2024’te ABD Ticaretinin Önceliği: Türkiye

ABD merkezli şirketler, Türkiye-ABD arasındaki ikili ticari ilişkilerin nasıl daha da geliştirileceği konusunu görüşmek için bir araya geldi. Buluşmada artan ikili ziyaretler, yatırım ve ticaret odaklı etkinliklerle yeni bir döneme girildiği vurgulandı. Etkinliğe ABD Büyükelçisi Jeffry L. Flake, ABD İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh de onur konuğu olarak katıldı. 

AmCham Türkiye (Amerikan Şirketler Derneği) üyesi olan ABD’li şirketleri Bodrum’da düzenlediği etkinlikte bir araya geldi.  Türkiye’de faaliyet gösteren 125 ABD merkezli şirketi temsil eden dernek tarafından düzenlenen buluşmada “İki ülke arasında 200 yıla yakın geçmişi bulunan ve her geçen gün gelişen ticari ilişkilerin daha da büyümesi için daha çok çalışma yapılması’ mesajı öne çıktı. AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu’nun ev sahipliği yaptığı buluşmaya, ABD Büyükelçisi Jeffry L. Flake ve ABD İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh da misafir oldu.

Turnaoğlu: “Türkiye ekonomisine katkımız 60 milyar dolar, hedef 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak”

Türkiye-ABD arasında geçmişi uzun yıllara dayanan güçlü ilişkinin, dünyadaki en önemli ve köklü stratejik ilişkiler arasında yer aldığını ve ikili ekonomik ilişkilerinin 2023’ün ilk yarısında da ivme kazanmaya devam ettiğinin altını çizen AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, “AmCham Türkiye olarak, Türkiye ekonomisine 60 milyar dolar katkı sağlayan 125 ABD merkezli şirketi temsil ediyoruz ve ana hedefimiz ülkemizi global pazarlara taşıyan bir güç olmak. Bu hedefimiz doğrultusunda Türkiye ve ABD arasındaki ticaret hacminin 100 milyar düzeyine ulaşmasına katkı sağlamayı sürdürüyoruz. Bugünkü buluşmamızda da bu hedeflere ulaşmak için ‘daha da fazla çalışmaya devam etme’ irademizi net bir şekilde ortaya koymuş bulunuyoruz. Artan ikili ziyaretler ve iş dünyası olarak yapılan yatırım ve ticaret odaklı etkinliklerle yeni bir döneme giriyoruz. ABD hükümetinin en önemli ticari etkinliklerinden olan Trade Winds 2024’ün 15 Mayıs’ta Türkiye’de gerçekleşecek olması da bu yeni dönemin en dikkat çekici göstergelerinden biri” dedi.

‘Türkiye ender bulunabilen bir potansiyele sahip’

Son 12 ayda Türkiye-ABD arasındaki ticaret hacmi 31,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken bunun 15,9 milyar dolarını ihracat, 15,4 milyar dolarını ise ithalat oluşturduğunu aktaran Turnaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her zaman belirttiğimiz gibi Türkiye, dünya genelinde az sayıda ülkenin sahip olduğu bir potansiyele sahip. ABD firmalarının devam eden yatırımları da bu görüşü destekliyor. AmCham olarak Türkiye’nin bölgesel merkez olarak rolünün güçlendirilmesi konusunda Orta Asya ve Kafkasya bölgeleriyle karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesini önemsiyoruz. Ülkemizde bulunan Amerikan şirketlerinin bir bölümü Türkiye’yi bölgesel bir merkez olarak konumlandırıyor. Ayrıca Türkiye, yetenek yönetimi açısından da önemli üstünlüklere sahip. Bu önceliğimiz kapsamında iki yıldır sürdürdüğümüz ‘Global Turks’ adlı projemizin bulguları da Türkiye’de yetişen ve daha sonra yönetici rollerinde görev alan ‘1000 Global Türk’ün yetenek haritasını ortaya koyuyor. İkili ekonomik ilişkilerin önemimi vurgulamak adına Eylül ayında Washington’a düzenleyeceğimiz ziyaretin ardından 18 Eylül’de New York’ta Global Turks projemizin sonuçlarını açıklayacağımız lansmanı gerçekleştireceğiz. Bu etkinlikte Türkiye’nin çok uluslu Amerikan şirketleri için bölgesel merkez olması konusunu da ele alacağız.”

‘ABD Trade Winds için Türkiye’yi Seçti’ 

Etkinlikte yaptığı açılış konuşmasında ABD-Türkiye ticari ilişkilerinin doğru yolda olduğunu vurgulayan ABD Büyükelçisi Jeffry L. Flake, “Türkiye’nin büyük zorluklar karşısında dirençli ve kararlı olmaya devam edeceğini biliyorum. Bu nitelikleri, Türkiye’yi dünyanın pek çok yerinden farklı kılıyor ve ABD Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın Trade Winds 2024 için Türkiye’yi seçmesinin sebepleri arasında yer alıyor. Önümüzdeki Mayıs ayında düzenlenecek bu etkinlik, ABD hükümetinin liderliğindeki en büyük ticari misyon ve iş geliştirme forumu konumunda ve sizlerin de burada yer alacağınızı ümit ediyorum.” dedi.

Büyükelçi Flake ayrıca şunları belirtti “ABD-Türkiye ticari ilişkileri doğru yolda ilerliyor. ABD ve Türkiye arasındaki ikili ticaret eşi görülmemiş bir büyüme döneminden geçerek, 2022’de %22 artışla 34 milyar dolar düzeyine ulaştı. İkili ticaretteki bu etkileyici artış, ABD-Türkiye ilişkilerinin geleceğine de iyi bir şekilde yansıyor. Ülkelerimiz arasındaki ticaretin desteklenmesinde üstlenmiş olduğunuz rolden hepiniz gurur duymalısınız.”

