İhalesiz ve açık eksiltmesiz ‘saving’ nasıl yapılır?

Günümüzde bir şirketin başarısı zamanı ve parayı nasıl yönettiği ile doğru orantılı olarak değişiyor. Özellikle tesislerin ve varlıkların yönetiminde harcanan insan gücü ve zaman bazen sınırı oldukça aşıyor ve maliyet olarak da astarı yüzünden pahalıya geliyor.

Yenisini satın almadan mevcut varlıklarımızın bakımını düzenli yaparsak sürprizler yaşamaz ve varlıklarımızın ömrünü uzattığımız gibi aynı zamanda küçük tedbir programları ile uzun dönemde tasarruf sağlarız.

Teknolojinin sunduğu olanakları şirketlerimizde birçok noktada kullanırken, control ve teftişlerde bunu bazen göz ardı ediyoruz. Hâlbuki üretimde ve hizmette kullandığımız tüm varlıklarımızı verimli bir şekilde kullanabilmemiz için verimli bir şekilde çalıştırmamız gerekmektedir; üretimde kullanılan makinelerin düzenli kontrollerinden ofislerdeki klimaların bakımlarına kadar. Bunun için de periyodik kontroller oldukça önem kazanıyor, ama nasıl?

Öncelikle aşağıdaki noktalara dikkat ederek tesislerinizin ve bunların içindeki varlıklarınızın ömrünü uzatın, paradan ve zamandan tasarruf edin.

1.Kâğıt Formlardan Kurtulun

Bazı firmalar halen saha denetimlerini kâğıt formlar üzerinde gerçekleştirerek kendi kendilerine zarar veriyorlar. Kâğıt formlar firmanızın zamanını ve parasını siz farkında olmadan götürür. Bu sadece kâğıt masrafından dolayı değil, bunları kullanırken ki yaşanan zaman kaybında dolayı. Kâğıt formları sahada bir şekilde doldurduktan sonra onları ofise gelip tekrar bir rapor haline getirmek işin zor yanıyken, düzenlenmesi gereken yerler için gerekli kişilere iş emirleri hazırlamak da bir o kadar zor ve zahmetli bir iştir.

Bunun çözümü kâğıtlardan kurtulup mobile geçmektir. Firma olarak alacağınız bir mobil denetim uygulaması ile tüm bu süreçleri %70 oranında hızlandırabilir, denetim görevlisinin performansını % 35 oranında arttırabilir, zamandan ve paradan oldukça tasarruf sağlayabilirsiniz. Hatta bulut bilişim altyapısına sahip mobil uygulamaların sağladığı çevrimdışı özellik sayesinde de internete bağlı olmak zorunda kalmadan.

 

2.Denetimleri Planlayın

Düzenli ve periyodik denetimler yapmak bu tasarrufları sağlamak için en önemli konuların başında geliyor. Peki, bunları nasıl planlayıp herkese ulaştıracaksınız? Bu da bir diğer önemli konudur, çünkü işin bu kısmı da zamanınızdan çalan bir süreçtir.

Eğer yukarıda söylediğimiz gibi kâğıt formlardan kurtulduysanız, mobil uygulamanız ile bir denetim planlaması hazırlayın. Hangi denetimin ne zaman, kim tarafından yapılacağını bu uygulamalar ile kolay bir şekilde ayarlayabilirsiniz. Hatta hangi denetimin veya inspeksiyonun kim tarafından ne zaman yapılacağına bile karar verebilirsiniz. Bulut bilişim altyapısı sayesinde gerçekleştirilen tüm işlemler eş zamanlı olarak herkes tarafından görüntülenebilir ve bir aksiyon planı anında hayata geçirilebilir. Siz de ekstra bir zaman harcamak zorunda kalmazsınız.

