Antalya’da 29 Kasım – 02 Aralık tarihleri arasında ‘Tarım ve Teknolojinin Global Buluşması’ ana temasıyla düzenlenen Growtech Eurasia 17.Uluslararası Sera, Tarım Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı’nda, sektör temsilcileri “Tarım Teknolojilerinin Bugünü ve Geleceği”ni tartıştı. Panelde konuşan Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği (SERA-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Müslüm Yanmaz, modern seracılığın gelişmesi için jeotermal ve güneş enerjisinin etkin kullanılmasının Türkiye’nin rekabet gücünü arttıracağını söyledi.
Growtech Eurasia Tarım Sohbetleri çerçevesinde Tarım Editörü İrfan Donat’ın moderatörlüğünde Anfaş Salonu’nda gerçekleşen panelde, Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği (SERA-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Müslüm Yanmaz, Doktar Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Tanzer Bilgen, Sera Konstrüksiyon, Donanım ve Ekipman Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (SERKONDER) Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Bülent Aytekin ile Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Topakçı konuşmacı olarak yer aldı.
“Modern seracılığın gelişmesi için jeotermal ve güneş enerjisi etkin kullanılmalı”
Panelde konuşan Sera Yatırımcıları ve Üreticileri Birliği (SERA-BİR) Yönetim Kurulu Başkanı Müslüm Yanmaz, Türkiye’nin en büyük avantajlarından birinin tarımsal gelişim potansiyeli olduğunu söyledi. İsrail, Hollanda, Almanya gibi büyük sanayi ülkelerinin tarıma halen büyük teknolojik yatırım yapmakta olduğunu ifade eden Yanmaz, “Büyük firmalarımızın seracılığa yönlenmesiyle birlikte seracılığın teknolojiyle buluşarak, tarladakinden daha sağlıklı ve verimli ürünler ortaya koyduğu görülüyor. Teknolojik seralarda üretimin her aşaması otomasyon ile yönetildiğinden yüksek kalite açısından belli standartların gerçekleştirilebilmesi mümkün oluyor” dedi.
“Seracılıktaki gelişimlerin esas belirleyici unsurlarından birinin Türkiye’deki jeotermal kaynaklar olduğunu” belirten SERA-BİR Başkanı Müslüm Yanmaz, Türkiye’nin bir jeotermal cenneti olduğunu belirterek, jeotermal kullanımının yaygınlaştırılmasıyla birlikte enerji maliyetlerinde önemli tasarruf elde edilebileceğini söyledi. “Mevcut ortamda Türkiye, sera büyüklüğü bakımından Avrupa’da 2. sırada yer alırken, ihracat bakımından en son sırada ve en düşük fiyatla ürün satan ülke konumunda” diyen Yanmaz, “Bunun ana nedeni de profesyonel tarım ve profesyonel seracılık yapılmaması. Öncelikle seralarımızı profesyonel hale getirmemiz gerekiyor. Jeotermali ve güneşi etkin kullanmalıyız. Devletin yatırımcıların önünü açması gerekiyor. Özellikle kırsalda yaşayan kadınlarımızın üretici konumuna gelmesi gerekiyor. Bu da modern seracılıkla mümkün. Modern seracılığa baktığımızda, kadın istihdamına dönük bir uygulama, ihracat sağlayan bir kalem, tarımda teknolojinin uygulanabildiği bir alan, birim alandan en yüksek verim elde edilebiliyor ve kaliteyi artırıyor. Tüm bunları da göz önünde bulundurarak modern seracılığın önünün açılması gerekiyor” dedi.
“Rekabet için organize sera bölgeleri şart!”
Türkiye’de seracılık hakkında bilgi veren Sera Konstrüksiyon, Donanım ve Ekipman Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (SERKONDER) Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Bülent Aytekin, yatırımların önündeki engeller nedeniyle rekabet gücünün azaldığını vurgulayarak organize sera alanlarının geliştirilmesiyle birlikte rekabette tekrar güç kazanılabileceğini belirtti. Growtech Eurasia Tarım Sohbetleri panelinde konuşmacı olarak yer alan Aytekin, “Türkiye’de 650 bin dönüm örtü altı yetiştiriciliği mevcut. Ancak bunun 12-13 bin dönümü profesyonel seralardan oluşuyor. Türkiye’de jeotermal, güneş ve kömür kaynakları yeterince kullanılamıyor. Rekabet ettiğimiz Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu ve Rusya Federasyonu gibi ülkelerde ise doğal kaynak kullanımı çok yüksek ve maliyeti çok düşük. Dolayısıyla rekabet gücümüz zayıflıyor. Gün geçtikçe kan kaybediyoruz. Rekabet ettiğimiz ülkeler bizden daha fazla profesyonel seraya sahip olmaya başladılar. Ülkemizde uygun bölgelerde, alternatif enerjilerin kullanılabildiği alanlarda profesyonel seracılığın geliştirilmesi ve organize sera bölgelerinin oluşturulması gerekiyor” dedi.
