Bilişim Zirvesi’24 için Geri Sayım Başladı !

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Bilişim Zirvesi'24 Için Geri Sayım Başladı

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Bilişim Zirvesi'24 Için Geri Sayım BaşladıBilişim dünyasının bugününe ve geleceğine teknoloji perspektifinden bakan ve bu yıl 24. kez gerçekleştirilecek Bilişim Zirvesi’24 için geri sayım başladı. Kamu, bilişim, akademi ve iş dünyasını bir araya getirerek ileri teknolojilerin yön verdiği dijital çağın geleceği, alanında uzman isimler tarafından ele alınacak. “efficiency” mottosu ve “Etkililik, Etkinlik, Verimlilik” tema ismi ile 24 Ekim 2024 tarihinde Fişekhane’de gerçekleştirilecek zirvenin açılış programında, Türkiye Zeka Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı, “Zekaların Ortaklığı” başlıklı sunumunu gerçekleştirecek.

Bilişim teknolojilerindeki gelişmeleri 24 yıldır gelenekselden yeniliğe uzanan geniş bir perspektifle iş dünyasının gündemine taşıyan Bilişim Zirvesi için geri sayım başladı. Bilişim Zirvesi’24’te “Etkililik, Etkinlik, Verimlilik” çatısında; ‘Verimlilik için insan ve yapay zeka iş birliği’ ana gündemi oluşturacak, “efficiency” temasıyla sektörün tüm bileşenleri bir araya gelecek.

Teknoloji ve bilişimin vizyon, strateji ve yol haritasının belirlenmesi, güncellenmesi ve geliştirilmesi için 24 yıldır düzenlenen Bilişim Zirvesi, Fişekhane’de 24 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşecek. Bu yıl başta Bulutistan, Teletek ve Turkcell olmak üzere sektörün önde gelen firmalarının sponsorluğu ile düzenlenen zirvenin bu yılki açılış konuşmacısı; Türkiye Zeka Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı, “Zekaların Ortaklığı” başlılığında, yapay zekanın insan zekasına ve duygularına ihtiyacı konusunu ele alacak.

‘Teknoloji Liderlerinin Beklediği Verimlik’ ve Onlarca Konu Başlığı

BThaber Başkanı Murat Göçe’nin açılış konuşması ile başlayacak Zirve’de, Google Cloud Ülke Kanal Lideri Dr. Serhan Yılmaz, Beko Veri ve Yapay Zeka Direktörü Sevgi Çakmak, Türkiye İş Bankası Yapay Zeka Bölümü Müdürü Gökhanalp Arslan, Yönetim ve Teknoloji Danışmanı Cem Tokbay, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Siber Tehdit Yönetimi Departman Müdürü Eyüp Sercan Akgül ve Albaraka Türk Bilgi Güvenliği Direktörü Mehtap Kılıç gibi alanında uzman bir çok isim konuşmalarıyla yer alacak. 

Bilişim Zirvesi’nde Yapay Zeka Farklı Açılardan Ele Alınacak

Bilişim Zirvesi’24’ün Ana Panel’inde “Teknoloji Liderlerinin Beklediği Verimlilik” konusu uzmanlar tarafından ele alınacak. Hayatımızın her alanında hissettiğimiz yapay zeka, ‘Yapay Zeka, İnsan ve Verimlik’ üçgeninde; verimlilikten, maliyet tasarrufuna, entegrasyondan, karar verme süreçlerine, işe alımdan, otomasyona, bulut ve siber güvenlik sektörlerindeki varlığından IoT ve M2M ile insanı güçlendiren teknolojilere kadar onlarca farklı açıdan, Türkiye ve dünyadan örneklerle ele alınacak.

Şirketlere iham olmanın yanında onları cesaretlendiren, güçlü ve sağlam iş birliklerinin oluşturulduğu bir platform olarak büyük ilgi gören Bilişim Zirvesi’nde Dr. Serhan Yılmaz yönetiminde “Yapay Zeka ve RPA ile Verimlilik Devrimi: Dijital İş Süreçlerinin Geleceği” başlıklı söyleşi ve Cem Tokbay yönetiminde “Yapay Zeka Güvenliği ve Sürdürülebilirlik” başlıklı söyleşi uzman konuklar ile gerçekleşecek.

Final, Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni ile Yapılacak

Tüm gün sürecek Bilişim Zirvesi’nin bitiminde, Türkiye’deki teknoloji yöneticilerinin, kurumlarının dijital dönüşüm ve inovasyon projelerini sergilemelerine olanak tanıyan, teknoloji alanındaki başarıların tanınmasını ve ödüllendirilmesini amaçlayan “Teknoloji Kaptanları Ödül Töreni” gerçekleştirilecek.

2000 yılından bu yana edindiği eşsiz birikimle lider etkinliklerin başında yer alan Bilişim Zirvesi’24’e ücretsiz katılım için kayıt işlemleri www.BilisimZirvesi.com.tr adresinden yapılabiliyor.

1728887078 Postit Bz

Türkiye’de Yenilenebilir Kapasitenin Artması Depolamalı BESS Talebindeki Büyümeyi Hızlandırıyor

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Türkiye’de Yenilenebilir Kapasitenin Artması Depolamalı Bess Talebindeki Büyümeyi Hızlandırıyor

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Türkiye’de Yenilenebilir Kapasitenin Artması Depolamalı Bess Talebindeki Büyümeyi HızlandırıyorBatarya Enerji Depolama Sistemleri küresel yerleşik kapasitesinin 2030 yılına kadar 160 GWh’den 1.800 GWh’ye çıkması, yani 10 kat büyümesi bekleniyor. Güçlü gelir potansiyeli sunan ve mevcut gelirlerin %90’ından fazlasını oluşturan enerji arbitrajı, yardımcı hizmetler ve kapasite mekanizmaları üç iş modeli olarak ortaya çıkıyor. Son maliyet artışlarına rağmen, sistem maliyetinin 2030 yılına kadar kilit pazarlarda %15-20 oranında düşmesi bekleniyor. Rapor, bağımsız Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının çekiciliğinin, özellikle ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi ülkelerde artacağını öngörüyor. Başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede  düzenleyici reformlar ile yatırım ortamı iyileşiyor, riskler azalıyor ve gelirler artıyor.

Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS) üzerine hazırladığı rapor, “Batarya Enerji Depolama Sistemleri’ne tekil varlık olarak yatırım yapmanın zamanı geldi mi?” ve “Gelişen piyasa mekanizmaları, Batarya Enerji Depolama Sistemleri operatörleri ve yatırımcılar için daha kârlı ticari sonuçları nasıl mümkün kılıyor?” sorularını ele alıyor. Bu sorular ışığında tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin, kilit pazarlardaki ticari uygulanabilirliğini iyileştiren ve mevcut piyasa koşullarında yatırımcılar için kredi açısından olumlu bir fırsat yaratan stratejik kaldıraçları açıklıyor.

BESS’in Küresel Pazardaki Durumunu, Yarınını Ve Geleceğini 5 Trend Şekillendiriyor

Batarya Enerji Depolama Sistemleri, enerji dönüşümünü hızlandırmak için önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Günümüzdeki beş temel trend, Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin küresel pazardaki mevcut durumunu, bir sonraki adımını ve geleceğini şekillendiriyor.

Batarya Enerji Depolama Sistemleri talebinin önümüzdeki yıllarda hızla artması bekleniyor. Küresel pazardaki birleşme ve satın alma işlemlerinin, 2020 yılından bu yana elektrik dağıtıcılarının ve enerji oyuncularının artan yatırımlarının etkisiyle, 24,4 milyar dolara ulaştığı görülüyor. Buna ek olarak düzenleyici destek, sübvansiyonlar, teşvikler ve temiz enerji hedefleriyle yönlendirilen depolama sistemleri üretim kapasitesinin 2030 yılına kadar küresel olarak yılda 4 kat büyüyerek 421 GWh’ye ve yerleşik kapasitenin ise 1,800 GWh’ye çıkacağı ve %70’den fazlasının şebeke ölçeğinde olacağı tahmin ediliyor. Maliyet tasarrufu, yatırım erteleme ve fiyat arbitrajı gibi avantajlı iş modellerinin de yakın gelecekte birçok ülkede ortaya çıkması bekleniyor.

Aynı zamanda batarya depolama, enerji geçişindeki hızlanma için önemli bir kolaylaştırıcı olarak görülüyor. Artan kısıtlama, sınırlı ara bağlantılar, artan çatı güneş enerjisi kapasitesi ve elektrikli araç (EV) kullanımı, daha uzun süreli batarya depolama teknolojilerine olan ihtiyacı artırıyor. Hâlihazırda kullanılan lityum-iyon teknolojisi yanı sıra, maliyet ekonomisi ve enerji yoğunluğu arttıkça vanadyum akışı, katı hal ve sodyum iyon gibi yenilikçi batarya kimyası teknolojileri de ticari olgunluğa ulaşmaya devam ediyor.