Yazar: Pınar Pinzuti

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

TİCARİ İŞLERDE MÜTESELSİL SORUMLULUK (TESELSÜL KARİNESİ)

TİCARİ İŞLERDE MÜTESELSİL SORUMLULUK (TESELSÜL KARİNESİ)

Yazar: Ramazan Durgut

Aynı borç ilişkisinden dolayı birden fazla kişinin borç altına girmesi ve bunların her birinin borcun sadece bir kısmından sorumlu olması halinde, müşterek (kısmi) borçluluk vardır. Örneğin (A) ve (B)’nin birlikte üstlendikleri 2000TL’lik toplam borçtan, alacaklı (C) ile aralarındaki anlaşmaya göre, (A)’nın 100TL ve (B)’nin 100TL ile sorumlu olmasında durum böyledir.Bu tarz müşterek borçluluk sadece bölünebilir edimler için söz konusu olabilir.Buna karşılık birden fazla borçlunun, alacaklıya karşı borcun tamamı için taahhütte bulunması (borç üstlenmesi) halinde müteselsil sorumluluk(borçluluk)söz konusudur. Müteselsil borçluluk alacaklıyı oldukça avantajlı bir duruma sokar. Çünkü müteselsil borçlulukta alacaklı, “borcun tamamını” borçlulardan birinden veya diğerinden yahut borçluların hepsinden talep etme yetkisine sahiptir [bakınız Ülgen, Hüseyin (Teoman, Ömer / Helvacı, Mehmet / Kendigelen, Abuzer / Kaya, Arslan / Nomer Ertan, Füsun): Ticari İşletme Hukuku, 2. Bası, İstanbul 2009, s. 62 vd.].

Müteselsil borçluluk TBK m. 162 – 168 arasında düzenlenmiştir. TBK m. 162’e ye göre müteselsil borçluluğun söz konusu olabilmesi için bunun açıkça sözleşmede kararlaştırılması veya kanunda öngörülmesi gerekmektedir. Örneğin birlikte ödünç alanların (TBK m. 382), birlikte vekalet alanların ve verenlerin (TBK m. 511), haksız fiilden birlikte sorumlu olanların (TBK m. 61), mirasçıların miras bırakanın borçlarından (TMK m. 641)müteselsilen sorumlu oldukları kanunda düzenlenmiştir. Müteselsil borçlulukla ilgili kanunda bir hüküm bulunmadığı durumlarda, borçludan her birinin, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirmesi halinde müteselsil borçluluk oluşabilir (TBK m. 162/1). Buraya açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; adi işlerde müteselsil sorumluluk genel kural değil, istisnadır. Ancak sözleşmede kararlaştırılmış veya kanunda öngörülmüşse olabilir.

  1. Ticari İşler

Ticaret hukuku, ticari işleri düzenleyen hukuk dalıdır. Kanunda, ticari hükümlerin ticari işlere uygulanacağı öngörülmüştür (TTK m. 1/2). Buna karşılık bir iş ticari değil de adi işse, TTK hükümleri yerine genel hükümler (TMK, TBK vs.) uygulanır. Dolayısıyla bir işin ticari iş olarak nitelendirilmesi TTK hükümlerinin uygulanması bakımından büyük öneme sahiptir.

Ticari işler (faaliyetler) ne olduğu kanunda belirtilmiştir (TTK m. 3, 19). Anılan hükümler incelendiğinde ticari işlerin dört grupta toplandığı görülmektedir. TTK m. 3’e göre ticari işler; Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen işler (konular) ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlerdir. TTK m. 19’a göre ticari işlerin kapsamına ise ticari iş karinesi ve bir taraf için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler girmektedir.

Yazar: Ramazan Durgut

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısına Öğrenme Merkezi üyeliği yaparak ulaşabilirsiniz.

Üyelik için: https://satinalmadergisi.com/urun/dijital-uyelik/

 


EĞİTİM PROGRAMLARI İÇİN TIKLAYINIZ.

Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

Satınalma Yönetimi Eğitim Programı
Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.


Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri Eğitimi

Sözleşme Yönetimi ve Sektörel Kontrat İncelemeleri başlıklı eğitimin içeriğini incelemek için Eğitim Kataloğunu https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirebilirsiniz.

