İhracatçılar ve Döviz Kazandıranların Neye İhtiyacı Var? – Bölüm 1

İhracatçılar Ve Döviz Kazandıranların Neye İhtiyacı Var – Bölüm 1 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

İhracatçılar ve Döviz Kazandıranların Neye İhtiyacı Var? – BÖLÜM 1

Reşat BAĞCIOĞLU

Döviz Kazandıranlar Kimlerdir?

İhracat dışında yapmış oldukları faaliyetler dolayısıyla ülkemize döviz getiren kişi ve kuruluşlar döviz kazandıranlardır.

İhracatçılar Ve Döviz Kazandıranların Neye İhtiyacı Var – Bölüm 1 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBunlar;

  • Turizm
  • Sağlık
  • Dış ticaret navlunu (Lojistik)
  • Dış ticaret depolama
  • Yurt dışı sigorta
  • Yurt dışı Müteahhitlik hizmetleri
  • Yurt dışı taahhüt yapanlar
  • Yurt dışına kültür ve sanat faaliyetleri
  • Yurt dışına kitap, film, dizi film satışı
  • Telif haklarının yurt dışına satılması

sayılabilir

Döviz Getirenlerin İhtiyaçları Neler Olabilir?

Öncelikle eğitim derim. Eğitimsiz yol yordam bilemeyiz. Gerek ihracatçılarımıza, gerekse döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan kurum ve kuruluşlara T.C. Ticaret Bakanlığı bünyesindeki TİM – Türkiye İhracatçılar Meclisi, çeşitli ihracatçı birlikleri verdikleri hizmetler arasında çeşitli konularda eğitim organizasyonları da yapmaktadırlar. Buradaki amaç ihracatçılarımızı ve döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan kurumları daha da bilinçlendirmek, eğitimle desteklemek, yurt dışı pazarlarda daha güçlü hale getirmek.

Ülkemizdeki ihracatçı birlikleri;

İhracatçı Birlikleri İhracatçıya Rehberlik Eder

İhracatçı birliklerinin görevleri arasında;

  • İhracatçıları örgütlendirmek ve işbirliğini geliştirmek suretiyle ihracatı artırarak ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak,
  • Dış ticaretin ülke menfaatine uygun olarak gelişmesini sağlamak,
  • Dış ticarete ilişkin konularda çalışmalar yapmak, bu kapsamda; kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör kuruluşları ve ulusal ve uluslararası kuruluşlar nezdinde üyelerinin menfaatlerini ülke çıkarları çerçevesinde koruyucu ve geliştirici çalışmalar yapmak,

hususları yer almaktadır. Kuşkusuz ki bunları yerine getirirken eğitim faaliyetleri ile ihracatçılarımızı bilgilendirmektedirler.

Başarıya Giden Yol Eğitimden Geçer

Her kim ki;

           “Her şeyi en iyi ben bilirim, benim bilgim bana yeter, eğitime asla ihtiyacım yok”

diyen her kim var ise hem kendisine hem de ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan kurumlara zarar veren kişilerdir.

Her şeyin önceliği eğitimdir… Eğitim bilgidir, bilgi güçtür.

Eğitim Ihracatçıya Güç

Ülkemizde ihracatçı ve döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan kişi ve kurumlara eğitim faaliyetlerini ağırlıklı olarak sürdüren ihracatçı birliklerimiz;

Türkiye’de ilk sırada yer alan eğitim veren birlikler;

Immib Logo

Önceleri oldukça sık eğitim organizasyonları yapan ancak 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem sonrası, ciddi yara alan bölgede, eğitim faaliyetlerini biraz daha seyrekleştirerek İkinci sırada yer alan;

Gaib Logo

Eğitimlerine haftanın her günü olmasa da, hatırı sayılır bir yoğunluk içerisinde eğitim faaliyetlerini sürdürmeye, ihracatçılarımıza destek olmaya çalışmaktadır.

Yukarıdaki her iki akademi bir ayın her iş günleri sürekli eğitimler organize etmekte ve bu eğitimleri verecek eğitmenlerin reyting ve performansları ile  mesleki tecrübesi yüksek seviyede olan eğitmenlerle birlikte yollarına devam etmektedirler.

Gerek İMMİB Akademi İstanbul, gerekse GAİB Akademi Gaziantep’in yönetiminde çok değerli eğitim ve araştırma şube müdürleri yer almakta olup, her iki güzide eğitim şube müdürümüz kendilerine tanınan olanaklar çerçevesinde ihracatçılarımızı aydınlatmak ve geliştirmek adına çeşitli eğitimler yapmakla birlikte, her eğitim döneminde neyi nasıl daha da cazip kılar, ihracatçılarımızı daha fazla aydınlatabiliriz çabası içerisindedirler.

İMMİB Akademi İstanbul’un Hakkını Vermek Gerekir

Immib Akademi

Her ne kadar iki güzide eğitim kurumumuz sıklıkla eğitimler veriyor olsa da, her ayın her iş günü eğitimlerini ara vermeden sürdürüp ihracatçılarımıza ve döviz kazandırıcı faaliyette bulunan firmalara ve aynı zamanda dış ticaret sektörünün bilgi yönünden bilinçlenmesine önemli destek veren İMMİB AKADEMİ İSTANBUL’u, değerli yöneticileri ve çalışanlarını gönülden tebrik ediyorum.

Ya Diğer İhracatçı Birlikleri

Az da olsa eğitim faaliyetleri içerisinde yer alan diğer ihracatçı birliklerinin çok uzun süre eğitim organizasyonu düzenlemediklerini de görmekteyim. Bunun farklı nedenleri olsa da birliğe kayıtlı üye sayısı, eğitime talep olmaması veya tasarruf tedbirleri çerçevesinde eğitime bütçe ayrılmaması nedenler arasında sayılabilir mi acaba?

En Şaşırdığım Haber

Beni en fazla şaşırtan bilgi ise; ülkemizin 3. büyük şehri olan İzmir’de yer alan;

Ege İhracatçı Birlikleri’nde

maalesef eğitim şubesi inaktif ve hiç eğitim yapılmamaktadır. Gerçekten beni çok şaşırttı. Ege Bölgesi ihracatçılarının hiç mi eğitime ihtiyaçları olmuyor acaba? İhracatçılarımıza hiç eğitim desteğinin verilmemesin izah edilir hiçbir tarafı yoktur.

İhracatçılarımız Ne İster

Öncelikle eğitim dedikten sonra, ihracatçılarımız ve döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan firmalarımızın en temel ihtiyaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Finansmana erişim ve kefalet,
  • Daha fazla devlet destekleri,
  • Rekabetçi olabilme adına maliyetlerin ve kur riskinin düşük olması,
  • Düşük risk,
  • Yurt dışı fuarlara katılım olanağı,
  • Düşük enflasyon

İhracatçılarımızın tüm gereksinimleri sadece yukarıdaki birkaç madde ile sınırlı kalmayıp, her kalem ihtiyacı tek başına ele aldığımızda çok daha farklı ihtiyaçların ortaya çıkacağı aşikârdır.

Bakalım haftaya neler söyleyeceğiz?

İhracatçılar Ve Döviz Kazandıranların Neye İhtiyacı Var – Bölüm 1 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemReşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi 

Sürdürülebilirlik Konferansı 24 Eylül’de İstanbul’da

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber Sürdürülebilirlik Konferansı

Sürdürülebilirlik Konferansı 24 Eylül’de İstanbul’da

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber Sürdürülebilirlik KonferansıYeşil İş Platformu tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin en önemli sürdürülebilirlik buluşmalarından biri olan Sürdürülebilirlik Konferansı, ikinci kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Boğaziçi Üniversitesi, SKD Türkiye ve Escarus iş birliğiyle hayata geçirilecek konferans, “Yeşil Dönüşüm İçin Şimdi Ne Yapmalı?” temasıyla 24 Eylül 2025’te Fairmont Quasar İstanbul’da gerçekleştirilecek.

Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki en kapsamlı buluşmalarından biri olan 2. Sürdürülebilirlik Konferansı, sektörler arası iş birliğini ve dönüşümü hızlandırmak amacıyla 24 Eylül 2025’te tarihinde Fairmont Quasar İstanbul’da düzenlenecek. Konferans, “sürdürülebilirlik” kavramını teoriden pratiğe taşıyarak, iş dünyasına somut stratejiler ve ilham sunmayı hedefliyor.

Sürdürülebilirlik ve ekonomi alanındaki saygın yayınları bünyesinde bulunduran EKO Yayın Grubu tarafından kurulan ve kısa sürede sürdürülebilirlik ve yeşil ekonomi gündeminin önde gelen dijital yayıncısı konumuna gelen Yeşil İş Platformu, ikinci kez Sürdürülebilirlik Konferansı’nı düzenliyor. Boğaziçi Üniversitesi, SKD Türkiye ve Escarus iş birliği ile 24 Eylül 2025 tarihinde Fairmont Quasar İstanbul’da gerçekleşecek konferansın ana teması “YEŞİL DÖNÜŞÜM İÇİN ŞİMDİ NE YAPMALI?” olarak belirlendi.

TSKB’nin stratejik ortak olarak sponsor olduğu Sürdürülebilirlik Konferansı 2025’in diğer sponsorları; LimakGürok GrupDoğanlar Mobilya GrubuYapı KrediPegasusAkkök Holding, TAB Gıda, Klüh ve Future Verde.

