Net İhracatçı Konumundaki Sektörde Hedef ‘Yeni Pazarlar’

Züccaciye ürünleri ihracatının 300 milyon doları aşarak önemli ihraç kalemleri arasında yer almaya başlamasıyla beraber Türkiye, dünya züccaciye sektöründe önde gelen ülkelerden olma yolunda ilerlemeye devam ediyor. 2018 yılında 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracat rakamının 2019 yılında 5,5 milyar dolar olması hedefleniyor.

Sektör raporlarına göre, ev ve mutfak eşyaları sektörü tutarı dünyada 90 milyar dolar olurken Türkiye’nin bu sektörden aldığı pay 2.3 milyar dolar oldu. Son 10 yılda ihracatını yüzde 82 artıran züccaciye sektöründe 4,7 milyar dolar ihracat ve 1 milyar dolarlık ithalat gerçekleşirken 3,5 milyar dolardan fazla ihracat fazlasıyla sektör net ihracatçı konumunda bulunuyor. Türkiye züccaciye ihracatında en fazla Birleşik Krallığa ürün gönderirken, bu ülkeyi sırasıyla Almanya, İtalya ve Fransa takip ediyor.

Sektördeki Çeşitlilik İhracata Yansıyor

Mutfak araç gereçlerinden banyo ürünlerine, dekoratif aksesuarlardan, bahçe aksesuarlarına kadar yaşam alanımıza dair her ürünü kapsamasıyla birlikte gelişen teknoloji ve tasarımların çeşitliliği sektör ihracatını olumlu yönde etkiliyor. Böylelikle Türkiye züccaciye sektöründe önemli gelişmelere ve ihracat rakamlarına imza atmaya devam ediyor.

Hedeflenen İhracat Oranına Fuar Desteği

2019 yılı itibariyle hedeflenen ihracat oranına ulaşabilmek için sektöre yönelik yapılan organizasyon ve uluslararası fuar çalışmalarına daha fazla önem veriliyor. Yerli üreticinin ekonomik olarak büyümesini ve yeni pazarlara açılmasını hedefleyen organizasyonlardan biri olan Home Concept 3. Uluslararası Züccaciye Ev Eşyaları Aksesuar Üretici & Markalar Fuarı; ev eşyalarından, ev tekstil ürünlerine, banyo aksesuarlarından, seramik, cam, porselen grubuna kadar yüzlerce ürünü 14- 17 Kasım tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 17.000 yurtiçi ziyaretçi ve 95 ülkeden gelecek 2500 ziyaretçi ile buluşturmayı hedefliyor.

Tedarik Zincirinde Şeffaflık

Son zamanlarda sıklıkla okuduğumuz, meslekten olan herkesin ucundan da olsa duyduğu bir kavram tedarik zincirinde şeffaflık. Peki nedir bu şeffaflık? Ne işe yarar? Sürecin bu kadar görünür ve bilinir olması neden gereklidir?

Tedarik Zincirinde şeffaflık, (Supply Chain Visibility/Transparency), ürün, parça ve/veya bileşenlerinin, imalatçıdan nihai varış noktasına (müşteri) kadar, hareketlerinin takibinin yapılabilmesidir. Buradaki amaç, müşteri de dahil olmak üzere tüm paydaşların ürün ile ilgili verilere kolayca ulaşılmasını sağlayarak tedarik zincirini iyileştirmek ve güçlendirmektir.

Yıllar içinde, tedarik zinciri süreçlerini dışarıdan temin ederek (outsource) maliyetlerini daha iyi yöneten ve aynı zamanda asıl işlerine odaklanabilen firmalar, zaman içinde, tedarik zinciri süreçlerinde kontrolü ve görünürlüğü kaybetmiş oldu. Teknolojik gelişmeler sayesinde (ERP) bilgiye ulaşım sağlanabilir olmuş olsa da, temin edilen bilgi yetersiz kaldı. Çünkü, ürünün tedarik zinciri sürecini yöneten firmalar dışında, nihai tüketici de bu bilgileri talep eder hale geldi.

Teknolojik gelişmeler ve sosyal medya, tüketicinin bilgiye ulaşımını kolaylaştırdı, ve paydaşların bilinçlenmesini sağladı.

Tedarik zinciri görünürlük teknolojisi, kullanıcıların harekete geçmesine ve talebi yeniden şekillendirmesine veya arzı yeniden yönlendirmesine izin vererek değişime hızlı yanıt olanağı verir.

Burada temin edilen bilgi, ilgili işe ait problemli noktalara değinmelidir. Örneğin, bir üreticinin önceliği, ürün teslimatını etkileyebilecek kesintilere karşı görünürlük kazanırken, paketlenmiş mal üreticisinin önceliği de sipariş stok oranlarını olumsuz yönde etkileyebilecek tedarikçi stok temini konusunda görünürlük kazanıyor olabilir.

Tabii Tedarik Zinciri süreç yönetiminde bilgiye ulaşmanın dışında, müşteriler, satın alınan ürünün süreci ile ilgili doğru ve gerçek zamanlı bilginin yanında, ticari uygulamalar, çevresel zorunluluklar ve uyum direktiflerinin ne kadar yerine getirildiği bilgisini de talep eder oldu. Nihai tüketici satın aldığı ürünün hangi hammadde ile üretildiğini, seri numarasını, son kullanma tarihini vs. bilmek istemekte, ve buna göre satın alım kararını vermektedir.

Bu konu gittikçe önem kazanmakta ve rekabetin önemli paydaşlarından Tedarik Zinciri Yönetimi, farklı teknolojileri kullanarak süreçlerini şeffaf, bilgileri erişilebilir hale getirerek hiç şüphesiz, rekabet, ürün ve fayda ekseninde yeni bir çerçeve açacaktır

Tedarik Zincirinizi Modernize Etmenin Yolu Teknolojiden Geçiyor

Tüm dünyada olduğu gibi teknoloji ve internet satınalma departmanlarındaki iş yapma şekillerini değiştirmeye devam ediyor. Sektörel araştırmalar satınalma ve tedarik zinciri biriminin radikal bir modernizasyon sürecine girdiğini ve teknolojiden daha fazla yararlanıldığını ortaya koyuyor.

Satınalma departmanını incelediğimizde içe dönük kapalı kutu gibi çalışan bir yapı ile karşı karşıya kaldığımız zamanlar artık geride kalmak üzere. Yeni dönemde satınalma ve tedarik zincirinin misyonu hem farklılaşıyor hem de daha stratejik bir hale dönüşüyor. Çok lokasyonlu üretim ve dağıtım operasyonları gerçekleştiren bir çok işletme tedarikçileri ile ya da bu işbirliğinin daha da ilerlemiş olması durumunda iş ortakları ile daha yakın ilişkiler kuruyorlar. Bu durumda satınalma ve tedarik zinciri yöneticileri artık daha görünür ve işbirliği önerilerine daha açık olma durumundalar.

tedarikzinciri_satinalma_dergisiSatınalma yöneticisine ulaşılmaz, telefonu hep kapalıdır, e-posta adresi yoktur gibi eskide kalan gerçekler yerini teknolojinin değiştirdiği yeni yapılara bırakıyor. Güncel teknolojik uygulamalar ile iş ortakları ile sürekli bağlantı halinde olan, sadece alıcı-satıcı arasındaki işlemi değil ticaretin kendisini yönlendiren yeni yetkinliklerle dolu bir yönetici profili doğuyor.

Teknoloji ve satınalma / tedarik zinciri yöneticiliği mesleğine etkileri ile ilgili yukarıdaki bilgilere ek olarak firma genelinde tedarik zincirinizi modernize etme konusunda çeşitli açılımlara yer vermek gerekmektedir.

1 – Süreci Yeniden Tasarlayın

Tedarik zinciri yönetimi tek bir departmanın kontrolünde gibi görünse de birbirine bağımlı çok sayıda faaliyetten oluşmaktadır. Bu nedenle süreç tabanlı düşünülmelidir. Birbirinden farklı departmanlar ve coğrafyalar ile iş yapma durumunda olan yöneticiler teknolojik uygulamalar ve iş networkleri ile bu sorunu aşabilirler. Tedarik zinciri yönetimi sürecinde işbirlikleri ve inovatif yaklaşımlar bu şekilde gerçekleştirilebilir. Bulut tabanlı iş uygulamaları ile tedarik zinciri yönetimi sürecini daha hızlı ve görünür kılabilirsiniz.

P2P (Procure to Pay) Sistemler

Postmodern ERP sistemleri olarak da belirtilen P2P sistemler (e-teklif, katalog yönetimi, cari hesap yönetimi, e-fatura hizmetlerini içeren) alıcı ve tedarikçiler arasındaki sipariş – fatura döngüsünü çok daha hızlı bir biçimde gerçekleştirebilmelerine olanak tanımaktadır. 2015 yılı itibari ile satınalma ve tedarik zinciri yazılımları arasında %11,6 ile en yüksek oranda büyüme gerçekleştiren segmenttir. Dünya genelinde yıllık cirosu 500 milyon doların altındaki şirketlerde P2P çözümlerinin penetrasyon oranı %10’un altındadır. P2P çözümleri sunan firmaların fiyatlama modellerini ve fonksiyonel özelliklerini daha küçük ölçekte işletmeler arasında yaygınlık kazanmaları açısından güncellemeleri gerektiği belirtilmektedir.

2- Bağlanın

Bağlantılı olma durumu bilgiye ulaşma, ulaşılabilir olma, iş yapış şekillerinin kolaylaşması gibi bir çok noktada bireylere ve dolayısıyla bu platformlarda iş ilişkilerini yürüten işletmelere büyük avantajlar sağlamaktadır.

Sosyal ağ siteleri üzerinden kişisel bağlantı kurma ile en yüksek seviyede gerçekleşen bu durum yeni dönemde B2B ilişkilerde de sıklıkla gerçekleşecek. Ülkemizde BuyerNetwork.net ile hem satınalma yöneticileri hem de tedarikçilerle bağlantı kurabilirsiniz.

Uluslararası bir araştırma şirketi tarafından yılın her çeyreğinde gerçekleştirilen bir araştırmaya göre dünya nüfusu 7.4 milyar iken, 3.42 milyar internet kullanıcısı ve 2.31 milyar sosyal ağ sitesi kullanıcısı bulunmaktadır. Bir önceki yıla göre internet kullanıcısı sayısı yaklaşık %10 (332 milyon kişi), sosyal ağ sitesi kullanıcısı ise yine yaklaşık %10 (219 milyon kişi) artış göstermiştir. Tüm internet kullanıcıları içerisinde mobil cihazlar üzerinden sosyal ağ sitesi kullanımı ise %27 (1.97 milyar kişi) ’dir. Bu sonuçlar ele alındığında tüm internet kullanıcılarının %46’sının bir sosyal ağ sitesini kullanarak diğer kullanıcılar ile bağlantılı olduğu ortaya çıkmaktadır. Mobil cihazların giderek daha konforlu ve kolay bir kullanım sunması da sosyal ağ siteleri ile olan etkileşimin günün her saati sürmesi anlamını taşımaktadır.

BuyerNetwork.net İş Dünyası Platformu ile Bağlanın
– Satınalma ve tedarik zinciri yöneticileri ile tedarikçilerin ortak bir ağ üzerinde iletişim sağlaması,
– Uzmanlar arasında bağlantı kurulabilmesini sağlamak,
– Tedarikçi ürün ve hizmetleri (operasyonları) hakkında bilgi toplama,
– Sektörel gelişmelerin rahatlıkla takip edilmesi,
-Tedarikçilerle işbirliği fırsatlarını değerlendirme gibi amaçlarla kurulan Türkiye’nin B2B İş Platformu BuyerNetwork.net ile hem satınalma yöneticileri ile hem de tedarikçiler ile işbirlikleri gerçekleştirebilir, satınalma süreçlerinizi daha kolay bir biçimde yürütebilirsiniz.

3- Sadece Otomasyona Değil, İnovasyona da Önem Verin

Dijitalleşme temel satınalma ve tzy süreçlerini otomatize ederek değer eklemeyen birçok faaliyeti ortadan kaldırmaktadır. Dijitalleşmenin asıl sunduğu değer ise daha farklı yeni iş yapış biçimlerini gerçekleştirilebilir kılması. Örneğin; uçtan uca tedarik zinciri görünürlüğü geçmişte hayal iken artık ortak platformlarda bir arada çalışan satınalma yöneticileri ve tedarikçiler sistem üzerinde malzeme, ürün ve üretim parçalarını izleyebiliyor, anlık rapor alabiliyorlar. Oyunun kuralları bu şekilde değişiyor diyebiliriz.

