Türkiye Endüstrisi 4.0’a Hazır Mı?

SANAYİ YENİ BİR ÇAĞIN EŞİĞİNDE

 

“ENDÜSTRİNİN RÖNESANSI” OLARAK ADLANDIRILAN SANAYİ 4.0’I TÜRKİYE’NİN ISKALAMAMASI GEREKİYOR. AKSİ TAKDİRDE MEVCUT PAZARLARINI BİLE KAYBEDEBİLİR.

 

Sanayi 4.0’a geçiş yapabilen şirketlerin üretim verimliliğini yüzde 4 ilâ 7 artırması, bunun da kısa vadede 50 milyar TL katma değer yaratması bekleniyor.

 

Buhar gücüyle çalışan makinalar, elektriğin üretime girmesi ve 1970 sonrasında gittikçe yaygınlaşan robotlu otomasyon akımı… Geçen 150 yılda sanayide çığır açan bu üç önemli gelişme artık geride kaldı. Şimdi akıllı robotlar, büyük veri, nesnelerin interneti, 3D baskı ve bulut gibi yeni nesil teknolojilerin tetiklediği dördüncü sanayi devriminin eşiğindeyiz.

Fatih kalem, üretim kapasitesini %30 arttırdı

Yaklaşık 25 yıldır kırtasiye pazarının önde gelen markalarından olan Fatih, 250 milyon kalemlik üretim kapasitesini geçtiğimiz yıl 325 milyon kaleme çıkararak hem iç pazardaki konumunu daha da güçlendirdi hem de ihracat hacmini yükseltti.

Fatih, Denizli’deki fabrikasında kurşun kalemin yanı sıra boya kalemleri, jumbo boya kalemleri, okul öncesi çocuklara hitap eden kalemler; teknik resim, sanat ve mühendislikte kullanılan H ve B serisi dereceli kalemler üretiyor. 18 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 25 bin metrekare alanda üretimini gerçekleştiren grup, toplam 400 kişiye istihdam sağlıyor.

Geniş pazarlama ekibi ve yaygın satış ağıyla Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırılan Fatih ürün çeşitleri, aynı zamanda zincir marketlerde de satışa sunuluyor.

Tükenmez kalem çeşitleriyle Türkiye’nin en çok tercih edilen markalarından Pensan ile aynı grubun bünyesinde yer alan ve uluslararası akreditasyon için tüm kalite belgelerine sahip Fatih’in ürünleri; Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da yer alan toplam 58 ülkeye ihraç ediliyor.

TEMSA’dan Fransa’ya 22 adet otobüs teslimatı

TEMSA otobüsler, Fransız taşımacıların gözdesi olmaya devam ediyor

Türkiye otobüs pazarının lider markası TEMSA, ihracat pazarlarında da başarıdan başarıya koşuyor. 66 ülkeye ihracat gerçekleştiren TEMSA, en güçlü pazarları arasında yer alan Fransa’da otobüs sayısı artmaya devam ediyor. 2016 yılında Fransa’ya 179 adetlik otobüs teslimatı gerçekleştiren TEMSA, 2017 yılına da hızlı başladı ve Ocak ayında Fransa’ya 22 adet otobüs teslimatı gerçekleştirdi.

TEMSA, Fransa’da 5 binli adetleri aşmayı hedefliyor

Fransa otobüs pazarında 5 binli adetlere emin adımlarla ilerlediklerini belirten TEMSA Yurtdışı Satış ve Pazarlama Direktörü Kadri Özgüneş, “TEMSA otobüsler Fransız taşımacıların gözdesi olmaya devam ediyor. Ocak ayında yine Fransa pazarında önemli bir satış adedi olarak ifade edebileceğimiz 22 adetlik bir otobüs satışı elde ettik. Ocak ayındaki satış seviyesi 2016 yılında Fransa pazarına gerçekleştirdiğimiz 179 adetlik satış rakamının üzerine çıkabileceğimizin en önemli göstergesi. Yaptığımız teslimatlarla Fransa yollarında hizmet veren otobüs sayımızın 5 binli adetleri aşması yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. TEMSA, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da müşteri ihtiyaçlarına en uygun araçları pazarlara sunmaya ve işletme sürecinde iş ortaklarının kazançlarına kazanç eklemeye devam ediyor. TEMSA’nın Türk işçi ve mühendislerinin emeği ve alın teri ile üretimini gerçekleştirdiği otobüsler bugün dünyanın 66 ülkesinde hizmet veriyor. TEMSA, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki süreçte de ülkemizin gurur duyulan markalarından biri olmaya devam edecektir” dedi.

