Makine Bakım Maliyetleri Düşüyor

TEZMAKSAN VE BELGİN YAĞLARI İŞBİRLİĞİ MAKİNELERİN BAKIM MALİYETLERİNİ DÜŞÜRECEK

Tezmaksan ve Belgin Yağları, makine sektöründe hayati önem taşıyan ‘doğru yağ kullanımı’ konusunda güç birliği yaptı. Bu kapsamda, makinelerde doğru yağ seçimi ve nasıl kullanacağı konusunda Tezmaksan müşterilerine tezgah başında eğitimler verilecek. Ayrıca makinelerin ilk yağ dolumu da Belgin Yağları tarafından yapılacak. Böylece makinelerin ömrü uzarken, bakım masrafları da minimum seviyeye inecek.

Kendi sektörünün iki dev şirketi Tezmaksan ve Belgin Yağları, makinelerin ömürünü uzatmak adına yeni bir işbirliğine gitti. Belgin Yağları’nın Tezmaksan müşterilerine sunduğu ‘Belgin Çözüm Paketi’ kapsamında; Doğru yağ seçiminin nasıl olması gerektiği ve yağın nasıl kullanılacağı gibi konularda tezgah başında eğitim verilecek. Ayrıca makinelere ilk dolum da Belgin Yağları tarafından yapılacak.

BAKIM MASRAFLARI AZALACAK

Belgin Madeni Yağlar İş Geliştirme Direktörü Tayfun Özatalay, yapılan işbirliğinin amacının Türkiye’de bilinçli yağ kullanım konseptini geliştirmek olduğunu söyledi. Özatalay şu bilgileri verdi: “Çözüm Paketi ile birlikte, Belgin firmasının eksper teknik danışmanları tarafından doğru yağ seçimi, nasıl kullanılacağı bilgileri müşterilerimizle paylaşılırken, söz konusu ilk dolum yağlarının tedariği yapılmakta ve tezgah montajı sırasında yağ perspektifinden tezgahın verimli kullanılması için pratik bilgiler verilmektedir. Böylelikle tezgah makinalarının ömürleri artarken, bakım masrafları da azalmaktadır.”

50 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR

Belgin Metal İşleme Sıvıları ve diğer ürünler; Gebze Organize Sanayi Bölgesindeki 25 bin metrekare büyüklüğündeki fabrikada üretilmektedir. Müşterilerin talepleri ve global ölçekteki gelişmeler sonrası Ar-Ge çalışmalarına hız veren Belgin Yağları, üretimde en kaliteli ürünü çıkarmak adına son teknolojiyi kullanmaktadır. Bugün konusunda lider Belgin ve Lubex markaları dünyada 50’ye yakın ülkede kullanılmakta ve tercih edilmektedir.

Ilgaz Tüneli’nin Kabloları Prysmian Group Türkiye’den

ILGAZ TÜNELİ’NİN KABLOLARI DA PRYSMIAN GROUP TÜRKİYE’DEN…

Prysmian Group Türkiye, Türkiye’nin önemli projelerinden Ilgaz Tüneli’ne son teknolojiye sahip kablolarıyla hayat verdi. Geniş ürün gamıyla her türlü projeye ihtiyaca uygun özel ürünler veren Prysmian Group Türkiye, son olarak İstanbul’un 3. Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Çanakkale Boğazı Denizaltı Kablo Bağlantı Projesi ve Avrasya Tüneli’nde de görev aldı.

Dünya çapında enerji ve telekomünikasyon kabloları sektörünün lideri Prysmian Group’un Türkiye operasyonu Prysmian Group Türkiye, İç Anadolu’yu Batı Karadeniz’e bağlayan ve 26 Aralık’ta hizmete açılan Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli’ne kablolarıyla hayat verdi. Tünel, yaklaşık 35 dakikada aşılan Ilgaz Dağı yolunun geçiş süresini 8 dakikaya düşürüyor.
Projede, Prysmian Group Türkiye tarafından temin edilen FE180 özelliğine sahip, halojensiz enerji, zayıf akım, fiber optik ve data kabloları kullanıldı. Ilgaz Tüneli için Prysmian Group Türkiye tarafından üretilen kabloların uzunluğu 513 kilometreyi buluyor.

Dünyada ve Türkiye’de ulaşımdan inşaata, benzer birçok önemli projeye kablo tedariğinde bulunan ve çeşitli metro ve tünel projelerine de ihtiyaca göre farklılık gösteren kablolarıyla destek veren Prysmian Group Türkiye’nin katkı sağladığı projeler arasında, İstanbul’un 3. Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Çanakkale Boğazı Denizaltı Kablo Bağlantı Projesi, Marmaray, Gerede Tünelleri ve Avrasya Tüneli gibi birçok özel proje yer alıyor.

Türkiye’nin önemli projelerinde yer almaktan büyük gurur duyduklarını belirten Prysmian Group Türkiye CEO’su Erkan Aydoğdu, “Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz” misyonumuzdan hareketle, Türkiye’nin önemli yatırımlarından Ilgaz Tüneli’nin kablolamasında görev aldık. Yakın zamanda Türkiye’de bir ilk olan, çift katlı Avrasya Tüneli’nin kablolamasını yaptık. Ayrıca Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’na verdiğimiz kablolar ve kullandığımız en son teknoloji ile kıtaları birbirine bağladık. 2017 yılında da, yine geçtiğimiz yıllarla benzer ama her zaman bir önceki yıldan bir adım ileride olmak için çalışacağız ve alanında en prestijli projelerde yer almayı ve ülkemizin geleceğine yatırım yapmayı sürdüreceğiz” dedi.

Prysmian Group Türkiye Hakkında
Merkezi 1964 yılından bu yana Mudanya’da (Bursa) olan Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. bünyesinde, bugün yaklaşık 450 kişi çalışmaktadır. Prysmian Group Türkiye’nin ürün yelpazesi kapsamında, Prysmian ve Draka markaları ile, 220 kV’a kadar olan tüm enerji kabloları, 3.600 çifte kadar bakır iletkenli haberleşme kabloları ile fiber optik kabloları, demiryolu sinyalizasyon kabloları, asansör sistemleri, stüdyo broadcast kabloları ve özel kablolar bulunmaktadır. Prysmian Group içinde öncelikli bir ihracat merkezi olan ve 2015 yılında toplam yaklaşık 990 milyon TL olan cirosunun %29’unu ihraç eden Türk Prysmian Kablo, Borsa İstanbul’da işlem görmektedir.

Dijitalleşme otomotiv endüstrisine verimlilik getiriyor

Türkiye’de otomotiv sektörünün geleceği, TOBB Türkiye Otomotiv Yan Sanayi Meclisi, TAYSAD Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği ve General Electric Türkiye işbirliğinde yapılan etkinlikte görüşüldü.
GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, Endüstriyel İnternet’in ve dijital çözümlerin Türkiye’de ihracatın %17’sini yapan otomotiv sektörüne etkisi ele alındı.

Türkiye otomotiv sektörünün temsilcileri, sektörün geleceğini ve dijital teknolojilerin sektöre etkisini değerlendirmek üzere GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nde bir araya geldi. TOBB Türkiye Otomotiv Yan Sanayi Meclisi, TAYSAD Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği ve General Electric Türkiye işbirliğinde gerçekleştirilen ve otomotiv endüstrisinden 100’e yakın üst düzey yöneticinin katıldığı etkinlikte sektörün dijital dönüşüm yol haritası konuşuldu. Etkinlikte sektör temsilcileri, Türkiye’nin 2025’e kadar dünyada 1,5 trilyon dolara ulaşması beklenen yeni dijital otomotiv pazarında etkin olması gerektiğini belirtti.
Toplantıda Türkiye’de ihracatın yüzde 17’sini, yaratılan katma değerin ise yüzde 12’sini karşılayan otomotiv sektöründe dijitalleşmenin kritik bir ihtiyaç olduğu vurgulandı. Otomotiv endüstrisinde dijitalleşmenin en önemli boyutlarından biri ise üretimin dijitalleşmesi olarak öne çıktı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TOBB Türkiye Otomotiv Yan Sanayi Meclis Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, “TÜBİTAK tarafından 2016 Ocak ayında güncellenen ‘Akıllı Üretim Sistemleri Yol Haritası’nda, sanayimizin dijital olgunluk seviyesinin 2.0 ile 3.0 arasında olduğu görülüyor. Otomotiv Tedarik Sanayi ise olgunluk seviyesi en yüksek üç sektörden birisi olarak öne çıkıyor” dedi.
Yürütülen çalışmalar sonunda “Dijitalleşme, Etkileşim ve Geleceğin Fabrikaları” olarak belirlenen üç teknoloji grubunda, Türkiye’nin dünyadaki seviyeyi yakalaması için hedefler oluşturulduğuna değinen Dr. Dudaroğlu, “Otomotiv Sanayinin geleceğinde kritik rol üstlenecek ‘Dijital Dönüşüm‘ ve ‘Otomotiv Üretiminin Geleceği‘ konularını ele aldığımız bu etkinliğin sonunda gerçekleştirilen çalıştay ile T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından oluşturulan ‘Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu‘ çalışmalarına ışık tutulmasını hedefliyoruz” diye konuştu.

Türkiye 1,5 trilyon dolarlık yeni pazara oynamalı
Etkinlikte konuşmacı olan GE Dijital Türkiye Genel Müdürü Uygar Doyuran 2025 yılına kadar otomotiv pazarının 5,3 trilyon dolara ulaşacağını, otomotivde etkisini göstermeye başlayan dijital çözümlerin etkin olduğu yeni segmentin ise 1,5 trilyon dolara ulaşacağına dikkat çekti. Doyuran, “Üretimin dijitalleşmesi ile hem verimliliği artırmak hem de ürünlerin tasarımını müşteri ihtiyacına göre hızla değiştirmek mümkün hale geldi. GE olarak ABD, Avrupa, Çin ve Japonya gibi pazarlardaki önde gelen otomotiv üreticilerinin dijitalleşme sürecinde beraber çalışıyoruz. Bu süreçte 40 bin çalışan GE ürünlerini kullanıyor” dedi.
Etkinlik, TOBB Sektörler ve Girişimcilik Daire Başkanı Ozan Acar’ın yönettiği ve Farplas CEO’su Ömer Burhanoğlu ve McKinsey Ortaklarından Mehmet Başer’in konuşmacı olduğu “Türk Otomotiv Endüstrisi Daha İleriye Gidebilir mi?” başlıklı panel ile devam etti. Ozan Acar panelin açılışında TOBB olarak otomotiv sanayinin gelişmesine yaptıkları katkıları anlatarak sözlerine başladı. Acar, TOBB bünyesinde otomotiv ana sanayi, yan sanayi ve ticaret meclislerinin bulunduğunu ve bu meclislerde sektörün önde gelen şirketleri ve dernekleri ile kamuyu buluşturduklarını, özel sektörün taleplerinin kamuya iletilmesinde önemli bir ara yüz olarak işlev gördüklerinin altını çizdi.
Farplas CEO’su Ömer Burhanoğlu ise konuşmasında yeni dönem teknolojilerinin sektörde köklü bir değişimi tetiklediğini, eskinin düşünme biçimleriyle bugün başarılı olunamayacağını belirtti. Burhanoğlu “Endüstri 4.0 teknolojileri tekil olarak otomasyondan farklı değil, dijitalleşmeyi tüm süreçlerde kullanmaya başlayınca Endüstri 4.0’a geçebiliriz” dedi. Mehmet Başer ise Dijitalleşmenin tasarım, üretim ve satış sonrası destek aşamalarının tümünde önemli fırsatlarını beraberinde getirdiğini ve Türk otomotiv sektöründe özellikle büyük veri analizlerine dayalı pazarlama çalışmalarının önümüzdeki dönem sektöre önemli katkılar yapabileceğini söyledi.
GE Türkiye İnovasyon Lideri Ussal Şahbaz, “2017 yılında farklı endüstrilere yönelik olarak düzenleyeceğimiz ‘Sanayide Dijital Gelecek’ etkinlik dizisinin ilki olan “Otomotivin Geleceği Günü”nü TOBB ve TAYSAD ile işbirliğinde gerçekleştirmekten oldukça mutluyuz. Etkinlik boyunca otomotiv endüstrinin üretimde karşılaştığı zorlukları ve olası çözümleri değerlendirdik. Merkezimizde, bu dönüşümün Türkiye’de hızlı bir şekilde başlaması için önemli paydaşlarla biraraya gelerek hem müşterilerimiz hem de ülkemiz için katma değer yaratmayı amaçlıyoruz” dedi.

3 boyutlu teknolojilerden elektrikli araçlara
Etkinlikte dünyada ve Türkiye’de otomotiv sektörünün gündeminde olan birçok konu ele alındı. Otomotiv üretim süreçlerinde dijitalleşmeden, 3 boyutlu yazıcıların otomotiv sanayisinde kullanımına, start-up’ların gelecekte sektördeki konumundan, elektrikli ve hibrit araçlara kadar uzanan alanda birçok kritik başlık tartışıldı.
GE Türkiye İnovasyon Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte iki farklı atölye çalışması da yapıldı. Bunlardan ilki GE Garaj Atölyesinde yer alan “3D Yazıcı ve Otomotiv’in Geleceği” olurken, ikinci atölye “TOBB Türkiye Otomotiv Yan Sanayi Meclisi Çalıştayı” oldu.
GE Türkiye İnovasyon Merkezi, ilk yılında dijital sanayi ile ilgili birçok ürün ve çözümün sunulduğu bir merkez işlevi gördü. Dijital sanayi uygulamalarının demosunu bulunduran İnovasyon Merkezi’nde sanayiciler, yenilikçi verimlilik sağlayan çözümleri keşfetti. “Otomotiv’in Geleceği Günü”nü takiben 2017 içinde TOBB ile ortak enerji, müteahhitlik ve gemi inşa sektörlerinde dijital dönüşüm zirveleri de gerçekleştirilecek.

Yeni Patent Kanunu Neler Getiriyor ?

YENİ PATENT KANUNU BAŞVURULARI ARTTIRIR, EKONOMİYİ HIZLANDIRIR

23 Aralık 2016 günü TBMM’de kabul edilen Sınai Mülkiyet Kanunu ile birlikte, 21 yıldır Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetilen Sınai Mülkiyet Hakları artık güncel düzenlemeleri ile modern bir kanuna kavuşmuş oldu. Yeni Kanunla marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle de teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlanması amaçlanıyor.
Defans Patent Kurucusu, Marka ve Patent vekili Avukat Eşref BORÇA, yeni kanunla pek çok alanda sektörlerin önünü açan uygulamalara yer verildiğini belirtiyor. Özellikle hızlı marka tescili uygulamasına dikkat çekiyor. “Hızlı marka tescili uygulaması sayesinde, yaklaşık 12 ay olan tescil süresi 4 aya kadar düşecek. Ellerindeki malları tescil süresinin uzun olması sebebiyle piyasaya sunamayan, beklemek zorunda kalan ve zarar eden pek çok şirketi rahatlatan bu uygulama hayata geçecek. Özellikle tekstil, hızlı tüketim ve gıda sektöründeki şirketlerin beklediği bu uygulama ile daha hızlı hareket etme imkanı yakalanacak. ” diye konuştu.
Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu’nun getirdiği önemli düzenleme ve değişikliklere değinen Defans Patent Marka ve Patent Vekili Avukat Eşref BORÇA, aşağıdaki 12 madde ile kanunun getirdiği yenilikleri sıralıyor. Bu yenilikler;
Yeni Kanun ile Türk Patent Enstitüsü’nün ismi Türk Patent ve Marka Kurumu olarak değiştirilmekle birlikte kurumun kısa adı ise bundan sonra “Türk Patent” olarak kullanılacaktır.
Yeni Kanun ile getirilen değişikliklerden bir diğeri ise; tescil süreleridir. Yeni kanunla birlikte Tescil süreleri kısalacak olup, 6 aylık süreler 3 aya, 3 aylık süreler ise 2 aya inecek ve eski adıyla TPE, yeni adıyla ise Türk Patent sisteminde daha önce alınan hızlanmaya yönelik tedbirler bu düzenlemelerle daha anlamlı hale gelecektir.
Yeni Kanun düzenlemesi ile marka olabilecek işaretlere ilişkin olarak çizimle görüntülenebilme şartı kaldırılacak olup, ses ve hareket markası gibi yeni türlerin tescili imkanı doğacaktır.
Önceki marka sahibinin kuruma noterden yazılı olarak vereceği açık muvaffakatname ile aynı marka, aynı mal ve benzer hizmetler için bir başkası adına tescil edilebilecek, yapılan başvurular reddedilemeyecektir. Bu vesileyle markaların farklı sahiplerce, beraber kullanılması imkanı getirilmiş olacaktır.
Mezkûr Kanun düzenlemesiyle birlikte; incelemesiz patent sistemi kaldırılacak ve tüm patentler incelemeli olarak verilecektir.
Patentler için tescil sonrası itiraz hakkı getirilecek ve böylelikle yargı yoluna başvurmak yerine, belgenin yayınından sonraki 6 ay içinde menfaat sahiplerince, yeni ismiyle Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvurularak, tescile itiraz edilebilecektir.
Patentlerde koruma süresi 20 yıl, Faydalı Modellerde ise 10 yıl olacak, bu süreler uzatılamayacaktır.
Faydalı Model sisteminde işbu kanun düzenlemesinden önce aranmayan yenilik kriteri yeni düzenlemeyle birlikte aranmaya başlayacak, bu vesileyle de aslında dünya üzerinde kullanılmasına rağmen tescil edilen Faydalı Modellerin de tescil edilmesi ile yaşanan karmaşa ve haksız rekabet ortadan kalkacaktır.
Yine Endüstriyel Tasarım sistemi için de mezkûr düzenlemeden önce aranmayan yenilik kriteri, yeni düzenlemeyle aranmaya başlayacak, böylece anonim olmuş ve dünya üzerinde hali hazırda kullanılmaya devam eden tasarımların tescil edilmesi imkanı ortadan kalkacaktır.
Modası çabuk geçen, tasarım ömrü kısa tekstil, giyim ve ambalaj gibi sektörlerde üç yılla sınırlı masrafsız, doğrudan tescilsiz tasarım koruması getirilecektir,
Coğrafi İşaret ve geleneksel ürün adları için amblem kullanımı getirilecektir.
Coğrafi İşaretlerde kullanılan amblemin tüketiciyi yanıltıcı kullanılması engellenecek, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarının piyasada daha sık denetlenmesi sağlanacaktır.
Avukat Eşref Borça, ayrıca iş dünyasının sınaî haklara olan güvenini arttıracak bu yeni kanunun Türk ekonomisinin önünü açarak dünya pazarlarında rekabet gücü getireceğini ve en önemlisi Türkiye’nin 2023 yılında hedeflediği 500 milyar dolarlık ihracat hedefini gerçekleştirmek için önemli bir adım olduğunu sözlerine ekledi.

EY Türkiye, Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu’nu açıkladı

İşlem sayısı ve hacmindeki önemli düşüş dikkat çekiyor…

EY Kurumsal Finansman Bölümü, her yıl hazırladığı ve bu yıl 15.’sini yayınladığı Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu’nu, bir basın toplantısı ile açıkladı… Rapora göre, tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitesinde işlem hacminde düşüş yaşanırken, küresel işlem sayısı 2015’e paralel bir seyir izledi. Türkiye’de ise işlem sayısında ve hacminde önemli seviyede düşüş gerçekleşti. İşlem değeri açıklanan 101 işlemle toplam 4,6 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı. Değeri açıklanmamış işlemlerle birlikte toplam hacim yaklaşık 7 milyar ABD doları oldu. İşlem hacmindeki düşüşü az sayıda büyük hacimli kamu kaynaklı işlemin gerçekleşmesine ve ortalama işlem hacimlerinin düşmesine bağlayan EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler, bu durumun temel nedeni olarak, yurt içinde ve bölgemizde yaşanan güvenlik sorunlarına ve ekonomik sıkıntılara işaret etti. Rapora göre, 2017 yılının işlem hacmi ve yoğunluğu açısından 2016 yılına göre göreceli olumlu ancak yine Türkiye’nin potansiyelinin altında seyretmesi bekleniyor.

Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firması EY’nin Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü, her yıl yayınladığı ve bir başvuru kaynağı olarak kabul edilen Birleşme ve Satın Alma İşlemleri Raporu’nun 15’incisini açıkladı. Rapora göre; Türkiye’de işlem sayısında 2010, hacminde ise 2009’dan bu yana en düşük seviye gerçekleşti. 2017 yılı için ise, beklenen kamu kaynaklı işlemlerin ve bazı özel sektör işlemlerinin gerçekleşmesiyle birlikte, 2016 yılının biraz üzerinde ve yaklaşık 10 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi öngörülmekte.

2016 yılında küresel, bölgesel ve lokal birçok gelişme ön plana çıktı
2016 yılı, Amerikan Merkez Bankası FED’in 2015 yılı sonunda başladığı faiz artırımı sürecine devam edeceği beklentisinin etkisiyle gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışının hızlandığı ve ekonomilerin olumsuz etkilendiği bir yıl olarak öne çıktı. Kurlardaki dalgalanmanın da ciddi olarak hissedildiği Türkiye ise, yaşanan darbe girişimi, sonrasında ilan edilen ve uzatılan olağanüstü hal ile Ortadoğu’daki savaş ortamının etkileriyle, ekonomik büyümesinin olumsuz etkilendiği ve özellikle üçüncü çeyrekte küçülme yaşadığı bir yılı geride bıraktı.

Rapora göre, 2015 yılında, tüm dünyada birleşme ve satın alma aktivitesinde yavaşlama gözlemlenirken Türkiye’de, özellikle büyük çaptaki kamu kaynaklı işlemlerin ve bazı beklenen özel sektör işlemlerinin gerçekleşmemesinin etkisiyle işlem hacmi azaldı, işlem sayısı ise 2010 yılı ile aynı seviyeye gerileyerek 243 olarak gerçekleşti. 2016 yılında değeri açıklanan 101 işlemle toplam 4,6 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı (2015 yılı: 10,7 milyar ABD doları). Değeri açıklanan işlemler arasında milyar ABD doları seviyesini aşan işlem sayısı bulunmazken, 100 milyon ABD doları seviyesini aşan işlem sayısı 17 olarak gerçekleşti. KOBİ’lerdeki yoğun işlem sayısı, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi 2016 yılında da devam etti.

Yabancı yatırımcılar, 2015 yılında da olduğu gibi yerli yatırımcıları geride bıraktı
2015 yılında toplam işlem hacminin yüzde 62’sini gerçekleştiren yabancı yatırımcılar, 2016 yılında toplam işlem hacminin yüzde 54’ünü gerçekleştirerek yerli yatırımcıların önündeki yerini korudu. İşlem adedi olarak ise geçen senelerde olduğu gibi, yerli yatırımcılar, yabancı yatırımcıları geride bırakarak, 150 işlem gerçekleştirdi. Yabancı yatırımcıların işlem sayısı ise son 6 yılın en düşük seviyesine gerileyerek 93 oldu.

Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2009 yılından bu yana en düşük seviyeye gerilediğine vurgu yapan EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Kıdemli Müdürü Cem Günfer “Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2016 yılında 2,5 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu rakam, 2015 yılında 6,6 milyar ABD doları seviyesindeydi. Bu düşüşte, yurt içinde ve bölgemizde yaşanan güvenlik sorunlarının önemli rol oynadığını söyleyebiliriz. Ayrıca, ekonomik büyümenin azalması ve kurlardaki dalgalanmalar da yabancı yatırımcıların daha temkinli davranmasına sebep oldu” açıklamasında bulundu.

Özel sermaye fonları daha fazla işlem gerçekleştirdi
2016 yılında özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği işlem adedinde artış gözlemlenirken, işlem hacminde düşüş görüldü. Özel sermaye fonları, 2016 yılında 70 işleme imza atarak, değeri açıklanan işlemlerle toplam 331 milyon ABD doları seviyesinde hacim gerçekleştirmiş oldu. Bu yıl, toplam işlem adedinin yüzde 29’unu oluşturan özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği en yüksek hacimli değeri açıklanan işlem ise Bridgepoint’in Peyman’a ortak olması oldu.

Bu yıl da enerji sektörü hacim bazında birinci olurken, bilişim sektörü adet bazında öne çıktı
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2016 yılında da enerji sektörü işlem hacmi bazında, bilişim sektörü de adet bazında ilk sırada yer aldı. Enerji sektöründe gerçekleşen 30 işlem ile 1,6 milyar ABD doları tutarında işlem hacmi yaratıldı. Sektördeki en yüksek tutarlı işlem, Menzelet HES ve Kılavuzlu HES’in 401 milyon ABD doları bedelle Akfen Holding tarafından İşletme Hakkı Devri ihalesinin kazanılması olarak göze çarpıyor. İşlem adedinde ise çoğunluğu küçük işlemlerden oluşan 70 işlem ile bilişim sektörü öne çıktı. Bunlara ek olarak, önceki senelerde üst sıralarda yer alamayan eğlence sektörü, Mars Entertainment Group’un CJ CGV tarafından satın alınması işlemiyle, işlem hacmi bazında ikinci sıraya yerleşti.

İşlemlerin yüzde 23’ü kamu kaynaklı… Kamu kaynaklı işlem sayısı ve hacmindeki düşüş dikkat çekti
Kamu kaynaklı işlemlerin toplam işlem hacminden aldığı pay 2015’e oranla az seviyede artış göstererek %23 olarak gerçekleşti. Yerli yatırımcıların, geçmiş yıllarda olduğu gibi kamu kaynaklı işlemlerde yine önemli ağırlığının olduğu görüldü. Gerçekleşen en büyük kamu kaynaklı işlem, Akfen Holding’in 401 milyon ABD doları teklif ettiği Menzelet HES ve Kılavuzlu HES İşletme Hakkı Devri ihalesi oldu.

2017 yılına ilişkin beklentilerde 2016 yılı gerçekleşmelerine benzerlik hakim
EY Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2016 Raporu aynı zamanda 2017 öngörülerini de ortaya koyuyor. Raporda Amerikan Merkez Bankası FED’in 2017 yılı boyunca faizleri birden çok kez artıracağı sinyalini vermesinin, içerisinde Türkiye’nin de bulunduğu pek çok gelişmekte olan ülkenin para politikalarını önemli ölçüde etkileme ihtimali olduğu belirtiliyor. Bu konuya ek olarak, yakın coğrafyadaki ve yurt içindeki güvenlik sorunlarının ve ekonomik gelişmelerin de Türkiye üzerinde önemli etkisi olan unsurlar olduğuna dikkat çekiliyor.

Raporda, ayrıca, 2017 yılı için, önceki yıllarda olduğu gibi ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli işlemlerin yoğun olmasının beklendiği, perakende, sağlık ve imalat sektörlerinde büyük ölçekli işlemlerin gerçekleşme olasılığının bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca, enerji sektöründe hem özelleştirmelerin hem de özel sektör işlemlerinin önemli rol oynamaya devam edeceği öngörülüyor.

EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Başkanı Müşfik Cantekinler konuyla ilgili olarak; “2017 yılında, hem ekonomik seyrin hem de güvenlik sorunlarının yatırım ortamı üzerinde belirleyici olacağını düşünüyoruz. Kurlardaki yükselişin, özellikle döviz cinsinden borçlu şirketler için bir risk oluşturduğu açık. Amerikan Merkez Bankası FED’in 2017 yılında faizleri birden çok kez artıracağı sinyali vermesi de kurlar üzerinde etkili olacaktır. Ayrıca, yurtiçinde ve civar coğrafyada yaşanan güvenlik sorunları da yatırımcılar nezdinde değerlendirilen hususlar olarak ön plana çıkıyor. Bu gibi nedenlerle, Türkiye’de 2017 senesinde, 2016’ya göre göreceli olumlu ancak yine durağan bir birleşme ve satın alma ortamının oluşmasını beklemekteyiz.” açıklamasında bulundu.

İş dünyasının 2017 yılı yatırım ortamı beklentisi olumsuz
EY’nin Türk iş dünyasının önde gelen isimleri ve üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirdiği, “Türk iş dünyasının birleşme ve satın alma faaliyetlerine bakışı” konulu geleneksel anketinin sonuçları da aynı raporda açıklandı. Buna göre; Mars Entertainment Group’un CJ CGV tarafından satın alınması yüzde 41 oyla yılın işlemi olarak seçildi. Ankete katılanların yüzde 79’u, 2016 yılında gerçekleşen işlem hacminin düşük seviyede gerçekleştiğini belirtirken, 2017 yılında 15 milyar ABD doları altında bir işlem hacmi bekleyenlerin oranı yüzde 91 olarak gerçekleşti. Enerji sektörü, yüzde 18 oyla katılımcılar tarafından 2017 yılında en fazla hareket beklenen sektör olurken, enerji sektörünü, hizmetler, perakende ve yiyecek-içecek sektörleri izliyor. Katılımcıların çoğunluğu (yüzde 51) Moody’s ve S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin etkilerinin sınırlı olacağını düşündüğünü belirtirken, ankete katılan iş adamları ve yöneticilerin yüzde 51’i 2017 yılı yatırım ortamının olumsuz seyredeceğini öngörüyor.

Yurtdışındaki ilk OSB ve Kuluçka Merkezi Chicago Türk Ticaret Merkezi

Türkiye’nin yurtdışındaki ilk OSB ve Kuluçka Merkezi Chicago Türk Ticaret Merkezi (TTC Turkish Trade Center Chicago)

Türkiye, gelecekte güçlü ülkeler arasında yer alma amacıyla 2023 ve 2071 vizyonu oluşturmuş, bilgi üreten ülke kimliğine bürünmeyi hedeflemiştir. Bu kapsamda, Ülkemizin ürettiği bilgi ve geliştirdiği teknolojileri, ülke ve insanlığın yararına yenilikçi ürün, süreç ve hizmetlere dönüştürmeyi amaçlayan İstanbul Teknokent; yeni girişimcilerin Ar-Ge ve yenilik çalışmaları sonucu ortaya çıkaracağı yüksek katma değerli ürün ve hizmetleri ticarileştirecek model mekanizmalar oluşturmaktadır. Önkuluçka, Kuluçka ve Teknoloji Transfer Ofisi hizmetleriyle girişimcilerimizi uluslararası düzeyde rekabet edebilecekleri markalar haline gelebilmeleri için destek vermeye çalışıyoruz.

Bu kapsamda Chicago’da Türk ve ABD’li yatırımcı ve girişimcileri buluşturmayı hedefleyen “Türk Ticaret Merkezi”nin açılışını gerçekleştirdik. Gümrükten muaf serbest bölge olma özelliği de taşıyan, Kuzey Amerika’nın en büyük sanayi bölgesi Elk Grove içerisinde açılan Merkez, bir Kuluçka Merkezi ile Organize Sanayi Bölgesi alanını bünyesinde barındıran yurtdışında kurulmuş ilk Türk girişimi olarak tarihe geçti.

entertech_istanbul_2

İstanbul Üniversitesi Teknokent olarak Tübitak Başkanı Prof. Dr. A. Arif Ergin ve Türkiye’nin Chicago Başkonsolosu Umut Acar’ın katılımıyla “Chicago Türk Ticaret Merkezi (TTC Turkish Trade Center Chicago)” protokolünü imzaladık.

Chicago Foreign Trade Zone olarak organize edilmiş olan 1000 m2 ofis alanına kurulu TTC merkezi, kargo, ulaşım, üretim, otoyollar ve havaalanına çok yakın bir konumda olup Amerika’da bulunan OEM ve distribütörlerin tek bir merkezden tüm hizmetleri alabilecekleri bir merkez olma misyonu üstlenmiştir. Bu alan Chicago yerel yönetiminin vermiş olduğu özel statü ile Gümrükten de muaf olacaktır  ve Foreign Trade Zone olarak Türk ihracatçılarının uzun süreli showroom, depo, satış sonrası bakım ve servis merkezi ile ticaret ofisine gümrüksüz ithal etmelerine olanak sağlayacaktır. Ayrıca hem Amerika hem de Türkiye Cumhuriyeti (Ekonomi Bakanlığı ve KOSGEB) hibe destekleri ile makina ve imalatçı firmaları bir araya getiren ticaret platformu olması planlanmaktadır.

Bu merkez Türk firmalarının ABD pazarına açılma ve yerleşik hale gelmeleri için tüm konularda danışmanlık hizmetleri sunacak. Bunların yanı sıra nitelikli ve yüksek teknoloji odaklı Türk girişimcilerine de kuluçka hizmeti verilecek olan Chicago Türk Ticaret Merkezi bünyesinde, Türk yatırımcıların ABD’de rekabet edebilirliklerini sağlamak amacıyla inovasyona dayalı bir büyüme yaklaşımı benimsenecektir.

entertech_istanbul_3Teknokentimizde faaliyet gösteren şirketlerin; Yurtdışı pazarlarda ihtiyaç duydukları ofis hizmetlerinin verilmesi, uluslararası pazarlarda algı ve prestij açısından karşılaşabilecek zorlukların aşılması konusunda destek verilmesi, Mühendisliği ve Arge’si Türkiye’de gerçekleşen ürünlerin gelişmiş pazarlarda yer alması sağlanarak katma değeri yüksek ürünlerde ihracatın arttırılması ve İşletmelerin hızlandırma programlarına katılmasının sağlanması hedeflenmektedir.

Ülkemizin 2023 hedeflerinde de yer alan ihracat rakamlarına ulaşabilmesi için uluslararasılaşma basamağının son derece önemli olduğunu düşünmekteyim. Yurtdışı pazarlarını tanıma, yeni bir ekosistemi öğrenme fırsatı, alternatif yatırımcılar ile biraraya gelebilme ve uluslararası yetkinlik kazanma açısından Chicago’daki merkezimizin güzel bir örnek teşkil etmesini temenni ediyorum.
Yasin EROL
                                                                                   İstanbul Teknokent A.Ş.                                                                           Genel Müdür

                                                                                                                                  

Değer verdikleriniz her an gözünüzün önünde ve güvende

Değer verdikleriniz her an gözünüzün önünde ve güvende

Türkiye’nin ilk akıllı güvenlik hizmeti Pronet Plus, kullanıcılarına ev ve işyerlerinden uzakta olsalar dahi her an olan bitenlerden haberdar olabilme imkanı sunuyor. Mekanda bir hareket olduğunda anında algılayarak, kullanıcılarına anlık bildirimlerle durumu iletiyor. Akıllı Video hizmeti sayesinde ise, bu bildirimler görüntülü olarak da iletilebiliyor. Ev veya işyerinin canlı yayında veya geçmişe dönük olarak izlenebilmesini sağlıyor.

Bugün teknolojinin getirdiği yenilikler ve giderek hızlanan günlük yaşam, güvenlik tanımının çerçevesini genişletiyor. Artık güvenlik sistemleri kent yaşamında ihtiyaç duyulan kişiye özel güvenlik ve konfor standartlarını da yeniden belirliyor. Pronet’in sunduğu Pronet Plus Akıllı Güvenlik Hizmeti, tüm bu ihtiyaçlara en yeni teknolojilerle yanıt veriyor. Örneğin alarm sistemini uzaktan açıp kapatabilmek mümkün oluyor. Fakat elbette sunulan hizmet bununla sınırlı değil…

Anne babaların aklı evde kalmıyor
Anne babalar için en önemli konulardan biri çocuklarının güvenliği. Bakıcı zamanında geldi mi, çocuklar okuldan eve ne zaman vardı gibi soruların yanıtları, Pronet Plus sisteminin kullanıcıya ilettiği anlık cep telefonu bildirimleriyle öğrenilebiliyor. Hatta sisteme ek olarak dahil edilebilen Akıllı Video hizmeti sayesinde anne babalar evini canlı yayında izleyebiliyor veya mekandaki hareketi görüntülü bildirim olarak da alabiliyor. Örneğin, balkon kapısının açıldığı uyarısı kısa bir video klip ile kullanıcının cep telefonuna anlık bildirim olarak iletilebiliyor.

Eczacılar, kuyumcular, avukatlar ve doktorlar da kullanıyor
Pronet Plus, işyerlerini de güvenle koruyor. İşletme sahipleri uzakta olsalar bile olup bitenlerden kolayca haberdar olabiliyor. Restoran, kafe, eczane, kuyumcu veya mağazası olan işletme sahipleri, dükkanın tam saatinde açılıp kapandığından emin olabiliyor, dükkana ilk kim geldi, en son kim çıktı, seyahatte bile olsa, cebinden takip edebiliyor. Sistemi avukatlar ve doktorlar da aynı şekilde büroları ve muayenehaneleri için kullanıyor. Çalışanlar alarmı kurmayı unutsa bile, işletme sahibinin haberi oluyor ve sistemi uzaktan kurup kapatabiliyor.

Özel alanlar ve kasalar güvende
Pronet Plus işyeri ve evlerdeki özel mekanlar için tam koruma sağlıyor. Eğer biri girmemesi gereken bir yere girmeye çalışırsa, o bölge için özel olarak uyarlanmış sistem sayesinde ev veya işletme sahibinin bu durumdan anında haberi oluyor. Hatta bu sistem kasa kapılarına bile uygulanabiliyor. Akıllı Video sayesinde, odanın veya kasanın kapısını kimin açtığı anlık görüntülü bildirim ile kullanıcıya iletiliyor.

Schneider Electric Akım Korumalı Prizler

Schneider Electric Akım Korumalı Prizler, Hassas Elektronik Cihazlar için Kusursuz Koruma Sağlıyor!

APC by Schneider Electric tarafından geliştirilen Akım Korumalı Prizler, hassas elektronik cihazlara kalıcı zarar getirebilecek aşırı gerilime karşı içerisindeki devre mekanizması ile aşırı yüke karşı ise içerisindeki sigorta ile koruma sağlar.

Aynı zamanda cihazın kullanım ömrünü azaltabilecek olan elektrik hattı üzerindeki parazit ve gürültülere karşı elektromanyetik, radyo frekans gürültü filtresi ile hassas elektronik cihazların kullanım ömrünün azalmasına engel oluyor.

Entegre kritik güç ve soğutma hizmetlerinde global bir lider olan APC by Schneider Electric, elektronik cihazların kullanım ömrünün kısalmaması ve kalıcı hasarlara maruz kalınmaması için aşırı gerilim, elektriksel gürültü ve parazitlere karşı koruma sağlayan Akım Korumalı Priz serisini sunuyor.

Elektrik hattına yakın yerlere yıldırım düşmesi, binada veya dairede yüksek gerilime ihtiyacı olan birtakım cihazların çalışması, yanlış kablo bağlantıları ve elektrik kesintileri nedeniyle voltajda yaşanan değişimler elektronik cihazların bozulmasına neden oluyor. Özellikle LCD ekranlar, yüksek performanslı bilgisayarlar, ses sistemleri, projektörler büyük güç dalgalanmalarıyla akım korumalı prize bağlı olmadığı takdirde kullanılmaz hale gelebiliyor. APC by Schneider Electric’in geliştirdiği Akım Korumalı Prizler, hızla kullanımı artan hassas elektronik mekanizmaya sahip olan cihazları bu tip cihazı kullanılamaz hale getirebilecek gerilim dalgalanmaları aşırı yüke karşı koruyor.

Akım Korumalı Prizler tekli, 5’li, 6’lı ve 8’li modelleriyle hassas elektronik cihazların aşırı gerilim ve uzun vadede kullanım ömrünü̈ azaltan elektriksel gürültüler nedeniyle bozulmalarına engel oluyor. Bu prizler, içerisindeki özel devre mekanizması ile aşırı gerilim durumlarında kullanılarak kendisine bağlı olan sistemleri koruma altına alıyor. Yeniden kullanılabilme özelliğine sahip termik sigorta ile aşırı yüke karşı ve Elektromanyetik, radyo frekans gürültü filtresi ile elektrik hattı üzerindeki parazit ve gürültülere karşı koruma da sağlıyor. Üzerine basılarak yeniden kullanılabilme özelliğine de sahip olan Akım Korumalı Priz içerisinde bulunan filtre ile bağlı olduğu ekipmanı elektromanyetik ve radyo frekansını parazitlerden de koruyor.

Akım Korumalı Prizlerin 5’li, 6’lı ve 8’li modellerinde üzerlerinde bulunan “Ground Ok” LED’i sayesinde bina toprak hattı kontrolünü de gerçekleştirir. APC Akım Korumalı Prizler aşırı gerilim durumunda kendi içerisinde devre mekanizması zarar görse bile hassas elektronik cihazlara aşırı gücün ulaşmasını engelleyerek hassas elektronik cihazlarınız için kusursuz korumayı bu sayede tamamlamış olur.

Akım Korumalı Prizler’in 6’lı ve 8’li modellerinde telefon, network veya coax hattı giriş̧-çıkışı sayesinde veri hattında oluşabilecek aşırı gerilime karşı da koruma sağlayabiliyor. 5’li ve 6’lı prizlerin USB çıkışa sahip modellerinde de cep telefonu vb. cihazlar şarj edilebiliyor.

Canon PowerShot G9 X Mark II

Canon, şık, ince ve tarz sahibi aynasız modeli PowerShot G 9X Mark II’yi tanıttı. Saniyede 8.2 karelik süper yüksek hıza sahip G9X Mark II, 3x optik zum ve 28mm geniş açı lensiyle göz alıcı portreler ve güzel manzaralar çekme imkanı sunuyor. Önceki modellerden yüzde 25 daha küçük olan model, 206 gramlık ağırlığı ve gelişmiş özellikleriyle tam bir cep canavarı!

İstanbul, 11 Ocak 2017 – Canon, büyük ilgi gören PowerShot G serisini, cepte taşınabilecek tasarımlı süper ince yeni modeli PowerShot G9 X Mark II ile yenilediğini duyurdu. 8,2 kare/sn.’ye kadar süper yüksek sürekli çekim hızları, büyük 1,0 tip 20,1 megapiksel sensör ve Canon’un DIGIC 7 işlemcisine sahip olan yeni fotoğraf makinesi, deklanşöre her bastığınızda hemen harekete geçen hassas bir performans ve göz alıcı sonuçlar sunuyor. İster güvenilir bir yoldaş arayan tutkulu bir fotoğrafçı olun, ister akıllı telefondan fotoğraf makinesine yükseltme yapmak isteyen bir kullanıcı olun, PowerShot G9 X Mark II yanınızda taşımaya değer bir fotoğraf makinesi olacak.

28mm geniş açılı lens
DIGIC 7 ve CMOS sensöründen güç alan PowerShot G9 X Mark II önemli ölçüde iyileştirilmiş performans ve yüksek kaliteli sonuçlar sunar. Paralel sabitleme işlemi kullanılarak 3,5 duraklı düzeltme olanağı sunan çift algılamalı görüntü sabitlemesi, hareket halinde çekim yapmak için idealdir ve elleriniz sabit olmasa bile kareyi sabit tutar. Bu fotoğraf makinesi, sokak sanatçılarından, karşınıza aniden çıkan sürpriz hayvanlara kadar spontane anlarda, 8,2 kare/sn.’de sürekli çekim performansını koruyabilir, bu performansa eşlik eden 0,14 saniyelik otomatik odaklanma kapasitesiyle çekime her an hazır halde olabilir ve çekim koşullarına ayak uyduran bir fotoğraf makinesine sahip olabilirsiniz. Her şeyin çekimini yapabilmeniz için, PowerShot G9 X Mark II’de 3x optik zum ve 28mm geniş açı lensi bulunmaktadır. Bu özellikleri sayesinde göz alıcı portreler de, güzel manzaralar da çekebilirsiniz.

Unutulmaz anlar, ışıklandırma koşulları ne olursa olsun, mükemmel netlikte kayda geçirilir. Makinenin sensörü paraziti önemli oranda azaltırken, dinamik aralığı genişleterek gündüz veya gece tutarlı performans sunar. Aynı zamanda f/2.0 lensi daha fazla ışık girişine izin vererek, size düşük ISO veya yüksek enstantane hızlarını kullanma özgürlüğü ve fonda hoş bir bulanıklık yaratma olanağı tanır. Hareketli nesnelerin çekimindeki hareket bulanıklığı için, yeni Otomatik Nötr Yoğunluk (ND) filtresi, perdeye ulaşan ışığı sınırlandırarak aşırı pozlama görülmeden uzun enstantane hızlarını kullanmanızı sağlar.

Profesyonel kalitede videolar
İçinizdeki videografı açığa çıkartın ve harika Full HD filmler çekin; DIGIC 7’nin iyileştirilmiş konu takip kapasitesi büyük, ani hareketlerden yüz mimiklerindeki küçük oynamalara kadar her şeyi yakalamanızı garantiler.

Dağa tırmanırken veya bir şehri keşfe çıkmışken çekim yapmak için sabit pozisyona geçmeniz gerekmez. Canon’un Dinamik Görüntü Sabitlemesi, fotoğraf makinesi sarsıntılarını otomatik olarak düzelterek, istediğiniz açıdan veya hareket halindeyken çekim yapmanıza yardımcı olur. Özgün eserler üretebilmeniz için PowerShot G9 X Mark II’de size yaratıcı kontrol sunan çeşitli ayarlarla birlikte Zaman Aşımlı film çekme özelliği bulunur.

Cep canavarı
PowerShot G9 X Mark II, minimalist bir tasarım ve retro tarzda, kendinden önceki modellerden %25 daha küçük, zarif ve kompakt bir alüminyum gövdeyle olağanüstü bir performans sunar. Sadece 206 gram ağırlığa sahip olan bu fotoğraf makinesi cepte taşımak için idealdir ve size yük olmaz. Bu fotoğraf makinesi, bir sürü fiziksel tuşu ortadan kaldırıp ayarlara erişim ve ayarlar üzerinde tam kontrol olanağı sunan sezgisel LCD dokunmatik ekranıyla minimalist bir tasarıma sahiptir. Lens Kontrol Halkası ise diyaframı, enstantane hızını ve zumu daha iyi kontrol edebilmenizi sağlar.

Wi-Fi ile her zaman bağlı
Wi-Fi tuşu aracılığıyla tek bir tuşa dokunarak her zaman bağlantı halinde kalabilirsiniz. Dinamik NFC sayesinde çabucak internete bağlanabilir ve makinedeki görüntüleri Canon Connect Station da dahil uyumlu akıllı cihazlara aktarabilir, fotoğraf ve videolarınızı kolayca paylaşabilir ve güvenli bir şekilde depolayabilirsiniz. Yeni Bluetooth uyumluluğu, fotoğraf makinesiyle sürekli bağlantı halinde kalmanız, dolayısıyla fotoğraf makineniz başka bir yerde olsa bile telefonunuz veya tabletiniz aracılığıyla fotoğraflarınızı görebilmeniz ve paylaşabilmeniz anlamına gelir. Bu özelliklerin size sunduğu bir başka avantaj akıllı cihazlarınızı kullanarak Kablosuz Uzaktan Çekim yapabilmenizdir. Dolayısıyla lensin ön tarafına siz de geçip grup çekiminin bir parçası olabilir ve dikkat çekici özçekimler yapabilirsiniz. Makinenin USB ile şarj edilebilmesiyle, maceraların size götürdüğü her yerde makinenizi rahatlıkla şarj edebilirsiniz.

PowerShot G9 X Mark II – Temel özellikler:
Her türlü ışıklandırma altında üstün görüntü kalitesi sunan cep boyutlu fotoğraf makinesi
Şık ve basit kontrollerle çekim yapın
Kolaylıkla olağanüstü, paylaşılmaya değer Full HD filmler çekin
Zahmetsiz yaratıcılık için tasarlandı
Eserlerinizi anında dünya ile paylaşın

Alcatel A3 XL 6” akıllı telefon

Alcatel’in en yeni akıllı telefonu 4G bağlantısı, parmak izi tanıma ve 6 inçlik yüksek çözünürlüklü ekranıyla muhteşem bir ses kalitesi sunuyor.
Büyüleyici bir deneyim için geniş, 6 inç HD ekran
4G bağlantı özellikleriyle sürükleyici bir hız
Parmak izi tanıma özelliğiyle olağandışı işlevsellik ve güvenlik
Markanın “A” sınıfı ekonomik premium akıllı telefonlarından biri olan yeni Alcatel A3 XL yeni ve göz alıcı bir tasarım anlayışının ürünü ve en belirgin özelliği ise etkileyici bir görüntü deneyimi, canlı renkler ve 3D dokular sunan 6 inçlik HD ekranı.

Ekstra büyük ekranlı ve tamamen 4G uyumlu bu yeni akıllı telefon kullanıcıların çok çeşitli oyun deneyimleri yaşamasına olanak tanıyor. Telefon çeşitli özel uygulamalarla yüklü bir şekilde sunuluyor ve üst seviye teknolojiyi uygun bir fiyata kullanıcılara sunuyor.

TCL Communications Akıllı Bağlantı Departmanı Başkan Yardımcısı Vittorio Di Mauro, A3 XL hakkında şunları söyledi: “Bu yeni ve büyük ekranlı Alcatel A3, yaratıcılıkta sınır tanımayan kullanıcılarımızın en iyi HD filmleri izlerken her açıdan mükemmel bir multimedya deneyimi yaşamasına olanak tanıyor. Bu deneyime yüksek hacimli veri transferi gerektiren oyunlar da dahil. Kısacası kullanıcılar A3 XL’e harcadığı paranın karşılığını fazlasıyla alıyor.”

Parmak izi tanıma özelliği sayesinde telefon bir dokunuşla açılabiliyor. Bu özellik ayrıca gelen aramaları yanıtlamak, fotoğraf çekmek, belgeleri şifrelemek ve diğer uygulamalara kolayca erişmek için de kullanılabiliyor.

Vittorio Di Mario sözlerini şöyle sürdürdü: “Parmak izi tanıma özelliğinin, daha yüksek güvenlik ve kolay erişimin yanı sıra dikkat çeken bir diğer yanı ise bu özelliği sunduğumuz fiyat seviyesi. Bizim misyonumuz akıllı telefonları herkes için daha erişilebilir, ekonomik ve eğlenceli hale getirmek. Bunu Alcatel A3 XL ile başardık ve bu telefon bütçesini sarsmadan bütün teknolojik özellikleri bir arada görmek isteyenler için harika bir seçenek.”

Yeni Alcatel A3 XL’ın sundukları saymakla bitmez! İki kamerasının her ikisi de flaşlı olan A3 XL özçekimler için çok uygun. Ayrıca içinde fotoğrafları ve albümleri geliştimeye ve kişiselleştirmeye yarayan pek çok uygulama var.

Bu baş döndüren akıllı telefon 2017’nin ikinci çeyreğinde Avrupa’da piyasada oalcak.