İhracat İşlemlerinde Yaptığımız Hatalar – Bölüm 1
İhracat Tanımı
Çok kısa ve öz olarak anlatacak olursam ihracat denildiğinde ülkemizin kalkınması açısından, yurt dışına bağımlılıktan kurtulması, ekonomide refah düzeyine erişmek adına ülkemiz ürünlerinin ve hizmetlerinin yurt dışına satılması ve ülkemize döviz girdisi sağlanmasıdır.
Ülkemiz için gerekli olan ihracat rakamlarımızın, ithalat rakamlarından çok fazla olması gerekirken bugün ülkemizin karşı karşıya geldiği durum tam tersidir; ithalat rakamlarımızın ihracat rakamlarımızın üzerinde olmasıdır. Bu durum da ülkemizi yurt dışına bağımlı hale getirmektedir.
Dış Ticarette Neredeyiz?
T.C. Ticaret Bakanlığı’mızın verilerine göre dış ticaret rakamları bize neler anlatıyor?



Yukarıdaki grafik ve rakamların bize anlattıkları gayet açıktır; ülkemiz ihracatı değil, ithalatı daha fazla yapmaktadır.
Ülkemizde ithalatın, ihracattan daha fazla olmasında bizler nerede hata yapıyor olabiliriz?
İhracat Konusu Satışlar
İhracat yaparken sadece ülkemizde üretilen ürünlerin yurt dışına satmakla kalmayıp,
- DİR – Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yurt dışından alınan hammaddelerin, ülkemiz tesislerinde işlenerek mamül hale getirilerek yurt dışına satılması. Ülkemiz bu konuda geniş kapsamlı hammadde veya yarı mamul ürün alıp, ülkemizde işleyip, mamul halde yurt dışına satışlarını yapmaktadır.
- Transit ticaret kapsamında yurt dışından alınan bir ürünün, hiçbir değişikliğe tabii tutulmadan direk olarak bir başka ülkeye satılması, bu satıştan da ihracatçıya az da olsa bir kâr bırakması,
- Ülkemizden serbest bölgelere mal satışı, serbest bölgelerden yurt dışına mal satışı
- Gümrüklü mağazalarda depolanan malların yurt dışına satışı ve ülkemize döviz girdisi sağlanması
- Ülkemiz limanları dahilinde mal satışı ve bu satışlardan elde edilen kazançlar
- Hizmet ihracatı,
- Sağlık hizmeti ihracatı
Şeklinde ihracat kalemlerini saymamız mümkündür.
İhracat Yapabilmek Adına Bilmek Durumunda Olduğumuz Hususlar
İşte tam da söylemek istediğim konu buydu. Risksiz ve sağlıklı bir biçimde ihracat yapmak isteyen bir ihracatçının;
- Risksiz dış ticaretin kurallarını, kuralların bilinmemesinin ihracatçıya vereceği muhtemel kayıplarının neler olduğunu
- Hem ülkemizdeki hem de yurt dışındaki Uluslararası Ticaret Odaları’nın çıkartmış olduğu kuralları. Bu kurallar adeta hayat kurtaran kurallar desem yeridir. Kuralsız dış ticaret peşin ödeme ve mal mukabili ödemede vardır ki tacirlerin en fazla para kaybettikleri ödeme şekilleridir.
- Dış ticaretteki ödeme şekillerini. Her ödeme şeklinin kendine has kuralları olmakla birlikte riskli ve riski çok az ödeme şekilleri vardır ki bazı ödeme şekillerinde bankalar ya aracıdır ya da garantördür. Dış ticaret tacirlerimizin neyi ne kadar bildikleri hususunu kendi takdirlerine bırakmak gerek,
- Uluslararası ticarette malların teslim şeklinin kurallarını. ICC tarafından revize edilerek uygulamada olan INCOTERMS 2020 kurallarını kaç tacir hatasız uyguluyor acaba? En azından bu konuda şu soruyu sormak gerekir; EXW Teslim Şeklini ülkemizde tam anlamıyla kurallara, görev ve sorumluluklara bağlı kalarak yapan var mı? Bu sorunun yanıtı bende saklıdır.
- Finansman yönetimini. İhracatın finansmanı adına uygun fiyatlarda sağlanan ihracat kredileri tacirlerimize destek vermekle birlikte bu konuda devlet teşvikleri ile birlikte ülkemizin güzide kuruluşu, ihracatçının gerçek dostu Türk Eximbank A.Ş. kredileri ve faaliyetleri konusunda tacirlerimizin ne kadarı haberdar?
- İhracat teşviklerini. Devletimizin bu konuda ihracatçılara destek vermek adına çeşitli ihracat teşviklerinin neler olduğu bilinmeli ve kullanılmasının ihracatçılarımıza ciddi anlamda destekler sağlayacaktır.
- Yurt dışındaki ithalatçımızın istihbaratı tam anlamıyla yapılabilir mu? Veya yurt dışında alternatif ithalatçılara ulaşmak adına Pazar araştırması yapıyor muyuz? Pazar araştırması ile yurt dışından bulunabilecek her yeni müşteri ihracatçımızın elini güçlendirecek, tek bir ithalatçıya mal satma zorunda kalmayacaktır.

