Hangi İletişim?

Hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da iletişim önemli bir unsur olarak karşımıza çıkar. Ancak iş hayatında iyi yönetilmeyen iletişim, telafisi güç sorunlara yol açabilir. Bu nedenle doğru iletişim kanalını doğru zamanda kullanmak önemlidir.

Bazen tüm çabalara rağmen iletişim kopukluğu yaşanabilmektedir. Kimi zaman e-mail tercih edilen bir iletişim yöntemi iken kimi zaman telefon daha etkili olabilir. Yazılı iletişimde mesajlar veya bilgiler gönderici ve alıcı arasında sadece yazıya dökülen kelimelere dayanırken, sözlü iletişimde bu sadece ağızdan çıkan kelimelere değil aynı zamanda  kişinin ses tonuna ve karşılıklı doğrudan etkileşime dayanmaktadır. Bu nedenle, her iki iletişim yöntemini artıları ve eksileriyle ele almak, hangi yöntemin tercih edilebileceğiyle ilgili yol gösterici olabilir.

Özellikle iş hayatında, e-maillerin önemli bir yer tutmasının en büyük nedeni bunların kayıt altına alınabilmesi ve herhangi bir anlaşmazlık durumunda geriye dönük olarak yapılan bu yazışmalara kolayca ulaşılabilmesidir. Telefon konuşmaları her ne kadar özellikle çağrı merkezlerinde kayıt altına alınsa da günlük iş konuşmalarında herhangi bir kayıt olmadığı için bir takım aksaklıklar meydana gelebilir. Bu anlamda yazılı iletişim bu tür aksaklıkların meydana gelmesini engelleyecektir.

Yazar: Simge Erdağ

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Mağaza Operasyonları

Günümüzde, tedarik zincirinin perakende sektöründe uygulamalarının çeşitli süreçlerde sürekli bir değişim halinde olduğunu görmekteyiz. Mağaza operasyonları ile ilgili son zamanda meydana gelen gelişme ve değişimler, tedarik zincirinin son halkası olan mağazanın, ürünü tüketici ile buluşturma noktası olması açısından  önemini ortaya  koymaktadır.

Daha önceleri tedarik zinciri açısından mağazalar, daha az etkin bir alan olarak görülmekteyken, günümüzde nihai kullanıcı olan müşteriyi etkileyen ve onu ürünle buluşturan, karlılık sağlayan bir yapı olması sebebiyle, tedarik zincirinin son ve en önemli halkalarından birisi olmuştur.

Mağaza operasyonları yapılırken en önemli hususlardan birisi, nihai kullanıcının yani müşterinin ihtiyacını gidermektir. Bunun için müşteri ihtiyacının istenilen yer, zaman ve miktarda karşılanması gerekmektedir. Özellikle müşterinin ihtiyaç duyduğu malzemenin istenilen yer, zaman ve miktarda karşılanmasının müşteri tatmini açısından önemi büyüktür. Tatmin olan müşteri yeni ihtiyaçlarını karşılamak için yine aynı mağazayı tercih edebilecektir.

….

Yazar: Suat SARAÇOĞLU

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Çarşıda Verdim 1 Lira, Eve Geldim 3 Lira!

Bu yazımda sizlere işletmelerde sıklıkla karşılaştığımız satınalma ile ilgili bir yanlış yorumlamadan bahsetmek istiyorum. Ama önce gelin isterseniz satınalma nedir, ne değildir ile başlayalım. Satınalma, en ucuz fiyattan en kaliteli ürünün tedariki değildir. Satınalma, iş ihtiyacınızı çözecek en iyi çözümü, en iyi şartlarda temin etmektir. Bu cümledeki her bir tamlamanın üzerinde tek tek düşünmek gerekir. İhtiyaç, üretimde kullanılacak bir hammadde veya yarı-mamul, servis, alınıp-satılacak ticari bir meta, vb. olabilir. Satınalmacı işe, ihtiyacını anlayarak başlamalı.  Buna müşterinin sesi (voice of customer) diyoruz. Müşterinin ihtiyacını karşılamayan veya fazlasıyla karşılayan hiçbir çözüm, en iyi (optimal) çözüm değildir.

İhtiyaç analizi yaparken öngörülen çözümün değil, ihtiyacının tanımlandığından emin olunmalı. Örneğin; ihtiyaç, “Uluslararası konuşmalarımızı yapabilmek için bir konuşma paketine ihtiyacımız var” şeklinde söylendiğinde buradaki ihtiyaç, uluslararası konuşmaların yapılabilmesidir. Konuşma paketi, muhtemel çözümlerden birisi olabilir. Bunun için Skype ve Viber gibi çözümler, konuşma paketi alınmasından daha efektif bir çözüm olabilir.
Satınalmacı ihtiyacın en iyi hangi şekilde karşılanacağı konusunda yaratıcı olmalı. Satınalmacının ve ihtiyaç sahibinin, çözüm ile ihtiyaç arasındaki farklı bilmesi gerekir. Bu farkı anladıktan sonra çözümle ilgili önyargıya kafa tutmak ve diğer çözüm alternatiflerine bakmak daha kolay olacaktır.

En iyi çözüm, niteliksel açıdan ihtiyacı en iyi karşılayan çözümdür. En iyi çözümün, en iyi şartlarda temin edilmesi ise başka bir şeydir. Örneğin; akıllı telefon ihtiyacını karşılayacak en iyi çözümün iPhone olduğunu kabul edelim. iPhone’un temininde en iyiyi sağlayan şartlar; fiyat, temin süresi, vade, garanti süresi, vb. şartlardır. Satınalma fiyatı hiçbir zaman tek başına en iyi şartları sağlamaya yetmez.

Yazar: Arif YILDIRIM

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Türkiye’nin 2014 Yılı Lojistik Performans Karnesi

Türkiye’nin lojistik ve stratejik önemini anlatan şu cümlelere ilkokul yıllarımızdan beri sayısız kez karşılaştık:

  • Türkiye Afrika, Avrupa ve Asya’nın kesiştiği yerde ve bu üç kıtanın konum olarak birbirine en yakın bulunduğu bölgededir.
  • Türkiye, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan önemli yollar üzerindedir.
  • Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrilidir ve boğazlarla okyanuslara çıkışı vardır.

Türkiye olarak ülkemizin lojistik/stratejik önemine yaptığımız yukarıdaki vurguların tarafsız organizasyonlarca nasıl algılandığını bu yazımızda inceleceğiz. Yazımız Dünya Bankası’nın 2014 yılı Lojistik Performans Indeksi çalışmasına dayanıyor.

 

2014 Dünya Bankası Lojistik Performans İndeksi

Dünya Bankası Lojistik Performans İndeksi (LPI) 160 ülkeyi kapsayan global freight forwarder ve express taşıyıcılarla gerçekleştirilen anketlere dayanan geniş çaplı bir araştırma. İlk çalışma 2007 yılında başlatıldı, her iki yılda bir yenilenmekle birlikte inceleyeceğimiz son çalışma 2014 yılında yayınlandı.

Lojistik Performans Indeksinin amacı siyasi liderleri, özel sektör girişimcilerini ve sivil toplum kuruluşlarını ülkelerinin lojistik performansları hakkında bilgilendirmek ve lojistik alanında yapılabilecek iyileştirmeler için ışık tutabilmek. Uluslararası ve ulusal Lojistik endeksleri bulunan Dünya bankasının uluslararası lojistik performansı üzerinde duracağız.

Uluslararsı Lojistik performansı şu alanlarda yapılan değerlendirmeleri baz alır:

  • Gümrüklerin etkinliği (Customs)
  • Ulaştırma altyapısı ve ticaretin niteliği (Infrastructure)
  • Rekabetçi navlunlarla uluslararası sevkiyatlar organize edebilme(international shipments)
  • Lojistik hizmetlerin kalitesi ve rekabet edebilirlik (Logistics competence)
  • Lojistik hizmetlerin takip edilip izlenebilmesi (Tracking and tracing )
  • Lojistik hizmetlerin zamanında gerçekleştirilmesi (Timeliness)

Yazar: Aydoğan Can

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Perakende ve Ramazan

Gıda perakendecisinin hareket ,   bereket ayıdır Ramazan…

Mağazaların içine özel bölüm hazırlıkları başlar, Ramazan özel insert ürünleri   haftalık  ve  günlük olarak çoktan belirlenmiştir. Ürünler son kullanım tarihlerine göre depo raflarındaki yerini 1 ay öncesinden almaya başlamıştır.