Yeşil Dönüşüm İçin Somut Adımlar

Yeşil İş Platformu Sürdürülebilirlik Konferansları, Türk iş dünyasının yeşil dönüşüm yolculuğu için güçlü bir paylaşım ve iş birliği ortamı sunuyor. Konferanslarda, iş dünyasının sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için gerekli adımlar ele alınırken, güncel gelişmeler, trendler ve farklı sektörlerden başarı hikâyeleri paylaşılıyor. Katılımcılara interaktif bir deneyim ve networking ortamı sunan etkinlik, sürdürülebilir iş modellerinin gelişimine destek olmayı hedefliyor.

İlki geçtiğimiz yıl Eylül ayında gerçekleşen ve büyük ilgi gören Sürdürülebilirlik Konferansı 2024, farklı sektörlerden liderleri bir araya getirerek yeşil dönüşüm sürecine önemli katkılar sunmuştu. Bu yılki konferans, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için hangi adımların atılması gerektiğine odaklanarak “Yeşil Dönüşüm İçin Şimdi Ne Yapmalı?” sorusuyla, sürdürülebilirlik yolculuğunun zorluklarını ve fırsatlarını ele alarak iş dünyasını dönüştürücü çözümlerle buluşturmayı hedefliyor.

Konferans, iklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha fazla hissedildiği günümüzde, yeşil ekonomiye geçiş için atılması gereken adımları ortaya koymayı hedefliyor. Enerjiden finansa, üretimden iletişime kadar pek çok farklı sektörden liderler, sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda hem Türkiye’nin hem de dünyanın önündeki fırsatları ve zorlukları değerlendirecek. Konferans boyunca; yeşil finansman ve yatırımlar, karbon nötrlük hedefleri, döngüsel ekonomi, yeşil binalar ve şehirler, yenilenebilir enerji, kadın liderliği, yapay zekâ ve dijitalleşmenin sürdürülebilirlikteki rolü gibi konular ele alınacak. Katılımcılar hem küresel trendleri öğrenme hem de Türkiye’nin yeşil dönüşüm yolculuğuna dair somut adımlar konusunda ilham alma fırsatı bulacak.

Etkinliğin açılış konuşmalarını Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü ve SKD (Sürdürülebilir Kalkınma Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel yapacak. 4 Oturum ve İlham Verenler konuşmalarından oluşan konferansın diğer konuşmacıları hakkında detaylı bilgi konferans.yesilisplatformu.com adresinden alınabilir

Kimler Katılmalı?

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Ve Yeşil Satınalma Eğitimi Haber Sürdürülebilirlik KonferansıCEO’lardan, sürdürülebilirlik liderlerine, kamu temsilcilerinden akademisyenlere, STK yöneticilerinden sektör profesyonellerine kadar geniş bir katılımcı kitlesini buluşturan konferans, iş dünyasında yeşil dönüşümü merkezine almak isteyen tüm profesyonelleri, sektörün öncü isimleriyle bir araya getirecek. Katılımın kontenjanla sınırlı olduğu konferansın kayıtları konferans.yesilisplatformu.com web sitesi ve Mobilet üzerinden yapılabiliyor.

Sürdürülebilirlik Konferansı, yalnızca bir tartışma platformu olmanın ötesine geçerek, iş dünyasına yol gösterecek, akademi ile özel sektörü buluşturacak ve yeşil dönüşüm için güçlü bir ortak vizyon geliştirilmesine katkı sunacak.

Daha fazla bilgi ve katılım için konferans.yesilisplatformu.com adresi ziyaret edilebilir.


Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Sürdürülebilir Tedarik Standardı Yazı Dizisi

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
VE YEŞİL SATINALMA SUNUMLARI VE DİĞER MAKALELER

Power Point Sunum Klasörünü indirebilirsiniz:

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu ve Türkiye Analizi



İŞ PROBLEMLERİNE ODAKLI EĞİTİMLER, ÖLÇÜLEBİLİR SONUÇLAR

Ecovadis Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Satın Alma Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri ve Yeşil Satınalma ISO 20400 Eğitimi için tıklayınız. 

 Şirket eğitimlerini standart kalıplarla değil, ihtiyaçlarınıza özel tasarlıyoruz.

Her program, işletmenizin gerçek problemlerine çözüm üretmek ve ölçülebilir sonuçlar yaratmak için hazırlanır.
Sizlerden gelen geri bildirimlerle eğitimlerimizi özgünleştiriyor, böylece her adımda somut değer katıyoruz.

Mottomuz: “Her eğitim, bir iş probleminin çözümü için tasarlanır.”

Güvenilir, verimli ve profesyonel eğitim hizmetleriyle yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim. Prof. Dr. Murat Erdal 

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri:
İçerikleri incelemek için tıklayınız.

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Standardı Eğitimi (2 gün)
☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi İlişkileri Eğitimi (2 gün)
☐ İdari İşler ve Tesis Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Filo Yönetimi Eğitimi: “Operasyon ve Planlama İlkeleri” (2 gün)
☐ Lojistik ve Depo Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Satış Mühendisleri için Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)

Dış Ticaret Eğitimi Dis Ticaret Lojistik Sozlesme Egitimi
Dış Ticarette Lojistik Operasyon ve Sözleşme Yönetimi Eğitimi için tıklayınız. 

-> EĞİTİM KATALOĞUNU İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com 

MES Sistemlerinin Karmaşık Üretim Hatlarında Değişken Kapasiteye Uyumu

Mes Sistemlerinin Karmaşık üretim Hatlarında Değişken Kapasiteye Uyumu Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

MES Sistemlerinin Karmaşık Üretim Hatlarında Değişken Kapasiteye Uyumu

Anıl YILMAZ
Histogram Makina

  1. Giriş

Mes Sistemlerinin Karmaşık üretim Hatlarında Değişken Kapasiteye Uyumu Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemÜretim Yürütme Sistemleri (MES – Manufacturing Execution Systems), üretim sürecinin planlama, izleme ve kontrol işlevlerini gerçekleştiren kritik yazılım altyapılarıdır. Özellikle yüksek karmaşıklığa sahip, çok değişkenli üretim hatlarında MES, operasyonların sürekliliğini ve esnekliğini sağlayarak üretim verimliliğini artırır. Günümüz endüstriyel ortamlarında, talep değişiklikleri, ürün çeşitliliği, ekipman arızaları gibi faktörlerden dolayı üretim kapasitesi sürekli değişiklik gösterebilir. Bu çalışmada, MES sistemlerinin değişken kapasite koşullarına nasıl uyum sağladığı, bununla ilişkili teknolojik yaklaşımlar, avantajlar, sınırlamalar ve örnek vakalar ele alınacaktır.

  1. Karmaşık Üretim Hatlarının Özellikleri ve Değişken Kapasite Kavramı

Karmaşık üretim hatları, çok sayıda üretim istasyonunu, manuel ve otomatik operasyonları, yarı mamullerin çeşitli yönlendirmelerini ve aynı hatta birden fazla ürün tipinin üretimini içerebilir. Bu tip üretim sistemleri, sıklıkla otomotiv, havacılık, elektronik ve ilaç sektörlerinde görülmektedir. Değişken kapasite ise üretim hattının belirli zaman dilimlerinde üretim yapabilme gücündeki değişimleri ifade eder. Bu değişimler;

  • Talep dalgalanmaları (mevsimsel üretim artışı/azalışı),
  • Operatör değişkenliği ve vardiya düzeni,
  • Makine performans düşüşleri,
  • Malzeme tedarik problemleri,
  • Acil siparişlerin devreye alınması gibi nedenlerle oluşabilir.
  1. MES Sistemlerinin Değişken Kapasiteye Uyum Sağlama Mekanizmaları

3.1 Gerçek Zamanlı İzleme ve Geri Bildirim

MES sistemleri, üretim hattındaki sensörler, PLC’ler ve SCADA sistemleriyle entegre çalışarak, kapasite değişimlerini anlık olarak algılayabilir. Örneğin, bir üretim hücresinde makine arızası gerçekleştiğinde, MES sistemleri bu durumu derhal kayıt altına alır ve planlama sistemine sinyal göndererek üretim rotasını veya sırasını yeniden yapılandırabilir.

3.2 Dinamik Üretim Planlama

Klasik ERP sistemlerinden farklı olarak MES, kısa vadeli ve detaylı planlamaları yapabilir. Değişken kapasite durumlarında MES sistemi;

  • Sipariş önceliğini yeniden sıralayabilir,
  • Operasyon sürelerini güncelleyebilir,
  • Alternatif makine veya iş istasyonu atamaları yapabilir.

3.3 Kapasite Bazlı Gantt Planlama

Bazı gelişmiş MES sistemleri, kapasite bazlı Gantt şemaları ile üretim çizelgelemesini optimize eder. Bu şemalar, mevcut üretim istasyonlarının kapasitelerine göre operasyonların yeniden konumlandırılmasını sağlar.

3.4 Yapay Zeka ve Tahminleme Modülleri

MES sistemlerine entegre edilen yapay zeka (AI) modülleri, geçmiş üretim verilerini analiz ederek kapasite değişimlerini tahmin edebilir. Bu sayede reaktif değil, proaktif üretim yönetimi yapılabilir. Örneğin, bir makinede artan vibrasyon değerleri geçmişte performans düşüşüne neden olmuşsa, sistem bunu önceden tespit ederek bakım planlamasını tetikleyebilir.

  1. Sektörel Uygulama Örnekleri

4.1 Otomotiv Sektörü: Toyota

Toyota, karmaşık üretim hatlarıyla yüksek çeşitlilikte ürün üretmektedir. Toyota Production System (TPS) ile entegre çalışan MES altyapısı, üretim hattındaki her istasyonun performansını gerçek zamanlı olarak izler. Kapasite düşüşü olduğunda sistem hemen alternatif iş emirleri devreye alarak hattın durmasını önler.

4.2 Elektronik Üretimi: Siemens

Siemens, Almanya’daki Amberg fabrikasında MES sistemleriyle üretim süreçlerini %99.998 doğrulukla yönetmektedir. Ürünler değiştikçe veya sipariş adedi farklılaştıkça MES, üretim planlarını yeniden düzenler. Bu sayede her vardiyada kapasiteye uygun esnek üretim yapılır.

4.3 Gıda ve İçecek: Nestlé

Nestlé’nin MES altyapısı, süt işleme gibi yüksek değişkenliğe sahip proseslerde tank doluluğu, sıcaklık ve zaman parametrelerini gerçek zamanlı izler. Üretim hattında kapasite düşüşü olursa MES, başka ürünlerin üretimine geçerek duruş süresini azaltır.

  1. MES Sistemlerinin Kazanımları
  • Verimlilik Artışı: Kapasite uyumu sayesinde duruşlar ve darboğazlar minimize edilir.
  • Hızlı Tepki Süresi: Anlık değişimlere hızlı tepki vererek müşteri talepleri karşılanır.
  • Kaynak Optimizasyonu: Ekipmanlar ve personel daha etkin kullanılır.
  • Sipariş Teslimat Doğruluğu: Üretim planları sürekli güncellendiği için termin tarihleri daha isabetli olur.
  1. Zorluklar ve Geliştirme Alanları
  • MES’in ERP ve shopfloor sistemleriyle entegrasyonu karmaşık olabilir.
  • Tüm üretim alanının dijitalleşmesi yüksek yatırım gerektirir.
  • İnsan hatası kaynaklı veri girişleri kapasite hesaplarını etkileyebilir.
  • Eski makinelerde veri toplamak zor olabilir.

Bu zorluklara rağmen IoT cihazları, edge computing sistemleri ve bulut tabanlı çözümler bu sorunlara karşı alternatifler sunmaktadır.

  1. Sonuç

Mes Sistemlerinin Karmaşık üretim Hatlarında Değişken Kapasiteye Uyumu Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemKarmaşık ve değişken üretim koşullarında MES sistemleri, üretim hatlarının esnekliğini artırarak üretim sürekliliği sağlar. Kapasite dalgalanmalarına gerçek zamanlı tepkilerle üretim planlarını güncelleyebilen bu sistemler, işletmelere maliyet avantajı, müşteri memnuniyeti ve yüksek kalite gibi önemli kazanımlar sunar. Gelecekte MES sistemlerinin yapay zeka, dijital ikizler ve 5G teknolojileriyle daha da entegre hale gelerek üretimdeki esneklik kapasitesini maksimum seviyeye taşıması beklenmektedir.

Anıl YILMAZ
Histogram Makina

Kaynakça

  1. McClellan, M. (1997). Applying Manufacturing Execution Systems. CRC Press.
  2. Kühn, A. & Thiede, S. (2021). “Adaptive MES for Smart Manufacturing Environments,” Procedia CIRP, 99, 482–487.
  3. Siemens AG. (2022). “MES in Practice: Digitalization in Electronics Manufacturing.” [Online]
  4. Toyota Motor Corporation. (2020). “Production System Strategy.” [https://global.toyota/en/company/vision-and-philosophy/production-system/]
  5. Nestlé S.A. (2021). “Smart MES Adoption in Dairy Process Industry.” [Company Whitepaper]
  6. International Society of Automation (ISA). (2010). ISA-95 Standards for Enterprise-Control System Integration.
  7. IndustryWeek. (2023). “How MES Helps Manufacturers Manage Complexity and Change.” [https://www.industryweek.com/]

Rekabetin Gölgesinde Kaybolan Takdir

Rekabetin Gölgesinde Kaybolan Takdir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Rekabetin Gölgesinde Kaybolan Takdir

M.Efsun Yüksel Tunç
Eğitmen ve Yönetim Danışmanı
Yaşam ve Yönetici Koçu
efsun@indus.com.tr

Rekabetin Gölgesinde Kaybolan Takdir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSatın alma dünyasında rekabet, çoğu zaman işin doğası olarak kabul edilir. Daha uygun fiyat, daha hızlı teslimat, daha iyi hizmet için hem şirket içinde hem de tedarikçi ilişkilerinde sürekli bir yarış söz konusudur. Rekabet, pazarlık gücünü artırır, verimliliği besler ve yenilikçi çözümleri teşvik eder. Ancak bir noktadan sonra bu yoğun rekabet, takdir kültürünü gölgede bırakmaya başlayabilir.

Gallup’un 2022 araştırmasına göre, çalışanların yalnızca %23’ü iş yerinde düzenli olarak takdir edildiğini hissediyor. Satın alma gibi yüksek stresli ve sonuç odaklı departmanlarda bu oran %15’in altına düşüyor. Yani maliyetleri düşürme ve tedarikçiyi “bir adım daha sıkıştırma” çabası içinde, birbirimizi destekleme ve değer verme kültürü zayıflayabiliyor.

Psikoloji literatüründe takdir, “pozitif pekiştirme” olarak ele alınır. B. F. Skinner’ın öğrenme teorisine göre, olumlu davranışların ardından verilen ödüller, bu davranışların tekrarını artırır. Deloitte’un 2019 raporu, takdir programı olan şirketlerde çalışan bağlılığının %31, üretkenliğin %22 daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

Satın alma profesyonelleri için bu ne anlama geliyor? Başarılı bir pazarlık, iyi yönetilen bir ihale ya da riskleri azaltan bir tedarikçi seçimi hem rakamsal sonuçlarla hem de takdir kültürüyle güçleniyor. Çalışan, emeğinin görünür olduğunu hissettiğinde daha fazla sorumluluk alıyor ve kurum adına risk yönetiminde daha proaktif davranıyor.

Harvard Business Review (2020) araştırmasına göre, sağlıklı rekabet çalışanlarda hedef odaklılığı %25 artırıyor. Ancak aynı ortamda yardımlaşma %18 azalıyor. Her departmanda olduğu gibi bazen satın alma departmanlarında da böyle durumlarla karşılaşabiliyoruz: Bir çalışan başarılı bir maliyet avantajı sağladığında, diğer ekip üyeleri bunu kıskanabiliyor. “Onun başarısı parlatılırsa benimki gölgede kalır” düşüncesi, takdirin bilinçli olarak esirgenmesine yol açabiliyor.

Oysa satın alma bir ekip sporudur. Tek bir başarılı pazarlık, arkasında finans, hukuk, operasyon ve lojistik desteği olmadan gerçekleşemez. Dolayısıyla bireysel rekabeti kolektif başarıya bağlamak, takdir kültürünün en kritik adımıdır.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2023 raporuna göre, çalışanların %46’sı değer görmediğinde tükenmişlik belirtileri yaşıyor. Bu oran, satın alma gibi stresin yoğun olduğu departmanlarda daha da yüksek. Dahası, Gallup verilerine göre düzenli takdir edilen çalışanların iş değiştirme ihtimali %31 daha düşük. Yani takdir, sadece moral değil; aynı zamanda kurumsal istikrar demektir.

Rekabeti yok edemeyiz çünkü satın alma süreçlerinin doğal bir parçası. Ancak takdiri gölgelemesine izin vermemek elimizde. Bunun için:

  1. Düzenli geri bildirim: Başarılı sözleşmeler ve iyi yönetilen tedarikçi ilişkileri görünür kılınmalı.
  2. Ekip başarısını öne çıkarmak: “Bu anlaşmayı kim yaptı?” yerine “Bu başarıyı ekip olarak nasıl sağladık?” sorusu sorulmalı.
  3. Şeffaf kriterler: Takdirin kişisel ilişkilerle değil, ölçülebilir performans göstergeleriyle verildiği netleştirilmeli.
  4. Çeşitlilik: Teşekkür, kamuya açık övgü, kariyer fırsatları veya küçük jestler takdirin farklı biçimleri olabilir.
  5. Kıskançlık kültürünü kırmak: Başkasının başarısının bizi küçültmediğini, aksine ortak hedefi büyüttüğünü sürekli hatırlatmak.

Satın alma profesyonelleri için rekabet güçlü bir dinamiktir. Ancak rekabetin gölgesinde takdir kaybolursa, kazanan aslında kimse olmaz. İnsanlar yalnızca rakamlara değil, değer görmeye de ihtiyaç duyar. Adaletli, şeffaf ve takdir temelli bir kültür; satın alma departmanlarının hem performansını artırır hem de kurumların sürdürülebilir başarısını güçlendirir.

Rekabetin Gölgesinde Kaybolan Takdir Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemM.Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

https://www.linkedin.com/in/efsunyukseltunc/

Instagram @indusefsun

 

Tıbbi Sarf Malzemesi Alım İhalesi Teknik Şartnamesinde Zeyilname İle Değişiklik Yapılması?

Tıbbi Sarf Malzemesi Alım İhalesi Teknik şartnamesinde Zeyilname İle Değişiklik Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Tıbbi Sarf Malzemesi Alım İhalesi Teknik Şartnamesinde Zeyilname İle Değişiklik Yapılması?

Mehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Tıbbi Sarf Malzemesi Alım İhalesi Teknik şartnamesinde Zeyilname İle Değişiklik Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; ……. Tıbbi Cihaz Danışmanlık İnş. Turz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan şikayet başvurusu üzerine idarece ihalenin 19’uncu kısmı olan “Manuel Doğum Vakum Çan Seti (KİWİ) Teknik Şartnamesi”nde zeyilname ile gerekli düzeltmelerin yapılması yönünde düzeltici işlem kararının alındığı ve alınan kararın EKAP üzerinden 03.07.2025 tarihinde bildirildiği, şikayet başvurusu üzerine yapılan değişiklikleri içeren zeyilname bildiriminin ise 07.07.2025 tarihinde EKAP üzerinden yapıldığı, anılan Teknik Şartname’de yapılan değişiklikte maddi hata olduğu, değişikliğin anne ve bebeğin sağlığını riske edecek nitelikte olduğu, şöyle ki; ihalenin 19’uncu kısmı olan “Manuel Doğum Vakum Çan Seti (KİWİ) Teknik Şartnamesi”nin 4’üncü maddesinin yayımlanan ilk halinin “Ürünün pompa kısmında sadece başı çekmenin kuvvetini gösteren ayrı bir çekme kuvvet indikatör mekanizması olmalıdır.” şeklinde olduğu, ancak ihaleyi gerçekleştiren idare tarafından zeyilname yapılarak 4’üncü maddenin “Ürünün pompa kısmında sadece başa uygulanacak vakum basıncını gösteren ayrı bir mekanizma veya başa uygulanan basınç göstergesi olmalıdır.” şeklinde değiştirildiği, ancak yapılan zeyilnamede 4’üncü maddenin eski halinin “Ürün pompa kısmında sadece başa uygulanacak vakum basıncını gösteren ayrı bir mekanizma olmalıdır.” şeklinde olduğunun ifade edildiği, 4’üncü maddenin ilk halinde böyle bir düzenlemenin bulunmadığı, değişiklik yapıldığı söylenen düzenleme içeriğinin Teknik Şartname’nin 4’üncü maddesinde değil 3’üncü maddesinde yer aldığı, Teknik Şartname’nin 3’üncü maddesinde “Ürün pompa kısmında sadece başa uygulanacak vakum basıncını gösteren ayrı bir mekanizma olmalıdır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, idarece 3’üncü madde 4’üncü maddeymiş gibi esas alınarak mevcut 4’üncü maddenin değiştirildiği, başka bir ifadeyle mevcut olmayan bir 4’üncü madde metni üzerinden değişlik yapılarak mevcut 4’üncü maddede yer alan teknik özellik (kontrollü başı çekme kuvvet özelliği) yok edilerek anne ve bebek sağlığının riske atıldığı iddia edilerek, Teknik Şartname’nin anılan maddesinde yapılan değişikliğin iptal edilerek, doğru olan eski haline getirilmesi gerektiği, ayrıca zeyilname ile yapılan değişiklikte yer verilen “sadece başa uygulanacak vakum basıncını gösteren ayrı bir mekanizma veya başa uygulanan basınç göstergesi olmalıdır” ifadesi ile aynı şeyin kastedilmekte olduğu, yapılan düzeltme ile başa uygulanan basıncın iki kez tekrar edilmesinin ötesinde bu özelliğin bu maddenin konusu olmadığı, başa uygulanacak basınç için teknik özelliklerin Teknik Şartname’nin 3’üncü ve 6’ncı maddelerinde belirtildiği iddialarına yer verilmiştir.

Güncel Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

 

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İhale dokümanında değişiklik veya açıklama yapılması” başlıklı 29’uncu maddesinde “İlân yapıldıktan sonra ihale dokümanında değişiklik yapılmaması esastır. Değişiklik yapılması zorunlu olursa, bunu gerektiren sebep ve zorunluluklar bir tutanakla tespit edilerek önceki ilânlar geçersiz sayılır ve iş yeniden aynı şekilde ilân olunur.

Ancak, ilân yapıldıktan sonra, tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini etkileyebilecek maddi veya teknik hatalar veya eksikliklerin idarece tespit edilmesi veya isteklilerce yazılı olarak bildirilmesi halinde, ihale dokümanında değişiklikler yapılabilir. Yapılan bu değişikliklere ilişkin ihale dokümanının bağlayıcı bir parçası olan zeyilname, son teklif verme gününden en az on gün öncesinde bilgi sahibi olmalarını temin edecek şekilde ihale  dokümanı  alanların  tamamına gönderilir. Zeyilname ile yapılan değişiklikler nedeniyle tekliflerin hazırlanabilmesi için ek süreye ihtiyaç duyulması halinde, ihale tarihi bir defaya mahsus olmak üzere en fazla yirmi gün zeyilname ile ertelenebilir. Zeyilname düzenlenmesi halinde, teklifini bu düzenlemeden önce vermiş olan isteklilere tekliflerini geri çekerek, yeniden teklif verme imkanı sağlanır.  …” hükmü,

Anılan Kanun’un “İdareye şikâyet başvurusu” başlıklı 55’inci maddesinde “Şikayet başvurusu, ihale sürecindeki işlem veya eylemlerin hukuka aykırılığı iddiasıyla bu işlem veya eylemlerin farkına varıldığı veya farkına varılmış olması gereken tarihi izleyen günden itibaren 21 inci maddenin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihalelerde beş gün, diğer hallerde ise on gün içinde ve sözleşmenin imzalanmasından önce, ihaleyi yapan idareye yapılır. İlanda yer alan hususlara yönelik başvuruların süresi ilk ilan tarihinden, ön yeterlik veya ihale dokümanının ilana yansımayan diğer hükümlerine yönelik başvuruların süresi ise dokümanın satın alındığı tarihte başlar.

İlan, ön yeterlik veya ihale dokümanına ilişkin şikâyetler birinci fıkradaki süreleri aşmamak üzere en geç ihale veya son başvuru tarihinden üç iş günü öncesine kadar yapılabilir. Bu yöndeki başvuruların idarelerce ihale veya son başvuru tarihinden önce sonuçlandırılması esastır. Şikâyet üzerine yapılan incelemede tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini etkileyebilecek maddi veya teknik hataların veya eksikliklerin bulunması ve idarece ihale dokümanında düzeltme yapılmasına karar verilmesi halinde, gerekli düzeltme yapılarak 29 uncu maddede belirtilen usule göre son başvuru veya ihale tarihi bir defaya mahsus olmak üzere ertelenir. Ancak belirlenen maddi veya teknik hataların veya eksikliklerin ilanda da bulunması halinde 26 ncı maddeye göre işlem tesis edilir. …” hükmü yer almaktadır. İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 14’üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “Şikayet başvurusu üzerine idarece alınan kararla bir hak kaybına veya zarara uğradığını ya da zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia edenler bu hususa ilişkin başvuruyu itirazen şikayet başvurusu olarak doğrudan Kuruma yaparlar.” hükmü yer almaktadır.

Kamu İhale Genel Tebliği’nin “Şikâyet üzerine dokümanda değişiklik yapılması” başlıklı 15.1’inci maddesinde “İhale Uygulama Yönetmeliklerinin “İhale ve ön yeterlik dokümanında değişiklik veya açıklama yapılması” başlıklı maddesinde “Kanunun 55 inci maddesi uyarınca şikayet üzerine yapılan incelemede; başvuruların ya da tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini etkileyebilecek maddi veya teknik hataların veya eksikliklerin bulunması ve idarece ihale veya ön yeterlik dokümanında düzeltme yapılmasına karar verilmesi halinde, ihale veya son başvuru tarihine on günden az süre kalmış olsa dahi gerekli düzeltme yapılarak yukarıda belirtilen usule göre son başvuru veya ihale tarihi bir defa daha ertelenebilir. Belirlenen maddi veya teknik hataların veya eksikliklerin ilanda da bulunması halinde ise ihale sürecine devam edilebilmesi, ancak Kanunun 26 ncı maddesine göre düzeltme ilanı yapılması ile mümkündür.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, şikayet başvurusu üzerine, idarenin dokümanda düzeltme yapılmasına karar vermesi halinde, Kanunun 29 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve zeyilnamenin doküman indirenlerin tamamına ihale veya son başvuru tarihinden en az on gün önce bildirilmesini öngören düzenlemedeki on günlük süre ile bağlı olmaksızın ihale veya son başvuru tarihine kadar (ihale veya son başvuru günü hariç) zeyilname ile dokümanda düzeltme yapılabilecektir. Ancak zeyilnamenin son bildirim tarihi ile ihale veya son başvuru tarihi arasında on günden az süre kalması halinde, ihale tarihinin ertelenmesi zorunlu olup, bu erteleme sadece bir defa yapılabilecektir. İhale veya son başvuru tarihinin ertelenmesi halinde, yeni ihale veya son başvuru tarihinin, zeyilnamenin son bildirim tarihinden itibaren on günden az olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği hususuna dikkat edilmelidir. Zeyilname ile ihale veya son başvuru tarihinin ertelenmesi halinde, erteleme süresi ihale veya son başvuru tarihinden itibaren hiçbir durumda yirmi günü geçemeyecektir.” açıklaması yer almaktadır.

İhalenin 19’uncu kısmı olan “Manuel Doğum Vakum Çan Seti (KİWİ) Teknik Şartnamesi”nin 3’üncü maddesinde “Ürünün pompa kısmında sadece başa uygulanacak vakum basıncını gösteren ayri bir çekme kuvvet mekanizmasi olmalıdır.” düzenlemesi,

4’üncü maddesinde “Ürün pompa kısmında sadece başı çekmenin kuvvetini gösteren ayrı bir çekme kuvvet indikatör mekanizmasi olmalıdır.” düzenlemesi (zeyilname ile değiştirilmeden önceki hali),

6’ncı maddesinde “Vakum cihazı kullanıldığında başa uygulanacak basınç göstergesi basıncı doğumu yaptıran uzman hekime bilgi verecek şekilde yeşil (uygun basınç miktarı) kırmızı (tehlikeli) renklerle gösterir olmalıdır.” düzenlemesi yer almaktadır.

Yukarıya aktarılan mevzuat hükümlerinden ilan yapıldıktan sonra ihale dokümanında değişiklik yapılmamasının esas olduğu, değişiklik yapılması zorunlu olursa, bunu gerektiren sebep ve zorunlulukların bir tutanakla tespit edilerek önceki ilanların geçersiz sayılacağı ve ihalenin yeniden aynı şekilde ilan olunması gerektiği, ancak, tekliflerin hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini etkileyebilecek maddi veya teknik hatalar veya eksikliklerin idarece tespit edilmesi veya isteklilerce yazılı olarak bildirilmesi halinde, zeyilname düzenlenmek suretiyle ihale dokümanında değişiklik yapılabileceği, yapılan bu değişikliklere ilişkin zeyilnamenin, ihale dokümanının bir parçası olarak EKAP’a yükleneceği ve ihale tarihinden en az on gün öncesinde bilgi sahibi olmalarını temin edecek şekilde, EKAP üzerinden e-imza kullanarak doküman indirenlerin tamamına bildirim ve tebligat esasları çerçevesinde gönderileceği, belirlenen maddi veya teknik hataların veya eksikliklerin ilanda da bulunması halinde ise ihale sürecine devam edilebilmesinin Kanun’un 26’ncı maddesine göre düzeltme ilanı yapılması ile mümkün olduğu, yapılan değişiklik nedeniyle tekliflerin hazırlanabilmesi için ek süreye ihtiyaç duyulması halinde, zeyilname ile ihale tarihinin bir defaya mahsus olmak üzere en fazla yirmi gün ertelenebileceği,

Diğer taraftan, idareye şikâyet başvurusu üzerine ihale dokümanında düzeltme yapılmasına karar verilmesi halinde, ihale tarihine on günden az süre kalmış olsa dahi zeyilname ile gerekli düzeltme yapılarak yukarıda belirtilen usule göre ihale tarihinin bir defa daha ertelenebileceği, zeyilnamenin son bildirim tarihi ile ihale tarihi arasında on günden az süre kalması halinde, ihale tarihinin ertelenmesinin zorunlu olduğu, bu ertelemenin sadece bir defa yapılabileceği, ihale tarihinin ertelenmesi halinde, yeni ihale tarihinin, zeyilnamenin son bildirim tarihinden itibaren on günden az olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

İdarece gönderilen ihale işlem dosyasının incelenmesi neticesinde, istekli olabilecek …………… Tıbbi Cihaz Danışmanlık İnş. Turz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti tarafından 02.07.2025 tarihinde ihalenin 19’uncu kısmı olan “Manuel Doğum Vakum Çan Seti (KİWİ) Teknik Şartnamesi”nin 2’nci ve 4’üncü maddelerine yönelik şikâyet başvurusunda bulunulduğu, idare tarafından 03.07.2025 tarihinde anılan istekliye ve doküman edinen diğer isteklilere idarece alınan kararın bildirildiği, şikâyete cevap içeriğinde itirazın haklı bulunarak gerekli düzeltmelerin zeyilname ile yapılacağının bildirildiği, şikâyet başvurusu üzerine yapılan değişiklikleri içeren zeyilname bildiriminin ise 07.07.2025 tarihinde EKAP üzerinden ihale dokümanı edinenlere yapıldığı,

Anılan zeyilname ile yapılan değişiklikte ihalenin 19’uncu kısmı olan “Manuel Doğum Vakum Çan Seti (KİWİ) Teknik Şartnamesi”nin 4’üncü maddesinin eski hali “Ürün pompa kısmında sadece başa uygulanacak vakum basıncını gösteren ayrı bir mekanizma olmalıdır.” şeklinde iken yeni halinin “Ürünün pompa kısmında sadece başa uygulanacak vakum basıncını gösteren ayrı bir mekanizma veya başa uygulanan basınç göstergesi olmalıdır.” şeklinde değiştirildiği anlaşılmıştır.

Yapılan incelemede, itirazen şikayete konu olan hususun ………. Tıbbi Cihaz Danışmanlık İnş. Turz. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından idareye yapılan şikayet başvurusu üzerine idarece düzenlenen zeyilnameyle ihalenin 19’uncu kısmı olan “Manuel Doğum Vakum Çan Seti (KİWİ) Teknik Şartnamesi”nin 4’üncü maddesinde yapılan değişiklikte maddi hata olduğu, değişikliğin anne ve bebeğin sağlığını riske edecek nitelikte olduğuna yönelik doğrudan Kuruma yapılan itirazen şikayet başvurusu olduğu anlaşılmıştır.

Anılan Teknik Şartname’nin 4’üncü maddesinde yapılan değişiklik incelendiğinde, maddenin değişiklikten önceki halinin idarenin yapmış olduğu zeyilnamede ifade edildiği şekilde olmadığı, zeyilnamede 4’üncü maddenin eski hali olarak ifade edilen düzenlemenin Teknik Şartname’nin 3’üncü maddesine benzerlik arz ettiği, dolayısıyla zeyilname ile 4’üncü maddede yapıldığı söylenen değişikliğin maddi bir hata içerdiği, yapılan değişikliğin içeriği dikkate alındığında, hangi maddenin değiştirilmiş olduğu konusunda isteklilerin tereddüt yaşayacakları ve söz konusu belirsizlik nedeniyle de sağlıklı bir teklif hazırlanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, başvuru sahibinin iddiasının yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Tıbbi Sarf Malzemesi Alım İhalesi Teknik şartnamesinde Zeyilname İle Değişiklik Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

Endüstri 5.0: İnsan ve Makine Aynı Masada — Üretimin Yeni Paradigması

Endüstri 5.0 İnsan Ve Makine Aynı Masada — üretimin Yeni Paradigması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Endüstri 5.0: İnsan ve Makine Aynı Masada — Üretimin Yeni Paradigması

Olgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

Endüstri 5.0 İnsan Ve Makine Aynı Masada — üretimin Yeni Paradigması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemGelin dürüst olalım: Sadece verimlilik konuşmak artık yetmiyor. 1990’ların üretim optimizasyonu, 2010’ların dijitalleşme maratonu—hepsi değerliydi. Ama bugün masamızda başka meseleler var: çalışan refahı, sürdürülebilirlik, tedarik zinciri direnci ve toplum beklentileri. Endüstri 4.0 bize “otomasyonla daha fazla üret” dedi; Endüstri 5.0 ise “üretirken insanı ve dünyayı da düşün” diyor. Bu fark, pazarlama jargonu değildir; üretim, organizasyon ve strateji pratiklerinde kökten bir kaymadır. Avrupa Komisyonu’nun tanımıyla Endüstri 5.0, “sürdürülebilir, insan-merkezli ve dirençli bir sanayi” vizyonunu hedefliyor — yani teknolojiyi yalnızca kâr için değil, toplum için de kullanmak zamanının geldiğini görmemiz gerekiyor.

Bu dönüşümün arkasında birkaç somut gerçek var. Pandemi, tedarik zincirlerinin kırılganlığını gösterdi; enerji krizleri üretim maliyetlerini yukarı çekti; genç kuşaklar “anlamlı iş” talep ediyor; yatırımcılar ise ESG performansını göz önünde bulunduruyor. Ayrıca robotik, yapay zekâ, veri analitiği ve cobot’lar (insanla birlikte güvenli çalışabilen robotlar) el ele ilerliyor — ama bu sefer amaç insanı işten çıkarmak değil, ona daha katkı sağlayacak rolleri vermek. Cobots ve “bağlantılı çalışan” platformlarıyla üretimde esneklik, kalite ve kişiselleştirme mümkün hale geliyor. Bu yeni denge, üretimi “insan + makine” modeliyle yeniden kurguluyor.

Peki neden bu kadar önemsemeliyiz? Çünkü rekabet artık sadece maliyet veya hızla kazanılmıyor; topluma katkı, yetenek çekme ve tedarik risklerini yönetme kapasitesiyle kazanılıyor. Sözün özü: Endüstri 5.0, teknolojiyi “araç” olarak kabul eden, ama insanı, gezegeni ve toplumsal hedefleri üretimin merkezine koyan bir evrim. Bu yazıda adım adım anlatacağım: ne değişti, hangi teknolojiler nasıl kullanılıyor, şirketler hangi somut adımları atmalı ve Türkiye için bu ne anlama geliyor.

Endüstri 4.0’dan 5.0’a: Geçişin Mantığı ve Nedenleri

Endüstri 4.0 bize “bağlantılı fabrika, veri, sensör, otomasyon” kavramlarını armağan etti. Üretim hatları akıllandı; PLC’ler, SCADA sistemleri, IoT sensörleri veri üretti; makineler birbirleriyle konuştu. Ancak fabrika ne kadar akıllanırsa akıllansın, insan hâlâ üretimin yaratıcı gücü: sorun çözme, süreç iyileştirme, esneklik ve müşteri odaklı yenilik. İşte Endüstri 5.0, bu insan unsurunu yeniden merkeze çekiyor ve teknolojiyi insanı tamamlayacak şekilde konumlandırıyor. Bilimsel literatürde Endüstri 5.0, “teknolojinin insanı desteklediği, sürdürülebilirliği gözeten ve toplumla bütünleşen bir üretim vizyonu” olarak tanımlanıyor.

Pratikte neden şimdi? Cevap kısa: riskler arttı, beklentiler değişti. Küresel tedarik zinciri kırılganlıkları (2020–2022), iklim olayları, enerji arzı dalgalanmaları, ücret baskıları ve yetenek kıtlığı üretimin sadece otomasyona dayalı tam çözümlerinin yetersiz olduğunu gösterdi. Aynı zamanda tüketiciler, “kime, nasıl, hangi çevresel maliyetle” sorularını soruyor. Bu kombinasyon, üreticilere iki seçenek bırakıyor: ya verimliliği tek ayaklı bir otomasyonla sürdürmeye çalışır ve toplumsal itibar kaybeder; ya üretimin yeniden insan-merkezli ve sürdürülebilir bir modele evrilmesine liderlik eder. Endüstri 5.0, ikinci yolu işaret ediyor.

Endüstri 5.0’ın Temel Unsurları: İnsan-Merkezlilik, Sürdürülebilirlik ve Dayanıklılık

Endüstri 4.0 dan sonraki yeni jenerasyonun yani Endüstri 5.0!a bakarsak,  üç ana eksende tanımlanabildiğini görüyoruz.

  • İnsan-Merkezlilik: Teknoloji, çalışanların yetkinliklerini artırmak, fiziksel yüklerini hafifletmek ve yaratıcı işleri öne çıkarmak için kullanılır. Cobots, artırılmış gerçeklik destekli bakım, “connected worker” uygulamaları bunun pratik örnekleridir. Bu yaklaşım, çalışan bağlılığını ve iş gücünün yetenek gelişimini direkt etkiler.
  • Sürdürülebilirlik: Enerji verimliliği, malzeme optimizasyonu, atık azaltımı ve tedarikçi kaynak şeffaflığı Endüstri 5.0’da teknik hedefler değil, tasarım kriterleridir. Üretim süreçleri karbon ayak izini azaltacak şekilde yeniden kurgulanır; veri ve AI bu hedeflerin gerçekleşmesini sağlar.
  • Dayanıklılık (Resilience): Tek bir kırılgan tedarik kaynağına bağlı olmayan, esnek ve yerel/global dengesi kurulmuş üretim ağları hedeflenir. Simülasyon, dijital ikiz ve senaryo analizleri, risklerin önceden görülmesini sağlar. Bu sayede şoklara karşı daha güçlü üretim ekosistemleri kurulabilir.

Bu üç unsur birbirini tamamlar. İnsan merkezli üretim, yalnızca etik bir yaklaşım değil; aynı zamanda sürdürülebilir rekabet avantajı üretir. İyi tasarlanmış bir Endüstri 5.0 uygulaması, hem üretim maliyetini düşürür hem de yetenekleri çekmeye yardımcı olur.

Görüleceği gibi yeni dönemde insan-makine işbirliği Endüstri 5.0’ın kalbini oluşturuyor. Burada “robot” sözcüğünü yeniden düşünmemiz gerekiyor: büyük, kafesli, izole endüstriyel robotların yanı sıra artık insanla yan yana güvenle çalışabilen cobot’lar var. Bu cobot’lar, tekrarlı, yorucu veya tehlikeli işleri üstlenirken insanlara daha yaratıcı ve katma değerli görevler bırakıyor. Dünya genelinde cobot kullanımı hızla yükseliyor; 2023’te cobot’lar kurulu endüstriyel robotların yaklaşık %10–11’ini oluşturdu ve pazar hızla genişliyor.

Örnek vermek gerekirse: küçük bir otomotiv yan sanayi firması düşünün. Daha önce aksam montajında 4 kişi 8 saat çalışıyordu; cobot desteğiyle iki çalışan montaja odaklanıyor, bir çalışan ise kalite kontrol ve proses iyileştirme üzerine çalışıyor. Sonuç: üretkenlik düşmüyor ama üretim kalite ve esnekliği artıyor; aynı zamanda çalışan memnuniyeti yükseliyor. Bu tür dönüşümler KOBİ’ler için de erişilebilir hâle geliyor çünkü cobot çözümleri, yüksek maliyetli endüstriyel robotlardan çok daha uygun başlangıç yatırımı gerektiriyor. Finansman modelleri, kiralama ve robot-as-a-service seçenekleri ile erişim kolaylaşıyor.

Teknik altyapı tarafında da önemli gelişmeler var: kolaboratif robotların sensörleri, güvenlik yazılımları ve yapay zekâ tabanlı görsel denetim sistemleri insanla robot arasındaki etkileşimi sorunsuz hale getiriyor. Bu sayede “insan yerine robot” paradigması yerini “insanla birlikte robot” paradigmına bırakıyor.

Endüstri 5.0’ın Ekonomiye Etkileri: Verimlilikten Değere

Endüstri 5.0 sadece saniyede daha fazla parça üretmek değil; işletmeler için başka değer kapıları açıyor:

  • Katma Değerli Üretim ve Kişiselleştirme: Esneklik sayesinde seri üretim ile kişiselleştirme aynı hattı paylaşabilir. Müşteri, ürünü özelleştirirken üretim hala verimli kalır.
  • Yenilik Döngülerinin Kısalması: İnsan ve makinenin birlikte çalışması, prototipten ticarileşmeye geçen süreyi kısaltır.
  • İstihdamın Niteliğinin Artması: Rutin işler azalır; operatörler, süreç mühendisliği, kalite analizi ve veri yorumlama rollerine kayar. Bu, ücret yapısında da bir iyileşmeye yol açar; yetkin iş gücüne talep artar.
  • KOBİ’ler İçin Fırsat: Türkiye gibi üretim tabanlı ekonomilerde, Endüstri 5.0 uygulamaları KOBİ’lerin rekabet gücünü artırma potansiyeli taşıyor; dijital çözümler artık büyük yatırımlar olmadan, bulut-tabanlı ve servis modelleriyle erişilebilir.

Ekonomik olarak baktığınızda, Endüstri 5.0 yatırımları ilk etapta CAPEX/OPEX gerektirir; ama doğru stratejiyle 2–4 yıllık süreçte verimlilik, kalite kazanımları ve yeni pazar gelirleriyle geri dönüş sağlanabilir. Ayrıca ESG kriterleriyle uyumlu üretim, yatırımcı ilgisini ve pazar erişimini olumlu etkiler. Gelelim Türkiye’ye…

Türkiye imalat sektörü dijitalleşme yolunda ilerliyor; sektör çalışmaları ülkemizde dijital dönüşüm talebinin arttığını ve üreticilerin akıllı fabrika yatırımlarına yöneldiğini gösteriyor. Hem akademik çalışmalar hem saha raporları, Türkiye’de üretim sektöründe dijital teknolojilerin benimsenmesinin hızlandığını ortaya koyuyor; ancak benimsenme düzeyi sektörler ve KOBİ/ büyük işletme ayrımında heterojen. Bu nedenle politika ve finansman mekanizmalarının KOBİ odaklı olmasına ihtiyaç var. Türkiye’de endüstri 5.0 dönüşümünü hızlandırmak için yerel pilot hatlar, üniversite-sanayi iş birlikleri, finansman destekleri (kredi, hibeler, robot-as-a-service modelleri) ve saha odaklı eğitim programları (mesleki dönüşüm/ dijital beceri) öncelikli olmalı diye düşünüyorum. Buradan anlayacağınız patronların kapıdaki mercedesler kadar dijitalleşmeye de para harcaması gerekiyor. Hem de hemen!!!

Endüstri 5.0 İnsan Ve Makine Aynı Masada — üretimin Yeni Paradigması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemOlgar ATASEVEN

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Satınalma Dergisi Eylül 2025, Yıl:13, Sayı:153

Satınalma Dergisi Eylül 2025

Değerli yöneticiler, 

Eylül ayı, yaz döneminin sona ermesi ve yeni öğretim yılının başlamasıyla ayrı bir önem taşıyor. Çocuklu ailelerin gündemi hem okul hem de iş yoğunluğu arasında bölünmüş durumda. Öncelikle herkes için verimli ve başarılı bir öğretim yılı diliyorum. Yaz aylarında izinler nedeniyle geniş katılımlı toplantılar yapılamazken, şimdi ekipler yeniden bir araya geliyor ve son çeyreğin hedeflerini, planlarını değerlendiriyor. 

Ülkemizde İdari İşler ve Tesis Yönetimi departmanlarının yükselişine tanıklık ediyoruz. Uzun yıllar yalnızca destek fonksiyonu olarak görülen bu alanlar, günümüzde şirketlerin operasyonel verimliliğini artıran, sürdürülebilirlik hedeflerini destekleyen ve çalışan deneyimini güçlendiren stratejik bir role evriliyor. Artık sadece maliyet kontrolü değil; aynı zamanda kurumların marka değerini yükselten, riskleri minimize eden ve iş sürekliliğini sağlayan kritik bir ortak konumundalar. 

Bu dönüşüm, kurumların geleceğe daha güçlü adımlarla ilerlemesinde belirleyici bir faktör haline geliyor. Eylül sayımızda bu stratejik değişimi, idari işler ve tesis yönetiminin kurumsal yapılardaki yükselen değerini ele alıyoruz. 

Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Verileri 

2025 yılı Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre; 

• İhracat, ihracat %0,9 oranında azalışla 21 milyar 795 milyon dolar, 

• İthalat, ithalat %3,9 oranında azalışla 25 milyar 963 milyon dolar, 

• Geçen yılın Ağustos ayı dış ticaret hacmi ile karşılaştırıldığında, % 2,5 oranında azalarak 47 milyar 758 milyon dolar olarak gerçekleşti. 

2025 yılı Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; 

• İhracat, % 4,3 oranında artarak 178 milyar 112 milyon dolar, 

• İthalat, % 5,6 oranında artarak 238 milyar 183 milyon dolar, 

• Dış ticaret hacmi, % 5,1 oranında artarak 416 milyar 295 milyon dolar olarak gerçekleşti. (ticaret.gov.tr) 

Küresel İmalat PMI Yukarı Yönlü Ağustos 50.9 

Geçen ay ile bir karşılaştırma yapıldığında tüm dünyada imalat PMI verilerinde hafif bir yükselmeden bahsedebiliriz. 

Ağustos 2025 S&P Küresel İmalat PMI 50,9 olarak gerçekleşti. 

Ülkeler bazında İmalat PMI verileri: ABD 53, Avrupa Bölgesi 50.7, 

Japonya 49.7 Almanya 49.8, Fransa 50.4 ve Çin 50.5 oldu. 

İstanbul Sanayi Odası PMI verisi ise 47.3’e yükseldi. 

Konteyner Yük Endeksleri 

Küresel Konteyner Yük Endeksi % 6’lık artış ile 2003.6 Dolara yükselirken, FBX 13 Çin/Uzakdoğu-Akdeniz Güzergâh Endeksi % 3’lük düşüşle 2.946 dolara geriledi. 

Drewry Konteyner Yük Endeksi Eylül 2025 ilk hafta itibariyle % 1 düşüşle 40ft konteyner başına 2.104 dolara geriledi. Şangay-Roterdam 2.385 Dolar, Şangay-Los Angeles % 8 artarak 2.522 Dolara geldi. 

Şirketler için Eğitim Programları 

Şirketlerin ihtiyaçlarına özel tasarladığımız eğitim programlarımızla hem güncel iş dünyası trendlerine hem de geleceğin yetkinliklerine odaklanıyoruz. 

o Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Eğitimi ile operasyonel riskleri minimize etmeye ve ekiplerinize pratik beceriler kazandırmaya yardımcı oluyoruz. 

o Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve sürdürülebilir satınalma (ISO 20400) eğitimi ile şirketlerin sürdürülebilirlik yolculuğunda güçlü adımlar atmasını destekliyoruz. 

o Yapay Zeka Okur Yazarlığı, Satınalma ve Tedarik Zincirlerinde Yapay Zeka Uygulamaları Eğitimi’ne göstermiş olduğunuz yoğun ilgi için teşekkür ederiz. 

Dijital Üyelik ile satınalma ekibinizi geliştirin. 

Şirket olarak dergi arşivine (153 sayı), e-kitap, sektör raporları ve gelecek bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Şirket ve kişisel dijital abonelik seçeneklerini incelemek için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. 

Katkı veren tüm yazarlarımıza teşekkür ederim. 

Keyifli okumalar, 

Prof. Dr. Murat ERDAL
Editör
editor@satinalmadergisi.com

Satınalma Dergisi Tüm Sayılara Erişim için Buyer Network Learning portalına erişim sağlayabilirsiniz: https://learning.buyernetwork.net/dergiler

Satınalma Dergisi Eylül 2025

İşçiden Raporlu Olduğu Süre İçinde Savunması İstenebilir mi?

İşçiden Raporlu Olduğu Süre İçinde Savunması İstenebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem (2)

İşçiden Raporlu Olduğu Süre İçinde Savunması İstenebilir mi?

Lütfi İNCİROĞLU

İşçiden Raporlu Olduğu Süre İçinde Savunması İstenebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem (2)İşçinin hastalık, kaza veya gebelik ve doğum sebebiyle istirahat raporlu olduğu süre iş sözleşmesinin askıda olduğu süre olarak kabul edilmektedir.

Bu süre içinde işçinin iş edimini sunma işverenin de ücret ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Askı süresi (istirahat raporlu) içinde işçi Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği alır. İşçi raporlu iken iş görme borcuna bağlı olarak işçiden bir soruşturma kapsamında savunma istenip istenmeyeceği tartışma konusudur. İşçinin dürüstlük kuralları çerçevesinde işvereni tarafından talep edilen savunmayı ruhen ve bedenen uygun olması halinde vermesi beklenir. Ancak işçinin savunma veremeyecek derecede hasta olması halinde de işverenin savunma istemesi beklenemez.

Konuyla ilgili Danıştay 12.Dairesi’nin daha önce verdiği bir kararda bir öğretmenin raporlu iken müfettişler tarafından savunması istenmesine rağmen vermemesini yasalara aykırı bulduğunu ve söz konusu kişinin savunmayı yazılı ya da vekil aracılığı ile yapabileceğini belirttiğini ifade etmemiz gerekiyor. Ancak bu karar elbette ki 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi personel için verilmiş bir karardır. 4857 sayılı İş Kanununa tabi olan işçiler bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştıkları için işçinin istirahat raporlu olduğu sürede iş görme borcu askıda olduğundan bu süre içinde bu borcun yerine getirilmesi ile ilgili savunma istenip istenmeyeceği önem taşımaktadır.

Uygulamada işçinin iş sözleşmesi askıda iken örneğin işçi istirahat raporlu iken iş sözleşmesinin feshedilip edilemeyeceği ile ilgili mevzuatımızda belirli düzenlemeler bulunmaktadır. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/I-b maddesinde“…işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar….” kuralına göre işverenin bildirimsiz fesih hakkının söz konusu olduğu düzenlenmiştir. Ancak süreli fesih bildirimlerini askı süresi içinde de kullanmak mümkün olmakla birlikte, bildirimlerin askı süresi içinde hüküm doğurmayacağı ancak askı süresi sonunda hüküm doğuracağı konusunda öğretide görüş birliği bulunmaktadır.

Bu kapsamda, süreli fesih bildiriminin askı süresinde de (raporlu, izinli) kullanılması mümkündür. İşçinin iş sözleşmesi raporlu (istirahatli) olduğu süa­rede askıda olduğu için söz konusu olan fesih bildirimi raporun bitim taria­hinde hüküm ve sonuç doğurur (TBK, m. 432/6). Örneğin işçi yıllık ücretli izinli ya da istirahat raporlu iken süreli fesih bildiriminde bulunulabilir ancak fesih bildirim süreleri yıllık ücretli iznin ya da istirahat raporunun bitiminden itibaren işlemeye başlar. Örneğin yıllık izin süresi içinde sözleşmenin işveren tarafından feshedilmesi halinde, fesih bildirim süresi ile yeni iş arama izni yıllık izin süresi ile içiçe giremez (İşK m.59/II).

Ancak, haklı nedenle fesihlerde raporlu olunan süre içinde iş sözleşmesinin feshi mümkün olabilecektir. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun “işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlığını taşıyan 25/I-b maddesinde yer alan “…işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar….” kuralına göre işverenin bildirimsiz fesih hakkının söz konusu olduğu düzenlenmiştir.

Sonuç olarak, işçinin raporlu olduğu süre içinde iş sözleşmesi askıda olduğu için bu süre içinde savunma istenmesi hukuka uygun olmaz. Çünkü, askı süresi içinde temel edimlerden olan iş görme borcu askıya alındığından, bu borcun yerine getirilmesi ile ilgili savunma istenmesi uygun değildir.

İşçiden Raporlu Olduğu Süre İçinde Savunması İstenebilir Mi Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem (2)Ayrıca, belirsiz süreli iş sözleşmelerinde, askı durumunda bildirim sürelerinin işlemeyeceği ile ilgili de öğretide görüş birliği bulunmaktadır. Askı döneminde süreli fesih hakkı kullanılabilir, ancak bu süre içinde bildirim süreleri işlemez. Bildirim süreleri askı döneminin sona ermesinden sonra işlemeye başlar. Bu kapsamda, işveren askı döneminde bildirim süresine ilişkin ücreti peşin ödeyerek işçinin iş sözleşmesini derhal sona erdiremez. Böyle bir fesih beyanı askı döneminin sonunda hüküm doğurur[1].

Lütfi İNCİROĞLU

[1] ERTÜRK, Şükran, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Pratik Çalışmaları, 6. Baskı, Ankara 2018, s.150.

Faiz, İhracat ve Döviz Üçlüsü – Bölüm 9

Faiz, İhracat Ve Döviz üçlüsü Bölüm 9 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Faiz, İhracat ve Döviz Üçlüsü – Bölüm 9

İhracatın Seyri

Faiz, İhracat Ve Döviz üçlüsü Bölüm 9 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİhracatın seyrini etkileyen önemli kalemlerden bir tanesi enflasyon desem yanlış olmaz değil mi ? Tabii ki tek etken enflasyon değildir.

Yazımızın başlığına; “Faiz, İhracat, Döviz üçlüsü” dedim ama dümenin başında enflasyonun olduğunu söylemek gerekir. Enflasyonun her üç isimde hatırı sayılır etkisi olduğu bir gerçek.

  • Enflasyonun faizi arttıracağını,
  • faizlerin artmasının dövizi frenleyeceğini,
  • frenlenmiş dövizin ise ihracatın hızını keseceği

zincirleme bir etkileşim vardır.

O halde;

  • Yüksek faizin
  • İhracatın yavaşlamasının
  • Faizlerin seviyesinin
  • Çalışanların yaşam kalitesi ve refahının

nasıl olacağının tek müsebbibi “enflasyondur”

Suçluyu başka tarafta aramayalım. Suçlu ayağa kalk…

Asıl suçlu “enflasyondur”

Enflasyon Masum Değil Suçludur

Suçluyu başka mecralarda ararken, meğerse bizimle kol kola gezen enflasyon gerçek suçlu imiş. Öylesi bir sinsi yaklaşım gösteriyor ki bu enflasyon, cüzdanımızdaki paraya, refah düzeyimize, yaşam standardımıza kadar indiği gibi;Masum Değil Enflasyon

  • Dövizi gelişimini etkileyen, dövizin yolunu kesen,
  • Faizin tansiyonunu gereksiz yere yükselten,
  • Dövizin gelişmesini engelleyip, faizin tansiyonunu yükseltmekle birlikte ihracatın hızını kesen

Hiç de masum olmayan işte bu enflasyondur.

Enflasyon, Faiz, Döviz Maliyeti Etkiler, Maliyet De İhracatın Seyrini

Guilty Inflation“Al bir taş, nerene dayarsan daya” diye bir söz vardır. Faizi tutsak, dövizi mi tutsak yoksa ihracatı mı desteklesek? Hepsi bir arada olmuyor maalesef.

  • Dövizi düşük tutsak ve dizginlesek; hem ithalat şahlanır, hem de ihracatı baltalarız,
  • Faizi düşük tutsak; ülkemize sıcak para gelmez ki dövize ihtiyacımız var ülke olarak, ancak üretim maliyetleri açısından faizin mutlaka aşağıya çekilmesi gereklidir.
  • Enflasyonu düşük tutsak… Hadi tutun, asıl olması gereken enflasyonun düşük tutulması. Tabii rasyonel bir zeminde enflasyonun düşük tutulması için gereken adımların atılması gerek. Laf ola beri gele değil. Yani hedef enflasyon % 26-29 aralığında kalacak deyip emlak vergisi değerlendirmesine baz olacak rakamların % 2.000 civarı arttırılması, ve faizlerin hala % 47 ila % 50 arasında seyretmesiyle şu baş belası enflasyon maalesef düşmez.
  • Günümüzde ihracatımız arzu edilen düzeyde değilse, bunun belli başlı nedenleri;
  • Faizin yüksekliği ve ürerim maliyetlerinin yüksek oluşu
  • Üretim maliyetlerinin yüksek oluşundan dolayı ürünlerin birim fiyatlarının da yüksek olmasına neden oluyor
  • Birim fiyatı yüksek olan ürünlerimizi yurt dışına döviz bazında pazarlamaya çalıştığımızda, dövizin de enflasyon kadar artmaması dolayısıyla, Türk Lirası karşısında düşük kalan döviz üzerinden fiyatlama yapıldığından dolayı ürünlerimizin fiyatı döviz bazında daha fazla pahalı hale gelmekte ve bu defa ürünlerimizin pazarı kaybolmaktadır,
  • İhracatçılarımız enflasyon kadar artış göstermeyen düşük döviz, yüksek faiz ve enflasyon karşısında adeta eli kolu bağlanmış durumda kalmaktadırlar.

Faizin ve Enflasyonun Düşmesi İçin Havaların Bulutlanmaması Gerekir

  • Faizin düşmesi,Döviz Puslu Hava
  • Enflasyonun düşmesi,
  • İhracat rakamlarımızın ithalat rakamlarını geçmesi

İçin havaların bulutlu, fırtınalı, yağmurlu olmaması gerekir.

Dahası;

Her şeyin müsebbibi şu faiz yok mu? İşte o faizle birlikte ülkemiz CDS (Credit Default Swap)  puanının da düşmesi gerekir ki o zaman rahat bir nefes alabiliriz.

  • Faizin düşmesi,
  • Enflasyonun düşmesi,
  • İhracat rakamlarımızın ithalat rakamlarını geçmesi

İçin havaların bulutlu, fırtınalı, yağmurlu olmaması gerekir.

Dahası;

Her şeyin müsebbibi şu faiz yok mu? İşte o faizle birlikte ülkemiz CDS (Credit Default Swap) puanının da düşmesi gerekir ki o zaman rahat bir nefes alabiliriz.

Faiz, İhracat Ve Döviz üçlüsü Bölüm 9 Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi 

Stellantis ve Tofaş, Hafif Ticari Araç Üretim Anlaşması İmzaladı

Stellantis Ve Tofaş, Hafif Ticari Araç üretim Anlaşması İmzaladı
Stellantis ve Tofaş, Hafif Ticari Araç Üretim Anlaşması İmzaladı

Stellantis ve Tofaş, Hafif Ticari Araç Üretim Anlaşması İmzaladı

Stellantis Ve Tofaş, Hafif Ticari Araç üretim Anlaşması İmzaladı
Stellantis ve Tofaş, Hafif Ticari Araç Üretim Anlaşması İmzaladı

Stellantis ve Tofaş, “K9” modelinin hafif ticari araç ve combi versiyonlarının çoklu enerji platformlarında üretimine yönelik, stratejik bir anlaşma imzaladı. Yeni üretim anlaşması, Tofaş’ın Stellantis Türkiye hisselerini devralma işlemine ilişkin Rekabet Kurumu’nun nisan ayında onay vermesinin ardından geldi.

256 milyon Euro’luk yatırımla hayata geçirilecek K9 projesinin, demonte araçlar (CKD) dahil, yıllık 150 bin adetlik üretim kapasitesiyle, 2026 yılının üçüncü çeyreğinde üretime başlaması planlanıyor. Stellantis ve Tofaş’ın güçlerini bir araya getiren bu proje, sürdürülebilir büyüme ve hızlı dönüşüm yaşayan hafif ticari araç (LCV) segmentinin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor.

Üretim yetkinlikleri ve stratejik vizyonu bir araya getiren bu iş birliği, büyümekte olan hafif ticari araç segmentinin potansiyelinden yararlanmayı hedefliyor. Ayrıca, bölgesel taleplere göre uyarlanmış, müşteri odaklı ve sektöründe öncü mobilite çözümleri sunma konusundaki ortak kararlılığı da pekiştiriyor. Tofaş’ın küresel çaptaki üretim ve Ar-Ge kabiliyetlerini temel alan bu iş birliği, Stellantis’in Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki büyümesini sürdüren önemli pazarlarında operasyonel çevikliği ve rekabet gücünü artırmaya yönelik stratejik planını güçlendiriyor. Proje aynı zamanda, Tofaş’ın üretim kabiliyetlerini en iyi seviyede ortaya koyarak, bölge genelinde ihracat hacmini artırma yönündeki ortak hedefi de yansıtıyor.

Stellantis Orta Doğu ve Afrika COO’su Samir Cherfan:

“Bu anlaşma, Koç Holding ile uzun süredir devam eden güvenilir ortaklığımızın bir göstergesidir. Türkiye, Orta Doğu ve Afrika yol haritamızda stratejik bir rol oynamaktadır ve bu iş birliği, bölge müşterilerimize yüksek kaliteli, çoklu markalı ticari araçlarla daha iyi hizmet vermemizi sağlayacaktır” diye konuştu.

Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu: “Tofaş, bu yeni projeyle Stellantis’in küresel üretim ağına katkısını genişletmeye devam ediyor. Üretim ile Ar-Ge yetkinliklerimizi daha geniş pazarlara ulaştırmaktan ötürü gurur duyuyoruz” dedi.

Koç Holding Otomotiv Grubu Başkanı Haydar Yenigün:

“Bu önemli proje, ortağımız Stellantis ile Türkiye’nin üretim alanındaki kabiliyetine duyduğumuz güveni yansıtıyor. Otomotiv sektörü için inovasyon, rekabet gücü ve uzun vadeli değer yaratma taahhüdümüzü pekiştiriyor” dedi.

 


Eğitim Kataloğu
Eğitim Kataloğunu indirebilirsiniz.

ŞİRKET EĞİTİM KATALOĞU

Şirket eğitimlerini standart kalıplarla değil, ihtiyaçlarınıza özel tasarlıyoruz.

Her program, işletmenizin gerçek problemlerine çözüm üretmek ve ölçülebilir sonuçlar yaratmak için hazırlanır.
Sizlerden gelen geri bildirimlerle eğitimlerimizi özgünleştiriyor, böylece her adımda somut değer katıyoruz.

Mottomuz: “Her eğitim, bir iş probleminin çözümü için tasarlanır.”

Güvenilir, verimli ve profesyonel eğitim hizmetleriyle yanınızdayız.
Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim. Prof. Dr. Murat Erdal 

İŞ PROBLEMLERİNE ODAKLI EĞİTİMLER, ÖLÇÜLEBİLİR SONUÇLAR

Eğitim Filo Yönetimi Binek Araç Kiralama Satın Alma İdari İşler
Filo Yönetimi Eğitimi, Binek Araç Kiralama, Satın Alma ve İdari İşler

Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri:
İçerikleri incelemek için tıklayınız. 

☐ Filo Yönetimi Eğitimi: “Operasyon ve Planlama İlkeleri” (2 gün)
☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400  Standardı Eğitimi (2 gün)

☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi İlişkileri Eğitimi (2 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Lojistik ve Depo Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Satış Mühendisleri için Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün) 

-> İçerikler için Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz ->   https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Ecovadis Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Satın Alma Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri ve Yeşil Satınalma ISO 20400 Eğitimi

-> Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri
-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com