Türk gıda ihracatçılarına 80 milyar dolarlık davet
Türk gıda ihracatçıları Japonya’ya ihracatta 1 milyar dolar hedef koydu
Japonya’ya her 100 dolarlık gıda ürünleri ihracatının 35 dolarını Egeli ihracatçılar yaptı
Ünlü Şef Osman Serdaroğlu, Japon şef adaylarına Türk mutfağı dersi verecek
Türk gıda ihracatçıları yıllık 80 milyar dolar gıda ürünleri ithal eden Japonya’ya son 5 yılda ihracatlarını yüzde 75’lik artışla 209 milyon dolardan 367 milyon dolara çıkardılar. Türk ihracatçıları Japonya’ya orta vadede 1 milyar dolar gıda ürünleri ihracat hedefi koydu.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Japonya’ya 1 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için 10-13 Mart 2026 tarihleri arasında Tokyo’da düzenlenecek olan Foodex Japan 2026 51. Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonu yapmak için hazırlıklara başladıklarını duyurdu.
Foodex Japan Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonunu çeyrek asrı aşan bir süredir yaptıklarını dile getiren Başkan Uçak, 2025 yılında 42 firmayla Tokyo’da Foodex Fuarı’nda yer aldıklarını, Türkiye’den Japonya’ya yapılan gıda ürünleri ihracatının 126 milyon dolarlık diliminin Egeli gıda ihracatçıları tarafından yapıldığını, toplam ihracattan yüzde 35 pay aldıklarını vurguladı.
Türkiye’nin Japonya’ya gıda ürünleri ihracatının son 5 yılda yüzde 75 artması yanında ortalama ihraç fiyatında da başarılı bir grafik ortaya koyduklarını ifade eden Uçak, “2019 yılında ortalama ihraç fiyatımız kilogram başına 2,17 dolar iken, 2024 yılı sonunda yüzde 19’luk artışla 2,58 dolara yükseldik. Ortalama ihraç fiyatındaki artış orta vadede Japonya’ya 1 milyar dolar gıda ürünleri ihracatı hedefimizi destekliyor” şeklinde konuştu.
Işık; “Sağlıklı gıdalara talep artıyor”
Japonya’da sağlıklı gıdalara yöneliş olduğunu vurgulayan Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Bitki bazlı gıdalar ve dondurulmuş gıda tüketiminde önemli artışlar olduğunu vurguladı.
Japonya’da dondurulmuş gıda pazarının 6,6 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını dillendiren Işık, “Japon perakende tüketicileri, tek kişilik hanelerdeki ve çalışan çiftlerdeki artış nedeniyle uygun hazır yemekler ve malzemeler aramaya devam etmekte ve bu da işlenmiş ve dondurulmuş sebzelere olan talebi artırıyor. Japonya’nın en büyük işlenmiş sebze tedarikçisi Çin ve Amerika Birleşik Devletleri. Türk ihracatçılarımızı Japonya’da gelişen bu pazardan pay almak için Foodex Fuarı’nda yerlerini almaya davet ediyoruz” dedi.
Japonya’da gıda sektörünün pandemi öncesi seviyelere ulaştığını ifade eden Işık, Japon halkının kaliteye ve hijyene büyük önem verdiğini, Japon piyasasının gerektirdiği gıda sağlık standartlarına uygun ürünler ile fuara katılmanın, temel başarı şartlarından birisi olduğunu, fuarda dökme tip ürün yerine ambalajlı, markalı ve kaliteli ürünlerin sergilenmesinin başarıyı arttıracağını sözlerine ekledi.

