Popüler çevrimiçi öğrenme platformları kılığında gizlenen tehditlerle karşılaşan kullanıcı sayısı 2020’nin ikinci yarısında %60 arttı

Salgın devam ettikçe, okullar yeniden kapandıkça ve hibrit bir öğrenme modeli (yüz yüze ve uzaktan) yaygınlaştıkça eğitim sektörü internette siber suçluların dikkatini çekmeye devam ediyor. 2020 Temmuz ayından Aralık 2020’ye kadar 270.171 kullanıcı, 2020’nin ilk yarısına kıyasla %60’lık bir artışla popüler öğrenme platformları kılığında gizlenmiş tehditlerle karşılaştı. Kaspersky, eğitimcilerin güvende kalmasına yardımcı olmak için siber güvenlik en iyi uygulamalarını öğreten bir dijital araç seti yayınladı.

Geçtiğimiz bahar ayından beri dünya genelinde 1 milyardan fazla öğrenci, artan enfeksiyon oranlarını yavaşlatmak amacıyla okulların kapanmasından etkilendi. Çoğu kişi için bu uzaktan öğrenmeye hızlı bir geçiş anlamına geliyordu. Ancak maalesef bu geçiş birçok öğrenciyi ve eğitimciyi siber risklere karşı savunmasız bıraktı.

İngiltere ve Almanya’dan Malezya ve ABD’ye kadar dünyanın dört bir yanındaki okullar, ülkeler enfeksiyonu kontrol altına almaya çalışırken bir kez daha karantina uyguluyor ve bu durum şaşırtıcı olmayan bir şekilde bazı istenmeyen sonuçlara yol açıyor.

Ocak-Haziran 2020 arasında, popüler çevrimiçi öğrenme platformları veya video konferans uygulamaları kisvesi altında dağıtılan çeşitli tehditlerle karşılaşan toplam kullanıcı sayısı 2019’un aynı dönemine göre %20’nin üzerinde artışla 168.550 oldu. Üstelik Kaspersky uzmanlarının tespitine göre bu sayı Temmuz-Aralık ayları arasında artmaya devam etti. Ocak 2021 itibarıyla popüler çevrimiçi öğrenme platformlarını cazip olarak kullanan çeşitli tehditlerle karşılaşan kullanıcıların sayısı, 2020’nin ilk yarısına kıyasla %60 artışla 270.171’e ulaştı.

Bunlar arasında en popüler uygulama uzak arayla Zoom oldu. Zoom’un 300 milyondan fazla günlük toplantı katılımcı sayısıyla sanal toplantılar açısından en popüler platform olduğu düşünüldüğünde bu durum şaşırtıcı değil. Zoom’u ikinci sırada Moodle, onu da Google Meet izledi. Popüler çevrimiçi öğrenim veya video konferans platformları kılığında gizlenen tehditlerle karşılaşan kullanıcıların sayısı, Google Classroom hariç diğer tüm platformlarda artış gösterdi.

Karşılaşılan tehditlerin yaklaşık %98’i virüsten öte riskli yazılım ve reklam yazılımı olarak sınıflandırılan gruplara dahil. Reklam yazılımı kullanıcıları istenmeyen reklamlarla bombalarken, riskli yazılımlar bilgisayarınızda izniniz olmadan çeşitli eylemler gerçekleştirebilen tarayıcı çubuklarından indirme yöneticilerine, uzaktan yönetim araçlarına uzanan çeşitli dosyalardan oluşuyor. Truva atları karşılaşılan tehditlerin yaklaşık %1’ini oluşturuyor.

Kullanıcılar genelde sahte uygulama yükleyicileri aracılığıyla popüler video toplantı uygulamaları ve çevrimiçi kurs platformları şeklinde gizlenmiş tehditlerle karşılaşıyorlar. Bunlar, orijinal platformlara aitmiş gibi görünecek şekilde tasarlanmış resmi olmayan web sitelerinde veya platformdan gelen özel teklifler veya bildirimler kılığında gizlenmiş e-postalarda karşılarına çıkıyor.

Kaspersky Güvenlik Uzmanı Anton Ivanov, şu yorumda bulunuyor: “Ne yazık ki tüm öğrenciler tam zamanlı olarak sınıfa dönene kadar eğitim kurumları siber suçlular için popüler bir hedef olmaya devam edecek. Bunun bir sebebi de özellikle bu sektörün geleneksel olarak siber güvenliğine öncelik vermemesi. Ancak pandemiyle birlikte teknolojinin daha fazla sınıfta yer alması bunun değişmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu.”