İhracat Yaparken Bizler Nerede Hata Yapıyoruz
İhracat işlemlerimizin daha az, ithalat işlemlerimizin daha fazla, hatta ihraç ürünlerimizin kilogram fiyatının düşük olması bizlerin ihracat konusunda yol almamız gerektiğini anlatmaktadır. İthalat rakamlarımızın sürekli yüksek seviyede kalması bir yerlerde hata mı yapıyoruz sorusunu akla getirmektedir.
Hata derken;
- Dış ticaret kurallarından,
- Malın kalitesi,
- Üretim maliyetleri,
- Müşteriyi yeterince tanıyamama
- Kural bilememe
- Riskleri analiz edememe
gibi hususlardan söz etmekte yarar var. Ele alacağız bu konuları.
Reşat BAĞCIOĞLU
ICC Uluslararası Ticaret Odaları
Türkiye Milli Komitesi
Türkiye Bankacılık Komite Başkanlığı Üyesi











Döngüsel ekonomi, mevcut “al-kullan-at” şeklindeki lineer ekonomik modelin aksine, kaynakları mümkün olduğunca uzun süre döngüde tutmayı, ürün ömrünü uzatmayı, yeniden kullanımı ve geri dönüşümü esas alan sürdürülebilir bir ekonomik sistemdir. Bu modelin temel ilkeleri atık ve kirliliği tasarım yoluyla önlemek, ürün ve materyalleri döngüde tutmak, doğal sistemleri yeniden üretmektir. Döngüsel ekonomi yalnızca çevresel bir gereklilik değil; aynı zamanda ekonomik dirençliliği ve kaynak verimliliğini artıran bir yaklaşımdır.
Görünmeyen etki, gündelik kararların en güçlü mimarıdır.
Günümüz iş dünyasında, işletmelerin rekabet avantajını sürdürebilmesi için verimliliklerini artırmaları ve süreçlerini optimize etmeleri gerekmektedir. Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemleri, işletmelerin finans, üretim, stok yönetimi, insan kaynakları gibi temel süreçlerini entegre bir şekilde yönetmelerine olanak tanır. Ancak, iş dünyasında mobil teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte ERP sistemlerinin mobil cihazlarla entegre çalışması gerekliliği doğmuştur. Mobil cihazlar ile ERP entegrasyonu, çalışanların iş süreçlerine her zaman ve her yerden erişmelerine olanak tanıyarak operasyonel verimliliği ve iş sürekliliğini artırmaktadır.
2025 yılında İK profesyonelleri olarak hibrit çalışma modelleriyle yatıp kalkıyoruz. Ofise dönüş tartışmaları, evden çalışmanın verimliliği, ekip içi iletişim sorunları, bütün bu kavramlar artık çalışan deneyimi ajandamızın tam ortasında duruyor. Pandemi sonrası “yeni düzene” uyum sağladık sanıyorduk, ama takım olmak bu yeni dünyada tahmin ettiğimizden daha çetrefilli bir mesele haline geldi.
İtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; İhale üzerinde bırakılan ……….. Seyahat Tur. Taş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından sunulan aşırı düşük teklif açıklamalarının Kamu İhale Genel Tebliği’nin 79’uncu maddesine uygun olmadığı iddialarına yer verilmiştir.
1 Mayıs, ilk kez 1886 yılında, Amerika’nın Chicago kentinde işçilerin günlük 8 saatlik çalışma talebiyle başlattıkları büyük bir direnişle dünya tarihine geçti. Bugün pek çok ülkede “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanan bu tarih, ilk bakışta sokaklara dökülen işçileri, yükselen sloganları ve ellerde taşınan pankartları hatırlatır. Ancak zaman değişti ve her kim ne derse desin, bence bugün, 1 Mayıs’a farklı bir yerden bakmanın vakti geldi.
Satınalma Dergisi’nin değerli okurları, yazıma geçmeden önce, tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs İşçi Bayramını kutlarım.
İstanbul’da 23 Nisan’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından gözler yeniden kentsel dönüşüme çevrildi. Yüksek Mimar Neda Yağlı, bina bazlı dönüşümlerin yeterli olmadığını vurgulayarak bütüncül bir şehircilik anlayışının şart olduğunu belirtti.
Geleceğin İstanbul’unun ancak afetlere dayanıklı, sürdürülebilir ve insan odaklı bir mimari anlayışla inşa edilebileceğini vurgulayan Neda Yağlı, “Sağlam binalar yapmanın yanı sıra, çevresel etkileri azaltan, enerji ve suyu verimli kullanan sistemler kurmak zorundayız. Ayrıca, teknolojiyi aktif şekilde kullanarak, örneğin binaların yapısal sağlığını sensörlerle sürekli izlemek gibi önlemler almalıyız,” dedi.