Sermaye Piyasalarında Yeni Dönem: İlk Küresel Sürdürülebilirlik Açıklama Standartları IFRS S1 ve IFRS S2 Yayımlandı

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), 26 Haziran 2023 tarihinde ilk iki küresel sürdürülebilirlik açıklama standartları olanSürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Gereklilikler (IFRS S1) ve İklimle Bağlantılı Açıklamalar (IFRS S2)Standartlarını yayımladı. Standartlar, şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili açıklamalarına olan güveni ve güvenilirliği artırarak bilinçli yatırım ve ekonomik kararları desteklemektedir. Standartlar yıllık raporlama dönemleri için geçerli olup, raporlardan beklenen ilk bilgilerden faydalanma tarihi 2025 yılından itibaren başlayacaktır.

  • IFRS S1, şirketlerin kısa, orta ve uzun vadede sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlara ilişkin bilgiler hakkında yatırımcılara açıklama yapılmasını sağlar. Bu açıklamalar şirketin gelecekteki görünümünü etkileyebilecek unsurların, şirketin nakit akışlarına, finansmana erişimine ve sermaye maliyetine etkilerini ifade eder.
  • IFRS S2 ise iklimle ilgili risk ve fırsatlar hakkındaki bilgilerin açıklanmasını gerektirir. Bunlar fiziksel risklerin yanında geçiş risklerini de içerir.

Standartların uyum açısından birlikte kullanılması zorunlu tutulsa da ilk yıl bazı gerekliliklerden muaf tutulmuş ve iklimle ilgili risk ve fırsatlar hakkında bilgilere sınırlama getirme seçeneği tanınmıştır. Standartların  uygulama zorunluluğu her ülkenin kendi düzenleme ve süreçlerine bağlı olacaktır.

Özetle, Yatırımcıların yatırım kararlarında sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili ihtiyaç duydukları güvenilir açıklamaları sağlamak üzere, UFRS S1 ve UFRS S2 standartları ile şirketlerin; bu konulardaki risk ve fırsatlarla ilgili genel stratejilerini, süreç ve performanslarını, yönetişim prosedürlerini açıklamalarını gerektirir.

Arka Plan

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB- International Sustainability Standards Board) Haziran 2023’de IFRS S1 ve IFRS S2 standartlarını yayımlamadan önce Mart 2022’de taslak standartları yayınlamıştır. Taslak IFRS S1 için, şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili risklerini ve fırsatlarını açıklamalarını ve tam bir set finansal açıklama sunmalarını önermiştir. Taslak IFRS S2 ise İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD- The Task Force on Climate-related Financial Disclosures ) tarafından yapılan önerileri entegre ederek ve Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu (SASB – Sustainability Accounting Standards Board) Standartlarından türetilen sektörel açıklama gereksinimlerini dikkate alarak İklimle ilgili açıklamalar standardını sunmuştur ve nihai duruma kadar geri bildirimleri sürekli değerlendirmiştir.

ISSB (Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu – International Sustainability Standards Board)

Yatırımcılar, yatırım kararlarında giderek daha fazla ESG kriterlerine önem vermektedirler ve şirketlerden sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlar konusunda güvenilir, tutarlı, kolay anlaşılır, yüksek kaliteli ve küresel olarak karşılaştırılabilir bilgi sağlamalarını beklemektedirler.  IFRS Vakfı, uzun yıllar işletme ve yatırımcıların bu talepleri doğrultusunda Kasım 2021 yılında ISSB’yi (Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu) kurduğunu duyurmuştur.

ISSB, yatırımcıların ve finansal piyasaların ihtiyaçlarına odaklanır. Hedefleri ise, küresel sürdürülebilirlik açıklamalarının temel standardını geliştirmek, yatırımcıların bilgi ihtiyaçlarını karşılamak, şirketlerin küresel sermaye piyasalarına kapsamlı sürdürülebilirlik bilgileri sunmasını sağlamak ve yargı alanına özgü/ geniş paydaş gruplarına yönelik açıklamalarla uyumlu olmayı kolaylaştırmaktır.

ISSB, IASB (Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu ) ile yakın işbirliği içinde çalışarak, IFRS Muhasebe Standartları ile IFRS Sürdürülebilirlik Açıklama Standartları arasında bağlantı ve uyumluluğu sağlar. Her iki kurul da bağımsızdır ve Standartları birbirini tamamlayarak yatırımcılara kapsamlı bilgi sağlar.

ISSB, piyasa tarafından yönlendirilen ve yatırımcı odaklı raporlama girişimlerinin çalışmalarına dayanmaktadır. Bu doğrultuda 01 Ağustos 2022 tarihinde, SASB (Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu)  ve IR (Entegre Raporlama) Çerçevelerini barındıran VRF Vakfı (Value Reporting Foundation) ile İklim Beyanları Standartları Kurulu  (CDSB- Climate Disclosure Standards Board)  IFRS Vakfı çatısı altında konsolide olmuştur.  IFRS Danışma Konseyi ile IRCC  (Integrated Reporting and Connectivity Council ), IASB ve ISSB’ye ilgili raporlama gerekliliklerinin nasıl entegre edilebileceği konusunda danışmanlık yapar ve aynı zamanda, IASB ve ISSB’nin, entegre raporlama çerçevesinden ilke ve kavramları projelerine nasıl uygulayacakları konusunda rehberlik yapar.

ISSB, SASB standartlarını sürdürülebilirlik açıklama standartlarının geliştirilmesinde temel girdi olarak kabul eder ve geliştirmeyi taahhüt etmekle birlikte işletme ile yatırımcıların kullanımını teşvik eder. Bu girişimler yanında  ISSB, GRI ve TFCD ile de yakın çalışır hatta yayımlanan açıklama standartlarının oluşturulmasında TCFD’nin tüm önerileri dikkate alınmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında Kurullar arasındaki etkileşim aşağıdaki gibi özetlenebilir.

ISSB 2024’ten İtibaren, TCFD’den Sorumlulukları Devralıyor

IFRS S1 ve IFRS S2’nin yayınlanmasının ardından, Finansal İstikrar Kurulu (FSB) IFRS Vakfı’na, iklimle ilgili açıklamalarının ilerlemesini izleme görevini TCFD’den ISSB’ye devredilmesini talep etti.

Finansal İstikrar Kurulu’nun (FSB) tavsiyesi üzerine 2017 yılından itibaren, IFRS S1 ve IFRS S2 standartlarının hazırlanmasında sürece eşlik edip önemli katkılar sağlayan ve tüm tavsiyeleri dikkate alınan TCFD bu sorumlulukları standartların uygulama tarihi itibariyle ISSB’ye devredecektir.

TCFD, 2015 yılında yatırımcıların ekonomik kararlar alırken iklimle ilgili risklerin değerlendirilmesi aşamasında ihtiyaç duyulan güven ortamını sağmak, tutarlı güvenilir standartlar geliştirilmesi amacıyla Finansal İstikrar Kurulu (FSB) tarafından kurulmuştur.

 

Gül SALDIRANER

EG Partner- SMMM, BD

www.eg-econsulting.com

REFERENCES

[1]  IFRS – 26 June 2023 ISSB issues inaugural global sustainability disclosure standards  https://www.ifrs.org/news-and-events/news/2023/06/issb-issues-ifrs-s1-ifrs-s2/  

[2]  IFRS – International Sustainability Standards Board https://www.ifrs.org/groups/international-sustainability-standards-board/

[3]  IFRS – IFRS S1 General Requirements for Disclosure of Sustainability-related Financial Information  https://www.ifrs.org/issued-standards/ifrs-sustainability-standards-navigator/ifrs-s1-general-requirements/

[4]  IFRS – IFRS S2 Climate-related Disclosures https://www.ifrs.org/issued-standards/ifrs-sustainability-standards-navigator/ifrs-s2-climate-related-disclosures/

[5]  IFRS – July 2023 IFRS Foundation welcomes culmination of TCFD work and transfer of TCFD monitoring responsibilities to ISSB from 2024 https://www.ifrs.org/news-and-events/news/2023/07/foundation-welcomes-tcfd-responsibilities-from-2024//?utm_medium=social&utm_source=linkedin&utm_campaign=s1_s2

Türkiye e-ticaret sektörü 800 milyar TL’ye ulaştı – 2022 Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu

iyzico, ETİD ve Dogma Alares tarafından hazırlanan Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu’na göre e-ticaret sektörünün büyüklüğü 2022 yılında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın yaklaşık yüzde 6’sına karşılık gelen 801 milyar TL’lik bir ekonomik büyüklüğe ulaştı. Ayrıca e-ticaret işlem sayıları 2020 yılındaki değerinin 2 kat üzerine çıkarak 4.8 milyar adede yükseldi. 