Kaspersky, eğitimcilerin ve öğrencilerinin sınıfta dijital araçları kullanırken güvende olmalarına yardımcı olmak için siber güvenliğin en iyi uygulamalarını öğreten çevrimiçi bir kurs da dahil olmak üzere çeşitli kaynakları bir araya getirdi. Söz konusu araç setini buradan inceleyebilirsiniz: https://kas.pr/smy6

Çevrimiçi sınıfın siber riskleri hakkında daha fazla bilgi için, ilgili raporun tamamını Securelist adresinde okuyabilirsiniz.

Ayakkabı Üreticileri Avrupa Pazarına Açılıyor

Ayakkabı üreticilerini uluslararası pazar ile buluşturan Gapshoes Ayakkabı Fuarı, Gaziantep’de gerçekleşti. Cuma günü sona eren fuara Avrupa ülkelerinden yüksek oranda katılım oldu. 2016 yılında Fırat Kalkanı Operasyonu ile terör örgütü DAEŞ’in elinden kurtulan Çobanbey’den ayakkabı üreticilerinin de yer aldığı Gapshoes Ayakkabı Fuarı’nda Suriyeli ve Türk işletmeciler yeni ortaklıkların temelini attı. Çobanbey Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Hüseyin İsa fuarla ilgili, “Bu yıl fuara Avrupalı tüccarlar damgasını vurdu. Koronavirüs tedbirlerine ve bir kez ertelenmiş olmasına rağmen Gaziantep’de fuar süresince tüm otel odaları doldu. Ortadoğu ülkelerine ihracatımızı gerçekleştiriyorduk. Bu yıl ürün çeşitliliğin ve kalitesinin artmasıyla Avrupa’dan da talep topladık” dedi.

Ortadoğu’nun en büyük ayakkabı fuarı Gapshoes, Gaziantep’de gerçekleştirildi. Koronavirüs pandemisi nedeniyle bir kez ertelenen fuara beklenenin aksine yoğun katılım gerçekleşti. 29 Ocak Cuma gününe kadar açık olan fuara Türk üreticilerin yanı sıra DAEŞ işgalinden Fırat Kalkanı Operasyonu ile kurtulan Çobanbeyli ayakkabı üreticileri de katıldı. Türkiye’den aldıkları hammadde ve üretime yaptıkları katkıyla öne çıkan Çobanbeyli üreticiler 100’ü aşkın firmayla fuarda bölgelerini temsil etti.

Çobanbey Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Hüseyin İsa Gapshoes Ayakkabı Fuarı’nın başarıyla gerçekleştirildiğini belirterek, “Koronavirüs önlemlerine ve bir kez ertelenmiş olmasına rağmen fuara ilgi ve katılım çok yüksekti. Gaziantep’de fuar süresince otel odaları doldu. Ortadoğu ülkelerine ihracatımızı gerçekleştiriyorduk. Bu yıl ürün çeşitliliğinin ve kalitesinin artmasıyla Avrupa’dan da talep geldi” ifadelerini kullandı.

BÖLGEDE ÜRETİLEN AYAKKABI AVRUPA PAZARINDA YER BULACAK

Fırat Kalkanı Operasyonu’nun ardından bölgenin hızla geliştiğini belirten Hüseyin İsa, “Geçtiğimiz yıllarda ürettiğimiz ayakkabılarımız Türkiye üzerinden Ortadoğu pazarına gönderiliyor ve başta Irak olmak üzere kendisine yer buluyordu. Pandemi sürecinde Türk üreticilerle olan bağlarımız güçlendi. Onlara üretim desteği verdik ve hammadde kalitemiz arttı. Buna bağlı olarak ayakkabılarımızın çeşidi ve kalitesi yükseldi. Bu yıl Gapshoes fuarına koronavirüse rağmen Avrupa’dan yoğun katılım gerçekleşti. Balkan ülkeleri, Yunanistan, Romanya ve İtalya’dan gelen tüccarlar ürettiğimiz ayakkabılarla oldukça ilgilendi. Ürün kalitemizi korudukça, Avrupa pazarında daha fazla yer edineceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.

‘TÜRK ÜRETİCİLERİN REKABET GÜCÜNÜ ARTIRIYORUZ” 

Çobanbey’de yer alan 450 ayakkabı imalathanesinin tamamının Türkiye ile çalıştığını belirten Hüseyin İsa, “Üretimde hammaddemizi Türkiye’den sağlıyoruz. Türkiye’deki büyük üreticilerle anlaşmalar yaparak üretimlerinin bir bölümünü üstleniyoruz ve böylece maliyetlerini düşürüyoruz. Türk ürünleri kalitesi ve fiyat avantajıyla dünya pazarında daha kolay yer buluyor. Rekabet gücünü artırıyoruz” şeklinde konuştu.

3,5 MİLYON ÇİFT AYAKKABI ÜRETTİLER

Geçtiğimiz yıl 3,5 milyon çift ayakkabı ürettiklerini, pandemi sonrası yaşanacak toparlanma süreciyle bu rakamın daha yükseklere taşınabileceğini ifade eden Çobanbey Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Hüseyin İsa, “Pandemi nedeniyle sınırların kapanması, tüketimin düşmesi bizleri de olumsuz etkiledi. Talebin düzensizleşmesine rağmen 3,5 milyon çift ayakkabı üreterek başta Irak olmak üzere Ortadoğu pazarında yer aldık. Bu yıl Avrupa pazarına girerek bu rakamı daha da yükseklere taşımayı hedefliyoruz” dedi.

Ford ve Google’dan iş birliği: Otomotiv sektöründe inovasyonu hızlandıracak, bağlantılı araç deneyimini baştan tasarlayacaklar.

Ford ve Google’dan iş birliği:

Otomotiv sektöründe inovasyonu hızlandıracak, bağlantılı araç deneyimini baştan tasarlayacaklar 

  • Ford ve Google, Ford müşterilerine benzersiz mobilite hizmetleri sunmak ve Ford’un dönüşüm planını hızlandırmak için türünün ilki olan bir iş birliği gerçekleştirdiklerini duyurdu.
  • Ford, iş birliği kapsamında Google’ın veri, yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) alanlarındaki uzmanlığından yararlanmak üzere Google Cloud’u bulut sağlayıcısı olarak tercih etti.
  • Altı yıllık iş birliği kapsamında 2023 yılından itibaren tüm fiyat seviyeleri dahil olmak üzere gelecekteki milyonlarca Ford ve Lincoln modelinde, entegre Google uygulamaları ve hizmetleri Android tarafından sağlanacak.
  • Yenilikçi bir yaklaşımla güçlerini birleştiren Ford ve Google, kişiselleştirilmiş müşteri deneyimini tamamen yeni bir boyuta taşımayı hedefliyor. İki şirket, bu doğrultuda tamamen veriye dayalı çözümleri artıracak ‘Team Upshift’ adında yeni bir ortak çalışma grubu da kuruyor.

Ford ve Google, Ford’un dönüşüm stratejisini hızlandırmak ve bağlantılı araç deneyimini yeni ve benzersiz bir boyuta taşımak için özel bir stratejik ortaklık kurduklarını duyurdu. Ford aynı zamanda Google’ın veri, yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) alanlarındaki uzmanlığından yararlanmak üzere Google Cloud’u bulut sağlayıcısı olarak kullanacak. 6 yıllık ortaklık kapsamında; 2023 yılından itibaren Ford ve Lincoln araçlarında entegre Google uygulamaları ve hizmetleri, Android tarafından desteklenecek.

Yenilikçi bir yaklaşımla hareket eden Ford ve Google, Team Upshift adında yeni bir ortak çalışma grubu kuracaklarını da duyurdu. İki şirketin bilgi ve becerilerini bir araya getiren yeni oluşum, Ford’un dönüşümünü hızlandıran, kişiselleştirilmiş tüketici deneyimini tamamen yeni bir boyuta taşıyan veriye dayalı çözümler sunacak. Bu yenilikçi çözümler; müşterilere araç satın alırken yeni alışveriş deneyimleri geliştirilmesi, veriye dayalı yeni satın alma teklifleri oluşturulması ve daha fazlasını içeriyor.

Ford Başkanı ve CEO’su Jim Farley, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede “Ford, elektrifikasyon stratejisi kapsamında, bağlanabilirlik ve otonom sürüş konusunda tarihin en önemli dönüşümüne öncülük ederken, Google bir araya gelerek, kullanıcılarına benzersiz bir deneyimi sunacak ve işimizi modernize edecek bir inovasyon gücünü de oluşturuyor” diye konuştu.

“Ford, yaklaşık 120 yıldır ilk montaj hattından en güncel sürüş destek teknolojilerine kadar, otomotiv endüstrisine yenilikçi çözümleriyle yön veriyor” diyen Google ve Alphabet CEO’su Sundar Pichai ise, “Ford’un dönüşümünü hızlandırmak ve insanların yolda güven içinde ve bağlantıda olmasını sağlayan otomotiv teknolojileri sunmak için Google’ın gelişmiş yapay zeka, veri analizi, bilgi işlem ve bulut platformlarını sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Bu yılın sonlarından itibaren bulut sağlayıcısı olarak devreye girecek olan Google, Ford’un dijital dönüşümünü hızlandırmak, operasyonlarını modernleştirmek ve güvenilir ve emniyetli bulutu ile bağlantılı araç teknolojilerini güçlendirmek için Google Cloud’un yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) ve veri analizi teknolojilerinden yararlanmasına yardımcı olacak. Ford, Google Cloud platformu ile şunları yapmayı planlıyor;

  • Yenilikçi teknoloji ve kişiselleştirilmiş hizmetler ile müşteri deneyimlerini daha da iyileştirmek,
  • Personel eğitimi ve daha güvenilir tesis ekipmanı performansı için Vision AI (Yeni Nesil Görsel Tanıma) araştırmaları da dahil, ürün geliştirme, üretim ve tedarik zinciri yönetiminin modernizasyonunu hızlandırmak,
  • Müşterilere bakım veya takas önerilerinin yapılması gibi gerçek zamanlı bildirimlerle sonuçlanan veriye dayalı iş modellerinin uygulanması.

