Küresel Riskler Raporu 2025: Çatışma, Çevre ve Dezenformasyon En Büyük Tehditler

Küresel Riskler Raporu 2025 çatışma, çevre Ve Dezenformasyon En Büyük Tehditler
Küresel Riskler Raporu 2025: Çatışma, Çevre ve Dezenformasyon En Büyük Tehditler

Küresel Riskler Raporu 2025:
Çatışma, Çevre ve Dezenformasyon En Büyük Tehditler

  • Devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve dikkate alınması gereken risk olarak öne çıkıyor. Katılımcıların yaklaşık dörtte biri, bu riski jeopolitik gerilimlerin ve parçalanmanın artışını yansıtan en önemli risk olarak belirledi.
  • Yanlış bilgi dezenformasyon, kısa vadeli risklerin başında geliyor. Bu durum, istikrarı zedeleyebilir ve yönetime olan güveni zayıflatarak ortak krizlere yönelik iş birliği çabalarını zorlaştırabilir.
  • Aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistemin çöküşü gibi çevresel riskler 10 yıllık risk perspektifinde öne çıkıyor.
  • 2025 Küresel Riskler Raporu’na buradan ulaşabilirsiniz.
Küresel Riskler Raporu 2025 çatışma, çevre Ve Dezenformasyon En Büyük Tehditler
Küresel Riskler Raporu 2025:Çatışma, Çevre ve Dezenformasyon En Büyük Tehditler

Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan 20. Küresel Riskler Raporu artan jeopolitik, çevresel, toplumsal ve teknolojik zorlukların istikrarı ve ilerlemeyi tehdit ettiği, giderek parçalanmış bir küresel görünümü ortaya koyuyor. Bu yılki anket sonuçlarında ekonomik riskler daha az ön planda görünse de toplumsal ve jeopolitik gerilimlerle bağlantılı olarak önemli bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

2025 yılı için en önemli ve acilen dikkate alınması gereken risk, katılımcıların yaklaşık dörtte biri tarafından en şiddetli olarak görülen devlet temelli silahlı çatışma olarak belirlendi.

Yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, toplumsal uyumu ve yönetime olan güveni zayıflatarak ulusal ve uluslararası bölünmeleri artırma potansiyeliyle ikinci yıl üst üste en önemli kısa vadeli risklerin başında yer alıyor. Aşırı hava olayları, toplumsal kutuplaşma, siber casusluk ve savaş ön plana çıkan diğer kısa vadeli riskler arasında yer alıyor.

Uzun vadeli risk görünümünde ise çevresel riskler, öne çıkıyor. Aşırı hava olayları, biyolojik çeşitlilik kaybı, ekosistemin çöküşü, dünya sistemlerindeki kritik değişiklikler ve doğal kaynakların kıtlığı gibi çevresel riskler 10 yıllık risk sıralamasını domine ediyor. İlk 10’daki beşinci çevresel risk kirlilik olup, bu da kısa vadede öne çıkan bir başka risk olarak gözlemleniyor. Kısa vadeli riskler arasında altıncı sırada yer alan kirlilik ise hava, su ve toprak üzerindeki geniş kapsamlı etkileriyle hem insan sağlığı hem de ekosistemler için ciddi tehditler oluşturuyor.

Yanlış bilgilendirme, dezenformasyon ve yapay zeka teknolojilerinin olumsuz etkileri gibi teknolojik riskler de uzun vadeli görünümü gölgelendiren riskler arasında yer alıyor.

Dünya Ekonomik Forumu Genel Müdürü Mirek Dušek, “Artan jeopolitik gerilimler, küresel güvenin azalması ve iklim krizi, küresel sistemi daha önce her zamankinden fazla zorluyor. Bölünmelerin derinleştiği ve birbirini takip eden risklerle işaretlenmiş bir dünyada, küresel liderlerin tek seçeneği var: ya iş birliği ve dayanıklılığı teşvik edecekler ya da artan istikrarsızlıkla yüzleşecekler. Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı” şeklinde konuştu.

Parçalanmış sistemler, kırılgan gelecekler

Eylül ve Ekim 2024’te 900’den fazla küresel risk uzmanı, politika yapıcı ve sektör liderinin katıldığı görüş anketine dayanan rapor, önümüzdeki on yıl için çarpıcı bir tablo sunuyor. Katılımcılar, kısa vadeye kıyasla uzun vadede dünyanın geleceğine ilişkin çok daha az iyimser. Katılımcıların yaklaşık üçte ikisi, 2035 yılına kadar özellikle artan çevresel, teknolojik ve toplumsal zorluklarla şekillenen çalkantılı veya fırtınalı bir küresel görünüm bekliyor.

Dünya Ekonomik Forumu 2025
Dünya Ekonomik Forumu 2025

Ankete katılanların yarısından fazlası, uluslararası iş birliğinin parçalanması ve bunun yaygınlaşmasıyla önümüzdeki iki yıl içinde bazı istikrarsızlıkların ortaya çıkmasını bekliyor. Uzun vadeli projeksiyonlar, iş birliği mekanizmalarının artan baskı altında kalacağına ve daha büyük zorluklara işaret ediyor. Eşitsizlik ve toplumsal kutuplaşma gibi toplumsal riskler hem kısa hem de uzun vadeli risk sıralamalarında öne çıkıyor. Yasa dışı ekonomik faaliyetler, artan borç yükleri ve stratejik kaynakların yoğunlaşması gibi konularda artan endişeler, küresel ekonomiyi önümüzdeki yıllarda istikrarsızlaştırabilecek kırılganlıkları ortaya koyuyor. Tüm bu sorunlar, iç istikrarsızlığı artırma ve yönetime olan güveni zayıflatma riski taşıyor, bu da küresel zorluklarla başa çıkma çabalarını daha da karmaşık hale getiriyor.

Sıralamadaki 33 riskin tamamı uzun vadede önem derecesini artırmakta ve katılımcıların önümüzdeki on yıl içinde bu risklerin sıklığının veya yoğunluğunun artacağına dair endişelerini yansıtmaktadır.

Dünya Ekonomik Forumu Küresel Riskler Girişimi Başkanı Mark Elsner, “Çatışmalardan iklim değişikliğine kadar karşı karşıya olduğumuz birbirine bağlı krizler koordineli ve kolektif eylemleri gerektiriyor.  Güveni yeniden inşa etmek ve iş birliğini teşvik etmek için yenilenen çabalara acilen ihtiyaç var. Eylemsizliğin sonuçları gelecek nesiller boyunca hissedilebilir” şeklinde düşüncelerini aktardı.

Belirleyici bir on yıl: İstikrarın anahtarı olarak iş birliği

Bölünmeler derinleşirken, parçalanma, jeopolitik ile ekonomik görünümü yeniden şekillendirirken, etkili küresel iş birliğine duyulan ihtiyaç hiç bu kadar acil olmamıştı. Yine de uzmanların %64’ü orta ve büyük güçler arasındaki rekabetle şekillenen parçalanmış bir küresel düzen beklerken çok taraflılık ciddi bir baskı altında bulunuyor.

Buna rağmen, içe kapanma bir çözüm değil. Önümüzdeki on yıl, liderlerin karmaşık ve birbirine bağlı riskleri yönetmek ve mevcut yönetim yapılarının sınırlamalarını ele almak kritik bir dönemi temsil ediyor. Aşağı yönlü bir istikrarsızlık sarmalını önlemek ve bunun yerine güveni yeniden inşa etmek, dayanıklılığı artırmak ve herkes için sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek sağlamak için ülkeler diyaloğu önceliklendirmeli uluslararası bağları güçlendirmeli ve iş birliği için uygun koşullar yaratmalıdır.

Carolina Klint, Chief Commercial Officer, Avrupa, Marsh McLennan:

“2025’e girerken, artan korumacılığın zaten kırılgan ve gergin olan küresel tedarik zincirlerine yönelik tehditleri derinleşti. Veri akışlarına kısıtlamalar ve kötü amaçlı siber saldırılarda artışlar sağlayan düzenleme önerileri, işletmelerin maliyetlerini de artıracak ve yenilikçi dijital teknolojilerden ve yapay zekadan tam olarak yararlanma yeteneğini azaltacaktır. Tedarik zinciri dayanıklılığını artırmak ve sağlam siber güvenliğe yatırım yapmak için proaktif adımlar atan işletmeler bu zorlukların üstesinden gelmek ve giderek karmaşıklaşan ve parçalanan küresel risk ortamında kendilerini başarıya konumlandırmak için daha iyi bir konumda olacaklardır.”