Ramazan ayının Hicri ve Miladi takvim farkından dolayı her yıl 10 gün önceye gelmesi kaçınılmaz olarak tüketim alışkanlıklarını az da olsa etkilemektedir.  Perakendeci bunu göz ardı etmez asla.

Her zamanki gibi müşteri memnuniyeti önemlidir perakendeci için. Rahat ve uygun   alışveriş yapılabilmesi için aylar öncesinden genel merkez Ramazan Özel toplantılarına başlar.  Her kategori müdürü kendilerine sunulan bütçe planını en verimli halde kullanmak adına yoğun bir çalışma sergiler. Reklam Pazarlama departmanı insertler ve tanıtım reklamları üzerinde yoğunlaşır, amaç daha çok müşteriye seslenmektir. İnsan Kaynaklarını es geçmemek lazım. Onlarında sancılı dönemidir Ramazan ayı.  Özellikle iftar öncesi saatlerindeki yoğunluk için personel alımları ve şirket bünyesinde eğitimleri söz konusudur.

Sektör Ramazan’a yoğun tepoda hazırlanıyor…  Belirttiğimiz gibi perakendeciler müşterilerine rahat ve uygun alışveriş yapmaları için özenli bir çalışma gerçekleştiriyorlar. Özel Ramazan Paketleri, insert ürünleri , mağaza içi Ramazan ‘a özel dekorlar, Ramazan hediyeleri…

Yazar: Eda EKİNCİOĞLU

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanlığı (TMGD) Hakkında Tebliğ’in yayınlanmasının ardından …

Uzun zamandır beklenen tebliğ nihayet 22 Mayıs 2014’te Resmi Gazete’de yayımlandı. Özellikle lojistik sektörünün dört gözle beklediği, hakkında her kafadan farklı ses çıkan tehlikeli madde güvenlik danışmanlığı ve buna olan gereklilik bir nebze olsun aydınlatılmış oldu.

Bildiğimiz gibi Türkiye 22 Mart 2010’dan bu yana Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Taşınmasına İlişkin Sözleşme’ye (ADR) taraf olmasına rağmen birçok gerekliliğini yerine getirmemekteydi. Tehlikeli maddeler ile faaliyet gösteren işletmelerin tehlike madde danışmanı bulundurması da ADR’nin temel gerekliliklerinden biridir. Ancak ülkemizin alt yapı ve eğitim yetersizliği nedeniyle bu gereklilik sürekli ertelenmekteydi. Oysa ki tehlikeli maddeler ile ilgili olan bu tür yasal düzenlemelerin temel amacı başta insanların olmak üzere diğer canlıların yaşamını güvence altına almak ve çevreyi korumaktır. Tehlikeli maddelerin dahil olduğu her türlü faaliyeti yürüten işletmelerin ise bu konuda daha fazla duyarlı olmaları, bir şekilde taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar ve ilgili mevzuat hükümlerinin gerekliliklerini tam anlamıyla yerine getirmeleri beklenmektedir. Bu anlamda tehlikeli maddeler ile faaliyet gösteren işletmeler için kendilerine yön gösterecek ve faaliyetlerinin daha güvenli olmasını sağlayacak tehlikeli madde güvenlik danışmanlarının istihdam edilmesi veya tehlikeli madde güvenlik danışmanlarından hizmet alınması zorunlu hale getirilmiştir.

Tehlikeli madde güvenlik danışmanına kimlerin ihtiyacı var ?

