Fransız Kaldığımız Konular #3 “la qualification”

Alım - Satım

Zafer Urfalıoğlu
Zafer Urfalıoğlu
Zafer Urfalıoğlu 1974 Sakarya doğumlu, evli ve 2 çocuk babasıdır. İngilizce bilmektedir. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri üzerine lisans, Kalite Yönetimi ve Kalite Güvence Sistemleri üzerine de Yüksek Lisans yapmıştır. Sabancı Holding bünyesinde faaliyet gösteren ve DuPont ortaklığı olan DuSA LLC’nin Türkiye ve Amerika’daki fabrikalarında Tesis İşletimi, Proses Kontrolü ve İş Güvenliği konularında eğitimler almış, eğitimler vermiştir. 1992 yılından bu yana profesyonel olarak farklı işletmelerde; Proje, Üretim, İş Güvenliği, Tedarik Zinciri, Endüstri İlişkileri, İnsan Kaynakları, Kalite Güvence Sistemleri ve İmalat Sanayinde Fabrika Yönetimi alanlarında çalışmıştır. Halen plastikten mamul iç ve dış mekân oturma grupları üreten bir şirkette Süreç Geliştirme Yöneticisi olarak çalışmakta olan Urfalıoğlu, aynı zamanda bir yayınevinde, Yayın Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütmektedir.

Bakmayın öyle ağzı burnu bükerek havalı havalı söylediğine, Kalifikasyon aslında bildiğimiz Vasıf demek. Hani şu ilanlarda geçen “Vasıfsız Eleman Aranıyor” duyurusunda kullanılan vasıf.

Gerçi, herhangi bir vasfı bile olmayan biri neden işe alınır bilemedim. Hayır, Çırak Aranıyor yazılsa onu anlarım ama Vasıfsız Eleman nedir?

Vasıfsız Eleman Pozisyonu tanım olarak; özel bir yeteneği ve uzmanlığı olmayan herhangi bir kişinin çok kısa bir eğitimle veya hiçbir eğitime bile gerek olmadan çalışabileceği işler, görevler demek oluyor.

Yani: Getir-Götür, Al-Ver, İndir-Kaldır, Yükle-Boşalt

Katma Değer nerede ? !

Değer katmaya gerek yok: Zamanında işine gelsin, denileni yapsın, çalışsın, çalışsın, çalışsın gitsin.

Bir vasfı da olmadığı için en iyi ihtimalle asgari seviyede bir ücret alsın. Başka da bir şey istemesin.

E, peki neden birileri kalkıp da iş hayatında; “We Are Smarter Than Me” demiş olabilir hiç düşündük mü?

Bu cümleyi daha önce bir yerlerden okuyanlar mutlaka olmuştur; ama bahse girerim ki Türkçesini duyan yok denecek kadar azdır.

“We Are Smarter Than Me” yanisi “Biz, Benden Daha Akıllıyız”

Liderlik ve strateji danışmanlarından olan Barry Libert ve Jon Spector, “Biz, Benden Daha Akıllıyız” diyerek, şirketlerin kendi sınırlarını yetenek havuzlarına açmalarını tavsiye eder.

Çünkü çalışanların, müşterilerin ve üçüncü kişilerin şirket ile doğrudan etkileşime girebilecekleri kanalları açmak, yıllar sürecek Ar-Ge çalışmalarından çok daha kısa sürede ve daha verimli sonuçlar elde edilmesini sağlar.

Katma Değer katar.

Ayrıca ne iş yaparsanız yapın rekabet anlayışı her zaman daha fazla sorgu ve akıl yürütmeyi sağlar. İşbirliğine dayanan ve her iki tarafın da değerinin ortaya çıktığı vasıf ilişkilerinde sistem de kendini besler ve sonuçta herkes kazanır.

Katma Değer oluşur, işe bir değer katılır.

Ortaklaşa akıl yürüttüğünüz, işbirliği yaptığınız konular ne kadar sağlamsa paydaşların elde ettikleri kazanç da o kadar sürdürülebilir olur.

Nasıl mı?

  1. Akıl yürüten, risk alan, mesleki bilgisi ve iş tecrübesi olan bir ekip  (çok da kolay bulunacak bir kadro değil kabul ama) hayal edin.

Ben bekliyorum. Siz hayal edin.

  1. Tamam şimdi de aklını işine vermeyen, sorumluluğu olmayan, mesleki bilgisi ve iş tecrübesi dahi olmayan bir ekip  (ki çok kolay bulunacak bir kadro) hayal edin.

Hangisiyle çalışmak istersiniz?

İlk hayalinizle çalışmak inanılmaz zordur! Sizi zorlar, kararlarınızı sorgular, inisiyatif alır, uygular. Plan bile yapar. Of, çok da zordur bunları bir arada tutmak. Hayır masrafı da çok olur, maaşı da. Sürekli ilgilenmeniz gerekir. Daha da kötüsü sizi sistematik çalışmaya zorlar. Ağız tadıyla patronluk yapamaz, hep çalışmak, gelişmek zorunda kalırsınız.

Peki ya ikinci hayaliniz! Oh, çok rahat. Ne söylersen “doğru” derler, “olur” derler. Söyleneni yaparlar, söylenmeyeni ise yapmazlar. Ne rahat di mi. Onların içindeki en zeki, en akıllı ve hatta en zengin sizsinizdir. Egonuz beslenir, konfor alanınız genişler. Ve tabiki paranız da birikir.

Peki ya sonra!

İşletmenin tüm bilgisi, aklı, zekası, yeteneği ve gayreti sizinle sınırlanır. İşletmenin kapasite sınırı sizsinizdir. Ortamdaki en Vasıflı Eleman da sizsinizdir.

Ve birgün bir yerlerden çıkıp gelen “Elalem” isimli işletme birdenbire senin işletmenden yani senden daha akıllı olur ve müşterileri toparlar gider.

Ya da Tedarikçilerini toparlar gider, bazen de çalışanlarını toparlar gider.

O zaman ne yapmak lazım !

Cevap: Personel Kalifikasyonu ve Esnekliği

Personel Kalifikasyonu; en önemli üretim ve maliyet faktörlerinden birisidir. Firmalar için personel, materyale dayalı olmayan bir yatırımdır. Personel, firmalara uzun süreli işletme başarısı ve sürdürülebilir bir işletme güvencesi için önemli yararlar sağlar. Bu anlamda da personel kalifikasyonu çok önemlidir.

Kalifikasyon Esnekliği; çalışanın sadece farklı makineleri çalıştırabilme, farklı süreçlerde görev alabilme yeteneği kazanması anlamına gelmemektedir. Temel olarak birden fazla işte çalışabilir ve aynı zamanda üretim yönetim sisteminin de tüm araçlarını kullanabilen kişi esnek kalifikasyona sahiptir.

İşgücünün Verimliliğini Arttırmaya İlişkin Önlemler [1]

İşletme yönetiminde ücret arttırıcı, çalışmayı sürekli kılıcı, kıdemi artırıcı, işverenin ücreti ödeyebilmesini sağlayıcı ve benzeri istekler arasında, çalışan verimliliğinin artırılması önlemleri de öncelikle yer almalıdır.

  1. Verimliliğin Artabilmesi için Başlıca Önlemler Şunlardır:
    1. Çalışanın zaman, bilgi ve becerisini artırıcı hizmet-içi ya da hizmet-dışı eğitimden geçirilmesi,
    2. Hızlı üretimi engelleyen eskimiş teknolojilerin yerine; hızı artırıcı, hatalı üretimi azaltıcı yeni teknolojilerin benimsenmesi. Bu aşamanın en önemli özelliği, yüksek teknoloji-hightech-olarak anılan ileri teknoloji kullanımı, özellikle de robot kullanımıdır. Bugün robot kullanılan fabrikalara, “geleceği olan fabrikalar” gözüyle bakılmaktadır. Bu nedenle otomasyana ve robotlaşmaya sıcak bakmak, teknolojik ve ekonomik bir zorunluluk halini almıştır.
    3. Üretim yöntemlerinde ya da üretim sürecindeki verimin yükselmesine engel olan durumların ortadan kaldırılması,
    4. İşyeri atmosferinin bıktırıcı olmaktan kurtarılması,
    5. Sürekli çalışmayı engelleyen iş kazası ve meslek hastalığı nedenlerinin, elden geldiğince ortadan kaldırılması.

İşveren ve çalışanlarca karşılıklı kabul edilerek uygulanabilir hale gelmiştir.

Burada bu konuda bazı uygulama örneklerini de vermemiz yerinde olacaktır:

  1. Çalışanlara belirtilen süreler kadar eğitim izni verilmesi ve bu iznin ücretli izin biçiminde kullanılması.
  2. İşyerinin yapısının elverişli olması durumunda, çalışanlar için bir seminer salonu tahsis etmesi.
  3. Çalışanların eğitimi için; işverenin izin ve seminer salonu vermesinin ötesinde, öğretim elemanı da sağlaması.
  4. Seminerlerde başarılı olan ve özellikle öğrendiklerini işyerinde uygulayanların tanınması ve işveren tarafından ödüllendirilmeleri.
  5. Seminerde başarı sağlayan çalışanların kıdemlerine, seminer süresi kadar ya da başka bir ölçüde eklemeler yapılması.
  6. Çalışanların da işverenler kadar, emek verimliliğinin artırılmasında arzulu olmaları, verimlilik ve karlılığın artmasından çalışanın yararlanma derecesine bağlıdır.

Vasıflılığın üretime yansıması, bu yansımanın karlılık derecesini artırması da olağan bir sonuç olarak görüleceğinden, bu artışın; çalışan kazancına, ücret verimlilik primi vb. biçiminde; ama mutlaka para ile ifade edilen fark olarak yansıması bekletilmelidir.

  1. Verimliliğin artması yoluyla “Sıfır Hata Noktasına” yaklaşmasını özendiren ve bu hedefe yaklaşılması oranında ücrete de artış sağlayan yöntem,
  2. Kök ücret karşılığında belirlenmiş üretim miktarının üstünde yapılan her üretim ünitesi için, ücrete ilave yapmayı sağlayan yöntem ve benzerleri hep verimliliğe dayalı ücret belirlemelerine farklı açılarda ve farklı görüşlere göre ele almaktadır.

İşletmesini bilimsel yöntemlerle yöneten; verimliliği, karlılığı, büyümeyi amaçlayan işletmeciler, çalışanın kıdeminin, dolayısıyla veriminin artmasına yardımcı olacak ve verim artışının faydalarını çalışanıyla paylaşma yolunu seçecektir. Yani çalışanın çalışmasını sürekli kılacak bir yönetim biçimini benimseyen işverenler, çok sık görülmektedir.

Bunun karşılığında sürekli çalışan işçinin becerisi de aynı doğrultuda artacağından, çoğu kez bu mekanizma ile işletmeye sağlanan kazanç, katmerleşen kıdem tazminatı ödemesinin üstünde olmaktadır.

Her işin özelliğine göre, beceri kazanma hız ve oranı farklı olmakla birlikte, ortalama olarak işin her yapılışında (katlanışında) harcanması gereken süre, bir öncekinin %80’i kadar olmaktadır. Batı literatüründe bu verimlilik gelişmesi “Learning Curve” olarak. yani Türkçesi “Öğrenme Eğrisi” olarak adlandırılır.

Ne kadar basit değil mi?

Kalifikasyon ile Kazan-Kazan ilişkisi ne kadar rahat sağlandı bile.

Ama sorun şu ki kelime Fransızca! Türkiye’de tamamen Fransız kaldığımız bir başka kelime daha işte.

Saygılarımla.

Zafer URFALIOĞLU

[1] https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/828225 Prof. Dr .Rıfat ÜSTÜN Anadolu Üniversitesi. İİBF. Öğretim Üyesi. İŞGÜCÜNÜN VERİMLİLİĞİ NASIL ARTTIRILABİLİR isimli çalışması.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

  • Çin'den Ürün Tedariki
  • Küresel Ürün ve Firma Araştırması
  • Ülke / Pazar Analizi ve Raporlaması
  • Akreditif, Gümrük ve Dış Ticaret Danışmanlığı

Dünyaya Açıl

Satınalma Dergisine ABONE OL

Dijital Abonelik ile Satınalma Dergisinin yayınlanmış tüm sayılarına erişebilir, Buyer Network Öğrenme Merkezi'nde eğitim dokümanlarına ulaşabilirsiniz.

SATINALMA DERGİSİ 11 YILLIK ARŞİVİ

Tüm Arşive ve Gelecek 12 Sayıya Dijital Erişim

Buyer Network Öğrenme Merkezi

Kariyerinizi Geliştirecek Uzaktan Eğitim Seçeneklerine Sahip Olun

ŞİRKET ÜYELİK AVANTAJI

10 Yöneticiye Kadar Geniş Takımlar için Şirket Paketini Satın Alın

Satınalma Operasyonları Dijitalleşiyor !

 

 

 

 

 


 

 

 

This will close in 20 seconds