KPMG, Küresel Kadın Liderler Araştırması’nın ikincisini tamamladı. Araştırmaya göre, kadın yöneticiler teknolojik dönüşümü tehditten çok fırsat olarak görüyor ancak önce “İnsana yatırım” diyor. Kadın yöneticilerin geleceğe hazır şirketler oluşturmak için izleyeceği stratejilerin başında iş gücünü modernize etmek geliyor.
KPMG’nin 2019 Küresel Kadın Liderler Araştırması, kadın liderlerin kurumsal liderliğe nasıl baktıkları, dikkatlerini nereye verdikleri ve neyi değiştirmek istedikleri hakkında derin öngörüler sağlıyor. 52 ülkeden, bin 100’ün üzerinde kıdemli kadın yöneticiyle yapılan araştırmada Türkiye’den 41 kadın yönetici yer aldı.
Araştırmayı değerlendiren KPMG Türkiye Denetim Bölüm Başkanı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Çeşitlilik Lideri Nesrin Tuncer, “Kadın yöneticilerin yarısından fazla iş hayatında hâlâ cinsiyetçi kalıplarla mücadele ediyor. Kadın yöneticiler arasında şirket organizasyonlarının cinsiyet eşitliği yolunda sonraki adımları atmaya devam etmelerini sağlamak amacıyla büyük sorumluluk üstlenmesi gerektiğine inananların oranı yüksek. Kadın yöneticilerin yüzde 38’i, cinsiyet ayrımının olmadığı eğitim ve öğretim programlarını cinsiyet eşitliği mücadelesinde önemli faktörler olarak görüyor. Yüzde 20’si, kadınlar için resmi destek programlarının kadınları yönetici pozisyonlarına getirmeye yardımcı olacağına inanıyor. Eşit ücret konusunda da hâlâ engeller var. Kadın yöneticilerin yüzde 40’ı şirketlerindeki maaş yapılarını biliyor. Ancak yüzde 37’si bu bilginin şeffaf olmadığını düşünüyor” dedi.
Araştırmadan önce çıkan satır başları şöyle:
- Kadın yöneticilerin yüzde 80’i müşteri değerlerinin, şirketlerinin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) politikalarına yansıtılmasını sağlamak konusunda kendilerini sorumlu hissediyor. Türkiye’de bu oran yüzde 88.
- Katılımcıların yüzde 56’sı, kişisel liderlik tarzlarını stratejik ve ekip odaklı görüyor. Türkiye’de bu oran yüzde 41.
- Kariyerinin bir sonraki adımını planlayanların oranı küreselde yüzde 72, Türkiye’de yüzde 85. Bir sonraki kariyer adımını mevcut şirketlerinde atacağına inananların oranı küreselde yüzde 34 iken Türkiye’de yüzde 44.
- Yüzde 34’ü uzun vadeli başarı için kişisel olarak motive olduğunu söylüyor.
- Başarının vazgeçilmezi çeviklik
- Kadın yöneticilerin yüzde 82’si çevikliğin başarılı bir işletmenin yeni vazgeçilmezi olacağına inanıyor.
- Rekabette kalabilmek için iş modellerini düzenli olarak gözden geçiren ve yenileyenlerin oranı yüzde 69. Kadın yöneticilerin yüzde 81’i karşılaştığı güçlüklerin üstesinden gelebilen bir şirket olmak için ana yapıyı korumaktansa değişikliklere hızlıca adapte olmanın daha önemli olduğuna inanıyor.
- Yüzde 96’sı inovasyon sürecinin ve uygulamanın geliştirilmesi gerektiğine inanıyor.
- Yüzde 36’sı büyümeyi sürdürmek için fintech, insurtech, healthtech gibi yenilikçi start-up’larla iş birliği yapılması gerektiğine inanıyor.
- Kadın yöneticilerin yüzde 64’ü yeni teknolojilere yatırım yapmaktan önce iş gücüne yatırım yapacaklarını belirtiyor. Katılımcıların yüzde 47’si akıllı otomasyon vb. uygulamaları barındıran iş gücünün modernizasyonunu strateji olarak belirliyor.
- Yüzde 63’ü karar verme aşamasında veri modellerine/sistemlerine güveniyor ve gelecek üç yıl içinde yapay zeka ve robotik süreçlerin yatırım getirisine pozitif etkisi olacağına inanıyor.
- Güvenin kilidi veri analitiği
- Katılımcıların yüzde 82’si kapsamlı veri analizi araçlarının müşterilerini anlamada önemli rol oynadığına inanıyor. Yüzde 69’u bilgi güvenliğinin başarıdaki en kritik faktör olduğunu düşünüyor. Yüzde 78, müşteri verilerini korumanın en önemli sorumluluklardan biri olduğunu ve bunun müşteri portföyünün genişlemesini sağlayacağını düşünüyor.
- Katılımcıların yarısı çalışan motivasyonunda en etkili olan faktörün ‘pozitif çalışma ortamı, ekip ortamı’ olduğunu düşünüyor.
- Yüzde 40’ı ise bir amaca yönelik ve anlamlı çalışma ortamlarının çalışanları motive ettiğini düşünüyor.
- Yüzde 36’sı çalışanlara sunulan eğitim, kariyer desteği gibi konuların ve çalışanlarının kariyerlerinde bir sonraki adımı atmalarına yardımcı ortamların çalışanları motive ettiğini düşünüyor.
- Yüzde 34’ü ise iş-özel hayat dengesini kurabilmenin çalışan motivasyonunda önemli olduğuna inanıyor.