Rapora göre; ortalama sepet tutarlarında da 2020’den 2021’e 13 TL, 2021’den 2022’ye 79 TL’lik bir yükseliş görüldü. Raporda, ilerleyen dönemde kredi kartı, banka kartı ve kapıda nakit ödeme gibi geleneksel ödeme yöntemlerine ek olarak, ön ödemeli kartlar, A2A (hesaptan hesaba) ödemeler, dijital cüzdanlar, alışveriş kredileri, kripto paralar ile gerçekleştirilen ödemeler ve şimdi al sonra öde (BNPL) gibi alternatif ödeme yöntemlerinin de payının artması beklendiği kaydedildi. 

iyzico, Dogma Alares ve Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) iş birliğiyle hazırladığı ‘2022 Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Rapora göre Türkiye’deki e-ticaret hacmi ve işlem sayıları her yıl büyümeye devam ediyor. Halihazırda dünyadaki 18’inci büyük e-ticaret pazarına ev sahipliği yapan Türkiye, yerel ölçekte olduğu  kadar uluslararası arenada da etkileyici bir yükseliş trendi içerisinde bulunuyor.

Rapor,  pandemi döneminde artan e-ticaretteki büyüme ivmesininkısmen yavaşlatmış olsa da hem Türkiye’de, hem de  dünyada gücünü korumayı sürdürdüğünü ortaya koydu. Özellikle pandemi döneminin tüketicilerde alışveriş alışkanlıklarında kalıcı bir değişiklik yarattığını vurgulayan rapora göre; 2022 yılında dünya ölçeğinde 5.7 trilyon ABD doları değerinde pazar payı elde eden e-ticaret, 100.2 trilyon ABD doları değerindeki küresel gayri safi hasılanın yüzde 5,7’sini temsil etti. E-ticaretin global perakende satışlar içindeki payı ise  yüzde 22 oldu.

Rapora göre; Türkiye’de rakamlara bakıldığında; e-ticaret sektörünün büyüklüğü, 2022’de Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yaklaşık yüzde 6’sına karşılık gelen 801 milyar TL’lik ekonomik hacme ulaştı.,Son 5 yılın verilerine bakıldığında ise  e-ticaretin GSYİH’den aldığı pay düzenli bir artış göstererek yüzde 2,8’ e yükseldiği kaydedildi. Bu yükselişin yüzde 1,6’sı 2019 yılından bu yana pandemi etkisiyle kaydedilen büyümeye yönelik olarak kayıtlara geçti.

Türkiye’deki e-ticaret faaliyetlerinin, toplam perakendeden aldığı yüzde 16,5’lik pay ile piyasa dinamikleri açısından benzer ülkelere göre daha büyük bir ağırlığa sahip olsa da, raporda  sektörde önemli bir büyüme potansiyeli olduğu vurgulandı.

Raporda ortaya çıkan sonuçlara göre;

  • Türkiye’de e-ticarette ortalama sepet tutarlarında 2020’den 2021’e 13 TL, 2021’den 2022’ye 79 TL’lik bir yükseliş gözlendi. Aydan aya yıllık en büyük hacim artışı Temmuz ve Ağustos aylarında yüzde 200 seviyelerinde gerçekleşti.

En çok alışveriş Black Friday’de. Okula dönüş ile başlayan sonbahar dönemi ve Black Friday, Cyber Monday gibi özel kampanya dönemleri, alışverişlerin sonbahar ve yılbaşı arasındaki zaman diliminde en yüksek seviyesine ulaşmasını sağlıyor.  Günlük işlem sayılarının ortalamaya göre değeri açısından ilk sırada ortalamanın 1,3 katı işlemin gerçekleştiği ‘Okula Dönüş’ dönemi, hemen ardından ise ‘Black Friday haftası’ geliyor.

Rapor, e-ticaret platformlarını kullanan kullanıcı sayısının bir önceki yıla göre yüzde 2,2 arttığını gösteriyor. Ayrıca 2022 itibarıyla kadın ve erkek kullanıcıların oranı sırasıyla yüzde 58 ve yüzde 42 olarak kayıtlara geçerken, kadınların payının 2021’e göre yüzde 10 artış kaydettiği görüldü.

  • E-ticarette satış hacmi ve işlem sayısı bazında en yüksek Pazar payına sahip ürün kategorileri 2022 yılında sırasıyla moda ve aksesuar, elektronik ve teknoloji, kozmetik ve kişisel bakım, hizmet, turizm ve seyahat olarak gerçekleşti. Bu beş sektör, satış hacmi bakımından e-ticaret sektörün yüzde 63’ünü ve işlemlerin yüzde 66’sını oluşturdu. En dikkat çeken büyüme kozmetik ve kişisel bakım kategorisinde yaşandı. Küresel e-ticarette 2022 yılı yapılan işlemlerin üçte ikisi alternatif ödeme yöntemleri ile gerçekleşti. Türkiye’de ise geleneksel yöntemler küresel ortalamanın iki kat üzerinde tercih edildi. Kredi kartı en çok tercih edilen ödeme yöntemi olurken, banka kartı mikro işletmeler dışındaki tüm işletmelerde en çok tercih edilen ikinci ödeme yöntemi oldu.
  • Satıcıların en yoğun bulunduğu üç coğrafi bölge Marmara, İç Anadolu ve Ege olurken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde en çok satıcıyı barındıran illerin bölgesel hacimden en yüksek payı almadığı kaydedildi.
  • Ayrıca iyzico’nun e-ticaret müşterilerine ödeme güvenliği sunmak ve satış sonrası hizmetlere ulaşmalarında kolaylık sağlayan ürünü Korumalı Alışveriş ile tamamlanan işlemlerin payı  2021’de yüzde 1,5 iken 2022’de yüzde 1,7’ye yükseldi. Bugüne kadar 5 milyondan fazla tüketici tarafından kullanılan iyzico Korumalı Alışveriş, özellikle iyzico ile Öde ve havale/EFT yöntemleriyle yapılan alışverişlerde tercih ediliyor.

iyzico CEO’su Orkun Saitoğlu, Türkiye E-Ticaret Ekosistemi Raporu çıktılarına göre Türkiye’deki e-ticaret hacminin yukarı yönlü bir trend sergilemeye devam ettiğini belirtti. Saitoğlu, Pandeminin sona ermesiyle küresel ölçekte e-ticaret sektörünün büyümesinin yavaşladığını ancak dijitalleşmenin hızlanması ve tüketici deneyimlerinin kusursuzlaştırılmasının da etkisiyle internetten alışveriş tüketicilerde kalıcı bir davranış halini aldığının görüldüğünü belirtti. Türkiye’nin ve dünya ticaretinin önemli bir payını korumaya devam ettiğini de vurguladı. Saitoğlu; “Türkiye’deki e-ticaret sektörü 2020’den 2021’e gerçekleşen yüzde 69’luk artışı takiben 2021’den 2022’ye yüzde 110’luk bir artışla 801 milyar TL’lik satış hacmine ulaştı. İyzico’nun güvenli ödeme altyapısı sayesinde alışverişin etrafında demokratik bir ekosistem varlığı sağlarken, geliştirdiğimiz “iyzico Korumalı Alışveriş” çözümü ile güvenli ödeme altyapısını kullanıcılarla buluşturduğumuzu ve bu sayede bilinirliği az olan markalar için bir güven simgesi haline geldiğimizi söyleyebilirim. ‘iyzico ile Öde’ seçeneği ile kullanıcılarımıza hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde işlem sağlayabilme imkanı sunuyoruz.  Herhangi bir bankacılık hizmeti almayan milyonlarca kullanıcıya da online alışveriş imkanı sağlıyoruz. E-ticaret ve ödeme sistemleri alanındaki trendlerin de etkisiyle önümüzdeki yıllarda “iyzico ile Öde” ve diğer alternatif ödeme yöntemlerinin kredi ve banka kartı harcamalarından alacağı pay artacaktır” dedi.

Dogma Alares Kurucu Ortağı Erdal Güner ise şunları söyledi; “Dünya genelinde e-ticaret, perakende sektörüne getirdiği pratiklikle birlikte hizmet sektörü için de önemli bir alışveriş kanalı haline geldi. Türkiye, dinamik nüfusu ve dijital çözümlere yatkınlığı sayesinde e-ticaret hacimleri ve işlem sayılarının yıldan yıla sürekli artışına şahit oluyor. Coğrafi konumu itibarıyla küresel ticaret için bir köprü ve lojistik merkez konumunda bulunan Türkiye, e-ihracat teşvikleriyle sektördeki satıcıların ve pazaryerlerinin küresel boyutta rekabete dahil olabilmelerine imkan tanıyor. Yapay zeka, günümüz e-ticaret deneyimini iyileştirmek için etkin bir biçimde kullanılıyor. E-ticarette maliyet ve süre yönetimi daha da fazla önem arz ediyor. Yayınladığımız bu rapor, yerel ve küresel ölçekte istatistikler ve eğilimlerin ışığında, Türkiye’deki e-ticaret faaliyetinin bugünü ve yarınını anlamak adına önemli bir kaynak oluşturacak.”

Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Emre Ekmekçi de Türkiye’deki e-ticaret payının genel ihracat içindeki payının yüzde 1’den yüzde 4’lere çıkarılması gerektiğini söyledi. Ekmekçi; “Artık yabancı müşterilere nasıl ürün satabileceğimiz, pazar çeşitlendirmesi konuları sektörde en çok konuşmamız gereken konular olmalıdır” dedi. “E-ticarette faaliyet gösteren işletme sayısında pandemi döneminde 7 kat artışın yaşandığı belirtilirken, bu yıl itibarı ile e-ticarete giriş yapan KOBİ’lerde yavaşlama olduğuna dikkat çekildi. Sektöre dair açıklanan destek kararlarının yeni iş modellerinin önünü açmasını beklediklerini dile getiren Ekmekçi, sözlerine şöyle devam etti; “Aynı zamanda bu desteklerin aracı, toplayıcı, e-ihracatçı modellerini ortaya çıkaracağını öngörüyoruz. Bundan sonra bize düşen, destekleri doğru kullanıp ihracatı artırmak. Destekler kapsamında yararlanıcılar için pazara giriş rapor desteği, dijital pazaryeri tanıtım desteği, e-ihracat tanıtım desteği, sipariş karşılama hizmeti, depo kira desteği, yurt dışı pazaryeri entegrasyon desteği, çevrim içi mağaza ve hedef ülke e-ticaret paydaşlarından alınan hizmet desteği ile pazaryeri komisyon gideri desteği sektör açısından değerli.”

 

Dış Ticaret ve Lojistik: Tedarik Zinciri Gündem Klasörünü indirebilirsiniz.

Dış Ticaret ve Lojistik: Tedarik Zinciri Gündem Klasörünü indirebilirsiniz.

Değerli Yöneticiler,

Tedarik Zinciri Gündemi ile yeni bir sayfa açtık. Kısa zamanda 2.000’ün üzerinde sektör yöneticisine ulaştık.
Çalışmanın içeriğini sizlerden gelen öneriler doğrultusunda genişletiyoruz.
İlerleyen sayılarda, mesleğin gelişimine katkı sağlayacak özel çalışmalara da yer vereceğim.

Düzenli e-posta gönderim listesine katılım isteyen arkadaşlarımızın

editor@SatinalmaDergisi.com a kısa bir dönüş yapmaları yeterli. Ücretsiz gönderimdir.

İnsan Kaynakları biriminiz için eğitim kataloğumuzun linkini de paylaşıyorum.
https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Güzel bir hafta dilerim.

Prof. Dr. Murat ERDAL

TEDARİK ZİNCİRİ GÜNDEMİ: DIŞ TİCARET VE LOJİSTİK

İÇİNDEKİLER

•Dış Ticaret Verileri
•Sektör Bazlı İhracat Rakamları
•Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
•Küresel Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
•Avrupa Bölgesi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
•Küresel Enflasyon Rakamları
•Emtia Fiyatları Enerji, Tarım, Metal
•Konteyner Taşımacılığı: Hatlar ve Pazar Dağılımı
•Konteyner Pazar Hacmi ve Endeksler (Drewry – Baltık)
•Dünya Konteyner Limanları (İlk 20)
•Avrupa Konteyner Limanları (İlk 15)
•Havayolu Taşımacılığı Göstergeleri
•Havayolu Yolcu Taşımacılığı Göstergeleri
•Havayolu Kargo Taşımacılığı Göstergeleri
•Havayolu Uçak Hareketleri
•Lojistik Performans Göstergesi 2023 Yılı

 

tedarik zinciri gundemi
KLASÖRÜ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ EKİPLERİ İÇİN

Satın alma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi
Eğitim İçeriği için Eğitim Kataloğunu https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirebilirsiniz.
Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

 Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitimi
Eğitim taleplerinizi egitim@satinalmadergisi.com a iletebilirsiniz.

Şirketinize Özel Eğitim Programlarımızı (4-6 günlük) İncelemek için
https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

Tedarikçi Günü Nasıl Planlanır? Organizasyon ve Yürütme için Yol Haritası

Satınalma Yönetiminde Minimum Sipariş Miktarı Sorunu Nedir?                                       

E-Satınalma Yatırımları Satınalma Departmanlarını Güçlendirir

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Proje Esaslı Satınalma Yönetimi – I                                  

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Sözleşmeler: Kontrol Listesi-II                                          

Satınalma Check-Up ile Operasyonlarınızı Ölçümleyin                                                       

Yeşil Satın Alma ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?                                    

Tedarik Zinciri Yönlendiricileri ve Performans Ölçümleme                                                  

Tedarik Zinciri Kurmak İstiyoruz. Nereden Başlamalıyız ?                                                   

Güçlü Alıcılar Dönemindeyiz                                                                                                    

Tedarikçi Bilgi Formları Kurumsal Özgeçmiş mi ? Bumerang Etkisi                                  

Tedarikçi Araştırması ve Örgütsel Pazarlarda Yeni İstihbarat Kaynakları                          

Tedarikçi Müşteri Seçiyor, Alıcılar Ürün Bulamıyor                                                               

Tedarik Zincirinin Amacı Ne?              

Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi       

Ürün Hayat Eğrisi ve Tedarik Zinciri Operasyonları                                                              

Satınalmacı Olmak Ülkemizde Zordur                                                                                     

Yemek Sektöründe Restoran Zincirleri ve Satınalma Yönetimi                                           

Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Vaka Çalışması

Satınalma Nedir? İşin Başladığı Yer – Doğru Talep ve Satın alma Mesleğinin Doğruları 

Satın Alırken Kazanmanın Koşulları

Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi Geliştirme Eğitimi                               

Tedarik Zinciri Entegratörlüğü Nedir? 4. Parti Lojistik ve İlerisi                                          

KİTAP:
SATIN ALMA VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
Kitap temini için E- MAĞAZA yı ziyaret ediniz. 

PROF. DR. MURAT ERDAL

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

İşçinin Alacak Davasında, Yakın Akrabalarının Tanık Beyanlarına İtibar Edilebilir mi ?

Uygulamada işçilik alacakları ile ilgili görülen davalarda özellikle kayıt dışı çalışmaların ispatının yeterli yazılı delille ispatı mümkün olamadığından tanık gösterilmek suretiyle, sonuca gidilebilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir” (m.240). 6100 sayılı Kanunda gösterilen hükümler saklı kalmak üzere, tanıklık için çağrılan herkes gelmek zorundadır. Usulüne uygun olarak çağrıldığı hâlde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık zorla getirtilir, gelmemesinin sebep olduğu giderlere karşılık disiplin para cezasına hükmolunur. Zorla getirtilen tanık, evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse, aleyhine hükmedilen giderler ve disiplin para cezası kaldırılır (m.245).

Hâkim, tanığın tanıklığı esnasında yalan söylediği veya menfaat temin ederek tanıklık ettiği hakkında yeterli delil veya emare elde ederse bir tutanak düzenler ve bu tutanağı derhâl Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Hâkim, tanığın ve suçta ortakları varsa onların tutuklanmasına da karar verebilir ve kovuşturma yapılmak üzere Cumhuriyet başsavcılığına sevk eder (m.264).

İşçilik alacakları ile ilgili yargılama aşamasında işçinin kardeşi, babası ya da kuzeni gibi yakın akrabalarının tanık beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği önem taşımaktadır. Yargıtay kararlarından anlaşıldığına göre, işçinin kardeşinin beyanlarına itibar edilmemektedir. Bu tür durumlarda yakın akraba olarak kabul edilen işçinin kardeşinin, babasının veya kuzeninin aynı işyerinde çalışıp çalışmadığı ve olayla ilgili fiili görgüye sahip olup olmadığı sorgulanmaktadır. Şayet yakın akrabalar aynı işyerinde çalışmıyorsa ve fiili görgüye de sahip değilse, tanıklıklarına itibar edilmemektedir.

Konuyla ilgili Yargıtay’ın farklı tarihlerde verdiği karara göre, yakın akrabaların tanık beyanlarına ihtiyatla yaklaşılmakla birlikte, akraba olmalarının da yalnız başına tanık beyanlarının değerden düşürücü bir sebep sayılmayacağı kabul görmektedir. Nitekim bir kararda, “Davacının dinlettiği tanık Serdar davacı ile birlikte davalı işyerinde çalışmıştır. Davacının teyzesinin oğlu olması tek başına beyanına itibar edilmemesini gerektirmez. Davacı tanığı …’ ın beyanı ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek yapıldığı ispat edilen fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil alacakları bakımından taleplerin kabul yerine yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır”[1].

Yargıtay’ın başka bir kararında da, “Öncelikle davacı tanıklarından birisinin davacının öz oğlu oluşu nedeni ile bu tanığın beyanına ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Diğer taraftan davacı tanıkları davacının 07:30’da işe başladığını söylerken bu bilgisinin görgüye mi yoksa duyuma mı dayalı olduğu, başka bir anlatımla bunu söyleyen davacı tanıklarının beyanlarının görgüye dayalı olabilmesi için kendilerinin de haftanın 7 günü 07:30 da işyerinde olmaları gerekmekte olduğuna göre kendilerinin de her gün 07:30’da işyerinde olup olmadıkları açıklattırılmamıştır. Keza davacının mesainin bitiş saati hakkında davacı tanıklarından biri saat 24:00 derken diğer tanık ise 01:00 -02:00 şeklinde beyanda bulunduğu halde bu beyanında duyuma değil görgüye dayalı olabilmesi için anılan tanıkların da haftanın 7 günü 24:00 -01:00 veya 02:00’ saatlerine kadar çalışıyor olmaları gerekmektedir. Aksi halde davacı tanıklarının beyanları görgüye dayalı değil duyuma dayalı, nakli beyan niteliğinde olacak olup hükme esas alınmaları da mümkün olmayacaktır.

Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle yapılması gereken, davacının oğlu dışındaki diğer tanığı …’u yeniden dinlemek, kendisinin ihtilaf konusu dönemde haftada kaç gün hangi saatler arasında çalıştığını belirleyip, tanığın işyerinde olmadığı saatler bakımından görgüye dayalı bilgisinin olmadığı gözetilerek fazla mesai alacak iddiasını yeniden değerlendirmektir”[2].

Yargıtay’a göre, “Davacı fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti talebinde bulunmuş, mahkemece davacı tanıklarının davalıya karşı davasının bulunduğu gerekçesiyle bu alacak kalemlerinin reddine karar verilmiştir. Davacı bahsi geçen ücret alacaklarının ispatı için aynı işyerinde beraber çalıştığı kardeşlerini tanık olarak dinletmiş, davalı ise tek bir tanık dinletmiştir. Davacının kardeşleri olan tanıklar davacı iddiası ile benzer mahiyette beyanda bulunmuşlar, davalı tanığı ise hem vardiyalı çalışmadan bahsetmiş, hem de uzun saatler süren çalışma olgusundan bahsetmiştir. Davacı tanıklarının davacının kardeşi olması tek başına beyanlarını hükme esas kabul etmemek için yeterli gerekçe olmadığı gibi davalı tanığının kendi içinde çelişkili beyanına itibarla adı geçen alacakların reddine karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş davacı tanık beyanlarını ve davacı iddiasını değerlendirerek sonuca gitmekten ibarettir”[3].

Sonuç olarak, Yargıtay’ın konuyla ilgili kararlarına göre, genel olarak kardeş gibi yakın akrabalığı bulunan kişilerin işyeri çalışanı olmaması ve fiili görgüye sahip olmamaları halinde, tanıklığına itibar edilmemektedir. Ancak işçinin yakın akrabalarının işyeri çalışanı olması ve fiili görgüye sahip olmaları halinde, tanıklığına ihtiyatla yaklaşılarak beyanları kabul edilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna göre de, ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Yakın akrabalık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılmaz[4].

Lütfi İNCİROĞLU

[1] Y9HD.17.06.2020 T., E.2016/17565, K.2020/5870 Legalbank.

[2] Y9HD.08.04.2021 T., E.2021/3708, K.2021/7774 Legalbank.

[3] Y9HD.12.04.2021 T., E.2021/3870, K.2021/7947 Legalbank.

[4] YHGK, 15.10.2014, E.2014/578, K.2014/766.Aynı yönde kararlar için bkz: YHGK, 13.04.2011, E. 2010/2-751, K.2011/96; YHGK, 12.09.2012, E.2012/2-387, K.2012/551.;SÜMER, Haluk Hadi, KAYIRGAN, Hasan, İşçilik Alacakları ve Hesaplamaları, 3. Baskı, Ankara 2022, s.282 vd.

YANMAR’ın İhracat Markası YTAgri, Türkiye’deki Tarım Ekipmanı Üreticilerine Uzak Doğu’nun Kapılarını Açıyor

Tarım makine ve ekipmanları alanında tüm dünyadaki çiftçileri Türkiye’de üretilen kaliteli ürünlerle buluşturmayı hedefleyen YTAgri, Türkiye’deki tarım ekipmanı üreticilerine tasarım, üretim ve markalaşma konularında destek sağlayarak ülke ihracatına önemli katkılarda bulunuyor.

100 yılı aşkın tecrübesi ile dünyanın önde gelen endüstriyel motor üreticilerinden Yanmar’ın Türkiye’de yer alan merkezi Yanmar Turkey tarafından kurulan YTAgri, Türkiye’deki tarım ekipmanı üreticilerine dünyanın kapılarını açıyor. Tarım makine ve ekipmanları alanında tüm dünyadaki çiftçileri Türkiye’de üretilen kaliteli ürünlerle buluşturma hedefiyle yola çıkan YTAgri, Yanmar’ın global iş ağının desteği ile tarım ekipmanlarını dünyanın birçok ülkesine ihraç etmeyi amaçlıyor.

YTAgri, tüm dünyadaki çiftçileri Türkiye’de üretilen kaliteli ekipmanlar ile buluşturuyor

Yanmar’ın global iş ağının desteği ile geniş ürün portföyünde kalite, sağlamlık ve fonksiyonelliği bir arada bulunduran, YANMAR’ın uluslararası ekipman markası YTAgri, Türki Cumhuriyetler, Doğu Avrupa, Afrika, Orta Doğu, Japonya ve Uzak Asya olmak üzere dünyanın birçok ülkesine Türk tarım ekipmanlarının ihracatını gerçekleştiriyor. YTAgri, Yanmar’ın tarım makineleri ve ekipmanları alanında yerelde ve ihracatta pazar payını büyütme hedefinde destekleyici bir rol oynuyor.

Yanmar, uluslararası toplumlara, çevreye, dünyaya katkıda bulunacak sürdürülebilir çözümler yaratıyor. Sürdürülebilirlik kavramını odağına alan Japon devi, tarım ekosistemini geliştirmek üzere yola çıktığı YTAgri ile Türkiye’deki kaliteli tarımsal ekipman üreticileriyle ortaklık kurarak dünya çapında ihracatı hedefliyor. Aynı zamanda Türkiye’deki tarım üreticilerine tasarım, üretim ve markalaşma konularında destek sağlıyor ve ihracat süreçlerinde yardımcı oluyor. Böylece, Türkiye’deki tarım üreticilerinin güçlenmesine destek olurken Türk tarım makine ve ekipman üreticilerinin global çapta büyümesine ve gelişmesine katkı sağlıyor.

Balkan Kanbir: “Japonya’nın Türkiye’den yapmış olduğu toplam tarım ekipmanı ithalatının neredeyse %60’ını YTAgri olarak üstleniyoruz.”

Yanmar Turkey Makine A.Ş. Tarım İş Kolu Müdürü Murat Balkan Kanbir, ” Türkiye- Japonya arasındaki güncel makine ticaret verilerini incelediğimizde; Japonya’nın Türkiye’den yaptığı tarım ekipmanı ithalatı %16 oranla 3. sırada yer almaktadır. Bu ithalatın neredeyse %60’ını YTAgri olarak biz üstleniyoruz.

Japon firmalarında, herhangi bir proje için her zaman firmaların temsilcileriyle ilgilenmeleri istenen belirlenmiş kişiler vardır. Bu kişilere, kelimenin tam anlamıyla ‘pencere insanı’ anlamına gelen “madoguchi” denir. Bugün geldiğimiz noktada hedeflerimizi başarıyla gerçekleştirmiş, yola emin adımlarla devam eden ve Türk tarım ekipmanı üreticilerinin “madoguchi”si yani Japonya’ya açılan “penceresi” olmuş durumdayız. Onların Japonya başta olmak üzere Uzak Doğu’ya ihracat yapmalarında “tek muhattap” olup, işlerini kolaylaştırıyoruz.

Son olarak Türkiye, 1700’den fazla kayıtlı tarım ekipmanı üreticisi ile Avrupa’daki en büyük tarım ekipmanı üreticisine sahip ülkelerden biri konumunda. Yanmar Turkey Makine A.Ş. olarak YTAgri markası ile ilk ihracatımızı gerçekleştirdiğimiz günden bugüne ülkemizin üreticilerini arkamıza alarak 10bin USD ile başlayan bu projemiz, şu anda 10M USD seviyelerine ulaşmış durumda. Büyümemiz, Türk tarımına katkı sağlayarak devam etmekte. Bebeğimiz olan YTAgri markası büyümeye devam ediyor ve biz geleceğe umutla bakıyoruz” dedi.

Tedarikçi, Tedarik Zinciri ve Tedarik Departmanının Performans Ölçümü

Tedarik zinciri yöneticileri olarak faaliyetlerimizin sonuçlarını olabildiğince nesnel bir şekilde yorumlayabilmek için anahtar performans gösterlerinden (KPI=key performance indicator) faydalanmaktayız. Performans gerçekleşme sonuçlarını öznel olarak yorumlayabilmek de mümkündür fakat sayısallaştırılmamış ve kurumsal veritabanlarında kayıtlı veriye dayanmayan bu sonuçlar işletmenin gerçek durumunu yansıtmada yetersiz kalabilmektedir.

Tedarik zinciri ile ilgili performans ölçümü söz konusu olduğunda sadece tedarikçiye odaklanan, firmanın finansal başarısına odaklanan veya sadece belirli fonksiyonlara odaklanan yaklaşımların olduğunu görmekteyiz.

Bu yazımızda performans ölçümünü 3 başlıkta ele alacağız. Her bir başlığın kendine özgü alt performans göstergeleri bulunmaktadır. Bu başlıkları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

1- Tedarikçilerin Performans Ölçümü: İşletmenin tedarikçilerinin performansını ölçtüğü alandır. Kalite, maliyet, teslimat, yenilikçilik, çevreye saygı, çözüm üretme yeteneği, organizasyonel uyum gibi alanlarda performans göstergelerine dayalı ölçüm yapılmaktadır.

İçeriğin devamını görüntülemek için Öğrenme Merkezi Üyeliği gereklidir. Üye iseniz lütfen giriş yapınız. Henüz üye değilseniz Dijital İşlem Merkezi üzerinden üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Satınalma Dergisi Eğitim Kataloğunu İndirmek için Tıklayınız.

 

  • – –  > Bu makale ilginizi çekebilir:  

Tedarikçi Günü Nasıl Planlanır? Organizasyon ve Yürütme için Yol Haritası 

Eğitim: TEDARİKÇİ PERFORMANS DEĞERLENDİRME ve TEDARİKÇİ İLİŞKİLERİ EĞİTİMİ
Teklif almak için: egitim@satinalmadergisi.com

Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi
Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi içeriğini incelemek için: https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/

 

İhracatın Finansmanına Türk Eximbank’ın Katkısı SÖİK Taahhüt Kapama – Bölüm 7

Türk Eximbank Kaynaklı Krediler

Türk Eximbank Sevk Öncesi İhracat Kredileri – SÖİK

Bankalar Aracılığı İle Kullandırılan Krediler

Uygulama Esasları ve Kurallar

SÖİK Adına Konuştuklarımızın Özeti

Ülkemizin gerçek gururu Türk Eximbank’ın Türk menşeili malların yurt dışına ihracatı ile ilgili satış yapan ihracatçılara sunduğu çeşitli destekler ve uygun fiyatlı, uzun vadeli ihracat kredilerinden bahsettik.

Ülkemizdeki ihracatçıları destekleyen tek resmi finansman kuruluşu olan  Türk Eximbank’tır. Türk menşeili malların yurt dışına ihracatı karşılığında, kaynağı Türk Eximbank’a ait olmak üzere, bankalar aracılığı ile kullandırılan bir kredidir: SÖİK – Sevk Öncesi İhracat Kredisi. Bu krediyi kimlerin ve hangi koşullarda kullanabileceğinden bahsettik. İhracatçılar bu krediyi almak için çalıştıkları aracı bankalara müracaat edeceklerdir. Aracı bankalar ihracatçılarımızın kredi taleplerini Türk Eximbank’a iletecek olan aracı kurumlardır. Ancak kredinin kaynağı; Türk Eximbank’tır.

Geçtiğimiz 6 hafta boyunca Türk Eximbank kaynaklı kullandırılan SÖİK – Sevk Öncesi İhracat Kredilerinin kullanım esaslarına değindim. Tabii bilgimizin kaynağı Türk Eximbank olduğunu tekrar söylemekte yarar var.

Türk Eximbank Kaynaklı SÖİK İçin Söyleyeceklerimize Devam Ediyoruz

Kredinin geri ödemesi ve ihracat taahhüt hesaplarının kapatılması konularına değineceğim.

Kredi Kullanan İhracatçının Krediyi Geri Ödemesi

120 ve 180 gün vadeli kredilerde faiz/kar payı ve anapara tutarları tek seferde vade sonunda ödenecektir.

Diğer vade seçeneklerinde ise faiz/kar payı ve anapara ödemeleri kredi itfa tablosunda belirlenen tarihlerde gerçekleştirilecektir.

Aşağıda sayılı kredilerde tahakkuk edecek Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) tutarları da geri ödemeler sırasında tahsil edilir;

  • SÖİK KKTC TL, • SÖİK SB Döviz/SÖİK SB TL,
  • VRHİB olmaksızın döviz kazandırıcı hizmetlerin finansmanına yönelik kullandırılan krediler,
  • 2 yıldan uzun vadeli krediler. Aracı bankalar, kredi kullanıcısı firmadan tahsil edecekleri kredi tutarlarını, vadesinde Türk Eximbank’a geri öderler.

Döviz kredilerinde; aracı bankalar tarafından yapılan ödemenin vadesinde / valör tarihinde gerçekleşmemesi halinde Türk Eximbank’a ödenmeyen tutar için valör düzeltmesinin (back value) yapılması esastır.

Kredi, vadeden önce kısmen veya tamamen geri ödenebilir.

Kredinin erken geri ödenmesi halinde, ihracat/satış, döviz kazandırıcı hizmet taahhütlerinin kapatılmasında ilgili mevzuat ve işbu uygulama esaslarında belirtilen süreler esas alınır.

Kredinin erken geri ödenmesi durumunda, kredi faizinin/kar payının hesaplanmasında:

  • TL Krediler için; kredi talep formunda belirtilen vade için kullandırım tarihinde geçerli faiz oranı/kar payı,

SÖİK Döviz Kredisi Ve SÖİK Sb Döviz Kredisi İçin;

  • 120 gün ve 180 gün vadeli kredilerde kullandırım tarihindeki faiz oranı,
  • 180 günden daha uzun vadeli kredilerde ise erken ödemenin 1. dönem içerisinde yapılması halinde kullandırım tarihindeki faiz oranı,
  • Sonraki dönemlerde yapılması halinde ise ilgili dönem için belirlenen faiz oranı,

SÖİK  Katılım Döviz Kredisi İçin;

  • kullandırım tarihinde belirlenen kar payı dikkate alınır.

Geri Ödeme

Kredinin geri ödemesi, aracı banka tarafından TL kredilerde 1 (bir) iş günü önce, döviz kredilerinde 2 (iki) iş günü önce, en geç saat 14.00’e kadar  Türk Eximbank’a geri ödeme ihbarında bulunularak yapılır. Yasal olarak belirtilen yarım iş günlerinde (KKTC firmalarına kullandırılan kredilerde KKTC ve/veya Türkiye’de yasal olarak belirtilen yarım iş günlerinde) geri ödeme bildirimi yapılmaz.

Geri ödeme bildiriminin bu tarihlere rastlaması durumunda, bildirim formu muhatap şubeler tarafından kredi vadesinden TL kredilerde 2 (iki) iş günü önce, döviz kredilerinde 3 (üç) iş günü önce Türk Eximbank’a iletilir. Türk Eximbank, anapara taksiti, faiz/kar payı ve varsa ilgili vergi ve fonlardan oluşan toplam tutar ile valör tarihini aracı bankaya bildirir.

TL kredilerde; Aracı bankalar, Türk Eximbank tarafından hesaplanarak kendilerine bildirilen anapara, faiz/kar payı ve varsa diğer vergi ve masraflardan oluşan toplam tutarı Türk Eximbank’ın EFT sistemindeki 0016 no.lu TIC hesabına öder.

Döviz Kredilerinde; Aracı banka, Türk Eximbank tarafından hesaplanarak kendilerine bildirilen anapara ve faiz/kar payı ve varsa diğer vergi ve masraflardan oluşan toplam tutarı, kredi döviz cinsinden, valör tarihinde Türk Eximbank’ın muhabir bankası nezdindeki hesabına öder.

Firma krediyi aracı bankaya Döviz veya TL olarak geri ödeyebilir.

Kredinin, firma tarafından aracı bankaya TL olarak geri ödenmesi durumunda; ödenecek TL tutarın belirlenmesinde kullanılacak kur, işlem günü saat 11.00’de Türk Eximbank tarafından belirlenen ABD Doları, Euro, İngiliz Sterlini ve Japon Yeni satış kurlarıdır.

Ayrıca; aracı bankaların, bankacılık işlemleri ve/veya mevduat/katılım fonu kabul etme yetkilerinin kaldırılması, faaliyet izninin iptali, sınırlandırılması veya kaldırılması halinde (ilgili kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte) ve/veya Türk Eximbank’a olan taahhütlerini yerine getirmemesi halinde, söz konusu bankalar nezdinde kredi bakiyesi bulunan firmalar, kredilerini en geç vadelerinde tahakkuk edecek faizleri/kar payları ile birlikte, TL kredilerde Türk Eximbank’ın EFT sistemindeki TIC hesabına, döviz kredilerde ise Türk Eximbank tarafından belirlenecek muhabir hesaplara öderler.

İhracat, Hizmet ve Satış Taahhüdünün Kapatılması

İhracat taahhütleri aracı bankalar tarafından Türk Eximbank’ın belirlediği esaslar ve yöntemler çerçevesinde kapatılır.

a) Mal İhracatına İlişkin Kullandırılan Kredilerin İhracat Taahhüdünün Kapatılmasında Uygulanacak Esaslar;

Kredi taahhütleri, İhracat 2017/4 sayılı Tebliğ veya işbu mevzuatı mülga edecek sair mevzuat, TCMB genelgeleri ve talimatları ile işbu kredi uygulama esasları hükümleri çerçevesinde kapatılır ve kredi taahhüdüne saydırılan belgeler üzerine

İhracat gümrük beyannamesi elektronik ortamda tanzim edildiğinden dolayı GB’nin tarih / no / gümrük kapısı bilgilerini bildirmek gerekmektedir.

İhracat Taahhütleri Kapanmayan Krediler

İhracat taahhüdü kapanmayan kredilere  müeyyideler uygulanır. KKDF ve vergi istisnaları cezalı bir şekilde tahsil edilir ve vergi dairesine yatırılır. Ayrıca kapanmayan ihracat taahhütleri ile ilgili olarak Türk Eximbank’a da ödenecek cezalar söz konusu olacaktır. Her türlü belge ve bilgiyi talep ederek işlemleri denetlemekle yetkili olan Türk Eximbank bu denetimini aracı bankanın ilgili şubelerinde de yapabilir.

Aracı bankaların; bankacılık işlemleri yapma yetkilerinin kaldırılması halinde (ilgili Kararının Resmi Gazete’de yayınlandığı tarihte) ve/veya Türk Eximbank’a olan taahhütlerini yerine getirmedikleri takdirde, kullanılan bir krediye ait Türk Eximbank nezdindeki ihracat/satış taahhüdünün kapatılması için, ilgili taahhüt kapatma belgelerinin orijinal nüshaları ve birer fotokopileri, bilgilerini, ihracat taahhütlerinin yerine getirildiğinin tevsiki için en geç İhracat 2017/4 sayılı Tebliğde belirtilen süreyi takip eden 3 ay içerisinde ihracatçı firma tarafından Türk Eximbank’a bizzat gönderilir. Bu durumda taahhüt kapatma işlemleri bizzat Türk Eximbank tarafından sonuçlandırılır.

SÖİK SB Döviz / SÖİK SB TL Kapsamında Satış / Hizmet Taahhüdünün Kapatılmasında Uygulanacak Esaslar:

Serbest Bölgelerde mukim firmaların kullanacakları kredilere ait kredi anapara, faiz ve aracı banka komisyonu toplamı tutarında FOB satış taahhüdünün Türk Eximbank tarafından belirlenen süreler içinde fiilen gerçekleştirilmesi zorunlu olup;

  • Serbest Bölge’de üretilip, yabancı ülkeye üretici firmaca (imalatçı ihracatçı) satılan mallar kapsamında; eşyanın serbest bölgeden yurtdışına çıkışına ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onayı bulunan “Serbest Bölge İşlem Formu’nun (elektronik ortamda) (Çıkış) kullanıcı nüshası, alıcı adına düzenlenen fatura ve söz konusu yurtdışı sevkiyata ilişkin Gümrük Beyannamesi (Transit),
  • Serbest Bölge’de üretilip, yabancı ülkeye alım-satım yapan firmaca (serbest bölgede mukim aracı ihracatçı) satılan mallar kapsamında; eşyanın bölge içi satışına ilişkin Serbest Bölge Müdürlüğü onayı bulunan Serbest Bölge İşlem Formu’nun (Bölge içi satış) kullanıcı nüshası ile eki fatura (imalatçı faturası), eşyanın serbest bölgeden yurtdışına çıkışına ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onayı bulunan Serbest Bölge İşlem Formu’nun (Çıkış) kullanıcı nüshası, alıcı adına düzenlenen fatura ile söz konusu yurtdışı sevkiyata ilişkin Gümrük Beyannamesi (Transit),
  • Alım-satım yapan firmaca (serbest bölgede mukim aracı ihracatçı) Türkiye’den satın alınarak yabancı ülkeye satılan mallar kapsamında; eşyanın serbest bölgeye girişine ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onayı bulunan Serbest Bölge İşlem Formu’nun (Giriş) kullanıcı nüshası ile eki fatura, eşyanın serbest bölgeden yurtdışına çıkışına ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onayı bulunan Serbest Bölge İşlem Formu’nun (Çıkış) kullanıcı nüshası ile alıcı adına düzenlenen fatura, söz konusu yurtdışı sevkiyata ilişkin Gümrük Beyannamesi (Transit)
  • Serbest Bölge’den üçüncü ülkeye yapılan hizmet satışı kapsamında, serbest bölgelerden üçüncü ülkelere sunulan hizmete ilişkin Serbest Bölge ve Gümrük Müdürlükleri onaylı “Serbest Bölge İşlem Formu”nun (Çıkış) kullanıcı nüshası ve alıcı adına düzenlenen fatura

Ayrıca, Serbest Bölge rıhtımında doğrudan yurt dışına yapılacak sevkiyatlarda Gümrük Beyannamesi (Transit) aranmayacaktır.

Malın başka ülkeye sevkiyatı SBİF üzerine Serbest Bölge Gümrük Muhafaza Müdürlüğünün kaşesi ile son bulur. Fiili ihraç tarihi olarak; SBİF’nin 14. hanesindeki tarih esas alınır.

Bu tarih, kredi kullandırım tarihinden önceki ve Türk Eximbank tarafından belirlenen sürelerin bitiminden sonraki bir tarih olamaz.

Kredinin satış taahhüdü ile ilişkilendirilmiş ve kapanışı gerçekleşmiş SBİF’nin kullanıcı nüshası üzerine; kullandırılan döviz cinsi üzerinden, döviz kredilerinde kredinin anapara, faiz, masraf ve aracı banka komisyonu toplamı, TL kredilerde ise kredinin FOB satış taahhüt tutarı kadar şerh düşülür. TL kredilerde FOB satış taahhüt tutarı, kredi anapara tutarının kredi kullandırım tarihindeki TCMB döviz alış kuru üzerinden ABD Dolarına çevrilmesi suretiyle belirlenir.

Kredi talebi sırasında taahhüt edilenden/kullandırılandan farklı bir döviz cinsi üzerinden gerçekleştirilen satışların, taahhüt hesaplarıyla ilişkilendirilmesinde, SBİF’in düzenlendiği tarihteki T.C. Merkez Bankası çapraz kurları uygulanır.

Satış taahhüdü kapanmayan kredilere müeyyideler uygulanır. Her türlü belge ve bilgiyi talep ederek işlemleri denetlemekle yetkili olan Türk Eximbank bu denetimini ilgili şubelerde de yapabilir.

KAYNAK: https://www.eximbank.gov.tr/

SÖİK Adına Yazdıklarımız

Özet olarak SÖİK’i bu şekilde toparladık. Tüm bilgilerin Türk Eximbank sitesinde var olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum.

Reşat BAĞCIOĞLU

ICC Uluslararası Ticaret Odaları

Türkiye Milli Komitesi

Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi

 

Tedarik Zinciri Stratejisi Kurgularken Nelere Dikkat Edilir ?

Dr. Adil ÜNAL, İstanbul Üniversitesi, aunal@istanbul.edu.tr 

Tedarik zinciri stratejisi, iç içe geçmiş birçok faaliyet ve karar alanı içermektedir. Strateji gurusu ve “Rekabet Avantajı” kitabının yazarı Michael Porter’a göre, başarılı iş stratejisi “uygunluk” (fit) kavramına, yani seçilmiş bir rekabet stratejisini destekleyen bir faaliyetler grubuna dayanmaktadır. Herhangi bir faaliyet kopyalanabilse de, birlikte gerçekleştirilen faaliyetler, kopyalanması neredeyse imkansız olan bir sistem oluşturur. Porter’ın uygunluk kavramı, tedarik zinciri stratejisi için de aynı derecede geçerlidir. Strateji açısından aşağıdaki 5 alanda önceliklerin belirlenmesi çok önemlidir:

İçeriğin devamını görüntülemek için Öğrenme Merkezi Üyeliği gereklidir. Üye iseniz lütfen giriş yapınız. Henüz üye değilseniz Dijital İşlem Merkezi üzerinden üyelik satın alarak hesabınızı oluşturabilirsiniz.
Hesap Oluştur

 

 

 

Kitap Tanıtım: Yeni Dijital Teknolojiler ve Dijital İnovasyon Yönetimi

Yeni dijital teknolojiler, dijital teknolojilerin etkilerini çoğaltmak için bir araya gelmelerini sağlayan dijitalleşme ve bağlanabilirlikten yararlanan bir grup yeni teknolojiyi ifade etmektedir. Bu yeni dijital teknolojiler; Büyük Veri Analitiği, Nesnelerin İnterneti, 3D Baskı, Dijital İkizler, Siber Güvenlik, Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik, Bulut Bilişim, Blok Zinciri, Yapay Zekâ ve Robotik Teknolojilerin öncülüğünde çok yüksek entegrasyonu ve bağlantılı bir ortamı temsil etmektedir. Bu teknolojilerin getirdiği akıllı ve birbirine bağlı iş yapma anlayışı, yeni iş modellerinde, yeni ürünlerde/hizmetlerde ve gitgide birbirine yakınlaşarak etkileşen iş süreçlerinde benzeri görülmemiş bir inovasyon fırsatı yaratarak yeni bir inovasyon türü olarak “Dijital İnovasyon” un gelişimini hızlandırmıştır.

Dijital inovasyon, dijital teknolojilerin yarattığı gelişmelerin ekosistemin bütününde birlikte yeni fikirlerin, ürünlerin/hizmetlerin, süreçlerin ve uygulamaların keşfedilmesi ve yaratılmasında dijital ve fiziksel bileşenleri bir araya getirmedeki bütün yenilik alanlarını ifade etmektedir. Dijital inovasyon; etkileşimde bulunulan her ortamın izini veri analitiği ile takip etme, yeni dijital iş modelleri oluşturma, sosyal medya girişimleri yaratma, müşteri deneyimini iş süreçlerine en hızlı şekilde aktarma, verimliliği artırma,  her zamankinden daha çok kişiselleştirme ve bir ekosistemin yaratıcı gücünden daha fazla yararlanma olanağı sunmaktadır. Dijital inovasyon yönetiminde; geleceğin mesleklerine yönelik gelişime hazır dijital becerilerle donatılan iş gücü, dijital teknolojilerden yararlanma anlayışı yüksek dijital liderler, dijital müşteri deneyimlerinde yola çıkan yeni iş uygulamaları, iş ortamını bütün paydaşlarla birlikte tasarlayan ve dönüştüren bir dijital kültür ve işbirliğini kolaylaştıran bir dijital ekosistem ön plana çıkmaktadır.

Yeni dijital teknolojilere, sistemlere ve uygulamalara erişme ve bunları kullanma konusundaki son kullanıcı ilgisi ile hızlanan dijitalleşme, son kullanıcıların çevreleriyle iletişim kurma ve etkileşimde bulunma şeklini tamamen değiştirmiştir. COVID-19 salgını birçok endüstride yeni dijital teknolojilerin kullanımın yaygınlaştırma, uzaktan çalışma, yeni iş modelleri yaratma, farklı disiplinlerin birlikte çalışma gereksinimini güçlendirme yönleriyle “dijital inovasyon yönetimi” ne olan gereksinimi artırmıştır. Yeni dijital teknolojiler işletmelerin yönetim ve organizasyon, stratejik güç ve operasyonel süreçlerine etki ederken, aynı zamanda sunulan ürün ve hizmetlerin de birçok yönden farklılaşmasına fırsat yaratmaktadır. Aynı zamanda bu dönüşüm tedarikçiler, üreticiler ve müşteriler arasındaki etkileşimi, işletme içi ve dışı tüm fonksiyonları, süreçleri, ilişkileri ve ağdaki tüm tarafları da değişime zorlamaktadır. Dijital teknolojiler, daha iyi bağlantı, bilgiye kolay erişim ve entegre işlevler aracılığıyla iş operasyonlarını geliştirerek dijital inovasyonu tetikleme potansiyeline sahiptir.  Bu potansiyel çok sayıda ekosistem içindeki çok sayıda farklı aktörün birlikte işbirliği içinde öğrenmesi, uyum göstermesi ve yenilik yapmasını kapsayan dinamik dijital yetenekler ile sağlanmaktadır.

Günümüz iş ortamında dijital inovasyonun öne çıkan özellikleri olarak yeniden programlanabilme, veri homojenleştirme, kendine referans verme, dijital olarak önemlilik, inovasyon odağı yaratma, hız ve yakınsama dikkat çekmektedir. Değişen teknolojilerin iş yapma biçimlerine yansıması kısa vadede kurumlara esneklik ve hız kazandırırken, uzun vadede zaman, maliyetlerin düşürülmesi ve insan kaynağının daha katma değerli alanlara yönlendirilmesi açısından önemli kazanımlar sağlamaktadır. Ancak bu dönüşüm süreçlerini hayata geçirmeyi başaran işletmeler, müşterilerine daha çeşitli ve kullanışlı ürün ve hizmetler sunma olanağına sahip olacaklardır. Yeni dijital teknolojiler, işletmelerin artan karmaşıklık karşısında, sürdürülebilir rekabet gücü ve kâr elde ederek büyümelerinde fırsatlara dönüştürebilecek çözüm olanaklarını da beraberinde getirmektedir. Dijital teknolojiler üzerinden dijital dönüşüm sağlayabilen işletmeler, rekabet edebilirlik ve kârlılık açısından giderek daha avantajlı hale gelmektedirler. Bu hızlı dönüşümün gerisinde kalmak istemeyen farklı gelişmişlik seviyesinde olsalar bile bütün ülkeler bu değişimi yönetmede gerekli politika ve uygulamaları ile ön açıcı düzenlemeleri hayata geçirmektedirler.

Kitap; Sanayi Devrimleri ve Dijital Ekonomi, Yeni Dijital Teknolojiler, Dijital İnovasyon Yönetimi, Dijital İnovasyon Yönetiminde Dijital Beceriler ve Dijital İnovasyon Yönetimi ve Geleceğin Mesleklerine Hazır Olma konularını içeren beş bölüm olarak tasarlanmıştır.

Doç. Dr. Zümrüt ECEVİT SATI

E-Ticaretin, Kurumların Satınalma Süreçlerine Etkisi

Günümüzde e-ticaret, kurumların satın alma süreçlerini kökten değiştiren ve birçok fırsat sunan önemli bir süreç haline gelmiştir. İnternetin ve dijital teknolojilerin hızla gelişmesi, kurumların tedarik zinciri yönetimini optimize etmelerine, maliyetleri düşürmelerine ve daha verimli satın alma süreçleri oluşturmalarına olanak tanımaktadır. E-ticaretin kurumların satın alma süreçleri üzerindeki etkilerini ve beraberinde getirdiği fırsatları şöyle özetleyebiliriz:

  • Küresel Tedarikçi Ağı

E-ticaret, kurumların daha geniş bir tedarikçi ağına erişim sağlamasını mümkün kılmaktadır. Geleneksel yöntemlerde yapılan tedarikçi seçimleri genellikle coğrafi sınırlamalara tabi olurken, e-ticaret sayesinde dünya genelindeki tedarikçilere kolayca erişim sağlanabilmektedir. Bu da daha çeşitli ürün seçeneklerinin ve rekabetçi fiyatların oluşmasına katkı sunmaktadır.

  • Tedarik Zinciri Optimizasyonu

E-ticaret, kurumların tedarik zinciri yönetimini daha etkin ve verimli hale getirmeleri için önemli fırsatlar sunmaktadır. Çevrimiçi platformlar, siparişlerin otomatik olarak tedarikçilere iletilmesini ve envanter yönetiminin daha iyi takip edilmesini sağlayabilmektedir. Böylece, talep tahmini, envanter optimizasyonu ve stok yönetimi gibi süreçlerde iyileştirmeler yapılabilmektedir.

  • Maliyet Tasarrufu:

E-ticaret konsepti, kurumların satın alma süreçlerinde maliyet tasarrufu yapmalarında önemli bir etken olmaktadır. Zira, e-ticaret süreçlerinde geleneksel mağaza alımlarına göre daha düşük işletme maliyetleri ve iş gücü gereksinimi vardır. Ayrıca, çevrimiçi alışverişteki rekabet, tedarikçilerin daha düşük fiyatlar sunmalarını teşvik etmektedir. Bu da kurumların daha avantajlı satın alma anlaşmaları yapmalarına ve bütçelerini daha etkin bir şekilde kullanmalarına olanak tanımaktadır.

  • Hızlı ve Verimli Satın Alma Süreci

Kurumların satın alma süreçlerinin hızlanmasında ve daha verimli hale gelmesinde e-ticaretin rolünü göz ardı edemeyiz. Çevrimiçi platformlar üzerinden yapılan alımlar, tedarikçi arama, fiyat karşılaştırma ve sipariş işlemlerinin daha hızlı bir şekilde tamamlanmasını sağlamaktadır.. Otomatik ödeme ve envanter güncelleme gibi özellikler, manuel işlemleri azaltmakta ve süreçleri otomatikleştirmektedir.

  • Kişiselleştirilmiş Satın Alma Deneyimi:

E-ticaret, kurumların müşterilerine kişiselleştirilmiş bir satın alma deneyimi sunmalarını da sağlamaktadır. Şirketler, müşteri tercihlerini, satın alma geçmişini ve demografik verileri analiz ederek özelleştirilmiş ürün önerileri ve indirimler sunabilmektedir. Bu da müşteri sadakatini artırırken tekrarlayan satışları da teşvik etmektedir.

  • Veri Analitiği ve Karar Verme

E-ticaret, kurumların satın alma süreçlerinde veri analitiği ve karar verme aşamalarında daha bilinçli ve stratejik kararlar almasında etkili olmaktadır. Çevrimiçi platformlar, müşteri davranışlarını, satın alma alışkanlıklarını ve tercihlerini izlemek için kapsamlı veriler sunmaktadır. Bu veriler, talep tahmini, envanter yönetimi, pazarlama stratejileri ve müşteri ilişkileri yönetimi gibi alanlarda daha iyi kararlar alınmasına yardımcı olmaktadır.

  • Sürekli İyileştirme ve İnovasyon

Kuruluşlar, geri bildirimler, müşteri yorumları ve veri analitiğiyle birlikte, satın alma süreçlerini optimize edebilir, müşteri memnuniyetini artırabilir ve rekabet avantajı elde edebilir.

E-ticaretin kurumların satın alma süreçlerine olan etkisi ve sunduğu fırsatlar giderek daha önemli hale gelmektedir. Kurumlar, bu değişimi yakalamak ve rekabet avantajı elde etmek için dijital dönüşüm stratejileri geliştirmeli, uygun e-ticaret platformlarını kullanmalı ve müşteri odaklı bir yaklaşım benimsemelidir. Ancak unutulmamalıdır ki, e-ticaretin dinamik bir alan olduğu ve sürekli olarak değiştiği için kurumlar sürekli olarak prosedürlerinde ve uygulamalarında güncellemeler yapmalı ve yeni trendlere ayak uydurmalıdır.

E-ticaretin kurumların satın alma süreçlerine olan etkisi büyük ölçüde olumlu ve dönüştürücü niteliktedir. Kurumlar, doğru stratejiler ve uygun teknoloji kullanımıyla daha verimli, maliyet-etkin ve müşteri odaklı satın alma süreçleri oluşturabilir. E-ticaretin sağladığı fırsatları yakalayan kurumlar, rekabet avantajı elde edebilir ve başarılı bir şekilde dijital dönüşümü gerçekleştirebilir.

Dilek AŞAN

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.