Peter Giger, Zurich Sigorta Grubu, Riskten Sorumlu Başkan

“2024 yılında gezegenin ilk kez 1,5°C ısınma eşiğini aşmasıyla, riskler hiç olmadığı kadar ciddi bir boyuta ulaştı. Raporda yer alan anket sonuçları, uzmanların iklim risklerini uzun vadede kritik olarak gördüklerini açıkça ortaya koyuyor. Ancak son dönemdeki haber başlıklarından da gördüğümüz üzere, bu riskler kısa vadede de dikkatimizi gerektiriyor. Bugünden itibaren çevresel risklerden aşırı hava olaylarına ve biyolojik çeşitlilik kaybına kadar birçok konuya odaklanmalıyız. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak ve dayanıklılık inşa etmek için acil eylem planı hayati önem taşıyor. Bu noktada, eylemsizlik ve küresel iş birliği eksikliğinden kaynaklı maliyetler olumsuz bir etki yaratıyor. Ancak, insanlığın en kötü senaryoları önlemek için toplumsal ve teknolojik çözümler bulabileceğine inanıyorum. En büyük risk, şimdi geri çekilip hiçbir şey yapılamayacağını söylemek olurdu. Harekete geçmek için henüz çok geç değil.”

Küresel Riskler Raporu Hakkında
Küresel Riskler Raporu, Dünya Ekonomik Forumu’nun küresel riskler konusundaki en önemli yayınıdır ve şu anda 20. baskısını yapmaktadır. Forum’un Yeni Ekonomi ve Toplum Merkezi’ndeki Küresel Riskler İnisiyatifi tarafından üretilen rapor, iş dünyası, hükümet, akademi ve sivil toplumdan 900’den fazla küresel liderin görüşlerine dayanan Küresel Riskler Algı Anketi’nden elde edilen bilgilerden yararlanmaktadır. Marsh McLennan ve Zurich Sigorta Grubu stratejik iş birliğiyle hazırlanan rapor, acil, kısa ve uzun vadeli gelecekteki en acil riskleri tanımlayıp analiz ederek, liderleri ortaya çıkan zorlukları ele almak için öngörü ile donatmayı amaçlamaktadır. Gelişen küresel risk ortamını anlamak ve daha dirençli bir gelecek inşa etmek için kolektif eylemi teşvik etmek için kilit bir kaynak görevi görmektedir.

Daha fazla bilgi almak için Küresel Riskler İnisiyatifi sayfasını ziyaret edebilir ve raporun tamamını buradan okuyabilirsiniz.

2025 Yıllık Toplantı Hakkında

20-24 Ocak tarihlerinde Davos-Klosters’de gerçekleştirilecek olan Dünya Ekonomik Forumu 2025 Yıllık Toplantısı, Akıllı Çağ için İş birliği teması altında küresel liderleri bir araya getiriyor. Toplantı, teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir geleceği şekillendirmek üzere yeni ortaklıkları ve içgörüleri teşvik edecek ve beş temel alana odaklanacak: Büyümeyi Yeniden Tasarlamak, Akıllı Çağda Endüstriler, İnsana Yatırım Yapmak, Gezegeni Korumak ve Güveni Yeniden İnşa Etmek. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın.

Dünya Ekonomik Forumu, Uluslararası Kamu-Özel İş birliği Örgütüdür. Forum, küresel, bölgesel ve sektörel gündemleri şekillendirmek üzere toplumun önde gelen siyasi, iş dünyası ve diğer liderlerini bir araya getirmektedir. (www.weforum.org).

Entertech İstanbul Teknokent ve YTÜ Yıldız Teknopark Türk Girişimlerinin Globale Açılması İçin Güçlerini Birleştirdi

Müşteri İle Temasta Olan Herkes Satıştadır

Entertech İstanbul Teknokent ve YTÜ Yıldız Teknopark Türk Girişimlerinin Globale Açılması İçin Güçlerini Birleştirdi

Türk teknoloji girişimlerinin uluslararası pazarlara açılmasını desteklemek için Türkiye’nin iki başarılı teknokenti Entertech İstanbul Teknokent ile YTÜ Yıldız Teknopark güçlerini birleştirdi. Ortaya konan stratejik iş birliği protokolüyle Londra ve Amsterdam’da açılacak Uluslararası Teknoloji Pazarlama Ofisleri (UTPO) ve Yurt Dışı Hızlandırıcı Programları sayesinde girişimcilerin küresel pazarlara entegrasyonunun hızlanması ve rekabet güçlerinin artması hedefleniyor.

Müşteri İle Temasta Olan Herkes SatıştadırTürkiye’de teknoloji geliştirme ve Ar-Ge ekosisteminde önemli bir konumda olan Entertech İstanbul Teknokent ile YTÜ Yıldız Teknopark, teknoloji girişimlerinin uluslararası pazarlara erişimini desteklemek amacıyla güçlerini birleştirdi. İki öncü Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB), uluslararası iş birlikleri ve ihracat potansiyelini artıracak projeler için somut adımlar atarak önemli bir protokole imza attı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik tarafından imzalanan iş birliğinin protokol törenine Entertech İstanbul Teknokent Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu ile YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Doç. Dr. Muhammet Garip de katılım gösterdi.

Prof. Dr. Zülfikar: “Türkiye yüzyılının bilim yüzyılı ve inovatif olmasını istiyoruz”

İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın Yıldız Teknik üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik İstanbul üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar Görsel 1Törende konuşan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, “Ülkemizin sahip olduğu gücüyle dünyada geldiği noktayı çok daha öteye taşıması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye yüzyılının bilim yüzyılı ve inovatif olması, yurt dışına sattığımız mallardaki yüksek teknoloji ürünlerinin yüzde 4-4,5’lerin üstüne çıkması, 100 milyarlık hizmet sektörünün daha çok yüksek teknolojiye ulaşmasını istiyoruz” dedi.

Prof. Dr. Aydın: “Teknoparkların gücü uluslararası pazarlara açılma noktasında ciddi bir sinerji ve enerji oluşturacak”

İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın Yıldız Teknik üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik İstanbul üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar Görsel 2İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın ise kısa bir zaman önce Hollanda ofisini açtıklarını söyleyerek, “Cerrahpaşa’nın akademisyen firmalarını bu hızlandırma programıyla Amsterdam vasıtasıyla Avrupa’ya taşımıştık. Bundan kısa bir sonra da Londra ofisimizi faaliyete geçireceğiz. Biz istedik ki, burada tek olmayalım ve teknopark alanında önemli bir gücü de yanımıza alalım. Bu noktada Yıldız Teknopark’ı da yurt dışı ofis birlikteliğinde aramıza aldık. Bu iş birliğinde inanıyorum ki teknoparkların gücü uluslararası pazarlara açılma noktasında ciddi bir sinerji ve enerji oluşturacak. Bu bir başlangıç olacak ve diğer teknoparklalar olan çalışmalarımız devam edecek” diye konuştu.

Prof. Dr. Debik: “Global tecrübelerimizi paylaşacak milli teknoloji hamlesine destek vereceğiz”

İmza Töreni Toplu GörselYıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik de törende yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Bugün burada, ülkemizde bir ilk olan, üç büyük üniversitenin teknoparklarını aynı çatı altında buluşturan bu ortaklık protokolünü imzalayarak önemli bir adım atıyoruz. Bu iş birliğiyle global tecrübelerimizi paylaşacak milli teknoloji hamlesine destek vereceğiz. Bizler Yıldız ekosistemi olarak, Dubai ofisimiz ile yurtdışı lokasyonların yalnızca akademisyenler ve profesyoneller için bir buluşma noktası olmadığını aynı zamanda üniversitelerimizin mezunları arasında güçlü bir bağ ve sinerji oluşturduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu ofisler, şirketler arası iş birliğini daha da pekiştirerek geniş bir ekosistemin oluşmasına katkı sağlıyor. Şimdi bu tecrübelerimizi, Londra’da ve Amsterdam’a taşıyoruz. Üç üniversitenin ve teknoparklarının birikimlerinin de dahil olduğu bu iş birliği ile firmalarımızın uluslararası alanda daha hızlı büyümelerine ve rekabet güçlerini artırmalarına destek olacağız.”

Türkiye’nin teknoloji ekosistemini küresel ölçekte büyütecek

Entertech Renkli̇ Logo (1)Protokol kapsamında dünyanın önde gelen teknoloji merkezleri arasında gösterilen inovasyon, yatırım ve iş birliği olanaklarıyla girişimciler için stratejik bir öneme sahip olan Londra ve Amsterdam’da yeni Uluslararası Teknoloji Pazarlama Ofisleri (UTPO) açılacak. Ayrıca Yurt Dışı Hızlandırıcı Programları hayata geçirilecek. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın uluslararasılaşma vizyonuyla uyumlu olarak tasarlanan bu projeler, Türkiye’nin teknoloji ekosistemini küresel ölçekte büyütmek için somut adımlar sunacak.

Rosatom, Geleceğin Teknolojileri Forumu’nu Düzenliyor

Bir çok Müzakere Maratondur
Rosatom, Geleceğin Teknolojileri Forumu’nu Düzenliyor

Rosatom, Geleceğin Teknolojileri Forumu’nu Düzenliyor

Rosatom forumda yenilikçi gelişmeleri ve çözümleri sunacak

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatombilgi yoğun yeni alanların geliştirilmesi konusunda önemli bir etkinlik olan Geleceğin Teknolojileri Forumu’nu 3’üncü kez düzenleyecek. Forum, 20-21 Şubat 2025’te, Moskova’da bulunan Dünya Ticaret Merkezi’nde yapılacak.

Bir çok Müzakere Maratondur
Rosatom, Geleceğin Teknolojileri Forumu’nu Düzenliyor

Bu yılki etkinliğin teması “Yeni Malzemeler ve Kimya” olarak belirlendi. Forum, katılımcıların modern malzemelerin bilimsel ve üretim temelinin durumu hakkında bütüncül bir görüş elde etmelerine, ileriye dönük üretim stratejilerini değerlendirmelerine ve bu alandaki devlet destekli tedbirlerin etkinliğini arttırmak için öneriler geliştirmelerine fırsat sağlayacak. Forumda, nükleer, tıp ve havacılık gibi kilit sektörler için yeni malzemeler ve ilgili teknolojiler alanında önemli gelişmeler ve çözümler de sunulacak.

Rusya Federasyonu Birinci Başbakan Yardımcısı, “Yeni Malzemeler ve Kimya” ulusal projesi yöneticisi ve Forum Düzenleme Komitesi Eş Genel Başkanı Denis Manturov, forumun bilgi yoğun teknolojiler ve yenilikçi gelişmelerin geleceğini tartışmak üzere önde gelen uzmanları, bilim insanlarını, iş dünyası temsilcilerini ve hükümet yetkililerini bir araya getireceğini söyledi. Etkinliğin iş programı, Rusya Federasyonu’nun 2030 yılına kadar ulusal kalkınma hedeflerinden biri olan yeni malzemeler ve kimya konusuna odaklanacak. Bu konu, 2036 yılına kadarki ulusal hedefler arasında da yer alacak.

Manturov, “Malzeme bilimi alanında çığır açan çözümler üretmeden, sürekli güncelleme yapmadan ve yeni özelliklere sahip malzemeler geliştirmeden yüksek teknoloji sektörlerinin gelişmesi mümkün değil. Yeni ulusal teknolojik liderlik projesi ‘Yeni Malzemeler ve Kimya’nın uygulanması, bu alandaki araştırmaları desteklemeyi ve yenilikçi ürünlerin pazara sunulması için gerekli koşulları yaratmayı amaçlıyor. Forum katılımcıları, ulusal projenin hükümlerini daha iyi belirlemek için sektörün mevcut durumu, zorlukları ve beklentileri hakkında profesyonel bir değerlendirme sunacak” ifadelerini kullandı.

Rosatom Genel Müdürü Aleksey Likhachev de şunları söyledi: “Rosatom için forumun eş organizatörü olmak hem büyük bir onur hem de önemli bir görev. Rus biliminin kimya alanındaki gelişiminde büyük potansiyel görüyoruz. Şimdi bilimsel araştırmalara yatırım yapmak için en iyi zaman. Geliştirilmekte olan malzeme ve teknolojiler sadece teknolojik egemenliği sağlamakla kalmamalı, aynı zamanda Rusya Federasyonu’nun gelecekteki teknolojik liderliğinin de temelini oluşturmalı.”

Forumda ele alınacak yeni malzemeler yaratma konusunun son derece güncel olduğunu kaydeden Likhachev, “Teknolojik liderliğin ulusal projelerinden ‘Yeni Malzemeler ve Kimya’ ulusal projesi, diğer tüm ulusal projelerin başarılı bir şekilde uygulanmasının temelini oluşturan projelerden biridir. Proje katılımcıları arasında, Kurchatov Enstitüsü’nün yüksek düzeydeki araştırma yetkinliklerini dikkate alarak temel ve uygulamalı araştırmaların geliştirilmesinden sorumlu olduğu ve kompozitlerin, nadir ve nadir toprak metallerinin seri endüstriyel üretiminin geliştirilmesinin Rosatom’a verilmesi konusunda bir iş birliği olacaktır” diye konuştu.

Kurumsal Satış Eğitimi

 

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz. Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güleryüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) ve Grup Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)

-> EĞİTİMLERİNİZ İÇİN DOĞRU TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

GELİŞİM İÇİN EKİBİNİZE DÜZENLİ EĞİTİMLER VERİN

Kimya Sektörü: Turkchem 14 Bin Ziyaretçiyi Ağırladı

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber Kimya Sektörü Turkchem 14 Bin Ziyaretçiyi Ağırladı

Turkchem 13 Bin 897 Sektörel Ziyaretçi Ağırladı

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber Kimya Sektörü Turkchem 14 Bin Ziyaretçiyi Ağırladı“Kimya ile İlgili Her Şey” mottosuyla başlayan Turkchem Eurasia 2024, İstanbul Fuar Merkezi’nde yoğun katılım ile 13 bin 897 ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Interdye & Textile Printing Eurasia ile eş zamanlı olarak düzenlenen fuarda, ziyaretçilerin yüzde 32’sini oluşturan 4 bin 447 yabancı profesyonel etkinlikte yer aldı. Fuara özellikle Rusya, İran, Pakistan, Özbekistan, Orta Doğu ve Doğu Avrupa gibi bölgelerden yoğun ilgi gösterildi.

Kimya sektöründeki iş birliği ve yenilik fırsatlarını ön plana çıkaran fuar, Türkiye ve Avrasya’nın önemli buluşma noktalarından biri olarak dikkat çekti. Katılımcılara sektörel ağlarını genişletme imkânı sunan fuar, kimya sektörü için bir iş geliştirme ve yeni iş fırsatları yaratma platformu olarak önemini artırıyor…

Artkim Group Genel Müdür Ahmet Güler: “Türkiye, dünya fuarcılığında artan payıyla dikkat çekerken, İstanbul Avrupa ve dünyanın en önemli fuarlarına ev sahipliği yapıyor. Artkim olarak yaptığımız son iki kimya fuarında tüm holler dolup taşarken, uluslararası katılımcı oranı yüzde 39’a ulaştı. 2024 senesi içinde 5 fuarımıza gelen 52 bin 274 ziyaretçinin yüzde 26’sının yabancı olduğunu düşünürseniz, Türkiye pazarına olan ilginin büyüdüğünü gösteriyor. İstanbul, çevre pazarlara erişim avantajıyla fuarcılıkta önemli bir merkez haline geliyor” ifadelerini kullandı.

Kimya Sektörü 30 Ana Sektöre Hammadde Sağlıyor

Artkim Group CEO’su Cengiz Yaman: “Fuarımızın bir önceki düzenlediğimiz Turkchem – Interdye & Textile Printing fuarına göre yüzde 40 oranında büyüdüğünü ve kimya sektörünün 30 ana sektöre ham madde sağlayarak ekonomide kritik bir rol oynadığını söyleyebilirim. Gelişmiş ülkeler var güçleriyle kimya sektörüne yatırım yapıyor. Şu andaki fuarlarımızda 434 katılımcının 243’ü yurtdışından geliyor ve bu durum dünyanın Türkiye’deki kimya sektörüne verdiği önemi gösteriyor” şeklinde ifade etti.

Güvenlikte Patlama Önleyici Makineler İlk Kez Turkchem’de

Turkchem Fuarı’nda ilk kez sergilenen patlama önleyici makineler, endüstriyel güvenlik standartlarını yeniden şekillendiriyor. Yenilikçi sensör sistemleri ve otomasyon teknolojileriyle donatılan bu cihazlar, potansiyel tehlikeleri erken tespit ederek patlama risklerini en aza indiriyor. Kimya, enerji, metalurji ve gıda işleme gibi yüksek riskli sektörlerde kullanılan makineler, işçi sağlığı ve tesis güvenliğini artırırken, sürdürülebilirlik ve operasyonel verimlilik de sağlıyor. Bu teknoloji, güvenli üretim ortamlarının oluşturulmasında kritik bir adım olarak öne çıkıyor.

Kozmetikte Tüketici Davranışlarında Yeni Dönem

KÜAD (Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı,  Fulser Kozmetik Genel Müdür Yardımcısı Serdar Mutaf moderatörlüğünde gerçekleştirilen Kozmetikte Tüketici Davranışları panelinde;

Islak mendil kullanımının kişisel bakımdan çıkıp çok daha geniş alana hizmet etmeye başladığını belirten KÜAD Başkan Yardımcısı / Sapro Temizlik Ürünleri Ar-Ge ve Yasal İşler Direktörü & İcra Kurulu Üyesi Ü. Belgin Sile: artık “ihtiyaç” olarak konumlanıyor ıslak mendil. Tüketici kullanım alışkanları çok değişti. Avrupa’da bu oran daha da arttı. Islak mendillerin doğaya atılması ve bunun ekolojik dengeye olan zararı sebebiyle önemli sürdürülebilirlik projeleri yürütüyoruz” dedi.

“Koku Coğrafyası”ndan bahseden Froma Esans ve Aroma Ticari Direktör / KÜAD Üyesi İlkem ÜNLÜÇERÇİ ise her bölgenin kendi kültürleri ve doğa koşullarına bağlı olarak özel tercihleri olduğunu belirtti

Pastel Kozmetik / Pinkar Kimya Üretim Müdürü  MSc Kimya Mühendisi & KÜAD Üyesi Serdar Kırbaş, trendleri takip eden ayrı bir departmanları olduğunu belirterek ülkelere göre renkli kozmetikte kullanılan ağırlıklı renk tonlarından bahsetti.

Sürdürülebilirlik Odaklı Co2 Nötr Sessiz Konferans İle İlke İmza Atıyor

Kimya sektörünün en prestijli etkinliklerinden biri olan Turkchem Eurasia 2024, çevre dostu çözümler ve sürdürülebilirlik temasıyla sektörde bir ilke imza atarak dikkatleri üzerine çekiyor. 29 Kasım’a kadar devam eden CO2 Nötr Sessiz Konferans, doğal boyalar, biyolojik olarak parçalanabilen kimyasallar ve su tasarrufu sağlayan teknolojiler gibi yenilikçi uygulamaları ön plana çıkararak sektör profesyonellerine ilham veriyor.

Etkinlik kapsamında düzenlenen paneller, sürdürülebilirlik ve yenilikçi yaklaşımları detaylı şekilde ele alıyor. “Kimya Sektöründe Ar-Ge ve Yeşil Destekler” paneli, sektörde sürdürülebilirliğin Ar-Ge çalışmaları ve çevre dostu politikalarla nasıl desteklendiğine ışık tutuyor. FECC Genel Direktör Dorothee Arns moderatörlüğünde gerçekleşecek “Kimyasal Değer Zinciri: Bugünü ve Yarını” panelinde, Kempro’dan Melis Oğuz Demirel, Univar Solutions’tan Nilay Midilli ve Maersk Küresel Dikey Kimya Başkanı Patrick Hore gibi önemli isimler sektördeki değişimlere dair görüşlerini katılımcılarla paylaştı.

Enerji dönüşümünün petrol sektörü üzerindeki etkilerini inceleyen “Enerji Dönüşümünde Petrolün Rolü” panelinde, G. Devrim İldiri’nin moderatörlüğünde Anna Eriksson (Nynas AB), Tayfun Koçak (Mapesad) ve Dr. Mevlüt Çetinkaya (SOCAR Türkiye) gibi sektör liderleri karbonsuz bir geleceğin yollarını anlattı. Bunun yanı sıra, TKSD Onursal Başkanı Timur Erk moderatörlüğünde gerçekleşen “Türk Kimya Endüstrisinin Bugünü ve Dünyadaki Yeri” paneli, Haluk Erbecer (TKSD), Marco Mensink (CEFIC) ve Prof. Dr. Alper Sarıoğlan (İTÜ) gibi isimleri bir araya getirerek kimya sektörünün ulusal ve uluslararası alandaki konumu değerlendirildi. Etkinlikte ayrıca, tekstil kimya sanayii üzerindeki çevre politikalarının etkilerinin tartışıldığı “Yeşil Mutabakat” panelinde, Birsen Şehirli Tor’un moderatörlüğünde Kemal Say (Fibertex Nonwovens) ve Kristina İnceoğlu Petrasova (Organik Kimya) gibi konuşmacılar yer aldı.

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi Haber Kimya Sektörü Turkchem 14 Bin Ziyaretçiyi Ağırladı8 panel ve 9 teknik sunumdan oluşan Turkchem Eurasia 2024, sadece kimya sektörünün önde gelen temsilcilerini bir araya getirmekle kalmayıp, aynı zamanda sektördeki yenilikleri ve iş birliği fırsatlarını keşfetmek için önemli bir platform sunuyor. Sürdürülebilirlik ve yenilikçilik ekseninde ilerleyen etkinlik, geleceğin kimya sektörüne yön veren bir bilgi paylaşım ağı olmayı hedefliyor.

Diş Protez Hizmet Alım İşinde Asgari İşçilik Tutarına Yol ve Yemek Giderinin Dahil Edilmemesi?

Diş Protez Hizmet Alım İşinde Asgari İşçilik Tutarına Yol Ve Yemek Giderinin Dahil Edilmemesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Diş Protez Hizmet Alım İşinde Asgari İşçilik Tutarına Yol ve Yemek Giderinin Dahil Edilmemesi?

Diş Protez Hizmet Alım İşinde Asgari İşçilik Tutarına Yol Ve Yemek Giderinin Dahil Edilmemesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Asgari işçilik maliyetinin altında teklif sundukları gerekçesiyle tekliflerinin değerlendirme dışı bırakıldığı, ancak taraflarınca asgari işçilik maliyetinin İdari Şartname’de yer verilen düzenlemeler doğrultusunda hesaplandığı, teklif edilen bedelin de asgari işçilik maliyetinin altında olmadığı,

Ayrıca İdari Şartname’nin ilgili maddesine göre işçilik gideri için brüt asgari ücretin dışında bir bedelin talep edilemeyeceği, aksi durumda birim fiyat teklif cetvelinde “Laboratuvar Elemanı(Brüt asgari ücret)” şeklinde belirtilen satırın “Laboratuvar Elemanı (Brüt asgari ücret) +Yol+Yemek” biçiminde düzenlenmiş olması gerektiği, İdari Şartname’nin ilgili maddesinde yol ve yemek bedeli verileceğinin belirtildiği ancak tutarlarının belli olmadığı, söz konusu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde yol ve yemek bedellerini yüklenicinin ödeyeceği ama idareye bu bedellerin fatura edilmeyeceği, yalnızca brüt asgari ücretin fatura edileceğinin anlaşıldığı, bu durumda isteklilerin maliyet hesabını nasıl yapacağının belirsiz olduğu, personel gideri için birim fiyat teklif cetvelinde yer verilen bedelin üzerinde bir maliyete katlanmak zorunda kalmalarının ve yol ile yemek tutarlarının açık bir şekilde belirtilmemesinin anılan Kanun’un temel ilkelerinden olan şeffaflığa aykırı olduğu, tutarı belirsiz yol ve yemek giderlerini birim fiyat teklif cetveline yansıtmadıkları bahane edilerek tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasının anlamsız olduğu, isteklilerin idareden alamayacakları bir ücreti maliyet olarak yazamayacağı iddialarına yer verilmiştir

Konu İle İlgili Yayımlanan Emsal Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; İhale dokümanında yer verilen bilgilerden, ihalenin konusunun idare bünyesinde bulunan diş kliniklerinde yapılamayan alçı model, protez gibi çeşitli işlemlerin özel diş protez laboratuvarlarına yaptırılması işi olduğu, ihale konusu iş kapsamında 2 laboratuvar elemanının çalıştırılmasının öngörüldüğü, söz konusu personele brüt asgari ücretin ödeneceği anlaşılmaktadır.

İdari Şartname’nin 25’inci maddesinde, personelin yol ve yemek bedelinin yüklenici tarafından nakdi olarak karşılanacağı, yemek ve yol için öngörülecek bedelin, en az Esnaf ve Sanatkârlar Odasının il geneli için belirleyeceği tutarda olması gerektiği belirtilmiştir.

(………….. Esnaf ve Sanatkârlar Odası tarafından işçilere verilecek yol ve yemek bedeli rayiçlerinin internet ortamında ilan edilip edilmediği araştırılmış olup söz konusu rayiç bedellere ilişkin yayımlanmış herhangi bir bilgi/belge bulunamamıştır.)

Başvuru sahibinin iddiasının esasta, asgari işçilik maliyetinin altında teklif sunulduğu gerekçesiyle tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılmasının mevzuata uygun olmadığı hususuna yönelik olduğu, iddiayı güçlendirmek adına İdari Şartname ile birim fiyat teklif cetveli düzenlemelerine atıf yapıldığı değerlendirilmiş ve idarenin isteklinin teklifini değerlendirme dışı bırakma gerekçesi olarak belirttiği “işçilik maliyeti için teklif edilen bedelin asgari işçilik maliyetinin karşılamadığı” hususu bakımından inceleme yapılmıştır. İdare tarafından gönderilen ihale işlem dosyası ile Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) veri tabanında kayıtlı bilgiler kapsamında yapılan incelemede; başvuru sahibi istekli tarafından işçilik için teklif edilen aylık birim fiyatın 27.000,00 TL (toplam işçilik maliyetinin 2 işçi x 12 ay x 27.000 TL = 648.000,00 TL) olduğu;

İdare tarafından hesaplanan toplam işçilik maliyetinin 652.443,84 TL olduğu; hesaplama yapılırken yol bedelinin aylık 352,00 TL (16,00 TL x 22 gün), yemek bedelinin ise aylık 2.200,00 TL (100,00 TL x 22 gün) olarak dikkate alındığı tespit edilmiştir. (İhale dokümanında yol ve yemek bedeline ilişkin belirleme bulunmamaktadır.)

EKAP işçilik hesaplama modülü kullanılarak yapılan hesaplamada, işçilik hesabında esas alınacak aylık birim fiyatın 25.535,20 TL (sözleşme ve genel giderler dâhil, yol ve yemek bedelleri hariç) olduğu anlaşılmıştır. (Toplam işçilik bedeli, nakdi yol ve yemek bedeli hariç, 2 işçi x 12 ay x 25.535,20 TL = 612.844,80 TL’dir.)

Kamu İhale Genel Tebliği’nin yukarıda aktarılan 78’inci maddesinden; personel çalıştırılmasına dayalı olmayan hizmet alımlarına ilişkin ihale dokümanında, haftalık çalışma saatlerinin tamamını idarede geçirecek personel sayısının belirtilmesi halinde teklif fiyata dâhil giderler arasında işçilik giderine yer verilmesinin ve her bir işçilik maliyeti için birim fiyat teklif cetvelinde ayrı satır açılmasının zorunlu olduğu, Personel çalıştırılmasına dayalı olmayan ve teklif fiyata dâhil giderler arasında işçilik giderine yer verilen hizmet alımlarında, birim fiyat teklif cetvelinde her bir işçilik maliyeti için açılan satırda, ilgili mevzuatına göre hesaplanacak sözleşme gideri ve genel giderler dâhil asgari işçilik maliyetinin altında teklif sunan isteklilerin tekliflerinin, ihale dokümanına aykırı teklif sunulduğu gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılacağı anlaşılmaktadır.

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin eki Birim Fiyat Teklif Cetveli Standart Formu’nda ayrı satır açılması gereken işçilik ile ilgili giderler (farklı ücret grupları, kıst ay, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil günleri vs.) belirtilmiş olup söz konusu giderler arasında nakdi yol ve yemek bedeli bulunmamaktadır.

Dolayısıyla, personelin aylık ücretine, işçiliğe bağlı diğer ödemeler mahiyetinde olan ve İdari Şartname’de teklif fiyatına dâhil olacağı belirtilen nakdi yol ve yemek bedelinin de dâhil edilmesi; brüt asgari ücret ile nakdi yol ve yemek bedelinin toplam tutarının, asgari işçilik maliyeti olarak dikkate alınması ve işçilik için teklif edilecek bedelin bu doğrultuda oluşturulması gerekmektedir.

Yapılan incelemede, birim fiyat teklif cetvelinde işçilik için “Laboratuvar Elemanı(Brüt asgari ücret)” şeklinde satır açıldığı, başvuru sahibi istekli tarafından bu işçilik kalemi için teklif edilen işçilik birim fiyatının ihale tarihinde yürürlükte bulunan brüt asgari ücret ve ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak sözleşme gideri ve genel giderler dâhil işçilik maliyetinin üzerinde olduğu, dolayısıyla istekli tarafından belirlenen tutarda yol ve yemek bedelinin de işçilik maliyetine dâhil edildiği yönünde değerlendirme yapılabileceği anlaşılmış olup, yol ve yemek bedelleri için ihale dokümanında açık bir düzenlemeye yer verilmediği hususu da göz önünde bulundurularak başvuru sahibinin teklifinin asgari işçilik maliyetinin altında olduğu gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılmasına yönelik idare işleminin yerinde olmadığı sonucuna varılmış ve iddia yerinde görülmüştür.

Diş Protez Hizmet Alım İşinde Asgari İşçilik Tutarına Yol Ve Yemek Giderinin Dahil Edilmemesi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Giyilebilir Teknolojiler ile Depo ve Lojistik Operasyonlarının Yeniden Tanımlanması

Giyilebilir Teknolojiler Ile Depo Ve Lojistik Operasyonlarının Yeniden Tanımlanması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Giyilebilir Teknolojiler ile Depo ve Lojistik Operasyonlarının Yeniden Tanımlanması

Anıl YILMAZ

Giyilebilir Teknolojiler Ile Depo Ve Lojistik Operasyonlarının Yeniden Tanımlanması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemEndüstri 4.0’ın yaygınlaşmasıyla birlikte, depo ve lojistik süreçlerinde teknolojik yenilikler önem kazandı. Giyilebilir teknolojiler, iş gücünün verimliliğini artırarak operasyonel süreçleri optimize etme potansiyeline sahiptir (Barfield & Caudell, 2001). Bu makalede, giyilebilir teknolojilerin lojistik süreçler üzerindeki etkilerini, avantajlarını ve sektörel uygulama örneklerini inceleyeceğiz.

Giyilebilir Teknolojiler ve Lojistik Sektörü

Giyilebilir teknolojiler ile bilgi toplama ve veri iletişimi kolaylaştırılır. Bu cihazlar arasında akıllı gözlükler, akıllı saatler, tarama cihazları ve giyilebilir el terminalleri bulunur. Lojistik sektörü ve stok yönetiminin önemli olduğu tüm işletmeler için bu cihazlar, depo yönetimi, sevkiyat ve izleme süreçlerinde devrim yaratmıştır.

Depo Yönetiminde Giyilebilir Teknolojiler

Depo operasyonlarında giyilebilir cihazların kullanımı, işçilerin verimliliğini artırır ve hata oranını düşürür. Örneğin:

  1. Akıllı Gözlükler: Çalışanlara gerçek zamanlı olarak rota bilgisi veya ürün lokasyonu sağlayarak arama sürelerini azaltır (Reyes & Ward, 2020).
  2. Giyilebilir Tarayıcılar: RFID veya barkod tarama cihazları, el kullanımını minimuma indirerek ürün hareketlerini hızlandırır.

Sevkiyat ve Taşıma Süreçlerinde Kullanım

Giyilebilir teknolojiler, sevkiyat süreçlerinde ürünlerin doğru adrese, doğru zamanda teslim edilmesini sağlar.

  • Akıllı Saatler ve Bantlar: Sevkiyat sıralamasını ve teslimat adreslerini hatırlatarak teslimat hızını artırır.
  • Gerçek Zamanlı İzleme: Ürünlerin taşıma sürecindeki durumu, GPS tabanlı giyilebilir cihazlarla anlık takip edilebilir.

Avantajları

  • Verimlilik Artışı: Giyilebilir cihazlar, çalışanların görevlerini hızlı ve doğru bir şekilde yerine getirmesini sağlar.
  • Maliyet Azaltma: Daha az hata ve daha hızlı operasyon, işletme maliyetlerini düşürür.
  • Çalışan Güvenliği: Giyilebilir sensörler, çalışanların fiziksel durumunu izleyerek ergonomik riskleri azaltır (Smith & Zhang, 2021).

Zorluklar ve Engeller

Her ne kadar giyilebilir teknolojiler avantajlar sunsa da, bazı engeller bulunmaktadır:

  • Yüksek Maliyetler: İlk yatırım maliyetleri küçük ve orta ölçekli işletmeler için caydırıcı olabilir. Buna ek olarak büyük veri setlerinin depolanması ve işlenmesi de göz ardı edilmemelidir.
  • Veri Güvenliği: Gerçek zamanlı verilerin toplanması, veri gizliliği ve siber güvenlik risklerini beraberinde getirir.
  • Kullanıcı Kabulü: Çalışanlar, yeni teknolojilere adapte olmakta zorlanabilir (Wilson, 2020).

Sektörel Uygulama Örnekleri

DHL Lojistik Operasyonlarında Akıllı Gözlük Kullanımı

DHL, depo operasyonlarında verimliliği artırmak amacıyla artırılmış gerçeklik tabanlı akıllı gözlükler kullanmaktadır. “Vision Picking” olarak adlandırılan bu uygulama, çalışanların gözlükler aracılığıyla toplama işlemlerini gerçekleştirmesini sağlar. Bu sayede, toplama süreci hızlanırken hata oranında düşüş gözlemlenmiştir.

Ayrıca, DHL Supply Chain, akıllı gözlüklerin en son sürümünü dünya genelinde kullanıma sunmuştur. Bu cihazlar, depo süreçlerinde artırılmış gerçeklik desteğiyle daha doğru, üretken ve verimli bir toplama süreci sağlamaktadır.

Gelecek Trendleri

Yapay Zeka ile Giyilebilir Teknolojiler

Yapay zeka, giyilebilir teknolojiler ile donatılmış sistemlerden gelen verileri analiz ederek, personel performansını, süreç yönetiminin verimliliğini raporlayabilir. Bu veriler ışığında sürecin verimini, personel performansını dinamik olarak düzenleyerek arttırabilir.

IoT ve Blockchain Entegrasyonu

Giyilebilir teknolojiler IoT ve blockchain entegrasyonlarıyla, daha önceki yazımda bahsettiğim gibi ürünün tüm yaşam döngüsündeki izlenebilirliğine direkt katkıda bulunabilir. Blockchain teknolojisi izlenebilirliğe direkt katkıda bulunmasa bile edinilen verilerin güvenliğini sağlayarak bu teknolojinin yapı taşlarından biri haline gelecektir.

Sonuç

Giyilebilir Teknolojiler Ile Depo Ve Lojistik Operasyonlarının Yeniden Tanımlanması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemGiyilebilir teknolojiler, depo ve lojistik operasyonlarında devrim niteliğinde yenilikler sunmaktadır. Bu teknolojiler, iş gücünün verimliliğini artırırken, operasyonel maliyetleri düşürmekte ve müşteri memnuniyetini artırmaktadır. Ancak, işletmelerin bu teknolojilere geçiş yaparken maliyet-fayda analizi yapması ve çalışanların adaptasyon sürecini desteklemesi kritik öneme sahiptir.

Anıl YILMAZ

Bağlantılar

Depolama operasyonlarında gelinen son nokta… AKILLI GÖZLÜKLE ÜRÜN TOPLADILAR

DHL Supply Chain deploys latest version of smart glasses worldwide

Kaynakça

  1. Barfield, W., & Caudell, T. (2001). Fundamentals of Wearable Computers and Augmented Reality. CRC Press.
  2. Reyes, P., & Ward, K. (2020). “Wearable Technologies in Logistics Operations.” Logistics Journal.
  3. Jones, R., Smith, J., & Zhang, Y. (2019). “Real-time Tracking in Supply Chains.” Supply Chain Management Review.
  4. DHL Trend Radar. (2019). “Emerging Technologies in Logistics.” DHL Whitepaper.
  5. Smith, J., Nguyen, K., & Lee, H. (2022). “IoT and Blockchain in Logistics.” International Journal of Supply Chain Management.

Çin: İthalat Sürecinde Riskten Korunma İhracatın Temellerindendir

çin İthalat Sürecinde Riskten Korunma İhracatın Temellerindendir

Çin: İthalat Sürecinde Riskten Korunma İhracatın Temellerindendir
Turan AKIN

Bu aralar Çin’den bir yatırım için makine ithalat projesi yürütüyorum.
Ürünün özel bir üretim ve özel bir malzeme olması, sektörde üretici sayısının az olması, talebin yüksek olması nedeniyle Satıcı pek tabii önce yüzde 50’nin üstünde peşinat istedi.
İlk iş olunca Satıcı için istihbari araştırmalara başladık, hemen en kurumsal adres olan Çin Ticaret Müşavirliğimize yazdım, masa başı araştırmalar, diğer ticari istihbarat veritabanları derken ilave bir araştırma kaynağına daha ulaştım. Çoğumuz biliriz, teknoloji artık o kadar çok gelişti ki bazı kaynaklar üstünden (ücretli ve ücretsiz) tedarikçiniz hangi ülkeye, hangi alıcıya ne kadar, kaça yükleme yaptı satın alabilir seviyeye geldik. Bundan 2 yıl önce yine Çin’den arayan bir firma tüm verileri gözlerim önüne serince inanamamıştım. Burada küçük bir parantez açmalıyım, fiyatlama gibi bu verilere de tümüyle güven olmaz, çünkü bazı ithalatçılar bazı ülkelerden bazı ürünleri vergisel yaklaşımlar nedeniyle düşük fiyattan alabiliyor, yani size gösterilen bazı fiyatlar sizi kandırmasın.

çin İthalat Sürecinde Riskten Korunma İhracatın TemellerindendirAsıl konumuza dönecek olursak, hemen bir ticari veri tabanından diğer Alıcı isimlerine ulaştım, aynı ürünü alan bu şirketlere yazı yazdım, bir kısmından olumlu referans alıp cebimize koyduk. Satıcı hala yüksek oranlı peşinat istiyor, ben de hem bu oranı düşürmek için hem riskimizi nasıl en aza indiririz diye çabalıyorum. Tüm bu işlerle uğraşırken malzemelerin yükleme öncesi kalite kontrolü için uzun yıllardır destek aldığım test, kalite ve gözetim şirketini aradım. Yukarıda bahsettiğim ilave araştırma kaynağı derken;
Satıcı hakkında detaylı Şirket Değerlendirme Raporu (Assessment Report) ile üretici/ihracatçı hakkında detaylı bilgi, yerinde ziyaret ile şirket adres teyidi, yetkili isimleri, gerçek şirket bilgileri, sermayesi, banka IBAN teyidi, ürünleri, çalışan sayısı, sertifikaların kontrol ve teyidi, üretim kapasiteleri, makineleri, ihracat kapasiteleri ve alıcı ülkeleri, kalite kontrol yönetimi, tedarikçi kontrolü, satış sonrası servis, fabrikadan gerçek fotoğraflar ve sizin bilmek istediğiniz ilave sorularınızla 7/8 sayfalık kurumsal bir rapor ile peşinat için karar vermenizi kolaylaştırabiliyorlar. Tersten düşündüğümüzde aslında bu durum iyi bir Satıcı için de çok önemli, kurumsal bir firma şeffaf olarak açtığı verileri, fabrikası sayesinde ürünlerini daha kolay satabilir. Yani bazen çok uzaklara gitmenize gerek yok.
Bu raporu size 200 yıla yaklaşan geçmişi olan, dünyada 145 kadar ülkede faal, 1600 ofis, 80 binden fazla çalışanı olan global bir şirket sunabiliyor. Maliyetler gidilecek adres bazlı değişse de çok yaklaşık 700 dolar diyebiliriz.

Benim deneyimlere göre bu çalışmalar çok değerli ancak yetmez tabii, bu yabancıların çok sevdiği Know Your Customer  (KYC) süreci sadece. Bazen firmalar ithalatta konteynerden makine beklerken kendisine talaş gelmiş olabiliyor. Test, kalite ve gözetim şirketleri yükleme öncesi fabrikaya gidip uygun bir maliyetle ürünleri kontrol edebiliyor, bunu Sözleşmeye ve peşinat sonrası akreditife de yazdık mı işimiz olabildiğince en sağlam hale gelir diye düşünüyorum. Hem yeni bir proje yürüttüğüm için hem dün Niğde’den arayan bir firma nasıl dolandırıldığını anlatınca sektörle paylaşmak istedim. Bu ithalatçımız Çin’e açtığı akreditif karşılığında konteynerleri açınca tonlarca talaş ile karşılaşmış. Yani özellikle ilk işlerde ve yıllardır çalışmadığımız bir firmadan satınalma yapacaksak yükleme öncesi gözetim şart. Çifte hazırlık, Know Your Seller (KYS) süreci için detaylı araştırma, akreditife yazılacak gözetim şartı, tercihen gözetim maliyetini bizim karşılamamız kritik önemde. Bilindiği gibi bankalar ürünlerle ilgilenmez, sorumlu değiller, evrak üstünden ödeme yaparlar veya para tahsil ederler.

Konu Çin’den açılmışken; hemen her ülkede olduğu gibi güvenmek ayrı işi sağlam yapmak ayrı prensibi gereği mümkün olduğunca özellikle ödeme yöntemi olarak akreditif seçilmeli. Bilindiği gibi tümünün peşin ödendiği işlemlerde nasıl bir ürün gelecek, gelecek mi, ne zaman gelecek bilemeyiz ancak akreditifte son yükleme tarihi var ve Satıcı ancak buna uyarsa ödemesini alabilir. Ayrıca dolandırıcılık vakaları çok olması nedeniyle dikkatli olunması, iletişimde e-mail, telefon, whatsapp, WeChat gibi ara ara farklı kaynaklar eş zamanlı kullanılmalı. Tüm bunları dikkatime alınıp etkili bir Sözleşme yaptık, şimdi sıra anlaşma şartlarımızı akreditifimize yazdırıp peşinatı haricen değil akreditife rücu ederek red clause olarak ödemek. Banka ödeme yaparken Satıcı kendi bankasına basit bir ödeme talimatı yazıp yüzde 40’lara düşürdüğümüz peşinatı alıyor olacak, bu yolla da ilk işimizde yeni bir firmaya peşin ödeme riskimizi iyice azaltmış oluyoruz. Umarım ithalatımız hayırlısıyla olumlu sonuçlanır. Katmadeğerli ihracat için Kayseri usulü uygun fiyat ve uygun finansman şart, alırken kazanmak gerek, öyle değil mi?

İşçinin İşe Devamsızlığını Haklı Kılan Nedenler Nelerdir?

İşçinin İşe Devamsızlığını Haklı Kılan Nedenler Nelerdir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İşçinin İşe Devamsızlığını Haklı Kılan Nedenler Nelerdir?

Lütfi İNCİROĞLU

İşçinin İşe Devamsızlığını Haklı Kılan Nedenler Nelerdir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİşçinin işverenden izin almaksızın ve haklı bir nedeni ol­maksızın İş Kanunu’nda belirtilen süreler kadar işe devam etmemesi hali de­vamsızlık olarak tanımlanabilir.

4857 sayılı İş Kanunu‘nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa her­hangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlan­mıştır.

Devamsızlığın ispat yükü işverene aittir. İş­veren devamsızlık olgusunu tuttuğu tutanaklar, çektiği ihtarnameler, işyeri kayıtları ve tanıklar aracılığı ile kanıtlayabilir.

İşçinin işe devamsızlığı nedeni ile haklı feshin gerçekleştirilebilmesi için, biri devamsızlığın süresi, di­ğeri sebebi olmak üzere her iki koşulun birlikte gerçekleşmiş olması gerekir. Yani devamsızlık haklı sebebe dayanıyorsa iş sözleşmesi bildirimsiz feshedi­lemez. Haklı nedenler; İstirahat, bir yakının ölümü, yardıma koşma zorunlu­luğu, resmi makamların çağrısı, tutukluluk, eşinin doğumu gibi haller sayıla­bilir. Burada önemli olan objektif iyi niyet kurallarına tarafların uymasıdır.

Dolayısıyla işveren devamsızlığı haklı kılan sebeplerin varlığı halinde, haklı fesih yapamayacaktır.

Nitekim Yargıtay’ın bir kararına göre, “Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacının, ablasının kızının kaçırıldığı bilgisi üzerine işyerin­den izin talebinde bulunduğu Gaziantep’te bulunan akrabalarının yanına git­mek istediği ancak işveren tarafından izin verilmediği anlaşılmaktadır. Dava­cının çok yakın akrabasının kaçırılması hadisesi üzerine izin talebi yasal olup işveren tarafından yıllık izin talebinin karşılanmadığı anlaşılmakla, vuku bu­lan olay nedeni ile devamsızlığında mazerete dayandığı kabul edilmelidir. Bu nedenle mazeretsiz olarak işe devamsızlık koşulu gerçekleşmediğinden da­vacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece taleplerin yerinde olmayan gerekçe ile reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir[1].

Yargıtay’a göre, “İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da ya­kınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının 29/08/2016, 16/09/2016, 28/09/2016 tarihlerinde işe gelme­diği, işe gelmediği tarihlere yönelik olarak çocuğunun ve eşinin rahatsızlan­dığı şeklindeki mazeretine ilişkin ise hiçbir belge ve delil ibraz etmediği, da­vacının devamsızlığının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-g maddesindeki koşullar olan bir ay içinde üç gün devamsızlık yapma koşullarını taşıdığı an­laşıldığından, davacının iş akdinin yasal süresi içinde işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendi uyarınca haklı nedenle feshedildiği kabul edilerek, işe iade davasının reddi yerine, kabulüne karar verilmesi hatalıdır[2]. Yargıtay, işçinin eşinden gör­düğü şiddet üzerine gözünün morarmasına bağlı olarak işe devamsızlığın ge­çerli mazerete dayandığını kabul etmiştir[3]. Yargıtay, kural olarak ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işe devamsızlığı haklı fesih nedeni sayma­mıştır[4]. Devamsızlık tutanak tanıklarının duruşmada dinletilmemesi, dinle­nen tanıkların görgüye dayalı bir bilgilerinin olmaması nedeniyle işverence düzenlenen devamsızlık tutanaklarına itibar edilemeyeceğine karar vermiş­tir[5]. İşçinin eşinin ameliyat sonrası hastanede yattığı dönemde işçinin işe devamsızlığının mazerete dayandığı kabul edilmiştir[6].

Sonuç olarak, işçinin işverenden izin almaksızın ve haklı bir nedeni ol­maksızın İş Kanunu’nda belirtilen süreler kadar işe devam etmemesi hali de­vamsızlık olarak kabul edilmektedir. İşçinin işe devamsızlığı nedeni ile haklı feshin gerçekleştirilebilmesi için, biri devamsızlığın süresi, di­ğeri sebebi olmak üzere her iki koşulun birlikte gerçekleşmiş olması gerekir. Yani devamsızlık haklı sebebe dayanıyorsa iş sözleşmesi bildirimsiz feshedi­lemez.

İşçinin İşe Devamsızlığını Haklı Kılan Nedenler Nelerdir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemHaklı nedenler; İstirahat, bir yakının ölümü, yardıma koşma zorunlu­luğu, resmi makamların çağrısı, tutukluluk, eşinin doğumu gibi haller sayıla­bilir. Burada önemli olan objektif iyi niyet kurallarına tarafların uymasıdır. Dolayısıyla işveren devamsızlığı haklı kılan sebeplerin varlığı halinde, haklı fesih yapamaz.

Lütfi İNCİROĞLU

 

Kaynakça:

[1] Y9.HD.20.01.2020 T., E.2017/13500, K.2020724 Legalbank.

[2] Y9.HD.11.04.2019 T., E.2018/10117, K.2019/8492 Legalbank.

[3] Y7.HD.20.12.2016 T., E.2016/31118, K.2016/21652 Legalbank.

[4] YHGK.16.05.2019 T., E.22-352, K.2019/569 Legalbank.

[5] Y9.HD.07.10.2020 T., E.2016/25512, K.2020/10828 Legalbank.

[6] Gaziantep BAM 14.HD.13.11.2020 T., E.2020/243, K.2020/747;ÇİL, Şahin, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, s.894.

Yapay Zeka Araçları ile İşinizi Dönüştürün

Yapay Zeka Araçları Ile İşinizi Dönüştürün
Yapay Zeka Araçları ile İşinizi Dönüştürün

Yapay Zeka Araçları ile İşinizi Dönüştürün: Çalışma Gününüzü Kolaylaştırmanın Yolları
Levent Çuhadar – Sirius AI Tech
levent@siriusgrup.com

Günümüzün hızla değişen iş dünyasında, işletmeler daha verimli ve akıllı çalışma yöntemleri arayışında. Tekrarlayan görevlerin otomatikleştirilmesinden, veri odaklı kararların hızla alınmasına kadar yapay zeka (YZ), iş süreçlerinde köklü bir dönüşüm sağlıyor. Peki, YZ teknolojilerinden nasıl yararlanarak iş süreçlerinizi optimize edebilirsiniz? Gelin, her ölçekten işletmenin YZ araçlarını kullanarak günlük operasyonlarını nasıl dönüştürdüğüne birlikte bakalım.

Yapay Zeka: Sadece Bir Trend mi?

Yapay Zeka Araçları Ile İşinizi Dönüştürün
Levent Çuhadar – Sirius AI Tech Kurucusu

Yapay zeka, birçok kişi için geleceğin teknolojisi gibi görünebilir; ancak, aslında çoktan hayatımızın bir parçası oldu. İster küçük bir işletme sahibi olun ister büyük bir şirketin çalışanı, yapay zeka size pratik ve etkili çözümler sunar. İşte yapay zeka araçlarının iş dünyasında sağlayabileceği avantajlardan bazıları:

  • Tekrarlayan görevleri otomatikleştirerek stratejik işler için daha fazla zaman yaratma,
  • Hızlı ve doğru veri analizi ile anında karar alma,
  • Müşteri memnuniyetini artıran kişiselleştirilmiş çözümler,
  • Gelecek trendlerini öngörme ve rekabet avantajı sağlama.

Unutmayın, YZ’nin amacı insanları işlerinden etmek değil, onların daha yaratıcı ve stratejik görevlere odaklanmalarını sağlamaktır.

Yapay Zekanın Çözdüğü Gerçek Sorunlar

İşte Yapay Zeka araçlarının işletmelerin sık karşılaştığı bazı sorunlara getirdiği çözümler:

  1. Zaman Alan İdari İşler
    Planlama, fatura işlemleri ve e-posta yönetimi gibi işler, iş gününün büyük bir kısmını alabilir. YZ otomasyon araçları, bu görevleri sizin yerinize hızla tamamlar ve karar alma süreçlerinizi kolaylaştırır.
    İpucu: Mevcut sistemlerinizle uyumlu YZ araçlarını tercih ederek, altyapınızı tamamen değiştirmenize gerek kalmadan bu çözümleri iş akışınıza entegre edebilirsiniz.
  2. İçerik Üretimi Zorlukları
    SEO uyumlu blog yazıları, videolar ve görseller üretmek zorlu bir süreçtir. Yapay zeka araçları, içerik oluşturma, anahtar kelime araştırma ve performans takibi gibi süreçleri otomatikleştirerek pazarlama ekibinizin işini kolaylaştırır.
    Biliyor muydunuz? YZ araçlarıyla SEO yapan şirketler, organik trafiklerini %30’a kadar artırabiliyor.
  3. Yavaş İşe Alım Süreçleri
    Doğru adayı bulmak zaman alıcıdır. YZ destekli işe alım araçları, adayları tarar, özgeçmişleri değerlendirir ve görüşme planlamalarını otomatikleştirir. Böylece insan kaynakları ekipleri, adaylarla daha verimli ilişkiler kurabilir.
  4. Müşteri Hizmetlerinde Gecikmeler
    Müşteri memnuniyetinin düşmesi, uzun bekleme sürelerinden kaynaklanabilir. YZ destekli araçlar, hızlı ve doğru müşteri hizmeti sunarak bu sorunu ortadan kaldırır.
  5. Karmaşık Lojistik Yönetimi
    Lojistik, özellikle tedarik zincirleri ve teslimatlar söz konusu olduğunda karmaşık bir süreçtir. YZ araçları, rotaları optimize eder, kaynak kullanımını düzenler ve sevkiyatları gerçek zamanlı takip eder.
    Biliyor muydunuz? YZ kullanan lojistik şirketleri, teslimat maliyetlerini %20 oranında azaltabiliyor.

Yapay Zeka Hakkındaki Yanılgılar

YZ’nin yaygınlaşmasını engelleyen bazı yanlış anlamalar şunlardır:

  • “YZ, küçük işletmeler için pahalıdır.” Aslında, YZ araçları her bütçeye uygun seçenekler sunar.
  • “YZ, işlerimizi elimizden alacak.” Gerçekte, YZ ekiplerin yaratıcılık ve strateji odaklı çalışmalarına destek olur.
  • “YZ çok karmaşıktır.” Kullanıcı dostu arayüzlere sahip güncel YZ araçları, teknik bilgi gerektirmeden iş süreçlerinize entegre edilebilir.

Bu yanlış anlamaları aşıp YZ’nin avantajlarından tam anlamıyla faydalanabilirsiniz.

Yapay Zeka ile İşletmelerin Geleceği

YZ teknolojisi hızla gelişiyor ve yeni fırsatlar sunuyor. İşte işletmeler için önem kazanacak bazı trendler:

  • Kişiselleştirilmiş müşteri deneyimleri: Müşterilere özel çözümler sunmak artık daha kolay.
  • Sürdürülebilirlik odaklı çözümler: YZ, enerji tasarrufu ve atık azaltma gibi konularda işletmelere destek sağlıyor.
  • Tahmine dayalı analizler: Pazar trendlerini önceden öngörmek ve riskleri yönetmek mümkün.
  • Verimli işbirlikleri: YZ destekli araçlar, uzaktan çalışma süreçlerini daha etkili hale getiriyor.

Küçük İşletmeler İçin Büyük Fırsatlar

Küçük işletmeler, yapay zeka teknolojisi sayesinde büyük oyuncularla rekabet edebilir hale geliyor. Örneğin:

  • 7/24 müşteri hizmeti sunan sohbet botları,
  • Daha etkili pazarlama stratejileri için veri analitik araçları,
  • Envanter yönetimini kolaylaştıran lojistik çözümler,
  • İşe alım süreçlerini hızlandıran CV tarama ve eşleştirme araçları,
  • SEO ve içerik üretimini otomatikleştiren araçlar.

Yapay Zeka Araçlarını Kullanıma Başlama Önerileri

Yapay zekayı işinize entegre etmek için şu adımları izleyebilirsiniz:

  1. Sorunları Belirleyin: Günlük işlerinizde en çok zaman alan süreçleri tespit edin.
  2. Ücretsiz Denemelerden Faydalanın: Çoğu YZ aracı deneme süresi sunar. İş akışınıza uygun olup olmadığını test edin.
  3. Ekip Eğitimi: Ekibinizin YZ teknolojisini etkili şekilde kullanmasını sağlayın.
Yapay Zeka Araçları Ile İşinizi Dönüştürün
Yapay Zeka Araçları ile İşinizi Dönüştürün

Yapay Zeka, işletmelerin üretkenliğini artırmak ve iş süreçlerini kolaylaştırmak için güçlü bir araçtır. Şimdi harekete geçin ve Yapay Zeka ile çalışma düzeninizi dönüştürün!

 

 

 

 

Yapay Zeka Eğitimi Dr Adil ünal
Yapay Zeka Eğitimi ve Tedarik Zinciri Yönetimi Uygulamaları – Dr. Adil Ünal. Eğitim içeriği için tıklayınız.

-> Şirket Eğitimleriniz için Doğru Teklif Alın -> egitim@satinalmadergisi.com

FABRİKANIZDA BİRE BİR (1-1) ve GRUP EĞİTİMLERİ

UYGULAMA AĞIRLIKLI EĞİTİMLER – VAKA TABANLI İÇERİKLER

Kurumsal Satış Eğitimi

Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli. Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz.

Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal

 

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri

☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Standardı ISO 20400 Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (1-2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Yapay Zeka ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi (1 gün)

-> Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Çalışan başına verilen eğitim sürenizi (KPI) yükseltin.
Büyüme için ekibinizi eğitin.

Perakende Değer Zinciri Tasarımında İkinci Adım: Satış Kanalı Değer Önerisi

Perakende Değer Zinciri Tasarımında İlk Adım Müşteri Tarafından Algılanan Değer Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Perakende Değer Zinciri Tasarımında İkinci Adım: Satış Kanalı Değer Önerisi

Dr. Ulduz AZAD

Perakende Değer Zinciri Tasarımında İlk Adım Müşteri Tarafından Algılanan Değer Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemGeçen haftaki yazıda, perakende değer zinciri tasarımında “müşteri tarafından algılanan değer” kavramının operasyonlarda fark yaratabileceği vurgulanmış ve performans ölçütü olarak sadakat yerine “algılanan  değerin” kullanılması önerilmişti.

Çevrimiçi satış kanallarıyla fiziksel mağazalar showroom formuna dönüşüyor (Inversini, 2018). Sosyal medya, mobil teknolojilerle birleşerek perakendeciler için devrim niteliğinde bir araç haline geldi (Taylor, 2019). Tüketiciden tüketiciye (C2C) ticaret ve çevrimiçi incelemeler satın alma davranışlarını büyük ölçüde etkiliyor (Floyd vd., 2014). Bütüncül kanal (Omnichannel) ve çok kanallı (multichannel) perakendecilik geliştikçe, müşteriler hem çevrimiçi hem de fiziksel deneyimler yaşayarak tüm kanalların süreç ve markaya duydukları memnuniyet açısından sorunsuz olmasını beklerler (Piotrowicz ve Cuthbertson, 2014).

Müşteri Yolculuğu Keşfedici Değer

Global perakende pazarının 2030’a kadar 40 trilyon, çevrimiçi perakende pazarının ise 2024-2031 döneminde 5 trilyon ABD dolarına ulaşması bekleniyor. Türkiye, 2023’te 52,2 milyar dolarlık e-ticaret pazar büyüklüğüyle dünyanın 18. büyük pazarı konumunda olup, bu rakamın 2032’ye kadar 110,6 milyar dolara çıkması öngörülüyor. (Kaynak: IMARC Group)

Araştırmalara göre fiziki mağaza ve çevrimiçi kanala ait değer önerileri başlıkları aşağıda sıralanmıştır.

  • Mağaza Değer Önerileri:
  • Güvenilirlik
  • Kişisel Etkileşim
  • Şirket Politikaları
  • Fiziksel Yönler

 

  • Çevrimiçi Perakende Değer Önerileri:
  • Görsel çekicilik
  • Kaçış
  • Etkileşim
  • Eğlence

 

Başlıkları okuduğunuzda zihninizde hangi markalar çağrışım yaptı?

The Future Of Retail

Hizmet sektörü müşteri sadakatini hedeflerken, çevrimiçi alışverişte sipariş, teslimat ve telafi gibi tedarik zinciri performans kriterleri ön plana çıkmaktadır (Mentzer vd., 2001). Çok kanallı perakendeciliğin artışıyla tedarik zinciri koordinasyonu ve bilgi teknolojilerinin sağladığı entegrasyon önem kazanmıştır.

Çevrimiçi kanallardaki hızlı etkileşim, memnuniyetsizliklere duyarlı müşterilerin beklentilerini karşılamayı kritik hale getirmektedir. Müşterilerin farklı satış kanallarındaki motivasyonlarını anlamak için hazcı ve faydacı alışveriş yaklaşımları değerlendirilmeli, karakteristik özelliklerine göre beklentiler ve duyarlılıklar analiz edilmelidir (Reid vd., 2016).

Müşteri yolculuğu, satın alma öncesi ve sonrası etkileşimler ile sürdürülebilirlik endişeleri üzerine sektör ve akademi iş birliğiyle yeni araştırmalar yapılması gerekmektedir.

Peki, gelecekte farklı kanallara ait hangi değer önerileri müşteri perakende deneyimini şekillendirecek?

Dr. Ulduz AZAD