Rakamlarla Türkiye – ABD Ticari İlişkileri

  • Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa, Asya ve Afrika’ya yakınlığı, sadece 4 saatlik uçuş mesafesinde 1,3 milyar kişilik 26 trilyon dolarlık geniş bir pazara açılan erişimi, stratejik coğrafi konumu nedeniyle önemli bir potansiyele sahip.
  • 85 milyonu aşan nüfusu ile önemli bir iç pazara sahip olan Türkiye, Avrupa Gümrük Birliği üyeliği ve çok sayıda serbest ticaret anlaşması, yaklaşık 1 milyar kişiyi kapsayan geniş bir serbest piyasa alanına erişim sağlıyor.
  • 2013 yılında 20 milyar dolar seviyesinde olan Türkiye-ABD ticaret hacmi 2022 yılında 32,1 milyar dolar seviyesine yükseldi. Türkiye, 2021 yılından bu yana ABD ile dış ticaretinde net ihracatçı konumunda. 2022 yılında Türkiye’nin ABD’ye ihracatı 16,9 milyar dolar, Türkiye’nin ABD’den ithalatı 15,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
  • Haziran 2022 ile Mayıs 2023 arasındaki on iki aylık süreçte Türkiye’nin ABD’ye ihracatı 15,9 milyar dolar seviyesine gerilerken Türkiye’nin ABD’den ithalatı 15,4 milyar dolara yükseldi; toplam ticaret hacmi 31,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.
  • Türkiye’deki yabancı yatırımların sektörel dağılımına bakıldığında, finans sektörü yüzde 31,4 gibi önemli bir paya sahip. İmalat ve enerji sektörü ise toplam yatırımlara sırasıyla yüzde 24,1 ve yüzde 10,2 katkı sağlıyor. Özellikle Türkiye’nin aldığı toplam yatırımların yüzde 9,2’sini oluşturan “toptan ve perakende ticaret sektörü” en cazip dördüncü sektör olarak öne çıkıyor.
  • TAİK tarafından Ağustos 2019’da BCG’ye hazırlatılan “Türkiye ve ABD Arasında İkili Ticareti Arttırmak” başlıklı raporu; 8 sektörde, otomotiv ve yedek parça (1), tekstil ve hazır giyim (2), mücevher (3), sivil havacılık (4), beyaz eşya (5), inşaat malzemeleri (6), mobilya (7) ve seyahat ve turizm (8) Türkiye’nin ABD’ye ihracatını artırmak için karşılaştırmalı avantajlara sahip olduğu sonucunu ortaya koyuyor.
  • Türkiye’nin 2016 yılında 2 milyar doların biraz üzerinde ABD’ye hizmet ihracatı, 2021 yılında 3,9 milyar dolara kadar yükselmiş durumda. 2022 yılında ABD’ye hizmet ihracatımızın ise resmi olmayan rakamlara göre 5 milyar doların üzerinde gerçekleştiği tahmin ediliyor. Haziran 2022 ile Mayıs 2023 arasında ülkemizi ziyaret eden ABD’li turist sayısı yaklaşık 1,1 milyon.

İşçinin İşe Devamsızlığının Nedeninin Araştırılması Zorunlu Mudur ?

İşçilerin işe devamsızlığı işyerinde iş düzenini bozar ve üretimi kesintiye uğratabilir. Çoğu zaman işe gelmeyen işçinin işini diğer iş arkadaşları fazladan yükleneceği için işe devam gösteren işçilerin iş yükü artar. Bu durum sağlık ve güvenlik açısından bir takım olumsuzluklara yol açabilir. Bu nedenle işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu’nda belirtilen sürelerde izinsiz ve mazeretsiz olarak işe devam etmemesi, işverene haklı nedenle fesih yetkisi verir (m.25/II-g).

4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih im­kanının bulunduğu kurala bağlanmıştır. Belirtilen günlerde işçinin hiç çalışmaması gerekir. Şayet işçi belirtilen günlerde işyerine gelerek birkaç saat çalışmışsa burada işçinin devamsızlığından bahsedilerek bu fıkra kapsamında fesih gerçekleştirilemez.

Dolayısıyla, devamsızlık işçinin işine hiç devam etmemesi hali olarak kabul edilmektedir. Örneğin işçinin işyerine gittiği halde, işe başlamaması ve iş görme borcunu yerine getirmemesi işe devamsızlık olarak değil, işçinin yapmakla görevli olduğu ödevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi olarak değerlendirilmeli ve bu fıkra hükmüne dayalı haklı fesih gerçekleştirilmelidir (İşK.m.25/II-h).

Ayrıca, 4857 sayılı Kanunda geçen iş günü kavramından, işçi bakımından çalışılması gereken gün anlaşılmalıdır. Örneğin Cumartesi ve Pazar günleri iş sözleşmesinde iş günü olarak kararlaştırılmışsa, bu günlerde işçinin işe devamı zorunlu olup, bu günlerde işe devamsızlık yapan işçinin iş sözleşmesi haklı nedenle sona erdirilebilir. Aynı şekilde, iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesinde genel tatil günlerinde işyerinde çalışılacağına dair bir düzenleme mevcut ise, bu günlerde de işçinin işe devamsızlık göstermesi iş sözleşmesinin feshine gerekçe oluşturabilir[1].

Normal koşullarda iş sözleşmesinin tarafı olan işçinin iyi niyet kuralları çerçevesinde önemli bir mazeretinin olmaması halinde, işe devamı beklenir. Şayet işçinin önemli bir mazereti varsa da bu konuda mutlaka işverenini haberdar etmesi gerekir. Aksi durumda işyerinde iş akışında aksamalar meydana gelir ve iş düzeni bozulur. Hatta işveren, üretimin aksamasından kaynaklanan bir takım zararlara da maruz kalabilir.

Peki işveren, işe devamsızlık gösteren işçilerin neden işe gelmediği ile ilgili bir araştırma yapmak zorunda mıdır? Yoksa 4857 sayılı Kanunda belirlenen sürelerin sonunda usulüne uygun devamsızlık tutanaklarını tutmak suretiyle feshi gerçekleştirebilir mi? Aslında, devamsızlığın nedeninin her durumda işverence araştırılması gerekmemektedir. Ancak, işçi tarafından sonradan devamsızlığın nedenini ortaya koyabilecek belgelerin sunulabilme ihtimaline karşı işverenin mutlaka fesih öncesinde, işçinin devamsızlığının nedenini soran ve varsa mazeretini bildirmesini isteyen ihtarname düzenlemesi yönünde uygulama yapması uygun olacaktır. Çünkü, devamsızlığın ispat yükü işverene aittir. İş­veren devamsızlık olgusunu tuttuğu tutanaklar, çektiği ihtarnameler, işyeri kayıtları ve tanıklar aracılığı ile kanıtlayabilir. Aksi halde, işverence yapılan fesih haksız fesih olarak değerlendirilebilir[2].

Yargıtay uygulamasına göre, “Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf iş sözleşmesinin işverence haklı se­bep olmadan feshedildiğini iddia etmiş; davalı taraf ise davacının 19.12.2011 ve devamı tarihlerinde devamsızlık yapması sebebiyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.

