini belirten Pegasus Hava Yolları CEO’su Mehmet T. Nane: “Tam da bu sebeple, Pegasus olarak çok önemsediğimiz bir pazar olan Ankara’da uçuş ağımızı genişletiyoruz. Ankara merkezli yurt içi uçuş noktalarımızın sayısını 11’e çıkarmış olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Ankara’dan KKTC, Erbil, Amman, Kiev, Viyana, Stuttgart, Köln, Düsseldorf ve yaz döneminde uçtuğumuz Brüksel Charleroi ve Stockholm’a ek olarak, yeni yurt dışı destinasyonları için çalışmalarımız ve izin süreçlerimiz de devam ediyor. Yakında yepyeni yurt dışı noktalarıyla Ankara’yı, iç hat uçuş merkezinden uluslararası bir hub’a dönüştüreceğiz.” dedi.

Pegasus, Ankara atağını özel bir kampanyayla taçlandırıyor

Ankara operasyonlarını büyütmenin mutluluğunu misafirleriyle paylaşmak isteyen Pegasus Hava Yolları’nın kampanyası kapsamında; 15 Haziran – 28 Ekim arası Ankara’dan yapacakları yurt içi seferleri için biletlerini 18-22 Mayıs tarihleri arasında alanlar, kış sezonunda Ankara merkezli direkt seferlerde kullanmak üzere tek yön bedava bilet şifresi kazanacak. Pegasus’un hediye Ankara biletleri, 29 Ekim 2017 – 24 Mart 2018 tarihleri arasında Ankara’dan İstanbul, İzmir, Bodrum, Antalya, Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Trabzon, Erzurum ve Van’a gerçekleşecek direkt seferlerde kullanılabilecek.

Pegasus Hava Yolları Hakkında

1990 yılında charter uçuşlarla havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, 2005 yılında ESAS Holding tarafından satın alınarak düşük maliyetli iş modelini benimsemiştir. Pegasus, uygun ücretle ulaşım imkânı sunan, Türkiye’nin lider düşük maliyetli havayoludur. Hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna inanan Pegasus, uyguladığı “low cost (düşük maliyetli hava yolu)” modeli ile misafirlerine uygun fiyatlı, zamanında kalkan ve genç uçaklarla seyahat etme imkânı sağlamaktadır. Pegasus, misafirlerini 32’si yurt içinde, 71’i yurt dışında olmak üzere toplam 40 ülkede 103 noktaya ulaştırmakta ve İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştirmektedir. Pegasus, 2012 yılında Airbus firmasıyla imzaladığı ve teslim tarihindeki tutarı yaklaşık 12 milyar USD olan, 25 adedi opsiyonlu 100 uçaklık filo siparişi ile sipariş verdiği tarih itibariyle Türk Sivil Havacılık tarihinde bir seferde verilmiş en büyük siparişe imza atmıştır.