Japonya’ya en çok ihraç edilen Türk gıdaları neler oldu?
2024 yılında Türkiye’den Japonya’ya ihraç edilen gıda ürünlerinde balık 113 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Japonlar 72 milyon dolarlık Türk makarnaları talep ederken, zeytinyağı sektörü 33 milyon dolarlık ihracata imza attı. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı 24 milyon dolar olurken, meyve suyu ihracatımız 18,5 milyon dolar oldu. Kuru domates ihracatı 16,5 milyon dolar olurken, kuru incir ihracatı 16 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Şekerli mamuller sektörü 12 milyon dolarlık ihracata imza attı.
Otsuma Kadın Üniversitesi’nde Türk Mutfağını Ünlü Şef Osman Serdaroğlu anlatacak
Türk gıda ürünlerinin ABD pazarında bilinirliğini ve tüketimini artırmak için 2019 yılında Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesini başlatan Las Vegas Üniversitesi’nde Türk mutfağının müfredata girmesi için iş birliği yapan Ege İhracatçı Birlikleri, bu sefer, Japonya’da benzer bir iş birliğine gidiyor. Japonya’da Otsuma Kadın Üniversitesi’nde Türk Mutfağı Tanıtım Projesi start alıyor.
Otsuma Kadın Üniversitesi’nde Türk Mutfağı Tanıtım Projesi kapsamında Türk Mutfağını Michelin Yıldızlı Şef Osman Serdaroğlu anlatacak. Serdaroğlu, Geleneksel Türk terbiyeli tavuk suyu çorbası, Nar ekşisi ile süslenmiş ızgara taze ton balıklı kısır bulgur salatası, Kuru incirli Türk usulü sütlaç, Türk usulü mısır ekmeği ve Türk çayı ve Türk Kahvesi’nden oluşan bir menüyü Japon şef adayı öğrenciler ve öğretim üyeleri için hazırlayacak.
Üniversitede verilecek derslerde Anadolu’nun zengin tarihine ve Türkiye coğrafyasının sunduğu eşsiz gıda ürünlerine yer verilerek, farklı bölgelerden elde edilen ürünlerle Türk mutfak kültürünün tanıtılması hedeflenmekte. Anadolu’nun kültürel çeşitliliği ve Akdeniz tipi beslenme alışkanlıkları, Japon damak tadına uygun şekilde uyarlanarak öğrencilerle buluşturulacak.
Diğer yandan, her yıl daha da güçlenen Türk firmaları Foodex Japan Fuarı’nda yer almakta, ülkemizin gıda sektöründeki potansiyelini başarıyla temsil etmekteler. Bu kapsamda fuara katılım sağlamak isteyen firmaların Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) ile temasa geçmeleri beklenmekte.
– – – – – – – –

ŞİRKET EĞİTİM KATALOĞU
Şirket eğitimlerine büyük özen gösteriyoruz. Memnuniyetiniz ve referansınız bizim için çok değerli.
Eğitime sizlerle birlikte hazırlanıyoruz. Sizlerden gelen önerileri dikkate alıp özgünleştirmelerle ilerliyoruz.
Güvenilir eğitim hizmetleri ile yanınızdayız. Dolu dolu, güler yüzlü eğitimler dilerim.
Prof. Dr. Murat Erdal
Türkiye’nin Her Yerinde Bire Bir (1-1) Yönetici Ekibi ve Şirket Eğitimleri:
☐ Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve ISO 20400 Standardı Eğitimi (2 gün)
☐ Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarikçi Performans Değerlendirme Eğitimi (2 gün)
☐ Stratejik Satınalma Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Harcama Analitiği; Maliyet ve Gider Analizi Eğitimi (1 gün)
☐ Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi (2 gün)
☐ Tedarik Zinciri Stratejileri Eğitimi (2 gün)
☐ Depo ve Stok Yönetimi Eğitimi (2 gün)
☐ Kurumsal Satış Eğitimi (Rol Canlandırma/Oyun) (2 gün)
☐ Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri (İleri Seviye) Eğitimi (2 gün)
-> İçerikler için Eğitim Kataloğunu İndirebilirsiniz -> https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

-> Eğitim teklifi almak için -> egitim@satinalmadergisi.com







Geçtiğimiz aylarda katıldığım bir toplantıda iki farklı şirketin hikâyesi gündeme geldi. Biri, pandemi öncesinde dijital dönüşümü bir “trend” değil, bir “stratejik zorunluluk” olarak görmüş, yatırımlarını yapmış ve çalışanlarını bu yönde hazırlamıştı. Diğeri ise hâlâ eski yöntemlere bağlı kalmış, “şimdilik idare ediyoruz” mantığıyla hareket etmişti. Pandemi vurduğunda ilk şirketin satış kanalları hızla çevrimiçi platformlara kaydı, ERP’si hazırdı, uzaktan çalışma sorunsuz yürüdü ve müşteri deneyimi güçlendi. İkinci şirket ise tedarik zincirinde gecikmeler yaşadı, çalışanları verimli çalışamadı, müşteriler dijital alternatiflere kaydı.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmektedir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İşverenin baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine değer verilemez
Olsa olsa ithalatçının rüyasını tasvir eden resim böyle olurdu.

Uzun yıllardır “sürdürülebilirlik” kavramı, satınalma dünyasının en önemli gündemlerinden biri. Ancak bugün geldiğimiz noktada, sürdürülebilirlik tek başına yeterli değil. Çünkü sürdürülebilirlik, çoğu zaman “zararı azaltmak” üzerine kurulu bir yaklaşımı temsil ediyor. Oysa artık bizler, yalnızca zararı azaltmayı değil, aynı zamanda değer yaratmayı, kaynakları döngüsel biçimde yönetmeyi ve kapalı döngü tedarik zincirleri kurmayı konuşuyoruz. Bu yeni bakış açısına döngüsel ekonomi diyoruz.




Durun hemen üretim ve satışa dayalı mal ve hizmetleri saymaya başlamayın. Mal ve hizmete gelene kadar, esas tedarik edilmesi gerekenler var!
“Bugünün iş dünyasında çalışanlar için önde gelen faktörler ne?” diye soracak olursanız bu konuyu araştırmalar ve gözlemlerim ile açıklamak isterim. Yolun daha başında olan biri olarak rahatlıkla yanıtlayayım: İlham veren liderlik, güven kültürü, adil maaş ve esnek çalışma bugünün çalışanları için önde gelen başlıklar. Siz okurlar için biraz daha detaylı bahsedelim… Son yıllarda, Z kuşağıyla birlikte, çalışanlar iş fırsatlarını yalnızca marka prestijine göre değerlendirmiyor. Onlar için empati odaklı liderlik, şirket değerleri, kurum kültürü, hibrit çalışma imkânları, günlük iş ahlakı ve şüphesiz maaş; CV’de yer alan “büyük marka” isimlerinden daha önemli bir konumda.
Bazı yollar sadece A noktasından B noktasına gitmez; ülkeleri, ekonomileri, hatta gelecek yüzyılın güç dengelerini birbirine bağlar. Zengezur Koridoru da tam olarak böyle bir yol. Haritada ince bir çizgi gibi görünen bu hat, Azerbaycan’ın batısı ile Nahçıvan’ı birleştirirken, Türkiye’den Çin’e, Rusya’dan Avrupa’ya kadar uzanan bir ekonomik damarın ana parçasına dönüşme potansiyeline sahip.
İtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Teknik Şartname’nin ekinde yer alan EK:2 Listesi’nde, ……… Devlet Hastanesi edta’lı tüp: 300.000, vakumlu iğne ucu:350.000, holder 350.000 adet, talep edildiği, hastanelerin kan alma bölümünün doğal akışı gereği polikliniklerden bir hastadan çoğunlukla birden çok tüple numune alımı istemi yapıldığı, örneğin bir hastadan dahiliye polikliniğinden yapılan tetkik isteminde hem jelli tüp, hem edta’lı tüp hem de sedimantasyon tüpüyle numune alımı yapılması istendiği, belirtilen bu tüplere numune alımı içinse bir adet vakumlu iğne ucu bir adet holder kullanımı yapıldığı, fakat EK:2 Listesi’nde ………. Devlet Hastanesi’ne ait talep miktarlarında bulunan vakumlu iğne ucu ve holder adetleri kuruma ait test miktarından (262.500) hem de açıkladığımız sebeplerle istem sayısında tüp dağılım oranından yüksek adetlerle istem yapıldığı, bu durumun ihale maliyetini arttırdığı, dolayısıyla birim test fiyatını yükselttiği, kuruma ait talep miktarlarının diğer hastanelerin miktarlarını da dikkate alarak yeniden düzenlenmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir.