Sözleşme hukukuna göre; fesih, sözleşmeyi sona erdiren tek taraflı bir irade beyanıdır. Aynı esas, iş sözleşmesi bakımından da geçerlidir. Fesih bildirimi, bozucu yenilik doğuran bir hak olduğundan var olan hukuki ilişki bozulur ve iş sözleşmesi sona erer. Nitekim 4857 sayılı İş Kanununa göre de belirsiz süreli iş sözleşmelerinde işçi veya işverenin bildirim süresi tanıyarak tek taraflı iradesiyle sözleşmeyi feshetmesi (İşK. m.17) mümkün olduğu gibi, belirsiz ya da belirli süreli iş sözleşmelerinde haklı bir nedenin varlığı halinde de bildirim süresi tanımaksızın işçi (İşK.m.24) veya işveren (İşK. m.25) tarafından fesih gerçekleştirilebilecektir[1].
İşverenden Zam Talep Eden İşçiye, İşverenin El İşaretiyle Kapıyı Göstermesi, İşveren Feshi midir ?
Ah Şu Bankalar
Banka ve Bankacı
Teeee çocukluğumdan beri bankalar ve bankacılar hep saygın kuruluşlar olarak hafızama kazınmıştır. Çocukluğum derken 15-20 yıl gibi bir geçmişten bahsetmiyorum. Epey geriye gideceksiniz bu çocukluk düşüncemi anlayabilmeniz için. Gerçi bugün 18 yaşında olmasam da, bugün de bankalar ve bankacılar hep saygın kişi ve kurumlar olarak piyasada faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Bankalar basiretli tacirlerdir ve saygındırlar. Her sözünün değerinin farkındalar ve etik değerlere önem verirler. Bankacılar kendilerini yetiştirmiş, bilgili kesimlerdir.
Hatçe Teyzeye parasal konuda 40 yıllık eşi bir tavsiyede bulunsa Hatçe Teyze inanmaz ancak bir bankacı ne derse Hatçe Teyze mutlaka ona kocasından daha fazla inanır.
Bankacılık yıllarımda olsun, şu eğitmenlik ve danışmanlık yaptığım uzun yıllar sürecinde de olsa kime ne fikir versem, fikrimi uygulamaya koyma eğilimi oldukça fazladır. Bu yüzden gerek bilgi, gerekse finansal konularda karşımdakilere yanıltıcı veya gerçeklikten oldukça uzak, siyasi tarafı ağır basan fikirleri vermekten kaçınırım.
Bankaların Verdikleri Kredi Kartı
Bankalar kimsenin boğazını sıkarcasına bir ürünü satmıyor. Kredi kartını vermiyor. Kredi de vermiyor. KMH da kullandırmıyor. Kredi kartını alan müşteri, sadece bir kartla kalmayıp, birden fazla kredi kartı alıp sanki para bir başkasınınmış gibi hesapsızca harcıyor. Aynı kişinin cebinde nakit para olsa, harcamayı bu şekilde ölçüsüzce yapmayacağına inanıyorum. Kredi kartı harcamasının ödemesi geldiğinde ise müşterinin hedefinde suçlayacağı bir kişi veya kurum varsa bankalar veya bankacılardır. Kredi kartını alırken ve parasını harcarken iyi de, ödeme yaparken zor oluyor. Kişiler kart harcamasını yaparken bütçe ve cüzdanını düşünmelidir. Karttan para harcarken cebinden para çıkmadığını gören kart hamili, kart borcunun cebinden çıkmayacağını sanıyor çoğu kez.
Adını tam koyamasam da, kart harcaması nedense bedava para gibi geliyor çoğu insana. Sonrasında borç batağına girmek an meselesi oluyor.
Borç batağına girdiğinde hiç kimsenin bankaları veya bankacıları suçlamaya hakkı yoktur. Batağa saplanan kişinin öncelikle kendi iradesini kontrol etmesi gerekir.
Bankacı Bilgisiyle Müşterisini Doğru Yönlendirmelidir
Adı bende saklı olan bir bankadan bahsedeceğim. Banka adı çok önemli olmasa da yapılan olayı paylaşmadan geçemeyeceğim.
Konu dış ticaret…
Türkiye’den vesaik mukabili olarak yapılan ihracat evrakları arasında bulunan deniz konşimentosunda;
Consignee : İhracatçının bankası
olmalıdır.