Dosyaya, 19.12.2011, 20.12.2011 ve 21.12.2011 tarihlerine ilişkin de­vamsızlık tutanakları sunulmuş olup, tutanak düzenleyicisi olan davalı şahit­leri tutanak içeriğini doğrular mahiyette beyanda bulunmuştur. Dinlenen da­vacı şahitlerinin, fesihle ilgili bilgisi bulunmamaktadır. Hizmet döküm cetve­linin incelemesinden ise, davacının 20.12.2011 tarihinde dava dışı işverenliğe ait işyerinden işe girişinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, davacı vekilince, devamsızlığın izne ya da haklı bir sebebe dayandığını, iddia ve is­pat edilmemiştir.

Dosya kapsamına göre, davacı işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü devamsızlık yaptığı ve bu suretle feshin haklı sebebe dayandığı ispatlanmıştır. Yazılı fesih bildirimi keşide edilmemesi veya fesihten önce devamsızlığın mazeretinin sorulma­ması, feshi haksız hale getirmez. Anılan sebeplerle, kıdem ve ihbar tazmina­tına yönelik taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı ge­rektirmiştir”[3].

Sonuç olarak, Yargıtay uygulamasına göre, fesih öncesinde işe devamsızlığın nedeninin araştırılması bir zorunluluk değildir. Ancak devamsızlığın nedeni araştırılmaksızın fesih yoluna gidildiğinde, işçinin sonradan sunabileceği devamsızlığın nedenini ortaya koyabilecek istirahat raporu vb. belgeler, işveren feshinin haksız olması sonucunu doğurabilir. Bu nedenle işverenin fesih öncesinde, işçinin devamsızlığının nedenini soran ve varsa mazeretini bildirmesini isteyen ihtarname düzenlemesi yönünde uygulama yaygındır. Ancak devamsızlığın nedeninin her durumda işverence araştırılması gerekmez[4]. Kanaatimizce de uy­gun olan uygulama budur.

Lütfi İNCİROĞLU

[1] ÇİL, Şahin, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, 9. Baskı, Ankara 2022, s.866 vd.

[2] İNCİROĞLU, Lütfi, Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, 5. Baskı, İstanbul 2023, s.292.

[3] Y22.HD.03.02.2015 T., E.2013/30096, K.2015/2384 Legalbank.

[4] ÇİL, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, s.866 vd.

İş İmkanı Sunan GÜMRÜK ve DIŞ TİCARET SERTİFİKA PROGRAMI 7. Dönem

İstanbul Üniversitesi ve UGM iş birliğinde düzenlenen İŞ İMKANI SUNAN ”Online Uygulamalı Gümrük ve Dış Ticaret Uzmanlığı” sertifika programı yeniden başlıyor. Programın amacı, katılımcıları gümrük ve dış ticaret mevzuat uygulamaları hakkında bilgilendirmek, örnek uygulamalar ile karmaşık sorunları çözebilecek kapsamlı bir anlayış kazandırmak ve dış ticaret işlemlerinin süreçlerinde gerekli olan bilgileri ve temel uygulamaları öğretmektir.

Katılım şartları ve kayıt için: https://lnkd.in/g2PrDm_x

Program Tarihi: 16 Eylül– 15 Ekim 2023
Son Başvuru Tarihi: 14 Eylül 2023
Program Yeri: Online

Program Kimlere Yöneliktir?

• Dış ticaret konusunda uzmanlaşmak isteyen ve bu alanda deneyimi olmayan üniversite mezunlarına,
• İthalat ve ihracat işlemlerinde deneyime sahip olup, uzmanlığını daha geliştirmek isteyenlere,
• Başka sektörlerde de çalışıp ancak dış ticaret alanında bilgi sahibi olmak isteyenlere,
• Gümrük Müşavirliği mesleğine ilk adımı atmak isteyenlere,
• Bağımsız denetim şirketlerinde kariyer planlayanlara,
• Başka şirketlerde çalışan ancak dış ticaret alanında bilgi sahibi olmak isteyen adaylara yönelik olarak hazırlanmıştır.

The “Online Applied Customs and Foreign Trade Expertise” certificate program, which offers JOB OPPORTUNITIES, organized in cooperation with Istanbul University and UGM, is starting again. The aim of the program is to inform the participants about customs and foreign trade legislation practices, to provide a comprehensive understanding that can solve complex problems with sample applications, and to teach the necessary information and basic applications in the processes of foreign trade transactions.

For participation conditions and registration: https://lnkd.in/g2PrDm_x

Program Date: 16 September – 15 October 2023
Application Deadline: September 14, 2023
Program Location: Online

UPS, 2023 İkinci Çeyrek Finansal Sonuçlarını Açıkladı

  • 22,1 Milyar Dolar Konsolide Gelir
  • 2,8 Milyar Dolar Konsolide Faaliyet Kârı; 2,9 Milyar Dolar Düzeltilmiş Konsolide Faaliyet Kârı
  • %12,6 Konsolide Faaliyet Marjı; %13,2 Düzeltilmiş Konsolide Faaliyet Marjı
  • Seyreltilmiş Hisse Başına Kazanç 2,42 Dolar, Düzeltilmiş Seyreltilmiş Hisse Başına Kazanç 2,54 Dolar
  • 300.000’den fazla UPS çalışanını temsil eden Teamsters ile anlaşmaya varıldı

UPS (NYSE:UPS), 2023 ikinci çeyrek mali rakamlarını açıkladı. Şirket, geçen yılın aynı dönemine göre %10,9 düşüşle 22,1 Milyar Dolar konsolide gelir elde etti. 2022’nin ikinci çeyreğine göre %21,4 düşüşle 2,8 Milyar Dolar olarak gerçekleşen Konsolide Faaliyet Kârı, düzeltilmiş bazda %18,4 düşüş gösterdi. Seyreltilmiş hisse başına kazanç bu çeyrekte 2,42 Dolar olarak gerçekleşirken, düzeltilmiş seyreltilmiş hisse başına kazanç 2,54 Dolar ile 2022 yılının aynı döneminin %22,8 altında kaldı.

2023 yılı ikinci çeyreği için genel kabul görmüş muhasebe sonuçları (GAAP), 106 Milyon Dolarlık vergi sonrası dönüşüm bedeli ve diğer masrafları ya da 0,12 Dolar Seyreltilmiş Hisse Başı Kazancı kapsıyor.