“Tarımın geleceği akıllı tarım teknolojilerinde”
Akıllı tarım teknolojileri konusunda bilgi veren Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri ve Teknolojileri Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Topakçı, tarım ve teknoloji buluşmasının önemine değinerek, seracılığın bu buluşmada büyük rol oynadığını vurguladı. Topakçı, “Dünya nüfusunun artışıyla birlikte yiyecek gereksinimi de artıyor. Yeni tarım alanları açamadığımızdan mevcut alanların etkin biçimde kullanılması zorunlu. Akıllı tarım teknolojileri bu kapsamda mevcut alanların verimli kullanılmasını sağlıyor. Akıllı tarım teknolojileri; bilgisayar, elektronik ve kontrol teknolojilerinin çevrenin korunması için uygulanmasıdır. Yenilikçi bir teknoloji. Sürdürülebilir tarım kapsamında değerlendirdiğimizde önceliğimiz çevre kirliliğinin azaltılması, barınma ihtiyacı ve doğal kaynakların etkin kullanımıdır. Akıllı tarımın ilk uygulamalarını özellikle seralarda görebiliyoruz. Hayvancılık işletmelerinde de süt sağma, yemleme robotlarıyla bu uygulamaları görebiliyoruz. Geleneksel tarım uygulamalarında toprak analizi gerçekleştirirken, arazinin çeşitli noktalarından toprak örneği alarak tümünü karıştırıp bu karışımın analizini gerçekleştiriyoruz. Bunu yaparken tüm arazi homojenmiş gibi yanlış bir yaklaşım söz konusu. Akıllı tarım teknolojilerinde ise arazinin noktasal analizleri yapılarak haritalandırılmakta ve bu değişkenlere bağlı uygulamalar yapılabilmektedir. Bu da ilaçlama, gübreleme anlamında da önemli tasarruflar sağlamaktadır” dedi.
“Tarladaki bitkinin gelişimi uydu görüntüleri ile uzaydan takip ediliyor”
Tarım teknolojileri alanında hizmet veren Doktar’ın Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Tanzer Bilgen de panelde gerçekleştirdiği konuşmasında, veri analizinin önemine değindi ve Doktar’ın geliştirdiği teknolojik çözümler hakkında bilgi verdi. Bilgen, “Doktar olarak tarım ve teknolojiyi birleştirerek işin matematiğine bakıyoruz. Elde ettiğimiz veriyi işleyerek üreticilerimizin hizmetine sunuyoruz. Hava, toprak ve bitkinin takibinin yapılmasını sağlıyoruz. Öne çıkan üç teknolojimiz mevcut. Bitkinin gelişimini takip etmek için uydu görüntülerini kullanıyoruz. Birçok uydudan gelen veriyi işleyerek zaman serisi içerisinde bitkinin gelişimini ve sağlığını izleyebiliyoruz. Ayrıca meteoroloji istasyonlarımız mevcut. Cep telefonunuza gönderilen mesajlarla anlık takip yapabilmeniz mümkün olabiliyor. Üçüncü teknolojimiz ise toprağı analiz etmeye yarayan özel bir cihaz. Petrol endüstrisinde kullanılan bu cihaz, ışın yöntemiyle toprağın analizini 2 dakika içerisinde ve standart olarak yapabiliyor. Cihazdan cihaza değişiklik gösteren bir analiz ortaya koymuyor. Analizlerde insan hatasının da önüne geçilmiş oluyor” dedi.
Çin’den ABD’ye, İsveç’ten Kamerun’a Dünya Ülkeleri Growtech Antalya Tarım Fuarı’na Akın Etti…
Bu yıl 17’ncisi düzenlenen Growtech Eurasia Uluslararası Sera, Tarım Ekipmanları ve Teknoloji Fuarı, 29 Kasım-02 Aralık tarihleri arasında ’da Antalya Expo Center’da 50 bin m2 alanda ABD, Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarından 30 ülkeden 800 firma katılımı ile yapıldı. Çin’den ABD’ye, İsveç’ten Kamerun’a, Mısır’dan Rusya’ya, İtalya’dan İsrail’e kadar birbirlerinden binlerce kilometre uzaklıktaki tarım sektörü temsilcileri, 4 gün süre ile Antalya’da Growtech Eurasia çatısı altında buluştu. Fuar, T.C. Ekonomi Bakanlığının koordinasyonu ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin organizasyonu ile Alım Heyeti Programı’na evsahipliği yaptı. Program kapsamında Azerbaycan, Çek Cumhuriyeti, Gürcistan, Hırvatistan, Kazakistan, Kosova, Sudan, Tacikistan, Ürdün gibi ülkelerden 27 firma heyeti, Growtech Eurasia’da katılımcılarımızla fuar alanında birebir görüşmeler yaptı. GROWTECH ATSO Tarımsal İnovasyon Ödülleri, 30 Kasım 2017’de Growtech Eurasia’da Anfaş Salonu’nda düzenlenen törenle sahiplerine takdim edildi. Ödül kazanan proje ve ürünler fuar alanında ATSO standında sergilendi.