4- Veri Yönetimi Katma Değer Ekleyecek Faaliyetlerin Başında Geliyor

Her kanaldan veri yağmuruna tutulduğumuz bu dönemde satınalma ve tedarik zinciri süreçlerinde kullanabileceğimiz verilerin sağlanması ve karar almada kullanılması hayati önem taşıyor. Tedarikçi performans bilgilerinin düzenli tutulması, tedarikçi havuzunda yer alan henüz çalışılmamış tedarikçilerin sektörel performans bilgileri (BuyerNetwork.net üzerinde bu uygulamayı inceleyebilirsiniz)

Bununla birlikte harcama gruplarınızdaki tutarları coğrafi, tedarikçi bazında ya da kategori bazında denetleyebilmek, tedarikçinin tedarikçisinden başlayarak ürün hareketlerine ilişkin veriye ulaşabilmek de yeni dönemde veri yönetimi konusunda inceleme altına alınması gereken konulardan bazıları olarak öne çıkıyor.

5- Süreçleri Basitleştirin

Karmaşıklık işletmelerin düşmanıdır. Buradan hareketle süreçlerinizi basitleştirme ve yalınlaştırma konusunda tüm alternatifleri değerlendirmenizde fayda var. Teknolojiyi kullanmalı, dijitalleşmenin tedarik zinciriniz için sunduğu etkili yöntemleri değerlendirmelisiniz.

6- Harekete Geçin

Tedarik zincirinizi rekabet edebilir seviyede tutmak ve işletmenizi her zaman bir adım ilerde tutabilmenin çeşitli yolları var. Fakat en önemlisi bir an önce harekete geçmek ve tedarik zincirini modernize edecek kararları vermek. Bu konuda ülkemizde öncü işletmeler mevcut iken birçok işletme geleneksel yöntemlerle yoluna devam ediyor. Buyer Network ve Satınalma Dergisi olarak tüm işletmelerimize satınalma ve tedarik zinciri alanında mesleki ve sektörel bilgi kaynağı olma misyonumuzu yerine getirirken sizleri de harekete geçmeye davet ediyoruz.

 

Arş. Gör. Adil ÜNAL

İstanbul Üniversitesi

aunal@istanbul.edu.tr

adil.unal@buyernetwork.net

 

 

ScaleUp Summit’te Girişim Dünyasının Fikir Önderleri Buluşuyor

ScaleUp Summit’te Girişim Dünyasının Fikir Önderleri Buluşuyor

Endeavor Türkiye’nin düzenlediği, girişimciler ve global iş dünyası liderlerini buluşturan ScaleUp Summit etkinliğine sayılı gün kaldı. Farklı ülkelerden üst düzey yöneticiler ve büyüme odaklı girişimcileri bir araya getirecek olan ScaleUp Summit, 21 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilecek. Sınırlı sayıdaki katılım için başvurular www.endeavorscaleupsummit.com sitesinden yapılabiliyor.

Endeavor Türkiye, ScaleUp Summit etkinliğiyle başarıları dünyaya yayılan üst düzey yöneticiler ve büyüme odaklı girişimcileri bir araya getiriyor. ScaleUp Summit etkinliği, büyüme aşamasında dikkat edilmesi gereken konular ve öne çıkan zorluklar hakkında global seviyede bilgi sahibi olmak isteyen ve hızlı büyüme hedefleri olan girişimcilere ve girişimcilik ekosistemine ilgi duyan iş dünyası temsilcilerine kapılarını açıyor.

Türkiye’de girişimciliğe odaklanan en köklü kurumlardan biri olan Endeavor Türkiye, 21 Ekim’de Wyndham Grand Levent’te gerçekleştirilecek ScaleUp Summit etkinliğiyle yenilikçi ve büyüme odaklı yaklaşıma sahip girişimcileri, ilham verici ekosistemine dahil etmeyi ve onlara ışık tutmayı hedefliyor.

Rol modellerin deneyimleri ilham verecek

ScaleUp Summit etkinliğinde, 30’dan fazla ülkede faaliyet gösteren Endeavor’ın ağında bulunan girişimci ve mentörler, büyüme aşamasındaki şirketlere yönelik konuları ele alacak. Kenya, Brezilya, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri ve İspanya gibi ülkelerden gelecek olan iş dünyası liderleri ve girişimciler, zirve katılımcılarına farklı perspektifler sunacak.

Türkiye’den ve dünyadan fikir önderleri konuşacak

Etkinlik, 500 Startups’tan Rina Onur ile eBay’in eski yöneticilerinden Steve Boehm’in, “With a Little Help From My Customers” söyleşisiyle başlayacak. ScaleUp Summit’te, Citigroup ve Visa gibi kurumlardaki deneyimiyle öne çıkan Hans Morris ve Endeavor Global CEO’su Adrian Garcia-Aranyos, başarılı şirketlerin ortak noktalarını konuşacak. Keynote konuşmacılarından Ferish Patel ise, şirket satın alımlarındaki hukuki süreçlere değinecek.

İtalya’nın en ünlü melek yatırımcılarından biri olan Paolo Bonomo, Endeavor Catalyst’ten Allen Taylor’ın moderatörlüğündeki panelde, Brezilya’nın önde gelen girişimcilerinden Eric Santos ve eski Coca Cola Batı Afrika CEO’su Peter Njonjo ile “The World is Our Oyster” başlıklı panelde konuşacak. Zirvenin dikkat çeken bir başka oturumunda ise Mynet CEO’su ve Endeavor Türkiye Başkanı Emre Kurttepeli, Commencis CEO’su ve Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Firat İşbecer ile birlikte girişimci ruhunu ve İstanbul’un öncü girişimlerini konuşacak.

Teknoloji haritası araştırması açıklanacak

ScaleUp Summit’in dikkat çeken bir başka bölümünde ise 2019 İstanbul Teknoloji Haritası açıklanacak. Endeavor’ın 2012 ve 2014 yılında yaptığı araştırma, 3 adet Scaleup şirketin, girişimci ekosisteminin yüzde 60’ına etki ettiği ortaya çıkarmıştı. Bu çalışmanın 2019 versiyonu, İstanbul’da bulunan ve sayıları 200’ü aşan teknoloji girişimcisiyle gerçekleştirildi. Bu rapor, geçtiğimiz yıllara göre nasıl bir mesafe kat edildiğini ve girişimcilik ekosistemini geliştirmek için önümüzdeki dönemde nelere dikkat edilmesi gerektiğini ortaya koyacak. Raporun sunumunu, Endeavor’ın global araştırma bölümü olan Endeavor Insight’tan Lili Török yapacak.

ScaleUp Summit programı

08.30 – 09.00 Kahvaltı ve tanışma

09.00 – 09.05 Açılış konuşması: Aslı Kurul Türkmen (Endeavour Türkiye)

09.05 – 09.15 Keynote: İlker Koçer (Oracle)

09.15 – 10.00 Fireside Chat: With a Little Help From My Customers, Steve Boehm (AvidXChange) & Rina Onur (500 Startups)

10.00 – 10.30 Workshop by Ferish Patel (Cooley)

10.30 – 11.30 Panel: The World is Our Oyster, Moderatör: Allen Taylor (Endeavor Global)
Konuşmacılar: Eric Santos (Resultados Digitais), Paola Bonomo, Peter Njonjo (Twiga Foods)

11.30 – 11.45 Kahve arası

11.45 – 12.00 Istanbul Tech Sector Launch by Lili Török (Endeavor Insight)

12.00 – 12.30 Smells Like Entrepreneur Spirit: Pioneer Entrepreneurs of Istanbul

Moderatör: Asli Kurul (Endeavor Turkey), Konuşmacılar: Emre Kurttepeli (Mynet) & Firat İşbecer (Commencis)

12.30 – 13.15 Fireside Chat: Stairway to Success, Adrian Garcia Aranyos (Endeavor Global) & Hans Morris (Nyca Partners)

Edison Ödülleri’nin Jürisinde Bir Türk Var

Amerika’da Edison Universe tarafından dünyadaki en yenilikçi ürün, hizmet ve iş liderlerine verilen “Edison Ödülleri 2020” jürisinde bir Türk var. Endüstriyel Tasarımcı Mete Mordağ bu prestijli ödül jürisinde tek Türk olarak yer alacak. Bu başarının ardında 12 yıllık bir endüstriyel tasarım macerası yatıyor. 25’i aşkın ülkede kullanıcıları ile buluşan 100’ün üzerinde ürün tasarlayan, 6 farklı sektörde ödüllere sahip Mordağ’ın, 2018 yılında Edison Altın Ödülü’ne sahip olan görme engeliler için akıllı baston WeWALK’un endüstriyel tasarımının altında da imzası bulunuyor.

2007 yılından bu yana teknoloji ürünleri, ev gereçleri, mutfak eşyaları, aksesuar, mobilya, dalış ekipmanları, mimari donatılar, yapı sektörü gibi çok farklı sektörlerden markalar için kalıcı tasarımlar üzerinde çalışan Endüstriyel Tasarımcı Mete Mordağ, dünyadaki en prestijli ödüllerden biri olarak kabul edilen Edison Ödülleri’nde jüri koltuğunda oturacak. 150 kişilik jüri içinde tek Türk olarak oy kullanacak. Bu başarının ardında 12 yıllık yoğun bir tasarım kariyeri yatıyor. Çok farklı sektörlerden onlarca marka için ürettiği 25’i aşkın patent ve 100’lerce tasarımın arasında Mordağ’ın “Bir parçası olmaktan her zaman gurur duyacağım” dediği akıllı baston WeWALK’un endüstriyel tasarımının altında da imzası bulunuyor. YGA (Young Guru Academy) ve Vestel mühendisleri tarafından geliştirilen dünyanın en akıllı bastonu WeWALK, 2018 yılında Edison Altın Ödülü’nü kazanmıştı.

Başarıya Giden Yol: “Sebat ve Rasyonellik”

Endüstriyel tasarımın, sadece estetik, butik veya moda ürünler sunan bir uzmanlık alanı olmadığını belirten Mete Mordağ, tasarımın etrafımızdaki problemlere akılcı çözümler üretme sanatı olduğunu belirtiyor. Başarısının ardındaki sırrı şu şekilde açıklıyor:“Bana kılavuzluk eden iki önemli değer var. İlki sebat. Birçok iş dalında olduğu gibi yaratıcı sanatlarda başarının yolu da iyiye ulaşana kadar sabırla tekrar, tekrar denemekten geçiyor. Bu anlamda ‘ilhamı beklemek’ durumunun bir bahaneden ibaret olduğunu düşünüyorum. Yaratma süreci edilgen değil son derece aktif bir süreç. İkincisi de rasyonalizm. Tasarım sürecinde aldığım her kararın açık ve rasyonel bir nedeni olması çok önemli. Bu anlamda işimi rasyonel sanat olarak adlandırmayı çok yerinde buluyorum. İyi bir tasarıma baktığınızda, üzerindeki her detayın net sebeplerini görebilirsiniz. Ürüne eklenen veya ondan silinen çizgiler onu daha ergonomik, daha hafif, daha pratik veya daha anlaşılır yapabilmek adına olmuştur. Her tasarım projesinde de önünüze çıkan soruları geometri, fizik ve malzeme üzerinden çözmeye çalışıyorsunuz. Cevaplarınız doğru ise sonucun görsel açıdan taşıdığı o şaşırtıcı güzellik de tasarımınızın en güzel süsü oluyor. Bu sebeple bir objenin iyi veya kötü görünmekten ziyade doğru veya yanlış göründüğüne inanırım.” diyor.

İnovasyonda En İyiler Seçiliyor

1987 yılından bu yana verilen Edison Ödülleri, inovasyondaki inandırıcılığı sembolize ediyor. Edison Ödülleri, yeni ürün ve hizmet geliştirme, pazarlama, insan merkezli tasarım ve inovasyon konularında mükemmelliği onurlandırmak için tasarlanmış uluslararası bir yarışma. Kazananlar, Kavram, Değer, Yayılım ve Etki kriterlerine göre ürün, hizmet, mükemmellik ve liderlikte ‘oyunu değiştiren’ler arasından seçiliyor. 2020 yılında düzenlenecek olan Edison Ödülleri için değerlendirmeler 15 Aralık’a kadar sürecek.

Mordag Design “Rasyonel Sanat Stüdyosu” hakkında:

2007’de tasarımcı Mete Mordağ tarafından kurulan Mordag Design Studio, müşterilerine konsept tasarımdan üretime dek endüstriyel tasarım alanında 360 derece destek vermektedir. Teknoloji ürünleri, ev gereçleri, mutfak eşyaları, aksesuar, mobilya, sualtı dalış ekipmanları, kentsel donatılar, yapı ürünlerini içeren oldukça geniş bir sektör yelpazesinde faaliyet gösteren markalarla inovatif, kalıcı ürünler üzerine çalışmaktadır. Sunduğu hizmetin yenilikçi bakış açısı ve mühendislik alt yapısı sayesinde bugüne kadar müşterilerine 25’in üstünde patentli ürün ve fikir kazandırmıştır. Bu geniş ağın içerisinde altı farklı sektörde ödüllere sahip Mordag Design Studio’nun kaleminden çıkan 100’ü aşkın ürün 25’i aşkın ülkede kullanıcıları ile buluşmaktadır.

www.mordagdesign.com

Mete Mordağ hakkında:

İstanbul doğumlu Mete Mordağ, 1996’da Alman Lisesi, 2001’de Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü tamamladı. Yaratıcı sanatlara olan tutkusunu ve pozitif bilimlere olan yatkınlığını birleştirme isteği onu endüstriyel tasarım dünyasına yönlendirdi. Sydney New South Wales Üniversitesi’nde Endüstriyel Tasarım yüksek lisans eğitimini tamamlayarak 2005’te İstanbul’a döndü. Geniş bir sektör yelpazesi için güzelliğin ve mantığın ortak bir dilde konuştuğu kalıcı ürünler tasarlayan Mordağ, tasarıma yaklaşımını şöyle özetliyor: “Evren estetikteki büyük uzmanlığını kanıtlamıştır, çünkü yaradılışa olan mantıksal yaklaşımı kusursuzdur. Ortaya koyduğu “istisnasız güzelliğin” ardındaki her bir kıvrımın, bağlantının, ölçünün çok net sebepleri vardır. Müziğin, rengin, formun, her birinin doğruya ve güzele yönlendiren bir matematiği vardır. Tasarım kendi özgün alanında bu matematiği öğrenmek ve bunu icra etmekle yükümlüdür. Bu anlamda o, rasyonel sanat olarak tanımladığı bu yaklaşım üzerinden “istisnasız güzelliği” hedeflemektedir.”

Dijital Etiket Uygulamaları

Özellikle perakende sektöründe; ABD ve AB’de yaygın bir şekilde uygulanmaya başlayan Dijital Etiketler, ülkemizde de kullanılmaya başlandı. Yurt dışı bağlantısı olan marketler veya elektronik malzeme satıcılarının ürün raflarında çok renkli dijital etiketler görmekteyiz. Bu etiketler farklı büyüklüklerde merkezden veya mağazadan her türlü bilgili dijital etiketin üzerinde gösterebilmektedir. Ürünün resmini, adını, satış fiyatını, iskonto uygulanmış fiyatını, teknik özelliklerini çok rahat belirtilebileceğimiz birer mini ekran eklinde çalışmaktadır. Mağaza içinde 50 m. lik bir alanda çalışan Access Point alıcı vericilerle çalışan bu yeni teknoloji, anlık olarak fiyat değişikliklerini, anlık iskontoları farklı renklerde gösterebilmektedir.

Dijital etiketlerle, merkez fiyatları anında değiştirebilmekte ve fiyat artışlarında eski fiyattan satış yapma sorunundan kurtulmaktadır. Uzun kullanım süresi olan dijital etiketlerin içindeki piller 7 yıla kadar dayanmakta ve düşük bir pil maliyeti ile kullanılmaktadır. Bu sayede mağazalarda kağıt etiket bastırma, her ürünün üzerine bu kağıt etiketleri insan gücüyle ve hatalara açık bir şekilde takmak gibi bir operasyondan da kurtulmak olasıdır.

Türkiye’de bu etiketleri kullanmakta olan firmaların bu konudaki görüşlerini ve bu etiketleri tanımak isteyen arkadaşlarımızın da bilgi istemeleri için bu ortamı kullanmalarını tavsiye ediyorum.

Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticileri İçin Uluslararası Sertifikasyon Kuruluşları

Günümüzde dünya ekonomisi global bir yapı içerisinde birbirine tamamen entegre olmuş biçimdedir. Bu ekonomik entegrasyon işletmeler arası ilişkileri de en yüksek seviyeye getirmiştir. İşletmelerde görev yapan yöneticiler ise sadece lokal bazda değil artık global bazda karar veren ve strateji geliştiren yöneticiler konumuna gelmişlerdir. Bu yöneticilerin uluslararası standartlarda bilgi ve mesleki birikimlerinin bulunması gerekmektedir. Profesyonel yöneticilerin kendi alanlarındaki bilgi ve mesleki becerilerini ölçmek ve değerlemek önem kazanmıştır. Bu konudaki ölçme ve değerleme kriterlirinin en önemlilerinden biri uluslararası sertifikasyonlardır.

Avrupa birliği süreci, artan yabancı yatırımlar ve çok uluslu şirketler rekabet avantajı sağlamak için bünyelerinde uzman çalışanları ve uluslararası  geçerliliği olan sertifikalara sahip kişilerle çalışmayı tercih etmektedirler. Son yıllarda Türkiye de  finans , denetim ve bilişim alanlarında uluslararası standartlara sahip sertifikasyonlar büyük önem kazanmıştır. Bunlardan bazılarına örnek verecek olursak; yönetim muhasebesi standardı CMA ve finans yöneticileri için CFM sertifikaları, iç denetimde uluslar arası iç denetçi sertifikası CIA ve bilişim alanında ise Microsoft, Oracle, Cisco sertifikasyonları ön plana çıkmıştır.

Son yıllarda gelişen ve her geçen gün önemi artan tedarik zinciri yöneticilerinin de uluslararası standartlara sahip sertifikasyona ihtiyaçları artmaktadır. Özellikle çok uluslu şirketlerde çalışmak isteyen yönetici adayları için, sahip oldukları diplomalar kadar önemli hale gelmiştir. Bununla birlikte ülkemizde çok sayıda eğitimli kişi, iş bulma sıkıntısı ile karşı karşıya kaldığından; kariyerlerinde farklılaşma yaratmak için bazı kuruluşlarda eğitime devam ederek eğitim veya katılım sertifikaları almaktadır. Burada karıştırılmaması ve dikkat edilmesi gereken en önemli husus, aşağıda açıklanan sertifikasyon sisteminin sınavda başarılı olma koşulu ile uluslararası geçerliliği olan bir sertifika verilmesini içermesidir.

Tedarik Zinciri Yönetimi ve bununla ilgili konularda uluslararası sertifikasyonlar çok fazla olmakla birlikte, bunlar içerisinde en ön planda olanlar ve bu sertifikasyonu veren kurumlar aşağıdakilerdir:

 

1) APICS- Association for Operations Management

APICS, 1957 yılından bu yana operasyon yönetimi ve tedarik zinciri konusunda profesyonel yöneticileri barındıran kuruluştur. Sektörün önde gelen bilgi üretici ve paylaştırıcı kurumlarından biridir. Chicago, Amerika Birleşik Devletleri merkezlidir.

 

Verdiği önemli sertifikasyonlar :

  • CSCP-  Apics Certified Supply Chain Professional
  • CPIM- Apics Certified in Production and Inventory Management

 

APICS, bu sertifikasyonlarla ilgili online eğitim de vermektedir. Sınavlara ilgili dokümanlar ve hazırlanma materyalleri APICS’den temin edilebilmektedir.

APICS web sitesi : www.apics.org

 

2) PMAC- Purchasing Management Association of Canada

1919 yılında kurulan PMAC, dünyanın tedarik zinciri alanındaki en eski meslek örgütlerinden biridir. Tedarik zinciri alanında uluslar arası araştırmalar yapmakta, eğitimler ve sertifikasyonlar vermektedir. Toronto, Kanada merkezlidir.

Verdiği sertifikasyon :

  • SCMP – Supply Chain Management Professional

Sınavlara ilgili dokümanlar ve hazırlanma materyalleri PMAC’dan  temin edilebilmektedir.

PMAC web sitesi : www.pmac.ca

 

3) IPSCMI – International Purchasing and Supply Chain Institute

IPSCMI, tedarik zinciri yönetimi konusunda her seviyede eğitimler veren, kongreler düzenleyen ve sertifikasyon veren bir kurumdur. Delaware, Amerika Birleşik Devletleri merkezlidir.

Verdiği sertifikasyonlar :

  • CISCP – Certified International Supply Chain Professional
  • CISCM- Certified International Supply Chain Manager

IPSCMI, bu sertifikasyonlarla ilgili online eğitim de vermektedir. Sınavlara ilgili dokümanlar ve hazırlanma materyalleri IPSCMI’den temin edilebilmektedir.

web sitesi : www.ipscmi.org

4) International Supply Chain Management

ISM, tedarik zinciri konusunda, dünyadaki en büyük profesyonel kuruluştur. 1915 yılında kurulmuştur. Arizona, Amerika Birleşik Devletleri merkezlidir.

Verdiği sertifikasyonlar :

  • CPSM – Certified Professional in Supply Management
  • CSM – Certified in Supply Management
  • CPSD- Certified Professional in Supplier Diversity
  • CPM- Certified Purchasing Manager

Sınavlara ilgili dokümanlar ve hazırlanma materyalleri ISM’den  temin edilebilmektedir.

ISM web sitesi : www.ism.ws

 

Hazırlayan: Pınar Kaya

 

 

Yurtdışı Yatırımlarda Başarının 5 Sırrı

Uzmanlar, yurtdışı yatırımlara eğilimin arttığı bu dönemlerde doğru bir stratejiyle hareket etmek gerektiğine vurgu yapıyor.

Ekonomik belirsizliğin yaşandığı dönemlerde yurt dışında iş yapma eğiliminin giderek arttığı görülüyor. Son dönemde özellikle müteahhit şirketlerin yurt dışında iş alma eğiliminde bir artış yaşanıyor. Orta Doğu, Türki Cumhuriyetler ve Afrika ülkeleri gibi daha bakir piyasalar, sağladığı fırsatlar ile yatırımcıların ilgisini çekiyor. Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı, Kamu Özel Ortaklığı (PPP) ve Proje Finansmanı Uzmanı Fatih Kuran, yurtdışında yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için aşağıdaki tavsiyelerde bulundu. Girişimcilerin yurtdışına yatırım açılımının, yurtdışına yatırım mallarının ve buna bağlı hizmetlerin ihracı ile doğrudan yatırımlar olarak iki kısımda incelenebileceğini belirten Fatih Kuran sözlerine şöyle devam etti:

Tercih Edilen Ülke İyi Analiz Edilmeli

Öncelikle yurtdışında aktif olabilmek için ilgili ülkenin potansiyelini, dinamiklerini, kanun ve mevzuatları, iş yapma şekillerini iyi tespit etmek ve piyasaya girmeye çalışırken buna uygun bir yaklaşım içinde olmak gerekiyor. Unutmamak gerekiyor ki her ülke apayrı bir dünya ve en kısa zamanda kendimizi adapte etmek durumundayız. İlgili coğrafyada işe yarar bir bağlantı ağı inşa etmek ve doğru kullanmak da kritik önemde. Hemen her ülkeyi yakından tanıyan uzmanlar olduğu için mutlaka fikir ve danışmanlık almakta büyük fayda var. Yanı sıra ülkede daha önce yatırım yapmış şirketlerin deneyimlerinden de faydalanmak önemli. Aksi takdirde öğrenme sürecinde uzun süre havanda su döven şirketlerin sayısı hiç de az değil.

Finansal İmkanlar Yaratılmalı

İster doğrudan yatırımcı ister yatırım malımızı satmaya çalışan müteahhit şirket olalım hedeflediğimiz ülkedeki yatırımlara kaynak sağlamak için finansal imkanlar yaratmak durumundayız. Satacağımız mal ve hizmetlerin müşterilerimiz tarafından alınabilir olması için uygun finansal koşulları yaratmak özellikle son dönemlerde giderek artan rekabetin bir ön koşulu olmuş durumda. Doğrudan yatırımlarda ise finansman olanaklarını bu defa da kendimiz için yatırım projemizin nakit akış yapısına uygun ve performansı maksimize edecek şekilde oluşturmak mecburiyetindeyiz. Finansman kaynağı arayışına başlarken dikkate almamız gereken beş temel unsur sayabiliriz. Bunlar 1. Hangi ülke 2. Hangi sektör 3. Ağırlıklı hangi ülkelerden mal tedariği yapacağız4. yatırımın büyüklüğü ve 5. Madde olarak ise PPP (Kamu Özel Ortaklığı) veya yabancı ortaklıklar gibi projenin yapılış veya tedarik şekli olarak ifade edebiliriz. Yatırımın hangi ülkede olduğu, ilgili coğrafyada politik riskin ne olduğu, aktif olan yerel ve yabancı bankaları belirlemek ve fon arayışımızı şekillendirmek için önemli.

Uluslararası Finans Kuruluşlarının Kapısı Çalınmalı

IFC, EBRD, Asya Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası gibi bankalar yatırım finansmanında önemli oyuncular olduğu için ilgili oldukları coğrafyalar ile sektörleri bilmek ve arayışımızı doğru hedeflere yönlendirmemiz gerekmekte. Yatırım mallarını ağırlıklı hangi ülke veya ülkelerden temin edeceğimiz ise Hermes, SACE, Coface, US Exim gibi hangi ECA’ler vasıtası ile finansman sağlayabileceğimizi belirleyecek olması bakımında önemli. ECA (Export Credit Agency) ‘ler kendi ülkelerinin rakabet gücünü ve dolayısı ile de ihracatını geliştirmeyi hedefledikleri için yatırım mallarının ağırlıklı olarak kendi ülkelerinden temin edilmesi halinde tüm yatırım için uygun kredi imkanları sağlayabilmekteler. Sağladıkları kredinin vadesi ve kullanım koşulları ihracatın yapılacağı ülkenin politik riskine, sektöre ve yatırımın büyüklüğüne bağlı olarak da değişiklik arz etmekte. Örneğin yenilebilir enerji alanındaki projelerde genel kabül olarak daha uygun kredi kullanım koşulları ve daha uzun vadeler mümkün olabilmekte. Bazı projelerde yüklenici şirketler özellikle daha cazip finansman imkanlarından faydalanabilmek amacı mal tedariğini daha rekabetçi ve esnek olan ECA’lerin aktif olduğu ülkelere yönlendirebilmekteler. Kalkınma ve Yatırım Bankaları ile ECA’ler haricinde ilgili coğrafyaya ilgisi olan ticari bankalar ile yatırım kredisi sağlayan veya bazen ortak da olabilen yerel bankaların fon kullandırım koşulları da finansman paketini oluştururken dikkate alınması gereken diğer hususlar.

Profesyonel Destek Alınmalı

Projelerin yapılabilirliğini sağlayacak doğru finansman kaynaklarını bir araya getirebilmek uzmanlık gerektiren bir iş. Farklı ülkelerdeki değişken koşullara bağlı finansman kaynaklarını ister kendi yatırımlarınız isterse de müşterilerinizin yatırımları için doğru şekilde bir araya getirip projenin performansını ve finanse edilebilirliğini geliştirmek gerekiyor. İlgili ülkedeki ve proje özelindeki riskleri analiz etmek ve en doğru şekilde yönetmek de işin çok önemli bir parçası. Bu sayede projelerin performansını geliştirmek ve bankalarla olan müzakere sürecini en doğru şekilde yönetmek mümkün.

Finansal Mühendislik Yöntemi

Finansal Mühendislik çalışmalarının amacı ele alınan iş ile ilgili en uygun finansal koşulları bir araya getirmektir. Yapılacak çalışmaların amacı çoğu zaman karlılığı ve yaratılacak değeri arttırmak, uygun finansal koşullar ile fon imkanlarını sağlamak, sermayenin geri dönüş hızını geliştirmek ile rakabet gücünü arttırmak şeklindedir. Finansal mühendislik uygulamaları ile yatırım yapılacak ülke ve sektöre bağlı olarak yatırımcılar ve duruma bağlı olarak yüklenicler lehine tüm bu parçaları uygun bir şekilde bir araya getirmemiz gerekiyor. Yeni dönemde rekabetçi olabilmek için önemi giderek artan Kamu Özel Ortaklığı (PPP) kapsamındaki proje yapılarına da hakim olmak önemli. Ülke yönetimleri kendi finansman kaynaklarını tüketmediği ve proje performansını arttırdığı için PPP’nin uygulama yöntemleri arasında yer alan Yap-İşlet- Devret ve Yap-Kirala-Devret gibi tedarik yöntemlerini giderek artan şekilde kullanmaktalar. PPP projelerinde müteahhit şirketler genelde yüklencii vasvıfının yanına işletmeci kimliğini de eklemek durumunda kalıyorlar. Bu nedenle artık yurt dışında iş yapmak isteyen şirketlerimizin pek de alışkın olmadıkları özellikle işletme performansı ile ilgili gerekliliklere ve risklere hakim olmaları da gerekiyor.

VakıfBank Uluslararası Piyasalardan 417 Milyon Dolarlık Yeni Kaynak Sağladı

Türkiye’nin uluslararası sermaye piyasalarındaki öncü ve yenilikçi bankası VakıfBank, Türkiye’ye yurt dışından kaynak getirmeye devam ediyor. VakıfBank, Hazine işlemlerine dayalı, 3 yıl ödemesiz olmak üzere toplam 7 yıl vadeli, 417 milyon dolar değerinde seküritizasyon işlemi gerçekleştirdi. VakıfBank’ın sadece seküritizasyon programı kapsamında uzun vadeli ve uygun maliyetli ihraç tutarı 1,8 milyar dolar seviyesine ulaştı.

VakıfBank, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in, Türk bankalarının Diversifed Payment Rights (DPR) Seküritizasyon programı derecelendirme notlarını ‘yatırım yapılabilir’ seviyesinin altına indirmesinin ardından, ilk seküritizasyon işlemini tamamlayan banka oldu.

Seküritizasyon programı kapsamında gerçekleştirilen 417 milyon dolar tutarındaki işleme ilişkin açıklamada bulunan VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, işlemin bu yıl gerçekleştirdikleri ilk seküritizasyon işlemi olduğuna da dikkat çekti. Üstünsalih, “Her zaman olduğu gibi sektördeki öncü duruşumuzu koruyarak bu alanda Türkiye’deki ilk işlemi tamamladık. Bu yıl temmuz ayındaki not indirimi nedeniyle, bu işlem özelinde program kapsamındaki tüm bankalardan tek tek onay alarak zorlu bir süreci başarıyla tamamlamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu vesileyle, VakıfBank’a duydukları güven ve desteklerinden ötürü yatırımcılara ve destek veren bankalara teşekkürlerimi sunuyorum’’ dedi.

“Uluslararası kaynak teminine devam edeceğiz”

Söz konusu işlemin VakıfBank’a ve Türk bankacılık sektörüne duyulan güveni bir kez daha gösterdiğini belirten Abdi Serdar Üstünsalih, sözlerini şöyle tamamladı:

‘’Yılbaşından bu yana, çeşitli yapılar altında eurobond ihracı, İTMK (covered bond) ihraçları, DPR Seküritizasyon işlemi, katkı ve ana sermaye benzeri tahvil ihraçları, sendikasyon kredileri, bilateral krediler dâhil olmak üzere TL ve döviz cinsinden farklı fonlama kaynaklarını bilançomuza katmayı başardık. Böylece, uygun maliyetli ve uzun vadeli fonlama alternatifleriyle ülkemize kaynak teminine katkı sağlamaya devam ettik.VakıfBank olarak uluslararası sermaye piyasalarındaki lider duruşumuzla, milli ekonomimize ve reel sektöre destek olmaya devam edeceğiz.”

İK’cıların KVKK İmtihanında Dikkat Etmesi Gereken 9 Maddelik Uyarı Listesi

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun hayatımıza girmesiyle birlikte, kurumlar son kullanıcılardan izin alma yarışına girdi. Ancak bu yarışta sanıldığının aksine sadece müşteri verileri bulunmuyor. Şirketlerin İK departmanlarının elinde bulunan çalışan verileri hatta başvuru esnasında alınan CV’ler de KVKK kapsamında. PEAKUP, KVKK’nın kurum içi süreçlere sorunsuz bir şekilde adapte edilebilmesi için çalışanlar ve işverenler için 9 maddelik bir uyarı listesi hazırladı. KVKK işe başvurduğunuz anda başlıyor, çalışırken ve hatta ayrılırken devam ediyor.

 

KVKK, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumayı hedeflerken, hayatı kolaylaştıran ve farklı hizmetler sunan kurumlara da avantajlar sağlıyor. KVKK’nın kurumlarda yol açtığı dönüşüm sadece CRM departmalarına değil İK departmanlarına da bir takım değişiklikler getiriyor. KVKK ile ilgili İK süreçlerinde atılması gerek doğru adımlar ve bu alanda verimliliğin yakalanması için kurumlara danışmanlık hizmeti veren PEAKUP, 9 maddelik önlem ve öncelik listesi hazırladı. Bu listeye göre bir ilana başvurmak, CV hazırlamak, referans vermek ve hatta çalıştığınız yerdeki kameranın açısı dahi KVKK’ya uygun olmalı. İşte İK yöneticileri için 9 maddelik uyarı listesi…

 

1-      İş başvurusu yapan adayı mutlaka önceden bilgilendirin!

Adayın kişisel bilgilerinin yer aldığı CV’ler KVKK dahilinde dikkat edilmesi gereken veriler arasında yer alıyor. Bunların ne kadar süreyle şirket veri tabanında tutulacağı ve kimlerin  paylaşımda olacağı, ne zaman imha edileceği veya anonimleştirileceği ayrıntılı olarak aday ile paylaşılmalı.

 

2-      CV’leri en güvenli koşullarda saklayın!

CV’lerin saklanma koşullarının (dijital veya fiziksel) herhangi bir ofis kazası veya siber saldırıya karşı korunaklı olması gerekiyor. Fiziksel ortamdaysa kilitli dolaplarda ilgili görevlinin dışında kimsenin erişemediği, dijital ortamdaysa siber saldırılara karşı gerekli bilgi işlem çözümlerinin kurgulandığı şekillerde saklanmalı.

 

3-      CV’lerde verilen referansların onaylı olduğundan emin olun!

Referans bilgisi bulunan CV’lerde adayın da referans aldığı kişiden rıza alması gerekiyor. Bunu yapabilmek için CV sahibi, dijital ortamlar üzerinden onay süreci oluşturabilir ya da mülakat sırasında bu beyanı yazılı bir form aracılığı ile başvuru yaptığı kuruma sunabilir.

4-      Özlük dosyası içeriği değişti, önlem alın!

KVKK’ya göre özel nitelikli kişisel verilere giren sağlık bilgileri veya sabıka kaydının adaydan istenmesi durumunda muhafaza koşullarının KVKK süreçlerine uygun olması gerekiyor.

 

5-      Çalışan sözleşmelerine mutlaka KVKK maddesi ekleyin!

Çalışanlarınıza KVKK’ya yönelik haklarını basılı veya dijital ortamda aktarıyor olmalısınız. Çalışanınızın ilettiğiniz KVKK prosedürünü edindiğine ve kabul ettiğine dair bir maddeyi çalışma sözleşmelerinize mutlaka ekleyebilirsiniz.

 

6-      Çalışanlarınızın fotoğraflarını paylaşmadan onay almayı unutmayın!

Çalışan fotoğraflarının izinsiz bir şekilde dijital veya basılı mecralarda paylaşılması KVKK’ya göre ihlal nedenidir. Mutlaka önceden çalışandan onay alınmalıdır.

7-      Güvenlik kameralarını konumlandırırken dikkatli olun!

Güvenlik kameraların açılarını çalışanın özel hayatına müdahale etmeyecek şekilde konumlandırılmasına özen gösterin. Kameranın çalışanların ekranlarını doğrudan görüntüleyecek şekilde yerleştirilmemesine özen gösterirken, şirketinize gelecek olan misafirlerinizi de şirket içerisinde güvenlik kamerası olduğunu bilmelerini sağlayacak yönlendirmeler koyabilirsiniz.

 

8-      Güvenlik çözümlerinde parmak izi veya retina taramasını tercih etmemeye özen gösterin!

Şirket giriş çıkışlarında kullandığınız güvenlik çözümlerinde biyometrik parmak izi ve retinaya alternatif çözümler üretebilirsiniz. Örneğin çalışanın ID’sini yükleyebilecek ve temassız olarak geçiş işlemini yapacak sistemler bu sorun için bir çözüm olabilir.

 

9-      Bilgi işlem departmanınıza risk analizi yaptırın!

Dijital ortamda saklanan verilerin saklanma koşullarını en iyi hale getirmek zorundasınız. BU nedenle bilgi işlem departmanlarının iç ve dış siber saldırılara uğramamak için risk analizine sokulması gerekiyor.