İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi

Satınalma Eğitimi İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi

Satınalma Eğitimi İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı ZirvesiÇevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak, “Dünya Bankası ile yeni dönemde 18 milyar dolarlık yeni bir paketle ilgili görüşmeler devam ediyor.” dedi.

Zirve kapsamında düzenlenen “Türkiye’nin Sürdürülebilir Finansman Yol Haritası” başlıklı panelinde konuşan İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Solak, iklim krizinin küresel bir tehdit olduğunu söyledi.Türkiye’nin iklim değişikliğin en yoğun şekilde hissedildiği bölgede yer aldığını dile getiren Solak, bu etkilerin yaşanan doğal afetlerde görüldüğünü anlattı.

Yeşil Finans ve Yeşil İş Ciddi Fırsatları Sunuyor

Orhan Solak, iklim değişikliğinin ekonomik etkilerinin yanı sıra çevresel ve sosyal etkilerinin de olduğunu belirterek, “Sadece ekonomik açıdan bakıldığında 2019-2020 yıllarında afetlerin neden olduğu küresel maliyet 3 trilyon dolar. İklim değişikliğinin etkileri sadece afetlerle sınırlı değil. Küresel tedarik zincirinin bozulması; üretim alanlarının daralması; enerji, şehir ve ulaşım altyapılarının etkilenmesi; su ve gıda krizi gibi etkiler söz konusu.” diye konuştu.

Solak, yeşil dönüşümün iklim krizi ile mücadelede tüm dünyada ön plana çıkan parametre olduğunu kaydederek, yeşil finans ve yeşil istihdam gibi konuların ciddi fırsatlar sunduğunu söyledi.

İklim değişikliğiyle ilgili uluslararası tüm anlaşma ve sözleşmelere Türkiye’nin taraf olduğunu hatırlatan Solak, “Dünya Bankası ile 3 milyar 157 milyon dolarlık bir finansman paketi anlaşması yaptık. Yeni dönemde de 18 milyar dolarlık yeni bir paketle ilgili görüşmeler devam ediyor. Aynı zamanda Dünya Bankası ile kuracağımız emisyon ticaret sisteminin geliştirilmesine yönelik iş birliğimiz var.” şeklinde konuştu.

Solak, Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadelede yasal çerçeveyi ortaya koymak üzere İklim Değişikliği Kanunu Taslağını hazırladıklarını ve bu yıl yasalaşmasını öngördüklerini ifade etti.

İş Dünyası Geçmişe Göre Hızlı Hareket Ediyor

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma amaçlarında 166 ülke arasında 72. sırada yer aldığını, daha cesur ve hızlı hareket etmesi gerekiyor.Finansal açıdan bakıldığında şirketlerin en büyük dönüşümünün tedarik zinciri üzerinden olacağı, Bankalar bunun farkında. Bankalar ve finansörler bu pratikleri daha iyileştirmek için kendi işlerindeki çeşitli düzenlemeleri ve kriterleri gözden geçiriyor.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç ise EBRD’nin 38 ülkede faaliyet gösterdiğini ve Türkiye’nin kurucu ülkeler arasında yer aldığını hatırlattı.
Toplam EBRD portföyünün yüzde 15’lik kısmının Türkiye’de yapılan yatırımlardan oluştuğunu ifade eden Kılıç, “2009’da Türkiye ofisi açıldı ve o günden bu yana 19 milyar avroluk finansman desteği sağlandı. Geçen sene yatırımlarda zirve yaptık ve ne mutlu ki bu yatırımların yüzde 50’den fazlası yeşil ekonomiye dönük.” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin karbonsuzlaşma yolunda yapması gerekenlere dair yoğun bir ajandası bulunduğuna dikkati çeken Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

“OECD ortalamalarına bakıldığında Türkiye’de 2 katı bir ekonomi karbon yoğunluğu var. Bu demektir ki Türkiye olarak normal bir OECD ülkesine göre iki kat daha fazla adım atmalıyız. Bu anlamda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yeni bir strateji açıkladı. Önümüzdeki 12 yılda 60 gigabaytlık yenilebilir enerji yatırımı yapılacak. Bu yatırım Türkiye’yi yenilenebilir enerji tarafında ön sıralara taşıyacak bir adım ama aynı zamanda zorlu bir adım.”

Kılıç, karbon yoğun sektörler arasında çelik, alüminyum, çimento ve gübrenin yer aldığını ve sıfır karbon hedefine ulaşmak için bu sektörlerin 70 milyar dolar yatırım yapması gerektiğini vurguladı.EBRD’nin ülke stratejisini 4 yılda bir yenilediğini kaydeden Kılıç, 2024-2029 dönemi için hedeflerinin daha fazla yeşili kapsadığını vurguladı.

Sürdürülebilirlik Kapsamında Kobi’ler için Çalışma Yapıyoruz

Ziraat Bankası Proje Finansmanı ve Yapılandırma Grup Başkanı Berrin Mahmutoğlu da sürdürülebilirlik kapsamında ticari kesimin ve KOBİ’lerin geliştirilmesi yönünde çalışma yaptıklarını söyledi.KOBİ’ler gelişmeden diğer sektörlerde de gelişmenin sağlanamayacağını dile getiren Mahmutoğlu, “Desteğe geliyoruz. Yakında Ziraat Bankası’nın bu konuyla ilgili girişimlerini eş zamanlı şekilde duyuracağız.” şeklinde konuştu.Sürdürülebilir dijital finansmanın gelişiminde, iklimle ilgili risklerin değerlendirilmesi konusunu finansman modellemelerine aldıklarını belirten Mahmutoğlu, sürdürülebilir denetim mekanizmaları ve yeşil bir altyapısının kurulması konularından bahsetti.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Türkiye Otomotiv Pazarı, 2024’te Yüzde 30-35 Daralmayacak, 1 Milyon Adedi Aşacak !

Türkiye Otomotiv Pazarı 2024’te Yüzde 30 35 Daralmayacak 1 Milyon Adedi
Türkiye Otomotiv Pazarı 2024’te Yüzde 30 35 Daralmayacak 1 Milyon AdediÇinlilere Gelen Ek Gümrük Vergisi Diğer Markaların Fiyatlarındaki Baskıyı da Kaldıracak

