Vefa

Alım - Satım

Cavit SOY
Cavit SOY
1970 Sinop doğumluyum. İlk, Orta ve Lise öğrenimimi Kastamonu'da yaptım. Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesinden okudum. Çeşitli kurs ve dershanelerde öğreticilik ve idarecilik yaptıktan sonra 10 yıldır Endüstriyel Fırın imalatı yapan firmalarda Satın Alma Yöneticiği görevlerini üstlendim. Halen Sistem Makine End. Fırınlar Şirketi’nde çalışmaktayım.

Vefa bir insanlık hasletidir. Verdiği sözü tutmak, söze bağlı kalmak, dostluğu ve birlikteliği sürdürmektir. İyilik veya destek gördüğü kişi veya kurumu unutmamak, onu yadetmek ve karşılık vermeye çalışmaktır. Yaşanmışlıkların ve paylaşımların kıymetini bilmek, emanete sahip çıkmaktır.

Vefa tek taraflı olabileceği gibi, karşılıklı olması daha makbuldür. Vefasızlığa karşı vefalı olunmasını beklemek beyhudedir. Konuyu işyerlerinde, fabrikalarda çalışan ve işveren arasındaki ilişkiler açısından ele alırsak değişik durumları göz önünde bulundurmamız gerekir.

Her ne kadar sözleşmeye dayalı ve kanunlar çerçevesinde çalışılsa bile zaman içerisinde çalışan ile çalıştığı kurum ve işvereni arasında dostluk ve bağlılık oluşabilir, duygusal bağ kurulabilir. İşveren çalışanından bağlılık ve sadakat isteyebilir. Ama burada işverenin unutmaması ve yapması gereken hususlar vardır. Vefayı tek taraflı ve her hâlükârda beklemek akıl kârı değildir.

“Ahde vefa ilkesi” gereğince taraflar, yaptıkları bir sözleşmeye, şartlar sonradan değişse dahi uymak zorundadırlar. Ahde vefa ilkesi, sözleşmenin taraflarından birisinin tek taraflı iradesi ile sözleşmenin içeriğini diğer tarafın aleyhine değiştirememesini gerekli kılmaktadır.

İşçinin aldığı ücret miktarının düşürülmesi, ikramiyenin veya sosyal yardımın kaldırılması, işçinin işyeri organizasyonunda mevcut görevinden daha alt seviyedeki bir göreve atanması, çalışma koşullarının ağırlaştırılması gibi durumlar, iş sözleşmesinin içeriğinin işçi aleyhine değiştirilmesi anlamına gelmektedir. Bu tür değişiklikler, ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir.

Her türlü anlaşmazlık, yanlış anlama karşısında hem çalışanın hem de işverenin unutmaması gereken şey nedir biliyor musunuz? Hiçbir çalışan yıllarca çalıştığı işyerinden basit ve kolay bir sebeple çıkmak istemez, çalışan başladığı yerde bitirmek ister. Aynı şekilde işveren de işe aldığı çalışanlarla işyeri devam ettiği ve onların sağlığı elverdiği sürece çalışmak ister. O yüzden verilecek kararlar öncesi düşünmek, bir daha düşünmek, karşılıklı müzakere etmek ve dikenleri yoldan kaldırmak gerekir. Yerine başkasını koymak iki taraf için de zor bir süreç olabilir.

Tabi burada olaya birçok yönden bakmak gerekir. Çalışanlar genelde işlerini sevmediklerinden veya az kazandıklarından değil, çoğu patronunu (hesap verdiği kişiyi) sevmediği için iş değiştiriyor. Bu tespit bir araştırma sonucu… O yüzden fabrika sahiplerinin tepeye sevilmeyen bir insan koymamaya özen göstermeleri gerekir.

Her zaman insan kaynakları yöneticisinin önemini savunagelmişimdir. İşveren ve yöneticilerle çalışanlar arasında köprü mutlaka kurulmalıdır. Gemiler yakılmadan önce ve hatta sonrasında bile verilen kararlardan dönülebilir. Yeter ki ihlas ve samimiyetle konunun üzerine gidilebilsin. Yani;

  • Müsbet hareket edilmeli, çalışanın gideceği yer tenkid edilmek ve kötülenmek yerine kendi işyerinin iyi yanlarını ön plana çıkarmalı,
  • Yılların vermiş olduğu ortak yönler göz önüne serilmeli, ayrılık değil birleşme noktaları vurgulanmalı,
  • “Bizim işimiz ve işyerimiz daha iyidir” denilebilir, yoksa başkalarının işyerini ve işini kötülemeyi ima eden “Sadece benim işim ve işyerim iyidir” denilmemeli,
  • Rekabetin varlığı kabul edilmeli ancak rakipler küçümsenmemeli,
  • Birlikte daha çok işlerin başarılabileceği anlatılmalı,
  • Şahsi çıkar ve gurur bir kenara bırakılmalı.

Öte yandan vefa, vicdanlar üzerinde baskı unsuru olarak kullanılarak çalışan üzerinde aynı il, aynı sektör ve meslekte çalışmasının önüne engel konulamaz. Çalışanın tecrübesi aynı işini devam ettirdiği sürece öneme haizdir. Yoksa çalışanı belli yaştan sonra meslek değiştirip ustası olduğu işi bırakıp başka işte çırak olarak başlamaya zorlamak abesle iştigaldir. Burada işverenin şapkasını önüne koyup “ben nerede yanlış yaptım, neyi eksik bıraktım” diye kendi iç muhasebesini yapması gerekir. Rakip firmaya geçmenin suç olmadığı hukuk tarafından da teyit edilmiştir.

Sonuç olarak; kapattığınız kapıları aralık bırakınız. Tamamen kilit vurmayınız geçmişte yaşananlara. Bir gün kimlerle, nerede ve hangi şartlarda bir araya geleceğinizi bilemezsiniz. Eğer karşınıza çıkan Dünya’daki 8 milyar, Türkiye’deki 85 milyon insan arasından sadece birkaç 100 insanla tanışmış ve onlarla yaşıyorsanız vardır bir hikmeti.

Cavit SOY

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

  • Çin'den Ürün Tedariki
  • Küresel Ürün ve Firma Araştırması
  • Ülke / Pazar Analizi ve Raporlaması
  • Akreditif, Gümrük ve Dış Ticaret Danışmanlığı

Dünyaya Açıl

Satınalma Dergisine ABONE OL

Dijital Abonelik ile Satınalma Dergisinin yayınlanmış tüm sayılarına erişebilir, Buyer Network Öğrenme Merkezi'nde eğitim dokümanlarına ulaşabilirsiniz.

SATINALMA DERGİSİ 11 YILLIK ARŞİVİ

Tüm Arşive ve Gelecek 12 Sayıya Dijital Erişim

Buyer Network Öğrenme Merkezi

Kariyerinizi Geliştirecek Uzaktan Eğitim Seçeneklerine Sahip Olun

ŞİRKET ÜYELİK AVANTAJI

10 Yöneticiye Kadar Geniş Takımlar için Şirket Paketini Satın Alın

Satınalma Operasyonları Dijitalleşiyor !

 

 

 

 

 


 

 

 

This will close in 20 seconds