Yukarıdaki şekildeki konşimentonun düzenlenmesi, konşimentodan doğan mülkiyet haklarının aracı bankanıza verilmesi ve takip açısından bankanıza sorumluluk ve yetki verildiğini anlatır. Olması gereken budur.
Ancak danışmanlığını yaptığım bir firmanın çalıştığı bankanın ihracatçı firmaya verdiği bilgi aynen şu şekilde imiş.

Demem odur ki;
Consignee kısmında; ithalatçı
yazılsın denilmiş.
Önceki hukuki sorumluluğun ne olduğunu açıklayayım; Bir ihracat işleminde deniz konşimentosunun consignee kısmında ithalatçının adının var olması durumunda malların mülkiyetinin ithalatçıya ait olduğu anlaşılır.
Herhangi bir anlaşmazlık veya ithalatçının malları almaktan vazgeçmesi vukuunda;
İhracatçı veya ihracatçının bankası malların Türkiye’ye geri getirilmesi için deniz acentesine talimat vermeye yetkili değildir. Deniz nakliyat acentesi ithalatçının ülkesinde bulunan malları Türkiye’ye getirmek için öncelikle consignee kısmında bulunan kişi olan ithalatçının onayını alacaktır. Sizce ithalatçı bu onayı verecek midir elinde böylesine güzel bir fırsat geçmişken?
Bu kafa göz yaran af edilmez bir hata ve yönlendirmedir.
Bankalar
Dış işlemler konusunda müşterisine bir bilgi verirken bence ağızlarından çıkan her cümleleri kumpasla ölçmeleri gerekir. Bir bankanın, danışmanlığını yaptığım firmaya bu şekilde söylemesi beni şaşırtmaz oldu. Alıştım.
Daha da beteri;
Akreditifler konusunda ağzı olan konuşuyor. Bilen de, bilmeyen de. Tabii çoğu kez akreditif lehtarı zarar görüyor. Neden acaba? Bankalar çoook iyi bilip, akreditif lehtarının daha az bilgiye sahip olmalarından mı acaba?
Veya akreditif konusunda bankalar fazla sıkıntıya gelmek istemediklerinden mi akreditif lehtarı zarar görüyor?
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC International Chamber of Commerce
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komisyon Başkanlığı Üyesi
İnsan Kaynakları Yönetimi ve Sürdürülebilirlik
Günümüzde insan kaynakları yönetimi (HRM), işletmelerde çalışanları işe alma, onları belirli konularda eğitme, motivasyonlarını artırma, birimler arası iletişimin sağlanması, ücretlendirme, oryantasyon, terfi ve kıdem vb gibi konulardaki çalışmaların yürütülmesi olarak tanımlanmaktadır. Kurumun büyüklüğü, faaliyet alanı, hedefleri, bütçesi, politikaları vb gibi konular her şirkette insan kaynakları yönetiminin fonksiyonlarını ve çalışma mekanizmasını değiştirebilir. Sürdürülebilirliği insan kaynakları yönetimi özelinde ele aldığımız zaman bu görevlere ilave olarak farklı hedefler, ilkeler, kurallar ve sorumluluklar ortaya çıkmaktadır.
Almanya’da Tedarik Zinciri Yasası 1 Ocak 2023 Tarihinde Yürürlüğe Giriyor
Almanya’da Tedarik Zinciri Yasası 1 Ocak 2023 Tarihinde Yürürlüğe Giriyor
Tedarik Zinciri Yasası 2021 yılının Haziran ayında Federal Meclis tarafınca 2023 yılının Ocak ayında hayata geçirilmek üzere onaylanmıştır. İlgili yasanın temel amacı, küresel ekonomide insan haklarını ve çevreyi daha iyi korumak adına firmaların belirli kurallar çerçevesinde tedarik zincirlerini şekillendirmesi ve öngörülen standartlara uyumlu bir biçimde ilerlemesidir. Bu çerçevede, tedarik zincirine dahil olan tüm kişilerin haklarının güçlendirilmesi ve adil rekabet koşullarının sağlanması büyük önem arz etmektedir. Tedarik Zinciri Yasası kapsamında, firmalara yönelik risk yönetim sistemi ve şikayet ofisi kurulması gibi toplam 9 adet şart getirilmiştir.
Tedarik Zinciri Yasası 1 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girecek olup, başlangıçta Almanya’da 3.000’den fazla çalışanı ve genel merkezi olan şirketleri kurallara uymasını için zorunlu tutacaktır. Bir yıl sonra 1 Ocak 2024 tarihinde itibaren ise, uygulama 1.000’den fazla çalışanı olan tüm şirketleri kapsayacak şekilde genişletilecektir.
Alman bir şirketin tedarikçisi durumundaki Türk firmalarının da ilgili yasa hükümlerini inceleyerek gerekli hazırlıkları yapmaları önem arz etmektedir.
Kaçak Akımlara Karşı Sigma Güvencesi ‘Kaçak Akım Koruma Test Cihazı’
Kaçak Akımlara Karşı Sigma Güvencesi ‘Kaçak Akım Koruma Test Cihazı’
Sunduğu yüksek performanslı kaçak akım koruma ürünleriyle firma ve kullanıcıların ilk tercihi olan Sigma Elektrik, Kaçak Akım Koruma Test Cihazı ile kaçak akım koruması yapan cihazların doğru çalışıp çalışmadığını kontrol ederek yangınlara, yaralanmalara ve ölümlere sebep olacak kaza risklerinin önüne geçiyor.

Sigma Elektrik, kaçak akım koruma uygulamalarında kalite ve yüksek performansı bir arada sunan ürün çeşitliliğiyle Türkiye’de sektörüne öncülük ediyor. Güvenilir elektrik sistemleri için ev, ofis, mağaza ve işletme gibi mekanlarda kullanılarak kaçak akım koruması yapan cihazların doğru çalışıp çalışmadığını kontrol eden Kaçak Akım Koruma Test Cihazı, sunduğu kontrol mekanizması ile kaçak akım şalterlerinin hatalı çalışarak kazalara ve çeşitli risklere sebep olmasına engel oluyor.
Elektrik sistemleri artık daha güvenli
Elektrik tesisatını ve insan hayatını koruyan temel kontrol cihazları arasında yer alan kaçak akım koruma şalterlerinin düzenli olarak testlerini gerçekleştirmek hem tesisat hem de kullanıcı güvenliği açısından önem taşıyor. 15, 30, 50, 100, 150 ve 300 mA gibi kademelere ayarlanarak test edebilme imkanı sunan kaçak akım koruma test cihazı maksimum 100ms’de sinyal uygularken, kontrol edilecek prizde enerji olup olmadığını LCD ekranında PWR led ışığı ile görüntüleme imkanı veriyor. Cihaz, ev ve iş yerlerinde herhangi bir elektrik prizine takıldıktan sonra manuel olarak seçilen kaçak akım test seviyesine göre sisteme faz iletkeni üzerinden kaçak akım göndererek, kaçak akım şalterinin TS EN standartlarında yer alan kaçak akım eşik değerlerine göre açma ve açmama yapıp yapamadığını ve şalterin ne kadar sürede açma yaptığını test etme imkanı sunuyor.
Uzmanlar öneriyor
Kaçak akım koruma test cihazlarının düzenli olarak kullanılması, elektrik sistemlerinin güvenliği için; iş güvenliği uzmanları, kontrol mühendisleri, tesisat denetleme mühendisleri, işletmelerdeki elektrik bakım ekibi, işletme sorumluları ve sahada kontrol hizmeti veren kuruluşlar tarafından öneriliyor. Kolay ve güvenli test metodu sayesinde herkes tarafından rahatlıkla kullanılabilen cihaz sadece Sigma kaçak akım koruma şalteri ile değil, her tip kaçak akım koruma şalteri ile uyumlu olarak çalışabiliyor.
Endüstrinin Gözdesi Otonom Araçlar
Endüstrinin Gözdesi Otonom Araçlar
Türkiye sanayisi, endüstriyel dijital dönüşüm kapsamında otonom araçlara büyük ilgi gösteriyor.
Türkiye, sanayide Endüstri 4.0 sürecini hızlı şekilde benimseyerek erken harekete geçen ülkeler arasında yer alıyor. Bu sürecin ilk safhası olan dijital dönüşüm süreci Türkiye endüstrisinde hızlı bir şekilde ilerliyor. İlk yıllarda sıklıkla enerji ve otomotiv gibi yüksek cirolu sektörlerde dijital dönüşüm başarıları göze çarpsa da bu dönüşümün günümüzde tüm sektörlerde kendini belirgin bir şekilde gösteriyor. Üretim alanında ise dönüşümün ilk aşaması olan araç otonom sistemleri yoğun bir şekilde uygulanıyor.
Otonom operasyon sistemleri alanında çözümler sunan yerli girişim ZGN Otonom & Robotik CEO’su Özgün Yabalak, otonom araç kullanımının Türkiye’deki geleceğine ilişkin şunları söyledi: “Türkiye, uzun yıllardan beri süre gelen ve çözüm aranan birçok angarya ve zorlu sürecin Endüstri 4.0 ile birlikte hızlı ve kolay bir şekilde çözüme ulaşabileceğine olan inancını her zaman korudu. Endüstri alanında son yıllarda yapılan yatırımlara baktığımızda da özellikle pandemi etkisinden sonra sanayicimizin bu konuya pozitif yaklaştığını söyleyebiliriz.
Gerçekçi olmak gerekirse bizden önceki mevcut çözümlerle otonomi uygulamaları Türkiye’de oldukça dar bir çerçevede gerçekleştirilmiş ve sektörde çok kısıtlı bir uygulama imkanı bulabilmiştir. Bu durum özellikle otonom araçlara karşı sektör genelinde ön yargılı bir yaklaşım olmasına neden olmuştu. Son iki yıl içerisinde ZGN Otonom ve Robotik’in otonom araç alanında aktif olması ve kendisini gösterip sektörde birçok uygulama yapmasıyla birlikte, firmalar ZGN’deki gelişmiş otonom operasyon çözümlerini görmeye başladı ve bu da durumun lehimize değişmesine yardımcı oldu. Pandeminin de etkisiyle birlikte insansız operasyonların özellikle üretim sektörü için ne kadar önemli olduğunu da net bir şekilde görmüş olduk.
2019 yılında 500 manuel endüstriyel taşıma aracına karşılık 10 otonom araç tercih edilirken bu oran günümüzde 300 manuel endüstriyel taşıma aracına karşılık 70 otonom araç tercih edilmesine kadar gelmiştir. Aradaki makas her geçen gün daha da kapanmaktadır. Bu nedenle yapılan piyasa araştırmalarına göre 2028 itibariyle depolama-lojistik, imalat, gıda, demir-çelik, dayanıklı tüketim malları, yan sanayi gibi daha birçok sektörde otonom araç kullanım tercihi manuel araç tercihiyle kafa kafaya gelecektir. 2040 yılına doğru da manuel araçların sadece coğrafi ve saha koşullarına bağlı, daha çok açık alanlı çalışmalarda kullanımının devam edeceği görülüyor.
Prototipleri ve denemeleri devam eden otonom araçlar özellikle maden ve inşaat sektöründe yoğunlukla devam ediyor. Bunun yanında endüstride kamyon, tır gibi araçlara her türlü hava koşulunda yükleme – indirme yapacak otonom araç çalışmaları da devam eden çalışmaların başında geliyor” dedi.
ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) Sistemi
Küçük ya da büyük ölçekli örgütsel yönetimler gelişen teknoloji ve oluşan paydaş beklentileri karşısında ayakta kalabilmek için kendilerini çağın gerekliliklerine uygun olarak revize ederler.
Ki zaten buna zorunda da kalırlar.
Bu yaşanan değişiklik ve yenilenme durumlarının seyrinde başarılı bir sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için gelişen koşulların önceden tahmin edilebilmesi gerekir.
Buna yönelik olarak da;
Bursalı’dan yurt dışına yatırım atağı
Bursalı’dan yurt dışına yatırım atağı
- Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı Bursalı, dünya ticaretinde yaşanan zorluklara rağmen küresel hedefleri doğrultusunda hızla büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Firma, küreseldeki operasyonel faaliyetlerini daha verimli hale getirme, sürdürülebilir kârlılık ve optimum maliyet odağıyla çalışmalarını sürdürdüğü Türkmenistan’daki yatırımını büyütme kararı aldı.
- Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı, “Türkmenistan’daki yatırımlarımızı daha da artırarak, inovasyon odaklı ürünlerle dünya piyasalarındaki Bursalı varlığını daha da güçlendirmeye ve geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı Bursalı, dünya ticaretinde yaşanan zorluklara rağmen küresel büyüme yolculuğunda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.
Firma, küreseldeki operasyonel faaliyetlerini daha verimli hale getirme, sürdürülebilir kârlılık ve optimum maliyet odağıyla çalışmalarını sürdürdüğü Türkmenistan’daki yatırımını büyütme kararı aldı.

Konu hakkında açıklamalarda bulunan Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı, geleceğe yönelik hedefleri kapsamında çalışmalarını titizlikle sürdürdüklerini söyledi. Küreselleşen ve hızla gelişen yeni dünya düzenine ayak uydurduklarını ifade eden Bursalı, “Değişen küresel dinamiklerle birlikte firmamızın sürdürülebilirliğini sağlamak ve müşterilerimize kaliteli hizmet verebilmek adına yenilikçi ürünler geliştiriyoruz. Küresel pazar beklentilerine yanıt verecek, özgün ve nitelikli ürünler geliştirmenin yanı sıra; uzun yıllara dayanan bilgi ve deneyimimizi yetkin insan gücü ile birleştirerek, her türlü üretim, test, tasarım, analiz ve stratejilerini yüksek standartlarda gerçekleştiriyoruz” dedi.
Yeni üretim modelleri geliştiriyoruz
Dünya standartlarında ürünler tasarladıklarına dikkat çeken Bursalı, küresel pazarlarda da Bursalı markası ile fark yarattıklarını kaydederek, “Küresel yapılanmamız çerçevesinde de Türkmenistan’daki yatırımımızı büyütüyoruz. Burada 100.000 metrekarelik kapalı alanda yeni üretim modelleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Fabrikamızda 2023’ün ilk çeyreğinde iplik üretim ve büküm tesisi ile kumaş ve iplik boyahane faaliyete başlayacak ve ikinci fazda havlu dokuma tesisi ile konfeksiyon tesisi de faaliyete alınacak” dedi.
Türkmenistan’daki fabrikalarında yıllık 12 bin ton iplik üretim büküm ve boya kapasitesi ile yıllık 10 bin ton havlu dokuma ve konfeksiyon kapasitesi olacağını belirten Bursalı, yaklaşık 1000 kişilik yeni istihdam planladıklarını ve firma olarak bölgeye yapılan tekstil yatırımlarını uzun vadede arttırmayı hedeflediklerini söyledi.
İnovasyon odaklı ürünler geliştirmeye devam edeceğiz
Günümüz dünyasında firmaların ulusal rekabet gücünü artırmak için Ar-Ge ve tasarım öncelikli üretime, yüksek inovasyon becerisine, katma değere dayalı rekabet üstünlüğü anlayışına geçmesi gerektiğinin altını çizen Bursalı, bu amaçla fark yaratacak yenilikçi ürünlerini ön plana çıkarmaya özen gösterdiklerini belirterek, “Ayakta kalmak ve fark yaratmak için sıra dışı düşünmek şart. Bursalı olarak, yurt dışındaki yatırımlarımızı daha da artıracağız ve inovasyon odaklı ürünler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.
Satışta Yeni Bir Dönem Başlıyor. Satışın Yıldızları Bu Programda.
Satışın Yıldızları Burada. Sektörel satış deneyimleri, saha örnekleri ve zengin içerik bu programda. Türkiye’nin her köşesinden satış ekibi bir araya geliyor. Satış networking ve yeni iş fırsatlarına yakınlık. Köklü bir üniversiteden güçlü bir eğitim (online). https://sem.istanbul.edu.tr/tr/content/satis-yoneticiligi-sertifika-programi/egitimin-tanitimi
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Sürekli Eğitim ve Araştırma Merkezi
SATIŞ YÖNETİCİLİĞİ SERTİFİKA PROGRAMI
Program Koordinatörleri:
Prof. Dr. Emrah CENGİZ ecengiz@istanbul.edu.tr
Prof. Dr. Murat ERDAL merdal@istanbul.edu.tr
– New Sales Mindset –
Eğitim Tarihi: 11 ŞUBAT 2023
Program Süresi: 60 Saat (5 Hafta sonu Online – Zoom)
Program Ücreti: 2.500 TL (KDV Dahil)
#NewSalesMindset #SalesNetworking #Sales #Certificate
Gezegeni Koruyan Yeşil Girişimler
Aslına bakarsanız, ülkeler çoktandır uygulamaları gereken fakat erteledikleri yeşil ve kapsayıcı toparlanma sürecini Covid-19 salgın döneminde başlatmak zorunda kaldılar. Salgınla beraber çeşitli sektörlerde bir yandan kayıplar yaşanırken, diğer yandan gelir ve istihdam fırsatları oluştu. Salgınla birlikte şirketlerin güçlü iklim ve biyolojik çeşitlilik eylemlerini bütünleştiren stratejilere yönelmeye başlaması ise yeşil girişimciliğe olan ilgiyi arttırdı. İçinde bulunduğumuz salgın sonrası dönemde gelişen çevresel bilinçle birlikte, ekonomilerde ve talepte esneklik oluşturan bir toparlanma sürecinin gündemde olduğu açıkça görülüyor.
