2017’de e-Fatura mükellef sayısı 100 binin üzerine çıkacak

Türkiye’nin lider e-Dönüşüm firması FIT Solutions, şirketlere önemli oranda maliyet ve zaman tasarrufu sağlayan, iş süreçlerinde verimi artıran e-Dönüşüm uygulamalarına olan ilgiye dikkat çekiyor. Her sektörden küçük- büyük birçok şirketin e-Dönüşüm süreçlerini hızlandırdığını hatırlatan FIT Solutions, büyümenin 2017’de artarak devam edeceğinin altını çiziyor.

Türkiye’de 2014 yılında e-Fatura ile ilk adımları atılan e-Dönüşüm uygulamalarında önemli bir yol alındı. e-Dönüşüm süreci, ekonominin kayıt altına alınmasını, sahtecilik, dolandırıcılık ve haksız rekabet gibi sorunların önüne geçilmesini sağladı. Çıkarılan tebliğlerle dönüşüm sürecine hızla adapte olan pek çok şirket ise maliyetlerinde elde ettikleri önemli oranda tasarrufun yanı sıra iş süreçlerinde zaman, verimlilik, güvenlik avantajını da yakaladı.

e-Fatura ile şirketlerin basım, arşivleme, kargo ve noter maliyetleri azaltılarak, birim başı ortalama 6 TL olan kağıt fatura maliyetleri, 2 kuruşa (0,02 TL) kadar düşürülüyor ve 1 tek basılı faturanın masrafı ile 300 adet e-Fatura gönderilebiliyor. Yani şirketlerin masraflarını 300’de 1’e indiriyor. Yapılan istatistiki araştırmalar gösteriyor ki, Ocak 2017 itibariyle e-Fatura uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı 2016 yılsonu rakamlarına oranla yaklaşık yüzde 15 artarak 62019’a ulaştı. 2016 GİB verilerine göre yıllık düzenlenen e-Fatura adedi 170.673.313, e-Arşiv fatura adedi ise 1.005.239.719 oldu. Bu oranlara göre e-Fatura ve e-Arşiv faturalarını uc uca ekleseydik 26 kereden fazla dünyanın çevresi dolaşılırdı, üst üste koysaydık Everest Dağı’nın 40 katı yüksekliğinde olurdu.

FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar, 2017’de e-Fatura için 10 milyon TL olan yıllık ciro sınırı 8 milyon TL’ye inmesi durumunda, halen 62 bin civarında olan e-Fatura mükellef sayısının 100 binin üzerinde olabileceğini öngörüyor.

e-Defter ile yılda ortalama 10.000 sayfa defter tutan bir firmanın 5.000 TL civarında olan noter tasdik maliyeti ortadan kalkıyor. Ocak 2017 itibariyle e-defter uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı yaklaşık yüzde 10’luk bir artışla 59875’e yükseldi ve ülke ekonomisinde yılda 500 milyon TL civarında tasarruf sağlandı.

Faturaları 10 yıl boyunca saklayan düşük maliyetli e-Arşiv sistemi ile de süreçler şeffaf bir şekilde izlenirken, işletmelerin iş yükünü azalıyor ve saklama alanı, arşivleme zorluğu gibi problemleri ortadan kalkıyor. Ocak 2017 itibariyle e-Arşiv uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı yaklaşık yüzde 29’luk bir artışla 6573’e ulaştı.