Türkiye Getiri Potansiyeline Sahip Pazar

Batarya Enerji Depolama Sistemleri büyümesinin iyileşen ekonomik fizibilite, güçlü politika, regülatif düzenlemeler ve çeşitli devlet teşvikleriyle desteklendiği ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi olgun pazarlara kıyasla Türkiye, son gelişmelere rağmen, düşük-orta olgunluk seviyesinde değerlendiriliyor ve buna paralel bir getiri potansiyeline sahip pazar olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda, Türkiye Batarya Enerji Depolama Sistemleri pazarının gelecekte büyümesi için üç alandaki gelişmeler olumlu adımlar olarak görülüyor.

Türkiye’de Yenilenebilir Kapasitenin Artması Büyümeyi Hızlandırıyor

Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’na göre, 2030 yılına kadar kurulu gücün %61’inden fazlası 91 GW kapasiteyle yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacak. Aynı zamanda 2035 yılına kadar kurulu BESS kapasitesi de 15 GW’ye ulaşacak. Kurulu güçte hidro-elektrik harici yenilenebilir enerji kaynaklarının %90’ından fazlasını oluşturması beklenen rüzgar ve güneş enerjisi, BESS endüstrisine olan talebi olumlu yönde etkileyecek.

Türkiye’de Çok Fazla Başvuru Ve Onaylanmış Ön Lisans Bulunuyor 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) göre, Aralık 2023 itibarıyla tahmini 280 milyar dolar yatırım potansiyeline denk gelen toplam 260 GW kapasiteye sahip yenilenebilir enerji santrali için 5.968 adet Batarya Enerji Depolama Sistemleri başvurusu alındı. Ayrıca, Türkiye’de onaylanan ön lisansların toplam kapasitesi Eylül 2024 itibarıyla 658 başvuruyla 34 GWh’ye ulaştı. Ülkede kurulu ilk depolamalı kapasitelerin 2025 yılının son çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

Yerel Üretim Kapasiteleri Artıyor

Türk üreticiler ve girişimciler, başta Ankara, İstanbul, Antalya ve Kocaeli dahil olmak üzere birçok ilde 1 GWh’nin üzerindeki kapasitelerle Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırım planlarını hâlihazırda açıkladı. Batarya hücresi montaj operasyonlarından işe başlayan sektör oyuncularının çoğunun, küresel şirketlerle gerçekleştirdikleri iş birlikleri sayesinde veya tek başlarına hücre üretimine genişleme planları bulunuyor. Ayrıca, gelişmekte olan yerel Batarya Enerji Depolama Sistemleri üreticilerini korumak amacıyla Ocak 2024’ten beri Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen prizmatik LFP bataryalar için Türkiye’de %30 ek gümrük vergisi uygulanıyor. Talebin büyümesine bağlı olarak ilave kapasite artışları, farklı coğrafyalara ve ülkelere satışlar ile yurtdışı üretim yatırımlar da yerel oyuncuların gelecek büyüme planları arasında bulunuyor.

Büyüme Potansiyelini Yedi Stratejik Kaldıraç Belirliyor

Rapor, Türkiye dahil olmak üzere küresel pazarların çoğunda tekil bir varlık olarak Batarya Enerji Depolama Sistemleri’nin gelecekteki büyüme potansiyelini yedi stratejik kaldıracın belirleyeceğini ortaya koyuyor. Rapor, gelir modellerinin netleştirilmesi, düzenleyici mekanizmalar ve teşviklerin varlığı, yatırım maliyetinin azaltılması, altyapı esnekliği için doğru yerlerin bulunması ve yeni batarya teknolojilerinin izlenmesi gibi temel gelişmelerin gelecekte çok önemli olacağını belirtiyor.  

Batarya Enerji Depolama Sistemleri yatırımcılarının, batarya sistemi gelirleriyle gaz fiyatları arasında artan bir korelasyon olduğu için emtia fiyatlarındaki oynaklığı yatırım analizlerine dahil etmeleri gerekiyor.

Mevcut kapasite piyasası mekanizmaları ve güvenilirlik endişeleri, BESS potansiyelini en üst düzeye çıkarmıyor, bu nedenle piyasayı daha etkili hale getirmek için ek reformlar gerekiyor.

Yüksek sermaye harcaması, batarya hücresi fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı önemli yatırım duyarlılığını gösteren analizlerle projelerin karakterize edilmesine imkân tanıyor.

En uygun konumun belirlenmesi, şebeke tıkanıklığının ve yenilenebilir santral konsantrasyonunun daha yüksek olduğu alanlara daha yakın konumlanarak kâr marjlarının artırılmasını sağlıyor.

Şebeke ara bağlantı gecikmelerine yol açan, düzenleyici çerçeve eksikliğinin izin prosedürleri uzun süredir devam ediyor.

Avrupa batarya hücresi kapasitesinin yaklaşık %70’i, Çin’e artan bağımlılık ve lityumun fiyat oynaklığı nedeniyle risk altında bulunuyor, bu yüzden büyümenin de büyük ölçüde sağlam tedarik zincirine bağlı olması bekleniyor.

Vanadyum akışı gelecekte Li-ion ile rekabet edecek ve yatırım için daha iyi bir iş koşulları sağlayacak. Hidrojen depolama daha uygun maliyetli hale geldikçe de yeni bir alternatif olabilir.

Navlun Endeksindeki Düşüş Devam Edecek Mi ?

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Navlun Endeksindeki Düşüş Devam Edecek Mi

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Navlun Endeksindeki Düşüş Devam Edecek MiUluslararası taşımacılık sektörü, küresel ticaret akışlarının hız kesmesi ve talep dengesizliği nedeniyle dalgalı bir dönemden geçiyor. Küresel ticaretin kritik göstergelerinden biri olan Drewry Dünya Konteyner Endeksi’ne (WCI) göre, konteyner başına ortalama navlun fiyatında bir süredir düşüş gözlemleniyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Globelink Ünimar Hava ve Denizyolu Direktörü Bora Zorlu, deniz taşımacılığındaki genel arz-talep dengelerinin yeniden şekillenmeye başladığının altını çizdi.

Küresel ticaretin yavaşlaması, tedarik zincirinde yaşanan aksamalar navlun fiyatlarındaki düşüşü doğrudan etkiliyor. Özellikle ilk olarak pandemi sonrasında hızla artan talebin etkisiyle navlun fiyatlarında gözlemlenen artış, son aylarda dengelenmeye başladı. Konteyner arzının talebinin karşılanması ve özellikle Asya-Avrupa rotasındaki yük hacimlerinin azalması fiyat gerilemelerini tetikleyen ana faktörler arasında yer alıyor.

Ağustos Ayından İtibaren Kademeli Olarak Düşüş Devam Ediyor  

Ağustos ayından bu yana navlun fiyatlarında kademeli bir gerileme gözlemleniyor. Bunun sonucunda ise, birçok lojistik şirketi daha düşük fiyatlarla rekabet etmek zorunda kalıyor. Ayrıca, yeni gemi teslimatlarıyla birlikte artan konteyner taşımacılık kapasitesi de fiyatların üzerinde baskı oluşturarak düşüş trendini hızlandırıyor.

Yakın Gelecekte Fiyatlarda Yükseliş Beklenmiyor 

Kısa vadede navlun fiyatlarında artış beklenmiyor. Navlun fiyatlarının düşmesinin ardındaki nedenleri çok yönlü ve küresel ticaret dinamikleriyle doğrudan bağlantılı olacak şekilde değerlendirmek gerekiyor. Öte yandan, bu düşüş eğiliminin kalıcı olup olmayacağı da belirsizliğini koruyor. Yılın son çeyreğinde ticaretin yeniden hareketlenmesi ve dünya genelinde ticareti ve tedarik zincirini tehlikeye atan bazı unsurların ortadan kalkmaması durumunda navlun fiyatlarının yakın bir gelecekte yeniden yükselişe geçeceğini ifade etmek mümkün olmayabilir. Lojistik sektörünün, sürdürülebilir piyasa koşullarına karşı esnek ve sürdürülebilir çözümler üretmeye devam etmesi büyük önem taşıyor.

TMSF’den İndirimli Lüks Araç İhalesi

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Tmsf’den İndirimli Lüks Araç İhalesi

TMSF’den İndirimli Lüks Araç İhalesi

Tedarik Zinciri Danışmanlığı Tmsf’den İndirimli Lüks Araç İhalesiTasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), yeni muhammen bedellerle araç ihalesi düzenleyecek.

TMSF daha önceki ihalelerde satılmayan araçları farklı oranlarda indirim yaparak yeniden satışa çıkardı.Aralarında Bentley, Mercedes, Porsche gibi lüks markaların da bulunduğu otomobiller, 7 Kasım tarihinde TMSF’nin Esentepe’de bulunan binasında düzenlenecek ihale ile satılacak.

TMSF Aracılar’a Karşı Uyarmıştı 

TMSF lüks araçları ucuza ayarlayabileceğini iddia eden dolandırıcılara karşı vatandaşları uyarmıştı.

Söz konusu basın açıklamasında “Kamuoyunda ‘çantacı, aracı, komisyoncu’ gibi isimlerle tanımlanan kötü niyetli şahıslara karşı dikkatli olunması gerektiği, duyurusu yapılmadan, çok düşük bedellere araç alınmasının mümkün olmadığı” vurgulanmıştı.

1728630044 Tmsf Logo 11TMSF’nin Resmi İnternet Sitesinde Lüks Araç İhalesinden Başka Araç Satış İhale Duyuruları da Yer Alıyor.

Tüketici İadelerinden Katma Değer Yaratma: Tersine Lojistiğin Rolü

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tüketici İadelerinden Katma Değer Yaratma Tersine Lojistiğin Rolü

Tüketici İadelerinden Katma Değer Yaratma: Tersine Lojistiğin Rolü

Doç. Dr. Gözde MERTSatınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tüketici İadelerinden Katma Değer Yaratma Tersine Lojistiğin Rolü

İstanbul Nişantaşı Üniversitesi – İşletme Bölüm Başkanı

“Tüketici İadelerini Değerli Kılın: Tersine Lojistikle Sürdürülebilir Kazançlar Yaratın!” – Doç. Dr. Gözde MERT

Günümüzde işletmeler, müşteri taleplerine hızlı ve etkili yanıt verebilmek için sadece ileriye dönük tedarik zinciri süreçlerini değil, aynı zamanda geri dönüş süreçlerini de dikkatle yönetmek zorundadır. Bu bağlamda, tersine lojistik (reverse logistics) kavramı, özellikle tüketici iadeleri üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Tersine lojistik, tüketicilerden gelen ürün iadelerinin yeniden kullanılması, geri dönüştürülmesi veya yeniden pazarlanması gibi süreçleri kapsar. İşletmelerin doğru uyguladığı tersine lojistik stratejileri, müşteri memnuniyetini artırırken çevreye ve işletme kârlılığına da pozitif etkiler sağlar.

Tersine lojistik, tedarik zincirinde ürünlerin üretimden müşteriye ulaşmasının ardından, iade edilen ya da kullanım ömrünü tamamlamış ürünlerin, yeniden değerlendirildiği süreçleri ifade eder. Bu süreç, ürünlerin üreticiye ya da belirli merkezlere geri gönderilmesi, tamir edilmesi, yenilenmesi, yeniden paketlenmesi, yeniden satılması veya geri dönüştürülmesi gibi çeşitli aşamaları içerebilir. Geleneksel lojistikten farklı olarak tersine lojistik, ürünün ömrünü tamamladıktan sonra başlayan bir süreçtir ve işletmelere hem ekonomik hem de çevresel anlamda çeşitli avantajlar sunar.

Tersine lojistiğin önemi, özellikle e-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte artmıştır. Tüketicilerin online alışveriş yaparken ürünleri kolayca iade etme talepleri, işletmeleri geri dönüş süreçlerini daha etkin yönetmeye zorlamaktadır. Müşteri memnuniyetini sağlamak için sorunsuz bir iade süreci sunmak, işletmelerin rekabet avantajı kazanmasına yardımcı olur. Ayrıca, tersine lojistik, çevresel sürdürülebilirliğin bir parçası olarak, geri dönüşüm ve atık yönetimi politikalarıyla işletmelerin karbon ayak izini azaltmasına katkıda bulunur. İşletmeler için tersine lojistiğin faydalarını şu başlıklar altında sıralayabiliriz:

Müşteri Sadakati: Kolay ve sorunsuz iade süreçleri, tüketicilerin markaya olan güvenini artırır. Tüketici iade politikalarının şeffaf ve müşteri odaklı olması, müşteri sadakatini besler.

Maliyet Tasarrufu: Yeniden kullanılabilir ürünler, geri dönüştürülebilir malzemeler ve enerji tasarrufu sağlayan süreçler, işletmelerin maliyetlerini düşürmesine yardımcı olur. Tersine lojistik, atılacak ürünlerin yeniden değerlendirilerek gelir getiren unsurlar haline dönüşmesini sağlar.

Çevresel Sürdürülebilirlik: Tersine lojistik, atık azaltma ve geri dönüşüm süreçleriyle çevre dostu uygulamaları destekler. Sürdürülebilir iş modelleri, tüketici nezdinde daha değerli görülmekte ve marka itibarını olumlu yönde etkilemektedir.

Mevzuata Uyum: Birçok ülkede çevreye duyarlı lojistik süreçlerini teşvik eden yasalar yürürlüğe girmiştir. Tersine lojistiği başarılı bir şekilde uygulamak, işletmelerin bu yasal düzenlemelere uyum sağlamasını kolaylaştırır.

Tersine Lojistik ve E-Ticaret

E-ticaretin hızla yaygınlaşmasıyla birlikte tüketici iadeleri de büyük bir artış göstermiştir. Geleneksel perakendecilikte tüketici iadeleri daha sınırlıyken, e-ticarette bu oranlar çok daha yüksektir. Bu durum, işletmelerin geri dönüş süreçlerine daha fazla yatırım yapmalarını zorunlu kılmaktadır. Tüketicilerin internet üzerinden satın aldıkları ürünleri deneme imkanı olmaması, iadelerin artmasının başlıca nedenlerinden biridir. Örneğin, kıyafet ve ayakkabı gibi ürünlerde beden uyumsuzluğu, tüketicinin ürünü iade etmesine neden olabilir. Tüketici iadelerinin işletmeler üzerindeki etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

Lojistik Maliyetlerindeki Artış: İadeler, işletmelerin hem ileri hem de geri yönlü lojistik süreçlerini artırır. İade edilen ürünlerin yeniden stoklanması, kalite kontrol süreçleri ve yeniden paketlenmesi gibi işlemler ekstra maliyetler yaratır.

Stok Yönetimi Zorlukları: İade edilen ürünlerin stok yönetimi, lojistik süreçlerini daha karmaşık hale getirir. İade edilen ürünlerin durumu, tekrar satılabilir olup olmaması ve depolama süreçleri, işletmeler için zaman ve maliyet kaybı yaratabilir.

Müşteri Memnuniyeti ve Sadakati: E-ticaret işletmeleri, müşteri iadelerini sorunsuz bir şekilde yönetemedikleri takdirde müşteri memnuniyetini kaybedebilirler. Tersine lojistik süreçlerinin etkin yönetimi, bu tür olumsuzlukların önüne geçerek müşteri sadakatini artırabilir.

Tüketici İadelerinden Katma Değer Yaratma

Tüketici iadelerinden katma değer yaratma süreci, işletmelerin kâr marjlarını artırmak ve sürdürülebilir iş modelleri oluşturmak için önemlidir. İade edilen ürünlerin etkin bir şekilde değerlendirilmesi, ürünlerin yeniden satılabilir hale getirilmesi veya yeniden kullanıma kazandırılması, işletmelere ciddi ekonomik avantajlar sağlar.

  1. Yeniden Satış : İade edilen ürünlerin en yaygın değerlendirilme yöntemlerinden biri, ürünlerin yeniden satışa sunulmasıdır. Tüketiciler tarafından iade edilen ancak kullanılmamış ürünler, yeniden paketlenerek veya küçük düzenlemeler yapılarak yeniden satışa sunulabilir. Bu işlem, işletmelerin ürünün tamamını kaybetmesini önler ve iade sürecinde meydana gelen maliyeti telafi eder. Özellikle moda ve teknoloji sektörlerinde, bu yöntem sıklıkla kullanılmaktadır.
  2. Geri Dönüşüm : Tersine lojistik, geri dönüşüm süreçlerinin bir parçası olarak, işletmelere çevre dostu çözümler sunar. Kullanım ömrünü tamamlamış ürünler, ham madde olarak geri dönüştürülerek üretim sürecine kazandırılabilir. Bu sayede hem işletme maliyetleri azaltılır hem de çevresel sürdürülebilirlik sağlanmış olur. Elektronik atıklar, plastik ambalajlar veya kağıt bazlı malzemeler, geri dönüşüm için önemli kaynaklar olarak değerlendirilebilir.
  3. Yeniden Kullanım ve Yenileme : İade edilen veya kullanım ömrünü tamamlamış ürünler, tamir edilip yenilenerek tekrar kullanıma sunulabilir. Bu, özellikle teknoloji ürünlerinde ve elektronik cihazlarda sıkça karşılaşılan bir yöntemdir. Yenilenen ürünler, hem maliyet tasarrufu sağlar hem de tüketiciye daha uygun fiyatlarla sunularak rekabet avantajı yaratır. Örneğin, bir bilgisayar firması, müşteri iadelerini tamir ederek veya parça değişimi yaparak tekrar satışa sunabilir. Böylece işletme, üretim maliyetini düşürerek aynı zamanda kârını artırır.
  4. Sosyal Sorumluluk Projeleri: Bazı işletmeler, iade edilen ürünleri sosyal sorumluluk projeleri kapsamında bağış yaparak değerlendirebilir. Kullanılabilir durumdaki ürünler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılarak hem sosyal fayda sağlanır hem de işletmenin marka itibarı güçlendirilir. Bu tür projeler, tüketicilerin işletmeye olan güvenini artırarak müşteri sadakatini besler.

Tersine Lojistik Süreçlerinin Optimizasyonu

Tüketici iadelerinden katma değer yaratabilmek için tersine lojistik süreçlerinin etkin bir şekilde yönetilmesi ve optimize edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, iade süreçleri işletme için büyük bir maliyet yükü haline gelebilir. Bu süreçlerin optimize edilmesi için şu stratejiler uygulanabilir:

Teknoloji Entegrasyonu: Tersine lojistik süreçlerinde teknoloji kullanımı, verimliliği artırmak adına kritik bir rol oynar. Otomatik iade yönetim sistemleri, depolama süreçlerinde kullanılan robotlar ve veri analitiği gibi teknolojiler, iade süreçlerinin hızlandırılmasına ve maliyetlerin düşürülmesine yardımcı olur.

İade Politikasının İyileştirilmesi: İşletmelerin müşteri dostu bir iade politikası geliştirmesi, hem müşteri memnuniyetini artırır hem de iade süreçlerini daha verimli hale getirir. İade politikalarının açık, anlaşılır ve kolay uygulanabilir olması, tüketicilerin işletmeye olan güvenini artırırken tersine lojistik süreçlerinin daha sorunsuz işlemesini sağlar. Ayrıca, iade sürelerinin sınırlandırılması ve belirli koşulların uygulanması, işletmelerin maliyetlerini kontrol altında tutmasına yardımcı olabilir.

İade Süreçlerinde Veri Analitiği: Veri analitiği, tersine lojistik süreçlerini iyileştirmek için kritik bir araçtır. Tüketici iadelerinin hangi ürünlerde daha sık yaşandığını, iadelerin nedenlerini ve hangi müşteri segmentlerinin daha fazla iade yaptığını analiz etmek, işletmelerin sorunlu noktaları tespit etmesini sağlar. Bu sayede, ürün kalitesini iyileştirmek veya müşteri beklentilerine daha iyi yanıt vermek için gerekli aksiyonlar alınabilir.

Partnerlerle İş Birliği: Tersine lojistik süreçlerinin yönetiminde, işletmelerin kargo şirketleri, geri dönüşüm merkezleri ve yenileme servisleri gibi üçüncü parti hizmet sağlayıcılarla iş birliği yapması önemlidir. Bu tür iş birlikleri, iade süreçlerinin daha hızlı ve etkili bir şekilde yönetilmesine katkıda bulunur. Ayrıca, iade edilen ürünlerin uygun şekilde sınıflandırılması ve doğru kanallara yönlendirilmesi, sürecin verimli olmasını sağlar.

Sürdürülebilir Ambalajlama: İade süreçlerinde kullanılan ambalajların sürdürülebilir olması, hem maliyetleri azaltır hem de çevreye olumlu katkı sağlar. Tekrar kullanılabilir ambalajlar, ürünlerin güvenli bir şekilde geri dönmesini sağlarken, geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımı çevresel etkileri minimize eder. Bu durum, tüketicilerin çevre dostu markaları tercih etme eğilimi göz önüne alındığında, işletmelerin rekabet avantajını da artırır.

Tersine Lojistiğin Geleceği ve İşletmeler İçin Stratejik Öneriler

Gelecekte tersine lojistiğin önemi, çevresel sürdürülebilirlik ve müşteri beklentilerindeki değişimler doğrultusunda daha da artacaktır. İşletmeler, hem ekonomik hem de çevresel kazanımlar elde edebilmek için tersine lojistik süreçlerine daha fazla yatırım yapmalıdır. Bu kapsamda önerilen bazı stratejik yaklaşımlar şunlardır:

Döngüsel Ekonomi Modeline Geçiş: Döngüsel ekonomi, ürünlerin ömrünü uzatmayı ve atıkları minimize etmeyi amaçlayan bir iş modelidir. Tersine lojistik bu modelin önemli bir parçasını oluşturur. İşletmeler, ürünlerinin geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir olmasına odaklanarak döngüsel ekonomi modelini benimseyebilir. Bu yaklaşım, kaynakların verimli kullanılmasını sağlayarak hem çevresel hem de ekonomik açıdan işletmelere fayda sağlar.

Ürün Tasarımında Geri Dönüşüm ve Yenilenebilirlik: Ürün tasarımı, tersine lojistiğin başarısı üzerinde doğrudan etkili bir faktördür. Ürünlerin kolayca geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir bileşenlere sahip olması, tersine lojistik süreçlerini daha verimli hale getirir. Bu nedenle, işletmeler ürün tasarım aşamasında geri dönüşüm ve yenilenebilirlik unsurlarını göz önünde bulundurmalıdır.

İleri Teknoloji Kullanımı: İleri teknoloji, tersine lojistik süreçlerini hızlandırmak ve maliyetleri düşürmek için önemli bir araçtır. Blok zinciri (blockchain) teknolojisi, iade edilen ürünlerin izlenebilirliğini sağlayarak süreçlerde şeffaflığı artırabilir. Aynı şekilde, yapay zeka ve makine öğrenimi algoritmaları, iadelerin nedenlerini analiz ederek işletmelere daha iyi kararlar alma imkanı tanır.

Müşteri İletişiminin Güçlendirilmesi: Tüketicilerin iade süreçlerine dair beklentileri giderek artmaktadır. Bu nedenle işletmeler, müşteri iletişimini güçlendirmeli ve tüketicilere iade süreçleri hakkında net bilgi sağlamalıdır. İade politikalarının basit ve şeffaf olması, müşteri memnuniyetini artırırken tersine lojistik süreçlerini daha yönetilebilir hale getirir.

Tersine lojistik, günümüz iş dünyasında sadece maliyet yönetimi açısından değil, aynı zamanda müşteri memnuniyeti ve çevresel sürdürülebilirlik açısından da kritik bir rol oynamaktadır. Tüketici iadelerinden katma değer yaratma süreci, işletmelerin sürdürülebilir büyüme stratejilerinde önemli bir yer tutar. İade edilen ürünlerin yeniden değerlendirilmesi, geri dönüştürülmesi veya yeniden satışa sunulması, işletmelere hem ekonomik kazançlar sağlar hem de çevresel etkileri minimize eder.

Gelecekte, tersine lojistik süreçlerinin optimizasyonu ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar, işletmelerin rekabet avantajı elde etmesinde belirleyici olacaktır. İleri teknoloji entegrasyonu, müşteri odaklı iade politikaları ve döngüsel ekonomi modeli gibi stratejiler, işletmelerin tersine lojistik süreçlerinden maksimum verim almasını sağlayacaktır. Bu süreçlerin doğru yönetimi, işletmelerin sadece maliyetlerini azaltmakla kalmayıp aynı zamanda çevreye ve topluma olumlu katkılar sunmasına da olanak tanır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Tüketici İadelerinden Katma Değer Yaratma Tersine Lojistiğin RolüDoç. Dr. Gözde MERT

İstanbul Nişantaşı Üniversitesi

İşletme Bölüm Başkanı

www.gozdemert.com

gozde.mert@nisantasi.edu.tr

mertgozde@yahoo.com

Mikro Yönetim ve Mikro(bik) Yönetici

Mikro Yönetim

Mikro Yönetim ve Mikro(bik) Yönetici

ZAFER URFALIOĞLU

Dikkat Zorunlu Uyarıdır: Bu yazıda anlatılan “Mikro Yönetim” yapan “Mikro(bik) Yönetici” tamamen hayal ürünüdür.

“- Aha, birebir yazmış be!” veya

“- Ay, aynen bizimki valla…” gibi tepkilere neden olsa da gerçek kişi veya kurumlarla bir ilgisi yoktur. Benzerlik tamamen tesadüftür. Hatta böyle bir yönetici zaten yoktur. Yani ben şahsen, hiç görmedim.

Peki, nedir bu Mikro Yönetim?

Mikro Yönetim, yönetmesi gereken sürecin girdileri ve çıktıları yerine astlarını gözlemleme ve kontrol etmeye aşırı odaklanmış Mikro(bik) Yöneticilerde, sürecin tüm detaylarına takıntılı olma gibi davranışlarla karşımıza çıkan bir yönetim tarzıdır.

Mikro Yönetim genellikle;

Mikro Yönetim– Olumsuz bir çağrışım taşır,

– İşyerinde özgürlük ve güven eksikliği yaratır,

– “Genel Resim” ve daha büyük hedefler pahasına ayrıntılara aşırı odaklanmayı ifade eder.

Sözlüklerde;

– “Özellikle aşırı kontrol veya ayrıntılara dikkat içeren yönetim” Merriam-Webster

– “Yönetimde küçük ayrıntılara dikkat etme: küçük ayrıntılara aşırı dikkat ederek bir kişiyi veya durumu kontrol etme” Encarta

– “Küçük ayrıntılara aşırı dikkat ederek yönetim veya kontrol” Dictionary.com gibi tanımlandığını görürüz.

Çoğu zaman böyle en küçük ayrıntılara kadar inme takıntısı, önemli ayrıntılara odaklanmanın kaybolmasıyla doğrudan bir yönetim başarısızlığına neden olur da farkına bile varamayız. Bizim Küçük Esnaf buna yıllardır kendi aralarında; “Arkadaş denizden geçtik de çayda boğulduk ya la…” derler.

Peki, Mikro(bik) Yöneticinin Belirtileri Nelerdir?

– Bir yöneticiden beklenmeyen görevler hakkında direkt talimatlar vermek ama asıl sorumluluk isteyen faaliyetlere zaman ayırmamak.

– Bir sürecin her adımından haberdar olmak, izlemek, bilgi istemek, değerlendirmek ve hatta kararlar almak.

– Astların kendilerine danışmadan bir karar almasına tepki göstermek. (Bu alınan kararlar astların yetki düzeyi dahilinde olsa bile, rahatsız olmak.)

– Sıklıkla gereksiz ve aşırı ayrıntılı raporlar talep etmek.

– Sürekli ve ayrıntılı performans geri bildirimi talep etmek.

– Genel performans, kalite ve sonuçlar yerine prosedürel ayrıntılara (genellikle de gereğinden daha ayrıntılı) aşırı odaklanmak.

Görece olarak önemsiz kalan konulara olan bu mikro odaklanma, genellikle;

– Kararları geciktirir,

– Hedefleri ve amaçları bulandırır,

– Çalışanlar arasındaki bilgi akışını kısıtlar ve

– Sürecin çeşitli yönlerini farklı ve genellikle zıt yönlere yönlendirir.

Bu tür bir verimsizlik altında, bir Mikro(bik) Yöneticinin tek başına kontrolü elinde tutma çabası ve böyle bir yönetim tarzını da ekibe bulaştırması, organizasyonun geleceği için büyük tehlikedir. Bu durumu normal sanıp, kendi departmanlarında da uygulamaya başlayan Minik Minik Mikro(bik) Yöneticiler her yeri sarıverir.

Özellikle narsisistik eğilimler sergileyen ve/veya kasıtlı olarak ve stratejik nedenlerle Mikro Yönetim uygulayan Mikro(bik) Yöneticilerin, astlarına iş devretmesi ve ardından bu astların performansını Mikro Yönetmesi yaygındır; bu da söz konusu Mikro(bik) Yöneticilerin hem olumlu sonuçlardan pay almalarını hem de olumsuz sonuçlardan kaynaklanan sorumluluğu astlarına yüklemelerini (Halk arasında “Kitleme” olarak geçen eylem) sağlar.

Bu Mikro(bik) Yöneticiler böylece başarısızlıktan kaynaklanan sorumluluğu devrederler ancak başarıya veya en azından başarısızlığın azaltılmasına yol açacak alternatif eylemlerde bulunma yetkisini asla devretmezler. (Ne güzel ya…)

Mikro Yönetimin en uç örnekleri, işyerinde zorbalık ve narsisistik davranış ile yakından ilişkili bir yönetim patolojisini oluşturur.

Mikro yönetim, bağımlılığa benzer! 

Çoğu Mikro(bik) Yönetici, bir yaşam biçimi olarak başkaları üzerinde kontrol sahibi olmaya bağımlı olur. Etraflarındaki herkes bunu gözlemlese bile, bağımlılıklarını kendileri fark edip kabul etmekte başarısız olurlar.

Bazı (!) Mikro(bik) Yöneticiler iyi niyetli olsalar da, Mikro Yönetim çoğunlukla güven ve saygı eksikliğinden kaynaklanır. İnsanların Mikro Yönetim yapmasının yaygın nedenleri şunlardır:

  • – Süreç üzerindeki kontrolün kaybedilmesi korkusu.
  • – Kendi işlerinden daha üstün görülen bir işin onları yetersiz gösterebileceğine inanmak.
  • – Aşırı kontrol ve hakimiyet ihtiyacı.
  • – Kötü öz imaj ve güvensizlik
  • – Yönetimde deneyimsizlik

İyi de, bu güzel insanlar neden bunu yapıyorlar?

Mikro Yönetimin en sık görülen motivasyonları içseldir ve yöneticinin kişiliği ile ilgilidir. Ancak, örgüt kültürü gibi dışsal faktörler de önemli bir rol oynayabilir. Mikro yönetimi tetikleyebilecek diğer faktörler arasında;

– Yönetilen Sürecin Önemi

– Yöneticilik Süresi.

– Daha Önemli İşler ve Daha Zorlu Hedefler yer alır.

Mikro Yönetim, delege etme temellerinin bozulması ve güven eksikliği gibi dinamiklerden de kaynaklanabilir: Bir görev veya süreç belirsiz bir şekilde delege edildiğinde veya yönetici ile işi yapan kişi arasında güven eksikliği olduğunda Mikro Yönetim ortaya çıkabilir.

Önleyici tedbirler arasında net delege etme, iyi tanımlanmış bir hedef ve kısıtlamalar ile bağımlılıkların sağlam bir şekilde kavranması yer alır.

Organizasyona Etkileri Nedir?

Mikro Yönetimin birden fazla potansiyel etkisi vardır; bunlar arasında Hedeflere Ulaşamama, “Genel Resmin” Kaybı, Güven Eksikliği, Çalışanların Hayal Kırıklığına Uğraması veya İlgisizliği ve İş Gücünde Yaratıcılık ve İnisiyatifin Aşınması yer alır.

Dikkat: Bunların herhangi bir kombinasyonu organizasyonda düşmanca bir çalışma ortamına yol açabilir.

Organizasyonu kaplayan Mikro Yönetim Örüntüsü; astlara, çalışmalarının veya onların fikirlerinin yöneticisi tarafından dikkate alınmadığını hissettirir ki bu da Bireysel İşgücü Kopukluğuna yol açabilir. Kopmuş çalışanlar görevlerine zaman ayırırlar ancak görevleri için çaba harcamazlar ve yaratıcılık katmazlar.

Bu olgunun etkileri, işin bir uzman çalışandan diğerine devredildiği durumlarda daha kötüdür. Böyle bir durumda, yukarı akıştaki çalışanlar arasındaki ilgisizlik yalnızca kendi üretkenliklerini değil, aynı zamanda aşağı akıştaki meslektaşlarının üretkenliğini de etkiler.

Olumsuz etkileri (Şu ana kadar olumlu birşey de görmedik zaten):

– Çalışanların moralini bozmak.

– Her işte gecikme. (Dolayısıyla acele işler)

– Azaltılmış sahiplik.

– Azalan çalışan tutma oranı. (Turnover)

– Çalışanlar arasında artan stres.

Sonuç mu?

Sonuç şu; vaktiyle her sözün altında başka anlamlar arayan evhamlı ve alıngan biri varmış. Güzelliği göz kamaştırır ancak alınganlığı ve evhamı bu güzelliğinin önüne geçermiş.

Yüzünde iki tarafa sarkan zülüfleri varmış. Bu zülüfleri bukle bukle sarkan ipeklere benzetmişler, ancak bizim güzel gücenmiş: ”Demek benim zülüflerim ipek telleri gibi cansız ve ruhsuz geldi size öyle mi..” diyerek sitemde bulunmuş.

Bir gün yine sert ve hoyratça esen bir rüzgara karşı: ”Bu güzel Zülüfleri neden dağıtıyorsun” diye söylenmişler. Tabi evhamlı ve alıngan güzelimiz bu cümleye de bir mana yüklemiş. “Anladım, sen rüzgarı bahane ederek benim dağınıklığımı yüzüme vurmak istiyorsun. Saçlarımı da taramadığımı ima ediyorsun” demiş.

Zavallı insanlar artık o hale gelmiş ki, “Ne desem Zülf-i-yare dokunuyor” diyerek, Zülüf sözünü artık ağzına alamaz olmuşlar.

İşte sonuç bu kadar kısa!

Saygılarımla

ZAFER URFALIOĞLU

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – VI

Müzakere Teknikleri Eğitimi
Yöneticiler Için Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Eğitimi
Yöneticiler için Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi. İleri Seviye Eğitim Teklif Almak için: egitim@satinalmadergisi.com

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – VI
Prof. Dr. Murat ERDAL – İstanbul Üniversitesi
egitim@satinalmadergisi.com 

İYİ MÜZAKERE YÖNETİCİSİ OLMA YOLUNDA ADIM ADIM

Müzakere Teknikleri Eğitimi
Eğitim teklifi almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com adresine iletebilirsiniz.

Satınalma dergisi olarak eğitimlere daima önem verdik. Bu kapsamda sektörün gelişimine yönelik konferanslar, webinarler ve eğitimler düzenliyoruz. Raporlar, e-kitaplar hazırlıyoruz.
E-mağaza ve talep havuzu uygulamalarımız ile alıcıları ve satıcıları bir platform üzerinde buluşturuyoruz.

Tüm şirketlerimizin eğitim ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirdik.
Kapsamlı eğitim programları oluşturduk.

Çalışma pratikleri açısından zengin içeriğe sahibiz. Pazarlık becerilerini geliştirmek ve bu alanda düzenli ilerlemek isteyenler için e-kitap tavsiye ediyorum.

E-Kitap:

  • Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri; Eğitim Vakaları, Testler, Pazarlık Oyunları, Baskı, Prof. Dr. Murat ERDAL, 2022

Profesyonel üyelik işlemlerini tamamlayarak e-kitaba erişim sağlayabilirsiniz.

 Mesleki gelişime yönelik hazırladığımız testlerimiz:

  • MÜZAKERE EĞİTİM TESTLERİ
  • SATINALMA EĞİTİM TESTLERİ
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİM TESTLERİ

Geçmiş dönemlerde yayınladığımız tüm testlerin linkini bu sayfanın sonunda bulabilirsiniz.

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ EĞİTİMİ

  • BİR LİDER GİBİ MÜZAKERE EDİN.

Gündelik iş yaşamı müzakerelerle dolu. Firma çevresi farklı bir atmosfere sahip. Gün içerisinde pek dikkat etmesek te çok sayıda kişi ile iletişime girip çeşitli müzakereler yürütüyoruz. Tedarikçiler, müşteriler, bölüm arkadaşlarımız, yöneticiler ve kamu otoriteleri…

Müzakereler işimizin doğası.

Pazarlık Taktikleri Söz
Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi

İnsanlarla iyi iletişim kurmayı ve doğru müzakere etmeyi isteriz. Fakat işin içine duygular, eksik veya hatalı bilgiler, iş temposu eklenince üzerinde yeterli düşünmeye ve hazırlanmaya pek vakit bulamayız. Hızlı düşünüp hızlı konuştukça da sıklıkla hata yaparız. Bu bölümün temel amacı, kariyer yolculuğunuz devam ederken liderlik yeteneklerinizin gelişimine katkı sağlamak.

Birçok kişi iş hayatının ilk yıllarını biraz sendeleyerek bolca hata yaparak geçiriyor. Sert müzakerelerden özellikle ticari pazarlıklardan kaçınıyor. İnisiyatif almadan, fırsat ve risklerden uzak durmak ister istemez başarıyı da uzaklaştırabiliyor. Şirket içerisinde yükselmek, hak ettiğinizi düşündüğünüz noktaya gelmek vakit alabiliyor.  Usta müzakereciler ise bir adım öne çıkıyor.

MÜZAKEREDE KAZANAN TARAF SİZ OLUN.

Ustalaşmak elinizde.

Müzakere alan farkındalığınızı geliştirmek isteyenler için harika bir pratik çalışma sizi bekliyor.
Bu kısımda yer alan pratikler üzerine düşünen arkadaşlarımızın iş hayatında hedeflerine daha sağlam adımlarla yürüyeceklerine inanıyorum.

Kahvenizi alın.  Başlıyoruz.

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test VI
TOPLAM 10 SORU 

1- Müzakerelerde taraflar hangi durumda daha iyi hissederler ?

a) Acil çözüm içerdiğinde
b) Tek taraflı bir taviz olduğunda
c) Karşılıklı adımların atıldığında
d) Oldu bitti durumlarında
e) Yukarıdakilerin hepsi.

2 – Müzakere sürecinde hedef nokta;

a) Müzakerecinin en alt sınırı.
b) Bir müzakerecinin müzakereleri sonuçlandırmak istediği nokta.
c) Bir müzakerecinin rakibine sunduğu ilk teklif.
d) Satıcı tarafından belirlenen ilk fiyat.
e) Yukarıdakilerin hiçbiri hedef noktayı tanımlamaz.

Tam erişim için profesyonel üyelik gereklidir. Üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz. Üye iseniz giriş yapınız.
Hesap Oluştur
Muzakere Teknikleri Egitimi3
Eğitim teklifi almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com adresine iletebilirsiniz.

Her gün mesleki gelişiminize 15 dakika zaman ayırın.

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ – EĞİTİM YAZI DİZİSİ

PAZARLIK TAKTİKLERİ

TESTLER

 ANKET

Kitap Önerileri :

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com 


ÖĞRENME MERKEZİ TEST ARŞİVİ

MÜZAKERE EĞİTİMİ  

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – I 

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – II

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – III

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test IV

Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Test – V 

SATINALMA EĞİTİMİ

Satınalma Eğitimi Test – 1

Satınalma Eğitimi Test – 2

Satınalma Eğitimi Test – 3

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMİ 

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Test 1

Sürdürülebilirlik Eğitimi – Test 2 

Başarılar dilerim.

EĞİTİM KOORDİNATÖRÜ
Prof. Dr. Murat ERDAL
İstanbul Üniversitesi
egitim@satinalmadergisi.com 

E-Kitap:

  • Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri; Eğitim Vakaları, Testler, Pazarlık Oyunları, Baskı, Prof. Dr. Murat ERDAL, 2022

Profesyonel üyelik işlemlerini tamamlayarak e-kitaba erişim sağlayabilirsiniz.

E Kitap Müzakere Teknikleri
Profesyonel üyelik işlemlerini tamamlayarak e-kitaba erişim sağlayabilirsiniz.

Alım Talebi: Yemeklik Kuru Fasulye ve Nohut

Alım Talebi Yemeklik Kuru Fasulye Ve Nohut

Bir firmamız için, endüstriyel yemek imalatında kullanılmak üzere, 1 ton kuru fasulye ve 1 ton nohut alımı yapılacaktır. Kuru fasulyenin cinsinin dermason, nohutun cinsinin koçbaşı olması istenilmektedir. Teslim yeri İstanbul – Esenyurt olup, ödeme şekli nakittir (peşin).

İlgili olan üretici ya da satıcıların, ürünlerin kalibresi, sahip olunan gıda sertifikaları, ürünlerin spekleri ve diğer teknik detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Yemeklik Kuru Fasulye Ve Nohut

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (750 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup, bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Endüstriyel Barkod Yazıcı ve Endüstriyel Barkod Okuyucular

Endüstriyel Barkod Yazıcı Ve Endüstriyel Barkod Okuyucular

Endüstriyel Barkod Yazıcı ve Endüstriyel Barkod Okuyucular

Endüstriyel Barkod Yazıcı Ve Endüstriyel Barkod OkuyucularCavit SOY

Satın Alma uzmanı olarak çalışan arkadaşlarımı yakından ilgilendiren “Endüstriyel Barkod Yazıcı ve Okuyucular” hakkında araştırma yaptım. Özellikle satın alırken nelere dikkat etmemiz lazım, tedarikçi bizden neler ister, ihtiyaç/fiyat/performans değerlendirmesi için hangi kriterler göz önüne alınır gibi soruların cevaplarını aradım. Umarım meslektaşlarıma faydalı olur.

Bu konuda Çamlıca Barkod firmasından Yüksel Samutoğlu’na destekleri için teşekkür ederim.

Endüstriyel Barkod Yazıcılar

Barkod Yazıcı

Endüstriyel Barkod Yazıcılar, büyük hacimli baskı ihtiyaçları olan üretim, depo ve lojistik gibi sektörlerde kullanılan, dayanıklı ve yüksek performanslı yazıcılardır. Uzun süreli ve zorlu çalışma ortamlarına dayanıklı olarak tasarlanmışlardır. Endüstriyel barkod yazıcı satın alırken, işletmenizin ihtiyaçlarına uygun olan cihazı seçmek için bazı teknik özelliklere dikkat etmek gerekir.

Endüstriyel Barkod Yazıcı Türleri:

  1. Doğrudan Termal Yazıcılar:
    • Bu yazıcılar, baskıyı ısıya duyarlı etiketlere direkt olarak yapar. Termal ribon kullanmadan, yalnızca ısı ile baskı alınır. Etiketler kısa süreli kullanımlar için uygundur çünkü zamanla ve ışığa maruz kaldıkça silinebilirler. Fiyat olarak uygun olsa da, etiketlerin kalıcılığı sınırlıdır.
  2. Termal Transfer Yazıcılar:
    • Bu tür yazıcılar, ribon kullanarak kalıcı baskılar oluşturur. Ribon (mürekkep şeritleri), ısı ile etikete aktarılır ve bu sayede baskı daha uzun süre dayanır. Dış mekan kullanımı ya da sert ortamlar için idealdir. Özellikle uzun süreli etiketleme gerektiren işlerde termal transfer yazıcılar tercih edilir.
  1. Endüstriyel Barkod Yazıcı Satın Alma Kriterleri:
  • Baskı Teknolojisi:
    • Termal yazıcılar genellikle endüstriyel kullanımda tercih edilir. Doğrudan termal ve termal transfer seçenekleri arasında, baskı süresi ve malzeme kalıcılığına göre seçim yapılmalıdır. Termal transfer baskılar, daha uzun ömürlü ve dış etkenlere dayanıklıdır.
  • Baskı Hızı:
    • Üretim hattında veya yoğun lojistik işlemlerinde kullanılacaksa, yazıcının dakikada kaç etiket basabileceği önemlidir. Daha hızlı baskı, işlemlerin akıcılığını sağlar.
  • Baskı Çözünürlüğü:
    • Ürün üzerindeki barkodun ve etiketlerin net bir şekilde okunabilmesi için çözünürlük kritik bir unsurdur. Standart çözünürlük genellikle 203 dpi (dots per inch) olup, küçük yazılar veya karmaşık grafikler basmak için 300 dpi veya 600 dpi tercih edilebilir.
  • Dayanıklılık ve Çalışma Ortamı:
    • Endüstriyel yazıcıların, tozlu, nemli veya aşırı sıcak ortamlarda çalışabilmesi gerekir. Metal kasalı ve yüksek dayanıklılığa sahip yazıcılar uzun ömür sağlar.
  • Etiket Boyutu ve Malzeme Uyumluluğu:
    • Yazıcının, işletmenizde kullanacağınız etiket boyutlarını ve malzeme tiplerini destekleyip desteklemediği kontrol edilmelidir. Örneğin, kağıt, sentetik veya polipropilen etiketler farklı kullanım alanlarına göre seçilir.
  • Bağlantı Seçenekleri:
    • Barkod yazıcısının USB, Ethernet, Wi-Fi, Bluetooth gibi çeşitli bağlantı seçeneklerine sahip olması, esneklik ve kolay entegrasyon açısından önemlidir. İşletmenizdeki yazılım sistemleri ile uyumlu olması gerekir.
  • Sarf Malzeme Maliyeti:
    • Yazıcının kullanacağı sarf malzemeler (etiketler, ribonlar) uzun vadeli kullanımda maliyetli olabilir. Bu nedenle toplam sahip olma maliyeti hesaplanmalı ve bütçeye uygun olmalıdır.

Üretim Ortamlarında Endüstriyel Barkod Yazıcı Yerine Giriş Seviyesi Barkod Yazıcı Kullanılabilir mi?

Üretim ortamlarında giriş seviyesi barkod yazıcı kullanmak, bazı durumlarda mümkün olsa da, uzun vadede verimlilik, dayanıklılık ve maliyet açısından sorunlara yol açabilir. İşte bu konuda göz önünde bulundurulması gereken temel faktörler:

  1. Dayanıklılık ve Uzun Ömür
  • Giriş Seviyesi Barkod Yazıcılar: Bu yazıcılar, genellikle perakende veya ofis gibi düşük hacimli ve nispeten temiz ortamlarda kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Üretim ortamları ise genellikle tozlu, nemli, sıcak veya soğuk olabilir ve yazıcıların bu tür zorlu koşullara dayanması beklenir.
    • Giriş seviyesi yazıcılar, sürekli yoğun kullanıma uygun olmadığından, üretim süreçlerinde sık sık arıza verebilir ve bu da iş akışını aksatabilir.
  • Endüstriyel Barkod Yazıcılar: Bu yazıcılar zorlu ortamlar için özel olarak tasarlanmıştır. Üretim alanlarındaki yüksek sıcaklık, toz ve titreşim gibi faktörlere karşı dayanıklıdır. Ayrıca metal kasa, güçlü motor ve uzun ömürlü baskı mekanizmaları gibi özelliklerle sürekli ağır yük altında çalışabilir.
  1. Baskı Hızı ve Hacmi
  • Giriş Seviyesi Yazıcılar: Genellikle düşük baskı hacimleri için tasarlanmışlardır. Dakikada birkaç etiketten yüzlerce etikete kadar baskı yapabilirler, ancak bu hız ve kapasite üretim ortamlarında ihtiyaç duyulan sürekli baskı işlemleri için yetersiz kalabilir.
    • Eğer üretim hattında saniyeler içinde çok sayıda etiket yazdırmanız gerekiyorsa, giriş seviyesi yazıcılar sık sık yavaşlayabilir ya da aşırı yükten dolayı bozulabilir.
  • Endüstriyel Yazıcılar: Dakikada binlerce etiketi hızla basabilir ve 7/24 çalışacak şekilde tasarlanmışlardır. Bu da yüksek hacimli üretim süreçlerinde aksamaları önler ve verimliliği artırır.
  1. Medya Kapasitesi ve Kesintisiz Baskı
  • Giriş Seviyesi Yazıcılar: Genellikle küçük boyutlu rulo etiketler ve sınırlı miktarda şerit (ribbon) kullanır. Bu, sık sık etiket veya şerit değişimi yapmayı gerektirir ve bu da üretim sürecinde duraksamalara neden olabilir.
  • Endüstriyel Yazıcılar: Daha büyük etiket ruloları ve şeritler kullanarak daha uzun süre kesintisiz baskı yapabilirler. Bu da özellikle üretim hattında sürekli çalışmak gereken durumlar için büyük bir avantajdır.
  1. Baskı Kalitesi ve Dayanıklılık
  • Giriş Seviyesi Yazıcılar: Genellikle 203 dpi (dots per inch) çözünürlükte baskı yapar ve daha yüksek çözünürlük gerektiren ince detaylar veya küçük barkodlar için yetersiz olabilir.
    • Üretim ortamlarında bazen etiketlerin yüksek kaliteli, dayanıklı ve uzun süre okunabilir olması gerekebilir (örneğin, dış ortamda saklanan ürünler için).
  • Endüstriyel Yazıcılar: 300 dpi veya 600 dpi gibi yüksek çözünürlüklerde baskı yapabilir ve kimyasal, nem, ısı gibi zorlu koşullara dayanıklı etiketler üretebilir. Ayrıca, endüstriyel yazıcılar çeşitli etiket malzemeleri ile (sentetik, vinil, metalize etiketler gibi) uyumludur, bu da üretim süreçlerinde kritik olabilir.
  1. Bakım ve Servis Maliyetleri
  • Giriş Seviyesi Yazıcılar: Daha düşük maliyetli olmalarına rağmen, sürekli bakım ve sık arızalar nedeniyle uzun vadede maliyetli olabilirler. Ayrıca, bu yazıcıların yedek parçaları ve onarım hizmetleri sınırlı olabilir.
  • Endüstriyel Yazıcılar: İlk yatırım maliyeti daha yüksek olabilir, ancak uzun ömürlü olmaları ve az arıza vermeleri nedeniyle toplam sahip olma maliyeti (TCO) daha düşüktür. Ayrıca, genellikle daha uzun garanti süreleri ve hızlı servis imkanları sunarlar.
  1. Üretim Süreçlerine Entegrasyon
  • Giriş Seviyesi Yazıcılar: Çoğunlukla daha basit sistemlerle entegre edilebilirler. Üretim süreçlerindeki otomasyon sistemlerine veya endüstriyel ağlara bağlanmakta zorlanabilirler.
  • Endüstriyel Yazıcılar: ERP sistemleri, WMS (Warehouse Management Systems) ve otomatik üretim hatları gibi geniş ölçekli yazılım ve donanım çözümleriyle kolayca entegre olabilirler. Ayrıca, kablosuz bağlantı, Ethernet gibi gelişmiş bağlantı seçenekleri sunarlar.
  1. Toplam Sahip Olma Maliyeti (TCO)
  • İlk yatırım maliyeti açısından giriş seviyesi yazıcılar daha cazip görünse de, üretim ortamlarında yaşanan sık arızalar, düşük baskı hızı ve düşük dayanıklılık nedeniyle iş süreçlerinde kesintilere yol açabilir. Bu da uzun vadede iş kayıplarına ve daha yüksek bakım maliyetlerine neden olabilir.

Sonuç:

Üretim ortamlarında giriş seviyesi barkod yazıcılar yerine endüstriyel barkod yazıcıların kullanılması genellikle daha avantajlıdır. Eğer çok düşük bir baskı hacmine ve basit bir üretim sürecine sahipseniz giriş seviyesi yazıcılar bir çözüm olabilir, ancak genel olarak endüstriyel yazıcılar uzun ömür, dayanıklılık, hız ve güvenilirlik açısından çok daha uygundur.

Endüstriyel Barkod Okuyucu

 

Barkod Okuyucu

  • Endüstriyel Barkod Okuyucular, zorlu çalışma ortamlarında kullanılmak üzere tasarlanmış dayanıklı cihazlardır. Depolar, üretim hatları, lojistik merkezleri ve perakende noktaları gibi yoğun kullanıma sahip alanlarda, bu cihazlar barkodları hızlı ve hatasız bir şekilde okuyarak süreçleri optimize eder. Endüstriyel barkod okuyucu satın alırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli faktörler şunlardır:

Endüstriyel Barkod Okuyucular, zorlu çalışma ortamlarında kullanılmak üzere tasarlanmış dayanıklı cihazlardır. Depolar, üretim hatları, lojistik merkezleri ve perakende noktaları gibi yoğun kullanıma sahip alanlarda, bu cihazlar barkodları hızlı ve hatasız bir şekilde okuyarak süreçleri optimize eder. Endüstriyel barkod okuyucu satın alırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli faktörler şunlardır:

  1. Barkod Tipi ve Okuma Teknolojisi:
  • 1D ve 2D Barkod Uyumluluğu:
    • 1D Barkodlar: Genellikle çizgi barkodlar olarak bilinir ve perakende, lojistik ve depo yönetiminde yaygın olarak kullanılır.
    • 2D Barkodlar: QR kodlar gibi daha fazla veri taşıyabilen iki boyutlu barkodlardır. 2D barkod okuyucular, hem 1D hem de 2D barkodları okuyabilir ve daha esnektir. Özellikle 2D barkodlar, ürün bilgileri, seri numaraları ve URL gibi ek bilgiler içerir.
  • Lazer ve Görüntüleyici Teknoloji:
    • Lazer Barkod Okuyucular: 1D barkodları hızlı ve doğru bir şekilde okur. Ancak 2D barkodları okuyamaz.
    • Görüntüleyici (Imager) Teknoloji: Hem 1D hem de 2D barkodları okuyabilir. Görüntüleyici barkod okuyucular, barkodları herhangi bir açıdan okuma yeteneğine sahiptir ve lazer okuyuculara göre daha esnektir.
  1. Okuma Mesafesi:
  • Kısa, Orta ve Uzun Mesafe Okuma:
    • Kullanım alanınıza göre barkod okuyucunun okuma mesafesi önemlidir. Kısa mesafeden barkod okumaları, kasa işlemlerinde ve paketleme hatlarında kullanılırken, uzun mesafe okuyucular depolama ve lojistik alanlarında rafların uzaktan taranmasını sağlar.
    • Bazı endüstriyel okuyucular, birkaç santimetreden 10 metreye kadar okuma mesafesi sunar. Özellikle geniş alanlarda ve depolarda çalışacak okuyucular için uzun mesafe desteği önemli olabilir.
  1. Bağlantı Seçenekleri:
  • Kablolu ve Kablosuz (Bluetooth, Wi-Fi):
    • Kablolu Okuyucular: Veri aktarımında daha stabil olup, sürekli güç kaynağına bağlanabilirler. Sabit bir pozisyonda çalışan kasiyerler veya üretim hattı operatörleri için uygun olabilir.
    • Kablosuz Okuyucular: Bluetooth veya Wi-Fi bağlantısı ile hareket özgürlüğü sağlar. Operatörlerin depo içerisinde serbest hareket etmesini ve geniş alanlarda barkod taramalarını kolaylaştırır. Ayrıca, kablo sınırlaması olmadığı için daha ergonomiktir.
  1. Dayanıklılık ve IP Koruma Sınıfı:
  • IP Sınıfı
    • Endüstriyel barkod okuyucuların zorlu koşullara dayanıklı olması gerekir. IP koruma sınıfı, cihazın suya, toza ve darbelere karşı ne kadar korumalı olduğunu gösterir.
    • IP65 veya IP67 gibi yüksek IP dereceleri, okuyucunun suya ve toza karşı dayanıklı olduğunu gösterir. Bu, depolar veya üretim alanları gibi zorlu koşullarda çalışan cihazlar için önemlidir.
    • Ayrıca, darbe dayanıklılığı önemli bir faktördür. Birçok endüstriyel barkod okuyucu, 1.5-2 metre yükseklikten defalarca düşmeye dayanacak şekilde tasarlanmıştır.
  1. Okuma Hızı:
  • Tarama Performansı:
    • Barkod okuyucunun saniyede ne kadar hızlı barkod tarayabildiği operasyon verimliliği açısından önemlidir. Yüksek okuma hızı, özellikle yoğun operasyonlar sırasında süreçlerin hızlanmasına yardımcı olur. Dakikada binlerce barkod okutabilen yüksek performanslı modeller, büyük lojistik merkezlerinde iş akışını önemli ölçüde hızlandırır.
  1. Ergonomi ve Kullanım Kolaylığı:
  • Ağırlık ve Tutuş:
    • Endüstriyel barkod okuyucuların ergonomik tasarımı, sürekli kullanımda operatörlerin yorulmasını önler. Hafif, rahat tutuş sağlayan okuyucular, uzun süreli kullanımda bile rahatlık sağlar.
    • Tetik ve Tutuş Dizaynı: Tetik kolay ulaşılabilir ve ergonomik olmalı, operatörün rahat bir şekilde barkodları okumasını sağlamalıdır.
  1. Çoklu Barkod Okuma Yeteneği:
  • Tek Seferde Birden Fazla Barkod Okuma:
    • Bazı endüstriyel barkod okuyucular, aynı anda birden fazla barkodu okuyabilme özelliğine sahiptir. Özellikle üretim hatlarında veya depolama işlemlerinde, birden fazla ürün veya paketin üzerindeki barkodların tek seferde okunması büyük bir kolaylık sağlar.
  1. Çalışma Ortamına Uygunluk:
  • Aşırı Sıcaklık ve Nem:
    • Endüstriyel ortamlar genellikle aşırı sıcaklık, soğuk veya nem gibi zorlayıcı koşullara sahip olabilir. Barkod okuyucunun bu tür çevresel faktörlere karşı dayanıklı olması önemlidir. -20°C ile +50°C arası sıcaklıklara dayanabilen okuyucular endüstriyel kullanım için idealdir.
  1. Entegrasyon ve Yazılım Uyumluluğu:Endüstriyel Barkod Yazıcı Ve Endüstriyel Barkod Okuyucular
  • Mevcut Sistemlerle Entegrasyon:
    • Endüstriyel barkod okuyucuların, mevcut yazılım sistemlerinizle (ERP, WMS, POS gibi) uyumlu olması gerekir. Bu uyumluluk, süreçlerin sorunsuz bir şekilde yürütülmesini sağlar.

Cavit SOY

Fintek Sektörünün Geleceği: Yapay Zeka ve Giyilebilir Teknolojiler

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Fintek Sektörünün Geleceği Yapay Zeka Ve Giyilebilir Teknolojiler

Yapay Zeka Ve Tedarik Zinciri Uygulamaları Eğitimi Fintek Sektörünün Geleceği Yapay Zeka Ve Giyilebilir TeknolojilerFintek sektörü, hem dünya genelinde hem de ülkemizde hızla büyümeye devam ediyor. Yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknoloji trendleri, bu alanda giderek daha fazla yer buluyor. 2025 yılında fintek sektöründe belirleyici olacak en önemli trendler arasında yapay zeka ve giyilebilir teknolojiler öne çıkıyor. Yapay zekanın 2025 yılında portföy yönetimi ve yatırım tavsiyeleri gibi alanlarda büyük bir öneme sahip olacağını öngörülüyor.

Son yıllarda hem dünya genelinde hem de ülkemizde hızla büyüyen fintek sektörü, finans hizmetlerini daha erişilebilir ve kullanıcı dostu hale getiriyor. Fütürist Brett King’e göre, akıllı telefonlar son on yılda dünya çapında 1.4 milyar yeni kullanıcıyı finans ekonomisine kazandırdı. Ancak, dünya nüfusunun yarısı hala fintek ekosistemine dahil edilmemiş durumda. Ödeme sistemleri, dijital cüzdanlar, kredi ve finansman, yatırım, kripto para ve sigorta teknolojileri gibi birçok alanda hizmet sunan fintek uygulamaları, yapay zekanın desteğiyle kullanıcı sayılarını hızla artıracak.

Ülkemizde, açık bankacılık, kripto para, blockchain teknolojileri ve “şimdi al, sonra öde” gibi küresel fintek trendleri yaygın olarak kullanılıyor. 2025 yılında bu hizmetler ağırlıklı olarak yapay zeka tarafından yönetilecek. AI teknolojileri, kredi skorlaması, dolandırıcılık tespiti, müşteri hizmetleri ve veri analitiği gibi alanlarda kullanılmaya başlandı.

Şu anda insan etkileşimi ile yönetilen portföy yönetimi ve yatırım tavsiyeleri, 2025 yılında yüksek oranda yapay zekanın önerileri doğrultusunda ilerleyecek. Yapay zeka, kullanıcıları daha iyi tanıyacak ve kişiselleştirilmiş yatırım tavsiyeleri sunacak. Firmasını bu küresel trendlere erken uyumlandırmayı başaranlar “Bugünden geleceği kucaklayarak her zaman bir adım önde olacak  deniyor ve küresel fintek trendlerine hızlı adaptasyonun önemini vurgulanıyor.

2025 yılında fintek sektörünü şekillendiren trendlerden biri de giyilebilir teknolojiler olacak. Akıllı saatlerin ardından, akıllı gözlüklerin önemli giyilebilir teknoloji ürünlerinden biri olması bekleniyor. Brett King bu konu hakkında, akıllı gözlüklerin kullanıcının durumunu değerlendireceğini, ihtiyaçlarını belirleyeceğini ve finansal hizmet katmanlarından yararlanarak anında çözümler üreteceğini belirtiyor. Bu tamamen kişiselleştirilmiş ve anlık hizmetler, bankacılık sektörünü son 20 yıldan çok daha farklı bir noktaya taşıyacak.

2025 yılı itibarıyla bir diğer önemli trend, B2B (business-to-business) hizmetlerin B2C (business-to-consumer) alanında daha etkin hale gelmesi olacak. Önde gelen fintek uzmanlarından bir olan Chris Skinner’a göre; fintek hizmetleri, yatırım bankacılığı, varlık yönetimi ve sigorta gibi B2C alanlarda çok daha yaygın hale gelecek.

Gelecek yılın en önemli fintek trendlerini yapay zekanın güçlenmesi, giyilebilir teknolojilerin bireysel finans süreçlerini anlık olarak yönetmesi ve fintek sektörünün B2B’den B2C’ye kayması olarak özetlemek mümkün.

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.