2023’ten itibaren Ford müşterileri yararlanmaya başlayacak

Ford ve Google, sürücülerin dikkatinin dağılmasını en aza indirmek ve güncellemelerle müşterilerine, keyifli, daha güvenli ve daha verimli bağlantılı araç deneyimleri sunmak için ortak bir vizyon ortaya koyuyor. Ford ve Lincoln müşterileri 2023 yılından itibaren, Android işletim sistemi üzerine inşa edilen benzersiz dijital deneyimlerden, küresel harita ve ses teknolojisini içeren entegre Google uygulamaları ve hizmetlerinden yararlanmaya başlayacaklar;

  • Sürücüler, halihazırda ‘Google Asistan’ ile işlerini sesleriyle yaparak gözlerini yoldan ve elleri direksiyonda ayırmadan sürüş yapabilecek,
  • ‘Google Haritalar’ ile gerçek zamanlı trafik bilgisi, otomatik yeniden rota belirleme, şerit yönlendirmesi ve daha fazlasıyla hedeflerine daha hızlı ulaşabilecek,
  • ‘Google Play’ ile müzik, podcast, sesli kitap ve daha fazlasını dinlemek için en sevdikleri uygulamalara erişebilecek. Bu uygulamalar araç içi kullanım için optimize ve entegre edilmiş bulunuyor.

İş birliği ile Android, Ford ve üçüncü taraf geliştiricilerin sürekli gelişen ve daha kişiselleştirilmiş bir kullanıcı deneyimi sağlayan uygulamalar geliştirmesine de olanak tanınıyor. Herkesin sahip olması gereken, Ford’a özel ürün ve hizmetler yaratmaya verdikleri önemi vurgulayan Farley “Bu entegrasyon, ekiplerimiz Ford ve Lincoln müşterileri için yenilikler geliştirirken, Google’ın birinci sınıf uygulama ve hizmetlerine de erişimini sağlayacak” dedi.

Geminin Açık Denizlerde Kaçırılması Navlun Sigortası Kapsamında mıdır?

NAVLUN SİGORTASI NEDİR?

Taşıma sırasında meydana gelebilecek muhtemel riskleri azaltmak için alıcı veya satıcı sigorta yapmak sureti ile taşımadan kaynaklı rizikoların bir nebze önüne geçmiş olabilecektir. Taşıma sigortası yaptırmak bu alandaki riskleri tamamen sıfırlayacak mı dersiniz? Taşıma sigortasına ne kadar hakim olunursa, kurallar ne kadar iyi bilinirse, taşıma sigortası kapsamındaki riskler de tamamen yok edilemese de ciddi anlamda azaltılabilir.  Dış ticaret risklerinden bir tanesi olan taşıma riskini azaltan navlun sigortaları, malların taşınması sırasında, taşımadan kaynaklı hasar, zarar ve ziya oluşması halinde navlun sigortaları hasar ödemesi yapar. Ancak malın bozulması, çürümesi veya kokması halinde oluşan rizikolar taşımadan kaynaklı bir riziko sayılmadığından sigorta şirketleri hasar ödemesi yapmamaktadır.

NAVLUN SİGORTASINDA, SİGORTA ŞİRKETLERİNİN ÖDEME YAPMAYACAĞI DURUMLAR

Ayrıca aşağıdaki durumlarda sigorta şirketleri kesinlikle hasar ödemesi yapmamaktadırlar;

  • Sigortalının bilerek yaptığı harekete yüklenebilen zıya, hasar veya masraflar,
  • Sigorta edilen emtianın kendi doğal özelliğinden kaynaklanan akması, olağan ağırlık veya hacim kaybı ya da aşınma ve  yıpranması,
  • Sigorta edilen Emtianın ambalajlanma veya hazırlanmasındaki yetersizlik ya da uygunsuzluğun neden olduğu zıya, hasar veya masraflar,
  • Emtianın standartlara Uygun olmayan ambalajlama veya istiflenmesi,
  • Sigorta edilen şeyin gizli kusuru [ayıbı] veya niteliğinin neden olduğu ziya, hasar veya   masraflar,
  • Sigorta kapsamındaki bir tehlikeden olsa bile  yakın nedeni gecikme olan zıya, hasar  veya masraflar,
  • Gemi sahibi, gemi idarecileri, kiracıları veya işleticilerinin mali kusuru veya ödeme gücünü  yitirmesinden doğan ziya, hasar veya masraflar

GEMİNİN KORSANLARCA AÇIK DENİZLERDE KAÇIRILMASI HALİNDE SİGORTA ŞİRKETLERİNİN TAVRI NE OLUR?

All Risks sigortaları genelde sigortalılarca, akla gelebilecek tüm zararların karşılandığı bir sigorta türü olarak algılanır. Bu poliçeler risklere karşı bir çok teminatı yapısında bulundurmasına rağmen akla gelebilecek her türlü hasarı karşılamaz. Poliçe üzerinde belirtilen teminatlar, hasar durumunda poliçe genel şartları ve özel şartlarına göre sigortalının zararını karşılar. Bu nedenle poliçenizi yaptırırken, ödediğiniz prim karşısında hangi risklere karşı güvence satın aldığınızı bilmek, sonradan hayal kırıklığına uğramamanız için en sağlıklı yoldur. Bu sistem aslında satın aldığımız her ürün ve hizmet için geçerlidir.

Poliçelerimiz “ALL RISKS” olmalı. Nakliyat  “All Risks” sigortaları herhangi bir emtianın bir yerden, bir yere nakil vasıtasıyla taşınması sırasında meydana gelebilecek zararlara karşı oluşturulmuş bir sigorta türüdür. Emtiayı taşıyan nakil vasıtası, onu taşımaya uygun özelliklere sahip herhangi bir kara, hava, demiryolu veya deniz nakil vasıtası olabilir ve sigorta, malın sahibi, satıcısı veya o malda menfaati olan herhangi bir kimse tarafından sefer / taşıma esasıyla yaptırılır.

GEMİNİN KAÇIRILMASI

Sigorta şirketleri malları taşıyan geminin açık denizlerde korsanlar tarafından kaçırılma risklerine karşı teminat vermemeye çalışmaktadır.

Malların taşınması sırasında, geminin açık denizlerde korsanlar tarafından kaçırılması, malların ganimet gibi gasp edilmesi olası riskler arasında görülebilir. Sigorta şirketleri malları taşıyan geminin açık denizlerde korsanlar tarafından kaçırılma risklerine karşı teminat vermemeye çalışmaktadır. Kaldı ki poliçeler All Risks olarak düzenlense de geminin kaçırılması ve mallara el konulması risklerini teminat dışında tutmayı tercih etmektedir.

Türkler Veri Kaybında Çabuk Panik Oluyor

Dikkat, Alışverişinize Corona Virüsü Bulaşmasın

2020 yılı veri kayıplarında ciddi artışların görüldüğü bir yıl oldu. Özellikle uzaktan çalışmanın birçok alanda yerleşmesi ile birlikte kişisel cihazlardan veri kurtarma taleplerinin arttığını belirten Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal, Türkiye’de en çok hard disk, laptop ve telefonlardan veri kurtarma talebinin görüldüğünü aktarıyor.

Global ölçekte yaşanan pandemi süreci, iş akışlarını ve organizasyonel yapıları değiştirirken veri kurtarmaya yönelik taleplerin de artmasına neden oldu. Eski normalde daha çok kişisel verilere yönelik kurtarma taleplerinin gerçekleştiğini ancak yeni normal ile birlikte bu taleplerin arasına şirket verilerinin de yoğun şekilde dahil olduğuna dikkat çeken Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal, çoğunluğunun kullanıcı hatalarından kaynaklandığı veri kayıplarının Türkiye özelindeki genel görünümünü özetliyor.

Verilere Ulaşılamadığında Çabuk Panik Olunuyor

Teknolojik gelişmelerin getirdiği en büyük avantaj veriyi oluşturma ve ona ulaşmada büyük kolaylıklar sağlaması oluyor. Bu gelişmelere de hızlıca adapte olabilen Türk insanın ise tek dezavantajı kullandığı dijital cihazlarda verileri korumadaki bilinçsizliği olarak görülüyor. Birçok hard disk, laptop ve telefonlardaki kişisel veriler için gerekli koruma önlemlerine kullanıcıların dikkat etmediğini aktaran Serap Günal, panik olma ve umutsuzluğa kapılma konusunda Türk kullanıcıların ciddi endişeler taşıdıklarına tanık olduklarını belirtiyor.

