İş Sağlığı ve Güvenliği’nin Ödüllü Sektörü Otomotiv Sanayii’nden Diğer Sanayi Kollarına Bilgi Desteği

OSD bünyesinde sürdürülen İSG Çalışma Grubu faaliyetleri sosyal sorumluluk projesine dönüştürülerek üyelerin İSG konusunda yapmış olduğu çalışmalar ve iyi uygulamalar diğer paydaşlara aktarılıyor.

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) üyelerinin İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda yapmış olduğu çalışmalar ve iyi uygulamalar ile hem Türkiye hem de uluslararası düzeyde ödüller alıyor ve örnek gösteriliyor. Konunun öneminin bilinci ile OSD bünyesinde sürdürülen İSG Çalışma Grubu faaliyetleri kapsamında OSD üyeleri, bu başarıyı bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürme kararı aldı. Bu sayede üyelerin yapmış olduğu çalışmalar ile iyi uygulamalar diğer paydaşlara aktarılıyor. Bu amaçla “Otomotiv Sanayiinde İş Sağlığı ve Güvenliği İyi Uygulamaları Semineri”nin ikincisi OSD ve TOSB (Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi) işbirliği ile TOSB Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Otomotiv yan sanayi yöneticileri, İSG uzmanları ve iş güvenliğine ilgi duyan çalışanlardan büyük ilgi gören ve 200’e yakın katılımcının yer aldığı seminerde açılış konuşması yapan OSD Genel Sekreteri Osman Sever, TOSB ve TAYSAD’a destekleri için teşekkürlerini sundu. Konuşmasında sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmanın her şeyden önce temel insan hakkı olduğunu belirterek, iş sağlığı ve güvenliğinin temininin sağlanmasının öncelikle insani sorumluluğumuz olduğunu ifade etti. Ayrıca toplumsal refah ve kalkınma açısından da ülkemizde iş sağlığı ve güvenliğinin temin edilmesinin önemini vurguladı. Bu çerçevede, OSD üyelerinin bilgi birikim ve tecrübelerinin, sosyal sorumluluk çerçevesinde aktarmak konusundaki bu girişimin örnek olması dileklerini iletti.

TOSB Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Çiftçi de yapmış olduğu konuşmasında, ekonomik ve kalite göstergelerinde çok ileri seviyede olan otomotiv ana ve yan sanayiinin bu organizasyondaki işbirliğinden memnuniyetini belirterek, TOSB’da seminerin geleneksel olarak yapılmasını arzu ettiklerini ifade etti. Ayrıca Türkiye’de ilk “Ortak Sağlık Birimi”nin TOSB bünyesinde kurulmuş olmasının İSG konusuna verilen önemin göstergesi olduğunu vurguladı.

TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı ve TOSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Kanca ise İSG kültürünün yerleşmesinin önemine işaret ederek, özellikle İSG kültürünün yerleşmesine ve eğitimin arttırılmasına yönünde çalışmaların öneminin altını çizdi.

 

Organizasyonda konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı İsmail Gerim ise Bakanlığın çalışma ve faaliyetlerini aktardı. Ana sanayinin yapılan iyi uygulamalarını daha ön plana çıkarması, yan sanayiinin de bu uygulamalardan yararlanmasında öncülük etmeleri konusundaki temennilerini aktardı. Böyle bir etkinlikten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu etkinliklerin periyodik olarak yapılmasının, ülkemiz İSG performansına olumlu katkı sağlayacağını belirtti.

Seminer kapsamında ODTÜ Öğretim Görevlisi Dr. Murat Can Ocaktan “Davranış Odaklı Güvenlik Yönetimine Farklı Bir Bakış” konulu sunumunu yaparak, işyerlerinde güvenlik kültürü ve davranış odaklı güvenlik yönetimi kurulması konusundaki akademik yaklaşımları aktardı. İSG çalışmalarında kurum/işletme kültürünün önemi, tüm paydaşların sorumluluk almalarının gerekli olduğu, doğru araçların doğru zamanlarda kullanılması ve tüm çalışmaların öznesinin “insanˮ olduğunun önemini vurguladı.

Tofaş İSG Yöneticisi Halil Zeybek, Honda İş Güvenliği ve Çevre Bölüm Müdür Yardımcısı Ayhan Temizöz, Karsan İSG ve Endüstriyel İlişkiler Yöneticisi Ersun Şahin, Oyak Renault İş Güvenliği Bölüm Şefi Cem Süren ve Anadolu Isuzu İSG Yöneticisi Mehbare Doğrusöz sırasıyla firmalarındaki İş Güvenliği uygulamaları konusundaki sunumlarını yaparken kendi firmalarındaki İSG uygulamalarını ve iyi uygulama örneklerini katılımcılarla paylaşarak, seminer sonunda katılımcılardan gelen soruları yanıtladılar.