1 Eylül 2014 tarihi itibari ile tehlikeli madde güvenlik danışmanı bulundurması zorunlu olan işletmeler aşağıdaki gibi belirlenmiştir :

  • Bir takvim yılı içerisinde net 50 ton ve üzerinde tehlikeli madde işlem hacmi olan gönderen, paketleyen, yükleyen, dolduran ve boşaltan olarak faaliyette bulunan işletmelerin Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurması zorunludur.
  • Bunun yanı sıra toplam araç taşıma kapasitesi 50 ton ve üzerinde olan taşımacılık işletmelerinin de Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurması zorunludur.
  • Ayrıca miktarına bakılmaksızın ADR Bölüm 1.1.3.6.3’te yer alan tablodaki taşıma kategorisi “0” olan tehlikeli maddelerle iştigal eden ve tehlikeli madde taşımacılığı sürecinde yer alan, gönderen, paketleyen, yükleyen ve dolduran olarak faaliyette bulunan işletmelerinin bundan sonra Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı bulundurmaları zorunludur.

Yazar: Ezgi UZEL

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Haziran 2014 Emtiya Fiyatları

Değerli Satınalma Profesyonelleri,

Satınalma tarafında Haziran ayı ile birlikte 2014 yılı 3.çeyrek veya 2014 yılı 2.yarı anlaşmaları hazırlıkları başladı. Doğal olarak taraflar anlaşma öncesi hazırlıklarını hızlandırırken piyasalardaki gelişmeler ve beklentileri yakından takip etmeye başladılar. Bu kapsamda yurtiçi piyasalara baktığımızda hammadde ve enerji fiyatlarını ana başlıklarda detaylandırdığımız şekilde ele alabilirsiniz. İşçilik maliyeti tarafında ise Temmuz ayı ile birlikte asgari ücretin %5.9 oranında artacak olması hesaba katılmalıdır. Diğer yandan iç pazardaki daralma devam etmesine rağmen global piyasalardaki olumlu veriler ihracat yapan üreticiler için fırsat yaratabilir. Örneği otomotivde iç pazardaki %29’luk daralmaya rağmen Mayıs ayında ihracat geçen yılda kıyasla %9 artış gösterdi. Ocak-Mayıs döneminde ise iç pazar %25 daralırken ihracat %5 arttı, toplam üretim ise %2 geriledi. Mayıs’ta Ford Otosan’ın ihracatı geçen yıla kıyasla %5, bir önceki aya kıyasla da %17 yükselirken, Tofaş geçen yılın %5 altında ancak bir önceki ayın %9 üzerinde ihracat gerçekleştirdi. Global piyasalara baktığımızda; ABD’de açıklanan verilere göre tarım dışı istihdam Mayıs ayında beklentilere yakın seviyede artış kaydederken, işsizlik oranı Nisan ayına göre değişim göstermeyerek %6.3 seviyesinde gerçekleşti. ABD’de istihdam verilerinin beklentilere paralel bir görünüm sergilemesi ve ülkede iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürdüğüne işaret etmesi küresel piyasalarda olumlu karşılandı. Japonya’nın ilk çeyrek büyümesi yukarı yönlü revize edildi. ABD’de Mayıs ayına ilişkin ISM imalat endeksi 53,2 ile beklentilerin altında açıklandı. Ancak, açıklamanın ardından yapılan düzeltmeyle endeks 55,4 düzeyine revize edildi. PMI verisi öngörüleri aşarak ülkede iktisadi faaliyetin ivme kazandığına işaret etti. Çin’de Mayıs ayına ilişkin PMI verisi 49,4 ile eşik düzeyinin hafif altında ancak beklentilerin üzerinde açıklandı. Euro Alanı’nda imalat PMI Mayıs ayında 52,2 ile beklentilerin bir miktar altında açıklanmasına rağmen eşik düzeyinin üzerinde gerçekleşerek bölgede üretim faaliyetlerinin artış kaydettiğine işaret etti. Öte yandan, Almanya’da Mayıs ayında yıllık enflasyon oranı %0,9 düzeyine geriledi. Euro alanı enflasyon verileri Avrupa Merkez Bankası’nın para politikalarına yönelik beklentileri şekillendirmesi açısından önem taşıyor. Avrupa Merkez Bankası faiz indirim kararı alması durumunda bankaların reel sektöre daha ucuz ve daha fazla kredi sağlaması hedeflenirken, düşük enflasyonla mücadele konusunda da ilerleme kaydedilmesi bekleniyor.  Çin’de hükümet, büyümede istikrarın korunabilmesi amacıyla gerekli görüldüğü takdirde para ve maliye politikasında düzenlemeler yapılabileceğini duyurdu. Yapılan açıklamada, ekonomik büyümenin desteklenmesi amacıyla şirketler için maliyetleri düşürecek düzenlemelere gidilebileceği ve bazı bankalar için zorunlu karşılıklarda indireme gidebileceği belirtildi. Ayrıca, Çin Merkez Bankası’nın ekonomideki yavaşlama nedeniyle doğrudan tahvil alımlarının da aralarında olduğunu seçenekleri değerlendirdiği yönünde haberler gündeme geliyor. Çin Hükümeti bu sene için %7.5’lik bir büyüme hedefliyor. Bu amaçla bütçeden daha fazla harcama yapmak ve demir yolu yatırımlarını artırmak gibi birçok tedbirin yanı sıra; bazı bankaların zorunlu karşılık oranlarında indirime giderek piyasaya daha fazla krediye dönebilecek likidite yaratmayı hedeflemekte. Büyüme amaçlı atılan adımlar ve PMI’ın da iyi gelmesi petrol ve bakır başta olmak kaydı ile endüstriyel maden fiyatlarında yükselmeye sebep olacaktır.

 

Selamlarım ve Saygılarımla,

Yazar: Gürkan Hüryılmaz

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Lojistik Satınalma Vakası

Türkiye’de faaliyet gösteren çok büyük firma ile lojistik ihtiyaçları doğrultusunda görüşmek ve lojistik hizmet vermek adına randevu talep ettim. Randevu talebime olumlu dönüş yaptılar ve bana bir görüşme tarihi bildirdiler. O tarihte kendileri ile görüşme yapmak adına firmaya gittim. Firmanın Satınalma müdürüne sunumumu yaptım ve kendilerinden de firmalarının lojistik tanıtımını yapmalarını, nasıl çalıştıklarını, gönderdikleri ürünlerin ds ve kg bilgilerini kısacası lojistik operasyonları hakkında bilgi talep ettim.

Bana gerekli bilgileri verdiler. Daha sonra firmanın Satınalma müdürü bana

”Halit Bey, biz şuan da bir lojistik firması ile çalışıyoruz. Sizin, şuan çalıştığımız firmanın verdiği fiyatı vereceğinizi zannetmiyorum. Biz çok uygun fiyata çalışıyoruz” dedi.

Bende kendileri için bir mahsuru yoksa çalıştıkları fiyatı sordum. Onlarda bana;01–30 ds/kg arası bir koliyi 5.00 TL +KDV ye sevk ettiklerini söylediler. Önce, benim vereceğim fiyatın çok altında bir fiyat olduğunu düşündüm. Kendilerinden bir aylık gönderi datalarını istedim. Bana bir aylık gönderi datalarını mail attılar. Dataları inceledim, lakin 30 ds/kg lık bir koliye rastlayamadım!

Yazar: Halit KAYA

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

 

Vadeler Kısalıyor mu?