Fotoğraf ve Videoların Yanı Sıra Şirket Verileri de Büyük Önem Taşıyor

Yeni normaldeki uzaktan çalışma sistemine geçiş ile birlikte birçok çalışanın şirket verilerine kişisel cihazları üzerinden erişim sağladığı görülüyor. Eski normalde, daha çok fotoğraf ve videolar için veri kurtarma talebini ileten kullanıcıların daha yoğun olduğunu aktaran Serap Günal, pandemi ile birlikte bu taleplerin arasına şirket verilerinin de girdiğini ifade ediyor. Kullanıcılardan önce verilerine ulaşamadıklarına dair şaşkınlık içeren mesajlar aldıklarını, daha sonrasında kullanıcı hatası nedeniyle sorunların gerçekleştiğini anladıklarında ise bu duygu durumunun endişe ve yardım talepleriyle şekillendiğini belirten Günal, profesyonel veri kurtarma hizmetlerinin bu süreçte verileri kurtarabildiğini ancak bireysel olarak kullanıcıların başvurdukları profesyonel olmayan müdahalelerin ise veri kayıplarının ciddi oranda artmasına neden olduğuna dikkat çekiyor.

Müdahalede Bulunmaktan Kaçının

Cihazlarla ilgili sorunlar yaşandığında tüm uzmanların genel görüşü kullanıcıların yanlış müdahalelerde bulunduğuna yönelik. Verilerin çoğu cihazlara gerçekleştirilen yanlış müdahalelerden dolayı kurtarılamıyor. Bir eylemin sonucunda başarı elde edildiği düşünülen herhangi bir profesyonel olmayan tekniğin verileri yok edeceğini aktaran Veri Kurtarma Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal, verilerin kurtarılması için uzmanlardan ve standartları yüksek laboratuvarlara sahip veri kurtarma merkezlerinden destek almanın gerekli olduğunu belirtiyor.

Para kazanayım derken finansal verilerinizi kaybetmeyin 

Finansal teknolojiler ya da kısa adıyla FinTech çözümleri her geçen gün  daha fazla ilgi gören uygulamalar içerisinde yer almaya başladı. Siber güvenlik kuruluşu ESET’in 10 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği  araştırma bu uygulamaları kullananların önemli bir bölümünün siber güvenlik risklerine açık olduğunu gösteriyor.

Siber güvenlikte dünya lideri olan ESET, FinTech uygulamalarını kullananları göz önüne alarak İngiltere, Amerika, Avusturalya, Amerika, Japonya ve Brezilya’da 10 binden fazla kullanıcının katıldığı bir anket çalışması gerçekleştirdi.  Katılımcılara finans teknolojisi ve siber güvenlik konularında çeşitli sorular yöneltildi. Finans teknolojisi uygulamalarını kullananların hassas bilgilerini nasıl korudukları araştırıldı.

Kullanıcılar verilerinin satılabileceğinden habersiz

ESET tarafından yapılan araştırmanın sonucuna göre, dünya genelindeki tüketicilerin yüzde 42’si ücretsiz bir FinTech uygulaması veya platformu kullanıyor. Bunların yarısı  kullandıkları uygulamanın verilerini satması durumunda ne yapacağını bilmiyor.

Üç kullanıcıdan ikisi şartlar ve koşullar metnini okumuyor   

Kullanıcıların büyük bir kısmı verilerinin satılabileceğinden habersiz. Yalnızca yüzde 31’i indirmeden önce bir FinTech uygulamasının şartlar ve koşullar metnini okurken, sadece yüzde 29’u gizlilik politikasını okuyor. Bu sonuçlar dünya genelinde, tüketicilerin kendilerini ve finansal durumlarını korumak için yaptıklarını ve yapmadıklarını gözler önüne seriyor. Bu veriler, kullanıcıların önemli bir bölümünün siber tehditlere açık olabileceğini gösteriyor.

Kamuya açık alanlarda Wi-Fi kullanım oranı yüksek 

Tüketicilerin neredeyse yarısı ( yüzde 48) VPN kullanmıyor ve yüzde 42’si kamuya açık bir Wi-Fi üzerinden finans uygulamalarına giriş yapıyor. Ankete katılan tüketiciler arasında 5 kişiden 1’i kendisini teknoloji yetkinliği konusunda gelişmiş olarak derecelendirse de bunların yüzde 31’i parola yöneticisi kullanmıyor.

Dört ve daha fazla uygulama kullananların oranı  yüzde 22 

Dört veya daha fazla finansal teknoloji çözümünü düzenli kullanan tüketiciler ise ‘FinTech kullanıcıları’ olarak nitelendiriliyor. Bunların oranı ise yüzde 22 düzeyinde. Yani dünya genelinde her 5 kişiden biri ‘FinTech“ yazılım ve uygulamalarını oldukça yoğun kullanıyor. Bu katılımcıların yüzde 93’ünün cihazlarının en azından bazılarında güvenlik yazılımı yüklü. “FinTech kullanıcısı olmayanlar” (bir ila üç uygulama kullananlar) arasında bu oran yüzde 85’e geriliyor. Bu durum, FinTech uygulamaları kullanan tüketicilerin kişisel finans bilgileri söz konusu olduğunda siber güvenlik önlemleri hakkında daha bilinçli olduğunu gösteriyor.