Yılın ilk 5 aylık döneminde 480 bin adet seviyesinden kapanan sıfır kilometre otomotiv satışlarının haziran ayıyla birlikte 600 bin adet seviyesine çıkacak ve  Haziran ayında pazarın bayram tatiline rağmen 100-120 bin adet seviyesinde kapanacağını öngörülüyor. Sene başından beri devam eden kampanyalar özellikle haziran ayında çok daha iddialı bir boyuta çıktı. Şöyle ki haziran ayında pazarda satılan araçların yüzde 26’sı yani her 4 araçtan biri indirime girdi. Ayrıca 7 Temmuz’a kadar stoklardaki bazı araçların markalar tarafından eritilmesi için hazırlanan kampanyalar ve Çinli markaların 8 Temmuz sonrası fiyatlarını artıracağı gerçeği haziran satışlarını ciddi boyutta artırdı. Tüm bunlar düşünüldüğünde pazarın yıl sonunda 1 milyon adedin üzerinde kapanacağını düşünüyoruz. Sene başından bu yana yapılan kimi analiz ve yorumlardaki gibi pazarın yüzde 30-35 düşmesi söz konusu olmayacaktır. İkinci el pazarı ise yılı yaklaşık 5 milyon adetle kapatacaktır” dedi. 2024’ün ikinci yarısının yoğunlukla sıfır kilometre araçlar için kampanyalar dönemi olacak, “İç pazarda düşüşe geçen yerli payı ve Türkiye’ye yatırımın teşvik edilmesi hedeflenerek yapıldığı açıklanan ek vergi kararı bugüne kadar Avrupalı rakiplerine göre daha düşük fiyattan araç satan Çinli markaların fiyatlarının yükselmesine sebep olacak. Çinli markalar, fiyat stratejileriyle diğer markaların da fiyatlarını baskılıyordu. Fakat bu sefer Avrupalı markalar da fiyat artıracak; rekabette fiyat, satış gibi stratejiler ve dinamikler değişecek. Büyük ve sağlam Çinli markalar bu düzenleme sebebiyle Türkiye’den çıkmazlar; farklı satış, pazarlama ve fiyat stratejileri deneyeceklerdir” .

Türkiye otomotiv sektörü, 9 günlük bayram tatiline rağmen hızlı bir haziran ayını geride bırakmaya hazırlanıyor. Bir yandan Çin menşeli otomobiller için hazırlanan yüzde 40’lık ek Gümrük Vergisi düzenlemesi diğer taraftan da Avrupa’nın yeni GSR II standartlarının temmuz ayının hemen başında devreye girecek olması, haziran ayında pazarın hiç olmadığı kadar yoğun geçmesine neden oldu.

yılın ilk 5 aylık döneminde 480 bin adet seviyesinden kapanan sıfır kilometre otomotiv satışlarının haziran ayıyla birlikte 600 bin adet seviyesine çıkacağını ve Haziran ayında pazarın 100-120 bin adet seviyesinde kapanacak, “Sene başından beri devam eden kampanyalar özellikle haziran ayında çok daha iddialı bir boyuta çıktı. Şöyle ki haziran ayında pazarda satılan araçların yüzde 26’sı yani her 4 araçtan biri indirime girerken ortalama indirim oranı da yüzde 6 seviyesine ulaştı” dedi. 7 Temmuz’a kadar stoklardaki bazı araçların markalar tarafından eritilmesi için hazırlanan kampanyaların da haziran satışlarını ciddi boyutta artırtırdı. “Markaların stokları eritmek için 200-300 bin TL’ye varan indirimleri devreye alması, tüketicileri showroomlara çekti. Bunun yanında 8 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan Çinli markalara yönelik yüzde 40 ek Gümrük Vergisi’nin etkileri haziran ayında belirgin bir şekilde hissedildi. Çinli markaların 8 Temmuz sonrası fiyatları artacağı için tüketici nezdinde önemli bir yoğunluk oluştu. Ayrıca Çinli markalar da gelecek ek vergiye rağmen fiyatlarında damping yaptılar ve uygun fiyatlı otomobiller sundular. Tüm bunlar düşünüldüğünde pazarın yıl sonunda 1 milyon adedin üzerinde kapanacağını düşünüyoruz. Sene başından bu yana yapılan kimi analiz ve yorumlardaki gibi pazarın yüzde 30-35 düşmesi söz konusu olmayacaktır.”

Bu vergi dezavantajının temmuz sonundan sonra Çinli markaları etkileyeceğini  “Ancak Avrupalı markalar o kayıpları dolduracaklardır. Bu durum pazarın yıl sonunda 1 milyon adedin üstünde olmasına engel değil. Ayrıca önemle belirtmekte fayda var, haziran ayında Tesla etkisi olacak. Sektörden aldığımız bilgiye göre Tesla haziran ayında önemli teslimatlar yapacak. Bu da haziran ayında pazarın 100 bin adedin üstünde gelmesine önemli bir etken. Haziranın son haftası markaların teslimat savaşları olacağı bir hafta olacak. Ayın son haftası yoğun bir mesai olacak”. İkinci el tarafında ise fiyatlardaki köpüğün artık gittiğine işaret eden ve ikinci el otomotiv pazarının 2024 yılını yaklaşık 5 milyon adetlik bir büyüklükle kapatacak “Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kredi musluklarını kısması ve Ticaret Bakanlığı’nın otomobil fiyatlarına müdahale etmesiyle birlikte, sıfır araçların tedarikinin artması, kurdaki hareketliliği bahane ederek stokçuluk yapan satıcıların artık ortadan kalkması nedeniyle ikinci el fiyatları da yüzde 30 geri geldi. Bu düşüş geçen yıl yaz başı başlamıştı. İkinci el pazarında, krediye ulaşım zorlukları ve yüksek faiz oranları, talebi şu an düşürmüş durumda. Yılın ikinci yarısında ikinci el otomobil pazarında bazı değişiklikler bekliyoruz. Yılın son çeyreğinde, özellikle de eylül ayı sonrası ikinci elde bir toparlanma öngörüyoruz. Neden yılın son çeyreği? Çünkü sıfır kilometrede önemli satış kampanyaları var ve bu da ikinci el araç fiyatlarıyla aradaki makası daraltıyor. O yüzden ikinci el araç fiyatlarındaki düşüş yılın son çeyreğine kadar devam eder. Böylece yılın son çeyreği itibarıyla fiyatları daha da düşen ikinci el araçlar bir cazibe noktası olabilir. Öte yandan ek vergi sebebiyle sıfır kilometre fiyatları artan Çinli modellerin ikinci el değeri de artacaktır.”

Yılın İkinci Yarısında Kampanyalar Dönemi Yaşanacak

“2024’ün ikinci yarısı yoğunlukla sıfır kilometre araçlar için kampanyalar dönemi olacak. İç pazarda düşüşe geçen yerli payı ve Türkiye’ye yatırımın teşvik edilmesi hedeflenerek yapıldığı açıklanan ek vergi kararı bugüne kadar Avrupalı rakiplerine göre daha düşük fiyattan araç satan Çinli markaların fiyatlarının yükselmesine sebep olacak. Çinli markalar, fiyat stratejileriyle diğer markaların da fiyatlarını baskılıyordu. Fakat bu sefer Avrupalı markalar da fiyat artıracak; rekabette fiyat, satış gibi stratejiler ve dinamikler değişecek. Büyük ve sağlam Çinli markalar bu düzenleme sebebiyle Türkiye’den çıkmaz; farklı satış, pazarlama ve fiyat stratejileri deneyeceklerdir. Ancak yatırım/fabrika/üretim gibi konular bugünden yarına olacak işler değil. Sonuç olarak yılın ikinci yarısında Türkiye’de otomotiv sektöründe rekabetin yeniden şekillenmesi ve pazar dinamiklerinin yeniden değişmesini bekleyebiliriz” diye konuştu.

Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan : 2026 Yılında 5G’ye Geçmeyi Planlıyoruz

Satınalma Eğitimi Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan 2026 Yılında 5g’ye Geçmeyi Planlıyoruz

Satınalma Eğitimi Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan 2026 Yılında 5g’ye Geçmeyi PlanlıyoruzII. Sürdürülebilir Yüzyıl Zirvesi’ne katılan T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, Türkiye’nin 2026 yılında 5.5G’ye geçeceğini söyledi. Sayan, Türkiye’nin sosyal medya ile ilgili yasal düzenlemeyi yapan ilk ülkelerden olduğuna da değindi. 

T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan: “Sosyal medya siteleri, biz zorlamadıkça yasal düzenlemelere uymuyor”

Sosyal medyanın en büyük özelliği kendi içinde çok önemli bir data barındırması olduğunu ve datanın elde edilmesi için büyük bir savaş verildiğini belirten Dr. Ömer Fatih Sayan, “Sosyal medya ile ilgili yasal düzenlemeyi ilk yapan ülkelerden biriyiz. Sosyal medyanın belirli kuralları olması gerektiğini savunup günlük hayatta uyulan kurallara göre bir yasal düzenleme yaptık. Ancak sosyal medya siteleri biz zorlamadıkça ülkemizdeki yasal düzenlemelere uymak istemiyorlar” dedi.

Şeffaflığın sağlanması için yasal çerçevenin çizildiğini belirten Sayan, “Kriz anlarında şirketlerle diyalog başlatabilmek ve orada muhatap bulabilmek açısından yasal düzenlemeler çok büyük önem taşımaktadır. Bu yasalara uymayan şirketlere, hukukun el verdiği ölçüde gerekli işlemler yapılabilmelidir” dedi.

Güvenli internet kavramının tabana yayılmasını hedeflediklerini belirten Dr. Ömer Fatih Sayan, “Başta çocuklar olmak üzere hem ebeveynler hem de 45 milyon sosyal medya kullanıcısı için güvenli bir internet deneyimi yaşamalarını hedefliyoruz” dedi.

Geleneksel olan her şey artık daha kıymetli

Tüm dünyada geleneksel olanın artık daha kıymetli olduğuna dikkat çeken Dilek Hanif, “Bu kadar güzel tarihe ve kültüre sahip bir ülke olarak güçlü bir hazineye sahibiz. Bu hazineyi gelecek kuşaklara aktarıp hala yaşamasını sağlamak da sürdürülebilirliktir” dedi.

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (OSBÜK), OSB’lerin Dönüşümüne Katkı Sağlayacak Bir Protokol İmzaladı

Satınalma Eğitimi Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (osbük), Osb’lerin Dönüşümüne Katkı Sağlayacak Bir Protokol İmzaladı

Satınalma Eğitimi Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (osbük), Osb’lerin Dönüşümüne Katkı Sağlayacak Bir Protokol İmzaladıBu yılın başında,  dijital ve yeşil dönüşümü simgeleyen “100 KOBİ’nin İkiz Dönüşüm Yolculuğu” projesini başlatan İş Bankası, OSBÜK ile imzaladığı protokolle Organize Sanayi Bölgelerinde yer alan firmalara uygun faiz oranı ve vade koşulları ile destek oluyor.

Protokol, Organize Sanayi Bölgeleri için ikiz dönüşüm yatırımlarının yanı sıra ihracat kredilerinden vergi ödemelerine, ticari kredi kartından teminat mektubuna kadar İş Bankası’nın birçok ürün ve hizmetini içeriyor.

 OSB’lerdeki Firmaların İşlerini Büyütmeleri ve Dönüştürmelerinde Yanlarındayız

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, Organize Sanayi Bölgelerinin üretim, yatırım ve istihdamı artırmasının yanı sıra bölgesel kalkınmaya da yardımcı olduğunu belirterek şunları söyledi: “OSB’ler ülkemizin sürdürülebilir kalkınması ve sanayileşmesindeki önemli itici güçlerden biri. OSB’lerde faaliyet gösteren işletmeler üretim yaparak ihracat ile dünyaya açılırken karbon ayak izini azaltmaya, teknoloji destekli yüksek katma değerli işleri hayata geçirip üretkenlik ve rekabet gücü kapasitelerini artırmaya ihtiyaç duyuyor. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak OSBÜK ile OSB’lerde yer alan KOBİ’lerin ikiz dönüşüm süreçlerine hız katmak için ticari faaliyetlerine de destek olacak bir protokol imzaladık. Protokol ile OSB’lerde faaliyet gösteren işletmelerin yeşil ve dijital dönüşüm projelerine destek sağlamayı, OSB’lere ihracat kredileri, teminat mektubu, ticari kredi kartı gibi finansman ihtiyaçlarının yanı sıra sigorta ve vergi ödemeleri alanlarındaki ürün ve hizmetlerimizle de katkı sunmayı amaçlıyoruz. KOBİ’lerin ikiz dönüşüm süreçlerinde yanlarında olmayı sürdüreceğiz”

OSBÜK Başkanı Kütükcü: “OSB’ler Türkiye’nin üreten gücü” 

Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü ise, organize sanayi bölgelerinin Türkiye’nin üreten gücü olduğunun altını çizerek, “OSB’lerimize verilen her destek, aslında Türkiye’nin geleceğine hizmet etmektir” dedi. Türkiye’deki OSB sayısının 403’e ulaştığını, OSB’lerdeki 67 bin fabrikada 2 milyon 600 bin kişiye doğrudan istihdam sağlandığını ifade eden Kütükcü, “İş Bankası ile imzaladığımız iş birliği protokolü ile OSB sanayicilerimiz verimlilik artırma, maliyet azaltma ve yeşil altyapı gibi farklı konulardaki yatırımlar için uygun maliyetlerle İkiz Dönüşüm Kredisi kullanabilecek. OSB sanayicilerimiz bu protokolle birlikte ayrıca, ihracatın finansmanı için de uygun koşullarda krediye ulaşabilecekler” şeklinde konuştu.

Küresel Ödeme Performansında İyileşme

Satınalma Eğitimi Küresel Ödeme Performansında İyileşme

Satınalma Eğitimi Küresel Ödeme Performansında İyileşmeCRIF ve Dun & Bradstreet iş birliği ile hazırlanan “Global Payment Study 2024” raporu yayımlandı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu 41 ülkeyi kapsayan “Global Payment Study 2024” raporuna göre, 2023 yılında dünya genelinde şirketlerin zamanında ödeme performansı, bir önceki döneme göre 3 puanlık artışla yüzde 50,7’ye çıktı.

Danimarka yüzde 94,2’lik zamanında ödeme performansıyla bir önceki yıl olduğu gibi 2023 yılında da 41 ülkenin birincisi olurken, Türkiye ise yüzde 40,6 oranıyla zamanında ödeme konusunda dünya ortalamasının altında performans gösterdi.Şirketlerin “Kredi Yaşam Döngüsü”nün her aşamasına yönelik gelişmiş, bütünleşik çözümler sunarak bilgiye dayalı ticari kararlar alabilmelerini sağlayan ve katma değerli çözümler sunan CRIF ile dünyanın en büyük ticaret alacak verisi platformu Dun & Bradstreet iş birliği ile hazırlanan “Global Payment Study 2024” raporu yayımlandı. Dun & Bradstreet Trade Program kapsamında 41 ülkede şirketlerin, 2021-2023 dönemine ait ödeme performans verileri ve vade aşım trendleri incelendi. “Global Payment Study 2024” raporuna göre, enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikaları ve artan jeopolitik risklere rağmen, dünya genelinde şirketlerin zamanında ödeme performanslarında 2023 yılında, 2021 yılına göre 3 puanlık iyileşme yaşandı. 2023 yılında dünya genelinde şirketlerin zamanında ödeme performans ortalaması yüzde 50,7’ye çıktı. “Global Payment Study 2024” raporuna göre, 2023 yılında 41 ülkeden 20’sinin zamanında ödeme performansı yüzde 50’nin üzerine çıkarken, 21 ülkede zamanında ödeme performansı yüzde 50’nin altında kaldı. Türkiye ise yüzde 40,6 oranıyla zamanında ödeme konusunda dünya ortalamasının altında performans gösterdi.

