Zor Dönemlerin Yeni Girişimcilerine Yol Haritası

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Zor Dönemlerin Yeni Girişimcilerine Yol Haritası

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Zor Dönemlerin Yeni Girişimcilerine Yol HaritasıDünya ekonomileri ve işletmeler göz göre göre ayağımızın altından adeta kayarken, bugün işlerinizi nerede nasıl yürüttüğünüze bağlı olarak geliştirdiğiniz tüm senaryoların artık gerçekle bir alakası kalmadı…

Pandemi, Ekonomik Krizler, Maraş Depremi, Rusya-Ukrayna Savaşı, Gazze Saldırıları vb. birçok elim hadise sonrası dünya genelinde tüm ticaret dinamikleri değişti ve değişmeye de devam ediyor. Örneğin pandemi döneminde bir şirket online alışveriş, yemek dağıtımı, video oyunları veya video konferans endüstrilerinde faaliyet gösteriyor ise; otel, restoran, perakende, eğlence veya spor endüstrilerinde faaliyet gösteren bir işletmeye kıyasla oldukça şanslı demekti. Pandemi döneminde bu endüstrilerde bulunan ve şanslı adledilen firmalar, müşterileriyle online iletişim kanallarını arttırmak için geçmişte geliştirdikleri iş modelleri uygulamalarını güncelleştirerek dijitalleşmeye yatırım yaptılar ve bu yatırımlarının karşılığını ise fazlasıyla aldılar.  Şimdi ise durum değişti ve online faaliyetlerden bunalan bireyler daha sosyal etkileşimli faaliyetler içinde bulunmayı tercih ediyor.

Girişimciler Unutmayın!

-Unutmayın girişimciler olarak siz savaşçı, iyimser ve dayanıklısınız! Birçok zor dönemle karşılaşacaksınız ve bu dönemleri zarar görmeden aşacaksınız. Çünkü zor zamanları aşma gücü sizin DNA’larınızda kodlanmış!

-Unutmayın her kriz sınırsız değil ve girişimciler her koşulda her zaman iyi bir iş çıkarabilir!

Bir şirketin karlı ve sürdürülebilir olması için 3 temel varlığa ihtiyacı var:

1-Para (sermayeye erişim)

2-Teknik bilgi ve beceri (know-how) veya belirli bir uzmanlık

3-Ekip (insan gücü)

  1. Varlığınız “Para”

Hayatta kalmak için kazanmak için oynamaya devam edin: Hayatta kalmak için yönetin ve yönetmek sadece kriz zamanı değil kriz aşıldıktan sonraki günlere de hazırlanmanız gerek.

Önceki iş planınızın artık bugünün koşullarıyla alakasız, iş planının modası geçmiş olduğunu kabul edip en kötü senaryo için hazırlanın ve planlayın. Gerçekle yüzleşmeniz gerekiyor.

Şunlara biraz kafa yormalı

-Köpekbalığı olmadan fırsatçı olmak – etik, adil ve vizyoner…

-Finansal Liderlik – Finansal Krizde Ne Yapmalı?

-Gelecekteki Hava Yolculuğu (İş Seyahatleriniz): Dört Saatlik Süreç, Otomatik Check-In, Dezenfeksiyon, Bağışıklık Geçişleri

Kendinize soru? Pandemi döneminin yani 2020’nin başında (Ocak ayında) neredeydiniz? İyi durumda mıydınız, değil misiniz ve neden? Kendinizi 2024’ün ikinci yarısında nerede görüyorsunuz? Bugün nakit hesabında ne kadar paranız var? Önümüzdeki 18 ay boyunca hayatta kalmak için ne kadar paraya ihtiyacınız var? 2025 1. Çeyrek için planınız hazır mı?

Nakit anahtardır. Tüm masraflarınızı gözden geçirmenizin zamanı geldi, nakit tüketiminizi azaltmak için temel ihtiyaç olmayan masrafları kesmelisiniz. Daha çevik olabilmek için sabit maliyetlerinizi değişken maliyetlere dönüştürerek şirketinizi daha yalın hale getirmelisiniz. Pazarlama ve etkinlik maliyetlerini azaltmalı ve şirketinizin günlük aktiviteleri için gerekli olmayan her şeyi kesmelisiniz.

Potansiyel riskleri değerlendirip ve hesaplamalısınız. Aynı zamanda, risk sermayelerinizi yeni piyasa koşullarına göre güncellemelisiniz. Hissedarlarınızla, ortaklarınızla, bankacınızla, sizi desteklemeye ve bu kriz döneminde ve nerede ve ne zaman size yardımcı olmaya hazır olan tüm kişilerle güven ilişkilerinizi gözden geçirmenizde ve sağlamlaştırmanızda fayda var. Gelecek en az 18 aylık dönem için hayatta kalmanıza yardımcı olacak fonunuzu oluşturun ve güvence altına alın; belirsizlik uzun bir süre devam edecek. Unutmayın, video konferansta toplantılar gerçekleştirerek ticaret yapma bugün eskisinden daha çok işe yarıyor. Tabi her ne kadar bir ekran görüntüsüyle güvenin sağlanması ve yeni ticari ilişkiler kurulması oldukça zor ve riskli olsa da…

Yapmayın: Ekonomik sorun ve krizlerin sizin kontrolünüz ve sorumluluğunuz dışında geliştiğini düşünerek, derhal harekete geçin. Yeni eylem planları hazırlamak ve uygulamak için krizin geçmesini beklemeyin.

Yapın: Şirketinizin büyüme hedeflerinden vazgeçmeyin sadece şirketinizi büyümesi için doğru konumlandırın, kriz temellerinizi geliştirmek için en iyi fırsattır.

  1. Varlığınız: Uzmanlığınız, Değer Teklifiniz, Pazarınıza Uygun Ürün

Temel firma yetenek ve becerilerinizi geliştirmek ve daha sağlam hale getirmek için bu fırsatı değerlendirin.

Gelir kaynaklarınızı doğru belirleyin. . Müşteri portföyünüzü analiz edin, müşterileriniz arasından kimlerin zor dönemlerde borçlarını ödeyemeyeceğini tahmin etmeye çalışın. Müşterilerinize vadeli satışı kesin hatta daha hızlı ödeme yapmalarını teşvik edin.

Ürününüz:

Araştırma geliştirme faaliyetlerinizi yürüten ekibinizi zor dönemlerde farklılaşan ihtiyaçlar doğrultusunda ürününüzü geliştirmek için etkin şekilde çalıştırabilirsiniz. Zor dönemlerde parlayan sağlık, gıda, ambalaj, bilişim vb. sektörler için ürün geliştirme stratejinizi doğru belirleyin ve bu stratejileri en etkin bir biçimde uygulayın. Örneğin, bilişim teknolojisi ürünleri geliştiren bir firmanız varsa teknoloji geliştiren ekibinizi çevrimiçi ve ücretsiz açık platformlar gibi yeni teknoloji yazılımları konusunda eğiterek bu alanda araştırma geliştirme faaliyetlerine devam etmelerini isteyebilirsiniz.

Ya da zor koşullarla karşılaştığınızda bu koşulları fırsata çevirmeyi bilin ve değişen dinamikleri pazardaki uyumunuzu geliştirmek için kullanın. Şu soruyu sorun: Tüketicilere değişen koşullar için sunacağınız gerçek değer teklifiniz nedir?