Rakamlarla e-dönüşüm sektörü

e-Fatura Özel Entegratör 61

e-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Mükellef 62019

e-Defter Uygulamasına Kayıtlı Mükellef 59875

e-Arşiv Hizmet İzni Alan Entegratör 52

e-Arşiv Uygulamasına Kayıtlı Mükellef 6573

e-Bilet Özel Entegratör 15

e-Bilet e-Yolcu Listesi İzni Alan Mükellef 17

Cari denge rakamları açıklandı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Kasım ayı Cari denge verisi 2.27 milyar dolar açık verirken, Ocak-Kasım ayı dönemi içerisinde 28.58 milyar dolar oldu. Kasım ayı beklentisinin altında (beklenti : 2.70 milyar dolar) gerçekleşen bu verinin aylık bazda daha çok ihracatın bir önceki aya paralel seyrini korumasından kaynaklandığını görüyoruz. Ekim ve Kasım ayında 13 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleşmesi Cari açığın derinleşmesini sınırlandırıyor. Fakat yükselen petrol fiyatlarının ve emtia grubunun Cari denge üzerinde baskı kurduğunu belirtmekte fayda var. Aynı zamanda geçtiğimiz ay 1.6 milyar dolar olan turizm gelirleri bu ay 955 milyona kadar geriledi ve turizm gelirlerinin azalmaya devam ettiğini görüyoruz. Net hata noksan kalemi ise 2.725 milyon dolar olarak gerçekleşirken, cari açığın finansmanında ise 788 milyon dolarlık rezerv kullanımı gerçekleştirildi. Genel olarak cari denge verisine baktığımızda yüksek petrol fiyatlarının ve turizm gelirlerinin cari açığın üzerinde belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Piyasa fiyatlaması açısından değerlendirirsek, beklentilerden çok sapmayan veri sonrası hareketliliğin sınırlı olduğunu görüyoruz. Kur tarafında TL varlıklarının yönlendirdiği yükselişin devam ettiğini izliyoruz. Yükselen trend içinde hareketlerini sürdüren Dolar TL paritesi için orta vadeli destek bölgesi 3.76 – 3.72 olarak izlenebilir. Bu seviyenin üzerinde kalınması halinde yükselişlerin devam edebilir ve kısa vadede 3.8850 – 3.9000 direnç bölgesi takip edilebilir. Bu seviyenin geçilmesi halinde 3.9450 seviyesi gündeme gelebilir.

Yerlileştirme Seferberliği Başlıyor

İTO, dünya markalarını

3 bin 500 yan sanayici ile

‘yerli masası’na oturtuyor

– İstanbul Ticaret Odası, yerlileştirme seferberliğine savunma, havacılık, ulaştırma ve perakende sektörlerinde başlayacak.

– İTO Başkanı İbrahim Çağlar, başlattıkları seferberlikle ilgili, “Ülke olarak üç tarafımız deniz, dört tarafımız sorunlarla çevrili. Bize düşen yandık, bittik demek yerine yatırıma, istihdama devam etmek” diye konuştu.

– İTO’nun Tedarikçi Haftaları’nda Aselsan, THY Teknik gibi yerli alıcılar 3 bin 500 yan sanayiciye, yerlileştirilmesini planladıkları malzemelerin bilgisini aktaracak.

– Diğer yandan Bosch, Schneider gibi küresel ana sanayiciler de çantalarında alım talepleri ile İstanbul’da yan sanayiciyle ‘yerli masası’na oturacak.

2017’yi ekonomide milli seferberlik yılı ilan eden İstanbul Ticaret Odası, katma değeri yüksek savunma, havacılık, ulaştırma ve perakende sektörlerinde yerlileştirme çalışması başlattı.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye Tedarikçi Haftaları kapsamında savunma ve havacılıkta Havelsan, Aselsan, Roketsan, THY Teknik ve TAI, ulaşımda ise İstanbul Ulaşım A.Ş., TCDD, BMC, İDO, Otokar gibi büyük alım yapan firmaların 3 bin 500 yan sanayici ile yerlileştirme masasına oturacağını söyledi.

Ürün sergileri düzenlenecek

İbrahim Çağlar, “Büyük firmalar neye ihtiyaç duydukları, hali hazırda devam eden projeler ve yerlileştirilmesi planlanan malzeme ve ekipmanlar konusunda bilgi aktaracaklar. Yan sanayicilerin geçmeleri gereken test, kalibrasyon benzeri gereklilikleri detaylıca ele alacaklar. Seminerlerin ardından ana sanayici ile yan sanayici tanışacak. Yüz yüze yapılan görüşmelerde ihtiyaç duyulan malzemeler ve ürün numunelerinin tanıtımı için ürün sergileri düzenlenecek” dedi.

İTO, Türkiye’deki büyük firmaların yanı sıra dünya devi ana sanayicileri de Türk yan sanayicisiyle buluşturmaya devam edecek. Başkan Çağlar, “Bosch, Continental, Hitachi, Schneider Electric gibi küresel markalar çantalarında teknik alım talepleri ile yine İstanbul’a gelecekler. Onları Türkiye’de bu işi yapan firmalarla alım görüşmesi için bir araya getireceğiz. Yani burada adrese teslim bir iş olacak” dedi.

‘Bize düşen yandık, bittik demek yerine yatırıma devam etmek’

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, başlattıkları seferberliğe gerekçe olarak, şunları söyledi: “Ülke olarak üç tarafımız deniz, dört tarafımız sorunlarla çevriliyken dünyanın belirsizlik atmosferinden etkilenmemek mümkün değil. Ancak bize düşen yandık, bittik demek yerine yatırıma, istihdama devam etmek. Parolamız ekonomide büyüme, siyasette istikrar, ülkemizde inkişaf.”

Son aylarda dolar ve euroda aşırı bir değerlenmenin söz konusu olduğunu belirten Çağlar, “İthalatımızın yüzde 68.5’i hammadde ve ara malı. Reel sektörün 213 milyar dolar döviz açığı varken, kurdaki artış, enflasyondan yatırımlarımıza kadar birçok negatif etki bırakıyor. Ne zaman ki ihracatımız ithalata bağımlı olmaktan çıkar, kur meselesini de o zaman kafamızdan silip atabiliriz” diye konuştu.

İDTM ve Teknopark İstanbul’da kiralar TL’ye çevrildi

İTO’nun ekonomide seferberlik takviminde yer alan bir diğer madde ise Türkiye’de Türk Lirası Geçer Kampanyası. İTO ve tüm iştirakleri yurtiçi alımlarda sadece TL kullanmaya başladı. Yeşilköy’deki İstanbul Dünya Ticaret Merkezi (İDTM) ve Kurtköy’de faaliyet gösteren Teknopark İstanbul’da kiralar TL’ye çevrildi.

Oscarlı oyuncuların narenciye tutkusu

Ünlü aktörler Denzel Washington ve Ben Affleck, Uluslararası Medya Grubu Global Connection’ın sorularını yanıtladı. Oscar Ödüllü aktörler, narenciyenin hayatlarında vazgeçilmez bir yeri olduğuna vurgu yaptılar.

 

Denzel Washington… Gülümsemesi ile hayranlarının gönlünde taht kuran iki Oscar ödüllü ünlü aktör.

Ben Affleck… Hem senarist, hem oyuncu, hem yönetmen. Son Batman Affleck de Oscar sahibi aktörlerden.

İki aktör, artık yayınlarında dünyaca ünlü Hollywood yıldızları ile yapılan röportajları da konumlandırmaya başlayan Uluslararası Medya Grubu Global Connection’a (GC) konuştu. İki aktörün Oscar dışında bir başka ortak özelliği ise narenciyeye olan düşkünlükleri. Denzel Washington, güne greyfurt veya portakal suyu içerek başladığını söylerken, Ben Affleck, formunu narenciyeye borçlu olduğunu kaydediyor.

Turizmden inşaata, kültürden sanata, tekstilden emlak sektörüne kadar Türkiye’nin tanıtımı ile ilgili projelere imza atan İsviçre merkezli uluslararası medya grubu GC, dünyaca tanınmış kişilerle gerçekleştirdiği röportajlarla tanıtım çalışmalarına yeni bir boyut kazandırdı.

