Kimya Sektörü 2017’ye Hızlı Başladı

Kimya sektörü 2017 yılına hem miktarda hem değerde ihracat artışıyla başladı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre; Ocak ayı kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre miktarda yüzde 27,08 artışla 1 milyon 607 bin ton, değerde ise yüzde 23,62 yükselişle 1 milyar 237 milyon dolar olarak gerçekleşti. Artışta Rusya, İran ve Irak gibi önemli pazarlardaki toparlanma etkili oldu. Aynı dönemde Çin, Singapur ve Malta’ya yapılan ihracattaki artış dikkat çekti.

Bu yıl 15,5 milyar dolarlık ihracat hedefi koyan kimya sektörü temsilcilerinin yüzü Ocak ayı ihracat rakamları ile güldü. Türkiye sanayinin en önemli aktörlerinden kimya, geçtiğimiz ay miktarda ve değerde ihracat artışı yakaladı. Ocak ayı kimya ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre miktarda yüzde 27,08 artışla 1 milyon 607 bin ton, değerde ise yüzde 23,62 yükselişle 1 milyar 237 milyon dolara ulaştı.

Kimya sektörünün Ocak ayında en çok ihracat yaptığı ilk on ülke; Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur, Almanya, Irak, İspanya, İtalya, İran, Malta, Hollanda ve Çin olarak sıralandı. Sektörün 2017 ve sonrasında ihracatta hedef ülkeler arasına aldığı ABD’ye gerçekleştirilen ihracatta miktarda yüzde 34,11; değerde ise yüzde 19,51 düşüş yaşandığı ve 18.’liğe gerilediği görüldü.

Kimyanın alt sektörlerinin Ocak ayında gerçekleştirdiği ihracat rakamlarına bakıldığında mineral yağlar ve ürünlerin 386 milyon 719 bin dolarlık ihracatla uzun bir aradan sonra yeniden ilk sıraya yerleştiği dikkat çekti. Plastikler ve mamülleri 352 milyon 386 bin dolarlık ihracatla ikinci sırada yer alırken üçüncülüğü 95 milyon 546 bin dolarla kauçuk ve kauçuk eşyalar üstlendi.

Ocak ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, “Dünya genelinde yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen Ocak ayında elde ettiğimiz ihracat rakamları sanayicimizin yüzünü güldürdü. Uçak krizi sonrası kayıp yaşadığımız Rusya pazarına ihracatımız yüzde 19’lık artış yakaladı. Önümüzdeki aylarda petrol fiyatlarındaki yükselişin ekonomisini olumlu etkilemesi beklenen Rusya pazarından alacağımız payın daha da artacağını düşünüyoruz. Yine sektörümüz için büyük önem taşıyan Irak’a ihracatımız yüzde 33,43; İran’a ise yüzde 32,98 arttı. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında Çin, Singapur ve Malta’da yaşanan artışlar dikkat çekiciydi. Singapur’a ihracatımız yüzde 362,67 artışla bu ülkeyi ikinci en çok ihracat gerçekleştirilen ülke yaparken, Malta’ya ihracat yüzde 631,51; Çin’e ihracat yüzde 39,17 arttı” dedi.

İhracattaki artışın sürekliliğinin önemli olduğunu belirten Murat Akyüz şunları söyledi; “Her zaman söylediğimiz gibi umutsuz olmamalıyız. Bunun yanında riskleri de düşünüp temkinli hareket etmek gerekiyor. Önümüzdeki aylarda da ihracatımızdaki artışın sürmesi için istikrarlı bir ortama ihtiyacımız var. Kurdaki ani dalgalanmalar ihracatçı firmalarımızın önlerini görmelerini zorlaştırıyor, bir an evvel makul seviyelere gelmesini bekliyoruz.”

 

2017 yılı Ocak kimya sektörü ihracatı

2016-2017
Ocak 2015 Fark (%) Ocak 2016 Ocak 2017
Mal Grubu Değer ($) Değer Değer ($) Değer ($)
GLİSERİN,BİTKİSEL MAMÜLLER,DEGRA,YAĞLI MADDELER 12.987 1.461,06 6.991 109.137
MİNERAL YAKITLAR,MİNERAL YAĞLAR VE ÜRÜNLER 302.239.445 83,83 210.371.413 386.719.227
ANORGANİK KİMYASALLAR 81.105.179 14,81 71.068.589 81.591.799
ORGANİK KİMYASALLAR 32.152.049 21,12 38.937.402 47.160.596
ECZACILIK ÜRÜNLERİ 66.678.578 1,98 55.345.283 56.442.795
GÜBRELER 16.692.673 -21,32 21.420.670 16.853.175
BOYA,VERNİK,MÜREKKEP VE MÜSTAHZARLARI 51.469.949 24,33 37.672.887 46.838.441
UÇUCU YAĞLAR,KOZMETİKLER 50.264.971 15,62 42.625.957 49.285.961
SABUN VE YIKAMA MÜSTAHZARLARI 69.768.867 9,12 49.484.805 53.997.597
YAPIŞTIRICILAR, TUTKALLAR, ENZİMLER 13.138.723 8,44 11.652.868 12.636.052
BARUT,PATLAYICI MADDELER VE TÜREVLERİ 413.048 -14,95 612.477 520.887
FOTOĞRAFÇILIK VE SİNEMACILIKTA KULLANILAN ÜRÜNLER 1.230.496 90,78 589.542 1.124.733
MUHTELİF KİMYASAL MADDELER 33.759.804 10,93 31.988.879 35.483.730
PLASTİKLER VE MAMÜLLERİ 386.154.880 3,86 339.294.219 352.386.425
KAUÇUK,KAUÇUK EŞYA 95.189.915 6,96 89.328.542 95.545.816
İŞLENMİŞ AMYANT VE KARIŞIMLARI,MAMÜLLERİ 11.899 8,23 22.105 23.925
1.200.283.462 23,62 1.000.422.628 1.236.720.297

2017 yılı Ocak ayında en fazla hangi ülkelere kimya ihracatı yaptık?

Ülke Ocak 2016

Değer ($)

Ocak 2017

Değer ($)

Değişim

Değer (%)

BİRLEŞİK ARAP EMİR. 38.935.279,25 105.852.516,73 171,87
SİNGAPUR 22.408.231,78 103.675.391,29 362,67
ALMANYA 68.029.063,87 63.410.405,17 -6,79
IRAK 47.263.865,52 63.065.061,07 33,43
İSPANYA 36.955.586,82 56.364.683,26 52,52
İTALYA 43.644.903,71 47.330.485,48 8,44
İRAN 31.440.663,26 41.811.164,19 32,98
MALTA 4.975.264,37 36.394.649,37 631,51
HOLLANDA 18.823.538,81 32.281.433,76 71,50
ÇİN 22.363.296,66 31.122.841,87 39,17

2017’de kimya ihracatı

2016 ($) 2017 ($) FARK (%)
OCAK 1.000.422.627,55 1.236.720.296,63 23,62
TOPLAM 1.000.422.627,55 1.236.720.296,63 23,62

CNR İMOB beş kıtadaki mobilyacıları buluşturdu

CNR İMOB-13.Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı için bu yıl ziyaretçi, katılımcı sayısı ve düzenlendiği alan itibariyle rekor yılı oldu. Fuarı, 46 bin 875’i yabancı olmak üzere, toplam 166 bin 23 profesyonel ziyaretçi gezdi. 2016’da düzenlenen CNR İMOB’a göre bu yıl yabancı ziyaretçi sayısında yüzde 30’luk artış oldu.

CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel, “Bu yıl fuarımız için çok başarılı bir yıl oldu. Bölünen mobilya sektörü 2018’de CNR İMOB çatısı altında birleşecek. Sektördeki birlikteliğin de etkisi ile şu an mobilya alanında dünyanın ikinci büyük fuarı olan CNR İMOB, önümüzdeki yıl dünyanın en iyi fuarı olmaya aday olacak.”

Türkiye’nin en büyük ve tek uluslararası mobilya fuarı olan CNR İMOB-13.Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı tamamlandı. Fuar, 500’ün üzerinde firmanın katılımı ile 150 bin metrekare alanda düzenlendi. CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık ve Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) iş birliğinde Ekonomi Bakanlığı ve İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB) desteğinde gerçekleştirilen fuar, katılımcı, ziyaretçi sayısı, kurulduğu alan ve oluşan iş hacmi açısından ulaşılması güç rekorlara imza attı. CNR EXPO Yeşilköy’de 6 gün boyunca açık kalan CNR İMOB’u 46 bin 875’i yabancı, 119 bin 148’i yerli olmak üzere, toplam 166 bin 23 profesyonel ziyaretçi gezdi. 2016’da düzenlenen CNR İMOB’a göre bu yıl yabancı ziyaretçi sayısında yüzde 30’luk artış oldu.

Sektör 2018’de CNR İMOB çatısında buluşuyor

Çocuk odasından ofis mobilyasına kadar bu yıla damgasını vuracak binlerce yeni ürünün sergilendiği fuarla ilgili bilgi veren CNR Holding Genel Koordinatörü Cem Şenel, “Bu yıl fuarımız için çok başarılı bir yıl oldu. 2018 mobilya sektörü için birlikteliğin sembolü olacak. Sektör hemen hemen aynı dönemde iki ayrı fuar düzenliyor. Bu durum sektörü bölüyor. Önümüzdeki yıl mobilya sektörünün tek fuarı CNR İMOB olacak. Sektördeki birlikteliğin de etkisi ile şu an mobilya alanında dünyanın ikinci büyük fuarı olan CNR İMOB, önümüzdeki yıl dünyanın en iyi fuarı olmaya aday olacak. Fuarımızdaki bir diğer yenilik de sektördeki ürün çeşitlerini kategorilendirmek olacak. Çocuk-modern-klasik-ofis gibi alanlardaki mobilya ürünleri kendi içlerinde gruplandırarak ayrı ayrı hollerde sergileyeceğiz. Bu düzenleme sayesinde sektörün fuardan sağladığı verimliliği artırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin en kapsamlı alım heyeti

Fuar, Türkiye’nin en kapsamlı alım heyeti organizasyonlarından birine ev sahipliği yaptı. CNR İMOB bünyesinde organize edilen alım heyetleri B2B Eşleştirme Programı kapsamında, mobilya sektörünün lider ülkeleri İtalya, Almanya, Avusturya, İsviçre’nin yanı sıra, sektörün hedef pazarları olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında olduğu, 114 ülkeden ziyaretçi ve VIP alım heyetlerini ağırladı.

Şölen’e Yeni Pazarlama Direktörü

Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden Şölen, Pazarlama Direktörlüğü görevine Yavuz Feyzioğlu’nu getirdi. Feyzioğlu; Biscolata, Ozmo, Luppo, Milango, Boombastic, gibi markaları bünyesinde bulunduran Şölen’in pazarlama çalışmalarından sorumlu olacak.

Çikolata ve çikolatalı ürünlerde Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yer alan Şölen, pazarlama departmanını Yavuz Feyzioğlu’na emanet etti.

Şölen’de Pazarlama Direktörü olarak göreve başlayan Yavuz Feyzioğlu Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü’nden mezun oldu. HEC Business School Paris’te Pazarlama Master Programını tamamlayan Feyzioğlu, kariyerine Unilever Türkiye bünyesinde Marka Müdür Yardımcısı olarak başladı. Ardından sırasıyla Unilever Türkiye’de Kıdemli Müdür Yardımcısı, İtalya Milano’da Global Marka Müdürü ve Türkiye’de Kıdemli Marka Müdürü görevlerini yürüttü. Yavuz Feyzioğlu, 2012-2017 yılları arasında Diageo’da Grup Marka Müdürü ve Pazarlama Müdürü görevlerinde bulundu.

Şölen Hakkında

1989 yılında Gaziantep’te kurulan Şölen; çikolata, çikolatalı ürünler, bisküvi, kraker, kek, şeker ve lokum pazarında Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yer alıyor. TİM verilerine göre Türkiye’nin en fazla çikolata ve çikolatalı ürün ihracatı yapan firması olan Şölen, bugün 200’ün üzerinde ürün çeşidini 100’ü aşkın ülkeye ihraç ediyor. Dünyanın şekerleme alanında en önemli listelerinden biri olan Candy Industry Top 100 listesinde 2016 yılında 48. sırada yer alan firma; Biscolata, Milango, Ozmo, Boombastic, Luppo, Lokkum, Nutymax gibi dünya çapında başarıya ulaşmış markaları bünyesinde bulunduruyor. Şölen Gaziantep ve İstanbul’daki tesisleriyle üretimini sürdürüyor. 2015 yılını 843 milyon TL ciro ile kapatan Şölen’in yaklaşık 2 bin çalışanı bulunuyor.

Türkiye Ekonomisine Can Suyu Spor Sektöründen Gelebilir

2026’dan itibaren Dünya Kupası’na katılan takımların sayısının 36’dan 48’e çıkarılmasının dünya ekonomisine büyük katkı sağlaması bekleniyor. Destek Yatırım Araştırma Uzmanı Hüseyin Akar, yapılan değişiklikler nedeniyle toplam 20 milyar doları aşkın harcama yapılmasının beklenebileceğini bunun da toplamda 1 milyon kişiye ke istihdam anlamına geldiğini kaydetti. Akar, “Bunun Türkiye’ye yansıması %1,6’lık bir büyüme şeklinde görülebilir.” dedi.

2016 yılı sonunda 85 milyar Dolarlık büyüklüğe eriştiği hesaplanan spor endüstrisinin, ülke ekonomileri üzerindeki katkıları yadsınamaz. Sektörün OECD’nin dünya büyüme oranları tahminlerine uyumlu gelişmesi halinde; 2017 yılı sonunda 87,5 milyar Dolara, 2018 yılı sonunda 90,4 milyar Dolara ve 2019 yılı sonunda 93,6 milyar Dolara erişmesini bekleyebiliriz. 2023 yılında ulaşması muhtemel 100 milyar Doların üzerindeki rakam ile de dünya ekonomilerinin yarısından daha büyük dev bir sektör karşımızda olacak. Futbol ve basketbolun toplam spor endüstrisi içindeki payı %70’in üzerinde kabul edildiği için bu dallardan gelen finansal kararların, ülke ekonomileri ve spor kulüplerinin bilançoları üzerindeki etkileri de gözle görülür oluyor. Son zamanlarda spor endüstrisindeki gelişmeler, dünyada güçlenen korumacı ticaret politikalarının aksine uluslararası ilişkileri kuvvetlendirerek kazanç sunmayı hedefliyor.

Dünya kupasına 48 takım katılacak, 1 milyon kişiye ek istihdam sağlanacak

Futbolda yeni yılın ilk flaş kararı, bu endüstrinin en büyük patronu FIFA’dan geldi. FIFA Konseyi, 10 Ocak’ta aldığı kararla 2026’dan itibaren Dünya Kupası’na 36 takım yerine 48 takımın katılmasının önünü açtı. Toplam maç sayısı 64’ten 80’e yükseleceği turnuva artık 32 gün sürecek. Bu durum, ev sahibi ülkeyi daha fazla altyapı harcaması yapmaya itecek ve en az 2 stadyumu daha programa sokacaktır. Stat maliyetlerini de göz önüne alırsak, stadyumlar yaklaşık 700 milyon Dolarlık ekstra yatırım ile inşaa edilecek. Bu öngörü ile kupa için harcanacak toplam para miktar da 20 milyar Doları aşabilir ve 1 milyon kişiye kadar istihdam sağlanabilir.

Türkiye’de düzenlenirse büyümeye %1,6 katkı sağlar

Güney Afrika’da yapılan 2010 Dünya Kupası, ülkeye yaklaşık 300.000 turist çekmişti. %30 oranında fazla ülke katılımlı yeni kupa, nüfus artışlarını da göz önüne alırsak turist sayısını 450.000 seviyesinin üzerine itecek ve ev sahibi ülkenin dış ticaret rakamlarında olumlu gelişmeler gösterecektir. Cari dengede de yaklaşık 3 milyar Dolarlık iyileşme bekleyebiliriz. Ayrıca, FIFA’nın bu değişiklikle reklam gelirlerinde 500 milyon Dolarlık artış ve toplamda 1 milyar Dolarlık ek getiri yakalamayı hedeflediği biliniyor. Katılımcı ülkeler bu hedefler doğrultusunda ceplerine ekstadan 20 milyon Dolar koyabilir ve bu rakamı güzel futbolları ile tur atladıkça artırabilir. Brezilya’nın ise 2014 Dünya Kupası’nda rekor bir rakamla yaklaşık 10 milyar Dolar net gelir elde ettiği hesaplanıyor. Son yıllarda birçok önemli organizasyon düzenleyen Türkiye’nin bu kupaya ev sahipliği yapacağı bir senaryo da oluşturalım. 860 milyar Dolarlık Türkiye ekonomisinin 2026’ya kadar ortalama %3 büyüdüğü ve turnuvadan 20 milyar Dolar net gelir elde edildiği durumda, ülkemiz 2026 yılında futbol endüstrisi sayesinde ekstradan %1,6’lık büyüme gösterecektir.