Zor dönemlerde uzun vadede stratejik bir planlama mümkündür. Çünkü bu dönemde kimse sizden kısa vadeli verileri değerlendirerek uzun vadede büyük hedeflere ulaşmanızı bekleyemez. Uzun vadeli stratejinizi yeni şartlara uyarlamaya ve yeni süreçler geliştirmeye çalışın.

Satış ve Pazarlama Ekipleri:

En iyi müşterilerinizle konuşmak ve yenilik yapmak, tüketici bildirimlerini değerlendirmek, ürününüzü neden sevdiklerini ve sizin markanıza neden sadık kaldıklarını anlamak için zaman ayırın. Müşteri verilerinizi derinlemesine inceleyin. Ürününüzde müşteriler açısından hangi özelliklerin eksik olduğunu keşfedin. Müşterinin beklediği özellikleri eklediğiniz ürünü geliştirmek için bu dönemi iyi değerlendirin.

Ayrıca zor dönemler yeni işbirlikleri kurarak yenilik yapma zamanı! Restoranlar yiyecek siparişi almak için hareket geçebilir. Bazı restoranlar her sabah sosyal medya sayfalarında veya hesaplarında bazı tarifler hazırlayıp sunabilir ve takipçiler ise sosyal medya hesabından yemek sipariş edebilir. Restoranların kurye firmalarla işbirliği yaparak müşterilerine yemeklerini gönderebilecekleri yeni gıda teslimatı uygulamalarına geçmeleri avantajlı olacaktır. Her ne kadar zor döneme kadar bu stratejiyi hayal bile etmeseler de…

  1. Varlığınız: Kişiler

“Geleceğinizi ve Çalışma Şeklinizi Yeniden Tasarlayın”

Zor dönemlerden en az zararla kurtulmak için çalışanlarınıza her zamankinden daha fazla bağlı olmalısınız. İletişim çok önemlidir. Günlük iletişiminizi artırın ve çalışanlarınızı rahatlatmak için belirsizliği mümkün olduğunca azaltmaya çalışın. Onlara dikkat edin, koruyun, huzurlu ve güvenli olduklarından emin olun. Bildikleriniz, bilmedikleriniz konusunda ekiplerinize şeffaf, açık ve dürüst olun. Unutmayın, uzaktan çalışma daha fazla esneklik sunar, kendiliğinden alınan kahve zamanı kararları her ne kadar otoriteyi sarssa da bir süre göz yummaya çalışın.

Güven ve tevazu, yönetimsel uygulamalarınızı benimsetmek ve yenilikler yapmak için kritik öneme sahiptir. Takımlarınıza daha yakın olun. Bu dönemde geliştireceğiniz yönetimsel yenilik anlayışınız daha az kontrol ve daha fazla güven olabilir. Çalışma şeklinizi yeniden keşfetmeli ve değiştirmelisiniz. Bu sıkıntılı zaman, farklı kültürel değişimler gerektirir. Çalışanlarınıza nasıl çalışmak istediklerini sormakta tereddüt etmeyin.

2001 krizi sırasında Google, e-Bay, LinkedIn gibi en yıkıcı yenilikçi ve ilginç şirketlerin kurulduğunu unutmayın… 2008 krizinden sonra ise Uber, Instagram, WhatsApp; kriz dönemleri büyük girişimciler için büyük fırsatlardır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Zor Dönemlerin Yeni Girişimcilerine Yol HaritasıYeni dönemin başarılı girişimcilerinin bu yenidünya düzeninde hızla başarıya ulaşabilmeleri için girişimlerini yatırım fonu uygulamaları ve sermaye piyasası araçları kaydileştirilmesini dikkate alarak ve yenilikçi bir yaklaşımla yenilikçi girişim uygulamalarına yönelmeleri oldukça önemli…

Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU

Sıfır Emisyonun Geleceğe Dönüşüm Kazanımları

Satınalma Eğitimi Sıfır Emisyonun Geleceğe Dönüşüm Kazanımları

Satınalma Eğitimi Sıfır Emisyonun Geleceğe Dönüşüm KazanımlarıGünümüzde iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik, küresel gündemin ön sıralarında yer almakta. Fosil yakıtların kullanımının azaltılması ve sıfır emisyona geçiş, bu sorunlarla mücadelede kilit rol oynamaktadır. Sıfır emisyona geçiş, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal birçok fayda da sağlamaktadır. Ekonomik faaliyetlerin çevreye yaşatacağı olumsuz etkilerden arındırılması gerekiyor. Böylece küresel ekonomi daha sürdürülebilir bir sürece girebilir. Bu, küresel ısınmanın zararlı etkilerinden sadece çevrenin değil aynı zamanda ekonomik refahın da korunmasıyla ulaşılabilir. İklim değişikliğini azaltmak pahalıdır ve temelde fosil yakıta dayalı enerji kullanımından uzaklaşmayı gerektiriyor.

Çevresel Kazanımlar

Sıfır emisyona geçişin en belirgin faydası, çevresel etkilerin azaltılmasıdır. Karbon dioksit (CO2) ve diğer sera gazlarının atmosferdeki birikimi, küresel ısınmanın başlıca nedenidir. Fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan bu gazlar, iklim değişikliğine, deniz seviyelerinin yükselmesine ve aşırı hava olaylarının artmasına yol açmaktadır. Sıfır emisyon politikaları, bu gazların salımını azaltarak iklim değişikliğinin hızını yavaşlatacaktır. Ayrıca, hava kirliliğinin azalmasıyla birlikte, halk sağlığı da iyileşecektir. Özellikle büyük şehirlerde, hava kalitesindeki iyileşmeler solunum yolu hastalıkları ve erken ölümlerde azalmaya yol açacaktır.

Ekonomik Kazanımlar

Sıfır emisyona geçiş, uzun vadede ekonomik faydalar da sunmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, yeni iş alanları yaratmakta ve ekonomik büyümeyi teşvik etmektedir. Örneğin, güneş ve rüzgar enerjisi sektörleri, birçok ülkede hızla büyüyen iş kolları haline gelmiştir. Ayrıca, enerji verimliliği ve temiz enerji teknolojilerine yapılan yatırımlar, enerji maliyetlerini düşürmekte ve enerji güvenliğini artırmaktadır. Fosil yakıt ithalatına olan bağımlılığın azalması, enerji arzında daha büyük bir istikrar sağlayacaktır.

Sosyal Kazanımlar

Sıfır emisyona geçişin sosyal kazanımları da göz ardı edilemez. Temiz enerjiye erişim, enerji yoksulluğunu azaltarak toplumun genel refahını artırabilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, yenilenebilir enerji projeleri, kırsal alanlarda elektrik erişimini artırmakta ve yaşam kalitesini yükseltmektedir. Ayrıca, temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaşması, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerini de beraberinde getirmektedir. Bu durum, toplumun çevre bilincinin artmasına ve sürdürülebilir yaşam tarzlarının benimsenmesine katkıda bulunur.

Politik ve Küresel Kazanımlar

Sıfır emisyona geçiş, uluslararası ilişkilerde de olumlu etkiler yaratmaktadır. Küresel iklim anlaşmalarına uyum sağlamak, ülkeler arasındaki iş birliğini ve diplomatik ilişkileri güçlendirmektedir. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik konusundaki liderlik, ülkelerin uluslararası arenada saygınlık kazanmasına yardımcı olmaktadır. İklim değişikliğiyle mücadelede öncü olan ülkeler, diğer ülkelere örnek teşkil ederek, küresel çabaların koordinasyonunu artırabilir.

Sıfır emisyona geçiş, çevresel, ekonomik, sosyal ve politik açıdan birçok fayda sağlamaktadır. İklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olan bu geçiş, aynı zamanda daha sürdürülebilir ve refah dolu bir gelecek için de fırsatlar sunmaktadır. Hükümetler, işletmeler ve bireyler, sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için ortak çaba sarf etmeli ve bu dönüşümü hızlandırmalıdır. Bu şekilde, hem gezegenimizi koruyabilir hem de toplumun genel refahını artırabiliriz. Sürdürülebilir çevre ve yeşil ekonomiye geçiş sürecinin 2050’ye kadar küresel ekonomide büyük fırsatlar oluşturacağı, temiz enerjiye geçişin tüm endüstrilerde rekabeti de artıracağı belirtildi.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Modern Lojistik Çözümleri: 3PL, 4PL ve 5PL Arasındaki Farklar ve Avantajlar

Satınalma Eğitimi Modern Lojistik Çözümleri 3pl, 4pl Ve 5pl Arasındaki Farklar Ve Avantajlar
Satınalma Eğitimi Modern Lojistik Çözümleri 3pl, 4pl Ve 5pl Arasındaki Farklar Ve Avantajlar3. Parti Lojistik (3PL), 4. Parti Lojistik (4PL) ve 5. Parti Lojistik (5PL) Nedir?

Lojistik sektörü, işletmelerin mal ve hizmetlerini daha etkin ve verimli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmak için sürekli olarak evrim geçiriyor. Bu süreçte, 3PL, 4PL ve 5PL gibi çeşitli lojistik hizmet sağlayıcı kavramları ortaya çıkmıştır. Bu kavramlar, hizmetin karmaşıklığı ve kapsamı açısından birbirinden farklılık gösterir. Aşağıda bu kavramların detaylı bir incelemesi ve aralarındaki farklar yer almaktadır.

3. Parti Lojistik (3PL)

Tanım: 3. Parti Lojistik (3PL), işletmelerin tedarik zinciri ve lojistik operasyonlarını dış kaynak kullanarak yöneten bir hizmettir. 3PL sağlayıcıları, taşımacılık, depolama, sipariş karşılama ve dağıtım gibi lojistik hizmetleri sunar.

Hizmetler:

Depolama ve envanter yönetimi

Taşımacılık yönetimi

Sipariş karşılama ve dağıtım

Gümrük işlemleri ve dokümantasyon

Tersine lojistik (iade işlemleri)

Avantajlar:

Maliyet tasarrufu: 3PL hizmetleri, işletmelerin sabit maliyetlerini değişken maliyetlere dönüştürmelerine yardımcı olur.

Esneklik: İşletmelerin büyüme veya küçülme durumlarına hızlıca uyum sağlama imkanı sunar.

Uzmanlık: 3PL sağlayıcıları, lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde uzmanlaşmıştır.

Dezavantajlar:

Kontrol kaybı: İşletmeler, lojistik operasyonlarının bir kısmını veya tamamını dış kaynak kullanarak yönetirken kontrolü kısmen kaybedebilir.

Bağımlılık: 3PL sağlayıcılarına bağımlılık, uzun vadede stratejik esnekliği azaltabilir.

4. Parti Lojistik (4PL)

Tanım: 4. Parti Lojistik (4PL), 3PL hizmet sağlayıcılarının bir adım ötesine geçerek, tüm tedarik zinciri sürecini yöneten ve optimize eden bir stratejik ortaklık modelidir. 4PL sağlayıcıları, çeşitli 3PL sağlayıcılarını ve diğer lojistik hizmetlerini koordine ederek, tüm tedarik zincirinin entegrasyonunu sağlar.

Hizmetler:

Tedarik zinciri tasarımı ve optimizasyonu

Bilgi teknolojisi çözümleri ve veri analitiği

Stratejik planlama ve danışmanlık

Risk yönetimi ve uyum

Performans izleme ve raporlama

Avantajlar:

Kapsamlı yönetim: 4PL sağlayıcıları, tüm tedarik zinciri sürecini kapsayarak işletmelere daha entegre ve verimli çözümler sunar.

Stratejik ortaklık: İşletmeler, tedarik zinciri yönetiminde uzun vadeli ve stratejik ortaklıklar kurabilir.

Teknoloji ve yenilik: 4PL sağlayıcıları, en son teknoloji ve yenilikçi çözümlerle işletmelere rekabet avantajı sağlar.

Dezavantajlar:

Yüksek maliyet: 4PL hizmetleri, genellikle 3PL hizmetlerinden daha yüksek maliyetli olabilir.

Karmaşıklık: 4PL yönetimi, daha fazla koordinasyon ve entegrasyon gerektirir, bu da süreçleri daha karmaşık hale getirebilir.

5. Parti Lojistik (5PL)

5. Parti Lojistik (5PL), dijitalleşme ve e-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan bir lojistik modeli olup, tüm tedarik zincirini entegre eden ve yönetimi tamamen dijital platformlar üzerinden gerçekleştiren bir hizmettir. 5PL sağlayıcıları, ileri teknoloji çözümlerini kullanarak tedarik zinciri süreçlerini optimize eder.

Hizmetler:

Dijital tedarik zinciri yönetimi

E-ticaret lojistiği ve fulfillment hizmetleri

Büyük veri analitiği ve yapay zeka çözümleri

IoT (Nesnelerin İnterneti) ve blockchain entegrasyonu

Robotik ve otomasyon çözümleri

Avantajlar:

Dijital entegrasyon: 5PL hizmetleri, dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tüm tedarik zincirinin entegrasyonunu sağlar.

Verimlilik: Büyük veri analitiği ve yapay zeka kullanımı, lojistik süreçlerin daha verimli ve optimize olmasını sağlar.

Yenilikçi çözümler: 5PL sağlayıcıları, en son teknolojileri kullanarak işletmelere yenilikçi ve rekabetçi çözümler sunar.

Dezavantajlar:

Teknoloji bağımlılığı: 5PL hizmetleri, ileri teknolojilere bağımlıdır ve bu da işletmelerin teknolojik yatırımlarını artırabilir.

Güvenlik riskleri: Dijital platformların kullanımı, siber güvenlik risklerini artırabilir.

3PL, 4PL ve 5PL Arasındaki Farklar

Hizmet Kapsamı:

3PL: Taşımacılık, depolama ve sipariş karşılama gibi temel lojistik hizmetlerini sağlar.

4PL: Tüm tedarik zinciri sürecini yönetir ve optimize eder, 3PL sağlayıcılarını koordine eder.

5PL: Dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tedarik zincirini tamamen entegre eder.

Teknoloji Kullanımı:

3PL: Temel teknoloji çözümleri (örneğin, lojistik yönetim yazılımları) kullanır.

4PL: Gelişmiş bilgi teknolojisi çözümleri ve veri analitiği kullanır.

5PL: Büyük veri analitiği, yapay zeka, IoT ve blockchain gibi ileri teknoloji çözümleri kullanır.

Stratejik Yönetim:

3PL: Operasyonel düzeyde hizmet sağlar.

4PL: Stratejik düzeyde tedarik zinciri yönetimi ve optimizasyonu sağlar.

5PL: Dijital stratejiler ve yenilikçi çözümlerle tedarik zinciri yönetimini dönüştürür.

Maliyet ve Esneklik:

3PL: Daha düşük maliyetli ve esnektir.

4PL: Daha yüksek maliyetli ancak daha entegre ve stratejik çözümler sunar.

5PL: Yüksek teknoloji yatırımları gerektirir, ancak uzun vadede verimlilik ve yenilik sağlar.

3PL, 4PL ve 5PL lojistik hizmetleri, işletmelerin ihtiyaçlarına ve stratejik hedeflerine göre farklı avantajlar sunar. 3PL, temel lojistik hizmetleri sağlayarak işletmelere esneklik ve maliyet tasarrufu sağlar. 4PL, tüm tedarik zinciri sürecini yöneterek daha entegre ve stratejik çözümler sunar. 5PL ise dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tedarik zincirini tamamen entegre eder ve optimize eder. İşletmeler, lojistik hizmet sağlayıcılarını seçerken, ihtiyaçlarını ve stratejik hedeflerini göz önünde bulundurarak en uygun modeli belirlemelidir.

Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’da

Satınalma Eğitimi Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’da

Satınalma Eğitimi Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’daTürkiye’nin en kapsamlı gıda endüstrisi fuarı olan F İstanbul Gıda ve İçecek Ürünleri ve Üretim Teknolojileri Fuarı, katılımcı firmaları dünyanın dört bir yanından gelen binlerce uluslararası alıcıyla buluşturacak. Geçen yıl yüzde 76 büyüme kaydeden fuar, bu yıl değişen dünya koşullarıyla birlikte sektörün bugünü ve geleceğini ele alarak sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi konu başlıklarıyla alanında uzman kişiler tarafından çeşitli konuşmalara, sunumlara ve oturumlara ev sahipliği yapacak.

F İstanbul Gıda İhracat Fuarı, sektörün ihtiyaçlarına yönelik şekillenen ve ülkemizin ihracatını artıracak alternatif ihracatçıları ve ürünleri dünya pazarlarına ulaştıran bir platform olarak öne çıkıyor.

Dünya Aşçılar Birliği Başkanı F İstanbul’da

Dünyaca ünlü siyasi, sanatçı ve spor adamına yemekler yapan Thomas Gugler’in yemeklerini tadanlar arasında; Suudi Arabistan Kralı Salman Bin Abdulaziz Al Saud , Almanya Eski Başbakanı Angela Merkel, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, müzisyen Elton John, Madonna, sporcu Colin Mc Rae gibi daha birçok dünyaca ünlü siyasi, sanatçı ve spor adamı buluyor. Milyonlarca dolarlık bir organizasyonu ve dünya çapında 12 milyon profesyonel şefi yöneten ve alanında Dünya çapında 1500’den fazla kupa ve ödülün sahibi Thomas Gugler 10- 13 Temmuz 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek sektörün en geniş kapsamlı uluslararası fuarı F İstanbul – Gıda, İçecek Ürünleri ve Üretim Teknolojileri Fuarı’nda olacak.

Tüm fuar boyunca gerçekleştirilecek lezzet şovları ile F İstanbul Fuarı hem ticarette hem de damaklarda tad bırakacak. Michelin yıldızlı ünlü şefler ödüllü tariflerini ziyaretçilerle paylaşacak. Ayrıca ünlü birçok şef etkinlik alanında interaktif olarak yemek yaparken, yemeğin inceliklerini, pişirme tekniklerini anlatacak. Kahve demleme tekniklerinden vişneli kuzu kebabına, zeytinli narenciye soslu Trabzon somonundan pancarlı bahar pilavına kadar birbirinden farklı lezzetler ve sunumlar F İstanbul şeflerin alanında olacak. Şef alanının yanındaki bölümde ise gastronomi dünyasına dair konular konuşulacak.

Federal Fuar ve Kongre Yönetimi ile So Fuar grubu organizasyonunda gerçekleşecek olan fuarda F-NEXT etkinlik programı, sektördeki yenilikleri ele alacak panel, konuşma ve oturumlarla katılımcılara yeni bakış açıları kazandırmayı hedefliyor. Ayrıca bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Güvenilir Ürün Platformu Sahnesi, 11 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirilecek etkinliklere ev sahipliği yapacak ve alanında uzman isimleri ağırlayacak.

Teknolojik Yenilikler Işığında Buğdaydan Sofraya Gıda

10 Temmuz’da yapılacak “TÜRES Özel Sahnesi” etkinlikleri kapsamında aralarında Ramazan Bingöl, Vedat Başaran, Kaya Demirer, Sinan Öncel gibi yeme içme sektörü ve iş dünyasının önemli isimleri bir araya geliyor. TÜRES Özel Sahnesi’nde ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı’nın özel oturumu ve Anadolu mutfağının temsilcileri ile şeflerin konuşmacılar arasında yer aldığı farklı nitelikte ve konularda da önemli oturumlar yapılacak.

11 Temmuz Perşembe günü Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşecek olan “Teknolojik Yenilikler Işığında Buğdaydan Sofraya Gıda” oturumunda TUSAF( Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu), Tahıl ve Bakliyat İşleme Teknolojileri, Depolama ve Analiz Sistemleri Derneği Başkanı Prof.Dr. Mustafa Bayram da yer alacak.

“Yapay Zeka Ekseninde Değişen Perakendecilik ve Rekabet” panellerine ek olarak, TÜKONFED Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Komisyonu Başkanı Nurten Sırma moderatörlüğünde İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürü Ahmet Yavuz Karaca’nın da katılımı ile “Gıda Sektöründe Sürdürülebilir Dönüşüm” paneli gerçekleşerek sektöre dair tüm merak edilenler konuşulacak.

12 Temmuz Cuma günü ise Gurme Tv ve Gurme Magazin sahibi Ufuk Güngör koordinesinde “Markalar için Dijital Pazarlamanın Rolü”, “Dünyada ve Türkiye’de Gastronomi Turizmi” ve “Gıda Sektöründe Artan Maliyet Yükü ve Sürdürülebilirlik” panelleri sektörde yer edinmiş değerli konuşmacılar eşliğinde gerçekleşecek.

Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor mu ?

Satınalma Eğitimi Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor Mu ?

Satınalma Eğitimi Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor Mu ?2024 yılı ilk çeyreğinde konut satışları 279 bin adette kaldı ve 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 1,3 geriledi. Bu düşüş, konut fiyatlarındaki ani artış, konut kredisi faiz oranlarındaki yükselme, krediye erişim zorluğu ve ipotekli konut satışlarındaki azalış gibi faktörlere bağlanıyor.Konut kredisi faiz oranları önemli ölçüde arttığı için ipotekli konut satışları düştü. Mevduat faiz oranlarının yüksek olması yatırımcıyı konut alımından uzaklaştırdı. Ancak evini satıp mevduata yatırmayı düşünenler dikkat etsin. Faizler düştüğünde konut fiyatları tekrar yükselişe geçecek. Sattıkları evi almaları zor olabilir” dedi.

KPMG tarafından hazırlanan rapora göre, 2024 yılı ilk çeyreğinde konut satışları 279 bin adette kaldı ve 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 1,3 geriledi. Bu düşüş, konut fiyatlarındaki ani artış, konut kredisi faiz oranlarındaki yükselme, krediye erişim zorluğu ve ipotekli konut satışlarındaki azalış gibi faktörlere bağlanıyor.

İstanbul, 48 bin konut satışı ile Türkiye genelinde en çok konut satışı yapılan şehir oldu. Türkiye’de Mart 2024 itibarıyla konut fiyat endeksi (KFE) 1.230,5 seviyesinde seyrederken, bu değer 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 52 artış gösterdi. Ancak, reel bazda yüzde 9,8’lik bir azalma kaydedildi. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki endeks değerleri nominal olarak bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla yüzde 40,4, yüzde 63,9 ve yüzde 49,5 oranlarında arttı.

Yatırımcı Konut Yerine Mevduat Faizini Tercih Etti

“2020 yılından sonra fiyatlar şişti. Örneğin 10 milyon TL’lik ev 15 milyon TL’den satışa sunuluyordu, bunun nedeni de öncelikle Pandemi, sonradeprem, akabinde yabancıların Türkiye’yi tercih etmesiydi. O zamanlar alıcı çoktu. Bir dönem bundan dolayı da satıcılar istedikleri müşteriyi bulabiliyorlardı ve bundan dolayı da inanılmaz fiyatlar yukarıya balon şeklinde çıktı. Bu süreç bitti ve sonra piyasa aslında gerçekte olması gereken fiyatlara düştü. Yani o 15 milyon TL istenilen evler 10 milyon TL’lere düştü. Tabii ki mevduat faizinin yüksek olması da çok büyük bir etken ev almak yerine paramı mevduat faizine yatırmayı mantıklı bulan yatırımcılardan bu yolu tercih edenler fazla oldu.

Sahte İlanlara Dikkat !

Yabancıya konut satışlarında %70’e varan bir düşüş yaşandığını da belirten gayrimenkul uzmanları, tüketicilerin sahte ilanlar konusunda dikkatli olmaları gerektiğini önemle vurguladı. Emlak fiyatları şişti bunun nedeni de sahte ilanlar diyebiliriz. Sahte ilanlar ile tüketicilere tuzak kuruluyor, kapora ve sahte dolandırıcılar revaçta, evi görmeden hatta mümkünse mal sahibi ile tanışın. Kiralık rakamını aracı firma kurumsal veya cebinizden para transferi ve fotoğraftan diyorlar ki telefonla siz bana kapora gönderirseniz evi sizin için tutarız, aslında öyle bir ev yok fiziki olarak yok sadece bu dolandırıcılık maalesef ki şu anda inanılmaz revaçta.

Evinizi Satmayın! Sonra Almak Çok Zor Olacak

KPMG’nin raporuna göre, inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 59,4’ü herhangi bir kısıtlayıcı faktör olmadığını belirtirken, finansman sorunları yüzde 30,2 ile girişimleri sınırlayan en büyük faktör olarak öne çıktı. Talep yetersizliği ise yüzde 15,8 ile ikinci sırada yer aldı. Banka faizleri şu anda %55 civarında, %25-%30’lara bir şekilde düşecek. O zamanlar ev fiyatları daha da yükselebilir.

Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı

Satınalma Eğitimi Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı

Satınalma Eğitimi Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı“8. Çin-Avrasya Expo” Fuarı, Çin Ticaret Bakanlığı, Çin Dışişleri Bakanlığı, Çin Uluslararası Ticareti Geliştirme Konseyi (CCPIT) ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi Hükümeti tarafından ortaklaşa olarak 26-30 Haziran 2024 tarihleri arasında Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de organize edildi.

Fuar “İpek Yolu’nun yeni fırsatları, Avrasya’nın yeni dinamikleri” temasıyla, 140.000 metrekarelik bir alanda gerçekleştirildi.Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye’yi temsilen etkinliğe 81 m2 bir alanda 4 katılımcı firma ile birlikte katılım sağladı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “8. Çin-Avrasya Expo genel nitelikli bir fuar olarak pek çok farklı sektörü bünyesinde barındırıyor. Bilişim teknolojileri, kimya, tekstil, lojistik, gıda gibi farklı alanlarda fuar genelinde toplam 610 milyar yuan (83,9 milyar dolar) değerinde 360 iş birliği anlaşması imzalandı. Fuarda 50 ülke ve uluslararası organizasyondan 1900’den fazla katılımcı yer aldı. 6.000’den fazla ürün çeşidi sergilendi. Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Kuşak ve Yol İnisiyatifi (KYİ) çerçevesinde uluslararası ilişkilerini geliştirmeyi hedefliyor ve bu bağlamda geçtiğimiz on yıl içinde 192 ülke ve bölge ile iş birliği geliştirildi, 51 uluslararası şehir ile kardeş şehir ilişkisi kuruldu ve 19 ülkedeki 23 şehirle hava bağlantısı sağlandı.” dedi.

Başkan Ertan, “Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında çok önemli bir rol oynuyor. Çin’i Orta Asya ve Avrupa’ya bağlayan stratejik bir konumda yer alıyor. Bölgede demiryolları, karayolları ve havalimanları gibi önemli altyapı projeleri gerçekleştirilmiş ve halen gerçekleştirilmeye devam ediliyor. Özellikle Çin-Avrupa demiryolu hatları, Sincan üzerinden geçmekte. Urumçi, Çin-Orta Asya-Azerbaycan-Türkiye’den geçen orta koridor hattı boyunca ve Çin-Avrupa ticaretinde önemli bir lojistik merkezi konumunda.  Bölge, Orta Asya’dan Çin’e uzanan petrol ve doğalgaz boru hatlarının geçiş noktası. Kuşak ve Yol İnisiyatifi projeleri sayesinde bölgede üç tane serbest bölge kurulmuş, ekonomik aktivite artmış, istihdam olanakları genişlemiş bulunmakta. Bu gelişmelerin heyecanını her kesimde gözlemlemek mümkün. Biz Türk ihracatçıların ve yatırımcıların bu bölgeye şimdiden ilgi göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Zira önümüzdeki 10 yıl o bölgede hızlı bir gelişim süreci yaşanacaktır. Dünyada denize en uzak şehir olan Urumçi; denizden uzaklığına rağmen, İpek Yolu üzerindeki konumu nedeniyle tarihte ve günümüzde önemli bir ticaret merkezi. Çin hükümeti bölgenin gelişimine özel önem vermekte ve Çin’in batıya açılan kapısı olarak görülmekte.” diye konuştu.

Yalçın Ertan, “Son dönemde Süveyş Kanalı’nda gemi taşımacılığına yönelik saldırılar sebebiyle Süveyş geçişli gemi trafiğinin çok azaldığını ve ortalama 30-32 gün olan Çin-Türkiye seyir süresinin gemilerin Ümit Burnu’ndan dolaşımı tercih etmelerinden dolayı 67-70 güne çıktığını bu sebeple navlun fiyatlarının neredeyse üç kat arttığı ve Kanalın baypas edilerek gemilerin Ümit Burnu’nu tercih etmeleri sebebiyle teslim sürelerinin uzadığı da göz önüne alındığında, Urumçi’deki demiryolu taşımacılığı daha da önem kazanmıştır. Bu durum, demiryolu taşımacılığının güvenilir ve hızlı bir alternatif olarak öne çıkmasını sağlamakta, Urumçi’nin Çin-Avrupa ticaretinde kritik bir lojistik merkezi olarak konumunu güçlendirmektedir. Önümüzdeki yıl en az 400 m2 alanla milli katılım organizasyonu gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu fuar Türkiye için hem ticaret hem de yatırımlarda yeni kapıların açılmasına vesile olacaktır. İlişkilerimizi ve temaslarımızı daha fazla artırarak Kuşak ve Yol işbirliğini daha fazla teşvik etmeyi ve verimli sonuçlar elde etmeyi umuyoruz.” dedi.Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Pekin Ticaret Başmüşaviri Atakan Özdemir de fuarı ziyaret ettiler.

Türkiye ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte Değerlendirecek

Satınalma Eğitimi Türkiye Ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte Değerlendirecek

Satınalma Eğitimi Türkiye Ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte DeğerlendirecekNükleer Sanayi Derneği (NSD) ile Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu, 10. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES’te bir iyi niyet anlaşması imzaladı. Bu anlaşma ile Rusya ve Türkiye arasında nükleer enerji başta olmak üzere inşaat ve üretim sanayilerinde karşılıklı etkileşimi geliştirmek hedefleniyor.

Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu, Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği’nin katkılarıyla kuruldu. Anlaşmanın imza törenine; Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ile Rusya Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Artem Eliovich katıldı.

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi anlaşmanın önemine ilişkin şunları aktardı: “ Şangay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu ile yaptığımız bu anlaşma sadece nükleer enerji alanında değil, inşaat ve üretim sanayilerini de kapsaması açısından oldukça önemli. Nükleer enerji gibi en yüksek standartların söz konusu olduğu bir alanda deneyim kazanmış sektör temsilcileri, Rusya, Türkiye ve yakın coğrafyalarda inşaat ve üretim sanayisinin ortak projelerle geliştirilmesi için birlikte çalışacak. İki kuruluşun üyeleri, çeşitli sektörlerdeki inşaat projelerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi konusunda hukuki, organizasyonel ve danışmanlık gibi alanlarda da birbirini destekleyecek.”

Rusya Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Artem Eliovich anlaşmanın kapsamıyla ilgili şunları söyledi: “Nükleer Sanayi Derneği ile yaptığımız bu anlaşma ile Rusya ve Türkiye’nin inşaat ve üretim sanayileri arasında diyalog, bilgi alışverişi ve iletişimi genişletmeyi hedefliyoruz.  İki kuruluş da üyelerinin birlikte yatırım ve altyapı projelerinin gerçekleştirmesine katılımı sağlamak için çalışacak.”

NPPES ASO ve NSD tarafından düzenleniyor

Türkiye’nin ilk ve tek nükleer enerji etkinliği, 10. Nükleer Santraller Zirvesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenleniyor.

10. Nükleer Santraller Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler www.nuclearpowerplantsexpo.com adresini ziyaret edebilir.

İGA İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyor

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyor

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini AğırlıyorİGA İstanbul Havalimanı, havacılık sektörünün en önemli ve prestijli etkinliklerinden birine daha ev sahipliği yapıyor. ACI Europe “Avrupa Havalimanları Konseyi Yıllık Genel Kongresi”, sektörün önde gelen CEO ve üst düzey yöneticileri ile 500’ü aşkın havalimanı profesyonelinin katılımıyla İstanbul’da düzenleniyor.

İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen: “Türkiye’ye sağladığımız katma değeri artırmak için çalışmayı sürdürecek, Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist’ operasyonuyla sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

Dünya havacılık sektörü için kritik öneme sahip İGA İstanbul Havalimanı, 3-4 Temmuz tarihleri arasında Avrupa’nın en önemli havalimanı etkinliklerinden “Avrupa Havalimanları Konseyi Yıllık Genel Kongresi”ne (Airport Council International (ACI) Annual Congress & General Assembly) ev sahipliği yapıyor.

Avrupa’daki havacılık sektörünün mevcut durumu, karşılaştığı zorluklar ve gelecek beklentileri, sektörün ekonomik durumuna ilişkin içgörüler ve önümüzdeki yıl için politikaların tartışıldığı kongrenin açılış konuşmalarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve ACI Europe Genel Direktörü Olivier Jankovec yaptı.

Türkiye’nin 4 saatlik uçuş süresiyle 1,4 milyar insanın yaşadığı 67 ülkenin merkezinde çok önemli bir lokasyonda yer aldığını söyleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 169 ülkeden 2 bin 110 havalimanının temsilcisinin yer aldığı ACI Europe Genel Kongresi’nin Avrupa ve Asya-Pasifik coğrafyalarının merkezinde yer alan İstanbul’da düzenlemesinin son derece yerinde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, 2002 yılından itibaren yürüttükleri hava ulaşım politikaları ve faaliyetleriyle, Türkiye’nin dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Uraloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İç hat yolcu taşımacılığını rekabete açmamız, havacılık sektörümüz açısından bir milattır. 2002’den bu yana aktif havalimanı sayımızı 26’dan 57’ye çıkardık ve Türkiye’yi dünyanın ‘en geniş uçuş ağına sahip’ ülkelerden birine dönüştürdük. ‘Hava Ulaştırma Anlaşmamız’ bulunan ülke sayısını 81’den, 174’e yükselttik. Böylece dış hatlarda 50 ülkede 60 noktaya düzenlenen uçuş ağımıza 286 yeni nokta ekleyerek 131 ülkede 346 noktaya ulaştırdık. 2002’de iç ve dış hatlarda seyahat eden yaklaşık 34,5 milyon olan yolcu sayımızı da 2023 yılında 214 milyonun üstüne taşıdık.”

Bakan Uraloğlu: “Gökyüzünde kurduğumuz köprülerle dünyada ise küresel bir havacılık merkezi olduk”

İGA İstanbul Havalimanı’nın günlük ortalama 1.520 uçuş ile Avrupa’nın en yoğun havalimanı olmayı yıllardır sürdürdüğünü belirten Uraloğlu, ACI Europe’un dün açıklanan “Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu”na da değindi. Türkiye’nin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın sektör açısından kayda değer başarılara imza attığını belirten Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İGA İstanbul Havalimanı, doğrudan bağlantı açısından Avrupa sıralamasının zirvesinde yer alıyor. Gökyüzünde kurduğumuz köprülerle Türkiye, havacılık alanında Avrasya bölgesinde lider, dünyada ise küresel bir havacılık merkezi oldu. 2018 yılında hizmete açtığımız İstanbul Havalimanı ile birlikte İstanbul; havacılık alanında dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri hâline geldi. İstanbul Havalimanı, küresel planda iddialı havayolu şirketlerine faaliyet merkezi hizmeti verebilecek çok önemli bir üs olabilme potansiyelindedir.”

Sayısız medeniyetin ve kültürün izlerini taşıyan İstanbul’u dünyaya tanıtma fırsatına sahip olmaktan gurur duyduklarını söyleyen İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, Doğu ve Batı arasında ‘küresel bağlantının simgesi’ ve ‘dünyaya açılan kapı’ olan İGA İstanbul Havalimanı’nın ve Türk havacılığının son yıllardaki hızlı büyümesinin altını çizerek, bu başarının özellikle turizmde ve Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal gelişiminde oynadığı role değindi.

Bilgen: “Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist’ operasyonuyla sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

İGA İstanbul Havalimanı’nın Türkiye’ye sağladığı katma değeri artırmak için çalışmalarına devam ettiğini belirten Bilgen şöyle devam etti:

“Avrupa ve Asya’nın kesişim noktasındaki stratejik konumumuz, 316 destinasyona uçan 100’den fazla havayoluyla çalışma başarımız küresel ölçekteki kritik rolümüzü vurgulamaktadır. Etki alanımızı daha da büyütmek için şu anda üç bağımsız ve iki yardımcı pist ile yıllık 90 milyon yolcuyu ağırlama kapasitemizi geliştirecek yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Yakın gelecekte Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist operasyonu’nu başlatarak sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

Bilgen, Avrupa’daki havalimanlarının operasyonel mükemmelliği için çalışan ACI Europe’un “2024 Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu”nda İGA İstanbul Havalimanı’nın başarısının bir kez daha tescillendiğini ifade etti.   Avrupa’daki doğrudan ve dolaylı toplam hava bağlantısının pandemi öncesi (2019) seviyelerin %14 altında kaldığının ortaya konulduğu Rapor’da, İGA İstanbul Havalimanı’nın performansının ise pandemi öncesi seviyesine kıyasla yüzde 9 arttığı ortaya konuldu. ACI Europe ayrıca, ‘doğrudan bağlantı’ açısından Avrupa’daki birinci havalimanı İGA İstanbul Havalimanı’nın, Orta Doğu’ya ‘en iyi’, Asya-Pasifik’te ise ‘en iyi ikinci’ doğrudan bağlantıya sahip havalimanı olduğunu; bu bağlantıların geçen yıla kıyasla yüzde 23 arttığını açıkladı.

ACI Direktörü: “İGA İstanbul Havalimanı etkileyici bir büyüme sergiledi”

ACI EUROPE Genel Direktörü Olivier Jankovec ise yaptığı konuşmada; Avrupa havacılık sektörünün genel durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Sektörün trafik ve ekonomide pandemi sonrası ‘yeni normali’ yaşadığı dönemden geçtiğine değinen Jankovec, 2023 yılında Avrupa’da taşınan yolcu sayısının 2019’un altında kaldığını ifade etti. Jankovec şöyle konuştu: “Avrupa’daki havalimanlarının yüzde 47’si Mayıs ayı itibarıyla pandemi öncesi seviyelere tamamen dönmüş durumda. Ancak, bazı havalimanları hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor ve bunda jeopolitik gelişmelerin de etkisi var.”

Öte yandan İGA İstanbul Havalimanı’nın 2018’den bugüne “etkileyici bir büyüme” sergilediğini vurgulayan ACI Direktörü Jankovec, “Londra en yoğun havalimanı olmaya devam ederken, İstanbul Havalimanı ise etkileyici bir büyüme ile 2018 yılında 5’inci sıradayken bu yıl 2’inci sıraya yükseldi. Sektör olarak şu ana kadarki en güzel yaza hazırlanıyor gibiyiz; bu yıl yüzde 5’lik bir büyüme bekliyoruz” dedi.

Sektördeki riskleri de aktaran Jankovec, yedek parçaya erişim, bakım-onarım, enflasyon, işsizlik gibi sorunların öne çıktığını bildirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Avrupa’daki pek çok havalimanı kapasite artışı ve verimliliğe odaklanmış durumda. Bu havalimanlarının büyüme planları ve gelecek hedefleri oldukça umut verici. AB genişlemesi sonucunda hava yoluyla bağlantı konusunda daha fazla talep yaratması, jeopolitik gelişmeler, küreselleşme, iklim değişikliği ve altyapı problemleri sektörü doğrudan ilgilendiriyor.

Havalimanı kapasitelerinin düşük olması, özellikle İGA’nın yaptığı üçlü bağımsız paralel pist gibi kapasite geliştirme çalışmalarının önemini ortaya koyuyor ve bunları takdirle karşılıyoruz. Sektörde önümüzdeki dönemde 240 ila 360 milyar dolar arasında yatırım planlanıyor ve bu da gelirlerin artması zorunluluğunu doğuruyor. Ayrıca geleceği şekillendirecek sürdürülebilirlik, inovasyon ve çeşitlendirme, ACI üyelerinin benimsediği yaklaşımlar arasında yer alıyor.”

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyorjpeg

TURYİD Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı ile Bahşiş Ödenmesi Yasal Düzenlemesini Sektör Çalışanlarıyla Birlikte Desteklediklerini Açıkladı

Satınalma Eğitimi Turyi̇d Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı Ile Bahşiş Ödenmesi

Satınalma Eğitimi Turyi̇d Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı Ile Bahşiş ÖdenmesiTURYİD (Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) Başkanı Kaya Demirer, sektör olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan uzunca bir süredir bizzat talep edilen, kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini sektör çalışanlarıyla birlikte desteklediklerini açıkladı.

Demirer, yeni düzenlemenin pandemi dönemi ile başlayan, enflasyon ile tepe noktasına ulaşan servis personeline nakit olarak bırakılan bahşiş gelirlerinin azalmasına çözüm olacağını belirterek, bahşişin kredi kartı ile ödenebilmesi ve işletme hesabına girmeden farklı bir hesapta toplanmasının çalışanların gelirine ciddi oranda bir artış sağlayacağını ve bunun kayıtlı ekonomi adına önemli bir adım olduğunu belirtti.

Yeni düzenleme ile sistem şeffaf olarak takip edilebiliyor ve ödeme yapan kişi/kurum nakit bulundurma zorunluluğu olmadan bahşiş verebiliyor ve gider olarak kayıt altına alabileceği bir belge oluşturuyor.

Zorunlu Değil Gönüllü Ödeme

Kaya Demirer, restoranlarda ödenen hesaplarda kredi kartı kullanımının yüzde 95’lere varan bir orana çıkması ile birlikte tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak, çalışandan alınan hizmeti mükafatlandırmak amaçlı bir lütuf/armağan kapsamında verilen bahşişin kredi kartı yöntemiyle ödenmesi durumunun mevcut yasalar çerçevesinde ancak hesap pusulalarında yer alan “servis ücreti” namı altında mümkün olduğunu ve bu durumda da ücretin tanımı içinde değerlendirilmek zorunda olduğunu, buna bağlı olarak da yüzde 55’e varan kesintiler sonrası çalışana aktarılan servis ücreti hak edişinin çok azaldığını ve bu durumun çalışanların alın teri olarak gördükleri kazançlarını erittiğini vurguladı.

Yeni düzenlemeyle birlikte müşteriler için zorunlu bir ödeme olmaktan çıkacak olan bahşişin sadece yüzde 10’luk bir vergi kesintisi sonrası çalışanlara aktarılacağını ifade eden Demirer, mevcut durumda yer yer karşımıza çıkan (ve fakat ülke geneline bakıldığında kullanımı yaygın olmayan) servis ücreti adı altında zorunlu olarak tahsil edilen her 100 TL’de personelin eline net 45-50 TL civarı para geçtiğini, önerilen gönüllülük esasına dayalı uygulama ile bu tutarın 90 TL’ye çıkacağını söyledi.

Nitelikli İş Gücüne ve Kayıtlı Ekonomiye Destek

Yeni uygulama ile çalışanlar için daha fazla gelir oluşacak ve gelirlerin tamamı kayıtlı gelir olacaktır, böylece kazançlarının tamamını belgeleyebilecekler. Nakit bahşişleri gelir olarak gösteremeyen sisteme veda edilecek.

Gelir İdaresi için kayıt dışı olan nakit bahşiş ekonomisi üzerinden yüzde 10 ile ilave gelir sağlanacağı gibi yeni düzenleme, sektör çalışanlarının gelirlerini arttırarak nitelikli iş gücünün sektöre kazandırılmasını sağlayacak ve ülkemizin misafirperverlik geleneğine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bahşişlerin kayıtlı ekonomiye dahil edilmesinin sektördeki şeffaflığı ve vergi uyumunu artırması öngörülüyor.  

Yeni Düzenlemeyle Bahşiş Gelirinin Artması Hedefleniyor

Çalışanlar, kredi kartı ile bahşişin tahsilatına izin veren düzenlemenin gelirlerini artıracağı konusunda son derece eminler ve mutluluk duyduklarını açıkça ifade ediyorlar. Ancak diğer taraftan önemli bir talepleri var; alın teri ile kazanılan bahşişlerinin üzerinde her ne nam altında olursa olsun bir üst limit kısıtlaması olmamasını istiyorlar. Emeğin ve hizmetin takdirinin tamamen müşteriye bırakılması yönünde görüş bildiriyorlar. Elde edecekleri aylık bahşiş gelirlerinin aylık asgari brüt ücret ile sınırlanması durumunda, çalışanların ay içinde sürekli olarak bahşiş gelirlerini takip edeceklerini ve üst limite yaklaşması durumunda ise misafirleri tekrardan nakit ödemeye yönlendirecekleri yönünde uyarıda bulunuyorlar. Gelir idaresinin kayıt altına almak istediği ekonomide aksaklıklara yol açacak olan bu durumun istenilen hedefi ıskalama noktasına getirebileceğinin altını çiziyorlar. Bahşiş oranlarının dünya genelinde olduğu gibi yüzde 10’dan başlayarak, alınan hizmetin kalitesine göre yüzde 15 ve hatta yüzde 20’ye kadar yükseleceğine inanan çalışanlar, ek gelir getirecek yeni düzenlemenin özellikle turizm bölgelerindeki istihdamı olumlu yönde etkileyeceğine ve daha nitelikli elemanların sektöre kazandırılmasına katkı sağlayacağına inanıyorlar.

TURYİD’den Sektöre Çağrı

TURYİD Başkanı Kaya Demirer, “Yeni yasal düzenlemeyi sektörümüzün gelişimi için olumlu bir adım olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, Gelir İdaresi Başkanlığı ve ilgili tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye PMI® İmalat Sanayi Raporu PMI Haziran’da 47,9 olarak gerçekleşti.

Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi

İstanbul Sanayi Odası Türkiye PMI® İmalat Sanayi Raporu PMI Haziran’da 47,9 olarak gerçekleşti.

Haziran 2024 Önemli Noktalar:

• Yeni siparişlerde yılın en sert yavaşlaması kaydedildi.
• İstihdamda Ekim 2022’den bu yana en belirgin daralma gerçekleşti.
• Satış fiyatları enflasyonu son dört buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi.
Sanayi Satınalma Yöneticileri EndeksiÖzet: Türk imalat sanayi sektöründe talep koşullarının zayıf seyri, ikinci çeyreğin son ayında da devam etti. Bunun sonucu olarak, üretim ve yeni siparişler yavaşlarken istihdamda son 20 ayın en hızlı düşüşü kaydedildi. Enflasyon oranlarının azalmaya devam etmesi ise anketin görece olumlu gelişmesi olarak öne çıktı. Firmalar satış fiyatlarını son dört buçuk yılın en düşük oranında artırdı. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), imalat sanayinin kaydettiği performansı sergilemek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesidir. Manşet gösterge; yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilmektedir. 50,0 değerinin üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde genel anlamda iyileşmeye işaret etmektedir.
Mayıs ayında 48,4 seviyesinde kaydedilen manşet PMI, Haziran’da 47,9’a gerileyerek üst üste üçüncü ay 50,0 eşik değerinin altında gerçekleşti. Endeks, Türk imalat sektörünün faaliyet koşullarında hafif bir bozulmaya işaret etti. Öte yandan, bu bozulma 2024’ün başından bu yana en belirgin düzeyde kaydedildi. Talep koşullarındaki zayıflık, sektörün faaliyet koşulları üzerinde belirleyici olmaya devam etti ve hem yeni siparişlerde hem de üretimde yavaşlamanın sürmesine neden oldu. Üretimde üst üste üçüncü ay azalma gerçekleşirken, düşüş bir önceki aya göre hafif hız kesmesine rağmen belirgin gerçekleşti.
Haziran PmiYeni siparişlerdeki düşüş ise hem iç hem de dış pazarlardaki zayıflık nedeniyle Mayıs ayına kıyasla hızlandı. Diğer yandan, yurt dışından alınan yeni siparişlerdeki yavaşlama toplam yeni siparişlerdekine göre daha ılımlı seyretti. İş yüklerindeki azalış, Haziran’da imalatçıların istihdam ve satın alma faaliyetlerini bir önceki anket dönemine göre daha yüksek oranda azaltmalarına yol açtı. İstihdamdaki daralma Ekim 2022’den bu yana en yüksek oranda kaydedildi. Girdi maliyetleri enflasyonu Haziran’da üst üste beşinci ay gerileyerek Mayıs 2023’ten bu yana en düşük seviyede ölçüldü. Satın alma maliyetlerinde artış bildiren anket katılımcıları, bu durumun yüksek ham madde ve deniz taşımacılığı fiyatlarının yanı sıra liradaki zayıflıktan kaynaklandığını belirtti. Maliyet enflasyonundaki gevşeme ve talepteki durgunluk nedeniyle firmaların kendi satış fiyatlarını artırma hızı da son dört buçuk yılın en düşük düzeyine geriledi. Son olarak, özellikle Kızıldeniz’de yaşanan sorunlar olmak üzere deniz taşımacılığındaki aksamalara bağlı gecikmeler, tedarikçilerin teslimat sürelerinin daha da uzamasına yol açtı.
Yorum: İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Talepte devam eden durağan seyir, imalat sektörünün istihdam verilerinde daha belirgin hissedilmeye başlandı. Türk firmaları, ayrılan personelini yenileri ile ikame etmek konusunda isteksizlik gösterdi ve buna bağlı olarak da istihdam Ekim 2022’den bu yana en yüksek oranda daraldı. Diğer taraftan, firmalar maliyet enflasyonundaki gerilemeden faydalanarak Haziran’da nihai ürün fiyatlarında artışları daha ılımlı düzeyde tutma imkanı buldular. Bu durumun, önümüzdeki aylarda talebe destek sağlaması açısından faydalı olabileceği değerlendiriliyor.”
Kaynak: İstanbul Sanayi Odası (ISO) 
https://www.iso.org.tr/projeler/iso-turkiye-imalat-pmi/