Danimarka, Zamanında Ödemede Birincilik Tahtını Bırakmadı

Dünyanın en büyük ticaret alacak verisi platformu Dun & Bradsteet Trade Program, 500 milyondan fazla ödeme performansıyla dünyanın en büyük ticari alacak verisi platformu konumunda bulunuyor. D&B Worldwide Network üyesi 41 ülkenin katılımı ile gerçekleştirilen “Global Payment Study 2024” raporuna göre,  Danimarka, yüzde 94,2’lik zamanında ödeme performansıyla önceki yıllarda olduğu gibi 2023 yılında da  41 ülke arasında en iyi ödeme performansına sahip ülke oldu. 2023 yılında en kötü ödeme performansını ise yüzde 9 ile Romanya gösterdi. Mısır, 90 gün ve üzeri en fazla gecikmenin yaşandığı ülke olarak listeye girdi.

Rusya’da Savaşa Rağmen Şirketlerin Ödeme Performansı Arttı 

2023 yılında Danimarka’yı yüzde 82,7 ile Polonya, yüzde 81,4 ile Yeni Zelanda takip etti. Rusya   ile Ukrayna arasında Şubat 2022’da başlayan ve halen devam eden savaşın etkinlerine rağmen Rusya’daki şirketler ödeme performanslarını, 2021 yılına göre yaklaşık 2 puan artırdı. Rapor, Rusya’daki şirketlerin 2023 yılında yüzde 79,1 oranı ile zamanında ödemede 41 ülke arasında en iyi performans gösteren dördüncü ülke olduğunu ortaya koydu.

Avrupa Dünya Ortalamasının Üzerinde Performans Gösterdi

Avrupa Bölgesi’nden 26 ülkenin yer aldığı rapora göre, Avrupa ülkelerindeki şirketler, yüzde 51,3 oranı ile zamanında ödeme performansında dünya ortalamalarının üzerinde yer aldı. Rapor, zamanında ödeme performansında ilk 10 içerisinde, 7 Avrupa ülkesinin yer aldığını ortaya koydu. Danimarka, Polonya ve Rusya’nın ardından Hollanda yüzde 76,1 oranıyla zamanında ödeme performansında Avrupa Bölgesi’nde dördüncü, 41 ülke arasında ise yedinci sırada yer aldı. 2021 yılına göre zamanında ödeme performansını 10,5 puan artıran İrlanda ise bu artışa rağmen yüzde 43,2 oranıyla dünya ortalamasının altında kaldı. “Global Payment Study 2024” raporuna göre, Danimarka, Polonya ve Hollanda, zamanında ödemeler sınıfında hemen her sektörde en iyi performans gösteren ülkeler olarak öne çıkarken, İrlanda 90 gün ve üzeri gecikmelerin en yüksek yüzdelerin görüldüğü ülke olarak yer aldı. 

Türk Şirketlerinin Zamanında Ödeme Performansı Düştü

2021 yılında zamanında ödeme performansında dünya ortalamalarının üzerinde yer alan Türkiye,   2023 yılında ise dünya ortalamasının yaklaşık 10 puan altında bir performans sergiledi. Rapor, Türk şirketlerinin zamanında ödeme performanslarının 2021 yılına göre 7.8 puan gerileyerek 2023 yılında yüzde 40,6’ya düştüğünü ortaya koydu. Bu oranla Türkiye, 2023 yılında Avrupalı şirketlerin zamanında ödeme ortalaması olan yüzde 51,3 ve dünya ortalaması olan yüzde 50,7’nin altında bir performans gösterdi. Bir önceki yıla göre 2023 yılında zamanında ödeme performansında gerileyen Türk şirketlerinin ödemelerinde 90 gün ve üzeri gecikmeler ise 0,4 puan azaldı.

Tayvan Asya Bölgesi’nin Ödeme Performansı En İyi Ülkesi 

Asya Bölgesi’nde 9 ülke değerlendirildi. Bu ülkeler arasında Tayvan, yüzde 77,2 ile zamanında ödeme performansı gösteren en iyi ülke oldu. Tayvan’ı, yüzde 76,8 ile Filipinler, yüzde 56,3 ile Çin, yüzde 51,1 ile Tayland izledi. 9 ülkeden 5’inin dünya ortalamasının altında kaldığı Asya Bölgesi’nde Hong Kong yüzde 26,3 oranıyla en düşük ödeme performansına sahip ülke oldu. Bu bölgede yer alan İsrail ise yüzde 28,4 oranıyla  Hong Kong’dan sonra en kötü zamanında ödeme parformansı gösteren ülke durumunda.

Kuzey Amerika’da Zamanında Ödemelerde Artış

Kuzey Amerika’da Kanada, Meksika ve Amerika şirketlerinin ödeme performansları değerlendirildi. Rapora göre, analizi yapılan üç ülkeden sadece Amerikalı şirketlerin zamanında ödemelerinde artış yaşandı. 2023 yılında 2021 yılına göre, Amerika’da 2,4 puanlık artış yaşanırken, Kanada’da 4,5, Meksika’da ise zamanında ödemede 8,1 puan düşüş yaşandı. Bu bölgede zamanında ödemede yüzde 59,9 oranıyla dünya ortalamasının üzerine çıkan tek ülke Amerika oldu. Rapora göre, tarım, ormancılık, avcılık ve balıkçılık sektörü Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da en iyi ödeme performansların sergilendiği sektörler olurken, Meksika’da inşaat sektörü ön plana çıktı.

Türkiye’de Güneş Enerjisi Yatırımlarını Teşvik Eden Unsurlar

Satınalma Eğitimi Türkiye'de Güneş Enerjisi Yatırımlarını Teşvik Eden Unsurlar1

Satınalma Eğitimi Türkiye'de Güneş Enerjisi Yatırımlarını Teşvik Eden Unsurlar1Türkiye’de Güneş Enerji Santrallerine (GES) olan talep her geçen gün artış gösteriyor. Elektrik üretiminde yüzde 11,03 pay alan GES’ler, yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları arasında lider konumda bulunuyor.

Türkiye’de hızla artan GES yatırımlarını teşvik eden unsurları paylaştı. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli, yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Bu durum sektördeki büyümeyi ve gelişimi destekliyor. 31 Mayıs 2024 tarihli Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ ) verilerine göre, güneş enerji santralleri (GES) günlük elektrik üretiminde yüzde 11,03 pay alarak yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları arasında lider konumda yer alıyor.

2053 Yılı Net Sıfır Emisyon Hedefi

“Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda kararlılıkla ilerliyor ve bu hedefe ulaşmak için çeşitli stratejiler geliştiriyor. 2053 net sıfır emisyon hedefi de Türkiye’nin bu alandaki stratejilerine yön veriyor. 2023 sonu itibariyle Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güç içerisindeki payı yüzde 55’e ulaştı. Bu oranla Avrupa’da 5’incidünyada ise 12’nci sıradayız. Bu yükselişin önümüzdeki yıllarda da artarak devam etmesi bekleniyor.

Yenilenebilir Enerji Teşvikleri 

Türkiye’deki teşvikler ve destek programları da GES yatırımlarına olan talebi artırıyor ve sektörün büyümesine katkı sağlıyor. Teşvikler yatırımcılara özellikle vergi noktasında finansal kolaylık sağlıyor. Bu kapsamda güneş enerjisi santrali kurulumunda kullanılan malzemeler için katma değer vergisi (KDV) istisnası uygulanıyor. İthal ekipmanlar için gümrük vergisi muafiyeti sağlanıyor. Yatırımın büyüklüğüne ve bölgesine göre değişen oranlarda kurumlar vergisi indirimi yapılıyor. Ayrıca işverenin sigorta primleri belirli oranlarda ve belirli bir süre boyunca devlet tarafından karşılanıyor. Bunlara ek olarak dönemsel olarak açıklanan hibe programlarıyla çeşitli sektörlerde hizmet veren firmalara belirli yüzdelerde hibe imkânı sunuluyor.

Gelişen Teknolojiler 

Güneş enerjisi teknolojileri hızla gelişiyor ve güneş paneli hücrelerinin verimliliğini artıracak çalışmalar hız kazanıyor. Perovskit hücre teknolojisi, TOPCon teknolojisi ve çift yönlü (bifacial) güneş panelleri gibi yenilikler bu alandaki gelişmelere örnek olarak verilebilir. TOPCon teknolojisi ve bifacial özellikli güneş panelleri gibi yeni teknolojiler sayesinde daha az alanda daha fazla enerji üretmek mümkün hale geliyor.

Avantajlı Ekipman Fiyatları

Güneş paneli ve diğer ekipmanların maliyetlerindeki düşüş de GES yatırımlarını teşvik ediyor. Yatırımcılara maliyetlerdeki düşüşleri de göz önünde bulundurarak fizibilite ve teklif sunuyoruz. Düşük maliyetler sayesinde potansiyel güneş enerji santrallerinin amortisman süreleri de azalıyor.

“Türkiye genelinde 61,93 MWp kurulu güce ulaştık”

2021 yılında başlanan güneş enerjisi kurulumlarında Türkiye genelinde 61,93 MWp kurulu güce ulaştık. Bu süre zarfında yenilenebilir enerji yatırımlarına olan ilginin sürekli arttığını gözlemledik. Yatırımcılara çevresel ve ekonomik açıdan önemli katkılar sağlayan güneş enerjisi yatırımlarının teşvik edilmesi ülkemizin enerji bağımsızlığını ve ekonomik büyümesini de destekliyor.” dedi.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Yapay Zeka Destekli Müşteri Hizmetleri Çözümleri, Müşteri Memnuniyetini Yüzde 25 Arttırıyor

Satınalma Eğitimi Yapay Zekâ Destekli Müşteri Hizmetleri Çözümleri, Müşteri Memnuniyetini Yüzde 25 Arttırıyor5

Satınalma Eğitimi Yapay Zekâ Destekli Müşteri Hizmetleri Çözümleri, Müşteri Memnuniyetini Yüzde 25 Arttırıyor5Yapay zeka hayatın her alanında olduğu gibi müşteri deneyimi yönetimi alanında da etkisini arttırıyor. Dijital dönüşüm çağında, yapay zeka (YZ) destekli müşteri hizmetleri çözümleri, müşteri memnuniyetini artırmada önemli bir rol oynuyor. Araştırmalar, YZ tabanlı sistemlerin müşteri memnuniyetini yüzde 25 oranında artırdığını gösteriyor. Yeni gelişmelerle birlikte her sektörde yer edinmeye başladı. Yapay zekâ insanların işlerini ellerinden alır mı kaygısı da bu gelişmelerle birlikte gündem olmaya devam ediyor.

Hızlı Geri Dönüş Almak Ve Farklı Kanallardan İletişim Sağlamak Ön Planda

YZ tabanlı chatbotlar ve sanal asistanlar, müşteri sorularını anında yanıtlayabilir. Bu sistemler, doğal dil işleme (NLP) teknolojisi sayesinde müşteri sorularını anlayıp, uygun yanıtları sunar. Böylece, müşteri hizmetleri temsilcilerinin yükü azalır ve müşterilere 7/24 hizmet sunulabilir.YZ destekli otomatik yanıt sistemleri, sıkça sorulan sorulara (SSS) anında yanıt verir. Bu sistemler, müşteri taleplerini analiz ederek en uygun yanıtları sunar ve müşteri memnuniyetini artırır. Ayrıca, karmaşık sorunlarda müşteri hizmetleri temsilcilerine yönlendirme yaparak, sorunların hızlı bir şekilde çözülmesini sağlar.

YZ, müşteri verilerini analiz ederek, kişiselleştirilmiş hizmetler sunar. Müşterinin önceki etkileşimleri ve tercihleri doğrultusunda önerilerde bulunur ve müşteri deneyimini geliştirir. Bu, müşterinin kendisini özel hissetmesini sağlar ve sadakatini artırır.

Yapay Zeka Destekli Çözümlerin Avantajları

YZ tabanlı sistemler, insan kaynaklı müşteri hizmetleri maliyetlerini azaltır. Otomatik yanıt sistemleri ve chatbotlar, insan müdahalesi olmadan birçok müşteri talebini karşılar, bu da işletmelerin personel maliyetlerini düşürür.

YZ destekli çözümler, müşteri taleplerini anında yanıtlar ve sorunları hızlı bir şekilde çözer. Bu, müşteri memnuniyetini artırırken, müşteri hizmetleri süreçlerini daha verimli hale getirir.

YZ tabanlı sistemler, müşterilere 7/24 hizmet sunar. Bu, özellikle küresel pazarlarda faaliyet gösteren işletmeler için büyük bir avantajdır. Müşteriler, zaman farkı gözetmeksizin her an destek alabilir.

Müşteri Memnuniyetindeki Artışın Sebepleri

Müşteriler, sorunlarına hızlı yanıt ve çözüm bekler. YZ tabanlı sistemler, anında yanıt vererek ve sorunları hızlıca çözerek müşteri memnuniyetini artırır.Müşteriler, kendilerine özel hizmet almayı sever. YZ, müşteri verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş hizmetler sunar ve müşterilerin beklentilerini karşılarMüşteriler, her an destek alabilmeyi ister. YZ destekli çözümler, 7/24 hizmet sunarak müşterilerin ihtiyaçlarını her an karşılar ve memnuniyeti artırır.

Yapay zeka destekli müşteri hizmetleri çözümleri, müşteri memnuniyetini yüzde 25 oranında artırarak işletmelere büyük avantajlar sunar. Chatbotlar, otomatik yanıt sistemleri ve kişiselleştirilmiş hizmetler gibi YZ tabanlı çözümler, müşteri deneyimini geliştirir ve işletmelerin rekabet gücünü artırır. Gelecekte, YZ’nin müşteri hizmetlerindeki rolü daha da büyüyecek ve müşteri memnuniyetini artırmaya devam edecektir.

Evden E-Ticaret ile 1.100.000 TL’ ye kadar Vergi Muafiyeti

Satınalma Eğitimi Evden E Ticaret Ile 1.100.000 Tl’ Ye Kadar Vergi Muafiyeti

Satınalma Eğitimi Evden E Ticaret Ile 1.100.000 Tl’ Ye Kadar Vergi MuafiyetiAile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş,  E-ticaret sektörünün kadınlara evden çalışma olanağı sunabilen başlıca sektör olduğunu belirten TOBB E-ticaret Meclisi    E-ticarette vergi muafiyeti şartlarının önemli bir destek sunduğunun altını çizdi.

1.100.000 TL’ye kadar Vergi Muafiyeti

E-ticaretin yaygınlaşmasıyla beraber, bir şirket sahibi olmayan kadınlar da evden ürettikleri ürünleri internet üzerinden vergi muafiyeti ile satarak para kazanabiliyor. E-ticaret vergi muafiyetinin, 2024 yılı için 1.100.000 TL olduğunu ve bu rakamın ayda ortalama 91 bin TL’ye denk geldiğini belirten TOBB E-ticaret Meclisi “Bu rakam, Türkiye’de evden kendi üretimi ile satış yaparak kazanç sağlayan birçok kadın için son derece motive edici bir rakam. Vergiden muaf olarak yola çıkan birçok kadın girişimci, bu destekle beraber ileriki yıllarda işlerini büyütme potansiyeline sahip. Devletin sağladığı bu avantajdan başta kadınlar olmak üzere evde kendi ürettiği ürünleri satmak isteyen herkes faydalanmalı” dedi.

E-ticarette vergiden muaf olmak için, şahısların bir işyeri açmadan ve sanayi tipi ya da seri imalat yapabilen makine ve materyal kullanmadan, evlerinde kendi el emekleri ile imal ettikleri ürünleri internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satması gerekiyor.

Vergi Muafiyetine Uygun Ürünler

Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, deriden üretilen mamûller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, mum, defter, kimyasal içermeyen ev yapımı doğal kozmetikler, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, turşu, salça, tarhana, erişte, mantı, bilgisayar programları, e-kitaplar, müzik, sanat eserleri, fotoğraf ve tasarım dosyaları gibi dosya tabanlı ürünler yapanlar vergi muafiyetine dahil olabiliyor.”

E-ticarette vergi muafiyetinden faydalanmak için belirli şartlara uymak gerektiğinin de altını çiziliyor, “Fiziksel bir iş yerine sahip olmayıp yalnızca e-ticaret faaliyeti yürütüyor olmalısınız. Yıllık geliriniz, belirlenen yasal sınırı -2024 yılı için 1.100.000 TL- aşmaması gerekiyor. Vergiden muaf olduğunuzu belgelemek için vergiden muafiyet belgesine sahip olmanız gerekmekte. Sanayi tipi veya seri üretim makineleri ile üretim yapmamalısınız. E-ticaret işlemlerinizi ticari bir banka hesabınız aracılığıyla yapmalısınız. Bu koşullara uyduğunuz taktirde e-ticarette vergiden muaf olabilirsiniz. Pazaryerleri üzerinden satış yapabileceğiniz gibi, kendi profesyonel e-ticaret sitenizi açarak kazancınızı daha da artırabilirsiniz” dedi.

Vergiden Muaf Belgesi Nasıl Alınır ?

E-ticaret vergi muafiyeti belgesi alabilmek için Gelir İdaresi Başkanlığı üzerinden başvuru yapmanız gerekiyor. Gelir İdaresi Başkanlığı Müdürlüklerinden ya da Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi internet sitesi üzerinden kolayca başvuru yapabilirsiniz. Vergiden muaf esnaf belgesi almak isteyenlerin 283 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan dilekçe ile ikametgahlarının bulunduğu yerdeki yetkili vergi dairesine başvurmaları gerekmektedir.

Tüpraş, Döngüsel Ekonomiye Katkı Sağlayacak Yeni Teknolojiler Geliştiriyor

Satınalma Eğitimi Tüpraş, Döngüsel Ekonomiye Katkı Sağlayacak Yeni Teknolojiler Geliştiriyor

Satınalma Eğitimi Tüpraş, Döngüsel Ekonomiye Katkı Sağlayacak Yeni Teknolojiler GeliştiriyorTüpraş, Stratejik Dönüşüm Planı ve 2050 Karbon Nötr hedefi doğrultusunda yenilikçi Ar-Ge teknolojileri geliştirmeye devam ediyor.  IS2H4C isimli projesiyle Ufuk Avrupa Programı’ndan desteğe hak kazanan Tüpraş, proje kapsamında karbon yakalama ve yeşil hidrojen teknolojileri bir arada kullanarak hem karbon emisyonunu azaltma hem de döngüsel ekonomi için değer üretme vizyonuyla çalışacak.

Tüpraş, karbon yakalama metotları ile sürdürülebilir rafinaj faaliyetlerini güçlendirirken, aynı zamanda yeşil hidrojen teknolojilerini kullanarak beyaz eşya sektöründe düşük karbonlu buzdolabı üretimine girdi sağlayacak.

Tüpraş, Stratejik Dönüşüm Planı ve 2050 Karbon Nötr hedefi doğrultusunda odaklandığı iş kollarından sürdürülebilir rafinaj ve yeşil hidrojen alanında, Avrupa Birliği destekli yenilenebilir enerji projeleri ile dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Avrupa Birliği’nin Ufuk Avrupa Programı kapsamında fon almaya hak kazanan Tüpraş Ar-Ge Merkezi’nin de yer aldığı IS2H4C* projesi, sürdürülebilir döngüsel ekonomi dönüşümünü hedefliyor ve endüstriyel iş birliğinden döngüsel ekonomi merkezlerine geçişi amaçlıyor.

İzmir Rafineri sahasında demo ölçekli ünitelerin uygulamaya alınacağı projede, rafineri baca gazından karbondioksit yakalanacak ve yeşil hidrojen altyapısı kullanılarak önce e-metanol, ardından poliüretan üretilecek. Üretilen bu düşük karbonlu poliüretan, buzdolabı üretiminde kullanılacak.

Rafineri sahasında yenilikçi teknolojilerin test edilmesi rolü ile projede yer alan Tüpraş, Türkiye merkezinin liderliğini üstlenecek. Almanya’dan Fraunhofer Enstitüsü Türkiye merkezinde, uygulanacak teknolojileri geliştirmek üzere yer alırken, araştırma faaliyetlerine katkı verecek ve son kullanıcı olacak.

Avrupa Birliği’nin Ufuk Avrupa Programı kapsamında desteklenen projede, Türkiye dahil 4 ülkede Döngüsellik Merkezleri (Hubs for Circularity) oluşturulacak. 35 paydaşın yer aldığı projede, Tüpraş yüzde 70 destek oranı ile 1,8 milyon Euro teşvik alacak.

Türkiye’de İlk Defa Bir Endüstriyel Kuruluşta Karbon Yakalama ve Yeşil Hidrojen Teknolojileri Döngüsel Üretim için Bir Arada Kullanılacak

Konuyla ilgili görüşlerini aktaranTüpraş Genel Müdür Yardımcısı Murat Şimşek , Stratejik Dönüşüm Planımız ve 2050 Karbon Nötr hedefimiz doğrultusunda, yeni karbon yakalama teknolojileri geliştiriyor ve saha uygulamalarını hayata geçiriyoruz. Tüpraş Ar-Ge Merkezi’nde, emisyonları azaltmaya yönelik karbondioksit yakalama, kullanım ve depolama (KYKD) teknolojilerinin demo ölçekli çalışmaları yürütülüyor. Ayrıca, yeşil hidrojen çalışmalarımız da hızla devam ediyor. Ar-Ge Merkezimiz, temiz hidrojen ekosisteminin ve pazarının oluşturulmasına öncülük etmek amacıyla çalışıyor. Ufuk Avrupa Programı kapsamında desteklenen IS2H4C projesi de bunlardan biri dedi.

Şimşek şöyle devam etti: Döngüsel ekonomi yaklaşımı ile karbonsuzlaştırma çözümleri sunan projemizle, üretim süreçlerine de katkı sağlıyoruz. Türkiye’de ilk defa bir endüstriyel kuruluşta karbon yakalama ve yeşil hidrojen teknolojileri bir arada kullanılarak hem karbon emisyonları azaltılacak hem de döngüsel ekonomi için değer üretilecek. Bu projenin, dönüşüm stratejimizi destekleyecek önemli teknolojik kazanımlar sağlayacağına inanıyorum.

Tüpraş Ar-Ge Merkezi, uluslararası tanınırlığı ve güçlü iş birlikleri sayesinde Avrupa Birliği destekli projeler almaya devam ediyor. Halihazırda devam eden 9 projenin yanı sıra 12 tamamlanan proje ve 3 kabul alan yeni proje ile merkez, Türkiye’nin önde gelen Ar-Ge merkezleri arasında yer alıyor. Merkez, odaklandığı alanlarda dünya çapında önde gelen kuruluşlarla ortak çalışma ve teknoloji geliştirme imkânı buluyor. Bu sayede, stratejik dönüşüm yolculuğunda Tüpraş’a önemli katkılar sağlıyor ve karbon nötr olma hedefine yönelik en ileri teknolojileri birinci elden takip ediyor.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Incoterms 2020 – D’li Teslim Şekillerinde Sigorta Sorunsalı

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Incoterms 2020 D'li Teslim şekillerinde Sigorta Sorunsalı

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Incoterms 2020 D'li Teslim şekillerinde Sigorta SorunsalıMerhabalar.

Bu yazımı hazırlarken ihracat bedellerinin tahsili ile ilgili bir gelişme yaşandı dolayısıyla başlarken aslında önceki yazımın konusu olan ihracat bedelleri konusuna değinmem gerekti.

Yazımın güncel konusu da bir önceki yazımda olduğu gibi yine Incoterms 2020. Keza bir önceki yazımda doğru bilinen yanlışlardan bahsetmiştim. Bu yazımda ise D’li teslim şekillerinin kullanımında gözlemlediğim aksaklıklardan bahsetmek istedim.

İhracat bedelleri ile ilgili olarak 10.06.2024 tarihinde İhracat Genelgesinde yapılan değişiklikle Türkiye’ye getirilen ihracat bedellerinin TCMB’ye satılması gereken kısmının en az %40 olması zorunluluğu %30 olarak değiştirilmiş olup bu tarih itibariyle artık gelen ihracat bedellerinin en az %30’unun TCMB’na satılması kambiyo hesabının kapanması için yeterli olacaktır.

Gelelim asıl konumuza, yani Incoterms 2020 kapsamındaki D’li teslim şekillerine. Değinmek istediğim ilk konu DAP ve DPU teslim şekillerinin DDP ile karıştırılıyor olması. En azından tarafıma gelen sorulardan ve zaman içerisinde karşılaştığım örnek olaylardan bu çıkarımı yaptım.

Kanımca bu karışıklığın iki sebebi var. İlki ICC 725 no’lu broşürdeki tanımlardan kaynaklanıyor keza eşyanın nerede teslim edileceği her üç teslim şeklinde de “belirlenen yer” olarak belirtilmiş ve bu belirlenen yerin neresi olması gerektiği ile ilgili detay verilmemiş (Görsellerdeki A2 ve A4 maddeleri).

Incoterms 2020 Dap Dpu Ddp

Görsellerden de anlaşılacağı üzere teslim (A2) ve taşıma (A4) maddeleri neredeyse birbirleri ile aynı ve eşyanın nerede teslim edilmesi gerektiğine dair “belirlenen yer” ifadesinden başka net bir tanım ya da talimat yok. Madem “nerede” sorusunun yanıtı muğlak o zaman bir de “nasıl” sorusunun yanıtına bakmak gerekir. Nitekim A7 maddesinde sorumuzun yanıtını buluyoruz. Keza DAP ve DPU’da ihracat/ithalat için gereken gümrük işlemleri (A7) maddesinin altında “ithalat ülkesi hariç” ifadesi varken yani ithalat ülkesindeki gümrük işlemlerinden satıcının sorumlu olmadığı ifade edilirken DDP’de böyle bir ifade olmadığı gibi “ithalat için gereken bütün gümrük işlemlerini yerine getirmeli ve bunların masraflarını ödemelidir” diyerek açıkça eşyanın ithalat ülkesinde serbest dolaşıma sokulması için gerekli tüm işlemlerin yapılmasından ve bunların masraflarının da karşılanmasından sonra teslimin gerçekleşmiş olacağı belirtilmektedir.

Aslında bu kadar detaya girmeden de ithalat prosedürlerinin satıcı tarafından tamamlanması gerektiği zaten teslim şeklinin isminden anlaşılıyor. DDP’nin açılımı olan “Delivered Duty Paid” tanımındaki “Duty” ifadesi gümrük vergilerini dolayısıyla eşyanın serbest dolaşıma sokulmasını ifade etmektedir.

Karışıklığın ikinci sebebi ise mevzuatımızın DDP’nin önünü tıkaması. Şöyle ki; her ne kadar DDP’de eşyanın serbest dolaşıma sokulması satıcının sorumluluğunda olsa da uygulamada mevzuatımız ithalat prosedürlerinin satıcı tarafından tamamlanmasına müsaade etmediğinden serbest dolaşıma giriş işlemlerini ve bunların gerektirdiği ödemeleri ithalatçı yani alıcı yapmaktadır.  Dolayısıyla aradaki bariz fark belirsizleşmektedir.

Bir diğer alt başlık olarak geçtiğimiz haftalarda TURKTRADE iş birliği ile düzenlemiş olduğumuz bir eğitimde sorulan bir soruyu faydalı olması ümidiyle paylaşmak isterim. DDP teslim şekli ile mal alan bir alıcı yapmaması gerektiği halde mecburen serbest dolaşıma giriş işlemlerini tamamlamış ve masrafları da yüklenmiş sonrasında eşyanın gümrükten fabrikalarına taşınmasını da kendileri organize edip iç nakliye ücretini de ödemişler. Bu ücretleri satıcıya yansıtıp yansıtamayacaklarını sormuşlardı.  Bu sorunun yanıtını da doğrudan ICC 725 no’lu broşürden alalım: “Satıcı malların belirlenen teslim/varma yeri veya noktasına taşınması için sözleşme yapmalı veya bunu ayarlamalıdır. Bunu yapmaması halinde satıcı, Incoterms’ DDP kuralı uyarınca yükümlülüklerini ihlal etmiş olur ve bundan sonra oluşabilecek her türlü zarardan alıcıya karşı sorumludur. Örneğin satıcı, mallar gemiden boşaltıldıktan sonra yapılacak herhangi bir ek taşıma için taşıyıcı tarafından alıcıya uygulanan bütün ek masraflardan sorumlu olacaktır.” Dolayısıyla soruyu soran firma hem gümrük işlemleri ile ilgili katlandığı masrafları hem de iç nakliye ücretini doğrudan satıcıya yansıtabilir.

Bununla birlikte DDP’nin “Kapıya teslim” bir teslim şekli olduğu da tam anlamıyla doğru değil aslında. Keza eşyanın teslim yerinin belirsizliği üzerinde çok durduk. Dolayısıyla önemli olan eşyanın ithalat ülkesinde serbest dolaşıma sokularak teslim edilmesidir, ithalatçının kapısına ya da fabrikasına götürülmesi değil. İşte bu aşamada belirlenen yer kavramı önem kazanıyor. Şöyle ki; ben İzmirde yaşayan bir imalatçı olarak, “DDP EDİRNE TÜRKİYE” şartıyla bir ithalat yapabilirim. Bu durumda satıcının sorumluluğu eşya Edirne’de serbest dolaşıma sokularak tamamlanmış olur, İzmir’e kadar getirilmesi artık ithalatçı olarak benim sorumluluğumdadır.

Teslim yerinin “belirsizliği” ya da neresi olduğu ile ilgili önemli bir başka konu daha var. D’li teslim şekillerinde sigorta yapılmalı mı yapılmamalı mı sorusuyla birleştirerek bahsedeceğim konunun başımıza, nasıl ve ne gibi işler açabileceğini anlatabilmek için araya bir başka açıklama almam gerekiyor.

Bildiğiniz gibi bir eşyanın serbest dolaşıma sokulabilmesi için çeşitli vergiler tahsil edilir. Bu vergilerin matrahının nasıl oluşturulacağı, diğer bir deyişle eşyanın üzerinden vergi tahsil edilecek kıymetinin nasıl hesaplanması gerektiği, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 23 ila 31 inci maddelerinde açıklanmıştır.

Bunlardan biri olan 27.madde’de, sigorta ve navlun  bedellerinin, gümrük kıymeti belirlenirken, ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına eklenmesi gerektiği de hüküm altına alınmıştır. Diğer bir deyişle eşyanın gümrük kıymetinin belirlenebilmesi için “mal bedeli + navlun + sigorta ücreti” birlikte hesaplanmalıdır (ilgili mevzuatta gümrük kıymetinin belirlenmesi için eklenmesi gereken başka kalemlerden de bahseder ama konumuz sadece navlun ve sigorta olduğu için diğerlerinden bahsetmiyorum).

Şimdi konumuza geri dönebiliriz.

D’li teslim şekillerinden biri ile gümrüğe gelen eşya için fatura tutarı üzerine sigorta bedeli ve navlun eklenmeli midir yoksa gümrük idaresine ibraz edilen fatura tutarı navlun ve sigorta bedellerini de içerdiğinden böyle bir ek masraf beyanına gerek yok mudur?

Burada önce sigorta ile ilgili kısma cevap vermek isterim keza üç teslim şekli için de değişmeyen bir faktördür sigorta konusu.

Incoterms 2020’ye göre D’li teslim şekillerinin hiçbirinde, Incoterms® 2020 A5 (Sigorta) maddesi uyarınca, satıcının alıcıya karşı sigorta sözleşmesi yapma yükümlülüğü yoktur. Terimlerin B5 maddesi de alıcının satıcıya karşı sigorta sözleşmesi yapma yükümlülüğü olmadığını belirtir. Dolayısıyla;

  • Satıcı hiç sigorta yaptırmamış olabilir
    • Alıcı sigorta yaptırmış olabilir, yaptırdığı sigorta için ödediği prim tutarını ispat edici bir evrak eşliğinde gümrüğe beyan etmelidir.
    • Alıcı da sigorta yaptırmamış ise o zaman emsal uygulaması ile sigorta gideri beyanında bulunulmalıdır.
  • Satıcı teslim için anlaşılan yere kadar, diğer bir deyişle teslimin gerçekleşeceği yere kadar bir sigorta yaptırmış olabilir.
    • Alıcı ile satıcı bu şekilde anlaşmış olabilir ve satıcı tarafından ödenen sigorta primi fatura tutarına dahil edilmiş olabilir. Bu durum herhangi bir şekilde ispat edilebiliyorsa o zaman ithalatçının herhangi bir ekstra beyanda bulunması gerekmez, ithalat faturasının (ve fatura tutarının sigorta bedelini de kapsadığını ispat eden evrakın) beyan edilmesi yeterli olacaktır.
    • Satıcı bu tutarı haricen ödemiş dolayısıyla fatura tutarına dahil etmemiştir.
      • Satıcı bu tutarı alıcıya yansıttıysa ve alıcı da fatura tutarından haricen ayrıca satıcıya sigorta için de bir ödeme yaptıysa bu ödemeyi ispat eden belgenin gümrüğe beyan edilmesi ve o tutarın kıymete ilave edilmesi gerekir.
      • Satıcı bu tutarı alıcıya yansıtmadı ise dolayısıyla alıcı hiçbir şekilde sigorta ile ilgili bir ödeme yapmadıysa, satıcı tarafından yapılan sigorta ödemesine ait ispat edici bir belgenin gümrüğe beyanı ve bu tutarın kıymete ilave edilmesi gerekir. Eğer satıcının yaptığı ödeme ispat edilemiyorsa o zaman emsal uygulaması ile sigorta gideri beyanında bulunulmalıdır.

Konunun navlun tarafını da anlatarak yazımı bitireyim.

Teslim Seneryoları Dap Dpu Ddp

Görseldeki senaryolara göre DDP teslim şekli çok net, kafa karıştıracak bir durum yok, ekstra bir navlun maliyeti beyan etmek gerekmiyor.

DAP ve DPU’da ise dikkatli olmak lazım keza teslim yeri ithalat ülkesi olabileceği gibi arada başka bir ülke de olabilir bu durumda eşyanın gümrük kıymetini hesaplayabilmek için teslim için belirlenen yerden ithalat ülkesine kadar yapılacak taşımaya ait tutarın da gümrüğe beyan edilmesi gerekecektir. Bu beyan yapılmazsa 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun “Vergi kaybına neden olan işlemlere uygulanacak cezalar” başlığı altında düzenlenmiş olan 11.kısmının 2.bölümü (234-238.maddeler) uyarınca çeşitli yaptırımlara maruz kalma riski oluşur.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Incoterms 2020 D'li Teslim şekillerinde Sigorta SorunsalıBu yazı uzun oldu, sabrınız için teşekkür ederim. Önümüzdeki yazılarda görüşmek üzere, esenlikler dilerim.

Ömer Haluk TURANLI