Hassas ve finansal verileri korumak her zamankinden daha önemli 

ESET’in Ticaretten Sorumlu Başkanı Ignacio Sbampato sonuçlarla ilgili şu yorumda bulundu: “Tüketicilerin hassas ve finansal verilerini korumak her zamankinden çok daha fazla önem kazandı. Finans teknolojisi, kişisel ve sosyoekonomik kalkınma yolculuğumuzda önemli bir role sahip. FinTech çözümlerinin ve kullanıcılarının düzgün bir şekilde korunması ise hayati önem taşıyor. Tüketiciler ve tüketicilerin veri güvenliğine karşı tutumları ile ilgili elde ettiğimiz sonuçlar birçok kişinin siber risklere açık olduğunu gösteriyor. Teknoloji kullanıcılarının en değerli bilgilerinin en son teknoloji güvenlik yazılımı ile korunmasını sağlamak bizim görevimiz.”

Demiryolu ile İhracat Yüzde 33 Arttı, Rekor Seviyeye Yükseldi

DEMİR YOLU İLE İHRACAT YÜZDE 33 ARTTI, REKOR SEVİYEYE YÜKSELDİ

Ares Logistics CEO’su Engin Kırcı, pandemi dönemde demir yolu ile ihracatın yüzde 33 artarak rekor seviyeye yükseldiğini belirtti. Karantina önlemlerinin yoğunlaştığı mart ve nisan aylarında bu artışın yüzde 43’e ulaştığını söyleyen Kırcı, “Kara yolları ve sınır kapılarındaki sıkı denetimler ve diğer tedbirler nedeniyle demir yolu ve Ro-Ro ile intermodal taşımalar öne çıktı.” dedi.

Pandemi önlemleri nedeniyle demir yolu ile ihracat yüzde 33 arttı, rekor seviyeye ulaştı. Ares Logistics CEO’su Engin Kırcı, pandemi önlemleri ve yoğunluklar nedeniyle ihracatçıların alternatif taşımacılık çözümlerine yöneldiğini kaydetti.

Çevreci ve düşük maliyetli, farklı taşımacılık modellerinin bir arada kullanıldığı intermodalin bu dönemde daha çok ilgi gördüğünü anlatan Kırcı, TÜİK’in “taşıma şekillerine göre ihracat” verilerini paylaştı. Kırcı, özellikle karantina önlemlerinin yoğunlaştığı mart ve nisanda ihracatta demir yolu taşımacılığının payının 2019’un aynı dönemine oranla ikiye katlandığını vurguladı.

Demir yolu ile ihracatta Cumhuriyet rekoru

Mart ve nisan aylarında sınır geçişlerinin ciddi şekilde sorunlu olduğunu hatırlatan Kırcı, ilgili dönemde demir yolu ile ihracatın değer bazında yüzde 43 arttığını söyledi. Kırcı, ihracatçının demir yolu tercihinin, mayıs ve sonrasında da devam ettiğini dile getirdi.

Geçen yıl pandeminin etkisiyle toplam ihracatın 2019’a kıyasla yüzde 6 gerilediğini anımsatan Kırcı, “Demir yolu ile ihracat ise yüzde 33’lük yükselişle 1 milyar 288 milyon dolara ulaştı. Böylece ihracatta demir yolu taşımacılığında rekor kırıldı. Pandemi nedeniyle de olsa demir yolunun yük taşımacılığındaki önemi bir kez daha görüldü.” diye konuştu.

Uluslararası bağlantılı demir yolu yatırımları arttı

Kırcı, Türkiye’nin son yıllarda uluslararası bağlantılı demir yolu yatırımlarına ağırlık verdiğine dikkati çekti. Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projesi ile bu güzergâhta yük taşıma süresinin 4 saat 10 dakika kısalacağını aktaran Kırcı, Çin’e ihracat treninin hizmete alındığını ve İstanbul-Tahran-İslamabad yük treninin yeniden işletmeye açılacağını hatırlattı.

“Demir yoluyla uluslararası taşımacılık daha da artacak”

Kırcı, 2020 yılı Ocak-Eylül aylarında demir yolu ile Avrupa, Asya ve İran’a toplam 2 milyon 600 bin ton uluslararası yük taşımacılığı yapıldığı bilgisini paylaştı. Bu rakamın, 2019’un aynı dönemine göre 655 bin ton ve yüzde 35 artış anlamına geldiğini vurgulayan Kırcı, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin uluslararası yük taşımacılığında demir yollarının daha çok kullanılacağını da sözlerine ekledi.

Otomotivin Yeni Popüler Lojistik Yolu “Demiryolu”

2020’de yaşanan zorluklar, özellikle otomotiv endüstrisinde tedarik zincirlerinin ve uluslararası limanlara bağlanan demiryolu taşımacılığının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. İki yıl önce limanın demiryolu bağlantısına yatırım yapan DP World Yarımca Terminali, geçtiğimiz yıl hem ihracat hem ithalat yüklerine alternatif bir taşıma yöntemi sunarak yük miktarında da artış yakaladı.

Geçtiğimiz yıla göre konteyner taşımacılığında demiryolu hattının kullanımı TEU bazında organik büyümeyi aşarak yüzde 10’un üzerinde arttıran DP World Yarımca, demiryolunun  küresel taşımacılıkta öneminin artması ve Doğu Avrupa ile Çin arasındaki ağın her geçen gün gelişmesi ile bu rakamın daha da artacağına kesin gözüyle bakıyor.

Geçtiğimiz yıl, DP World Yarımca’nın demiryolu bağlantısından yararlanan en önemli sektörlerden biri de otomotiv oldu. Otomotiv sektörü tüm demiryolu taşımasının yüzde 14’ünü tek başına yaptı. Limana 60 kilometre mesafedeki Toyota’nın Sakarya üretim tesisleri de konumu nedeniyle bu hizmetin en yoğun kullanıcılarından biri oldu. Otomotiv devi, taşıdığı bitmiş ürün, parça ve aksesuarlarla demiryolu hattındaki toplam otomotiv yükünün yüzde 12’sinden fazlasını yaptı.

DP World Yarımca CEO’su Kris Adams, Toyota gibi müşteriler sayesinde en uygun maliyetli ve çevre dostu taşımacılık çözümü olan demiryolu ve deniz yolu kombinasyonunu artırmaya devam edeceklerini belirtti. Adams, böylece tüm taşımalarda hem finansal olarak hem de çevresel etki açıdan en sürdürülebilir çözümü sunabileceklerini açıkladı.

Adams, “İki yıl önce limanımızda demiryolu bağlantısı yatırımını yaptık. Anadolu’da üretim yapan tüm firmalar için demiryolu ile denizi bir araya getirmek kritik önem taşıyor. Türkiye’de bizim gibi özel ve kamu kuruluşlarının attığı adımlar sayesinde hem ihracatta hem de ithalatta hız ve maliyet açısından avantaj sağlayabiliyoruz. Ayrıca yükleri daha çevreci bir şekilde istenilen yerlere taşıyabiliyoruz” şeklinde konuştu.

Kris Adams ayrıca, “Demiryolu ve denizyolunun birlikte kullanımı önümüzdeki yıllarda küresel taşımacılık sektöründe çok daha yaygın hale gelecek. Türkiye’deki otomotiv sektörüne de vizyoner ve çevreci bakış açıları için teşekkür ederiz” dedi.

Gıda Sektörü ve Satınalma Yönetimi Eğitim Notları

Gıda Sektörü ve Satınalma Yönetimi Sunum Klasörü BuyerNetwork.net Satınalma Forum Bölümünde. 

Herkese açık kaynak. Eşsiz kütüphane. Mesleki ve kişisel gelişimine önem verenler için. Ücretsiz. Hemen üye olarak inceleyin.

Gıda Sektöründe Satınalma Yönetimi (14 Ocak 2021 tarihinde Buyer Network Webinar Kanalında Gerçekleştirilen Eğitime İlişkin Sunum Klasörüdür. Eğitim sunumunu Webinar kanalından izleyebilirsiniz. )
KATSAN GIDA – Sn. Gülşah Süren KIZIL

Gıda Sektörüne Özel Gereklilikler

•İzlenebilirlik
•Taklit & tağşiş
•Gıda güvenliği
•RSPO sertifikası
•Sürdürülebilirlik
•Etiket gereklilikleri (Alerjen, besin öğeleri, son tüketim tarihi, muhafaza şartları,…)
•Kalite belgesi gereklilikleri (İşletme kaydı, HACCP,  FSSC 22000, BRC,…)

Gıda sektöründeki Trendler

•Doğal içerikli (Clean label) ürünler
•Fonksiyonel ürünler; yüksek proteinli, probiyotik, vitamin, mineral ilaveli, lifli,…gibi
•Düşük yağ / şeker / tuz içeren gıdalar
•Doymuş ve trans yağ içermeyen gıdalar
•Vegan beslenmeye uygun gıdalar

Hijyenik koşullarda üretilmiş, özel paketli ürünler pandemiden sonra daha da arttı.  Ar-ge’ye önem veren ve yatırım yapan işletmeler değişen müşteri taleplerini karşılamak ve rekabet gücünü arttırmada daha başarılıdır.

Sunum Klasörü izin alınarak eklenmiştir. Ücretsiz. Bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Sunumlar, Raporlar, Prosedürler…

https://buyernetwork.net/forum/2/idari-işler-ve-satınalma-yöneticiliği/