Vadeler tüm işletmelerde satınalma, satış, finans birimlerinin ortak çalışarak ile yönetmeye çalıştıkları çok boyutlu bir süreçtir. Satınalma birimlerinin de üzerinde ehemmiyetle durup yönetmesi gereklidir
Vade efektif satınalmanın karşısında bir kısıt olarak değerlendirilebilir. Satınalma birimleri en uygun fiyatı yakalamak istediklerinde vade ödün vermeleri gereken bir araç olarak karşılarındadır. Vade baskısı; yani bir kısıt olarak vade geleneksel finans yapısına sahip işletmelerde daha çok hissedilir. Bununla birlikte her vakit satış vadesinin kısa olması ve alış vadelerinin uzun olması amaçlanan bir tablodur; ancak bunu belirlemek genellikle işletmenin elinde değildir. Pazar şartları, sektör, dönemsellik, ürün/hizmet çeşidi gibi rekabet adı altında gruplayabileceğimiz unsurlar ödeme vadelerinin oluşmasında etkendir.
Vade; aynı zamanda tedarikçi ve alıcılar arasında piyasalarda bir denge unsurudur. Sektöre, bölgeye göre ve işleme (ürüne) göre farklılık gösterse de hem sektörel hem de bölgesel olarak sağlıklı bir iş çevresi oluşabilmesi için bu denge çok önemlidir. Özellikle küçük işletmeleri, sanayi sitelerini, ticarethaneleri barındıran sektör ve bölgeler için hayati öneme sahiptir.
Böyle bir işlev ortadayken alış ve satış vadeleri dengede olmayan işletmeler; eğer işletme sermayesi ve karlılık da yetersiz ise finansal dengeyi kuramazlar. Kısa ve uzun vadeli borçlanmak zorunda kalırlar. Dengenin bozulduğu dönemler; banka kredilerinin geri çağrıldığı dönemlerde olduğu gibi iş çevrelerinde ciddi sorunlara ve huzursuzluklarla beraber işletmelerin kapanmasına kadar uzanan bir durum ortaya çıkartır.

Yazar: Hamza BULUT

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

İnovasyonun Ne Olduğunu Bilmeyen Var Mı?

Son dönemlerde dünyanın ağzından düşürmediği ve rekabet edebilmenin en önemli argümanlarından biri kabul edilen ‘inovasyon’ dan bahsedeceğim.

Öncelikle inovasyonu tanımlayarak işe başlamak istiyorum. Oslo kılavuzunda belirtildiği haliyle, inovasyon; “yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin ya da iş uygulamalarında, iş yeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır”.  Tanımdan da ANLAŞILMADIĞI gibi  inovasyon özünde ‘yeni’ ye odaklanılmış gibi görünüyor. Tabi yeni denilince akla “Hangi yeni?” sorusu geliyor. Bunu daha iyi anlamak için halen en faydalı inovasyon örnekleri arasında gösterilen bisikleti düşünelim.

  • 1492 yılında Leanorda Da Vinci’nin karalaması diye olarak ortaya atılan ve kimin icat ettiği tam olarak bilinmeyen ilk bisiklet acaba yeni bir şey midir?
  • Ya da daha sonra evrilip gelişen ve vitesler takılıp kullanımı kolaylaştırılan bisiklet yeni midir?
  • Peki güçlü bir araba üretim know-how’una sahip Audi gibi bir firmanın çıkarmış olduğu elektrikli bisiklet yeni midir?
  • Peki ya tasarımı tamamlanmış ama rekabete de bağlı henüz piyasaya sunulmayan bisiklet modelleri yeni midir?

Bu noktada inovasyonu sadece ‘yeni’ kavramına indirger ve basitleştirsek bu terimin özüne haksızlık etmiş olabiliriz.

İnovasyonun inovasyon olması için  bilinmesi gereken en önemli özelliklerinden biri, ortaya çıkarılan ürün ya da hizmetin değiş tokuş edilebilir olmasıdır. Yani inovasyon temelli ortaya çıkarılan ürün ya da hizmete müşteriler para verip alabilmeli ve buna bir değer atfedilmelidir.

Bir çok alt dalı olmakla birlikte gerçekte inovasyonun dört ana boyutundan bahsedilir1[1]. Bunlar;

  • Dönüşümsel İnovasyon

İnovasyonun büyük büyük babası olarak tanımlanır. Kuşaktan kuşağa etkisi devam ettiği için bir devrim ve onun devamı şeklinde düşünülür. Bunu ayırt edebilmenin en kolay yolu, “Bu inovasyon insanların hayatından çekip alındığında hayat duruyor mu?” sorusunu sormaktır. Bu sorunun cevabı “evet” ise bu dönüşümsel bir inovasyondur. Elektrik ve internet buna verilebilecek en basit örneklerdir.

 …

Yazar: Kamil BAYAR

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız…