CES 2017: Nesnelerin İnterneti kişiselleşiyor Bosch, akıllı asistanlara odaklanıyor

Bağlanabilirlik, kişiselleştirmede gelişiminin bir sonraki aşamasına ulaşıyor

Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Struth: “Bosch, kişiselleştirilmiş bağlanabilirlik çözümlerinde yeni bir trend başlatıyor”. Ürünler, akıllı evler, akıllı şehirler ağa bağlı mobilite ve Endüstri 4.0 dahil olmak üzere yaşamın tüm alanlarında akıllı yardımcılar haline geliyor. Yeni konsept otomobil: otomobil, bir asistan haline geliyor.

Dünya galası: Bosch, ev robotunu tanıtıyor

Yaşamın her alanında bir kişisel yardımcınız ya da koruyucu meleğiniz olduğunu hayal edin. Artık, otomobilinizle bir yere giderken ve hatta ofisinizde otururken fırını açık bırakıp bırakmadığınız her zaman size bildirebilecek birisi var. Bosch, CES® 2017’de, ağa bağlı çözümlerin bu vizyonu çoktan hayata geçirdiğini gösteriyor. Şirketin Las Vegas’ta gerçekleştirilen CES 2017’deki basın toplantısında konuşan Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Werner Struth, “Kişiselleştirme, bağlanabilirlik alanında büyüyen bir trend ve biz bu trendi bir adım öteye taşıyoruz.” dedi. Bosch, dünyanın en büyük tüketici elektronik ürünleri fuarında global teknoloji ve servis tedarikçisi olarak şu alanlara odaklanıyor: akıllı evler, akıllı şehirler, ağa bağlı mobilite ve Endüstri 4.0.

Ürünlerin ve servislerin kişiselleştirilmesiyle birlikte bağlanabilirlik artık bir sonraki aşamaya ulaşıyor: “Cihazlar gündelik yaşamı kolaylaştıran ve evde, şehirde, otomobilde ve işte daha güvenli olmayı sağlayan akıllı arkadaşlar haline geliyor.” Kısa bir süre önce gerçekleştirilmiş olan bir çalışmaya göre, katılımcıların yüzde 60’tan fazlası akıllı asistanların gerekli olduğuna inanıyor. Nesnelerin internetinin üç seviyesinin tamamında mukayese edilebilir uzmanlığa sahip çok az sayıda endüstriyel şirket var: Bosch, sensör teknolojisi, yazılımları ve servisleri ile kapsamlı bir deneyim sunuyor ve ayrıca kendi IoT bulutuna sahip. Bu durum şirketi, Nesnelerin İnterneti (IoT) konusunda tek nokta haline getiriyor.

Ayrıca Bosch, elektronik ürünlerinin yüzde 100’ünün ağa dahil edilmesi ve her bir ürün için ağa bağlı servis paketi sunmayı hedefliyor. Struth, “Akıllı ek işlevler ve servisler, müşterilerimizin bireysel ihtiyaçlarına ve kullanım alışkanlıklarına göre özelleştirilmelidir.” dedi. Ürünlerin ve çözümlerin bağlanabilirlik aracılığıyla kişiselleştirilmesi sayesinde bu giderek daha mümkün hale geliyor.

Otomobil, kişisel asistan haline geliyor

2022 yılı itibarıyla global ağa bağlı mobilite pazarı yılda neredeyse yüzde 25 oranında büyüyecek. Birkaç yıl içerisinde otomobiller, IoT’nin aktif bir parçası haline gelecek ve diğer ağa bağlı ulaşım yöntemleriyle ve hatta akıllı evle iletişime geçebilecek. Bosch, CES® 2017’de yaşamın farklı alanlarının gelecekte nasıl sorunsuz bir şekilde birbirine bağlanacağını gösteren yeni bir konsept otomobili sunuyor. Struth, “Araç, alanlar arası iletişimde merkezi bir role sahip olacak.” dedi. Otomobil ve sürücüsü arasındaki kişiselleştirilmiş iletişim de artacak: Yeni özellikler, otomobili çevresine, akıllı eve ve tamirhaneye bağlıyor. Bu işlevler, yüksek seviyede otonom sürüşü de mümkün hale getirecek. Struth, “Bosch, mobilite ve akıllı servislerin bir araya geldiğinden emin olmak için titiz bir şekilde çalışmalar yürütüyor. Otomobil bulut aracılığıyla akıllı eve veya akıllı şehre bağlandığında daha fazla ölçülebilir fayda olacak. Bağlanabilirlik, otomobilleri dört tekerlekli asistanlara dönüştürüyor.” dedi.

Ayrıca Bosch konsept otomobili, çok çeşitli yenilikçi teknolojiler içeriyor: Sürücü koltuğa oturduğu anda yüz tanıma teknolojisi direksiyonu, aynaları, iç sıcaklığı ve radyo istasyonunu sürücünün kişisel tercihlerine göre ayarlıyor. Sistem, bir dokunsal dokunmatik ekran ve bir yenilikçi hareketle kontrol sistemi aracılığıyla kontrol ediliyor ve her ikisi de kullanım sırasında somut geribildirimlerde bulunuyor. Otomobilin yüksek seviyede otonom olması halinde bulut tabanlı servisler, görüntülü konferansları etkinleştiriyor veya sürücülerin ve yolcuların hafta sonu seyahatlerini planlamasını veya en son videoları seyretmesini sağlıyor. 2025 yılı itibarıyla yüksek seviyede otonom sürüş, Bosch’un kısa bir süre önce gerçekleştirmiş olduğu bir araştırmaya göre Amerika Birleşik Devletleri, Almanya veya Çin’deki ortalama bir otomobil kullanıcısının yılda neredeyse 100 saat tasarruf etmesini sağlayacak. Tamamen teknik terimlerle konuşacak olursak, Bosch Central Gateway gibi iletişim kontrol birimleri bağlanabilirliği mümkün hale getiriyor. Gateway, tüm veri yolları boyunca tüm alanlarla iletişimi sağlayan bir merkezdir. Bosch Group’un bir parçası olan ETAS ve ESCRYPT, iletim ve şifreleme çözümleri sunuyor. Bunlar, bulut tabanlı araç yazılımı güncellemelerinin, aracın hizmet ömrü boyunca güvenli bir şekilde yürütülebilmesini sağlıyor. Otomobil çevresiyle iletişim kuruyorsa, güvenlik güncellemelerinin düzenli bir şekilde yapılması gerekiyor.

Çevresiyle iletişime geçtiğinde otomobil, ağa bağlı şehirde önemli görevleri de üstleniyor. Örneğin, topluluk tabanlı park yeri ile otomobil, boş bir park yeri bulmaya yardımcı oluyor. Otomobil, caddede giderken park etmiş otomobiller arasındaki boş yerleri tespit ediyor. Gerçek zamanlı bir park yeri haritası oluşturmak üzere bu verileri kullanan bulut tabanlı servis, sürücünün paradan ve zamandan tasarruf etmesini sağlıyor ve ayrıca stres seviyesini azaltmaya da yardımcı oluyor.

Ağa bağlı yardımcılar evde ek işlevleri üstleniyor

Kullanıcılar, kendi evlerinin duvarları içerisinde de yaşamı kolaylaştıran ve daha güvenli hale getiren çok çeşitli akıllı yardımcılar aracılığıyla nesnelerin internetine güvenebiliyor. Bazı ürünler birden fazla işlevi aynı anda yerine getirebiliyor: örneğin, duman detektörü aynı zamanda hava kalitesini takip ediyor ve sireni ile istenmeyen misafirleri korkutabiliyor.

Bosch akıllı ev sistemi, tek bir uygulama aracılığıyla evdeki ağa bağlı cihazları kontrol etmeyi mümkün kılıyor. Senaryo yöneticisi ile akıllı ev çok daha sezgisel bir hale geliyor. Evden çıktığınızda artık ısıtmayı, elektrik cihazları veya ışıkları kapatıp kapatmadığınızı kontrol etmenize gerek yok. Bu sistem yaşamı daha güvenli ve daha rahat bir hale getiriyor. Tek bir parmak dokunuşuyla senaryoları etkinleştirdiğinizde senaryo yöneticisi, Bosch akıllı ev uygulaması aracılığıyla belirtilen işleri yapıyor.

En başından itibaren akıllı asistanlar olarak tasarlanan ürünler

Ağa bağlı çözümlerin kişiselleştirilmesiyle birlikte teknolojiler ve hizmetler sadece bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiyor; Bosch, özellikle kişisel asistanlar olarak tasarlanan ürünler de geliştiriyor. Bu ürünler, kullanıcılarıyla da iletişime geçebiliyor. “My kitchen elf” ya da kısa adıyla Mykie buna bir örnek olarak gösterilebilir. Bu konseptle BSH Ev Aletleri, kişisel asistanlar dünyasına adımını atmış oldu. Mykie, kullanıcının sesiyle çalıştırılıyor. Kullanıcıyı dinliyor, sorularını yanıtlıyor ve pek çok günlük ev işinde yardımcı oluyor. Örneğin, Mykie buzdolabında neler olduğunu, kekin ne kadar fırında kalacağını ya da öğleden sonra güneş olup olmayacağını biliyor. Ağa bağlı Mykie ile kullanıcı, tüm Home Connect ev aletlerini kontrol edebiliyor. Mykie, birlikte yemek pişirebilmeleri ve tarif alışverişinde bulunabilmeleri için kullanıcıları sanal olarak bir araya da getiriyor.

Dünya galası: Bosch start-up şirketi yeni ev robotunu sunuyor

Robert Bosch Start-up GmbH (BOSP)’nin desteklediği start-up şirketi olan Mayfield Robotics, ev robotu işine odaklanıyor. Şirket, ev robotlarının geliştirilmesi konusunda uzmanlaşıyor. CES® 2017’de, ilk ticari robotu olan ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 2017 yılının sonunda piyasaya sunulması planlanan Kuri’yi sergiliyor. Robot yaklaşık 50 cm uzunluğunda ve pek çok sensör içeriyor. Mümkün olan en kısa güzergahlarla ilgili notlar alarak oda içerisinde hareket edebiliyor. Kuri, ev sakinleri ile etkileşim kurduğundan ailenin bir üyesi konumunda. Örneğin Kuri, müzik çalabiliyor veya trafikte sıkışan anne ve babalara çocuklarının okuldan döndüğü bilgisini verebiliyor. 30’dan fazla robot mühendisi ve tasarımcısı, start-up şirketinin Redwood City, California’daki merkezinde çalışmalar yapıyor. Özellikle kreatif özgürlükten ve ilham verici Silikon Vadisi start-up şirketi kültüründen fayda sağlıyor. Struth, “Yeni trendlere en başından karşılık vermemizi sağlamaları nedeniyle Bosch için kreatif start-up şirketlerini hedefleyen yatırımlar önemlidir. Bu yatırımları yaparak, güçlü endüstri gelişmelerine erişimimizi güvence altına alıyoruz.” dedi.

Asistanlar, ağa bağlı üretimde de mevcut

Asistanlar, ağa bağlı üretimde de önemli bir rol oynuyor. Örneğin APAS robotu, esnek ve etkin üretimi mümkün hale getiriyor. Zorlu, tehlikeli ve monoton görevleri üstlenen APAS, insanlar ile yakın bir işbirliği içerisinde olması için tasarlandı. Sensör kabuğu sayesinde otomatik üretim asistanı, bir kişi çok yaklaştığında bunu tespit ediyor ve derhal kendisini kapatıyor.

Bosch, APAS’ı özellikle Endüstri 4.0’da veya bir başka deyişle Ağa Bağlı Endüstride kullanmak üzere tasarladı. Endüstri 4.0 teknolojilerinin baş sağlayıcısı ve kullanıcısı olarak Bosch, diğer hiçbir şirkette mevcut olmayan bir düzene sahiptir.

Yeni IoT Gateway çözümü ile şirket, ağa bağlı endüstrinin faydalarını eski makinelerin operatörlerine de sunabiliyor. Struth, “Pek çok makine ağa bağlı değil. Diğer şeylerin yanı sıra, ağa bağlı üretimin ön şartları sayılan gerekli sensörler, yazılımlar veya şirketin IT sistemlerine bağlantı açısından eksiktirler. “Global açıdan, Bosch IoT Gateway gibi güçlendirici çözümlere ilişkin pazar milyarlar anlamına gelmektedir. IoT Gateway, sensör teknolojisi, yazılım ve IOT etkin bir endüstriyel kontrol sistemini bir araya getiriyor. Bu işlem, makinelerin durumunu takip etmeyi mümkün kılıyor. Struth’a göre, uzun süreli başarı elde edebilmek için endüstrinin ağa bağlı makinelere ihtiyacı var. Bu, tam olarak Bosch IoT Gateway ürününün ne olduğunu göstermektedir – hızlı ve esnek bir çözüm.

Bosch’un Nesnelerin İnterneti ile ilgili görüşü

“Bağlanabilirliğin teknolojiden çok daha fazlası olduğuna inanıyoruz. Bağlanabilirlik, yaşamlarımızın bir parçası. Mobiliteyi arttırıyor, geleceğin şehirlerini şekillendiriyor, evleri daha akıllı hale getiriyor, endüstriyi ağa bağlıyor ve sağlık hizmetini daha etkili kılıyor. Bosch, yaşamın her alanında ağa bağlı dünyaya yönelik çalışmalar yürütüyor.Kimsenin bugüne kadar hayal edemediği fırsatların kapısını açan bir dünya. Ağa bağlı cihazlar üretmenin ötesine geçelim. Dünya genelinde, webte ve bulut içerisinde gerçek faydalar sağlayan bağlantılar oluşturalım. Kurucuları finansman sağlayanlarla, hayalperestleri gerçeğe dönüştürenlerle ve parçaları bütünle bir araya getirelim. Sanalı ve fizikseli birbirine bağlayalım ve dünyamıza kalıcı bir miras bırakalım.Simply.connected vizyonumuzu gerçeğe dönüştürelim.

SİMİT SARAYI AZERBAYCAN’DAKİ İKİNCİ MAĞAZASINI NAHÇIVAN’DA AÇTI

Geleneksel Türk lezzetlerini dünya ile buluşturan, Türkiye’nin global arenadaki vitrin markası Simit Sarayı, Azerbaycan‘da gördüğü yoğun ilgi üzerine Nahçıvan’da mağaza açtı.
Dünya markası olma vizyonuyla yurt dışı açılışlarını tüm hızıyla sürdüren Simit Sarayı, açtığı mağazalar ile Azerbaycan’da büyümesini sürdürüyor. Ferah atmosferi, konforlu dekorasyonu, zengin menüsü ile Azerbaycan’da çok sevilen Simit Sarayı’nın yeni hizmete giren mağazası misafirler tarafından çok beğenildi.

58 metrekare dış, 2000 metrekare iç alanı, sıcak atmosferi ve şık dekorasyonuyla Nahçıvan’lı lezzet tutkunlarına hizmet verecek Nahçıvan mağazasında; vazgeçilmez Simit Sarayı lezzetleri kahvaltı, simit, börek, kurabiye, sandviç, kruvasan, çörek, kek, pasta ve ekmeklerin yanı sıra taptaze malzemelerle hazırlanan Simit Burger, mantı, makarna, ızgara köfte gibi hem göze hem damağa hitap eden enfes seçenekler yer alıyor.

Mars Logistics ve MAN güçlü bir işbirliğine imza attı

Türkiye’nin lojistik devi Mars Logistics ile ticari araçların global markası MAN, yaptıkları anlaşma ile köklü bir işbirliğinin ilk temellerini attı. Grup şirketleri, ulusal ve küresel arenada yaygın ofisleri ile tek çatı altında tüm lojistik hizmetlerini sunan Mars Logistics, uluslararası lojistik yapmak üzerine filosuna 50 adet MAN TGS 18.440 LLS-U 4×2 Euro 6 mega çekiciyi dahil etti. 50 araçlık bu satınalma, MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. ile Mars Logistics arasındaki güçlü ve uzun vadeli bir işbirliğinin de ilk adımı oldu.

Anlaşma kapsamında Mars Logistics’in, 3 yıl / 300.000 kilometre kullanımlı bakım, onarım ve uzatılmış garantiyi kapsayan ‘Comfort Repair’ bakım paketi ile birlikte satın aldığı 50 adet MAN TGS 18.440 LLS-U 4×2 Euro 6 mega çekici, MAN’ın İstanbul İkitelli’deki tesislerinde gerçekleştirilen törenle teslim edildi. MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay Bekiroğlu, Kamyon Satış Direktörü Serkan Sara, İkinci El Satış Direktörü Aydın Yumrukçal, İstanbul Şubesi Kamyon Satış Müdürü İbrahim Altun ve Uzman Müşteri Temsilcisi Özgür Tutumlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Törende Mars Logistics’i ise Genel Müdür Gökşin Günhan, Yurdışı Nakliye Operasyon Müdürü Erkan Özyurt, Yurtiçi Nakliye Operasyon Müdürü Burak Aykar, Bakım Onarım Müdürü Bünyamin Doğan, Satınalma ve İdari İşler Müdürü Mehmet Saib Ergör ile Kurumsal İletişim Müdürü Kader Özal temsil ettiler. Lokman Koçaslan Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Lokman Koçaslan ile Koçaslan Holding Yönetim Kurulu Mahmut Koçaslan da teslimat töreninde hazır bulundular.

MAN’ın odağında ‘sürdürülebilirlik’ var
Dünyanın üretim ve mühendislik devi MAN’ın, 250 yıllık köklü geçmişi ile odağında hep ‘sürdürülebilirlik’ olduğunu belirten MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. adına Genel Müdür Tuncay Bekiroğlu, “MAN, yarattığı her teknolojide, geliştirdiği her sistemde, yaptığı her imalatta yakaladığı yüksek standartlardaki kalite ve ileri teknolojisi ile; daha dayanıklı, daha yüksek performanslı, daha tasarruflu ve daha düşük emisyonlu araçlar üretiyor. Bu da yaşam boyu iş ortaklarımız olan müşterilerimize; daha düşük işletme giderlerine karşın daha yüksek performansa sahip olmalarına, dolayısıyla ticari sürdürülebilirlik açısından benzersiz avantajlar sağlıyor. Araçlarımız daha düşük emisyon değerleri ile de çevresel sürdürülebilirlik konusunda da her geçen gün sektörde çıtayı daha da yükseklere taşıyor. MAN çatısı altında bu konularla ilgili örnek gösterilecek birçok teknoloji, sistem ve hizmetimiz bulunuyor. Ancak bunların arasında bugünlerde en çok öne çıkan ise hiç şüphesiz MAN uzmanlığının geliştirdiği benzersiz Euro 6 teknolojisi oldu” dedi.

Mars Logistics Türkiye’den doğmuş küresel bir marka
Mars Logistics’in bu topraklarda doğmuş küresel bir marka ve Türkiye’nin lojistik alanındaki en önemli gurur kaynaklarından biri olduğunu vurgulayan Tuncay Bekiroğlu, “Mars Logistics, lojistik sektörünün her alanında, her hizmeti bir arada sunma kabiliyetine sahip ve bunu mükemmeliyetçi bir yaklaşımla uluslararası standartlarda dünyanın her noktasında gerçekleştirebilen küresel bir marka. MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. olarak, Türkiye’nin böylesine önemli bir markasıyla böylesine önemli bir işbirliği yapmaktan, Mars Logistics’in başarılı çalışmalarına katkıda bulunabilmekten mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.

Lojistiğin tüm alanlarında dünyanın her yerine hizmet götürüyor
Temelleri 1989 yılında atılan Mars Logistics’in bugün Mars Lojistik Grup A.Ş., Mars Lojistik Uluslararası Taşımacılık Depolama Dağıtım ve Tic. A.Ş., Mars Hava ve Deniz Kargo Taşımacılığı A.Ş., Mars Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. ve Mars Logistics S.A.R.L şirketlerini bünyesinde bulunduran ve tüm lojistik hizmetlerinin kusursuz bir şekilde sunulduğu bir grup olduğunu belirten Mars Logistics Genel Müdürü Gökşin Günhan ise “Mars Logistics olarak grup şirketlerimizle birlikte; İstanbul Yenibosna’daki merkezimizin yanı sıra Avcılar, Tuzla, Esenyurt, Kocaeli, Bursa, İzmir, Adana, Ankara, Mersin, Atatürk Havalimanı, Adnan Menderes Havalimanı, Esenboğa Havalimanı, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda, yurtdışında ise Lüksemburg, Trieste, Guangzhou ve Shanghai’daki şubelerimiz bulunuyor. 1.200’ü aşkın çalışanımız, 100 bin metrekarelik kapalı ve açık depolama alanlarımız, 2.000 araca yaklaşan filomuz ile; ‘Karayolu Taşımacılığı’, ‘Denizyolu Taşımacılığı’, ‘Havayolu Taşımacılığı’, ‘Demiryolu Taşımacılığı’, ‘İntermodal Taşımacılık’, ‘Proje Taşımacılığı’, ‘Fuar ve Etkinlik Taşımacılığı’, ‘Sigorta’, ‘Depolama ve Dağıtım’ ve ‘Gümrükleme Yönetimi’ gibi lojistiğin tüm alanlarında hizmet veriyoruz. Karayolu taşımacılığında, Avrupa, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Türki Devletler başta olmak üzere geniş bir coğrafyaya hizmet veriyoruz. Hava, deniz ve intermodal taşımacılıkla birlikte dünyanın her noktasına hizmet sunuyoruz” dedi.

Türkiye’de en büyük 250 şirketten biri, GRI onaylı A+ seviyesindeki ilk 10’da…
Türkiye’nin en büyük 250 şirketi içinde yer alan Mars Logistics’in, yayınladığı son sürdürülebilirlik raporu ile ülkemizdeki GRI onaylı A+ seviyesindeki ilk 10 firma arasına girmeyi başardığına da dikkat çeken Gökşin Günhan, “İşini her açıdan en mükemmel, en kusursuz ve en doğru şekilde yapmaya odaklanmış bir şirket olarak Mars Logistics, yüksek hizmet standartlarını da birçok uluslararası sertifika ile tescillemiştir. Bizi bugün küresel arenada bulunduğumuz noktaya taşıyan; her detaydaki kalite, ileri teknoloji ve sürdürülebilirlik ilkemiz bizi MAN ile buluşturdu. MAN ile Mars Logistics arasında köklü ve güçlü olacağına inandığımız önemli bir işbirliğini de başlatan yeni aldığımız 50 adet çekiciyi, uluslararası lojistik operasyonlarımızda kullanacağız” açıklamasında bulundu.

MAN, Euro 6 ve Euro 6C teknoloji ile fark yaratıyor
Tüm MAN araçlarının, ileri teknolojileri ve yüksek standartları ile bulundukları segmentlerin premium sınıfını oluşturduklarına dikkat çeken MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Kamyon Satış Direktörü Serkan Sara da, “MAN’ın üstün özelliklerinin yanı sıra rakiplerine göre en büyük avantajlarından biri de; geniş ürün yelpazesidir. Sektörlerin, şirketlerin ihtiyaç duyduğu tüm araç tipi ve versiyonlarına, herhangi bir tadilat veya adaptasyona gerek kalmaksızın cevap verebiliyoruz. Her iklim ve coğrafi koşulda kendisinden beklenen performansı koruyan MAN araçları, dayanıklılıklarının yanı sıra ileri teknolojileri ve üstün nitelikleri ile de öne çıkmaktadır. Ağır ticari araçlar teknolojisinin öncü markası MAN, bu alanda da birçok açıdan fark yaratmakta, standartları yükseltmektedir. Ülke ve pazar koşullarında yükselen normlar, gelişen standartlar, MAN’ın bu alandaki liderliğini her geçen gün daha da belirginleştirmektedir. Bilindiği gibi 2017’nın ilk yarısında EURO 6 araçların satışları devam edecek, yılın ikinci yarısında ise sektör EURO 6C araçlar ile tanışacak. Bu süreçte MAN’ın teknoloji alanındaki öncülüğü, EURO 6’da tecrübe edilmeye başladı bile, ikinci yarıda ise EURO 6C ile bir kez daha tescil görecek. Euro 6’da kullanılan Commonrail motor sistemi, bizim uzun yıllardır kullandığımız, bu konuda çok ciddi bir tecrübe ve bilgi birikimimizin olduğu bir teknoloji. Bu bilgi birikimi ve üstün MAN Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirilen Euro 6 ve Euro 6C teknolojimiz, yakıt tasarrufu ile ön plana çıkan Euro 5 motorlara oranla %6,5’lara ulaşan daha fazla bir yakıt ekonomisi sağlıyor. Bu da MAN’ın en çok tercih edilen markalar arasında her geçen gün daha çok öne çıkmasını sağlıyor” diyerek, MAN ile Mars Logistics arasındaki bu işbirliğinin hayırlı uğurlu olmasını diledi.

MAN TopUsed ile ikinci el pazarına da öncülük ediyor
Kamyon ve çekici segmentinin Türkiye için önemine dikkat çeken MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. İkinci El Satış Direktörü Aydın Yumrukçal, “Ağır ticari araçlarda ikinci el pazarı da lojistik ağımızın hem genişlemesi hem de gençleşmesi için çok büyük önem taşıyor. MAN, her markaya hitap eden TopUsed merkezleri ile ağır ticari araçlarda ikinci el pazarına da öncülük ediyor. TopUsed, ikinci el pazarına kurumsal güvence getirdi, standartları yükselti, yarattığı rekabet ortamı ile piyasayı geliştirdi, uluslararası pazarlara taşıdı” dedi.
MAN’ın satış sonrası hizmetlerde rekabetçi fiyatlarla orijinal yedek parça ve kaliteli hizmet sunduğunu da vurgulayan Aydın Yumrukçal, “MAN, satış sonrası hizmetlerde düzenlediği kampanyalar ve bakım, onarım ve uzatılmış garantiyi kapsayan alternatifli paketlerle, araç sahiplerine yıllar sonrası için dahi öngörülebilir, sürprizsiz ekonomik maliyetler sunuyor. MAN, ayrıca verdiği eğitimler, geliştirdiği MAN EfficientCruise, MAN Telematics gibi özel çözümler ile de araçlarının en ideal şekilde kullanımını sağlıyor, maliyetlerini daha da minimize etmek üzere işletmelere katkı sağlıyor” açıklamasında bulundu.

İşbirliği daha da güçlenerek uzun yıllar devam edecek
Alanlarının öncüsü iki büyük marka arasında gerçekleşen bu güzel işbirliğine katkıda bulunmaktan duydukları memnuniyeti belirten Lokman Koçaslan Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Lokman Koçaslan da, “Hem Mars Logistics hem de bayisi olduğumuz MAN, birlikte çalışmaktan onur duyduğumuz, alanlarında referans olan iki değerli markamız. Lokman Koçaslan Otomotiv olarak hem bayisi olduğumuz markaları en iyi şekilde temsil etmek, hem de müşterilerimiz en işi şekilde hizmet vermek en büyük gayemiz. MAN ile Mars Logistics arasındaki bu işbirliğinin de her iki taraf içinde oldukça faydalı olacağına, daha da güçlenerek uzun yıllar devam edeceğine inanıyoruz” dedi.

Sağladığı avantajlarla MAN araçları sınıflarının en efektif ve ideal çözümleri
Mars Logistics’in 50 adet MAN TGS 18.440 LLS-U 4×2 Euro 6 mega çekiciyi, 3 yıl / 300.000 kilometre kullanımlı bakım, onarım ve uzatılmış garantiyi kapsayan ‘Comfort Repair’ bakım paketi ile birlikte satın aldığını vurgulayan MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. İstanbul Şubesi Kamyon Satış Müdürü İbrahim Altun ise “MAN araçları, diğer üstün niteliklerinin yanı sıra yüksek yakıt tasarrufu, düşük işletme giderleri, yaygın yetkili servis ağı ile sağladığı kaliteli ve ekonomik satış sonrası hizmetleri ile de oldukça avantajlı konumda” diyerek, sağladığı tüm bu avantajlarla MAN araçlarının, sınıflarında en ideal ve efektif çözümleri oluşturduğunu belirtti.

SİBER SALDIRILAR ARTACAK

2017’DE İNTERNETE BAĞLI CİHAZLAR SALDIRACAK

Global antivirüs yazılım şirketi Bitdefender, 2017 yılında öne çıkacak siber saldırı türlerine yönelik öngörülerini açıkladı. Siber saldırıların 2017’de daha da artacağını ve karmaşık hale geleceğini söyleyen Bitdefender uzmanları, kişi ve şirketlere yönelik loT bağlantılı DDoS saldırılarının da yaygınlaşacağını vurguladı. 

2016’da siber saldırılar kişileri ve kurumları büyük oranda tehdit etti. Bitdefender uzmanları, 2017’de saldırıların daha da yaygınlaşacağını, kişi, kurum ve hükümetleri kurban seçeceğini öngörüyor.

Otomatikleştirilmiş Hedefli Fidye Yazılımlar

Dünyada 500 milyondan fazla kişiyi koruyan antivirüs yazılım şirketi Bitdefender’ın Güvenlik Stratejileri Başkanı Catalin Cosoi, “Bu sene başlarında gözlemlediğimiz bir fidye yazılım botneti sadece bir haftalık operasyonla 1.5 milyon kazanç elde etti.” açıklamasında bulundu. 2016’da ciddi oranda artan fidye yazılım saldırıları, 2017’de muhtemelen kendini otomatikleştirilmiş hedeflemeyi geliştirmeye adayacak. Bu özellik saldırganların ev kullanıcıları ve şirketler arasındaki ayrımı yapmalarına ve önceye göre daha yüksek bedelleri tehditle almalarına yardımcı olacak.

Fidye yazılım programlarının karlılığı, kültürel farklılıklar görülse de insanların özel verilerine verdikleri değerden kaynaklanıyor. Global antivirüs yazılım kuruluşu Bitdefender’ın gerçekleştirdiği ankette Almanya’daki tüketicilerin sadece %33’ü fidye yazılım sebebiyle kaybettiği verilerini geri kazanmak için ödeme yapabileceğini söylerken, Amerika’daki tüketiciler için ise bu oran %50. İnsanların kişisel verilerine verdikleri maddi değere gelince, kültürel faktörlere ek olarak muhtemelen ekonomik statü de değişkenlikler yaratıyor. Romanyalılar verilerini geri alabilmek için ortalama 132 doları gözden çıkarırken, İngilizler ise verileri için 568 dolar ödemeye razılar.

Çok Akıllı Olmayan Cihazlar ve DDoS Saldırıları

Son zamanlarda Dyn DNS sağlayıcısına yapılan saldırılarda görüldüğü gibi, muhtemelen IoT (nesnelerin interneti) botnetleri kullanılarak güçlendirilmiş DDoS saldırıları 2017’de de gerçekleşmeye devam edecek. 2016’da tek bir IoT botneti (Mirai) büyük DNS sunucularından birini hedef alarak interneti saatlerce kesintiye uğrattı. Bu durum neredeyse herhangi bir kişinin elinde en güçlü devlet aktörleri için hazırlanmış dünya çapında bir komünikasyon ağına sahip olması gibi. IoT botnet fenomenlerinin büyümesinin tek yolu, güvenlik konusu pek fazla düşünülmeden üretilen cihazlar. Yaması mevcut olan milyonlarca hassas IoT cihazı bulunmakta, ancak yama işlemi o kadar komplike ki, kullanıcılar yama işlemini atlamayı tercih ediyorlar. Bitdefender Güvenlik Stratejileri Başkanı Catalin Cosoi’ye göre 2017 için en büyük tehdit, “çok akıllı olmayan” cihazlar için geliştirilmiş botnetler olacak.

Tehditlerin İnterneti

Endüstride IoT cihazlarının kullanımıyla güvenlik tehditleri kontrol dışı yayılarak artacak. Bununla birlikte kişisel IoT cihazları da çalışanlar aracılığıyla fiziksel ve mantıksal güvenlik sınırları boyunca taşınarak sorunları artıracak. Akıllı cihaz pazarının hızlı büyümesiyle eskiyen cihazlar “sonsuza kadar” yamasız ve savunmasız kalıyor. Bu durum, kullanıcıların özel dosyalarını bilgisayar ve dizüstü bilgisayarlarında saklayıp ev ağları üzerinden akıllı cihazları ile paylaşan kişilerin %60’ının çapraz tehditlere maruz kalmalarını neden oluyor. Termostatlarına olan bağlılıkları gibi hala tarihi geçmiş Windows XP yazılımına bağlı olan kullanıcıları buna örnek gösterebiliriz.

Global antivirüs yazılım şirketi Bitdefender’ın gerçekleştirdiği araştırmalara göre, akıllı ev cihazları sahipleri cihazlarının güvenliğini pek önemsemiyor. Kullanıcıların %42’si akıllı televizyonlarının güncellemesini yetersiz zamandan yapamadıklarını dile getirirken, bir çoğu da nasıl yapıldığını bilmediklerini söylüyor. Bitdefender Güvenlik Stratejileri Başkanı Catalin Cosoi’ye göre 2017 yılı nesnelerin interneti yerine tehditlerin interneti olacak.Araştırmalar, insanların neredeyse yarısının veri hırsızlığı ihtimalinden endişe ettiğini gösteriyor. Tehditlere karşı farkındalık yüksek olsa da veri kaybı veya veri hırsızlığı tehdidini azaltmak için gereken bilgi ve beceri düşük kalıyor ve sanayi kapsamlı donanıma ve özelleştirilmiş akıllı veri güvenliği çözümlerine hala geçiş yapmamış olarak gözlemleniyor.

Sanayi En Büyük Hedef

Araştırmalara göre 2017’de IoT cihazlarının sanayiye nüfuz etmesi artacak. Üretim endüstrisini kurban olarak seçen siber suçlular, vasıflı siber güvenlik uzmanlarının yetersizliğini fırsat bilerek üretim endüstrisine saldırıları arttıracak. Endüstri sektöründe vasıflı siber güvenlik uzmanlarının yetersizliği yöneticilerin %50’sinde ortak bir zorluk oluşturuyor. Bu durum yöneticilerin kuruluşlarını kolay hedefler haline getiriyor.

Siber Saldırılara Karşı İşbirliği Olumlu Etki Edecek

2017’de SCADA sistemlerine yönelik tehditler daha da yaygınlaşacak. Ulus devletlerden endüstriyel casusluk kıyafetlerine, aktivist STK’lara kadar değişen tehditler aktörlerin örgütlerdeki güvenlik zayıflıklarını istismar etmeye çalışacağı için muhtemelen şirketlerin genel bulut varlığını hedef alan saldırılar 2017’de de artacak. Global antivirüs yazılım kuruluşu Bitdefender’ın araştırmalarına göre, hükümetler, güvenlik endüstrisi ve etkilenen kuruluşlar (şirketler ve bireyler) arasında siber suçları ortadan kaldırmak için artan işbirliği siber saldırıların seviyesini düşürecek.

Avrasya’nın en büyük mobilya fuarı   İSMOB 10 Ocak’ta TÜYAP’ta açılacak 

Türkiye’de kendi fuar merkezine sahip tek özel sektör fuarcılık kuruluşu olan TÜYAP Fuarcılık ile Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği’nin (MOSDER) işbirliğiyle düzenlenen İstanbul Mobilya Fuarı’nın (İSMOB) 13’üncüsü TÜYAP Beylikdüzü’nde kapılarını açacak. Sektörün büyük heyecanla beklediği fuar 10-15 Ocak 2017 tarihlerinde gerçekleşecek. 100 bin metrekarelik alanda 500’den fazla firmanın yer alacağı İSMOB’da çocuk odasından ofis mobilyasına 2017’ye damgasını vuracak binlerce yeni ürün ilk kez sergilenecek

Avrasya’nın en büyük, dünyanın en önemli üçüncü mobilya fuarı olan İstanbul Mobilya Fuarı (İSMOB) için geri sayım başladı. Türkiye’de kendi fuar merkezine sahip tek özel sektör fuarcılık kuruluşu TÜYAP’ın Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) işbirliğiyle gerçekleştireceği fuar, 10-15 Ocak 2017 tarihleri arasında TÜYAP’ta 13’üncü kez kapılarını açacak. Mobilya sektörüne çağ atlatma konusunda iddialı olan ve bu yıl 12 salon ile 100 bin metrekarelik alanda yapılacak fuara 500’den fazla marka katılacak.

Sektörün her yıl heyecanla beklediği İSMOB’da, oturma odasından ofis mobilyasına kadar 2017’ye damgasını vuracak binlerce yeni ürün ilk kez sergilenecek. Türkiye ve dünya mobilya sektörünün buluşma noktası olmayı hedefleyen İSMOB’un Çırağan Sarayı’ndaki tanıtım toplantısı, TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, TÜYAP Fuar ve Fuarcılık Genel Müdürü İlhan Ersözlü, MOSDER Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Doğan ve MOSDER Genel Sekreteri Abdullah Tuğlu’nun katılımıyla gerçekleşti.

“TÜYAP OLARAK ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYUYORUZ”

TÜYAP Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, İSMOB’un TÜYAP ile birlikte sadece Türkiye değil dünya mobilya sektörü için çok önemli bir buluşma noktası olduğuna dikkat çekerek, günümüzde sadece kaliteli mal üretip pazara sürmenin başarı elde etmek ve satış yapabilmek için yeterli olmadığını vurguladı. Ünal, “Üretilen ürünlerin dünya çapında tanıtılması çok değerli. İşte biz bu noktada üzerimize düşen görevleri en etkili bir şekilde yerine getirmek için elimizi taşın altına koyuyoruz. Aslında biz sadece fuarcılık hizmeti yermiyoruz. Bir anlamda da gönüllü turizm elçiliği de yapıyoruz” dedi.

“CARİ AÇIK VERMEYEN NADİR SEKTÖRLERDEN BİRİYİZ”

MOSDER Başkanı İsmail Doğan ise Türkiye’de mobilya sektörünün cari açık vermeyen nadir sektörler arasında yer aldığını belirterek, sektörün 2023’te 10 milyar dolarlık ihracat hedefi bulunduğuna dikkat çekti. Sektörün ülke ekonomisine ciddi katkılarının olduğunu belirten Doğan, şunları söyledi: “Mobilya sektörü, ülke ekonomisine ciddi katma değer sağlıyor. Özellikle markalı mobilyalarda bu katma değer çok daha net olarak ortaya çıkıyor. Üyelerimizle birlikte pazarın %75’ine hakimiz. 50 üyemiz ihracatın yüzde 65’ini yapan öncü ve marka olmuş kuruluşlar. İç pazarda üyelerimizin toplam yaklaşık 12.000 mağazası var. Dünya markası olup Türkiye mobilya sektörüne hem fuarcılık kültürünü hem de markalaşma, katma değeri yüksek ürünler yapmak için öncü olmaya çalışıyoruz”.

“TÜYAP’IN ULUSLARARASI TANITIM AĞINI ARKAMIZA ALDIK”

Toplantıda konuşan MOSDER Genel Sekreteri Abdullah Tuğlu da 11 yılda 7 kat büyüyen mobilya sektörünün önemine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Sektörde 60 bine yakın kayıtlı firma bulunuyor. İç pazarımız 6.75 milyar dolarlık üretim hacmine sahip. Türkiye mobilya sektörü, kendi iç dinamikleriyle üretim gerçekleştiren bir sektör olmanın da gururunu taşıyor. Tasarımdan hammaddesine kadar bir yerli üretimin söz konusu olduğu Türkiye mobilya sektörü ülkemiz için önemli bir değere sahip. Bu değerlerimizi yurtdışına da taşımayı başarıyoruz. Son 7 yılda en çok mobilya ihraç eden ülkeler arasında 24’üncü sıradan 12’nci sıraya geldik. Bugün sektörümüz yaklaşık 90 ülkeye ihracat yapıyor. Biz bu yıl da TÜYAP’ın uluslararası tanıtım ağının da gücünü arkamıza alarak İSMOB’un yüzde 25 olan ihracat payını daha yukarılara taşımayı hedefliyoruz. Türk markalarının yaptığı ürünlerin dünyaya tanıtımında İSMOB’un sektöre kattığı değer çok büyük.”

“İSMOB’UN BAŞARISINI 2017’DE DE PERÇİNLEMEK İSTİYORUZ”

TÜYAP Genel Müdürü İlhan Ersözlü ise bu yıl fuar alanının yanındaki oteldeki 600 odayı 60 ülkeden gelecek ziyaretçiler için ayırdıklarının altını çizdi. İSMOB ile pazardaki Çin ve İtalyan ağırlığını kırarak, Türkiye’nin konumunu ikinciliğe yükseltmeyi hedeflediklerini belirten Ersözlü, sözlerine şöyle devam etti:

“100 bin metrekare ve 12 salonda 100’ü aşkın ülkeden binlerce iş adamını ağırlamaya hazırlanıyoruz. Bu kapsamda, sadece Avrupa’da değil, diğer kıtalarda da tanıtım çalışmaları yürütüyoruz. TÜYAP Fuarcılık olarak 2015-2016 rakamlarında katılımcı firma sayısında %12, ziyaretçi rakamlarında %6.5 büyüme ile yılı kapattık. Mobilya sektörünün ve İSMOB’un başarısını 2017’de de perçinlemek için bu yılki tanıtım çalışmalarımıza erken başladık. İlk rotamız yurtdışı oldu. Ülkemizin mobilya alanındaki yetkinliğini gözler önüne sermek için dünya genelinde 1.5 milyar tüketiciyi kapsayacak bir tanıtım çalışması yaptık. İSMOB için İtalya’nın moda şehri Milano ile başladığımız tanıtım çalışmalarına Moskova, Dubai ve Almanya’da düzenlenen M.O.W. Fuarı ile devam ettik. Yılsonu itibarıyla toplamda 45 ülkede sektörün kalbi olan etkinliklerde önemli bir görünürlük sağladık. Ayrıca bu yıl özellikle Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nden gelen ziyaretçi sayısında belirgin bir artış görüyoruz”.

İSMOB 2017’DE İNOVASYON VE AR-GE DİKKAT ÇEKECEK

  • İSMOB; 12 salon ve 100 bin metrekarelik alanda 500’den fazla markanın ürünleri tüketicilerin beğenisine sunulacak.
  • İSMOB’un en dikkat çekici özelliği ise inovatif ve Ar-Ge’ye dayalı bir organizasyon olması.
  • 2017 yılında ilk kez fuarda 300 metrekarelik bir ‘Trend Alanı’nı hayata geçiriliyor. İSMOB Trend Alanı’nda, ziyaretçiler ve katılımcı firmalar için eğlenceli ve bilgilendirici aktiviteler gerçekleştirecek.
  • İSMOB, sadece ürünlerin sergilendiği bir fuar olmanın dışında, sektörün yeniliklerinin konuşulduğu, geleceğinin masaya yatırıldığı bir organizasyon. İSMOB’ta mobilya ile ilgili her şeyin görülmesi, konuşulması ve dinlenmesi amaçlanıyor.

Akfen Holding TURKrating’in ilk kez reel sektörde bir firmaya verdiği en yüksek not olan TR AAA notunun sahibi oldu

akfenAkfen Holding, TURKrating tarafından ilk kez reel sektörde bir firmaya verilen uzun vadeli ulusal kredi derecelendirme notu TR AAA almayı başaran ilk şirket oldu. 

İstanbul Uluslararası Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. (TURKrating), Türkiye’nin önde gelen altyapı holdinglerinden Akfen Holding’in uzun vadeli ulusal kredi derecelendirme notunu TR AAA, kısa vadeli ulusal kredi derecelendirme notunu TR A1, görünümü ise durağan olarak belirledi.

Yapılan derecelendirmede güçlü finansallara sahip bir portföyün varlığı, güçlü özkaynak yapısı, güçlü ortaklıklar, güçlü kurumsal yönetim standartları, uzun yıllardır grup bünyesinde çalışan yönetici kadronun sürekliliği sağlamış olması ve şirketin faaliyet gösterdiği sektörlerin büyüme potansiyeli Akfen Holding’in sahip olduğu güçlü yönler olarak vurgulandı. Ayrıca yüksek FAVÖK (faiz, amortisman, vergi öncesi kar) yaratma kabiliyeti, önemli miktarlarda temettü sağlayan şirketlerden oluşan portföyü ve istikrarlı büyümesi kredi notunun belirleyici unsurları olduğu belirtildi.

“Şirketimize duyulan güveni bir kez daha pekiştirdi”

Akfen Holding CFO’su Kadri Samsunlu konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, “TURKrating kriterlerine göre Akfen Holding’in reel sektördeki ulusal kredi derecelendirme notunun TR AAA olarak belirlenmesi şirketimize duyulan güveni bir kez daha pekiştirdi. Böylece organik ve inorganik olarak sürekli büyümekte olan şirketimizin sağlam finansal yapısı, güçlü özkaynak ve nakit akımları yaratma potansiyeli Turkrating tarafından da teyit edilmiş oldu” dedi.

Samsunlu, sözlerine şöyle devam etti: “Akfen Holding bünyesindeki çoğu şirketimizi yabancı ortaklarımızla birlikte işletiyoruz. Böylece Groupe Aeroports de Paris (ADP), PSA International, Souter Investment LLP, Kardan N.V., Accor SA, Tepe İnşaat Sanayi A.Ş., EBRD ve IFC gibi her biri kendi sektöründe başarılı ve kredibilitesi yüksek ulusal ve uluslararası yatırımcılarla kurmuş olduğumuz başarılı ortaklıklar ve faaliyet gösterdiğimiz sektörlerin büyüme potansiyeli de güçlü yönlerimiz olarak teyit edildi” dedi.

“Portföyümüzü aktif olarak yönetiyoruz”

“Akfen Holding’in bağlı ortaklıkları ve iştirakleri vasıtasıyla havalimanları yönetimi ve operasyonları, inşaat, deniz limanı işletmeciliği, deniz ulaşımı, su dağıtım ve atık su hizmetleri, enerji ve gayrimenkul gibi sektörlerde faaliyetlerini sürdürdüğünü hatırlatan Samsunlu, “Sahip olduğumuz bir iş modeli var. Gelecek vadeden sektörlere yatırım yapıyoruz. Portföyümüzde bulunan Mersin Uluslararası Limanı (MIP), TAV Havalimanları temettü verimliliği oldukça yüksek şirketler olarak öne çıkıyor. Ayrıca bağlı ortaklığımız Akfen Yenilenebilir Enerji optimal sermaye yapısına ulaşmış, güçlü nakit akımı yaratabilen ve yaratma potansiyeli olan bir varlığımız olarak faaliyetlerine devam ediyor. Orta ve uzun vadede gelirlerimizin artması, beraberinde yeni istihdam olanaklarının oluşturulması ve ülkemiz ekonomisi için yeni değerler yaratılması Grup şirketlerimiz için öncelik olmaya devam edecektir” diye konuştu.

Elektrik kesintileri jeneratör satışlarını artırdı

Bir ayda satılan jeneratör sayısı bir günde satıldı

Türkiye’nin dört bir tarafında yaşanan elektrik kesintisi jeneratör satışlarını ciddi oranda artırdı, çağrı merkezine gelen aramalarda büyük bir yoğunluk yaşandı. Elektrik kesintisinde jeneratör isteği ve talepler için çağrı merkezine normalden 10 kat daha fazla arama aldıklarını söyleyen Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker, normalde bir ayda yapılan portatif jeneratör satışı rakamına kesintiler sonrası bir günde ulaştıklarını belirtti.
Tüm Türkiye’yi saran şiddetli hava koşullar ve yeni yıla enerjisiz girme endişesi jeneratör satışlarında büyük bir artış yarattı. Artan elektrik kesintilerinden etkilenmek istemeyen vatandaşlar jeneratörlere yöneldi, bir ayda yapılan satış bir günde gerçekleşti.

Sık sık yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle mağdur olan vatandaşların çağrı merkezlerini aradıklarını söyleyen Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker; “Hava sıcaklığının 0’ın altında olduğu, 2016’nın son günleri jeneratörün önemini bir kez daha gündeme getirdi. Kesintilerin başlaması ile jeneratör satın almak ve talepler için çağrı merkezimizi arayanların sayısı normal döneme kıyasla 10 kat arttı ve web sitemiz kesintinin yaşanmaya başladığı gün normalin 4 katı kullanıcı girişi sayısına ulaştı. Günlük satış rakamımıza baktığımızda ise ev ve küçük işletmelerde kolaylıkla kullanılabilen portatif jeneratörlerimizin satışı, bir aylık satışımıza denk geliyor” dedi.

Taşınabilir jeneratörler tercih edildi

Türkiye’nin genelinde yaşanan elektrik kesintileri soğuk hava ile birleşince vatandaşlara zorlu anlar yaşattı. Bunun yanı sıra tekrarlanan elektrik kesintisi ev ve iş yerlerinde kullanılan elektronik cihazların arızalanmasına yol açtı.
Hem hava şartlarının hem de yeni yıl planlarının satışları etkilediğine değinen Peker; “Çağrı merkezimize de ulaşan çağrılardan anlıyoruz ki insanlar evlerinde sevdikleriyle vakit geçirmeyi planladıkları yılbaşı için önlemini önceden almak istiyor. Vatandaşlar özellikle evdeki kombilerini çalıştırabilmek için jeneratör almaya yöneldiler. Taşıması kolay ve düşük güç ihtiyacını karşılamada ideal portatif jeneratörler, birçok ortamda kesintisiz enerji sağlıyor” dedi.

Maddi kayıpların önüne jeneratör ile geçilebilir

Zamansız enerji kesintilerinden etkilenmemek için önlemi önceden almanın önemine dikkat
çeken Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker; “Elektrik kesintilerinin kış aylarında arttığı ülkemizde anlık kesintiler bile ciddi kayıplara yol açıyor. Özellikle iş yeri ve hastane gibi kesintinin telafisinin mümkün olmadığı yerlerde anından devreye girebilen jeneratörler önemli. Tedbir olarak kesinti sonrasında jeneratörün bir süre daha aktif olması gerekiyor. Satış sonrası hizmet veren, periyodik bakımın yapılabildiği firmaları tercih ederek kesinti anında oluşacak kayıpların önüne geçmek mümkün. Bu şekilde jeneratöre yaptığınız yatırımın karşılığını alırsınız’’ dedi.

İstanbul Teknokent Fatih Belediyesi İle İşbirliği Protokolü İmzaladı

İstanbul Teknokent ve Fatih Belediyesi arasında 29 Aralık 2016 tarihinde ortak çalışmaların yürütülmesi amacıyla işbirliği sözleşmesi imzalandı.

er1b8478

İşbirliği sözleşmesi, İstanbul Teknokent Genel Müdürü Yasin Erol ve Fatih Belediyesi Başkan Yardımcısı O. Erhan Oflaz arasında imzalandı. İşbirliği, İstanbul ilinde yer alan İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlileri, üniversite lisans programları son sınıf öğrencileri, lisans ve lisansüstü programları mezunları, tekno-girişimci adayları, kobiler ve diğer teknoloji tabanlı fikirleri olan kişilerin, yaratıcılık ve yeniliği geliştirmek üzere katma değeri, teknoloji ve bilgi yoğunluğu yüksek Ar-Ge / Yenilik projelerini ülke ekonomisine ve ihracatına katkı vermesi, küresel ekonomide söz sahibi olabilmesi ve küresel değer zincirinde üst sıralarda yer alabilmesi için akılcı, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınma ekosistemine destek verebilmesi amacıyla hazırlandı.

BİLİŞİMDE FARK YARATAN PROJELER ÖDÜLLENDİRİLDİ

TBD “BİLİŞİM 2016 HİZMET ÖDÜLLERİ” SAHİPLERİNİ BULDU

 

Türkiye, bilişim alanında dünyaya yön veren projelere imza atıyor. Türkiye Bilişim Derneği (TBD) de 2016 yılında bilişim sektöründe Türkiye’yi geleceğe taşıyan projeleri ödüllendirdi. TBD Başkanı İlker Tabak, “Bilişimde milli ve yerli projelerin önemini vurgulamak ve başarılı projeleri taçlandırmak amacıyla her yıl verdiğimiz hizmet ödüllerinde bu yıl önceliğimiz FETÖ darbe girişiminde devletin bilişim sorunlarını hızlıca çözen milli projeler oldu” dedi.

TBD Bilişim 2016 Hizmet Ödülleri kapsamında Teknolojik Dönüşüm ödülünü “GİB Linux Göçü”, e-Devlet ödülünü “TÜRKSAT “e-Devlet’te Engel Yok!”, Adli Bilişim Hizmet ödülünü “EMT Elektronik Mühendislik”, Bulut Bilişim ödülünü “Sağlık Bakanlığı SBA”, Sosyal Sorumluluk Ödülünü “Samsung Dijital Kütüphane”, Bilişim Toplumu ödülünü “Herkes için Kütüphane” projeleri aldı. Bilişim Medyası ödülü ise TGRT Haber’de yayınlanan Türkiye’nin Sayısal Gündemi Programı’na verildi. Bilişim sektöründe fark yaratan projelere “Bilişim 2016 Hizmet Ödülü” verdiklerini belirten TBD Başkanı İlker Tabak, “TBD olarak her yıl bilişim sektöründe başarılı projeleri “Bilişim Hizmet Ödülleri” kapsamında değerlendiriyoruz. Bu yıl da TBD 33. Ulusal Bilişim Kurultayı’nda teknoloji, sağlık, adli, bulut, eğitim bilişiminde dünya standartlarının üzerinde projeler gerçekleştiren kurum ve firmalarımızı ödüllendirdik. Bu ödüllerin bu tür çalışmaları ve projeleri teşvik edeceğine inanıyoruz. Türkiye’nin bilişim alanında dünyaya yön veren projelere imza attığına memnuniyetle tanıklık ediyoruz” diye konuştu.

15 TEMMUZ’DA KAMUYA TEKNOLOJİK DESTEK VEREN PROJEYE ÖDÜL

TBD’nin Hizmet Ödülü verdiği projeler hakkında da bilgi veren İlker Tabak şunları söyledi:
“Türkiye 15 Temmuz’da FETÖ terör örgütünün hain darbe girişimi ile farklı bir döneme girdi. Bilişimin ülke güvenliği ve demokrasi için hayati bin öneme sahip olduğu yaşanarak bir kez daha anlaşıldı. TÜRKSAT gibi ülkemizin can damarı bilişim ve iletişim merkezi hedef alınarak saldırıya uğradı. Darbeciler emniyet ve istihbarat birimindeki toplanan verileri de hedef aldı. Verilerin korunması, kurtarılması ve güvenli ortamlarda saklanması için EMT Elektronik Mühendislik üstün bir çaba gösterdi. Kamuya verdikleri teknolojik destek ve katkılarından dolayı TBD olarak EMT Elektronik Mühendisliğe ‘Adli Bilişim Hizmet Ödülü verdik.

Sağlık Bakanlığı’na bağlı tüm hastaneleri kapalı bir ağda ‘Bulut’ yapısıyla bir araya getiren ‘Sağlık Bakanlığı SBA Projesi’, Doküman Yönetim Sistemi, Çekirdek Sağlık Bilgi Sistemi ve Kimlik Paylaşım Sistemi’ni güvenli bir şekilde çalıştırdı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Sağlık Bakanlığına devredilen özel hastaneler güvenlik açısından kendi otomasyon sistemlerini devre dışı bırakılarak, bulut tabanlı sistem üzerinden çalıştırıldı. Ayrıca Kuzey Irak ve Suriye’de konuşlu sahra hastaneleri de Bulut Bilişim Ödülü’nü kazanan Sağlık Bakanlığı SBA Projesi kapsamında faaliyet gösterdi.
Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın kullanımı için geliştirilen ve 30 binden fazla bilgisayarı özgür yazılım ile birbirine bağlayan GİB Linux Göçü Projesi yeni ödeme sistemleri geliştirdi. Kamusal alanda öne çıkan bu proje de ‘Teknolojik Dönüşüm Ödülü’ne layık bulundu. TÜRKSAT’ın işitme engelliler için geliştirdiği ‘e-Devlet’te Engel Yok!’ öne çıkan projeler arasında yer aldı. Proje ile cep telefonundan çağrı merkezine bağlanan işitme engelliler görüntülü olarak karşılıklı işaret diliyle sorunları çözebiliyor.

KÜLTÜR MİRASIMIZI DİJİTAL ORTAMA AKTARDIK

Bilişim sektörü olarak kültür mirasımızı gelecek nesillerle taşımak için Samsung, Milli Kütüphane’ye 500 bin dolarlık özel bir proje geliştirdi. Sosyal Sorumluluk Ödülü’nü alan ‘Samsung Dijital Kütüphane’ projesi ile Milli Kütüphane’nin sahip olduğu, içerisinde Osmanlıca, Farsça, Arapça 27 bini aşkın cilt el yazması eser dijital ortama aktarıldı. Pul, afiş, harita ve nota koleksiyonları ile taş plakların da yer aldığı arşive ücretsiz olarak dijital ortamda erişilebilecek. Proje ile araştırmacılar uluslararası akademik yayınlara ücretsiz erişebilecek. Yerel yönetimlere bağlı kütüphanelerde temel bilgisayar ve Internet erişimi sağlayan Herkes için Kütüphane (H.Ü. Teknokent Teknoloji Transfer Merkezi) Projesi ‘Bilişim Toplumu Ödülü’nü kazandı.
TGRT Haber’de Prof. Dr. Mustafa Alkan’ın yönetiminde yayınlanan ve 30’dan fazla canlı yayında Türkiye’deki bilişim alanındaki gelişmeleri işleyen Türkiye’nin Sayısal Gündemi programı da Bilişim Medyası ödülüne layık görüldü.”

Doğtaş Kelebek’e dünyanın en büyük yatırım fonlarından Franklin Templeton Investments ortak oldu

“Türkiye’nin En Değerli Markaları – Turkey 100” listesine mobilya sektöründen giren tek şirket olan Doğtaş Kelebek Mobilya’ya, ünlü yatırım gurusu Mark Mobius’un yönettiği Franklin Templeton Investments ortak oldu.

Franklin Templeton, Türk mobilya sektörünün parlayan yıldızı Doğtaş Kelebek’in 3.524.082 TL nominal değerli paylarını satın aldı.

Doğtaş Kelebek hisse senedi satışı 30 Aralık 2016 tarihinde gerçekleşti. Şirketten KAP’a yapılan açıklamada, satışa konu olan paylar üzerinde devir veya satış engelleyici bir kayıt bulunmadığı da belirtildi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Doğtaş Kelebek Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan; “15 Temmuz darbe girişiminden sonra da ülkemize olan güvende bir azalma olmamış, yabancı yatırımcıların ilgisi devam etmiştir. Biz de bu dönemde özellikle şirketimiz ve markalarımızla yatırımlarımızı sürdürdük. Düzce’deki Kelebek tesislerimizde ek yatırımlarımız devam ediyor. 2017 yılında şirketimizde yüzde 40 büyüme gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Yaklaşık 70 yıllık deneyimi olan, 150’yi aşkın ülkede yatırımları bulunan, Türkiye’de de önemli markalara yatırımlar yapan Franklin Templeton dünyanın en büyük fonlarından biri. Hem ülkemize hem şirketimize yatırım yapması bizi motive etti” dedi.

Uluslararası piyasalarda yatırım gurusu olarak bilinen Franklin Templeton Yönetim Kurulu Başkanı Mark Mobius, temmuz ayında verdiği demeçlerde Türkiye piyasalarında yatırım fırsatları arayışında olduklarını açıklamıştı. Kişisel olarak Türkiye’ye daha yakından baktıklarını da ifade eden Mobius, yatırım fırsatlarını değerlendirdiklerini söylemişti.