Global Connection, tanıtım içerikli yayınlarına ilgiyi artırmak amacıyla, iki Oscar Ödüllü Denzel Washington ve son Batman olan Oscar Ödüllü Ben Affleck’le Golden Globe (Altın Küre) Ödül Töreni için bulundukları Los Angeles’ta bir araya geldi. Global Connection adına röportajları ünlü Türk gazeteci Barbaros Tapan gerçekleştirdi.

 

Narenciye tutkusu

Düzgün fiziği ve enerjik gülümsemesiyle geniş bir hayran kitlesine sahip olan dünyaca ünlü aktör Denzel Washington, güne portakal veya greyfurt suyu içerek başladığını söyledi. Narenciye ürünleri tüketmekten oldukça büyük zevk aldığını belirten Washington, sofrasından narenciyenin eksik olmadığını dile getirdi.

Son olarak, THY’nin sponsorluğunda beyaz perdeye yansıyan Batman ve Süperman filminde Batman’i canlandıran Oscar Ödüllü ünlü aktör Ben Affleck Türkiye’yi çok beğendiğini söyledi. New York’un taşrasında etin ve sütün hep en iyisini yiyerek büyüdüğünü dile getiren Affleck, taze meyve ve sebzenin hayatında vazgeçilmez bir yeri olduğunu kaydetti.

 

Batman, narenciye ile form tutuyor

Narenciye ürünlerini çok sevdiğini belirten Affleck, “Narenciyenin benim hayatımdaki yeri çok büyük. C vitamini bağışıklığımı koruyor. Çünkü bu meslekte hasta olmak gibi bir lüksünüz yok. Ayrıca fit bir vücuda sahip olmamın en önemli nedenlerinden biri de narenciyeye olan düşkünlüğüm. Narenciyeyi de çok seviyorum ve hiçbir zaman soframdan eksik etmiyorum. Tabii spor da önemli” diye konuştu.

 

Dünyada tanıtımı yapılacak

Global Connection, Narenciye Tanıtım Grubu için hazırladığı bu röportajlara, 5 ülkede 8 yayında yer verecek. Bu röportajlar bütün dünyada yapılacak tanıtımlarda da kullanılarak ünlülerin sofrasından narenciyenin eksik olmadığına vurgu yapılacak. Global Connection, birlikte yayın yaptığı ve yapacağı diğer kurumlara da benzer ünlü röportajları ile destek vermeyi amaçlıyor.

Global Connection Genel Koordinatörü Onur Tayşu, “Biz Global Connection olarak, tanıtımını yaptığımız kurum ve kuruluşların maksimum memnuniyetini dikkate alıyoruz. Bizimle aynı yolda yürüyen kurumların, bu yayınlardan sadece memnun kalması değil, geri dönüşlerinin de çok iyi olmasını istiyoruz. Bu nedenle dünyaca ünlü yıldızlarla röportajlar yaparak müşterilerimiz için yarattığımız algıyı en üst seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz. Bu röportajlarımıza her geçen gün yenilerini ekleme gayreti içindeyiz” diye konuştu.

Global Connection, halen 23 ülkede, bu ülkelerin en önemli medya grupları ile ortak yayınlar yapıyor. İngiltere’de Daily Telegraph, Fransa’da Le Monde, Le Figaro, Almanya’da Die Welt, Welt Kompakt, Rusya’da Komsomolskaya Pravda, Kommersant, BAE’de The National ve Al Ittahat ortak yayın yapılan kuruluşlar arasında yer alıyor.

Sütaş’ın Kurumsal Yapısına Bir Ödül Daha!

Sütaş, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) gerçekleştirdiği 10. Kurumsal Yönetim Zirvesi kapsamında düzenlenen Kurumsal Yönetim Ödülleri’nde bu sene de ‘En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip Halka Açık Olmayan Aile Şirketi’ ödülünü aldı.

Sütaş, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) gerçekleştirdiği 10. Kurumsal Yönetim Zirvesi kapsamında düzenlenen, Kurumsal Yönetim Ödülleri’nde bu sene de ‘En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip Halka Açık Olmayan Aile Şirketi’ ödülünü aldı. Böylece Sütaş, güçlü kurumsal yapısını bir kez daha tescillemiş oldu. Sütaş Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Yılmaz, Intercontinental İstanbul Otel’de gerçekleştirilen törende ödülü TKYD Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhsin Mengütürk’ten aldı.

Duygu Yılmaz, ödülle ilgili, “Sütaş’ta entegre faaliyetlerimizi her geçen gün güçlenen bir kurumsal yapı içinde yürütüyoruz. Adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk olarak sıralanan evrensel kurumsal yönetim ilkeleri, kurulduğumuz günden bu yana benimsediğimiz değerlerimizle örtüşüyor; sürdürülebilir bir kurum olma yolunda bize rehberlik ediyor. Gururla söyleyebilirim ki; TKYD’den ikinci defa aldığımız bu ödül bize ne kadar doğru bir yolda ilerlediğimizi bir kez daha kanıtladı” dedi.

Doğu Afrika’nın ilk hızlı tren hattını Yapı Merkezi inşa ediyor!

Yapı Merkezi, Doğu Afrika’nın ilk hızlı tren hattını inşa etmeye başlıyor. Türkiye’den lider Yapı Merkezi ve Portekiz’den Mota-Engil’in oluşturduğu Ortak Girişim, Tanzanya’da inşa edilecek Darüsselam – Morogoro Demiryolu Projesi ihalesini kazandı. Darüsselam’ın liman kenti olması açısından büyük önem arz eden proje, Tanzanya’nın ticaretine ve turizmine büyük katkı sağlarken Uganda ve Kongo’yu da denize bağlayacak!

Yapı Merkezi, Doğu Afrika’nın ilk hızlı tren hattı projesi ihalesini kazandı. Türkiye’den lider Yapı Merkezi ve Portekiz’den Mota-Engil’in oluşturduğu Ortak Girişim, Tanzanya’da inşa edilecek Darüsselam – Morogoro Demiryolu Projesi kontratını imzaladı. Söz konusu projeyle Afrika’nın en önemli turizm bölgelerinden olan Darüsselam, ticaret ve turizmde atılım yapacak.

6 Aralık 2016 tarihinde Tanzanya Demiryolları İdaresi RAHCO (Reli Assets Holding Company Limited), tarafından düzenlenen uluslararası ihaleye, Türkiye’den Yapı Merkezi ve Portekiz’den Mota – Engil firmaları ortak teklif vermişti ve teklif teknik yeterliliği başarıyla geçmişti. Ocak ayında ise Tanzanya Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlığı ve işveren RAHCO yetkililerinden oluşan teknik heyetler, Yapı Merkezi’nin Türkiye, Etiyopya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’daki projelerini; Mota – Engil’in Mozambik ve Güney Afrika’daki projelerini ziyaret etmişlerdi.

Darüsselam – Morogoro Demiryolu Projesi’nin kontratı, işveren Rahco adına Direktör Masanja K. Kadogosa, Hukuk Müşaviri Petro Mnyeshi; Yapı Merkezi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erdem Arıoğlu ve Tanzanya Cumhuriyeti Ülke Müdürü Murat Köksal; Portekizli Ortağımız Mota Engil adına ise Genel Müdür Manuel Antonio Mota, Uluslararası Demiryolu Direktörü Mariano Tonello imzaladı. İmza törenine Tanzanya Türk Büyükelçisi Sayın Yasemin Eralp de katıldı.

160 km hızla ilerleyecek

Anahtar teslim olarak inşa edilecek proje kapsamında; Darüsselam – Morogoro arasında tasarım hızı 160km/s olarak inşa edilecek 207 km tek hat, demiryolunun tüm tasarım işleri, altyapı inşaat işleri, ray döşeme, sinyalizasyon, haberleşme sistemleri, yedek parça temini, elektrifikasyon ve personel eğitimi bulunuyor.

Uganda ve Kongo’yu denize bağlayacak

Tanzanya Devleti’nin planladığı Darüsselam – Mwanza arasındaki 1224 km uzunluğunda yüksek kapasiteli demiryolu yatırımı, 5 aşamaya bölünüp ihaleye çıkıldı. Yapı Merkezi / Mota-Engil Ortak Girişiminin ihalesini aldığı Darüsselam – Morogoro kesimi, planlanan hattın en kritik kısmını oluşturuyor. Darüsselam’ın liman kenti olması açısından büyük önem arz eden projenin Tanzanya’nın ticaretine ve turizmine çok büyük katkıda bulunacak olmasının yanı sıra, denize kıyısı bulunmayan Uganda ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkelerin zengin yeraltı kaynaklarını ihraç etmesine de olanak sağlayacak.

3 kıtada 2600 km demiryolu inşa etti

1965 yılından bu yana ulaşım, altyapı ve genel müteahhitlik alanında dünya çapında ilkleri gerçekleştiren Yapı Merkezi, 2016 yılı sonu itibariyle 3 kıtada 2600 kilometre demiryolu ve 41 raylı sistem projesini başarıyla tamamladı. Dünyada günde 2 milyondan fazla yolcunun güvenle taşınmasını sağlayan Yapı Merkezi, 2016 yılını Asya ve Avrupa kıtalarını ilk kez deniz tabanının altından karayolu tüneli ile birleştiren Avrasya Tüneli Projesi’yle tamamlamıştı.

Mobilyada KDV’nin Yüzde 8’e Düşmesi Sektörü Harekete Geçirecek

Türkiye Mobilya Sektör Meclisi Başkanlığını sürdüren, aynı zamanda bünyesinde Doğtaş ve Kelebek Mobilya gibi önemli markaları barındıran Doğanlar Yatırım Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, mobilyada KDV oranının yüzde 8’e düşmesinin sektör açısından çok önemli bir gelişme olduğunu söyledi.

Davut Doğan yaptığı açıklamada: “Mobilya sektörünün sorun ve çözüm önerilerine 10. Kalkınma Planı’nda da yer vermiştik. Sektörde çok fazla firma var. Yüzde 50 kadar da kayıt dışılık olduğunu öngörüyoruz. Haksız rekabetin ve kayıt dışılığın önlenmesi için KDV indiriminin gerekliliğini her platformda dile getirdik. Ürettiğimiz mobilyaların yüzde 60’ı koltuk, kanepe ve yataktan oluşuyor. Aldığımız kumaş ve tekstil ürünlerinde KDV yüzde 8 olduğu için mobilya sektöründe de KDV’nin yüzde 8’lere düşürülmesi durumunda, haksız rekabetin kalkacağını ve devletin kurumlar vergisinden dolayı gelirlerinin artacağını vurgulamıştık. Bakanlar Kurulu’nun kararıyla mobilyada KDV’nin yüzde 8’e indirilmesini sevinçle karşılıyoruz. Bu karar mobilya sektörünü harekete geçirecektir. 30 Nisan’a kadar sürecek bu uygulamanın devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili de taleplerimizi ileteceğiz.” dedi.

“Mobilya sektörü teşvik edilirse; Türkiye’nin lokomotif sektörleri arasına girer”

Türk mobilya sektöründe, ithalatın 3 katı kadar ihracat yapıldığını belirten Davut Doğan; “Sektörümüz, dış ticaret açığı vermeyen bir sektör. Şu anda dünya üretim sıralamasında 17’nci sıradayız. Ancak, sektör desteklenir ve rekabet gücü arttırılırsa, dünyada ilk 5’te yer alabiliriz. Mobilya sektörü ayrıca sosyal ve göçü önleyen bir sektör. Türkiye’nin her yöresinde bir mobilya imalatçısı görebilirsiniz. Ancak, vergi kaçaklarının önlenmesi ve haksız rekabet için sektörde KDV yüzde 8’de kalmalıdır. Mobilya sektörünün teşvik edilmesiyle, Türkiye için yeni lokomotif sektörlerden biri mobilya olacaktır.” dedi.