Basketbolda daha çok maç kulüplere daha çok getiri sağlayacak

Basketbol tarafında ise Euroleague’in 2016/2017 sezonundaki yeni formatını takip ediyoruz. İlk turu lig şekline dönen kupada, takımların daha çok maç yapıp seyirci ve reklam geliri rakamlarının yukarı çekilmesi ana gündem. 4 takımla katıldığımız turnuvada bu sezon seyirci ortalaması olarak; Fenerbahçe 10.476, Galatasaray Odeabank 5.044, Darüşşafaka Doğuş 4.603 ve Anadolu Efes 4.059 rakamlarını tutturmuş durumdadır. Yeni formatta her takımın kesinlikle 3 iç saha maçı daha fazla yapacağını düşünürsek ortalama bilet fiyatları ile; Fenerbahçe 5.000.000 TL, Galatasaray Odeabank 1.200.000 TL, Darüşşafaka Doğuş ve Anadolu Efes de yaklaşık 400.000 TL ekstra gelir elde edecektir. Ayrıca, artan rekabet ile yayın gelirleri de önemli artış gösterip yabancı para açığı olan şirketlerimiz bu yönüyle de varlıklarını destekleyebilir. BIST Spor Endeksi’nin yaklaşık %34’nün Fenerbahçe ve %22’nin Galatasaray hisselerinden oluştuğunu düşünürsek, kulüplerin net bilanço karları üzerinden basketbol gelirlerindeki artışın borsamızı sınırlı da olsa olumlu etkileyeceği söylenebilir.

Yukarıdaki ihtimaller doğrultusunda, değişen FIFA ve Euroleague formatlarının hem makro anlamda ülke ekonomilerine hem de mikro anlamda spor kulüplerine olumlu katkı sağlaması beklenebilir. İktisadi anlamda ise, kuvvetlenen spor endüstrisinin ekonomiler üzerindeki etkileri önümüzdeki yıllarda daha da net hissedilecektir.

SMG’nin özel gün anonsları satışları artırıyor

Sevgililer Günü, Anneler Günü, karne hediyesi, bayram alışverişi… Özel günlerde tüm markalar birbirinden avantajlı kampanyalar sunuyor ancak seçenek çok olunca, karar vermek zorlaşıyor. İşte tam bu noktada, mağaza içinde yükselen bir ses, kurtarıcı olabilir! Markaların 2017 yılındaki özel günlerde kullanacakları anonsları şimdiden planlamaları gerektiğini söyleyen SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, “Mağazaya gelen müşterinin o anda karar vermesini ve ürünü satın almasını sağlayan en etkili yol anonstur” diyor.

Özel günlerde birçok marka kampanyalarını duyurmak için farklı mecralar kullanıyor. Sevgililer Günü’nde televizyondan billboardlara birçok yerde karşılaştığımız tektaş reklamları, Babalar Günü’nün yaklaşmasıyla birlikte yerini takım elbise ve saatlere bırakıyor. Ancak hediye almak için bir alışveriş merkezine gittiğimizde, birbirinden cazip kampanyalar sunan markalar arasından seçim yapmakta zorlanıyoruz. Seçenek fazla olunca, ürünü satın almak için gerçekten ikna olmamız gerekiyor, peki ama nasıl? İşte bu noktada devreye anonslar giriyor. “Müşterilerin satın alma kararlarını anonslar belirliyor” diyen SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, özel günlerde anons kullanan markaların bir adım öne çıktığına dikkat çekiyor.

Seslendirme sanatçılarından etkili anonslar

Markaların kampanya ve etkinliklerini doğrudan iletebileceği, sosyal medya hesapları konusunda bilgilendirme yapabileceği anonsları, SMG’nin profesyonel seslendirme sanatçılarından oluşan ekibi hazırlıyor. Markaların hazır gönderdiği anonslar da, yayına eklenebiliyor. Anonslar, markanın istediği noktada, sıklıkta ve tarihte yayına alınıyor. Birden çok lokasyonu bulunan markalar için, her mağazaya ayrı anons yapılabiliyor. Personelin yayına müdahale etmesi istenmeyen sonuçlar doğurabileceği için, anons yayınlarının akışı, SMG yönetimi tarafından uzaktan erişimle gerçekleştiriliyor. Anons girdiğinde duran müzik yayını ise, anonsun ardından kaldığı yerden devam ediyor.

Türk yolcusu bilinçleniyor, havayolları şirketlerinin Türkiye pazarıyla ilgili beklentileri yükseliyor

Avrupa ve Amerika’da faaliyetlerini sürdüren

Danimarka menşeili ucakgecikmeleri.com Türkiye pazarının beklediklerinden daha iyi performans göstererek yüksek oranda geri dönüş sağladığını belirtti. Ucakgecikmeleri.com CEO’su Johan Fugmann Türk yolcularının, yolcu hakları konusunda bilinçlendikçe, ucakgecikmeleri.com web sitesinin kullanım oranının da arttığını ve bu bilinçlenmenin havayolları şirketleri için de olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.

Türkiye pazarına ilişkin tüm beklentilerinin, piyasaya girmelerinin ilk 2 ayında olumlu yönde değiştiğini açıklayan CEO Johan Fugmann; ”Türkiye’nin umut verici bir pazar olduğunu biliyorduk ama iki ayda ulaştığımız sayı bizi tatmin etti,” dedi.

Uçakgecikmeleri.com Kasım 2016 tarihinden beri Türkiye pazarında ve bu süre zarfında 14 bin ziyaretçi sayısını aştı. Websitesi, uçak gecikmesi ve iptali nedeniyle mağdur olmuş yolculara ücretsiz olarak hizmet veriyor ve yolcular adına tazminat alabiliyor. Yardım alan mağdurların sayısı ilk iki ayda 1,000 kişiye ulaştı, diyen Fugmann, uçağı 3 saatten fazla geciken ya da iptal olan yolcuların tazminat alma haklarının olduğunu belirtti. Türkiye’de gecikme ya da iptal nedeniyle alınabilecek tazminatın ortalama olarak 7 milyon Türk Lirası olduğu tahmin ediliyor. Bu oran yılda 2,5 milyar TL’ye eşit.

”Türkiye’deki kullanıcıların her geçen gün daha da bilinçlendiğini ve tazminat haklarını almak için sitemizi ziyaret ettiklerini görüyoruz. Burada büyük bir potansiyel yatıyor,’’ diyen Fugmann, Türkiye genelinde Türk Havayollarının da yolcu haklarından haberdar olduğunu belirtti. ’’Ancak, bazı havayolları gecikme ve iptal tazminatlarını vermeyi hala ret etmekte. Bu da mahkemede bize daha çok iş düşüyor demek,” dedi.

2017 yılında 200 milyon yolcu beklentisi

Türkiye piyasasının havayolu şirketleri için çok ilgi çekici bir pazar olduğunu dile getiren Fugmann, geçtiğimiz 10 yıl içinde Türkiye’de havayolu yolcularının her yıl 2 basamaklı sayı ile artış gösterdiğini söyledi. 2017 yılında toplamda 200 milyon yolcu beklentimiz var diyen CEO, bu rakama göre yapılan araştırmalarda uçuşların yüzde ikisinin iptal olduğunu ya da geciktiğini söyledi. Bu durumda 4 milyon yolcunun gecikme ve iptal mağduru olduğunu belirtti. Fugmann, Türkiye havayolu rakamlarıyla ilgili de bilgi verdi. ”Bir yıl içinde 165 milyondan fazla yolcu Türkiye’deki havaalanlarını kullanıyor. Bu rakama bakıldığında 3 milyondan fazla yolcunun uçağı gecikme ya da iptal ile karşılaşabiliyor.”

Ucakgecikmeleri.com, tüm dünyada şu ana kadar başvurduğu davaların 94,7’sini kazandı ve 124,278 yolcuya tazminat alımında yardımcı oldu.

Ucakgecikmeleri.com hukuk alanındaki uzmanlığını havayolu yolcularının haklarını korumak üzerine yoğunlaştırıyor. Danimarka’da kurulan şirket, Avrupa ve İskandinav ülkelerinde hizmet vermekte. Site üzerinde yapılan başvurular dahilinde yolcular, hiçbir ücret ödemeden uçak gecikmeleri ve iptalleri üzerinden tazminat alabiliyor. Eğer, uçak en az 3 saat gecikmişse, web sitesi aracılığı ile direk tazminat için başvurulabiliyor. Ucakgecikmeleri.com ise mahkeme sürecinin sonunda kazanılan paranın yüzde 25’ini alıyor. Geri kalan tazminat müşteriye kalıyor. Ucakgecikmeleri.com 2012 yılından beri Danimarka, Norveç, Finlandiya, Polonya, Almanya, Kanada ve Çek Cumhuriyetinde faaliyet göstermekte.

Rusya ve Türkiye, Serbest Ticaret Anlaşması İmzalamalı…

Bu yıl ‘Deride Yüksek Ritm’ mottosu ile düzenlenen Türkiye’nin en büyük deri fuarı Alleather-IDF İstanbul kapsamında gerçekleştirilen ‘Deri Sektörü’nün Dünü, Bugünü ve Yarını’ konulu panelde, Rusya pazarındaki gelişmeler değerlendirilirken, iki ülke arasındaki ihracatın yol haritası da konuşuldu. Panelde Moskova Çevre Bölgesi Sanayi ve Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Vadim Vinokurov, önemli açıklamalarda bulundu. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Dinç’in Rusya ve Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması sözleri öne çıktı.

Alleather – IDF İstanbul Deri Fuarı’nı düzenleyen UBM EMEA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu, “Son dönemdeki Rusya özelindeki yakınlaşma sektörün önünü açtı ve gerçekten sektör bu dinamizmle tekrar atağa kalktı. Son dönemde ciddi bir Rus alıcının Türkiye’ye geldiğini sektörün tekrar hareketlendiğini görüyorum” dedi. UBM’in uluslararası bir şirket olduğunu ve dünya genelinde 450’nin üzerinde fuar düzenlediğini ifade eden Tığlıoğlu, İstanbul’un stratejik konumu, lokasyonu, üretim kapasitesi ve kalitesi ile fuarcılık üssü olacağına inandıklarını ve Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edeceklerini belirtti.

İstanbul Fuar Merkezi’nde Türkiye’nin en büyük deri fuarı Alleather-IDF İstanbul kapsamında düzenlenen ‘Deri Sektörü’nün Dünü, Bugünü ve Yarını’ konulu panel, hem Türkiye’den hem de Rusya’dan önemli konuklara ev sahipliği yaptı. Ekonomi Programı Yapımcısı Hande Berktan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele, Moskova Çevre Bölgesi Sanayi ve Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Vadim Vinokurov, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak, Deri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ruken Mızraklı, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Dinç, Türkiye Deri Vakfı (TÜRDEV) Yönetim Kurulu Başkanı Kıyasettin Temuçin, Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Genel Sekreteri Remzi Özbay katıldı.

“Rusya Gümrük Vergisini Yüzde 5’e Çekmeli”

Türk işadamları için Rusya’da çok fazla yatırım olanağı olduğunu belirten aynı şekilde Rus yatırımcılar içinde Türkiye’de önemli olanakların var olduğunu ifade eden İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Dinç, “Bu nedenledir ki bu iki ülke arasındaki ticari ilişkileri Serbest Ticaret Anlaşması ile taçlandırılmalıdır.” dedi. İthalat ve ihracat açısından önemli rakamların kaydedildiği her iki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması’nın gerekliliğini savunan Dinç, ayrıca diğer bir önemli konu olan gümrük vergilerinin yüksek olmasına da değinerek, “Bugün Rusya tarafından yüzde 10 gümrük vergisi alınmakta. Bizim kendilerinden bu konuda da önemli bir talebimiz bulunuyor Yüzde 10 olan gümrük vergisinin yüzde 5 çekilmesini istiyoruz” dedi.

“Deri Sektörü Açısından 2017, 2016’dan Daha İyi Olacak”

Rusya’nın dünyadaki süper güçlerden biri olduğunu ve gelişmeler ışığında Rus ekonomisinin olumlu yönde ilerleyeceğini ifade eden İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak, “Dünyada ekonomik anlamda bir daralma olduğu gibi bu daralma Rusya’da da var. Rusya’ya 2013 yılında 545 milyon dolar olan deri ve deri mamulleri ihracatımız şu an 1,107 milyon dolara gerilemiş durumda. Ancak deri sektörü açısından 2017’nin 2016’dan daha iyi olacağını düşünmekteyiz.” diyerek ihracat açısından Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünler yapması gerektiğinin bilincinde olduklarını dile getirdi. Şenocak ayrıca Rusya’nın deri ürünlerine yönelik başlattığı ‘Chip’ uygulamasının ise 30-40 dolar olan nakliye bedellerini 100-120 dolarlara kadar çıkardığını ve buna bir çözüm bulunması gerektiğini sözlerine ekledi.

Alleather-IDF İstanbul Fuarı’nda Başta Rusya olmak üzere 18 ülkeden 100 profesyonel alıcıyı ağırladıklarını belirten Türkiye Deri Vakfı (TÜRDEV) Yönetim Kurulu Başkanı Kıyasettin Temuçin, fuar ile birlikte son dönemde azalan ihracat rakamlarının yükselmesini hedeflediklerini kaydetti. 25 yıldır deri sektörü olarak Rusya’ya ihracat yaptıklarını söyleyen Temuçin, “En büyük alıcımız olan Rusya ile eski günlere geri dönmek istiyoruz. Sektör olarak özgün tasarımlarımız ile Rusya’ya ihracat yapmaya devam edeceğiz. Ancak Rusya’nın başlattığı ‘Chip’ uygulaması bugün birçok işletmemizi mağdur etmekte. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz bu durumdan fazlasıyla etkilenmekte” şeklinde konuştu.

“Rusya Deri İşini Türkiye’ye Bırakmalı”

Deri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ruken Mızraklı ise doğalgaz ve deri ürünleri konusunda Türkiye ile Rusya’nın karşılıklı ihtiyaçlarını değerlendirdi. İş dünyası olarak ikili ilişkilere çok ihtiyaç olduğunu dile getiren Mızraklı, Deri üretiminin 1920’ler ve 1930’lardan sonra doğuya doğru kaymaya başladığını vurgulayan Mızraklı, alt yapı ve teknik konular ile Türkiye’nin tabakhane açısından önemli bir merkez olduğunun altını çizdi. Çorlu’da 36 milyon metreküp, Tuzla’da 30 milyon küp ve daha birçok bölgede büyük sanayi bölgeleri olduğunu hatırlatan Ruken Mızraklı, “Rusya deri işini Türkiye’ye bırakmalı ve alım konusunda stratejiler geliştirilmelidir. Sanayileşmede Rusya, deri sektörünü ayrı bir şekilde değerlendirmelidir. Bu konuda Rusların sıfırdan yatırım yapmasına gerek yok çünkü Türkiye var” dedi.

İyi bir ürün yapıldığı takdirde kimin yaptığının önemli olmadığını ve o ürünün satıcısını bulacağını ifade eden Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Genel Sekreteri Remzi Özbay, zor dönemlerin kendini geliştirme ve fırsat yaratma olanakları yarattığını belirtti. Türk sanayicileri olarak gerçek yeteneklerinin ve becerilerinin işletmecilik olduğunu vurgulayan Özbay, “Biz deri işini çok iyi biliyoruz. Bunu satmasını bilmeliyiz. Mesela Rusya’da milli gelir artarken bizim ihracatımızda gerileme yaşanmakta. O nedenle hem üretim hem de satış aşamasında beceri ve yeteneklerimizi ortaya koymalıyız.” diye konuştu.

“Türk – Rus ticari ilişkileri iyiye gidiyor”

Panelin Rusya’dan konuğu Moskova Çevre Bölgesi Sanayi ve Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Vadim Vinokurov, hem gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu hem de panelistler ile izleyicilerin sorularını yanıtladı. Öncelikle kriz konusuna değinen Vinokurov, Moskova Bölgesi’nin büyük bir sanayi potansiyeline sahip olduğunu söyleyerek, Rusya’da her bölgenin farklı değerlendirildiğini ve Moskova Bölgesi’nin 2016’yı artı yüzde 16 ile kapattığını vurguladı. Rusya ekonomisinden bahseden Vinokurov, Ruble’nin değerinde şu an için ciddi bir değişiklik beklemediklerini belirtti. Türk – Rus ticari ilişkilerinin ise uçak krizinden sonra şu an için normalleştiğini ifade eden Vadim Vinokurov, “Aslında kriz döneminde de ilişkilerimizi kesmedik. İnsani ve ticari ilişkilerin politikanın üzerinde olduğunu düşünüyorum. dedi.

Ofis ve mağaza kiralarında baskı artıyor

Türkiye’de inşaatı tamamlanan birçok yeni projeyle birlikte ofis arzı her geçen yıl artmaya devam ediyor. Yeni ofis alanlarının pazara katılımıyla artan boşluk oranları ve döviz artışlarının ofis ve mağaza kiralarına baskısının devam etmesi bekleniyor.

Dünyanın önde gelen gayrimenkul danışmanlık şirketlerinden Cushman & Wakefield tarafından hazırlanan Türkiye Pazar Analizleri 2016 yılı dördüncü çeyrek raporuna göre; İstanbul’daki toplam ofis arzı yaklaşık yüzde 9’luk artışla beraber 5 milyon metrekareyi geçti. Devam eden projeler de düşünüldüğünde 2020 yılına kadar toplam ofis arzının kademeli artışlarla 7,5 milyon metrekareyi bulması bekleniyor.

Arz her geçen yıl artmaya devam ederken 2016 yılında ofis kiralama işlem hacmi ise yaklaşık 200 bin metrekare ile son 4 yılın en düşük seviyede gerçekleşti.

ARZLA BİRLİKTE ARTAN BOŞLUK ORANI KİRALARI DÜŞÜREBİLİR

Rapora göre, ofis arzında yaşanan artışlar ve döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalar, özellikle ikincil bölge ve binalarda düşüş yaşanmasına neden olacak. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde 300 bin metrekarelik yeni ofis arzıyla birlikte yüzde 23,6’ya ulaşan boşluk oranı ise kiralarda yaşanması muhtemel düşüşleri destekleyici bir nitelik taşıyor.

Ofis satış rakamlarına da değinilen raporda, 2016 yılının son çeyreğinde inşa süreci devam eden projelerdeki kat satışları dışında bir işlem gerçekleşmediği hatırlatıldı. Ancak artan ofis arzıyla beraber orta ve uzun vadede ofis yatırımlarının artması bekleniyor.

2016 YILININ SON ÇEYREĞİNDE TOPLAMDA 560 BİN METREKARELİK AVM ALANI AÇILDI

2016 yılının son çeyreğinde perakende sektörüne yeni marka girişlerinin ve mağaza açılışlarının diğer çeyreklere göre daha sınırlı kaldığı belirtilen raporda, 2016 yılı genelinde yeni açılış hacminin 2015 yılına göre yüzde 33 gerilediği ifade edildi. Toplamda 560 bin metrekarelik yeni AVM alanı açılışının yapıldığı perakende sektöründe, 193 bin metrekarelik alan 4.çeyrekte gerçekleşti.

50 bin metrekareyle AHL Park Çorum, 49 bin metrekare ile İstanbul Watergarden ve 35 bin metrekarelik Sivaspark geçtiğimiz yılın son çeyreğinde dikkat çeken AVM açılışları oldu.

LOJİSTİK VE DEPO ALANI KİRALAMALARINDA YILIN EN İYİ PERFORMANSI

Toplam lojistik ve depo alanı kiralama işlemleri 90 bin metrekareye ulaştı ve 2016 yılının en parlak performansını son çeyrekte sergiledi. Artan yeni kiralama hacminde lojistik ve dağıtım sektörleri başı çekerken, sanayi ürün ve hizmet şirketler ile e-ticaret şirketleri bu kiralamalarda en aktif sektörler oldu.

Yıl boyunca yaşanan ekonomik belirsizlikler nedeniyle ertelenen işlemlerin yılın son aylarında gerçekleştiği hatırlatılan raporda, arsa ve fabrika satışları bakımından son çeyreğin hareketli geçtiği vurgulandı.

Moto Mod’larla uyumlu Lenovo Moto Z Play 3510 mAh’lik güçlü bataryası ile geldi

Akıllı telefon segmentinde yeni bir kategoriye öncülük eden Moto Z’den sonra şimdi de Moto Z Play Türkiye’de satışa sunuldu. Tıpkı Moto Z gibi tüm Moto Modlar ile uyumlu olan Moto Z Play, Lenovo’nun bu ürün segmentindeki iddiasını da kanıtlar nitelikte! Moto Z Play 1.999 TL’lik fiyatı ve 3510 mAh’lik güçlü bataryasının yanı sıra birçok artıyı bir araya getiren üst düzey bir akıllı telefon.

İSTANBUL, 26 Ocak 2017 – Lenovo adından çok söz ettiren Moto Z ürününün ardından şimdi de Moto Z Play’i Türkiye’de satışa sundu. Moto Z Play de tıpkı dünyanın en ince premium akıllı telefonu Moto Z gibi Moto Modlar ile uyumlu. Bu sayede Moto Z Play’i de tek “tık” ile bir fotoğraf stüdyosuna, sinema salonuna, müzik festvaline ya da enerji deposuna dönüştürmeniz çok kolay!

Moto Z Play: Mükemmel pil ömrü ve sınırsız yetenek

Moto Z Play, 5.5 inç Full HD ekranı, 3510 mAh güçlü bataryası, 6.99 mm inceliği ve 165 gr. hafifliği ile benzersiz bir akıllı telefon. 2. 0 GHz Qualcomm® SnapdragonTM 625 işlemcisi, 3 GB RAM’i ve 32 GB dahili hafızasıyla aynı zamanda son derece güçlü bir ürün. Alüminyum çerçevesi, ince ve hafif tasarımı ile Moto Z Play oldukça şık. Moto Z Play TurboPower™ hızlı şarj özelliği sayesinde de 15 dakikalık şarj ile 9 saat pil ömrü sunuyor. Moto Z Play, 16 MP arka kamerası ve lazer fokusu ile de dikkatleri üzerine çekiyor. 5MP flaşlı ön kamerasında yer alan geniş açılı lens, tüm arkadaşlarınızın fotoğrafınızda yer alabilmesi için ideal bir özellik.

Su sıçramalarına dayanıklı kaplamasıyla yağmur ve dökülen sıvılar telefonunuza zarar vermeyecek. Parmak izi okuyucusu sayesinde telefonunuzu tek dokunuşla açabileceksiniz. 2 TB’ye kadar microSD kart desteği sunan Moto Z Play’e fotoğraflarınızı, videolarınız ve uygulamalarınızı dilediğinizce saklayabileceksiniz. Yol tarifi alırken veya sorularınıza sesli yanıt ararken, Moto ile geliştirilen Moto Ses yazılımı sayesinde telefonunuzu sesinizle kontrol edebilirsiniz.

Sizin Moto Modunuz Hangisi? Hepsi de Olabilir Tabi…

Yeni Moto Mod’ları sayesinde şimdi Moto Z Play ile cihazınızı ihtiyaçlarınıza göre yeniden tasarlayabileceksiniz. 80 desibele kadar ses verebilen 2 adet 3W’luk hoparlörden oluşan JBL SoundBoost Hoparlör modu ile yüksek ses ve kalitede stereo müzik dinleyebilirsiniz. Kendi bataryası sayesinde 10 saate kadar kesintisiz müzik sağlayan bu mod ile bulunduğunuz her yer bir parti atmosferine kavuşurken siz de dilediğinizce dans edebilirsiniz.

Ailenize en yeni seyahat fotoğraflarınızı göstermek veya arkadaşlarınızla film mi izlemek istiyorsunuz? Insta-Share Projektör modu ile telefonunuzu 70 inç’lik sinema ekranına çevirin. Çektiğiniz görüntüleri ve ilk yönetmenlik denemelerinizi dostlarınızla paylaşmak hiç bu kadar keyifli olmamıştı. Üstelik modun kendine ait bataryası sayesinde keyfinizi 1 saat uzatabilirsiniz.

Hasselblad True Zoom ise tüm dünyada fotoğraf meraklılarının akıllarını başından alan Moto Mod olarak karşımıza çıkıyor.10x optik zoom ve Xenon flaşı ile mükemmel fotoğraflara imza atacak, bunları tek tık’la istediğiniz mecrada paylaşabileceksiniz. Üstelik ücretsiz olarak size sunulacak Hasselblad Phocus yazılımıyla fotoğraflarınızı yeniden düzenleyip yüksek kaliteli sonuçlar elde edebileceksiniz.

Daha çok enerjiye mi ihtiyacınız var? 2200 mAh’lik bataryasıyla Incipio offGRID™ Ek Batarya sayesinde akıllı telefonunuza 22 saate kadar pil ömrü ekleyin.

Moto Z Play sadece zincir mağazalarda 1.999 TL*’den satışa sunuluyor. Ayrıca Moto Mod’lar bundan sonra çıkacak tüm Moto ürünlerinde kullanılabilecek. Moto Mod’lar perakende mağazalarında şu fiyatlarla satılacak: Insta-Share Projektör 899 TL*, Hasselblad True Zoom 799 TL*, JBL SoundBoost Hoparlör 399 TL*, Incipio offGRID™ Ek Batarya 199 TL*, Aksesuar Kapaklar 49 TL*.

*Tavsiye edilen son kullanıcı fiyatıdır.

Wilson’un Türkiye Distribütörü , FİNSPOR Oldu

Wilson, Salomon, Atomic, Arc’teryx, Mavic, Suunto ve Precor gibi dünyaca ünlü markalara sahip spor malzemeleri firması Amer Sports, dünyada ve Türkiye’de tenis dünyasının lider markası Wilson’un Türkiye distribütörlüğü için FinSpor’la anlaştı.

Türkiye’de FinSpor distribütörlüğü ile perakende, toptan ve e-ticaret kanallarında satış noktalarını arttırarak Türkiye tenis pazarında daha da büyüyecek.

FinSpor’un, spor perakendeciliğinde 40 yılı aşkın deneyimi, 240 perakende noktası, takım ve bireysel sporları geliştirmek için çeşitli liglerde ve sporcularla sponsorluk anlaşmaları bulunuyor.

Amer Sports;

“Türkiye’ye inanıyoruz, tenis pazarını büyütmeyi hedefliyoruz”

Amer Sports, yeni başlayanlardan profesyonel sporculara kadar spor yapan herkese en iyi spor malzemelerini sağlamak misyonu ile Wilson markasının Türkiye’deki konumunu daha da güçlendirerek, sektörün ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamayı ve Türkiye’de tenis sporunun gelişmesine destek olmayı hedefliyor.

Tenis kategorisinin lideri konumunda bulunan Wilson, özellikle tenis akademileri ve antrenörleriyle elele vererek Türkiye’de alt yapı çalışmalarına hız verecek.

Wilson markasıyla Türkiye’den tenis sporuna dünya çapında oyuncular kazandırmayı hedefleyen Amer Sports Türkiye, İran ve Körfez Ülkeleri İş Geliştirme Müdürü Ceylan Mergen, distribütörlük anlaşması kapsamında yaptığı açıklamada; “Amer Sports ve Wilson markamızın vizyonu ile paralel bakış açısına sahip olması, FinSpor’u partner olarak seçmemiz için en önemli unsur oldu. Türkiye’ye inanıyoruz, Türkiye’deki operasyonlarımıza yeni distribütörümüz Finspor’la devam ederek, tenis kategorisine olan talebi ve pazarı büyütmeyi hedefliyoruz.”dedi.