İhracat ve İthalat Rejimleri

Bu yazımızda da İhracat ve İthalat Rejimlerinden Kısaca bilgiler vereceğiz.

Dış Ticaretle uğraşan herkesin bildiği veya bilmesi gerektiği ihracat ve ithalatın

Tanımı kısaca anlatmak gerekirse,

İhracat:  Bir ülkenin ürettiği mal ve hizmetleri dış ülkelere satması Satış sonucu, mal ve hizmetlerin fiilen o ülkenin gümrük sınırlarını terk etmesiyle oluşan duruma ihracat denir.

İthalat: Yurtdışında üretilmiş malların ve hizmetlerin, ülkedeki alıcılar tarafından satın alınmasıdır. Buna Dışalım da denir. İthalatta ithal edilen malın Gümrük vergisinin ve Katma Değer vergilerinin ödenmesi ile oluşan duruma fiili ithalat denir.

İhracat ve İthalat, özel ya da tüzel kişilerce, kamu iktisadi kuruluşları ya da devlet tarafından doğrudan yapılabilir.

4458 sayılı Gümrük Kanunu ve Buna Bağlı Gümrük yönetmeliği bakarsak orada nasıl tanımlanmış ve nasıl ifade edilmiştir.

İhracat Rejimi

MADDE 150- l. İhracat rejimi, serbest dolaşımda bulunan eşyanın ihraç amacıyla Türkiye Gümrük Bölgesi dışına çıkışına ilişkin hükümlerin uygulandığı rejimdir.

İhracat, ticaret politikası önlemleri ve gerektiği takdirde ihracat vergileri de dahil olmak üzere çıkış işlemlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasıyla gerçekleştirilir.

  1. Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilecek eşya, ihracata ilişkin gümrük beyannamesi ile yetkili gümrük idaresine beyan edilir.
  2. Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkacak eşyanın gümrük beyannamesine tabi olmayacağı hal ve şartlar yönetmelikle belirlenir.
  3. Müsteşarlık, gerektiğinde ihraç eşyasının cinsine, niteliklerine ve ihracatın özelliğine göre ihracatın daha kolay yapılmasını sağlayacak usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

MADDE 151- İhraç eşyası, buna ilişkin gümrük beyannamesinin tescili sırasında bulunduğu durum ve niteliğini gümrük kontrolünden çıktığı sırada da aynen muhafaza etmesi ve bu haliyle Türkiye Gümrük Bölgesini terk etmesi koşuluyla fiilen ihraç edilmiş sayılır. Bu durumda, ihraç eşyası üzerindeki gümrük kontrolü sona erer.

Ayrıca İhracat Rejim kararındaki bilgiler de bilinmeli ve dikkat edilmelidir

Yazar:

Recai KARAKAZANCI

Gümrük Müşaviri

 

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Misyonunuz Tedarik Stratejinizi Nasıl Destekler?

Strateji Nedir; sözlük, kelime anlamıyla stratejiyi sistematik ve dikkatle hazırlanmış bir eylem planı olarak tanımlar. Bu tanımda bulunan anahtar kelimeler sistematik, plan ve eylemdir. Bu nedenle, strateji sistematik bir plan olarak tasarlanabilir. Bu stratejik kurgu planlanmış olup kazara ortaya çıkan bir şey değildir. Ayrıca, eylemimizi gerçekleştirmek için bazı adımlar atılması da gerekmektedir. Birçok kuruluş stratejilerini, bir “Stratejik Plan” adlandırır. Bir stratejik plan, bir organizasyonun, misyonunu, bütçe yapısını, kuruluş önceliklerini ve hedeflerini sırlamak için kullanmış olduğu bir dokümandır.

Bir organizasyon için misyonu tanımlamak kolay mıdır? Bunu yazıyı okurken, sizin organizasyonunuzun ne yapıyor olması gerektiğini bir düşünün, bu amaç size neyi ifade ediyor? Sürprizler var mı? Tedarikçilerinizin misyon tanımlarını okuduğunuzda, onların ne yaptıkları anlama konusunda herhangi bir fikir elde edebiliyor musunuz?

Tedarikçileriniz açısından sözleşmeleriniz ve satın alma siparişleriniz ve yapmış olduğunuz ihale uygulamaları hakkında biraz düşünün. Sizin görev tanımınızda yer alan tedarik stratejileriniz müşterinizin görev tanımını karşılamakta mıdır? Farklı bir tür tedarik stratejilerinin tanımlanması durumunda müşterinizin misyonu ile sizin misyonunuz arasında daha iyi bir uyum yakalanabileceğini hiç düşündümüz mü?

Bu tür iyileştirmelerin misyonunuzu desteklediğinden emin olmak için bu soruları sürekli olarak kendinize sormanız gerekir. Eğer önceden tanımlı tedarik stratejilerinin misyonunuza destek olup olmadığı konusunda bir kuşkunuz varsa, o zaman o soruyu müşterinize sorun, satınalma personelinize sorun, diğer departman çalışanlarına sorun. Umarım, bu egzersiz genel olarak, satın alma stratejinizin misyonunuzu nasıl desteklediğini görmenize yardımcı olacaktır.

Şimdi biraz daha derine inelim. Acaba faaliyet alanlarınız misyonuzu destekliyor mu? Kendi iş tanımızı düşünün. Faaliyet alanlarınız içinde tedarik misyonunuzu destekleyecek eylemleri tanımlarken aynı zamanda gerçekten ne yaptığınızı açıklayın. Sektördeki konumunuza dayalı mevcut iş tanımınız ne olursa olsun, kendi kişisel misyon destek stratejinizi geliştirerek misyon tanımınıza daha iyi bir anlam kazandırabilirsiniz.

Yazar: Rıdvan Cömert

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Sürekli İyileştirme

Günümüzde asıl karlılık alırken kazanabilmek üzerinden sağlanmaktadır. Bilinçli bir müşteri kitlesi oluşmuş günümüzde, aynı çizgide yer alan firmaların müşteri tarafından tercih edilmesini sadece birbirlerinden başka bir konuda farklılıklarıyla ön plana çıkmasıyla sağlıyor. Bu nedenle satış fiyatları başa baş olan firmaların rekabet etme şansları daraldığından daha fazla karın kapıları alırken kazanmadan geçiyor.

Tedarikçi firmalardan biri diğerine göre daha fazla genel gidere ve daha fazla masrafa sahipse karlılığı o kadarda düşük olacaktır. Bu firmanın yapması gereken tüm alım ve masraf kalemlerinde tasarrufa gitmesi gerekmektedir. Tasarruftan sonra oluşan milat ve başlangıç noktasının da sürekli korunması da başlı başına bir iştir.

Firmaların mal ve hizmet alım süreçleri tedarik zincirinin büyüklüğüne, operasyonların ağırlığına, ekibin durumuna göre farklılık arzetmektedir. Bazı firmalar bir yıl içinde ihaleye çıkarken bazı firmalar spot alımlar ve agresif alımlar yapabilmekteler. Alınan mal ve hizmetler ihale zamanında uygun şartlarda ve koşullarla uygun bitirilmiş olabilir. Fakat o günün şartlarında biten ihale süreci sonraki dönemlerde daha da pozitif durumlarda da bitebilir. Yani fiyatın ve koşulların her zaman aynı trendde seyretmeyeceği bir gerçektir. Dünya ve ülke ekonomilerinin beklenmedik oynaklığı aynı zamanda bu durumun sürekli bir teklif süreciyle,araştırmayla,ar-ge ile desteklenerek iyileştirmesini gerekli kılmaktadır.

Yazar: Sacit Şahin

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Hastaneler İçin SGK Fatura Ödeme Süreçleri Ve Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Kişilerin sosyal güvenceleri kapsamı içerisinde yer alan en önemli konu sağlık güvencesi kavramıdır. Toplumda sosyal sigorta veya bir başka deyiş ile SSK’lı iş denildiğinde şimdi ve gelecek için iki düşünce oluşmaktadır. Sosyal sigortanın kişiler için şimdiki zamanda anlamı sağlık güvencesi ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşma imkânıdır. Gelecek için ise bu düşünce emeklilik olarak zihinlerde yer bulmaktadır.

Türkiye’deki sağlık sektörü özelinde düşünüldüğünde de sağlık hizmetlerinin finansmanı için sosyal sigortanın ne denli önemli olduğu anlaşılmaktadır. Kamu veya özel sağlık hizmet sunucularının sundukları sağlık hizmeti faturalarının çok büyük kısmını Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödediği bir sistemde sağlık sektörü açısından SGK’nın düzenleyici rolü açıkça ortaya çıkmaktadır.

ÖDEME KAPSAMINDA OLAN HİZMETİN VE MEDİKAL MALZEMENİN TESPİTİ

Bilindiği üzere 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 73 üncü maddesine göre genel sağlık sigortalısı ve bu kişilerin bakmakla yükümlü oldukları kişilere sunulan sağlık hizmetleri, sağlık hizmet sunucularıyla yapılan sözleşmelere göre SGK tarafından satın alınarak sağlanmaktadır.

SGK’nın sağlık hizmet sunucularıyla yaptıkları sözleşme hükümlerine esas olarak hangi sağlık hizmetinin ve medikal malzemenin SGK’ya fatura edilebileceğine yönelik hükümler ise Sağlık Uygulama Tebliği’nde(SUT) yer almaktadır. SUT’ta yer alan bilgiler ise zaman içerisinde revize edilerek ilgililere duyurulmaktadır.

SAĞLIK HİZMET SUNUCULARININ FATURA TESLİM ŞEKİLLERİ VE SÜRELERİ

Sağlık hizmeti sunucuları(SHS), verdikleri sağlık hizmeti karşılığında düzenledikleri fatura ve eklerinde yer belgeleri bulundukları illerde yetkili olan sağlık sosyal güvenlik merkezlerine teslim etmelidirler. Bu teslim elden teslim, iadeli taahhütlü posta yoluyla teslim ve normal posta yoluyla teslim olarak 3 üç şekilde gerçekleştirilebilir. Tercih edilen her teslim şekline göre SGK’nın dönem tespitlerinde esas alacağı tarihler de değişmektedir. Fatura ve eki belgeler, iadeli taahhütlü posta yoluyla SGK’ya gönderilmesi halinde postaya veriliş tarihi, normal posta ile gönderilmesi halinde ise, SGK kayıtlarına intikal ettiği tarih esas alınarak işlemler yapılmaktadır.

Yukarıda belirtilen teslim şekillerine bağlı olarak sağlık hizmet sunucuları tarafından ayın birinci günü ila son günü arasında verilen sağlık hizmetlerine ilişkin düzenlenen fatura, takip eden ayın birinci gününden 15 inci gününe (15 inci gün dâhil), 15 inci günün resmî tatile rastlaması halinde ise takip eden ilk iş gününe kadar ki süre içinde SGK’ya teslim edilirse teslim edildiği ayın 15 inci günü teslim edilmiş gibi işlem görecektir. Bu süre içinde teslim edilmeyen faturalar için ise, faturaların SGK’ya teslim edildiği ayı takip eden ayın 15 inci günü teslim edilmiş olarak kabul edilmektedir.

Yazar: Sertaç Sedat KÖKSAL

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Hangi İletişim?

Hayatın her alanında olduğu gibi iş hayatında da iletişim önemli bir unsur olarak karşımıza çıkar. Ancak iş hayatında iyi yönetilmeyen iletişim, telafisi güç sorunlara yol açabilir. Bu nedenle doğru iletişim kanalını doğru zamanda kullanmak önemlidir.

