Mesleki Eğitime Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye’den Hibe Desteği

Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, mesleki teknik eğitimin niteliğini artırma vizyonuyla gerçekleştirdiği faaliyetlerine ekipman hibeleri ile devam ediyor. Şirket, uygulama derslerinde kullanması amacıyla liseler, üniversiteler ve eğitim merkezleri başta olmak üzere 17 ildeki 22 kuruma toplam 105 adet hurda motor ve 150 adet şanzıman desteğinde bulundu.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini rehber edinerek “Nitelikli Eğitim” konusunu öncelikli konulardan biri olarak kabul eden Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, mesleki eğitimi desteklemek amacıyla hibe desteklerini sürdürmeye devam ediyor.

Öğrencilerin son teknolojilerle doğrudan eğitim alarak mesleki bilgi ve becerilerini artırmalarını hedefleyen şirket; İstanbul, Elazığ, Karabük, Bayburt, Çanakkale, Diyarbakır, Kocaeli, Bursa, Antalya, Kütahya, İskenderun, Aydın, Düzce, Ankara, Samsun, Şanlıurfa, Siirt’teki bulunan 16 Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, 4 Meslek Yüksek Okulu, 1 Üniversite Mühendislik Fakültesi ve 2 Mesleki Eğitim Merkezi olmak üzere 22 eğitim merkezine 105 adet hurda motor ve 150 adet şanzıman desteğinde bulundu.

Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, bugüne kadar nitelikli eğitime katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği 1274 adet motor ve 898 adet şanzıman bağışı ile çeşitli okul ve kurumlara toplamda 2.172 adet bağışta bulunmuş oldu.

Eğitime verilen her desteğin birçok yönden fayda olarak geri döneceğini önemle vurgulayan Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye Genel Müdür ve CEO’su Erdoğan Şahin, ’’Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye olarak eğitime olan desteği kurumsal bir değer olarak görüyor, sektöre nitelikli işgücü yetiştiren okul ve kurumlara destekte bulunmaya önem veriyoruz. Öğrencilerin, eğitimleri süresi boyunca elde edindikleri birikimleri pratikte de uygulayabilmeleri adına tüm desteklerimizi sürdürüyoruz’’ ifadelerini kullandı.

Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, mesleki teknik eğitimde kaliteyi artırmak ve Türkiye’ye nitelikli işgücü yetişmesinde katkıda bulunmak amacıyla ülkenin dört bir yanındaki okul ve kurumlara ekipman desteği sağlamaya devam edecek.

Peki ya İnsanın Kalitesi…

Kaliteli evlerde modern yaşam başlıyor !

Dünya Kalitesindeki bu otomobil en doğal hakkınız…

En Kaliteli eğitim burada…

Çok Kaliteli kumaşlarla özenle dikilmekte…

Özünde Kalite var…

Acaib Kaliteliyiz…

Hakiki Kalite bizde…

Öz hakiki Kalite esas burada…

Vallaha Kalite diyorum o kadar yani…

Diye uzar gider, sloganlar, ilanlar, broşürler, pankartlar, reklamlar, falanlar, filanlar…

Peki ya insanın kalitesi.

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Genç İstihdamının ve Genç Girişimciliğinin Desteklenmesi Mali Destek Programı

Serhat Kalkınma Ajansı – 2022 Yılı Proje Teklif Çağrısı İlanı
Genç İstihdamının ve Genç Girişimciliğinin Desteklenmesi Mali Destek Programı

PROGRAM KÜNYESİ

PROGRAMIN ADI
GENÇ İSTİHDAMININ VE GENÇ GİRİŞİMCİLİĞİNİN DESTEKLENMESİ MALİ DESTEK PROGRAMI (GMDP)
PROGRAMIN REFERANS NO
TRA2/23/GMDP
PROGRAMIN AMACI
Öncelikle 1: 18-34 yaş aralığındaki gerçek kişilerin veya paylarının en az yarısı 18-34 yaş aralığında olan bir kişiye ait şirketlerin başvuru sahibi olduğu aşağıda belirtilen sektörlere yönelik projlerin desteklenmesi

Öncelikle 2: Aşağıda belirtilen sektörlerdeki mevcut işletmelerin meslek okulu mezunu 18-34 yaş aralığında en az 1 kişiyi (talep edilen destek miktarına göre kademelendirilerek artırılacaktır) en az 1 yıl çalıştırması koşulu ile sunacağı projelerin desteklenmesi

Destek programı kapsamında sadece aşağıda belirtilen sektörlere yönelik projeler, uygun projeler olarak kabul edilecektir ve bu sektörlerin dışında kalan projelere destek verilmeyecektir. Bahsi geçen sektörler şunlardır: Restoran, kafe, otel, hediyelik eşya üretimi, oto bakım-onarım, kaynakçılık, mobilya imalatı, kimyasal ürünler imalatı, kozmetik ürünlerin imalatı, unlu mamullerin üretimi (ekmek fırınları hariç), çağrı merkezleri, tekstil atölyelerine yönelik projeler

PROGRAMIN BÜTÇESİ
7.000.000 TL
PROJE BÜTÇESİ
Asgari Tutar: 100.000 TL

Azami Tutar: 500.000 TL

AJANS DESTEK TUTARI
%25 – %50
PROJE SÜRESİ 
Asgari 6, Azami 15 Ay
UYGUN BAŞVURU SAHİPLERİ
18-34 yaş aralığındaki gerçek kişiler veya paylaşarının en az yarısı 18-34 yaş aralığında olan bir kişiye ait şirketler Program önceliklerinde belirtilen sektörlerde hizmet veren mevcut işletmeler
SON BAŞVURU TARİHİ
KAYS üzerinden son başvuru tarihi: 17.01.2023 Saat: 23:59

Taahhütname için son teslim tarihi: 24.01.2023 Saat: 17:00

PROGRAMIN AMACI
Bu programın amacı, “Gençlerin istihdamının artırılması ve kendi işlerini kurmalarının sağlanması ile Bölgenin önde gelen sektörlerinin canlandırılması” olarak belirlenmiştir.
PROGRAMIN ÖNCELİKLERİ
ÖNCELİK 1: 18-34 yaş aralığındaki gerçek kişilerin veya paylarının en az yarısı 18-34 yaş aralığında olan bir kişiye ait şirketlerin başvuru sahibi olduğu aşağıda belirtilen sektörlere yönelik projelerin desteklenmesi
ÖNCELİK 2: Aşağıda belirtilen sektörlerdeki mevcut işletmelerin meslek okulu mezunu 18-34 yaş aralığında en az 1 kişiyi (talep edilen destek miktarına göre kademelendirilerek artırılacaktır) en az 1 yıl çalıştırması koşulu ile sunacağı projelerin desteklenmesi
DESTEKLENEN SEKTÖRLER
Restoran, kafe, otel, hediyelik eşya üretimi, oto bakım-onarım, kaynakçılık, mobilya imalatı, kimyasal ürünler imalatı, kozmetik ürünlerinin imalatı, unlu mamuller üretimi (ekmek fırınları hariç), çağrı merkezleri, tekstil atölyelerine yönelik projeler
DESTEK TUTARLARI
Genç İstihdamının ve Genç Girişimciliğinin Desteklenmesi Mali Destek Programı’nın bütçesi 7.000.000 TL olarak öngörülmüştür.
Asgari Kullanılabilecek Kredi Tutarı: 100.000 TL
Azami Kullanılabilecek Kredi Tutarı: 500.000 TL
PROJE UYGULAMA YERİ
Restoran, kafe, otel, hediyelik eşya üretimi, oto bakım-onarım, kaynakçılık, mobilya imalatı, kimyasal ürünler imalatı, kozmetik ürünlerinin imalatı, unlu mamuller üretimi (ekmek fırınları hariç), çağrı merkezleri, tekstil atölyeleri olarak Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerinde faaliyet gösteren firmalar.

KAYS ÜZERİNDEN SON BAŞVURU TARİHİ: 17.01.2023 Saat: 23.59
TAAHHÜTNAME TESLİM TARİHİ: 24.01.2023 Saat: 17.00

ÖRNEK PROJE KONULARI
• Turizm işletme belgeli yeni yatırımların (otel, butik otel, restoran, kafe vb.) yapılması (Ajans desteklerinde bütçede inşaat işlerine ayrılan tutar toplam destek tutarının %30’undan fazla olamayacaktır.)
• Bölgeye özgü hediyelik eşya ürünlerinin üretimi
• Bölgedeki turistik tesislerin kapasitelerinin ve hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik faaliyetler (Tescilli yapılarda faaliyet gösteren turistik tesislerde hizmet standartlarının yükseltilmesi, turizm işletme belgesinde yıldız ve kapasite artırma, yenilenebilir enerji uygulamaları, ulusal – uluslararası kalite belgeleri alımı vb.)
• Bölgede faaliyet gösteren turizm işletmelerinin kurumsallaşması ile ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımına yönelik faaliyetler (danışmanlık, internet sitesi, e-ticaret, kurumsal kimlik faaliyetleri vb.)
• Turistlerin bölgenin kültürünü/geleneklerini yaşayarak deneyimleyebileceği (örneğin; köy yaşantısını, geleneksel usullerle balık avlamayı vb. deneyimleyebileceği aktiviteler içeren oteller, restoranlar vb.) projeler
• Kaynakçılık, mobilya imalatı, kimya ürünleri imalatı, kozmetik ürünlerin imalatı gibi Bölgenin potansiyellerini değerlendiren üretim projeleri
• Çağrı merkezlerinin kurulması ve merkezlerin hizmet kalitesini artırıcı nitelikte projeler
• Oto-bakım onarım işletmelerinde yenilikçi ve verimlilik artırıcı otomasyon uygulamalarının kullanımına yönelik projeler
• Unlu mamul ve tekstil imalatında kaynak verimliliği, temiz üretim ve eko-verimlilik uygulamalarını destekleyen, ürün sayısının ve çeşitliliğinin artırılmasını gözeten, katı ve sıvı atıkların çevreye verdiği zararların engellenmesi ile atık yönetimi ve geri dönüşümü destekleyen, üretim maliyetlerinin düşürülmesine katkı sunabilecek teknolojik modernizasyon projeleri
• Tekstil imalat alanlarının oluşturulması, tekstil imalatı sanayisinde üretilebilecek yöresel ürünlerin marka değerine katkı sunabilecek ve ihracat edilebilirliklerini artırabilecek nitelikteki faaliyetler, (Ajans desteklerinde bütçede inşaat işlerine ayrılan tutar toplam destek tutarının %30’undan fazla olamayacaktır.)
• İlgili sektörlerdeki firmaların bölgesel rekabeti sürdürebilmesi açısından üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve üretim kapasitesinin artırılmasına katkı sunabilecek teknolojik modernizasyon projeleri,
• Mevcut ve yeni pazarlardaki gücü artırmak için sürdürülebilir ihracat anlayışının benimsendiği, sanayi – üniversite – kamu bağlantısı kuran projeler

ŞİRKET İLETİŞİM ÇALIŞMALARINIZDA YANINIZDAYIZ.
Yönetici / girişimci röportajları, advertorial, banner ve etkinlikleriniz öncesinde bizimle temas edebilirsiniz. Bilgi: https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ 

Kamu Diplomasisi Hibe Programı

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Birleşik Devletler Türkiye Misyonu (U.S. Mission Turkey), Kamu Diplomasisi Hibe Programı aracılığıyla finansman sağladığını duyurdu.
 

Kamu Diplomasisi Hibe Programının Amacı: U.S. Mission Türkiye, ortak değerleri vurgulayan ve ikili işbirliğini teşvik eden kültürel ve değişim programları yoluyla ABD ile Türkiye arasındaki bağları güçlendiren proje tekliflerini davet ediyor. Tüm teklifler, ABD politikası ve perspektiflerinin daha iyi anlaşılmasını teşvik edecek bir ABD kültürel unsurunu veya belirli bir alandaki Amerikalı uzman/uzmanlar, kuruluşlar veya kurumlarla bağlantıyı içermelidir.


Öncelikli Program Alanları:

  • Ortak güvenliği desteklemek
  • Ekonomik refahı güçlendirin ve inovasyonu teşvik etmek
  • Demokratik değerleri güçlendirmek
  • Türkiye ve ABD kültürel bağlarını geliştirmek
  • Türkiye ve ABD bağlarını eğitim yoluyla güçlendirmek
Ayrıntılı bilgi için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz: https://tr.usembassy.gov/education-culture/grant-opportunities

ŞİRKET İLETİŞİM ÇALIŞMALARINIZDA YANINIZDAYIZ.
Yönetici / girişimci röportajları, advertorial, banner ve etkinlikleriniz öncesinde bizimle temas edebilirsiniz. Bilgi: https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ 

Arçelik Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksinde Zirveyi Bırakmıyor

Sürdürülebilirlik alanında sektörüne öncülük eden Arçelik, 2022 S&P Global Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde Dayanıklı Ev Aletleri Kategorisi’nde en yüksek skoru elde eden şirket oldu. 6’ncı kez Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alma ve 4’üncü kez üst üste sektöründe en yüksek puanını kazanma başarısını gösteren Arçelik’in CEO’su Hakan Bulgurlu, “Sürdürülebilirlik odaklı faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyor, sektörümüzde çıtayı her zaman bir üst noktaya taşımaya gayret ediyoruz. Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerimizin merkezine taşıyarak bugüne kadar küresel ölçekte pek çok örnek çalışmaya imza attık. Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde bu yıl da skorumuzu artırarak zirvede olmak gurur verici. Amacımız şirketimizin konumunu güçlendirirken hem tüketicilerimizi hem de Arçelik ekosistemindeki tüm paydaşlarımızı gezegenimizin geleceği için harekete geçirmek. Sürdürülebilirlik alanında elde ettiğimiz bu başarıların küresel rekabette de şirketimizi bir adım ileriye taşıyacağına inancımız tam” dedi.

“Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın” vizyonuyla sürdürülebilirliği iş modeli haline getiren Arçelik, bu alanda sağladığı ilerlemelerle 2022 S&P Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde 6’ncı defa yer alma başarısını gösterdi. 16 Aralık tarihindeki sonuçlara göre değerlendirilen 46 şirket arasında 87 puanla bir kez daha Dayanıklı Ev Aletleri Kategorisindeki en yüksek skoru elde ederek 4’üncü kez üst üste sektöründe en yüksek puanı alan şirket oldu.

Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi (DJSI), dünya çapında önde gelen şirketlerin sürdürülebilirlik performansını değerlendiren ilk global yatırım endekslerinden biri olma özelliğini taşıyor. Kurumsal sürdürülebilirlik açısından en önemli endeksler arasında yer alan DJSI’da sürdürülebilirlik alanında en iyi performans gösteren şirketler listeleniyor. Arçelik’in yer aldığı sektör kategorisinde ise 16 Aralık 2022 sonuçlarına göre toplam 46 şirket değerlendirildi. Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi, yatırımcılar için portföylerini belirlemede önemli bir gösterge olarak kabul ediliyor.

Arçelik CEO’su Hakan Bulgurlu, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Sürdürülebilirlik odaklı faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyor, sektörümüzde çıtayı her zaman bir üst noktaya taşımaya gayret ediyoruz. Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerimizin merkezine taşıyarak bugüne kadar küresel ölçekte pek çok örnek çalışmaya imza attık. Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde bu yıl da skorumuzu artırarak zirvede olmak gurur verici. Amacımız şirketimizin konumunu güçlendirirken hem tüketicilerimizi hem de Arçelik ekosistemindeki tüm paydaşlarımızı gezegenimizin geleceği için harekete geçirmek. Sürdürülebilirlik alanında elde ettiğimiz bu başarıların küresel rekabette de şirketimizi bir adım ileriye taşıyacağına inancımız tam” dedi.

Arçelik’in 2050 yılına kadar tüm küresel operasyonlarında net sıfır emisyon taahhüdünde bulunduğunu hatırlatan Bulgurlu, şunları söyledi: “İklim krizinin ekonomik ve sosyal düzen üzerindeki olumsuz etkilerini direkt olarak tecrübe ediyoruz. Enerji krizinin küresel gündemin en üst sıralarında yer aldığı bir dönemde enerji verimli ürünler, üretimde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımı her zamankinden çok daha kritik. Bugün şirketlerin sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetleri finansmandan yatırıma ve tüketici beklentisine kadar birçok alanda başarı için belirleyici bir rol oynuyor. Dolayısıyla sektör fark etmeksizin tüm şirketlerin hızla net sıfır hedeflerini belirleyerek emisyonlarını azaltması ve yeşil dönüşümünü hızlandırması oldukça kritik. Arçelik olarak, bu bilinçle sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Bugüne kadar 14 Sürdürülebilirlik Raporu yayımlayan Arçelik, küresel üretim faaliyetlerinde yeşil enerji kullanım oranını yüzde 69’a çıkarttı. Arçelik, 2050 yılına kadar tüm operasyonlarında net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı, 2030’a kadar üretimde ürün başına enerji kullanımını %45 azaltmayı ve kendi üretim tesislerinde öz tüketime yönelik 50 MW yenilenebilir enerji sistemi kurmayı; enerji verimliliği ve yenilebilir enerji projelerine minimum 50 milyon dolar yatırım yapmayı ve küresel çapta tüm üretim tesisleri için elektrik tedarikini yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyor.

Ayrıca 2030’a kadar üretimde ürün başına su çekimini yüzde 45 azaltmayı, su geri dönüşüm ve yeniden kullanım oranını yüzde 70’e çıkarmayı ve ürünlerdeki geri dönüştürülmüş plastik miktarını yüzde 40’a ulaştırmayı amaçlıyor.

Arçelik’in diğer sürdürülebilirlik başarılarından bazıları şöyle:

  • Arçelik’in Romanya’nın Ulmi kentinde bulunan çamaşır makinesi fabrikası, Dünya Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum-WEF) Endüstri 4.0 çalışmalarından iyi örneklere yer verdiği ‘Global Lighthouse Network (GLN)’ünde ‘Sustainability Lighthouse’ unvanına layık görülen 10 üretim tesisinden biri oldu.
  • Eski Birleşik Krallık Galler Prensi’nin Sürdürülebilir Piyasalar İnisiyatifi (Sustainable Markets Initiative – SMI) kapsamında başlattığı ödül programında Terra Carta Mührü’ne Türkiye’den ve globalde sektöründen layık görülen ilk ve tek şirket oldu.
  • Sürdürülebilirlik alanında çalışan medya ve araştırma şirketi Corporate Knights’ın dünyanın en sürdürülebilir şirketlerini sıraladığı “Global 100” listesine 2022 yılında ikinci kez girme başarısını gösterdi.
  • Sosyal ve çevresel etki açısından gösterdiği başarılı performansla Arçelik, “Real Leaders Top 200 Impact Companies” sıralamasında da 2022 yılında da ikinci kez yer almaya hak kazandı.

 

KOBİGEL KOBİ Gelişim Destek Programı 2022 Çağrıları Bilgi Günü

KOBİGEL KOBİ Gelişim Destek Programı
2022 Çağrıları Bilgi Günü

KOSGEB tarafından ülkenin ulusal ve uluslararası hedefleri doğrultusunda, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, ekonomideki paylarının ve etkinliklerinin arttırılması, KOBİ’lerin rekabet güçlerinin ve sağladıkları katma değerin yükseltilmesi amacıyla hazırlayacakları projelerin desteklenmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda “İmalat Sanayinde Dijitalleşme ve İmalatçı KOBİ’lerin Rekabet Güçlerinin ve Verimliliklerinin Arttırılması Çağrıları” açılmıştır.

İstanbul Sanayi Odası ve KOSGEB iş birliği ile 27 Aralık 2022 Salı günü 14:00-15:30 saatleri arasında KOSGEB KOBİGEL KOBİ Geliştirme Destek Programı 2022 Çağrılarına yönelik online bir bilgi günü düzenlenecektir.

Program:
14:00 – 14:05 Açılış

14:05 – 15:00 KOBİ Geliştirme Destek Programı 2022 Çağrıları
Zeynep Kasımoğlu – KOSGEB İstanbul Boğaziçi Müdürü

15:00 – 15:30 Soru – Cevap

Etkinlik, Zoom programı üzerinden gerçekleştirilecektir.

Katılım ücretsizdir.

ŞİRKET İLETİŞİM ÇALIŞMALARINIZDA YANINIZDAYIZ.
Yönetici / girişimci röportajları, advertorial, banner ve etkinlikleriniz öncesinde bizimle temas edebilirsiniz. Bilgi: https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ 

Temsil Sistemlerinin Pazarlama ve Satış Alanında Uygulanması

Temsil Sistemlerinin Pazarlama ve Satış Alanında Uygulanması

AYTEN NAYİR

EMES A.Ş. / YURTDIŞI SATIŞ ve PAZARLAMA SORUMLUSU

Temsil sistemleri, iletişimde ve öğrenme sırasında kendimize göre kullandığımız dildir.

Bu sistemleri; Görsel, İşitsel ve Dokunsal (Kinestetik) olarak 3 grupta toplayabiliriz.

Gerek iş hayatımızda gerekse sosyal yaşantımızda kişiler arası iletişimde bu sistemleri kullanmak iletişimimizin daha rahat ve akıcı olmasını sağlayacaktır. İletişim boyutu ilk önemli unsur olmakla birlikte ikna konusunda da ayrı bir farkındalık oluşturacaktır. Bu sistemler sayesinde iletişimimizi daha verimli ve pozitif yönde yönetmiş oluruz. Geçmişi hatırlamaya çalışırken ve gelecekle ilgili de hayal kurmak isterken temsil sistemlerimizi kullanırız. Bu sistemler, insanların nasıl düşündükleri ve hissettiklerini anlamanıza yardımcı olurlar. Yetişme tarzımız, aldığımız eğitim ve yaşantılarımız beynimize gelen verileri filtre etmekte ve kişiler kendilerinde olan baskın bir temsil sistemi ile bu verileri alıp zihinde dizayn etmektedirler. Temsil sistemleri üzerinde detaylı çalışmak için öncelikle insan beynini ve beynin hangi bölümlerinin nasıl çalıştığını da bilmek gerekmektedir.

Temsil sistemleri ile ilgili çok fazla yayın ve makale bulunmakla birlikte, biz burada detaylara girmeden özet olarak ana hatlarına ve Pazarlama ve Satış alanında nasıl kullanabileceğimiz konularına değineceğiz. Temsil sistemlerini NLP ve NLP ile Satış uygulamalarında da sıklıkla kullanılmaktadır.

Görseller, Hızlı düşünürler, çabuk konuşurlar. Genelleme yaparlar. Aynı anda birkaç iş yapabilirler. Görerek öğrenir ve karar verirler. Resimlerle öğrenirler ve anımsarlar. Hızlı yüksek tonda konuşurlar. Görüntüler ve renklere önem verirler. Yukarı veya ileriye ve uzaklara bakarlar, dik dururlar.

İşitseller, Mantıksal akışa önem verirler. Konuları sırasıyla geçerler. Bir işi bitirmeden öbürüne başlamazlar. Sözlere önem verirler. Kendi iç seslerini dinlerler. Konuşmaları ritimli, melodik konuşurlar. Dil, yazma, tiyatro, müzik, eğitim ve konuşma konularına ilgi duyarlar. Yanlara baş kimi zaman bir kenara yaslı dinlerler, sallanır gibi dururlar.

Dokunsallar (Kinestetik), Düşünürken zamana ihtiyaç duyarlar. Ağır konuşurlar. Yapılacak eylemleri bilmek isterler. Yaparak öğrenmek ve alacakları ürüne dokunmak, kullanmak isterler. Ağır ve alçak tondan konuşurlar.  Bakışları aşağıya doğrudur ve ağır nefes alırlar.

Pazarlama ve Satış alanında, özellikle Pazarlama ve Satış diyorum; Pazarlama ve Satışın birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğuna inananlardanım. Önce pazarlama, sonra satış fonksiyonu gelmektedir. Her ikisinin de bilinmesi bu meslekle uğraşan kişilere ayrı bir özellik ve ikna yeteneği katacaktır.

Bu sistemleri nasıl uygulamalıyız? Nasıl doğru uygularsak verimli sonuçlar elde edebiliriz?

Yurtiçi pazarlama ve satış faaliyetlerinde bu sistemleri uygulamak biraz daha kolaydır. Çünkü Türk Halkının çoğunluğu dokunsal, görsel ve işitsel sıralama düzenindedir. Uluslararası satışlarda ülke kültürünü ve müşteriyi tanımadan hareket etmek iletişim sorunları oluşturabilir. Ülkede Pazar araştırması yaparken ekonomik ve demografik bilgiler dışında kişi özellikleri ve davranış biçimlerini de incelemek ayrı bir bakış açısı getirecektir. İkna edeceğiniz kişi insanlardır. Bu nedenle müşterilerinizin de yaşadığı kültürü ve davranış biçimlerini analiz etmek müşteri ilişkilerinizde farklı olmanızı sağlayacaktır. Psikoloji ve satış birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Pazarlama ve Satış profesyonellerinin Davranışsal ve Sosyal Psikoloji alanlarında da kendilerini geliştirmesi gerekmektedir.

Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı müşterilerinizle yaşadığınız deneyimler veya onlara yapacağınız anketlerle temsil sistemlerini analiz edebilirsiniz. Temsil sistemleri anketlerini müşterilerinize uygulayarak onlara farklı bir deneyim yaşatabilir ve onlara daha iyi hizmet vermek için bu anketi yaptığınızı açıklarsanız kendilerine değer verdiğinizi de hissettirebilirsiniz.

Temsil sistemini belirledikten sonra müşterilerinizi kategorilere ayırarak bu sistemler yoluyla pazarlama ve satış stratejilerinizde farklıklar oluşturabilir ve rakiplerinize göre bir adım öne geçebilirsiniz. Pazarlama ve Satışta temsil sistemleri, müşterilerinizin iletişim şifrelerini çözerek onlarla etkili iletişim kurmak demektir.  Her şeyin başı iletişim olduğuna göre temsil sistemleri üzerinde durulması gereken önemli bir konulardan biridir.

İnsan beyni; ilkel beyin, duygusal beyin ve yeni beyin olmak üzere kategorilere ayrılmıştır. Her ne kadar mantıkla karar verdiğimizi düşünsek de çoğu kararı ilkel beyinle veririz ve daha sonra onu mantık çerçevesine oturturuz. İşte ilkel beyinde bu temsil sistemlerini kullanarak karar vermektedir.  Görsel olan müşterinize, sunum hazırlama, ürün gösterimi hiçbir şey olmasa bile ellerinizle ve vücut dilinizi kullanarak bir şey anlatmanız dikkatini çekecektir. İşitsel bir müşteriniz uzun saatler konuşmayı sevebilir. Sözünü kesmeden dikkatlice dinleyebilirsiniz. Dokunsal müşteriniz ise ürüne dokunmak ve onunla ilgili bir hikâye hayal etmek isteyecektir. Yanınıza bir numune bulundurmanız ve ürünü eline vererek sorduğu sorulara cevap vermeniz size odaklanmasını sağlayacaktır. Unutmayalım ki beynimizde birçok şeyi dokunarak algılar. İnsanlar kendine benzeyen ve ortak bağ kurduğu kişilerden hoşlanır. Bu nedenle müşterinizin temsil sistemini bilerek, aynalama yönetimini kullanırsanız, kısa sürede aranızdaki iletişim kapısı aralanacaktır.

Gözlemleme yeteneğinizi ne kadar geliştirirseniz müşterilerinizin temsil sistemlerini o kadar hızlı çözerseniz. Sonrasında uyum aşaması geleceği için aranızdaki diyaloglarda daha akıcı olacaktır. Müşterilerinize sohbet ederken temsil sistemlerinin dil kalıplarını kullanın, örneğin; Görsel müşterinize sizden cevap gelmesini dört gözle bekliyoruz, konuya birde bu perspektiften bakalım, sorununuza birlikte ışık tutalım, sizin bakış açınızda göre değerlendirme yapalım, ürünümüze baktığınızda kullandığınız üründen görsel olarak bir farklılığı bulunmamaktadır gibi, İşitsel müşterinize; firmanızın başarı öyküsü kulağa çok hoş geliyor, piyasa hakkında kulağıma birşeyler çalındı, ürünümüz çalışırken rahatsız edici bir ses çıkarmaz gibi, Duyusal müşterinize, sektörle ve rekabetle ilgili çok önemli bir konuya parmak bastınız, ürünümüzü elinize aldığınızda hammaddenin istemiş olduğunuz yumuşaklık veya sertlikte olduğunu göreceksiniz, firma hikayeniz beni çok etkiledi ve çok dokunaklı geldi gibi…Kişiler sadece bir temsil sistemine değil 2 sine veya 3 üne birden sahip olabilirler. Ancak bir tanesi biraz daha ağırlıklı olarak kişiliğe yansıyacaktır. Bu durumda da sözcükleri karmalayarak cümleler oluşturmanız gerekecektir. Müşteriniz görsel ve dokunsalsa; yanınızda bir ürün numunesi olsun, görseli elinize verdiğinizde dokunsallık işlevi de bir arada gerçekleşecektir. İlk olarak kısa bir sunum yapacaksanız, sunumdan sonra numune müşterinin dokunmasını sağlayabilirsiniz. Özellikle Türkler dokunarak ürünün sağını solunu incelemeyi severler. Aslında sadece Türkler değil her müşteri bizleri firmamızda ya da fuarlarda ziyaret ettiğinde numuneleri görmek ve önce dokunarak kaliteyi test etmek ister. Örnekleri sektöre ve çalışma alanlarına göre çoğaltabiliriz.

Temsil sistemlerinde ikinci önemli nokta, göz hareketleri ve beden dilinin kullanımıdır. Burada bir konuya da açıklık getirmek gerekir. Beden dili her zaman doğru ipuçlarını vermez. İçinde bulunulan anın yansıması da olabilir. Bu nedenle beden dilindeki hareketin sürekliliğine ve ikinci harekete bakarak yorumlamaya gitmek gerekir. Müşterilerinizle sohbet ederken göz hareketlerini ve vücut dilini birlikte gözlemleyerek temsil sistemi hakkında ön bilgi sahibi olabilirsiniz. Elde ettiğiniz ön bilgi ile ilgili müşteriniz üzerinde birkaç deneme çalışması yaptığınızda sonuçlar sizi doğruya götürüyorsa, müşteriniz için doğru temsil sisteminin belirlemişsiniz demektir.

Görsel Tasarlama, kişi bir şeyi kafadan uydururken görsel kurgulama kullanırlar. “Sizce bu ürünü kırmızı renk olarak üretsek nasıl olurdu”?

Görsel Hatırlama: Görüntüleri hafızadan görmek, daha önce görülen şeyleri hatırlamaktır. “Geçmiş yıllarda hangi renk ve model ürünü kullanıyordunuz?”

İşitsel Tasarlama: Kişinin daha önce hiç duymadığı sesleri uydurmasıdır. “Bu ürününü müşterileriniz üzerinde etkili bir izlenim bırakması için hangi sesi çıkarmasını istersiniz?”

İşitsel Hatırlama: Daha önce duyduğunuz sesleri veya kendi kendinize konuştuğunuz şeyleri hatırlamak. “Bu ürün üzerindeki izleniminiz ve söyleminiz neydi?”

Kinestetik Dokunsal (duygular, dokunma duyusu): Duygulara erişmek için genellikle bu yöne bakılır. “Bu ürüne dokunduğunuzda ne hissettiniz?”

İç Diyalog (İşitsel Dijital): Kendi kendinizle konuşurken gözleriniz bu yöne bakmaktadır.  “Ürününüzün fonksiyonlarını sıralayabilir misiniz?”

Bu sistemeler bulmaca çözmek ve şifrelere ulaşmak gibidir. Analiz yaptıkça ve öğrendikçe hayatınızı kolaylaştıracağından iletişim engelleriniz azalacak ve iletişiminiz daha etkili ve keyifli bir hal alacaktır. Sonuçta hem siz hem de müşteriniz birbirini anlamamın verdiği huzurla ve mutlulukla daha verimli işlere odaklanma için çalışacaksınız. Bu sistemleri kullanarak, müşteriyi anlama için harcadığınız zaman azalacak, ikna yeteneğiniz artacak ve iletişime değil satıştı arttırıcı konulara odaklanacaksınız.

 “İletişimdeki en önemli unsur söylenmeyenleri duymaktır.”

 Peter F. Drucker

Makine İhracatı 11 Ayda 22,9 Milyar Dolar

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından paylaşılan makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, yılın 11 ayı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 22,9 milyar dolar oldu. Gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki sıkılaşma eğilimlerinin etkisi ile yeni yılı, küresel ekonomide bir yavaşlama beklentisiyle karşıladıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Uzmanlar makine ve teçhizat yatırımlarının yılın ilk yarısında durağan olacağının altını çizseler de pandemi döneminde sergilediğimiz yüksek performans sayesinde pekiştirdiğimiz sınai ilişkilerin karşılığını 2023’ün tamamında göreceğimize inanıyoruz. Tedarik zincirlerinde artan payımız ve ürün gruplarındaki çeşitliliğimiz, talepteki olası iniş çıkışlara karşı genel performansımızı mutlaka bir dengeye oturtacaktır” dedi.

Türkiye’nin makine ihracatı yılın 11 ayı sonunda, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 9,1 artarak 22,9 milyar dolar oldu. 2,4 milyar dolar makine ihracatının gerçekleştiği Kasım’da aylık bazda artış ABD’de yüzde 57,9’u bulurken, bu oran Rusya’da yüzde 135,7’e ulaştı. Sektör geçtiğimiz ay, en büyük ihracat pazarları olan Almanya, ABD ve Rusya’ya toplam 600 milyon dolarlık makine ihraç ederek bir rekora daha imza attı. Bu üç ülkenin yanı sıra İtalya ve Birleşik Krallık’ta da aylık 100 milyon dolar eşiği geçildi.

Rusya-Ukrayna Savaşı ile dünyadaki yüksek enflasyonun gölgesinde geçen bir yılın sonunda elde ettikleri verileri olumlu bulduklarını ifade eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektörün 2023 hedeflerine yön veren küresel konjonktürle ilgili öngörülerini şu şekilde ifade etti:

Gelişmiş ülkelerin para politikalarında sıkılaşma eğilimlerinin etkisi ile yeni yılı, küresel ekonomide bir yavaşlama beklentisiyle karşılıyoruz. En büyük ihracat pazarlarımızı oluşturan ülkelerin merkez bankaları faiz artırımlarını sürdürürken, bu ülkeler küçülme mi yaşayacak yoksa büyümeleri mi yavaşlayacak diye anlamaya çalışıyoruz. Kesin olan tek şey bu politikaların 2023 sonuna kadar gevşetilmeyeceği, bunun da sabit sermaye yatırımlarını olumsuz etkileyeceği. Resesyon beklentilerinin güçlenmesi küresel enflasyondaki yüksekliğe rağmen emtia ve mal fiyatlarını sınırlıyor. 2023 için iyimser senaryomuz son 2 yılda değer olarak yüzde 30’dan fazla artan küresel ihracatın yüzde 5 kadar azalacağı, aynı dönemde yüzde 14 kadar artan mal miktarının ise seviyesini koruyacağı yönünde. Bu durumun küresel makine fiyatlarına da yansıyacağı ve rekabetin kızışacağı aşikâr.” 

“İhracat bazlı büyüme politikalarında ısrarlı olunmalı”

Kasım sonu TÜİK verilerine göre genel imalat sanayiinde yüzde 136 olarak hesaplanan maliyet endeksinin makine sektöründe, yüksek katma değerin de sayesinde yüzde 82 seviyesinde kaldığına dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi:

“Yeni yılın başında önemli bir maliyet artışı da ücretlerden ve kıdem tazminatlarından gelecek. İhracat gelirimizin yüzde 70’ini oluşturan Euro’daki artış yıllık yüzde 40’ın altında kalmasaydı, bu yükü daha rahat omuzlayabilirdik. Kur ve enflasyon arasındaki makasın kapanması sadece rekabet gücümüze değil, Türkiye’nin toplam ihracat ve ithalat rakamlarına olumlu etki eder. İki yıllık pandemi döneminde yüzde 49, bu yıl da yüzde 13 civarında artan makine ve teçhizat yatırımlarımızın sağladığı üretim gücünün semeresini çokça görebileceğimiz bir dönemdeyiz. TL’nin aşırı değerlenmesinden kaçınılması ve son yıllarda başarıyla uygulanan ihracat bazlı büyüme politikalarımızda ısrarlı olunması gerektiğine inanıyoruz. Burada yaşanacak iyileşmeyi, yurt içinde tutabilmek için büyük gayret sarf ettiğimiz nitelikli çalışanlarımızın koşullarına da yansıtabilmeyi istiyoruz.”

“Her tür olumsuzluğu tersine çevirebilecek tecrübe ve güçteyiz”

Yeni yıl beklentilerini karamsarlık oluşturmak değil, hareket edecekleri zemini tanımak ve tanımlamak üzere paylaştıklarını belirten Karavelioğlu sektörün ihracattaki yol haritasını şu şekilde tarif etti:

AB’nin enflasyonla mücadelesinde, enerji ve gaz fiyatları belirleyici olacaktır ancak Almanya’da uygulanan enerji maliyetlerini baskılama ve finans destek politikası, muhtemelen diğerlerine de örnek olacaktır. AB’nin Çin’le ticari sorunlarının devam ettiği böyle bir dönemde, birlik üyesi ülkelerin alacağı önlemler bölgedeki talebin korunmasını sağlarsa siparişlerimizde eksilme olmayacaktır. Bunun yanında; savaş koşullarında dahi hemen her ay 100 milyon dolar tutarında makine satmayı başardığımız ve ihracatımızı bu yıl bir buçuk katına çıkardığımız Rusya’da da giderek daha fazla müşteriye ulaşıyoruz.”

Karavelioğlu, uzmanların makine ve teçhizat yatırımlarının yılın ilk yarısında durağan olacağının altını çizseler de sektörün rekabetçi yapısıyla çözümler üreteceğine işaret ederek, “Pandemi döneminde sergilediğimiz yüksek performans sayesinde her sınai alanda pekiştirdiğimiz ilişkilerin karşılığını 2023’ün tamamında göreceğimize inanıyoruz. 2022 sonunda ihracatımızı paritenin menfi etkisi yüzünden yüzde 10 civarında bir artışla kapatacak olsak da, rakiplerimizin ihracatının eksiye döndüğü yılın son çeyreğinde aylık artışlarımız yüzde 15’in altına hiç düşmedi. Bizim en büyük avantajımız, rakiplerimizin kriz yönetmedeki deneyimsizliği ile böyle dönemlerde edindiğimiz çeviklik ve dayanıklılık olacaktır. Rekabet gücümüz sayesinde her tür olumsuzluğu tersine çevirerek, 2023’ü de olumlu sonuçlarla kapatacağız” dedi.

“Sürdürülebilirlik alanındaki talepler 2023’te daha da artacak”

Bu özgüveni sağlayan ana unsurlardan birinin, Türk makine sektörünün farklı alt sektörlerde uzmanlaşarak sağladığı ürün çeşitliliği olduğunu işaret eden Karavelioğlu şunları söyledi:

“AB ülkelerinin alacakları önlemlerin talebe olumlu yansımadığı bir senaryoda dahi, ekonomik yavaşlamanın tüm sektörlere etkisi aynı şiddette olmaz ve üretimde kritik malların siparişi durmaz. Tedarik zincirlerinde artan payımız ve ürün gruplarındaki çeşitliliğimiz, talepteki olası iniş çıkışlara karşı genel performansımızı mutlaka bir dengeye oturtacaktır. Öte yandan, bu dönemde makine imalatçılarının AB’deki mevzuatlara uyum konusunda çevik davranabilmeleri de çok önemli. Örneğin Alman Tedarikçi Yasası’nın büyük işletmeler için devreye girmesi, yeni zorunluluklar getiriyor ve ihracatçılarımızdan ‘S-Rating’ yani Sürdürülebilirlik Notu’na sahip olmaları bekleniyor. 2023’ten itibaren bu yönde talepler artacaktır. Biz de işletmelerimizi bu dönüşüme hazırlayacak çok önemli adımlar atıyoruz.”

Aşırı Düşük Sorgusu Önemli Teklif Bileşenlerinin Net Olmaması ?

İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, idarece ihalenin 1 ve 2’nci kısımları ile ilgili olarak kendilerinden 31.10.2022 tarihine kadar aşırı düşük teklif açıklamalarının istenildiği, gönderilen aşırı düşük teklif açıklama talebi yazısında yer alan “vb.” ifadesinin isteklilerce sunulacak aşırı düşük teklif açıklamaları arasında farklılıklar oluşmasına neden olacağı, söz konusu yazının bu haliyle aşırı düşük teklif açıklamasının hazırlanması, değerlendirilmesi ve incelenmesine olanak tanımadığı, dolayısıyla aşırı düşük teklif sorgulamasının yeniden yapılması gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; 07.12.2022 tarihli ve 2022/UH.I-1548 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre; Yapılan incelemede;

Ücretsiz Hoşgeldin Üyeliği ile bu yazının tam metnini okuyabilirsiniz.
Hesap Oluştur

Dell Technologies Operasyonlardan Sorumlu Başkanı Jeff Clarke’tan 2023 Öngörüleri

Tüm dünya için inişli çıkışlı bir yıl olan 2022, başımıza gelebilecekleri tahmin edemediğimiz olaylarla doluydu. Bu dönemde değişmeyen tek şey ise kısa vadeli engelleri aşmada ve uzun vadeli fırsatları yakalamada teknolojinin rolü oldu. Peki 2023’te bizi neler bekliyor? Dell Technologies Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Operasyonlardan Sorumlu Eş Başkanı Jeff Clarke, veri çağının yeni beklentilerini karşılamak için teknolojinin nasıl ilerleyeceğine dair öngörülerini paylaştı.

İnsanlığın ilerlemesini sağlayan teknolojik yeniliklerin ivme kazandığını söyleyen Clarke, “Çoklu bulut ortamına ve uç bilişime doğru genişleyen hiper bağlanabilirlik sayesinde verilerimiz artık her yerde bulunuyor. Basit bir ifadeyle söylemek gerekirse, veriler sadece miktar olarak değil, değer olarak da her geçen gün artıyor. Bu ilerleme ve büyümenin sonucunda öncelikle yeni beklentilerle karşılaşacağız. Teknolojinin hayatlarımızı kolaylaştırmasını ve işlerimizi daha başarılı hâle getirmesini bekliyoruz. Teknolojinin eğitim, sağlık hizmetleri, devlet hizmetleri ve diğer önemli alanlarda ilerlememize yardımcı olmasını bekliyoruz. Sonuç itibarıyla da zorlukların üstesinden gelinmesi için temel teknolojilerin ilerlediğini ve bunlara karşılık gelen kullanıcı deneyimlerinin arttığını göreceğiz” dedi.

BT Yöneticilerinin Gündeminde 4 Ana Tema Olacak 

Clarke, 2023’e doğru ilerlerken, CIO’ların gündeminin üst sıralarında dört ana temanın yer aldığını söyleyerek şöyle detaylandırdı:

Teknoloji, İş Deneyimini Belirleyecek

Her şeyin her yerden yapılabildiği günümüz ekonomisinde şirketlerin geleceği değişiyor ve bizler hibrit bir dünyaya yönelik tasarımlar yaptığımız sırada çalışan deneyimini, fiziksel çalışma alanlarından ziyade teknolojiler daha fazla belirleyecek. Bu da size, şirketinize ve kültürünüze en uygun olanı tasarlamak için pek çok yeni fırsat sunuyor.

Pandeminin ilk başlarında “her yerden çalışma” yolculuğunun ilk aşaması tamamen “her yerden” kısmıyla ilgiliydi. Yeni ve modern istemcilerin sunduğu mobilite kabiliyetlerini kullanarak işimizi, okulumuzu ve hayatımızı ihtiyacımız olan her yere taşıdık. Bu yolculuğun bir sonraki aşaması ise “çalışma” kısmının daha iyi bir hâle getirilmesiyle ilgili. Doğru araçlara ve ekipmanlara, iş birliği için doğru çalışma alanlarına ve işi daha iyi yapmak için doğru bir kültüre ihtiyacımız var.

Öğrenci olmak doktor, öğretmen, mühendis veya veri bilimcisi olmaktan farklı. Artık doğru istemci kapasitesine, form faktörüne ve en önemlisi çevre birimleri ekosistemine sahip olmanın, uğraşılan işin en iyi şekilde yapılması için gereken ortamı yarattığının farkındayız. Gelişmiş ekran teknolojisine yapılan yatırımların, uzaktan yazılım geliştirmenin etkinliğini önemli ölçüde artırdığını gözlemledik. Ayrıca daha iyi ses ve video özelliklerinin uzaktan öğrenmede önemli bir fark yarattığını gördük. Kişiselleştirilmiş ve optimize edilmiş bir ortam, kullanıcılar açısından gerçek bir farklılaşmaya giden yol olabilir.

Bu nedenle, insanları birbirine ve aynı zamanda önem verdikleri veri, uygulama ve hizmetlere sorunsuz bir şekilde bağlamak için son kullanıcı beklentisinde önemli bir artış olacak. Kültür oluşturmaktan inovasyonu teşvik etmeye ve müşterilere hizmet vermeye varana kadar teknoloji, ilerlemenin merkezinde yer alıyor. Dolayısıyla, kuruluşlar işin geleceğine nasıl yaklaşırsa yaklaşsın, modern iş deneyimini teknoloji belirleyecek.

“Duvarlarla çevrili bahçeler” Teknoloji Ekosistemlerine Dönüşecek

Dünyada teknoloji endüstrisi çok büyük ve her geçen gün daha da büyüyor. İyi olan şu ki, iş fırsatlarının geneline hitap eden inovasyon alanında herhangi bir sıkıntı yok. Ancak buna karşılık, inovasyonun her yeni yönüyle birlikte kuruluşlar yayılım ve karmaşıklıkla baş başa kalıyor.

Örneğin, bulut teknolojisinin ilk zamanlarında çoğu şirket, işlerini hızlandırmak için birden fazla genel, özel, uç ve hatta telekomünikasyon bulutu kullanmaya başladı. Bu “çoklu bulut” aşaması, her bir bulut içinde inovasyona önemli erişim sağlasa da kaçınılmaz olarak silolara ve veri tekrarlarına neden oluyor. Silolaşan bulutlar “duvarlarla çevrili bahçelere” benziyor.

2022’de sektörün gerçek anlamda “çoklu bulut” mimarilerine geçtiğini görmeye başladık. Bunlar, seçtiğiniz bulut teknolojilerinin bilgi işlem hizmetlerini kullanıyor ancak aynı zamanda önemli yetenekleri çoklu bulut ortamında “yatay” hâle getirmeye odaklanıyor. Buna iyi bir örnek, yararlandığınız tüm bulutların erişebileceği ortak bir hizmet olan depolama ve verilerdir. Çoklu bulut uç yetenekleri kullanıma sunuluyor ve siber dayanıklılık ve siber kasa teknolojileri hâlihazırda bulutlardaki yatay yetenekler arasında yer alıyor. Hatta Sıfır Güven’e odaklanmak bile aslında çoklu bulutun güvenlik mimarisinin bir silolar topluluğu değil, ortak bir yatay hizmet olmasını sağlamakla ilgili.

Bir diğer ilginç alan ise telekomünikasyon ağlarımızın dijital dönüşümü. Open RAN gibi kavramların erkenden kullanılmasıyla sanallaştırma, yazılım tanımlı mimariler, açık sistemler ve açık arayüzlerin daha da büyük oranda benimsenmesini bekliyoruz. Dell bunun gerçekleşmesi için doğrudan telekom alanında çalışırken, bir yandan da dolaylı olarak her işletmenin dijital dönüşümü için haberleşme sistemlerimizdeki giderek artan açık erişim ve hızlı inovasyondan faydalanması için çalışıyor.

Hızlanan inovasyonun 2023 yılında, dijital dönüşümünüz için tüm teknoloji ekosisteminin bir platform olarak çalışmasını sağlamaya odaklanmasını bekliyoruz. Ayrıca kuruluşların kendilerine esneklik ve yeniliğe açık erişim sağlayan teknolojiye ve yayılımı otomatik bir çalışma sistemine doğru düzenleyebilecek iş ortaklarına yönelmelerini bekliyoruz.

Ve bunun için iyi bir neden var; tek bir çözüm, platform veya sağlayıcı teknolojinin tüm vaatlerini yerine getiremeyecek. Bu da “kapalı” ekosistemlerin meşhur “duvarlarla çevrili bahçelerinin” çökeceği anlamına geliyor.

Yapay Zekâ Bir Dönüm Noktasına Ulaşacak

Yıllardır yapay zekânın vaatleri hakkında konuşuyoruz. 2023, yapay zekâ ve makine öğreniminin gerçek dünyadaki kullanımının hızlanmasını beklediğimiz bir yıl. Araçlarımız ve yazılım sistemlerimiz var. Ciddi veri setleri biriktirdik. Ayrıca ekiplerimizin deneylerden gerçek dünya yapay zekâ projelerine geçişleri için hemen hemen her sektörde eğitime de yatırım yaptık.

Dell olarak biz de bu yolculuğa çıktık ve bugün işimizi geliştirmek için yapay zekâ kullanımına odaklanan yaklaşık 1000 projemiz, ürünümüz veya çalışmamız var. Müşterilerimizin de benzer bir yol izlediğini gözlemliyoruz, bunun sonucu olarak da 2023 yılında yapay zekâ ve makine öğreniminin daha gerçek etkilerini görmeye başlayacağız.

Dolayısıyla, bu son derece zorlu iş yükleri için optimize edilmiş daha fazla altyapıya ihtiyacımız olacak. Yapay zekâya güç sağlayan gelişmiş sunucular ve depolama çözümleri bugün müşteriler için bu işi yapıyor ancak 2023 yılında, hızı artırmaya yönelik pazara çok daha çeşitli çip girecek ve performans ve verimlilikte buna bağlı bir artış olacak.

Ayrıca, eğitim/çıkarım faaliyetinin dağıtılabilmesi için bulutlar arasında veri paylaşımını daha kolay hâle getirmemiz gerekiyor. 2025 yılına kadar uçta dağıtılan yapay zekâ iş yükleri için sunucuların yüzde 88’inin çıkarım yapmak için kullanılacağı tahmin ediliyor ve sadece verilerin dağıtımı değil, aynı zamanda bu verilerin yapay zekâ/makine öğrenimi işlenmesi de hâlihazırda devam ediyor.

Yapay zekânın ikinci dalgasını kullanan kuruluşlar, yapay zekâ daha iyi algılayabilir, öğrenebilir ve muhakeme edebilir hâle geldiğinden ve geliştiricilere ve veri bilimcilere uygulamalar ve sonuçlar sunma konusunda daha fazla özgürlük sağladığından önemli bir rekabet avantajı elde edecekler. Kuruluşlar üretkenliği ve verimliliği artırabiliyor, güç ve enerji gereksinimlerini azaltabiliyor ve çoklu bulut ve uç stratejilerini hızlandırabiliyorlar. Sektör olgunlaştıkça, açık kaynak yapay zekâ yaygınlaşıp daha geniş topluluklar tarafından erişilebilir hâle geldikçe yapay zekâ da daha yaygınlaşacak.

Sıfır Güven Mimarileri İvme Kazanacak

Küresel ekonominin dijital dönüşümü, potansiyel saldırı yüzeylerinin sayısını önemli ölçüde artırıyor. Gerçek bir kurumsal çevre olmaması kuruluşları, verilerinde ve tedarik zincirlerinde ve bu döngünün herhangi bir noktasında daha büyük risk altında bırakıyor. Günümüzde çoğu kuruluş için bir numaralı tehdit olmaya devam eden fidye yazılımı saldırıları, her 11 saniyede bir meydana geliyor ve olay başına 13 milyon dolara mal oluyor.

Güvenlik stratejilerini dönüştüren pek çok küresel müşterimiz, ortamlarının güvenliğini daha iyi sağlamak için Sıfır Güven mimari modelini araştırıyor. Sıfır Güven yaklaşımının üç ana prensibi olarak değerlendirilen “her şey için evrensel ve sürekli kimlik doğrulama”, “sağlam ve güvenilir politika odaklı davranış” ve “derinlemesine entegre tehdit yönetimi” elde edilmesi o kadar da zor şeyler değil.

Asıl zorluk, sektörün ve teknolojinin mevcut durumunun Sıfır Güven modelinin tasarım ve entegrasyonunu çoğu müşteri için çok karmaşık hâle getirmesi. Bizim işimiz ise bu yükü hafifletmek ve süreci basitleştirmek. Bu süreç, kuruluşun mevcut durumunun değerlendirilmesini ve siber güvenlik programlarını olgunlaştırmak ve Sıfır Güven’e uyum sağlamak için eyleme geçirilebilir içgörüler sunulmasını içeriyor. Yol haritalarının sürekli geliştirilmesi, en iyi uygulamalar ve standardizasyon yoluyla, bunun benimsenmesini çok daha hızlı ve kolay hâle getirebiliyoruz. Sıfır Güven günün sonunda, her şeyin birbirine bağlı olduğu önemli ölçüde dağıtılmış çoklu bulut dünyasında yeni bir veri güvenliği ve güvenilirlik düzeyinin temeli hâline gelecek.

Bu kısa liste, önümüzdeki yıla dair için aklımdan geçirdiklerim ancak 2022’nin bize öğrettiği bir şey varsa o da geleceği tahmin etmenin ne kadar zor olduğu. Hiç şüphe yok ki 2023 yılı bilinmeyenlerle ve sürprizlerle dolu olacak. Bir teknoloji iyimseri olarak, inovasyonun inanılmaz derecede ilerleme kaydedeceğinden eminim ve önümüzdeki yıl bizi bekleyenler için heyecanlıyım.

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.