UPS İcra Kurulu Başkanı Carol Tomé, “Teamsters ile anlaşmaya varmış olmaktan mutluluk duyuyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki 500.000’den fazla UPS çalışanına özverili çalışmaları, çabaları ve bir kez daha sektöre öncülük eden hizmetlerinden dolayı teşekkür ederim. Müşterilerimize de UPS’e duydukları güvenden ötürü özel olarak teşekkürlerimi sunarım. UPS, bugün her zamankinden daha güçlü. İleriye baktığımızda, sektörün en cazip alanlarında büyümeye devam etmek ve küresel entegre ağımızı daha da verimli hale getirmek için stratejimizi sürdüreceğiz” dedi.

ABD Yurtiçi Segment

  • Ortalama günlük hacimdeki %9,9’luk düşüşün etkisiyle gelir, %6,9 azalırken, bu düşüş parça başına gelirdeki %3,3’lük artışla kısmen dengelendi.
  • Faaliyet kârı %11,1; düzeltilmiş faaliyet kârı ise %11,7 olarak gerçekleşti.

Uluslararası Segment

  • Ortalama günlük hacimdeki %6,6’lık düşüş ve Asya ticaret hatlarında devam eden yavaşlama nedeniyle gelir, %13,0 azaldı.
  • Faaliyet kârı %20; düzeltilmiş faaliyet kârı ise %20,4 oldu.

Tedarik Zinciri Çözümleri

  • Taşımacılık sektöründeki piyasa oranı ve hacim düşüşleri nedeniyle gelir, %23,4 azalırken bu düşüş, sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere lojistik sektöründeki büyüme ile kısmen dengelendi.
  • Faaliyet kârı %9,1; düzeltilmiş faaliyet kârı ise %10,4 oldu.

2023 Genel Bakış

UPS, raporlanan sonuçlara dahil edilebilecek ve önemli olabilecek gelecekteki ücret revizyonlarını veya beklenmeyen olayların etkisini yansıtan bir mutabakatın öngörülmesi veya sağlanması mümkün olmadığından güncellenen bir kılavuz (GAAP olmayan) sunar.

Şirket, 2023 yılı konsolide gelir ve düzeltilmiş faaliyet marjı hedeflerini öncelikle müzakerelerin hacim etkisini ve 25 Temmuz 2023 tarihinde Uluslararası Teamsters sendikası ile varılan geçici anlaşmayla ilişkili maliyetleri yansıtacak şekilde güncelliyor.

2023 Finansal Hedefler:

  • Yaklaşık 93 Milyar Dolar Konsolide Gelir
  • Yaklaşık %11,8 Düzeltilmiş Konsolide Faaliyet Kârı
  • Yaklaşık 5,3 Milyar Dolarlık Sermaye Harcaması
  • Kurul onayına tabi yaklaşık 5,4 Milyar Dolarlık Kâr Payı Ödemeleri
  • Yaklaşık 3 Milyar Dolar Hisse Geri Alımı

Emeklinin Enflasyon ve Ekonomi ile Sınavı – Bölüm 1

Emekli

Emekli denince; yaşamı boyunca belli bir süre çalıştıktan sonra, çalışma hayatına nokta koymuş emekli aylığı ve birikimi, emekli ikramiyesi ile geçimini sağlamaya çalışan yerini gençlere bırakmış, gençliğindeki simsiyah saçları da nankörlük edip ya beyazlaşmış, ya da emekliyi saçları da terk etmiş, kafası kel biri olduğunu düşünürüz.

Mesela emekli olduğunda, gençlerin zor iş bulduğu ülkemizde emeklilerin tekrar çalışma şansı yok denecek kadar azdır. Emekli olduktan sonra çalışabilen kişiler ya iyi bir mesleki kariyeri, ya yeri doldurulamayan bir kişi ya da genç çalışan nüfusun aldığı ücretin çok altında hayat standartlarının altında bir ücrete çalışan kişiler olarak düşünüyorum.

Ancak emekli olup da kendi işini kuran beyaz yakalıları da anmadan geçmek istemiyorum. Geçerli bir bilgi birikimi ve tecrübesini hiçbir işyerinde kadrolu çalışmayıp sadece;

  • çeşitli nam altında danışmanlık,
  • tecrübe satmak,
  • emlak komisyonculuğu,
  • bilirkişilik,
  • eğitmenlik,
  • bakım ve onarım-tamircilik
  • serbest çalışma

işlerini yaparak adeta çalışma hayatlarında bir ikinci baharı yaşamakla birlikte gelir kısmında da üst segmentlerde yer almaya çalışıyorlar.

Çalışan Emekliler

Yukarıda saydığım koşullarda çalışan emeklilerin enflasyon karşısında pek sıkıntı çektiklerini söylemem zor olsa da, en azından kimseye muhtaç olmadan rahatlıkla harcama yapabiliyor, sosyal hayatlarından da ödün vermemeye çalışıyorlar.

Çalışan emeklilerin gerek piyasa / çarşı Pazar enflasyonu, gerekse TUİK’in belirlediği resmi enflasyon rakamlarından pek etkilenmeden, kazandıkları gelir ile hayatlarını rahatlıkla idame ettirebililirler.

Demem odur ki çalışan emekliler, emekli aylıkları ile birlikte serbest kazançlarını bir araya getirdiğinizde çalışan emeklinin karşısında enflasyon, hayat pahalılığı, hizmet ve mallara gelen zamlar “vız gelir tırıs” gider.

Bu konuna umarım neyi söylemeye çalıştığımı anlatabilmişimdir.

Çalışmayan Emekliler

Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere. İşte anlatmakta zorlanacağım konu da buydu. Çalışmayan emeklinin halini bırakın anlatmayı, düşünmek dahi istemiyorum.

Emekli, en taban seviyeden emekli aylığı alıyor, bir de çalışma yaşamı boyunca herhangi bir tasarrufa sahip olmayıp, evi olmayan kirada oturan emeklilerden söz edecek olursam, yazıma nerede başlayıp, nerede bitireceğimi doğrusu ben de bilemiyorum. Emekli 7.500.- Lira maaş alıyor. Gerçi maaşlarına temmuz ayı itibari ile % 25 zam yapıldı ve yine de aynı para olan TRL.7.500.- alıyor diyorlar ya, işte onun hikayesini anlatmaya çalışacağım

Gelecek hafta emeklinin enflasyon karşısında aldığı emekli maaşı, enflasyon oranları ve emeklinin çilesini ele alacağım. Yazımı okuyan emeklinin yarası bir kez daha kanayacağa benziyor.  Yalan yanlış, şişirme ve gerçek dışı bir şeyler yazmayıp bugünkü piyasadaki emeklinin halini ve enflasyonun ne olduğunu anlatacağım.

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

AVM Metrekare Verimlilik Endeksi, Yüzde 114,6 Arttı

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Endeksi’nin Haziran ayı sonuçları açıklandı. Her ay düzenli olarak yayınlanan verilere göre ciro endeksi, Haziran 2023 döneminde, bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmamış olarak incelendiğinde yüzde 114,6 oranında artarak 1989 puana yükseldi. Haziran 2023 için açıklanan yıllık enflasyon oranının yüzde 59,95 olduğu düşünüldüğünde, metrekare verimlilik endeksindeki artışın enflasyonun üzerinde olduğu görülmektedir.

Haziran 2023 döneminde metrekare verimlilik endeksi, bir önceki ay olan Mayıs 2023 dönemi ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmadan incelendiğinde yüzde 16 oranında artış göstererek 1989 puana yükselmiştir. Haziran 2023 için açıklanan aylık enflasyon oranının yüzde 3,92 olduğu düşünüldüğünde, Haziran 2023 döneminde metrekare verimlilik endeksi, Mayıs 2023 dönemi ile karşılaştırıldığında yine enflasyonun üzerinde artış olduğu görülmektedir.

AVM Endeksi verileri ikinci çeyrek bazında geçtiğimiz yılın ikinci çeyreği ile karşılaştırıldığında yüzde 116,0 oranında artış göstererek 2023 ikinci çeyrek döneminde 1817 puana yükseldi.

Sektöre ait ciro endeksi, Anadolu ve İstanbul’un GLA büyüklükleri ağırlıklandırarak hesaplanmıştır.

AVM’lerde kiralanabilir metrekare alanı başına düşen ciro Haziran ayında Türkiye genelinde 7.584 TL iken İstanbul’da 9.746 TL, Anadolu’da 6.143 TL olarak gerçekleşmiştir.

Çeyrek bazlı m2 başına düşen cirolarda ikinci çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmadan incelendiğinde yüzde 116,10’luk bir artış yaşanmıştır. 2023 yılı ikinci çeyrekte metrekare verimliliği 6922 TL şeklinde gerçekleşmiştir.

Kategori Bazında Ciro Endeksi

Endeks kategoriler bazında geçtiğimiz yılın Haziran ayı ile karşılaştırıldığında en büyük artış yüzde 126,1 ile ayakkabı kategorisinde görülmüştür. Giyim kategorisinde yüzde 120,0,  yiyecek-içecek kategorisinde yüzde 111,0 hipermarket kategorisinde yüzde 98,7 teknoloji kategorisinde yüzde 76,1’lik bir artış yaşandığı görülmektedir.

(*Diğer kategorisi; yapı market, mobilya, ev tekstili, hediyelik eşya, oyuncak, sinema, kişisel bakım ve kozmetik, kuyum, hoby, petshop, terzi ve ayakkabı tamir servisleri, döviz bürosu, kuru temizleme, eczane gibi mağazalardan oluşmaktadır.)

Kategori bazında ciro endeksi bir önceki ay olan Mayıs 2023 dönemi ile karşılaştırıldığında giyim kategorisinde yüzde 30,8, ayakkabı kategorisinde yüzde 28,0, yiyecek içecek kategorisinde yüzde 12,8, hipermarket kategorisinde yüzde 11,2’lik bir artış yaşandığı görülmektedir.

Ziyaret Sayısı Endeksi

Haziran 2023 verileri bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında ziyaret sayısı endeksinde yüzde 21,9’luk bir artış ile 100 puana yükseldi.

Haziran 2023 döneminde ziyaret sayısı endeksi bir önceki ay olan Mayıs 2023 ile karşılaştırıldığında yüzde 11,1 oranında bir artış olduğu gözlemlendi.

Ziyaret sayısı endeksinde ikinci çeyrek bazında geçtiğimiz yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında yüzde 16,4’lük bir artış olduğu gözlemlenmiştir.

Otomotiv Sanayii Derneği, Ocak – Temmuz Dönemi Verilerini Açıkladı !

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) 2023 yılının ilk 7 aylık dönemine ilişkin verileri açıkladı. Geçen yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 18 artarak 870 bin 600 adet olarak gerçekleşti. Geçen yılın ilk 7 aylık dönemine göre yüzde 27 artış sağlayan otomobil üretimi ise 550 bin 615 adede ulaştı.

Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 905 bin 666 adede yükseldi. Ticari araç grubunda, yılın ilk 7 ayında üretim yüzde 4, ağır ticari araç grubunda yüzde 28, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 2 artış yaşandı. 2022 yılının ilk 7 aylık dönemine göre ticari araç pazarı 62, ağır ticari araç pazarı yüzde 38, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 68 artış sağladı. Yılın ilk 7 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 11 oranında artarken, otomobil ihracatındaki artış yüzde 26 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, toplam ihracat 586 bin 795 adet, otomobil ihracatı ise 375 bin 670 adet düzeyinde gerçekleşti. 2023’ün 7 aylık döneminde toplam pazar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 62 artarak 697 bin 726 adetten kapandı. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 62’lik artış sağladı ve 516 bin 288 adede ulaştı.

Türkiye otomotiv sanayisine yön veren 13 üyesiyle sektörün çatı kuruluşu konumunda olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 2023 yılının ocak-temmuz dönemine ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı. Buna göre, yılın ilk 7 aylık döneminde toplam otomotiv üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18 artarak 870 bin 600 adede ulaştı. Otomobil üretimi ise yüzde 27 artarak 550 bin 615 adet olarak gerçekleşti. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 905 bin 666 adedi buldu. Yılın ilk yedi aylık döneminde ticari araç üretimi ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 oranında artış gösterdi. Bu dönemde, ağır ticari araç grubunda üretim yüzde 28, hafif ticari araç grubunda üretim yüzde 2 arttı. Bu dönemde, otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı yüzde 75 olarak gerçekleşti. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 75, kamyon grubunda yüzde 91, otobüs-midibüs grubunda yüzde 49 ve traktörde yüzde 79 seviyesinde gerçekleşti.

İhracat Yüzde 17 Artarak 20,5 Milyar Dolara Ulaştı !

Yılın ilk yedi aylık döneminde otomotiv ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 11 artarak 586 bin 795 adet olarak gerçekleşti. Bu dönemde otomobil ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artarken, ticari araç ihracatı ise yüzde 8 oranında azaldı. Traktör ihracatı ise 2022 yılının aynı dönemine göre yüzde 17 artarak 11 bin 872 adet olarak gerçekleşti. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, toplam otomotiv sanayi ihracatı, 2023’ün ilk yedi aylık döneminde yüzde 16 ile sektörel ihracat sıralamasında zirvedeki yerini korudu. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birlikleri (OİB) verilerine göre, ilk yedi aylık dönemde toplam otomotiv ihracatı, 2022 yılının aynı dönemine göre yüzde 17 artarak 20,5 milyar dolar oldu. Euro bazında ise yüzde 17 artarak 18,9 milyar euro olarak gerçekleşti. Bu dönemde, dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 20 oranında, tedarik sanayi ihracatı da yüzde 12 oranında arttı.

Pazardaki Yedi Ayda 697 Bin Araç Satıldı !

2023’ün ilk yedi ayında toplam pazar, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 62 artarak 697 bin 726 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 62 oranında artış sağladı ve 516 bin 288 adet oldu. Ticari araç pazarına bakıldığında ise yılın ilk yedi ayında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla toplam ticari araç pazarında yüzde 62, ağır ticari araç pazarında yüzde 38, hafif ticari araç pazarında ise yüzde 68 büyüme sağlandı. 2023 yılı ocak-temmuz döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre otomobil satışlarındaki yerli araç payı yüzde 33, hafif ticari araç pazarında yerli araç payı ise yüzde 52 olarak gerçekleşti.

ÖZET DEĞERLENDİRME – 2023/2022

2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde toplam üretim yüzde 18, otomobil üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 27 arttı. Bu dönemde, toplam üretim 870 bin 600 adet, otomobil üretimi ise 550 bin 615 adet düzeyinde gerçekleşti.

2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde toplam pazar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 62 artarak 697 bin 726 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde otomobil pazarı ise yüzde 62 oranında arttıı ve 516 bin 288 adet olarak gerçekleşti.

Ticari araç grubunda, 2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde üretim yüzde 4, ağır ticari araç grubunda yüzde 28, hafif ticari araç grubunda geçen yılın aynı dönemine yüzde 2 arttı.  2022 yılı Ocak-Temmuz dönemine göre ticari araç pazarı yüzde 62, ağır ticari araç pazarı yüzde 38 ve hafif ticari araç pazarı yüzde 68 arttı.

2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 11 oranında, otomobil ihracatı ise yüzde 26 oranında arttı. Bu dönemde, toplam ihracat 586 bin 795 adet, otomobil ihracatı ise 375 bin 670 adet düzeyinde gerçekleşti.

2023 yılı Ocak-Temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, toplam otomotiv ihracatı Dolar bazında yüzde 17, Euro bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 arttı. Bu dönemde toplam otomotiv ihracatı 20,5 Milyar $ olarak gerçekleşirken, otomobil ihracatı yüzde 24 artarak 6,2 Milyar $ seviyesinde gerçekleşti. Euro bazında otomobil ihracatı ise yüzde 24 artarak 5,7 Milyar € seviyesinde gerçekleşti.

Satın Almada İç Kontrol Üzerine Deneme

Piyasadaki bilgilinin çok hızlı iletilmesi sonucu tüketiciler, alacakları ürünlerin fiyat ve kalite karşılaştırmasını çok hızlı bir şekilde yapmaktadır. Bu nedenle çok az fiyat farklılıkları devasa satış farklılıklarına dönüşmektedir. Tam rekabet şartlarına yaklaşan günümüz piyasasında maliyeti düşüren her yöntem kullanılmalıdır.

Üretilen ürünlerin en önemli maliyet kalemi ise ürünleri üretiminde kullanılan malzemelerdir. Söz konusu malzemeleri, rakip firmaya göre daha ucuza tedarik etmek, ürünün nihai satış fiyatlarını daha düşük belirlemede çok etkin olacaktır. Birçok üreticinin dediği gibi “malı satarken değil, alırken kazanacaksın”. Tabii ki ürünlerin üretimi için kullanılan mallar, tek maliyet unsuru değildir. Ancak üst alt fiyat aralığı çok az olması nedeni ile diğer maliyet kalemlerini düşürmek için verilen mücadele bu alanda verilmemektedir. Örneğin işçi maliyetlerini düşürmek için gösterilen gayret, üretim için alınan malzemenin fiyatını düşürmek için gösterilmemektedir.

Satın alma maliyetlerinin daha da düşük olarak gerçekleşmesi için firmalar neler yapabilir? Bu sorunun cevabını bulabilmek için öncelikle satın alma sürecinde yüksek fiyatla malzeme almanın nedenleri üzerinde durulmalıdır. Bir malzemenin rakip firmalara göre daha yüksekten tedarik edilmesinin nedenlerinin şöyle sıralayabiliriz; fiyat araştırmasının yetirince yapılmaması, satın almayı gerçekleştiren kişilerin güveni suiistimal etmeleri, peşin para yerine borçla alınması, düşük sayılarda ürün satın alınması, bilerek yüksek maliyetli malzemenin alınması, malzemenin ürün içindeki oranın düşük olması nedeniyle maliyetin önemsenmemesi.

İç kontrol sistemleri, şirketlerde bir amacın gerçekleşmesi için kurulan kontrollerin bütününü ifade eder. Satın almanın daha düşük maliyetle gerçekleştirilmesi için şirketlerin patronları veya patron yerine karar veren en üst yöneticilerin nasıl bir iç kontrol sistemi kurmalıdır ki malzeme alım maliyetleri daha düşük gerçekleşmelidir? Yukarıdaki paragraftaki, maliyeti yükselten nedenleri ortadan kaldıracak iç kontrol tedbirlerinin tamamını yazmak, bu makalenin boyutlarını aşar. Ancak fiyatın araştırılmasının yeterli olup olmadığının ve suiistimalin var olup olmadığının kontrolleri üzerinde durabiliriz.

Satın alma biriminin diğer birimlerden ayrılarak, ayrı bir yönetim yapısına kavuştuğu şirketlerde yapılan en büyük yanlış, fiyat araştırmasının yapılması ile satın almaya karar veren kişilerin aynı olmasıdır. Bu durumda; satın alma işlemini gerçekleştiren kişinin, aldığı malı uygun fiyat alıp almadığını değerlendirmek imkânsızlaşmaktadır. Çünkü söz konusu denetimin yapılabilmesi için denetim yapan kişinin, satın alma personelinin yapmış olduğu şekilde piyasa araştırması yapması gerekir. Her ürün için piyasa araştırmasının yeniden yapılması ise hem çok maliyeti artıran bir yöntem olur, hem de denetim amacı ile yapılan fiyat araştırmalarına piyasa tepkisi olumsuz gerçekleşir. Sadece malın ve ürünün fiyatını öğrenmek isteyene verilen fiyat ile ürünü alma ihtimali yüksek olan kişiye verilen fiyat arasında farklılıklar olması daha yüksek bir ihtimaldir.

Hem gerçek ürün fiyatına ulaşmaktaki zorluklar hem de ürün fiyat denetiminin maliyetinin yüksek olması nedeniyle firmalarda, satın alma sürecinin denetlenmesi ancak patronlar veya onun yerine karar veren en üst yöneticinin yapması ile mümkün olmaktadır. Yukarıda anlatılan sebepler sonucu, profesyonel olarak, patron yerine denetim yapan denetim birimleri veya denetim şirketleri firmaların büyük çoğunluğunda yoktur. Dolayısıyla bir firmada satın alma sürecini ya patron kontrol eder ya da edilmez. Patronlar bu eksikliği gidermek için çok güvendiği personelleri (genel yakın akrabalar) satın alma birimine yerleştirir. Ama bu doğru sonucu elde etmede yeterli bir yöntem değildir. Ayrıca yakın akrabaların her zaman liyakatli olması beklenemez. Liyakatli olmamakta, en az dürüst olmamak kadar şirketlere zarar verir.

Satın alma sürecinde, daha uygun fiyatta satın almanın gerçekleşmesi için kurulabilecek en önemli iç kontrol tedbiri (kontrol önlemi) görevler ayrılığı ilkesinin uygulanmasıdır. Bu ilke, aynı kişide birleşmesi durumunda, suiistimallerin artması sonucunu doğuran görevler, ayrı ayrı kişilere verilir. Bu ilke gereği, satın alma sürecindeki fiyat araştıranlar ile malı satın alanları ayrı kişilerden seçmelidir. Hatta firmanın büyüklük durumuna göre ayrı birimler içinde çalıştırılmalıdır. Örneğin satın alma müdürlüğünden ayrı olarak, finans müdürlüğü de fiyat araştırması yapılabilir. Satın alma müdürlüğü satın alma yapabilmek için fiyat araştıracak ve satın almayı gerçekleştirecek. Ancak aynı mal kalemleri için finans birimine bağlı bir personel piyasada, satın alma biriminden bağımsız olarak, sadece fiyat araştırması yapacak.

Satın almadan ayrı bir birim tarafından fiyat araştırması yapıldığı durumlarda, iç kontrolün sağlanabilmesi için fiyat araştıran kişi veya birim araştırdığı malın fiyatını, satın alma personeline veya birimine bildirmemelidir. Satın alma platformu olarak kullanılan bir satın alma takip programı (yazılım programı) geliştirilmelidir.  Satın almacı personelde satın alma işlemin yaptıktan sonra, gerçekleşen satın alma fiyatını, satın alma takip programına kayıt edilmelidir. Aynı şekilde sadece fiyat araştırması yapan diğer birim veya personel fiyat araştırması sonucu bulduğu aynı malzemenin teklif fiyatını kayıt etmelidir. Yazılım programı otomatik olarak, malzemenin hem fiyat araştırıcı personelin bulduğu malzeme fiyatı ile satın alma personelinin satın aldığı fiyatı karşılaştırmalıdır. Bulduğu sonuçta iki fiyatın çok farklı olması halinde, patrona veya patron yerine karar veren en üst yöneticiye otomatik bilgi maili gitmelidir. Patron, satın alınan fiyatın, araştırma fiyatından çok yüksek olmasının nedenleri hakkında satın almacı personelden bilgi almalıdır. Her ürün için bilgi almasa bilgi alma ihtimali olmalıdır.

Söz konusu iç kontrol sistemi ile satın almacı, fiyat araştırmacısının bulduğu fiyatın üzerinde bir fiyatta satın alma yapıp da hesap vermemek için daha fazla fiyat araştırması yapmaya kendini zorunlu hissedecektir.

Satın alma takip programında, hem fiyat araştırıcılarının bulduğu bilgiler hem de satın alma personelin bulduğu bilgiler kayıtlı olmalıdır. Bir malı fiyat farklılığı, belirli bir orandan fazla olması durumunda farklı renkte boyanmış fiyat sonuçları olmalıdır. Satın alma personeli satın alma fiyatını girdikten sonra bile, fiyat araştırmacısının bulduğu fiyatın bulamamalı, onun girdiği firma bilgilerine ulaşamamalıdır. Çünkü bir daha ki satın alma işleminde o fiyat yakın bir fiyatta malzeme bulmaya çalışır daha da düşük fiyatta (fiyat araştırıcısının bulduğu fiyattan da aşağı) malzeme bulmaya çalışmaz. Fakat fiyat araştırmacısının fiyatından daha düşük satın alma fiyatı olursa, fiyat araştırmacı personel bunu görebilmelidir. Çünkü fiyat araştırmacısı, kendisinden daha düşük fiyatı bulup ta onun girişini programa yaparsa, bir sonraki satın almadaki kontrol daha iyi gerçekleşir.

Önerilen iç kontrol sistemi patronun veya patron yerine karar veren en üst yöneticinin, satın alınan malzemelerin fiyatların doğrudan araştıramadığı veya bilmediği durumlarda faydalı olacaktır. Satın almanın zaten patron tarafından yapılan firmalarda böyle bir faydadan bahsetmek mümkün değildir. Böyle bir kontrol sistemi, üretim de kullanılan ürünlerin çok çeşitli olduğu, tekstil ve inşaat gibi sektörlerde çok faydalı olacaktır.

Söz konusu iç kontrol tedbiri doğrultusunda, sadece fiyat araştırması yapan firmalar kurulabilir. TUİK gibi sadece fiyat araştırması yapacak ancak bir farkla bulduğu fiyat bilgilerini, anlaşmalı olduğu firmalarla paylaşacak.

Fiyat araştırma şirketleri sadece yurt içinden değil, yurtdışından da fiyat toplayabilmelidir. Günümüzde, personel istihdamını profesyonel firmalar yapmaya başladığı gibi sadece fiyat araştırma firmaları kurulabilir. Bu firmalar, tedarikçi firmalardan farklı olmalıdır. Tedarikçi firma size malı alır ve satar. Aslında tedarikçi firma, satın alma işleminin tamamını hizmet satın alma yolu ile karşılama firmalarıdır. Fiyat araştırma firmaları size sadece bilgi satar. Bu bilgi sizin satın alma sürecinizin kontrol edilmesini sağlar. Aynı zamanda satın alma biriminize yol gösterir.

Aziz DİRİ

İSKİ Genel Müdürlüğü

İç Denetim Birimi Başkanlığı

İç Denetçi

Endüstriyel Fırın İmalatında Püf Noktaları: Boya

Endüstriyel fırınlarda işin içinde hem makine imalatı hem de yüksek ısı girdiğinden boya konusu çok hassastır. Endüstriyel boyama, imalatın son, satışın ise ilk basamağını oluşturan, ürünün kalitesini ve piyasa değerini artıran önemli bir alandır.

  • Boya konusunda genelde endüstriyel rapid boya kullanılır. Mat, yarı mat veya parlak olarak kullanılan boya müşterinin isteğine göre şekillenir. Her müşterinin kendi markasını ön plana çıkaran renk tercihleri vardır.
  • Ancak makinanın gaz hattı, pnömatik hattı, hidrolik kısmı, korkuluk, platform benzeri kısımlarında mutlaka uluslararası standartların gereği yerine getirilmelidir.
  • Boya tercihinde özellikle sertifika ve MSDS formları olan, hızlı kuruyan, malzemeye iyi yapışan, kapatıcılığı yüksek kaliteli boyalar tercih edilmelidir.
  • Fırının yüksek ısıya maruz kalan kısımlarında ısıya dayanıklı boya kullanılır. Burada gri veya siyah dışında alternatif renk yoktur ve ısıya dayanıklı boya astar olmaksızın yüzeye direkt uygulanabilir. Bu boyalar kürlemeden sonra ısıyı gördükçe yüzeye daha iyi yapışır.
  • Makine imal edilirken çelik kısmında özellikle kumlanmış ve astar boyalı çelik kullanılırsa boya daha kaliteli netice verir.
  • Boya öncesi kaynak çapaklarının temizliği, yüzeydeki yağ ve kirin temizlenmesi önemlidir. Ancak tinerle temizlik yapmak yerine insan sağlığına daha az zarar veren kimyasallarla yapmak isabetli olur.
  • Yüzeyde eski boya varsa, kabarmış veya gevşemiş boyalar tamamen kazınarak uzaklaştırılmalıdır. Boyanın gelmemesi gereken yerler maskeleme bantlarıyla kapatılmalıdır.
  • Boya kullanmadan önce iyice karıştırılmalı ve mümkünse sadece pistole ile uygulanmalıdır. Tavsiye edilen püskürtme basıncı 26-28 saniyede (DIN 4 Cup) ile 55-60 p.s.i basınçtır. Tüm aletler boya bitiminde rapid tinerle temizlenmelidir.
  • Uygulama esnasında yüzey sıcaklığının +5°C ile +30°C arasında olmasına özen gösterilmelidir.
  • Eğer makine dış ortamda kullanılacaksa epoksi boya kullanılmalıdır.
  • Boya yapılırken yüzey temizliğinden sonra önce astar sonra son kat uygulanmalıdır. Rapid tinerle pistole püskürtme kıvamını sağlamak için %10-15 kadar inceltilebilir.
  • Gerekli yerlerde çelik macun kullanımı ve zımparalanması gerekebilir.
  • Rulo ile veya boya tabancası ile boyanarak yüzeyde müşterinin istediği mikron düzeyinde boyama yapılması, yüzeyin tamamında eşit düzeyde mikron kalınlığına ulaşılması gerekir.
  • Boya yapan ustanın iş güvenliği ekipmanlarını doğru ve yerinde kullanması, boya kabini içinde güvenli boya yapılması ve boyanın fırınlanması ve kurutulması önemlidir. Zira boyacıların çoğu ileriki yaşlarda meslek hastalıklarına maruz kalabilmektedirler.
  • Boya yapılacak malzemelerin etrafında boya tozlarının gidebileceği ve üzerine yapışabileceği ekipmanların uzaklaştırılması, yanıcı ve yakıcı maddelere dikkat edilmesi ve iyi havalandırılması önemlidir.
  • Boyaların uygun koşullarda yangına karşı önlem alınmış iyi havalandırılmış depolarda saklanması gerekir.
  • İyi havalandırılan ve serin bir ortamda, ağzı açılmamış orijinal ambalajında 2 yıldan fazla kullanılmayan boyalar uygun atık firmalarına teslim edilmelidir.

Boya ustası bulmak ve yetiştirmek zordur. Ustalık ayrı bir kabiliyet, titiz bir çalışma, dikkat ve deneyim gerektirir.

Katkılarından dolayı teşekkür ederim. Ayrıntılı bilgiler linklerden okunabilir.

https://www.kansaialtan.com.tr/konvansiyonel-havali-sprey-uygulamalari

https://kanatboya.com.tr/makina.html

Cavit SOY

İş Görüşmelerinde Satınalma Yöneticisi Adaylarına Sıkça Sorulan Sorular

İnsan kaynakları departmanı, satınalma ile ilgili bir pozisyonda adayın ilgili pozisyona uygunluğunu değerlendirirken soracağı genel sorulara ilave olarak mesleki uzmanlığını ölçmeye yönelik sorular da soracaktır. Adayın domain (alan) bilgisini ölçmek adına ilgili departmandaki yöneticiden destek isteyebileceği gibi mesleki görüşme tarafını da kendisi yürütmek isteyebilir.

İK’nın bir satınalma uzmanını işe alırken sorabileceği bazı yaygın soruları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz (20 soru):

  1. Satınalma konusundaki deneyiminize ve bu alandaki önceki rollerinize genel bir bakış sunabilir misiniz?
  2. Önceki pozisyonlarınızda hangi satınalma süreçlerini yönettiniz?
  3. Tedarikçi seçimi ve değerlendirmesine nasıl yaklaşıyorsunuz?
    İçeriğin devamını görüntülemek için Öğrenme Merkezi Üyeliği gereklidir. Üye iseniz lütfen giriş yapınız. Henüz üye değilseniz Dijital İşlem Merkezi üzerinden üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz.
    Hesap Oluştur

    İK uzmanı alım sürecinin bir parçası olarak vaka tabanlı bir görüşme de gerçekleştirmek isteyebilir. Bu durumda görüşmeyi mesleki karar alma davranışınızı görebileceği ve alana ilişkin çok boyutlu düşünebilme yeteneğinizi değerlendirebileceği bir vaka çalışması üzerinden de gerçekleştirmek isteyebilir. İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Programı’nda ve şirketlere özel olarak hazırladığımız satınalma ve tedarik zinciri eğitimlerimizde çok sayıda vaka çalışması ile profesyonelleri bu tür görüşmelere hazırlıyoruz.

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.