Bazen tüm çabalara rağmen iletişim kopukluğu yaşanabilmektedir. Kimi zaman e-mail tercih edilen bir iletişim yöntemi iken kimi zaman telefon daha etkili olabilir. Yazılı iletişimde mesajlar veya bilgiler gönderici ve alıcı arasında sadece yazıya dökülen kelimelere dayanırken, sözlü iletişimde bu sadece ağızdan çıkan kelimelere değil aynı zamanda  kişinin ses tonuna ve karşılıklı doğrudan etkileşime dayanmaktadır. Bu nedenle, her iki iletişim yöntemini artıları ve eksileriyle ele almak, hangi yöntemin tercih edilebileceğiyle ilgili yol gösterici olabilir.

Özellikle iş hayatında, e-maillerin önemli bir yer tutmasının en büyük nedeni bunların kayıt altına alınabilmesi ve herhangi bir anlaşmazlık durumunda geriye dönük olarak yapılan bu yazışmalara kolayca ulaşılabilmesidir. Telefon konuşmaları her ne kadar özellikle çağrı merkezlerinde kayıt altına alınsa da günlük iş konuşmalarında herhangi bir kayıt olmadığı için bir takım aksaklıklar meydana gelebilir. Bu anlamda yazılı iletişim bu tür aksaklıkların meydana gelmesini engelleyecektir.

Yazar: Simge Erdağ

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Mağaza Operasyonları

Günümüzde, tedarik zincirinin perakende sektöründe uygulamalarının çeşitli süreçlerde sürekli bir değişim halinde olduğunu görmekteyiz. Mağaza operasyonları ile ilgili son zamanda meydana gelen gelişme ve değişimler, tedarik zincirinin son halkası olan mağazanın, ürünü tüketici ile buluşturma noktası olması açısından  önemini ortaya  koymaktadır.

Daha önceleri tedarik zinciri açısından mağazalar, daha az etkin bir alan olarak görülmekteyken, günümüzde nihai kullanıcı olan müşteriyi etkileyen ve onu ürünle buluşturan, karlılık sağlayan bir yapı olması sebebiyle, tedarik zincirinin son ve en önemli halkalarından birisi olmuştur.

Mağaza operasyonları yapılırken en önemli hususlardan birisi, nihai kullanıcının yani müşterinin ihtiyacını gidermektir. Bunun için müşteri ihtiyacının istenilen yer, zaman ve miktarda karşılanması gerekmektedir. Özellikle müşterinin ihtiyaç duyduğu malzemenin istenilen yer, zaman ve miktarda karşılanmasının müşteri tatmini açısından önemi büyüktür. Tatmin olan müşteri yeni ihtiyaçlarını karşılamak için yine aynı mağazayı tercih edebilecektir.

….

Yazar: Suat SARAÇOĞLU

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Çarşıda Verdim 1 Lira, Eve Geldim 3 Lira!

Bu yazımda sizlere işletmelerde sıklıkla karşılaştığımız satınalma ile ilgili bir yanlış yorumlamadan bahsetmek istiyorum. Ama önce gelin isterseniz satınalma nedir, ne değildir ile başlayalım. Satınalma, en ucuz fiyattan en kaliteli ürünün tedariki değildir. Satınalma, iş ihtiyacınızı çözecek en iyi çözümü, en iyi şartlarda temin etmektir. Bu cümledeki her bir tamlamanın üzerinde tek tek düşünmek gerekir. İhtiyaç, üretimde kullanılacak bir hammadde veya yarı-mamul, servis, alınıp-satılacak ticari bir meta, vb. olabilir. Satınalmacı işe, ihtiyacını anlayarak başlamalı.  Buna müşterinin sesi (voice of customer) diyoruz. Müşterinin ihtiyacını karşılamayan veya fazlasıyla karşılayan hiçbir çözüm, en iyi (optimal) çözüm değildir.