 

“Otomotiv Sanayiinde İş Sağlığı ve Güvenliği İyi Uygulamaları” seminerleri farklı şehirlerde yeni işbirlikleri ile devam etmesi planlanıyor.

Unilever Türkiye’de Bayrak Değişimi

Unilever Türkiye’nin Yeni Yönetim Kurulu Başkanı, Harm Goossens

Orta ve Doğu Avrupa operasyonlarından sorumlu

Harm Goossens, Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran’ın
yeni Yönetim Kurulu Başkanı oldu

 

İstanbul, 18 Ekim 2016 – 2013 yılından bu yana Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Mehmet Altınok, Global Unilever için yeni iş modelleri ve projeleri geliştirmek üzere Kanada’ya atandı. Eylül ayı itibarıyla Altınok’un yerini, daha önce Unilever’in Orta ve Doğu Avrupa operasyonlarından sorumlu olan Harm Goossens aldı.

Türkiye’nin yanı sıra Orta Asya ve İran operasyonlarının da sorumluluğunu üstlenen Harm Goossens, daha önceki pozisyonlarında görev aldığı bölgedeki birçok ülkede, Unilever’in pazar konumunu ve portföyünü güçlendirmişti.

Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran’ın yeni Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens, Türkiye’de bulunmaktan ötürü duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Önümüzdeki dönemde hedefim; gerek gelişmiş gerekse de gelişmekte olan pazarlarda Satış ve Müşteri Geliştirme, Pazarlama ve İş Yönetimi alanlarında edindiğim deneyimi aktararak, Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran’daki sürdürülebilir büyümemize liderlik etmektir” dedi.

Mehmet Altınok ise Unilever’deki bayrak değişimiyle ilgili olarak, “Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan pazarlarda deneyime ve başarılı bir geçmişe sahip olan meslektaşım Harm Goossens, Yönetim Kurulu Başkanlığına atanarak Türkiye, Orta Asya ve İran’daki işlerimizi daha da ileriye taşımak üzere önemli bir sorumluluk üstlenmiştir. Türkiye’den uzakta olmama rağmen kendisinin liderliği sayesinde iş başarılarımızı gururla takip edeceğim. Kendisine yeni görevinde başarılar dilerim” ifadelerini kullandı.

Harm Goossens Hakkında

Hollanda’da bulunan Royal University’de işletme eğitimini tamamlayan Harm Goossens, pazarlama ve satış operasyonları başta olmak üzere iş dünyasında 20 yılı aşkın bir deneyime sahiptir.

Kariyerine 1991 yılında Unilever’de başlayan Goossens, pazarlama ve satış alanlarında çalıştıktan sonra, iş yaşamına Ajax Amsterdam Futbol Takımı’nda devam ederek oyuncuların imaj haklarını koruma görevini yürüttü.

2000 yılından itibaren bir yıl boyunca dünya turuna çıkan Goossens, 2001 yılında iş dünyasına geri dönerek kendi internet şirketini kurdu, ardından dünya vejeteryan gıda ürünleri lideri Tivall Company’nin Avrupa operasyonlarından sorumlu oldu.

Tivall Company’deki görevinin ardından Unilever’in teklifini kabul eden Harm Goossens, 5 yıl boyunca Unilever Pazarlama ve Müşteri Geliştirme Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi, sonrasında ise iki yıl boyunca Avrupa Pazarlama Operasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.

2012-2016 yılları arasında Polonya’da görev alan Goossens, Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde Estonya’dan Arnavutluk’a kadar uzanan 18 ülkede Unilever operasyonlarından sorumlu oldu.

Harm Goossens, evli ve üç erkek çocuk babasıdır.

Türkiye PMI endeksi Eylül’de 48,3’e yükseldi

pmi-eylul-2016

Eylül 2016 Önemli Noktalar:

• Üretim ve yeni siparişlerdeki düşüş son 4 ayın en düşük hızında gerçekleşti.

• İstihdam üst üste ikinci ay artış gösterdi.

Girdi fiyatları enfasyonu son 20 ayın en düşük düzeyine geriledi.

Özet:

İstanbul Sanayi Odası ve IHS Markit’ten elde edilen PMITM anket verileri Türk imalat sektöründeki yavaşlamanın Eylül’de de devam ettiğine işaret etti. Ancak üretim ve yeni siparişlerdeki gerileme hızı Ağustos’a kıyasla azaldı ve Mayıs’tan beri gözlenen en düşük düzeyde gerçekleşti. Ayrıca Türk imalat sektörünün istihdamı üst üste ikinci ay olacak şekilde arttı. Son anket girdi yatları en asyonunun 2015 yılı başından beri kaydedilen en düşük düzeye gerilediğini gösterdi.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), imalat sanayinin kaydettiği performansı sergilemek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesidir. Manşet gösterge; yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilmektedir. 50,0 değerinin üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde genel anlamda iyileşmeye işaret etmektedir. PMI Eylül’de eşik değer 50,0’nin altında gerçekleşti. Ancak Ağustos’ta 47,0 olarak ölçülen endeks Eylül’de son 4 ayın en yüksek değeri olan 48,3’e yükselerek faaliyet koşullarındaki bozulmanın ılımlı seviyede olduğunu gösterdi.

PMI endeksinde Eylül’de kaydedilen yükseliş büyük ölçüde üretim ve yeni siparişlerdeki daralmanın hız kesmesinden kaynaklandı. Üretim ve yeni siparişlerdeki gerileme son 4 ayın en düşük hızında gerçekleşti. Ağustos’ta artan yeni ihracat siparişleri Eylül’de ılımlı bir azalma gösterdi.

Türk imalat sektörünün istihdamı Eylül’de üst üste ikinci ay olacak şekilde arttı. Ancak artış hızı Ağustos’ta ölçülen seviyeye kıyasla pek değişmedi.

pmi eylül 2016 satınalma dergisi

Eylül’de imalatçılar satın alma faaliyetini azaltsa da bu azalış son dört ayın en ılımlı seviyesinde oldu. Girdi stoklarında Eylül’de ölçülen gerileme stok azaltma eğiliminin hakim olduğu son 8 aylık dönemin en düşük hızında gerçekleşti.

Girdi yatları en asyonu Eylül’de üst üste dördüncü ay yavaşladı ve Ocak 2015’ten beri kaydedilen en düşük seviyeye geriledi. Benzer şekilde, nihai ürün yatları en asyonu daha da yavaşladı ve son 14 ayın en düşük seviyesinde gerçekleşti.

Yorum: Türk İmalat Sanayi Üretim ve Yeni Siparişlerde Azalma Devam Ediyor

IHS Markit Kıdemli Ekonomisti Trevor Balchin, İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anketi hakkında yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Son anket verileri Eylül ayında Türk imalat sanayi üretim ve yeni siparişlerinde azalmanın devam ettiğini gösterdi. Ancak daralma hızları Mayıs’tan beri en düşük seviyeye geriledi ve sektörün istihdamı artmayı sürdürdü. Son anketten elde edilen bir diğer önemli bulgu da en asyonist baskıların daha da ha emesi oldu.”

Yeni Siparişler Endeksi

Soru: Aldığınız toplam siparişlerin miktarı bir ay öncesine göre nasıl değişti?

Mevsimsel etkilerden arındırılmış Yeni Siparişler Endeksi Eylül’de eşik değer 50,0’nin altında kaldı ama önceki aya kıyasla yükselerek Türk imalatçılarının yeni siparişlerindeki azalışın yavaşladığını ve son 4 ayın en düşük hızında gerçekleştiğini gösterdi.

Girdi Fiyatları Endeksi

Soru: Satın aldığınız malların ortalama yatı bir ay öncesine göre nasıl değişti?

Ortalama girdi yatları Eylül’de de artmaya devam etti. Firmalar, maliyet baskısının büyük ölçüde zayıf Türk Lirası ile metallerde ve petrol bağlantılı girdi yatlarında yaşanan artıştan kaynaklandığını belirttiler. Ancak girdi fiyatları enfasyonu üst üste dört ay olacak şekilde geriledi ve Ocak 2015’ten beri gözlenen en düşük düzeyde gerçekleşti. Ayrıca uzun dönem ortalamasının da altında kaydedildi.

pmi endeksi eylul 2016

 

SEKTÖRÜN LİDERLERİ PRIVATE LABEL ZİRVESİ’NDE BULUŞUYOR

Private Label Zirvesi, bu yıl da Türk perakende sektörünün önde gelen isimlerini ağırlıyor. Sektörün nabzının tutulduğu zirve, Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği tarafından düzenleniyor.

Baskı

Aynı kalitedeki ürünü veya daha ekonomik ve rekabetçi bir fiyata satın alabilme imkânı sunan “Private Label” kavramı, İstanbul’da düzenlenecek Private Label Zirvesi’nde ele alınıyor. Private Label Zirvesi, yaklaşık 600 kişilik bir katılım ile bu yıl yine üretici, tedarikçi ve alıcılarla sektörün diğer temsilcilerini bir araya getiriyor.

27 Ekim Perşembe günü Crowne Plaza İstanbul Asia/Kurtköy’de gerçekleştirilecek zirve, PLAT Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer’in açılış konuşmasıyla başlayacak. Zirvede televizyon programcısı ve ekonomist Cem Seymen, ThinkNeuro CEO’su Yrd. Doç. Dr. Yener Girişken, BİM İcra Kurulu Üyesi ve COO’su Galip Aykaç, Teközel Genel Müdürü Altan Sekmen ve Türkiye’deki ulusal ve yerel diğer zincir mağazaların üst düzey yöneticileri konuşmacı olarak yer alacak. Program sonunda ünlü komedyen Cem Yılmaz yaklaşık 1.5 saat sahne alarak tüm misafirlere keyifli bir show sunacak.

Türkiye’de tüketimi hızla artan private label olarak bilinen özel markalı ürünler, Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde önemli bir pazar payına sahip.

Ucuz fiyatla yüksek kalite sunan ürünler, tüketici ve perakende kuruluşları tarafından daha fazla benimseniyor.

TEMSA Maraton, Fransa Yollarına da Çıktı

Bu yıl 12-15 Ekim 2016 tarihleri arasında Fransa’nın Lyon kentinde düzenlenen Autocar Expo Fuarı’na 7 aracıyla katılan TEMSA, fuar sürecince ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. TEMSA, Maraton otobüsün ilk teslimatını da fuarda gerçekleştirdi.

TEMSA otobüsler Fransa’daki taşımacılık alanında hizmet veren firmaların gözdesi olmaya devam ediyor. 17 yıldır Fransa’ya otobüs ihraç eden TEMSA, katıldığı fuarlar ve gerçekleştirdiği çeşitli etkinliklerle müşterileriyle buluşmaya da devam ediyor. 12-15 Ekim tarihleri arasında Lyon’da düzenlenen Autocar Expo Fuarı’nda TEMSA, 7 aracını tanıttı. TEMSA standı ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.

1476785418_img_1826

20 adetlik satış

Fransa otobüs pazarının en güçlü markaları arasında yer aldıklarını belirten TEMSA Fransa Bölge Satış Müdürü Çağdaş Adıyeke, “Fuar süresince standımıza gösterilen yoğun ilgi pazardaki güçlü konumumuzun bir göstergesi oldu. Autocar Expo Fuarı’nda geniş ürün gamımızı müşterilerimizle buluşturmanın mutluluğunu yaşadık. Maraton otobüsümüz ve diğer ürün gruplarımız büyük beğeni topladı. Fransa’da taşımacılık alanında hizmet veren VIC Transport firmasına Maraton teslimatı gerçekleştirdik. Firma sahibi İlkan Cengiz, Maraton aracı teslim aldı. Böylece Fransa’da da Maraton aracımız yollara çıkmış oldu. Fuar sürecinde 20 adet araç sattık. Maraton HD, LD SB modellerimizle ilgili birçok satış bağlantısı da gerçekleştirdik. 2016 yılı sonuna kadar Fransa otobüs pazarında ve 2017’de çok hızlı bir büyüme ve teslimat süreci yaşayacağımızı düşünüyoruz” dedi.

TORUNLAR GYO FAALİYET RAPORU ABD’DEN ÖDÜLLERLE DÖNDÜ

Torunlar GYO 2015 Faaliyet Raporu, ABD merkezli iki önemli yarışmada
4 önemli ödülle taçlandırıldı.

“Yaşamaya Değer, Yatırıma Değer” misyonu ile projeler hayata geçiren ve 8.8 Milyar TL portföy değeri ile Türkiye’nin en büyük özel sektör GYO’su unvanını taşıyan Torunlar GYO, 2015 faaliyet raporuyla uluslararası alanda önemli bir başarıya imza attı.

Torunlar GYO’nun Türkiye’nin farklı illerinde yer alan projelerinde olağan bir günün fotoğraflarla dakikası dakikasına aktarıldığı 2015 yılı faaliyet raporu, faaliyet raporlarının Oscar’ı sayılan ARC Awards’ta pek çok rakibini geride bırakarak, fotoğraf kategorisinde Bronz, iç tasarım kategorisinde ise Onur Ödülü almaya hak kazandı.

Torunlar GYO 2015 yılı faaliyet raporu, yine alanının en prestijli yarışmalardan biri olan Galaxy Award’ta ise çok özel iki ödüle layık görüldü. Çalışma, tüm dünyada gayrimenkul yatırım şirketleri raporlarının en iyisi seçilerek Altın Ödül aldı. Ayrıca, aynı yarışmada, kendi kategorisinde Avrupa bölgesinin en iyi geleneksel olmayan raporu seçilerek Altın Ödül’e layık görüldü.

 

Rapor konseptinden öte, çok farklı bir proje…

Finar imzalı faaliyet raporu Türkiye’nin farklı yerlerinde, birbirinden kilometrelerce ötedeki projelerin hayata kattığı değeri somut olarak gözler önüne seriyor. Proje fikri, olağan bir günü, Türkiye’nin farklı yerlerindeki Torunlar GYO eserlerinde nasıl geçtiğini dakikası dakikasına, saati saatine fotoğraflarla anlatmaya dayanıyor.

Projeye Doç. Dr. Ozan Bilgiseren önderliğindeki Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü’nün 14 öğrencisi hayat verdi. Genç fotoğrafçılar birgün boyunca sabahtan akşama kadar gerek tamamlanmış, gerekse yapımı süren projelerde “anları” pozladılar. Bu fotoğraflar özel bir tasarım diliyle bir araya getirildi ve raporun ön bölümüne yerleştirildi. Zamanın dile geldiği çalışma Torunlar GYO’nun projelerindeki farklı hayatları, farklı bakış açılarıyla özetlerken, faaliyet raporu alanında örnek bir çalışma olarak dikkat çekiyor.

Gönye Proje Tasarım’dan Fark Yaratan Satış Ofisi: TUAL ADALAR

Türkiye’nin en önemli ofis, rezidans ve toplu konut projelerinin iç mekanlarına imza atan Mimar Yelin Evcen ve İç Mimar Gönül Ardal öncülüğündeki Gönye Proje Tasarım, Tual Adalar Satış Ofisi’nde büyük küçük her yaşa hitap eden tasarım detayları, mekanın ferahlığını ön plana çıkaran,konforlu mobilya seçimleri ve seçkin malzeme kullanımlarıyla etkileyici bir buluşma noktası yaratmayı başarmış.

unnamed

Mimar Yelin Evcen ve İç Mimar Gönül Ardal ortaklığındaki Gönye Proje Tasarım tarafından, İstanbul Kartal’da yer alan Tual Adalar rezidans projesi kapsamında tasarlanan Tual Adalar Satış Ofisi’nde her yaştan kullanıcı düşünülmüş. Anlık bir ‘’bulunma noktası’’ olmaktan öte müşterilerin keyifle vakit geçirebilecekleri samimi bir mekan kurgusunun hakim olduğu satış ofisinde, Gönye Proje Tasarım’ın diğer satış ofis tasarımlarında da yansımalarını gördüğümüz şık ve samimi çizgiler, tüm detaylarda kendini hissettirmiş.

Gönye Proje Tasarım tarafından bütüncül bir yaklaşımla tasarlanan Tual Adalar rezidans projesinde, satış ofisi ve örnek daireler aynı tasarım diliyle kurgulanmış. Satış ekibi ve müşterilerin ilk buluşma noktası olan Tual Adalar Satış Ofisi detaylarında kullanılan zengin malzeme seçimleri, özel tasarım aydınlatma armatürleri, projeye özel üretilmiş mobilyalar ve tekstil ürünleri, proje bitimindeki öngörülen teslimi en iyi şekilde temsil etmeyi başarmış.

Tual Adalar Satış Ofisi’nin tamamındaki kurgu, kullanıcı memnuniyetine göre şekillenmiş. Müşterileri ağırlayacak etkileyici bir karşılaşma alanı, misafirler için ön tanıtımın yapılabileceği geniş bir kafe ve bekleme bölümü, çocuklar için özel olarak tasarlanmış bir oyun odası, satış alanının ortasında konumlanmış büyük maket masası ve satış birimlerinin yanı sıra asma katta işverenin kullanımına ait yönetici birimleri ve VIP toplantı odası, satış ofisini oluşturan fonksiyonların tamamını oluşturuyor.

 

Tual Adalar Satış Ofisi için yerinde imal edilen mobilyalardaki renk ve doku seçimleri yapılırken mekanın bütünü ve genel iç mekan konseptiyle uyumlu olmasına dikkat edilmiş. Mobilyalardaki özenli seçim, tekstil ürünleri, halılar ve yağlı boya tabloları ile aydınlatmalara da yansıtılarak mekanın tümünde kendini göstermiş. İç mekan tasarımında tercih edilen kiremit ağırlıklı renk seçimiyle seçkin ve sıcak bir görünüm elde edilmiş.

Akıllı Otomobilleri Trend Micro Koruyacak

Trend Micro özellikle internet bağlantısı olan akıllı otomobilleri siber saldırganlardan korumayı hedefleyen yeni yazılım geliştirme platformunu duyurdu. Trend Micro uzun yıllara dayanan bilgi birikimiyle otomotiv endüstrisinin bilgi güvenliği alanındaki boşluğunu dolduruyor.

İnternet ve veri güvenliği alanında 26 yıllık tecrübesiyle küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro, yeni bir veri güvenliği yazılım geliştirme platformunu hizmete sunacağını duyurdu. Microsoft ile birlikte geliştirilen Yeni yazılım geliştirme aracı, Microsoft’un IoT Expo etkinliğinde tanıtıldı. Üreticiler bu kapsayıcı platform sayesinde tüm platformlardaki bağlantılı cihazları ve hizmetleri bulut, ağ ve uç nokta seviyesinde güvenlik altına alabilecek çözümler üretebilecekler. Trend Micro bu yeni yazılım geliştirme aracıyla özellikle Nesnelerin İnterneti konseptinin otomobillere uygulanmasıyla ortaya çıkan Taşıtların İnterneti alanındaki gelişmiş veri güvenliği ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor.

 

Otomotiv endüstrisinin bilgi güvenliğindeki açığını kapatacak

Akıllı otomobillerin bilgi güvenliği, sürüş güvenliğini de etkileyen oldukça önemli bir konu. Bu noktada özellikle bağlantı modülünün güvenliği hayati önem taşıyor. Trend Micro’nun yeni platformu, akıllı otomobillerin ağ bağlantısını güvence altına alacak yazılımların geliştirilmesini sağlayacak. Özellikle 3G\4G, WiFi, Bluetooth gibi bağlantılara sahip Araç Bilgi-Eğlence sistemleri (In Vehicle Infotainment-IVI) ve Telematik Kontrol Ünitelerinin güvenliğini üst düzeyde sağlanması hedefleniyor. Bu bileşenlerin siber saldırıya uğraması da normal siber saldırılarla aynı yöntemlerle gerçekleşiyor. Siber saldırganlar aracın bağlantı modülündeki yerleşik yazılımlara hackleyerek otomobilin tüm sistemlerine sızabiliyorlar. Trend Micro, bu yazılım geliştirme platformu ile otomotiv endüstrisinin siber güvenlik alanındaki açığını uzun yıllardır sahip olduğu bilgi birikimiyle doldurmayı hedefliyor.

Trend Micro Akdeniz Ülkeleri Genel Müdürü Yakup Börekcioğlu konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Gartner’ın tahminlerine göre Nesnelerin İnterneti pazarı 2020 yılında 300 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacak. Bu konsept sunduğu büyük fırsatlara rağmen önemli güvenlik boşluklarını da beraberinde getiriyor. Trend Micro’nun Amerika’da Siber Suç ve Kritik Altyapı raporuna göre şirketlerin ve devlet kurumlarının yüzde 50’si kullandıkları bağlantılı cihazlara yapılan saldırıların yoğunlaştığını belirtiyor. Yüzde 80’lik bir kısım ise siber tehditlerin çok daha karmaşık ve isabetli hale geldiğini belirtiyor. Nesnelerin İnterneti pazarı büyüdükçe tehditler de giderek büyüyor. Özellikle bağlantılı cihazları içeren uç noktalardaki güvenlik zafiyetlerinin ciddiyetle ele alınması gerekiyor. Akıllı taşıtların güvenliğini de bu alanda değerlendirirsek Trend Micro olarak bu yeni yazılım geliştirme platformu ile sadece tehditlere karşılık verme anlamında değil daha saldırılar gerçekleşmeden pro-aktif bir şekilde önlem almayı sağlıyoruz”.

Taşıtların İnterneti günümüzün en önemli teknolojik kavramları arasında geliyor. Bu büyüyen endüstrinin veri güvenliğini sağlamayı amaçlayan Trend Micro’nun yazılım geliştirme platformu ise pro-aktif tehdit değerlendirmesi ve sistem saldırı altındayken harekete geçen güvenlik katmanını içeren iki eşsiz özellik sunuyor. Yeni platform otomatik olarak Trend Micro Smart Protection Network’e bağlanabiliyor. Makine öğrenimi teknolojisiyle olağan dışı hareketleri gözlemleyebiliyor. Etkili çekirdek ve çoklu katmana sahip çözüm, birçok farklı Nesnelerin İnterneti platformunu desteklemekle birlikte gerçek zamanlı tehdit koruması da sunuyor.

Hızlı Tüketim Ürünlerinde Büyümenin Anahtarı İnovasyon…

2016’da %10’luk Ciro Büyümesi Kaydeden FMCG’de,

Büyümenin Ana Kaynağı Yeni Ürün ve Lansmanlar oldu…

 

Dünyada ve ülkemizde inovasyon kaynaklı başarı ve büyüme örnekleri günden güne artarken, Hızlı Tüketim Ürünleri (FMCG) pazarının kaydettiği büyüme dinamiği de inovasyonun önemini doğular nitelikte. Nielsen Genel Müdür Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan ve Perakendeci Hizmetleri Direktörü Yankı Yalçın’ın, Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) tarafından üçüncüsü düzenlenen Ortak Gelişim Kongresi’nde gerçekleştirdiği sunumda FMCG’nin ilk 8 ayda kaydettiği %10’luk büyümenin 8 puanı yeni ürün ve lansmanlardan kaynaklandığı ifade edildi. Türk alışverişçisinin yeni ürünleri denemeye açık olduğu ve FMCG’de başarının iki temel anahtarının “doğru kategori odaklanması ve inovasyon” olduğu belirtildi.

Gıda Perakendecileri Derneği tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Ortak Gelişim Kongresi”ne katılan Nielsen yöneticileri, “2016 Yılı Hızlı Tüketim Ürünleri Pazarı Perakende ve Alışverişçi Trendleri” başlığıyla gerçekleştirdikleri sunumda, sektörde inovasyonun oynadığı rolün altını çizdiler.

 

Süpermarketler ve indirim marketlerinin mağaza sayısı 3 kat arttı…

 

Sektöre ilişkin temel verilerin yer aldığı ve katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği sunumda açılış konuşmasını Nielsen Genel Müdür Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan gerçekleştirdi. Sonrasında söz alan Nielsen Perakendeci Hizmetleri Direktörü Yankı Yalçın, son 10 yılın perakende satış noktası rakamlarına değinerek, süpermarketlerin ve indirim marketlerinin nokta sayısını yaklaşık 3 katına çıkarıp önemli bir gelişim kaydettiğini belirtti. Perakende mağaza sayısı değişimlerini geçen yılla kıyaslayarak irdeleyen Yalçın, süpermarketlerin ve indirim marketlerinin toplam mağaza sayısı artışının devam ettiğini vurguladı.

 

FMCG pazarı, 8 ayda %10 büyüdü…

 

Sektörün büyüme dinamiklerini paylaşarak devam eden Yalçın, yılın ilk 8 ayına ilişkin Nielsen Perakende Paneli verilerini paylaştı. Buna göre, sigara ve alkol hariç FMCG pazarı, 2016 yılının ilk 8 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre %10 oranında bir ciro büyümesi kaydetti. Büyümeye perakende formatları detayında bakıldığında ise en yüksek büyüme kaydeden perakende formatı, indirim marketlerinin de içinde yer aldığı 400 metrekare altı süpermarketler oldu (%17). Büyümeye fiyat/hacim açısından bakıldığında ise fiyat parametresi öne çıktı. Buna göre toplam %10’luk büyümenin 3 puanı hacimsel büyümeden gelirken, 7 puanı fiyat artışından kaynaklandı. 2016 yılında pazar ortalamasının üzerinde büyüyen kategorilerden bahseden Didem Şekerel Erdoğan, öne çıkan kategorilerin konserve balık, buzlu çay, ayran, paketli ekmek, poşetler, hazır puding, su, tereyağı, maden suyu ve Türk kahvesi olduğunu belirtti. Büyümeyi mevcut ürünler/yeni ürünler dinamikleriyle de analiz eden Yalçın, toplam %10’luk büyümenin 2 puanının mevcut ürünlerden geldiğini, 8 puanlık kısmının ise yeni lansmanlardan kaynaklandığını belirtti. Yalçın, söz konusu sonucu “Bu veriler sektörde inovasyonun önemini yansıtmaktadır.” diye ifade etti.

 

“Her 10 alışverişçiden 7’si yeni ürünleri denemeye açık…”

 

Alışverişçi trendlerine yönelik bulguları paylaşan Nielsen Genel Müdür Yardımcısı Didem Şekerel Erdoğan, Türk tüketicisinin yeniliklere açık bir profile sahip olduğunu belirtti. Erdoğan, “Her 10 alışverişçiden 7’si yeni ürünleri denemeye açık” diye ifade etti.  Alışverişçinin bu profili göz önüne alındığında inovasyonun rolünün daha da önemli hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, yeni gıda ve içecek ürünlerinde gözledikleri 6 yeni “mega trendi” paylaştı. Buna göre Türk alışverişçisi karşılaştığı yeni gıda ve içecek ürünlerinde şu 6 niteliği arıyor: Sağlıklı ve iyi olması, hızlı/kolay/pratik olması, premium olması, duyulara hitap etmesi, sürdürülebilir ve etik üretilmiş olması, saf/gerçek/otantik olması.

 

Önemli günlerde ulusal marketlerin cirosu yükseliyor…

 

Perakendeci ve üreticilerin sezonsallığı da bir başka parametre olarak dikkate alması gerektiğini vurgulayan Didem Şekerel Erdoğan, Ramazan dönemi, yılbaşı, Kurban Bayramı ve okula dönüş gibi dönemlerin satışlar üzerinde önemli bir etkisi olduğuna değindi. Bu başlıkta “Nielsen 2016 Hızlı Tüketim Ürünleri Raporu” ve “Nielsen 2016 Okula Dönüş Dönemi Raporu” sonuçlarını paylaşan Yankı Yalçın ise, bahsi geçen dönemlerde ulusal marketlerin cirolarında %5 ila %8 oranında satış artışı kaydedildiğinin altını çizdi.

 

“Başarının anahtarı inovasyon ve doğru kategoriye odaklanmak…”

 

Perakende dünyasını ve alışverişçiyi hemen her boyutuyla yakından izlediklerini belirten Didem Şekerel Erdoğan, “Alışverişçi ve perakende trendlerini göz önüne aldığımızda başarının iki anahtarı bulunuyor: İnovatif ürünler ve doğru dönemde doğru kategoriye odaklanmak” diyerek sunumu tamamladı.

İTO Başkanı Çağlar: “Türk Dizileri Bu Yıl da MIPCOM’da Yok Satacak”

Dünya televizyon endüstrisinin en büyük pazarı olan MIPCOM 2016 Fuarı, Fransa’nın Cannes kentinde bugün kapılarını açtı. 102 ülkede gösterilen izlenme rekorları kıran Türk dizi ve sinema filmleri fuara damgasını vuruyor.

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 62 metrekarelik bir alanda milli katılım gerçekleştirdiği fuarda, Türk firmaları ile yabancı ticaret heyetleri yüzyüze görüşmeler gerçekleştiriyor.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, “Türk yapımları; dizi ve sinema filmlerinin, eğlence içeriklerinin pazarlandığı MIPCOM’da bu yıl da yok satacak” dedi.

Dünya TV endüstrisinin vitrini olarak adlandırılan MIPCOM’a Türk yapımlarının yıldız oyuncuları da katılıyor.

MIPCOM 2016’nın Türkiye açısından bir diğer önemi de bayrak devir teslimi oldu. İstanbul Ticaret Odası fuarda geçtiğimiz yıl başarıyla dalgalandırdığı Onur Konuğu Ülke Bayrağı’nı bu sabah düzenlenen basın toplantısıyla Japonya’ya devretti.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye’nin Japonya ile tarihi dostluğunu fuarın da katkısıyla, yeni işbirliği fırsatlarına dönüştürmek istediklerini kaydetti.

Ertuğrul 1893 filmini hatırlattı

Televizyon endüstrisinin ticaret hacminin 100 milyar dolara yaklaştığını, çok büyük bir ekonomik ve sosyal güç olduğunu vurgulayan Çağlar, geçen yıl beyazperdeye taşınan Türk-Japon ortak yapımı Ertuğrul 1893 filmini hatırlatarak, “O gün yaşananları bugünkü nesillere olanca duygusuyla taşıyabilecek başka bir yöntem daha var mı?” diye konuştu.

Haftada 50 Türk dizisi çekiliyor

Türk dizi ve yapımlarının son dönemde adeta dünyanın kalbinde taht kurduğuna işaret eden Çağlar, Türkiye’de her hafta ortalama 50 civarında dizi çekildiğini ve bu dizilerin çoğunun bir ya da bir buçuk saatlik sürelere sahip, yüksek maliyetli yapımlar olduğunu belirtti.

Çağlar, bir dizinin yapım bedelinin neredeyse bir sinema filminin yapım bedeline eşit hale geldiğine de işaret etti.

Dizi müziklerinde hızlı gelişme

102 ülkede Türk TV sektörünün sesinin yankılandığını belirten Çağlar, şunları söyledi: “2004 yılında sadece 10 bin dolar olan dizi film ihracatımız bugün 350 milyon dolarlara ulaştı. 2023 içinse hedef 1 milyar dolar. Bunun yanında, sektör geliştikçe artık kendi yıldız oyuncularımızı çıkartıyoruz. İhraç edilen diziler ve artan uluslararası ilgi sonucunda Türkiye, artık kendi TV starlarını üretir hale geldi. İçerik hazırlanması, dizi müzikleri, animasyon, çizgi film konularında da hızlı bir gelişme var. Türk dizilerinin müzikleri de gösterildikleri ülkelerde popüler olmaya başladı. Dizlerimizi müzikleri üerinden almak isteyenler çıkıyor. Bu gelişmeler Türk dizi ve sinema yapımlarının artık bir endüstri haline geldiğinin delili.”