İhtiyaç analizi yaparken öngörülen çözümün değil, ihtiyacının tanımlandığından emin olunmalı. Örneğin; ihtiyaç, “Uluslararası konuşmalarımızı yapabilmek için bir konuşma paketine ihtiyacımız var” şeklinde söylendiğinde buradaki ihtiyaç, uluslararası konuşmaların yapılabilmesidir. Konuşma paketi, muhtemel çözümlerden birisi olabilir. Bunun için Skype ve Viber gibi çözümler, konuşma paketi alınmasından daha efektif bir çözüm olabilir.
Satınalmacı ihtiyacın en iyi hangi şekilde karşılanacağı konusunda yaratıcı olmalı. Satınalmacının ve ihtiyaç sahibinin, çözüm ile ihtiyaç arasındaki farklı bilmesi gerekir. Bu farkı anladıktan sonra çözümle ilgili önyargıya kafa tutmak ve diğer çözüm alternatiflerine bakmak daha kolay olacaktır.

En iyi çözüm, niteliksel açıdan ihtiyacı en iyi karşılayan çözümdür. En iyi çözümün, en iyi şartlarda temin edilmesi ise başka bir şeydir. Örneğin; akıllı telefon ihtiyacını karşılayacak en iyi çözümün iPhone olduğunu kabul edelim. iPhone’un temininde en iyiyi sağlayan şartlar; fiyat, temin süresi, vade, garanti süresi, vb. şartlardır. Satınalma fiyatı hiçbir zaman tek başına en iyi şartları sağlamaya yetmez.

Yazar: Arif YILDIRIM

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Türkiye’nin 2014 Yılı Lojistik Performans Karnesi

Türkiye’nin lojistik ve stratejik önemini anlatan şu cümlelere ilkokul yıllarımızdan beri sayısız kez karşılaştık:

  • Türkiye Afrika, Avrupa ve Asya’nın kesiştiği yerde ve bu üç kıtanın konum olarak birbirine en yakın bulunduğu bölgededir.
  • Türkiye, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan önemli yollar üzerindedir.
  • Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrilidir ve boğazlarla okyanuslara çıkışı vardır.

Türkiye olarak ülkemizin lojistik/stratejik önemine yaptığımız yukarıdaki vurguların tarafsız organizasyonlarca nasıl algılandığını bu yazımızda inceleceğiz. Yazımız Dünya Bankası’nın 2014 yılı Lojistik Performans Indeksi çalışmasına dayanıyor.

 

2014 Dünya Bankası Lojistik Performans İndeksi

Dünya Bankası Lojistik Performans İndeksi (LPI) 160 ülkeyi kapsayan global freight forwarder ve express taşıyıcılarla gerçekleştirilen anketlere dayanan geniş çaplı bir araştırma. İlk çalışma 2007 yılında başlatıldı, her iki yılda bir yenilenmekle birlikte inceleyeceğimiz son çalışma 2014 yılında yayınlandı.

Lojistik Performans Indeksinin amacı siyasi liderleri, özel sektör girişimcilerini ve sivil toplum kuruluşlarını ülkelerinin lojistik performansları hakkında bilgilendirmek ve lojistik alanında yapılabilecek iyileştirmeler için ışık tutabilmek. Uluslararası ve ulusal Lojistik endeksleri bulunan Dünya bankasının uluslararası lojistik performansı üzerinde duracağız.

Uluslararsı Lojistik performansı şu alanlarda yapılan değerlendirmeleri baz alır:

  • Gümrüklerin etkinliği (Customs)
  • Ulaştırma altyapısı ve ticaretin niteliği (Infrastructure)
  • Rekabetçi navlunlarla uluslararası sevkiyatlar organize edebilme(international shipments)
  • Lojistik hizmetlerin kalitesi ve rekabet edebilirlik (Logistics competence)
  • Lojistik hizmetlerin takip edilip izlenebilmesi (Tracking and tracing )
  • Lojistik hizmetlerin zamanında gerçekleştirilmesi (Timeliness)

Yazar: Aydoğan Can

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Haziran 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız…